Emeğin mirası: Fabrika Bergama
İzmir’in Bergama ilçesinde yer alan tarihi Sümerbank Bergama Tekstil Fabrikası, “Fabrika Bergama” adlı kültürel dönüşüm projesiyle yeniden kamusal yaşama kazandırılıyor. 20. yüzyılın ikinci yarısında Türkiye’nin sanayileşme hamlelerinden biri olarak kurulan bu devasa yapı, şimdi sanat, mimarlık ve kolektif bellek ekseninde yeniden şekilleniyor. 1950’li yıllarda Türkiye’nin sanayileşme politikaları doğrultusunda kurulan fabrika sadece bir üretim alanı değil, aynı zamanda bir yaşam alanıydı. Fabrika Bergama projesinin merkezinde ise bu mekâna emek vermiş insanların hikâyeleri var. Proje kapsamında yürütülen sözlü tarih çalışmaları, onlarca yıl fabrikada çalışan işçilerin, teknisyenlerin, doktorların ve memurların tanıklıklarını kayıt altına alıyor. Bu tanıklıklar, yalnızca bireysel geçmişleri değil, aynı zamanda kolektif bir kültürel mirası da görünür kılıyor. KAMUSAL KATILIM VE DAYANIŞMA RUHU Bergama halkının belleğinde önemli bir yere sahip olan fabrika, şimdi yeniden bir toplumsal buluşma alanı olma yolunda ilerliyor. Fabrika Bergama aynı zamanda çeşitli atölyeler, paneller, mimari çalıştaylar ve kültürel etkinliklerle hem akademik hem sanatsal bir üretim alanı olarak konumlanıyor. Bu yönüyle Türkiye’de endüstri mirasına dair örnek bir dönüşüm projesi olma özelliğini taşıyor. Günümüzde halen Dokuz Eylül Üniversitesi Bergama Meslek Yüksekokulu olarak kullanılıyor.
Source: Ece İçmez
En başta kızlar okumalı
Ekim ayında Mersin’deki İleri Ortaokulu Müdürü Hüseyin Aygül , 62 öğretmenin kararıyla, 1090 öğrencili okulda kız-erkek öğrencilerin yan yana oturmasını yasaklamaya kalkıyor. Bunu gerçekleştirmekle yetinmiyor, karara karşı çıkan velilere, öğretmenlere ve öğrenciler arasından karşı çıkanlara da bunun, “Müdür beyin talimatı” olduğunu söylemelerini tembih ediyor. Ne acıdır ki böyle bir kararı aldıran müdürün, çağımızın okullarında böyle bir kararın alınamayacağından haberi de yok. O bilince erseydi, günümüz insanının cinsiyetiyle değil, düşünsel düzeyiyle değelendirildiğini bilirdi. Uzağa gitmeyelim, Atatürk ’ün şu açıklamalarına şöyle bir göz atmış olsaydı böyle bir uygulamaya kalkmazdı: “Öğretmenden, eğitimciden yoksun bir millet, henüz bir millet adını alma yeteneğini kazanamamıştır. Öğretmenler; yeni nesli, Cumhuriyetin özverili öğretmen ve eğitimcilerini, sizler yetiştireceksiniz ve yeni nesil, sizin eseriniz olacaktır.” (16 Nis 2024) TOPLUMSAL GELİŞİM Toplumsal düzen, tarih boyunca erkeğe göre biçimlenmiş, kadının emeğinden ancak ev içlerinde, kırda bayırda yararlanılmıştır. Kadının insan olduğu, geleceğe yönelik Aydınlanma çağında anlaşılmıştır. Kadının adı, Aydınlanma bilincinin ardından sonra düşünce kitaplarında, sanatsal yaratıcılıkta anılmıştır. Gene de o yenilik atılımları döneminde bile yönetimde bulunan düşünme yoksunu kafalar, yalnız kadınların değil, erkeklerin de özgürce düşünmeye yönelik atılımlarını önlemeye kalkmıştır. Hemen her çağda yakınlar her olanaktan yararlanırken, son yıllarda bizde belirgin biçimde görüldüğü gibi belli bir kesim, en doğal haklarını kullanamıyor. Bu darlıklar kadın-erkek dayanışmasını sarstığından, aile içi cinayetlerde her yıl büyük artış görülüyor. İMAMOĞLU GERÇEĞİ İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu , ekonomisi tıkanmış bir toplumda, hiç değilse öğrencileri uygulamada rahata erdirecek girişimlerde bulunuyordu. Örneğin, çocuğun gelişiminde sütün kaçınılmaz olduğu inancıyla, olanaksız ailelerin çocuklarına 39 milyon litre sütü ücretsiz içirmiştir. İBB tarihinde ilk kez güvenli, kaliteli ve iyi hizmet veren 14 öğrenci yurdu açarak gençlerin barınma krizlerine uğramasını önlemiştir. Daha da önemlisi, İBB’nin başlattığı “Kızlar Okusun Diye” projesiyle kız çocuklarının okula devamını sağlamış, böylece projenin ilk ayında okula gidemeyen 15 kıza okuma olanağı yaratmıştır. Onunla kalmamış, çocuğa daha rahat öğrenebileceği ortamlar kurmuştur. SAVUNMA HAKKI Eğitimde bu başarıları gerçekleştiren İmamoğlu iki buçuk ay önce sabahın erken saatinde kendini hapishanede buldu! O günden bu yana, gazeteler İmamoğlu’nun sağlam bir nedene dayandırılmadan hapse atıldığını yazıyor. Hapis nedenini birtakım kişilerin ileri sürdüğü uydurma nedenler ile açıklayanlar da var. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, aralarında yaşlı başlı yetişkinlerin, bilim insanlarının, sanatçıların, özellikle gençlerin oylarıyla CHP’nin cumhurbaşkanı adayı gösterdiğini de unutmayalım… Başta Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri olmak üzere, Cumhuriyetin savcıları, yargıçlar, çağdaş eğitimin toplumda kök salmasını gerçekleştiren bilim insanları, yaratıcı varlıklarıyla sanatçılar, öğretmenler, kızıyla erkeğiyle geleceğin umudu gençler… Kendilerini CHP’nin cumhurbaşkanlığına aday gösterdiği Ekrem İmamoğlu’nun haklarını savunmakta sorumlu saymalıdır.
Source: Adnan Binyazar
Siyasi hüsranlar listesi
Seçimsiz bir belediyeyi ele geçirmenin demokraside yeri var mı? Öyle görünüyor ki “demokrasi tramvayından” inildi. Siyaset sosyolojisindeki değişimin ilk sinyalleri geliyor. Muhafazakâr kitleler CHP’ye dümen kırarsa hiç şaşırmamak gerek. Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek ’in yaşamını yitirmesine herkes üzüldü. Manisa ve CHP açısından büyük bir kayıp olduğu ortada. Çünkü cenazesinde CHP’lilerle muhafazakârları birleştirebildiğini tüm Türkiye’ye gösterdi. Oysa AKP artık olumsuzlukları gizleyemiyor. Her ile bir üniversite uygulamasına gidilince en çok inşaatçılar sevinmişti. Binalar yükseldi ama üniversiteler yok hükmünde. Anadolu kentlerindeki üniversiteleri tercih eden yok. Kayıt yaptıranlar da okula uğramıyor. Önemli bir kentteki üniversitede 50-60 kişilik mevcudun 10’u derslere giriyor. Bir vakıf üniversitesinin bir bölümüne 50 kişi başlıyor. Üçüncü sınıfa gelince mevcut yarıya düşüyor. Eğitim anlamsızlaşmış durumda. Sağlıkta kalite sorunu yaşanmaya başladı. Doktora ulaşma konusunda sorunlar çözülemiyor, insanlar ölmekten daha çok hastaneye düşmekten korkuyor. Şimşek , “Enflasyon 2026’da küçük küçük artacak” diyor. Siz bunu “Kimseye rahatlatıcı bir zam yapmayacağız, yine huzur yok” şeklinde anlayabilirsiniz. Dönelim siyasete… AKP erimeyi durdurmak amacıyla rakibini yok etme politikasını benimsemişti. İBB operasyonlarında “elde var sıfır” noktasına gelindi. Çünkü tutuklanan insanlara psikolojik işkenceler başladı. Çünkü barut bitti. Birilerinin canından bezip, yaşamdan bıkıp İmamoğlu ’na iftira atması için her şey yapılıyor. Gelinen nokta hüsrandır. PKK lideri Öcalan ile başlatılan görüşmelerde gelinen nokta da beklenildiği gibi değil. Haziranın ortasına geldik silahını bırakan militan var mı bilen yok. DEM Parti’den yapılan açıklamalar, işlerin yolunda olmadığının ipuçlarını veriyor. Bu konu özellikle MHP’yi tabanda yıpratıyor. Bu ahval ve şerait içinde Erdoğan ’ın Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan ’ı Saray’a davet etmesi çok ama çok anlamlı. Olmadı, olmuyor… Yeni umutlar yaratmalı, yeni girişimlerde bulunulmalı… Ancak sağ siyasette Erdoğan’ı en çok zorlayacak olan parti SP ve lideri Arıkan olur. Bunca şeyden sonra Saadet Partisi’ne dümen kırmak… Çok zor olacağını en iyi Erdoğan’ın bileceği söyleniyor. Peki, CHP kurultayına ilişkin davalar? Şundan herkes emin olsun, çıkacak sonuçtan hiçbir CHP’li mutlu olmayacak. Siyasi aymazlığa gerek yok. Hedef, CHP’nin ufalanması ve Cumhur iktidarının sürmesi. Amaaa… Tüm finans çevreleri, bu davalara kilitlenmiş durumda. Bir ekonomik krizi daha tetiklemesinden korkuluyor. Öyle görünüyor ki Türkiye, iktidarın yarattığı korku tünelinde bir süre daha yürüyecek.
Source: Sertaç Eş
Memurların gözü temmuz zammında: Öğretmen, polis, doktor ne kadar maaş alacak?
Memur ve memur emeklileri, toplu sözleşme gereği Temmuz ayında yüzde 5’lik bir zam alacak. Buna enflasyon farkı da eklenecek. Ocak, Şubat, Mart, Nisan ve Mayıs aylarındaki toplam enflasyon oranı yüzde 15,01 olarak gerçekleşti.
Bu veriler ışığında memur maaşlarının Temmuz”da yaklaşık yüzde 14 oranında artması bekleniyor.
MAAŞLAR KIDEME, DERECEYE VE GÖREVE GÖRE DEĞİŞİYOR
Memurların aldığı maaş, görevdeki yılı, unvanı, derecesi, öğrenim düzeyi ve çalıştığı bölge gibi kriterlere göre farklılık gösteriyor.
Örneğin 1/4 derecesindeki bir öğretmen şu an 52 bin 906 TL maaş alırken, 8/1 derecedeki bir polis memurunun maaşı 58 bin 910 TL düzeyinde. Bu maaşlar Temmuz zammıyla birlikte artacak.
MESLEK MESLEK TAHMİNİ ZAMLI MEMUR MAAŞLARI
Beş aylık enflasyon verisine göre yüzde 14’lük artış dikkate alındığında, bazı unvanlar için tahmini zamlı maaşlar şu şekilde olacak:
Avukat (1/4 derece): Ocak ayında 63.609 TL maaş alıyordu. Yüzde 14’lük artışla maaşı 72.514 TL’ye çıkacak.
Profesör (1/4 derece): 96.346 TL olan maaş, 13.488 TL zamla 109.834 TL’ye ulaşacak.
Hemşire (5/1 derece): 53.437 TL olan maaş, 7.481 TL artışla 60.918 TL’ye yükselecek.
Mühendis (1/4 derece): 67.633 TL maaş alan mühendis, zamla birlikte 77.136 TL’ye ulaşacak.
Öğretmen (1/4 derece): Mevcut maaşı 52.906 TL olan öğretmenin maaşı, 60.313 TL’ye yükselecek.
Üniversite Mezunu Memur (9/1 derece): 45.527 TL olan maaş, 51.901 TL seviyesine çıkacak.
ZAM ORANLARI NE ZAMAN NETLEŞECEK?
Temmuz maaş zammının kesin oranı, haziran enflasyonunun açıklanmasıyla belli olacak. Bu nedenle gözler 2025 Temmuz ayının başında açıklanacak TÜİK verilerine çevrilmiş durumda.
MAAŞ HESAPLAMALARINDA NELERE DİKKAT EDİLMELİ?
Maaş hesaplamaları yapılırken sadece zam oranı değil, memurun derecesi, kıdem yılı, görev yeri, medeni durumu ve çocuk sayısı gibi birçok etken de dikkate alınmalı.
Ortalama bir hesaplama yapmak isteyen memurlar, mevcut maaşlarının yüzde 14’ünü ekleyerek yaklaşık zamlı maaşlarını tahmini olarak görebilir.
Source: Derleyen: Merve Kapan