Kaç öğün olmalı? Porsiyon nasıl olmalı?
Daha enerjik hissetmek, kilo kontrolünü sağlamak ya da sindirim sorunlarını azaltmak isteyenlerin karşısına çıkan en temel sorulardan biri: Gün içinde kaç öğün tüketmeliyiz? Küçük ve sık öğünler mi, yoksa az ama doyurucu porsiyonlar mı daha sağlıklı? BESLENME ALIŞKANLIKLARINDA İKİ FARKLI YAKLAŞIM Beslenme alışkanlıkları söz konusu olduğunda sıkça karşılaşılan sorulardan biri, gün boyunca küçük ve sık öğünler tüketmenin mi yoksa az sayıda büyük öğünle beslenmenin mi daha sağlıklı olduğudur. Bu konuda yapılan araştırmalar ve uzman görüşleri iki yaklaşımın da kendine özgü avantajları olduğunu ortaya koyuyor. Ancak en doğru yöntem, kişisel hedefler, yaşam tarzı ve vücut ihtiyaçları doğrultusunda belirlenmeli. KÜÇÜK VE SIK ÖĞÜNLERİN AVANTAJLARI Küçük öğünler, gün içinde 4 ila 6 kez daha az miktarda yiyecek tüketilmesini içerir. Bu yöntem, metabolizmayı canlı tutmak, kan şekerini dengelemek ve açlık krizlerini önlemek açısından tercih edilir. Sindirim sistemine daha az yük bindirdiği için şişkinlik, hazımsızlık ve mide yanması gibi rahatsızlıkları azaltabilir. Ayrıca gün boyunca enerji seviyelerinin dengede kalmasını sağlar ve kilo kontrolünü kolaylaştırabilir. AZ AMA DOYURUCU ÖĞÜNLERİN GÜCÜ Az ama büyük öğünlerle beslenmek, birçok kişi için daha doğal ve sürdürülebilir bir yöntem olabilir. Üç ana öğün düzenine alışkın bireyler, büyük porsiyonlarla daha uzun süre tok kalabilir. Bu, gün içinde sürekli yemek planlama ihtiyacını ortadan kaldırarak zihinsel olarak rahatlık sağlar. Ayrıca yoğun bir tempoya sahip olanlar için hazırlık süresini azaltır ve kas gelişimi hedefleyen bireylerin ihtiyaç duyduğu yüksek protein ve kalori miktarını daha pratik şekilde karşılar. BİLİMSEL ARAŞTIRMALAR NE DİYOR? Bilimsel çalışmalar, bu iki yaklaşım arasında belirgin bir üstünlük kurmakta temkinli davranıyor. Küçük öğünlerin metabolizma hızını artırdığı yönündeki iddialar, bazı araştırmalarla desteklenmekle birlikte, etkinin sanıldığı kadar büyük olmadığı da görülüyor. Aynı şekilde büyük öğünlerin kan şekerinde dalgalanmalara yol açtığı düşünülse de, dengeli içeriklerle bu etkilerin azaltılabildiği belirtiliyor. SAĞLIK DURUMUNA GÖRE TERCİH DEĞİŞEBİLİR Diyabet riski taşıyan ya da insülin direnci olan bireyler için küçük öğünler daha uygun olabilir. Kan şekerini sık sık dengede tutmak, bu gruplar için önemlidir. Öte yandan, uzun süre tok kalmak isteyenler ya da sindirim sisteminde sorun yaşamayanlar, az ama doyurucu öğünlerle daha iyi sonuçlar elde edebilir. Burada esas olan, öğün sayısından çok öğün içeriğinin dengeli ve sağlıklı olmasıdır. Kaynak: Continent Hospitals, Medical News Today
Source: Habertürk
Anne olmak için gün sayıyor! Bebeğinin cinsiyeti belli oldu
Organik Aşk, Ay Lav Yu Tuu ve Eve Düşen Yıldırım gibi yapımlarla tanınan başarılı oyuncu Gizem Karaca, özel hayatında da mutluluğu yakalayan ünlü isimler arasında yer alıyor. 2017 yılında iş insanı Kemal Ekmekçi ile hayatını birleştiren Karaca, evliliğinde yedinci yılı geride bırakırken, çiftin heyecanı bu kez bambaşka bir nedenden ötürü dorukta. Gizem Karaca ve Kemal Ekmekçi çifti, ilk çocuklarını kucaklarına almak için gün sayıyor. Hamileliğinin son aylarına giren 32 yaşındaki oyuncu, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı paylaşımlarla takipçilerini sürece dahil etmeye devam ediyor. Karaca, geçtiğimiz aylarda yaptığı açıklamada doğumun İzmir”de gerçekleşeceğini ve tercihini normal doğumdan yana kullandığını duyurmuştu. CİNSİYETİNİ AÇIKLADI Sık sık hamilelik pozlarını paylaşarak büyük beğeni toplayan Karaca, son olarak eşiyle birlikte verdiği bir kare eşliğinde bebeğinin cinsiyetini açıkladı. Takipçileriyle paylaştığı duygu dolu gönderide ünlü oyuncu, bir kız bebek beklediklerini müjdeledi. Gözlerden uzak, sade bir yaşam süren çiftin bebek heyecanı sosyal medyada da büyük ilgi gördü. Hayranları Karaca”ya yüzlerce tebrik mesajı gönderdi.
Source: Haberler
Göründükleri kadar masum değillermiş: Bu 3 eşya sizi giderek hasta ediyor!
Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Saurabh Sethi, evlerde sıkça kullanılan kimi eşyaların beklenmedik riskler taşıyabileceği noktasında dikkat çeken uyarılarda bulundu. Evde masum gibi görünen ve çoğu kişinin elinin altına altında olan bazı eşyalar aslında uzun vadede sağlığımızı tehdit altına alıyor.KOKULU MUMLAR: HOŞ KOKU MASKESİ ALTINDA GİZLİ TEHLİKEGüzel koku yaydığı düşünülerek kullanılan kokulu mumlar, içerdiği ftalatlar nedeniyle sanıldığı kadar masum olmayabilir.Dr. Sethi, bu kimyasal maddelerin solunduğunda hormonal dengesizliklere ve solunum yolu hastalıklarına yol açabileceğini ifade ediyor.Alternatif olarak, doğal içerikli, kokusuz soya veya balmumu mumların tercih edilmesi öneriliyor.PLASTİK KESME TAHTALARI: MİKROPLASTİK TEHLİKESİMutfakların vazgeçilmezi olan plastik kesme tahtaları zamanla aşınarak yüzeylerinden mikroplastik parçacıklar bırakabiliyor.Bu parçacıkların gıdalara karışarak vücuda alınabileceğini belirten Dr. Sethi, uzun vadede bu mikroplastiklerin birikerek sağlık sorunlarına neden olabileceği konusunda uyarıyor.Daha sağlıklı bir seçenek olarak tahta kesme tahtalarının kullanılması tavsiye ediliyor.ÇİZİLMİŞ YAPIŞMAZ TAVALAR: SESSİZ KİMYASAL TEHDİDİYüzeyi çizilmiş yapışmaz tavalar, “sonsuz kimyasallar” olarak bilinen PFAS maddelerinin yemeğe karışmasına neden olabilir.Bu maddelerin yüksek tansiyon, kolesterol problemleri ve üreme sağlığı üzerinde olumsuz etkileri olduğu biliniyor.Dr. Sethi, bu tür tavaların en küçük hasarında bile yenisiyle değiştirilmesini öneriyor. Güvenli alternatifler arasında paslanmaz çelik ve döküm demir tavalar öne çıkıyor.Sonuç olarak, günlük hayatımızda sıkça kullandığımız bazı eşyalar, uzun vadede farkında olmadan sağlığımıza zarar verebilir.
Source: Kübra Yılmaz