Trump”tan son dakika Avrupa Birliği kararı! Putin”e sitem edip, tehdit savurdu
Son dakika Donald Trump haberleri: ABD Başkanı Donald Trump, Avrupa Birliği”nin (AB), vergi tarifelerinde erteleme talebini kabul ettiğini açıkladı.TRUMP”TAN, AB”YE VERGİ ERTELEMESİDonald Trump, Truth Social sosyal medya hesabından AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ile yaptığı telefon görüşmesine ilişkin paylaşımda bulundu.Trump, AB”nin talebi doğrultusunda ülkesinin Avrupa Birliği”ne 1 Haziran”dan itibaren doğrudan yüzde 50 vergi tarifesi uygulanmasına yönelik kararını 9 Temmuz 2025″e erteledi.Trump, AB ve ABD arasındaki ticaret görüşmelerinin hızla başlayacağını belirten von der Leyen”e konuya gösterdiği ilgiden dolayı teşekkür etti.PUTİN”E SİTEM DOLU SÖZLER: NE HALT OLDU BU ADAMA?Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin”e de ateşkes müzakereleri konuşulurken Ukrayna”ya savaşın en büyük saldırılarından birini düzenlemesi nedeniyle sitem eden Trump, “Ne halt oldu bu adama? Putin”in yaptıklarından hoşlanmıyorum” dedi.”RUSYA”YA DAHA FAZLA YAPTIRIM UYGULAMAYI KESİNLİKLE DÜŞÜNÜYORUM”Putin”in yaptıklarından memnun olmadığını dile getiren Trump, “Bir sürü insanı öldürüyor ve ne halt olduysa Putin”e bilmiyorum. Onu uzun zamandır tanırım. Her zaman iyi geçinmişizdir ama şu an şehirlere roketler atıyor. İnsanları öldürüyor ve bu hiç hoşuma gitmiyor. Rusya”ya daha fazla yaptırım uygulamayı kesinlikle düşünüyorum.Tam biz konuşurken Kiev”e ve başka şehirlere roket yağdırıyor. Bu durumdan hiç memnun değilim. Putin”in yaptığından hoşlanmıyorum hem de hiç. İnsanları öldürüyor. Bu adama bir şey oldu ve ben bundan hoşlanmıyorum” ifadelerini kullandı.Bir süredir devam eden ABD-İran görüşmelerine de değinen Trump, “İran”da görüşmeler iyi yönde ilerliyor, gerçek ilerleme kaydettik” şeklinde konuştu.Trump, Harvard Üniversitesi”ndeki yabancı öğrencilerin listesini istediğini de açıkladı.
Source: Muhammet Arif Güreli
Emekli Tuğgeneral Solmaztürk, ülkeyi yönetenlerin seçim kazanmak için her şeyi yapacağını söyledi: “Barış, tavizle gelmez”
Emekli Tuğgeneral Dr. Haldun Solmaztürk Cumhuriyet’in sorularını yanıtladı. – Daha önce “çözüm” tecrübesi yaşadık ve başarısız oldu. Bu kadar yıl sonra neden tekrar “Terörsüz Türkiye” adı ile böyle bir süreç başlatıldı? Değişen bir durum yok. O zaman niçin bu süreç veya adı konulamayan girişim başlatıldıysa, bugün de aynı nedenlerle başlatılıyor. 2002″den beri ülkeyi yöneten siyasi kadronun birinci önceliği bir sonraki seçimi kazanmak. Bu kadro seçim kazanmak için her şeyi yapacaklarını ispatladı. Bugün gelinen aşamada bu daha da hayati önem kazandı. – Neden daha hayati? Ekonomik çıkarlar ve ortalığa saçılan çok vahim iddiaların hesabını vermekten kurtulmak için iktidarlarını sürdürmeleri lazım. Bunun için Tayyip Erdoğan”ın Cumhurbaşkanı seçtirilmesi gerekiyor. Bunu Binali Yıldırım direkt dile getirdi, “Ne yapıp yapıp Tayyip Erdoğanın tekrar adaylığının yolu açılmalıdır” diyor. Bunun için yeni anayasaya, anayasa için de DEM’in desteğine muhtaçlar. DEM ve temsil ettiği, tırnak içinde söylüyorum, Kürt ulusal hareketi, hükümetin içinde bulunduğu çaresiz durumu bir fırsat olarak görüyor ve en büyük faydayı sağlayacağını, en büyük tavizleri alacağını düşünüyor. Bu nedenle hükümeti bu yöne sevk ettiler. – Neden Erdoğan, “Benim tekrar seçilme veya tekrar aday olma gibi bir derdim yok” dedi? Gerçi Erdoğan demedi ama uçakta birilerinin eline tutuşturulan haber notlarında öyle yazıyordu. Çünkü halkın tam olarak da öyle olduğunu, yani Erdoğan’ın asıl derdinin tekrar seçilmek ve tekrar aday olmak olduğunu, açıkça gördüğünün farkındalar. O ifade de aslında bu durumu teyit ediyor. Erdoğan, zaten ilan etmiş olduğu, adaylıktan çekilmiyor, tekrar adaylığını gerekçelendiriyor. Nitekim “bir siyasi kurumun yöneticisi” de ertesi gün o ifadeleri tamamladı; “Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin kurum ve kurallarıyla kökleşmesi için birlikte yapacakları çok şey varmış”. Erdoğan’ın varlığı “Olmazsa olmaz değer ve önemdeymiş”, daha ne desin? – “Terörsüz Türkiye”nin, Orta Doğu”da olanlarla bağlantısı nedir? Gerek hükümetin çaresizliği gerekse Orta Doğu”daki gelişmeler İsrail, Amerika, İngiltere”ye ve onların açıkça destekledikleri Suriye”deki yeni Kürt devletine kalıcı bir statü kazandırma fırsatı sundu. O nedenle PKK gözünü kararttı ve bildiri dedikleri metni paylaştı. Aslında bu Türk hükümetine verilmiş bir ültimatom. – Neden öyle düşünüyorsunuz? İçerik ve dil olarak başka türlü ifade etmek mümkün değil. Bir pişmanlık yok. PKK adıyla herhangi bir faaliyet sürdürmeyeceğini söylüyor. Ama örgüt orada duruyor. Örgütün feshiyle ilgili bir taahhüt kesinlikle yok. – Sadece silah mı bırakıyor? Silah bırakma, tamamen kelime oyunu. PKK silah bırakmıyor, YPG olarak bir orduya dönüşüyor, PYD bünyesinde devletleşiyor. PKK”nın feshi tamamen kağıt üzerinde. Dolayısıyla PKK hiçbir taviz vermiyor ama Türk hükümetine siyasi dayatmaları var ve bu silah bırakma ve fesih sürecini o dayatmaların hayata geçirilmesine bağlıyor. – Kamuoyunda silahları kim, ne zaman teslim alacak tartışmaları yapılıyor… Silah bırakma; bir makinelinin, bir doçkanın birine teslim edilmesi değil, PKK”nın askeri bir yapı olmaktan çıkması ve ortadan kalkmasıdır. Teşkilatın kendisi silahtan daha önemli. Silah her zaman her yerden bulunur. – Terörist başı Abdullah Öcalan için “baş müzakereci” deniyor. Bu yetkililerin söylemlerinin aksine bir pazarlık olduğu anlamına mı geliyor? Bugün dışişleri bakanı olan kişi Oslo”da Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı”nın siyasi temsilcisi olarak PKK”yı, “Kürtlerin siyasi temsilcisi” olarak muhatap aldı ve bir üçüncü ülkenin ara buluculuğunda siyasi müzakere yaptı. O günden bugüne gelen süreç bunun devamıdır. Oslo tarihi bir hataydı. Eğer bugünkü Dışişleri Bakanı, Türkiye Cumhuriyet başbakanı adına Oslo”da onları muhatap almamış olsaydı belki farklı bir yerde olurduk. – Peki Öcalan nasıl baş müzakereci olacak? Aslında Öcalan hep baş müzakereciydi. Çünkü konu Oslo”da kalmadı, devamı da var. 28 Şubat 2015″de Dolmabahçe”de yapılan bir mutabakat beyanı vardı. O akşam Erdoğan, “Bunlar güzel beyanlar ama bunların alana yansıması, uygulamaya yansıması lazım” dedi. – Neyi kastetti? 