“Uluslararası Çatışmalar: Krizler, Saldırılar ve Stratejik Gelişmeler”

İsrail ordusu binlerce askeri göreve çağırdı! Askerlerden orduya flaş yanıt

İsrail basınına göre, İsrail ordusu Gazze Şeridi”nde işgalin genişletilmesi ve saldırıların yoğunlaştırılmasına hazırlık amacıyla yeni bir karara imza attı.BİNLERCE YEDEK ASKER GÖREVE ÇAĞIRILDIBuna göre İsrail ordusu, Gazze”de savaşmak üzere binlerce yedek askeri göreve çağıran bir tebligat gönderdi.İsrail”in Haaretz gazetesinin, ordu içinden adı açıklanmayan kaynaklara dayandırdığı haberinde ise Gazze Şeridi”ndeki saldırıların genişletilmesi amacıyla İsrail”in kuzey sınırı ve Batı Şeria”da görev yapan düzenli birliklerin yerini yedek askerlerin alacağı belirtildi.BİRÇOK KOMUTAN VE ASKER “YORGUNLUK” GEREKÇESİYLE ORDUNUN EMİRLERİNİ REDDETTİ”Yedek askerlerin büyük çoğunluğu, Gazze Şeridi”ndeki operasyonların yoğunlaştırılması amacıyla yeniden konuşlandırılacak düzenli birliklerin yerine kuzey sınırı ve Batı Şeria”da görev yapacak.” ifadeleri kullanılan haberde, birçok komutan ve askerin tebligat almadan önce “yorgunluk” gerekçesiyle Gazze”deki muharebeye katılmayı düşünmediklerini açıkladığı kaydedildi.NE OLMUŞTU?Daha önce İsrail ordusunun, Gazze Şeridi”ne ateşkesi bozarak 18 Mart”ta yeniden başlattığı saldırıları genişletme planları kapsamında yedek askerleri topluca göreve çağırma hazırlığı yürüttüğü belirtilmişti.İsrail ordusu, 2 Mayıs”ta, Gazze”de işgalin genişletilmesi ve saldırıların yoğunlaştırılmasına ilişkin planları Başbakan Binyamin Netanyahu”ya sunmuştu.İsrail”den son dakika Gazze kararı! Ordudan seferberlik hazırlığı

Source: Muhammet Arif Güreli


Altay tankları projesinde tankta motor bulunamamasını uzmanlar Cumhuriyet’e değerlendirdi: Şirketlerin üzerine çökme

AKP iktidarının Türkiye’nin savunma sanayisinde ‘büyük bir adım’ olarak gördüğü Altay Tankları projesinde tanka motor bulunamadığı yönündeki haberler, Türkiye’nin yerli motor üretemediği yönündeki tartışmaları yeniden gündeme getirdi. ‘Yerli ve milli’ üretim olmasıyla ön plana çıkarılan savaş araçlarının motorlarının uluslararası tekellerden alınması ve tedarik süreçlerinin belli engeller sebebiyle uzun sürmesi dikkat çekiyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2023 yılında KIZILELMA muharip insansız uçak sistemi için yaptığı açıklamada, “Aşmaları gereken mesele kendi yerli motorunu üretmek. Motor üretim süreci maalesef nereden bakarsanız bakın herhalde bir beş yılı alır. Bu süre zarfında biz motor ithal ederek yürümek durumundayız” diyerek söz konusu sorunu dile getirmişti. ‘TANKLARIMIZIN YENİLENMESİ LÂZIM’Konunun detaylarına ilişkin gazetemiz Cumhuriyet’e açıklamalarda bulunan Emekli Tuğgeneral Ali Er, “Başlangıçta düğmeyi yanlış iliklerseniz iki yakanız bir araya gelmez” diyerek sorunun kaynağına dikkat çekti. Savunma sanayisinin ülkenin milli strateji belgelerine dayanan konsept bir çalışması olduğunu aktaran Er, “F-16’lar gibi hava kuvvetleri ana muhabere uzakları artık günümüz teknolojileri karşısında eksiklikleri olan sistemler. Tanklarımızın gerçekten yenilenmesi lazım. ‘Bunları milli yapacağım’ diyorsun. Bu 5 yılda 3 yılda olmaz” dedi. ‘ŞİRKETLERİN ÜZERİNE ÇÖKMEK’Türk Silahlı Kuvvetleri’nin 1974 yılından itibaren bunu görüp hazırlıklar için adım attığını anımsatan Er, “ASELSAN’dan HAVELSAN’a kadar farklı savunma sanayii şirketleri kuruldu. Siz iktidar olarak bu şirketlere desteklemek, bu şirketlere stratejik hedefler belirlemek yerine, ‘şirketlerin üzerine çökmek’ gibi ticari bir kafayla giderseniz eninde sonunda geldiğimiz noktada olduğu gibi açmazlarla karşılaşırsınız” diye konuştu. ‘DAR GÖRÜŞLÜLÜK’Şu an Türkiye’nin içinde bulunduğu açmazın ‘savunma politikaları konusundaki dar görüşlülük ve verimli stratejilerden uzak’ yaklaşımlarla ilişkilendiren Er, “5. nesil savaş uçağı yapma niyetiyle ortaya çıkan bir ülkenin 5 yılda bunun için motor geliştirebilmesi için benim için olası değil. Türkiye’nin en büyük sorunu güvenilirliğini kaybetti. Hedefler sizin sahip olduğunuz kaynak ve güçle ele geçirilebilir olmalıdır” ifadelerini kullandı. ‘İKTİDARA YAKIN OLDUĞU İÇİN’CHP’nin Milli Savunma Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu ise konuyu ilişkin Cumhuriyet’e verdiği demeçte, “Onlarca yılın ürünü olan başarılı projeler siyasi görüş farkı olmaksızın her Türk vatandaşının ortak gururudur. Ama Kuvvet Komutanlıklarının ana harp silah ve aracı projelerinde bir kısmı dış kaynaklı olsa da proje yönetimindeki zafiyetten ortaya çıkan gecikmelerin TSK’nın harekat etkinliğini zafiyete düşürmemesi gerekir. Ne yazık ki, Altay Ana Muharebe Tankı Projesinde; bu kriterlerin yerine getirilemediğini üzüntüyle takip ettik. Sadece iktidara yakın olduğu için projeyi yürütemeyecek bir şirketin seçilmesi, yanlışta yıllarca ısrar edilmesi ve müteakiben karşılaşılan başarısızlık nedeni ile zorunlu olarak firmanın değiştirilmesi ‘etkin bir proje yönetimi ve adaletli bir proje yönetimi’ kriterlerinin uygulanmadığının açık göstergesidir” dedi.‘ALTYAPISI OLMAYAN FİRMAYA VERİLDİ’2007’de başlayan projede ilk tankların 2025’te teslim edileceği göz önüne alındığında ‘maruz kalınan veya öngörülemeyen’ ambargolar ve motor tedariğinde karşılaşılan sıkıntılara rağmen 18 yılın oldukça uzun bir süre olduğuna dikkat çeken Bağcıoğlu, “Ancak, Altay tankının bugüne kadar üretilemeyişinin ana nedenleri; Tank Palet Fabrikasında Altay Tankının seri olarak üretilemeyeceği bilinmesine rağmen üretim altyapısı bulunmayan ve Altay Tankında kullanılan güç grubu için tedarik anlaşması olmayan bir firmaya 4 yıl gecikmeli olarak seri üretim görevinin verilmiş olmasıdır. 18 yıl içerisinde projede harekat ihtiyaçlarına bağlı olarak belli güncellemeler yapılsa da, özellikle Rusya-Ukrayna savaşında yaşanan gelişmelerden elde edilen derslerin, örneğin FPV dronlara karşı savunma gibi projeye dahil edilmesi önemli zorunluluktur. Abraams, Leopard gibi modern tankların iştirak ettiği savaştan elde edilen tecrübelerin daha fazla gecikmeye neden olmaksızın projeye dahil edilmesi oldukça önemlidir” değerlendirmesinde bulundu.

