AKP yine sermayeden yana tavır aldı: Turizm emekçisinin izin hakkına gasp
Turizm iş çilerinin çal ışma ve tatil g ünlerini ilgilendiren de ğişiklik TBMM’de onaylandıktan sonra d ün Resmi Gazete’de yay ımlandı. Değişikliğe g öre turizm emekçileri 10 gün kesintisiz çal ıştırılabilecek. Karara turizm emek çilerinden ve muhalefetten tepkiler yükseldi. Cumhuriyet’e konu şan T ürk- İş’e bağlı T ürkiye Otel Lokanta Dinlenme Yerleri İş çileri Sendikas ı (TOLEYİS) Genel Başkanı Cemail Bakındı değişikliğe ilişkin, “Bu, bir k ölelik düzenidir. Say ın Bakanın isteğine g öre yap ılan sınıf karşıtı bir d üzenlemedir” yorumunda bulundu. De ğişikliğin anayasaya aykırı olduğunu s öyleyen Bak ındı, “İş çi bulamazlar. Turizm hizmetine bir faydas ı olmaz. 10 g ün dinlenmeden nas ıl çal ışılacak? Akla uygun değil. İnsan kavramı olmayan bir d üzenleme. Bunun hiçbir verimi olmaz” dedi. ‘TEMEL NEDEN SEKTÖRDEK İ ÖRGÜTSÜZLÜK’ D İSK’e bağlı Dev Turizm-İş Genel Sekreteri G ökhan Aslan da konuya ili şkin gazetemize a ç ıklamalarda bulundu. Turizm iş çilerinin anayasa ile güvence alt ına alınan dinlenme hakkının ciddi şekilde tahrip edildiğini vurgulayan Aslan, “Turizm işkolu, ülkemizde güvencesiz çal ışmanın, iş kazalarının ve iş çi cinayetlerinin en yo ğun yaşandığı sekt örlerden biridir. Bu yasa de ğişikliğiyle birlikte patronlara “esnek çal ışma” adı altında geniş yetkiler tanınırken, iş çiler için s ınırsız bir s ömürü ortam ı yaratılmıştır. Değişikliğin bu denli rahatlıkla yapılabilmesinin temel nedeni ise sekt ördeki örgütsüzlüktür” ifadelerini kulland ı. ‘BAKANIN SEKT ÖR SERMAYEDER İ OLMASI KOLAYLAŞTIRDI’ Turizm sekt örünün 12 ay boyunca yo ğun nakit akışı sağlayan ve sıcak paranın d öndü ğ ü ba şlıca sekt örlerden biri oldu ğunu kaydeden Aslan, “Bu nedenle T ürkiye’deki sermaye çevrelerinin önemli bir k ısmı bu sekt örde faaliyet göstermektedir. Yüksek enflasyonun ve Türk Liras ı’nın d öviz kar şısındaki değer kaybının etkisiyle, son d önemde sektörde bir daralma ya şanmakta ve bu daralmaya karşı ilk önlem olarak personel giderlerinin azalt ılması tercih edilmektedir. Bu bağlamda haftalık tatil hakkının fiilen kaldırılması, k ârl ılığı artırma hedefiyle g ündeme getirilmi ştir. AKP h ükümetlerinin uzun y ıllardır emek-sermaye politikalarında istikrarlı bir şekilde sermayeden yana tavır aldığı bilinmektedir. Bu son değişiklik de “esnek çal ıştırma” adı altında turizm patronlarının ç ıkarlarını koruyan bir yasal d üzenleme olarak kar şımıza ç ıkmaktadır. Üstelik mevcut bakan ın sekt ör içinden gelen bir sermayedar olmas ı, patron yanlısı politikaların hızla hayata ge çirilmesini kolayla ştırmaktadır. Bakanlık, iş çilerin haklar ını koruması gerekirken, bu değişiklikle işveren lehine bir tutum sergilemiştir” dedi. Değişikliğin sekt örde istihdam ı artırmak yerine maliyetleri d ü ş ürmeye yönelik oldu ğunu belirten Aslan, “Kayıt dışı istihdamın en y üksek oldu ğu sekt örlerden biri olan turizmde bu uygulama, kay ıt dışılığı daha da artıracak ve emek çilerin güvencesizli ğini derinleştirecektir” diye konuştu. ‘SESSİZ KALIRSAK BEDEL ÖDER İZ’ HAK-İŞ’e bağlı T ürki̇ye Otel, Lokanta ve E ğlence Yerleri̇ İş çi̇leri̇ Sendi̇kas ı’ndan (OLEYİS) ise “Bu d üzenlemeyle birlikte in şaat başta olmak üzere ba şka sekt örlerden de benzer talepler yükseliyor. Bugün turizm i ş çisinin hakk ı budanır, yarın t üm i ş çilerin hafta tatili hakk ı ellerinden alınmak istenir. O y üzden bu yasaya sessiz kal ırsak, bedelini hep birlikte öderiz” ç ıkışı geldi. ‘AKP’NİN EMEĞE BAKIŞININ ÖZET İ’ D üzenlemeye muhalefetten de tepki geldi. CHP Kültür ve Turizm Bakanl ığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı G ül şah Deniz Atalar, “Turizm Bakanı’nın aynı zamanda turizm patronu olduğu bir ülkede, emekçiye insanca çal ışma hakkı tanınmaması şaşırtıcı değil. Bakanın talebi bellidir. ‘Esnek, denetimsiz, kuralsız, ucuz iş g ücü.’ Bakanl ık koltuğu ile kendisinin sermaye sahipliği aynı elde birleştiğinde, emek çinin kaderi patron masas ından yazılıyor. Turizm Bakanın zihniyetinde, k âr için her şey mubahtır. Uykusuzluk da, fazla mesai de, anayasa ihlali de.’’ ifadelerini kullandı. CHP Çal ışma ve Sosyal G üvenlik Bakanl ığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gamze Taş ç ıer ise “Bug ün, i ş çinin 7. gün dinlenme hakk ını hedef alan bu anlayış; aslında 22 yıllık AKP iktidarının emeğe bakışının özetidir. Yaln ızca turizm iş çilerini de ğil, t üm emekçileri tehdit eden bir emsal niteli ğindedir” dedi. Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özda ğ da, “Turizm Bakanının aynı zamanda turizm patronu olduğu bir ülkede i ş çinin kaderi kölelik olmu ştur. Patron Bakan, iş çiye dinlenme hakk ını bile çok görmektedir” yorumunda bulundu.
Source: Taylan Gülkanat
Hamas hüsrana uğrattı! İsrail”de “Kara gece” Muhalefet ayaklandı: Felaket…
İsrailli muhalif siyasetçi Yair Golan, X sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “İsrail 2025. Ordu, 3 askerin daha Gazze”de öldüğünü duyurdu. Bitmek bilmeyen bir siyasi savaşın kurbanları. Onları savaşa gönderen (Netanyahu), siyasi müttefiklerinin askerlikten muaf tutulmasını sağlamak için Haredi partilerin liderleriyle görüşüyor. Netanyahu bir gün daha koltuğunda kalmak için askerleri satıyor ve kurban ediyor.” ifadesini kullandı.Eski İsrail Başbakanı Naftali Bennett de X”den yaptığı açıklamada, askerlerin ölümünü “kara gece” olarak nitelendirdi.Bennett, şunları kaydetti:”Bir aile daha evlatlarının Gazze”de öldüğü haberini aldı. Oysaki o esnada mecliste, koalisyon ortakları askerlikten muafiyet yasasını çıkarmak için dünyayı birbirine katıyordu. Bu politikacılar, Haredilerin, İsrail halkını canları pahasına savunan akranlarına katılmasını engellemeye çalışıyor. Savaştayız. Çocuklarımız Gazze”de, kuzeyde (Lübnan sınırı), olmaları gereken her yerde. Bu utanç verici bir hükümet.”LAPİD: FELKAET…Ana muhalefet lideri Yair Lapid ise 3 askerin ölümünü “trajik bir felaket” olarak nitelendirdi.NE OLMUŞTU?İsrail ordusundan dün yapılan açıklamada, 401. Tugay 52. Zırhlı Birlik Taburu”nda görevli 3 askerin öldüğü, aynı taburda görevli 1 subayın da ağır yaralandığı kaydedilmişti.GOLAN TEPESİ”NDE DE BİR ASKER İNTİHAR ETTİGazze”deki saldırılara katılan İsrailli bir askerin, Suriye toprağı olan Golan Tepeleri”nde yer alan karargahta intihar ettiği bildirildi.İsrail”de yayın yapan Kanal 12 televizyonunun haberinde, Nahal Tugayında görevli bir askerin sabah saatlerinde Golan Tepeleri”nde yer alan ordu karargahında intihar ettiği belirtildi.İntihar eden İsrailli askerin daha önce Gazze”deki saldırılara katıldığına işaret edilen haberde, son bir hafta içinde Gazze savaşına katılıp intihar eden asker sayısının 3″e çıktığı ifade edildi.İsrail ordusundan yapılan açıklamada, konuyla ilgili soruşturma açıldığı ve sonuçların askeri savcıyla paylaşılacağına dikkat çekildi.
