“Türk Müziği Gündemi: Aybüke Albere’nin ‘Harap’ Şarkısı ve Gelecek Vizyonu”

‘Bırak konuşsunlar, sen istediğini yap’

Günümüzde internet ve sosyal medya sayesinde insanlar, hayranı oldukları sanatçıları geçmişe göre çok daha yakından tanıyabiliyor. Hatta hayran olmalarına da gerek yok; sosyal medya profillerine, paylaşımlarına, yazdıklarına bakarak merak ettikleri sanatçılar hakkında fikir sahibi olabiliyorlar. Bu gelişmelerin ardından çoğu sanatçı, halkla ilişkiler ajanslarıyla “iyi bir portre çizmek” amacıyla çalışmaya başladı. Bu da bazıları için izleyiciyle araya mesafe koymak anlamına geliyor. Ancak hâlâ duygu ve düşüncelerini sansürlemeden, samimiyetle paylaşan sanatçılar da var. Aybüke Albere de o sanatçılardan.Sahnedeki enerjisi, kendine has sesi ve yorumuyla son yıllarda sağlam bir yer edindi. Şarkılarıyla popüler müziğin ötesine geçti; cesur, katmanlı ve derinlikli besteler sundu. Özellikle son şarkısı “Harap” ile toplumsal olaylara karşı duyarlılığını gösterdi ve içinden gelen müziği yapmaya devam etti.Konuşmaya “Harap” şarkısıyla başladık. Albere, geçen yıl vahşice öldürülen genç kadınlar Ayşenur Halil ve İkbal Uzuner’in ardından şarkının sözlerini yazmış. O dönem “sanatçı tıkanıklığı” yaşadığını, ancak hissettiği öfkeyle bu durumdan çıktığını söylüyor.“Büyük bir depresyona girmiştim. Zaten kadın meselesi hepimiz gibi beni de çok etkiliyor. Uykularım düzensizleşti. Eve girerken sağıma soluma bakmaya başladım. Evden çıkamadım, yemek yiyemedim. Sonra, şarkı sözleri döküldü: ‘Kalmadı sabrım ya Rab, bittim, bedenim harap, sarmadı dünyam beni, halim itle bir idi.’ Çünkü o sırada köpeklere yapılan eziyetler de gündemdeydi.”Kadın hakları konusunda birçok kurumla çalıştığını belirten Albere, ihtiyacı olan herkesle dirsek teması kurarak elinden geleni yapmaya çalıştığını da ekliyor.KENDİMİ BÖYLE İFADE EDİYORUM“Sanatçı tıkanıklığı” sorununu öfkeyle aşabildiğini fark eden Albere, şunları söylüyor:“Demek ki aslında aşk meşk konularıyla değil de öfkeyle yazan biriymişim. Öfkelendiğimde gülen, kahkaha atan biriyim. Kulağa biraz deli gibi gelebilir ama aynı zamanda dans ederim, kendimi spora veririm. Kendimi böyle ifade ediyorum.”“Harap” için “en iyi işim” diyen Albere, bu şarkının müzisyen kimliğine en çok uyan iş olduğunu belirtiyor:“Bugüne kadar yaptığım işlerde çıtanın gitgide yükseldiğini hissediyorum.”“Ben beş senemi planlamıyorum. Ülke sosyolojik olarak nasıl gidiyorsa, ne oluyorsa, insan hayatı nasıl devam ediyorsa benim de kariyerim öyle ilerleyecek. Plan yaparak ilerlemeyeceğim.”Çocukluğundan beri dansözlüğe ilgisi olduğunu söyleyen sanatçı, bir sonraki şarkısının da oryantal olacağını, bunun bir cover olacağını ancak detayların sürpriz olduğunu belirtiyor.Albere’ye “Profesyonel olarak müzik yapmak, kişisel hayatında müzik dinlemeni nasıl etkiledi?” diye sorduk. Yanıtı:“Daha az müzik dinliyorum. Çünkü çok çalışan bir ekibiz. Özellikle ilk zamanlar haftada neredeyse yedi gün çalışıyorduk. Son iki yıldır daha seçici davranıyoruz. Yine olsa yine yaparım bu arada. Haftanın beş altı gecesi çalışmak beni yormuyor çünkü severek yapıyorum.”İSTEDİĞİM HER ŞEYİ YAPIYORUMSon zamanlarda Charli XCX ve Chappell Roan dinlediğini söyleyen Albere, Miley Cyrus’ın son albümünü de çok sevdiğini ekliyor.“Bu sene Grammy’leri toplayacak gibi hissediyorum.”Bazı müzikleri ilk dinlediğimizde sevemediğimizi, ama zamanla favori haline gelebildiklerini hatırlatıyoruz. Albere bu duruma bir örnek veriyor:“Kayahan’ı anlamamışım.”“Neyi daha çok yapabilmek isterdin?” sorusuna cevabı:“Yapmak istediğim her şeyi yapıyorum. Bir kere geliyoruz dünyaya. Kimseyi incitmeyeceğimi ve kimsenin hakkını yemeyeceğimi bildiğim sürece neden yapmayayım ki? Bir de insanlar ne der diye düşünüyormuşuz. İnsanlar, bir şeyleri kendileri yapamadıkları için söylüyorlarmış meğerse. O yüzden bırak söylesinler. Beş dakika konuşacaklar seninle ilgili. Bırak konuşsunlar, sen hayatın boyunca canın ne isterse onu yapmaya devam et.”BİR PARÇAM GİTMİŞ GİBİ HİSSETTİMDaha önce düet yapmak istediğini belirttiği Özkan Uğur’un vefatıyla ilgili düşünceleri:“Gitarımın bir teli kopmuş gibi hissettim. Kariyerimden bir parça gitmiş ve yok olmuş gibi hissettim. Çünkü atacağım bir adım eksik kaldı. Ailemden birisi gitmiş gibi hissettim. Motivasyon kaybı yaşadım mesleğimle ilgili.”KISA SORULARA KISA YANITLARGüçsüz hissettiğin zamanları nasıl aşıyorsun?Uyuyarak. Dışarı çıkmıyorum, beni güçsüz görmez insanlar.Tek çocuk olmanın sana faydası mı oldu, zararı mı?Zararı. İzmirli olduğum için herkesi kardeşim gibi gördüm, insanlara biraz fazla samimi davrandım. Ama İstanbul’da işler öyle yürümüyormuş. Biraz zararı oldu ama problem değil.Sevdiğin birinden aldığın en iyi tavsiye neydi?“İlk aklına geleni yapma” diye çok sevdiğim bir arkadaşımdan bir tavsiye almıştım, o iyiydi.Arkadaşların sana kurgu bir ödül veriyor olsa, bu ne olurdu?Yılın en iyi çıkış yapanı olabilir. Çünkü çıkışlarımla meşhurumdur… Hayatlarından en iyi çıkış yapan insan… Hayatlarındaki en iyi dansöz de ben olabilirim.Daha büyük hayallerin neler?Harbiye’de üç gün üst üste konser vermek. Yurt dışında bir şeyler yapmak. Festivalde sahne almak, Avrupa ve Amerika turnesi yapmak… Her müzisyen gibi öyle hayallerim var.

Source: Orhun Atmış


Hep bir ağızdan seslendirdiler

Türk pop müziğinin efsane ismi Nilüfer, 3 Mayıs akşamı Bostancı Kültür Merkezi’nde sevenleriyle buluştu. Müzikseverlerin salonu doldurduğu konserde sanatçı, bir kez daha gönülleri fethetti. Nilüfer’in klasikleşmiş şarkılarından; Ta Uzak Yollardan , Son Arzum , Böyle Ayrılık Olmaz ve Kavak Yelleri ile başlayan konsere seyirci hep bir ağızdan eşlik etti. Sanatçı, son dönemde büyük beğeni toplayan yeni şarkısı Sebebi Sen i de sahnede ilk kez seslendirdi. Sahnede duygu dolu anlar yaşatan Nilüfer, dakikalarca ayakta alkışlandı. Farklı kuşaklardan müzikseverleri bir araya getiren konserde Nilüfer, özel repertuvarı ve etkileyici performansıyla sevenlerine unutulmaz bir akşam yaşattı. Nilüfer’in güçlü yorumu ve sahne enerjisi, seyirciler bir an bile yerinde oturtmadı.

Source: Habertürk


Kültür Rotası

Baharın festivaliBu yıl dördüncüsü düzenlenen “+1 Sunar: İstanbul’da Bahar” festivali, 10 Mayıs Cumartesi günü KüçükÇiftlik Park’ta müzikseverlerle buluşuyor. Festival kapsamında Türk popunun güçlü seslerinden Levent Yüksel, unutulmaz şarkılarıyla Yeni Türkü, 70’lerin Türk psikedelik folk rock müziğini bugünün sesiyle yorumlayan Turkish Kebap ve bahar eğlencelerinin olmazsa olmazı Ahırkapı Roman Orkestrası İstanbullularla buluşacak.Ses ve sessizlikFotoğraf sanatçısı Ziya Tacir’in “Ses ve Sessizlik” isimli sergisi, İBB Kültür ve İBB Miras’ın katkılarıyla Metrohan’da sanatseverlerle buluşuyor. Levent Çalıkoğlu küratörlüğündeki sergi; mekân, doğa ve insan ilişkisini merkeze alan fotoğraflardan oluşan, izleyicileri mimari yapılardan doğa manzaralarına, tarihi iç mekânlardan modern kent dokularına uzanan geniş bir görsel seçki sunuyor.Ludus EnsembleSuna ve İnan Kıraç Vakfı Pera Müzesi, klasik müziğin güncel yorumcularını konuk ettiği Pera Klasikleri konserlerinde Ludus Ensemble’ı ağırlıyor. Banu Selin Aşan, Eylül Umay Taş, Filip Kowalski ve Çağlayan Çetin’den oluşan topluluk, Schubert’in eserlerinden oluşan bir seçkiyi seslendirecek. 10 Mayıs Cumartesi düzenlenecek konser dinleyenleri Pera’nın tarihi atmosferinde müzikal bir yolculuğa çağırıyor.DJ Mahmut OrhanDünya turnesi boyunca New York, Londra, Paris, Miami gibi kentlerde performanslara imza atan ve Coachella, Arts of Wild gibi önemli sahnelerde müziğini seslendiren Mahmut Orhan, İstanbullu hayranlarıyla buluşacak. Sahnede Orhan’a, elektronik müziğin dünyaca ünlü ismi ZHU eşlik edecek. Turnenin 2025 konsepti “Garden” ile “Special Guest: ZHU. Mahmut Orhan” 7 Haziran Cumartesi günü Life Park’ta.

Source: Haber Merkezi


“Dünyam yıkıldı”

Habertürk ten Ferit Tuğluk un haberine göre; Mahsun Kırmızıgül, Kıbrıs ta sahne aldı. Yaklaşık 1.500 kişinin takip ettiği konserde Kırmızıgül, sahnede buruk bir görüntü sergiledi. Hayatını kaybeden yakın arkadaşı, TBMM Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder’in vefatıyla derinden sarsılan Kırmızıgül, sahne öncesinde basın mensuplarıyla ayaküstü sohbet etti. Annem vefat ettiğinde beni ilk arayanlardan biri Sırrı ağabeydi. Samimi ve çok iyi bir insandı. Onu kaybettiğimde dünyam yıkıldı. Şimdi nasıl sahneye çıkacağım bilmiyorum ama burada gelen insanlara haksızlık etmek istemiyorum. Yurt dışından gelen insanlar var; onların saygısını göstermek zorundayız. Hayat böyle diye konuştu. Yeni şarkı çalışmaları ve oyunculuk ile yönetmenlik hakkında da görüşlerini paylaşan Mahsun Kırmızıgül; Yeni bir şarkımız geliyor. Hafta boyunca kayıtlara devam edeceğiz. Eski müzikler çok farklıydı. Ayrıca, Türkiye ye yeni müzik akımları da geldi ama bunlar eski şarkılarımızın yerini tutmadı. Gönül telimize dokunamadılar. Bu yüzden eski şarkılara duyulan özlem devam ediyor. Biz de ona göre bir çalışma yapacağız dedi. Oyunculuk ve sinema sektörüne dair de düşüncelerini dile getiren Mahsun Kırmızıgül e, Şu sıralar sizi sık sık sahnede görüyoruz. Tekrar ekranlarda olacak mısınız? Sinemayı özlüyor musunuz? sorusu yöneltildi. Kırmızıgül, şu yanıtı verdi: Sinemayı çok özlüyorum ama artık sinemalar o kadar zor durumda ki… Pandemi, krizler ve kaliteli filmlerin azlığı bu durumu daha da kötüleştirdi. İzleyici bölündü, birçok kişi sinemaya küstü. Şimdi bir film izlemek istediğinizde, birkaç film izliyor, sonra soğuyorlar. Bu da sinema sektörüne olumsuz yansıyor.

Source: Habertürk


Adım adım DJ kabinine

İstanbul müzik sahnesinin önemli etkinlikleri arasında ilk sıralarda yer alan Sónar İstanbul, bu yıl 9-10 Mayıs’ta Zorlu PSM’de düzenlenecek. Uluslararası pek çok müzisyenin sahne alacağı etkinlikte yerli elektronik müzik sahnesinden dikkat çeken bir isim de yer alıyor: DJ Serenay Alkan. Küçük yaşlarda gelişen müzik tutkusunu zamanla DJ’liğe dönüştüren Alkan, kariyerini ve müziğe yaklaşımını anlattı. Sözü ona bırakalım…– DJ’liğe nasıl başladınız?Ankaralıyım, küçük yaşlarda piyano ve şan eğitimi aldım ancak o dönemlerde müzikte profesyonel bir yön çizemedim. İşletme okudum, uzun yıllar lisanslı voleybol oynadım, ardından spor eğitmenliği yaptım. Ancak müzik hayatımda her zaman güçlü bir yer tuttu. Ankara’da yaşamanın avantajlarından biri, hafta sonları birbirine yakın mekânlarda farklı tarzlarda sanatçılar dinleyebilmek. Benim de çevremde hep müzisyenler vardı ve zamanla müziğe profesyonel olarak yönelmeye karar verdim. En çok beni etkileyen tür ise elektronik müzik oldu.Sonrasında Ankara’nın en köklü underground kulüplerinden biri olan Kite’ın müzik direktörü Uğur Kırbağ ile tanıştım. Onunla çalışmaya başladım ve bazı gecelerde sahne alma şansı yakaladım. İlk kez çaldığım o anı hâlâ unutamıyorum. Zamanla farklı kentlerde de sahne almaya başladım ve kendimi gerçekten bir DJ olarak buldum. Yaklaşık 10 yıldır elektronik müzikle ilgileniyorum. DJ’liğin yanı sıra prodüksiyon tarafında da etkinim. Her gün çalışıyor, öğreniyor ve üretiyorum. Müzik benim için bir yaşam biçimi.– Müziğinizde indie dance, house ve melodic techno gibi türleri harmanlıyorsunuz sanırım. Bu tarzları seçmenizin bir nedeni var mı?House müzik, enerjisi ve ritmiyle sahnede beni en çok besleyen tür. Vokal kullanımı, baslar ve groove yapısı tam anlamıyla dans ettiren bir ortam yaratıyor. Indie dance ise içinde caz, rock ve geleneksel tınıları barındırdığı için beni duygusal olarak çok etkiliyor. Bu türler hem eğlence hem de ifade özgürlüğü sunuyor. Bu yüzden müziğimde onları harmanlamayı seviyorum.– Sound of Ladies topluluğunun bir üyesisiniz. Bu projede yer almak müzikal yaklaşımınızı nasıl etkiledi?Sound of Ladies benim için sadece bir kolektif değil, aynı zamanda çok yakın iki arkadaşımın da (Gözde Gürün, Tuğçe Aslan) içinde olduğu bir dostluk ve üretim alanı. Her ikisi de yıllardır sahnede olan, kendi alanlarında çok yetkin müzisyenler. Onlarla çalışmak bana bambaşka bir bakış açısı kazandırdı.Elektronik müziğin içine saksafon, gitar ve vokal gibi enstrümanları dahil etmek, birlikte doğaçlamalar yapmak müzikal vizyonumu çok geliştirdi. Enstrüman duymak, müziği sadece dinlemek değil, hissetmek anlamına geliyor benim için. Bu deneyim, hem dinlerken hem de üretirken bakış açımı çok açtı.