Source: Doğa Öztürk


Kamışlı konferansı ulusal çıkarlarımız için tehlikeli

Gündem fırtınasında Suriye’yi unuttuk ancak orası hareketli. Yeni yönetimle, PKK/SDG arasındaki fesih görüşmeleri devam ediyor. Ankara, “PKK ve uzantıları feshedilmezse gereği yapılır” mesajı veriyor. Bir yandan Kamışlı’daki konferans tartışılıyor. Suriye’de neler oluyor, Uluslararası İlişkiler Uzmanı Prof. Hasan Ünal’a sordum.

– PKK ve uzantıları fesih edilir mi? Şu yüzden soruyorum bu noktada Avrupa ve ABD, IŞİD ile mücadelenin durması endişesini taşıyor.

Feshedilmesini bırakın, etkisizleştirilmeli mi; evet! Ama bu Suriye’de mevcut şartlarda yapılabilir mi, giderek şartlar Türkiye’nin aleyhine ilerliyor, zorlaşıyor.

Böyle bir şey yapılabilmesi için ortada bütün Suriye üzerinde denetim meşruiyetine sahip bir hükümet lazım. Böyle bir hükümet yok. Diyelim ki bir önceki dönemde hem bu Esad yönetimini devirme hırsından yanlış politikamdan vazgeçtim deyip o hükümetle işbirliği yaparak böyle bir sonuca ulaşabilirdiniz. Ancak şimdi, mümkün değil.

İsrail’le ilişkiler

Çünkü HTŞ hükümeti zaten giderek Suriye’de hem meşruiyeti hem kontrolü kaybediyor. Şu an itibarıyla PKK’ya karşı ancak kendimiz müdahale edebiliriz. Ancak kendimiz müdahale ederken de şu sorunla karşılaşacağız. Esad döneminde de aynı sorun vardı. O zaman da Esad yönetimiyle koordinasyon içinde yapmadığımız için, askeri operasyonlardan sonuç alsak bile bunu siyasi kazanca dönüştüremiyorduk. Çünkü “Biz bu Esad yönetimini devirmeye kararlıyız” politikasını sürdürmek suretiyle aslında PKK/PYD’nin o bölgede devletleşmesinin önünü açıyorduk. Şimdi durum çok farklı değil. Bu defa tam doğrudan müdahale ettiğimizde de istediğimiz siyasi sonuçları almak için belki bölgesel ve küresel olarak bazı şeyleri yaparak bu işe başlamak lazım.

İsrail ile ilişkileri hangi aşamada normalleştirmekten yanayız? Yani biz Türkiye olarak mevcut yönetimde İsrail ile ideolojik bir mücadele içinde miyiz? “Ya bu İsrail yok olacak, ya o bizi yok edecek” kavgasının içinde miyiz? Şu anki açıklamalar, hükümete destek veren medyanın tavrı öyle görünüyor. Buradaki Amerikan varlığı PKK/PYD bölgesinden çekilmeden bu konuda istediğimiz sonucu tam alamayabiliriz.

– Amerikalı yetkililer, ABD’nin Suriye’deki askeri varlığını azaltacağını söyledi. Bu işe yarar mı?

Yarar ama asıl mesele şu: Trump ile bu konuda el sıkışmak lazım. Fakat Trump’ın altındaki tüm insanlar olabildiğince İsrail yanlısı. Amerikan Siyonistleri diyelim. İsrail ile ilişkileri normalleştirmeden, kavgalı götürerek Amerika ile pazarlık yapılabileceğini düşünmek bence tutarlı bir dış politika değil. Ayrıca bizim hükümet bunu düşünüyor mu, düşünmüyor mu bunu da bilmiyorum. Erdoğan, Trump ile Suriye konusunda genel hatlarıyla uzlaşma içinde olduğunu söylüyor. Bir yandan da Suriye’de İsrail ile neredeyse çatışma senaryoları içindeyiz. Bunun ikisi yan yana gidecek şeyler değil. Net göremiyorum.

– Bizim için ideal olan ne?

Bu bölgedeki PKK varlığını biz askeri olarak belini kırmış hale getirirsek bölge merkezi hükümetin kontrolüne girebilirdi. Fakat böyle bir merkezi hükümet yok şu anda Şam’da. Bir yandan Alevi katliamları, diğer yandan Dürzi’lerle başlayan ve ciddi çatışmalara dönüşme riskini barındıran sorunlarla yüzleşiyor. Diğer yandan giderek HTŞ’nin bileşenlerinin yarattığı atmosferde Hıristiyan Arapların da kendi can derdine düştüklerine dair haberler geliyor.

