“Kültürel Etkinlikler – Müzik, Tarih ve Sanatın Buluşma Noktası”

Vitrindeki Albümler 23 Haziran 2025

CAN BAYDAR HER ŞEY GEÇER (SONY MUSIC TÜRKİYE) Can Baydar’ın adını Ankaralı rock topluluğu Gece’nin sesi ve gitarı olarak duyduğumuzda “yerli ve milli” sound’umuz yükselişe geçmişti. Can da içinde yer aldığı toplulukla birlikte bu yükselişe katkıda bulunan kuşağın mensuplarından biri olarak dönemin ruhunu layığı ile taşıyordu. Zamanla topluluk frene bastı, Can da İstanbul nüfusuna geçerek solo kariyerine eğildi ve 2019’dan itibaren bağımsız çalışmalar üretmeye başladı. İnişli çıkışlı bir ritim içinde olsa da belli bir istikrarı yakalamayı başaran Can, bir süreden beri dijital platformlarda parça parça yayınladığı şarkıları derleyip toparladı, “Her Şey Geçer” adını verdiği solo albümünü tamamına erdirdi. Kişisel gibi görünen, yaşadığı toplumun ve dünyanın sorunlarında kendini soyutlamamış bir albüm bu. Yanı sıra karanlık gibi görünen, tünelin ucundaki ışığa da işaret etmeyi ihmal etmeyen. Bir nevi Rock müzik destekli ruhsal bir varoluş mücadelesi bu; tabiri caizse sivil direniş… Toplamda dokuz şarkı 28 dakikaya sığmış; şarkılar kısa, ama vurucu. İçerik olarak bu şarkılar modern zamanların yabancılaşmış insanları için halen bir başka dünyanın mümkün olduğunu söylüyor, müzikal olarak yenilikçi alternatif rock soundu’na davet ediyor. Kendine ve dinleyicisine saygı duyanlar için… SREN “BAŞKA BİR HAYAT MÜMKÜN (TAMAR RECORDS) 2024 yılındaki Roxy %100 Müzik Günleri’ne katıldıklarında rakiplerinden çok farklı bir görüntü vermişti sahneye çıkan Sren topluluğu. Sadakatle bağlı oldukları türü büyük bir adanmışlık içinde çalarak jüri özel ödülü almışlardı. Bu işi sürdürecekleri belliydi ve nihayetinde sahip oldukları kararlılığın ilk meyvesi geldi, albümleri “Başka Bir Hayat Mümkün” çıktı. Vokalde Öykü Birce Boyoğlu, gitarda Kaan Bilgin, bas ve tuşlu çalgılarda Mert Berkay Saraç, davulda Ozan Köseoğlu’ndan oluşan İstanbullu topluluğun üyeleri bizde özellikle Slowdive’ın etkisi altına aldığı bir kuşağın mensupları. Her ne kadar çaldıkları müzik literatürde shoegaze olarak isimlendirilse de Sren’in bundan biraz daha fazla tarife ihtiyacı var. Zira müziklerinde dream poptan indie’ye, post￾rock’a kadar uzanan bir mozaik var. 36 dakika süren dokuz parçada bazı unsurlar biraz daha diğerlerine göre öne çıksa da sonuçta üyelerin kolektif katkılarıyla şekillendiği bariz. Bu da Sren’i özgün, güçlü, organik ve alabildiğine samimi yapıyor. Böylelikle de Sren henüz kısa ömrüne rağmen topluluk ruhunu yakalıyor. Albümün kendine has katmanlı bir ses dünyası var, yarattığı atmosfer ise sinematografik özellikler taşıyor. Şarkı sözleri sorgulayıcı olduğu kadar umut da veriyor.

Source: Murat Beşer


Fazıl Say ve Görkem Ezgi Yıldırım, tarihin sesini göl kıyısında yankılattı: İznik’in coşkun sesi

Milattan önce 2 bin 500 yıllarına dayandığı rivayet edilen; Makedonya İmparatorluğu, Britinya Krallığı, Bizans İmparatorluğu, Anadolu Selçuklu Devleti, Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye Cumhriyeti’nin kültürel anlamda önemli kentlerinden: İznik. İznik, coğrafi olarak en kısa geceden en uzun güne adım atılan 21 Haziran Dünya Müzik Günü’nde tarihi anlara tanık oldu. Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından piyanist ve besteci Fazıl Say’a özel olarak hazırlatılan İznik Türküsü’nün dünya prömiyeri, İznik Gölü’nün kıyısında sanatseverlerle buluştu. Fazıl Say’a sahnede soprano Görkem Ezgi Yıldırım eşlik etti. Programa, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey ve eşi Seden Bozbey, CHP il başkanı Nihat Yeşiltaş, Hollanda İstanbul Başkonsolosu Arjen Uijterlinde, Hırvatistan İstanbul Başkonsolosu Ivana Zerec, konsoloslar, milletvekilleri, belediye başkanları, meclis üyeleri, kamu kurumlarının ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, sanatçılar ve yurttaşlar katıldı. ‘YILIN SANAT OLAYI’ Konser öncesinde konuşan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Bozbey, “yılın sanat olayı” olarak nitelendirdiği İznik Türküsü’nü sanatseverlerle paylaşmanın mutluluğunu yaşadıklarını söyledi. “İznik artık bir ezgi olacak. Gönüllerde yerini alacak. Unutulmaz konser eşliğinde İznik’in güzel akşamını hep birlikte yaşıyoruz. İznik, Helenistik dönemden Roma’ya, Bizans’tan Osmanlı’ya uzanan köklü geçmişiyle, doğal güzellikleriyle çok kültürlü bir dünya merkezidir. Dünyanın kalbi bugün İznik’te, Bursa’da atıyor” dedi. Bozbey, zeytinliklerle örülü İznik’te son günlerde tartışmaları yol açan maden yasasına da değindi. Bozbey, “Bursa’daki doğal değerlerden bir tanesi de zeytin. Zeytini korumak, kollamak, sahip çıkmak hepimizin sorumluluğudur” ifadelerini kullandı. ‘EVRENSEL BİR MÜZİK’ İznik üzerine bir beste yapmanın kendisi için gurur, onur ve sorumluluk olduğunu belirten Say da “İznik Türküsü’nü evrensel bir müzik olarak hazırladık. Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin katkılarıyla oluşan İznik Türküsü’nün altı aylık çalışma sürecinin böyle güzel sonuçlanmasından büyük mutluluk duyuyorum. Bugün buraya gelen binlerce sanatsevere de teşekkür ediyorum” diye konuştu. KARNAVAL HAVASI İznik’te yurttaşlar konser alanını hıncahınç doldurdu. Oradan taşıp sokaklara sandalye atanlar da vardı, parkta çocuklarıyla eğlenirken Fazıl Say’ın tuşelerinden akan notaları ve Görkem Ezgi Yıldırım’ın sahnede büyüyen sesini dinleyenler de… Kısacası tam bir karnaval havasıydı. Say, İznik Türküsü’nden önce “Ses”, Nâzım Oratoryosu”, “Kehanetler Tapınağı Klaros”, “Kumru”, “Kaz Dağları Türküsü”, “Kara Toprak” “Alla Turca Jazz” eserlerini solo olarak icra etti. Yaklaşık 15 dakika süren İznik Türküsü İznik’in coşkun tarihini cesurca yansıttı ve Yıldırım güçlü sesiyle, bu tarihin sözcülüğünü ustaca üstlendi.

Source: Mehmet S. Aman


Dünyanın en eski kitapçısı nerede?

Her şehirde bir kitapçı vardır; ama her kitapçının bir tarihi yoktur. Lizbon’un kalbinde, yüzyılları aşan bir geçmişe sahip Livraria Bertrand, kitapların ölümsüzlüğünü kanıtlar gibi duruyor. Avrupa’nın kültür tarihinde önemli bir yere sahip olan bu mekân, yalnızca okurların değil, gezginlerin de uğrak noktası. PORTO’DAN DEĞİL, LİZBON’DAN DÜNYAYA AÇILAN BİR KİTAP KAPISI Kitapçılar, şehirlerin sessiz tarihçileri gibidir. Bazıları sadece kitap satmaz, aynı zamanda yüzyılları aşan bir belleği korur. Portekiz’in başkenti Lizbon’daki Livraria Bertrand da işte böyle bir yer: dünyanın en eski faaliyet gösteren kitapçısı unvanını taşıyan bu yapı, yalnızca raflarındaki kitaplarla değil, duvarlarındaki hikâyelerle de büyülüyor. KÜTÜPHANE DEĞİL, BİR YAŞAM TARZI Livraria Bertrand, 1732 yılında açıldığında Avrupa henüz Aydınlanma Çağı’nın etkileriyle yoğruluyordu. Kitapların yalnızca bilginin değil, devrimlerin de taşıyıcısı olduğu bir dönemde açılan bu kitapçı, sadece satış yapılan bir dükkân olmanın ötesindeydi. Lizbon’un Chiado semtinde bulunan bu butik kitapçı, zamanla yazarların, filozofların ve okurların buluşma noktası hâline geldi. DEPREMLERDEN SAVAŞLARA, AYAKTA KALAN BİR TARİH Portekiz, 1755’te büyük bir depremle sarsıldığında Livraria Bertrand ciddi zarar gördü. Ancak kitapların gücüne olan inanç, mekânın yeniden inşa edilmesini sağladı. İki dünya savaşı, siyasi çalkantılar, rejim değişiklikleri… Bertrand hepsini yaşadı, ama kapanmadı. Bugün hâlâ orijinal lokasyonuna çok yakın bir noktada hizmet veriyor. GUINNESS REKORLAR KİTABINA GİREN BİR MEKÂN Dünyada aralıksız en uzun süre faaliyet gösteren kitapçı olarak Guinness Rekorlar Kitabı na giren Livraria Bertrand, turistik bir çekim noktası olmasının yanı sıra, hâlâ yerel halkın günlük uğrak noktalarından biri. İçeri giren bir müşteri, tarihi koklayan rafların arasında kaybolabiliyor. Mekânın iç tasarımı da asırlık rafları, ahşap zeminleri ve loş aydınlatmasıyla nostaljik bir zaman tünelini andırıyor. GELECEĞE AÇILAN BİR GEÇMİŞ Bugün dijitalleşen dünyada bile Bertrand varlığını sürdürüyor. Modern yayıncılık dünyasına ayak uydururken tarihî dokusunu kaybetmeyen kitapçı, okumanın her dönem için vazgeçilmez olduğunu bir kez daha kanıtlıyor. Hem geçmişin tanığı hem geleceğin umut taşıyıcısı olan Livraria Bertrand, kitaplara ve okurlara adanmış eşsiz bir yaşam alanı olarak varlığını sürdürüyor.

Source: Habertürk


Şubat 2025'te vefat eden, dinlediğiniz ''Damımıza Kar Yağdı'' adlı şarkıyı seslendiren kimdir?

Türkiye”deki halk müziği tutkunları arasında da ilgi gören bu soru, bilgi yarışmasında altın sorulardan biri haline geldi. Şubat 2025″te vefat eden kişinin kim olduğunu bilenler hikâyeyi de daha iyi kavradı. Kim Milyoner Olmak İster”de sorulan bu soru sayesinde “Damımıza Kar Yağdı”nın kime ait olduğu yeniden gündeme geldi. Yarışmacının doğru cevabı vermesi, halk müziğine ve sanatçıya olan ilgiyi artırdı. Peki, Şubat 2025″te vefat eden, dinlediğiniz “Damımıza Kar Yağdı” adlı şarkıyı seslendiren kimdir? İşte cevabı… ŞUBAT 2025″TE VEFAT EDEN, DİNLEDİĞİNİZ “DAMIMIZA KAR YAĞDI” ADLI ŞARKIYI SESLENDİREN KİMDİR? A) Ferdi TayfurB) Kahtalı MıçeC) Adnan ŞensesD) Erkin KorayDoğru Cevap: B şıkkıdır.

Source: Beyza Nur Ergin


Hangi ülkenin günümüzdeki ulusal bayrağındaki ''ay yıldız''ın rengi ''kırmızı''dır?

Bayraklar ve semboller konusunda genel kültür bilgisi gerektiren bu soru, “Hangi ülkenin günümüzdeki ulusal bayrağındaki ay yıldızın rengi kırmızıdır?” ifadesiyle yarışmacının dikkatini çekti. Bayrak detayları gibi özel bilgi isteyen bu sorular, yarışmanın bilgi seviyesini yukarı taşıyor. Peki, Hangi ülkenin günümüzdeki ulusal bayrağındaki “ay yıldız”ın rengi “kırmızı”dır? İşte cevabı… HANGİ ÜLKENİN GÜNÜMÜZDEKİ ULUSAL BAYRAĞINDAKİ “AY YILDIZ”IN RENGİ “KIRMIZI”DIR? A) AzerbaycanB) PakistanC) TunusD) TürkiyeDoğru Cevap: C şıkkıdır.

Source: Beyza Nur Ergin


The Hu 16 Temmuz”da KüçükÇiftlik Park”ta hayranlarıyla buluşacak

Epifoni organizasyonuyla ilk kez Türkiye”ye gelecek The Hu, KüçükÇiftlik Park”ta müzikseverlerle buluşacak.Konserin açılışını güçlü performansıyla dikkati çeken Razor Inc. yapacakMüziklerinde, geleneksel Moğol çalgıları morin Huur ile tovşuru kullanan ve gırtlaktan söylenen höömey tarzı vokallere yer veren topluluk, isimlerini Moğolistan”da “Hunnu” adıyla bilinen eski Türk-Moğol imparatorluğu Büyük Hun İmparatorluğu”ndan alıyor.Turneleri kapalı gişe geçiyorDünya çapındaki büyük festivallerde sahne alan grubun eserleri internette 830 milyondan fazla dinlenmeye ulaştı, albümleri 1 numaraya kadar yükseldi.Çok sayıda kapalı gişe turneye de imza atan topluluk, “Hunnu Rock” markasıyla Moğol müziğini ön plana çıkardı.Rock efsanesi Iron Maiden ile güçlerini birleştirerek benzersiz ve sürükleyici performanslarını aynı sahnede paylaşan grup, popüler şarkılarından “The Trooper”ın cover versiyonuyla da Iron Maiden”a saygılarını sundu.The Hu”nun bazı şarkı sözleri, eski Moğol savaş naralarından ve şiirlerinden alıntılar içeriyor.Moğol kültürünü dünya çapında tanıttığı için Moğolistan”ın en yüksek devlet ödülü Cengiz Han Nişanı ile ödüllendirilen grup, 2020″de Metallica”nın “Sad But True” şarkısının cover versiyonunu yayınladı. Aynı yıl Metallica”nın 30. yıl dönümü albümü Metallica Blacklist”e katılacak 53 sanatçı ve gruptan biri olarak seçildi.

Source: Dünya Gazetesi


Kolezyum”da, Mevlevi Sema Töreni

Kültür ve Turizm Bakanlığı ndan yapılan açıklamaya göre, Roma nın ünlü Kolezyum u Anadolu nun manevi mirasına ilk kez ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. Musica in Venere konser serisinin Kolezyum Arkeoloji Parkı ndaki kapanışı, bu yıl 25 Haziran da Mevlevi Sema Töreni ile yapılacak. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İtalya Kültür Bakanlığının işbirliğiyle gerçekleşecek etkinlikte, 2 bin yıllık Kolezyum da Türk Sufi Müziği ile Mevlana nın evrensel çağrısı sunulacak. Konya Büyükşehir Belediyesi Türk Sufi Müziği ve Sema Topluluğu 30 kişilik sanatçı kadrosuyla sahnede bulunacak. Yaklaşık bir saat sürecek sema töreninde, Mevlana nın öğretileri sanatın diliyle aktaracak. Etkinlik, İtalya nın önde gelen sanatçılarının yer aldığı seri içinde, ilk kez bir sema törenine yer verilmesiyle tarihe geçecek. İTALYA DAN TÜRKİYE YE KÜLTÜREL KÖPRÜ Dünyanın en çok ziyaretçi ağırlayan tarihi mekanlarından biri olan Kolezyum daki bu etkinlik, İtalya Kültür Bakanlığı ve Kolezyum Arkeoloji Parkı nın özel davetiyle gerçekleşecek. Türkiye nin kültürel mirasına duyulan saygıyı ve uluslararası alandaki etkisini gözler önüne seren bu davet, çağların ötesinden gelen bir barış, sevgi ve hoşgörü mesajını Roma nın kalbinden tüm insanlığa ulaştıracak. GÖBEKLİTEPE DE SERGİSİ DE KOLEZYUM DA YAPILMIŞTI Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy un Roma da kapanışını yaptığı Göbeklitepe: Kutsal Bir Yerin Gizemi sergisiyle yakalanan uluslararası ilginin sema gösterisiyle daha da artması bekleniyor. Roma daki bu kültürel buluşmaların, bu yıl Türkiye ye 1 milyona yakın İtalyan ziyaretçi hedefinde de belirleyici rol oynaması amaçlanıyor. MİSTİSİZM: DOĞU İLE BATININ BULUŞTUĞU KÖPRÜ Roma Yunus Emre Enstitüsünde 24 Haziran da düzenlenecek Mistisizm: Doğu ile Batının Buluştuğu Köprü sempozyumu da tasavvufun felsefi, edebi ve estetik yönlerini uzman isimlerin anlatacak. Aynı gün yine Yunus Emre Enstitüsünce açılacak Sırra Yolculuk: Harflerin Hikmeti sergisi ise hat sanatının incelikleriyle bu manevi anlatıya görsel bir boyut katacak. Sergide hattatlar Abdurrahim Kahya ile Seyit Ahmet Depeler in 22 eseri sanatseverlerle buluşacak. Roma daki etkinlikler, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Abdurrahman Aliy, Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay ve Türkiye nin Roma Büyükelçisi Elif Çomoğlu Ülgen ile İtalyan yetkililerin katılımıyla gerçekleşecek.

Source: Habertürk


Fazıl Say”dan İznik”e özel beste

Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından Fazıl Say a özel olarak hazırlatılan, birçok medeniyete ev sahipliği yapan İznik in kültürel mirasını yansıtan eser, İznik Gölü kıyısında seslendirildi. Konser öncesinde açıklamalarda bulunan Fazıl Say, İznik üzerine bir beste yapmanın kendisi için gurur, onur ve sorumluluk olduğunu söyledi. İznik Türküsü nü evrensel bir müzik olarak hazırladıklarını ifade eden Say, Bursa Büyükşehir Belediyesi nin katkılarıyla oluşan İznik Türküsü nün 6 aylık çalışma sürecinin böyle güzel sonuçlanmasından büyük mutluluk duyuyorum. Bugün buraya gelen binlerce sanatsevere de teşekkür ediyorum dedi. Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey ise yılın sanat olayını tüm sanatseverlerle paylaşmanın mutluluğunu yaşadıklarını belirtti. Fazıl Say ın notalarından çıkan bestelerin İznik in eşsiz güzelliklerini dünyaya duyuracağını ifade eden Bozbey, şunları kaydetti: Fazıl Say ın İznik Türküsü nün dünya prömiyerine, Soprano Görkem Ezgi Yıldırım ın yorumuyla tanıklık ediyoruz. İznik, artık bir ezgi olacak. Gönüllerde yerini alacak. Unutulmaz konser eşliğinde İznik’in güzel akşamını hep birlikte yaşıyoruz. İznik, Helenistik dönemden Roma ya, Bizans tan Osmanlı ya uzanan köklü geçmişiyle, doğal güzellikleriyle çok kültürlü bir dünya merkezidir. Dünyanın kalbi bugün İznik te, Bursa da atıyor. Konsere solo eserleri çalarak başlayan Fazıl Say, dinleyenlere piyano resitali sundu. Konserin sonlarına doğru İznik Türküsü nü seslendiren Fazıl Say’a, Soprano Görkem Ezgi Yıldırım eşlik etti. Dünyada ilk kez seslendirilen eser, yaklaşık 15 dakika sürdü ve sanatseverler eseri büyük bir dikkatle dinledi. Konserin sonunda Fazıl Say ve Görkem Ezgi Yıldırım, müzikseverler tarafından ayakta alkışlandı. Gecenin sonunda Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Bozbey, Say a, Yıldırım a ve gecenin sunuculuğunu üstlenen Yekta Kopan a günün anısına plaket takdim etti.

Source: Habertürk


Minare ile bina iç içe… İstanbul”da enteresan bir cami: Hayatımda ilk kez gördüm

İstanbul”un Pendik ilçesine bağlı Çınardere Mahallesi’nde bulunan ve uzun yıllardır hizmet veren caminin hemen bitişiğine yapılan Kuran kursu binasının yüksekliği, cami minaresinin şerefesiyle birebir aynı hizada oldu.Minare ile binanın en üst katının bu kadar iç içe görünmesi, bölgede dikkat çeken bir manzara ortaya çıkardı. Vatandaşlar daha önce böyle bir cami görmediklerini ifade ederken, mimari de başarılı bulundu.”HAYATIMDA İLK DEFA GÖRDÜM”Akın Şahin isimli bir vatandaş, “Ben Türkiye’de 11-12 ilde çalıştım ama hayatımda böyle bir cami ilk defa gördüm. Farkına varınca şaşırdım, acaba hikâyesi falan mı var diye düşündüm. Böyle bir cami mimarisi hiç görmemiştim. Çizen, yapan, projelendiren herkese helal olsun. Enteresan bir iş olmuş” dedi. Minarenin ilginç göründüğünü söyleyen Abdülkerim Akar, “Bence güzel olmuş. Değişik bir yapı olmuş. Eline koluna sağlık yapanların. Başarılı buldum” diye konuştu.Trabzon”da camisi olmayan minare görenleri şaşırtıyor!

Source: Şule Altınel


“İkindi Sazı” geleneği ile Gaziantep”e özgü türküler söylendi

Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, İkindi Sazı geleneğini yeniden canlandırarak kente ait müzik mirasını günümüzle buluşturdu.

Büyükşehir Belediyesi Türk Musikisi Korosu tarafından düzenlenen “İkindi Sazı Nihavend Faslı ve Solistler Geçidi” programında, Gaziantep’e özgü çok sayıda türkü seslendirildi.

GAZİANTEP YÖRESİNE AİT TÜRKÜLER SESLENDİRİLDİ

Etkinlikte vatandaşlar, programa ücretsiz olarak katıldı. Konser boyunca klasik Türk musikisi eserleriyle birlikte Gaziantep yöresine ait türküler de seslendirildi.

İkindi Sazı, Gaziantep’te 1925 ile 1970 yılları arasında devam eden bir gelenek olarak öne çıkıyor.

Bu etkinlikler, Cumhuriyet’in ilk yıllarında klasik Türk müziğinin tanıtılması ve kentteki müzik kültürünün yaygınlaşması amacıyla düzenlendi.

Etkinliklerin ikindi namazının ardından başlaması, gündüz saatlerinde gerçekleştirilmesi ve kadın-erkek birlikte katılım sağlanabilmesi bu geleneği benzerlerinden ayıran temel unsurlar arasında yer alıyor.

YIL BOYUNCA FARKLI TEMALAR İLE YAPILMAYA DEVAM EDECEK

Gaziantep Büyükşehir Belediyesi tarafından sık sık organize edilen İkindi Sazı etkinliklerinin, yıl boyunca farklı temalarla sürdürülmesi planlanıyor.

Etkinliklerin temel amacı, Gaziantep’in müzik kültürünü yaşatmak ve kentte kültürel sürekliliği sağlamak olarak belirleniyor.

TÜRK MUSİKİ KOROSU SAHNE ALDI

Program kapsamında sahne alan Türk Musikisi Korosu, farklı dönemlere ait eserleri icra etti.

Bu çalışmalar, kent hafızasında yer etmiş müzik formlarının korunmasına katkı sunmayı hedefliyor.

Etkinliğin düzenli aralıklarla tekrar edilmesi ve farklı içeriklerle zenginleştirilmesi öngörülüyor.

Source:


Gelinden tuhaf mehir isteği: Ailesi bile şaşkına döndü

İslâm hukukunda erkeğin evlenirken kadına verdiği veya vermeyi taahhüt ettiği para olarak açıklanan mehir, günümüzde birçok geleneksel ailede uygulanmaya devam ediyor.

Evlenen gelin ve damat ile aileleri arasında yaşanan mehir konuşması sosyal medyada gündem olurken, normal şartlarda altın üzerinden hesaplanan mehir için gelinin isteği duyanları şaşkına çevirdi.

ALTIN DEĞİL AUDi A5 İSTEDİ

Nikâh öncesi isteme töreninde kendisine “Mehir olarak ne istersin?” diye sorulan gelin, “Kırmızı Audi A5 istiyorum, olur mu?” yanıtıyla duyanları şaşkına çevirdi. Gelinin isteğinin uygun olup olmadığı damada sorulurken, damat tarafından söz konusu istek kabul edildi. Gülüşmeler eşliğinde “Olur” yanıtını alan gelin, “Ben ondan istiyorum” dedi. Damat ise “Model söylemedi, onun için problem yok” yanıtını verdi.

Source: Haber Merkezi


Atatürk”ün üniformasına büyük ilgi

Samsun Kültür Yolu Festivali, Hisart Canlı Tarih Müzesi’nin özel koleksiyonundan derlenen Millî Mücadele adlı sergiye ev sahipliği yapıyor. resim#1268990# Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün liderliğinde gerçekleşen, bir milletin küllerinden doğuşunu, çağdaş ve bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerinin atılmasını sağlayan destansı direniş Millî Mücadele , kurtuluş meşalesinin yakıldığı şehir Samsun’da çok özel bir sergiyle anlatılıyor. habericireklam#300×250#180#right# 244 ESER SERGİLENİYOR Samsun Kültür Yolu Festivali kapsamında Gazi Müzesi’nde açılan, Hisart Canlı Tarih Müzesi’nin özel koleksiyonuna ait Millî Mücadele sergisi ziyaretçilerini tarihin derinliklerine götürüyor. Nejat Çuhadaroğlu’nun küratörlüğünde hazırlanan sergide, Atatürk’ün orijinal üniformasının da aralarında bulunduğu 244 eser Samsunlularla buluşuyor. MİLLİ HAFIZAYI TAZE TUTUYOR Orijinal fotoğraflar, dioramalar ve askeri ekipmanlarla Millî Mücadele ruhunun yansıtıldığı sergi, Kurtuluş Savaşı’nın Samsun’daki başlangıç adımlarını belge ve görsellerle aktararak millî hafızayı taze tutuyor. Hisart Canlı Tarih Müzesi Müdürü Ömer Çalşimşek, sergide yer alan eserlerin tamamının Millî Mücadele dönemine ait olduğunu vurgulayarak; Sergimizde, öncelikle Gazi Mustafa Kemal Atatürk e ait orijinal mareşal üniforması, Çanakkale Savaşları nda görev yaptığı sürede kullandığı subay kılıcı başta olmak üzere, Kazım Karabekir in kılıcı, sayısız fotoğraf ve çeşitli askeri ekipmanlar yer alıyor diye konuştu.

Source: Habertürk


İstanbul Pendik’te ilginç cami: “Hayatımda ilk defa böylesini gördüm”

Pendik Çınardere Mahallesi’nde bulunan ve uzun yıllardır hizmet veren caminin hemen bitişiğine yapılan Kuran kursu binasının yüksekliği, cami minaresinin şerefesiyle birebir aynı hizada oldu. Minare ile binanın en üst katının bu kadar iç içe görünmesi, bölgede dikkat çeken bir manzara ortaya çıkardı. İLK KEZ BÖYLE BİR CAMİ GÖRDÜM Akın Şahin isimli bir vatandaş, Ben Türkiye’de 11-12 ilde çalıştım ama hayatımda ilk kez böyle bir cami gördüm. “Acaba hikâyesi falan mı var?” diye düşündüm. Çizen, yapan, projelendiren herkese helal olsun. Enteresan bir iş olmuş dedi. BAŞARILI BULDUM Abdülkerim Akar ise Değişik bir yapı olmuş. Eline koluna sağlık yapanların. Başarılı buldum diye konuştu.

Source:


Senden Kalan dizisinde Maha”dan Emaan”a sert suçlama! Kıskançlık krizine giriyor

Senden Kalan dizisinde Maha, zengin abisi Fakhar’ın Emaan ile evlenmesini istemez. Emaan’ın lüks bir hayata adım atacak olması Maha’yı rahatsız eder. Öte yandan Fakhar ve Emaan baş başa görüşerek birbirlerini mutlu edeceklerine dair söz verirler.Maha, Emaan’ın evine gider ve abisinin onunla evleneceğini öğrenince büyük bir kıskançlık krizine girer. Emaan’ı fesatlıkla suçlayan Maha, yaptıklarını burnundan getireceğini söyler. Bu tehdit, Emaan ve Fakhar’ın ilişkisini nasıl etkileyecek?SENDEN KALAN 3.BÖLÜM TANITIMI!Kanal 7 ekranlarında yeni bir dram daha başlıyor. “Teri Raah Mein”, Türkçe adıyla “Senden Kalan”, farklı dünyalara ait iki genç kadının yollarının kesişmesiyle başlayan aşk ve rekabet dolu bir hikâyeyi izleyiciyle buluşturuyor.Aşkın, rekabetin ve hayatın zorlu yollarının iç içe geçtiği “Senden Kalan”, hafta içi her gün saat 14:10’da Kanal 7’de!

Source: Kübra Yılmaz


Bakan Ersoy duyurdu: Türkiye, dünya turizminde 4. sıraya yükseldi

Dünya Turizm Örgütü verilerine göre turizm liginde ilk 5 ülke, Fransa, İspanya, Amerika Birleşik Devletleri, Türkiye ve İtalya oldu.Konuya ilişkin açıklama yapan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Türkiye’nin turizmdeki istikrarlı yükselişini şu sözlerle değerlendirdi:“Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü’nün verileriyle, Türkiye’nin dünya turizmindeki yeri daha da güçlenmiş oldu. 56,7 milyon yabancı ziyaretçiyle beşincilikten dördüncülüğe yükselerek bu alandaki başarımızı bir kez daha tescilledik. 2024 yılında toplam ziyaretçi sayımız ise 62.3 milyon kişi oldu” dedi.Bakan Ersoy, bu başarının ardında uzun vadeli stratejik bir vizyonun bulunduğunu vurgulayarak şöyle devam etti:“Tarihi mirasımızı, kültürel zenginliğimizi ve doğal güzelliklerimizi dünyaya en doğru şekilde tanıtmak için kararlılıkla çalışıyoruz. Güçlü altyapımız, sürdürülebilir turizm politikalarımız ve dört mevsime yayılan ürün çeşitliliğimizle Türkiye artık sadece izlenen değil, örnek alınan bir turizm ülkesi konumundadır.”UN Tourism raporu, Türkiye’nin sadece bölgesel değil, küresel ölçekte de turizmdeki liderliğini pekiştirdiğini ortaya koyuyor.Türkiye, Dünya Turizminde İlk 4’te!Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü’nün (UN Tourism) yayımladığı Mayıs 2025 Dünya Turizm Barometresi’ne göre Türkiye, 2024 yılında 56,7 milyon yabancı ziyaretçiyle, dünyada en çok turist ağırlayan 4. ülke oldu.Bir önceki yıla göre bir…— Mehmet Nuri Ersoy (@MehmetNuriErsoy) June 23, 2025

Source: Dünya Gazetesi


Uluslararası Akdeniz Edebiyat Günleri’nde sanat rüzgarı

Muğla Büyükşehir Belediyesi, Bodrum Belediyesi ve Livaneli Vakfı iş birliğiyle bu yıl 4. düzenlenen Uluslararası Akdeniz Edebiyat Günleri, Bodrum’da edebiyat ve sanatseverleri bir araya getirdi. Bu yıl 82 yaşında hayatını kaybeden usta oyuncu Filiz Akın’ın anısına ithaf edilen etkinlik, iki gün boyunca edebiyat ve sinema dolu bir programla gerçekleştirildi. Etkinliğin ilk günü; Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, Bodrum Belediye Başkanı Tamer Mandalinci, sanatçı Müjdat Gezen ve Zülfü Livaneli’nin açılış konuşmalarıyla başladı. Konuşmalarda edebiyatın birleştirici gücüne dikkat çekildi. Ardından Türkan Şoray’ın yer aldığı kısa film gösterildi, Pınar Seli’nin solo performansı ve Muğla Büyükşehir Belediyesi Senfoni Orkestrası konseriyle gün sona erdi. EDEBİYAT VE SİNEMA BULUŞMALARIYLA DOLU İKİNCİ GÜN İkinci gün açılış konuşmalarını Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, Bodrum Belediye Başkanı Tamer Mandalinci ve Şule Bucak gerçekleştirdi. Konuşmaların ardından Filiz Akın’ın yaşamına dair kısa bir film izleyicilerle buluştu. Programa CHP Muğla Milletvekili Süreyya Öneş Derici, CHP Bodrum İlçe Başkanı Tuna Işın, Ardahan Belediye Başkanı Faruk Demir, İlker Başbuğ, Aylin Livaneli, Şule Bucak, Barış Atay, Evanthia Reboutsika, Ahmet Mümtaz Taylan, Türkan Şoray, Zülfü Livaneli, Tilbe Saran, Nefeli Oikonomou Pantzou ve Prof. Dr. Onur Bilge Kula katıldı. İKİ USTANIN İZİNDEN: SANATLA DOLU BİR SOHBET “Yılanı Öldürseler” filminin gösterimiyle başlayan sinema bölümü ise büyük ilgi gördü. Film gösteriminin hemen ardından, edebiyat ve sinema dünyasının iki efsane ismi Zülfü Livaneli ve Türkan Şoray, izleyicilerle unutulmaz bir söyleşi gerçekleştirdi. Sanatın kalbinden süzülen anılar, derinlikli sohbetlerle buluşurken, Livaneli’nin sözleriyle şekillenen edebi yolculuklar ve Şoray’ın sinemaya adanmış zarif anlatımı, salonda büyüleyici bir atmosfer yarattı. SANATÇILARDAN VE BAŞKANLARDAN TEŞEKKÜR MESAJLARI Zülfü Livaneli, “Türkiye’nin sanatçısı eksik değildir. Her dönemde sanatçıları oldu ama onları takdir eden, birlikte emek veren yöneticiler az oldu. Şimdi bizleri destekleyen yöneticilerimize çok teşekkür ederiz” sözleriyle organizasyona katkı sunanlara teşekkür etti. Müjdat Gezen ise, “İnsana en çok yakışan şeylerden biri gülmektir ama maalesef gülmek bize unutturuldu. Bu ülkede neye gerçekten içimiz sızlamadan güleceğiz bilmiyorum.” diyerek ülkenin atmosferine dikkat çekti. Şule Bucak, “Vakfımızın kurucusu Sevgili Zülfü Livaneli’ye sanata, kültüre verdiği değer için, halkımıza besteleriyle verdiği umut için de çok teşekkür ederiz. O hep diyor ki ‘Keşke öyle bir ülke de yaşasak ki artık yiğidim, aslanım demesek’ ah keşke öyle olsa. İyi ki varsın Zülfü!” dedi. Barış Atay ise, “Edebiyat hayatımızda hep var olacak ve bizi besleyecek. Mücadelemizi sürdürecek şey de o edebiyat eserleri içeresinde on yıllarca, yüzyıllarca, bin yıllarca verilmiş mücadelenin bize verdiği güç olacak. Bir sanatçı olarak mümkün olduğu kadar doğru bir şekilde onlara hak ettiği şekilde yansıtmaya değerlendirmeye ve insanlara sunmaya çalışacağız” dedi. Ahmet Mümtaz Taylan, “Bir insanın bir insanı anlaması çok zordur. Birlikte yaşamak daha da zor bir şey. Vazgeçiyor muyuz sevmekten, yan yana yürümekten, birlikte bir hayat yaşamaktan? Vazgeçmiyoruz. Ben sinemayla edebiyatın ilişkisini böyle görüyorum. Edebiyatın derinliği başkadır, sinemanın derinliği başkadır. Daha iyi daha kötü değil. Başkadır. Birbirimizi sevmeye devam edeceğiz. Çünkü aslolan aşktır. Aşk yalnızların müşkülüdür. Sürülerde aşk olmaz. Biz sürülerden uzak duracağız” ifadelerini kullandı. ARAS: SANATIN VE SANATÇININ YANINDA OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ Etkinliğe ev sahipliği yapan Bodrum Belediye Başkanı Tamer Mandalinci, “Birbirinden değerli sanatçılarımızı, oyuncularımızı, düşünürlerimizi Bodrum’da ağırlamaktan son derece mutluyum. Bu sene Filiz Akın anısına düzenlenen 4. Uluslararası Edebiyat Günleri’nin gerçekleşmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, IV. Akdeniz Edebiyat Günleri’nin kapanışında yaptığı konuşmada, etkinliğin yalnızca sanatı değil; barışı, özgürlüğü ve toplumsal dayanışmayı da büyüttüğünü vurguladı. Aras, “4 yıl önce başlattığımız bu serüven bu yıl da devam ediyor. Akdeniz bizim ortak kültürümüz. Akdeniz; barışın, demokrasinin, insan haklarının, medeniyetlerin buluştuğu bir yer. Bu yüzden Akdeniz Edebiyat Günleri etkinliğini başlattık. Sözlerin ve görüntülerin gücünü bu ülkeyi yeniden Mustafa Kemal Atatürk’ün aydınlık yoluna sokmak için en güçlü şekilde kullanacağız. Her sene üstüne koyarak gittiğimiz bu etkinlik, bizler için çok değerli. Muğla Büyükşehir Belediyesi olarak her zaman sanatın ve sanatçının yanında olmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

Source: İzmi̇r / Cumhuriyet


Gelenekten lezzete: Etli çiğ köfte tarifi

Anadolu’nun kadim lezzetlerinden biri olan etli çiğ köfte, hem kültürel hem de damak tadı açısından zengin bir geçmişe sahiptir. Urfa mutfağının baş tacı olan bu özel tarif, doğru malzeme ve teknikle hazırlandığında ortaya çıkan sonuç sadece doyurucu değil, aynı zamanda başlı başına bir lezzet şölenidir. Peki, Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden olan bu enfes lezzet nasıl yapılır? İşte, tam ölçüsüyle nefis etli çiğ köfte tarifi… ETLİ ÇİĞ KÖFTE TARİFİ Malzemeler Köfte için: 250 gram yağsız dana döş eti (iki kez çekilmiş) 2 su bardağı ince köftelik bulgur 1 yemek kaşığı domates salçası 1 yemek kaşığı biber salçası (acı veya tatlı) 1 çay bardağı isot (Urfa isotu önerilir) 1 tatlı kaşığı kararbiber 1 tatlı kaşığı kimyon Tuz (damak zevkine göre) 1 adet rendelenmiş soğan 3 diş ezilmiş sarımsak Yarım çay bardağı zeytinyağı Yarım çay bardağı su (gerektikçe yoğurma sırasında eklenebilir) Servis için: Marul yaprakları Taze nane ve maydanoz Limon dilimleri Lavaş ekmeği ETLİ ÇİĞ KÖFTE YAPILIŞI İnce bulguru geniş bir yoğurma kabına alın. Rendelenmiş soğan, sarımsak ve salçaları ekleyin. Üzerine baharatları, tuzu ve zeytinyağını ilave edin. İyice yoğurmaya başlayın. Köfte kıvamı almaya başlayan karışıma çiğ dana etini ekleyin. Yoğurma işlemi bu aşamada oldukça önemlidir. Etin bulgurla tamamen bütünleşmesi için yaklaşık 30–45 dakika boyunca yoğurmak gerekir. Gerektikçe çok az miktarda soğuk su ekleyerek yoğurma işlemini kolaylaştırabilirsiniz. Yoğurma işlemi tamamlandığında çiğ köfte kıvam almış ve rengi koyulaşmış olmalıdır. Elinizi hafifçe ıslatın, küçük parçalar koparıp avuç içinde sıkarak geleneksel çiğ köfte şeklini verin. Etli çiğ köfte, taze marul yaprakları ve limon eşliğinde servis edilir. Yanına bol yeşillik ve ince lavaş ekmeği ile sunarak yöresel sofralara layık bir sunum yapabilirsiniz. Afiyet olsun!

Source: Haber Merkezi


Türkiye, dünya turizminde 4. sıraya yükseldi

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, “Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü”nün yayımladığı Mayıs 2025 Dünya Turizm Barometresi”ne göre Türkiye, 2024 yılında 56,7 milyon yabancı ziyaretçiyle dünyada en çok turist çeken ülkeler sıralamasında İtalya”yı geçerek 5. sıradan 4. sıraya yükseldi.” ifadesini kullandı.

Dünya Turizm Örgütü verilerine göre, turizm liginde ilk 5 ülke, Fransa, İspanya, ABD, Türkiye ve İtalya oldu.

Bakan Ersoy, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada şu bilgileri verdi:

“Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü”nün yayımladığı Mayıs 2025 Dünya Turizm Barometresi”ne göre Türkiye, 2024 yılında 56,7 milyon yabancı ziyaretçiyle dünyada en çok turist ağırlayan 4. ülke oldu. Bir önceki yıla göre bir basamak yükselerek 5. sıradan 4. sıraya çıkan Türkiye, bu alandaki istikrarlı yükselişini sürdürdü. 2024 yılı toplam ziyaretçi sayımız ise 62,3 milyona ulaştı.”

Türkiye, Dünya Turizminde İlk 4’te!Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü’nün (UN Tourism) yayımladığı Mayıs 2025 Dünya Turizm Barometresi’ne göre Türkiye, 2024 yılında 56,7 milyon yabancı ziyaretçiyle, dünyada en çok turist ağırlayan 4. ülke oldu.Bir önceki yıla göre bir…— Mehmet Nuri Ersoy (@MehmetNuriErsoy) June 23, 2025

Bu büyük başarının, tarihi mirasın ve kültürel zenginliğin etkili biçimde tanıtılmasının, güçlü altyapının ve dört mevsime yayılan turizm çeşitliliğinin sonucu olduğunu belirten Ersoy, “Türkiye artık sadece izlenen değil, örnek alınan bir turizm ülkesi konumundadır.” değerlendirmesinde bulundu.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source: