CHP’nin muhalefet şerhinde, zeytin ağaçlarının 10 yıllık kömüre feda edileceğine dikkat çekildi: Torbadan BAE çıktı
CHP, Muğla Milas ile Yatağan’daki zeytinlikleri madenciliğe açan “torba teklife” karşı 92 sayfalık muhalefet şerhi yazdı. Teklif, geçen hafta TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu’nda 26 saatlik rekor süreli görüşmelerin sonunda tüm itirazlara karşın kabul edilmişti. Teklifin anayasaya aykırı olduğuna işaret edilen şerhte, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar’ın ülkede rüzgâr ve güneş enerji altyapısını artıracaklarını ifade ederken “süper izin” adı altında bir kavramı dile getirdiği anımsatıldı. “Süper izin” uygulamasının, BAE ile imzalanan enerji işbirliği anlaşmasıyla da ilişkili olduğuna işaret edilen şerhte, “Bu anlaşma, 18 ay boyunca rakipsiz proje imkânı, kolaylaştırılmış izin süreçleri ve döviz üzerinden alım garantilerini içermektedir. Bu ‘kapitülasyonlar’, Türkiye’nin yeraltı ve yerüstü zenginliklerinin yağmalanmasının önünü açmaktadır” dendi. ANLAŞMA-TEKLİF BAĞLANTISI Şerhte, imzalanan anlaşmada yer alan, “Türkiye Cumhuriyeti, izinlerin, ruhsatların ve çevresel etki değerlendirme sürecinin alınmasında kolaylık ve destek sağlayacaktır” maddesiyle, Türkiye’nin mevzuatının BAE şirketleri için “esnetileceğinin” açıkça taahhüt edildiğine işaret edildi. Aynı yaklaşımın Çin ile yapılan anlaşmalarda da sergilendiği bildirildi. Sözleşme metinlerinin ise “devlet sırrı” gibi saklandığı kaydedildi. Şerhte, teklifin, “BAE ve diğer ülkeler ile yapılan sözleşmelerle verilen taahhütlerin yasal altyapısını oluşturacak ‘süper izin’ düzenlemesini” de içerdiği belirtildi. “Süper izin” kavramının, “ÇED kararı, orman izni, tarım izni” ve “imar izni” gibi onayların hızlıca verilmesini ifade ettiğine dikkat çekilen şerhte, “Süper izin ile kanun teklifinde, ‘ÇED gerekli değildir’ kararı fiilen sıradanlaşmaktadır. ÇED gereklidir/gerekli değildir kararı almaya yönelik sürecin göstermelik hale düşürüleceği ortadadır” dendi. Şerhte, “süper izin” olarak tanımlanan sürecin, sadece izin sürelerini hızlandırmaktan ibaret olmadığı da vurgulanarak “Söz konusu planlama kapsamında alım garantisi, teşvik ve tahkim düzenlemeleri öngörülmektedir. Bu aşamada izin süreçlerini hızlandırmaya yönelik hükümler içeren kanun teklifi sunulmuş olsa da önümüzdeki dönemde bu yönde de değişiklikler içeren kanun tekliflerinin de TBMM’ye sunulması ihtimali güçlüdür” dendi. Teklifin ekinde yer alan harita ve koordinat listelerinin Limak-İçtaş ortaklığındaki Yeniköy ve Kemerköy Elektrik Üretim Santralları ve kömür madeni sahaları ile AYDEM’e ait Yatağan Termik Santralı ve kömür maden sahalarını içerdiği belirtildi. Düzenlemenin Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Yasa’ya da açıkça aykırı olduğuna işaret edilen şerhte, maddenin yasalaşması durumunda elde edilecek kömürün, termik santrallarını sadece 10 yıl götüreceği kaydedildi. “ADRESE TESLİM” Şerhte, TBMM’nin hiçbir kişi, zümre ya da grubun çıkarına özel, kamu yararına hizmet etmeyen yasal düzenleme getiremeyeceği, maddenin açıkça “adrese teslim bir düzenleme” olduğu vurgulandı. “Torba teklifin” kamu yararından ziyade şirket çıkarlarını öne alan bir düzenleme olduğuna dikkat çekilen CHP şerhinde şöyle dendi: “Kanunlar, belli kişi veya olaylar için değil, benzer durumda olan herkesi kapsayacak şekilde genel ve soyut olarak düzenlenmelidir. Bu teklifle; Limak-İçtaş ve AYDEM (Bereket Enerji) isimli şirketler için özel kanun düzenlemesi yapılmaktadır. Bir kişiye veya şirkete ayrıcalık tanıyan düzenleme, kanunun genelliği ilkesine ve bundan dolayı da anayasanın 2. maddesine açıkça aykırılık teşkil etmektedir.” CHP’nin şerhinde 2018- 2024 yılları arasında TEİAŞ tarafından Yeniköy-Kemerköy Termik Santralları’na İçtaş ve Limak şirketleri aracılığıyla kapasite mekanizması kapsamında yapılan teşvik ödemelerinin ciddi finansal yük getirdiğine de işaret edilerek “Söz konusu şirketlere TL olarak yapılan bu teşvik ödemelerinin o yıllardaki dolar karşılığı toplamda 151 milyon 406 bin 550 ABD Doları’na ulaşmıştır” dendi. ‘BU KADAR MADEN ÇIKARILIYORSA NİÇİN YOKSULUZ?’ Zeytinliklerin madencilik faaliyetine açılmasını öngören yasa teklifi, ülkenin dört bir yanından gelen köylüler, çiftçiler ve çevreciler tarafından TBMM Dikmen Kapısı önünde protesto edildi. Yurttaşlar, ellerinde Türk bayraklarının yanı sıra “Talana dur de”, “Havama, toprağıma, suyuma dokunma” yazılı dövizler taşıdı. Açıklama yapan bir yurttaş, “Türkiye’nin çeşitli yerinden gelmiş onca insanın ellerine baktığınız zaman o emeği görüyorsunuz. Heba edilemez, hiçbir şekilde kıyılamaz. Kimse toprağımıza dokunmasın. Allah rızası için diyorum” dedi. Ülkenin her yerinin madenler yüzünden talan edildiğini söyleyen bir başka yurttaş ise “Madem ki bu kadar madenler çıkartılıyor, altın çıkartılıyor o zaman niye her gün yoksullaşıyoruz. Bunu öğrenmemiz hakkımız her halde. Biz niye yoksullaşıyoruz? Doğalgaz çıkarıldı, petrol çıkarıldı niye yoksullaşıyoruz ve niye her gün doğalgaza, benzine zam geliyor” diye sordu. Gözyaşlarına hâkim olamayan bir başka yurttaş da “Kendi vatanımızda acı çekiyoruz. Bu halk bunu hak etmedi. Benim dedem Çanakkale’de ağaçkabukları yiyerek vatanını savundu. İstiklal madalyalı. Onun için ‘Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini; Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini’ demişti Namık Kemal. Bir Atatürk çıktı, ‘Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini’ dedi” ifadelerini kullandı. ‘TOPRAĞIMIZI VERMEK İSTEMİYORUZ’ TBMM önündeki protesto eylemine katılan 82 yaşındaki Çanakkaleli vatandaş, ”Burcu kokulu kekiklerimizi yok ettiler, dağlarımızı talan ettiler, çöl ettiler. Sularımızı kestiler. Büyüklerimiz o toprağı bırakmış biz toprağımızı vermek istemiyoruz. Köyümüzden gitmek istemiyoruz” dedi.
Source: Mustafa Çakır