Vehbi Koç’un sofra duası ve sanayicilerin durumu

Vehbi Koç’un sofra duası ve sanayicilerin durumu

PKK’nın silahları bırakmasıyla yaklaşık 15 bin civarında PKK’lı da işsizler arasına katılacak. Rehabilitasyondan geçirilmeden bırakılması da beraberinde büyük sorunlar yaratacak. Geçmişte Pişmanlık Yasası’ndan yararlananların önemli bir bölümü organize suç örgütü kurmuş ya da olanların içinde yer almıştı. Mafyalaşmaya karşı önlem alınmak zorunda. Yani silah bırakmakla iş bitmiyor, yeni sorunlar da geliyor.

Ankara’da iki dönem Ortadoğu Sanayi ve Ticaret Merkezi (OSTİM) Derneği’nin başkanlığını yapan, “Kobi Mehmet” olarak bilenen Mehmet Akyürek, organize sanayi bölgelerine yatırım yapan sanayici ve iş insanlarını grup grup bir araya getiriyor, sorunlar ortaya konuluyor. Meğer, bilmediğimiz ne sorunları varmış!

GÜVENSİZ BİR ORTAM

30’a yakın sanayicinin katıldığı toplantıda son dönemlerin en başta “Tahsilat sorunu” geliyor. Döviz kurunun düşük olması da onları olumsuz yönde etkiliyor. İsim vermeyeceğim, çünkü konuşanın başına mutlaka bir şey geliyor. TÜSİAD Başkanı Orhan Turan’ın konuşması için sanayiciler ”Doğruları söyledi” diyor, gözaltına alınmalarının, sanayicileri ürküttüğünü belirttiler. Bitmedi, yurt dışına çıkışları yasaklandı. Bitmedi, hapis cezası istemiyle haklarında iddianame düzenlendi. O yüzden sorunları dile getirenlerin isimlerinin yazılmamasını da özellikle rica ettiler.

Sanayici yaptığı iş karşılığı fatura kesiyor ama tahsilatını kolay kolay yapamıyor. Özellikle kamuya yapılan işlerde, ya da büyük firmalara iş yaptıklarında ödeme süresi 3-4 ay gecikmeli olarak tahsil ediliyor. Bunun nedeni de mevduata verilen yüksek faiz. Yüzde 48-50 ile bankalar mevduat topluyor. Örneğin ödeme yapması gereken firma birkaç ay ödemeyi geciktiriyor, ödemesi gereken parayı faizde değerlendiriyor. Bu durum ister istemez ödeme dengesini bozuyor. Piyasaya olan güvensizlikte hukuk sistemimizin de yer aldığı belirtiliyor.

SANAYİDE YABANCI İŞÇİLER

Hayret, sanayicilerin öncelikli sorunları arasında işçi bulamamak var. O yüzden hemen bir çok sektörde yabancılar çalıştırılıyor. Mesleki okullara talep olmaması, gençlerin üniversite mezunu olmaları için çabalaması çalıştırılacak işçi bulmanın önünde önemli bir engel. Üniversite mezunu 23 yaşına gelmiş gencin mesleki bilgisi yok. Olmadığı için iş verilemiyor. Yani ana, ara ve aranan eleman bulunamıyor.

Bulamayınca yabancı işçi getirtiliyor. Bunun için kurulmuş şirketler var. Biz hep Suriyeli, Afganistanlı işçilerin yoğun olduğunu biliyoruz ama son dönemlerde Hindistan’dan işçi getiriliyor. Getirilen işçilerin aylığı 600 dolar. Yemeğini, yatacak yerini çalıştıran firma karşılıyor. Sigortası ve diğer giderleri için 800 dolar üzerinden ödeme yapılıyor.

600 dolara yabancı işçi çalıştıran firmanın sahibi, “Benim işyerimde çalışan Türk işçilerimizin aylığı 60 bin lira. Vergileriyle birlikte bunun bize aylık maliyeti 100 bin lirayı buluyor. Yani nereden bakarsanız bakın, yabancı işçi yarı fiyatına çalışıyor. Devlete bu kişiler için ayda 800 dolar SGK, muhtasar vergisi, işsizlik vergisi ödüyoruz. Yani bütün vergilerini biz öderiz. İşçi sadece net maaşını bilir” diyor.

Suriyeli, Afganistanlı çobanları biliyorduk. Ancak sanayilerimiz de yavaş yavaş yabancı işçilerin eline geçiyor.

O YAZILAR GÖRÜLÜRSE

– Eğer sanayi bölgesine gittiğinizde camlarda “Kiralık”, “Satılık” yazıyorsa durum kötü demektir. İşi iyi olan kolay kolay işlerini satmaz, kiraya vermez. Ancak şu dönemde sanayi bölgesinde satılık-kiralık yazılarını görüyoruz. Bu sanayicinin durumunun iyi olmadığını gösteriyor.

– İnanın işyerimi kapatsam, paramı faize versem daha rahat ederim. Ancak memlekete olan borcumuz var. İşimizi bırakmak niyetinde de değilim.

– Otelimiz var. Buraya 68 işçi alınacaktı. Daha çok otel bölgesinde temizlik hizmetlerinde görev alacaktı. Çalışacak Türk vatandaşı bulamadık. Önerdiğimiz aylığı beğenmiyor. Bir firma aracılığıyla Endonezya ve Bali’den işçi getirildi. Meydanı temizleyen, işlerini çok iyi yapan, hiç şikayetçi olmayan işçilerin aylığı 500 dolar. Devlete yapılan ödemeler de yine 800 dolar üzerinden ödeniyor.

YERLİ VE MİLLİLİĞİMİZ KALMADI

– Arsa fiyatları çok yüksek. Bu da inşaatlara yansıyor. Bunun giderilmesi için devlet arsa üretmeli. Ancak bu yapılmıyor. HOBİ bahçeleri adeta katliama dönüştü. Hobi bahçeleri yasaklanınca, yerini hülle sistemiyle ‘tarım bahçesi’ aldı. Tarım bahçesi adını alınca şimdi oraya kapı numarası veriliyor, elektrik bağlanıyor.

– Haberleşme ürünleri yüzde 100 yerliyken, günümüzde yerlilik payı 0,81’e geriledi, yani yüzde bir bile değil. 2017’de OSTİM Haberleşme kümeliği kuruldu. 2021’de ürünlerimiz kullanılacaktı. ama devlet arkamızda durmadı. Sektörde durum inanılmaz kötü. Haberleşmemiz yüzde 100 yerli ve milliyken, günümüzde yerli ve milliğimiz kalmadı.

VEHBİ KOÇ’UN SOFRA DUASI

Ünlü iş insanı rahmetli Vehbi Koç, ülkemize kazandırdığı eserleri, tutumluluğunun yanı sıra yemeklerden sonra onun yaptırdığı “Sofra Duası”yla da sıkça anılır. Ankara’daki sanayicilerin bir araya geldiği toplantıda sorunlar konuşuldu, sohbetler edildi, yemek bittikten sonra Mehmet Akyürek, Vehbi Koç’un sofra duasını okudu, konukları tekrarladı. İşte o dua:

Bu sofrada nur / Kaza, bela geri dur/ Artsın, eksilmesin/ Taşsın dökülmesin/ Bu sofranın misafirleri/ Hizmet edenler/ Yemek yiyenler/ Hiç yokluk görmesin/ Sıhhat ve selamet içinde/ Servet ve devlet içinde/ Varlık ve dirlik içinde/ Huzur içinde tekrar buluşmayı nasip et Allah’ım/ Allah rızası için el Fatiha.

Source: Saygı Öztürk