Source: Mehmet Küçükkahveci
Askerlik çağına gelmiş PKK’lılar ne olacak? Bakan açıkladı
AK Parti’nin 3 gün süren Kızılcahamam kampında “Terörsüz Türkiye” süreciyle ilgili özel oturum düzenlendi. AK Parti Genel Başkan Vekili Efkan Âlâ’nın başkanlık ettiği oturumda katılımcıların; süreç olarak bizi ne bekliyor? Nasıl bir üslup geliştirmek gerekiyor? Sürekli provokasyonlardan ve provokatörlerden bahsediliyor. Bu tam olarak nedir? Bu süreci zehirleyecek kişiler neler yapabilir? gibi sorularına cevap verildi.
EN ÖNEMLİ ADIM ATILDI
Sürecin devlet organları ve MİT tarafından yürütüldüğü, sürecin en önemli adımının PKK’nın kendisini feshetmesi ve silah bırakma sürecine girmesi olduğu kaydedildi.
“TASVİYE İÇİN UYGUN ŞARTLAR OLUŞTU”
Oturumda Irak ile Türkiye’nin diplomatik ilişkilerinin çok iyi durumda olduğu, Suriye’de örgütü destekleyen yapının ve soğuk savaş dönemi sonrası ortaya çıkan bu tarz terör örgütlerinin birçoğunun tasfiye edildiği ve PKK’nın tasfiyesi için uygun şartların oluştuğu vurgulandı.
EFKAN ALA: “ASLA PAZARLIK SÖZ KONUSU DEĞİL”
Türkiye Gazetesi”nde yer alan habere göre; Efkan Âlâ süreci “Geçmiş dönemlerde irade, idareye hâkim değildi ama şimdi hâkim. Asla bir pazarlık söz konusu değil. Tüm görüşmelerin tek maddesi örgütün kendisini feshetmesi ve silah bırakması. Bu süreçte asıl odaklanılması gereken de bu. Bütün tedbirler alındı. Her şeyi en ince ayrıntısına kadar hesapladık. Her şey Cumhurbaşkanımızın himayesinde yürütülüyor. Kim ne derse desin, birtakım provokasyonlara asla fırsat vermeyeceğiz. Türkiye’nin demokratikleşmesi meselesine gelince ise sadece bu konu üzerinden ele alınması doğru değil. Terör varken de Türkiye, AK Parti öncülüğünde birçok demokratik adım ve sessiz devrimlere imza attı. Dolayısıyla AK Parti’nin demokrasi çıtası bu konuyla sınırlandırılamaz” dedi.
Toplantıda, daha önceki girişimlerin başarısız olmasındaki sebepler ise ülke içindeki vesayet yapıları ve millî iradeye olan sınırlı hâkimiyet, FETÖ terör örgütü, bölge ülkeleri ile ilişkilerin kötü olması vb. olarak sıralandı. Şimdiki sürecin başarısız olmasının önünde hiçbir engelin olmadığı, millî iradeye hâkim olunduğu, Türkiye’nin dış politikayı aktif olarak kullandığı, bölge ülkeleri ile ikili ilişkilerin iyileştirildiği, vesayet yapılarının ortadan kaldırıldığı kaydedildi.
Sürecin bundan sonraki aşamasının TBMM’de kurulacak komisyon tarafından şekillendirileceğinin vurgulandığı oturumda hazırlanacak raporlar doğrultusunda entegrasyon çalışmaları yapılabileceğine dikkat çekildi.
Öte yandan Âlâ’nın katılımcıları “Süreci doğru şekilde anlatmamız lazım. Türkiye’de tarım toplumunu yaşayan bir kesim de var, sanayi toplumunu yaşayan da bilgi toplumunu yaşayan da… Hepsine yönelik söylem geliştirmemiz lazım” diyerek uyardığı öğrenildi.
Kampta yapılan oturumlarda Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in Terörsüz Türkiye’nin ekonomiye katkıları ile ilgili “Bölgedeki rahatlama yatırımlara yansıyacak” dediği öğrenildi.
ASKERLİK GÖREVİNİ YAPACAKLAR MI?
Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler’in ise “askerlik çağına gelmiş PKK’lılar ne olacak?” sorusuna, “Askerlik çağına gelen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı örgüt üyeleri herhangi bir eyleme katılmamışsa, askerlik görevini yapmamışsa askere alınır. Bugüne kadar Kürt kardeşlerimiz hiçbir sorun olmadan askerlik yaptı orada sorun yaşanmadı” dediği belirtildi.
Source: Devrim Karada
Bu yöntemlerle telefon bağımlılığına son!
“Telefonum olmadan yapamam” diyenlerdenseniz, bu yazı tam size göre! Giderek artan ekran süreleri, bireylerde bağımlılık davranışı oluşturuyor. Ancak küçük değişimlerle bu döngü kırılabilir. TELEFON BAĞIMLISI MIYIM? YA DA ÇOCUĞUM TELEFON BAĞIMLISI MI? Eğer kendinize sık sık “Telefon bağımlısı mıyım?” ya da “Çocuğum telefona fazla mı bağlı?” diye soruyorsanız, bu durumun ciddi bir işaret olabileceğini unutmamalısınız. Aşağıdaki belirtilerden bir ya da birkaçı sizde veya çocuğunuzda varsa, telefon bağımlılığı ihtimali oldukça yüksektir. TELEFON BAĞIMLILIĞININ BELİRTİLERİ – Sürekli olarak telefonu kontrol etme ihtiyacı – Çevrenizdeki insanlara kıyasla uzun süreli telefon kullanımı – Telefonsuz kalınca huzursuzluk, sinir, hayattan kopma hissi – Telefonun yokluğunda fiziksel belirtiler: mide bulantısı, baş ağrısı, baş dönmesi – Okul ya da iş performansında belirgin düşüş – Yüz yüze iletişim yerine dijital yolları tercih etme – Sosyal ortamlardan uzak durma eğilimi – Uyku ve beslenme düzeninin bozulması – Stresli dönemlerde teselliyi telefon kullanımında arama – Yüz yüze görüşmelerde bile telefondan kopamama – Uyumadan önce, uyandıktan hemen sonra, seyahatte veya yemekte telefona bakma alışkanlığı – Sürekli şarj aleti taşıma, telefonun şarjı ya da kapsama alanı dışında kalma düşüncesiyle aşırı endişe yaşama – Mobil cihaz yasaklı ortamlardan kaçınma – Gün boyunca telefonu hiç kapatmama ve telefonla uyuma – Yüz yüze iletişimde kaygı nedeniyle dijital iletişimi tercih etme – Telefon ya da uygulamalara aşırı harcama yapma Bu belirtilerin varlığı, Telefon Bağımlılığı (Nomofobi) gelişmiş olabileceğini göstermektedir. TELEFON BAĞIMLILIĞINDAN KURTULMANIN YOLLARI KENDİ SINIRLARINIZI KOYUN Telefon kullanım sürenizi günlük olarak belirleyin. Örneğin, belirli saat aralıklarında telefonu tamamen kapatmayı deneyin. BİLDİRİMLERİ AZALTIN Gereksiz bildirimleri kapatarak dikkat dağınıklığını azaltın. Sadece önemli uygulamaların bildirimlerini açık bırakın. DİJİTAL DETOKS YAPIN Hafta sonları ya da tatil günlerinde telefonunuzu uçuş moduna almak ya da tamamen kapatmak zihinsel olarak rahatlamanızı sağlar. ALTERNATİF UĞRAŞLAR BULUN Kitap okumak, yürüyüşe çıkmak, müzik yapmak gibi alternatif aktivitelerle zaman geçirin. SOSYAL BAĞLANTILARI GÜÇLENDİRİN Arkadaşlarınızla ve ailenizle yüz yüze zaman geçirmeye özen gösterin. Dijital iletişim yerine gerçek bağlantıları tercih edin. TEKNOLOJİYİ DAHA BİLİNÇLİ KULLANIN En fazla zaman harcadığınız uygulamaları tespit edin. Gerekmedikçe kullanmadığınız uygulamaları silin. SAĞLIKLI BİR UYKU DÜZENİ OLUŞTURUN Yatmadan en az 1 saat önce telefon kullanımını bırakın. Bu, daha kaliteli bir uyku sağlar. PROFESYONEL DESTEK ALIN Bağımlılık ciddi bir hal aldıysa, bir uzmandan yardım almak önemlidir. Uzman desteğiyle davranışsal ve bilişsel süreçler üzerine çalışılabilir. TERAPİ SÜRECİNDE NE YAPILIR? Telefon bağımlılığı tedavisinde öncelikle bağımlılığın düzeyi belirlenir. Kişinin telefonu hangi amaçlarla ve ne kadar süreyle kullandığı analiz edilir. Ardından şu yöntemler uygulanabilir: – Bildirimleri kapatmak – Ekran süresi ve uygulama sürelerini izlemek – Yatak odası ve yemek masasına telefon getirmemek – Telefonu sosyal ortamlarda gözden uzak tutmak – Kademeli olarak ekran süresini azaltmak PSİKOTERAPİK YAKLAŞIMLAR DAVRANIŞSAL YAKLAŞIM Danışan, kontrollü şekilde telefonsuz kalmaya maruz bırakılır. Böylece korkularıyla yüzleşip başa çıkabildiğini fark eder. BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI TERAPİ Kişinin bağımlılığa yol açan düşünce kalıpları ve varsayımları üzerinde çalışılır. Problem çözme becerileri geliştirilir. VAROLUŞÇU YAKLAŞIM Bazı bireylerde telefon kullanımı yalnızlık ya da bağ kuramama gibi temel eksiklikleri kapatma çabası olabilir. Terapide, kişinin sosyal ilişkilerini güçlendirmesi ve yalnızlık duygusuyla başa çıkması desteklenir. Görsel Kaynak: istockphoto
Source: Habertürk
15 Temmuz kalkışmasına psikopolitik bakış
Kamusal haf�za, bireysel haf�zalar�n toplam� de�il; toplumsal anlat�larla �ekillenen dinamik bir aland�r. 15 Temmuz, bu haf�zaya bir zafer ve direni� an�s� olarak kaz�nm��t�r. 15 Temmuz gecesi T�rk milleti yaln�zca bir darbe giri�imini p�sk�rtm�� de�ildir. As�l zafer bireyin teslimiyet psikolojisine kap�lmayarak iradesini ve kimli�ini yeniden sahiplenmesidir.
Dr. Ali Ruhan �elik/ Kocaeli Sa�l�k ve Teknoloji �niversitesi Psikoloji Ana Bilim Dal� Ba�kan�
Tarih sadece siyasi olaylar dizisi de�il, ayn� zamanda toplumlar�n kolektif bilin�alt�nda biriken duygular�n, kimliklerin ve k�r�lmalar�n iz d���m�d�r. Osmanl�”n�n y�k�l���ndan Cumhuriyet”in kurulu�una uzanan s�re� nas�l ki bir travmadan zafere d�n��en psikopolitik bir yap� i�eriyorsa, 15 Temmuz 2016 gecesi ya�anan darbe giri�imi de benzer �ekilde travmatik bir tehdidin kolektif direni� ve psikolojik zaferle sonu�land��� bir k�r�lma noktas�d�r.
15 Temmuz 2016 gecesi, T�rk milletinin yaln�zca bir askeri m�dahaleye de�il, ayn� zamanda psikolojik olarak milli iradesine, tarihsel kimli�ine ve toplumsal birli�ine y�nelik bir sald�r�ya kar�� verdi�i kolektif direni�in simgesi h�line gelmi�tir. O gece ya�ananlar, bireysel ve toplumsal d�zeyde travma, �ok, belirsizlik ve ayn� zamanda kararl�l�k, diren� ve toplumsal dayan��ma gibi �ok katmanl� psikolojik s�re�leri tetiklemi�tir.
Bu y�n�yle 15 Temmuz, sadece siyasi bir olay de�il; ayn� zamanda psikopolitik a��dan analiz edilmesi gereken, bireyden ulusa kadar uzanan derin bir psikolojik olgudur. Bu ba�lamda hem darbe giri�iminde bulunan yap�lar�n psikolojik motivasyonlar�, hem de milletin verdi�i kar��l���n kolektif davran�� kal�plar� detayl� bi�imde incelenmelidir.
Ter�r �rg�tlerinin insan zihnine s�z�nt�s�
�nsan beynini hayvan beyninden ay�ran temel mekanizma prefrontal korteks dedi�imiz al�n b�lgesindeki yap�d�r. Bu yap� strateji ve planlama yapabilmemize, muhakeme edebilmemize, olaylar�n perde arkas�n� d���nebilmemize,davran��lar�m�z�n sonu�lar�n� kestirmemize yarayan �st d�zey zihinsel becerilerimizin organize edilmesini sa�lar.
�nsano�lu b�y�k �l��de 12-13 ya�lardan itibaren soyut d���nebilmeye ba�lar. Yani bir �nceki ya�lara g�re beynin d���nsel becerileri h�zl�ca geli�mi�tir. Bu geli�im 16-17 ya�lar�nda bir kez daha s�n�f atlar ve ay�rdedebilmeye de ba�lan�r. Ergenlik d�nemi diye adland�rd���m�z d�nemde birey beyninin art�k son derece geli�ti�ini, kendi do�rular�n�n genel do�rular oldu�unu, art�k meseleler hakk�nda derin yarg�larda bulunabilece�ini d���n�r. Hatta o d�nemde otoritelere (aile, ��retmen, iktidar vs.) protest e�ilim olduk�a g�zlenir.
Ancak yukar�da bahsetti�im �st d�zey zihinsel becerilerin sadece d���nsel k�sm� geli�mi�tir ergenlik �a��nda. Birey davran��lar�n�n sonucunu yeterince muhakeme edemez. Yeterince analiz kuvveti yoktur beyin donan�m�nda. En k�t�s� de bunun fark�nda de�ildir. Bahsetti�im bu �zellikler 22-23 ya�lar civar� geli�imini tamamlar.
Konumuz ba�lam�nda; ter�r �rg�tleri en �ok 15-16 ya�lar�ndaki gen�leri bu �zelliklerden dolay� hedef al�r. Onlar�n protest damar�na uygun arg�manlarla yakla��p lehlerine konumlanmalar�n� sa�lar. Kimlik aray��� d�neminde otorite ile olan kavgalar�na tatl� bir alternatif sunup onlar� himayelerine al�r. Dolay�s�yla ter�rize edecek kaynak da bulunmu� olur.
�te yandan FET� yap�lanmas�na kat�lan bireylerin psikolojik yap�lar� incelendi�inde; b�y�k bir k�sm�n�n kimlik geli�imini tamamlayamam��, otoriter yap�lara y�nelme e�iliminde olan, benlik s�n�rlar� zay�f bireyler oldu�u g�r�lmektedir. Bu bireyler i�in ter�r yap�lanmas� kimlik karma�as�n�n bir ��z�m� olarak sunulmu�tur.
Geli�im Kuramlar�n�n �nc�s� Erikson”un psikososyal geli�im kuram�na g�re birey, �zellikle ergenlik ve gen� eri�kinlik d�neminde kimlik bunal�m� ya�ar. Bu kriz sa�l�kl� �ekilde ��z�lemezse birey, d��sal aidiyetlere, “b�y�k anlamlara” ve g��l� lider fig�rlerine y�nelerek ki�isel sorumlulu�unu devretme e�ilimi g�sterir. Bu da psikolojik teslimiyetin temelini olu�turur. Birey bu noktada ideolojik yap�ya kat�l�m� �zg�r bir se�im gibi alg�lar, oysa bu se�im benlik yoksunlu�unun sonucudur.
FET� ter�r �rg�t� i�te bu mekanizmalardan faydalanm��, bu vatan�n insanlar�na benzer �ekilde n�fuz ederek kendi halk�na silah do�rultacak (hem mecazi hem ger�ek anlamda) k�vama getirmi�tir. Liselerin �n�nde abi-abla k�l�klar�yla kendilerine insan kayna�� olu�turmu�lard�r. Dolay�s�yla 15-16 ya��ndaki gen�lerimizin bu biyolojik do�a ve tehlikeli durum hakk�nda bilgilenmesi hem ailelerinin hem de kendilerinin sorumlulu�undad�r.
�deolojik y�nlendirme ve grup dinamikleri
FET� gibi kapal� ve hiyerar�ik ter�r yap�lar�, bireyin karar alma becerisini zamanla yok eden ve grup normlar�n� sorgulanamaz hale getiren bir ortam in�a eder.
Grup i�i d���nce teorisi, bu durumu a��klamak i�in olduk�a i�levseldir. Groupthink, bireylerin grup i�i uyum u�runa ele�tirel d���nmeden vazge�mesi ve alternatif g�r��leri bast�rmas�d�r. Bu t�r yap�larda ortaya ��kan kolektif inan�lar, d�� d�nyaya kar�� ba�naz ve �at��mac� tutumlar� do�urur. FET� �rne�inde bu durum hem zihinsel tek seslili�e hem de davran��sal itaat mekanizmalar�na yol a�m��t�r.
Kolektif travma ve psikolojik g��lenme
15 Temmuz”da milletin verdi�i refleks, daha �nce bir�ok zafer kazanm�� toplumsal kodlar�n tezah�r�d�r. �ktidar veya muhalefet destek�ileri oyuna gelmemi�, en az y�zde 80″i darbeyi p�sk�rtmek i�in adeta Kurtulu� Sava�� refleksi g�stermi�tir.
Prof. Dr. Deniz �lke Kaynak hocam�z�n edit�rl���n� yapt��� Travmadan Zafere kitab�nda bahsetti�i gibi Osmanl� �mparatorlu�unun y�k�l��� bir “devlet kayb�” de�il, ayn� zamanda kimlik ve aidiyet kayb�yd�. Toplum bu ��k�� kar��s�nda yetersizlik, korku, �fke ve yaln�zl�k duygular�yla y�zle�mi�ti.
15 Temmuz darbe giri�imi de modern T�rkiye”nin kurumsal ve psikolojik varl���na kar�� y�neltilmi� bir y�k�m tehdididir. Halk, “T�rk milleti” kimli�i ile 15 Temmuz gecesi kolektif bir tehdit alg�s�yla birlikte aktif h�le gelmi�tir.
Millet, “biz” kimli�i etraf�nda b�t�nle�mi�, “�teki” olarak kodlad��� darbecilere kar�� bir psikolojik cephe olu�turmu�tur. Bu ortak kimlik in�as� hem korkuyu bast�rm�� hem de eyleme ge�me kararl�l���n� peki�tirmi�tir. Toplumsal kohezyon (birlik duygusu), bireylerin tek ba��na g�sterece�i direncin �ok �tesine ge�erek, kitlesel bir psikolojik mobilizasyon �retmi�tir. Dolay�s�yla bu tehdidi bir “y�k�lma” i�areti olarak de�il, “kendini yeniden kurma” f�rsat� olarak okumu�tur. Bu tepki, t�pk� Cumhuriyet”in kurulu�undaki gibi kimli�e sahip ��kma davran��� �retmi�tir.
Her b�y�k ulusal travma gibi, 15 Temmuz da toplumsal haf�zada yerini alm��t�r. Ancak bu travma bir ��k�� de�il bilakis kolektif bir yeniden do�u� olarak i�lev g�rm��t�r.
Bu olgu psikolojide “posttravmatik b�y�me” olarak tan�mlan�r. Travma sonras� insanlar veya toplumlar birbirine ve kimliklerine daha s�k� sar�l�r. 15 Temmuz, T�rkiye tarihinde bir d�n�m noktas� oldu�u kadar kamusal haf�zada yeni bir anlat�n�n ba�lang�c� olmu�tur.
Bu bilin� siyasal kat�l�m�, toplumsal duyarl�l��� ve demokrasiye sahip ��kma iradesini art�rm��t�r. Kamusal haf�za, bireysel haf�zalar�n toplam� de�il; toplumsal anlat�larla �ekillenen dinamik bir aland�r. 15 Temmuz, bu haf�zaya bir zafer ve direni� an�s� olarak kaz�nm��t�r.
15 Temmuz gecesi T�rk milleti yaln�zca bir darbe giri�imini p�sk�rtm�� de�ildir. As�l zafer bireyin teslimiyet psikolojisine kap�lmayarak iradesini ve kimli�ini yeniden sahiplenmesidir.
�ehit �mer Halisdemir ve t�m �ehitlerimize sayg� ve minnetle…
Source: