“Toplumsal Etkinlikler – Eğitimden Sağlığa, Yerel Gelişmelere”

Karlıbel Vakfı”ndan geleceğin doktorlarına destek: 75 öğrenciye karşılıksız burs

28 yıldır eğitime verdiği destekle öne çıkan Karlıbel Vakfı, her ay 75 tıp fakültesi öğrencisine karşılıksız burs sağlayarak gençlerin eğitimine katkı sunuyor. Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından “7 Vakıf İnsan”dan biri seçilen vakfın kurucusu iş insanı Ergin Karlıbel, bugüne dek 300’ün üzerinde genç doktoru Türkiye’ye kazandırmanın gururunu yaşadıklarını söyledi. Cumhuriyet’e konuşan Karlıbel, “Genç doktorların insanlığa hizmet yolundaki kararlılığı bize her zaman umut veriyor. Bu yolda onlarla yürümekten onur duyuyoruz. Bu yıl da 75 tıp öğrencimize mezun olana dek kesintisiz burs desteğini sürdürdük. Yolları açık, Atatürk ilkeleri rehberleri olsun” dedi. Merkezi Ordu’daki vakıf, yalnızca burs desteğiyle değil başarılı eğitim, sosyal ve kültürel projelere de imza atıyor.

Source: Cemil Ciğerim


7 ölüm, çok sayıda vaka… KKKA alarm veriyor! ABB’den kene uyarısı

Türkiye”de son 5 ayda kene ısırması sonucu bulaşan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) nedeniyle 7 kişi hayatını kaybetti. Vaka sayılarının özellikle İç Anadolu”da artış göstermesiyle birlikte Ankara Büyükşehir Belediyesi, kent sakinlerini uyardı.Belediyenin sosyal medya hesaplarından yapılan açıklamada, sıcaklıkların yükselmesiyle birlikte Ankara genelinde kene popülasyonunda ciddi artış gözlemlendiği belirtildi. Bu durumun halk sağlığını tehdit eden KKKA gibi hastalıkların yayılma riskini artırdığı ifade edildi.Açıklamada, özellikle park, bahçe ve mesire alanlarına gidecek vatandaşların dikkatli olmaları gerektiği vurgulandı. Belediye şu uyarılarda bulundu:“Hafta sonu park, bahçe, mesire alanı gibi yeşil alanlara gidecek vatandaşlarımızın dikkatli olması, açık renkli ve uzun giysiler tercih etmesi, dönüşte kene kontrolü yapması önemle tavsiye olunur.”Uzmanlar, kene ısırmasına karşı hızlı müdahalenin hayati önem taşıdığına dikkat çekerken, herhangi bir şüpheli durumda en yakın sağlık kuruluşuna başvurulması gerektiğini hatırlatıyor.

Source: Dünya Gazetesi


Dikkatini çekmek için en iyi yöntem

Viyana Veterinerlik Üniversitesi’nden araştırmacılar bize bu konuda önemli tüyolar veriyor.Proceedings of the Royal Society dergisinde yayımlanan yeni bir çalışma, köpeğinizin dikkatini çekmenin ve odaklarını yönlendirmenin en başarılı yolunu şöyle aktarıyor: İstenen nesneye işaret edin ve doğrudan köpeğinize bakın.Christoph J. Völter liderliğindeki araştırma ekibi, ödül bulma deneyi sırasında gözlerinin nereye yöneldiğini kaydetmek için toplam 20 köpeği kameralarla donatmış. 8 melez köpek, 4 terrier, 2 Avustralya çoban köpeği, 2 kaniş, 1 collie, 1 retriever, 1 Alman çoban köpeği, 1 de Rodezya sırtlan köpeği varmış.Yöntem şu: Bir kişi, iki kaptan birine bir ödül saklayacak ve ardından köpeğe ödülün hangi kapta olduğunu işaret etmek için farklı ipuçları kullanacak. İpuçları arasında işaret etme, kaba bakma, ona doğru bir top atıyormuş gibi yapma ve işaret etmeyi bakmayla birleştirme yer alıyor.Sonuçlar oldukça ilginç: Kişi hem doğru kâseye işaret ettiğinde hem de baktığında, köpekler ödülü bulmada önemli ölçüde daha başarılı olmuş.ELİNİZLE İŞARET EDİP ONA BAKINAraştırmacılar, köpeklerin bakışlarının genellikle kişinin yüzünden eline ve ardından doğrudan ödülün bulunduğu kâseye kaydığını belirtiyor. Bu net akış, birleşik ipuçlarının köpeklerin dikkatini etkili bir şekilde amaçlanan hedefe yönlendirdiğini gösteriyor.Sadece işaret etmek bile köpekleri ele doğru bakmaya yöneltmiş ama bakışlarını belirli kâseye yönlendirmede o kadar etkili olamamış. Benzer şekilde, sahte top atışı, köpeklerin genellikle o yöne bakmasını sağlasa da ödül içeren kâseye odaklanmış bir bakışa yol açmamış. Bunun yerine, pes edip kişiye geri dönmeden önce hızla görünmez topu aramışlar.Yani köpeğimize gitmesi gereken yönü işaret edip bir de ona doğru bakarsak bu onları yönlendirmede bizi başarıya ulaştırıyor.Bu da daha net iletişimin, daha etkili eğitimin ve daha güçlü bir bağın anahtarı olabilir. JAPON ROMANLARINDA NEDEN ÇOK KEDİ VAR Bu sorunun cevabını Japon dergisi Metropolitan aramış.Japon hikâye anlatımında benzersiz ve güçlü bir yere sahip olan kedilere, Japon romanlarının pek çoğunda denk gelmek mümkün. Haruki Murakami’nin ya da Hiro Arikawa’nın hangi kitabını karıştırsanız bir kediyle karşılaşırsınızDergiye göre bunun en önemli sebeplerinden biri Japonya’nın kedilerle olan köklü kültürel bağı. Yazıdan aktarayım: “Japon kültürel anlatımı doğaüstü kedilerin hikâyeleriyle doludur. Ülkenin dört bir yanındaki vitrinlerde görülen çağıran kedi maneki-neko, şans ve refahın sembolüdür. Kediler bağımsızlıkları ve gizemli auralarıyla saygı görürler ki bu özellikleri romanlara çok uygundur. Bunun da ötesinde, Japon kurgusunda kediler genellikle hafıza, kayıp ve rahatlık sembolüdür. Takashi Hiraide’nin Misafir Kedi’sinde kahraman, değişim ve belirsizlik döneminde teselliyi ziyarete gelen bir kedide bulur. Bu kitaplar, Japonların “mono no aware” kavramına, yani “yaşamın geçici doğasına karşı duyarlılığa” dayanıyor.”Biz de kedileri çok seviyoruz, edebiyatımızda da bu izi görmek mümkün. Umarım bu izler artar.OKUR FOTOSU ÇEVİK MELEK Okurumuz Banu Çakır, kedisi Melek’in fotoğrafını şu notla iletmiş: “Melek bir haftalıkken yağmurda sokakta bulduğum bir kedi. Sayısız oyuncağı varken, çoğu zaman bir üzüm ya da fındık ile oynamayı tercih ediyor, boyunun üç katı atlayarak topu tutabiliyor. Hayvan sevgisini yaymaya devam edin lütfen. Teşekkürler.” Melek’in güzelliği karşısında büyülendiğimi söyleyeyim en başta. Sonra da okurumuza teşekkür edeyim övgüsü için. Okurumuza ve Melek’e tüm sevdikleriyle upuzun sağlıklı bir ömür dilerken sizden de kedinizin, köpeğinizin fotoğrafını bekliyorum.NOT: Kediniz ya da köpeğinizin fotoğrafını #dünyagüzeli etiketiyle ve Hürriyet’ten bahsederek sosyal medyada paylaşın ya da sdemirel@hurriyet.com.tr adresine mail atın, seçip paylaşalım…

Source: Serhat Demi̇rel


Adalı’dan küçük kartallara jest

Başkan Serdal Adalı, “Bir Forma Benden Sana Kardeşim” etkinliği için Tüpraş Stadı”nda İstanbul”un farklı okullarından gelen yaklaşık 250 çocuklarla bir araya geldi. Stadyum ve müze turlarının ardından sahaya çıkarılan çocuklar, burada fotoğraf çektirdikten sonra Adalı”dan imza almak ve fotoğraf çektirmek için birbirleriyle yarıştı. Beşiktaş formaları İstanbul”un farklı okullarından gelen yaklaşık 250 çocuğa hediye edildi.

Source: Fotomaç


Ölümcül kenenin celladı! Binlercesi doğaya salındı

Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nden bir açıklama yapılarak kene vakalarına karşı biyolojik mücadele yöntemleri kapsamında doğaya keklik salma faaliyetlerine devam edildiği kaydedildi.

Yapılan açıklamada şu metne yer verildi:

“Ülkemizde havaların ısınmasıyla birlikte kene vakalarında artış yaşandığı görülmektedir. Bu vakalara yönelik devletimizin ilgili kurum ve kuruluşları görev ve sorumlulukları çerçevesinde çalışmalarını etkin bir şekilde sürdürmektedir. Bu kurumlardan biri olarak Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü de kene vakalarına karşı biyolojik mücadele yöntemleri kapsamında doğaya keklik salma faaliyetlerine devam etmektedir.

“12 HAFTALIĞA KADAR BÖCEKLERLE BESLENİYOR”

Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, doğaya salınan keklik ve sülünlerin, doğal dengeyi koruyarak kene popülasyonunun azaltılmasına katkı sağladığı değerlendirmesi doğrultusunda, bu türlerin üretimi ve doğaya salımı çalışmalarını kararlılıkla sürdürmektedir. Söz konusu kanatlılar, özellikle kene larva ve nimflerini bulup yiyebilmesi sebebiyle kırsal ve yarı doğal alanlara salınarak, kenelerin yoğun olduğu bölgelerde doğal temizlik sağlamaktadır. Özellikle keklikler 12 haftalığa kadar böcekgillerle (kene vb.) beslenirken, 3 aylıktan sonra beslenmeleri yoğunlukla tohumlarla devam eder.

“10 YILDA 1 MİLYON KEKLİK VE SÜLÜN DOĞAYA SALINDI”

Genel Müdürlüğümüz tarafından 2014-2024 yılları arasında 745 bin 692″si keklik ve 237 bin 200″ü sülün olmak üzere toplam 982 bin 892 adet kanatlı yaban hayvanı üretilerek doğal ortamlarına salınmıştır. 2025 yılı sonuna kadar ise 36 bin 250″si keklik 9 bini sülün olmak üzere toplam 45 bin 250 adet kanatlı yaban hayvanının üretilerek doğaya salınması hedeflenmektedir. Keklik ve sülünlerin avlanmasının önüne geçilmesi maksadıyla salım yapılan alanlar Genel Müdürlüğümüz tarafından 3 yıl süreyle ava kapatılmaktadır.

YASA DIŞI AVLANMAYA PARA CEZASI

Ayrıca doğada popülasyonu desteklerken bir yandan da kene gibi zararlılarla mücadeleye katkı sağlayan kekliklerin yasa dışı avlanması durumunda idari para cezaları düzenlenmektedir. Genel Müdürlüğümüzce avlanma miktarları dışında avlanmaktan 4 bin 736 TL, avcılık belgesi olmadan avlanmaktan ise 7 bin 147 TL idari yaptırım uygulanmaktadır.

Yine yasa dışı keklik avlanması durumunda yasak avlanma ile yaban hayatında ve ekosistemde meydana gelen tahribat ve eksilme nedeniyle tazminat bedeli de uygulanmaktadır. Söz konusu tazminat bedeli Merkez Av Komisyonu kararı kapsamında günümüz itibarıyla her bir kınalı keklik için 4 bin TL ve canlı mühre olarak kullanılan keklikler için ise 15 bin TL olarak belirlenmiştir.

Genel Müdürlüğümüz gerek keklik üreterek doğaya salınması gerekse de salım yapılan alanların ava kapatılması faaliyetleriyle kene ile biyolojik mücadele kapsamında görevini sürdürmektedir.”

Source: Mesut Şahin


Hasat başladı! Antibiyotik yapımında kullanılıyor, Rusya, İspanya ve Almanya”ya gönderilecek

Nüfusunun yüzde 80″inin tarım ve hayvancılıktan geçimini sağladığı Aksaray, tarım ve hayvancılık üretimindeki birçok kalemde ülke genelinde sıralamada ilk 10 içerisinde yer alırken, sarımsak üretiminde de oldukça başarılı olan tarım kentinde ilk ve tek olarak üretilen organik sarımsakların hasadı başladı. İlk olarak Rusya”ya gönderilen ve ülkede antibiyotik ilaç üretim fabrikalarında kullanılan sarımsağa bu yıl da ilgi artarak devam ediyor.Rusya”nın ardından Almanya ve İspanya da sarımsak talebinde bulunurken, bu yıl 200 ton rekolte beklenen sarımsaklar yurtdışı için hazırlanıyor. Tarım ve Orman Bakanlığı organik tarım sertifikalı sarımsaklar içerisindeki selenyum ile germanyum oranı yüksek olması ve etkili aroması nedeniyle ile tercih ediliyor.

“AİLEME ÜRETİM DESTEĞİ İÇİN İNGİLTERE”DEN AKSARAY”A GELDİM”

İngiltere”de lise ve üniversite okuyup ailesine sarımsak üretiminde destek olmak için memleketi Aksaray”a gelen Uğur Öngün (34), babası Aydın Öngün”e (67) ait üretim alanında sarımsaklar için iç ve dış pazar desteği sağlıyor. Üretimi de çeşitli ekipmanlarla artıran Uğur Öngün, “Ailem sarımsak üretimi yapıyordu. Ben İngiltere”de lise, üniversite, yüksek lisansımı bitirdim. Aileme nasıl katkıda bulunabilirim diye aileme sarımsak üretiminde destek olmak için ülkeye geldim. Türkiye”de sarımsak satışında büyük sıkıntılar vardı. Bu sıkıntıları nasıl aşabiliriz diye dış pazar çalışmaları yaptım. İlk olarak 2017 yılında Rusya”ya sarımsak ihracatı yaptık. Sonraki yıllarda da ihracatın devamı geldi ve bizden daha fazla ürün istediler. Buna dayalı biz bu ata tohumumuzu daha çok üretim alanını geliştirerek bu yıl 150-200 ton arasında bir rekolte alıyoruz” diye konuştu.

“ATA TOHUMUMUZ İLE TÜRKİYE”NİN İLK VE TEK ORGANİK SARIMSAĞI”

Rusya”nın sarımsakları antibiyotik ilaç sanayiinde kullandığını belirten Uğur Öngün, “Sarımsak Türkiye”de ilk organik tarım olarak 2016 yılında başlattık. Şu an 9. yılımızdayız ve organik tarım olarak da devam ediyoruz. Türkiye”nin ilk ve tek organik sarımsak üretimini yapıyoruz. Sarımsağımız ata tohumu. Atalarımızdan kalma yerli bir çeşit. Bu çeşidimizin içinde selenyum ve germanyum oranları çok yüksek. Aynı zamanda bazı mineral ve besinleri de içerisinde barındırıyor. Bu besinlerle Rusya”ya gönderdiğimizde, Rusya tarım üniversitesinin laboratuvarında bu sarımsağın kanser hastaları tedavilerinde kullanacaklarını ve ilaç sanayisinde değerlendireceklerini söylediler. 2017 yılında ilk etapta Rusya”ya bir konteyner ihracat yaptık. Sonrasında 2018 yılında bizden 300 ton sarımsak istediler. Daha sonrasında ürünleri daha fazla isteyip biz de dış pazarda tamamen tanınmış olduk Rusya ile. Rusya bizim sarımsaklarımızı ilaç sanayinde kullanıyor şuan. Bu yıl da İspanya ve Almanya teklifte bulundu bize ek olarak. Bizim sarımsağımızın üretimini nasıl daha çok yükseltebiliriz diye destek oluyorlar. Bunun için makine ekipman desteği sağlayıp ürünlerin üretimini artırmak istiyorlar. Sonrasında da, ‘Ürünleri İspanya”ya ithalat yapalım” dediler. Rusya ile devam ediyoruz, bu yıl İspanya ve Almanya da var. 100 bin metrekare bir alanımız var. Sarımsak verimimiz yaş olarak 4 ton, kuru olarak da 2 ton. Yani kuru olarak ihracata uygun 150 ton ile 200 ton arasında bir rekolte alacağız inşallah” dedi.

Şanlıurfalı tarım işçisi Bekir Turatulak ise “Şanlıurfa Siverek”ten geldik buraya. Sarımsak işine geldik. Ailecek çalışıyoruz. Sabah 6″da başlıyoruz akşam 6″ya kadar çalışıyoruz. Burada organik sarımsak üretimi var” şeklinde konuştu.

Source: Mesut Şahin


İBB yine bildiğimiz gibi: Binlerce öğrenci mağdur oldu

İstanbul Büyükşehir Belediyesi”nin (İBB) büyük vaatlerle duyurduğu “Genç Üniversiteli Ulaşım Desteği” programı, yüz binlerce öğrencinin umutlarını boşa çıkardı. Aralık ayında burs çıkmayan öğrencilere verileceği açıklanan ulaşım desteği, mayıs ve haziran aylarında yatırılmayınca öğrenciler adeta isyan etti. İBB tarafından toplam 22 bin 522 öğrenciye ulaşım desteği sözü verildiği halde, tek kuruş ödeme yapılmadığı ortaya çıktı.ÖDEMELER HALA YAPILMADI2023-2024 eğitim yılı başında İBB, Üniversiteli Eğitim Desteği bursuna başvurup hak kazanamayan 22 bin 522 öğrenciye aylık 381 TL ulaşım desteği sağlanacağını açıklamıştı. Ancak bu destek, mayıs ve haziran aylarında öğrencilerin İstanbulkart”larına yatırılmadı. Öğrenciler, “İBB”ye güvenip abonman yüklemedik, şimdi hem cebimiz yandı hem zamanımız.” diyerek sosyal medyada duruma tepki gösterdi.MAĞDURİYET BÜYÜYORÖğrenciler, İBB”nin bilgi hattı olan ALO 153″ü defalarca aradıklarını, ancak her seferinde “Destek ödemesiyle ilgili henüz bir bilgi bulunmamaktadır.” yanıtını aldıklarını belirtti. Aradan geçen iki aya rağmen herhangi bir açıklama yapılmaması tepkilerin dozunu artırdı.DESTEK YOK ZARAR ÇOK Öğrenciler, destek sözlerine güvenerek bütçelerini buna göre planladıklarını ancak şimdi çok daha fazla zarara uğradıklarını söylüyor. “Abonman almamak için destek bekledik, sonunda normal ücretle yolculuk yaptık. Ayda 381 TL yerine 600 TL”yi aştık. Hem destek verilmedi hem daha fazla harcadık.” diyen gençler, yetkililerden net ve resmi bir açıklama bekliyor.”BU KADAR CİDDİYETSİZLİK OLMAZ”İstanbul”da üniversite öğrencisi olan F.M., yaşadığı mağduriyeti şu sözlerle anlattı: “İBB bursuna başvurmuştum ama çıkmadı. Bunun yerine ulaşım desteği alacağımız söylendi. İstanbulkart”ımıza her ay 381 TL yüklenmesi gerekiyordu. Ancak mayıs ve haziran aylarında hiçbir ödeme yapılmadı. Belediyeye güvenip cebimden abonman parası çıkmasın diye yükleme yapmadım. Ama bu süreçte abonmandan çok daha fazlası cebimden çıktı. ALO 153″ü aradım ama hiçbir bilgi verilmiyor. Bu kadar ciddiyetsizlik bir kamu kurumuna yakışmıyor.”İBB”nin verilerine göre: Üniversiteli Eğitim Desteği”ne toplam 231 bin 464 öğrenci başvurdu. İlk 100 bin öğrenciye nakdi burs verildi. Burs alamayan 22 bin 522 öğrenciye ise 2025 yılı sonuna kadar ulaşım desteği sağlanacağı duyuruldu. Gençlerin İstanbulkart”ına aylık abonman olarak yükleneceği söylenen ulaşım desteğinin, mayıs ve haziran aylarında yapılmadığı ortaya çıktı.

Source: Www.star.com.tr


“Sallanan köprü” için sıraya girdiler

Nevşehir in Avanos ilçesinde 1973 te yapılan 180 metre uzunluğu ve 230 santimetre genişliğe sahip köprüye, son yıllarda sosyal medyadaki paylaşımlarla ilgi arttı. İki demir ayak üzerine çelik halatlar ve tahta zeminle inşa edilen köprü, yerli ve yabancı konukların uğrak noktalarından biri haline geldi. Kızılırmak ın böldüğü ilçenin iki yakasını birbirine bağlayan ve geçişler sırasında oluşan sallantıdan dolayı sallanan köprü olarak anılan köprü, ziyaretçilere keyifli anlar yaşatıyor. Tur otobüsleri veya özel araçlarıyla ilçeye gelen turistler, köprü çevresinde park alanı bulunmaması nedeniyle çarşı içinden yaya olarak geçiyor.Bu durum köprüye giden yol üzerindeki çanakçılar, hediyelik eşya satıcıları ve yerel el sanatları dükkanlarının hareketlenmesine neden oluyor. BAYRAM TATİLİNDE YAKLAŞIK 40 BİN MİSAFİR KÖPRÜDEN GEÇTİ Avanos Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Osman Yetişen, köprünün hem nostaljik görünümü hem de ilgi çekici yapısıyla Avanos a gelen ziyaretçilerin uğrak noktalarından biri haline geldiğini söyledi.Köprünün ilçenin turizm potansiyelinin yanı sıra yerel esnafa da fayda sağladığına dikkati çeken Yetişen, şöyle konuştu: Misafirlerimiz illaki köprüden geçmek istiyor. Köprü geçiş güzergahı ilçe içine doğru devam ettiği için esnafımıza da ayrıca katkı sağlıyor. Tur operatörlerinin getirdiği yabancı misafirlerin de dikkatini çekiyor. Ülkemizin farklı şehirlerinden peribacalarını görmek için gelenler, Kızılırmak üzerindeki köprümüzden geçmek için ilçemize geliyor. Bayram tatilinde belediye zabıta ekiplerinin kontrolünde yaklaşık 40 bin misafir geçiş yaptı. Belediye başkanlığımızın projesiyle mevcut köprünün 600 metre ilerisine yeni bir asma köprü yapılacak. Çanak, çömlek, hediyelik eşya ve halı satışı yapan çok sayıda esnafımız var. Gelen ziyaretçiler bu iş yerlerine de mutlaka uğruyor. KÖPRÜ TURİZMİ ESNAFI DA MEMNUN EDİYOR İlçede çalıştığı iş yerinde hediyelik eşya satışı yapan Fatma Çataldere de köprünün ilçenin simgelerinden biri konumunda olduğunu belirtti.Avanos a çok sayıda yerli ve yabancı turistin geldiğini dile getiren Çataldere, Sallanan köprüyü çok beğeniyorlar, burada yoğunluk oluşuyor. Sosyal medyanın etkisiyle bilmeyenler de öğrenmiş oluyor. Buraya gelenler ilçeyi tanımak istiyor. Biz de yöresel ürünlerimizi sergiliyoruz. Köprünün esnafa inanılmaz katkısı oluyor diye konuştu.Esnaftan Devran Semiz ise özellikle tatil dönemlerinde köprüden geçmek için gelen yerli turistlerin, iş yerlerinde de hareketliliğe neden olduğunu kaydederek, Köprü sallandığı için insanların hoşuna gidiyor. Yoğunluktan memnunuz dedi.Ziyaretçilerden İrem Dünügören de Kapadokya daki turizm merkezlerini gezdikten sonra sosyal medyada görüntülerini izlediği köprüden geçmek ve fotoğraf çektirmek için Avanos a geldiğini ifade etti. Köprünün güzel bir tarihi miras olduğunu belirten Dünügören, Buraya ayrı bir özellik kazandıran ve keyif veren bir nokta. Bölgeye gelenlerin mutlaka görmesini tavsiye ederim ifadesini kullandı.

Source: Habertürk


Bir dönem sona erdi: “Emekliliğe geçtim”

Sözcü TV Ana Haber sunucusu Fatih Portakal, bu akşamki yayınla ekranlara veda etti. Emeklilik kararı alan Portakal, mesleki kariyerini sonlandırarak İzmir’deki hayatına geri döndü.
“BEKLE BENİ YENİ YAŞAM”
Sosyal medya hesabı üzerinden de ayrılığı duyuran Portakal, “Yine noktayı koyma zamanı. İyi başladım iyi bitirdim. Sözcü TV”ye son ana haberi yapıp yine emekliliğe geçtim. Güzel geçen bir 2,5 yıldı. Mesleğe nokta mı yoksa virgül mü zaman gösterecek. Ama şu anda kendime zaman ayırmam gerektiğini çok iyi biliyorum. Anın değerini vermem gerekiyor. Bekle beni yeni yaşam” ifadelerini kullandı.

Paylaşıma yorum yapan vatandaşların kimi Portakal”a iyi niyetlerini iletirken, kimisi ise ekranlarda göremeyeceği için üzüldüğünü söyledi.
Yaklaşık iki yıldır Sözcü TV’de ana haberi sunan gazeteci, daha önce FOX TV’den ayrılarak bir süre ekranlardan uzak kalmış, ardından Sözcü TV ile geri dönmüştü.
Öte yandan Sözcü Televizyonu sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda “Bay bay Portakal!” yazılı görsele yer verildi.

Source: Devrim Karadağ