“Çevre Bilimleri Gündemi – Doğa, Denizler ve Sürdürülebilirlik”

Cengiz’in 897 hektarlık ormanlık alana kuracağı maden için aynı gün tarih verildi: Süreç yandaşa hızlı!

İktidarın gözde iş insanlarından Mehmet Cengiz başka bir kıyıma daha hazırlanıyor. Cengiz Holding’e bağlı Eti Bakır, Sinop’ta ihaleyle aldığı alanda bakır ocağı işletmek için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na başvurdu. Şirketin çevresel etki değerlendirmesi (ÇED) sürecinin başladığını 20 Mayıs’ta duyuran bakanlık, aynı gün içerisinde işleme alıp halkın katılımı toplantısı (HKT) için tarih verdi. Projeye ilişkin yurttaşın görüşü 12 Haziran’da alınacak. Boyabat Kovaçayır köyünde yapılacak proje toplamda 897.87 hektarlık alanda etkili olacak. Bu da 1263 futbol sahası büyüklüğüne denk geliyor. Şirketin seçtiği alan ise orman, tarım arazisi ve fundalıktan oluşuyor. Henüz ayrıntılı ÇED raporu hazırlamayan şirketin ne kadar ağaç keseceği ise ilerleyen günlerde belli olacak. Ancak bölgede karaçam ve sarıçam baskın olarak bulunuyor. Proje alanına yaklaşık 1.4 kilometre uzaklıkta ise 1. derece arkeolojik sit alanı bulunuyor. Ayrıca alanın güneyinde de Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’nün Kurusaray Barajı yer alıyor. Şirket bu alanda maden, depolama alanları, tesisler ve güvenlik binaları kuracak. Arazi ve inşaat aşaması iki yıl sürecek proje, 20 yıl boyunca işletilecek. Şirket daha sonra da kapama ve rehabilitasyon çalışmalarının üç yıl süreceğini belirtiyor. Bu hesaplamalara göre Cengiz, en az 25 yıl bölgeden çekilmeyecek. Proje için 8 milyar 467 milyon 562 bin TL harcanacak. Yıllık 13 milyon tonluk kazı çalışmalarından ise yaklaşık 4 milyon ton cevher üretilecek. KONUTLARA YAKIN Cevher, alandan patlatma işlemi kullanılarak çıkarılacak. Bir patlatma sırasında 18 delik açılacak. Her bir deliğe ANFO tipi patlayıcı ve dinamit yerleştirilecek. Her patlatmada 50 kilogram patlayıcı kullanılacak. ÇED alanına en yakın evler ise Arıoğlu köyüne bağlı. Burayla mesafesi ise 165 metre. Alana 95 metre uzaklıkta ise İmamlı köyüne bağlı konutlar yer alıyor. “DEĞERİNİN ALTINDA” ENERJI ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’yla Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’nün Ekim 2024’te düzenlediği ihaleyle birlikte Boyabat’taki maden sahası Cengiz’in oldu. Cengiz bu ihaleyi 3.68 milyar TL’ye aldı. İhalenin düzenlendiği dönem durumu eleştiren CHP Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Deniz Yavuzyılmaz, “Rezervin güncel değeri 456 milyar lira. İhaleyle güncel değer arasındaki fark 123 kat” demişti. Yavuzyılmaz, şartnamedeki şartları karşılayan tek şirketin Cengiz Holding olduğunu belirtmişti.

Source: Şeyda Öztürk


“Türkiye denizlerde hukukun üstünlüğünü savunuyor”