2015 Haziran seçimlerini kastetti. Ne zaman ki Demirtaş “Seni başkan yaptırmayacağız” dedi, Erdoğan o zaman Dolmabahçe Mutabakatını reddetti. Özetle Erdoğan da PKK da Öcalan da aynı noktadalar. – Bulundukları nokta nedir tam olarak? PKK çok açık şunu söylüyor: Türk-Kürt ilişkilerinin sorunsallaştığı Lozan Antlaşması ve 1924 Anayasası’nın öncesine dönmek; yani Türkiye Cumhuriyeti sınırlarını tanımıyor ve bunu müzakere etmek istiyor. Yani ülkenin anayasal, üniter yapısını tartışmaya açıyor. Ayrıca gözden kaçan bir üçüncü husus daha var; PKK süreci sadece Türkiye ile sınırlı tutmuyor, bunun da ötesine geçiyor. Orta Doğu”da; Türkiye, İran, Irak, Suriye başta olmak üzere Türk-Kürk ilişkilerinin yeniden düzenlenmesini istiyor. Tabi bunun içinde Fırat”ın doğusunda yeni kurulmuş Kürt Devleti de var. Çok daha büyük bir çerçeveyi dayatıyor. Müzakere edecekleri budur. – Türkiye”nin sınırları tartışılmadan bir Kürt devleti kurulmasının zararı nedir? Suriye’deki devlet, Irak”taki Kürt devletinin de ötesinde bir güç kazanmış durumda. Ve en önemlisi, uluslararası toplum başta Amerika, İngiltere, İsrail olmak üzere, Avrupa Birliği ülkeleri bu devletin çok güçlü bir şekilde arkasındalar. Suriye”nin toprak bütünlüğü ve üniter yapısı kalıcı olarak, geri döndürülmeyecek şekilde bozuldu. Toprak bütünlüğü korunmuş güçlü, istikrarlı bir Suriye mi, yoksa bölünmüş bir Suriye mi bizim çıkarımızadır? Toprak bütünlüğü ve üniter yapısı korunmuş bir Suriye, Türkiye”nin ve bölgenin çıkarınadır. Aksini isteyenler dışarıdan gelenlerdir. “ÜÇÜNCÜ PARÇA TÜRKİYE” – İleride Irak’taki devlet ile birleşme olur mu? Kuzey Irak”taki Kürt varlığı ile Suriye”deki Kürt varlığı, bu iki devletçik, kaçınılmaz olarak işbirliğine gideceklerdir. Sonra da PKK”nın bildirisinde söyledikleri, o Kürt ulusal hareketi, üçüncü parçaya yönelecektir. Bu hemen olmayacak şüphesiz. – Üçüncü parça neresi? Üçüncü parça Türkiye”nin güneydoğusunda, aynı Kuzey Irak”taki gibi, aynı Fırat”ın doğusundaki gibi adı konulmamış bir Kürt devletçiğine giden yolun açılmasıdır. Öcalan silah bırakma çağrısında, “Ben sorumluluğunu alıyorum” dedi. O zaman “Bu gerçek olamayacak kadar doğru bir çağrı” demiştim. Buna karşılık PKK”nın açıklamasına baktığımız zaman gerçekliğin bir tokat gibi suratımıza çarptığını görüyoruz. Bu, açılım, PKK”yı ve PKK”nın uzantılarını meşrulaştırmak, Fırat”ın doğusundaki Kürt devletçiğini Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ne kabul ettirmek, Suriye”nin bölünmüşlüğünü kalıcı hale getirmek ve Türkiye’deki üçüncü parçaya yolu açacak bir anayasa için atılmış bir adımdır. – Tüm bu koşullarda anayasada anlaşma ihtimali nedir? Her şeye rağmen bu iktidar DEM üzerinden Kürt tabanın oylarını garanti altına almak için her türlü tavizi vermeye ve bunun için anayasa müzakeresi yapmaya hazır. DEM ve PKK’nın, sembolik bir iki değişiklikle tatmin olacağını sanmıyorum. – İlk dört maddeye dokunulmayacağı söyleniyor… İlk dört maddeye dokunmadan da diğer maddeler üzerinden onlara dokunulabilir. Yeni maddeler de icat edilebilir, değiştirilebilir. O yola girdiğinizde bunu yapmanın çok yolu var. – Türkiye için bölünme riski öngörüyor musunuz? Şu an federasyon, özerklik, ayrılma söz konusu değil. Özerkliğe giden yol için ilk kapı açılacak. – Nasıl açılır bu kapı? Örneğin, anayasaya devletin kurucu ögeleri Türkler ve Kürtler diye iki etnik yapı girerse ve doğrudan olmasa da dolaylı olarak uygulamaları itibariyle Kürtçe eğitim dili olursa bu kapı açılmış olur. Ayrıca, herhangi bir uygulamada, her ne olursa olsun, birkaç ili kapsayan biçimde bir bölgenin sınırı çizilirse, bu da özerkliğe giden kapıyı açar. Yapmaya çalıştıkları bu şu anda. – Aynı metinde “soykırım” ifadesi de yer alıyor. Buna itiraz gelmemesi gelecekte Türkiye’yi sıkıntıya sokar mı? Gayet tabii. Ermeniler bunu dillendiriyor. Pontus soykırımı iddiası ve bunların uluslararası destekçileri var. Şimdi bir de “Kürt soykırımı” önümüze koyulmaya çalışılıyor. Diğer yandan binlerce vatandaşımızın ölümüne sebep olan terörle ilgili en küçük bir pişmanlık yok. Tam aksine yaptıkları tüm terör eylemlerini meşrulaştırıyorlar ve “Silahlı mücadele stratejisi temelinde meşru, haklı bir mücadele yürüttük” diyorlar. Yaşamayan insanlara anlatmak çok zor… PKK Şırnak”la Siirt arasında bir köy bastı. Kadın, çocuk demeden camide insanları öldürdü. O köyün muhtarının bir ayağı koptu gitti. Sonra yine aynı köyü hedef almaya devam ettiler. Aynı muhtarı tekrar vurdular ve diğer bacağını da kopardılar. O muhtar iki bacaksız olarak devlete, millete bağlılığını muhtarlık görevini devam ettirerek sürdürüyor. Başka bir köyde, hamile kadınları muayeneye giden bir ebeyi katlettiler. Ebenin ismini bir başka köydeki sağlık ocağına verdik. O kadar büyük mezalimler var ki… Sadece askerlerden, polisten, jandarmadan şehit verilmedi. PKK mezaliminden en büyük zararı da bölge halkı gördü. “DEM GERÇEK YÜZÜNÜ GÖSTERDİ” – Tam bu noktada DEM Eş başkanı Bakırhan’ın korucularla ilgili sözleri neyi anlatıyor? Kürtleri temsil ettiğini söyleyen partiler, yaşananlardan hiçbir ders çıkarmıyor. DEM, PKK”nın dilini, söylemini benimseyerek gerçek yüzünü gösterdi. Bu vahim bir hatadır. Ben bölgede 22 yıl görev yaptım. Bölge halkını tanıyorum. Her bir Kürt”ün veya bölgede yaşayan vatandaşın DEM”i tasvip ettiğini düşünmeyelim. Ama bu kadar gözü kara biçimde PKK”nın söylemini benimsemesinin, PKK’nın sözcüsü haline gelmesinin nedeni hükümetin içinde bulunduğu çaresiz, tavizkar tutum. “SUSTURMAK İÇİN SEVR SENDROMU DİYORLAR” – “Terörsüz Türkiye”yi eleştirenlere yönelik olumsuz tepkiler için değerlendirmeniz nedir? İletişim başkanlığı diye çok güçlü bir propaganda mekanizması var. Kaynakları sonsuz. Hemen hemen tüm medyayı kontrol ediyorlar. Cumhurbaşkanı her gün bir yerlerde konuşuyor. Bir kesim sadece Tayyip Erdoğan”ı dinliyor. Ve o dinlemelerde hep aynı mesajlar, aynı kelimeler, aynı cümleler var. Bir süre sonra inanıyorlar ve farklı görüş ifade edenleri vatan haini gibi görmeye başlıyorlar. Çünkü böyle sunuluyor. Yapılması gereken sakin sakin gerçekleri, halkımıza gerçekleri anlatmak. Şu çok nettir ki; bu metin bir barış bildirisi değil, savaş ilanıdır. Bunun karşısında hükümetin suskun, utangaç haline bakıp insanlar PKK”ya taviz vererek barışın geleceğini sanıyorlar. Burada barışın adı yok. Bakın, askerler barışın anlamını en iyi bilenlerdir. Çünkü biz yaşadık, can aldık can verdik, o dökülen kanı gördük. Şimdi susturmak veya sindirmek için “Sevr sendromu” diyorlar. “HİÇBİR ŞEY BİTMİYOR, YENİ AŞAMAYA GEÇİLİYOR” – Metin için “PKK’nın tabanına bir şey söylemesi lazım, çok da ciddiye almamalı” diyenler de var… Bu iki sayfalık çok provakatif bir metin. Hiçbir şeyi bitirmiyor, savaşı yeni bir aşamaya geçiriyor. Bu metin birinci satırından son satırına kadar savaşı daha ileri aşamaya götürme kararlılığını ifade ediyor. Bunu farklı okumaya çalışmak zekamızı hafife almak demektir. – En az zararla nasıl buradan çıkılabilir? En büyük yanlış üç konunun birbirine karıştırılması. Bir: PKK”nın silah bırakması ve kendini feshetmesi. İki; Suriye”deki YPG yapısı, Suriye”nin toprak bütünlüğü. Üç; bizim kendi sınırlarımız içindeki Kürt kökenli vatandaşlarımızın eşit vatandaşlık konusu. Bu üçünü birleştirip bir torbaya atar ve bu torbanın ağzını düğümleyip PKK”ya teslim ederseniz buradan çıkamazsınız. O nedenle önce yapılması gereken üçünün birbirinden ayrılması. – Meclis’te kurulması önerilen komisyon bunu sağlar mı? Bu komisyon PKK”nın fesih ve silah bırakma komisyonu mu yoksa PKK”nın dayattığı sınırların ve anayasanın yeniden tartışılması, müzakere edilmesi komisyonu mu… Önce bu komisyonun neyi tartışacağıyla ilgili çerçevesinin çizilmesi lazım. Bunu dillendiren yok, konu gene ortada kaldı. PKK silah bırakacaksa bu komisyonun yapacak hiçbir şeyi yok. Meclis, bir komisyon kuracaksa Kürt kökenli vatandaşlarımızın taleplerini dinlemeli ve onların sorunlarına çare aramalı. MÜCADELEMİZ ÖRGÜTLÜ CEHALET VE ÖRGÜTLÜ KÖTÜLÜĞE KARŞI – Uzun yıllar bölgede görev yapan bir asker olarak nedir en büyük sorun? Güneydoğu”daki temel problem; oradaki feodal yapıdır. Halktan ya ağanın marabası ya da tarikat şeyhinin müridi olmaları bekleniyor. Bir komisyon kurulacaksa önce buna çözüm aramalı. Suriye’nin toprak bütünlüğü konusunda artık geri dönüş yok ama bizim için, Türkiye için yapılabilecek şeyler var. Ancak bunu iktidardaki mevcut siyasi kadro yapamaz. Başka bir kadro bu ülkeyi farklı bir istikamete götürebilir. Ben Türk halkının siyasi bilincinin ve demokrasiyi anlama, benimseme, özümseme seviyesinin Türkiye”deki siyasi kadrolardan çok daha ileride olduğuna inanıyorum. Biz örgütlü cehalet ve örgütlü kötülüğün iş birliğine karşı mücadele veriyoruz; bunu da ancak örgütlü iyiliğin örgütlü aydınlıkla iş birliğiyle başarabiliriz. Herkesin elinden geleni yapması lazım, çünkü herkesin yapabileceği bir şey var. Ben, her şeye rağmen yakın geleceğimizi aydınlık görüyorum. PORTRE Dr. HALDUN SOLMAZTÜRK 1975’te Kara Harp Okulundan piyade subayı olarak mezun oldu. Genelkurmay Başkanlığında, NATO Avrupa Komutanlığı’nda ve Kıbrıs’ta görev yaptı. Somali, Hırvatistan, Bosna-Hersek, Kosova, Makedonya ve Arnavutluk”taki operasyonların planlama ve icrasına katıldı. Uzun yıllar, şehirde ve kırsalda terörle mücadelede bulundu. 2005’te Tuğgeneral rütbesinde, kadrosuzluk nedeniyle Türk Silahlı Kuvvetleri’nden emekli edildi. Boston Üniversitesi’nden Uluslararası İlişkiler Yüksek Lisans ve İstanbul Bilgi Üniversitesi’nden Siyaset Bilimi Doktora derecesi aldı. Solmaztürk, Gallipoli and Dardanelles International (Londra) ve Gelibolu Derneği üyesidir.
Source: İklim Öngel
Trump, Putin”in “tamamen çıldırdığını” söyledi
Trump, Truth Social sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, dün Rus ordusunun Ukrayna”ya saldırı düzenlemesinin ardından Putin”in eylemlerini eleştirdi.Putin ile uzun süredir çok iyi ilişkiler yürüttüklerine işaret eden Trump, “Ancak ona bir şeyler oldu. Tamamen çıldırdı. Gereksiz yere birçok insanı öldürüyor.” ifadesini kullandı.Trump, Rusya”nın Ukrayna”ya “durup dururken” füze ve insansız hava araçlarıyla saldırdığını belirterek, “(Putin”in) Her zaman Ukrayna”nın tamamını istediğini söylemiştim sadece bir kısmını değil. Şimdi belki de bu doğru çıkıyor ama eğer bunu yaparsa bu Rusya”nın çöküşüne yol açar.” değerlendirmesinde bulundu.Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski”yi de eleştiren Trump, “Başkan Zelenski bu şekilde konuşarak ülkesine hiçbir iyilik yapmıyor. Ağzından çıkan her şey sorun yaratıyor, bundan hoşlanmıyorum, buna bir son verse iyi olur.” açıklamasında bulundu.Trump, Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşın kendi başkanlık döneminde olsaydı başlamayacağını savunarak, “Bu Zelenski, Putin ve (Eski ABD Başkanı Joe) Biden”ın savaşıdır. Ben yalnızca, beceriksizlik ve nefretle başlatılmış bu büyük ve çirkin yangınları söndürmeye yardım ediyorum.” ifadesini kullandı.Ukrayna İçişleri Bakanı İgor Klimenko, Rus ordusunun dün Ukrayna”ya füze ve insansız hava araçlarıyla (İHA) düzenlediği saldırılarda 12 kişinin yaşamını yitirdiğini, 60″tan fazla kişinin yaralandığını duyurmuştu.- ZELENSKİ: “RUSLAR, YAKLAŞIK 70 FÜZE VE 300″E YAKIN İHA İLE SALDIRI DÜZENLEDİ”Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski yaptığı yazılı açıklamada, Rus ordusunun, ülkesine yaklaşık 70 füze ve 300″e yakın İHA ile saldırı gerçekleştirdiğini bildirmişti.Müttefik ülkelere Rusya”ya baskı yapmaları çağrısını yineleyen Zelenski, “Amerika”nın sessizliği, dünyadaki diğerlerinin sessizliği (Rusya Devlet Başkanı Vladimir) Putin”i sadece cesaretlendiriyor.” değerlendirmesinde bulunmuştu.
