Geçmişi 10 bin yıla dayanan Ardahan kavılca buğdayı, coğrafi işaret tescili aldı: Ata’nın yaşattığı buğday
“Ardahan kavılca buğdayı”, 20-25 yıl öncesine kadar Anadolu’da neredeyse yok olma tehlikesi ile karşı karşıya iken birkaç iyi insanın gayretleriyle üretimi tekrar canlandırılarak TÜRKPATENT nezdinde coğrafi işaret tesciline hak kazandı. Ardahan kavılca buğdayı, geçmişi 10 bin yıla dayanan, 28 kromozomlu, sert yapılı, çoğunlukla iki veya üç danecikli, hem bu danecikleri tek tek hem de bu danecikleri beraberce kaplayan ikinci bir kabuk yapısı sayesinde en sert iklim koşullarına, susuzluk ve zararlılara karşı binlerce yıl dayanarak günümüze kadar hayatta kalabilmiş antik bir buğday türü. Unutulmaya yüz tutmuşken düşük glüten oranı ve besleyici değerleriyle üretici ve tüketicilerin ilgisini çekmiş, kurulan modern işleme tesisi sayesinde işlenme sırasında yaşanan olumsuzluklar giderilmiş ve son olarak aldığı coğrafi işaret tesciliyle tekrar hak ettiği değere ulaşmış. 1925’TE KURTULAN BUĞDAY Ardahan Ticaret ve Sanayi Odası’nın, kavılcanın tescil çalışmalarında yaptığı çalışmalar sırasında ulaştığı bilgiler ve hikâyeler ise dinlemeye ve okumaya değer türden. Ardahan Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Çetin Demirci, söz konusu öyküleri gazetemiz Cumhuriyet’e anlattı. Demirci’nin anlattığına göre, 1923 yılında imkânsızlıklarla mücadele etmek için dört koldan büyük bir seferberlik başlatılmış. Cumhuriyet daha iki yaşındayken Atatürk o dönemde buğday araştırmaları bakımından dünyanın en önde gelen araştırma merkezi olan Rusya’daki Vavilow Enstitüsü’nden 12 bilim insanını Türkiye’ye davet eder. Prof. Zhukovsky önderliğindeki bu uzman ekip 1925-1927 yılları arasında ülke düzeyinde yaptığı araştırmalarda diğer bitki türleri yanında 291 buğday türü ve örneğini toplayarak inceler. Bu çalışma sonucunda yazılan “Türkiye’nin Zirai Bünyesi” adlı eserde Ardahan kavılca buğdayının ülke düzeyinde tükenmekte olduğu bildirilir. Daha sonra çalışmaların son aylarında ekibe dahil olan Azerbaycan Türkü Dr. Hacızade Mirza Gökgöl, “Türkiye Buğdayları Tom I” ve “Türkiye Buğdayları Tom II” adlı eserlerde, Ardahan kavılca buğdayının ülkemizde sadece Ardahan’da gözlendiğini ilginç bir tespit olarak kaydeder. Ardahan kavılca buğdayı, tüm bu yaşanmışlıkların sonucunda coğrafi işaret olarak tescil edilmesi ve üretiminin yaygınlaşarak özel değirmenlerde zayiatsız işlenmesiyle birlikte bugün tekrar yurttaşların erişebileceği bir ürün haline geldi.
Source: Emirhan Çoban
Orman yangınları nedeniyle asırlık ağaçlar, tarlalar kül oldu
Tarım ve Orman Bakanlığı ve Orman Genel Müdürlüğü’nün orman yangınlarına karşı aldığı almadığı önlemler ve söndürme çalışmalarındaki eksiklikleri gündemdeki yerini korurken ciğerlerimiz yanmaya devam ediyor. İzmir’de son 1 ayda 26 bin 260 hektar alan kül olurken 1800 hektarlık tarım arazisi, 180 hektarlık zeytinlik alan, 155 hektar meyve bahçesi ile 130 hektar mera yandı. Yangından en çok zarar gören ilçe olan Ödemiş’te 2 Temmuz’da başlayan ve üç gün devam eden yangında ikisi orman işçisi biri engelli yurttaş olmak üzere 3 kişi yaşamını yitirirken evler ve ağıllar kullanılamaz hale geldi, zeytinlikler, ormanlar yok oldu. ÖDEMİŞİN YÜZDE 5’İ ZARAR GÖRDÜ Alevlerin ilk çıktığı saatten itibaren bölgeye giden Ödemiş Belediye Başkanı Mustafa Turan, “Ödemiş’in ciğerleri diyebileceğimiz binlerce ağaç kül olurken buralarda yaşayan canlılar da kurtulamadı. Asırlık zeytin ağaçları yandı. Kovanlarımız da yandı. Hasar tespiti çalışmaları sürüyor. İlçemiz yüzölçümünün yüzde 5’ine varan bir alanı yangından zarar gördü veya etkilendi. Ödemiş tarihinin en büyük afetini yaşadık. Yaraları hep birlikte saracağımız bir dönem başlıyor. Bu zor günlerde elbette bizleri duygulandıran bir dayanışma da ortaya çıktı. Tek yürek olduk, kenetlendik. Bu kenetlenmeyi bölgeyi yeniden yeşertmek için, üretimi desteklemek için sürdüreceğiz. Bir daha böyle bir afet yaşamamayı diliyorum. İklim değişikliği nedeniyle çok sık görülmeye başlayan bu yangınlara karşı tüm kurumlarımızla ve yurttaşlarımızla hazırlıklı olmak zorundayız” dedi. TURİZMCİLER: ÇEŞME GÜVENDE Foça, Seferihisar, Çeşme ve Urla gibi gözde ilçelerde yaşanan yangınlar nedeniyle de turizm adeta durdu. Seferihisar Belediye Başkanı İsmail Yetişkin, rezervasyon iptalleri ve ziyaretçi sayısında belirgin bir düşüş gözlemlendiğini belirtirken Alaçatı Turizm Derneği Başkanı Kerem Ünsal, bilgi kirliliğinden şikâyet etti. Ünsal, “Yangından bir bilgi kirliliği başladı. Sanki yangın Alaçatı ve Çeşme’nin merkezindeymiş gibi çok ciddi kayıplar varmış gibi algı yaratıldı. Onu ortadan kaldırmak adına duyurular yapıyoruz. Gelecek olan tatilciler, misafirler güvenli bir şekilde buraya gelebilirler” diye konuştu. Ünsal, ağaçlandırma ve yaraları sarmak için belediye ve STK’lerle bir dizi proje üzerine çalıştıklarını da sözlerine ekledi.
Source: Yusuf Körükmez
Suriye’ye hat çekildi gaz her an gidebilir
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Suriye”de hayatın normalleşmesi ve enerji ihtiyacının karşılanması kapsamında çalışmaların sürdüğünü belirterek, “Doğalgaz boru hattının Suriye”deki sistemle bağlantısını bitirdik. Sınırdaki mayınlı bölgeyi, Silahlı Kuvvetlerimiz Milli Savunma Bakanlığımızın koordinasyonuyla temizledi ve o bağlantıyı biz yaptık. Suriye”ye gaz vermemiz an meselesi” dedi. 9. OPEC Uluslararası Semineri için Viyana”da bulunan Bakan Bayraktar, Türkiye”de yeni keşiflerin de olacağını, ülke içinde ve dışında yapılacak çalışmalarla ülkenin ihtiyaç duyduğu 2 milyon varil eşdeğeri petrol ve doğal gazı karşılamak istediklerini vurgulayarak “Türkiye”yi bu alanda dışa bağımlılıktan kurtarmak, en büyük hedefimiz. Bunu Türkiye”de yapacağımız üretimle, yurt dışında yapacağımız ortaklıklar ve üretimlerle gerçekleştirmek istiyoruz” diye konuştu. Yakın coğrafyada projeler yürütüldüğünün altını çizen Bayraktar, “Irak, Basra”da 3 sahada, yine Kuzey Irak”ta 3 sahada ortaklığımız var. Azerbaycan”da hem petrol hem doğalgaz ortaklığımız var. Çok kısa süre önce yeni bir sahada SOCAR ve BP ile ortaklık yaptık” dedi. YENİ ELEKTRİK OTOBANLARI Bayraktar, Türkiye”deki gazlaştırma terminallerinin Avrupa”ya sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) ulaştırması anlamında önemli işlev gördüğüne dikkati çekerek “Türkiye, gelen çok miktarda gazın kullanılmayan kısmını ihraç eder hale geldi” diye konştu. Elektrikte de yoğun altyapı hedeflerinin olduğunu anlatan Bayraktar, “2035”e kadar özellikle iletim tarafında 30 milyar dolarlık bir yatırımla biz Türkiye”yi doğudan batıya, kuzeyden güneye elektrik hatlarıyla donatmayı hedefliyoruz. Aslında yeni elektrik otobanları hedefliyoruz” ifadelerini kullandı.
Source: Sabah