“Uluslararası Çatışmalar Gündemi – Krizler, Diplomasi ve Güvenlik Anlaşmaları”

Ürdün Dışişleri Bakanı, ABD”nin Suriye Özel Temsilcisiyle görüştü

Ürdün Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamaya göre, Bakan Safedi, ülkeyi ziyaret eden Barrack ile başkent Amman”da bir araya geldi.Suriye”deki gelişmelerin değerlendirildiği görüşmede, Suriye”nin güvenliği, istikrarı, birlik ve beraberliğinin sağlanması, terörden arındırılması ve yeniden imarının desteklenmesi konuları ele alındı.Bakan Safedi, görüşmede, Suriye”nin ve istikrarının desteklenmesi için ortak çabaların önemini vurguladı.ABD Başkanı Donald Trump”ın Suriye”ye yönelik yaptırımları kaldırma kararının önemine değinen Safedi, bunun Suriye hükümetinin karşılaştığı zorlukları aşmasına, halkın ihtiyaçlarını karşılamasına ve ülkenin yeniden imarına katkı sağlamasına yardımcı olacağını belirtti.Safedi ve Barrack, çaba gerektiren bu konularda işbirliği yapılacağını vurguladı.

Source: Muhammet Arif Güreli


Hangi güvenlik mimarisi?

Bu köşede zaman zaman “güvenlik mimarisi” konusunu ele alıyoruz. Özellikle Rusya-Ukrayna savaşı sonrası bu konu, Türkiye açısından da kritik hale geldi. Konu AB’nin de gündeminde. Şu anda Rusya’ya karşı bir “Avrupa güvenlik mimarisi” inşa etmeyi planlıyorlar. Dahası, Türkiye’yi de Avrupa’nın savunmasına katkı sağlayacak bir ülke olarak sisteme entegre etmek istiyorlar. İktidar da “Avrupa’nın güvenliği Türkiye’siz sağlanamaz” diyerek sistemde yer alma niyetini ortaya koymuş durumda. Bunun Türkiye-Rusya ilişkileri açısından sakıncalarını daha önce tartışmıştık. ABD DE MOSKOVA”DAKİ FORUMDA Konu, Rusya’nın ev sahipliğindeki bir forumda, şu anda etraflı bir şekilde ele alınıyor. Moskova’da iki gün önce başlayan ve bugün tamamlanacak 13. Uluslararası Güvenlik Konularından Sorumlu Yüksek Temsilciler Toplantısı’na, BRICS, ŞİÖ, ASEAN, BDT, Arap Ligi, Afrika Birliği, KGAÖ ve diğer uluslararası örgütlere üye 105 ülkeden 129 temsilci katılıyor. Hatta ABD’nin Moskova Büyükelçiliği’nin siyasi ve ekonomik işler danışmanı Eric Jordan ve ikinci kâtip Jeremy Ventuzo ’dan oluşan bir ABD heyeti de forumda yer alıyor (Harici, 28.5.2025). PUTİN: EŞİT VE BÖLÜNMEZ OLMALI Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin , foruma mesajında, Moskova’nın yeni güvenlik mimarisine nasıl baktığını şöyle açıkladı: “Yeni güvenlik mimarisinin eşit ve bölünmez olması gerektiğine inanıyoruz. Yani tüm ülkeler kendi güvenlikleri için sağlam garantiler almalı ancak bu diğer ülkelerin güvenliği ve çıkarları pahasına olmamalı” (Sputnik, 28.5.2025). Putin , Avrasya coğrafyasında Şanghay İşbirliği Örgütü, Avrasya Ekonomik Birliği, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü, Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği gibi çeşitli örgüt ve platformları, yeni güvenlik mimarisinin temeli olarak gördüklerini belirtti. “AB ASKERİ BLOKA DÖNÜŞTÜ” Toplantının katılımcılarından Rusya Güvenlik Konseyi üyesi Aleksandr Yakovenko , yöneticiliğini yaptığı “Dünyanın Dönüşümü: Rusya’dan Bakış” başlıklı oturumda iki temel soruna işaret etti: 1) NATO, bugün itibarıyla Kuzey ve Doğu Avrupa ülkelerinin neredeyse tamamını bünyesine kattı. 2) Rusya ile çatışmada Kiev rejimini destekleyen AB, bir askeri bloka dönüştü (Sputnik, 27.5.2025). Yakovenko , bu nedenle Rusya için bir Avrupa güvenlik mimarisinin söz konusu olmadığını, yeni bir Avrasya güvenlik mimarisinin yaratılması gerektiğini belirtti. RUSYA”NIN TEMEL HEDEFİ Rusya Güvenlik Konseyi üyesi Aleksandr Yakovenko , Rusya açısından en önemli hedefin militarizasyonu önlemek olduğunu, Avrasya sahasını adım adım militarize etmeye çalışan NATO ülkelerinin politikalarından kaynaklı çeşitli tehditleri azaltmak olduğunu kaydetti. Peki önerilen sistemin maddi zemini ne? Yakovenko bunu şöyle açıklıyor: “Avrasya güvenlik sistemine üye devletler arasındaki saldırmazlık anlaşmaları, Avrasya güvenliğinin maddi temeli olabilir.” Yakovenko , sistemin kimlere açık olabileceğini de şöyle açıkladı: “Bu sürece kimler katılabilir? Avrasya güvenliğinin, Batı Avrupa ülkeleri de dahil olmak üzere, Avrasya toplumunun karşı karşıya kalacağı hedef ve amaçları paylaşmaları koşuluyla tüm devletlere açık olması gerektiği gerçeğinden hareket ediyoruz.” TÜRKİYE NE YAPMALI? Rusya Güvenlik Konseyi üyesi Aleksandr Yakovenko ’nun “AB askeri bloka dönüştü” tespiti önemli. Zira bu durum ülkemizi etkiliyor. Askeri bloka dönüşen AB, şimdi Türkiye gibi AB üyesi olmayan NATO ülkelerini de dahil ederek bir Avrupa güvenlik mimarisi oluşturmaya çalışıyor. Brüksel, sistemi “Rus tehdidine” göre şekillendiriyor. Yani tersinden Avrupa güvenlik mimarisinin esas hedefi Rusya oluyor. Ülkemiz açısından asıl mesele de işte bu: Rusya’yı hedef alan bir güvenlik mimarisinde yer almanın Türkiye’ye yararı yok ama zararı çok. Türkiye, 30 yıldır kapısında bekletildiği AB’ye bir gün üye olabilmek hayaliyle Avrupa güvenlik mimarisine jandarma olmayı kabul etmek yerine, Avrasya (Asya+Avrupa) güvenlik mimarisini savunmalıdır.

Source: Mehmet Ali Güller


Ülke basını duyurdu: Türk mafyası ajanlara kurşun yağdırdı!

Yunanistan”ın Selanik kentinin güneydoğusunda yer alan Sedes (Termi) şehri dün öğleden sonra saatlerinde bir benzin istasyonunda meydana gelen silahlı çatışmayla sarsıldı.Yunanistan basınında yer alan haberlere göre, olay dün 16.00 sularında gerçekleşti.İddiaya göre Seres”teki bir benzin istasyonuna giren gümüş renkli cipin içinde üç Türk vatandaşı bulunuyordu. Yunanistan ulusal istihbarat örgütü EYP görevlilerini taşıyan bir başka araç da yabancı renkli gümüş renkli cipi takiben benzin istasyonuna girdi.EYP AJANLARININ BULUNDUĞU ARACA ATEŞ AÇILDIArkalarından gelen aracı fark eden gümüş renkli araçtaki kişiler, Yunan istihbaratçıların bulunduğu araca ateş açtı.Olayda ölen ya da yaralanan olmadı.6 KİŞİ GÖZALTINA ALINDITürk vatandaşı olduğu iddia edilen kişiler hızla olay yerinden ayrılırken Yunan polisi bölgede geniş çaplı operasyon başlattı. Olayla ilgili 6 kişinin gözaltına alındığı belirtildi.Saldırganlar Yunanistan basını tarafından “Türk mafyası” olarak tanımlanırken, Organize Suçlar polisinin olayı “çok ciddi” diye nitelediği ve konuyla ilgili soruşturmayı devraldığı ifade edildi.Yunanistan istihbaratının organize suçla bağlantılı kişileri takibe aldığı ancak bu kişilerin EYP ajanlarını rakip çete üyeleri sanarak ateş açtığı değerlendirmesi yapılıyor.

Source: Bahadır Alemdar


Netanyahu, Hamas lideri Muhammed Sinvar’ın öldürüldüğünü duyurdu

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Hamas lideri Muhammed Sinvar’ın öldürüldüğünü duyurdu. Muhammed Sinvar öldürülen eski Hamas lideri Yahya Sinvar’ın kardeşi.

BBC‘nin haberine göre Netanyahu, ordunun Hamas’ın Gazze’deki lideri Muhammed Sinvar’ı ‘etkisiz hale getirdiğini’ açıkladı.

Sinvar, İsrail’in en çok aranan isimlerinden biriydi.

13 Mayıs’ta Gazze’nin güneyindeki Han Yunus kentindeki Avrupa Hastanesi’nin avlusu ve çevresindeki geniş çaplı İsrail hava saldırısının hedefindeydi.

İsrail ordusu saldırının Hamas’ın ‘yeraltı altyapısını’ yok ettiğini duyurmuştu.

Hamas yalanladı

Anadolu Ajansı’na göre Hamas yetkilileri Muhammed Sinvar’ın öldürüldüğü yönündeki haberleri yalanladı. BBC ise Muhammed Sinvar’ın ölümünün ne doğruladığını ne de yalanladığını yazdı.

7 Ekim 2023’te İsrail’e düzenlenen saldırının planlayıcısı olduğu söylenen Yahya Sinvar, geçen yıl İsrail askerlerince öldürülmüştü.

Source: aktifhabercom


Pentagon’dan 90 bin ton silah

ABD, İsrail”e yaptığı askeri yardımlarla Gazze”deki katliamın en büyük suç ortağı olmaya devam ediyor. Washington yönetimi, 7 Ekim 2023″ten beri İsrail”e 90 bin tondan fazla silah ve askeri mühimmat gönderdi. ABD Başkanı Donald Trump döneminde İsrail”e askeri ekipman satışı 12 milyar dolara yaklaştı. HAMAS: ABD ILE ANLAŞTIK HAMAS, ABD Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff ile Gazze”de kalıcı ateşkesin genel çerçevesi konusunda anlaşmaya vardığını açıkladı. Hamas, anlaşmanın 10 İsrailli esirin serbest bırakılmasını ve üzerinde anlaşılan sayıda Filistinli esirle birkaç cenaze takasını içerdiğini bildirdi. Öte yandan İsrail, Hamas lideri Muhammed Sinvar”ın öldürüldüğünü ileri sürdü. ONLAR KATLETTİKÇE FİLİSTİN DAHA ÇOK VAR OLUYOR Başta Avrupa olmak üzere dünyanın dört bir yanında çok sayıda ülke “Filistin devletini” tanıyacağını belirtiyor. Gazze”ye destekler de sürüyor. ABD New York gazetesi protesto edildi. İtalya”da meclis protesto edilirken, Paris”te Masumlar Çeşmesi”ne kırmızı boya döküldü

Source: Sabah


İsrail”e soğuk duş! Askeri ateşeler geri çağrıldı

Şili hükümeti, İsrail”in Gazze”de sürdürdüğü askeri operasyonları gerekçe göstererek Tel Aviv Büyükelçiliğinde görevli askeri ataşelerini geri çağırdı.Hükümetin internet sitesinden yapılan açıklamada, Gazze”de “çok ciddi” bir insani trajedinin yaşandığına dikkati çekilerek, söz konusu kararın bu doğrultuda alındığı ifade edildi.Açıklamada, İsrail”in Gazze”de “orantısız ve ayrım gözetmeyen” saldırılarına son vermesi ve bölgeye insani yardım girişine süratle izin vermesi gerektiği belirtildi.İçişleri Bakanı Alvaro Elizalde, kararın temelinde “insan onuru, yaşam hakkı ve uluslararası hukukun korunması” gibi ilkelerin yattığını vurguladı.Şili Dışişleri Bakanı Alberto Van Klaveren Santiago”daki Dışişleri Bakanlığında bir basın toplantısı düzenledi. Van Klaveren, Şili hükümetinin İsrail ordusunun Gazze Şeridi”nde yürüttüğü “orantısız ve ayrım gözetmeyen” askeri operasyonları nedeniyle Tel Aviv”deki Şili büyükelçiliğinde görevli askeri ataşelerini geri çektiğini İsrailli yetkililere bildirdiğini söyledi.Şili”deki Yahudi toplumu ise kararı eleştirerek, dış politikanın ideolojik yaklaşımlarla şekillendiğini ve ülkenin stratejik çıkarlarının göz ardı edildiğini savundu.Şili Devlet Başkanı Gabriel BoricHükümet, 2024″te İsrail şirketlerini “FIDAE Uluslararası Havacılık ve Uzay Fuarı”na” davet etmeme kararı almıştı.Güney Afrika”nın İsrail”e karşı Uluslararası Adalet Divanı”nda açtığı soykırım davasına da müdahil olan Şili, 1 Kasım 2023″te yine Gazze”deki saldırılar nedeniyle Tel Aviv Büyükelçisini istişarelerde bulunmak üzere geri çağırmıştı.

Source: Www.star.com.tr


Dragone: İttifak için her şeyi yapıyorlar, Türkler savaşa hazır!

NATO Askeri Komite Başkanı Amiral Giuseppe Cavo Dragone, “18. Balkan Ülkeleri Genelkurmay Başkanları Konferansı”nın ardından değerlendirmelerde bulundu ve basın mensuplarının sorularını yanıtladı.Türkiye”ye “olağanüstü şaşırtıcı organizasyon ve misafirperverliği için” teşekkür eden Dragone, bu konferansın bölgedeki tüm askeri liderleri bir araya getirmek için harika bir fırsat olduğunu kaydetti.Dragone, konferansta fikir alışverişinde bulunulduğunu ve bölgenin güvenliği ve istikrarı için ortak bir anlayışın elde edildiğini ifade etti.”NATO”nun duruşu her zamankinden daha güçlüdür.” diyen Dragone, konferansta, bölgenin ihtiyaç duyduğu denge ve istikrar sürecine katkı sağlama ruhunun hakim olduğunu dile getirdi.NATO”nun genel savunma stratejisinin Ukrayna savaşıyla mı belirlendiği sorusuna yanıt veren Dragone, “NATO, düşmanımızın her türlü hareketine hazır.” dedi.İttifakın karşı karşıya bulunduğu iki temel tehdidin “Rusya ve terörizm” olduğunu söyleyen Dragone, “NATO”nun stratejisi hazır olmak, biz de bunu artırıyoruz.” ifadesini kullandı.Dragone, “Çünkü Ukrayna”dan alınan derslerden yola çıkarak ve belki de gelecekte değişen ortama, değişen tehdide ayak uydurmaya hazır olmak için onu (genel savunma stratejisini) iyileştirmemiz gerektiğine karar verdik. Çünkü tehdidin de zamanla değişeceğini kabul etmeliyiz.” değerlendirmesinde bulundu.”TÜRKİYE, İTTİFAK İÇİN ÇOK ŞEY YAPIYOR”Türkiye”nin operasyonel kabiliyetleri ve özellikle çatışma bölgelerinde NATO misyonlarına katkısına değinen Dragone, “Türkiye, güçlü bir dayanak, güçlü bir referans, güçlü ve güvenilir bir müttefik. Türkiye, İttifak için çok şey yapıyor. İttifakın ikinci (en büyük) ordusu. Bunu göz ardı edemeyiz. Bu, bir şey ifade ediyor. Türkiye”nin silahlı kuvvetlerinin harbe hazırlık durumu ve verimliliği şüphesiz en üstte.” diye konuştu.Dragone, öte yandan Türkiye”nin, İttifakın genel stratejisinin temel bir unsuru olduğunu ve NATO”nun Kosova”daki Barış Gücüne (KFOR) etkili ve güçlü bir şekilde katıldığını, ekim ayından itibaren operasyonu komuta edeceğini belirtti.Türkiye”nin NATO için önemini vurgulayan Dragone, “Türkiye”nin bizim için, İttifak için ne kadar önemli, ne kadar güçlü olduğunu ve İttifakın Türkiye”ye ne kadar güvendiğini hissedebilirsiniz. Bu bir gerçek. Ve sadece KFOR örneği birçok örnekten biri.” ifadelerini kullandı.”TÜRKİYE, BARIŞ SÜRECİNİN BAŞLICA AKTÖRLERİNDEN BİRİ OLACAK”Dragone, Türkiye”nin Rusya-Ukrayna Savaşı”nın sona erdirilmesi konusunda verdiği diplomatik çabaları hakkındaki soruya yanıtında, “Türkiye en başından beri çok şey yaptı. Sadece esir değişimini düşünelim. Muhtemelen bunlar Türkiye sayesinde yapıldı. Türkiye toplantılara ev sahipliği yaptı ve bu nedenle katılımı ve barış sürecinde güçlü bir rol oynama isteği çok açık.” dedi.Dragone, “Dürüst olmak gerekirse, şu anda (Rusya-Ukrayna) müzakereler konusunda iyi durumda değiliz. Ancak mesele şu ki biz Türkiye”nin stratejik konumu nedeniyle ön planda olduğuna inanıyoruz. Çünkü savaşın tam kenarında olan ülkelerden biri. Türkiye”nin çabalarına devam edeceğini ve herhangi bir şey olursa iyi sonuçlar çıkacağını düşünüyoruz. Türkiye, barış sürecinin başlıca aktörlerinden biri olacak.” değerlendirmesini yaptı.NATO”nun çok daha güçlü bir şekilde Ukrayna”yı desteklediğini ve destekleyeceğini vurgulayan Dragone, “Çünkü bir saldırganın, yani Rusya”nın, bir kurbanın, yani Ukrayna”nın olduğunu aklımızda tutmalıyız. Bu başlangıç noktası. Ukrayna”yı güçlü bir şekilde destekliyoruz. Bunu elimizden gelenin en iyisi olarak yapmaya devam edeceğiz.” diye konuştu.Dragone, belirli bir noktada Ukrayna”nın müzakere masasına güçlü bir pozisyonda oturup kendini savunabilmesini ve uzun süreli ve adil bir barış elde edebilmesini istediklerini belirterek “NATO gerçekten barışçıl bir müzakere çözümü bulmaya, onları masaya oturtmaya istekli. Ancak o noktaya kadar NATO Ukrayna”yı güçlü bir şekilde desteklemeye devam edecek çünkü Ukrayna haklı ve Rusya haksız. Ukrayna iyi ve Rusya kötü.” ifadelerini kullandı.”TÜRKİYE, İNSANSIZ HAVA ARAÇLARININ ÖNEMİNİ İLK ANLAYAN ÜLKELERDEN BİRİ”Türk insansız hava araçlarının (İHA) NATO ülkelerinin envanterine girmesiyle ilgili soruya yanıt veren Dragone, “Türkiye, insansız hava araçlarının önemini ve büyüme potansiyelini anlayan ilk ülkelerden biriydi.” diye konuştu.Dragone, insansız hava araçları sayesinde çok fazla hayat kurtarıldığına da işaret ederek “Bunun gelecek olduğunu söylemek istemiyorum ama bu, savaş alanı için dikkate alınması gereken kritik bir unsur olacak.” ifadesini kullandı.Türk İHA”larının popülerliğine işaret eden Dragone “Sizinkiler zirvede. Sizinkiler savaşta kanıtlanmış ki bu bir şey ifade ediyor.” dedi.Dragone, “Bu (insansız hava araçları), ayrıca savaşta başarılı bir şekilde kullanılıyor. Bu, bir şey ifade ediyor. Bu, bunun savaş alanında mükemmel bir şekilde, yüzde 120 savaşmaya hazır ve harika ve önemli bir unsur olan bir sistem olduğu anlamına geliyor.” değerlendirmesini yaptı.İHA”ların hem havada, hem denizde hem de karada işlevsel olarak kullanıldığına işaret eden Dragone, bunların denizde kullanımının yeni ve kritik olduğunu söyledi.İnsansız su altı araçlarıyla düşük maliyetlerle deniz altında devriye, müdahale, caydırıcılık görevlerinin yapılabildiğini vurgulayan Dragone, bunun önemine işaret etti.Savunma sanayisi endüstrisinden beklentilerine de değinen Dragone, beklentisinin, NATO”nun operasyonel yeteneğini ve gereksinimlerini düşük fiyata zamanında yapmak olduğunu belirtti.Dragone, “(Savunma sanayisi endüstrisi) Fikirlerini değiştirmeleri gerekiyor. Artık sadece paraya bakmamaları, savunma sisteminin bir parçası olmaları gerekiyor.” ifadelerini kullandı.

Source: Bahadır Alemdar


Al Hilal, Victor Osimhen transferinde sona geldi! Detaylar ortaya çıktı

Avrupa medyası ve Suudi kaynaklar, Al Hilal”in artık Victor Osimhen transferini bitirdiğini yazıyor. Geçtiğimiz günlerde kulüp ürünlerinin satıldığı sitede Osimhen formaları da ilana koyulmuş ve kısa süre sonra kaldırılmıştı. Nijeryalı yıldız senede 40, 3 sene için ise 120 milyon euro kazanacak. Bu transferin resmiyete dökülememesinin sebebinin “fon” onayıyla alakalı olduğu iddia edildi. Suudi medyasına göre Al Hilal, devlet fonundan paranın gelmesini bekliyor. Abaoutmsr”deki haberde, “Al Hilal kulübünün hâlâ Suudi hükümetinden fon beklemesi nedeniyle şu an için anlaşmayı tamamlayamamıyor” denildi.

Source: Www.star.com.tr


Güney Kore”de donanmaya ait uçak düştü

Güney Kore”nin yerel Yonhap Haber Ajansı”nın itfaiye yetkililerine dayandırarak verdiği habere göre güneyindeki Pohang kentinde bir uçak düştü.Düştüğü sırada dört kişi taşıyan uçağın donanmaya ait bir uçak olduğu aktarıldı.

Source: Bahadır Alemdar


Brezilya lideri Lula”dan İsrail”e tepki

Lula, X sosyal medya platformu üzerinden yaptığı paylaşımda, İsrail”in saldırısında 10 çocuğundan 9″unu kaybeden Filistinli kadın doktor Neccar”a dikkati çekti.

Lula, “Bu, utanç verici ve korkakça bir saldırı. İsrail”in Gazze”de düzenlediği hava saldırısı sonucunda, doktor Alaa Al-Naccar yalnızca bir çocuğunu ve eşini hayatta tutabildi, onların da durumu kritik. Bu olay, silahlı bir devletin savunmasız sivillere yönelik yürüttüğü savaşın ne kadar zalim ve insanlık dışı olduğunu tüm yönleriyle ortaya koyuyor.”

Gazze’de her gün kadın ve çocukların hayatını kaybettiğini dile getiren Lula, İsrail”in eylemlerinin artık “meşru müdafaa” veya “terörle mücadele” sınırlarını aştığını vurguladı.

Lula, İsrail”in Gazze”de başka hesaplar peşinde koştuğunu belirterek, şunları kaydetti:

“Artık söz konusu olan ne kendini savunma hakkıdır ne terörle mücadele ne de Hamas”ın elindeki rehineleri kurtarma çabasıdır. Bugün Gazze”de tanık olduğumuz şey bir intikamdır. Bu soykırımın mevcut aşamasındaki tek amacı, Filistin halkını temel yaşam koşullarından mahrum bırakmak ve onları kendi meşru topraklarından sürmektir.”

Gazze Şeridi”nin güneyindeki Han Yunus kentinde bulunan Nasır Hastanesi”nde çalışan Filistinli kadın doktor, soykırımcı İsrail”in saldırısında 10 çocuğundan 9″unu kaybetmişti.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


Faik Tanrıkulu yazdı… Etkin ve caydırıcı güç: Türkiye”nin yeni dış politika hamleleri

2017 yılında Cumhurbaşkanı Erdoğan”ın “Türkiye artık savunma pozisyonundan çıkıp hücum pozisyonuna geçmiştir” açıklaması, aslında sadece bir siyasi söylem değil; Türkiye”nin dış politika vizyonunun yeni bir safhaya geçtiğini gösteren bir dönüm noktasıydı. O tarihten bu yana Ankara”nın diplomatik ve askeri hamleleri, bölgesel düzeyde statüko bozucu ama küresel düzeyde istikrar arayıcı bir çizgi izliyor.Suriye”deki askeri operasyonlar, sadece terör tehditlerini bertaraf etmeyi değil, aynı zamanda Türkiye”nin sınır ötesi güvenlik mimarisini yeniden inşa etmeyi hedefliyordu. Libya”da yürütülen diplomatik ve askeri destek, iç savaşın seyrini değiştirirken Türkiye”nin Akdeniz”deki jeopolitik varlığını pekiştirdi. Karabağ Savaşı”nda Azerbaycan”a verilen silah ve istihbarat desteği, Türkiye”nin Türk dünyasıyla kurduğu stratejik bağları bir üst seviyeye taşıdı.Tüm bu adımların ortak paydası, Türkiye”nin uluslararası sorunlara sadece müdahil değil, aynı zamanda çözüm üretici bir aktör olarak yaklaşmasıdır. Bu da Türkiye”yi sadece bölgesel bir güç değil, küresel dengelerde de dikkate alınması gereken bir ülke haline getiriyor.Türkiye”nin bu etkinliğinin temel taşı, kuşkusuz yerli ve milli savunma sanayisindeki gelişmeler oldu. Bayraktar TB2 gibi silahlı insansız hava araçları (SİHA”lar), sadece savaş sahasında değil, diplomasi masasında da Türkiye”nin elini güçlendirdi. Artık Türkiye, savunma ihtiyaçlarını dışarıdan satın alan değil, kendi ihtiyaçlarını kendi karşılayan ve hatta ihraç eden bir ülke konumuna yükseldi. Bu da dış politikada “otonom” ve “etkin” hareket kabiliyetinin anahtarı oldu.Pakistan-Hindistan geriliminde İslamabad”a verilen destek, Türkiye”nin sadece Türk dünyası değil, İslam coğrafyasında da önemli bir güvenlik partneri olarak kabul edilmesini sağladı. Aynı şekilde Gazze”de yaşanan insanlık dramına karşı Türkiye”nin yalnız kalsa da güçlü ve ilkeli çıkışı, halklar nezdinde büyük bir itibar kazandırdı.Ancak asıl dikkat çekici olan nokta şu: Türkiye bu politikaları uygularken Birleşmiş Milletler”in normlarını ihlal etmiyor; aksine, bu normları işlevsiz kılan küresel düzene alternatif bir yaklaşımla hareket ediyor. BM ve benzeri uluslararası kuruluşların etkisiz kaldığı, sadece kınama metinleri yayımladığı kriz dönemlerinde, Türkiye sahada aktif rol alarak boşluğu dolduruyor.Rusya-Ukrayna savaşında tarafların İstanbul”u müzakere zemini olarak seçmesi, Türkiye”nin “arabulucu aktör” olarak güven verdiğinin en somut göstergelerinden biridir. Bu durum, Türkiye”nin artık sadece kendi çıkarları doğrultusunda değil, küresel barış ve güvenlik adına da sorumluluk üstlendiğini ortaya koyuyor.Türkiye”nin geldiği bu aşama, sadece askeri başarılarla açıklanamaz. Dış politika ile savunma sanayi arasında kurulan stratejik senkronizasyon, Türkiye”yi talep eden değil, talep edilen bir ülke haline getirmiştir. Dün sadece “bölgesel güç” tanımıyla sınırlı kalan Türkiye, bugün hem kendi sınırlarını hem de uluslararası ilkeleri esas alan bir küresel aktör olma yolunda ilerlemektedir.Bu tablo bizlere gösteriyor ki, mevcut dünya düzeninin yetersizlikleri, Türkiye gibi devletlerin daha aktif ve yapıcı roller üstlenmesini kaçınılmaz hale getirmektedir. Türkiye bu rolü üstlenmeye hazırdır.Önümüzdeki dönemde Türkiye”nin sadece bölgesinde değil, Afrika”dan Asya”ya, Kafkasya”dan Balkanlar”a kadar geniş bir coğrafyada ne tür misyonlar üstlenebileceğini ve yeni dengelerde nasıl bir konumlanma gerçekleştireceğini hep birlikte izleyeceğiz

Source: Faik Tanrıkulu


Fadime Özkan yazdı: Rusya-Ukrayna savaşını Türkiye bitirebilir mi?

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan Moskova-Kiev hattında diplomasi trafiğinde… Moskova temaslarının ardından bugün ve yarın Ukrayna Dışişleri Bakanı Andriy Sibiha”nın davetlisi olarak Kiev”de olacak.İki ülke heyetleri kan ve gözyaşıyla geçen üç yılın ardından 15-16 Mayıs”ta İstanbul”da bir araya gelmişti hatırlarsanız. Görüşmeler her ne kadar “Trump ve Putin de İstanbul”a gelir mi”, “ne olursa gelir”, “hangisi gelirse diğeri de gelir” şeklindeki baş döndüren bir kör döğüşünün gölgesinde geçse de Nisan 2022″den bu yana yaşanan ilk olumlu gelişmeydi.Heyetler ilk kez yüz yüze gelmiş ve iki taraf da -en azından- müzakerelere hangi koşullarda başlayabileceklerine dair bir ön çalışma yapmak konusunda mutabık kalmıştı.Hakan Fidan”ın Moskova temaslarının ardından Rus Dışişleri Bakanı Lavrov ile yaptığı basın toplantısında bu konuda (müzakere koşullarının yazıya dökülmesi konusunda) ilerleme kaydettiklerini söyleyerek sürecin donmadığını ilerlediğini ilan etmiş oldu.Hakan Fidan”ın Moskova”dan Kiev”e geçmesi de bunu teyit ediyor. Temaslar sıklaştı, taraflar konumlarını korusa da görüşme konusunda iradesini sürdürüyor, velhasıl süreç olgunlaşıyor.Hakan Fidan”ın Moskova”da Putin ve Lavrov dışında İstanbul masasında Rus heyetine başkanlık eden Putin”in danışmanı Vladimir Medinsky ile de görüştü.Kiev”de İstanbul masasında Ukrayna”yı temsil eden heyetin başkanı Savunma Bakanı Rüstem Umerov ile de görüşecek.Fidan”ın iki heyet başkanıyla da görüşmesi, Türkiye”nin Rusya-Ukrayna müzakerelerindeki “yapıcı”, “kolaylaştırıcı” rolüne dair önemli bir işaret sayılmalı. İki devletin taleplerini, pozisyonlarını, verebilecekleri ve veremeyecekleri tavizleri, sahanın ve masanın güncel verili durumunu bu heyetler biliyor çünkü. Onlar çalışacak, siyasi kararları iki devletin siyasetçileri verecek ve çerçeve olgunlaştığında liderler masaya oturacak.ABD Başkanı Trump”ın ateşkesten ve kalıcı barıştan yana tavrı net olsa da ABD”nin Trump öncesi dönemdeki pozisyonu, Ukrayna”yı Rusya”ya karşı sahaya sürmesi, silah vermesi, sonra terk etmesi nedeniyle Rusya”nın şüpheyle yaklaşması mümkün.Türkiye”nin konumu ise biricik. Ankara hem Ukrayna”nın toprak bütünlüğünü ve egemenliğini ilkesel düzeyde savunuyor ve savunma sanayii işbirliklerini sürdürüyor hem de Rusya ile Suriye başta olmak üzere farklı konularda beraber çalışıyor.Ankara”nın tavrı ve mesajı net. Hakan Fidan Moskova”da olduğu gibi Kiev”de de insani kayıplar öncelikli olmak üzere savaşın giderek ağırlaşan tablosuna dikkat çekerek savaşın diplomasi yoluyla sonlandırılması gerektiğini söyleyecek. Türkiye”nin tüm imkanlarıyla adil ve sürdürülebilir barış için üzerine düşeni yapmaya hazır olduğunu vurgulayacak.Moskova da Kiev de bunu biliyor ve her fırsatta liderler düzeyinde Türkiye”nin ev sahipliğini tercih ettiklerini söylüyorlar zaten. Müzakere masasının yeniden İstanbul”da kurulmasına kesin gözüyle bakılıyor.Haziran sonunda Hollanda”da NATO zirvesi var. O vakte kadar müzakerelerin bir noktaya gelmesi halinde zirvede liderler arası görüşmelerle (Erdoğan-Trump görüşmesi de bir ihtimal olarak görünüyor) çerçevenin netleşmesi mümkün olacak gibi.Ama tabii taraflar açısından uzlaşma noktaları yakalanmış değil henüz. Ateşkesin ne zaman hangi şartlarda olacağı bile belirsiz. Ukrayna ve bazı Avrupa ülkeleri “silahlar sussun ki müzakereler başlayabilsin” diyor. Rus tarafı ise –önceki deneyimlerden hareketle- Ukrayna tarafının ateşkesi güç toplamak, zaman kazanmak, yeni silahlar tedarik etmek için kullandığını, yani istismar ettiğini ileri sürerek “önce müzakereler olsun, olumlu seyrederse silahlar da susar” diyor.İki uzlaşmaz tavır yani. İşte bu noktada Ankara “orta yol” teklif ediyor. Bazı tavizler vermeden uzlaşma olamayacağını hatırlatıyor.Müzakerelere kimlerin katılacağı meselesi de bir anlaşmazlık konusu. Zelensky “liderler buluşmalı” derken Putin pek fazla muhatap olmak istemiyor. Ancak anlaşma olursa aynı masaya oturma eğilimi var Moskova”da.Ateşkes ve denklik bariyerleri aşılabilirse sınırlar meselesi var ki hiç kolay bir başlık değil. Tartışmalı bölgelerin şehirlerin statüsü meselesi de öyle. Ukrayna topraklarının yüzde 20″si işgal altında çünkü. Yeraltı zenginliklerini de ABD”ye kaptırmış vaziyette. Ukrayna bariz biçimde toprakları gibi onuru da çiğnenmiş bir ülke olarak giriyor müzakere sürecine.İki taraf için de garanti meselesi asıl belirleyen. Ukrayna, Rusya saldırganlığına karşı güvence ararken Rusya, NATO genişlemesinin durmasını ve Ukrayna”nın tarafsız-gri alan olmasını istiyor.Devam eden konular anlaşması daha kolay olan konular. Esir takası (ki önemli sayıda bir takas gerçekleşti geçtiğimiz günlerde), savaş tazminatı, savaş suçlarının soruşturulması, şehirlerin inşası, enerji güvenliği, uluslararası fonların verilmesi, Ukrayna”dan göç edenlerin geri dönüşü gibi konular…Daha önce Libya”da, Karabağ”da, Doğu Akdeniz”de, Afrika”da, Suriye”de, (bugünlerde Hamas ile temas konusunda) son derece netameli konularda ilkeli, etkili ve yapıcı bir siyaset/diplomasi yürüten Türkiye”nin bu zorlu işin içinden de mahir biçimde çıkmasını beklemeliyiz.

Source: Fadime Özkan


Türkiye ve dünya gündemi

1- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beykoz Millet Bahçesi”nde, İstanbul”un Fethi”nin 572. Yıldönümünde Millet Bahçeleri Açılış Töreni programına katılacak.

(İstanbul/15.00) (Fotoğraflı-Görüntülü)

2- Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi”nde Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu Toplantısı”na başkanlık edecek.

(Ankara/15.00) (Fotoğraflı-Görüntülü)

3- CHP Genel Başkanı Özgür Özel, DİSK ve TİSK”i ziyaret edecek.

(İstanbul/09.30/11.00) (Fotoğraflı-Görüntülü)

YASAMA YÜRÜTME SİYASET

1- Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Kadınlar İçin Enerji Okulu kapanış törenine katılacak.

(İstanbul/10.30) (Fotoğraflı-Görüntülü)

2- Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, “Bölgemizde Pediatrik ve Erişkin Yanıklar ve Önleme Kongresi”ne iştirak edecek.

(Ankara/09.00) (Fotoğraflı-Görüntülü)

3- TBMM Genel Kurulu, gündemindeki konuları görüşmek üzere toplanacak.

(TBMM/14.00) (Fotoğraflı-Görüntülü)

EKONOMİ FİNANS

1- Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türkiye”de Yaratıcı Ekonominin Uygun Şekilde Dönüştürülmesi İçin Kapasite Geliştirme Projesi programına ve Yarının Teknoloji Liderleri Ödül Töreni”ne katılacak.

(İstanbul/10.00/20.00) (Fotoğraflı-Görüntülü)

2- Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Ayaş ilçesinde hayvancılık işletmesini ziyaret edecek ve Kırsalda Bereket Hayvancılığa Destek Projesi”nin sonuçlarını açıklayacak.

(Ankara/11.00) (Fotoğraflı-Görüntülü)

3​​​​​​​- Ticaret Bakanı Ömer Bolat, “Değişen Dünya Düzeninde Fırsatlar” konulu panel ile Türkiye-İspanya JETCO Toplantısı ve İş Forumu”na katılacak.

(İstanbul/09.00/15.00) (Fotoğraflı-Görüntülü)

4- Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, 15. Uluslararası Elektronik Haberleşme ve Posta Düzenleyicileri Konferansı”na iştirak edecek.

(Ankara/10.00) (Fotoğraflı-Görüntülü)

5- Türkiye İstatistik Kurumu, nisan ayı dış ticaret istatistiklerini, 2023 yılı enerji hesapları bültenini ve 2024 yılı ulusal eğitim istatistiklerini açıklayacak.

(Ankara/10.00)

6- Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, haftalık bankacılık sektörü verilerini duyuracak.

(İstanbul/14.00)

7- Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, haftalık para ve banka istatistiklerini açıklayacak.

(İstanbul/14.30)

DÜNYA DİPLOMASİ

1- İsrail”in Gazze”de işlediği savaş suçlarını araştırmak üzere insani ve vicdani amaçlarla kurulan “Gazze Mahkemesi (Gaza Tribunal)” girişiminin Saraybosna’daki oturumlarının 4’üncü gününde sonuç bildirisi açıklanacak. Açıklama AA tarafından canlı olarak yayınlanacak.

(Saraybosna/12.00) (Fotoğraflı-Görüntülü)

2- İsrail”in ateşkesi bozarak kalıcı işgal hedefiyle Gazze Şeridi”ne düzenlediği şiddetli saldırılar ve yansımaları izleniyor.

(Gazze/Kudüs) (Fotoğraflı-Görüntülü)

1- Trendyol 1. Lig play-off final maçı, Solwie Energy Fatih Karagümrük ile Teksüt Bandırmaspor arasında Sakarya Atatürk Stadı”nda oynanacak.

(Sakarya/20.00) (Fotoğraflı-Görüntülü)

2- 13. Uluslararası Fetih Kupası Okçuluk Yarışması, Okmeydanı Okçular Vakfı Tesisleri”nde makaralı yay ve klasik yay final müsabakalarıyla tamamlanacak.

(İstanbul/13.00) (Fotoğraflı-Görüntülü)

3- Türkiye Sigorta Basketbol Süper Ligi play-off çeyrek finalinde; TOFAŞ-Bahçeşehir Koleji ve Fenerbahçe Beko-Türk Telekom ilk maçları yapılacak.

(Bursa/18.00/İstanbul/20.30) (Fotoğraflı)

4- RAMS Başakşehir”de teknik direktör Çağdaş Atan ile sözleşme yenileme imza töreni, kulüp tesislerinde başkan Göksel Gümüşdağ ve yönetim kurulu üyelerinin katılımıyla düzenlenecek.

(İstanbul/12.00) (Fotoğraflı-Görüntülü)

5- Galatasaray Kulübü, geçirdiği 14 sezonun ardından takımdan ayrılacak kaleci Fernando Muslera için RAMS Park”ta basın toplantısı düzenleyecek.

(İstanbul/10.30) (Fotoğraflı-Görüntülü)

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


Güney Kore’de feci kaza! Donanmaya ait uçak dağa çakıldı

Yonhap Haber Ajansı”nın haberine göre, dört kişiyi taşıyan bir donanma devriye uçağı Perşembe günü Güney Kore”nin güneydoğusundaki bir dağa düştü.​​​​​​​

Olay, saat 13.50 sıralarında (04.50GMT) Pohang kentinde meydana geldi.

DAĞDAN YÜKSELEN DUMANLARI GÖRDÜLER

Kazadan kısa bir süre sonra yerel görgü tanıkları dağdan dumanların yükseldiğini gördüler.

Bu haberin yayınlandığı tarih itibarıyla düşen uçakta bulunan dört kişi hakkında herhangi bir bilgi bulunmuyordu.

Source: Türkiye Gazetesi


Fidan”dan dört cephede diplomasi! ABD ile anlaşma ve Suriye mesajı

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Rusya ziyaretinin ardından aralarında Kanal 7 Ankara Temsilcisi ve Haber7.com Yazarı Mehmet Acet”in de bulunduğu basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Putin arasındaki özel ilişkiyi vurgulayan Fidan, ziyaret kapsamında birçok kritik başlıkta önemli değerlendirmelerde bulundu.Rusya-Ukrayna savaşında kalıcı ateşkes umudu güçleniyor. ABD ile Suriye’de anlaşmadan çok “çalışma” vurgusu öne çıkıyor. Yeni büyükelçiden Ortadoğu’ya dair farklı sinyaller gelirken, Türkiye’de terörle mücadelede kritik bir psikolojik eşik aşıldı. Bakan Fidan çok önemli konulara değindi.MÜZAKERELERDE MUHATABIN ZİHNİNİ ANLAMANIN ÖNEMİFidan, diplomatik görüşmelerde muhatabın zihnini anlamanın kritik bir rol oynadığını belirtti. Tarafların hassasiyetlerini, olmazlarını ve ara bölgeleri doğru analiz etmenin, çözüm önerileri geliştirmede belirleyici olduğunu ifade etti. Rusya’da nihai karar merciinin Putin olması nedeniyle, onun konuyla ilgili nüanslarını anlamanın önemine dikkat çekti. Görüşmelerin samimi bir ortamda gerçekleşmesi ve tarafların pozisyonlarını açıkça tartışabilmesinin, barışa yönelik adımlar için değerli olduğunu vurguladı. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un, müzakerelerin Türkiye’de yapılmasına ilişkin olumlu görüşlerini basın toplantısında dile getirdiğini de ekledi.AKKUYU NÜKLEER SANTRALİ VE ENERJİ İHTİYACIAkkuyu Nükleer Santrali’nin finansmanı, yaptırımlar nedeniyle ortaya çıkan sorunlar ve çözüm modaliteleri görüşmede önemli bir yer tuttu. Fidan, Türkiye’nin sanayi ihracatçısı bir ülke olarak enerjiye olan ihtiyacını vurguladı. Daha fazla enerji üretiminin maliyetleri düşüreceğini ve sanayi ihracatında rekabet gücünü artıracağını belirtti. Akkuyu’nun 4.800 megavat (yaklaşık 5 gigawatt) kapasiteli bir nükleer santral olduğunu ve Rusya için de önemli bir proje olduğunu ifade etti. Putin’in, Rusya’nın yurt dışında devam eden 22 santral projesinden bahsettiğini ve Akkuyu’nun bu projeler arasında öne çıktığını aktardı. Finansman ve teknik modaliteler üzerinde çalışmaların devam ettiği belirtildi.RUSYA-UKRAYNA SAVAŞI VE MÜZAKERELERİN GİDİŞATIRusya’nın, referandumla ilhak ettiği bölgeleri müzakere konusu yapmaktan kaçındığı ifade edildi. Fidan, Rus tarafının bir sonraki aşamada ateşkes şartlarını hazırladığını ve bu şartların yakın zamanda Ukrayna’ya iletileceğini belirtti. Müzakerelerdeki bir sonraki görüşme tarihinin ihtiyaca bağlı olarak belirleneceğini ekledi. Türkiye’nin, Ukrayna tarafıyla görüşmelere devam edeceği ifade edildi.UZUN DÖNEMLİ ATEŞKES DAHA GERÇEKÇİTarafların pozisyonlarını karşılaştırdığında, uzun dönemli bir ateşkesin kalıcı bir anlaşmaya kıyasla daha gerçekçi göründüğünü belirten Fidan, Türkiye’nin bu süreçte bazı formüller sunduğunu ve taraflarla paylaştığını ifade etti. Tarafların adımlarını belirleyecek en önemli unsurlardan birinin dayanma kapasiteleri olduğunu vurguladı. Savaşın devam etmesi durumunda tarafların birbirlerini hedef almaya devam edeceği, ancak güven artırıcı önlemlerin insani faydalar sağladığı belirtildi. Türkiye’nin mekik diplomasisiyle barış çabalarına devam ettiği ve bu çabanın, Türkiye’ye duyulan saygının bir göstergesi olduğu ifade edildi.RUSYA’NIN SURİYE POLİTİKASITürkiye’nin 2017’den bu yana Rusya ile Astana sürecine bağlı kaldığını belirten Fidan, Esad rejiminin bu süreçte ekonomik ve siyasi reform yapmadığını eleştirdi. Esad rejiminin halkıyla bir araya gelmediğini ve ekonomik çözümler üretmediğini, bu durumun Rusya için bile bir yük haline geldiğini ifade etti. Rusya’nın Esad’ı desteklemek için sürekli kaynak ayırmak zorunda kaldığını ve Esad’ın düşüş sürecinde hızlı stratejik kararlar aldığını belirtti.SURİYE’DEKİ GELİŞMELEREsad’ın devrilmesiyle Suriye’de yeni bir dönemin başladığını belirten Fidan, bu sürecin uluslararası diplomasi ve yoğun mesai gerektirdiğini ifade etti. Avrupa Birliği, Arap Ligi ve İslam İşbirliği Teşkilatı gibi aktörlerin farklı beklentilerinin bir rotaya oturtulmasının gerektiğini vurguladı. Türkiye’nin Suriye’deki önceliklerinden birinin yeni yönetimin güçlü bir şekilde ayağa kalkması olduğunu belirten Fidan, terörle mücadelenin yeni yönetim için de önemli olduğunu söyledi. Petrol yatakları ve ekonomik toparlanmanın önemine dikkat çekti. Amerikan yaptırımlarıyla ilgili gelişmelerin olduğu, El Hol Kampı ve hapishaneler üzerine çalışmaların devam ettiği belirtildi. Dışişleri, Milli Savunma ve MİT’in, Irak, Suriye ve Ürdün’le koordineli bir şekilde sistematik çalışmalar yürüttüğü ifade edildi.SURİYE YÖNETİMİ İLE YPG ARASINDAKİ ANLAŞMASuriye yönetimi ile YPG arasındaki anlaşmanın takip edilmesi ve hayata geçirilmesi gerektiğini belirten Fidan, Türkiye’nin “Terörsüz Türkiye” projesinin bu sürece doğrudan ve dolaylı katkılar sağlayacağını ifade etti.AVRUPA GÜVENLİK MİMARİSİ VE RUSYA-UKRAYNA SAVAŞIFidan, Avrupa’nın, ABD’nin Trump döneminde Ukrayna-Rusya savaşından çekilebileceği endişesi taşıdığını belirtti. Avrupalıların, liderliği üstlenmek için adımlar attığını ve savunma sanayiinde kendi kendine yeterlilik için kararlar aldığını ifade etti. Almanya’nın anayasa değişikliğiyle 150 milyar Euro’luk düşük faizli kredi sağladığını ve AB’nin borçlanma tavanını kaldırdığını belirtti. Türkiye’nin, savunma sanayiinde teorik olarak diğer aday ülkelerle aynı haklara sahip olduğunu, ancak uygulamada bazı sorunlarla karşılaşıldığını ifade etti. Türkiye’nin, Avrupa’ya yaptırımlar konusunda “menfaat paylaşımında yanınızda görmek istemiyorsunuz, ama külfet paylaşımında görmek istiyorsunuz” eleştirisini yönelttiğini söyledi.KKTC VE TÜRK DEVLETLERİ TEŞKİLATIMacaristan’daki Türk Devletleri Teşkilatı toplantısının nihai bildirisinde, KKTC’nin haklarının korunmasına yönelik önemli adımlar atıldığı belirtildi. KKTC’nin Türk dünyasının ayrılmaz bir parçası olduğunun vurgulandığını ifade eden Fidan, Kıbrıs Türklerinin haklarına güçlü vurgular yapıldığını ve gençlik ile spor alanlarında KKTC’nin katılımına yönelik adımlar atıldığını söyledi. Avrupa Birliği’nin, KKTC’nin devlet statüsünü kabul etmek istemediğini, ancak adada bir realite olduğunu belirtti.ABD’NİN ORTADOĞU POLİTİKALARIFidan, ABD’nin Ortadoğu’ya yeni bir bakış açısı getirdiğini ve daha az masrafla bölgenin sakinlerine daha fazla sorumluluk yükleme politikası izlediğini ifade etti. Türkiye’nin, NATO üyesi olarak ABD ile iyi bir diyalog geliştirdiğini ve bu yaklaşımın uygulanabilir politikalara dönüştürülmesi için çalışıldığını belirtti.TÜRKİYE-ABD GÖRÜŞMELERİ VE SURİYESuriye’ye yönelik yaptırımların kaldırılması konusunda ABD ile anlaşıldığını belirten Fidan, İsrail’in müdahalesi, PKK, DEAŞ çocukları ve kimyasal silahlar gibi 6-7 alanda “anlaşmaya çalışma üzerinde anlaştıklarını” ifade etti. DEAŞ meselesinin ve Suriye-İsrail sınırında sorun çıkmamasının Türkiye için öncelikli olduğunu vurguladı. Trump’ın, Türkiye’ye saygı duyduğunu her fırsatta dile getirdiğini belirtti.ABD İLE KARŞILIKLI ZİYARETLERFidan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Washington’u veya Trump’ın Türkiye’yi ziyaret etmesi için bir takvim üzerinde çalıştıklarını belirtti. Lahey’deki NATO Zirvesi’nde liderlerin görüşebileceğini ve sık sık yapılan telefon görüşmelerinin verimli olduğunu ifade etti.TERÖRSÜZ TÜRKİYEFidan, terör örgütünün kâğıt üzerinde fesih deklarasyonu yaptığını, ancak pratikte de feshedilmesi gerektiğini belirtti. Bu sürecin nasıl işleyeceğini ve kontrol edileceğini ifade eden Fidan, psikolojik eşiğin aşılmasının ve kararın alınmasının önemli olduğunu vurguladı. Konuların olgunlaşması için çalışmaların devam ettiği ve kamuoyuyla paylaşılabilir hale geldiğinde bilgilendirme yapılacağı belirtildi.

Source: Özgür Bayrak


Güney Kore”de donanma uçağı düştü! Askerler aranıyor

Yonhap”ın haberine göre, askeri devriye uçağı, yerel saatle 13.50 sularında yere çakıldı. Olayın ardından bölge halkı, Pohang kentindeki dağlık alandan dumanların yükseldiği ihbarında bulundu.Pohang şehrinden bir yetkili Yonhap”a yaptığı açıklamada, “Kazaya uğrayanın bir deniz uçağı olduğunu doğruladık. Kazayı ve kayıpları araştırıyoruz.” dedi.Düşen askeri uçaktaki 4 kişinin akıbetine ve kazanın nedenine dair henüz bilgi paylaşılmadı.

Source: Haberler


Güney Kore”de uçak kazası paniği!

Donanmadan yapılan açıklamada, devriye uçağının güneydoğudaki Pohang kentindeki üssünden saat 13:43″te ayrıldığı, bilinmeyen bir nedenle yere düştüğü belirtildi.
Açıklamada, donanmanın uçakta bulunan dört kişinin durumunu ve uçağın neden düştüğünü belirlemek için çalıştığı belirtildi.

Kazayla ilgili ölü ya da yaralı bilgisi aktarılmadı.

Source: Hazar Gönüllü


İsrail basınına göre, ABD”nin önerisi Gazze”de 60 günlük geçici ateşkesi kapsıyor

İsrail”de yayın yapan Kanal 12″nin haberinde ABD”nin İsrail ile Hamas arasında sunduğu yeni ateşkes teklifinin ayrıntıları aktarıldı.

ABD”nin teklifinin, Gazze”de tutulan 9 İsrailli sağ esirin serbest bırakılması ile 18 cesedin teslimini kapsadığı ifade edildi..

İsrailli esirlerin bir hafta içinde iki grup halinde serbest bırakılmasının öngörüldüğü kaydedilirken buna karşı kaç Filistinli tutuklunun serbest bırakılacağına ilişkin ise bilgi verilmedi.

Teklifin, “Gazze”deki çatışmaların sona ermesi için müzakerelerin yapılacağı 60 günlük bir ateşkesi” içerdiği öne sürüldü.

Haberde, söz konusu teklifte “60 günün sonunda bir anlaşma yapılamaması durumunda İsrail”in saldırılarını sürdürme veya daha fazla İsrailli esirin serbest bırakılması karşılığında ateşkesi uzatma seçeneğinin” olacağı iddia edildi.

Teklife göre, insani yardım dağıtımının sorumluluğu Birleşmiş Milletlere geri verilecek ve İsrail ordusu genişlettiği son kara saldırılarıyla işgal ettiği bölgelerden çekilecek.

Hamas, dün yaptığı açıklamada, ABD Başkanı Donald Trump”ın Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff ile “kalıcı ateşkes ve İsrail ordusunun Gazze”den tamamen çekilmesi” gibi hususları, Gazze”de ateşkes için genel çerçeve üzerinde anlaştıklarını duyurmuştu.

Witkoff ile uzlaşılan anlaşmanın, Gazze”de tutulan 10 İsrailli sağ esir ile çok sayıda cesedin teslim edilmesi karşılığında, arabulucuların teminatıyla üzerinde anlaşmaya varılan sayıda Filistinli esirin serbest bırakılmasını kapsadığı kaydedilmişti.

Hamas”ın bu çerçeve anlaşmaya nihai bir yanıt beklediği belirtilmişti.

Witkoff da “yakın zamanda yeni anlaşma taslağını göndereceklerini” duyurmuş ve “Geçici bir ateşkes ve uzun vadeli bir çözüm sağlanması; bu çatışmanın barışçıl bir şekilde çözülmesi konusunda çok iyi hislerim var.” demişti.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


KKTC Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs adasının enerji ve güvenliğin merkezi olacağını vurguladı

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Avrasya Stratejik Araştırmalar Platformu ve Vakfı (ASAD & ASAV) Başkanı Murat Doğanay”ı makamında kabul etti. Görüşmede yalnızca diplomatik nezaket değil, enerji politikaları, stratejik geçiş koridorları ve Türk dünyası entegrasyonu gibi çok katmanlı konular ele alındı.Cumhurbaşkanlığı”ndan yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Ersin Tatar”ın Cumhurbaşkanlığı makamında gerçekleşen kabulü, yalnızca kurumsal bir nezaket ziyaretinin ötesinde; Doğu Akdeniz”in yeniden kodlanan jeopolitik denklemine, enerji lojistiğine dayalı stratejik koridorlara, dijital egemenlik inşasına ve Türk dünyasıyla entegrasyon vizyonuna dair çok boyutlu değerlendirmelere sahne olmuştur.Sayın Cumhurbaşkanı, görüşmede Türkiye-KKTC ilişkilerinin yalnızca kardeşlik ve tarihsel bağlarla değil; ortak altyapı üretimi, stratejik kapasite inşası ve ileri teknoloji transferi temelinde yeniden yorumlanması gerektiğini ifade etmiştir. Cumhurbaşkanı Tatar, özellikle KKTC”nin ileri düzey bir enerji, savunma ve veri güvenliği merkezi olarak konumlanmasının; Doğu Akdeniz”deki güç rekabetinde Türkiye”nin saha ve masa üzerindeki etki kapasitesini pekiştireceğine dikkat çekmiştir.ASAD & ASAV Başkanı Murat Doğanay ise, kurumlarının yürütmekte olduğu “Yeni Jeoekonomik Merkezler ve Türk Stratejik Hafızası” başlıklı çok katmanlı analiz kapsamında, KKTC”nin uluslararası hukukta devlet olarak değil fakat ekonomik alan olarak fiilen tanınabilirliğine dayalı stratejik modeller üzerinde çalıştıklarını Cumhurbaşkanı ile paylaşmıştır. Doğanay, KKTC”nin yalnızca sembolik bir ada devleti değil; Türk Devletleri Teşkilatı, Afrika ve Orta Doğu arasında gelişecek enerji ve veri geçiş koridorlarının öncü jeopolitik merkezi olma potansiyeline sahip olduğunu vurgulamıştır.Görüşme sırasında, enerji diplomasisi, dijital regülasyon mimarisi, siber güvenlik altyapısı ve serbest bölge yönetimi gibi konuların teknik düzeyde istişare edildiği; bu çerçevenin, Türkiye”nin geliştirdiği ileri teknoloji altyapılarıyla KKTC”nin stratejik sinerji oluşturma imkânlarını artırdığı görülmüştür.Her iki taraf da, KKTC”nin uluslararası meşruiyetini güçlendirecek çok taraflı yapısal açılımların, stratejik düşünce kuruluşlarıyla eşgüdüm içerisinde ve kontrollü bir zamanlama stratejisiyle ilerletilmesi gerektiği konusunda mutabakata varmıştır.Bu temas, sembolik diplomatik eşikten ötesine geçerek, Doğu Akdeniz”in teknik ve jeopolitik yeniden inşasında KKTC”nin aktif rol alabileceğine dair istikamet verici bir irade beyanı niteliği taşımaktadır.

Source: Abdurrahman Yazıcı


Kritik adres Lahey… Erdoğan-Trump görüşmesinde yeni gelişme

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Rusya”nın kapsamlı bir ateşkes planı hazırladığını ve yakında Ukrayna tarafına ileteceklerini açıkladı. Bakan Fidan, Moskova ziyareti sonrası 24TV Genel Yayın Yönetmeni Ömer Özkök”ün de aralarında olduğu gazetecilerin görüşmeler ve bölgesel konularla ilgili sorularını cevapladı.ZİYARETİN ÖNEMİ: “Putin”le görüşme çok sıcak bir ortamda geçti açıkçası. İstanbul müzakereleri sonrası Türkiye olarak birtakım görüşlerimiz vardı, kendisine onları aktardım. Bu tür görüşmelerde şu önemli; muhatabınızın zihnini anlamak… Sizde çok fazla veri var, onların zihnini anlayıp bu denklemi nasıl kuracaksınız, ne teklif edilirse iyi olur, buradan nereye gidilebilir, ortaya konulmamış başka ne çaba var? Ben o açıdan da çok faydalı buldum.”RUSYA-UKRAYNA MÜZAKERELERİ: “Müzakerelerdeki bir sonraki görüşme tarihi ihtiyaca bağlı olarak belirlenecek. Ruslar bir sonraki adım olarak ateşkes şartlarını hazırlıyor, bugün yarın karşı tarafa iletirler. Tarafların pozisyonuna bakılınca çözüm için uzun dönemli ateşkes daha gerçekçi gözüküyor. Kalıcı bir anlaşma için kapsamlı bir çaba gerekiyor, bizim bazı formüllerimiz var, bunları taraflarla paşlaşıyoruz. Biz bu mekik diplomasisine devam edeceğiz. Aynı hafta önce Rusya”ya sonra Ukrayna”ya gidebilen bir ülkeyiz. Ülkemize ve Sayın Cumhurbaşkanımıza gösterilen saygının çok önemli bir göstergesidir bu. Biz de bu imkânı bölgemize barış getirmek için kullanmaya çalışıyoruz.”SURİYE POLİTİKASI: “Bizim Suriye”de önceliklerimiz var. Birinci önceliğimiz Suriye”deki yeni yönetimin güçlü bir şekilde ayağını yere basması. Terörle mücadele zaten kendisi için de önemli, petrol yatakları burada. Suriye yönetimi ile YPG arasındaki anlaşmanın çeşitli yöntemlerle hayata geçirilmesinin sağlanması lazım. Ekonomi meselesi var şu anda çok şükür, o ayağa kalktı. El Hol Kampı ve hapishaneler üzerinde bir çalışma eşzamanlı devam ediyor. Dışişleri, Milli Savunma, MİT organize bir şekilde çalışıyoruz. Irak”la, Suriye ve Ürdün ile yürüttüğümüz çalışmalar var.”ABD VE ORTADOĞU: “Ortadoğu”ya yeni bir bakışın emarelerini görüyorum. Daha az masraf yapma ve daha fazla sorumluluğu bölgenin sakinlerine yükleme politikası… Avrupalıların şok olduğu nokta da bu; “hani biz 50-60 yıldır çok yakındık” diyorlar. Dolayısıyla buradaki ülkelere daha sorumlu, daha profesyonel davranacaklar. ABD ile Suriye”ye yönelik yaptırımların kaldırılması konusunda anlaştık. Orada konuştuğumuz 5-6 konu daha var; İsrail”in müdahalesi, PKK, DEAŞ aileleri… Bu alanların her biri üzerinde ortak çalışma yapmak için ABD ile anlaştık. “Bu konuları beraber konuşalım, ilerletelim, burada sıkıntı olmasın” noktasındalar. Bu iki tarafın da bir olgunluk içerisinde götürdüğü bir alan.”TRUMP İLE GÖRÜŞME: “Sayın Cumhurbaşkanımızın Washington”ı ziyareti olabilir, bir takvim üzerinde çalışıyoruz. Tabii Sayın Trump”ın Türkiye”yi ziyareti de söz konusu olabilir. Öncesinde Lahey”de NATO zirvesinde (24-26 Haziran) görüşebilirler.”KKTC VE TÜRK DEVLETLERİ TOPLULUĞU: “Macaristan toplantısının nihai bildirgesine baktığınız zaman orada KKTC”nin haklarının korunması bakımından önemli adımlar var. Türk devletleri, KKTC”nin yeri burasıdır, pozisyonları da budur cevabını orada verdi. KKTC”nin Türk dünyasının ayrılmaz bir parçası olduğu vurgulandı.”AKKUYU SANTRALİ: “Akkuyu”nun finansmanını farklı şekillerde nasıl halledebiliriz onu da konuştuk. Ortada yaptırımlardan kaynaklı bazı problemler var. Biz de sonuçta sanayi ihracatçısı bir ülkeyiz, bizim enerjiye ihtiyacımız var. Ne kadar çok enerji olursa o kadar ucuz olur, daha rekabet edebiliriz sanayi ihracatında. Dolayısıyla bu bizim için olmazsa olmaz. Akkuyu onlar için de önemli bir proje. Burada birtakım modaliteler var, üzerinde çalışacağız.”KİEV”DE İKİ GÜNLÜK DİPLOMASİ TRAFİĞİDışişleri Bakanı Fidan, Rusya lideri Putin”le görüştüğü Moskova ziyaretinin ardından bugün Kiev”e gidecek. Fidan, iki günlük ziyarette Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski ve üst düzey yetkililerle görüşecek. Görüşmelerde, ticaret, enerji, savunma ve güvenlik alanları başta olmak üzere ikili ilişkilerin geliştirilmesine yönelik adımlar ele alınacak. Ukrayna”nın yeniden inşasında Türkiye”nin rol üstlenmeye hazır olduğu da belirtilecek. Fidan, Kırım Tatarlarının Milli Lideri olan Ukrayna Milletvekili Mustafa Kırımoğlu ile de bir araya gelecek.2 HAZİRAN”DA İSTANBUL TEKLİFİRusya Dışişleri Bakanı Lavrov, Ukrayna”ya yeni tur müzakereleri 2 Haziran”da İstanbul”da gerçekleştirmeyi teklif ettiklerini açıkladı. Rusya”nın, çözüme ulaşılması için memorandum hazırladığına işaret eden Lavrov, “Medinskiy başkanlığındaki heyetimiz, bu memorandumu Ukrayna heyetine sunmaya ve önümüzdeki 2 Haziran Pazartesi günü İstanbul”da yeniden başlayan doğrudan müzakerelerin ikinci turunda gerekli açıklamaları yapmaya hazırdır” dedi. Lavrov, Türkiye”ye teşekkür etti.

Source: Www.star.com.tr


Erdoğan neden devam etmeli? Bahçeli”nin çağrısının gizli kodları

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan gazetecilere “Benim tekrar aday olmak gibi bir derdim yok” dedi.

“Sayın Cumhurbaşkanımızın ‘Benim tekrar aday olma derdim yok’ ifadesi, bizim nazarımızda adil ve hakkaniyetli bir hal beyanı değildir. Türkiye Cumhuriyeti’nin ve Türk milletinin, yeni yüzyılın yol haritasını çizen Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a çok ihtiyacı olduğu tartışmasız bir tarih ve hayat gerçeğidir.” dedi, Devlet Bahçeli…

Diyorlar ki, MHP’nin bilge lideri Devlet Bahçeli neden Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı’na bir dönem daha devam etmesini istiyor?

Bunun nedenlerini hiçbir duygusallığa sapmadan, somut ve nesnel verilerle Recep Tayyip Erdoğan Türkiye’si ve öncesini düşünerek hep beraber irdeleyelim…

Son yirmi yılda Türkiye, küresel jeopolitik ve ekonomik sistemde bir yükseliş hikâyesi yazmaktadır. Bu süreç, sadece nicelik ve büyüme rakamlarıyla değil; ekonomik dönüşüm, enerji bağımsızlığı, toplumsal yapının dönüşümü, uluslararası aktörlük kapasitesi ve özgün bir kalkınma paradigmasının inşası üzerinden okunmalıdır.

Türkiye’nin bu dinamik yükselişi, sürdürülebilirlik ve stratejik özerklik arayışıyla şekillenmekte ve “Türkiye Yüzyılı” vizyonu ile geleceğe güçlü bir tasarım sunmaktadır.

2000’li yılların başında, Türkiye ekonomisi hala geleneksel ve emek yoğun sektörlerin hâkimiyetindeydi. Ancak, 2002-2024 dönemi arasında uygulanan politikalar ve reformlarla, Türkiye’nin ihracatı 36 milyar dolardan 255 milyar dolara yükselmiş; aynı zamanda sanayi yatırımları önemli ölçüde artmıştır. Bu yükseliş, yalnızca miktar olarak büyümeden ziyade, teknoloji odaklı teşvik oranlarının %3’ten %39’a çıkarılmasıyla niteliğe evrilmiştir.

Bu veriler, Türkiye’nin artık düşük katma değerli üretimden yüksek teknoloji ve katma değerli sektörlere kaydığını göstermektedir. Özellikle savunma sanayii ve bilişim teknolojilerinde yakalanan atılım, ekonominin yapısal dönüşümüne işaret etmektedir.

TEKNOFEST gibi gençliği teknolojiye yönlendiren platformlar, bu dönüşümün hem toplumsal hem kurumsal ayağını güçlendirmektedir. İnsansız hava araçları (İHA/SİHA) üretimindeki bilgi birikimi, savunma sanayinden tarım ve enerjiye kadar geniş bir alana yayılmaktadır. Böylece Türkiye, bilgi ekonomisine dayalı sürdürülebilir büyümenin altyapısını hazırlamaktadır.

Bununla birlikte, ekonomik dönüşüm sadece üretim ve ihracatla sınırlı kalmayıp, yeşil ve dijital dönüşüm stratejileriyle taçlandırılmıştır. Avrupa Yeşil Mutabakatı ile uyumlu enerji verimliliği projeleri ve dijitalleşme hamleleri, Türkiye’yi 21. yüzyılın yeni ekonomik düzlemine uyumlu hale getirmektedir. E-Devlet uygulamalarının yaygınlaşması ve yapay zekâ destekli kamu hizmetleri, ekonomik büyümenin yanında kamu yönetiminde de etkinlik ve şeffaflığı artırmaktadır.

Enerji alanında Türkiye, 2000’lerin başında %72 düzeyinde olan enerji ithalat bağımlılığını, yerli kaynaklar ve mega projelerle %55 seviyesine çekmiştir. Gabar petrolü, yeni alanlarda yapılan aramalar, Karadeniz’de keşfedilen doğalgaz rezervleri, Akkuyu Nükleer Santrali ve yenilenebilir enerji yatırımları, enerji çeşitliliğinin ve arz güvenliğinin temel taşlarıdır. Bu dönüşüm, Türkiye’nin hem ekonomik hem de stratejik bağımsızlık kapasitesini artırmaktadır.

Enerji jeopolitiğinde Türkiye, TANAP, Türk Akım gibi kritik enerji koridorlarının kesişim noktasında yer alarak bölgesel enerji merkezi konumunu güçlendirmektedir. Enerji projeleri, yalnızca ekonomik unsurlar değil; dış politika ve bölgesel güvenlik bağlamında da Türkiye’nin etki alanını genişletmektedir. Bu stratejik enerji politikaları, Türkiye’nin çok taraflı ilişkiler kurmasına ve küresel krizlere müdahale kapasitesini artırmasına imkan sağlamaktadır.

Toplumsal dönüşümde ise Türkiye, eğitime erişimi artırarak kapsayıcı büyümeyi desteklemiştir. Kız çocuklarının ortaöğretim ve yükseköğretime katılım oranı %88’e yükselmiş; mesleki ve teknik eğitimle iş gücü piyasasına doğrudan katkı sağlanmıştır. Bu gelişme, Türkiye’nin demografik avantajını ekonomik büyüme dinamiğine dönüştürme iradesini göstermektedir.

Aileyi güçlendiren sosyal politikalar ve genç çiftlere yönelik destek mekanizmaları, toplumsal yapının dayanıklılığını artırmaktadır. Aynı zamanda kültürel sürekliliği sağlamaya yönelik medya politikaları, Türkiye’nin ulusal kimliğini ve değerlerini küresel ölçekte görünür kılmaktadır. Yerli dijital platformların yaygınlaşması ve kültürel ihracat dizileri, kültürel diplomasi alanında yeni ufuklar açmaktadır.

Türkiye’nin uluslararası alandaki yükselişi, yumuşak güç unsurlarını stratejik diplomasiyle bütünleştirerek gerçekleşmektedir. TİKA, AFAD, Kızılay gibi kurumların yürüttüğü insani yardım faaliyetleri; Afrika’dan Asya’ya geniş bir coğrafyada Türkiye’nin imajını güçlendirmektedir. Bu insani diplomasi, Türkiye’nin küresel aktörlük kapasitesini artırmakta ve bölgesel istikrar için arabuluculuk rolünü pekiştirmektedir. Yunus Emre Enstitüsü, YTB, Maarif Vakfı ile kültürel diplomasi atağına girilmiştir…

Savunma sanayii alanında sağlanan bağımsızlık ve ihracat artışı, Türkiye’nin küresel arenadaki askeri ve ekonomik etkisini yükseltmektedir. İHA/SİHA ihracatı 2010’daki 1,2 milyar dolardan 2024’te 6,5 milyar dolara ulaşmıştır. Bu başarı, sadece ekonomik bir kazanç değil; aynı zamanda dış politikanın çok boyutlu ve stratejik bir aracına dönüşmüştür.

Türkiye’nin BM, İİT, Türk Devletleri Teşkilatı gibi çok taraflı platformlardaki aktif rolü, kriz yönetimi ve küresel yönetişim süreçlerinde artan etkisini göstermektedir. Böylece Türkiye, bölgesel ve küresel barış süreçlerine doğrudan katkıda bulunabilen bir aktör haline gelmiştir.

Türkiye’nin yükselişi, devlet-toplum ilişkilerinde yeni bir dengeyi de beraberinde getirmiştir. Vesayetçi yapılar yerine seçilmiş iradenin ön planda olduğu yönetişim modeli, siyasal istikrarı sağlamış ve toplumsal taleplerle kurumsal yapılar arasında dinamik bir etkileşim yaratmıştır. Bu durum, kalkınmanın sürdürülebilirliği açısından kritik öneme sahiptir.

Türkiye bütün bu hamleleri kuşkusuz ki, çağın ötesine geçen bir ufukla, bakış açısı ile gerçekleştirmiştir. Bu gün, hükümeti taşa toprağa para harcıyor diye eleştirenler yolların, köprülerin, barajların, havaalanlarının, şehir hastanelerinin, devasa büyüklükteki millet parklarının, rekreasyon alanlarının önemini her geçen gün daha iyi idrak etmekte ama yine de hakkını teslimden uzak durmaktadırlar…

Kalkınmanın yerelleşmesi, bölgesel kalkınma ajansları ve dijital belediyecilik uygulamalarıyla desteklenmektedir. Akıllı şehir projeleri ve altyapı reformları, çevresel sürdürülebilirliği de içeren bütüncül bir kalkınma yaklaşımını mümkün kılmaktadır.

“Türkiye Yüzyılı” vizyonu, sadece ekonomik büyüme hedefi değil; kültürel, teknolojik ve diplomatik alanlarda da iddialı bir duruşun ifadesidir. Kapsayıcı büyüme, dijital egemenlik ve stratejik özerklik eksenlerinde şekillenen bu vizyon, Türkiye’nin 21. yüzyılda bölgesel ve küresel güç olma arayışının somut planıdır.

Türkiye’nin son yirmi yıldaki stratejik yükselişi, ekonomik, enerjik, toplumsal ve diplomatik alanlarda eş zamanlı ve entegre bir dönüşümün ürünüdür. Bu dönüşümün merkezinde, sürdürülebilirlik, yerli üretim, teknoloji odaklı kalkınma ve kapsayıcı toplumsal politikalar yer almaktadır. Türkiye, “Türkiye Yüzyılı” vizyonuyla geleceği şekillendirirken, sadece bölgesel değil küresel aktör olma iddiasını da pekiştirmektedir.

Büyük bir deprem afeti yaşadık. Şehirler yok oldu. Ama aradan geçen kısa zaman diliminde hepsi yeniden kuruldu. Yarım milyon ev ve işyeri, şehirlerin tüm alt yapısıyla birlikte hak sahiplerine büyük ölçüde teslim edildi…

Terörsüz Türkiye ve Terörsüz bölge vizyonu ortaya konuldu, yol alındı. Neticelendiğinde Türkiye yarım asırlık bir belayı defetmiş olacak ve bin yıllık kardeşliğini binlerce yıla daha taşıyacak…

Unutulmamalıdır ki, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve Devlet Bahçeli’nin 15 Temmuz kanlı darbe girişimine karşı birlikte verdikleri mücadele, akabinde kurulan Cumhur ittifakı ile ülkemizin aldığı mesafe ve bundan sonra yapılacaklar çok mühimdir. Dolayısıyla ülkenin ve milletin Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ihtiyacı devam etmektedir…

Devlet Bahçeli’nin de, aziz milletimizin de ‘devam’ arzusu ve hassasiyeti tam da tüm bu sebeplerledir…

Prof. Dr. Zakir AVŞAR / Haber7

Source: Zakir Av


Devrim yaratacak hamle: 12 adet F-4 Phantom savaş uçağı alınacak

Kennedy Uzay Merkezi merkezli araştırma, test ve artık uzay fırlatma faaliyetleri yürüten Starfighters International şirketi, onlarca yıldır özel olarak uçurduğu F-104 Starfighter jetlerinin ardından şimdi de bir düzine F-4 Phantom savaş uçağı edinme sürecine girdi. Anlaşma kapsamında, Soğuk Savaş döneminin ikonik üçüncü nesil savaş uçakları, şirketin küçük uydular için alçak Dünya yörüngesine (LEO) hızlı ve esnek erişim sağlamayı amaçlayan uzay fırlatma operasyonlarına hizmet edecek. Ayrıca bu operasyonlar kapsamında yörünge altı görevler de planlanıyor.Yaklaşık 30 yıl önce hava gösterileri düzenleyen bir firma olarak kurulan Starfighters International, zamanla araştırma ve geliştirme alanında destek sağlayan özgün bir şirkete dönüştü. Şirket, Mach 2 hızına çıkabilen antika F-104 Starfighter uçaklarından oluşan filosuyla birlikte 2007 yılında Kennedy Uzay Merkezi”ne taşındı. Bu sayede, dünyanın en ünlü ve en büyük pistlerinden biri olan Uzay Mekiği İniş Tesisi”ne erişim sağladı. Şirket şu anda, daha iddialı uzay hedeflerini desteklemek üzere Teksas”ın Midland kentinde 14 bin metrekarelik yeni bir tesis inşa ediyor.F-4 PHANTOM”LAR DEVREYE GİRİYORHer ne kadar Lockheed üretimi F-104 Starfighter jetleri stratosfere yüksek hızda çıkabiliyor olsa da, daha ağır ve büyük fırlatma araçlarını taşıma kapasitesine sahip değiller. Ancak bu görev için en azından teorik olarak F-4 Phantom jetleri uygun.Nisan 2025″te yapılan ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (SEC) dosyasında, büyük bir fon toplama sürecinden geçen şirket, Güney Kore envanterinden çıkarılan bir düzine F-4 Phantom II savaş uçağını satın alma sürecinde olduğunu belirtti. Ayrıca destek amaçlı bir DC-9 ve bir MD-80 tipi yolcu uçağının da değerlendirildiği kaydedildi.Dosyada yer alan açıklamada şu ifadelere yer verildi:”31 Ekim 2024 tarihinde, bağlı ortaklığımız Starfighters International, Florida merkezli sınırlı sorumlu şirket Aerovision LLC ile bir uçak alım anlaşması (Uçak Anlaşması) imzalamıştır. Bu anlaşma kapsamında Starfighters International, Aerovision”dan çeşitli ikinci el uçaklar ve yedek parçaları aşamalar halinde satın almayı kabul etmiştir. Her bir alım işlemi, taraflar arasında imzalanacak ayrı bir kesin anlaşma ve satış belgeleriyle tamamlanacaktır. Uçak Anlaşması ve buna bağlı kesin anlaşmalar, tarafların yazılı mutabakatıyla tek tek değiştirilebilir veya uzatılabilir.”Satın alınması planlanan hava araçları şunlardır:1- On iki adet F-4 Phantom II savaş uçağı2- ABD Federal Havacılık Dairesi (FAA) kayıtlı MD-83 tipi bir yolcu uçağı (Kuyruk numarası: N572AA)3- FAA kayıtlı bir DC-9 tipi yolcu uçağı (Kuyruk numarası: N932NA)Söz konusu hava araçları, “olduğu gibi, bulunduğu yerde” ilkesiyle, herhangi bir açık veya zımni garanti olmaksızın satılmaktadır. On iki adet F-4 Phantom II uçağı, kısa süre önce Güney Kore Hava Kuvvetleri tarafından hizmetten çıkarılmış olup, ABD”ye ithal edilmelerinin ardından FAA”ye kaydettirilmeleri gerekmektedir.

Source: Www.star.com.tr


İsrail basını teklifin ayrıntılarını yazdı! ABD”den yeni ateşkes hamlesi

ABD”nin İsrail ile Hamas arasında önerdiği yeni ateşkes anlaşması teklifinin 60 günlük geçici ateşkesi içerdiği belirtildi.İsrail”de yayın yapan Kanal 12″nin haberinde ABD”nin İsrail ile Hamas arasında sunduğu yeni ateşkes teklifinin ayrıntıları aktarıldı.ABD”nin teklifinin, Gazze”de tutulan 9 İsrailli sağ esirin serbest bırakılması ile 18 cesedin teslimini kapsadığı ifade edildi..İsrailli esirlerin bir hafta içinde iki grup halinde serbest bırakılmasının öngörüldüğü kaydedilirken buna karşı kaç Filistinli tutuklunun serbest bırakılacağına ilişkin ise bilgi verilmedi.Teklifin, “Gazze”deki çatışmaların sona ermesi için müzakerelerin yapılacağı 60 günlük bir ateşkesi” içerdiği öne sürüldü.Haberde, söz konusu teklifte “60 günün sonunda bir anlaşma yapılamaması durumunda İsrail”in saldırılarını sürdürme veya daha fazla İsrailli esirin serbest bırakılması karşılığında ateşkesi uzatma seçeneğinin” olacağı iddia edildi.Teklife göre, insani yardım dağıtımının sorumluluğu Birleşmiş Milletlere geri verilecek ve İsrail ordusu genişlettiği son kara saldırılarıyla işgal ettiği bölgelerden çekilecek.Hamas, dün yaptığı açıklamada, ABD Başkanı Donald Trump”ın Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff ile “kalıcı ateşkes ve İsrail ordusunun Gazze”den tamamen çekilmesi” gibi hususları, Gazze”de ateşkes için genel çerçeve üzerinde anlaştıklarını duyurmuştu.Witkoff ile uzlaşılan anlaşmanın, Gazze”de tutulan 10 İsrailli sağ esir ile çok sayıda cesedin teslim edilmesi karşılığında, arabulucuların teminatıyla üzerinde anlaşmaya varılan sayıda Filistinli esirin serbest bırakılmasını kapsadığı kaydedilmişti.Hamas”ın bu çerçeve anlaşmaya nihai bir yanıt beklediği belirtilmişti.Witkoff da “yakın zamanda yeni anlaşma taslağını göndereceklerini” duyurmuş ve “Geçici bir ateşkes ve uzun vadeli bir çözüm sağlanması; bu çatışmanın barışçıl bir şekilde çözülmesi konusunda çok iyi hislerim var.” demişti.

Source: Www.star.com.tr