İzmir Tarihi Elektrik Fabrikası kaderine terk edilmesin
İzmir’in kent belleğinde önemli bir yere sahip olan eski elektrik fabrikası, 1989 yılında kapatılarak kullanım dışı bırakıldı. İzmir’in elektrik ihtiyacını karşılamak amacıyla 1928 yılında kurulan tarihi elektrik fabrikasına 1963 yılında stajyer mühendis olarak girdiğini ve 1964’te müdürlük görevine geldiğini aktaran Süha Tarman, fabrikanın geçmişine ve bugünkü durumunu anlattı. ‘TRAMVAY İÇİN KURULDU’ Fabrikanın 40 bin KW gücüyle İzmir’in elektrik ihtiyacının yüzde 30’unu karşıladığını belirten Tarman, o dönem için fabrikanın sadece İzmir değil, Türkiye genelinde de önemli olduğunu vurguladı. Tarman, “Bu santral Türkiye’deki buharla çalışan santrallar arasında ilk 10’a giriyordu. Kuruluş amacı tramvaya enerji vermekti ama daha sonra tüm kente hizmet verdi” dedi. Santralın son yıllarda gündeme gelen gökdelen projelerine konu olmasıyla ilgili Tarman, “Gökdelen yapılmasını isteyenler var. Tabii isteyen çok olur ama İstanbul Büyükşehir Belediyesi Silahtarağa Elektrik Santralı’nı kimseye vermedi. Hâlâ müze ve küçük bir fabrika olarak kullanılıyor. İzmir’de de aynısı yapılabilir. Bakımsız bırakıldı. Ne çatısı kaldı ne kazanı. Çöktü. İçinde doğru dürüst bir makine yok artık. Ancak başka yerlere verilen cihazlar geri getirilebilir, kitaplar, fotoğraflar, belgeler sergilenebilir. Bu tesis, İzmir’in ve Türkiye’nin sanayi tarihidir. Onu korumazsak, gelecek kuşaklara anlatacak bir hikâyemiz kalmaz” diye konuştu.
Source: Ece İçmez
AKP’nin karnesi belli, İstanbul buna göre kararını verdi
İPA BAŞKANI BUĞRA GÖKCE CEZAEVİNDEN SÖZCÜ’NÜN SORULARINI YANITLADI
21 Mart’tan bu yana tutuklu bulunan İstanbul Planlama Ajansı (İPA) Başkanı, şehir plancı Buğra Gökce İstanbul depremi, Sazlıdere Barajı, Kanal İstanbul üzerine değerlendirmeler yaptı. SÖZCÜ aracılığıyla “19 Mart Darbesi’nden sonra egemenliğin milletin olduğunu gösteren herkese teşekkür ediyorum” mesajını iletti. Gökce, “Bugün böyle kötü yönetilmek tarihimizde küçücük bir parantez. O parantezi de kapatacağız” dedi
RANT ARACI OLDU
– İstanbul depremi için neler yapılmalı? Bakan Kurum’un “2 yılda hazırlarız” sözleri inandırıcı mı?
1999 – 2019 arasında 20 yıl var. Bu 20 yılın 17 yılında merkezi hükümette AKP var, İstanbul Büyükşehir Belediyesi de AKP tarafından yönetildi. Bugün 1,3 milyon riskli konut ile karşı karşıyayız. Yani hem merkezi yönetimi hem yerel yönetimi yönettikleri dönemde İstanbul’u depreme karşı hazırlayamamış, yapı güvenliğini sağlayamamış, en riskli yapıdan başlayarak yapıları dönüştürmemiş, güçlendirmemiş bir yönetim ile karşı karşıyayız. Karneleri belli. Bu dönemde AKP İstanbul’da kentsel dönüşümü rant aktarım aracı olarak kullandı. Şimdi Sn. Murat Kurum “2 yılda hazırlarız” diyorsa buna kimse inanmaz. Zaten 31 Mart seçimlerinde de Murat Kurum meydana çıktı İstanbulluların oyunu istedi. Sonuçta İstanbul kararını verdi. Sn. İmamoğlu, Murat Kurum’a 1 milyondan fazla oy farkı attı. İstanbulluların güvenmediği, oy vermediği bir insanın milli iradeye saygı göstermesi ve bu konularda konuşurken daha dikkatli olması gerekir.
EKONOMİK VE SİYASİ
– Sizin ve öteki şehir plancılarının başına gelenler ‘Kanal İstanbul’u hızlandırmak için’ yorumuna ne dersiniz?
Her darbenin bir siyasi amacı olduğu gibi ekonomik hedefleri de vardır. Darbeciler darbe yaparak siyasi amaca ulaşmak istedikleri gibi çok partili siyasi hayatta, demokratik hukuk düzeninde atamayacakları bazı adımları da atmak isterler. 19 Mart darbesinin siyasi amacı belli. Ekonomik amacı Kanal İstanbul’u hayata geçirerek küçük bir zümrenin muhtaç olduğu rant transferini sağlamak. Bizim de bu bedeli ödediğimiz görülüyor. Murat Çalık, Emra Şahan, Gürkan Akgün, Tayfun Kahraman ve benim aynı anda tutuklu olmamız bir tesadüf değil.
İstanbul’un suyu yok edilecek
– Depremi siz cezaevinde nasıl yaşadınız?
Elbette çok korkutucuydu ama daha sonra başka bir korku bastı. Ailem, sevdiklerim, 16 milyon güzel İstanbullu için büyük bir endişe hissettim. İnsan haber almak, haber vermek istiyor. Mümkün değil. Büyük bir çaresizlik insanın kalbini eziyor. Bunu söylemem lazım. Biz niye ailemizden, sevdiklerimizden uzak, kalbimiz elimizde bu tutsaklığı yaşıyoruz? Büyük bir haksızlık…
Şükür İstanbul’da herhangi bir yıkım, can ve mal kaybı olmadı. Ancak artık kaybedecek vaktimiz de yok. İstanbul’u bir an önce depreme hazırlamak zorundayız. Bu şehir daha fazla büyüyemez. Hâlâ Kanal İstanbul diyorlar. Kanal İstanbul’a harcanacak 65 milyar dolarla İstanbul’da 1 tane riskli konut kalmaz. Zaman kaybediyoruz.
KİMSE İNANMAZ
– Kenarında yapılan konutlar için Sazlıdere Barajı’nın içme suyu kaynağı olmaktan çıkarıldığını biliyoruz…
Sazlıdere Barajı İstanbul’a yılda 55 milyon metreküp su sağlıyor. Bu su varlığını ortadan kaldırıyorlar. Zaten su fakiri olan ve büyük stres yaşayan şehirdeki su stresini daha da arttırıyorlar. Bu barajın yasal koruma statüsü bulunmasına rağmen bu adımın atılması da olayın bir başka yönü. Süreçte ilgili belediyeler yok, halk yok, odalar yok, paydaşlar yok, toplumsal katılım yok. Bütün yol altyapılarının, metroların Kanal İstanbul’a göre yapıldığını söyleyen bir Bakan’ın “gündemimizde yok” takiyyesine kimse inanmaz. Toplumu kandırmaya gerek yok. Körfez ülkelerine konut ve vatandaşlık pazarlanıyor.
Source: Haber Merkezi
Bu ne şahane bir toplantı böyle
Bu toplantı iki açıdan şahane:*- BİR: İstanbul’un depreme hazırlanması açısından şahane.*- İKİ: Parti ayrımı yapmadan bütün belediye başkanlarını bir araya getirmesi açısından şahane.*Parti farklılıklarını bir tarafa bırakırsanız. Merkezi yönetim ile yerel yönetimleri bir araya getirirseniz. Toplumsal dayanışma ruhunu canlandırırsanız.Bir büyük sorunun çözümü için en önemli adımı atmış olursunuz.Dünkü toplantının önemi, işte buradadır.*Deprem tehlikesine karşı dayanışmayı yükselten Bakan Murat Kurum’a bin teşekkür.MUAZZAM BİR ŞEY GELİYOR BÜTÜN alametler belirdi gibi.Bütün engeller aşıldı gibi.Bütün pürüzler giderildi gibi.*PKK silahları bırakıyor.Örgüt feshedilecek.*PKK’nın tarihe karışması… Türkiye’nin terör sorununun sona ermesi… Terörsüz Türkiye hedefinin gerçekleşmesi…Türkiye açısından muazzam bir gelişme olacak.*Nefeslerimizi tuttuk bu muazzam gelişmenin gerçekleşmesini bekliyoruz.SİYAH DUMAN / BEYAZ DUMAN GEYİKLERİ- Siyah duman, siyahi Papa seçildi anlamına gelebilir mi acaba?- Çevreciler, bu geleneğe karşı eyleme geçer mi acaba?- İçeride kardinaller mangal yapıyor olabilir mi acaba?- Sandıkları terk etmeyin papaz efendiler diyen çıkar mı acaba?- Bu devirde dumanla haberleşme mi olur diye düşünen yok mu acaba?- İlk etapta siyahı tam tutturamadılar mı acaba?- Herkes kendine oy veriyor mudur acaba?ÇIKMIŞ TELEVİZYONA KONUŞUYORBAHADIR Erdem.İYİ Parti’den seçildi.Şimdi CHP’nin PM üyesi.Hukuk profesörü.*Televizyonda konuşuyor:*“Beyazıt Meydanı Fatih’e bağlı. AK Parti belediyesi. Fatih Belediyesi, hiçbir şekilde bu büyük meydanı bu şekilde ışıksız bırakamaz. Getirilen ışıklandırma aletlerini kullandıramamazlık edemez.”*Hukuk profesörü olmuş ama Beyazıt Meydanı’ndaki yetki ve sorumluluğun Fatih Belediyesi’ne değil Büyükşehir Belediyesi’ne ait olduğunu bilmiyor.*Bahadır Erdem’in İYİ Parti’ye olumsuz katkıları olmuştu.Sanırım şimdi de CHP’ye olumsuz katkıları olacak.Bu açıdan istikrarlı yaniŞARA ELYSEE SARAYI’NDA SURİYE Cumhurbaşkanı Şara, ilk kez Avrupa’da.Fransa’da Elysee Sarayı’nda Macron tarafından karşılandı.*Şara’nın Elysee Sarayı’ndaki görüntülerine şöyle bir bakınca:Fevkalade alışkınmış gibi bir izlenim vermesine şaşırdım.*Diplomatik temas işini iyi öğrenmiş Şara Reis.Kimden öğrendi acaba?İNTİKAM FİLMLERİNDE TAKILDIĞIM BİR HUSUS SON filmlerde kafama takılan husus şudur:*Bir dolu kötü adamın işkencelerine maruz kalan mağdurumuz, filmin sonuna doğru intikam almaya başlıyor ya…En kötü, en zalim, en gaddar adamı, mutlaka en sona bırakıyor.En kötü, en zalim, en gaddar adamın en önce halledildiği herhangi bir intikam filmi görmedim şimdiye kadar.*Allah başka dert tasa vermesin ama buna fena halde takılmış durumdayım.
Source: Ahmet Hakan
Kaya Çilingiroğlu ve Okupa
Ünlü oyuncunun İspanya Barselona’da aldığı ev Occupa hareketi tarafından işgal edilmiş. Ezgi Mola’yı önce bu seçiminden ötürü tebrik etmek lazım. Çünkü Barselona, İstanbul’u kız kardeşi kadar andıran, çok güzel bir şehir. Tarih, deniz, kültür, eğlence, gastronomi, ne arasanız var. Halkı kültürlü ve cana yakın. Ana insan insana çok iyi olmalarına rağmen turist ve yabancılardan genel olarak çok hazzetmiyorlar. Turistlerin evleri pahalandırdığını, şehir hayatını daha maliyetli kıldığını, trafiği artırdığını düşünüyorlar.Düşünmekle kalmayıp bu yüzden sık sık sokağa da dökülüyorlar.Yani bizdekinin tam aksi, orada bir post-turizm tepkisi oluşmuş durumda.Bir başka adetleri de boş tutulan binalara, evlere imkanı olmayanlar için el konulması. Buralarda yardımlaşma komünleri kuruyorlar.Occupa yani İşgal hareketi de çok kuvvetli.Burada işgal edilmiş bir binanın boşaltılması sırasında çıkan sokak olaylarına denk gelmiştim. Can Vies olayları olarak bilinen protestolardaki gözlemlerimi yazmıştım. Kararlılıklarına bizzat şahit olmuştum. Anlayacağınız, Ezgi Mola’nın işi biraz zor görünüyor. Türkiye’de bir Okupa hareketi olsa başına en çok Kaya Çilingiroğlu yakışırdı.Biliyorsunuz, bir süre önce eski eşi Feraye Tanyolaç’ın kiracı olduğu evle gündeme gelmişlerdi.Feraye Hanım “Pireli” dediği evde oturmaya devam ediyor, evsahibiyle mahkemelikti.Sonunda mahkeme Bebek’te 11 bin liraya oturduğu evin kirasını 67.500 liraya çıkarmıştı.Şimdi de Kaya Çilingiroğlu’nun kendisi davalık ev sahibiyle.Etiler’de 10 bin liraya oturduğu daireden çıkmak için 2 milyon hava parası istiyormuş. Çilingiroğlu başkan olur, Feraye Hanım da eşbaşkan olur Okupa Türkiye’ye.Al parayı, güzel kalBella ve Gigi Hadid kardeşlerin emlak milyarderi babaları Muhammed Hadid’in nişanlılık sözleşmesi ifşa oldu. Kendinden 36 yaş genç sevgilisi Keni Silva’ya “estetik prosedürler” için haftalık 65 bin dolar ödediği ortaya çıktı. Yani kadında “güzel olmak, güzel kalmak” kaygısı da yok, o bile adamın sorumluluğunda.Tuhaf bir varoluş değil mi?Roxy 30 yaşındaBeyoğlu’nun kült kulübü Roxy, 30’uncu yaşını kutluyor. Bırakın Türkiye’yi dünyada bile nadir görülen bir durum.Bu 30 yıla neler sığdırmadı ki Roxy…Başta Roxy Müzik Günleri’yle bugün sevdiğimiz birçok sanatçıyı müzik hayatına kazandırdı.30’uncu yaş partisi için cumartesi akşamı 21.00’de İzzet Öz’ün sunumu ve Tibet Ağırtan’ın sahnesiyle bir gece hazırlamışlar. Nice yıllara Roxy!
Source: Savaş Özbey
Tarlasında çalışırken fark etti, çok nadir görülüyor! Sırbistan”dan gelmiş, bakanlık devreye girdi
Denizli’nin Çal ilçesinde doğanın olağanüstü bir misafiri tespit edildi. İlçeye bağlı Denizler Mahallesi”nde tarlasını kontrol eden vatandaş Eşref Eşbah, yerde hareketsiz yatan rengârenk bir kuş fark etti. Yaklaştığında kuşun uçamadığını gören Eşbah, durumu hemen Çal Belediyesi Zabıta Müdürlüğü ekiplerine bildirdi. Olay yerine gelen zabıta ekipleri ve Belediyenin sözleşmeli veterineri, kuşu teslim alarak ilk müdahaleyi gerçekleştirdi. Yapılan incelemede kuşun, Avrupa’dan Afrika’ya uzanan göç yollarında nadiren rastlanan ve koruma altındaki türlerden biri olan Gökkuzgun (Coracias garrulus) olduğu anlaşıldı. Yaralı gökkuzgunu tedavi altına alınırken, kuşun ayağında bulunan metal halka büyük dikkat çekti. Halka üzerinde yazan Museum Belgrade 3X16338 ibaresi, kuşun Sırbistan’ın başkenti Belgrad’da bilimsel amaçlarla halkalandığını ortaya koydu. Bu, gökkuzgununun Sırbistan’dan yola çıkarak Türkiye’ye kadar göç ettiğini kanıtlayan önemli bir doğa olayı olarak kayıtlara geçti. Yapılan ihbar üzerine nesli tükenmekte olan gökkuzgun kuşunun bulunduğunu ve özenle tedavisine başlandığını belirten Çal Belediye Başkanı Ahmet Hakan, Bugün ilçemiz Çal’ın Denizler Mahallesi’nde, duyarlı bir vatandaşımızın ihbarı sayesinde çok özel ve nadir bir kuş türü olan gökkuzgun ile karşılaştık. Bu kuş, küresel ölçekte nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan bir tür ve yapılan incelemelerde Sırbistan’ın Belgrad kentinde halkalanmış, yani kayıt altına alınmış bir birey olduğu tespit edildi. Veterinerimiz Ediz Bey olaya hızlıca müdahale etti. Kendisine bu konudaki bilgisi ve duyarlılığı için yürekten teşekkür ediyorum. Aynı zamanda Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürümüz Sayın Taner Bey ile irtibat kurarak gerekli süreci başlattık. Bu kıymetli canlıyı sağlığına kavuşturduktan sonra, doğal yaşam alanına güvenle geri bırakacağız. Belediye olarak doğaya, çevreye ve tüm canlılara karşı sorumluluğumuzun bilincindeyiz. Bu olay bir kez daha gösterdi ki, vatandaşlarımızın duyarlılığı ve kurumlarımızın iş birliği sayesinde güzel işler başarabiliyoruz. Ben bu örnek davranışlarından dolayı hem ekibimize hem de duyarlı yurttaşımıza teşekkür ediyor, bu türün korunmasına katkı sağlamaktan Çal halkı adına büyük mutluluk duyduğumu ifade etmek istiyorum. Doğaya ve canlılara sahip çıkmak, geleceğimize sahip çıkmaktır dedi.
Source: Gazetevatan.com
Surat ifadesine dikat! İsmail Kartal basın toplantısını terk etti
İsmail Kartal”ın yönetimindeki Persepolis, İran Ligi”nin 29. haftasında Kheybar Khorramabad”ı deplasmanda 2-1 mağlup etti. SON DAKİKADA ATTILAR Persepolis”in gollerini 65″inci dakikada Farshad Ahmadzadeh iie 90+1″inci dakikada Oston Urunov kaydetti. Kheybar Khorramabad”da fileleri 25″inci dakikada Farid Amiri havalandırdı. KÜFÜR EDİLİNCE BASIN TOPLANTISINI TERK ETTİ Bu sonucun ardından İsmail Kartal”ın çalıştırdığı Persepolis puanını 57″ye yükseltti. Kheybar Khorramabad ise 32 puanda kaldı. İsmail Kartal, maç sonrası yaptığı basın toplantısında oyuncusuna edilen küfür nedeniyle terk etti.
Source: Alper Kızıltepe
İsmail Kartal”ın takımına yumruklu saldırı
İran Kupası”nda Khyber Khorramabad deplasmanından 2-1″lik galibiyetle dönen Persepolis”te sevinç yerine öfke hakim. Maç sonrası yaşanan olaylar ve saha dışı gerilimler, teknik direktör İsmail Kartal”ı isyan ettirdi. Kartal, karşılaşmanın ardından yaptığı açıklamada, galibiyete rağmen yaşananların kabul edilemez olduğunu belirtti. Özellikle maç sonrasında yaşanan bir saldırı, tansiyonu zirveye taşıdı. Persepolis”in kulüp direktörü Afshin Pirovani, rakip takım personelinden birinin fiziksel saldırısına uğradı. Kartal, “Afshin Pirovani”ye rakip takım görevlisi yumruk attı, gözüne geldi. Bu, futbolun ruhuna aykırı.” diyerek tepkisini dile getirdi. “FUTBOL OYNAMAYA ÇALIŞAN BİZDİK” Maçın analizini de paylaşan deneyimli teknik adam, ilk 15 dakikada kaçırdıkları net fırsatlara dikkat çekti. “Üç-dört tane yüzde yüzlük gol pozisyonumuz vardı ama değerlendiremedik. Bir hata sonucu kendi kalemize gol attık. Yine de oyunun genelinde futbol oynamaya çalışan taraf bizdik.” dedi. Kartal, Khyber Khorramabad”ın oyun anlayışını da eleştirdi: “Rakip sadece uzun toplarla ve ikinci toplarla pozisyon bulmaya çalıştı. Biz ise yaptığımız oyuncu değişiklikleri ve kontrataklarla sonuca gittik.” “TAKIMIMIZA HAKARET ETTİLER” İsmail Kartal”ın tepkisi sadece saha içiyle sınırlı kalmadı. Takımın konakladığı otelde yaşanan olaylar da Persepolis cephesinde moral bozdu. “Daha dün otele gelirken Ali Alipour”a öyle küfürler edildi ki anlatamam. Takımımıza da hakaretler yağdı.” diyerek yaşananları kamuoyuyla paylaştı. Ancak Kartal, Khorramabad halkının bu olaylarla özdeşleştirilmemesi gerektiğinin altını çizdi: “Ben Khorramabad halkının böyle insanlar olduğunu düşünmüyorum. Futbolda kazanırsın, kaybedersin. Ama birbirimize saygı göstermek zorundayız. Saygının olmadığı yerde ne mutluluk olur ne de adalet.” “SAHAYA TAŞ ATILDI” Persepolis Kulübü”nün medya direktörü Alireza Ashraf, maçta yaşanan olaylara sert tepki gösterdi. Kulübün resmi internet sitesinde yer alan açıklamalara göre Ashraf, maç sonrası gazetecilere yaptığı konuşmada, yaşananların kabul edilemez olduğunu belirtti: “Keşke farklı bir ortamda konuşsaydık. Maç başlamadan önce oyuncularımıza yönelik küfürler edildi, sahaya taş atıldı. Gerçekten şok ediciydi. İlk maçta biz, Khyber takımını elimizden geldiğince saygıyla ağırlamıştık. Bu karşılığı beklemiyorduk. Ortada net bir neden yoktu. Saha içindeki gerginlik değil, daha baştan itibaren bir düşmanlık vardı.” “EN YAZ YÜZ KİŞİ OLDUĞUNU SÖYLEDİK” “Soyunma odamıza giden yolda en az yüz kişinin olduğunu defalarca gözlemciye ve güvenlik görevlilerine söyledik. Ama maç bittikten sonra iki ya da üç kişi gelip Pirovani”ye fiziksel saldırıda bulundu. Hangi kelimeyle tarif edebilirim bilmiyorum. Bu bir spor müsabakası değilmiş gibiydi. Maalesef bu kişilerin Khyber üyeleri olduğunu tespit ettik. Bu tür davranışlar sporun ve misafirperverliğin ruhuna tamamen aykırı. Çok üzgünüz.” [Nefes]
Source: Sporx.com