Provokatif eylemler

– Dürzi ve Sünni gruplar arasında çatışmalar neden?

Komplo arıyorsanız arka planında İsrail olabilir. İsrail’in 1967’de işgal ettiği Golan Bölgesi’ne ilaveten içeriye doğru girip, yani Suriye’nin Dürzi bölgesinin tamamına yakınını işgal etmesi şu anlama geliyor, İsrail stratejik açıdan şunu diyor: Ben İsrail’in etrafında bir tampon bölge örmeye çalışıyorum. Bu tampon bölgede de Hermon Dağı’nın Suriye içine gelen kısmını alacağım, Lübnan ile birleştireceğim, böylece benim etrafımda bir tampon bölge oluşacak diyor. İkincisi ise “Ben parçalı bir Suriye istiyorum. Eğer Dürzilere otonomi vermezseniz bize katılır” demek istiyordu. Şimdi de Dürziler diyor ki, bu iş radikal İslamcı bir yere gidecekse biz onun altında yaşamak yerine İsrail’e katılmayı tercih ederiz. Dolayısıyla orada bir çatışma ortamı var. Bir de güya Dürzi lideri Hazreti Muhammed’e hakaretler içeren bir video çekmiş. Bütün bunlar rahatlıkla provokatif eylemler olarak değerlendirilebilir.

Çarpık politikalar bu noktaya getirdi

– Suriye Kamışlı’da düzenlenen konferansta Suriye’de yönetim sisteminin Adem-i Merkeziyetçilik olması görüşünde mutabık kalındığı iddia edilirken, Şam yönetiminden konferansa “federalizm ya da özerklik adı altında bölünme girişimlerini reddediyoruz” açıklaması yapıldı. Devlet Bahçeli, toplantıyı “Pişmiş aşa su katma rezaleti’ olarak değerlendirdi. Siz konferans için ne dersiniz?

Türkiye’nin ulusal çıkarları açısından tehlikeli bir gelişme. Ama bizi Türkiye’nin çarpık Suriye politikaları bu noktaya getirdi. Oraya DEM Parti de katılmış. Bir yandan hükümet ve hatta ana muhalefet partisi de burada DEM Parti’yi el üstünde tutuyor. O da gidip bu konferansa katılıyor. Adem-i Merkeziyet ne demek? Adem, bir tür federasyon demek. Federasyon kelimesini kullanmamak için Arapçasını kullanıyorlar. Adem-i Merkeziyet, merkezin olmaması demek, yani gevşek bir yapıdan bahsediyorlar. Bunlar tabii ki bunu isteyeceklerdi. Amerikalı askerler de o konferansta yer almışlar.

İRAN POLİTİKASI DA HATALI

Peki biz bunları Amerika ve İsrail ile ne zaman müzakere etmeyi düşünüyoruz ya da biz müzakere etmeyeceğiz ve doğrudan kendi gücümüzü kullanarak bunun yapılmasına engel olacağız diyorsak o zaman siyasal İslamcıların İran tavrını nasıl değerlendirmek lazım? Çünkü eğer bu coğrafyada bir Kürdistan kurulacaksa dört ayaktan ikisi Türkiye ve İran olacak. Dolayısıyla bu güçlerin aslında işbirliği yapması lazım. Dış politikada böyle bir çelişki var. Siz ABD ve İsrail’in buradaki politikalarına karşıysanız İran ile iyi ilişkiler içinde olmanız lazım. Ama hem İsrail ile çatışma senaryoları içindesiniz, hem burada bir PKK kukla devlet yapısının oluşmasına karşısınız hem vaktiyle Esad’a karşıydınız, hem de şimdi İran’a karşısınız. İleride Türkiye’nin bu politikaları bence “bir dış politika en kötü nasıl formüle edilir, en kötü nasıl diplomasiye geçirilir” diye kitaplarla okutulacak örneklerle dolu.

İsrail parçalı bir Suriye istiyor

– İsrail’den Suriye’ye bir hava saldırısı oldu. Şam’da bulunan başkanlık sarayı yakınlarına hava saldırısı düzenlendi. Açıklamada “Bu Suriye rejimine net bir mesajdır” dedi. Mesaj neydi?

Diyor ki, “Suriye’yi birleştirmeye çalışmayın. Suriye parçalı, olabildiğince gevşek yapıda bir federasyon olacaktır.”

‘SURİYE, İSRAİL’E HEDİYE EDİLDİ’

– Peki neden bütünleşik bir Suriye değil de parçalı bir Suriye istiyor?

Suriye, İsrail’in kurulduğu 1948 tarihinden itibaren İsrail ile her zaman savaşmış bir devlet. Sonra Mısır gibi İsrail ile uzlaşmayıp, İsrail ile sonuna kadar mücadele etmekten yana olan Arap devletlerinin içinde ya da öncülerinden biriydi. İsrail ise ideal bir Suriye’nin parçalara ayrılmış bir Suriye olabileceğini düşünüyordu. Parçalı olsun ki bize karşı birlik oluşturamasın diye düşünüyorlardı. Bizim Türkiye’deki siyasal İslamcıların “Bunlar Alevi, bunlar bilmem ne” diyerek sırf seküler oldukları için rejimi aşırı eleştirmesiyle başlayan hikâye Suriye’yi anlamamaktan kaynaklanan büyük bir faciaya dönüştü. Çünkü BAAS ideolojisinin elinde Suriye, İsrail’e karşı çok ciddi bir güçtü. Çünkü toplumun bütün bileşenlerini Araplık temelinde bir araya getiriyordu. Sonuç; Türkiye’de en İsrail karşıtı olduğunu iddia eden iktidar tarafından İsrail’e tek kurşun atmadan hediye edildi.

‘TÜRKİYE UZLAŞMAK İSTİYOR’

– Son olarak, Netanyahu, Bakü’ye gidiyor. Türkiye’nin hava sahasını açtığı iddia edildi. Bu ne anlama geliyor?

Bunu, Türkiye İsrail ile müzakere etmek ve anlaşmak/uzlaşmak istiyor şeklinde yorumlamak mümkün.

Source: İpek Özbey


İsrail”den saldırı sonrası “balistik füze” itirafı! İlk kez kabul ettiler

Resmi açıklamaya göre, İsrail”in savunma güvencesi olarak gördüğü dünyanın en gelişmiş iki hava savunma sistemi sayılan Arrow (Hetz) ve THAAD, 7 kişinin yaralanmasına ve hava trafiğinin durmasına yol açan Husi füzesini engelleyemedi.Bu olay, uzun zamandır kendisini bölgenin en güçlü ve en yetenekli askeri gücü olarak gören ve bu konuda övünen İsrail”in savunma kabiliyetlerinin gerçekliği hakkında yoğun tartışmalara yol açtı.AA muhabirine konuşan Kuveytli askeri uzman Faysal el-Haceri, İsrail”in savunma stratejisinin temelini oluşturan sistemin teknik özelliklerini ve hava tehditlerine karşı kullandığı mücadele yöntemlerini anlattı.Haceri, hava savunma radarlarının düşman hedeflerini tespit etmek için bir verici ve bir alıcı olmak üzere iki sistemden oluştuğuna dikkati çekerek, “Radar sisteminin yaydığı elektromanyetik dalgalar bir hava hedefine çarptığında, yansıyan sinyaller hava savunma sistemine geri döner. Bu sinyaller alıcı ünite tarafından yakalanarak hava kontrol ekranında işlenir. Sistem, tespit edilen hedefi imha etmek üzere otomatik olarak bir hava savunma füzesi fırlatma emri verir.” ifadelerini kullandı.Bu sistemin temelde büyük radar kesit alanına (RCS) sahip uçaklarla mücadele etmek üzere tasarlandığını vurgulayan Haceri, radar dalgalarının hedef uçağa çarptığında sistem tarafından algılandığını ve hava savunma operatörünün ekranında belirdiğini, böylece operatörün tespit edilen hedefin imhası için hava savunma füzesi fırlatma emrini verebildiğini anlattı.Haceri, “Balistik füzelerin düşük radar kesit alanı (RCS), radar dalgalarının yetersiz yansımasına veya hiç geri dönmemesine neden olmaktadır. Böylece hava savunma radar sistemlerinin hedef tespitini ve dolayısıyla operatör ekranlarında görünmesini önlemektedir.” diye konuştu.Balistik füzelerde mesafe büyük olduğu için patlayıcı madde miktarının azaltılarak istenilen hedefe ulaşılmasının sağlandığına işaret eden Haceri, “Balistik füzenin navigasyon sistemindeki hata dikkate alındığında Ben Gurion Havalimanı”nda meydana gelen hasarın sınırlı düzeyde kaldığına inanıyorum. Bu durum, saldırının askeri etkinlikten ziyade psikolojik ve sembolik bir nitelik taşıdığını göstermektedir.” değerlendirmesinde bulundu.Haceri, İsrail”in hava savunma sisteminde radar kesit alanına (RCS) güvendiğine dikkati çekerek, bunun füzelerden çok uçakları engellemek için tasarlandığını, çünkü füzelerin yüksek hızı nedeniyle uçaklara göre füzeleri tespit etmesinin daha zor olduğunu belirtti.Askeri uzman Haceri, ABD”nin binden fazla askeri hedefi vurmasına rağmen Husilerin füze kapasitesini neden etkisizleştiremediğine ilişkin, “Yemen, sarp dağlık arazi yapısı ve düşmanından gizlenmeye elverişli çok sayıda mağara nedeniyle her türlü saldırı gücü için zorlu bir hedeftir.” şeklinde konuştu.Bu mağaraların mobil füze rampaları olabileceğine işaret eden Haceri, “Gizlendiği noktadan çıkıyor, füze fırlatılıyor ve kısa bir süre sonra tekrar gizleniyor.” dedi.Haceri, tarihsel olarak Yemen”e yönelik tüm saldırıların ağır kayıplarla sonuçlandığına dikkati çekerek, ABD”nin tüm saldırılarını Yemen”in altyapısını yok etmeye yönelik düzenlediğini, kurbanın ise çaresiz Yemen halkı olduğunu vurguladı.Yemen”deki Husiler, dün, İsrail”in Ben Gurion Havalimanı”na düzenledikleri füze saldırısının başarıyla sonuçlandığını duyurmuştu.Husilerin Askeri Sözcüsü Yahya Seri, yaptığı açıklamada, İsrail ordusunun Gazze Şeridi”nde yönelik uyguladığı soykırımdan dolayı Filistin halkına destek ve yaşadığı haksızlığa karşı bir duruş olarak saldırının düzenlendiğini ifade etmişti.Seri, “yansımaları ne olursa olsun” Filistin halkının yanında olarak, onlara destek vermeyi ve ABD saldırılarına karşı durmayı sürdüreceklerini vurgulamıştı.Husiler, İsrail”in başkenti Tel Aviv”deki Ben Gurion Havalimanı”nı balistik füzeyle vurmuştu.Saldırı sonrasında havalimanında uçak iniş ve kalkışları askıya alınırken füzenin düştüğü bölgede 15 metre çapında bir çukur oluştuğu aktarılmıştı.İsrail acil yardım servisi, saldırıda 4 kişinin hafif ve orta derecede yaralandığını duyurmuştu.Husiler, dün İsrail”e dönük olarak kapsamlı bir hava ablukası uygulayacaklarını duyurmuş ve uluslararası hava yollarını İsrail”e uçuşlarını iptal etmeye çağırmıştı.İsrail basını, füzenin, Gazze Şeridi”ne yönelik saldırıların başladığı 7 Ekim 2023″ten bu yana Ben Gurion Havalimanı bölgesine doğrudan düşen ilk füze olduğunu belirtmişti.Kanal 12″nin haberine göre, İsrail”in Gazze”deki ateşkesi bozmasından bu yana Yemen”den İsrail”e doğru 33 füze ve insansız hava araçlı saldırı kaydedildi.Savaşın başlangıcından bu yana Husilerin İsrail”e 70″ten fazla füze fırlattığı, füzelerin engellenmesinde “yüzde 90″ın üzerinde başarı elde edildiği” iddia edilen haberde, “Bu savaşın başlangıcından bu yana Yemen”den yapılan füze saldırılarına karşı başarısız olunan üçüncü sefer. Önceki iki seferde füzeler Yafa ve Ramat Efal”e (İsrail”in merkezindeki Ramat Gan şehrinde bir mahalle) düşmüştü.” ifadelerine yer verilmişti.İsrael Hayom gazetesinin haberine göre, Tel Aviv ve çevresinde (Gush Dan), Kudüs”te ve Batı Şeria”daki yerleşim yerlerinde siren seslerinin duyulmasının ardından milyonlarca İsrailli sığınaklara kaçmıştı.Yedioth Ahronoth”a göre, füzenin fırlatılmasının ardından İsrail havaalanında uçakların iniş ve kalkışları durdurulmuş ve inmeye çalışan bazı uçaklar havada daireler çizmek zorunda kalmıştı.İsviçre, Avusturya, Avustralya ve Hindistan”ın da aralarında bulunduğu 9 havayolu şirketi Tel Aviv”e olan uçuşların iptal edildiğini duyurmuştu.

Source: Www.star.com.tr


Trump”tan ABD askerini istemeyen Sheinbaum”a suçlama!

Başkan Trump, Air Force One uçağında basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.Sheinbaum”a uyuşturucu kartelleriyle mücadele kapsamında ülkesine asker gönderme teklifinde bulunduğunu doğrulayan Trump, “Eğer Meksika, karteller konusunda yardım isteseydi bunu yapmaktan onur duyardık.” diye konuştu.Öte yandan Trump, “(Sheinbaum”un) Hoş bir kadın olduğunu düşünüyorum. Ancak kartellerden o kadar korkuyor ki doğru düzgün düşünemiyor.” ifadelerini kullandı.- SHEİNBAUM TEKLİFİ REDDETMİŞTİMeksika Devlet Başkanı Claudia Sheinbaum, dün uyuşturucu kartelleriyle mücadele kapsamında ABD Başkanı Donald Trump”ın ülkesine asker gönderme teklifini kabul etmediğini açıklamıştı.Sheinbaum, Trump”a şu karşılığı verdiğini anlatmıştı:”Ve ona ne dedim biliyor musunuz? Hayır, Başkan Trump. Toprak dokunulmazdır, egemenlik satılamaz. Buna gerek yok. İşbirliği yapabiliriz, birlikte çalışabiliriz ama siz kendi topraklarınızda, biz kendi topraklarımızda. Bilgi paylaşabiliriz fakat ABD ordusunun Meksika topraklarında bulunmasını asla kabul etmeyeceğiz.”

Source: Www.star.com.tr


ABD, Husilerin İsrail duyurusu sonrası Yemen”e saldırdı!

Husilerin Askeri Sözcüsü Yahya Seri, yaptığı açıklamada, başta Ben Gurion Havalimanı olmak üzere İsrail”deki havalimanlarına saldırı düzenlemeye devam ederek hava ablukası uygulayacaklarını dile getirdi.Uluslararası şirketleri, bu kararı dikkate almaya ve İsrail”deki havalimanlarına olan uçuşlarını iptal etmeye çağıran Seri, söz konusu kararın, İsrail”in, Gazze”deki saldırıları genişletme planı kapsamında alındığına işaret etti.Seri, İsrail”in, Arap ülkelerine saldırarak dayatmaya çalıştığı ihlalleri kabul etmeyeceklerini dile getirdi.HAMAS”TAN, İSRAİL”E KAPSAMLI HAVA ABLUKASI UYGULAYACAKLARINI AÇIKLAYAN HUSİLERE DESTEK MESAJIHamas”tan yapılan yazılı açıklamada, İsrail”e dönük olarak kapsamlı bir hava ablukası uygulayacaklarını duyuran Yemen”deki İran destekli Husilere destek mesajı verildi.Açıklamada, “Bu kahramanca eylem, Yemen ve Ensarullah hareketindeki (Husiler) kardeşlerimizin, halkımızı yok etmeyi ve davalarını tasfiye etmeyi hedefleyen katil siyonistlere (İsrail) karşı halkımızı savunmak ve desteklemek amacıyla verdikleri kararlı mücadelenin derinliğini ortaya koymaktadır.” ifadeleri kullanıldı.Abdulmelik el-Husi liderliğindeki Husilerin tavrına dikkat çekilen açıklamada, Yemen”in bu onurlu duruşuyla halkının asaletini ve Husi liderliğindeki yönetimin cesaretini ortaya koyduğu vurgulandı.Açıklamada, bu tutumun, “faşist işgalcilerle” mücadele sahasında din ve Arap kardeşliği ilkesine itibar kazandırdığı, Yemen”in ümmetin sorunlarına ve halklarına olan bağlılığını gözler önüne serdiği belirtildi.Husilerin, Lübnan ve Suriye dahil Arap topraklarının İsrail tarafından ihlal edilmesine izin vermeyeceği yönündeki tavrına değinilen açıklamada, “Bu kaderin birliğinin ve milleti hedef alan tehlikeli siyonist planlara karşı çabaları birleştirmenin gerekliliğinin sorumlu bir teyididir. Arap ve İslam dünyasına, işgalcilerin faşizan projelerini bertaraf etme ve bu işgalcileri Arap topraklarından çıkarıp atma ile ümmetin bağımsızlığı mücadelesine katılma çağrısında bulunuyoruz.” denildi.ABD, HUSİLERİN HAVA ABLUKASI UYGULAYACAKLARINI AÇIKLAMASININ ARDINDAN YEMEN”İ VURDUHusilere ait Al Masirah televizyonun haberinde, ABD”ye ait savaş uçaklarının, başkent Sana”nın çeşitli bölgelerine yönelik 6 hava saldırısı gerçekleştirdiği bildirildi.Haberde ABD savaş uçaklarının, Sana”nın Beni Haşiş ilçesine bağlı el-Melike bölgesi ile Şuub ilçesine bağlı Saavan bölgesini vurduğu ve ülkenin kuzeyindeki Saada kentinin doğusuna 3 hava saldırı düzenlediği aktarıldı.Haberde can kaybı ya da hasara ilişkin bilgi verilmedi.Husiler, dün, İsrail”e dönük olarak kapsamlı bir hava ablukası uygulayacaklarını duyurmuş ve uluslararası hava yollarını İsrail”e uçuşlarını iptal etmeye çağırmıştı.Yemen”deki Husiler, İsrail”in başkenti Tel Aviv”deki Ben Gurion Havalimanı”nı da balistik füzeyle vurmuştu.Saldırı sonrasında limanda uçak iniş ve kalkışları askıya alınırken, füzenin düştüğü bölgede 15 metre çapında bir çukur oluştuğu aktarılmıştı.İsrail acil yardım servisi, saldırıda 4 kişinin hafif ve orta derecede yaralandığını duyurmuştu.Yeni Delhi”den İsrail”e gitmek üzere yola çıkan AI139 sefer sayılı Air India uçağı, Ürdün hava sahasındayken Hindistan”a geri dönmüştü.

