“İş Dünyası Vizyonu – Girişimcilikten Tarihe, Yeni Fırsatlar”

Ahmet Piriştina böyleydi içimizden gelen biriydi

Kendi kendinize sorarsınız.“Bu kadar yıl nasıl geçti?”15 Haziran’ları unutmak mümkün değil.Bugün, Ahmet Piriştina’yı kaybedişimizin üzerinden tam 21 yıl geçti.Bazı insanlar vardır, siyasetin değil, hayatın içinden gelir.Ahmet abi öyleydi.Benim için sadece bir belediye başkanı değil, bir dost, bir fikir insanı, bir akil adamdı.Herkes onu severdi, ama onu tanıyanlar bir başka severdi.Anılar hala taptaze…Dertli ama umutlu konuşmalar; kimi zaman memleketin çelişkilerini, kimi zaman mahallenin yollarını konuşurduk.Masada harita da olurdu, kahve de…Ama en güzeli şuydu.Ahmet Piriştina’yla aynı masada oturduğunuzda kendinizi eşit hissederdiniz.Ne kibir vardı, ne mesafe.Geçtiğimiz günlerde Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek’i uğurladık.Tüm şehir, arkasından yürüdü.Tıpkı 21 yıl önce Piriştina’nın arkasından yürüdüğümüz gibi.O gün de gözyaşı sel olmuştu.Tanıyan da tanımayan da oradaydı.Çünkü bazı insanlar resmî görevlerinden çok daha fazlasıdır.Onlar, halkın vicdanıdır.Cenazeye gelen kalabalık, aslında o kişinin hayatı boyunca nasıl bir iz bıraktığını anlatır.Kalabalıklar yalan söylemez.Sessiz bir teşekkür çok kıymetlidir.Siyasetin insanla olan bağını özlüyoruz.Yolu çamurdan çıkarmaya çalışan, bir kahvede oturup çay söyleyen, çocuğun başını okşayan, gençle göz göze gelen, yaşlıya hal hatır soran siyasetçileri özlüyoruz.Ahmet Piriştina böyleydi.Bu topraklar hala “içimizden gelen adamları” bekliyor.Bugün 15 Haziran…Ahmet Piriştina’yı andığımız, içimizdeki eksikliği biraz daha fazla hissettiğimiz gün.Makamdan değil, halktan gelen sevginin nasıl bir güç olduğunu hatırlatma günü.İşte bu yüzden Ahmet abi hala burada.İzmir’de bir durakta, bir anıtta, bir kalpte…Ve bizim hafızamızda.Ruhu şad olsun.Ahmet Piriştina’yı sevgiyle, özlemle anıyorum. Yeni jenerasyonunmotivasyon modeli Son zamanlarda bir kortun etrafını çevreleyen camlara biraz daha dikkatle bakar oldum. Çünkü o camlar sadece oyunun sınırları değil, aynı zamanda padelin ruhunu taşıyan strateji duvarları gibi geliyor bana…Birkaç ay öncesine kadar uzaktan bakıyordum bu spora. Şimdi haftanın birkaç günü raketi elime alıyorum, o cam kortun içine giriyorum. İtiraf edeyim, bağımlılık yapıyor. Hele bir de oyunun içine girince, sadece fiziksel değil zihinsel olarak da tazelediğini fark ediyorsunuz.Son dönemdeki bu padel merakım beni Urla’daki Göztepe Yelken Tesisleri’ne götürdü. Orange Padel’i kuran dört genç girişimcinin hikayesini dinledim.Bugün size bu dört gençten bahsetmek istiyorum.Bazı hikayeler vardır, üniversite kantininde başlar. Bazılarıysa kampüsün arka köşesinde gece yarısı edilen bir cümlede… “Ya, biz niye böyle bir şey yapmıyoruz?”Burak Eroğlu, Efe Özbayrak, Erdem Yurdakul ve Doğa Kömürcüoğlu…Sabancı Üniversitesi Endüstri Mühendisliği’nden mezun bu dört arkadaşın hikayesi tam da böyle başlamış.Birlikte okudular, birlikte projelere girdiler, farklı şirketlerde çalıştılar, yollar ayrıldı, sonra yeniden birleştiler. Ortak bir tutkuda, padelde hem de…Ve orada bir fikir doğdu.“Bu oyun sadece sahada değil, hayatın her yerinde oynanmalı. Neden biz yapmayalım?”Ortaklardan Alihan Özbayrak ve Yarkın Sakuçoğlu, Amerika’da eğitim alırken kurdukları Socio adlı etkinlik yönetim platformunu Cisco’ya sattılar.Ve Forbes’un “30 Under 30” yani 30 yaş altı 30 kişi listesine girdiler.Yani büyük düşünmeyi bilen, global pazarda oynamayı öğrenmiş isimler…Şimdi enerjilerini padel gibi potansiyeli büyük ama Türkiye’de hala gelişmekte olan bir spora aktarıyorlar.Bugün Avrupa’da padel, şirketlerin iç iletişimde kullandığı bir araç.Orange Padel de Türkiye’de bu modeli uygulamaya başladı.İlk etapta birçok büyük şirketle kurumsal turnuva görüşmeleri yapıldı bile.“Ofiste kahve sohbeti yerine, kortta strateji geliştirme…”Düşünün, bu artık yeni jenerasyonun motivasyon modeli. Padel neden yayılıyor? Kort daha küçük, raket hafif, top daha az basınçlı.Güce değil stratejiye dayalı.Takım oyunu yapabiliyorsunuz.Duvarları kullanabiliyorsunuz, yani oyun durmuyor.Düşük sakatlık riski var.Spor ve sosyalleşme aynı anda olabiliyor. Nereden çıktı bu padel? 1969’da Meksika’da Enrique Corcuera, evinin arka bahçesinde başlattı.Bugün 90’dan fazla ülkede oynanıyor.Toplam oyuncu sayısı 25 milyona yaklaştı.İspanya’da futbol kadar popüler.2018’de British Journal of Sports Medicine’in yaptığı bir araştırmaya göre raket sporları insan ömrünü ortalama 9.7 yıl uzatıyor.Yüzme, koşu ve bisiklet gibi sporları bile geride bırakıyor.Neden mi?Çünkü hem fiziksel efor istiyor, hem zihinsel odaklanma…En önemlisi sosyal bağ kuruyorsunuz. Takım oyunları beyne iyi geliyor. Seçimlerinizi iyi yapın Bu dört genç, sadece bir alan kurmadı.Bir ihtiyacı sezdi, cesaret etti, çalıştı ve tasarladı.Ama daha da önemlisi…Güçlü arkadaşlıkların ve dostlukların olması.Bu da çoğunlukla bulunduğunuz ortamla ilgili…O yüzden okullarınızı, mesleklerinizi, ilgi alanlarınızı iyi seçin.Bu seçimler sizi mutlaka bir yerlere götürüyor.

Source: Deniz Si̇pahi̇


200 milyon euro gelir

İstanbul Kongre Merkezi”nde gerçekleştirilen Beşiktaş Kulübünün 2025 yılı 2. olağan divan kurulu toplantısında Başkan Serdal Adalı, siyahbeyazlı kulübün gündemine ilişkin açıklamalarda bulundu. Adalı, rakipleriyle aralarındaki makasın ekonomik olduğunu belirterek, “İnşaat şirketi gibi çalışacağız. 3 sene üst üste şampiyon da olsak UEFA”yı da kazansak 400 bin değil 1 milyon 400 bin forma da satsak bu borçların ödenmesinin maalesef imkanı yok. Rakiplerimiz 10 senedir yapıyor. Biz de yapacağız. iz bir spor kulübüyüz, tüm branşlarda başarılı olacağız ama rakiplerimizin yaptığını seyretmeyeceğiz” diye konuştu. Bahsedeceğim en önemli projelerden biri, Dikilitaş Mahallesi”nde bulunan yaklaşık 15 bin metrekare arazimiz üzerindeki gayrimenkul projesidir” diyen Adalı, , “20 dönüme ulaşacak arazimizin de imarını alıp, Beşiktaş”ımız için finansal bağımsızlık projesi haline gelecek şekilde yeniden düzenliyoruz. Bu projede önemli katkısı olan Sayın Cumhurbaşkanımıza ve yetkililere camiam adına bir kez daha teşekkür ediyorum” dedi. VERİLEN DESTEK ÇOK BÜYÜK Projeden elde edilecek gelirle faizli borçların ödeneceğini aktaran Adalı, “Gelirler daha ilk günden kırdırılıp günlük ihtiyaçlara harcanmayacak. Bu anlaşmanın paydaşları Ziraat Bankası ve Emlak Konut gibi önemli devlet kurumlarıdır. Dediğim gibi, biz bu projeyi devletimizle yapıyoruz. Resmi, güvenilir, şeffaf bir proje süreci yürütmek ve bu süreçte devletimizin desteğiyle ilerleyerek daha hızlı, daha güvenli aksiyon almak için Emlak Konut ile çalışıyoruz” diye konuştu. FAİZE 125 MİLYON EURO Siyah-beyazlı kulübün faize tabi 125 milyon euro civarında borcu bulunduğunu anlatan Adalı, “Sermaye artırımı 1 milyar 400 milyon TL para toplandı. Yaklaşık 32 milyon euro civarında bankalara ödeme yaptık. Bu tarihimizdeki en büyük borç ödeme oldu. Hisse oranımızda Beşiktaş”ın cebinden 1 lira çıkmadan yüzde 51″den 71″e çıktı. Aradaki fark da 150 milyon euro civarında bir hissemiz oldu. UEFA VE TFF kriterlerinde bu sermaye artırımı elimizi rahatlattı. Bunlar kasamızdan 1 kuruş çıkmadan yapılan işlemler. Bunun neresi başarısız?” dedi. DEV PROJE ONAY BEKLİYOR Serdal Adalı, Dikilitaş projesinden bekledikleri cironun yaklaşık 400 milyon avro olduğunu ifade ederek, “İnşaat maliyetleri çıktıktan ve Emlak Konut, proje yönetim maliyeti ödendikten sonra buradan kulübümüze kalacak net gelir 150- 200 milyon avro arasında olacaktır. Bu rakam, projenin tamamının satılması halinde elde edilecek gelirdir. Kongremizden proje onayını aldığımız takdirde de projeyi 3 sene içerisinde tamamlamayı planlıyoruz” şeklinde görüş belirtti. BÜYÜK DEĞİŞİM GEÇİRDİK Görevde altıncı aylarını doldurmadan bir zihniyet değişimini başlattıklarını belirten Adalı, ” 6 ay önce Beşiktaş”ımızın gündemi neydi? Hangi konular konuşuluyordu? Bugün sizlerden bir kez daha hatırlamanızı rica ediyorum. Bugün tarihin en büyük borç ödemelerinden, ekonomik bağımsızlık projelerimizden, sahip olduğumuz varlıkların nasıl en verimli şekilde kullanılacağından ve yeniden doğmakta olan şampiyonluk hedeflerinden bahsediyoruz” ifadelerini kullandı. SÜREKLI ÖDEME YAPIYORUZ Beşiktaş”ın sportif başarı anlamında eski günlerine dönebilmesi için ekonomik istikrarı sağlaması gerektiğinin altını çizen başkan Adalı, konuşmasına şöyle devam etti: “Beşiktaş”ımız, şu anda günlük 125 bin, aylık 4 milyon, yıllık yaklaşık 50 milyon avro faiz ödediği bir dönemden geçiyor. Böyle bir finansal tabloda devamlılık sağlayan başarı neredeyse imkansız hale geliyor. En acısı da, bu borç çarkı her an tüm hızıyla işlemeye devam ediyor. KAYNAK YARATMALIYIZ Göreve geldikleri tarihten bu yana Beşiktaş”a toplam 70-75 milyon avro civarında bir kaynak sağladıklarını vurgulayan Adalı, “Bunu yalnızca 6 ayda yapmış bir yönetim kurulu olarak karşınızdayız. Yılbaşına kadar geçtiğimiz seneden gelen bir 40 milyon avro daha ödeme var. Fakat yeterli değil, Beşiktaş”ımız için çok daha ciddi projeler geliştirmek ve yeni kaynaklar yaratmak durumundayız. Projeler için yönetim kurulumumuz adına sizlerden yetki isteyeceğiz” değerlendirmesinde bulundu. BORÇ 16 MILYAR TL”Yİ AŞTI Siyah-beyazlıların borcu açıklandı. Beşiktaş Kulübü Denetim Kurulu Üyesi Kerem Akbaş, siyah-beyazlı kulübün borcunun Şubat 2025 itibarıyla 16 milyar 463 milyon 665 bin 972 TL olduğunu ifade etti. Nisan ayında yapılan divan kurulunda borç 31 Aralık 2024 tarihli olarak 15 milyar 65 milyon 312 bin 308 TL şeklinde açıklanmıştı. YAMANTÜRK ÖZÜR DILEDI Beşiktaş Divan Kurulu Başkanı Tevfik Yamantürk, “Camiamdan özür diliyorum. 12 Nisan”daki toplantıda olanların olmaması lazımdı. Hak ediyor, etmiyor benim işim değil. Benim o fotoğrafta bulunmamam gerekiyordu. Kalpten özür diliyorum. Kabul edin lütfen. Özrü camiamdan diliyorum, malum şahıstan değil. Gücüm yettiği kadar da devrinde yaptırılan 137 milyon Euro borçlandırmayı takip edeceğim” ifadelerini kullandı.

Source: Fotomaç