“Kurumsal Gelişmeler – Grev, Satış Rekorları ve Finansal Stratejiler”

Kamu işçisi greve gün sayıyor

İşçiler emeğinin karşılığını bekliyor, iktidar gözünü, kulağını işçinin hak taleplerine kapatıyor. İktidardan gelen zam teklifleri düşük kalınca kamu işçileri daha önce Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş) Başkanı Ergün Atalay’ın da vurguladığı gibi grev için gün saymaya başladı.

Kamu işçisi 2025’in ilk 6 ayı için yüzde 50, 2025’in ikinci altı ay için yüzde 25 zam yapılmasını ve yüzde 10 refah payı verilmesi talebinde bulundu. Türk Ağır Sanayii Ve Hizmet Sektörü Kamu İşverenleri Sendikası (TÜHİS) ise kamu işçilerinin ücretlerine 2025’in ilk 6 ayı için yüzde 16, 2’nci 6 ayı için yüzde 8 zam teklifi verdi. Beklentinin oldukça altında kalan bu teklifin ardından kamu işçileri ‘hükümet istifa’ sloganlarıyla sokağa döküldü. 18 Haziran’da Türk-İş, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın önüne gitti. Eylemde bakanlık binasına tabut fırlatıldı. Başkan Ergün Atalay, “Grev kararı alacağız. Noksansız uyarız, haberiniz olsun” dedi. Fakat 27 Haziran’da kamudan gelen ikinci teklif bir öncekinde olduğu gibi yine çok düşük kaldı. Bu teklif de, 2025’in ilk altı ayı için yüzde 17, yılın ikinci altı ayı için yüzde 10 zam şeklinde yapıldı.

3’ÜNCÜ TEKLİF GELECEK

Türk-İş’ten sonra bu kez Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Hak-İş) de eylem takvimini açıkladı. Bu hafta başlayan takvimde öğle molalarında ve mesai bitimlerinde kollarına siyah kurdele takarak iş yeri önünde oturma eylemi yapacaklarını, bildirdi. Sendika Başkanı Mahmut Arslan, “Hafta içi yeni bir teklif geleceği söyleniyor ama bu tekliflerle bizim taleplerimiz arasında büyük uçurum var. Grev yapılacak yerlerde grev yapılması, yasak yerlerde ise yüksek hakem kurulu söz konusu olabilir” dedi.

Grevdeki işçilerden kamu işçilerine destek

Bazı kamu işçileri greve hazırlanırken bazıları zaten de uzun süredir grevde. DYO Boya grevinde elde edilen kazanımının ardından Petrol-İş Kocaeli, Mersin, İzmir Adana’daki fabrikalarda greve gitti. Petrol-İş Sendikası İzmir Şubesi de; TPI, DYO, Temel Conta ve Digel emekçileriyle birlikte Menemen Cumhuriyet Meydanı’nda eylem yaptı ve “Bu düzen böyle gitmez” diye haykırdı. Öte yandan Gübretaş’ta 30 yıl sonra ilk kez işçiler 3 Temmuz’da üretimi durdurdu. TPI Kompozit işçilerinin grevi ise 55’inci gününü dün doldurdu.

Source: Haber Merkezi


En büyük 4″üncü pazarı Türkiye oldu

Türkiye de artık Tofaş bünyesinde faaliyet gösteren Fransız otomobil üreticisi Peugeot, 2025 in geride kalan ilk 6 ayının ardından vites yükseltmeye hazırlanıyor. Peugeot Marka Direktörü Gupse Kaplan, ilk 6 ayda pazarın rekor kırdığını kaydederek, İlk 6 ayda biz de 41 bin 640 adetlik bir satış adediyle geçtiğimiz yıla göre yüzde 29 büyüyerek yüzde 6.8 pazar payı elde ettik. Bu sonuç bizim için tarihi bir rekor. Peugeot markası olarak tüm zamanların en iyi ilk 6 ay sonucunu gerçekleştirmiş olduk. Geçen yıla göre binek satışlarımız yüzde 15 oranında arttı. Hafif ticari araç pazarında ise yüzde 82 oranında artırdık satışlarımızı. Bunun etkisi global pazarlara da yansıdı. İçinde bulunduğumuz Ortadoğu ve Afrika bölgesinde en çok Peugeot satılan ülkeyiz. Global anlamda da haziran ayında Türkiye olarak Peugeot sıralamasında 4 üncü olduk dedi. Kaplan yılın ilk yarısında pazarda kırılan rekorun sebeplerini ise, pazara yeni giren markalar, mevcut markaların yeni lansmanları ve ötelenmiş filo talebi şeklinde özetledi. 2025 sonu için 1.2 milyonluk bir pazar tahmini paylaşan Kaplan, Sene başında kendimize koyduğumuz 73 binlik hedefi de 77 bin adet toplam satış olacak şekilde revize ettik 2025 yılı için. Burada en büyük gücü yine SUV’dan almaya devam edeceğiz. Satışlarımızın yüzde 65’ini SUV modellerimiz oluşturacak. Satışlarımızın yüzde 30’unu hafif ticari araçlarla gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Performans modumuzu sonuna kadar açtık ifadelerini kullandı. TOFAŞ İLE GÜÇLENEREK YOLA DEVAM EDECEĞİZ Stellantis markalarının Tofaş çatısı altında satış ve tüm faaliyetlerine devam etmesi ile sinerji anlamında çok daha güçleneceklerini de aktaran Kaplan, Hem satış anlamında hem satış sonrası anlamında hem yedek parça hem de bayi yapılanması, müşteri ilişkilerine kadar birçok alanda aslında şu anda çok daha güçlü çalışmalar yürütülüyor. Peugeot markası da tabii ki daha da güçlenerek yoluna devam edecek. Zaten aslında satış hedeflerimiz de artırmamız, model seçeneklerimizin versiyonlarını artırmamızda bunun bence sinyallerini veriyor diye konuştu. Kaplan, Bursa da üretilecek ticari modelden de umutlu olduklarını aktararak, Tofaş çatısı altında Bursa fabrikamızda üretimine başladığımız K0 proje kodu adı altında yerli Expert modeli hafif ticari araçta bize güç verecek ifadelerini kullandı. SATIŞLARIN YÜZDE 35 ELEKTRİKLİ VE HİBRİT OLACAK Kaplan, elektrikli araç pazarının da beklentilerin üzerinde büyüdüğünü vurgulayarak, Pazarın yaklaşık yüzde 15’ini oluşturmasından hareketle bu noktada da yine yıl sonu tahminlerimize göre 180 bin hatta 200 bin adede gidebilecek bir elektrikli araç pazarı öngörüyoruz. Satışlarımızın yüzde 35’ini elektrikli ve hibrit teknolojili modellerden gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Geçtiğimiz yıla göre 5 kat artırdık elektrikli araç satışlarımızı ve şu anda da sadece elektrikli modeller, binek otomobil satışlarımızın yaklaşık yüzde 15’ini oluşturuyor bilgileri verdi. PLUG-IN MODELLER TÜRKİYE YE GELİYOR Fransız markanın Türkiye ye getireceği yeni modeller ile ilgili de bilgiler veren Gupse Kaplan, bu modellerin ilkinin 3008’in plug-in hybrid (şarj edilebilir hibrit) versiyonu olduğunu söyledi. Kaplan, 1.6 plug-in hybrid 195 beygirlik motor seçeneğini eylül ayı itibarıyla satışa sunmaya başlayacağız. Temmuz ve ağustos aylarında ön siparişleri toplamaya başlıyoruz. Yeni modelimiz Allure ve GT olarak 2 versiyon seçeneğiyle satışta olacak. Lansmana özel olarak Allure versiyonumuzu 2 milyon 110 bin TL’den ön satışa sunuyoruz dedi. 5008 ve 408 özelinde de plug-in hybrid için çalışmalar yaptıklarını kaydeden Peugeot Marka Direktörü Gupse Kaplan, Globalle de paralel olarak yürütüyoruz bu çalışmayı. Henüz Avrupa’da da globalde de netleşmemiş bazı konular var. Dolayısıyla çalışmalarımızı yapıyoruz. Yine uzun menzilli elektrikli modellerimiz için aynı şekilde yürütülen bazı çalışmalar var. Fakat, 2025 için şu anda uzun menzilli planımız yok. Onu net bir şekilde söyleyebilirim diye konuştu. 3008 İN ALMAN KUZENİ DE PLUG-IN E GEÇİYOR Peugeot nun Alman kardeşi Opel de plug-in hibrit teknolojisine sahip modellerini Türkiye ye getirmek üzere hazırlıklar yapıyor. Söz konusu gelişmeyi geçtiğimiz mayıs ayında Habertürk duyurmuştu. Öyle ki, Alman markanın C-SUV modeli Grandland in plug-in hibrit versiyonunun fiyatı Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Kasko Değer Listesi ne yansıdı. Habertürk ün edindiği bilgiye göre, Opel Türkiye yönetimi şuan için 1 adet plug-in hibrit Grandland modelini Türkiye ye test amacı ile getirdi. Kasko Değer Listesi ne yansıyan bilgiye göre ise, plug-in hibrit Grandland in GS donanım paketli versiyonu 1 milyon 974 bin TL lik bir fiyat etiketine sahip. Plug-in hibrit Grandland her ne kadar bugün için yüzde 30 ÖTV diliminde yer alsa bile, otomobilin nihai ÖTV oranı ve fiyatı ise satışa çıktığı günün Euro kuruna göre şekillenecek. Hem 3008 hem de Grandland de görev yapan plug-in hibrit güç seçeneği, 143 kW (195 HP) toplam sistem gücü ve 350 Nm maksimum torka sahip. 4 silindirli 1.6 litre turboşarj motor ve 124 hp gücünde elektrik motorun birlikteliği ile çalışan sistem, 17.9 kWh lityum iyon batarya ile eşleştiriliyor.

Source: Habertürk


Kral”ın ayak sesleri

Çifte kupalı şampiyon Galatasaray”da Victor Osimhen gelişmesi yaşanıyor. Uzun süredir geleceği merakla beklenen Osimhen”in sarı-kırmızılı takımda kalma yönünde karar aldığı ifade edildi. Ülkesi Nijerya”da tatili sırasında ailesiyle de görüşen 26 yaşındaki forvet, Avrupa”da ve Galatasaray”da kalmak istediğini vurguladı. Suudi Arabistan ekibi Al Hilal”den gelen teklifleri kabul etmeyen dünyaca ünlü yıldız, Avrupa”da ve Şampiyonlar Ligi”nde oynamayı hedefliyor. TEKLİF YAPILDI İtalya basınında çıkan haberlerde de Osimhen”in Galatasaray”a yakın olduğu vurgulandı. Sarı-kırmızılıların, İtalyan kulübü Napoli ile görüşmeler yaptığı dile getirildi. Napoli”nin bonservis bedelinde 75 milyon euroda ısrar ettiği aktarıldı. Cimbom”un ortak bir noktada buluşarak transferi resmiyete dökeceği kaydedildi. Sarı-kırmızılılar, Osimhen”e maaş olarak 16 milyon euro artı bonusların olduğu bir paket sundu. Kısa sürede transferin netleşmesi bekleniyor. NAPOLİ”YE SÖYLEDİ Geleceğiyle ilgili karar veren ve Galatasaray”da oynamak istediğini kaydeden Victor Osimhen durumu Napoli”ye de iletti. Geçen sezon sarı-kırmızılı forma altında kendisini yeniden bulan Osimhen, Galatasaray”da kalmak istediğini vurguladı. TARAFTARLARIN SEVGİLİSİ Son yaşanan Victor Osimhen gelişmesi Galatasaray”da taraftarları heyecanlandırdı. Sosyal medyada taraftarlar büyük bir heyecan yaşarken arka arkaya paylaşımlarla Osimhen”i etkileşimlerle öne çıkardı. İTALYA”DA MANŞETTE Victor Osimhen”in Galatasaray”da kalma yönündeki kararı İtalya”da yayın yapan Corriere dello Sport”ta manşetten duyuruldu. Galatasaray ile Napoli”nin Osimhen”in transferi için görüştüğü kaydedildi. TARİHİ BİR SEZON Victor Osimhen, Galatasaray formasıyla 2024-2025 sezonunda tarihi başarılara imza attı. Süper Lig”de 30 maçta 26 kez rakip fileleri sarsan ve gol krallığını elde eden Osimhen, Ziraat Türkiye Kupası”nda da 4 maçta 5 gol kaydetti. Avrupa Ligi”nde 7 karşılaşmada 6 kez ağları sarsan Nijeryalı yıldız 41 resmi maçta 37 attı, 8 asist yaptı. G.SARAY FORMASI DAĞITIYOR Ülkesi Nijerya”da tatil yapan Victor Osimhen, yakın çevresine Galatasaray forması dağıtıyor. Son olarak bir kuaförde imzalı Galatasaray forması hediye eden Osimhen, fotoğraf da çektirdi. Ünlü golcü hayranlarına da Galatasaray forması hediye etti.

Source: Fotomaç


Yeni 3008 Plug-in Hybrid eylülde Türkiye”de

Kaplan, otomotiv basınıyla bir araya gelerek, yılın ilk 6 ayını değerlendirdi ve markanın yıl sonu hedeflerini anlattı.

Marka olarak 2025″i performans yılı olarak kabul ettiklerini anımsatan Kaplan, 2024 yılında modellerinin neredeyse tamamının yenilendiğini, 12 ayda 11 yeni model lansmanı gerçekleştirdiklerini aktardı.

Yılın ilk 6 ayında Türkiye otomobil ve hafif ticari araç pazarının yıllık bazda yüzde 5,2 büyüyerek toplam 607 bin 977″ye ulaşmasını değerlendiren Kaplan, “Yaklaşık 608 bin adetlik bir pazar gerçekleşti. Aslında yine bir rekor pazara ulaşmış olduk. Otomobil satışları geçtiğimiz yıla göre 5,4 büyüyerek 488 bin 3 adet olarak gerçekleşti ve hafif ticari araç pazarı her ne kadar otomobile göre biraz daha geriden geliyor gibi görünse de yine geçtiğimiz yıla göre yüzde 4″ün üzerinde artarak yaklaşık 120 bin adetlik bir hafif ticari araç pazarı gerçekleşmiş oldu.” dedi.

“Marka olarak tüm zamanların en iyi ilk 6 ayını geçirdik”

Gupse Kaplan, sektörün rekor ilk 6 ay yaşadığının altını çizerek, aynı dönemde Peugeot olarak 41 bin 640 satış adediyle geçen yıla göre yüzde 29 büyüyerek yüzde 6,8 pazar payı elde ettiklerini bildirdi.

Bu sonucu kendileri için yine tarihi bir rekor olarak tanımlayan Kaplan, marka olarak tüm zamanların en iyi ilk 6 ay sonucunu gerçekleştirdiklerini, bununla birlikte binek otomobilde de hafif ticari araçta da büyüdüklerini belirtti.

Geçen yıla göre binek satışlarının yüzde 15 arttığına işaret eden Kaplan, hafif ticari araç pazarında da satışlarını yüzde 82 artırdıklarını kaydetti.

Kaplan, bu sonuçların etkisinin global pazarlara da yansıdığını ifade ederek, “İçinde bulunduğumuz Orta Doğu ve Afrika bölgesinde en çok Peugeot satılan ülkeyiz. Birinci konumdayız ve buradan memnuniyetle sizlere söylemek istiyorum ki global anlamda haziran ayında Türkiye olarak Peugeot sıralamasında 4″üncü olduk.” diye konuştu.

SUV”de çok güçlü bir marka olduklarını vurgulayan Kaplan, SUV satışlarını geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 24 artırdıklarını ve toplam SUV”da da podyumda yer almayı başardıklarını söyledi.

Kaplan, bu yılın ilk 6 ayında model bazında en çok 408’in satıldığı ülkenin Türkiye olduğunu belirtti.

“Yıl sonu satış hedefimizi 77 bin olarak revize ettik”

Gupse Kaplan, ilk 6 ayda çok güçlü ve dinamik bir pazar yaşadıklarını ve kendilerinin de bu güçlü ve dinamik pazara aynı şekilde karşılık verdiklerini anlattı.

Yılın genelinde toplam 1,2 milyonluk pazar beklentilerini devam ettirdiklerini dile getiren Kaplan, yılın geri kalanında da ilk yarıdaki bu dinamizmin devam edeceğini öngördüklerine işaret etti.

Kaplan, bu doğrultuda Peugeot olarak tüm hedeflerini tekrar revize ettiklerini açıkladı. Sene başında koydukları minimum 73 binlik hedefi de minimum 77 bin toplam satış olacak şekilde güncellediklerini ifade eden Kaplan, “Burada tabii ki en büyük gücü yine SUV”dan almaya devam edeceğiz. Satışlarımızın yüzde 65″ini SUV modellerimiz oluşturacak. Yine satışlarımızın yüzde 30″unu hafif ticari araçlarla gerçekleştirmeyi planlıyoruz.” bilgilerini verdi.

Elektrikli araç yelpazesinin yılın ikinci yarısında da kendileri için önemli olmaya devam edeceği belirten Kaplan, 2025 yılına başlarken elektrikli araçların toplam pazardan yaklaşık yüzde 10″luk bir pay alacağını tahmin ettiklerini anımsattı.

Kaplan, bugün gelinen noktada çok daha hızlı ivmelenen bir elektrikli araçlar pazarına şahit olduklarına dikkati çekerek, “Pazarın yaklaşık yüzde 15’ini oluşturmasından hareketle bu noktada da yine yıl sonu tahminlerimize göre 180 binlik yaklaşık hatta 200 bin adede gidebilecek bir elektrikli araç pazarı öngörüyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.

Yeni 3008 Plug-in Hybrid eylülde showroom’larda olacak

Kaplan, Peugeot olarak satışlarının yüzde 35″ini elektrikli ve hibrit teknolojili modellerden gerçekleştirmeyi planladıklarını, yeni 3008″in Plug-in Hybrid”in, 1.6 Plug-in Hybrid 195 beygirlik motor seçeneğini eylül ayı itibarıyla satışa sunmaya başlayacaklarını duyurdu.

3008 Plug-in Hybrid versiyonlarının eylül ayında showroomlarda olacağını bildiren Kaplan, “Temmuz ve ağustos aylarında ön siparişleri toplamaya başlıyoruz. Yeni modelimiz Allure ve GT olarak 2 versiyon seçeneğiyle satışta olacak. Lansmana özel olarak Allure versiyonumuzu 2 milyon 110 bin TL”den ön satışa sunuyoruz.” diye konuştu.

“Tofaş ile birlikte değişimi çok daha hızlı bir şekilde gerçekleştirebileceğimize inanıyorum”

Marka olarak orta-üst segmente konumlandıklarını söyleyen Kaplan, bu zamana kadar her türlü mevzuat değişikliğine çok hızlı adapte olabilen bir marka olduklarını dile getirdi.

Kaplan, bunu aynı şekilde devam ettirmeyi planladıklarını vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Sunulan teşviklere paralel 1.6 motor seçeneğini nasıl sunuyorsak bundan sonra da çıkacak tasarıya göre, ne çıkacağını bilmiyoruz tabii ki, stratejilerimizi, planlarımızı o noktada biz de değiştireceğiz, revize edeceğiz ve yönlendireceğiz hiç şüphesiz. Şu anda çok daha güçlü bir yapının altındayız bildiğiniz gibi, Tofaş ile birlikte aslında değişimi çok daha hızlı bir şekilde gerçekleştirebileceğimize inanıyorum. Türkiye’nin gerçeklerine göre biz de adapte olacağız marka olarak ama şu anda yasa tasarısı netleşmediği için kesin bir şey söylemem doğru olmaz.”

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


Vakıf Leasing’ten 75 milyon dolarlık yeni kredi anlaşması

Vakıf Leasing, küresel iş birliklerini her geçen gün derinleştirme vizyonu doğrultusunda, yılın ilk çeyreğinde Bank ABC ile gerçekleştirdiği 50 milyon Euro tutarındaki başarılı işlemin ardından, şimdi de yaklaşık 75 milyon dolar büyüklüğünde yeni bir kredi anlaşmasına imza atarak güçlü ortaklığını bir üst seviyeye taşıdı. BANK ABC (B.S.C) Bahrain ve BANK ABC Islamic Bahrain ortak finansörlüğünde yapılandırılan yeni kredi hem kapsamı hem de yapısıyla dikkat çekiyor. Euro ve ABD doları cinsi iki ayrı dilimden oluşan yeni kredi anlaşması, konvansiyonel ve murabaha finansman yöntemlerini bir araya getirerek geleneksel leasing modelleri ile İslami finans ilkelerini uyum içinde buluşturan hibrit bir model ortaya koyuyor. Bu yönüyle anlaşma, sadece finansal bir kaynak sağlamanın ötesinde, farklı finansal ekolleri aynı potada buluşturan yenilikçi bir çözüm modeli niteliği taşıyor.Müşteri odaklı esnek çözümlerVakıf Leasing Genel Müdürü Metin Özetci, yeni anlaşmanın sadece kaynak çeşitliliği açısından değil, müşteri odaklı esnek çözümler sunma kabiliyeti açısından da önemli bir adım olduğunu belirtti. Özetci, “Bu anlaşma, uluslararası finansal piyasalardaki güçlü itibarımızın bir göstergesi. Aynı zamanda müşterilerimize daha rekabetçi ve yenilikçi finansman modelleri sunma kapasitemizi artıracak” dedi.

Source: Dünya Gazetesi


Siyasi operasyon mu? Yolsuzluğa karşı sıfır tolerans tercih değil!

Bir yandan sürüyor, bir taraftan da devam ediyor… Çok büyük ve derin bir çelişki… Toplumsal huzur, güven, barış, refah, kalkınma için yolsuzlukla mücadelenin tarafında olması beklenenler, yolsuzluk yapanlar kendilerinden olduğu için mücadeleyi reddediyor; mücadele edenlere karşı cephe açabiliyor.

Bu arada garip bir söylem geliştirebiliyor; yolsuzlukla mücadeleyi “siyasi operasyon”, mücadele eden kurumları değersizleştirme amaçlı nitelemelere gidiyor. Hatta öyle ki, yolsuzlukla mücadele ameliyelerini gibi demokrasinin ve temiz toplumun ruhu ile bağdaşmayacak düzeysiz ithamlarla gölgelemeye, yapılan suç faaliyetlerini ise perdelemeye çalışıyorlar… Onca maddi gerçeğe, kameralarla sabit suçüstülere, delillere, tanıklara, itiraflara, şikayetlere rağmen kamuoyu karşısına çıkıp iddianameler henüz hazır olmadığı için içeriğine tam olarak vakıf olmadıkları konularda ‘dosyaların içi boş’ iddialarında bulunabiliyorlar…

Yolsuzluk, devlet hayatında ekonomik kaynak kaybına yol açan bir maliyet unsuru olduğu gibi aynı zamanda kamu yönetiminde ahlaki erozyon yaratan, toplumsal adalet duygusunu aşındıran ve demokratik meşruiyeti zayıflatan çok katmanlı bir güvenlik ve kalkınma sorunudur. Kamu kaynaklarının adil, etkin ve verimli kullanımını engelleyen yolsuzluk, devlet-toplum ilişkilerinde güven krizine sebep olmakta; yerel ve ulusal ölçekte politik istikrarı tehdit etmekte, toplumsal ayrışmayı derinleştirmektedir.

Küreselleşen dünyada ülkelerin uluslararası rekabet gücü, yalnızca makroekonomik büyüklüklerle değil; kurumsal şeffaflık, hesap verebilirlik ve hukukun üstünlüğü gibi normlarla ölçülmektedir. Bu bağlamda yolsuzlukla mücadele, elbette etik bir tercih olmakla birlikte, sürdürülebilir kalkınmanın, demokratik istikrarın ve toplumsal refahın tesisi için stratejik bir zorunluluktur.

Yolsuzlukla mücadele, partiler üstü bir meseledir. Hiçbir siyasi hareket; iktidar veya muhalefet fark etmeksizin, yolsuzlukla mücadele sürecinden muaf değildir, olamaz. Aksine siyasi partilerin yolsuzlukla mücadelede etkin rol alması, demokrasinin kendini onarma kapasitesinin ve siyasetin meşruiyetinin göstergesidir.

Siyasi partiler, kamu kaynaklarını yöneten ve toplum adına karar alan organlar olmaları sebebiyle hem toplumsal güvenin hem de hesap verebilirliğin dinamosu olmak durumundadır. Yolsuzlukla mücadelede siyasi partilerin kendi içlerinde etik kurulları etkinleştirmeleri, şeffaflık ilkesini hakim kılmaları, parti içi denetim mekanizmalarını bağımsızlaştırmaları ve yolsuzluk iddialarını parti içi siyasal hesaplaşmanın malzemesi haline getirmeden soruşturabilecek kurumsal cesareti göstermeleri gerekmektedir.
Sivil toplum kuruluşları ise yolsuzlukla mücadelede kamu denetimini destekleyen toplumsal bir basınç unsuru olarak kritik bir işlev üstlenmektedir. Medya, akademi ve sivil toplumun aktif katılımı olmadan yolsuzlukla mücadelede toplumsal sahiplenmenin gerçekleşmesi mümkün değildir. Bu nedenle yolsuzlukla mücadele süreçlerinin sivil izleme komisyonları ve şeffaf raporlama yöntemleriyle desteklenmesi, kamusal denetimin etkinliğini artıracaktır.

Yolsuzlukla mücadele günümüz dünyasında önemli bir konu olduğu içindir ki, evrensel kabul edebileceğimiz ilkeler ortaya çıkmıştır.

Yolsuzlukla mücadelenin etkili olabilmesi için hukukun üstünlüğü, bağımsız ve tarafsız bir yargı sistemi olmazsa olmaz bir koşuldur. Yolsuzluk iddialarının siyasal müdahalelerden bağımsız olarak soruşturulabilmesi, hem mağdurların adalet talebini karşılamak hem de toplumun devlete güvenini güçlendirmek açısından hayati önemdedir.

Kamu alımlarında şeffaflık, bütçe harcamalarının açık erişimle kamuoyuna sunulması ve kamu kurumlarının hesap verebilirliğini güçlendirecek dijital platformların kurulması, yolsuzluğa karşı koruyucu bir kalkan oluşturacaktır. Bu bağlamda e-devlet uygulamaları ve dijital denetim mekanizmalarının yaygınlaştırılması, toplumsal denetimin güçlenmesine katkıda bulunacaktır.

Siyasi kampanyaların finansman kaynaklarının ve harcamalarının şeffaf biçimde kamuoyuna açıklanması, hem seçmenlerin bilinçli tercih yapmasını sağlar hem de siyasal sürecin adil işlemesine katkıda bulunur. Bu nedenle siyasi partilerin mali denetim raporlarının kamuoyuna açık hale getirilmesi önem arz etmektedir.

Kamu görevlileri, milletvekilleri ve belediye başkanları için çıkar çatışmalarını engelleyecek etik kodların belirlenmesi, kamu hizmetinde etik farkındalığın artırılmasını sağlar. Görevden ayrılan kamu görevlileri için “soğuma dönemi” gibi düzenlemeler, kamu ile özel sektör arasındaki geçişlerin çıkar çatışmasına dönüşmesini engeller.
Yolsuzlukla mücadele, yalnızca hukuki değil, toplumsal bir mücadeledir. Bu nedenle akademi, medya ve sivil toplumun katılımıyla oluşturulacak izleme mekanizmaları ve raporlama süreçleri, yolsuzlukla mücadelede toplumsal baskı mekanizmasını güçlendirecektir.

Yolsuzlukla mücadele, kalkınmanın sürdürülebilirliğini ve demokratikleşmenin derinleşmesini doğrudan etkilemektedir. Kamu kaynaklarının adil kullanımı, mali disiplinin korunması, sosyal hizmetlerin toplumun en dezavantajlı kesimlerine adil biçimde ulaşması açısından hayati önem taşır. Ayrıca yolsuzlukla mücadelede kararlı duruş, demokratik kültürün güçlenmesini, hukukun üstünlüğüne olan inancın artmasını ve devletin meşruiyetinin sağlam temellere oturmasını sağlar.

Yolsuzluğun sistematik bir biçimde yaygınlaşması, halkın siyasete ve kamu kurumlarına duyduğu güveni aşındırmakta, toplumsal kutuplaşmayı derinleştirmekte ve demokratik rejimleri kırılgan hale getirmektedir. Bu nedenle yolsuzlukla mücadele, bir siyasi partinin veya ideolojik grubun değil, milletin ortak geleceğinin korunması için yürütülen bir toplumsal seferberlik olarak ele alınmalıdır.

AK Parti’nin reformcu geleneği, vesayete karşı mücadele kadar temiz yönetim mücadelesini de kapsar. Bu çerçevede iktidar veya muhalefet fark etmeksizin tüm siyasi aktörlerin, yerel yönetimlerin, sivil toplum kuruluşlarının ve medyanın yolsuzlukla mücadelede sıfır tolerans ilkesi etrafında birleşmesi, Türkiye’nin demokratik meşruiyetini güçlendirecek, toplumsal barışı tahkim edecek ve kalkınma hedeflerini destekleyecek bir adımdır.

Bu süreçte siyasi partiler, kendi içlerinde hesap verebilirliği sağlayarak örnek bir tutum ortaya koymalı, şeffaflığı ve temiz siyaseti ilkesel bir taahhüt haline getirmelidir. Sivil toplumun ve medyanın etkin katılımıyla desteklenecek bir denetim mekanizması, yolsuzluğun siyasal istismar malzemesi yapılmadan, adalet ve hakkaniyet temelinde çözümlenmesine imkân sağlayacaktır.

Türkiye’nin iddialı kalkınma hedefleri, küresel rekabet gücünü artırma arzusu, ancak temiz toplum ve temiz siyaset ilkeleriyle mümkündür.

Yolsuzluğa karşı sıfır tolerans, yalnızca bir tercih değil; milli, ahlaki ve stratejik bir zorunluluktur.

Prof. Dr. Zakir Avşar / Haber7

Source: Zakir Av


Türkiye”nin en büyük şirketleri arasındaydı: İflas sonrası sahibi ağzını bozdu!

Bir dönem Beşiktaş”ın kullandığı İnönü Stadyumu”nun da isim sponsoru olan Türkiye”nin önde gelen inşaat şirketlerinden Fi Yapı, Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi”nin 12 Haziran tarihli kararı ile iflas etti. 4 BİNE YAKIN MAĞDUR VARFi Tower, Fi Side, Fi Life, Fi Yaka gibi projelerde binlerce konutun üretimine başlayan ancak halihazırda 4 bine yakın konut ve dükkanın teslimini tamamlamayan şirket binlerce insanın mağduriyet yaşamasına neden olurken, Fi Yapı”ya karşı birleşen mağdurlar ortak hareket etmek için bir platform oluşturdu. 6 yıl boyunca TMSF denetiminde kalan şirketin yönetimini yeniden üstlenen Fi Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Fikret İnan, kendisine tepki gösteren mağdurlara yönelik çok sert ifadeler kullandığı bir mektup paylaştı.

“ÖRGÜT ÜYELERİNE DAVET”Mağdurların oluşturduğu platforma yönelik kaleme aldığı yazısına “Örgüt Üyelerine Davet” başlığı atan Fikret İnan, mektubunda şu tehditlere yer verdi:”Şerefsiz örgüt üyeleri;Pazar günü şantiyemi basacakmışsınız, buyurun gelin hepinizi bekliyorum. Hısım, akraba, arkadaş, yoldan geçenler kim varsa toplamaya çalışıyorsunuz. Kadınların ve çocukların arkasına saklanacak kadar korkaksınız. Kuş kadar beyninizle klavye kabadayılığı yaparak bana iftiralar atıyorsunuz. Ben bu projenin arsa sahibi ve müteahhidiyim. 12 senedir sizin ağababalarınız bu projenin bitmesini engelleyemedi. Sizin gibi çakallara bu şantiyeyi teslim etmeyeceğim. Fitower”daki şerefsizlerin de sizden farkı yoktur. Proje için toplam 472 milyon dolar para olduğunu iddia eden ******* ****** ******* ispatlayamayan Volkan”a cevap veriyorum. Be haysiyetsiz, kuş kadar beynin olsa attığın iftiraya sen de gülerdin. Senin dairen 2+1, ödediğin para 70 bin dolar. Projemizin 3″te 2″lik kısmı 1+1 ortalaması 55 bin dolar olsa 170 bin dolar yapar. Kalan 300 bin doları **** ve ***** sorabilirsin. Şerefsizler, namussuzlar, haysiyetsizler ben ve şirketim yüzlerce kez soruşturmadan geçtik. Onlarca kere ağır ceza mahkemelerinde yargılandım. MASAK”ta üç kere incelendim. İftiracı savcı ve rüşvetçi hakimleri ifşa ettim. Şahsımla ve şirketimle ilgili attığınız iftirayı yargı yolu ile ispatlayamazsanız ****** uygunsuz yerlerde çalıştığı tescillenmiş olacaktır. Topunuzu, tüfeğinizi itinizi, köpeğinizi neyiniz varsa pazar günü alın gelin şantiyede tek başıma sizi bekliyorum.”

Source: Derleyen: Mustafa Balcı


Elon Musk”ın siyasi parti hamlesi Tesla hisselerini sarstı!

Elon Musk”ın ABD”de yeni bir siyasi oluşum planladığını açıklaması, yatırımcıların şirketin geleceği konusundaki endişelerini artırdı.Bu gelişmenin ardından Tesla”nın hisseleri, Nasdaq”ta seans öncesi işlemlerde 312,7 dolara kadar geriledi. Şirketin hisseleri şu sıralarda yüzde 0,15 kayıpla 315 dolar seviyelerinde işlem görüyor. Frankfurt borsasında ise düşüş yüzde 3″ü aştı.”Elon Musk, Tesla için “en büyük varlık””Deneyimli teknoloji analisti Dan Ives, Elon Musk”ın Tesla için “en büyük varlık” olduğunu belirterek şu değerlendirmede bulundu:”Tesla”nın Musk”a CEO ve en büyük varlığı olarak ihtiyacı var ve bir kez daha siyasi rotaya girmemeli, aynı zamanda Trump”ın kötü tarafına geçmemeli. Musk”ın ne kadar ileri gideceğine bağlı olarak bu çabanın siyasi doğası göz önüne alındığında Tesla yönetim kurulunun bir noktada dahil olması da bizi şaşırtmaz.”

Source: Dünya Gazetesi


Fenerbahçe Milan Skriniar transferi için anlaşma sağladı!

Fenerbahçe, ara transfer döneminde kiraladığı Milan Skriniar transferinde mutlu sona çok yakın.Sarı lacivertliler, Jhon Duran’a imza attırmasının ardından, Slovak yıldızı da kadrosuna katmaya hazırlanıyor.ANLAŞMA SAĞLANDIİtalyan basınında yer alan habere göre Fenerbahçe, Milan Skriniar ile anlaşma sağladı.Sarı lacivertliler, Skriniar ile 2028’e kadar sürecek kontrat üzerine el sıkıştı.FRANSA’DA PAZARLIKLAR BAŞLADIÖte yandan Skriniar’ın bonservisi için Fenerbahçe, PSG ile görüşüyor. Öte yandan transferin bu hafta bitmesi ön görülüyor.

Source: Hurriyet.com.tr


Göçe zorlamak için öldürüyorlar! ABD ve İsrail”e faturanın bedeli ağır oldu

İsrail Devleti ve ABD ile ortak kurulan Gazze Yardım Vakfı mimarı olan danışmanlık şirketi Boston Consulting Group (BCG) kıyı şeridinde bulunan 500 bin Filistinlinin sürgün edilmesi için eylem planı hazırladı.

Şirket 5 milyar dolarlık faturayı ise İsrail ve ABD’ye sundu.

Source: