“Kültürel Etkinlikler – Müzik, Gençlik ve Tarihi Anlar”

Müzik özgürleştirir

Sahnede tam 104 çocuk. Hepsi beyazlar içinde. Yaşları 7 ila 13 arası. Seçme sınavıyla seçilmişler. Mart ayından bu yana koro müziği eğitimi almışlar. Ve şimdi karşımdalar, Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nun sahnesindeler. Görüntüleri bile insana işte geleceğimiz dedirten güzellikte ve umut vaat edici. 3-6 Temmuz tarihlerinde İstanbul’un farklı yerlerinde, İBB Kültür ve İBB Orkestra’nın düzenlediği 24 koro ve 852 koristin katıldığı İstanbul Koro Festivali vardı. İSTANBUL’UN ÇOKSESLİLİĞİ Açılışta İBB Kültür Daire Başkanı Volkan Aslan İstanbul’un çoksesliliğine, çok renkliliğine dikkati çektiğinde, bu festival yolculuğunu halen hapiste tutulan Ekrem başkan ve Mahir Polat’la başlattıklarını onlarla güçlendiğini anlattığında ortalık alkıştan inledi, salon ayağa kalktı! Şef Tolga Gülen’in yönetiminde İstanbul Çocuk Korosu hem Türkçe hem farklı dillerde harika bir sınav verdi. Sadece sesleriyle değil, beden dilleri, devinimleri ve coşkularıyla muhteşem bir deneyim yaşattılar. Festivalin diğer katılımcıları Koro İstanbul, Aydın Doğan Güzel Sanatlar Lisesi Korosu, Odeon Oda Korosu’ydu. Konser öncesi fuayede koşuşan cıvıl cıvıl çocuklara sordum, niye koroya katıldıklarını. Çoğu “Sevdiğim için” dedi. Ama ikinci en çok aldığım yanıt şu oldu: “Şarkı söylemek özgürlüktür!” İstanbul’un geleceği olan çoksesli çocukları kutluyor, İBB Kültür’e teşekkür ediyorum. CAZ ANLATILARI İKSV’nin 32. Caz Festivali dolu dizgin devam ediyor. İki akşam iki muhteşem sesten caz anlatıları dinledim. İkisi de Swiss Otel’in bahçesindeydi. İlkinden başlıyorum: Jazzmeia Horn genç Amerikalı bir sanatçı. Üç yaşından beri şarkı söylermiş, okul yıllarında girmediği ve kazanmadığı yarışma kalmamış. Üç kez Grammy adaylığı olmuş. Caza yenilikçi bir tavır getirmiş. Hakkında bildiklerim bunlardı. Konser boyunca daha çok bilgilendim, zenginleştim, büyülendim ve konserin sonunda herkes gibi ben de ayağa fırlayıp dans etmeye başladım. Jazzmeia, her şeyden önce muhteşem bir öykü anlatıcısı. Dünya halini, kadınlık, annelik durumunu, güncel yaşamını anlatıyor. Ancak anlatırken sesini kullanış biçimiyle tüm önyargılara, kalıplaşmış düşüncelere, baskıya, yasaklara isyan ediyor. Daha doğrusu meydan okuyor. Caza yeni boyutlar katıyor. “Freedom”- Özgürlükle herkesi avucunun içine aldı. Özgürlük hepimize lazımdı. “Bana ne söyleyeceğimi, ne giyeceğimi, ne düşüneceğimi söyleyemezsin” dediğinde… “Asla vaz geçme, diren” dediğinde tüm hissiyatımıza tercüman oluyordu. Horn’a, piyanoda Joel Holmes, basta Ameen Saleem ve davulda Ryan Sands eşlik etti. “Müzik asla karanlığa geçit vermez” düsturundan sonra hepimiz kendimizi daha iyi hissettik ve adeta “Her şey çok güzel olacak” diye (elbet İngilizce) onunla birlikte tempo tutup dans ettik. JAMES BALDWİN’İ CAZLA ANMAK Besteci, vokalist, şair, bas ve klavye ustası “asi ve yenilikçi stil sahibi sanatçı” Meshell Ndegeocello bu yılın başında “en iyi alternatif caz albümü” dalında Grammy Ödülü kazanmıştı. Beni bu konsere sürükleyen, Grammy Ödülü kazanmış olması değildi. Bu ödülü James Baldwin’in “The Fire Next Time” (Bir Daha Sefere Ateş) adlı kitabından hareketle bestelediği ve James Baldwin’e adadığı “No More Water: The Gospel of James Baldwin” adlı albümüydü. (Bilenler bilir James Baldwin “bizden biriydi”. Gülriz SururiEngin Cezzar Tiyatrosu’nda “Düşenin Dostu” oyununu sahnelediğinde onun asistanlığını yapmıştım, yakın dostum olmuştu. Bugün o ekipten sadece Ali Poyrazoğlu ve ben hayatta kaldığımızdan Baldwin’in İstanbul yıllarını öğrenmek isteyen her araştırmacı kapımızı çalar!) Konser boyunca eşsiz yazar James Baldwin’i ve onun mücadelesini andık. Geçen yıl 100 yaşını dolduran Baldwin’in mücadelesi, özgürlük ve eşitlik savaşı günümüz dünyasında hâlâ çok güncel. Sadece ABD’de değil dünyanın her yerinde. Beyaz ırkçılığının siyah Amerikalılara karşı öfke ve nefretini; siyahların kimlik arayışını dile getirdiği eser, Baldwin’in mirasıydı. Ve şimdi o miras bize caz tınılarıyla, rock, funk, soul, hip-hop ve deneysel tınılarla geri geliyordu. Abraham Rounds (davul, vokal), Chris Bruse (gitar), Jake Sherman (org) ile etkileyici sesi ve fiziğiyle Justin Hicks (vokal) sanatçıya eşlik ederken karanlığın aydınlığa müzikle çıkacağı inancını pekiştiriyorlardı. Caz Festivali 17 Temmuz’a dek sürüyor. Kaçırmayın!

Source: Zeynep Oral


Faşizm ve kültür-II

Siyasal İslamın AKP rejimi, siyasi, ekonomik bir iktidardan öte, toplumu yeniden şekillendirmeye dönük kapsamlı bir kültürel mühendislik sürecidir. Bu, eğitimi, medyayı, sanat politikalarını, tarih anlatılarını, mimariyi, hatta gündelik yaşamın ritimlerini dönüştürerek yeni bir insan tipi, yeni bir hafıza, yeni bir ahlak yaratma sürecine karşı direniş, çoğunlukla ekonomik sorunlara odaklı, kültür savaşlarından kaçınan bir hatta kaldı. İşsizlik, yolsuzluk, hayat pahalılığı gibi elbette çok ciddi meseleleri öne çıkaran bu muhalefet dili, ne yazık ki kitlelerin gündelik yaşamında karşılık bulan kültürel anlam evrenlerini ihmal etti, belki de küçümsedi. Oysa kültür, içinde ekonomik taleplerin de anlam kazandığı bir alandı. KÜLTÜR MADDESELDİR Kültür, somut pratiklerle, nesnelerle, bedenlerle, mekânlarla, teknolojilerle iç içe geçtiği için maddeseldir . Kültürün maddeselliği, onun yalnızca anlam dünyasında değil, aynı zamanda gündelik yaşamın, nesnelerin, bedenlerin, teknolojilerin ve mekânların içinde kurulduğunu söyler. Raymond Williams ’ın ifadesiyle kültür, “Bir yaşam biçimidir” ; insanların konuşmalarının, giyinmelerinin, kederlerinin, sevinçlerinin, kutsallarının anlamlarına ilişkindir. Kültür, geçmişin kalıntısı değil, bugün yaşayan bir çatışma alanıdır; yalnızca estetik ya da sembolik bir alan değil, ahlaki anlamların üretildiği yerdir. Ve insanlar sadece aç kaldıkları için değil, adaletsizliğe uğradıklarını düşündüklerinde sokağa çıkarlar. Diğer bir deyişle, insanlar yalnızca biyolojik varlıklar değil, anlam arayan, kimlik kuran, değerlerle hareket eden varlıklardır. Biyolojik ihtiyaçlarına öncelik veren hayvanlardan farklı olarak insanlar, “doğru”, “yanlış”, “hak”, “adalet”, “onur” gibi kavramlar üzerinden tepki verirler. Geçim derdi , onurla yaşamak, emeğinin karşılığını almak, torpilsiz hak kazanmak gibi ahlaki-siyasal taleplerle iç içedir. Ekonomik bir kriz ancak bu kavramlarla anlamlandığında siyasallaşır. Primatolog, sinirbilimci, Robert Sapolsky ’nin, “Kültür, değerlerin, tarzların, davranışların bir sonraki kuşağa genetik olmayan yollarla aktarımıdır” biçimindeki tanımı da kültürün geleceği belirlediğine, ancak değiştirilebilirliğine , siyasal mücadeleyle şekillendirilebileceğine işaret eder. KÜLTÜR GELECEĞİ ŞEKİLLENDİRİR Walter Benjamin ’e atfedilen “Her faşist zaferin arkasında bastırılmış bir devrim vardır” sözleri, faşizmin, toplumsal hafızayı silme, tarihi yeniden yazma, kayıp devrimin içindeki gelecek umudunu unutturma çabasının mantığını da açıklar. Faşist rejim, yalnızca zorla değil, kültür savaşlarıyla ayakta kalmanın ötesinde, geleceğini güvenceye almayı amaçlar; bugünü de ona göre biçimlendirir. İşte bu yüzden, kültür savaşları bu kadar önemlidir. Türkiye’de siyasal İslamcı rejim, işte bu hafıza rejimini ısrarla kurmaktadır: 15 Temmuz anıtları, Osmanlı nostaljisi, Cumhuriyet nefreti, militarist dizi evrenleri, kamusal alandan kadın bedeninin silinmesi, sürekli yinelenen “yerli ve milli değerler” söylemi, hakaret davaları, Diyanet’in bütçesinin, bir ruhban sınıfına eklemlenmiş kadrosunun biteviye büyüme eğilimi bu stratejinin parçalarıdır. Kültür, bu iktidarın en etkili silahıdır. Bu yüzden muhalefet yalnızca daha iyi ekonomik koşullar vaat etmekle yetinemez; farklı bir kültürel tahayyül inşa etmelidir. Bu tahayyül, yalnızca laiklik savunusuyla sınırlı olmamalı; çoğulculuğu, kadın, LGBTQ+ haklarını, hafızayı, özgürlüğü, emeği koruyacak, adaleti, ortak demokratik bir yaşamı yeniden kuracak bir kültürel “evren” yaratmalıdır. Çünkü bu geleceği tahayyül etmenin de aracıdır. “Kültürsüz” bir siyaset, yönsüz bir teknokratik iddianın ötesine geçemez. Nitekim, CHP’nin ( Özgür Özel ’e kadar) ve solun (hâlâ), halkın sıkıntılarını yalnızca geçim derdine indirgerken rejimin kültürel mühendisliğine kayıtsız kalma eğilimi, siyasal İslamın rejim inşa sürecini kolaylaştırmıştır. Hangi yaşamın yaşanmaya değer sayıldığı, hangi hayatların yasının tutulduğu, kimlerin sesinin meşru kabul edildiği, geleceğin nasıl şekilleneceği kültür içinde belirlenir. Bugün Türkiye’de değişim isteyen her ilerici hareketin, “mükemmel bir ekonomi programı” aramadan önce kültürün maddeselliğini kavraması gerekiyor.

Source: Ergin Yıldızoğlu


TÜGVA Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Bilal Erdoğan, Edirne”de gençlere seslendi

Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Bilal Erdoğan, Edirne”nin Keşan ilçesinde Gökçetepe Tabiat Parkı içinde yer alan TÜGVA Doğa Kampı”nda düzenlenen programda gençlerle bir araya geldi.

Tarihin en çalkantılı dönemlerinden geçildiğini söyleyen Erdoğan, dünyada savaşların, zulümlerin ve soykırımların yaşandığını belirtti.

İnsanlık tarihinin en aşağılık suçu olan soykırımın bugün bütün dünyanın gözü önünde işlendiğine işaret eden Erdoğan, “Soykırım suçu yine bugün canlı yayında bütün detayı ve vahşetiyle yaşanıyor. İsrail”in Gazze ve Filistin”de işlediği suçları görüyoruz. Elinizde imkanınız olsa bu soykırımı durdurmaz mısınız? “Çocuklar bugün Gazze”deki bu soykırımı inşallah bilsin.” diye uğraşıyoruz. Daha güçlü olacağız ki bir daha böyle bir şeye İsrail tenezzül edemeyecek, cüret edemeyecek.” diye konuştu.

Gençlere tavsiyelerde bulundu

Gençlerin telefonla çok fazla vakit geçirdiklerini, özellikle sosyal medya aracılığıyla gençlerin manipüle edildiğini anlatan Erdoğan, bu konuda çok dikkatli ve bilinçli olmaları gerektiğini vurguladı.

Sosyal medyada herkesin gençleri kendi meşrebine ve beklentisine göre yönlendirmek istediğini aktaran Erdoğan, gençlerin kendi hedef ve idealleri doğrultusunda çalışmalarını istedi.

Gençlere bazı tavsiyelerde bulunan Erdoğan, şunları kaydetti:

“Gençler, enerjinizi, kıvrak zekanızı, şu dünya düzeninin değişmesi için harcayın. Sizin enerjiniz, sizin vizyonunuz, ben inanıyorum ki bugünün gençleri bizim neslimizin gençliğinden çok daha iyi yerlere getirecek bu ülkeyi ama ufkumuz sadece Türkiye”den ibaret olmasın arkadaşlar.

Bu dünyayı da daha iyi bir dünya yapmak için çalışmak zorundayız. Allah”ın izniyle bu dünya değişecek. Bu dünya daha iyi bir dünya olacak. Bu dünyada mazlumların hakkını koruyacak bir nesil yetişiyor, o nesil sizlersiniz arkadaşlar. Allah”a yemin ediyorum buna inanmasam, İstanbul”dan kalkıp buraya gelmem. Her sene hiç gelmem. Ben size inanıyorum.”

Erdoğan, gençlere Allah”tan başka kimseden korkmamaları gerektiğini vurgulayarak, ancak inanarak ve çalışarak başarıya ulaşabileceklerini dile getirdi.

“Cumhurbaşkanımız girdiği her müsabakayı, her yarışmayı kazandı”

Gençlere Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan”ı örnek gösteren Bilal Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

“Cumhurbaşkanımız girdiği her müsabakayı, her yarışmayı kazandı arkadaşlar. Şiir yarışmasına girdi kazandı. Atletizm yarışmasına girdi kazandı. Futbolcu olarak kazandı. Seçimlere girdi kazandı çünkü çalıştı, azmetti, milletine ve kendisine inandı. Çünkü inançlıydı ve bu millet birisinin arkasına düşeceği zaman o bu işi kendi menfaati için mi yapıyor, milleti için mi yapıyor, bunu anlıyor arkadaşlar. Siz de anlayacaksınız. Milleti aldatarak, kandırarak kendi menfaatleri, kendi ikballeri için bu işleri yapanlara bu gençlik hiçbir zaman izin vermeyecek.”

Gençlerin kendi hayallerini ve projelerini TÜGVA çatısı altında gerçekleştirdiğini ifade eden Erdoğan, gençlere inandığını, onların çok daha iyi yerlere geleceğini söyledi.

TÜGVA Genel Başkanı İbrahim Beşinci ise her zaman gençlerin arkasında duran Erdoğan”a teşekkür etti.

Programda İstanbul Valisi Davut Gül, Edirne Valisi Yunus Sezer, Esenler Belediye Başkanı Tevfik Gürsu ve Ümraniye Belediye Başkanı İsmet Yıldırım da birer konuşma yaptı.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


10 Temmuz magazin gündemi çok konuşulacak! Burak Özçivit”e hayranlarından büyük şok

10 Temmuz magazin gündemi yine dopdolu! Ünlü isimlerin sürpriz gelişmeleri sosyal medyada geniş yankı uyandırdı. Günün en çok konuşulan ismi ise Burak Özçivit oldu. Günün diğer dikkat çeken başlıkları arasında Wolfgang Puck”ın özel menüsü, İzzet Antebi”nin yalnız geçen yazı ve MESAM”a katılan ünlü müzisyenler de vardı.

Source: Sabah


TÜGVA Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Bilal Erdoğan, Edirne”de gençlere seslendi

Erdoğan, Edirne”nin Keşan ilçesinde Gökçetepe Tabiat Parkı içinde yer alan TÜGVA Doğa Kampı”nda düzenlenen programda gençlerle bir araya geldi.Tarihin en çalkantılı dönemlerinden geçildiğini söyleyen Erdoğan, dünyada savaşların, zulümlerin ve soykırımların yaşandığını belirtti.İnsanlık tarihinin en aşağılık suçu olan soykırımın bugün bütün dünyanın gözü önünde işlendiğine işaret eden Erdoğan, “Soykırım suçu yine bugün canlı yayında bütün detayı ve vahşetiyle yaşanıyor. İsrail”in Gazze ve Filistin”de işlediği suçları görüyoruz. Elinizde imkanınız olsa bu soykırımı durdurmaz mısınız? “Çocuklar bugün Gazze”deki bu soykırımı inşallah bilsin.” diye uğraşıyoruz. Daha güçlü olacağız ki bir daha böyle bir şeye İsrail tenezzül edemeyecek, cüret edemeyecek.” diye konuştu.- GENÇLERE TAVSİYELERDE BULUNDUGençlerin telefonla çok fazla vakit geçirdiklerini, özellikle sosyal medya aracılığıyla gençlerin manipüle edildiğini anlatan Erdoğan, bu konuda çok dikkatli ve bilinçli olmaları gerektiğini vurguladı.Sosyal medyada herkesin gençleri kendi meşrebine ve beklentisine göre yönlendirmek istediğini aktaran Erdoğan, gençlerin kendi hedef ve idealleri doğrultusunda çalışmalarını istedi.Gençlere bazı tavsiyelerde bulunan Erdoğan, şunları kaydetti:”Gençler, enerjinizi, kıvrak zekanızı, şu dünya düzeninin değişmesi için harcayın. Sizin enerjiniz, sizin vizyonunuz, ben inanıyorum ki bugünün gençleri bizim neslimizin gençliğinden çok daha iyi yerlere getirecek bu ülkeyi ama ufkumuz sadece Türkiye”den ibaret olmasın arkadaşlar.Bu dünyayı da daha iyi bir dünya yapmak için çalışmak zorundayız. Allah”ın izniyle bu dünya değişecek. Bu dünya daha iyi bir dünya olacak. Bu dünyada mazlumların hakkını koruyacak bir nesil yetişiyor, o nesil sizlersiniz arkadaşlar. Allah”a yemin ediyorum buna inanmasam, İstanbul”dan kalkıp buraya gelmem. Her sene hiç gelmem. Ben size inanıyorum.”Erdoğan, gençlere Allah”tan başka kimseden korkmamaları gerektiğini vurgulayarak, ancak inanarak ve çalışarak başarıya ulaşabileceklerini dile getirdi.- “CUMHURBAŞKANIMIZ GİRDİĞİ HER MÜSABAKAYI, HER YARIŞMAYI KAZANDI”Gençlere Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan”ı örnek gösteren Bilal Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:”Cumhurbaşkanımız girdiği her müsabakayı, her yarışmayı kazandı arkadaşlar. Şiir yarışmasına girdi kazandı. Atletizm yarışmasına girdi kazandı. Futbolcu olarak kazandı. Seçimlere girdi kazandı çünkü çalıştı, azmetti, milletine ve kendisine inandı. Çünkü inançlıydı ve bu millet birisinin arkasına düşeceği zaman o bu işi kendi menfaati için mi yapıyor, milleti için mi yapıyor, bunu anlıyor arkadaşlar. Siz de anlayacaksınız. Milleti aldatarak, kandırarak kendi menfaatleri, kendi ikballeri için bu işleri yapanlara bu gençlik hiçbir zaman izin vermeyecek.”Gençlerin kendi hayallerini ve projelerini TÜGVA çatısı altında gerçekleştirdiğini ifade eden Erdoğan, gençlere inandığını, onların çok daha iyi yerlere geleceğini söyledi.TÜGVA Genel Başkanı İbrahim Beşinci ise her zaman gençlerin arkasında duran Erdoğan”a teşekkür etti.Programda İstanbul Valisi Davut Gül, Edirne Valisi Yunus Sezer, Esenler Belediye Başkanı Tevfik Gürsu ve Ümraniye Belediye Başkanı İsmet Yıldırım da birer konuşma yaptı.

Source: Www.star.com.tr


86 yıllık hayal Ayasofya özlemi bitti! İşte o tarihi gün…

Fetihle birlikte camiye dönüştürülen ve 481 yıl cami olarak hizmet veren Ayasofya, 1930’lu yıllarda restorasyon çalışmalarının başlamasıyla halka kapatılmıştır.

Ardından, 24 Kasım 1934 tarihli bir Bakanlar Kurulu kararıyla müzeye dönüştürülmüştür.

Source:


Dünyanın en yakışıklı 6. erkeği bir Türk!

Tayland’ın başkenti Bangkok’ta düzenlenen Manhunt International 2025 erkek güzellik yarışması, renkli anlara sahne oldu. Yarışmaya Türkiye’yi temsilen katılan 25 yaşındaki Türk model Özkan Görmez, dünya genelinden birçok rakibini geride bırakarak 6. sırada yer aldı ve ilk 10’a girmeyi başardı. Bu gönderiyi Instagram”da gör Özkan Görmez (@iamozkangormez)”in paylaştığı bir gönderi Görmez, final gecesinde giydiği Ertuğrul Gazi kostümüyle de dikkatleri üzerine çekti. Sahne performansı ve taşıdığı kültürel temsiliyet, izleyiciler ve organizatörler tarafından büyük ilgiyle karşılandı. TÜRK MEDYASINA SİTEM: SESSİZ KALMAYACAĞIM Ancak uluslararası başarıya rağmen, Görmez Türk medyasının ilgisizliğinden duyduğu rahatsızlığı sosyal medya üzerinden dile getirdi. Instagram hesabından yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı: “Bu karede gururla taşıdığım ülkemin adı, kalbimde de aynı onurla yer aldı. Ancak bu yolculukta hissettiğim bazı adaletsizlikler ve yaşadığım hayal kırıklıkları, sessiz kalamayacağım kadar derin. Türkiye’yi en iyi şekilde temsil etmek için elimden geleni yaptım, ama bazen çabanız sonucu değiştirmeye yetmez. Yine de başım dik, kalbim temiz. Teşekkürler Türkiyem, umarım bir gün çaba, liyakat ve hakkaniyetin en büyük ödül olduğu bir sistemde yeniden buluşuruz…”

Source: Haber Merkezi


Bitlis”teki Nemrut Kalderası”nın jeopark ağına alınması için 101 kriterin tamamlanması isteniyor

Mavi ve yeşil renkteki gölleri, buhar bacası, lav kalıntıları, bitki örtüsü, biyoçeşitliliği, jeomorfolojik ve jeolojik özellikleri, doğal güzellikleriyle öne çıkan Nemrut Kalderası”nın, Küresel Jeopark Ağı”nda yer almasının sağlanmasına yönelik proje devam ediyor.

Bitlis Valiliği, Bitlis Eren Üniversitesi (BEÜ) ve ilgili kurumların öncülüğünde yürütülen proje ile Türkiye”nin en etkileyici volkanik alanları arasında yer alan Kaldera”da, oluşturulan bilim kurulu üyeleri tarafından araştırma yapılıyor.

UNESCO”nun belirlediği 101 kriterin tamamlanması amacıyla yürütülen çalışma sonucu şu ana kadar 30″un üzerinde jeositin tespit edildiği kalderada, kalan kriterlerin de kısa sürede belirlenmesi ve ardından resmi başvurunun yapılması hedefleniyor.

Avrupalı Seçkin Destinasyonlar Projesi kapsamında “Mükemmeliyet Ödülü” alan Nemrut Kalderası”nın, UNESCO”nun Küresel Jeopark Ağı”na dahil edilmesiyle daha fazla yabancı turistin bölgeyi ziyaret etmesi bekleniyor.

BEÜ Rektörü Prof. Dr. Necmettin Elmastaş, AA muhabirine, “Nemrut Jeopark Projesi” çalışmalarının devam ettiğini söyledi.

Üniversite olarak uzmanlarla ve akademisyenlerle yaptıkları arazi çalışmasında jeopark alanlarını belirlediklerini anlatan Elmastaş, şöyle konuştu:

“Jeoparkta yer alan veya yer alacak jeositleri ve özelliklerini belirledik. 30″un üzerinde jeosit noktası tespit ettik. Bunlarla ilgili bilgilendirme tabelaları konusunda çalışmalar yapıldı. Nemrut Kalderası ve çevresindeki çalışmalar önemli. İldeki tüm jeositlerin tabelalarının yapılması birinci önceliğimiz. Yine üniversite olarak, jeopark alanını haritalandırdık, jeosit noktalarının güzergahlarını belirledik.”

Jeopark ağına dahil olabilmek için eğitim faaliyetleri ve tanıtım çalışmalarının devam ettiğini belirten Elmastaş, “101 kriteri sağladıktan sonra UNESCO”ya başvurmamız gerekiyor. Geçen yıl kasımda planlıyorduk ama bu yıl bütün çalışmaları tamamlayıp o noktaya getirmek istiyoruz. Başvuru yapabilmemiz için bu 101 kriteri tamamlamamız gerekiyor. Bu işin içinde Valiliğimiz, İl Özel İdaremiz, Kültür ve Turizm Müdürlüğü, üniversitemiz ile kurum ve kuruluşlar yer alıyor. Bu projeyi hep birlikte istediğimiz noktaya getirmeyi planlıyoruz.” dedi.

“Nemrut çok önemli bir doğal turizm kaynağı”

Nemrut Jeoparkı”nın, Bitlis”in turizmi açısından önemli bir alan olduğunu vurgulayan Elmastaş, yeni turizm kaynaklarının ortaya çıkmaya başladığı Bitlis”te ziyaretçi sayısında artış yaşandığını ifade etti.

Üniversitenin yaklaşık 1,5 yıldır turizm alanında “İhtisas Üniversitesi” olduğunu anımsatan Elmastaş, şunları belirtti:

“Jeopark, İhtisas Üniversitesi olmamız hasebiyle de önemli bir proje, çünkü ihtisas çerçevesinde bazı alanlarımız ve işletmelerimiz olacak. El-Aman Hanı”nda restorasyon çalışması devam ediyor. Nemrut Jeoparkı için elzem olan Jeopark Müzesi”ni El-Aman Hanı”nda planladık. Buralar birbirini tamamlıyor. Yani Nemrut Jeoparkı ildeki diğer turizm alanları tamamlayan bir unsur olacak. Onun için oldukça önemli görüyoruz.”

Üniversite olarak diğer kurumlarla çalışmaları yoğunlaştırmak istediklerini anlatan Elmastaş, şöyle devam etti:

“Nemrut çok önemli doğal bir turizm kaynağı. Ender bir alan. Volkan konisiyle önemli bir kaldera. Kalderadaki göller başlı başına birer orijinal turizm kaynağı. Nemrut”u ağa dahil ederek korunmasını istiyoruz. Önceden “tabiat anıtı” olarak ilan edilmişse de “milli park” yapılması için çalışmalar gündemde. Onunla ilgili Valiliğimizin koordinesinde birkaç çalışma oldu. Nemrut ve çevresi çok önemli doğal bir turizm kaynağı olarak duruyor. Bunu koruyarak planlı şekilde turizme dahil etmemiz gerekiyor. Dünyada jeoparklar sınırlı. Türkiye”de sadece Kula Jeoparkı var. Nemrut da jeopark ağına dahil edilirse dünyanın herhangi bir yerindeki turist veya ziyaretçi direkt haritadan burayı görebilecek. Böylece uluslararası düzeyde daha fazla turistin gelmesi sağlanacak.”

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


Sergi serisi

T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından düzenlenen Türkiye Kültür Yolu Festivali’nin altıncı durağı olan Trabzon’da festival kapsamında açılan sergiler sanatseverlerin akınına uğruyor. Trabzonluların yanı sıra komşu şehirlerden ziyaretçilerin de yoğun ilgi gösterdiği sergiler, 13 Temmuz 2025 e kadar gezilebilecek. habericionecikanlar#180#left# Bu yıl üçüncü kez Türkiye Kültür Yolu Festivali’ne ev sahipliği yapan Trabzon’da, sanatın farklı disiplinlerinden eserlerin yer aldığı, şehrin dört bir yanındaki sergiler yoğun ilgiyle karşılandı. BEN YIKILMAYACAĞIM Samed Karagöz’ün küratörlüğünü üstlendiği, Sliman Mansour’un eserlerinden oluşan “Ben Yıkılmayacağım” Sergisi, Filistin’in tarihsel belleğini, direniş kültürünü ve kolektif kimliğini sanat aracılığıyla Trabzon Güzel Sanatlar Galerisi’nde sanatseverlerle buluşturdu. 1970’lerden bu yana üretimlerini sürdüren Mansour’un kullandığı renkler ve figürler, yerinden edilmiş bir halkın belleğini canlı tutarken; aynı zamanda geleceğe dair bir umut arayışını da dile getiriyor. ATATÜRK’ÜN ORİJİNAL ÜNİFORMASI TRABZON’DA Trabzon Müzesi Atatürk Etnografya Salonu, Hisart Canlı Tarih Müzesi’nin özel koleksiyonundan derlenen “Millî Mücadele” Sergisi’ne ev sahipliği yapıyor.Aralarında Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün orijinal üniformasının da bulunduğu 244 eserin yer aldığı sergi, ziyaretçilerini tarihin derinliklerine götürüyor. Nejat Çuhadaroğlu’nun küratörlüğünde hazırlanan; orijinal fotoğraflar, dioramalar ve askerî ekipmanlarla Millî Mücadele ruhunun yansıtıldığı sergi, Kurtuluş Savaşı’nın adımlarını belge ve görsellerle aktararak millî hafızayı taze tutmayı amaçlıyor. SELAM AYETLERİ Özbekistan’dan Almanya’ya, Tanzanya’dan Somali’ye uzanan geniş coğrafyada milyonlara ulaşan Albayrak Hat Takvimi Eserleri Sergileri , bu kez “Selam Ayetleri” temasıyla Trabzon Kültür Yolu Festivali kapsamında sanatseverlerle buluştu. Bu özel sergide, Kur’an-ı Kerim’de geçen selama adanmış buyruklar, usta hattatların yorumuyla Trabzonluların ilgisine sunuluyor. TAK TAKIŞTIR YAP YAKIŞTIR Küratörlüğünü İsmail Erdoğan’ın üstlendiği, ressam İlhami Atalay’ın, Anadolu kadınlarının kullandığı başlıklardan ilham alarak ürettiği eserlerden oluşan “Tak Takıştır Yap Yakıştır” Sergisi, Kızlar Manastırı Giriş Kat Sergi Salonu’nda ziyaretçilerini ağırlıyor. Renklerin ahenkle dans ettiği, otuz seçkin eserin bir araya geldiği sergi, Anadolu da kurulmuş medeniyetlere ve kadim kültürümüze bir reverans niteliği taşıyor. İSKENDER PALA ROMANLARINDAN KELİMELER VE RENKLER Trabzon Büyükşehir Belediyesi Hamamizade İhsanbey Kültür ve Sanat Merkezi’nde açılan “İskender Pala Romanlarından Kelimeler ve Renkler Resim Sergisi”, edebiyat ile görsel sanatları buluşturarak, kelimelerin ustası İskender Pala’nın roman dünyasını resimlerle yorumluyor.Pala’nın kelimelerle yarattığı dünyaların, okuyucusu olan sanatçılarda renklerle nasıl karşılık bulduğu fikrinden yola çıkan sergi, Murat Kurt’un küratörlüğünde gerçekleşiyor. Sergide, İskender Pala’nın bugüne kadar yazdığı 13 roman, herhangi bir yönlendirme ya da yorum olmaksızın, eserleri okuyan 13 farklı çağdaş sanatçı tarafından özgün biçimde tuvale aktarılıyor. ANADOLU MASAL YOLU Trabzon Müzesi Arkeoloji Salonu’nda yer alan “Anadolu Masal Yolu Anlatımlı Masal Sergisi”, ziyaretçileri geleneksel Anadolu masallarının büyülü atmosferine taşıyarak, anlatım ve görsellerle zenginleştirilmiş bir deneyim sunuyor. Trabzon Kültür Yolu kapsamında düzenlenen sergide, UNESCO Türkiye Millî Komisyonu tarafından gerçekleştirilen “Anadolu Masalları Projesi” içinde yer alan masallardan en güçlü örnekler görsel anlatımlara dönüşüyor. Masallar; sözlü anlatımdan metne, metinden görsele dönüştürülerek, artık birçoğu unutulan Anadolu masallarını ve masal kahramanlarını, başta çocuklar olmak üzere 7’den 70’e herkese tanıtmayı hedefliyor. EVVEL ZAMAN İZİNDE Trabzon Olgunlaşma Enstitüsü “Evvel Zaman İzinde” isimli sergiye ev sahipliği yaptı. Sergide; kundak, battaniye, mendil gibi Trabzon da annelerin yıllar önce bebekleri için hazırladığı eşyalar ve onların yeni yorumları sergileniyor. ABDULKADİR YILDIRIM KİŞİSEL RESİM SERGİSİ Trabzon Müzesi’nin ev sahipliği yaptığı “Abdulkadir Yıldırım Kişisel Resim Sergisi”, Karadeniz’in tarihini, kültürünü, mavisini; deniz-insan ilişkisini, iyimser bakış açısıyla gün ışığında empresyonist bir anlayışla tablolara yansıtıyor. Sergide sanatçının, yöresel tema taşıyan 32 adet eseri sergileniyor. GÖKYÜZÜNDEN TÜRKİYE 15 Temmuz Şehitler ve Hürriyet Parkı’nda yer alan “Gökyüzünden Türkiye” sergisi, Türkiye’nin eşsiz coğrafyasını kuşbakışı görüntülerle yansıtarak, doğal ve kültürel zenginlikleri farklı bir bakış açısıyla ele alıyor. Türkiye Foto Muhabirleri Derneği’nin 10 yıldır düzenlediği “Türkiye Güzellikleri” yarışması, Yılın Basın Fotoğrafları organizasyonu içinde, ülke tanıtımına katkı sağlayan özel bir kategori olarak yer alıyor. Her yıl 5 binden fazla fotoğrafın başvurduğu yarışma, üç gün süren uluslararası jüri değerlendirmesiyle sonuçlanıyor. Bu yarışma arşivinden seçilen “Gökyüzünden Türkiye” temalı 42 fotoğraf, Türkiye Kültür Yolu Festivali kapsamında Trabzon’da sanatseverlerle buluşuyor. TÜRKİYE’NİN MİNYATÜRLERİ Trabzon Büyükşehir Belediyesi Hamamizade İhsanbey Kültür ve Sanat Merkezi Sergi Salonu’nda görülebilen “Türkiye’nin Minyatürleri” Sergisi, Türkiye’nin çeşitli noktalarındaki somut ve somut olmayan kültürel mirası yansıtan 42 eserden oluşan karma sanatçılı bir seçki sunuyor.Yüzyıllardır gündelik yaşamın içinde hem işlevsel hem estetik bir malzeme olarak varlığını sürdüren ahşabın, geleneksel sanatlar çerçevesinde kültürel belleğimizdeki yerini, farklı teknikler ile nasıl işlendiğini ve ustalığın izini sürerek görünür olmasını amaçlayan bu sergi; malzemenin doğayla kurduğu ilişki kadar, el emeğiyle kazandığı anlamı da vurguluyor. DİJİTAL HAREKETLİ MİNYATÜR UYGULAMASI Trabzon Büyükşehir Belediyesi Hamamizade İhsanbey Kültür ve Sanat Merkezi’nde yer alan “Dijital Hareketli Minyatür Uygulaması”nda minyatürün kadim ilkelerine sadık kalarak kendi üslubunu oluşturan çağdaş Nakkaş Nusret Çolpan ın eserlerinden yola çıkarak hazırlanan Yerle Gök Arasında Bir Nakkaş: Nusret Çolpan dijital hareketli minyatür uygulaması sanatseverlerle buluşuyor. Dijital içerikte Nusret Çolpan’ın “Hisar”, “İskender Paşa” ve “Kızkulesi” eserleri yer alıyor.Festival kapsamında ayrıca; Kızlar Manastırı Üst Kat Sergi Salonu’nda Modern Art Project imzalı “İz” Karma Resim Sergisi, Trabzon Sanatevi Bahçesi’nde “Karadeniz İnsanı ve Yaşam” temalı Karma Karikatür Sergisi, Ortahisar Belediyesi Basın Tarihi Müzesi’nde “Trabzon’da Yaylacılık Geleneği” Sergisi, Trabzon Büyükşehir Belediyesi Hamamizade İhsanbey Kültür ve Sanat Merkezi Sergi Salonu’nda ise “Yaşayan Miras: Dünden Bugüne Trabzon Halk Çalgıları” Sergisi sanatseverlerden ilgi görmeye devam ediyor.

Source: Habertürk


Erdoğan”ın Başdanışmanı Oktay Saral”dan Bakan Mehmet Nuri Ersoy”a sert çıkış: “Bu ne büyük duyarsızlıktır!”

Hedef gösteren sosyal paylaşımları ile zaman zaman tepki çeken Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Oktay Saral “ın yeni hedefi Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy oldu. Saral, Ersoy”u Kültür ve Turizm Bakanlığı”nın düzenlediği Kültür Yolu Festivali üzerinden hedef aldı. Gazze’de çocuklar hala can çekişirken, analar yavrularını kucaklarına alamadan mezara uğurlarken, vatan uğruna kara toprağa verdiğimiz 12 şehidimizin, yiğidimizin henüz kanı kurumamış, analarının göz yaşı dinmemişken ifadeleri ile sözlerine başlayan Saral, doğrudan Mehmet Nuri Ersoy”a seslenerek şu ifadeleri kaydetti: Bu milletin kalbi yanarken, siz nasıl güldünüz? Gözyaşları dinmemiş anaların, şehit ailelerinin acısı bu kadar mı değersiz sizin gözünüzde? Bu ne büyük duyarsızlıktır, ne büyük kopuştur milletin ruhundan! BAKAN ERSOY”A SARAY”DAN SERT ÇIKIŞ Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Oktay Saral”ın X paylaşımı şu şekilde: Sayın Kültür ve Turizm Bakanı, Gazze’de çocuklar hala can çekişirken, analar yavrularını kucaklarına alamadan mezara uğurlarken, vatan uğruna kara toprağa verdiğimiz 12 şehidimizin, yiğidimizin henüz kanı kurumamış, analarının göz yaşı dinmemişken. Trabzon’da “Kültür Yolu Festivali” adı altında sahneler kurup, şarkılarla, danslarla eğlence tertip ederken hiç mi kalbiniz bizar olmadı!? Hiç mi vicdanınız sızlamadı? Bu milletin kalbi yanarken, siz nasıl güldünüz? Gözyaşları dinmemiş anaların, şehit ailelerinin acısı bu kadar mı değersiz sizin gözünüzde? Bu ne büyük duyarsızlıktır, ne büyük kopuştur milletin ruhundan! Bu milletin evlatları can verirken, sizden beklenen çalgı değil, eğlence değil; vakarla bir duruştu! Milletimizin yüreği kan ağlarken sahnelerde parlayan ışıklar, vicdanlarda kara bir leke olarak kalacaktır! Ve bu duyarsızlığınıza şahit olan halkımız infial halindedir bunu bilesiniz! BAKANLIKLA DERDİ İLK DEĞİL Saral daha önce İsrailli bir piyanistin konserinin iptal edilmesi için Kültür ve Turizm Bakanlığı”na seslenişte bulunmuştu. Saral, Kültür Bakanlığı’na açıkça sesleniyoruz: Bu millet sizin görevinizi; sanat adı altında zalimlerin sözcülüğüne değil, kendi değerlerine sahip çıkmanız için verdi! Bu yanlıştan derhal dönülmelidir. Aksi halde milletin kalbinde hem siz, hem de bu program çoktan hükmünü yitirmiştir ifadelerini kullanmıştı. Konser, daha sonra Kaymakamlık kararı ile iptal edilmişti. ALTAYLI”YI DA HEDEF GÖSTERMİŞTİ Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Oktay Saral, daha önce yaptığı bir paylaşımda gazeteci Fatih Altaylı hakkında, Suyun ısınmaya başladı paylaşımını yapmıştı. Altaylı, bu paylaşımdan kısa bir süre sonra cumhurbaşkanına tehdit suçlamasıyla gözaltına alınarak tutuklanmıştı.

Source: Haber Merkezi


Biriktirdiği eski gazete ve dergilerdeki reklam kupürlerinden sergi açtı

Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Zara Ahmet Çuhadaroğlu Meslek Yüksekokulu Müdür Yardımcısı ve Cumhuriyet Üniversitesi Veri Koordinatörü Kürşad Özkaynar, 95 yıllık gazete ve dergilerdeki reklam kupürlerinden koleksiyon oluşturdu.

Eski gazete ve dergilerden kestiği 330 kupürü evinde biriktiren Özkaynar, Cumhuriyet Üniversitesi 100. Yıl Kültür Merkezi Sergi Salonu”nda sergi açtı.

Koleksiyoner Kürşad Özkaynar, AA muhabirine, pazarlama hocası olduğunu, akademide ise tüketici davranışları üzerine çalıştığını söyledi.

Yıllardır başka şehirlerde verdiği konferanslar sırasında sahaflar ve başka mekanları gezerken topladığı gazete ve dergi kupürlerinden koleksiyon oluşturduğunu anlatan Özkaynar, “Sayısı bitmiş veya azalmış dergi ile gazetelerin çöpe atıldığını ya da atılmak üzere olduğunu gördüm. Bunun üzerine bu çalışmaya başladım. Bunların içerisindeki bazı reklamlar dikkatimi çekti. Bunun üzerine arayışa başladım. Reklamları toparlarsam hem bu eserleri kurtarmış olurum hem de öğrencilerime gerçekler üzerinden ders veririm diye düşündüm. Türkiye”nin marka ve işletme tarihindeki toplumsal değişimi, sosyolojik süreçleri gösterebileceğimi düşündüm.” diye konuştu.

“Bunları gün yüzüne çıkardığım için ayrıca mutluyum”

Özkaynar, sergide enteresan reklam kupürleri olduğuna dikkati çekti.

Sergideki kupürlerle ilgili bilgi veren Özkaynar, şunları kaydetti:

“Kendi şehrimizle ilgili en önemli olanı ise Nuri Demirağ”ı havacılık anlamında çok iyi biliriz. Onun 1950″lerde elektrikli süpürge, motosiklet gibi ürünlerin bayiliğini ve üretim denemeleri yaptığını görüyoruz. Onlarla ilgili reklamlar var. İlk renkli televizyonlara geçiş reklamları var. Bazı yerli otomobillerimizin Türkiye”deki üretimi ve lüks otomobillerle kıyaslanması mevcut. Bizim için çok önemli olan kozmetik tarihiyle ilgili Türkiye”de vuku bulduğunu gösteren reklamlar var. En önemlisi ise öğrencilerime anlattığım yerli ve millilik konusunda ASELSAN”ın 1919 ve 1923 kodlu yerli cep telefonu üretimiyle ilgili reklamlar var. Bunları gün yüzüne çıkardığım için ayrıca mutluyum.”

Kürşad Özkaynar, sergide 160 eserin olduğunu belirterek, yer kısıtlı olduğu için bu kadarını getirdiğini dile getirdi.

Evdekilerle 330 reklam kupürünün olduğunu anlatan Özkaynar, “Aynı zamanda sahaflardan aldığım ve ayıklayamadığım çok fazla da eser var. 1930 ve 1936″lara ait birçok reklamımız var.” dedi.

Özkaynar, koleksiyonun tüketiciler açısından yüzyıllardır birçok şeyin değişmediğinin de ispatlanması açısından önemine işaret ederek, “Erkeklerin çok bakım yapmadıkları düşünülüyor ama 1950″li yıllarda erkekler için özel bakım sütleri bile üretilmiş.” ifadesini kullandı.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


“Torunum mezun oldu”

Türk pop müziğinin usta ismi Erol Evgin’in torunu Erol (Sheehan), lise öğrenimini İngiltere deki Haileybury Koleji’nde tamamladı. Erol Evgin, yaşadığı mutluluğu takipçileriyle paylaştı. Sanatçı; Torunum Erol… Son iki yılını İngiltere’de Hertfordshire Bölgesi’nde Haileybury Koleji’nde okuyarak tamamladı. Mezuniyet günü çektirdiğimiz hatıra fotoğrafı, beni yine yıllar öncesine götürdü. Yıllar çok çabuk geçiyor. Zaman akıp gidiyor. Torunların, büyümelerine ve başarılarına şahit olmak ne büyük mutluluk dedi. Sanatçının kızı mimar Elvan Evgin, 2006 da Oliver Sheehan ile evlenmişti. Erol Evgin, ailesiyle birlikte 2019 da Sevgililer Günü yemeği yemişti. Evgin ailesi, yemek sonrası objektife gülümseyerek poz vermişti. Fotoğraftaki isimler (Soldan sağa): Oliver Sheehan, en büyük torunu Erol, kızı Elvan Evgin Sheehan, ortanca torunu Ozan, Murat Evgin, Murat Evgin’in oğlu Erem Erol ve sanatçının eşi Emel Evgin. ÇOK ŞÜKÜR BUGÜNLERİ DE GÖRDÜK Bir dönemin ünlü mankeni Deniz Pulaş ın, 2003 yılında dünyaya getirdiği kızı Nehir Akkartal, İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Müzikal Tiyatro Bölümü’nden mezun oldu. Deniz Pulaş, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda şu ifadelere yer verdi: Yolun açık olsun evlat… Çok şükür bugünleri de gördük. Darısı her anlamda anne babaların başına. Küçük mutlulukları yaşarken bile vicdan azabı çekmek normalimiz… Üzülmeyeceğimiz günlerin çoğalması dileğiyle. Deniz Pulaş, 13 yıllık eşi bankacı Sarp Akkartal dan 2016 da boşanmıştı.

Source: Habertürk


Cumhurbaşkanı Erdoğan, Nurettin Topçu’yu andı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sosyal medya hesabından yayımladığı mesajında Ülkemizin yetiştirdiği önemli fikir insanlarından biri olan, sosyolog, yazar ve öğretmen Nurettin Topçu’yu ebediyete irtihalinin 50’nci yılında rahmetle yâd ediyorum. ifadelerine yer verdi.

Source: Hurriyet.com.tr


Trump’tan Liberya liderine gaf: “İngilizceyi nerede öğrendiniz?”

Beyaz Saray’da Senegal, Liberya, Gine-Bissau, Moritanya ve Gabon liderlerini ağırlayan ABD Başkanı Donald Trump, zirvede ilginç bir diyalogla gündem oldu. Zirveye katılan liderler arasında yer alan Liberya Devlet Başkanı Joseph Nyuma Boakai’nin konuşması sırasında Trump’ın verdiği tepki sosyal medyada da yankı buldu. Toplantı sırasında Liberya lideri Boakai, “Liberya, ABD’nin uzun süreli bir dostudur ve politikanızın Amerika’yı Yeniden Büyük Yapacağına inanıyorum. Bize bu fırsatı verdiğiniz için teşekkür ederim” sözleriyle Trump’a hitap etti. Boakai”nin akıcı İngilizcesi üzerine şaşıran Trump, övgü dolu ifadelerle birlikte gaf niteliğinde bir soru yöneltti: “Ne kadar iyi bir İngilizce… Bu kadar güzel konuşmayı nereden öğrendiniz?” Devlet Başkanı Boakai, gülümseyerek İngilizceyi Liberya’da öğrendiğini belirtti. Bu cevaba daha da şaşıran Trump, Liberya’nın İngilizce konuşan bir ülke olduğunu göz ardı etmiş görünerek, “Liberya’da mı? Çok ilginç. Bu masada sizin kadar iyi konuşamayan insanlar var” dedi. Liberya, 1822 yılında özgürleştirilen siyahi Amerikalılar için kurulan bir koloni olarak tarih sahnesine çıktı. 1847’de bağımsızlığını ilan eden ülkenin resmi dili İngilizce. Ancak ülkede pek çok yerel dil de konuşuluyor. Liberya, ABD ile kültürel ve diplomatik olarak uzun süreli ilişkiler sürdürüyor.

Source: Dış Haberler Servisi


Pera Müzesi”nden çocuklara yaz atölyeleri

Suna ve İnan Kıraç Vakfı Pera Müzesi Öğrenme Programları, yaz tatilinde çocukları sanat, kültür ve eğlenceyle dolu Yaz Tatili Atölyeleri ile buluşturmaya hazırlanıyor. MarcelDzama: Ay Işığıyla Dans ve Sıradışı Minas sergilerinden ilhamla hazırlanan ve 22 – 31 Temmuz arasında düzenlenecek atölye programı, çocukların sanat eserleriyle etkileşim kurabilecekleri rehberli turların ardından farklı malzemelerle özgün üretimler yapabilecekleri bir yaratıcılık alanı sağlıyor. Eva kâğıtlarından kelebek tuvallere, mika tabaklardan üç boyutlu diorama sahnelerine kadar birçok farklı malzeme içeren program, çocukların hayal gücünü ve ifade becerilerini geliştirmeyi amaçlıyor. Programda 4-6, 7-12 ve 9-12 yaş gruplarına yönelik toplam sekiz farklı atölye yer alıyor. Sergilerdeki karakterler, desenler ve anlatılarla bağlantı kuran bu atölyeler; tasarım, hikâye anlatıcılığı, canlandırma ve oyun gibi çeşitli yöntemlerle zenginleşiyor. SANATLA DOLU BİR YAZ TATİLİ 4-6 yaş grubuna yönelik “Masaldan Maskeye” atölyesinde çocuklar, Dzama’nın masalsı evreninden esinle hayvan maskeleri tasarlıyor. “Kanatlı Düşler” atölyesi ise kelebek figürlerinden yola çıkarak kelebek şeklindeki tuvallerin özgün biçimde renklendirilmesine odaklanıyor. “Piyonlar Ülkesinin Sakinleri” atölyesinde Dzama’nın satranç taşlarından esinlenen katılımcılar, büyük boyutlu piyon karakterler tasarlıyor. 7-12 yaş grubuna yönelik “Diorama: Küçük Kutuda Büyük Evren” atölyesinde çocuklar, hayal dünyalarını minyatür sahnelere dönüştürürken diorama sanatını keşfediyor. “Tabaklara Dökülen Hikâyeler” atölyesinde, Sıradışı Minas sergisindeki hikâye tasvirli seramik tabaklardan ilhamla mika tabaklara çizim yaparken, dört evreli bir anlatım deneyimi ediniyorlar. Çocuk psikoterapisti Petek Halman Kara yürütücülüğünde gerçekleşen “Süper Kahramanlar Titanlara Karşı” atölyesi, interaktif hikâye anlatımıyla çocukların süper kahramanlar yaratarak ifade becerilerinin gelişmesine olanak tanıyor. “Ay Işığında Satranç Dansı” başlıklı ebeveyn-çocuk atölyesi ise Jeux Dramatiques tiyatro yöntemiyle çocukların ebeveynleriyle birlikte katıldığı, kostüm tasarımı ve doğaçlama oyun içeren özel bir müze deneyimi sunuyor. 9-12 yaş grubuna yönelik Hayvanlı Harfler: Eğlenceli Yazı Tipi başlıklı atölyede ise Minas Avramidis’in tasarladığı hayvan figürlü harflerden yola çıkılarak yaratıcı harf tasarımları yapılıyor. ATÖLYE PROGRAMI: PERA ÇOCUK (4-6 Yaş) Masaldan Maskeye (bilet, yüz yüze) 23 Temmuz Çarşamba, 10.30 30 Temmuz Çarşamba, 10.30 Kanatlı Düşler (bilet, yüz yüze) 24 Temmuz Perşembe, 10.30 29 Temmuz Salı, 10.30 Piyonlar Ülkesinin Sakinleri (bilet, yüz yüze) 25 Temmuz Cuma, 10.30 31 Temmuz Perşembe, 10.30 PERA ÇOCUK (7-12 Yaş) Diorama: Küçük Kutuda Büyük Evren (bilet, yüz yüze) 22 Temmuz Salı, 13.30 30 Temmuz Çarşamba, 13.30 Tabaklara Dökülen Hikâyeler (bilet, yüz yüze) 23 Temmuz Çarşamba, 13.30 29 Temmuz Salı, 13.30 Süper Kahramanlar Titanlara Karşı: İnteraktif Hikâye Anlatıcılığı (bilet, yüz yüze) 25 Temmuz Cuma, 13.30 Ay Işığında Satranç Dansı: Ebeveyn-Çocuk Müze Deneyimi (bilet, yüz yüze) 26 Temmuz Cumartesi, 13.30 PERA ÇOCUK (9-12 Yaş) Hayvanlı Harfler: Eğlenceli Yazı Tipi (bilet, yüz yüze) 24 Temmuz Perşembe 13.30 31 Temmuz Perşembe, 13.30

Source: Habertürk


AK Parti Sözcüsü Çelik”ten, “Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi” paylaşımı

Çelik, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, şunları kaydetti:Ayasofya Camii, Cumhurbaşkanı”mızın kararıyla 2020 yılında yeniden ibadete açıldı. Milletimizin dualarında yer alan Ayasofya Camii, duaların yükseldiği kimliğine kavuştu yeniden. Bu tarihi kararın neticesinde Ayasofya Camii asli kimliğiyle beşinci yılını yaşıyor. Milletimizin Ayasofya Camii özlemini tarihi kararla gerçekleştiren Cumhurbaşkanı”mıza şükranlarımızı sunuyoruz.

Source: Hurriyet.com.tr