“Çevre Bilimleri Gündemi – Doğanın Korunması ve Sürdürülebilir Gelecek”

Kuyruğunu yiyerek…

ABD Ulusal İstihbarat Direktörü Tulsi Gabbard, “ İran nükleer silah yapmıyo r” dedi ama ABD’de bir irade, İran’ın nükleer tesislerini bombaladı. İngiliz başbakanı hemen desteğini açıkladı. Bu müstehcen resme uzaktan bütününü anlamaya çalışarak bakarsak ne görüyoruz? Emperyalist kapitalist uygarlık, kendi kuyruğunu yiyerek yaşamaya çalışan bir yılana benzemiyor mu? İKİ YORUM 1) Fransız iklim bilimcilerinden oluşan bir grup, Paris İklim Anlaşması ’nda belirlenen küresel ısınmayı 1.5 °C ile sınırlama hedefinin artık ulaşılamaz olduğunu ortak bir açıklamayla duyurdu. Météo-France tarafından da desteklenen açıklama, 17 ülkeden 61 bilim insanının katkısıyla hazırlanan ve Earth System Science Data adlı bilimsel dergide yayımlanan bir çalışmaya dayanıyor. Bilim insanları, Uluslararası İklim Paneli’nin (IPCC) 2021’deki raporundan bu yana ana iklim göstergelerinin kötüleştiğini belirtiyor. (Audrey Garric, Le Monde, 19/06/2025) 2) Dünya, 2000’e kıyasla neredeyse iki kat daha fazla kömür yakıyor. Çin ve Hindistan gibi gelişen ülkelerde ekonomik büyüme, artan elektrik talebi ve enerji güvenliği endişeleri nedeniyle kömür vazgeçilmez yakıt. Pandemi sonrası toparlanma ve Rusya’nın Ukrayna’yı işgali gibi olaylar, iklim politikalarının geri plana atılmasına neden oldu. Uluslararası Enerji Ajansı ’nın kömür kullanımının zirve yaptığına dair tahminleri boşa çıktı. Kömür, hâlâ dünyanın elektrik ihtiyacını karşılamada kilit rol oynarken iklim hedefleri giderek daha da uzaklaşıyor. 1.5 °C hedefi artık ulaşılamaz görülüyor. (Leslie Hook, Jana Tauschinski, Nassos Stylianou, Andres Schipani, Edward White, Financial Times, 18/06/ 2025) ÖLÜMCÜL DİYALEKTİK Savaşlar, yalnızca kentleri, insanların yaşamlarını değil, gezegenin iklim dengesini de yıkıyor. Yeni bir araştırma, İsrail’in Gazze’deki savaşının ilk 15 ayının karbon ayak izinin, yüz ayrı ülkenin ayak izinden daha büyük olduğunu, sivil ölü sayısının yanı sıra küresel iklim acil durumunu daha da ağırlaştıracağını gösteriyor. Gazze’de emisyonların yüzde 99’u İsrail kaynaklı. Araştırma, Gazze’yi yok etmenin, temizlemenin ve yeniden inşa etmenin uzun vadeli iklim maliyetinin 31 milyon ton karbondioksit eşdeğerini aşabileceğini söylüyor. Bu, Kosta Rika ve Estonya’nın yıllık sera gazları emisyonunda daha fazladır. NATO’nun yeniden silahlanma çabaları emisyonları yılda 200 milyon ton artırabilir. (Nina Lakhani, T he Guardian, 30/05/2026). (Queen Mary Üniversitesi 6/072024) Hollandalı karbon muhasebecisi Lennard de Klerk ve GIEC (IPCC) üyesi Ukraynalı iklim bilimci Svitlana Krakovska ’nın da içinde yer aldığı Initiative on GHG Accounting of War adlı bilim insanları grubunun gerçekleştirdiği bir araştırma Ukrayna’daki savaşın ilk üç yıldaki toplam karbon ayak izinin yaklaşık 230 milyon ton MtCO2 e’ye eşdeğer bir düzeye ulaştığını gösteriyor. Ekip, emisyon ve kirlenmenin savaşın ilk yılında 120 MtCO2 e 18. ayda 150 MtCO2 e’ye, üçüncü yılın sonunda ise yaklaşık 230 MtCO2 e’ye ulaştığını belirtiyor. Bu miktar, Hollanda, İspanya ya da Pakistan gibi ülkelerin yıllık emisyonlarına denk, hatta bazı gelişmekte olan ülkelerin birkaç yıllık karbon ayak izine eşdeğer. Küresel ölçekte değerlendirildiğinde, savaşın karbon yükü, dünya genelinde bir yılda üretilen toplam sera gazı emisyonlarının yaklaşık yüzde 0.6’sını tek başına oluşturuyor (IEA verileriyle kıyaslandığında). Bu çarpıcı tablo, savaşların yalnızca can ve mal kaybı değil, aynı zamanda gezegenin iklimsel dengesi üzerinde de kalıcı bir tahribat yarattığını ortaya koyuyor. Artık savaşların yol açtığı yıkımı yalnızca insani ya da jeopolitik terimlerle değil, iklimsel etkileriyle de düşünmek gerekiyor. Çünkü her patlayan bomba, sadece binaları değil, gezegenin karbon bütçesini de delik deşik ediyor. Yine de bu ekolojik felaketin ortasında bile, ülkeler savaşları sürdürebilirken, iklim kriziyle mücadele önlemlerini erteliyor. Emperyalist kapitalist uygarlık kuyruğunu yemeye devam ediyor. Frederic Jameson, bir keresinde, “Dünyanın sonunu hayal etmek, kapitalizmin sonunu hayal etmekten daha kolay” demişti. Zor olanı, kapitalizmin sonunu hayal etmek gerekiyor ama sanırım, nostalji ve melankoliye takılıp kalmış bir amnezi hayal kurmayı engelliyor.

Source: Ergin Yıldızoğlu


Hürmüz riski planları bozar

ABD’nin İran’ın nükleer tesislerine saldırı düzenlemesiyle Ortadoğu’daki geniş çaplı bir savaş riski artarken, petrol fiyatlarındaki sıçrama beklentisi Türkiye’nin 2024’te 65 milyar dolar olan enerji ithalat faturasının daha da büyümesine neden olabilir. 10 günde motorine gelen zam oranının yüzde 18.2’ye ulaşması hem yüksek enflasyon nedeniyle alım gücü gerileyen vatandaşları hem de enerji fiyatlarının düşük olacağı beklentisiyle 2025 planlamasını yapan ekonomi yönetimini ve şirketleri doğrudan etkileyecek. Ekonomistler, İran’ın ABD’ye nasıl bir karşılık vereceğinin enerji fiyatlarında belirleyici olacağına dikkat çekiyor.

‘EN KÖTÜ SENARYO’

Petrol ve doğalgazın 5’te 1’inin geçtiği, İran’la Umman arasında yer alan Hürmüz Boğazı’nın geleceği, küresel enerji fiyatlarının seyrini belirleyecek. ING ve JPMorgan gibi uluslararası bankalar, ‘en kötü senaryo’ olarak düşündükleri Hürmüz’ün kapatılması halinde brent petrolün varil fiyatının 150 doları aşarak rekor kırabileceğini tahmin ediyor. Bloomberg ekonomistleri ise Hürmüz’ün kapatılması halinde petrol fiyatlarının varil başına 130 doları aşabileceğini öngörüyor. Avustralya merkezli enerji analisti Saul Kovanic de İran’ın ABD’ye ‘tehdit ettiği şekilde’ yanıt vermesi halinde 77 dolar seviyesinde olan brent petrolün kısa sürede 100 dolara ulaşabileceğini söyledi. Veri analitik şirketi Kpler’e göre Hürmüz Boğazı’nın İran tarafından kapatılma riski düşük görülüyor. Bu duruma rağmen Kpler petrol fiyatlarındaki yükselişin bugün yüzde 10’a ulaşabileceğini tahmin etti. İran-İsrail geriliminin artmasından sonra Hürmüz Boğazı’ndan geçen tanker sayısının azaldığı verilere yansırken, ham petrol tankerlerinin navlun fiyatı yüzde 61 oranında artış gösterdi.

‘Fiyatlardaki yükseliş geçici’

Enerji arzının yaklaşık 4’te 3’ünde ithalata bağımlı olan Türkiye, küresel enerji fiyatlarındaki değişime büyük oranda savunmasız konumda yakalandı. Merkez Bankası’nın hesaplamasına göre brent petrol fiyatlarındaki yüzde 10’luk artış benzin ve mazot fiyatlarını yüzde 7, LPG fiyatlarını da yüzde 2.5 oranında artırıyor. Benzinin yanı sıra Türkiye’nin İran’dan doğalgaz alması, LNG ithalatına yönelmesi de fiyatlardaki artış riskini büyütüyor. Ancak Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar enerji fiyatlarının “geçici” yükselişin ardından dengeleneceğini söyledi.

Source: Tolga Uğur


Mavi Vatan’da ‘sıfır atık’ seferberliği

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yürütülen ve “Sıfır Atık Mavi Hareketi” adı altında devam eden proje, 10 Haziran 2019″da yayımlanan genelge ile yürürlüğe girmişti. Deniz ekosistemi ve temizliği adına devrim niteliğindeki bu adım ile o tarihten bu yana çarpıcı verilere ulaşıldı. 2019″da hayata geçirilen “Birinci 5 Yıllık İl Eylem Planları” kapsamında 28 kıyı ilinde deniz çöpleri karış karış toplandı. Çalışmalarda, bakanlığa ait deniz süpürgesi gibi donanımlı deniz araçları kullanıldı. Bu süre zarfında kıyı şeridinden toplam 245 bin ton çöp temizlenerek tarihi bir başarıya imza atıldı. 20 bin 500 kamyon dolusu çöpe eşdeğer olan bu atıklar, bakanlık koordinasyonunda çevreye zarar vermeyecek şekilde yönetildi. 5 AYDA 30 BİN TON ÇÖP Başarıyla tamamlanan ilk eylem planının ardından 6 Ocak 2025″te ikinci aşama için düğmeye basıldı. Bu tarihte bakanlık tarafından “İkinci 5 Yıllık İl Eylem Planları”nın devreye alındığı duyuruldu. İlk 5 aylık süreçte 28 kıyı ilinde yine kapsamlı bir temizlik seferberliği yürütülürken, 30 bin tona yakın çöp mavi vatandan arındırıldı. Deniz çöplerinin oluşumunu kaynağında önlemek için bölgeye özgü tedbirler alınmaya devam edilecek.

Source: Murathan Yildirim


Nükleer sızıntı Türkiye”yi etkiler mi? Uzman isim açıkladı

ABD”nin İran”daki Fordo, Natanz ve İsfahan nükleer santrallerini vurmasıyla İsrail-İran savaşı başka bir boyut aldı. Bölgesel çatışma riski artarken 3. Dünya Savaşı iddiaları bile konuşulmaya başlandı. Türkiye ise sınırının hemen yanı başında yaşanan olaylara karşı hem tepkisini yükseltirken hem de önlemler alıyor.
NÜKLEER SIZINTI TÜRKİYE”Yİ ETKİLER Mİ?
ABD uçaklarının İran”daki nükleer tesislere saldırısı sonrası “Nükleer sızıntı Türkiye”yi etkiler mi?” sorusu akıllara geldi. Olası bir facianın Türkiye”ye etkileri endişe yaratırken; Türkiye Gazetesi”nde konuşan Nükleer Enerji Uzmanı Prof. Dr. Niyazi Meriç, Çernobil ya da Fukişima’daki gibi bir durumun yaşanması için ancak çalışan bir nükleer reaktörün vurulması gerektiğini söyledi.
“EN FAZLA 3 İLA 5 KİLOMETRE ÇAPINDAKİ ALANA ZARAR VERİR”
İran’ın, bu santrallerin vurulacağını tahmin ederek malzemeleri önceden taşıdığını belirten Meriç “Sadece zenginleştirilmiş uranyum ve bunun için kullanılan çeşitli gazlar zarar görse bile, bu tesisin içine bulaşır. Temizlenmeden tesisin içine giremezsiniz. En kötü senaryoda, tesisin dışına bir miktar uranyum hekzaflorür gazı sızarsa havanın nemiyle birleşerek hidroflorik asite dönüşür. Biraz da uranyum partikülleri dökülür. Bu da yapılan simülasyon çalışmalarında gösteriyor ki en fazla 3 ila 5 kilometre çapındaki alana zarar verir. Kısa sürede temizlenir, bir sıkıntı çıkmaz.

“BİZİM İÇİN KORKULACAK BİR DURUM YOK”
Atmosfere karışıp uzaklara taşınma riski yok. Tesisin Türkiye’ye uzaklığı 1.000 kilometrenin üzerinde. Yani bizim için korkulacak bir durum yok. ABD de nükleer silah kullanmaz. Tahran’a bomba atılması durumunda ise etkisi en az 2 kilometre çapındaki alanla sınırlı kalır” dedi.

Source: Devrim Karadağ


Sürü halinde kameraya takıldılar: İzmir”de yaşadıkları bilimsel olarak kanıtlandı

Bornova Belediyesi ile Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü iş birliğiyle “Bornova”nın Biyoçeşitlilik Envanteri” projesi hayata geçirildi. Proje kapsamında Bornova”nın kırsal ve ormanlık alanlarına yerleştirilen fotokapanlar sayesinde, bölgede bir kurt sürüsünün yaşadığı bilimsel olarak belgelendi. Kurtların, yalnızca yaban hayatının gizemli bir parçası değil, aynı zamanda doğanın kendi dengesini kurma biçimi olması nedeniyle bu durumun yalnızca doğaseverler için değil, Bornova”da tarım yapan üreticilerden kent sakinlerine kadar herkesi yakından ilgilendirdiği belirtildi. Kurt sürüsünün varlığının tarım alanlarına büyük zararlar veren, artık kent merkezine kadar inmeye, gece saatlerinde araçlara çarparak trafik kazalarına yol açmaya ve insanlarla birebir temas kurarak güvenlik tehdidi oluşturmaya başlayan yaban domuzlarının popülasyonun kontrolü açısında da önemli olduğu kaydedildi. Bornova Belediye Başkanı Ömer Eşki, projeyle ilgili yaptığı açıklamada, Yıllar önce doğadan kopardığımız denge, şimdi yavaş yavaş yeniden kuruluyor. Bornova”nın dağlarında kurtların yeniden görülmesi, aslında bir türün değil, tüm doğanın yeniden uyanışının işaretidir. Bu gelişme hem üreticilerimiz hem de kent yaşamı için doğayla uyumlu bir çözüm modelinin mümkün olduğunu gösteriyor. Doğayı korumanın en etkili yolu, onun dengesini yeniden kurmasına izin vermektir. Kurtların geri dönüşü büyük bir doğa müjdesidir. Onları korumak yalnızca doğayı değil, üretimi, güvenliği ve geleceğimizi korumaktır. Biyoçeşitlilik, yaşamın sigortasıdır dedi.

Source: Gazetevatan.com


Hatay Samandağ’da bir haftadır sular kesik: Halk tepkili!

Hatay”ın Samandağ ilçesinde yaklaşık bir haftadır devam eden su kesintisi, ilçe genelinde yurttaşları zor durumda bıraktı. Su kesintisi, depremzedelerin günlük yaşamının yanı sıra ticari faaliyetleri de zorlaştırdı. Bölge esnafı, temizlik, servis ve hijyen gibi temel ihtiyaçların karşılanamaması nedeniyle sorunlar yaşadıklarını bildirdi. TANKER TALEPLERİ DE KARŞILIK BULMADI Yurttaşlar, Hatay Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü”nden (HATSU) tankerle su talep ettiklerini ancak bu taleplerinin de karşılık bulmadığını kaydetti. HATSU kaynakları ise kuraklıktan ötürü bölgedeki sondaj çalışmaları nedeniyle kesintiler yaşandığını, gelecek hafta sorunun giderileceğini kaydetti.

Source:


Antalya”nın gizemli mağarası görüntülendi

Antalya nın İbradı ilçesinde sarı renkli beşik şeklindeki kemerleri dolayısıyla Altınbeşik ismi verilen 3 katlı mağara, botla gezilen turkuaz renkli yer altı gölü, sarkıt, dikit ve travertenleriyle ziyaretçilerin ilgisini çekiyor.Sadece 200 metrelik bölümü turizme açılması dolayısıyla gizemli mağara olarak da bilinen mağarada hava sıcaklığı genel olarak 15 ila 17 derece arasında ölçülüyor.Altınbeşik Mağarası, özellikle yaz aylarında kente gelen yerli ve yabancı turistlerin en önemli rotaları arasında yer alıyor. Mağarayı, ayda yaklaşık 10 bin yerli ve yabancı turist ziyaret ediyor.SU ALTINDAKİ BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİK GÖRÜNTÜLENDİ Yıl boyu ziyarete açık olan mağarayı ziyaret edenler, botlara binerek rehber eşliğinde yer altı gölünü gezme fırsatı yakalıyor.Su derinliği bazı bölgelerinde 40 metreye ulaşan mağarada AA foto muhabiri Mahmut Serdar Alakuş ile Akdeniz Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi nden Prof. Dr. Mehmet Gökoğlu ve ekibi dalış gerçekleştirdi.Dalışta, mağaradaki gölde yaşayan yengeç, kaplumbağa, kurbağa gibi canlılar görüntülendi. ULAŞILAMAYAN DAHA BİRÇOK KATMANI BULUNUYOR Prof. Dr. Mehmet Gökoğlu, mağaranın Avrupa nın en büyük yer altı gölleri arasında yer aldığını söyledi. Mağaranın su üstünde olduğu gibi su altında da görsel şölen sunduğunu ifade eden Gökoğlu, Dalışımızda biyolojik çeşitliği inceledik. Su derinliği zaman zaman 15 metreye kadar çıktı. Ön tarafı kumlu olan yer altı gölünde gammarus (genellikle balık yemi olarak kullanılan eklem bacaklı su canlısı), nehir yengeci, kurbağa, kaplumbağaları görüntüledik. Çok ilginç bir mağara. Ulaşılamayan daha birçok katmanı bulunuyor. Bu nedenle gizemli bir mağara dedi. Gökoğlu, mağaraya gelen turistlerin ayrıca Toros Dağları eteklerine kurulu düğmeli evleri yle ünlü Ormana Mahallesi ni gezebildiğini ve mağara çevresindeki kanyonlarda yürüyüş yapabildiğini dile getirdi.

Source: Habertürk


UEDAŞ’tan bölgeye 6,3 milyar TL’lik güçlendirme hamlesi

Bursa, Balıkesir, Çanakkale ve Yalova’yı kapsayan geniş hizmet sahasında 5 milyondan fazla nüfusa enerji dağıtım hizmeti veren UEDAŞ, kesintisiz ve güvenilir bir dağıtım altyapısı için hem fiziksel yatırımlarını hem de dijital sistemlerini güçlendiriyor.55 bin kilometreyi aşan şebeke uzunluğu ve 571 bini aşkın aydınlatma armatürüyle bölgenin enerji ihtiyacını karşılayan şirket, 2025 yılı sonu için yatırım hedefini 6,3 milyar TL’ye çıkardı.SCADA ve Arıza Yönetim Sistemleri gibi ileri teknolojilerle altyapısını modernize eden UEDAŞ, hizmet sürekliliğini artırmayı ve kesinti sürelerini minimuma indirmeyi hedefliyor. “Toplumsal etki önceliğimiz”Yatırımların arkasındaki yaklaşıma dair açıklamalarda bulunan UEDAŞ Genel Müdürü Cihangir Gençoğlu, “Altyapı projelerimizi, toplum refahı ve çevresel sürdürülebilirlik için yapılan birer katkı olarak görüyoruz. 2024 yılında gerçekleştirdiğimiz 3,7 milyar TL’lik yatırımın ardından, bu yıl hedefimizi kayda değer ölçüde artırarak 6,3 milyar TL olarak planladık. Hizmet kalitemizi artırırken, toplumsal etkileri de önceliklendirerek tüm karar süreçlerimizin merkezine alıyoruz” dedi.Enerjiyi hayatla bütünleştiren projelerSosyal sorumluluk alanında değerli projeler yürüten UEDAŞ, 2013’ten bu yana “Trafolar Konuşuyor”, “Pembe Lambalar” ve “Enerjini Geleceğe Taşı” gibi projelerle; kadın sağlığından enerji verimliliğine ve eğitime kadar birçok alanda farkındalık yaratıyor. Şirket, “Şehrin Işıkları” adlı fotoğraf yarışmasıyla da enerjiyi sanatla buluşturuyor.Sürdürülebilirlikte şeffaf duruş2024 yılında yayımladığı ilk sürdürülebilirlik raporuyla faaliyetlerinin çevresel ve sosyal boyutlarını şeffaf şekilde paylaşan UEDAŞ; karbon ayak izini azaltmak, yenilenebilir kaynak kullanımını artırmak ve enerji verimliliğini teşvik etmek gibi uzun vadeli hedeflerle hareket ediyor.Veri, teknoloji ve denetimle elde edilen liderlikUEDAŞ, Türkiye’deki 21 dağıtım şirketi arasında en düşük kayıp-kaçak oranına sahip kurum unvanını taşıyor. Yüzde 5,02 ’lik oranla elde edilen bu başarı, yalnızca altyapı yatırımlarıyla değil; gelişmiş veri analitiği, saha denetimleri ve dijital kontrol sistemleriyle mümkün hale geliyor.Avrupa’nın geleceğiyle paralel büyümeŞirketin Avrupa Birliği destekli 5 farklı Ar-Ge projesi bulunuyor. Akıllı şebekeler, enerji depolama ve dijital enerji platformlarındaki projeleriyle hem bölgesel gelişime katkı sağlıyor hem de uluslararası düzeyde bilgi ve teknoloji gücüne dahil oluyor.Geleceğin enerji şirketi olma hedefiyle ilerleyen UEDAŞ, bölgesel kalkınmayı destekleyen yatırımları, insan merkezli yaklaşımı ve şeffaf yönetim anlayışıyla Türkiye’nin enerji dönüşüm sürecine yön vermeye devam ediyor.

Source: Dünya Gazetesi


Aydın’da hafta sonu 11 yangın çıktı!

Kent genelinde 2’si ormanlık, 9’u zirai alan olmak üzere toplam 11 farklı noktada yangın çıktı. Yangınlara Aydın Orman İşletme Müdürlüğüne bağlı ekipler ile Aydın Büyükşehir Belediyesi İtfaiyesi anında müdahale etti. Aydın Orman İşletme Müdürlüğü ekipleri, yangın ihbarı alınmasıyla birlikte tüm personeli teyakkuza geçirerek bölgelere sevk edildi. Yangın söndürme çalışmalarına uçakların yanı sıra helikopterler de destek verdi. Efeler ilçesine bağlı Savrandere Mahallesi’nde yerleşim alanından ormana sıçrayan yangına gece görüş donanımlı iki helikopterin de dahil olmasıyla müdahale gece boyunca sürdü. Alevlerin yerleşim yerlerine ulaşmaması için iş makineleriyle müdahale edilirken, ekipler zorlu arazi şartlarına rağmen yangını kontrol altına almak için yoğun çaba gösterdi. Yangınların söndürülmesi için hem karadan hem havadan adeta zamanla yarışan ekipler, ormanlık alanların yanı sıra zeytinlik ve tarım arazilerinin zarar görmemesi için büyük gayret gösterdi. Yetkililer, yaz mevsimiyle birlikte artan yangın riskine karşı vatandaşları uyararak, açık alanda ateş yakmamaları ve ormanlık alanlarda dikkatli olmaları çağrısında bulundu.

Source: