‘Gideon’un Casusları’
Trump gelmeden öncü emareler gelmeye başlamıştı. Kapalı kapılar ardında konuşulmuş, Suriye yeniden düzenlenmiş, Türkiye dahil birçok ülkeye rol dağılımı yapılmıştı. ABD desteğindeki Netanyahu , Hamas’ın saldırmasından yararlanarak önce Gazze’de taş üstünde taş bırakmadı, her türlü insanlık dışı suçu işledi. Histerik titremeye girmiş küçücük çocukların görüntüleri insanlığın belleğine kazındı. İsrail, Yemen’de Husiler’e, Lübnan’da Hizbullah’a saldırdı. Bu saldırılarda öne çıkan en önemli unsur şüphesiz istihbarat faaliyetleriydi. Biraz geriye saralım tarih filmini. İsrail, bir bölümü Arap olan 10 milyonluk nüfusu ile çevresinde bulunan bütün Müslüman halklara saldırarak ayakta kalmaya çalışıyor. Bunun sürdürülme durumu yok. İsrail, Hizbullah’ı içeriden çökertti. Çağrı cihazlarının patlatılmasını anımsayalım. Husiler ve Hamas için de aynı yöntemleri yaygın olarak kullanıyor. İsrail istihbaratına en dayanıklı yapı, her şeye karşın Hamas oldu. Çünkü hâlâ elinde 20’ye yakın yaşayan rehine var ve İsrail bulamıyor. Belki de saldırma gerekçesinin elinden çıkmaması için bulmak istemiyor. Tahminin sonu gelmez… Bütün istihbarat operasyonlarına karşın İran, aynı yerden ağır yara aldı. İsrail, toplumunun her türlü özelliğini göz önüne alarak savunma, saldırma yöntemleri geliştiriyor. Aslında bu temeller üzerine kuruluşunu sağladı. Gideon’un Casusları kitabını okursanız, bu konunun ayrıntılarını görmek olanaklı. İsrailMısır savaşında, Mısırlı pilotların kişisel yaşamlarına ilişkin bilgilerin nasıl derlendiği, nasıl kullanıldığı ve savaşta belirleyici noktaya nasıl getirildiği ilginç bir örnektir. Evet, İsrail bir istihbarat, güvenlik devletidir. Ancak ABD olmaksızın hiçbir şeye yetmez. Trump’tan daha çok İsrail’i, Netanyahu’yu seven bir ABD başkanı bulmak sanırız olanaksızdır. Ancak büyük iddialarla iktidara gelen Trump, Ukrayna-Rusya savaşında bir sonuç alamadı. Ekonomi dahil diğer konularda da işler iyi gitmiyor. İran, tüm zayıflıklarına karşın beklentileri aşan tepkiler veriyor. Rusya ve Çin’in, İran’ın zayıflamasına ne kadar izin verecekleri de bilinmiyor. Çünkü sıra onlara geldi veya gelecek. ABD ve temsil ettiğini iddia ettiği değerleri önemli bir sınavda. Her şey, Körfez’de köleleştirdiği emirler ve krallara bir ziyarette 2 trilyon dolar ceza kesmek kadar kolay olmayabilir. Bu ahval ve şerait içinde Türkiye’yi yöneten Cumhur iktidarı yaşamın her alanında olduğu gibi bölgesel ve küresel gelişmeleri de tam algılayamıyor. Umarız, hükmedildiği düşünülen Suriye konusunda avlanıldığı anlaşılır. “Şam’ın fethi tamam, sıra Kudüs’te” diye üfürenler nerede? Yıllardır ekonomi ile yapboz oynayan, kendi elitine her koşulda kaynak aktarmaktan vazgeçmeyenler “ninni halinden” çıkabilecek mi? Unutulmaması gerekir ki uyanıklık hali, eldeki bilgi ve öngörünüz kadar olacaktır. “Casusluk cemaati” nden koruyamadığınız TSK ile oynamayın, savunma sanayisinde oluşan kapasiteyi siyasi propaganda olarak kullanmayın. Bu alanlara kişisel ve ağır ideolojik yaklaşımınızdan vazgeçin. Ders çıkarma zamanı..
Source: Sertaç Eş