Biz kobay değiliz!
Gerçi hiçbir günün sabahı o günün akşamına uymayan bir dünyada yaşıyoruz. Gün batmadan gündem bazen sayısız defa değişiyor. Ama o gürültü patırtı arasında bazı önemli konuları da gözardı ediyoruz. Önemli diyorum çünkü zihnimdeki konu sizin, benim hepimizin sağlığını çok yakından ilgilendiriyor. Ama (sevgili Uğur Dündar dışında) kimsenin ele aldığına ve gündeme taşıdığına ben tanık olmadım: Üstelik toplum sağlığı yönünden çok önemli olduğunu söyledim ama en az onun kadar önemli bir başka yönü daha var: Ülkemizin güvenilirliği ve itibarı açısından da son derece önemli: Yediğimiz, içtiğimiz ve başka ülkelere de ihraç etmek isterken rezil olduğumuz ilaçlı ürünlerden söz ediyorum: Gazetelerde ikide bir haberleri örüyoruz. Kaynak ismi ve tarih vermeden birkaç örneği aktarmak isterim: – “Tarım ürünleri zehir mi saçıyor?” – “Çocukların lokmalarına gizlenen zehir: Pestisitler .” – “Hayatımız askıda.” – “Uzmanlardan ‘Pestisitte asıl felaket iç pazarda!’ uyarısı”. – “Türkiye sahte üründe Çin ile zirveyi paylaşıyor.” – “Yediğimiz, giydiğimiz zehir!” – “Sahte içki kâbusu felakete dönüştü.” – “Sahte içki kâbusu bitmiyor.” Bunlar geride kalan son şubattan son mayısa kadar yayımlanmış olanlardan bazıları. Aslında çok böyle çok haber var. Ama dinleyen de “Bu halkın sağlığını korumak da bizim -iktidarın-görevimiz” deyip de konunun üstüne giden yok. Hoş sadece bugün değil, eskiden de halkın sağlığını gerçekten dert edinen iktidar gördüğümüzü söyleyemeyiz. Aklıma birkaç örnek geliyor: 26 Nisan 1986’da Sovyetler Birliği’nde, Belarus idari sınırı ile Dinyeper Nehri yakınlarında bulunan bir nükleer reaktörde kaza oldu. Bu santraldan yayılan radyasyon ülkemizin özellikle Orta ve Doğu Karadeniz bölgesinde yetişen ürünlerde çok yüksek oranda radyasyon tespit edildi. Rakamları yanlış anımsamadığımı sanıyorum: 90 bin ton çay ile 120 bin ton fındığın “ışınla kirlenmiş” , (contaminated) hale geldiği ve imha edilmesi gerektiği ileri sürüldü. Hatta tarihte ürünlerimiz sağlığa zararlı düzeyde kirlendi mi yoksa tüketilebilir mi tartışmaları yapılırken sorumlu bakan merhum Cahit Aral , radyasyonlu dediği bir bardak çayı kameralar önünde içmişti. Neticede ne oldu? Ne fındığın ne de çayın imha edildiğine dair güvenilir bir açıklama yapıldı. O ürünlerin, bir yere ihraç edildiğini de duymadık. Sonuçtan hiç haberimiz olmadı ama iktidarımız hepsini bize yedirdi ve içirdi hükmüne vardık. Şimdi Çernobil kadar dünyayı kokutan bir tehlikeyle karşı karşıya değiliz ama Çernobil olayında olduğumuz kadar sahipsiziz. Gerçi arada bir Tarım ve Orman Bakanlığı’nın sanki gıda güvenliğimizi sağlamak için çalışıyorlarmış gibi açıklama yaptığına, Ticaret Bakanlığı’nın “güvensiz ürün ihracı” nı önlemek için verdiği ilanlara tanık oluyoruz ama hem onlar (yani yetkililer) hem de biz biliyoruz ki zehir içeren gıdalar da Çin Cumhuriyeti’yle şampiyonluk yarışında olduğumuz güvensiz mal ihracatında da en kötü ülkelerden biri konumundayız. Bu konunun, ne iktidarı ne de muhalefeti var. Yani politikasız bir konu bu. Biz 86 milyon insanız, kobay değiliz. Yetkililerden sadece işlerini liyakatle yapmalarını istiyoruz.
Source: Oktay Ekşi
Son dakika: İran füzeleri İsrail”de geceyi aydınlattı! İki ülkede çok şiddetli patlamalar
SON DAKİKA HABERİ: İsrail ve İran arasındaki savaşta 9″ncu günün sabahına yaklaşırken iki ülkenin karşılıklı saldırıları devam ediyor.İran”ın gece saatlerinde Tel Aviv”e düzenlediği saldırının ardından İsrail, İran”daki stratejik noktalara saldırılar gerçekleştirdi. Tahran ve Tel Aviv”de çok şiddetli patlama sesleri yükseldi.İSRAİL, İRAN”DAKİ FÜZE RAMPALARINI VURDUİsrail ordusu, İran”ın füze deposu ve rampalarına yönelik hava saldırısı başlattığını duyurdu.İsrail ordusundan yapılan yazılı açıklamada, İsrail ordusunun İran”ın orta kesimlerindeki füze deposu ve rampalarına yönelik yeni bir saldırı dalgası başlattığı belirtildi.İran”dan saldırıya ilişkin henüz bir açıklama gelmedi.Türkiye”den İsrail hamlesi! BMGK”de ilan edildi! Tel Aviv”e çağrıSon dakika: İran acil koruma talep ettiİngiltere”den son dakika İran kararı!İran”ın İsrail”i şoka uğratan saldırı: Dünyaca ünlü markanın binası vurulduİRAN”DA TEL AVİV”DE GECEYİ AYDINLATTIİsrail”in başkenti Tel Aviv”de yine sirenler çaldı. İran, gece saatlerinde Tel Aviv”e yönelik misilleme saldırısında bulundu.Tel Aviv”de çok sayıda patlama sesi duyuldu. İsrail medyası, İran”dan 5 füzenin fırlatıldığını, saldırı sonrası füze savunma sisteminin parçalarının düşmesi sonucu bir binanın çatısında yangın çıktığını belirtti.İSRAİL”İN, İRAN”A SALDIRILARIİsrail, 13 Haziran”da İran’ın çeşitli kentlerindeki nükleer tesisler başta olmak üzere ordunun üst komuta kademesini de hedef alan geniş çaplı saldırılar düzenledi.İran”da Genelkurmay Başkanı, Devrim Muhafızları Genel Komutanı ve bazı üst düzey komutanlar ile 9 nükleer bilim insanı saldırılarda öldü.İran Sağlık Bakanlığı, 15 Haziran”da yaptığı açıklamada, İsrail”in saldırılarında toplam sivil can kaybının 224, yaralı sayısının da 1277″den fazla olduğunu bildirdi.İran ordusunun İsrail’e balistik füzelerle yaptığı misillemede 25 kişinin öldüğü, 2 bin 517 kişinin yaralandığı aktarıldı.Türkiye başta olmak üzere çok sayıda ülke İsrail”i kınadı.
Source: Muhammet Arif Güreli
Haller heyecanı
Yeni sezonda güçlü bir kadro kuracak Antalyaspor, transfer yasağını kaldırıp şova hazırlanıyor. Önceliği hücum hattına veren Akrepler, B.Dortmund”un yıldız golcüsü Sebastien Haller”i gündemine aldı. 30 yaşındaki golcü, ilk görüşmede olumlu karşılık verdi. Mali olarak da beklentisi, kulübü sıkıntıya sokacak bir seviyede değil. Birkaç gün içinde somut adımların atılacağı öğrenildi. KANSERİ ATLATTI Fildişili forvet, 2022″de Haaland”ın yerine Dortmund”a geldi. Aynı dönemde testis kanserine yakalandı. Uzun süre tedavi gören Haller, yeniden Dortmund formasıyla futbola döndü. Geçen sezon başında İspanya”dan Leganes”e kiralandı. Devre arasında ise Hollanda”dan Utrecht”e kiralık gitti. 1 yıl kontratı bulunan tecrübeli santrfor, geçen sezon iki takımda 27 karşılaşmada 6 gol atıp 1 de asist yaptı.
Source: Fotomaç
Bebek katili İsrail yine BM’nin kara listesinde
Birleşmiş Milletler (BM), İsrail ordusu ve güvenlik güçlerini bu yıl da çatışma bölgelerinde çocuklara zarar verenler “kara listesinde” tutarak, 2024″te ordu ve güvenlik güçlerinin Filistinli çocuklara karşı 7 bin 188 ihlalde bulunduğunu teyit etti. Anadolu Ajansı, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres”in 2024 yılı verilerini içeren 40 sayfalık “Çocuklar ve Silahlı Çatışmalar” raporuna ulaştı. Raporda, İsrail, silahlı çatışmalarda çocuklara karşı ağır ihlaller gerçekleştiren taraf olarak bu yıl da “kara listede” yerini korudu, İsrail güçleri “çocukları öldüren ve sakat bırakan” ve “okullara ve/veya hastanelere saldırılarda bulunan taraf” olarak nitelendi. MAMALAR TÜKENDİ Gazze Şeridi”ndeki iki hastane, İsrail”in uyguladığı abluka ve sürdürdüğü soykırım nedeniyle bebek mamalarının tükendiğini, yakında bebeklerin hayatını tehdit eden yeni bir “sağlık felaketi” yaşanacağını duyurdu. YARDIM KATLİAMLARI SÜRÜYOR İsrail ordusunun Gazze Şeridi”ne saldırılarında aralarında insani yardım bekleyen sivillerin de bulunduğu en az 92 kişi yaşamını yitirdi. Filistin resmi ajansı WAFA”ya göre, insani yardım almak ümidiyle Gazze Şeridi”nin kuzeyindeki Şüheda Kavşağı yakınında bekleyen Filistinliler, İsrail ordusunun saldırısına uğradı.
Source: Sabah
Sigara içme oranında korkutan artış
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Toker Ergüder, Türkiye”de tütün kullanım oranlarının her geçen gün büyüdüğüne dikkat çekti. Ergüder, “2013”ten itibaren sigara kullanımı çok hızlı şekilde arttı. 2008-2012 yılları arasında tütün kullanımını yüzde 14″e yakın düşürüp dünya rekoru kırmıştık. Dünya Sağlık Örgütü Başkanı, Türkiye”ye gelip Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan”a “Bunu nasıl başardınız?” diye sormuştu, görüşmeler yapmıştı. Tütün endüstrisi, 2013 yılından sonra saldırılarını çoğalttı. Son 10 yılda Türkiye”de kadınlardaki sigara içme oranı yüzde 40 artmışken, 15-29 yaş grubu kadınlarda yüzde 90″dan fazla yükseliş var” ifadesini kullandı. Ergüder, korkulan senaryoya göre sigara kaynaklı hastalıklardan dolayı milyonlarca kişinin yaşamını yitirebileceğini söyleyerek, “12 milyon kişi sigaraya bağlı hastalıktan dolayı hayatlarını kaybederken New York borsasında hissedarları olan sigara şirketleri bu insanların ölümlerinden milyonlarca dolar parayı kazanacak. Ölen biz, kazanan yabancı sigara şirketleri olacak. Mevcut trendi yeniden döndürüp, eski başarı hikayemizi tekrar sağlamalıyız” diye konuştu.
Source: Burcu Şen
Ablası Nihal’i kaybeden Bahar Candan sinir krizi geçirdi
Bir dönem sosyal medyanın en ünlü isimlerinden olan Nihal Candan, “dolandırıcılık” ve “kara para aklama” suçlamalarıyla 5,5 ay cezaevinde tutuklu kaldıktan sonra anoreksiya nevroza teşhisiyle tahliye edilmişti. Ancak Nihal Candan sağlığına kavuşamadı. Hastalık nedeniyle artık hiçbir şey yiyip içemez hale geldi.
Geçen hafta 29 kiloyla kaldırıldığı hastanede 25 kilonun altına düşen ve kalbi durup tekrar çalıştırılan Candan maalesef hayatını kaybetti.
Nihal Candan”ın hayatını kaybettiği haberini Dilan Polat”ın kardeşi Sıla Doğu sosyal medyada duyurdu.
Ablası Nihal Candan’ın vefatıyla sarsılan Bahar Candan ise hastaneden gözyaşlarına boğuldu, sinir krizi geçirdi.
NİHAL CANDAN KİMDİR?
15 Haziran 1995 tarihinde Mersin”de doğan Nihal Candan Beykent Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu.
2014 yılında “Bu Tarz Benim” yarışması ile ekranlara adım attı, sonrasında Survivor 2016 yarışması ile adını duyurdu.
2023″te “dolandırıcılık” ve “kara para aklama” iddialarıyla tutuklandı, cezaevinde anoreksiya nervoza teşhisi konuldu ve tahliye edildi.
Anoreksiya nervoza teşhisiyle cezaevinden tahliye edilen Nihal Candan bir süredir hastanede yoğun bakımda tedavi görüyor, damardan besleniyordu.
Source: Haber Merkezi
Ünlü baharat markasında “Vitamin” skandalı: Bakanlık etiket oyununu ifşa etti
Bakanlık denetimleri sonucunda, “Hamdard İlaç Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi Ahmet Arifoğlu” ismiyle piyasaya sürülen takviye edici gıda ürününde yanlışlık tespit edildi.
Üründe, etikette Vitamin C, B1, B2, B12 ve Kalsiyum Ekstratlarının bulunduğu belirtilmesine rağmen, yapılan laboratuvar analizlerinde bu maddelere rastlanmadı. Bu durum, ürünün içerik beyanının yanıltıcı olduğunun kanıtı olarak değerlendirildi.
TATLI KIRMIZI BİBERDE DOMATES BULUNDU
Bir diğer skandal ise Arifoğlu markasının “Öğütülmüş 1KG Tatlı Kırmızı Biber” baharatında yaşandı. Bakanlık, yapılan denetimlerde, içeriğinde tatlı kırmızı biber bulunması gereken üründe, domates karıştırıldığını ortaya çıkardı.
Source: Derleyen: Merve Kapan
13 yaşındaki çocuk feci şekilde can verdi! Kan duvarı kırmızıya boyadı
Kestel ilçesi Kale Mahallesi Mandıras Caddesi ile Ankara Yolu Caddesi üzerindeki kesişen su kanalında feci bir kaza meydana geldi. A.Ç. idaresindeki 11 ABU 417 plakalı otomobil, sürücüsünün kontrolünden çıkarak kanal kenarında oturan 13 yaşındaki Murat Mehmetoğlu”na çarpıp kanala uçtu. KAZA SONRASI FECİ GÖRÜNTÜLER Kaza sırasında kanal duvarı ile otomobil arasına sıkışan 13 yaşındaki çocuğun akan kanı istinat duvarını kırmızıya boyadı. HASTANEDE HAYATINI KAYBETTİ İhbar üzerine olay yerine çok sayıda polis, sağlık ve itfaiye ekibi sevk edildi. Ağır yaralanan çocuk., olay yerinde yapılan ilk müdahalesinin ardından Kestel Devlet Hastanesi”ne kaldırıldı. 13 yaşındaki Murat Mehmetoğlu, hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybederken, yaralı sürücünün ise hayati tehlikesinin bulunmadığı öğrenildi. Kazayla ilgili soruşturma başlatıldı.
Source: Haberler
İsrail-İran savaşında 9. gün! İsrail, İran”ın İsfahan”daki nükleer tesisini vurdu
İsrail”in “Yükselen Aslan” ismiyle 13 Haziran”da Tahran”ı vurması ve İran”ın misilleme saldırılarıyla başlayan savaş dokuzuncu gününe girdi. İsrail, 13 Haziran”da İran”ın çeşitli kentlerindeki nükleer tesisler başta olmak üzere ordunun üst komuta kademesini de hedef alan geniş çaplı saldırılar düzenledi. İran”da Genelkurmay Başkanı, Devrim Muhafızları Genel Komutanı ve bazı üst düzey komutanlar ile 9 nükleer bilim insanı saldırılarda öldü. İran Sağlık Bakanlığı, 15 Haziran”da yaptığı açıklamada, İsrail”in saldırılarında toplam sivil can kaybının 224, yaralı sayısının da 1277″den fazla olduğunu bildirdi. İran ordusunun İsrail”e balistik füzelerle yaptığı misillemede 25 kişinin öldüğü, 2 bin 517 kişinin yaralandığı aktarıldı. İşte geceden bu yana savaşta yaşananlar: İran medyası, İsrail güçlerinin sabaha karşı İsfahan”daki nükleer tesisi hedef aldığını duyurdu. Haberlere göre, tesiste nükleer sızıntı tespit edilmedi. İran”da bir kilit isim daha öldürüldü İsrail ordusu, İran Devrim Muhafızları”nın ikinci İHA birimi komutanı Aminpour Joudaki”nin öldürüldüğünü duyurdu. Açıklamada Joudaki”nin İsrail”e yönelik yüzlerce drone saldırısından sorumlu olduğu öne sürüldü. Devrim muhafızları harekete geçti İran basını duyurdu, Devrim Muhafızları”nın Ben Gurion Havaalanı”nı, İsrail askeri tesislerini ve İsrail”in merkezindeki destek merkezlerini hedef aldığını söyledi. İsrail Kum kentine saldırdı İran devlet televizyonuna göre, İsrail, Kum”da Salariye Mahallesi”ne saldırı düzenledi. Sivil bir binanın vurulduğu saldırıda 16 yaşındaki bir çocuk hayatını kaybetti. Saldırıda 2 kişi de yaralandı. İsrail füze deposu ve rampalarını vurdu İsrail ordusundan yapılan yazılı açıklamada, İsrail ordusunun İran”ın orta kesimlerindeki füze deposu ve rampalarına yönelik yeni bir saldırı dalgası başlattığı belirtildi. İran”dan saldırıya ilişkin henüz bir açıklama gelmedi. Kısa bir süre önce İran”dan İsrail”e füze saldırısı düzenlenmiş, Tel Aviv semalarında önce sirenler, ardından patlama sesleri duyulmuştu.
Source: Internet Haber
Ülke genelinde bitter çikolata markası için kırmızı alarm verildi
ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA), ciddi sağlık sorunlarına yol açabilecek bir tatlı ürünü hakkında kamuoyunu uyardı. Michigan merkezli Lipari Foods, JLM markasına ait 14 onsluk “Bitter Çikolata Nonpareils” adlı ürünün içeriğinde süt bulunabileceği gerekçesiyle ülke çapında geri çağırma kararı aldı.
SÜT UYARISI
Ürünün zerinde süt içerdiğine dair uyar bulunmamasından dolayı Weaver Nut Company bir açıklama yaptı ve Lipari Foods, söz konusu partileri piyasadan toplatma sürecini başlattı.
RİSK ALTINDA OLABİLİRSİNİZ
FDA, süt alerjisi olanların risk altında olduğunu ve bu ürünü tüketmemeleri gerektiğini söyledi. Satın alındıysa da imha edilmesi ve mağazaya iade edilmesi önerildi.
GERİ ÇAĞRILAN ÜRÜNLER
Geri çağrılan ürünlerin partileri ise şöyle:
28202501A, 29202501A, 23202504A, 14202505A, 15202505A ve 03202506A
SÜT ALERJİSİ DİKKATE ALINMALI
Süt ürünlerine karşı hassasiyet iki şekilde ortaya çıkabiliyoR. Bunlar laktoz intoleransı ve süt alerjisi. Bu ikisi ayrı durumlar. Laktoz intoleransı, bireylerin süt şekerini sindirmekte zorlanması, şişkinlik, gaz ve mide ağrısı olurken süt alerjisi ise boğaz şişmesi nefes darlığı anlamına geliyor. Ve bu tedavi edilmezse ölüme de neden oluyor.
KÜÇÜK HATA BÜYÜK SONUÇLAR GETİRİR
FDA ve Lipari Foods yetkilileri, tüketicilere bu ürünün ambalajını kontrol etmelerini ve tüketmemelerini ifade etti. Süte alerjisi olanların küçük bir hatada büyük sonuçlar yaşayabileceği konusunda da uyardı.
Source: Derleyen: Gülcan Aslan
İstanbul”da 7 bin vaka! Kene tutunmaları artıyor, uzmanlar böyle uyardı
Kene kabusu geri döndü. Yaz aylarının gelmesiyle, vatandaşların korkusu rüyası kene yeniden ortaya çıktı. #r-1125213# Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığına bağlı olarak Sivas”ta 8, Kayseri”de ise 4 kişinin hayatını kaybetmesi tedirginliğe neden olurken, uzmanlardan önemli uyarılar geldi. BHT Clinic İstanbul Tema Hastanesi”nden Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Cengiz Uzun, son yaşanan kene vakaları sonrası dikkat çeken açıklamalarda bulundu. HER KENE, KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ”NE NEDEN OLMUYOR Hyalomma türüne ait kenelerin KKKA”ya neden olduğunu belirten Dr. Öğretim Üyesi Cengiz Uzun, ölüm oranının dünyada ortalama yüzde 10″la 30 arası olduğunu, Türkiye”de ise bu oranının yüzde 5 olduğunu ifade etti. KKKA”nın yaklaşık 20 yıldır Türkiye”de de görüldüğünü söyleyen Uzun, ekolojik dengenin değişmesi, ormanlık alanların azalması ve kuş popülasyonunun azalmış olmasının kene vakalarında artışa neden olabileceğini ifade etti. İSTANBUL”DA BU YIL 7 BİN KENE TUTUNMA VAKASI BİLDİRİLDİ İstanbul”da kene tutunması vakalarında artış olduğunu belirten Dr. Cengiz Uzun, ” İstanbul”da son verilere göre 6-7 bin kişi kene tutunması şikayetiyle sağlık kuruluşlarına başvurdu. Şunu biliyoruz ki İstanbul”da KKKA yok. Şimdiye kadar İstanbul”daki kenelerden bulaşan bir hastalık yok. Bu hastalık özellikle Kelkit Vadisi, yani Amasya, Tokat, Samsun, Sivas, Yozgat o bölgede var olan bir hastalık. İstanbul”da da o tür keneler var ama bir bulaş şu ana kadar bildirilmiş değil” diye konuştu. Dünyada 500-600 civarında, Türkiye”de ise tespit edilmiş 50 civarında kene türü olduğunu belirten Uzun, “Tabi ki bunların hepsi bu virüsü taşıyıp yaymıyor. Hyalomma dediğimiz bir cins var, onunla bulaşan bir mikroorganizma” dedi. “KENE VÜCUTTA NE KADAR AZ TUTUNURSA O KADAR İYİ” Kene fark edilir edilmez çıkarılması gerektiğini belirten ancak kesinlikle çıplak elle dokunulmaması uyarısında bulunan Dr. Cengiz Uzun, “Böyle bir tutunma durumunda ‘Ellemeyin, sağlı kuruluşunda çıkarılsın” gibi bir tutum var. Ancak buradaki en önemli şey, kene vücutta ne kadar az kalırsa o kadar iyi. Kişi keneyi tespit ettiğinde sağlık kuruluşuna çok kısa sürede varamayacaksa o zaman kendisinin çıkarmasını istiyoruz. Keneyi tutunduğu yere yakın yerinden yakalayarak bir cımbızla veya bir peçeteyle yukarı doğru çekerek çıkartabilirler. Olabildiğince hoyrat davranmadan, yavaşça çıkartmak gerekiyor. İçeride parça kalmasının çok önemli olmadığını biliyoruz artık. Keneyi bir an önce çıkartmak, orayı su ve sabunla yıkayıp bir an önce sağlık kuruluşuna başvurmak gerekiyor” ifadelerini kullandı. “BELİRTİ ORTAYA ÇIKARSA SAĞLIK KURULUŞUNA TEKRAR BAŞVURUN” Sağlık kuruluşuna ilk başvuruda yapılan test sonuçlarının, 10 gün içerisinde herhangi bir belirti ortaya çıkması durumunda yapılacak test sonuçlarıyla karşılaştırıldığını söyleyen Uzun, sözlerini şöyle sürdürdü: 10 gün içerisinde herhangi bir ateş, halsizlik, gribal bir durum, karın ağrısı, ishal, diş etlerinde, cilt altında kanamalar gibi şikayetleri olursa, hemen hastaneye başvurmalarını istiyoruz. Kenenin ilk tutunduğu dönemde yapılan test sonuçlarıyla karşılaştırıyoruz. “KENE YENİ TUTUNDUYSA DAHA KOLAY ÇIKAR “Bir yere pikniğe gittiğinizde sağlık kuruluşuna varmanız birkaç saat sürecekse kenenin o durumda kalmamasında fayda var” diyen Dr. Cengiz Uzun, “Eğer erken fark ederseniz kene zaten çok kolay çıkacaktır, çünkü henüz tam olarak beslenmemiştir, iyice büyümemiştir. Normalde kan emerek kendisinin 10 katına kadar çıkar. O kanı emmemiştir halihazırda. O yüzden çok daha rahat çıkar, tutunması fazla değildir” dedi. “EVE GİTTİĞİNİZDE VÜCUDUNUZU KONTROL EDİN” Kene tutunmasına karşı alınabilecek tedbirlere de değinen Dr. Cengiz Uzun, yeşil alanlarda olabildiğince kapalı giyinilmesi tavsiyesinde bulunarak, eve gidince tüm vücudun gözden geçirilmesi gerektiğini belirtti. Kenelerin özellikle bacaklara, kollara, kasık bölgesine ve koltuk altlarına tutunduğunu ifade eden Uzun, kene kovucu losyonların ise çok etkili olmadığını söyledi. ÇOCUKLAR VE KRONİK HASTALIĞI OLANLARDA RİSK DAHA FAZLA Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığının kalp hastaları, şeker hastaları, kanser hastaları gibi kronik hastalığı olanlar ve çocuklar için daha riskli olduğunu belirten Dr. Cengiz Uzun, sözlerini şöyle noktaladı: KKKA”nın şu an için bir aşısı ve belirgin bir tedavisi yok, sadece destek tedavi uygulanıyor. Vücuttaki pıhtılaşmayı sağlayan hücrelerde ve proteinlerde düşüşler oluyor. Destek tedavi ile onu yerine koymamız gerekiyor. Şu an için herhangi bir viral ilaç yok. Denenen ve verilip verilmemesi konusunda tartışmalar yaşanan ilaçlar var.
Source: Batıkan Altaş
Yaşam savaşını kaybeden Nihal Candan'ın son sözleri yürek burktu
Yeme bozukluğu hastalığı nedeniyle 23 kiloya kadar düşen ve yoğun bakımda tedavi altına alınan Nihal Candan”ın önceki gün kalbi durmuş, müdahale sonrası hayata döndürülmüştü. Ancak 24 saatlik kritik sürecin sonunda kalbi ikinci kez duran genç fenomen, kurtarılamadı.Sosyal medya fenomeni kardeşler Nihal Candan ve Bahar Candan, Kasım 2023″te “dolandırıcılık” ve “kara para aklama” suçlamalarıyla tutuklanarak cezaevine gönderilmişti. Tutukluluğu sürecinde ciddi sağlık sorunları yaşayan Nihal Candan”a, yeme bozukluğu olarak bilinen Anoreksiya Nervoza teşhisi konmuştu.Sağlık durumu her geçen gün kötüleşen 27 yaşındaki Candan, hastalığının ilerlemesi ve yaşadığı psikolojik çöküntü nedeniyle geçtiğimiz aylarda tahliye edilerek hastaneye kaldırılmıştı. Ancak tedaviye direnç gösterdiği ve yemek yemeyi reddettiği öğrenildi.Kardeşi Bahar Candan, geçtiğimiz günlerde yaptığı çarpıcı bir paylaşımda, “Ablamın organları iflas etmiş. Tedaviyi reddediyor. Ölmek istiyor” diyerek Nihal”in sağlık durumunun ciddiyetini gözler önüne sermişti. HAYATINI KAYBETTİ Yoğun bakımda tedavi altına alınan Nihal Candan”ın kalbi, 19 Haziran”da durmuş ancak doktorların müdahalesiyle yeniden çalıştırılmıştı. Dün gece ise ikinci kez kalbinin durduğu ve bu kez tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadığı açıklandı. Genç fenomen, yaşam mücadelesini kaybetti. SON SÖZLERİ YÜREK BURKTU Güzellik uzmanı Sevim Alan, ölüm haberinin ardından sosyal medya hesabından dikkat çeken bir paylaşım yaptı. Alan, “Yaşayamadı… “Yaşayamıyorum” da demiş. Annesi dün “Son zamanlarda Allah”a yöneldi, çok dua ediyor yaşamamak için” dedi. Nihal cezaevinden çıktığında hastalığı zaten ölümcüldü ama sapasağlamdı. İnsanı yaşadıkları değil, haksız yere yaşamak zorunda kaldıkları öldürür. Çok üzüldüm…” ifadeleriyle duygularını dile getirdi.
Source: Haberler
Ünlü marketin çamaşır suyu toplatılıyor… Piyasaya arzı yasaklandı
Türkiye”de piyasa gözetimi ve denetimi sonucunda tüketicilerin sağlık ve güvenliklerini tehdit ettiği belirlenen ürünler, Güvensiz Ürün Bilgi Sistemi (GÜBİS) üzerinden kamuoyuna duyuruluyor.Piyasa gözetimi ve denetimi sonucunda tüketicilerin sağlığını tehdit ettiği belirlenen ürünler kamuoyuna ilan ediliyor.Son olarak Ticaret Bakanlığı, Carrefour markalı çamaşır suyunun piyasaya arzının yasaklanmasına ve toplatılmasına karar verdi.Güvensiz Ürün Bilgi Sistemine eklenen Carrefour markalı çamaşır suyunun toplatılması kararına ilişkin ise şu bilgilere yer verildi:”Dokunsal Uyarı” Ve “Emniyetli Kapatma Düzeneğinin” Bulunmaması Yönüyle Yaralanma/Cilt Yanması-Göz Hasarı Tehlikesi İçermekte Olup Ürün Güvenliğine İlişkin Hükümlere Aykırılık Nedeniyle Uygunsuzluk Tespit Edilmiştir.
Source: Www.star.com.tr
Nihal Candan”ın ölümüne neden olan “anoreksiya nervoza” nedir?
Sosyal medya fenomeni Nihal Candan”ın anoreksiya nervoza nedeniyle yaşamını yitirmesi, gözleri bu ciddi hastalığa yeniden çevirdi. Görünüm baskısı, sosyal medyadaki yargılar ve travmatik yaşam olaylarının Candan”da anoreksiyayı tetiklediği belirtiliyor. MedipolBahçelievler Hastanesi”nden Klinik Psikolog Gözde Göktaş, yeme bozukluklarının sadece fiziksel değil, aynı zamanda derin bir ruhsal çöküşün yansıması olduğunu ifade etti. Göktaş, ailelerin ve yakın çevrenin bu süreçte suçlayıcı değil, tamamen destekleyici bir tutum sergilemeleri gerektiğinin altını önemle çizdi. “TRAVMATİK SÜREÇLER VE BEDEN ALGISI BU HASTALIĞI TETİKLİYOR” Anoreksiya nervozanın çoğu zaman sadece bir diyet takıntısı ya da kilo verme isteği gibi algılandığını ancak bunun gerisinde çok daha derin psikolojik faktörlerin olduğunu belirten Klinik Psikolog Göktaş, “Anoreksiya nervoza bir yeme bozukluğudur. Sadece davranışsal bir süreç değildir. Travma temelli, erken çocukluk dönemi ve ailesel aktarımlarla da ilişkilendirilebilir. Kontrol ihtiyacı, özgüven eksikliği, mükemmeliyetçilik zorlayıcı yaşam olayları ve düşük benlik saygısında bu durumda belirleyici bir faktördür. Travmalar, ailevi yükler, mükemmeliyetçilik, obsesif düşünceler ve sosyal medyanın dayattığı beden algısı bu tabloyu körüklüyor. Kişi kendini aynada hâlâ şişman görebiliyor ve bu da bozulmuş beden algısının en çarpıcı göstergesidir” dedi. GÖRÜNMEYEN SAVAŞ: RUHSAL ÇÖKÜŞ Anoreksiya nervozada kilo kaybı sadece fiziksel bir belirti değil, aynı zamanda ruhsal bir gerilemenin işareti. Klinik Psikolog Göktaş, bu durumun özellikle ergenlerde ve genç kadınlarda sık görülse de son yıllarda erkeklerde de artış gösterdiğini belirtti. Klinik Psikolog Göktaş, “Son zamanlarda hızlı kilo kayıpları yaşanıyorsa, psikolojik dalgalanmalar gözlemleniyorsa, bu sadece bir diyet meselesi değildir. Kişi kendini ifade etmekte zorlanabilir, sosyal ilişkilerden uzaklaşabilir. Bu noktada hem psikoterapi desteği hem de hekim takibi şarttır.” TEDAVİ BİR EKİP İŞİDİR Anoreksiyadan kurtulmak, bireyin iradesiyle tek başına başarabileceği bir süreç değildir. Klinik Psikolog Göktaş, multidisipliner bir yaklaşıma ihtiyaç olduğunu vurgulayarak şu uyarıda bulundu: “Psikolojik destek, beslenme danışmanlığı ve gerekiyorsa medikal tedavi bir arada yürütülmelidir. Kişiyle birlikte aile de bu sürece dahil edilmeli; eleştirmek yerine destek olunmalıdır. Anoreksiya, hem fiziksel hem duygusal yönleriyle ele alınması gereken bütüncül bir sağlık sorunudur.” “İYİYİM” DEMESİ, HASTA OLMADIĞI ANLAMINA GELMEZ Özellikle hastalığın başlarında kişinin yaşadığı durumu fark edemediğine dikkat çekerek, aile ve yakın çevrenin gözlemlerinin büyük önem taşıdığını dile getiren Klinik Psikolog Göktaş sözlerini şöyle tamamladı: “Hasta genellikle durumunu reddeder. ‘Kendimi iyi hissediyorum’ diyebilir ama fiziksel belirtiler farklı bir tabloyu gösterir. Bu nedenle yakın çevre, hızlı kilo kaybı, yeme alışkanlıklarında değişiklik ve sosyal izolasyon gibi işaretleri ciddiye almalı ve zamanında profesyonel yardım alınmalıdır.”
Source: Internet Haber