Arnavutluk”taki Posta Müzesi”nde yüzyıllık posta pulları sergileniyor
Tiran”da, 5 Kasım 2021″de hizmet vermeye başlayan ve 1913″ten itibaren basılmaya başlanan posta pullarına ev sahipliği yapan Arnavutluk Posta Müzesi, kentte tarih meraklılarının en çok ziyaret ettiği yerler arasında bulunuyor.
Posta pulları üzerinde ülke tarihinin 112 yılının farklı dönemlerinden figürler yer alırken Osmanlı döneminden kalma nadide posta pulları ve mühürler de ziyaretçilerin en çok dikkatini çeken koleksiyonlar arasında önde geliyor.
Müzede ayrıca, eski mektup zarfları, haberleşme araçları ve posta görevlilerine ait üniformalar sergileniyor, ziyaretçiler müzedeki atölyede kendi tasarımlarını posta puluna dönüştürebilme fırsatını elde ediyor.
Posta pulu koleksiyonunu genişletme çalışmaları sürüyor
Arnavutluk Postası Pul Arşivi Uzmanı Marilda Habibi, AA muhabirine, müzenin ülke tarihine ışık tutan yönlerini anlattı.
Habibi, “Bu müze 2021″de yeniden tasarlanarak hizmet vermeye başladı. Bu koleksiyonlar öncesinde Ulusal Tarih Müzesi”nin bir parçasıydı.” dedi.
Müzedeki posta pulu koleksiyonunu genişletmeye devam etmek için gerekli araştırma ve çalışmaları sürdürdüklerini söyleyen Habibi, bugün de modern ve tematik pul basımına devam ettiklerini belirtti.
Habibi, “Bu müzede, Arnavutluk Postasının çalışmalarını yansıtan birçok obje sergileniyor. Bir postacının ihtiyaç duyduğu tüm ekipmanlar, yıllara göre sıralanmış posta pulları ve Arnavutluk Postasının yıllar içinde aldığı ödüller ve nişanlar da burada sergileniyor.” diye konuştu.
Ziyaretçilerin müzede Arnavutluk posta pulları tarihini izleme fırsatı bulabildikleri bir belgesel odasının da bulunduğuna işaret eden Habibi, ayrıca posta pulu koleksiyoncularının ve araştırmacıların da müzeye büyük ilgi gösterdiklerini dile getirdi.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
Source:
MİT raporu ortaya çıktı! Suriye için düşünülen kral dikkat çekti
MİT resmi web sitesinde tarihi ve önemli bir istihbarat raporunu paylaştı. Osmanlı”nın hakimiyetinden çıkan Orta Doğu topraklarını manda yönetimi altına alan İngiltere”nin, bölgede yürüttüğü faaliyetlere ilişkin 14 Eylül 1944 tarihli bir istihbarat raporu ortaya çıktı. ÜRDÜN EMİRİNİ SURİYE”YE KRALI YAPMAYA ÇALIŞMIŞLAR MİT Başkanlığı”nın web sitesinde yer alan “Özel Koleksiyon” albümünde, İngiliz istihbaratçı John Philby”in dönemin Mavera-i Ürdün Emirliği”nde yürüttüğü çalışmalara ilişkin 14 Eylül 1944 tarihli istihbarat raporu yayımlandı. Raporda, İngiltere”nin Osmanlı devletinin hakimiyetinden çıkan Orta Doğu topraklarındaki faaliyetleri deşifre edildi. İngiliz istihbaratçı, seyyah, yazar, kaşif ve siyaset adamı John Philby, Müslüman olduktan sonra bilinen ismiyle Abdullah Philby”in (1885-1960), Mavera-i Ürdün”deki faaliyetlerine raporda yer verildi. Raporda, Philby”in yaptığı faaliyetlerin o dönem Ürdün Emiri olan Emir Abdullah”ın Suriye”ye kral yapılmaya çalışıldığı yer aldı.Adana Merkez Amirliği”ne ait 14 Eylül 1944 tarihli istihbarat raporunda şu ifadeler yer aldı: “Maverayıürdün”deki İngiliz müsteşarı ve İntelijans Servisi”nin tanınmış bir şahsiyeti olan Mister Abdullah Filbi, geçen hafta Beyrut”a gelmiş ve dostu Profesör Oliver”in Rasülmetin”deki evine misafir olmuştur. Sözü geçen; birkaç defa Aliye”ye gelmiş, burada bulunan Maverayıürdün Emniyet Müdürü Abdülkadir El-Cündi ve İngiliz elemanlarından Şibli Bişara ve kardeşi Vasıf Bişara ile toplantılar yapmıştır. Öğrendiğime göre; Şibli Bişara, İntelijans Servis”nin yakın şarktaki mühim bir elemanıdır. İngilizlerin büyük itimadını haiz bulunan bu adamın sık sık Bağdat”a gittiği ve avdetinde İngiliz istihbarat subaylarından Kolonel Sterling ile Beyrut”un Senjorj Oteli”nde temaslar yaptığı görülmüştür. Bu adamla birlikte Abdullah Filbi”nin yaptığı faaliyetin, Emir Abdullah”ın Suriye”ye kral yapılmasını istihdaf ettiği tahmin olunmaktadır.”
Source: Haberler
MİT, 1944 yılından rapor paylaştı: İngiliz casusunun faaliyetleri böyle anlatılmış
MİT Başkanlığı”nın web sitesinde yer alan “Özel Koleksiyon” albümünde, İngiliz istihbaratçı John Philby”in dönemin Mavera-i Ürdün Emirliği”nde yürüttüğü çalışmalara ilişkin 14 Eylül 1944 tarihli istihbarat raporu yayımlandı.DAHA SONRA MÜSLÜMAN OLDURaporda, İngiltere”nin Osmanlı devletinin hakimiyetinden çıkan Orta Doğu topraklarındaki faaliyetleri deşifre edildi. İngiliz istihbaratçı, seyyah, yazar, kaşif ve siyaset adamı John Philby, Müslüman olduktan sonra bilinen ismiyle Abdullah Philby”in (1885-1960), Mavera-i Ürdün”deki faaliyetlerine raporda yer verildi.Raporda, Philby”in yaptığı faaliyetlerin o dönem Ürdün Emiri olan Emir Abdullah”ın Suriye”ye kral yapılmaya çalışıldığı yer aldı.Adana Merkez Amirliği”ne ait 14 Eylül 1944 tarihli istihbarat raporunda şu ifadeler yer aldı:”Maverayıürdün”deki İngiliz müsteşarı ve İntelijans Servisi”nin tanınmış bir şahsiyeti olan Mister Abdullah Filbi, geçen hafta Beyrut”a gelmiş ve dostu Profesör Oliver”in Rasülmetin”deki evine misafir olmuştur. Sözü geçen; birkaç defa Aliye”ye gelmiş, burada bulunan Maverayıürdün Emniyet Müdürü Abdülkadir El-Cündi ve İngiliz elemanlarından Şibli Bişara ve kardeşi Vasıf Bişara ile toplantılar yapmıştır. Öğrendiğime göre; Şibli Bişara, İntelijans Servis”nin yakın şarktaki mühim bir elemanıdır. İngilizlerin büyük itimadını haiz bulunan bu adamın sık sık Bağdat”a gittiği ve avdetinde İngiliz istihbarat subaylarından Kolonel Sterling ile Beyrut”un Senjorj Oteli”nde temaslar yaptığı görülmüştür. Bu adamla birlikte Abdullah Filbi”nin yaptığı faaliyetin, Emir Abdullah”ın Suriye”ye kral yapılmasını istihdaf ettiği tahmin olunmaktadır.”
Source: Kadriye Ebrar Etirli
Türk musikisinin duayen ismi: Münir Nurettin Selçuk
Müzik kariyeri boyunca Türk müziğine farklı bir üslup getiren sanatçı, 100″den fazla besteye imza attı.
Eserleriyle Türk müziğinde çığır açan Selçuk, Darülfünun İlahiyat Fakültesi Fars Edebiyatı Profesörü ve Kadıköy Sultanisi Fransızca öğretmenlerinden şair Mehmed Avni Nureddin Bey ile Fatma Hanife Hanım”ın oğlu olarak, 1900″de İstanbul Sarıyer”de doğdu.
Çeşitli kaynaklarda doğum yılı 1899, 1900, 1902 olarak da belirtilen sanatçı, ilkokulu Beyazıt İbtida-i Mektebi”nde okuduktan sonra Soğukçeşme Askeri Rüştiyesi”nde, ardından Kadıköy Sultanisi”nde öğrenim gördü.
Münir Nurettin, henüz 10 yaşında iken sesinin güzelliği fark edilince, Yeniköylü Hasan Efendi”nin öğrencisi olan Ethem Bey”in, Kadıköy”deki Darülfeyzi Musiki Mektebi”ne devam ederek üç yıl sonra bu heyetle ilk konserini verdi.
“Hayatımda başka hiçbir meslek seçmeyi aklıma getirmedim”
Ziya Paşa”nın başkanlığı döneminde parlak bir sınav vererek, o zaman sadece Türk müziği öğretimi yapan Darülelhan adıyla faaliyet gösteren İstanbul Belediyesi Konservatuvarına girmeye hak kazandı.
Şark Musiki Cemiyetinin kurucuları arasında yer alan sanatçı, 1. Dünya Savaşı”nın devam ettiği 1917″de, ailesinin isteği üzerine Macaristan”a tarım tahsiline gönderildi ancak musikiye olan sevdası nedeniyle babasını ikna ederek kısa süre sonra yurda döndü.
Gazeteci Zeki Tükel”e verdiği bir röportajında, “Hayatımda başka hiçbir meslek seçmeyi aklıma getirmedim. Düşünün bir kere, beni Macaristan”a ziraat tahsiline göndermişlerdi. Bu tahsilde iken Türk musikisi yüzünden kitabın yaprağını açamadım.” ifadelerini kullanmıştı.
Münir Nurettin Selçuk, bir dönem Fenerbahçe”de futbol oynadı ve kulübü ziyaret eden Mustafa Kemal Atatürk”le de burada tanışma fırsatı buldu.
Musikiye ciddi şekilde bu yıllarda bağlanan sanatçı, 1923″te askerlik hizmetini yapmak üzere teğmen rütbesiyle girdiği Muzıka-i Hümayun”da müezzinliğe tayin edildi. Cumhuriyet ilan edilince aynı rütbeyle Ankara”daki “Riyaset-i Cumhur İncesaz Heyeti”ne dahil olan sanatçı, Atatürk”ün maiyetinde bulundu. Sanatçı, 1926″da Atatürk”ten izin alarak heyetten ayrıldı ve İstanbul”a döndü.
Paris Konservatuvarında şan, piyano ve solfej dersleri aldı
Münir Nurettin Selçuk, İstanbul”da Sahibinin Sesi Plak Şirketi”yle yaptığı anlaşmanın ardından musiki bilgisini arttırmak için 1928″de gittiği Paris”te bir yıl kalarak Paris Konservatuvarında şan, piyano ve solfej dersleri aldı.
Fransız tiyatrosunda tek başına ve o tarihe kadar görülmemiş bir biçim ve programla 1929″da ilk konserini veren Selçuk”un performansı sanat çevrelerinde büyük yankı uyandırırken, “Münir Nurettin Ekolü” duyulmaya başladı.
Sanatçı aynı yıl Enise Hanım ile evlendi. Eşi 1966″da vefat eden Selçuk”un bu evliliğinden kızı Meral, Şehime Erton”la evliliğinden ise oğulları Timur ve Selim dünyaya geldi.
Sanatçının, 22 Şubat 1930″da Beyoğlu”ndaki Fransız Tiyatrosu”nda verdiği ilk solo konser, Türk musikisi konser tarihinde bir dönüm noktası oldu.
Usta sanatçılar Tanburi Mesut Cemil, kemençeci Ruşen Ferit, udi Nevres, kanuni Artaki ve kemani Nubar”ın refakatinde ilk defa frak giyilerek, ayakta, yepyeni bir üslupla konser disiplini içerisinde ve mikrofonsuz gerçekleşen performans, musikiye saygı ve ciddiyet getiren yeni bir ekolün doğuşu kabul edildi.
Usta besteci ve yorumcu, 1942″de girdiği Belediye Konservatuvarı İcra Heyeti”nden 1943″te ayrıldı.
İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Musikisi Konservatuvarında repertuvar dersleri de veren sanatçı, farklı formlarda 100″den fazla esere imza attı. Selçuk, 1953″te İstanbul Radyosu”nda müşavirlik göreviyle İcra Heyeti Başkanı görevlerini üstlendi.
Pek çok gencin yetişmesine katkı sağladı
Münir Nurettin Selçuk, “Ses Musikimiz” adlı makalesinde, “Pek küçük yaşta musiki öğrenmeye başladığım sıralarda, hocalarımdan işitip her zaman hatırladığım mühim sözlerden bir tanesi de; Türk musikisi hanende musikisidir, bunu da ustasından öğrenmek gerektir.” ifadelerine yer verdi.
Tambur ve piyano çalan Münir Nurettin, kendinden sonraki kuşaklara örnek bir musiki adamı oldu, hemen hemen bütün beste şekillerindeki eserleri okuyabilen bir yorumcu oldu ve pek çok gencin yetişmesine katkı sağladı.
Selçuk”un öğrencileri arasında kendisinden çok yararlanan Necmi Rıza Ahıskan ile Alaeddin Yavaşça, bizzat yetiştirdiği İnci Çayırlı ve Meral Uğurlu gibi isimler yer alıyor.
Solo konserleriyle Türk müziğinde çığır açan sanatçı, tek başına halkın karşısına çıkmasının yanı sıra farklı stiliyle de büyük ilgi gördü.
Mevlana, Fuzuli, Nedim, Ahmet Paşa, Şeyh Galip, Ziya Paşa, Süleyman Nazif, Tevfik Fikret, Vecdi Bingöl, Yahya Kemal Beyatlı, Faruk Nafiz Çamlıbel, Behçet Kemal Çağlar, Necdet Atılgan, Munis Faik Ozansoy, Cahit Sıtkı Tarancı, Ümit Yaşar Oğuzcan, İsmet Bozdağ, Refik Ahmet Sevengil gibi ünlü şairlerin şiirlerini besteleyen Selçuk, yurt dışında da çok sayıda konser verdi.
Cumhurbaşkanlığınca 1981″de takdim edilen “Atatürk Sanat Ödülü”ne layık görülen sanatçı, Muhsin Ertuğrul”un ilk müzikal film denemesi olan 1939 yapımı “Allah”ın Cenneti” filmiyle 1941 yapımı “Kahveci Güzeli” filmlerinde oynadı.
Selçuk, Kahveci Güzeli”nde Sadettin Kaynak”ın bestelediği “Ela Gözlerini Sevdiğim Dilber”, “Aşığım Baharın Yeşil Gözüne”, “Zeynebim Uçtu Gitti”, “Garibiz, Gurbet Bize Artık Bir Sıla Oldu”, “Çoban Kızı” ve “Yad Eller Aldı Beni” eserlerini yorumladı.
TRT”ye verdiği bir röportajda İstanbul”a hayranlığını dile getiren Selçuk, şairlerin İstanbul”a hayranlık belirten dizelerine işaret ederek, “Bunlardan bir tanesi de üstadın “Aziz İstanbul” isimli güzel şiiridir. Bunu aşağı yukarı iki ay zarfında besteledim. Eser bittiği zaman da son gece, sabaha karşı 04.00-05.00 arası kulağıma ezan sesleri geldi. O tabii beni çok mütehassis etti.” ifadelerini kullanmıştı.
Sanatla dolu geçen 81 yıllık hayatında Münir Nurettin Selçuk, bazı müzikal filmler için eserler de besteledi.
Münir Nurettin Selçuk, 27 Nisan 1981″de Nişantaşı”ndaki evinde vefat etti ve Aşiyan Mezarlığı”na defnedildi.
Adına pul basılan sanatçının ismi, yaptığı besteler ve İstanbul”a olan sevgisi nedeniyle Kalamış”ın ana caddesine ve Bağcılar”da bir ilköğretim okuluna verildi.
Sanatı, konservatuvarlarda tez ve doktora konusu olarak çalışılan sanatçının yaşamı, Ayşe Kulin tarafından 1996″da “Bir Tatlı Huzur” adıyla kitaplaştırıldı.
Sanatçının bestelerinden bazıları ise şöyle:
“Beni Kör Kuyularda Merdivensiz Bıraktın”, “Kalamış”, “Aziz İstanbul (Güfte: Yahya Kemal Beyatlı)”, “Söyle Sevgili”, “Gül Yüzünde Göreli Zülf-i Semen-say Gönül”, “Safa-yı Metle Parıldasın Camımız”, “Hülyama Doğan Son Güneşim”, “Son Hevesimde”, “Varalım Kuy-ı Dilaraya Gönül Hu Diyerek”, “Bir Söz Dedi Canan ki Keramet Var İçinde”, “Rindlerin Akşamı (Dönülmez Akşamın Ufkundayız) (Güfte: Yahya Kemal Beyatlı)”, “Ne Doğan Güne Hükmüm Geçer Ne Halden Anlayan Bulunur”, “Endülüs’te Raks”, “Sessiz Gemi”, “Rindlerin Ölümü”, “Sen Şarkı Söylediğin Zaman”, “Dumanlı Başları Göklere Ermiş”, “Yedi Renk Üstüne Hareli Dağlar.”
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
Source: