Uzun yaşa, iyi yaşa: Bilim uzun ömrün şifresini çözüyor
1900’lerin başında dünya genelinde ortalama yaşam süresi 47 yıl civarındaydı. Bugün bazı ülkelerde bu rakam 83’ü geçti. Japonya’da 100 yaşını geçenlerin sayısı her yıl % 4 artıyor. Tıp bu değişimin neresinde? Daha önemlisi: Sadece “uzun yaşamak” değil, “iyi yaşlanmak” mümkün mü?
Yaşlanma nedir? Yavaşlatmak mümkün mü?
Modern tıbbın en temel tartışma konularından biri yaşlanmanın bir hastalık olup olmadığıdır. Bu soruya cevap arayan bilim insanları, artık yaşlanmanın yalnızca bir ‘zaman ilerlemesi’ değil, hücresel düzeyde bir bozulma ve enerji kaybı olduğunu kabul ediyor. Yaşlanmayı anlamak, onu yavaşlatmak için ilk şart. Telomerlerin kısalması, mitokondriyal disfonksiyon, protein birikimi, epigenetik değişiklikler ve sirkadiyen ritim bozuklukları, bilimsel olarak yaşlanmanın temel biyo-belirteçleri arasında sayılıyor (Nature Aging, 2023).
Bizi hızla yaşlandıran 5 etken
1. Düzensiz uyku: Her gece aynı saatte yatmamak, melatonin ve büyük onarımcı hormonların salınımını bozuyor.2. Yüksek şeker tüketimi: Glikasyon nedeniyle hem cilt hem damar sistemleri daha hızlı yıpranıyor.3. Sedanter yaşam: Hareketsizlik mitokondri sayısını azaltıyor. Kas kütlesi düşüyor.4. Aşırı stres: Kortizol, bağışıklığı düşürürken telomerleri de yıpratıyor.5. Yanlış beslenme saatleri: Geç saatte yemek, sirkadiyen ritmi bozarak metabolizmayı yavaşlatıyor.
Neyi değiştirirsek genç kalırız?
– Gece 23.00’ten önce uyumak, melatoninin maksimum salgılanmasını sağlar.- Düzenli egzersiz hem mitokondrileri yeniler hem kas kaybını engeller. Haftada 150 dakika yürüme veya direnç egzersizi kas yaşlanmasını geciktiriyor.- Şeker tüketimini azaltmak hem damar yaşını hem hücre yaşını geriletir.- D vitamini, omega-3 ve B12 takviyeleri, yaşla azalan savunmayı güçlendirir (Harvard Health Publishing).
Bir test: Yaşınızı hareketten ölçün: 1 dakika boyunca yerinizde çök-kalk yapın. Kaç tekrar yapabildiniz?- 40 üstü: Mükemmel- 30–39: İyi- 20–29: Orta- 20 altı: Biyolojik yaşınız ileri olabilir.
Dünya genelinde 90 yaş üstü nüfus hızla artıyor. Bilim insanları artık “yaşlanmayı kabul etmek” yerine, “yavaşlatmak ve yönetmek” üzerine çalışıyor. Bilim insanları, yaşlanmayı tamamen durduramasa da yavaşlatabilecek yollar keşfetmeye başladı
Longevity nedir?
Longevity, kelime anlamıyla uzun ömür demek ama modern bilimde bu kavram, yalnızca yılların sayısını değil, bu yılların kalitesini ifade ediyor. Uzmanlar artık yalnızca “kronolojik yaş”a değil, “biyolojik yaş”a odaklanıyor. Yani, vücudun kaç yaşında göründüğü, ne kadar hasar aldığı, hangi hücresel yıpranma düzeyinde olduğu. “Kalbiniz 60 yaşında olabilir ama kaslarınız 45, damarlarınız 70 yaşında olabilir.” (Kaynak: Harvard Medical School, Aging Biology Review, 2023)
Biyolojik yaşınızı öğrenmenin yolları
Takvim yaşınız pasaportunuzda yazan yaştır. Ama biyolojik yaş, hücrelerinizin gerçekte kaç yıllık bir yıpranma geçirdiğini gösterir. Peki bu yaşı nasıl ölçebiliriz?Evde veya klinikte yapılan testler- Epigenetik saat: DNA metilasyonu temelinde biyolojik yaş tahmini yapar. Genellikle laboratuvar desteklidir.- Kan belirteçleri: IGF-1 (büyüme hormonu), CRP (iltihap seviyesi), HbA1c (kan şekeri kontrolü), kreatinin gibi biyokimyasal düzeyler biyolojik yaşınızla ilgili bilgi verir.- Göz testi: Retinadaki damar yaşına göre beyin yaşını tahmin eden cihazlar vardır.- Evde yapabilecekleriniz: Nabız, uyku kalitesi, kas gücü, refleks hızı gibi temel parametreleri izlemek, biyolojik yaş konusunda kaba bir fikir verir. Örneğin 6 dakikalık yürüyüş testi, VO2 max, denge testi gibi uygulamalar.
Ne kadar güvenilir?
Bu testlerin hiçbiri tek başına mutlak doğrulukta değildir. Ancak birden fazlası birlikte yorumlandığında yaşlanma hızınızla ilgili bilimsel fikir verir. Bazı özel klinikler, bu testleri “longevity profili” olarak paket halinde sunuyor.
Yaşlanma hangi mekanizmalarla başlar?
Bilim insanlarına göre yaşlanma rastgele bir yıkım değil, tanımlanabilir bir süreçtir. Yaşlanmayı belirleyen 9 ana biyolojik neden var.
Bunlar; Genetik istikrarsızlık, Telomer kısalması, Epigenetik değişimler, Protein dengesizliği, Mitokondriyal disfonksiyon, Hücresel yaşlanma (senescence), Kök hücre tükenmesi, Hücresel iletişim bozulması ve Metabolik algı bozukluklarıdır… Her biri ayrı bir yaşlanma mekanizması ve her biri, bugün hedeflenebilir durumda. Gelin bazı başlıkları açalım: (The Hallmarks of Aging / 2013, Cell).
1 Telomer kısalması: İnsan vücudundaki hücreler, sınırlı sayıda bölünebilir. Bu sınıra “Hayflick limiti” denir. Her hücre bölünmesinde, kromozom uçlarını koruyan telomerler kısalır. Telomerler tamamen tükendiğinde hücre ölür veya işlevini yitirir (Nature Aging). Bu biyolojik süreç, yaşlanmanın kaçınılmaz bir sinyalidir.
2 Mitokondriyal yorgunluk: Bir diğer faktör, hücrelerin enerji santrali olan mitokondrilerin zamanla zarar görmesidir.Yaş ilerledikçe, mitokondriler DNA hasarı biriktirir ve daha az verimli çalışır. Bu zarar, vücutta yorgunluk, bağışıklık zayıflığı ve kas kaybı gibi yaşlanma belirtilerine neden olur. (Harvard Medical School, 2022)
3 Epigenetik saat: Hücrelerimizin yaşı sadece takvim yılıyla değil, DNA’mızın kimyasal modifikasyonlarıyla da belirleniyor. “DNA metilasyonu” gibi epigenetik değişiklikler, biyolojik yaşı belirleyen en güçlü göstergelerden biri oldu (Horvath Epigenetic Clock).
4 Protein atıklarının birikimi: Hatalı katlanmış proteinlerin temizlenememesi, alzheimer dahil pek çok yaşlılık hastalığının temelinde yer alıyor. Yaşlanan hücreler, bu atıkları ortadan kaldıramaz hale geliyor.
5 İnflammaging (Kronik inflamasyon): Vücutta, görünür bir enfeksiyon olmadığı halde devam eden düşük düzeyli yangı hali, hücreleri yıpratıyor. Yaşlı bireylerdeki kalp damar hastalıkları, diyabet ve kanser riskleri bununla doğrudan ilişkili.
– 8 maddede yaşlanmayı yavaşlatan ilaçlar- Uzun Yaşam Molekülleri: NAD+, NMN, Metformin işe yarıyor mu?- Metformin sadece şeker hastalarına mı?- Rapamisin yaşlanmayı % 20 yavaşlatabilir mi?- Kanser geçmişi olanlar bu takviyelere neden temkinli yaklaşmalı?
Source: Haber Merkezi
‘Savaş suçu’ şimdi akıllarına geldi
İran”ın dün sabah İsrail”e fırlattığı balistik füzelerden Birüssebi kentindeki Soroka Hastanesi”nin de etkilenmesi ve yaralananların olması sonrası İsrailli siyasetçilerden art arda açıklamalar geldi. İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, “Bunlar en ağır savaş suçlarıdır ve Hamaney işlediği suçlardan dolayı hesap verecektir” derken, İsrail Dışişleri Bakan Yardımcısı Sharren Haskel ise, “Kasıtlı. Suçlu. Sivil hedefi. Dünya bu konuda sessiz kalmamalı” dedi. İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog ise “savunmasız hastaların İran”ın füze saldırılarına hedef olduğunu” söyleyerek “Böyle anlarda neyin tehlikede olduğunu ve savunduğumuz değerleri hatırlıyoruz” diye yazdı. Bu arada İsrail Kültür ve Spor Bakanı Miki Zohar “Yalnızca yeryüzünün en aşağılık insanları hastanelerdeki çocuklara ve hasta yataklarındaki yaşlılara füze atar” ifadesini kullandı. Ancak bu açıklamalar soykırımcı İsrail”in Gazze”de işlediği savaş suçlarını akıllara getirdi. Gazze”de 7 Ekim 2023″ten bu yana 36 hastaneyi bombalayan, 80″den fazla sağlık merkezine saldıran ve 140″tan fazla ambulansı imha eden İsrail hükümetinden gelen bu açıklamalara sosyal medya kullanıcıları tepki gösterdi. Bazı kullanıcılar, “Hastanelerin, sivillerin vurulmasının savaş suçu olduğu şimdi mi aklınıza geldi” diyerek İsrailli yetkililerin ikiyüzlü tutumunu eleştirdi. İsrail, Gazze”de 20 ayı aşkın süredir okulları, hastaneleri ve çadır kentleri hedef almış ve bu saldırılar sonucunda çoğu kadın ve çocuk 50 bini aşkın Filistinli hayatını kaybetmişti. Gazze Şeridi”nin güneyindeki Avrupa Hastanesi”ne 13 Mayıs 2025″te katliam saldırısı düzenleyen İsrail ordusu, 34 sivili katletmişti. Şifa Hastanesi ve çevresinde 400″den fazla Filistinliyi katleden İsrail, hastane avlusunu toplu mezara çevirmişti. Saldırılarda 990 sağlık çalışanı ölmüştü.
Source: Fatma Damla Kayayerli̇
Terleme kabusuna 1 saatte son!
Aşırı terleme sorunu mu yaşıyorsunuz? Tokalaşmaktan çekiniyor, toplu taşımaya binerken sıkılıyor ya da kıyafetlerinizdeki ıslak izler yüzünden sosyal ortamlardan kaçıyorsanız… Bu sessiz kabusa artık son verebilirsiniz. Toplumda sık görülen ama çoğu zaman saklanan aşırı el ve koltuk altı terlemesi, özellikle gençlerde özgüveni derinden sarsıyor. Ortalama 1 saat süren basit bir cerrahi işlemle bu sorun kalıcı olarak çözülebiliyor. Medipol Acıbadem Bölge Hastanesi Göğüs Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Kemal Karapınar, hayatı kabusa çeviren aşırı terlemenin cerrahi tedavisinin detaylarını anlattı. TERLEME SOSYAL HAYATI DOĞRUDAN ETKİLİYOR El ve koltuk altı terlemesinin, hastalar tarafından genellikle bir kozmetik problem gibi görülse de sosyal yaşamı ciddi biçimde zorlaştırdığını belirten Doç. Dr. Karapınar, “Bu durumdan muzdarip olan hastalar, genellikle daha önce medikal tedavi denemiş ve sonuç alamamış kişiler oluyor. Eğer başka bir sağlık sorunu yoksa, cerrahi müdahale ile başarılı sonuçlar alıyoruz” dedi. Cerrahinin yaklaşık 1 saat sürdüğünü ifade eden Doç. Dr. Karapınar, “Tek seansta hem sağ hem sol kola müdahale ederek, terlemeye neden olan sinirleri kesiyoruz. Böylece el ve koltuk altı terlemesi büyük oranda ortadan kalkıyor. Terleme vücudun doğal bir işlevi olduğu için başka bölgelerde bir miktar artış olabilir, ancak bu artış çoğunlukla hastaları rahatsız etmiyor” diye konuştu. TEKRARLAMA ORANI DÜŞÜK, MEMNUNİYET YÜKSEK Ameliyat sonrasında ilk 6 ayda el ve koltuk altı terlemesinin tamamen ortadan kalktığını belirten Doç. Dr. Karapınar, nadiren tekrarlama görülebildiğini ancak tekrar eden terlemenin hiçbir zaman eski düzeye ulaşmadığını söyledi. Doç. Dr. Karapınar, “Yüzde 20 ila 30 oranında, 6 aydan sonra hafif bir geri dönüş görülebilir. Ancak hastalar genelde çok memnun kalıyor, ellerini rahatça kullanabiliyor, gömlek giymekten çekinmiyor” dedi. “60 YAŞINA KADAR YAPILABİLİYOR” Cerrahinin özellikle genç yaş grubunda yaygın olarak uygulandığını belirten Doç. Dr. Karapınar, el sıkışamamak ya da koltuk altı lekeleri nedeniyle yaşanan özgüven kaybının bu tedaviyle son bulduğunu söyledi. Doç. Dr. Karapınar, “Özellikle gençler ve beyaz yakalı çalışanlar bu problemden çok etkileniyor. Biz bu ameliyatı genellikle 60 yaşına kadar olan hastalarda güvenle uygulayabiliyoruz” şeklinde konuştu.
Source: Internet Haber
Kalp krizi belirtileri! Kalp krizinde ilk ne olur? O anda yapılması gerekenler!
Genel itibariyle en önemli belirtisini çok şiddetli ve ani biçimde meydana gelen kalp ağrısı şeklinde gösteren Kalp Krizi neden olur? Cinsiyet açısından kadınlara nazaran erkeklerde görülme sıklığı daha yüksek olan Kalp Krizi, kalbi besleme işlevi gören atar damarların ani bir şekilde tıkanmasından kaynaklı olarak, kalp hücrelerinin oksijensiz kalması ve kan gitmemesi ve sonuç olarak kalp hücrelerinde hasar meydana gelmesi olarak tanımlanmaktadır.Öte yandan koroner arterlerde yağ ve kolesterol gibi maddelerin birikmesiyle dokuların duvarlarında plak adı verilen yapılar damarları tıkayıp kalp krizine sebebiyet vermektedir.Oluşan sorunun çok ciddi boyutlara varıp hastanın hayatını kaybetmemesi açısından acil olarak müdahalenin gerçekleştirilmesinin önem arz ettiği Kalp Krizi belirtileri nelerdir? İşte, baskı ve sıkışma şeklinde ortaya çıkan göğüs ağrısının beraberinde; terleme, bulantı, kusma yahut bulantı veya bilinç kaybı olarak hastada etkilerini hissettiren Kalp Krizi nedenleri ve tedavisi…KALP KRİZİ NEDİR?Kalp krizi, kalbin koroner arterlerinde gerçekleşen bir bozukluk sonrası (sıklıkla koroner arterlerdeki tıkanıklık sonucu kalp kasının ilgili bölümünün beslenememesi ve oksijensiz kalması ile) meydana gelen yetersizlik sonucu şiddetli göğüs ağrısıyla ortaya çıkan ve ölümle sonuçlanması olası patolojik duruma denir.KALP KRİZİ NASIL OLUR?Kalp krizine neden olan koroner damar tıkanıklığının en önemli sebebi “atheroskleroz”dur. Atheroskleroz, damarlarının içine yağ birikintilerinin oturması demektir. Sigara içenlerde ve kolesterolü yüksek kimselerde bu birikintiler sinsice büyürler ve zamanla koroner damarı tamamen tıkarlar. Sonuçta kalbin beslenmesi bozulur ve kalp krizi meydana gelir.KALP KRİZİNDE KİMLER RİSK GRUBU ALTINDADIR?1)Hipertansiyon,2)Şeker hastalığı,3)Sigara,4)Yaş (Erkeklerde 45, kadınlarda 55 yaş üstü olmak),5)Kolesterol yüksekliği,6)Aile öyküsü (birinci dereceden akrabalarında erken yaşta kalp krizi geçirme öyküsü olması),7)Obezite kalp krizi için önemli risk faktörleridir.KALP KRİZİ NASIL ANLAŞILIR? KALP KRİZİ TEŞHİSİ…a)Kalp krizi, EKG, kan testleri ve kalp kası hasarının araştırılmasını gösteren kan testleri ile anlaşılabilir. Her zaman altın standart koroner anjiyodur. Bu tetkik bazen aynı seansta balon-stent yaparak anında tedavi şansı verir.b)Kalp krizi geçirdiği tespit edilen hastalara anjiyo yapılamadığı durumlarda, hastane şartlarında pıhtı eritici ve damar açıcı ilaçlar verilir. 1 saat içinde etkili olan bu ilaçlar, damarların tıkanıklığını gidermeye yarar. Bu ilaçlar ayrıca ağrıyı giderir, kalp ritmini düzenler ve nefes almayı kolaylaştırır. 4-6 saat içinde yapılan müdahaleler kalbi hasar görmekten kurtarabilir.KALP KRİZİ BELİRTİLERİ NELERDİR?Hastaların üçte ikisinde kalp krizi ortaya çıkmadan günler, hatta haftalar önce gittikçe artan göğüs ağrıları, nefes darlığı, çabuk yorulma gibi belirtiler ortaya çıkabilir. Ağrı çoğu kez göğüsten çeneye ve sol kola yayılır. Kalp krizinde ağrı çoğu zaman yarım saatten uzun sürer ve çok şiddetli olabilir. Kalp krizinin ilk belirtisi genellikle göğüs kemiğinin altında baskı olarak tarif edilen derin ve şiddetli ağrıdır.a)Göğüs ağrısı:Kalp krizine bağlı göğüs ağrısı genellikle göğsün orta kısmında, baskı, sıkışma tarzında şiddetli bir ağrı şeklinde tarif edilir. Genellikle birkaç dakikadan uzun sürer veya gidip gelen bir ağrı şeklinde hissedilebilir. Bu ağrı kollara, sırta, boyna, çeneye ve mide üzerine doğru yayılım gösterebilir.b)Nefes darlığıGöğüs ağrısına eşlik eden, bazen de tek başına görülen nefes darlığı bir kalp krizi belirtisi olabilir.c)Diğer belirtilerTerleme, bulantı, kusma, baş dönmesi gibi belirtiler de görülebilir.KALP KRİZİNDEN KORUNMAK İÇİN NE YAPILMALIDIR?Kalp krizinin acil bir durum olduğunu belirten Dr. Oğuzhan Yücel, kalp krizinden korunabilmek için şu açıklamalara yer verdi: “Kalp krizinde erken tanı çok önemlidir. Zaman geçtikçe ritim bozukluklarından yaşamı yitirme ihtimali artacak ve zarar gören kalp kası miktarı artacaktır. Kalp krizinden korunmak için; öncelikle damar tıkanıklığını önlemek için doğru şekilde beslenmeli, düzenli egzersiz yapılmalı, obeziteden kaçınmalı, sigara ve alkolden uzak durulmalı, kolesterol normal sınırlar içerisinde tutulmalı, tansiyon kontrol altında tutulmalı, tuz ve yağ tüketimini azaltılmalı, şeker normal sınırlarda tutulmalı, stresten uzak durmaya çalışılmalıdır.”KALP KRİZİ ANINDA NE YAPILMALIDIR?Kalp krizi geçiren kişi hareket edebiliyorsa bulunduğu yerin kapısını açık bırakarak bir yatağa ya da koltuğa uzanmalıdır. Telefon ile ambulansa çağırmalıdır. Çünkü kalp krizinin ilk bir saatinde yapılacak müdahale, hasarı en aza indirir. Kişi, ambulans dışında hiçbir araca binmemeli, ambulans gelene kadar hareket etmeden beklemelidir.Eğer yakınınızda bir kişi kalp krizi geçiriyor ve siz de buna şahit oluyorsanız; hemen kalp krizi geçiren kişi yatar pozisyona getirin. Bilinen bir kalp hastalığı varsa cebinde olması muhtemel dil altı ilacı ve aspirin (mümkünse 2 çocuk aspirini) verin, yakasını gevşetin, ayaklarını yukarı kaldırın ve bulunduğu odayı havalandırın. Bunların akabinde ambulans çağırın. Hasta mutlaka yoğun bakım ünitesi olan tam donanımlı bir hastaneye kaldırılmalıdır.KALP KRİZİ TEDAVİSİ NASIL OLUR?->Hastanın şartları göz önünde tutularak kemoterapi (ilaç tedavisi) ya da cerrahi tedavi seçilir.1)Genelde ilk tercih edilen yöntem ilaç tedavisidir. Hastalık kronik bir seyir gösterdiğinde tedavisi uzun sürer. İlaçla yapılan tedavinin amacı göğüs ağrısını önlemek kolesterol yüksekliği gibi durumlarda bunları önlemek için de ilaçlar kullanılır. Ayrıca aspirin gibi kanın akışkanlığını arttıran ve damarda pıhtı oluşumunu engelleyen ilaçlarla olası kalp krizi riski azaltılır.2)Hastalığın ilerlediği durumlarda kalp damarlarını açmak için ameliyat uygulanır. Öncelikle tıkalı damara öncelikle balon anjiyoplasti yapılarak damar genişletilir ve stent takılır. Fakat bazen bu plaklar çok sert olabilir. Bu durumda by pass ameliyatı yapılarak damarda kan akışı normale döndürülür. Daha sonra, tıkalı damardaki plağın kırılması sonucu oluşan pıhtı koroner damardaki tıkanıklık sadece pıhtı eritici ve kan sulandırıcı ilaçlarla tedavi edilebilir.Fakat her zaman bu tedavi sonuç vermeyebilir; bu durumda hasta ölür.3)Daha ileri dönemde bir daha tıkalı damardan dolayı pıhtı oluşmaması için hasta hayat boyu kan sulandırıcı kullanmak zorundadır. Çünkü damarda oluşan plakları ortadan kaldırmak mümkün değildir. Sadece tıkanıklık stent ve anjiyoplasti yoluyla genişletilebilir ve ilaçlarla tıkanıklığın ilerlemesi durdurulabilir. Kalp krizi geçiren bir kişiye kesinlikle epinefrin (adrenalin) ve diğer sempatomimetikler verilmemelidir. Aksi halde kalbe yüklenen iş daha da artacağı için durumu daha da kötüye götürür.STEND İŞLEMİ NEDİR? BY-PASS NASIL YAPILIR?Stent işlemi kalbe giden kan akışını artırmak amacıyla daralmış damarları açmak için yapılan bir tedavi yöntemidir. By-pass ameliyatı ise, vücuttaki atardamarların tıkanıklığında uygulanan cerrahi tedavi yöntemidir. Dr. Feridun Kunak, kalbe kan gelemediği zaman kalp krizi olabileceğini, bunun sonucunda anjiyo yapılacağını açıkladı.Tıkanan kalp damarının balon denen bir sistemle genişletildiğini söyleyen Kunak, ardından tıkanıklığı önlemek için stent takıldığını aktardı. Kunak, tıkanıklık çok fazlaysa o zaman By-Pass ameliyatı yapıldığını, kalbe yeni bir damar dikildiğini ve böylece tıkanıklığın giderildiğini belirtti.
Source: Kübra Yılmaz
Sağlık Bakanlığı İstanbul”a gelen ünlü şarkıcının ölüm nedenini açıkladı
Brezilyalı şarkıcı 31 yaşındaki Ana Bárbara Buhr Buldrini, Mayıs ayında Mozambikli sanatçı Elgar Sueia (DeHermes) ile evlendi.
Buldrini, hem balayı hem de reklam anlaşması için İstanbul’a geldi.
Ünlü şarkıcı, 15 Haziran 2025 tarihinde İstanbul’un Tuzla ilçesindeki Özel Tusa Hastanesi’nde geçirdiği estetik operasyon (yağ aldırma ve meme estetiği) sırasında yaşanan komplikasyonlar nedeniyle hayatını kaybetti.
Eşi Elgar Sueia, hastaneyi ihmal ile suçladı.
Sanatçı Elgar, operasyonun planlanandan erken, yeterli hazırlık yapılmadan ve Buldrini’nin aç olması gereken bir durumda tok halde gerçekleştirildiğini ileri sürdü.
Sueia, “Benim avukatlarım konuyu takip ediyorlar, şuan sadece otopsi sonucunun çıkmasını bekliyoruz. Otopsi bitene kadar detay veremem ama ben adalet istiyorum. Bir insanın canını bu kadar kolay kaybetmemesi gerekiyor. Türkiye”de sağlık sistemleri iyi olduğu için buraya geldik. Bundan sonra Türkiye”ye geleceğimiz zaman korkacak mıyız?” dedi.
“OTOPSİDE NETLİK KAZANACAK”
Olayın ardından İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü”nden açıklama geldi:
Bazı medya organlarında yer alan, sosyal medya fenomeni Ana Bárbara Buhr Buldrini’nin estetik operasyon sırasında hayatını kaybettiği yönündeki haberler üzerine kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi amacıyla açıklama yapılması zarureti hasıl olmuştur.
Buldrini, 15.06.2025 tarihinde İstanbul’daki özel bir hastanede geçirdiği estetik operasyonun ardından, uyandırma sürecinde gelişen ciddi komplikasyonlar nedeniyle tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetmiştir.
Olayla ilgili adli süreç başlatılmış olup, kesin ölüm nedeni yapılacak otopsi sonucunda netlik kazanacaktır. Bakanlığımızın tıbbi sürece ilişkin incelemesi titizlikle sürdürülmektedir.
Ayrıca müdürlüğümüzün re’sen talimatıyla, söz konusu hastanenin ameliyathane ve yoğun bakım birimleri ile ilgili hekimin muayenehanesinde olağan dışı denetim gerçekleştirilmiştir. Denetim süreci devam etmekte olup olayın tüm yönleriyle aydınlatılması için çalışmalar hassasiyetle yürütülmektedir.
Source: Ümit Karadağ
Şelalede düştü, kalça kemiğindeki platin yerinden çıktı
Bursa”nın Kestel ilçesine bağlı Derekızıl Mahallesi”nde Tozluyan Şelalesi”ne balık tutmaya giden Hasan Ülkü (48), ayağı kayıp düşünce kalça kemiğindeki platin yerinden çıktı. Düştüğü yerden kalkamayan Ülkü, 112 Acil Çağrı Merkezi”ni arayıp yardım istedi. İhbarla bölgeye AFAD Arama Kurtarma, UMKE, jandarma ve STK arama kurtarma ile köpekli arama ekipleri sevk edildi. HELİKOPTERLE HASTANEYE KALDIRILDI Ekiplerin ulaştığı Ülkü”nün ilk müdahalesi, olay yerinde yapıldı. Ülkü, yürüyemeyecek durumda olduğundan, sarp ve dik arazi nedeniyle, tahliye için bölgeye helikopter istendi. Ekipler tarafından sedyeyle helikoptere alınan Hasan Ülkü”nün tedavisi sevk edildiği Bursa Şehir Hastanesi”nde devam ediyor. Öte yandan kurtarma operasyonu da saniye saniye kameraya yansıdı.
Source: Haberler