Source: Www.star.com.tr
GKRY”de skandal anma etkinliği! Rum liderden terör örgütüne övgü
Rum basını tarafından yayınlanan haberlere göre, terör örgütü EOKA”nın 1955-1959 yılları arasında öldürülen lider ve üyeleri için Pelendrio – Amiantos bölgesinde bulunan anıtta düzenlenen anma toplantısına GKRY Lideri Hristodulidis, Adalet Bakanı Marios Hartsiotis ile bazı üst düzey bürokratlar ve din adamları katıldı.Rum Lider Hristodulidis, törende yaptığı konuşmada, terör örgütü EOKA”dan övgüyle bahsederek, “Bugünün şerefli kahramanlarının ve tarihimizin tüm savaşçılarının mirasına sadık kalarak, görev çağrısına ve emrine sadık kalarak başka türlü davranamayız.” ifadelerini kullandı.Kıbrıs”ın birleşmesi için her yolu denediklerini vurgulayan Hristodulidis, EOKA”nın mücadelesini gelecek nesillere aktarmanın Kıbrıs Rum halkı için bir sorumluluk olduğuna işaret etti.Kıbrıs”ta önce İngilizlere daha sonra da Türklere yönelik saldırılar düzenleyen terör örgütü EOKA ilk silahlı eylemini 1 Nisan 1955″te düzenledi.Yeoryos Grivas tarafından kurulan terör örgütü EOKA, Enosis hedefi ile Ada”nın Yunanistan”a bağlanması için başta Türkler olmak üzere, görüşlerini benimsemeyen Rumları da katletti.Kıbrıs”taki toplu mezarların sorumlusu olarak gösterilen terör örgütü EOKA”nın anma etkinliklerine zaman zaman katılan GKRY Lideri Nikos Hristodulidis, ülkesindeki sol gruplar tarafından eleştiriliyor.
Source: Www.star.com.tr
“Pes artık” dedirten hainlik! Eski polis Mossad ajanı çıktı…
Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) geçtiğimiz yıl şubat ayında Türkiye”de ikamet eden Filistin asıllı kişilerin bilgilerini Mossad”a satan şebekeye yönelik İstanbul ve İzmir”de eş zamanlı operasyon düzenledi. Şebeke lideri eski polis memuru özel dedektif Gönen Karakaya ve Ahmet Yurtseven”in de arasında bulunduğu 9 kişilik şebekeden 7″si gözaltına alınarak tutuklandı.İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı”nca şebekeye yönelik yürütülen soruşturma tamamlandı. Hazırlanan iddianame İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi”ne gönderildi. Şüphelilere “Kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmek veya yaymak”, “Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma”, “Devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askeri casusluk amacıyla temin etme” suçlamaları yöneltildi. Şüphelilere toplamda 640 yıla kadar hapis cezası istendi.Mossad”ın bombalı tuzağına MİT darbesi! Son zamanların en büyük operasyonuMOSSAD casusu idam edildiUYUŞTURUCU BARONU ZİNDAŞTİ”YE BİLGİ SIZDIRDIGönen Karakaya”nın ismi, İranlı firari uyuşturucu baronu Naci Şerif Zindaşti ile adamlarının suç örgütüne bilgi sızdırdığı iddiasıyla hakkında dava açılan eski polis memuru olarak biliniyor. Karakaya”ya Zindaşti dosyasında Arzu Zindaşti ve İlhan Ünğan cinayetinin görüntülerini sildiği suçlaması yöneltiliyordu.İLK TEMAS 2019″DAİddianameye göre, eski polis memuru özel dedektif Gönen Karakaya, İsrail İstihbarat Servisi Çevrimiçi Operasyon Merkezi ile 2019 yılından itibaren irtibat kurdu. Bu bağlantı yakalanana kadar devam etti.Karakaya, Mossad yöneticileri Yuriy Kovalchuk, Dimitri ve Peter Petrenko tarafından verilen yabancı şahıs ve şirketlere yönelik araştırma, keşif, gözetleme, takip faaliyeti görevlerini yerine getirdi. Takip edilen isimler İsrail İstihbaratının hedefinde Filistin uyruklu aktivistlerin de arasında olduğu A.I., A.A., K.S., M.S., M.B., M.A., M. J. ve N.A.”ydı.Mossad eski daire başkanından çok konuşulacak Türkiye sözleri: Korkuyoruz, yardım lazım…İsrail”de Netanyahu depremi! Mossad ayaklandı! Dalga dalga yayılıyorAİLE SÜSÜ VEREREK TAKİP ETTİLERKarakaya ve ekibi işte Mossad”ın hedefindeki 8 isim hakkında bilgi topladı. Takip ekibi içerisinde, yine özel dedektif Ahmet Yurtseven, Karakaya”nın eşi Fatma Serap Karakaya ve üvey oğlu Yaşar Alperen Dinçel ile birlikte toplam 7 isim yer alıyordu. Mossad”ın hedefindeki 8 isim aile süsü verilerek takip edildi.ÖDEMELER KRİPTOYLAMossad”ın hedefindeki 8 isim hakkında kişisel verileri ise kamu kurumlarında bağlantıları olan şüpheliler hukuk bürosu çalışanı Emre Çalışkan ve Musa Kuş üzerinden temin edildi. Bu eylemler karşılığında bu iki isme ödemeler yapıldı.Toplanan istihbari bilgileri, İsrail İstihbarat Servisi mensuplarına aktaran Gönen Karakaya”nın kripto olarak ödemeleri aldığı saptandı. Mossad yöneticilerinden olan “İgor” isimli şahısla Seyit Ahmet Yurtseven”in bağlantısını da şüphelilerden Gönen Karakaya”nın kurduğu belirlendi.MİT”İN OPERASYONLARI KORKUTTU DİJİTALLERİ DENİZE ATTICasusluk şebekesinin yöneticisi Gönen Karakaya”nın son dönemde Mossad”a yönelik artan MİT operasyonları nedeniyle önlem olarak Mossad”la iletişim kurduğu tüm dijital materyallerini denize atarak imha ettiği ortaya çıktı. Mossad”ın hedefindeki isimlerle ilgili tüm bilgilerin kendisinde toplandığı Karakaya, son aşamada tüm bilgileri raporlayarak Mossad”a sunan isim olarak soruşturma birimlerinin karşısına çıktı.RAPORLAR KARAKAYA”DANŞebekenin yöneticilerinden Ahmet Yurtseven”in, Filistin uyruklu aktivist N.M.”nin Mossad”ın talimatları doğrultusunda aile görüntüsü vererek, Gönen Karakaya”nın organizasyonuyla eşi Fatma Serap Karakaya, üvey oğlu Yaşar Alperen Dincel ve Ahmet Yurtseven”in oğlu Samet Yurtseven tarafından takip ettirdiği belirlendi. Elde edilen bilgiler Gönen Karakaya aracılığıyla raporlanarak Mossad”a aktarıldı.İGOR”LA WHATSAPP GRUBU KURDUŞebeke yöneticilerinden Ahmet Yurtseven”in oğlu Samet Yurtseven”in, Mossad yöneticisi İgor”la Whatsapp grubu kurduğu, yapılan takip işleriyle ilgili fotoğraf ve yazışmaların bir kısmının buradan yapıldığı saptandı. Avukatlık ofisi çalışanı Emre Çalışkan”ın Mossad”ın hedefindeki isimlerin, sinyal, baz giriş-çıkış, uçuş, konaklama, kimlik ve adres gibi bilgilerini sadece 4 bin 200 lira karşılığında sattığı tespit edildi.İKİ KRİTİK İSİM İTİRAF ETTİÖrgüt yöneticisi avukat katibi Musa Kuş”un ise yine Mossad”ın hedefindeki isimlerin bilgilerini, kamu kurumlarındaki bağlantıları üzerinden elde etme ve satma suçu nedeniyle “Siyasal ve Askeri Casusluk” suçundan 6 yıl 8 ay, “Nitelikli tehdit” suçundan 6 yıl 8 ay, “Kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmek ve yaymak” suçundan 5 yıl hapis cezasına çarptırıldığı öğrenildi. Hem Musa Kuş hem Emre Çalışkan da ifadelerinde gerçekleştirdikleri eylemleri itiraf etti.
Source: Bahadır Alemdar
Trump”tan Putin”in hoşuna gitmeyecek sözler! “Tamamen çıldırdı”
ABD Başkanı Donald Trump , dün Rus ordusunun Ukrayna”ya saldırı düzenlemesinin ardından Truth Social sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda Putin”in eylemlerini eleştirdi. “TAMAMEN ÇILDIRDI” Putin ile uzun süredir çok iyi ilişkiler yürüttüklerini belirten Trump, ” Ancak ona bir şeyler oldu. Tamamen çıldırdı. Gereksiz yere birçok insanı öldürüyor. ” ifadelerini kullandı. #r-1118672# Trump, Rusya”nın Ukrayna”ya “durup dururken” füze ve insansız hava araçlarıyla saldırdığını belirterek, ” (Putin”in) Her zaman Ukrayna”nın tamamını istediğini söylemiştim sadece bir kısmını değil. Şimdi belki de bu doğru çıkıyor ama eğer bunu yaparsa bu Rusya”nın çöküşüne yol açar. ” değerlendirmesinde bulundu. ZELENSKİY”İ DE ELEŞTİRDİ Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy”i de eleştiren Trump, ” Başkan Zelenskiy bu şekilde konuşarak ülkesine hiçbir iyilik yapmıyor. Ağzından çıkan her şey sorun oluşturuyor, bundan hoşlanmıyorum, buna bir son verse iyi olur. ” açıklamasında bulundu. Trump, Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşın kendi başkanlık döneminde olsaydı başlamayacağını savunarak, “Bu Zelenskiy, Putin ve (Eski ABD Başkanı Joe) Biden”ın savaşıdır. Ben yalnızca, beceriksizlik ve nefretle başlatılmış bu büyük ve çirkin yangınları söndürmeye yardım ediyorum.” ifadesini kullandı. Ukrayna İçişleri Bakanı İgor Klimenko, Rus ordusunun dün Ukrayna”ya füze ve insansız hava araçlarıyla (İHA) düzenlediği saldırılarda 12 kişinin hayatını kaybettiğini, 60″tan fazla kişinin yaralandığını duyurmuştu. ZELENSKİY: RUSLAR, YAKLAŞIK 70 FÜZE VE 300″E YAKIN İHA İLE SALDIRI DÜZENLEDİ Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy yaptığı yazılı açıklamada, Rus ordusunun, ülkesine yaklaşık 70 füze ve 300″e yakın İHA ile saldırı gerçekleştirdiğini bildirmişti. Müttefik ülkelere Rusya”ya baskı yapmaları çağrısını yineleyen Zelenskiy, ” Amerika”nın sessizliği, dünyadaki diğerlerinin sessizliği Putin”i sadece cesaretlendiriyor. ” değerlendirmesinde bulunmuştu.
Source: Mahmut Ekinci
Kılıçlı yemin töreninin tekrarlanmaması için Harbiye”de olağanüstü hal
Geçtiğimiz yıl Kara Harp Okulu’ndaki mezuniyet töreninde gerçekleşen kılıçlı yemin ve çok sayıda teğmenin “Mustafa Kemal”in askerleriz” sloganı atması iktidarda büyük rahatsızlığa neden olurken, tepkilerin ardından Türk Silahlı Kuvvetleri”nin (TSK) başlattığı soruşturma sonucunda 4 teğmenin ordu ile ilişiği kesilmişti. Kamuoyunda büyük tartışmalara neden olan olayın ardından harekete geçen Milli Savunma Üniversitesi, bu yıl yapılacak mezuniyet töreni hazırlıklarına şimdiden başladı.
DİPLOMA TÖRENİNDE SIKIYÖNETİM UYGULANACAK12punto yazarı Müyesser Yıldız”ın aktardığına göre; bu yıl yapılacak törende öğrenciler ve aileleri için bir dizi kısıtlayıcı karar alınmış durumda.
İddialara göre; törene katılacak aile mensuplarının sayısı sınırlanmış ve verilecek kodla girmeleri kararlaştırılmış…
Tören bittikten sonra teğmenlerin, aileleriyle buluşmak için sahaya girmeleri, görüntü almaları yasaklanmış…
Törenin ardından kıyafetlerini taburda değiştirmeleri bile yasaklanıp değişim için başka bir yer belirlenmiş…
Üstlerini değiştirir değiştirmez derhal okuldan ayrılacak olmaları talimatı verilirken de, “Nizamiyeden çıktıktan sonra nerede, ne resmi çekerseniz çekin” ifadeleri kullanıldı.
Source: Haber Merkezi
Netanyahu’nun atamasına isyan ettiler: Şin-Bet yetkililerinden istifa tehdidi
İsrail”de iç istihbarat kurumu Şin-Bet’te (Şabak), Başbakan Binyamin Netanyahu’nun kurum başkanlığına atadığını duyurduğu Tümgeneral David Zini’ye karşı kurum içinden tepkiler yükseliyor. Devlet televizyonu KAN’ın haberine göre, bazı Şin-Bet saha koordinatörleri, hafta sonu düzenlenen toplantıda Zini’nin atanmasına karşı çıktıklarını bildirdi.Tepkili yetkililerin, Zini’nin “mesihçi” görüşlerinin kurumun temel değerleriyle çeliştiğini ve bu durumun Şin-Bet’in tarafsızlığına zarar vereceğini savunduğu belirtildi. Aynı zamanda, atamanın siyasi gerekçelerle yapıldığını düşünen bu isimler, Zini’nin göreve başlaması durumunda istifa edecekleri uyarısında bulundu.Henüz istifa mektubu sunulmuş olmasa da, teşkilat içindeki huzursuzluğun giderek arttığı ifade ediliyor.Yargı kararına rağmen atamaİsrail Yüksek Mahkemesi, mevcut Şin-Bet Direktörü Ronen Bar’ın görevden alınmasının ve yerine yeni bir atama yapılmasının hukuka aykırı olduğuna hükmetmişti. Mahkeme, Başbakan Netanyahu’nun bu kararı, aralarında “Katargate” dosyası da dahil olmak üzere hakkında yürütülen soruşturmaların bulunduğu bir dönemde, herhangi bir gerekçe sunmaksızın aldığına dikkat çekmişti.Mahkeme kararına karşın, Netanyahu dün Tümgeneral David Zini’yi yeni iç istihbarat şefi olarak atamıştı. Savcılık ise Bar’ın görevden alınmasına ilişkin hukuki süreç tamamlanmadan yerine atama yapılmasının yetki aşımı anlamına geleceğini açıklamıştı.Koalisyon hükümeti Zini’nin atamasını memnuniyetle karşılarken, muhalefet karara sert tepki gösterdi ve Zini’ye görevi reddetme çağrısında bulundu.
Source: Dünya Gazetesi
Trump”a göre İran”la müzakereler önemli ilerleme kaydetti: İyi haberler alabiliriz
İki ülke arasında yürütülen müzakerelerde “önemli ilerleme” kaydedildiğini vurgulayan Trump, “Ne olacağını göreceğiz ama bence İran cephesinden iyi haberler alabiliriz.” dedi.Trump, bir gazetecinin nükleer müzakereler kapsamında İran ile yeni temaslar olup olmayacağı sorusuna, “Çok yakında. Yarın ne olacağını size söyleyemem. İran görüşmelerinin çok iyi gittiğini söyleyebilirim. Çünkü bombaların atılmadığı ve insanların hayatını kaybetmediğini görmeyi çok isterim. Bunun gerçekleşmesini gerçekten çok isterim.” yanıtını verdi.Gazze”deki duruma da değinen Trump, ABD”nin hem İsrail hem de Hamas yetkilileriyle doğrudan temas halinde olduğunu belirtti. Trump, “Bu durumu mümkün olan en kısa sürede durdurup durduramayacağımıza bakmak istiyoruz.” ifadelerini kullandı.İran-ABD arasındaki nükleer müzakere süreciİran ile ABD arasındaki nükleer müzakere sürecinde, Tahran”ın uranyum zenginleştirme konusu, iki ülke arasında temel anlaşmazlık noktası olmaya devam ediyor.İran, nükleer programını atom bombası üretmesine engel olacak şekilde kısıtlama karşılığında yaptırımların kaldırılmasını istiyor.Daha önceki açıklamalarında Tahran”ın düşük düzeyde uranyum zenginleştirmesini kabul edeceklerini söyleyen ABD”li yetkililer, son zamanlarda İran”ın her düzeyde uranyum zenginleştirme işlemini durdurmasını talep ettiklerini belirtiyor.İran Dışişleri Bakanı Erakçi, ABD”nin müzakerelerde Tahran”ın uranyum zenginleştirme faaliyetlerini tamamen durdurması talebinin ardından beşinci tur müzakerelere katılıp katılmama konusunda henüz karar vermediklerini söylemişti.
Source: Dünya Gazetesi
Netanyahu”nun usulsüzlüğüne istifa tehdidi! Resti çektiler
İsrail devlet televizyonu KAN”ın haberine göre, bazı Şin-Bet saha koordinatörleri, bu hafta sonu gerçekleştirilen toplantıda Tümgeneral Zini”nin kurumun başına getirilme kararına tepki gösterdi.Zini”nin siyasi gerekçelerle kurumun başına getirilmek istendiğini vurgulayan söz konusu yetkililerin, Zini”nin “mesihçi” görüşlerinin kurumun temel değerleriyle çeliştiği ve tarafsızlığına zarar vereceği görüşünde olduğu ifade edildi.Haberde, henüz hiçbir iç istihbarat teşkilatı yetkilisinin istifa mektubu sunmadığı da kaydedildi.İsrail Yüksek Mahkemesinin iç istihbarat teşkilatı Şin Bet (Şabak) Direktörü Ronen Bar”ın görevden alınması ve yerine yeni atama yapılmasının yasal olmadığına hükmetmesine rağmen Netanyahu, Tümgeneral David Zini”yi yeni iç istihbarat şefi olarak atamıştı.İsrailli muhalifler Zini”ye görevi kabul etmeme çağrısında bulunurken koalisyon hükümeti üyeleri atamayı memnuniyetle karşılamıştı.-YÜKSEK MAHKEME, NETANYAHU”NUN KARARININ YASAL OLMADIĞINA HÜKMETMİŞTİİsrail Başbakanı Netanyahu”nun Şin-Bet Direktörü Bar”ı görevden alma kararı, İsrail”de yoğun tartışmalara ve protestolara neden olmuştu.Konu yargıya taşınmış, İsrail Yüksek Mahkemesi, Netanyahu”nun Bar”ı görevden almasının yasal olmadığına hükmetmişti.Mahkeme, Netanyahu”nun başta “Katargate” olmak üzere çevresindeki kişilerle ilgili soruşturmalar nedeniyle Şin-Bet Direktörü”yle çıkar çatışması yaşadığı bir dönemde, dayanaksız ve yargısız bir şekilde söz konusu kararı aldığına dikkati çekmişti.Buna karşın Netanyahu dün yeni bir atama yapmış, atama kararının Bar”ın görevden alınmasına ilişkin hukuki inceleme tamamlanmadan yerine birini atama yetkisinin bulunmadığı yönündeki savcılık kararıyla çeliştiği belirtilmişti.
Source: Www.star.com.tr
İsrail Dışişleri Bakanı’ndan, Filistin”in bazı Avrupa ülkelerince tanınması durumunda ilhak tehdidi
Israel Hayom gazetesine konuşan Saar, “İsrail’e karşı atılacak her türlü tek taraflı adıma İsrail de tek taraflı adımlarla karşılık verir.” tehdidinde bulundu.
Saar, aralarında Fransa ve İngiltere”nin de bulunduğu ülkelerin Filistin’i tanıması halinde Batı Şeria’daki yerleşim birimleri ile Ürdün Vadisi’ni tek taraflı ilhak edeceklerini kaydetti.
Gazete, Saar’ın bu açıklamalarının, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un öncülüğünde, Suudi Arabistan’ın da desteğiyle 18 Haziran”da New York’ta düzenlenmesi planlanan ve Filistin devletinin tanınması çağrısında bulunulacak uluslararası konferans öncesinde geldiğine dikkati çekti.
Gazetenin diplomatik kaynaklardan aldığı bilgiye göre Macron, bu tarihte birçok ülkenin Filistin devletini tanıdığını duyurmasını hedefliyor.
Bu gelişme, İsrail hükümetinin sert tepkisini çekerken Macron’un daha önce Tel Aviv’e böyle bir adım atılmayacağına dair güvence verdiği iddia edildi.
Öte yandan gazete, ABD’nin bu konferansa katılmayacağını İsrail’e bildirdiğini ancak diğer ülkeleri caydırmak için kamuoyu önünde baskı yapmayacağını yazdı.
Halihazırda Birleşmiş Milletler üyesi 193 ülkeden 149’u Filistin devletini tanıyor. Filistin yönetimi, haziran ayında yapılacak konferansla bu sayının artmasını umuyor.
Ayrım Duvarı (Utanç Duvarı) ve Yahudi Yerleşim Birimleriyle Mücadele Komitesi verilerine göre, Batı Şeria”daki yerleşimcilerin sayısı 2024 yılı sonunda yaklaşık 770 bine ulaşırken bölgede 180 yerleşim yeri ve İsrail hükümetince de yasal statüsü bulunmayan 256 kaçak yerleşim yeri bulunuyor.
Gazze”deki soykırıma paralel olarak İsrail ordusu, saldırılarını Batı Şeria”da da genişletti ve Filistin topraklarını gasbeden İsrailliler, Doğu Kudüs ve Batı Şeria”daki saldırılarını artırdı.
Resmi Filistin verilerine göre 7 Ekim 2023″ten bu yana işgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs”te İsrail şiddetinde 960’tan fazla Filistinli can verirken yaklaşık 7 bin Filistinli yaralandı. İsrail güvenlik otoriteleri 16 bini aşkın kişiyi tutukladı.
Birleşmiş Milletlerin en üst yargı mekanizması Uluslararası Adalet Divanı, Temmuz 2024″te işgalci İsrail”in tüm “yeni yerleşim faaliyetlerini” durdurması ve İsraillilerin gasbettiği tüm Filistin topraklarından çıkarılması gerektiği yönünde görüş kararını bildirmiş ancak İsrail kararı reddetmişti.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
Source:
Cannes”da ödül alan İranlı yönetmenin “özgürlük” çağrısı İran ile Fransa arasında polemiğe neden oldu
Cannes Film Festivali”nde dün “Sadece Bir Kazaydı” adlı filmiyle Altın Palmiye ödülü alan İranlı yönetmen Cafer Penahi”nin ödül töreninde yaptığı konuşmada, “tüm İranlıları özgürlük için birleşmeye çağırması” İran”da devlete ait medya kuruluşunda tepki çekti.
Fars Haber Ajansı, Penahi”ye Altın Palmiye ödülünün “siyasi saiklerle” verildiğini öne sürerken, Öğrenci Haber Ağı SNN ise Penahi”yi “ülkesini satan bir ajan” olarak nitelendirdi.
Fransız bakandan Penahi”nin “özgürlük” çağrısına destek
Penahi”nin İran”da “özgürlük” çağrısına Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noël Barrot da X sosyal medya hesabından paylaştığı mesajla destek verdi.
Barrot paylaşımında, “Cafer Penahi, İran rejiminin zulmüne karşı bir direniş göstergesi olarak her yerdeki tüm özgürlük savaşçıları için umutları yeniden canlandıran bir Altın Palmiye Ödülü”ne layık görüldü.” ifadelerini kullandı.
Bunun üzerine İran Dışişleri Bakanlığı, Fransa”nın Tahran”daki Maslahatgüzarı”nı çağırarak, Fransız bakanın ifadelerinin “İran”ın içişlerine açık bir müdahale” olarak kabul edildiğini kendisine iletti.
İranlı bakandan Fransa”ya: “Hiçbir ahlaki otoriteniz yok”
Fransa”nın İran”da “özgürlük” çağrısına verdiği destek mesajına ilişkin X sosyal medya hesabından paylaşım yapan İran Dışişleri Bakanı Abbas Erakçi, Fransa”nın insanlığa karşı işlediği suçlardan hakkında Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından tutuklama kararı çıkarılan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu”ya verdiği destekle ilgili bir ekran görüntüsü paylaşarak şu ifadeleri yazdı:
“Fransa”nın “insan hakları aktivizmini” alay konusu yapan birçok ihlali oldu ancak belki de hiçbir şey ikiyüzlülüğü, Fransızların İsrail rejimine ve savaş suçlarına yaklaşımı kadar belirgin hale getirmemiştir. Biz İranlılara ders vermeyin. Hiçbir ahlaki otoriteniz yok.”
İranlı ünlü yönetmen 2010″da bir yıl önceki cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra çıkan olaylara destek verdiği gerekçesiyle 6 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. Buna rağmen cezası infaz edilmeyen Penahi, Mahsa Emini gösterilerinde protestoculara karşı güç kullanımını eleştiren bildiriyi imzaladığı gerekçesiyle Temmuz 2022″de cezasını çekmek üzere tutuklanmıştı. Penahi, daha sonra hapisten çıkmış ancak ülkede mesleki faaliyetler yapması yasaklanmıştı.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
Source:
ABD Başkanı Donald Trump: Putin tamamen çıldırdı
ABD Başkanı Donald Trump, “Ona (Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin) bir şeyler oldu. Tamamen çıldırdı. Gereksiz yere birçok insanı öldürüyor” dedi.
Trump, Truth Social sosyal medya hesabından, dün Rus ordusunun Ukrayna’ya saldırmasının ardından Putin’i eleştirdi.
Putin’le uzun süredir çok iyi ilişkiler yürüttüklerine belirten Trump, “Ama ona bir şeyler oldu. Tamamen çıldırdı. Gereksiz yere birçok insanı öldürüyor” dedi.
79 yaşındaki siyasetçi, Rusya’nın Ukrayna’ya ‘durup dururken’ füze ve insansız hava araçlarıyla saldırdığını belirterek şöyle devam etti:
“(Putin’in) Her zaman Ukrayna’nın tamamını istediğini söylemiştim sadece bir kısmını değil. Şimdi belki de bu doğru çıkıyor ama eğer bunu yaparsa bu Rusya’nın çöküşüne yol açar.”
Bir eleştiri de Zelenski’ye
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski’yi de eleştiren Trump şunları söyledi:
“Başkan Zelenski bu şekilde konuşarak ülkesine hiçbir iyilik yapmıyor. Ağzından çıkan her şey sorun yaratıyor, bundan hoşlanmıyorum, buna bir son verse iyi olur.
Bu Zelenski, Putin ve (Eski ABD Başkanı Joe) Biden’ın savaşıdır. Ben yalnızca, beceriksizlik ve nefretle başlatılmış bu büyük ve çirkin yangınları söndürmeye yardım ediyorum.”
Ukrayna İçişleri Bakanı İgor Klimenko, Rus ordusunun dün Ukrayna’ya füze ve insansız hava araçlarıyla (İHA) düzenlediği saldırılarda 12 kişinin öldüğünü, 60’tan fazla kişinin yaralandığını duyurmuştu.
Zelenski de saldırının ardından “Amerika’nın sessizliği, dünyadaki diğerlerinin sessizliği (Rusya Devlet Başkanı Vladimir) Putin’i sadece cesaretlendiriyor” demişti.
Source: aktifhabercom
İngiltere ve Fransa da harekete geçmişti! İsrail”den küstah tehdit geldi…
Son dakika haberi… Israel Hayom gazetesine konuşan Saar, “İsrail”e karşı atılacak her türlü tek taraflı adıma İsrail de tek taraflı adımlarla karşılık verir.” tehdidinde bulundu.”ÜRDÜN VADİSİ”Nİ TEK TARAFLI İLHAK EDERİZ” TEHDİDİSaar, aralarında Fransa ve İngiltere”nin de bulunduğu ülkelerin Filistin’i tanıması halinde Batı Şeria’daki yerleşim birimleri ile Ürdün Vadisi’ni tek taraflı ilhak edeceklerini kaydetti.Gazete, Saar’ın bu açıklamalarının, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un öncülüğünde, Suudi Arabistan’ın da desteğiyle 18 Haziran”da New York’ta düzenlenmesi planlanan ve Filistin devletinin tanınması çağrısında bulunulacak uluslararası konferans öncesinde geldiğine dikkati çekti.Gazetenin diplomatik kaynaklardan aldığı bilgiye göre Macron, bu tarihte birçok ülkenin Filistin devletini tanıdığını duyurmasını hedefliyor.Bu gelişme, İsrail hükümetinin sert tepkisini çekerken Macron’un daha önce Tel Aviv’e böyle bir adım atılmayacağına dair güvence verdiği iddia edildi.İsrail anaokulunu vurdu, çok sayıda ölü var!ABD”li ünlü aktörden İsrail”in zulmüne sessiz kalanlara tepki20 ülkeden İsrail”e kötü haber! Tüm dünyaya çağrı yaptılarÖte yandan gazete, ABD’nin bu konferansa katılmayacağını İsrail’e bildirdiğini ancak diğer ülkeleri caydırmak için kamuoyu önünde baskı yapmayacağını yazdı.Halihazırda Birleşmiş Milletler üyesi 193 ülkeden 149’u Filistin devletini tanıyor. Filistin yönetimi, haziran ayında yapılacak konferansla bu sayının artmasını umuyor.Ayrım Duvarı (Utanç Duvarı) ve Yahudi Yerleşim Birimleriyle Mücadele Komitesi verilerine göre, Batı Şeria”daki yerleşimcilerin sayısı 2024 yılı sonunda yaklaşık 770 bine ulaşırken bölgede 180 yerleşim yeri ve İsrail hükümetince de yasal statüsü bulunmayan 256 kaçak yerleşim yeri bulunuyor.ABD”nin Tel Aviv”deki büyükelçiliğine saldırı girişimi: Bir kişi tutuklandı!Gazze’de 3 Yaşındaki Hasan Barbah açlık ve abluka ile savaşıyorTel Aviv’de balistik füze paniği! Ben Gurion’da uçuşlar askıya alındıİsrail’in atıp patlatamadığı bombayı Filistinliler tuzak yaptı, zırhlılar yok edildiİsrail”in kalıcı işgal planı! Zırhlı birlikler Gazze”deGazze”deki soykırıma paralel olarak İsrail ordusu, saldırılarını Batı Şeria”da da genişletti ve Filistin topraklarını gasbeden İsrailliler, Doğu Kudüs ve Batı Şeria”daki saldırılarını artırdı.Resmi Filistin verilerine göre 7 Ekim 2023″ten bu yana işgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs”te İsrail şiddetinde 960’tan fazla Filistinli can verirken yaklaşık 7 bin Filistinli yaralandı. İsrail güvenlik otoriteleri 16 bini aşkın kişiyi tutukladı.Birleşmiş Milletlerin en üst yargı mekanizması Uluslararası Adalet Divanı, Temmuz 2024″te işgalci İsrail”in tüm “yeni yerleşim faaliyetlerini” durdurması ve İsraillilerin gasbettiği tüm Filistin topraklarından çıkarılması gerektiği yönünde görüş kararını bildirmiş ancak İsrail kararı reddetmişti.
Source: Bahadır Alemdar
Erdoğan”ın “arkadaşı” Scröder”in banka hesapları donduruldu
Almanya”nın Hannover Kenti’nde Anakent Belediye Başkanı olan ve Sparkasse adlı bankanın yönetim kurulu başkanlığını devralan Türk kökenli politikacı Belit Onay, eski Başbakan Schröder’e yapılan ödemeleri durdurdu. Erdoğan”a “Arkadaşım” diyen ve Erdoğan”ın cumhurbaşkanlığı yeminine “özel olarak davet ettiği” Schröder, Rusya ile ilişkileri yüzünden en çok eleştirilenlerin başında geliyor.
RUSYA KAYNAKLI GİRİŞE ENGEL
Rusya Devlet Başkanı Putin’le iyi ilişkileri olan ve Nord Stream 2 (Kuzey Akım 2) çalışmaları nedeniyle her altı ayda bir 200 bin Euro alan Schröder’e, Rusya kaynaklı bu paranın gelişi engellendi.
2024 yılı ortalarından bu yana Schröder’in hesabına geçmesi gereken yarım milyon Euro’dan fazla paranın engellendiği açıklandı. Eski Başbakan Gerhard Schröder’in banka hesabı bazı ve özellikle de Rusya bağlantılı transferlerle ilgili bloke edilirken, bu paraların Rus şirketi Gazprom tarafından sağlandığı belirtildi.
Türk kökenli Belediye Başkanı Belit Onay, 2022 yılında Rusya- Ukrayna savaşı başladığında, Schröder’in Sparkasse’deki fahri başkanlığının sona ermesi gerektiğini vurgulamıştı. Onay, kısa bir süre sonra da Sparkasse Yönetim Kurulu’na girmişti. Bu değişikliğin Sparkasse’nin kararında etkili olduğu sanılıyor. Sosyal Demokrat Partili Schröder, Merkel’den önce iki dönem Almanya’da başbakanlık yapmıştı.
Source: Ali Gülen
Özgür Özel”in vizyonu Ekrem İmamoğlu’na prangalanmış durumda
Türkiye, Cumhuriyet’in ikinci yüzyılının başında ekonomi, savunma sanayii, enerji bağımsızlığı, yerli ve milli teknoloji gibi birçok alanda tarihi gelişmeler kaydediyor.
Terörsüz Türkiye ve terörsüz bölge diyor. ‘Türkiye Yüzyılı’nı adım adım gerçekleştiriyor…
Ancak bu büyük dönüşüm döneminde ana muhalefet Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel’in, yüzeysel ve popülist söylemlerle kamuoyunu yönlendirmeye çalıştığı günleri de eş zamanlı yaşıyoruz…
Özgür Özel, siyaset sahnesine çıktığı ilk andan bu yana kamuoyunu etkilemek için sıkça başvurduğu abartılı, çarpıtılmış ve çoğu zaman doğruluk zemini bulunmayan açıklamalarla dikkat çeken bir figür. Hatırlanırsa bir zamanlar tüm çiftçilere ‘bedava traktör’ vaat etmiş, sonrasında da ‘oy almak için söyledim’ deyip işin içinden sıyrılıvermişti…
Genel Başkan ama Partisi ve kendisi bakımından gündemi yok denecek kadar sığ…
Yolsuzluk soruşturmaları nedeniyle görevden uzaklaştırılmış ve tutuklanmış İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu dışında da bir derdi, tasası yok…
Özgür Özel”in siyaset gündemi de gelecek vizyonu da Ekrem İmamoğlu’na prangalanmış durumda.
İmamoğlu’nun tutuklanması, görevden uzaklaştırılması, yargı süreçleri, itirafçılar, etkin pişmanlar, şikâyetçiler, tanıklar, belgeler, teknik ve fiziki takip raporları olup bitenleri açıkça CHP içinden, etrafından şekillenmiş hadiseler olarak ortaya koyuyor ama Özel hala başka yerlerde dolaşmayı tercih ediyor…
Bu Ekrem’e özel gündemine dair yaptığı açıklamalarda da gerçeklikten kopuk, veriye dayanmayan bir anlatı kurmakta; kamuoyunu “algı” üzerinden yönlendirme çaba ve stratejisini tercih etmekte.
Enflasyon, yoksulluk, yolsuzluk gibi kavramları konuşmalarında sürekli tekrar etmesine rağmen, bu kavramların ifade ettiği sorunların çözümüne dair somut bir öneri ya da model geliştirmemekte.
Özgür Özel”in bu hali, muhalefetin eleştiri anlayışını iftira, isnat, inkar, ikrar zeminlerine indirgerken, halkın beklentilerine karşılık veremeyen bir pozisyona sürüklemekte.
Keza, kullandığı saldırgan, kutuplaştırıcı ve zaman zaman hakaret boyutuna ulaşan siyasi dil, demokratik siyaset kültürüne zarar vermekte. Toplumu birleştirici değil, ayrıştırıcı bir dil tercihi ve siyasi etik açısından sorunlu açıklamaları; Türkiye”nin istikrar ve güven ortamını zedeleyen bir muhalefet tarzının tezahürüdür.
CHP liderliği, siyaset arenasını bir tür polemik yarışına dönüştürerek, iktidarı yıpratma arayışı dışında bir strateji üretmemekte.
Cumhurbaşkanı Erdoğan”ın liderliğinde Türkiye, küresel diplomaside oyun kurucu bir ülke haline geldi. Özel’de, CHP’de ne kadar aksini söylerse söylesin bu böyle…
Gazze meselesinden Karabağ zaferine, Afrika’daki sorunların çözümünden, barış kurmalara, Ukrayna-Rusya savaşındaki arabuluculuk rolüne kadar birçok kritik gelişmede önemli rol oynayan Recep Tayyip Erdoğan var.
Küresel lider olarak tüm dünya kabullenmiş, her gün dünyanın en önemli yayınlarda övgülerle, hayranlıkla manşetlerde…
Ancak Özgür Özel, histerik bir vaziyette, kıskançlık krizlerinde, bu büyük diplomatik başarıların hiçbirine değinmemekte; Türkiye’nin ve Recep Tayyip Erdoğan’ın küresel ölçekteki ağırlığını inkâr ve çarpıtma çabasında. Bu tutum, ya dış politika bilgisi eksikliğinden ya da ideolojik körlükten kaynaklanıyor… İkisi birden de olabilir…
AK Parti’nin öncü, cesur ve vizyoner siyaseti ile gerçekleştirilen yerli savunma sanayii atılımları, TOGG’un üretimi, Gabar’da petrol, Karadeniz’de doğalgaz üretiminin devreye alınması, Akkuyu Nükleer Güç Santrali, yerli ve milli motor yapımı gibi büyük ölçekli projeler Türkiye’nin bağımsızlık yürüyüşünde kritik eşiklerdir.
Düşünün ki, ülke 6 Şubat depremlerini yaşamış. Cumhurbaşkanı liderliğinde büyük bir seferberlik başlatılmış, gecesini gündüzüne katan; deprem bölgesinde yatıp kalkan, evinin yolunu unutan Murat Kurum gibi bir bakan var, bu yılsonuna kadar yarım milyona yakın konut iş yeri hak sahiplerine teslim edilecek. Şehirler tüm altyapıları ile yeniden kurulmuş…
Ülkenin yollarında yerli ve milli otomobil kullanılıyor. Gabar’da petrol üretimi günlük yüzbin varile dayanmış, ülkenin ihtiyacının neredeyse yüzde onuna yaklaşmış. Karadeniz’de yeni gaz rezervleri bulunmuş, muazzam bir ekonomik kaynak potansiyeli oluşmuş. Mahmut Faruk Akşit hoca ve çalışma arkadaşları dünyanın en önemli yeni nesil motorlarını yapıyorlar CHP ve şürekâsı diyor ki, “Bunlar seçim açıklamaları…”
Hayır, ufukta erken seçim yok, seçim zamanına daha çok var… Cumhurbaşkanı Erdoğan’da açıkladı, en güçlü günlerdeyiz… Türkiye kabuğunu kırdı, her gün ama her gün yeni başarılara koşuyor; muhalefet ise bunları görmüyor, görse de görmemiş gibi yapıyor… Görse de çarpıtıyor veya küçümsüyor.
Hâlbuki bir ana muhalefet lideri olarak ülkenin büyük kazanımlarına dair somut, nesnel bir değerlendirme yapması, muhalefetin inandırıcılığı açısından da önem taşımaktadır.
Muhalefet etmek, sadece iktidarı eleştirmekten ibaret değil; sahici çözümler üretmek, vizyon koymak, ortak akıl geliştirmektir.
Mevcut muhalefet pratiği, partiyi halktan koparan bir “elitist iç çekişme” sarmalına sürüklemekte ve ana muhalefet görevini niteliksiz hale getirmektedir.
Türkiye’nin gerçek sorunları yerine, kişiye odaklanan bu dar kadrajlı siyaset tarzı, halkın geniş kesimlerinde karşılık bulmaktan uzak, ayrıca kendi kendilerine kurmuş oldukları en büyük tuzaktır…
Prof. Dr. Zakir Avşar / Haber7
Source: Zakir Av