– Radio2019’da her pazar yayın yapıyorsunuz. Bu platformda dinleyicilerle buluşmak sizin için ne ifade ediyor?Benim için çok kıymetli. Türkiye’nin ilk elektronik müzik radyosu olarak çok güzel işler yapmış bir platformda yer almak gurur verici. Her pazar yayına hazırlanmak, müziğimi dinleyicilerle paylaşmak ve onların geri dönüşlerini almak beni çok motive ediyor.– Küresel elektronik müzik sahnesinde kadın DJ’lerin başarısı dikkat çekiyor. Siz bu yükselişi neye bağlıyorsunuz? Örnek aldığınız isimler var mı?Bu yükselişi, sahneye kendi özgün enerjilerini taşımalarına, üretkenliklerine ve kararlılıklarına bağlıyorum. Artık sadece teknik anlamda değil, müzikle kurdukları bağ ve yarattıkları atmosferle de büyük kitlelere ulaşabiliyorlar.Örnek aldığım isimlere gelirsek, uzun zamandır takip edip hayranlıkla dinlediğim birçok sanatçı var. Nina Kraviz, Blancah, Peggy Gou, Frida Darko, Dekel, Liquid Soul, Ricardo Villalobos, Richie Hawtin ve Oliver Koletzki gibi kendi alanlarında fark yaratmış, çok yetenekli ve ilham verici DJ’ler bunların başında geliyor. Sahne duruşları, üretim biçimleri ve müzikle kurdukları ilişki bana her zaman ilham veriyor.DENEYSEL VE BOL RİTİMLİ BİR GECE– Sónar’da dinleyicileri nasıl bir gece bekliyor?İlk kez Sónar İstanbul sahnesinde olacağım için çok heyecanlıyım. Bu fırsatı bana tanıyan Sónar İstanbul ailesine gönülden teşekkür ediyorum. Gece için birkaç farklı set hazırladım ve sahne atmosferine, dinleyici enerjisine göre seçim yapmayı planlıyorum. Biraz deneysel, bol ritimli ve bol danslı bir gece olacak. Hem eğleneceğimiz hem de müziğin farklı duygularını hissedeceğimiz bir performans hazırlıyorum.ELEKTRONİK MÜZİK YÜKSELİŞTE– Türkiye’deki elektronik müzik sahnesini nasıl değerlendiriyorsunuz?Bence Türkiye’de elektronik müzik sahnesi ciddi bir yükseliş içinde. Bu işe gerçekten gönül veren, emek harcayan çok değerli insanlar var ve onların çabalarıyla sahne her geçen gün büyüyor. Elektronik müzik severlere dünya standartlarında festival deneyimleri sunulmaya başlandı, birçok uluslararası DJ’i artık Türkiye’de canlı dinleyebiliyoruz. Bu da dinleyici için hem ilham verici hem de sahne için çok değerli. Sahne kurulumlarından ses sistemlerine kadar birçok ayrıntıda daha özenli ve bilinçli bir yaklaşım var artık.ÇILGIN FESTİVALLER– Bugüne kadar sahne aldığınız etkinlikler arasında sizi en çok etkileyen hangisiydi? Neden?Aslında tek bir sahneye bağlı kalmam mümkün değil çünkü her etkinlikte beni etkileyen ayrı bir an, ayrı bir atmosfer yaşadım. Ama kalabalık ve enerjisiyle en çok aklımda kalanlardan biri ODTÜ’de ve İzmir Arena’da çaldığım festivallerdi.Bunun dışında Ankara’daki Kite festivalleri, Bonjuk Bay, Dream of Utopia, Tree of Life gibi festivallerde çalmak da bana çok şey kattı. Bir de Noh Radio’nun etkinlikleri… Her biri farklı kitleler, farklı doğalar, farklı duygularla örülüydü.

Source: Deniz Ülkütekin