Türkiye’nin BM Daimi Temsilcisi Ahmet Yıldız, BM Güvenlik Konseyi’nde deniz güvenliği üzerine düzenlenen oturumda konuştu. AA nın haberine göre; Türkiye’nin deniz güvenliği ve denizde hukukun üstünlüğünü güçlü şekilde savunduğunu söyleyen Yıldız, Denizlerle çevrili bir ülke olarak, seyrüsefer özgürlüğünü ve denizlerin ve okyanusların barışçıl kullanımını korumaya öncelik veriyoruz. ifadelerini kullandı. Yıldız, deniz güvenliğinin küresel ticaret, ekonomik refah ve Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri nin başarılmasıyla bağlantılı olduğuna dikkati çekerek, öte yandan, deniz güvenliğine yönelik tehditlerin çeşitlendiğini ve geliştiğini vurguladı. Türkiye’nin bu bağlamda, uluslararası topluluk tarafından yürütülen deniz korsanlığı, silahlı soygun ve denizde terörizme karşı ortak operasyonlara aktif olarak katıldığının altını çizen Yıldız, Somali, Aden Körfezi, Arap Denizi, Afrika Boynuzu gibi bölgelerdeki operasyonlarda yer aldıklarını hatırlattı. Yıldız, terörizm, organize suç, kaçakçılık ve deniz yollarını kullanan insan ticaretiyle kesin bir şekilde mücadele edilmesi gerektiğine işaret ederek, Türkiye nin bu tehditlere karşı stratejisinin uluslararası işbirliğine dayandığının altını çizdi. Kızıldeniz ve Aden Körfezi ndeki gerginliklerin, Gazze deki İsrail saldırganlığının bölgesel taşma riski taşıdığı ve deniz seferlerini tehdit ettiği yönünde uzun süredir devam eden uyarıları doğruladığını da vurgulayan Yıldız, bu konuda ABD ile Yemen deki Husiler arasındaki ateşkesi memnuniyetle karşıladıklarını ve bunun bölgedeki deniz güvenliğini arttırmasını umduklarını kaydetti. KARADENİZ İN İSTİKRARI, KÜRESEL GIDA PAZARININ TIRMANMASINI ÖNLEMEK İÇİN KRİTİK ÖNEME SAHİP Büyükelçi Yıldız, Karadeniz’in güvenliğinin de Avro-Atlantik bölgesinde her zaman benzersiz bir yere sahip olduğunu dile getirerek, 80 yılı aşkın bir süredir 1936 Montrö Sözleşmesi nin oluşturduğu hassas denge ve Türkiye nin hükümlerini titizlikle uygulaması nedeniyle Karadeniz bölgesinin deniz alanında hiçbir zaman askeri çatışma yaşanmadığının altını çizdi. Son üç yıldır Ukrayna da devam eden savaşa rağmen, Karadeniz de stratejik dengenin büyük ölçüde korunduğunu kaydeden Yıldız, BM ve ülkem tarafından aracılık edilen Karadeniz Tahıl Girişimi, yalnızca küresel bir gıda krizini önlemede kritik bir diplomatik başarı değil, aynı zamanda bölgedeki deniz güvenliğini iyileştirmede de önemliydi. dedi. Yıldız, Karadeniz in istikrarı, küresel gıda pazarının tırmanmasını ve bozulmasını önlemek için kritik öneme sahip olmaya devam ediyor. diye konuştu. Türkiye’nin BM Deniz Hukuku Sözleşmesi’ne (UNCLOS) taraf olmamakla birlikte, bu sözleşmenin önemini kabul ettiğini belirten Yıldız, Türkiye’nin sözleşmeye taraf olmama kararının, özellikle kapalı ve yarı kapalı denizlerdeki özel koşulları yeterince dikkate almayan hükümlerden kaynaklandığını, bu tutumun Türkiye’nin deniz hukukuna saygı duymadığı anlamına gelmediğini anlattı. Yıldız, bununla birlikte UNCLOS’un ne evrensel ne de kapsayıcı bir düzenleme olduğunu, dolayısıyla sözleşmeye taraf olmayan bir ülke olarak, UNCLOS’un deniz güvenliğine ilişkin yegane hukuki çerçeve olarak tanımlanmasına katılmadıklarını ifade etti. HİDROKARBON KAYNAKLARININ KULLANIMI Adil deniz sınırlandırmasının uluslararası hukuka uygun olarak sağlanmasının önemine de dikkati çeken Yıldız, hakkaniyet ilkesinin ve uluslararası mahkemelerin içtihadının bu konuda yol gösterici olması gerektiğini vurguladı. Yıldız, şunları kaydetti: Hidrokarbon kaynaklarının kullanımı, tüm ilgili halkların ve tarafların meşru ve doğal haklarını dikkate almalıdır. Bu bağlamda, tek taraflı eylemlerden ve maksimalist yaklaşımlardan kaçınmak, istikrar ve işbirliğini teşvik etmek için çok önemlidir. Bölgemizi, deniz yetki alanlarının uluslararası hukuk temelinde adil ve barışçıl bir şekilde tamamen sınırlandırıldığı ve hidrokarbon kaynaklarının adil bir şekilde paylaşıldığı bir istikrar ve refah alanı olarak görmek istiyoruz.

Source: Habertürk


Cennete siyanür

Trabzon’un cennet köşelerinden Araklı’daki Erikli Yaylası doğa katliamı ile karşı karşıya kaldı. Bir maden şirketinin başlattığı siyanürle altın arama ve sondaj çalışmaları tepki çekti. Yeniyol Partisi Samsun Milletvekili Mehmet Karaman, konuyu Meclis’e taşıdı, “Bu yayla, çevreyi besleyen akarsuların kaynağında, gerçek altın cennet doğadır” dedi.

‘SESSİZ KALMAYACAĞIZ’

Karaman, şunları söyledi: “Siyanürle yapılacak her müdahale, bölgenin can damarlarını zehirleme riskini taşır. Erzincan İliç’te yaşanan felaket ortadayken aynı yöntemin Karadeniz’in kalbinde uygulanmasına nasıl sessiz kalabiliriz? Toprağımızı, suyumuza karşı bir silah gibi kullanan bu madencilik anlayışı derhal durdurulmalı.”

‘HER YER MOLOZ VE ÇUKUR’

Vatandaşlar da yaylaya altın için sondaj makinelerinin girmesine ve madencilik faaliyetlerine tepki gösterdi. Birçok kez eylem yapan yöre halkı, “Her yeri delik deşik ettiler. Yaylamız çukur ve moloz yığınına dönecek. Ne ağaç kalacak ne güzellik. Burası çocuklarımızın geleceği. Gece gündüz toprağımızın bekçisi olacağız. Zehir deposu istemiyoruz” dedi.

İZİNSİZ SONDAJ

Sayer Enerji’nin maden projesi için ÇED süreci tamamlanmadı. Ancak iş makineleri gece saatlerinde jandarma eşliğinde yaylaya girip sondaja başladı. Halk eylem yaptı.

Source: Deniz Ayhan


Yazlık saraya komşu ormanda katliam var

Muğla’nın Marmaris ilçesine bağlı Karaca Köyü’nde yapılmak istenen mesire alanı için yüzlerce çam ağacının kesilmesi isyan ettirdi.

Çam ve pirenlerle kaplı, Karaca Orman İşletme Şefliği sorumluluk bölgesinde bulunan 30 hektarlık ormanlık alan, mesire yeri olarak 20 yıllığına kiraya verilmek üzere Şubat 2021’de ihaleye çıkarılmıştı. CHP eski Muğla Milletvekili Süleyman Girgin, sosyal medya hesabından ormana iş makinelerinin girdiğine ilişkin fotoğrafları paylaştı.

“DALGA GEÇTİLER”

Girgin şunları söyledi: “Marmaris’in Karaca Köyü’nde, Erdoğan’ın Okluk’taki yazlık sarayı yakınlarında, 30 hektarlık alanın ihale edilmesine karşı çıkmıştık. Bu bölge Basra Çamları, arı yatakları açısından zengindir ve içinde çokça piren ormanı barındırmaktadır. Birçok arı yetiştiricisinin burada kovanları bulunmaktadır. ‘Doğamıza, arılarımıza, arıcılarımıza zarar vermeyin’ demiştik. Bölge halkının, yerel yönetimlerin, demokratik kitle örgütlerinin sürece dahil olmadığı bu ihalelere karşıyız demiştik. Bakanlık dalga geçer gibi ‘dikkat ediyoruz’ şeklinde cevap vermişti. İş makineleriyle bu alana girdiler. Bölge halkı rahatsız. Hepimiz gördük ki ucunda rant olunca, bu iktidarın vicdanı kalmıyor. Karaca’daki çalışma acilen durdurulmalıdır.”Süleyman Girgin, ayrıca Orman Genel Müdürü Bekir Karacabey’i telefonla arayarak çalışmanın durdurulmasını talep ettiklerini söyledi.

Mütevazı bir konuttu

8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal için bölgeye yapılan mütevazı Devlet Konuk Evi, 2017’de yıkılmıştı. Yerine 300 odalı yazlık saray inşa edilmişti. Saray için 130 futbol sahası büyüklüğünde bir alan imara açılmıştı. İş makinelerinin girdiği orman yazlık saraya komşu.

Source: Yaşar Anter


Bitki mirasımız yok olmasın

Ülkemiz, bitki çeşitliliği açısından dünyanın önemli coğrafyalardan biri…

Türkiye’de 3 bini endemik (yerli) olmak üzere, 12 bine yakın bitki türü bulunuyor. Ancak bu değerli mirasın kıymetinin bilinmesi ve korunması gerekiyor…

Botanik illüstrasyon aracılığıyla İstanbul, Salt Beyoğlu’ndaki Mutfak alanında ziyarete açılan “Anadolu’nun Bitki Mirası” sergisi bu açıdan çok önemli mesajlar veriyor.

BİNLERCE YILLIK BAĞ

Sergi, Türkiye’den 47 bitki ressamının çalışmaları aracılığıyla Anadolu coğrafyasında binlerce yıldır insanla etkileşim halinde olan bitkilere odaklanıyor. Arpa, buğday, zeytin, üzüm gibi kadim türlerden tıbbi bitkilere, yerel sebze ve meyvelerden aromatik otlara kadar uzanan 80 botanik illüstrasyon; Anadolu’nun binlerce yıllık tarımsal belleğini ve doğayla kurduğu bağı görünür kılıyor.

Sanatçıların detaylı gözlemleriyle çizime aktarılan bu türler, Anadolu’nun kendine özgü renk, doku, tat ve kokularını şekillendiren ortak mirasın tanıkları olarak sunuluyor. Sergi, çizimlerin yanı sıra herbaryum (genellikle kağıt üzerine monte edilmiş kurutulmuş, uzun vadeli çalışma için saklanan bitki örnekleri koleksiyonu) örnekleri, tarihsel belgeler, nadir eserler gibi muhtelif kaynaklar içeriyor.

HAYATİ ÖNEME SAHİP

Sergi, iklim krizi ile tarımsal çeşitliliği tehdit eden sanayileşmiş üretim modelleri karşısında yerel bitki türlerinin taşıdığı genetik ve kültürel mirası görünür kılmayı amaçlıyor. Bu mirasın korunmasının biyoçeşitlilik ve gıda güvenliği açısından yaşamsal önemini vurguluyor… Geçmişten günümüze bitki bilimi ve ressamlığıyla uğraşanların çalışmalarını bir araya getiren sergi, botanik illüstrasyonların bilimsel bilgi üretimi ve birikimindeki rolünü de ortaya koyuyor.

Source: Nazan Doğaner Halici


Balın sırrı, sabrı ve armağanı… Arıcıların derdi büyük

“Yaşasın arılara değer veren insanlar. Hadi bu yıl birlikte çiçek açalım…. Yaşasın Arılar” diye ilginç bir mesaj göndermiş dostlarına… Bu yıl sizi büyük bir hikâyeye ortak yapmak istedik; yarım kavanoz bal ve bir tutam tohumla demiş.Kavanozun yarısının neden boş olduğunu merak ettik. Çünkü bu kavanoz yalnızca arıların emeğini değil, bizim sorumluluğumuzu taşıyor. O boşluk, doğaya olan borcumuzu simgeliyor. Arıların azalmakta olan yaşam alanlarını, yok olan çiçekleri ve doğal dengeyi…Doğal kesenin içinde tohumlar bu boşluğu birlikte doldurabilmemiz için. Bu tohumlar bir saksıya bir bahçeye, bir yol kenarına dikmenizi rica ediyoruz. Çünkü arılar yaşasın diye çiçekler gerek. Arılar yaşasın diye doğa gerek.Her yıl milyonlarca km yol kat edip ömrü boyunca sadece bir çay kaşığının 1/12’si kadar bal üreten arıların sabrını, emeğini ve mucizesini düşündükçe, bu balın aslında ne kadar büyük bir anlam taşıdığını göreceksiniz. Bu mal onların bize armağanı…Bizim onlara armağanımız ise yeşeren bu tohumlar olabilir.Anavarza Bal’ın bu yıl, Dünya Arı Günü’nü kutlamaktan çok, arıların yaşam hakkını savunmak için mesajını biz de yayıyoruz.Yaşasın arılar. Can Sezen’in güzel bir mesajı da ‘Sır, sabır, armağan’ olmuş.Ne güzel sözler.YA ARICILARIN DERDİAma bir de arıcıların dertlerinden söz etmemiz gerekiyor. CHP Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu üyesi Ömer Fethi Gürer, 2017 yılında BM Genel Kurulu’nca 20 Mayıs’ın Dünya Arı Günü olarak ilan edildiğini belirtti. Gürer, “Arıcılık sektörü de farklı sorunlar yaşamakta” diyor. İklim değişikliği ve küreselleşmenin tarım üzerindeki baskıyı arttırmasının olumsuz yansımalarından arıcılık sektörünün de nasibini aldığını söylüyor. Niğde’nin Çamardı ilçesinde arıcılarla görüşen Gürer, üreticilerin zirai don olaylarından sahte bala, tarımsal ilaçlamaların arılara verdiği zarardan devlet desteklerinin yetersizliğine ve artan mazot fiyatları ile oluşan nakliye giderlerinin arıcılığa etkilerine kadar sorunlarını anlattı.GÜNÜN SÖZÜ YILDIZ ÜLKE TÜRKİYE “Dünyanın en büyük teknoloji ağlarından olan Global Tech Advocates’in Türkiye ayağı olan Tech Türkiye Advocates (TTA) resmen kuruldu. Global Tech Advoncates kurucusu Russ Shaw, “Türkiye’nin potansiyeli heyecanlandırıyor, Türkiye bölgede yıldız ülke” dedi.ALEV ORALOĞLU SAHNEDE – İBB Şehir Tiyatroları ve Türk Kadınlar Birliği İstanbul Şubesi’nin birlikte oluşturduğu Bedia Muvahhid Ödül Töreni, Üsküdar Musahipzade Celal Sahnesi’nde 22 Mayıs, Perşembe saat 19.00’da yapılacak. Anılar: Alev Oraloğlu, Dinleti: Flüt sanatçısı Özlem Noyan, Piyango Sanatçısı: Tarkan Tarıer.- ERHAN Tığlı’dan “Kalenin ardı çayır/ iyiyi kötüden ayır/ insanlığı kaybettim / Arıyorum, dağ bayır”…5 GÜNDE 12 OYUN- CORLU’da 7’den 70’e tüm tiyatroseverlerin ilgiyle ve merakla beklediği 3. Çorlu Tiyatro Festivali 28 Mayıs’ta başlıyor. Beş gün sürecek festivalde, 12 farklı tiyatro oyunu, şehrin üç ayrı sahnesinde izleyiciyle buluşacak; M. Şevket Esendal, Ünal Baysan ve Çardaklı Çeşme Sahneleri’nde…. Belediye Başkanı Ahmet Sarıkurt, “Tiyatroyla ve sanatla büyüyen bir Çorlu hayal ediyoruz” dedi.- AYDINLANMA savaşçısı Prof. Dr. Türkan Saylan hocamızı 16. ölüm yıldönümünde saygı, özlem ve rahmetle anıyoruz. Ruhu şad olsun. AFYON’UN ÜNLÜ FESTİVALİ 24’ÜNCÜ YILINA GİRDİ 24. yılını geçen hafta sonu kutlayan Afyonkarahisar Klasik Müzik Festivali coşku ile kutlandı. Çok azimli, inatçı sanat yönetmeni Hüseyin Başkadem’in sanat yönetmenliğinde, esasında çok zor koşullarda, küçük bir ekiple yaptığı bu çalışmanın açılışı Afyonkarahisar Yeni Müze’nin fuayesinde gerçekleştirildi. Başkadem açış konuşmasında festivalin çeyrek asra gelmesinin Afyonkarahisar’ın bir başarısı olduğunu söyledi ve “Festivalin önündeki lokomotif benim ama arkasında çok emek veren ve kişi var” dedi. Açılış konserinde Şef Murat Göktaş yönetimindeki Bursa Bölge Devlet Senfoni Orkestrası ve solist viyolonsel Çekyalı Stepanka Plockova sanatseverlerle buluştu. Konserde Antonin Dvorak’ın ‘Viyolonsel Konçertosu’ ile Felixx Mendelssohn’un ‘4. Senfoni’si seslendirildi.BİLİYOR MUSUNUZ? – SEVDA-Cenap And Müzik Vakfı Kadınlar Korosu ve Sevda-Cenap And Müzik Vakfı dostluğun Sesi Korosu’nun, Türkiye Polifonik Korolar Derneği’nce 23 Mayıs ve 1 Haziran 2025 tarihleri arasında düzenlenen 27. Türkiye Korolar Şenliği’nde konserler vereceğini…- TÜRKİYE’nin gözde turizm merkezlerinden Ayvalık’ta bu yıl ilk kez düzenlenecek olan Gastrofest ile yerel mutfağın ve kültürel zenginliğin büyük bir organizasyonla vitrine taşınacağını… Ayvalık Belediyesi tarafından düzenlenen festivalin 30-31 Mayıs ve 1 Haziran 2025 tarihlerinde Kırlangıç Yaşam Merkezi’nde gerçekleştirileceğini…

Source: Yalçın Bayer


Dünya kritik minerallerde Çin’e teslim

Raporun detaylarına ve IEA Başkanı Fatih Birol’un Hürriyet’e özel açıklamalarına geçeceğim ama önce kritik metal tanımını hatırlatmamda fayda var. Kritik mineraller ifadesi; şirketlerin, endüstrilerin, ulusların ve hatta dünyanın üretim ve teknoloji ihtiyaçları için hayati önem taşıdığı düşünülen mineralleri tanımlıyor.Elektrikli araçların pillerinden tutun da uzay teknolojilerine, cep telefonu çiplerinden uçak ve robot parçalarına kadar aklınıza ne gelirse dünya artık bu mineraller olmadan iş yapamaz durumda desek yanlış olmaz. O yüzden bu kritik mineraller özellikle teknoloji dünyasının devamlılığı için olmazsa olmaz durumda. İşte dün yayınlanan rapor bakır, lityum, nikel, kobalt, grafit ve nadir toprak elementleri gibi enerjiyle ilgili kilit minerallerin tedarik zincirlerinin, birkaç ülkenin elinde yoğunlaşarak arz güvenliğini tehdit ettiğini ortaya koydu.Kritik mineraller dünyasının mutlak hakimi ise Çin. Çin, analiz edilen 20 mineralin 19’unda lider rafinajcı konumunda ve ortalama yüzde 70’lik pazar payına sahip. Bakır, lityum, nikel, kobalt, grafit ve nadir toprak elementleri için ilk üç üreticinin toplam pazar payı 2020’de yaklaşık yüzde 82 iken, 2024’te yüzde 86’ya yükseldi. Ayrıca, bu 15 mineralin fiyat dalgalanması, petroldeki dalgalanmadan daha yüksek. IEA Başkanı Fatih Birol bu kritik rapordaki ayrıntıları Hürriyet’e anlattı.RAFİNERİLER ELİNDEMinerallere sadece maden gözüyle bakıldığına ancak aslında işin rafineri boyutunun daha önemli olduğuna dikkat çeken IEA Başkanı Fatih Birol şunları söyledi:“Madeni rafine etmezseniz hiçbir işe yaramaz. Çin incelediğimiz 20 kritik madenin 19’unda lider rafineci. 20 yıldır bu işe yatırım yapıyor. Nikel ve kobalt minaralinin sadece yüzde 5’i Çin’den çıkıyor ama rafineride mutlak hakim Çin. Avustralya lityumun yüzde 35’ini üretiyor ancak sadece yüzde 2’sini kendi rafinerisinde işliyor. Kalanı Çin’e satıyor.”“Yüksek jeopolitik gerilimlerin yaşandığı bir dünyada, kritik mineraller küresel enerji ve ekonomik güvenliğin korunmasında ön cephede yer alıyor” diyen Birol, şöyle devam etti:“Bu kritik mineraller olmadan artık robot, uçak, dron, yapay zekâ yapmak, teknolojik ürün üretmek imkânsız. Dünya tüm bu minerallerde Çin’e bağımlı durumda. Düşünün bir mineralde ‘ihracatı 6 ay kısıtladım’ dese dünyada koskoca bir sektörü durdurabilir güce sahip.” FİYATLARI O BELİRLİYORFatih Birol’a kritik minerallerde mutlak hakim durumdaki Çin’in fiyat politikasındaki belirleyici rolünü sordum. Şu yanıtı verdi:“Tedarik zincirindeki kırılmalar, deprem, pandemi benzeri hastalıklar üretimi sekteye uğratabilir. Ya da ihracatı kısıtlayıcı kararlar olabilir. Tüm bunlar talep dışında fiyatı dalgalandırabilecek unsurlar. İncelediğimiz 20 mineralden 15’i, petrolden daha yüksek fiyat dalgalanmaları göstermiş durumda.”BU GİDİŞAT NASIL DENGE BULACAKIEA Başkanı Fatih Birol’a, dünyanın Çin’in kritik minerallerdeki mutlak hakimiyetinin önüne nasıl geçebileceğini de sordum. Birol, bu konuda Uluslarası Enerji Ajansı’nın ülkelerin orta ve uzun vadeli stratejilerini geliştirmelerinde veri, analiz ve politika önerileriyle destek sağladığını ifade ederek şunları söyledi:“Bu gidişatı sadece ticaret anlaşmaları ya da korumacılık anlaşmaları ile çözemeyiz. Ülkelerin özellikle kritik mineral rafinerileriyle ilgili yatırımları desteklemesi gerekiyor. Bu konuda ülkeleri koordine etmeyi, kim hangi üretim konusunda daha iyi konumlanabilir belirlemeyi hedefliyoruz. Önümüzdeki pazartesi günü itibarıyla bu konularda arz güvenliği projelerini gündeme getirmeye başlayacağız.”KRİTİK MİNERALLER RAPORUNDAN SATIR BAŞLARIGünümüzde kritik mineral piyasaları iyi tedarik ediliyor gibi görünse ve fiyatlar 2021-2022’deki zirvelere kıyasla önemli ölçüde düşmüş olsa da 2025 Küresel Kritik Mineraller Görünümü raporu, arz kesintisi risklerinin ciddi anlamda arttığını ortaya koyuyor. Bu artışın nedenleri olarak da birkaç ülkenin elinde artan arz yoğunlaşması ile ihracat kısıtlamalarının yayılması gösteriliyor.* Rapor, özellikle rafinaj ve işleme süreçlerinde olmak üzere, kritik mineral piyasalarının daha az değil daha fazla yoğunlaştığını tespit ediyor. Rapora göre bakır, lityum, nikel, kobalt, grafit ve nadir toprak elementlerinde, ilk üç üreticinin ortalama pazar payı 2020’de yaklaşık yüzde 82 iken, 2024’te yüzde 86’ya çıktı. Bu büyüme neredeyse tamamen tek bir tedarikçiden kaynaklanıyor: Nikel için Endonezya, diğer tüm mineraller için de Çin.* IEA’nın ilan edilen projelere ilişkin yaptığı detaylı analiz, kritik mineral tedarik zincirlerinin çeşitlendirilmesine yönelik ilerlemenin yavaş olacağını gösteriyor. Mevcut politika ayarları ve yatırım eğilimlerine göre, önümüzdeki 10 yıl içinde ilk üç tedarikçinin ortalama pazar payında yalnızca sınırlı bir düşüş öngörülüyor.* Hızla artan talebe rağmen Çin, Endonezya ve Afrika’nın bazı bölgelerinin öncülüğündeki büyük arz artışları, özellikle batarya metallerinde fiyatlar üzerinde baskı oluşturdu. Ancak rapor, bakır piyasalarının karşı karşıya olduğu büyük risklere dikkat çekiyor. Ülkeler elektrik altyapılarını genişletmeye çalıştıkça, mevcut bakır madeni proje portföyü 2035 itibarıyla yüzde 30’luk bir arz açığına işaret ediyor.* Artan ihracat kısıtlamaları da arz güvenliğini etkileyebilir. Rapora göre, enerjiyle ilgili stratejik 20 mineralden oluşan bir sepetin yüzde 55’i artık bir tür ihracat kontrolüne tabi. Bu minerallerin bir kısmı bu raporda ilk kez analiz ediliyor.* Raporda analiz edilen 20 enerjiyle ilgili stratejik mineralin genişletilmiş değerlendirmesi, bazı minerallerin pazar büyüklükleri küçük olsa da, yaşanabilecek kesintilerin büyük ekonomik etkiler yaratabileceğini ortaya koyuyor. Çin, analiz edilen 20 mineralin 19’unda lider rafinajcı konumunda ve ortalama yüzde 70’lik bir pazar payına sahip.* Rapor ayrıca, geleneksel nikel bazlı lityum-iyon pillerle rekabet eden LFP ve sodyum-iyon gibi yeni batarya teknolojilerinin tedarik zincirlerini de inceliyor. Rapora göre, bu teknolojiler halen yüksek yoğunlaşma riskleri taşıyor; çünkü Çin, mangan sülfat ve fosforik asit gibi hayati malzeme bileşenlerinin tedarik zincirlerini kontrol ediyor.* Mevcut kritik mineral piyasaları yeterli arz sağlıyor gibi görünmesine rağmen, arzın birkaç ülkeye yoğunlaşması ve ihracat kısıtlamalarının yayılması nedeniyle acı verici kesintiler yaşanabileceği uyarısında bulunuluyor.* IEA’nın raporu, enerjiyle ilgili kilit minerallerin arz, talep, yatırım ve diğer yönleri hakkında en son veri ve analizleri sunuyor. Ayrıca, yüksek teknoloji, havacılık ve ileri üretim sektörlerinde hayati roller oynayan daha geniş bir yelpazedeki enerjiyle ilgili stratejik minerallerin analizini de ilk kez içeriyor.* IEA, ülkelerin enerji güvenliğini sağlamak için kritik minerallerin tedarik zincirlerini çeşitlendirmeleri gerektiğini vurguluyor. Bu, yeni projelerin hızla hayata geçirilmesi, geri dönüşümün artırılması ve alternatif metallerin kullanımı gibi stratejileri içeriyor.

Source: Sefer Levent


Son dakika… Ege”de 6.0 büyüklüğünde deprem

0,03 (%-0,09)
0,09 (%0,20)

GÜNÜN İÇİNDEN

RESMİ İLANLAR

Sosyal Medya

Haber ara…

Daha fazla bilgi al

GÜNÜN İÇİNDEN

RESMİ İLANLAR

-0,03 (%-0,09)
0,09 (%0,20)
0,11 (%0,21)
4.665,20 (%4,36)
-115,08 (%-1,21)
28,00 (%0,68)
-0,26 (%-0,53)

22 Mayıs 2025 – 06:48

Son dakika… Ege”de 6.0 büyüklüğünde deprem

AFAD tarafından yapılan açıklamaya göre Ege Denizi”nde 6.0 büyüklüğünde deprem meydana geldi.

Haber Merkezi

Facebook ile paylaş

Messenger ile gönder

E-posta ile gönder

Yazıları büyüt

Yazıları küçült

Standart boyut

Ayrıntılar geliyor…

Bu habere emoji ile tepki ver

GÜNÜN MANŞETLERİ

Teknolojiye bir adım daha yaklaşın!

Gündem Haberleri

Feci yangında bir kişi ve bir köpek ölü bulundu

İBB”den özel halk otobüsü eylemine karşı önlem

Cennete siyanür

Kilo kontrolü rant kokuyor

Yazlık saraya komşu ormanda katliam var

Kanal İstanbul rantına gelen Kuveytliler dolandırıldı

Bilgi Bankası’nda Neler Var?

31 Mart 2024 Yerel Seçim Sonuçları

2023 Seçim Sonuçları

Finans Haberleri

Ekonomi Haberleri

Hayat Haberleri

Dünya Haberleri

Güncel Haberler

Günün İçinden Haberler

Sözcü Web TV

Spor Haberleri

Sözcü E-Gazete

Tüm Haberler

Vefat İlanları

Kişisel Verileri Koruma Kanunu

Müşteri Aydınlatma Metni

Çerez Politikası

Kişisel Verileri Saklama ve İmha Politikası

Kamera Aydınlatma Metni

KVKK Başvuru Formu

Sosyal Medya

Uygulamalarımız

BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir. BİST isim ve logosu “Koruma Marka Belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST”e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Verilertarafından sağlanmaktadır.

www.sozcu.com.tr internet sitesinde yayınlanan yazı, haber ve fotoğrafların her türlü telif hakkı Mega Ajans ve Rek. Tic. A.Ş”ye aittir. İzin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez.

Copyright © 2023 – Tüm hakları saklıdır. Mega Ajans ve Rek. Tic. A.Ş.

Source: Haber Merkezi


Ege Denizi”nde 6 büyüklüğünde deprem!

Son dakika haberi: Ege Denizi açıklarında saat 06.19″da 6 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Deprem, Muğla”nın Datça ilçesine 166 kilometre mesafede kaydedildi.

Ege Denizi”ndeki deprem İzmir, Muğla, Aydın, Denizli ve Antalya gibi Türkiye”den de birçok ilde hissedildi.
Sarsıntının Libya ve Kıbrıs”ta da hissedildiği bildirildi.
Depremde, ilk belirlemelere göre herhangi bir olumsuzluk yaşanmadı.

5″E VARAN ARTÇILARA DİKKAT!
Deprem uzmanı Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, sosyal medya
hesabından yaptığı açıklamada “Girit”in kuzey doğusunda 25 km derinde, M6,1 büyüklüğünde olan deprem Teke Yarımadamızı sarsmıştır. Deprem Ege altına dalan Afrika diliminde olmuştur. M5’e varan artçıları görülecektir. Türkiye’de başka bir depremi tetiklemez.” ifadelerini kullandı.

NTV yayına bağlanan Prof. Dr. Okan Tüysüz de 6 şiddetindeki depremin ardından 5 şiddetine kadar artçılar olabileceğini söyledi.
TSUNAMİ YAŞANIR MI?
Tüysüz, “Tsunamiler özellikle yüzeye yakın depremlerde daha fazla gelişiyorlar. Bu depremin tsunami oluşturması mümkün ama zayıf bir olasılık.” dedi. Bu içerik Devrim Karadağ tarafından yayına alınmıştır

Source: Devrim Karadağ