Belediyeleri kuşatmak!

Belediyeleri kuşatmak!

Siyasi iktidar muhalif belediyelerle uğraşmayı sürdürüyor. Mali kuşatmanın ve silkelemenin ardından, şimdi de belediyelerin yetkileri kısıtlanmak isteniyor. Hafta sonu basın toplantısında dinlediğimiz İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, bunu tarihi bir hata olarak gördüğünü ifade etti. Yetkinin merkeze toplanmasının, ülkeyi kötüye götüreceğini vurguladı. Bir zamanlar yetkinin merkezde toplanmasından şikayetçi olup, yerelin gücünü ve etkinliğini artıracakları taahhüdü ile iktidara gelenler; günümüzde tam tersini yapmaya hazırlanıyorlar. Doğrusu bu tutumu ve çelişkiyi siyaseten açıklamak mümkün olmuyor. KAYYUMU KALICILAŞTIRMA Belediyelerde bu dönem görülen kayyum uygulamaları, acaba tanımı ve şekli değiştirilerek kalıcı hale mi getirilmek isteniyor? Doğrusu insan bu soruyu sormadan edemiyor. CHP İzmir Milletvekili ve içişleri bakanlığından sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Murat Bakan, bu gelişmeyi ‘Kayyumu kurumsallaştırmaya çalışıyorlar’ diyerek yorumluyor. Bakan’a göre, bu aynı zamanda yerel yönetimlere çökme operasyonu. Halkın oylarıyla işbaşına gelmiş belediyeleri ve başkanları, böyle zorlamalarla kuşatmaya ve baskılamaya kalkmak, siyaseten kimseye yaramaz. Unutulmamalıdır ki böylesi zorlamalar hep ters teper. YERELİN KÖSTEKLENMESİ Eski CHP Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Ordu Milletvekili Seyit Torun; gazetemize yaptığı açıklamada, endişelerini dile getiriyor. Belediyelerin kaynaklarının ardından şimdi de yetkilerinin merkeze toplanmak istendiğine dikkat çekiyor. Bunlar yanlış işlerdir. Yerelin kösteklenmesi, etkisizleştirilmesi ve kıskaca alınması anlamına gelir. Dünya yerelden yönetim uygulamasını güçlendirirken, bizim tersine gitmemiz; anlaşılabilir ve kabullenilebilir bir durum değildir. 31 MART’IN ÖCÜ MÜ? TBMM’de konuşan CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, 31 Mart 2024 yerel seçimine ve sonuçlarına dikkat çekiyor. Günaydın, iktidara şöyle sesleniyor: “2024’ün 31 Mart’ı sizi bir gerçekle karşılaştırdı. CHP’nin il ve büyükşehir sayısı 21’den 35’e çıktı, sizin il ve büyükşehir sayınız 39’dan 24’e indi. Sandıkta yenemediğinizi burada el kaldırıp indirerek yenmeye çalışıyorsunuz.” Bizce de konunun asıl bam teli burada odaklaşıyor. İktidarı elinde tutan siyasal anlayış, adeta 31 Mart’ın öcünü almak istercesine muhalif belediyeleri kuşatmaya çalışıyor. Mali olanaklarını ve kaynaklarını tırpanlayarak, yetkilerini budayarak; belediyeleri iş yapamaz ve hizmet üretemez hale getirmek istiyor. BELEDİYELER GÜÇLENDİRİLMELİ Oysa böyle olmamalı diye düşünüyoruz. Tam tersine yerel yönetimler güçlendirilmeli. Kaynakları ve yetkileri artırılmalı. Bu iş çağdaş ülkelerde böyle yapılıyor. Belediyelerin mali kaynaklar açısından ciddi sıkıntılar yaşadığına dikkat çeken yerel yönetimlerden sorumlu CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökan Zeybek; CHP olarak yerel yönetimlerin güçlendirilmesinden yana olduklarını vurguluyor. Muhalif belediye başkanlarının elini kolunu bağlamak, onları etkisizleştirmek – yetkisizleştirmek ve çalışamaz hale getirmek; aslında onlara oy vermiş yurttaşları cezalandırmak anlamına gelir. Belediyelerin mali olanakları ve yetkileri daraltılmamalı, tam tersine güçlendirilmelidir. *** İzmir mitingi unutulmaz Geçtiğimiz pazartesi siyasal çevrelerin gözü kulağı İzmir’deydi. Ülkenin birinci partisi CHP’nin, cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul’un seçilmiş belediye başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik operasyonların ardından düzenlediği mitinglerin yeni durağı İzmir’di. Ülkemizin yakın siyasal tarihinde önemli kırılmaların ve dönüşümlerin işaretlerini veren İzmir ve Ege’den, bu sefer ne gibi mesajlar çıkacaktı? Öyle görünüyor ki ‘kurtuluşun ve kuruluşun kenti’ olarak tanımlanan İzmir’de yapılan miting, uzun süre unutulmayacak. Mitingle ilgili değerlendirmeler ve tartışmalar devam edecek. Biz mitingin yalnızca katılımcı sayısı üzerinden tartışılıp değerlendirilmesinin uygun olmadığını düşünüyoruz. Mitingin kapsayıcılığı kadar içeriği, niteliği, coşkusu ve mesajları da önemliydi. ‘AL’SANCAK’TA TARİHİ BULUŞMA İzmir’in, Ege’nin sosyal demokrat siyaset içinde özgün bir konumu var. İzmir, en başından beri bu iktidara karşı çıkıyor. AKP iktidarı sürecinde yapılan hemen her seçimde, ana muhalefet CHP’den ve adaylarından yana tercihini kullanıyor. Son 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde, neredeyse bütün Ege CHP kırmızısına büründü. Ege’nin CHP kırmızısı rengi doğrusu 19 Mayıs mitingine de yansıdı. Gündoğdu’da ortaya çıkan tablo, İzmir ve Ege’nin muhalefetten yana tercihinin güçlenerek sürdüğünü gösterdi. İzmirliler ve Egeliler, ellerindeki al bayraklarla Kordon’u ‘kırmızı-beyaz’ bayrak rengine boyayıp, hem 19 Mayıs’ı coşkuyla kutladılar hem de iktidara etkili mesaj verdiler. ÖZEL’İN İZMİR SEVDASI Gündüz saatlerinde başlayıp akşam saatlerine kadar süren mitingin en etkili bölümü, CHP lideri Özgür Özel’in konuşması ve mesajları oldu. Egeli siyasetçi Özel, genel başkan olduktan sonraki bu önemli sınavında, İzmirli ve Egeli hemşehrilerinden tam not aldı. Uzun ve etkili konuşmasında geleceğe yönelik umutlu mesajlar verdi. Büyük şairimiz Nâzım Hikmet’in anlamlı dizeleriyle konuşmasını güçlendiren Özel, bir bakıma İzmir’de ev sahibiydi. İzmir’de önemli bir ritüel vardır. İzmirli ve Egeli olmanın testi, Kültürpark’ın kapılarının isimleri ile yapılır. Özel, yalnızca bunları değil, neredeyse kentin merkezindeki kurtuluş ve kuruluşla ilgili bütün cadde isimlerini sıralayarak, İzmir sevdasını herkese gösterdi. İKTİDARA ‘ARTIK YETER’ MESAJI Ege’den yetişen bir genel başkanla buluşmaktan memnuniyet duyan İzmirli ve Egeliler, Özgür Özel’i can kulağıyla dinlediler. Hem Özel’e ve hem de Silivri Cezaevi’nde bulunan CHP’nin cumhurbaşkanı adayı, İstanbul’un seçilmiş başkanı Ekrem İmamoğlu’na sahip çıktılar. 19 Mayıs gençlik bayramı nedeniyle, Özel’in gençlere yönelik mesajları ve sözleri de ilgiyle karşılandı. Hele AKP’li gençlere top örneğiyle yaptığı çağrı, oldukça etkiliydi. Mitinge katılanlar, iktidara ‘artık yeter’ mesajı verdiler. MUHALEFETE MORAL DESTEK CHP’nin İzmir mitingi, kapsayıcılığı, içeriği, coşkusu ve mesajlarıyla, muhalefet için tam anlamıyla moral kaynağı oldu. İzmir’den, Ege’den Silivri’deki İmamoğlu’na, başkanlara ve çalışma arkadaşlarına, selam gönderildi, güçlü bir destek verildi. Bu mitingin farklı ve özgün yanı, Özgür Özel’in konuşmasına yansıyan, özellikle gençler için geleceğe yönelik umutlu mesajlardı. Kısacası, İzmir mitingi, hem ‘kurtuluşun ve kuruluşun kenti’ne, hem de 19 Mayıs’a oldukça yakıştı. *** Orhan Ayber için… Geçtiğimiz hafta, İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi’nin önceki başkanlarından Orhan Ayber’i kaybettik. Ayber, Cumhuriyetçi ve ilkeli bir yurtseverdi. Çalışkan, üretken ve ürettiklerini halkla paylaşan örnek bir aydındı. Biz Ayber’i, 1970’lerdeki CHP Manisa il başkanlığı döneminden tanırdık. Bizim lise öğrenciliğimiz döneminde, dağa taşa Ecevit adının yazıldığı yıllardı. Manisa’da Köylü Kurultayı’nı topladığımız ve Ege’de sol, sosyal demokrat siyasetin bayrağını yükselttiğimiz dönemdi. İşte Ayber o dönemin il başkanıydı. Kardeşleri gazeteci Saruhan Ayber ve sendikacı Turhan Ayber’le birlikte, hep toplumsal uğraşının içinde oldular. Orhan bey, İzmir’de bulunduğu ve oda başkanlığı yaptığı dönemlerde de önemli hizmetlerde bulundu. Yaşamının son döneminde talihsiz bir suçlamayla cezaevine düşmesi ve yaşadığı sağlık sorunları, onu epeyce yormuş ve yıpratmıştı. Manisa CHP örgütünün yaşadığı bir başka acı da, CHP Manisa İl Başkan Yardımcısı Emine Dilek Öğren’in oğlu Cemre Öğren’in vefatıydı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Ankara’dan gelerek cenazeye katıldı. Biz, hem Ayber hem de Öğren ailelerinin acılarını paylaşıyor ve CHP Manisa örgütüne başsağlığı diliyoruz.

Source: Mehmet Şakir Örs