Source: Www.star.com.tr


Oxfam: Dünya bu suça ortak

Terör devleti İsrail, 7 Ekim 2023″ten bu yana Gazze Şeridi”nde işlediği savaş suçlarına her gün yenilerini ekliyor. Yaklaşık 2.3 milyon Filistinlinin yaşadığı bölgede insanlık dramı her saniye daha da kötüleşiyor. İsrail ordusunun çeşitli bölgelere düzenlediği saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısı son 24 saatte 40 artarak, 52 bin 535″e yükseldi. Hastaneler ise ilaç ve ekipman yetersizliği nedeniyle yaralılara müdahale edemiyor. ZAMAN KALMADI Çadırdaki aileleri bombalayan, masum sivilleri defalarca kez yerinden eden, çocuk ve kadınları hedef alan İsrail”in ablukası nedeniyle bölgede büyük bir açlık yaşanıyor. Çoğu bebek ve çocuk olmak üzere 57 kişinin açlıktan öldüğü Gazze”de yüzlerce gıda dolu yardım tırı sınırda bekliyor. İsrail yardımların girişine izin vermiyor. Uluslararası kuruluşlar insani durumun felaket boyutlara ulaştığını tekrarlasa da dünya bu soykırımı durduracak bir adım atmıyor…. Gazze Hükümeti Medya Ofisi: Bu sistematik abluka altında, 5 yaş altı 3 bin 500″den fazla çocuk açlıktan ölme tehlikesiyle karşı karşıya. Yaklaşık 290 bin çocuk ölümün eşiğinde. İsrail, uluslararası sessizliğin ortasında açlığı bir silah olarak kullanıyor. Uluslararası yardım kuruluşu Oxfam: Gazze”de insani durum daha da kötüleşiyor. Tekrar tekrar uyarılarda bulunduk. Ne yazık ki tüm dünya Gazze Şeridi”ndeki çocukların aç kalmasına katkıda bulunuyor. Hiçbir eylemde bulunmayarak, ne yazık ki hepsi ortak oluyor. Bir seçenekleri var: Ya Gazze”deki dehşeti izlemeye devam edecekler ya da harekete geçecekler. Birleşmiş Milletler (BM) Yakın Doğu”daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı”nın (UNRWA), “Gazze”deki insani durum hayal edilemeyecek boyutlarda” ifadeleri kullanıldı. Bunun önüne geçmek için uluslararası çabaların birleştirilmesi gerektiği belirtildi. Derhal ateşkes sağlanması gerektiğini bildirdi. TEL AVİV”DE BÜYÜK PANİK İsrail, Yemen”deki Husilerin Tel Aviv”deki Ben Gurion Havaalanı”nı balistik füzeyle vurmasının ardından büyük panik yaşadı. İsrail”in “Demir Kubbe”si ve ABD”nin Bölge Yüksek İrtifa Hava Savunması (THAAD) Yemen”den atılan balistik füzeyi engelleyemedi. İsrail devlet televizyonu KAN, İsrailli güvenlik kaynaklarının, “Husilerin Ben Gurion Havalimanı”nı balistik füzeyle vurmayı başarmasının ardından İsrail”in güçlü bir karşılık vereceğini” söylediğini aktardı. İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz ise Husileri “Kim bize zarar verirse yedi kat zarar görecektir” sözleriyle tehdit etti. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu”nun, “acil güvenlik istişare toplantısı” düzenleyeceği kaydedildi. İsrail”in şimdiye kadar Yemen”e saldırmaktan kaçındığı ama bu saldırının ardından politikasını değiştirmeyi düşündüğü ileri sürüldü. İsrail ordusu dün, Yemen”den Tel Aviv ve Kudüs çevresine çok sayıda füze fırlatıldığını belirtmiş, bazı bölgelerde “acil” kodlu uyarı verilmişti.

Source: Sabah


AK Parti MYK’nın ana gündemi terörsüz Türkiye

AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) bugün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında AK Parti Genel Merkezi”nde toplanacak. Toplantının saat 15.30″da başlaması planlanıyor. Yoğun gündemle toplanacak olan MYK”da, hem iç hem de dış gündemden ilişkin birçok başlığın masaya yatırılması bekleniyor. Toplantıda, hayatını kaybeden DEM Parti İstanbul Milletvekili ve İmralı Heyetinde bulunan Sırrı Süreyya Önder”in vefatı sonrası “Terörsüz Türkiye” sürecinin gündeme gelmesi bekleniyor. Sürece ilişkin Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ile İmralı Heyeti arasında gerçekleştirilen görüşmede gündeme gelen taleplerde masaya yatırılacak. Hafta sonu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti”nde gerçekleştirilen açılışlar ve TEKNOFEST etkinliklerinin de gündeme gelmesi bekleniyor. KKTC”de Yüksek Mahkeme, Millet Bahçesi, Cami ve Kütüphane yapımı sürüyor. Türkiye”nin KKTC”ye yönelik destekleri MYK”da konuşulması bekleniyor. MYK”da ayrıca ekonomik verilerde görüşülecek. Bugün TÜİK tarafından açıklanacak Nisan ayı enflasyon verileri masada olacak. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre, Nisan ayında İhracat rekoru kırıldığı belirtilmişti. MYK”da ihracat verileri değerlendirilecek. İsrail son olarak Şam ve Hama”ya yönelik hava saldırısı gerçekleştirmişti. İsrail”in Suriye”ye yönelik saldırılarının masaya yatırılması beklenirken, Gazze”de gerçekleştirilen saldırılarda gündeme gelecek.

Source: Mehmet Fahri̇ Özkan


Putin”den nükleer silah mesajı: Umarım ihtiyaç duyulmaz

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna da nükleer silah kullanma ihtiyacının doğmadığını ve bu ihtimalin doğmamasını umduğunu söyledi. Rusya devlet televizyonunun Putin in 25 yıllık iktidarını konu alan belgeseline konuşan Putin, Rusya nın Ukrayna daki çatışmayı mantıklı bir sonuca ulaştıracak güce ve araçlara sahip olduğunu söyledi. Putin, Ukrayna nın Rusya ya yönelik saldırılarıyla ilgili soruya, Bu nükleer silahların kullanılmasına gerek kalmadı ve umarım ihtiyaç duyulmaz yanıtını verdi. Belgeselde, başbakan ve devlet başkanı olarak iktidarda geçirdiği 25 yıla değinen Putin, Kendimi bir tür politikacı gibi hissetmiyorum. Milyonlarca Rus vatandaşıyla aynı havayı solumaya devam ediyorum. Bu çok önemli bir şey. Umarın mümkün olduğunca uzun süre devam eder dedi. 2022 Şubat ayında başlayan Rusya-Ukrayna Savaşı nın ardından nükleer gerilim de endişe konusu olmuştu. Eski CIA direktörü William Burns, 2022 nin sonlarında Rusya nın Ukrayna ya karşı nükleer silah kullanabileceğini söylemişti. Burns, ABD nin 2022 sonbaharında Rusya nın nükleer silah kullanma olasılığı konusunda endişelendiğini ve Putin i bu tür silahların kullanılmasının sonuçları konusunda uyardığı söylemişti. O dönem aynı zamanda Çin Devlet Başkanı Xi Jinping de Putin i nükleer silahlara başvurmaması konusunda uyarmıştı. Putin, Kasım 2024 te Rusya nın nükleer doktrininin yenilenmiş halini imzaladı. ABD Başkanı Donald Trump ın, savaşı diplomatik yollarla sonlandırmak istediğini söylemesi, Putin in bir barış anlaşması için müzakere etmeye istekli olup olmadığı sorusunu gündeme getirdi. Ancak Kremlin, Kiev ve Washington un 30 günlük koşulsuz ateşkes çağrılarını reddetti. Son olarak Rusya, 8-11 Mayıs tarihlerinde 3 günlük geçici ateşkes ilan edeceğini açıkladı, ancak Ukrayna da ateşkesin daha uzun süreli olması gerektiğini vurgulayarak bu teklifi reddetti.

Source: Habertürk


THY ve Pegasus”tan İsrail kararı! Slot haklarından vazgeçtiler

Türkiye, 7 Ekim 2023″te İsrail”in Gazze”ye başlattığı saldırılar sonrasında Tel Aviv”de bulunan Ben Gurion Havalimanı”na uçuşlarını durdurduğunu açıklamıştı.Yaklaşık 1,5 yılı aşkın süredir İsrail”e uçuş gerçekleştirmeyen Türk Hava Yolları (THY) ve Pegasus”tan yeni bir adım daha geldi. Her iki Türk hava yolu şirketi, Ben Gurion Havalimanı”ndaki uçuş slotlarından feragat etme kararı aldı.THY, Ben Gurion Havalimanı”nı kullanan en büyük dördüncü, Pegasus ise on ikinci hava yolu şirketi olarak bilinirken, her iki şirket de uçuş slotlarını ellerinde tutarak İsrail”e uçuş kapısını açık tutmuştu.Uçuş slotları, bir hava yolu şirketinin belirli bir günde ve belirli bir zaman dilimi içerisinde iniş ve kalkış yapabilmesi için havalimanı otoritesi tarafından verilen izin olarak biliniyor. Bu hak ayrıca hava yolu şirketlerine havalimanı hizmetlerine ve altyapısına da erişim hakkı sağlıyor.Öte yandan geçtiğimiz hafta İngiltere”nin en büyük hava yolu şirketi olan Virgin Atlantic Airways de Londra-Tel Aviv direkt uçuşlarını durdurma kararı almıştı.

Source: Erkan Talu


İsrail”in Gazze”ye düzenlediği saldırılarda 20 Filistinli yaşamını yitirdi

Filistin haber ajansı WAFA”ya göre, İsrail savaş uçakları, Gazze kentinin kuzeybatısındaki el-Kerame bölgesi yakınında bulunan “Rumuz” apartmanındaki çok sayıda daireyi bombaladı.

İsrail”in saldırısında 15 Filistinli yaşamını yitirdi, 10 kişi yaralandı.

İsrail ordusunun Gazze Şeridi”nin kuzeyinde yer alan Beyt Lahiya”nın batısındaki es-Selatin Mahallesi”nde “El-Attar” ailesine ait evi bombalaması sonucu 4 kişi yaşamını yitirdi, 5 kişi yaralandı.

İsrail ordusuna ait insansız hava aracının (İHA) Gazze”nin kuzeyindeki Cibaliya beldesinde bir grup Filistinliyi hedef alması sonucu bir kişi öldü ve bazıları yaralandı.

Ayrıca, İsrail ordusu, Gazze kenti ile Gazze Şeridi”nin güneyindeki Refah kentinde bulunan çok sayıda ev ile sivillere ait binayı havaya uçurdu.

İsrail ordusunun saldırıları yeniden başlatmasından itibaren çoğunluğu yaşlı, kadın ve çocuk olmak üzere 2 bin 436 Filistinli hayatını kaybetmiş, 6 bin 450 kişi yaralanmıştı.

İsrail”in Gazze Şeridi”ne 7 Ekim 2023″ten bu yana düzenlediği saldırılarda ise yaşamını yitiren Filistinlilerin sayısı 52 bin 535″e, yaralıların sayısı 118 bin 491″e yükselmişti.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


Türkiye ve dünya gündemi

1- Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, ATO Congresium”da Türk Kızılay Genel Kuruluna katılacak, partisinin genel merkezinde Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısına başkanlık edecek.

(Ankara/14.00/15.30) (Fotoğraflı-Görüntülü)

2- CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin genel merkezinde Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısına başkanlık yapacak.

(Ankara/13.00) (Fotoğraflı-Görüntülü)

EKONOMİ FİNANS

1- Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, 10. Verimlilik Proje Ödülleri Töreni”ne iştirak edecek.

(Ankara/11.00) (Fotoğraflı-Görüntülü)

2- Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, orman yangınlarında riskli bulunan illerin valileriyle toplantı yapacak.

(Ankara/10.00) (Fotoğraflı-Görüntülü)

3- Türkiye İstatistik Kurumu, nisan ayı enflasyon verilerini açıklayacak.

(Ankara/10.00)

DÜNYA DİPLOMASİ

1- Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Birleşik Arap Emirlikleri”ni ziyaret edecek.

(Abu Dabi) (Fotoğraflı-Görüntülü)

2- İsrail”in ateşkesi bozarak Gazze Şeridi”ne yönelik saldırılara yeniden başlamasına ilişkin gelişmeler izleniyor.

(Gazze/Kudüs) (Fotoğraflı-Görüntülü)

1- Trendyol Süper Lig”in 34. haftası, Kasımpaşa-Trabzonspor maçıyla sona erecek.

(İstanbul/20.00) (Fotoğraflı)

2- Nesine 3. Lig play-off 2. tur ilk maçları oynanacak.

3- Türkiye Sigorta Basketbol Süper Ligi”nin 28. haftasına Türk Telekom-Yukatel Merkezefendi Belediyesi Basket maçıyla devam edilecek.

(Ankara/20.30) (Fotoğraflı)

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


Orta Doğu”nun Panoraması!

Dünyanın barometresi artık yalnızca ekonomiyle değil, silahlanma yarışındaki ivmeyle de ölçülüyor;

Bu sabah elime ulaşan saygın bir düşünce kuruluşunun raporu da, gezegenin nereye doğru savrulduğunu rakamların soğuk yüzüyle anlatıyordu…

Bu muteber uluslararası düşünce kuruluşunun yayımladığı rapor Dünya’da artan askeri harcamaları ele alıyordu…

Sayısal verilere boğulmuş bu analizde, 2024 yılında 2 bin 718 milyar dolara ulaşarak 2023 yılına göre %9,4″lük reel bir artış gösteren Dünya askeri harcamalarında soğuk savaşın sona ermesinden bu yana yıllık bazda en yüksek artışı kaydettiği yazıyordu.

Raporda iki bölge özellikle dikkat çekiyordu: Avrupa ve Orta Doğu

Yani 20. yüzyılın ortalarından bu yana İsrail”in savaşa tutuşmasıyla büyüyen ateş çemberi bölgeye acı, kan ve kaostan başka bir şey getirmezken bir de sistemi silah baronlarının ekmeğine yağ sürer hale getirmişti…

Anlaşılan o ki yirminci yüzyılın ortasında tutuşturulan savaş kıvılcımı, Orta Doğu’yu yıllar içinde kana bulanmış bir haritaya dönüştürürken, bu yangının alevinde yalnızca mazlumların yürekleri değil, silah tüccarlarının kasaları da ısınıyor…

Raporda en çok askeri harcama yapan ilk beş ülkenin ise sırasıyla ABD, Çin, Rusya, Almanya ve Hindistan olduğu görülüyordu

Toplam bin 635 milyar dolarlık harcamayla küresel toplamın %60″ını oluşturan bu beş ülkenin takip ettiği strateji, realist politikanın bir tezahürü olarak değerlendirilebilir…

Bu kapsamda Orta Doğu için ayrı bir parantez açmakta fayda var…

Farklı rakiplerin çoklu çatışmalarıyla 20. yüzyılın ortalarından bu yana dünyanın en istikrarsız bölgesi olan mezkûr bölgede bilhassa bir ülke son dönmede hız kazandırdığı askeri harcamalarıyla dikkat çekiyor…

Bu ülke, ne Orta Doğu’da birden fazla ülkede cephe açarak Arz-ı Mev”ud nosyonu üzerinden bölgeyi kan gölüne çeviren İsrail;

Ne de direniş ekseni söylemiyle Şii milis yapılanmalar üzerinden komşu ülkeleri konsolide etme gayreti içerisinde olan İran…

Raporda, bölgedeki en büyük askeri harcamayı Suudi Arabistan”ın yaptığı; bölgedeki etkinliğini sürdürmesine rağmen İran”ın askeri harcamalarının ise düştüğü belirtiliyor.

Yine aynı analizde İsrail”in askeri harcamalarında en yüksek artışlardan birini gerçekleştirdiğinin altı çiziliyor…

Fakat asıl mesele kimin askeri harcamalarda musluğu açtığı değil;

Harcamaların nereye yoğunlaştığı olsa gerek…

Orta Doğu”daki jeopolitik gerilimler artarken, bölge hem doğrudan hem de vekaleten yürütülen çatışmalar için bir savaş alanı haline geldi.

İran bölgesel milisleri desteklerken, İsrail Hamas ve Hizbullah”ın artan tehditleriyle karşı karşıya.

ABD ise bir yandan ittifaklarını güçlendirmeye devam ederken bir yandan da Yemen”deki Husi isyancılara karşı saldırılar düzenliyor.

Özellikle İsrail ve Suudi Arabistan”ın askeri harcamalarındaki keskin artış, her iki ülkenin de giderek Amerikan silahlarının başlıca müşterileri haline gelmesiyle birlikte, bölgesel savunma önceliklerinde önemli bir değişime işaret ediyor.

Tahmini 80.3 milyar dolara yükselen askeri harcamalarıyla Suudi Arabistan 2024 yılında Orta Doğu”nun en büyük, dünyanın ise yedinci büyük askeri harcama yapan ülkesi oldu.

İran’ın Yemen’deki gücünü kırılması noktasında ABD ile işbirliği içerisinde olan petrol zengini krallık 2015″ten bu yana savunma harcamalarını büyük ölçüde Yemen”deki Husi isyancılara karşı yürüttüğü askeri müdahale sebebiyle artırdı.

Bunun yanı sıra silah modernizasyonu ve ABD ile yaptığı son silah anlaşmaları sayesinde askeri harcamaları önemli ölçüde artıran Suudi Arabistan’ın artan askeri harcamaları, sadece bölgesel güvenlik kaygılarının değil, aynı zamanda küresel güç denkleminde görünür olma arzusunun da bir yansıması…

Yemen’deki yangından İran’a uzanan gölgedeki tehditler, Riyad’ın bütçesini silaha, güvenliğe ve caydırıcılığa yöneltirken; bu süreç, aynı zamanda tahtın istikrarını koruma ve Vizyon 2030’un askeri ayağını inşa etme çabasının da bir parçası olarak değerlendirilebilir.

Yemen durulmayacak,

Suriye’de İsrail bir müddet Dürzi kimliğini suiistimal edecek,

Anlaşılan Orta Doğu daha çok su kaldıracak…

Source: Fatih Yoncal