“Immigration Insights – Global Perspectives on Language Education and Policy”

Dünyada anadilde öğretim

Değerli dostum Namık Koçak ülkemizin en önemli sorunlarından biri olan “anadilde öğrenim” ya da “anadilde öğretim” sorununun dünyadaki durumunu yansıtan bir yazı gönderdi. Bilindiği gibi, Türkiye Cumhuriyeti’nin bir kesim vatandaşları anadilleri Kürtçe olduğu için kendi dillerinin de Türkçe gibi okullarda öğretim (öğrenim) dili olmasını inatla istemekte. Kuşkusuz bir üniter ulusdevletin nasıl bir yapı olduğundan habersiz oldukları için. Söz konusu yazının yazarı Gürbüz Evren. “Batılı Ülkelerde Anadilde Eğitim Hakkı ve Türkiye”. 6 Kasım 2024 tarihinde Independent Türkçe ’de yayımlanmış. Evrensel yasalara karşın durmadan kaşınan bu sorunun iyice anlaşılmasına büyük bir katkı yapacağını sandığım bu yazıyı kaleme aldığı için Gürbüz Evren’e hepimiz teşekkür etmeliyiz. Her ülkede değişik kökenli ve dilli vatandaşlar yaşar ama o ülkenin resmi dili tektir. Çok dilli üniter devlet olmaz. Dünyadaki durum nedir, bir bakalım: İtalya: Alman, Fransız, Ladino, Sloven asıllı toplulukların yaşadığı ve kendi dillerini de konuştuğu, öğrendiği İtalya’da, anayasanın 139’uncu maddesine göre resmi dil ve eğitim dili İtalyancadır. Fransa: Breton, Katalan, Bask, Korsika, Alsas (Alman), Kreol (Karayip), Melanezya, Kanak, Guyan, Flaman, Oksitan, İtalyan kökenli toplulukların yaşadığı ve kendi dillerini konuştuğu, öğrendiği Fransa ve denizaşırı topraklarında, anayasanın 2’nci maddesine göre resmi dil ve eğitim dili Fransızcadır. Polonya: Alman, Belarus, Ukrayna, Rus kökenli toplulukların da yaşadığı ve kendi dillerini konuştuğu, öğrendiği Polonya’da, anayasaya göre resmi dil ve eğitim dili Lehçedir. Almanya: Danimarka, Slav kökenli Sorblar, Cermen kökenli Frizler, Roman kökenli Sintilerin de yaşadığı ve kendi dillerini konuştukları, öğrendikleri Almanya’da, resmi dil ve eğitim dili Almancadır. Romanya: Macar, Roman, Alman, Türk, Rus kökenli toplulukların da yaşadığı ve kendi dillerini konuştuğu, öğrendiği Romanya’da, anayasanın 13’üncü maddesine göre resmi dil ve eğitim dili Rumencedir. Macaristan: Bulgar, Yunan, Alman, Hırvat, Sloven, Sırp, Slovak, Ukrayna kökenli toplulukların da yaşadığı ve anadillerini kullandığı, öğrendiği Macaristan’da anayasanın 1’inci maddesine göre resmi dil ve eğitim dili Macarcadır. Brezilya: Alman, Hollanda, İtalyan, İspanyol, Japon, Arap, Portekiz, Fransız asıllı toplulukların yaşadığı ve kendi dillerini de konuşabildiği (ama bu topluluklarda çoğunluk dilini unutmuştur) ayrıca 252 yerli kabile dilinin de konuşulduğu Brezilya’da, anayasaya göre eğitim dili ve resmi dil Portekizcedir. Slovakya: Macar, Roman, Ukraynalı, Alman, Çek, Rutenyalı, Moravyalı, Polonyalı, Rus, Bulgar, Hırvat toplulukların yaşadığı ve kendi dillerini de konuştuğu, öğrendiği Slovakya’da anayasaya göre resmi dil ve eğitim dili Slovakçadır. Meksika: Kızılderili kökenli kabilelerin yaşadığı 80 civarında yerli dilin de konuşulduğu Meksika’da, anayasanın 2’nci maddesine göre ülkenin resmi dili ve eğitim dili İspanyolcadır. İsveç: Finli, Sami (Lapon), Roman, Meankieli, Yidiş kökenli toplulukların da yaşadığı ve kendi dillerini kullandığı, öğrendiği İsveç’te anayasaya göre resmi dil ve eğitim dili İsveççedir. Norveç: Lapon, Finli, Roman toplulukların da yaşadığı ve kendi dillerini kullandığı, öğrendiği Norveç’te, resmi dil Norveççedir. Bazı belediyelerde Fince ve Laponca ikinci hizmet dili olarak kullanılır. Yunanistan: Arnavut, Makedon, Pomak, Türk toplulukların yaşadığı, kendi dillerini konuştuğu Yunanistan’da, anayasaya göre resmi dil ve eğitim dili Yunancadır. Ancak Yunanistan son zamanlarda Türkler başta olmak üzere, diğer toplulukların okullarına engeller çıkarmakta ve bazılarını kapatmaktadır. Avusturya: Macar, Hırvat, Sloven, Çek, Slovak, Roman kökenlilerin yaşadığı, kendi dillerini konuştuğu ve öğrendiği, bazı belediyelerde Macarca, Slovence ve Hırvatça da hizmet verildiği Avusturya’da, anayasanın 8’inci maddesine göre resmi dil ve eğitim dili Almancadır. Hollanda: Cermen kökenli Frizya, Karayip kökenli Papiamento topluluklarının yaşadığı, kendi dillerini konuştuğu ve öğrendiği Hollanda’da, anayasanın 23’üncü maddesine göre resmi dil ve eğitim dili Hollandacadır. Ukrayna: Rus, Romen, Macar, Moldava asıllı toplulukların yaşadığı ve kendi dillerini konuştuğu, öğrendiği ama Rusya ile savaşın dengeleri altüst ettiği Ukrayna’da, anayasaya göre Ukraynaca resmi dil ve eğitim dilidir. Arjantin: Alman, İtalyan, İspanyol, Japon, Fransız, İrlanda, Galler, Arap, Ermeni asıllı toplulukların yaşadığı, 13 Kızılderili kabilesinin kendi yerli dillerini de konuştuğu Arjantin’de, anayasanın 3’üncü maddesine göre resmi dil ve eğitim dili İspanyolcadır. Bulgaristan: Türk, Ulah, Makedon, Roman, Ermeni kökenli toplulukların yaşadığı ve kendi dillerini konuşabildiği, öğrenebildiği Bulgaristan’da, anayasanın 4’üncü maddesine göre resmi dil ve eğitim dili Bulgarcadır. Danimarka: Eskimo, Faroe ve Alman kökenli toplulukların yaşadığı, kendi dilini konuştuğu, öğrendiği Danimarka’da, Faroe adaları ve Grönland’da resmi dil ve eğitim dili Dancadır. Yer kalmadığı için Hindistan ve Filipinler’deki durumu yazıya alamıyorum.

Source: Özdemir İnce


Söylenti!

GÜNÜN YAZARLARI | ON NUMARA YAZARLAR | TÜM YAZARLAR

Anasayfa Yazarlar Hakkı Yalçın Söylenti!

Hakkı Yalçın
hakki.yalcin@fotomac.com.tr

27 Haziran 2025 | Cuma

Transferde söylenti devri geçerli artık. Söylentinin açıklaması; piyasayı kızıştırmak, menajer futbolcu ve yönetici arasındaki üçgenin tıkır tıkır işletilmesi. Geçmişte transfer mevsimi geldiğinde futbolcuyla görüşülür, söz alınır ve mertçe imzalar atılırdı. Arada bir futbolcu kaçırma eylemine rastlardık ama o günler şimdiki tezgahların yanında hiçbir şey. Müsait olanı kötüye dönüştüren hayatta insanlığını kaybedenlerin en kolay kazandığı şeydir para! Dolar ve Euro”nun kokusunu alanlar piyasada sürterken, söylentilerin mafyası bile var! Çünkü işin içinde kıyak para var!

İlk hedef transfere meraklı olan yöneticileri tahrik etmek. Hele başarıya açsa! Kakalama istasyonlarında milyonlarca dolarlık transferlerin karşılığında hiçbir şey alınamamış olması da söylenti değil gerçek. Hazır olmayan bir adamı bile söylentilerle transfer etmenin perde arkasında birileri varsa, birilerini parmağında oynatan başka birileri de var demektir. Ne acıdır ki Türk futbolu kişilik sınavlarını yıllar önce bıraktı. Gazeteciliğin altın yıllarında bu meslekten birinin adının parayla anılması olacak şey değildi. Söylentisi bile olmadı.

Yerli gençlere güvenmeyip yabancılara kasaların anahtarını verenlere saygı duymam mümkün değil. Bir zamanlar İstanbul”un amatör takımlarıyla hazırlık maçları yapılırdı da ne yetenekler çıkardı. Bakırköy Zuhurat Baba”da küçük bir toprak saha vardı. Pazar günleri şöhretler turnuvası olurdu, amatör futbolcular da o maçlarda şans bulur ve birden kendilerini büyük kulüplerde bulurdu. Geçmişte gol kralı ve efsane olanlar oralardan çıktı.

Şimdi her takımın arama ve tarama ekipleri var ama genellikle yöneticilerin adamları. Her şeyden önemli kulüplerimizin altyapı diye bir gerçeği ve başlarında teknik adamları var. Arada birileri çıkıyor ama bir elin parmakları kadar. Oysa transfer borsasını yerle bir eden yerli forsaların zaferi olmalıydı futbol. Paranın ve etiketin gücüne karşı alın terinin devrimi. Yabancıların beceriksiz ruhuna yaratıcı beden bulamayanlar onları oynatmak için sayısız neden bulurken ve günü kurtarmak gerçeği teknik adamlara yöneticilere egemen olurken bu gerçeklerin hükmü yok!

Yabancıya karşı değilim ama istiap haddini aşan anlayışa ve avantayı lehimleyen kumpaslara karşıyım. Kaliteli oyuncuların ligimize neler kattığını inkar etmiyorum ama transfer edilen futbolcu sayısı arttıkça azalan kaliteyi hesaplamayı da reddetmiyorum. Onlarca transfer yapıp hala talihten medet uman teknik direktörler de sadece bizim ülkemizde. Talihten çok daha anlamlı bir gerçek varsa o da çalışmaktır. Her teknik adama sezon başında içi transfer dolu define sandığı armağan edilmiyor. Üstüne üstlük taklaya gelmesi için gereken bütün şartlar üretiliyor ama bu şartlarda bile ayakta kalanlar var. Ben onlara “teknik adam” diyorum. Çünkü şartlar eşit değilse kazananlar kazanmış sayılmazlar!

Kulüpleri batırmak üzerine kurulu transfer sisteminde milyarlarla lira borçları olduğu halde o borçları ödemeyi düşünmeyenler, yabancılara su gibi para akıtmayı büyüklük sayıyor. Böyle bir durumu sorgulamak da sizlere düşüyor. Transfer rantlarını sormuyorsanız, tuttuğunuz takımın koca sezon kaç maçta genç futbolcu oynatacak cesarete sahip olduğunu görmüyorsanız ve böylesine borçlu bir düzene karşı durmuyorsanız, sizin gerçekleri sorgulama biçiminiz de söylentiden ibarettir. Yakında çok sevdiğiniz kulübünüz bir yabancıya satılırsa, kusuruma bakmayın ama sizin de bunda parmağınız var demektir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.

Ayrıntılar için lütfen tıklayın.

Etiketler :
Türk futbolu, Bakırköy, İstanbul

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
TÜM YAZILARI

Çocuk ruhu!! Acaba!! Gözaltı!!

Anasayfa Beşiktaş Fenerbahçe Galatasaray Trabzonspor

Source: Fotomaç


TRANSFER HABERİ – Shakhtar Donetsk”ten Fenerbahçeli bir yıldıza daha kanca!

Teknik direktörlük kariyerinde önemli bir adım atan Arda Turan, Ukrayna temsilcisi Shakhtar Donetsk'in başına geçmesinin ardından transferde rotayı Süper Lig'e çevirmiş durumda. Takvim'in haberine göre, genç teknik adamın Fenerbahçeli futbolcu aşkı bitmiyor. Ukrayna ekibinin İsmail Yüksek'in ardından İrfan Can Kahveci'ye de kancayı taktığı öğrenildi. Sarı-Lacivertliler'in ise Kahveci'yi gelecek sezon planları kapsamında göndermek istemediği kaydediliyor. 29 yaşındaki yıldızın milli takım performansı ve ligdeki istikrarlı görüntülerinin, Shakhtar'ın dikkatini çektiği belirtiliyor. Ancak Sarı-Lacivertliler, İrfan Can'ı yeni sezon kadro planlamasında kilit bir oyuncu olarak görüyor. Kulüp yönetimi, deneyimli futbolcunun tecrübesi ve oyun zekasının takımın lig ve Avrupa hedefleri doğrultusunda önemli rol oynayacağına inanıyor. Bu nedenle Fenerbahçe cephesinden transfer görüşmelerine şu aşamada olumlu bir yanıt gelmesi beklenmiyor. Ayrıca Başkan Ali Koç'un, Kahveci'nin kalması için Teknik Direktör Mourinho ile bir görüşme yaptığı gündeme gelmişti.

Source: Fotomaç