Sorun kişisel değil, rejim sorunudur!

Sorun kişisel değil, rejim sorunudur!

Türkiye yanıyor: Hem ormanları yandığı için… Hem toprakları, maden yağmacıları tarafından delindiği, zehirlendiği ve zeytinlikleri yok edildiği için… Hem kentleri, betonlaştırılarak yaşanmaz hale getirildiği için… MADDİ OLARAK YANIYOR! Hem de ekonomik olarak iflas ettiği, insanlar geçinemediği için… Mal güvenliği kalmadığı, adalet bittiği için… Demokratik Rejim, “Şahsım Devleti Rejimi” ne dönüştürüldüğü için… Başta çocuklar ve gençler olmak kaydıyla, insanların gelecekten umutları kesildiği için… Manevi olarak da yanıyor! *** Ülkenin içinde düştüğü bu maddi ve manevi felaketin sorumlusu (tarihsel ve yapısal başka nedenler de olmakla birlikte) esas olarak, memleketi 23 yıldır yöneten bu iktidardır. Unutmayın ki Atatürk , Cumhuriyeti ilan ettikten sonra Türkiye’yi sadece 15 yıl yönetebilmiş ve bu kısa sürede Çağdaş Türkiye’nin temellerini atabilmişti. Buna karşılık, İsmet İnönü ’nün 1 Kasım 1945’te ilan ettiği Çok Partili Düzen’e geçiş ile başlayan, Demokrat Parti’nin yönetime geldiği 1950 yılından itibaren doruk noktasına ulaşan, “Tarikatlar ve Toprak Ağalarının Temsilcisi olan Sağ İktidarlar”, Emperyalistlerin de desteğiyle, hepsini toplasanız zar zor on yıl edebilecek etkisiz küçük aralar hariç, 75 yıldır Çağdaş Cumhuriyetin altını oyuyorlar. Bugünkü İktidarın, Şeyh Sait’i, Said-i Nursi’yi, İskilipli’yi, Menderes’i, Özal’ı ve sonradan Terör Örgütü Lideri ilan ettiği Gülen’i yüceltmesi, Gülen’den sonra da başka tarikatları devlete ortak etmesi işte bu sürecin sonucudur. *** Peki “Gericiler” 75 yıldır, Emperyalistlerin desteğine ve siyasette dini istismar etmelerine rağmen, Atatürk’ün 15 yılda kurduğu Cumhuriyeti neden yıkamadılar ve ülkeyi hâlâ tarihte geriye niçin götüremediler? Çünkü Atatürk ’ün kurduğu Çağdaş Cumhuriyet, insanlığın birikimini, evrimini yansıtan ve insan haysiyetine uygun olan siyasal bir rejimdi de ondan! Ama tam yıkamasalar da 75 yıldır süren askeri darbeler ve sivil iktidarlarla, “Demokratik Cumhuriyet Rejimi” ni sarstılar ve yerine Anayasa’ya aykırı bir “Şahsım Devleti Rejimini” kurdular. *** Sorun kişisel değildir: Ne Kurultay ne Kılıçdaroğlu ne Özel ne de İmamoğlu sorunudur… SORUN, REJiM SORUNUDUR! *** Ülkeyi geri götürmek isteyen tarikatların ve Emperyalistlerin temsilcileri olan Sağcı Politikacıların karşısındaki en büyük Demokratik ve Cumhuriyetçi örgüt olan CHP, nihayet uyanmış ve direnişe geçmiştir. Dün ertelenen CHP Kurultayı’nı iptal etme davası, sadece Anayasa’ya ve yasalara aykırı değil, aynı zamanda kendi varlığını ve Demokratik Cumhuriyeti korumaya çalışan son büyük örgütü, CHP’yi, pasifize etmeye yönelik bir girişimdir: Herkes ve Demokratik Rejim’den yana olan bütün partiler ve örgütler, Cumhuriyete karşı yapılan bu saldırıya karşı Demokrasi savunmasındaki yerlerini, tutum ve davranışlarını, buna göre belirlemelidirler!

Source: Emre Kongar