Tavuk göğsü nasıl pişirilir?
Ayrıca, düşük yağ içeriğiyle, kalp sağlığını korumak isteyenler ve kilo kontrolü yapanlar için de harika bir alternatiftir. İçeriğindeki protein, kas kütlesini artırmaya yardımcı olurken, sağlıklı bir metabolizma için gerekli olan besin öğelerini sunar. Eğer tavuk göğsü fırınlama, ızgara veya haşlama gibi düşük yağda pişirme yöntemleriyle hazırlanırsa, kalori miktarı daha da düşük olur. Bu nedenle, tavuk göğsü, sağlıklı bir yaşam tarzı sürdürmek isteyenler için mükemmel bir besin seçeneğidir. TAVUK GÖĞSÜ NASIL PİŞİRİLİR? Tavuk göğsü, sağlıklı ve hafif bir et seçeneği olarak oldukça popülerdir. Ancak, tavuk göğsünü pişirirken dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, etin kuru olmadan, lezzetli ve yumuşak bir şekilde pişirilmesidir. Pişirme yöntemine göre farklı teknikler ve marinasyonlar kullanarak, tavuk göğsü çok daha lezzetli hale getirilebilir. İlk olarak, tavuğun taze olmasına dikkat edilmelidir. Taze tavuk göğsü, etin doğru şekilde pişirilmesi için gereklidir. Tavuk göğsünü pişirmeden önce, etin kalitesini artırmak için marinasyon yapmak idealdir. Zeytinyağı, tuz, karabiber, limon suyu ve taze otlar gibi malzemelerle hazırlanan marina, tavuk etinin daha lezzetli ve yumuşak olmasını sağlar. Tavuk göğsünü, marinada yaklaşık 20-30 dakika bekletmek, bu tatların ete geçmesini sağlar. Izgara tavuk göğsü, en sağlıklı pişirme yöntemlerinden biridir. Izgara yapılmadan önce, tercihe göre ince dilimler halinde kesilebilir veya bütün bırakılabilir. Tavuk göğsünü ızgarada pişirirken, ızgarayı önceden ısıtmak ve etin her iki tarafını da 4-5 dakika kadar pişirmek gereklidir. Izgarayı fazla sıcak tutmamaya dikkat edin, çünkü çok yüksek ısıda pişirilen tavuk dıştan yanabilir, içi ise çiğ kalabilir. Izgarada pişirirken tavuk göğsü üzerinde marinayı bırakmak, dışının lezzetli ve nemli kalmasını sağlar. Bir başka popüler yöntem ise tavada pişirme yöntemidir. Tavada pişirirken, öncelikle tavayı ısıtın ve üzerine az miktarda zeytinyağı veya tereyağı ekleyin. Tavuk göğsünü tavaya koymadan önce tuz, karabiber ve baharatlarla tatlandırmak faydalı olur. Tavuğun her iki tarafı da altın rengi olana kadar pişirilir. Tavanın kapağını kapatmak, etin içinin pişmesini ve sulu kalmasını sağlar. Tavuk göğsü pişirildikten sonra birkaç dakika dinlendirilirse, etin suyu içine çekilir ve daha lezzetli olur. Fırınlama yöntemi de tavuk göğsü için harika bir pişirme tekniğidir. Bal, limon, sarımsak ve baharatlarla yapılan bir marinasyon, etin tatlarını iyice içselleştirmesini sağlar. Fırını 180-200 dereceye önceden ısıtın ve tavuk göğsünü fırın tepsisine yerleştirin. Tavuk göğsünü yaklaşık 20-30 dakika arasında pişirmeniz yeterli olacaktır, ancak fırın ısısına göre pişirme süresi değişebilir. Fırında pişirirken, etin kuru olmaması için üzerini alüminyum folyo ile kapatmak da faydalı olabilir. Buharda pişirme de sağlıklı bir alternatif olup, tavuk göğsünün lezzetini ve besin değerlerini korur. Buharda pişirme işlemi sırasında, tavuk göğsünü hafifçe baharatlayarak 10-15 dakika kadar pişirebilirsiniz. Bu yöntem, etin doğal lezzetini kaybetmeden yumuşacık olmasını sağlar. Tavuk göğsü pişirme tekniğinde dikkat edilmesi gereken nokta, aşırı pişirmemek ve etin kurumasını engellemektir. Ayrıca, tavuk piştikten sonra birkaç dakika dinlendirmek, etin suyunun içinde kalmasını sağlar ve yumuşaklık açısından büyük fark yaratır. TAVUK GÖĞSÜ PİŞİRMENİN PÜF NOKTASI Tavuk göğsü pişirme yönteminin püf noktası, etin kuru olmadan yumuşak ve lezzetli bir şekilde pişirilmesini sağlamaktır. Tavuk göğsü, düşük yağ içeriğiyle sağlıklı bir seçenek olmasına rağmen, pişirilirken genellikle kuruma eğilimindedir. Bunun önüne geçmek için birkaç teknik vardır. İlk olarak, tavuk göğsünü pişirmeden önce marinasyon yapmak, etin lezzetini artırırken aynı zamanda nemli ve yumuşak olmasını sağlar. Zeytinyağı, limon suyu, sarımsak, tuz, karabiber ve taze otlar gibi malzemelerle hazırlanan marina, tavuk etine tat verirken, etin dokusunu da yumuşatır. Tavuk göğsünü marinada 20-30 dakika kadar bekletmek, etin içine bu tatların iyice işlemesini sağlar. Marinasyon süresi çok uzun olmamalıdır çünkü tavuk eti zaten hassas bir yapıya sahiptir. Tavuk göğsünü ızgarada pişirirken, ızgaranın iyi ısındığından emin olun ve tavuk göğsünü doğrudan ızgaraya yerleştirmeden önce hafifçe yağlayın. Etin her iki tarafını da 4-5 dakika kadar pişirmeniz yeterli olacaktır, ancak tavuk göğsünün kalınlığına göre bu süre değişebilir. Izgarada pişirirken, tavuk etini sıkça çevirmemek gerekir, çünkü fazla çevirmek etin suyunun kaybolmasına yol açabilir. Fırında pişirirken, tavuk göğsünü önceden ısıtılmış 180-200 derece fırına yerleştirerek yaklaşık 20-30 dakika pişirebilirsiniz. Fırınlama sırasında, etin kurumasını önlemek için üzerini alüminyum folyo ile kapatmak iyi bir yöntem olabilir. Ayrıca, pişirme süresini çok uzatmamaya dikkat etmelisiniz; tavuk göğsü, fazla pişirilirse kurur ve lezzetini kaybeder. Bir başka püf noktası ise tavada pişirme yönteminde, tavayı önceden iyice ısıtmak ve tavuk göğsüne çok fazla yağ eklememektir. Sadece az miktarda zeytinyağı veya tereyağı kullanarak, tavuk göğsünü altın rengi alana kadar pişirebilirsiniz. Tavanın kapağını kapatmak, etin içinin pişmesini ve sulu kalmasını sağlar. Pişirme sırasında tavuk göğsünü fazla çevirmemek, etin suyunun kaybolmaması için önemlidir. Tavuk göğsü piştikten sonra, birkaç dakika dinlendirmek de etin suyunun içinde kalmasını sağlar ve daha lezzetli bir sonuç elde edilir. Kısacası, tavuk göğsünü pişirirken püf noktası, doğru pişirme süresi ve marinasyonla etin lezzetinin derinleşmesi, böylece tavuğun sulu ve yumuşak kalmasını sağlamaktır. Tavuk göğsü, hafif ve sağlıklı bir protein kaynağı olduğundan, yanında taze ve dengeli garnitürler ile harika bir uyum yakalar. En iyi eşlik eden yan lezzetler, tavuk göğsünün doğal tadını öne çıkarırken aynı zamanda yemeği daha zengin hale getirir. Yeşil salata özellikle taze roka, marul, domates, salatalık, zeytinyağı ve limon ile hazırlanarak tavuk göğsünün hafif yapısıyla mükemmel bir uyum sağlar. Salatadaki asidik tatlar, tavuğun hafifliğini tamamlar ve yemeği ferahlatır. Tavuk göğsüyle çok iyi giden bir diğer seçenek ise zeytinyağlı sebzelerdir. Fırında pişirilmiş patates, havuç, kabak ve mantar gibi sebzeler, tavuğun yanında hem doyurucu hem de lezzetli bir alternatif oluşturur.
Source: Habertürk
Dana yüreği nasıl pişirilir?
Dana yüreği sakatat dendiğinde çoğu kişinin geri adım attığı, ama ustalıkla işlendiğinde sofralarda yer bulan bir ürün. Peki, dana yüreği pişirirken hangi aşamalara dikkat edilmeli, nelerden kaçınmak gerekir, hangi hatalar tadı bozar? Merak edilen tüm detayları sizler için yazımızda derledik. DANA YÜREĞİ NASIL PİŞİRİLİR? Dana yüreği, mutfağımızda çok sık tercih edilmeyen ancak doğru tekniklerle hazırlandığında sofrada fark yaratan özel bir sakatat türüdür. Pişirme işlemine geçmeden önce en kritik aşama doğru temizlenmesidir. Yüreğin iç yüzeyinde bulunan damarlar, kan pıhtıları ve sert zarlar tamamen ayıklanmalıdır. Aksi halde pişirme aşamasında yoğun ve kötü bir koku ortaya çıkabilir. DANA YÜREĞİ PİŞİRME TEKNİĞİ Dana yüreğini pişirirken dikkat edilmesi gereken temel unsur, yapısal olarak kaslı ve lifli bir dokuya sahip olmasıdır. Bu da pişirme süresini ve tekniğini doğrudan etkiler. Yüksek ateşte kısa sürede pişirme yöntemi, yüreğin sertleşmesini engeller ve suyunun içinde kalmasını sağlar. arasında yer alır. Yavaş pişirme yöntemi özellikle kavurma ya da güveç tarzı tariflerde tercih edilir. Bu teknikte yürek önce yüksek ateşte mühürlenir, ardından düşük ısıda, biraz su ya da et suyu eklenerek uzun sürede pişirilir. Bu şekilde hem lezzet daha derinleşir hem de yumuşaklık garanti altına alınır. Dana yüreği ayrıca fırınlanarak da hazırlanabilir. Fırında pişirme esnasında, kurumasını önlemek için yağlı bir sosla kaplanması veya üzerinin kapalı tutulması önerilir. Bu, iç dokunun sulu kalmasına yardımcı olur. Özellikle kimyon, kekik, karabiber ve sarımsak yüreğin aromasını zenginleştiren baharatlardır. Taze otlar da pişirme sonunda eklendiğinde tazelik katar. DANA YÜREĞİ TARİFİ Malzemeler: 500 gr dana yüreği 1 adet büyük soğan 2 diş sarımsak 1 adet yeşil biber 2 yemek kaşığı zeytinyağı 1 tatlı kaşığı kimyon 1 çay kaşığı karabiber 1 tatlı kaşığı pul biber Tuz Yapılışı: Yüreği damarlarından arındırarak temizleyin ve ince şeritler halinde doğrayın. Derin bir kapta zeytinyağı, kimyon, sirke/nar ekşisi ve karabiberle karıştırıp yüreği marine edin. En az 30 dakika dinlendirin. Tavada zeytinyağını kızdırın, doğranmış soğan ve biberleri kavurun. Ardından yüreği ekleyin. Yüksek ateşte birkaç dakika soteleyin, sonra sarımsak ve baharatları ilave edin. Ağzını kapatıp 10 dakika kadar pişirin. Servisten önce üzerine doğranmış maydanoz eklenebilir. DANA YÜREĞİ PİŞİRMENİN PÜF NOKTASI İç zarlar, damarlar ve kan pıhtıları, sadece görünüş değil, lezzet açısından da olumsuz etkiler yaratır. Bıçak yardımıyla bu bölümler mutlaka çıkarılmalıdır. Marine süreci sadece yumuşatmaz, kokuyu da bastırır: Sirke, limon suyu, sarımsak gibi malzemeler yüreği hem yumuşatır hem de kendine has kokusunu hafifletir. Yüksek ateş = hızlı mühürleme tekniği uygulanmalı. Bu teknik, etin suyunu kaybetmeden dışının hafif karamelize olmasını sağlar. Çok kalın kesilen yürek, iç kısmı çiğ kalabileceği için homojen pişirme açısından ince ve eşit dilimler tercih edilmelidir. Dana yüreği baharatı kaldırır. Kişisel zevke göre kekik, acı biber, sumak ya da tütsülenmiş paprika gibi aromalar denenebilir. Pişirildikten sonra bekleyen dana yüreği sertleşebilir. Bu yüzden servis hemen yapılmalı, yeniden ısıtılmamalıdır. DANA YÜREĞİ FAYDALARI Yüksek B12 vitamini içeriği vardır. Sinir sistemi fonksiyonları ve kırmızı kan hücresi üretimi için kritik öneme sahiptir. B12 eksikliği yaşayan bireyler için doğal bir takviyedir. Zengin demir kaynağına sahiptir. Emilimi yüksek heme formunda demir içerir, bu da kansızlık riskini azaltır. Koenzim Q10 barındırır. Hücresel enerji üretiminde görev alan bu madde, kalp sağlığı açısından çok değerlidir ve dana yüreğinde bol miktarda bulunur. Protein zenginliği yüksektir. Kas gelişimi ve dokuların onarımı için önemli olan yüksek kaliteli protein içerir. Çinko, selenyum ve fosfor gibi mikro besinler içerir. Bağışıklık sistemini destekler, antioksidan etkiler sağlar.
Source: Habertürk
Uzmandan “soğuk kahve” uyarısı: Vücuttan su atımını hızlandırdığını
Dermatoloji Uzmanı Dr. Makbule Dündar ve Medipol Mega Üniversite Hastanesi’nden Diyetisyen Asya Naz Al, yaz aylarında beslenme şekli ve cilt sağlığı hakkında önerilerde bulundu. Dermatoloji Uzmanı Dr. Dündar, güneşin zararlı etkilerinden korunmak için yüksek koruma faktörlü güneş kremlerinin ve nemlendiricilerin düzenli kullanımını önerirken, Diyetisyen Al ise yazın artan sıvı kaybını dengelemek için su ve mineral desteğinin önemine değindi. Her iki uzman da yaz döneminde beslenme düzenine dikkat etmenin ve cilt sağlığı ile saç sağlığını korumanın uzun vadede birçok sağlık sorununu önleyeceğine dikkat çekti.CİLDİNİZİ GÜNEŞTEN KORUYUN, NEMLENDİRMEYİ UNUTMAYINYaz aylarında güneş ışınlarının cilde zarar verebildiğini belirten Dr. Makbule Dündar “Eğer cildiniz hassassa, güneş alerjiniz varsa ya da lekelenmeye eğilimli bir yapınız varsa mutlaka en az SPF 50 koruma faktörlü bir güneş kremi kullanmalısınız. Melazma gibi hormonal değişikliklere bağlı lekelerde de bu çok önemlidir. Ayrıca ailede cilt kanseri öyküsü varsa, seçilen güneş koruyucunun hem UVA hem UVB ışınlarına karşı etkili olması büyük önem taşır” diye konuştu.GÜNDE EN AZ 2-3 LİTRE SU İÇİLMELİCilt bakımında yapılan en büyük yanlışlardan birinin yazın nemlendirici kullanımını bırakmak olduğunu belirten Dr. Dündar, “Cildimiz yazın da neme ihtiyaç duyar. Daha likit, akışkan nemlendiricilerle destek sağlamak gerekir. Günde en az 2-3 litre su içilmeli. Yazın soyucu, retinoik asit içeren ürünlere ara vermek gerekir, çünkü bu ürünler güneş hassasiyetini artırır” dedi.SAÇLARINIZA ÖZEL YAZ BAKIMI UYGULAYINGüneş, deniz ve havuzun saç sağlığını da etkilediğine dikkat çeken Dr. Dündar, saç bakımına da yaz aylarında özen gösterilmesi gerektiğini vurguladı. “Saçlarımıza argan yağı gibi bitkisel yağlarla bakım yapabilir, masajla kan dolaşımını artırabiliriz. Saç dökülmeleri için glikan ve protein içerikli takviyeler kullanılabilir. Saç dökülmesine karşı losyon ve spreyleri de bu dönemde rahatlıkla kullanabiliriz” ifadelerini kullandı.VÜCUT ISISININ ARTMASIYLA SU KAYBI DA ARTIYORYaz aylarında vücut ısısının artmasına bağlı olarak ciddi sıvı kayıpları yaşandığını belirten Diyetisyen Asya Naz Al, bu dönemde su tüketiminin hayati önem taşıdığını söyledi. Al, “Yazın vücudumuz çok daha hızlı dehidrasyona uğruyor. Günde en az iki buçuk- üç litre su içilmeli. Su içmekte zorlananlar, suyu limon, tarçın veya elma kabuğuyla tatlandırarak tüketebilir. Ayrıca, terleme ile kaybedilen minerallerin yerine konulabilmesi için her gün bir şişe maden suyu içilmesini öneriyorum” dedi.TATLI MEYVELERDE PORSİYON KONTROLÜNE DİKKATMeyve ve sebze tüketiminin bu dönemde önemli olduğunu özellikle kavun ve karpuz gibi şeker oranı yüksek meyvelerde porsiyon kontrolüne dikkat edilmesi gerektiğini söyleyen Al, “Karpuz yerken yanında bir dilim peynir tüketmek, kan şekerinin daha dengeli yükselmesini sağlar. Bu da daha uzun süre tok kalmaya yardımcı olur” diye konuştu.FAST FOOD TARZI GIDALARDAN UZAK DURULMALIYazın sindirim sisteminin daha fazla zorlandığını bu nedenle yağlı ve fast food tarzı gıdalardan uzak durulması gerektiğini belirten Al, “Yemeklerin yanına yoğurt, kefir gibi probiyotik içerikli gıdaları eklemek sindirimi kolaylaştırır. Turşu ve sirke gibi ürünlerle de bu destek sağlanabilir. Salatalara 1-2 kaşık sirke eklemek hem lezzet hem de fayda sağlar” ifadelerini kullandı.‘SOĞUK KAHVEYE DİKKAT, HER KAHVE İÇİN FAZLADAN SU İÇİN’Yazın gazlı içecek ve soğuk kahve tüketiminin arttığını bu içeceklerin vücuttan su atımını hızlandırdığını ifade eden Al, “Soğuk kahveleri şekersiz ya da sadece sütle hazırlanmış şekilde tüketmeye özen göstermeliyiz. Eğer şekerli içiyorsak mutlaka hareketimizi artırmalı ya da su tüketimini yükseltmeliyiz. Kahve ve gazlı içeceklerin her bardağı için bir bardak fazladan su içmek gerekiyor, çünkü bu içecekler vücuttan su atılımını artırır” diye konuştu.
Source: Haber Merkezi