AKP yine sermayeden yana tavır aldı: Turizm emekçisinin izin hakkına gasp
Turizm iş çilerinin çal ışma ve tatil g ünlerini ilgilendiren de ğişiklik TBMM’de onaylandıktan sonra d ün Resmi Gazete’de yay ımlandı. Değişikliğe g öre turizm emekçileri 10 gün kesintisiz çal ıştırılabilecek. Karara turizm emek çilerinden ve muhalefetten tepkiler yükseldi. Cumhuriyet’e konu şan T ürk- İş’e bağlı T ürkiye Otel Lokanta Dinlenme Yerleri İş çileri Sendikas ı (TOLEYİS) Genel Başkanı Cemail Bakındı değişikliğe ilişkin, “Bu, bir k ölelik düzenidir. Say ın Bakanın isteğine g öre yap ılan sınıf karşıtı bir d üzenlemedir” yorumunda bulundu. De ğişikliğin anayasaya aykırı olduğunu s öyleyen Bak ındı, “İş çi bulamazlar. Turizm hizmetine bir faydas ı olmaz. 10 g ün dinlenmeden nas ıl çal ışılacak? Akla uygun değil. İnsan kavramı olmayan bir d üzenleme. Bunun hiçbir verimi olmaz” dedi. ‘TEMEL NEDEN SEKTÖRDEK İ ÖRGÜTSÜZLÜK’ D İSK’e bağlı Dev Turizm-İş Genel Sekreteri G ökhan Aslan da konuya ili şkin gazetemize a ç ıklamalarda bulundu. Turizm iş çilerinin anayasa ile güvence alt ına alınan dinlenme hakkının ciddi şekilde tahrip edildiğini vurgulayan Aslan, “Turizm işkolu, ülkemizde güvencesiz çal ışmanın, iş kazalarının ve iş çi cinayetlerinin en yo ğun yaşandığı sekt örlerden biridir. Bu yasa de ğişikliğiyle birlikte patronlara “esnek çal ışma” adı altında geniş yetkiler tanınırken, iş çiler için s ınırsız bir s ömürü ortam ı yaratılmıştır. Değişikliğin bu denli rahatlıkla yapılabilmesinin temel nedeni ise sekt ördeki örgütsüzlüktür” ifadelerini kulland ı. ‘BAKANIN SEKT ÖR SERMAYEDER İ OLMASI KOLAYLAŞTIRDI’ Turizm sekt örünün 12 ay boyunca yo ğun nakit akışı sağlayan ve sıcak paranın d öndü ğ ü ba şlıca sekt örlerden biri oldu ğunu kaydeden Aslan, “Bu nedenle T ürkiye’deki sermaye çevrelerinin önemli bir k ısmı bu sekt örde faaliyet göstermektedir. Yüksek enflasyonun ve Türk Liras ı’nın d öviz kar şısındaki değer kaybının etkisiyle, son d önemde sektörde bir daralma ya şanmakta ve bu daralmaya karşı ilk önlem olarak personel giderlerinin azalt ılması tercih edilmektedir. Bu bağlamda haftalık tatil hakkının fiilen kaldırılması, k ârl ılığı artırma hedefiyle g ündeme getirilmi ştir. AKP h ükümetlerinin uzun y ıllardır emek-sermaye politikalarında istikrarlı bir şekilde sermayeden yana tavır aldığı bilinmektedir. Bu son değişiklik de “esnek çal ıştırma” adı altında turizm patronlarının ç ıkarlarını koruyan bir yasal d üzenleme olarak kar şımıza ç ıkmaktadır. Üstelik mevcut bakan ın sekt ör içinden gelen bir sermayedar olmas ı, patron yanlısı politikaların hızla hayata ge çirilmesini kolayla ştırmaktadır. Bakanlık, iş çilerin haklar ını koruması gerekirken, bu değişiklikle işveren lehine bir tutum sergilemiştir” dedi. Değişikliğin sekt örde istihdam ı artırmak yerine maliyetleri d ü ş ürmeye yönelik oldu ğunu belirten Aslan, “Kayıt dışı istihdamın en y üksek oldu ğu sekt örlerden biri olan turizmde bu uygulama, kay ıt dışılığı daha da artıracak ve emek çilerin güvencesizli ğini derinleştirecektir” diye konuştu. ‘SESSİZ KALIRSAK BEDEL ÖDER İZ’ HAK-İŞ’e bağlı T ürki̇ye Otel, Lokanta ve E ğlence Yerleri̇ İş çi̇leri̇ Sendi̇kas ı’ndan (OLEYİS) ise “Bu d üzenlemeyle birlikte in şaat başta olmak üzere ba şka sekt örlerden de benzer talepler yükseliyor. Bugün turizm i ş çisinin hakk ı budanır, yarın t üm i ş çilerin hafta tatili hakk ı ellerinden alınmak istenir. O y üzden bu yasaya sessiz kal ırsak, bedelini hep birlikte öderiz” ç ıkışı geldi. ‘AKP’NİN EMEĞE BAKIŞININ ÖZET İ’ D üzenlemeye muhalefetten de tepki geldi. CHP Kültür ve Turizm Bakanl ığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı G ül şah Deniz Atalar, “Turizm Bakanı’nın aynı zamanda turizm patronu olduğu bir ülkede, emekçiye insanca çal ışma hakkı tanınmaması şaşırtıcı değil. Bakanın talebi bellidir. ‘Esnek, denetimsiz, kuralsız, ucuz iş g ücü.’ Bakanl ık koltuğu ile kendisinin sermaye sahipliği aynı elde birleştiğinde, emek çinin kaderi patron masas ından yazılıyor. Turizm Bakanın zihniyetinde, k âr için her şey mubahtır. Uykusuzluk da, fazla mesai de, anayasa ihlali de.’’ ifadelerini kullandı. CHP Çal ışma ve Sosyal G üvenlik Bakanl ığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gamze Taş ç ıer ise “Bug ün, i ş çinin 7. gün dinlenme hakk ını hedef alan bu anlayış; aslında 22 yıllık AKP iktidarının emeğe bakışının özetidir. Yaln ızca turizm iş çilerini de ğil, t üm emekçileri tehdit eden bir emsal niteli ğindedir” dedi. Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özda ğ da, “Turizm Bakanının aynı zamanda turizm patronu olduğu bir ülkede i ş çinin kaderi kölelik olmu ştur. Patron Bakan, iş çiye dinlenme hakk ını bile çok görmektedir” yorumunda bulundu.
Source: Taylan Gülkanat
Napoli”nin kurtarıcısı çılgın pazarlıkçı Aurelio De Laurentiis!
İtalya futbolunun en renkli ve ikonik figürlerinden biri olan Aurelio De Laurentiis, sadece Napoli Kulübü Başkanı değil aynı zamanda tanınmış bir film yapımcısı. Son dönemde Galatasaray’ın Victor Osimhen transferi için yaptığı görüşmelerle Aurelio De Laurentiis’in ismi bir kez daha gündeme geldi.1949 doğumlu De Laurentiis, kariyeri boyunca hem sinema hem spor dünyasında çok sayıda projeye imza atmış, yaptığı çarpıcı açıklamalarla da dünya basınında sürekli yer işgal etmeyi bilen biri.Napoli’yi dipten şampiyonluğa taşıdı2004 yılında iflas eden ve C1’e düşen Napoli’yi yeniden ihtişamlı günlerine döndüren İtalyan başkan, o dönem kulübün tüm borçlarını üzerine alarak eşi benzeri görülmemiş bir şeye imza attı. Ekonomik istikrarı yeniden sağlayan ve altyapı hamleleriyle takımı yeniden ayağa kaldıran De Laurentiis, takımı 3 yıl içinde Serie A’ya çıkarmayı başardı. 2012’de Takım Juventus’a karşı İtalya Kupası’nı kazandı. Son 15 yılda takımı sürekli şampiyonluk yarışının içinde tutan başkan bu dönemde 2 kez Serie A şampiyonluğu yaşadı.İstediği olmayınca ucuza satabiliyorDe Laurentiis’in Napoli’deki yönetimi pazarlıkçı ve özellikle de inatçı yönüyle öne çıkıyor. Oyunculardan beklediği yüksek gelirler elde edilmediğinde transferden vazgeçecek sonrasında ise daha ucuza başka bir ülkeye satacak kadar da inatçı. Victor Osimhen ve Khvicha Kvaratskhelia için 2 yıl önce 200 milyon Euro veren PSG’yi reddeden başkan bugün bunun sonuçlarını farklı bir biçimde yaşıyor. Osimhen’i 70 milyon Euro’ya satamadığı gibi Kvaratskhelia’yı da geçen sezon 60 milyon Euro’ya PSG’ye verdi. Gözden Kaçmasın Napoli”den Galatasaray”a Osimhen için özel talep! Haberi görüntüle Taraftarların gözünde kahramanVictor Osimhen ve Khvicha Kvaratskhelia’dakine benzer bir durumu Kalidou Koulibaly transferinde de yaşayan başkan, oyuncu için beklediği 80 milyon Euro’yu alamayınca onu 40 milyon Euro’ya Chelsea’ye sattı. Transfer ve kulüp yönetimi konusunda tartışmalı olsa da De Laurentiis, Napoli’yi iflastan aldığı için taraftarların gözünde hala büyük bir kahraman. Futbol kamuoyunda ve diğer kulüp taraftarları arasında sivri dilli, tartışmacı ve bazen agresif bir başkan olarak bilinse de koltuğunda istediği gibi pazarlıklar yapmaya devam edecek gibi görünüyor.2.5 MiLYAR EURO’YA NAPOLi’Yi SATMADIDe Laurentiis, 2022 yılında yaptığı “Afrikalı oyuncuları artık almak istemiyorum. Eğer sözleşmelerinde Afrika Uluslar Kupası’nda oynamayacaklarına dair madde olursa o zaman alırım” açıklaması büyük yankı uyandırırken tartışmalara neden oldu.Yine 2022 yılında kulübü satması için 2.5 milyar Euro gibi astronomik bir teklif aldığını ancak aile mirası olarak gördüğü Napoli’yi satmayı düşünmediğini açıkladı.
Source: Koray Durkal
Tanklara ‘dur’ diyen millet ihaneti unutmadı
15 Temmuz darbe girişiminin 9. yıldönümü nedeniyle Turkuvaz Medya Grubu”nun ev sahipliğinde Kültür ve Turizm Bakanlığı ve 15 Temmuz Derneği destekleriyle Hafıza 15 Temmuz Müzesi”nde “Dayanışmanın adı Türkiye” konulu program düzenlendi. Programa İstanbul Valisi Davut Gül, 15 Temmuz Derneği Başkanı İsmail Hakkı Turunç, 15 Temmuz Derneği Başkan Vekili İlhami Çil, Takvim Gazetesi köşe yazarı Ekrem Kızıltaş, 15 Temmuz gazilerinden Gazi Üzeyir Civan, Gazi Oğuz Ayanoğlu ile 15 Temmuz”u yaşayan vatandaşlar katıldı. “UÇURUMUN KENARINDAN DÖNDÜK” Programda konuşan Vali Gül, “Şehitler ve gaziler sadece sayılardan ibaret değildir. Bu mekanın bir ruhu var. O anları yaşatıyor. Burayı gezerken 9 yıl önceki olayları tekrar hatırlayabiliyoruz. FETÖ, iflah olmaz bir yapı. 50 yıldır kurumların içerisine sızan ve kamufle eden bir örgüttür. Dünyanın birçok yerinde okullar açarak bürokrasiye sızarak demokrasiyi dizayn etmeye çalışmıştır. Tüm birimlerin içerisine sızan bu yapı 15 Temmuz”dan önce fark edilince Cumhurbaşkanımız bir mücadele başlattı. Cesareti ve milletimizin ferasetiyle ülke uçurumun kenarından alındı. Sadece iç güvenlik değil, Suriye”de Karabağ”da askeri unsurlarla kumpastan vazgeçildiği Terörsüz Türkiye”de önemli bir konuma geldik. Tehdit ve tehlikeleri bertaraf edip kardeşliğimizi güçlendirerek devam edeceğiz. Şehitlerimiz ve gazilerimizin emanetlerini korumaya devam edeceğiz” dedi. “GENÇLERİN İYİ ANLAMASI GEREKİR” Takvim Gazetesi Köşe Yazarı Ekrem Kızıltaş: 41 yıldır çekilen 40 bin cana mal olan 2 trilyon liralık maddi kayba sebep olan bir dönemin sonuna geldik. Terör belasını ortadan kaldırmanın temelinin 15 Temmuz gecesi hazırlandığını gördük. 15 Temmuz”a gelinirken neler yaşandığını anlamak ve tekrar ihtar etmek gerekir. Bosna”yı hatırladığımızda affedilirse tekrarlanır denilen sözle bu olayı unutmamak ve unutturmamak gerekir. Gençlerin iyi anlaması ve değerlendirmesi gerekir. Turkuvaz Medya”nın yayınları bu anlamda önemli. Bütün yayın organları ile 15 Temmuz”u hatırlatan programlara imza atmıştır. “BİZİ TARADILAR” 15 Temmuz Derneği Vekili İlhami Çil: 15 Temmuz günü bir kalkışma olduğunu gördük. Milletin karşısında sanki bir terörist geliyormuş gibi nişan aldıklarını gördük. Köprüye geldiğimizde hainlere karşı elimizde sadece gazilerimizin kanıyla sulanmış Türk bayrağı vardı. Bizi taradılar. Ayak bilek kemiğimden yaralandım. Biz yine de yürümeye çalışıyorduk. Bir annenin babanın evladına yapacağı gibi koşup beni silahın altından ateş hattından kurtarmaya çalışıyorlardı. Biz aziz bir milletin evladıyız. Ondan dolayı mutluyuz gururluyuz. Ambulansa ve polis aracına dahi ateş edip vurun talimatı veriyorlardı. O gece vurulduğumuzda burayı onlara terk etmeyin burasını onlara dar edin dedik. Kendi iradesine ve liderine sahip çıktık. Unutmayalım unutturmayalım. Bu şehit yakınları ve gaziler ile aileleri bize emanettir, biz vatan için mücadele ettik. “VATAN İÇİN CANIMIZI VE KANIMIZI FEDA ETTİK” Gazi Oğuz Ayanoğlu: Kısıklı”da köprüde yol kapama olduğunu öğrendim. Hemen kardeşim Onur ile birlikte köprüye gitmiştik. Bir baba önümdeydi yanında kızı da vardı. “Baba gitme” diye bağırdı. Sonra babasını vurdular sırtüstü düştü. Biz yaralıyı almaya gittiğimizde üzerimize ateş açtılar. Kalçadan vuruldum. Onur boğazından vurulmuş halde cansız yatıyordu. Hastaneye götürdüler. Acı haberi alınca sinir krizi geçirdim. Bir kanımız ve canımızı feda ettik. “KOLUMU KAYBETTİM FAKAT VATAMINIMI KAYBETMEDİM” Gazi Üzeyir Civan: 15 Temmuz”da alçaklara yeryüzündeki en büyük karşılığı verdik. 9 yaşında şehit ve gazilerimiz var. Sabah saatlerinde hava limanına gidiyorduk. Tuzla gişelerine geldiğimizde hain şebekenin orada olduğunu gördük. Yakındayken buna kayıtsız kalamazdım. Yolun karşısında birkaç askeri görüp uyarmak için ellerimi kaldırıp uyarmak için hepimiz kardeşiz dişe bağırdım. Fakat ellerim havadayken birden bir çınlama duydum. Sol kolumun ise parçalandığını gördüm. Kolumu kaybetmiştim fakat cennet vatanımı kaybetmemiştim. Bu vatana sahip çıkan kahraman evlatlarımız vardı.” dedi. “ÜLKENİN BÖLÜNÜP PARÇALANMASINI MİLLET ENGELLEDİ” 15 Temmuz Derneği Başkanı İsmail Hakkı Turunç: Bu hain girişimde bulunan askerlere neden kardeşlerinize silah doğrultuyorsunuz denildiğinde emir aldıklarını söylediler. Büyükşehir belediyesi önünde Saraçhanede açılan ateşle ayağımın dibine düşen mermi kovanlarını tiksinerek yerden aldım ve sakladım. Ben darbeleri hatırlıyorum. Siyasetçi ve demokrat gibi gözükenleri hatırlıyorum fakat 15 Temmuz”daki gibi milletin üzerine kurşun yağdırıldığını hatırlamıyorum. Ülke bölündüğünde hükümet düştüğünde sistemin dışına atıldığında ülkeyi bölüp parçalayacaklardı. ABD, İngiltere, İsrail ve diğer güçler tarafından paylaşılacaktı. Vatan kurtulacaksa canımız feda olsun diyen ruha çok şeyler borçluyuz. Bağımsız ve hür bir ülkeyi bize hediye ettiler. Yine de olsa binlerce insanımız yine önlerine bent olacak ve mücadele verecektir. Kahramanlık destanı yazanlara minnettarlığımı sunuyorum. GÜÇLÜ SPONSOR DESTEĞİ Turkuvaz Medya Grubu”nun düzenlediği programa Borsa İstanbul, Eminevim, Halkbank, Kuzey Marmara Otoyolu, Kuzu Grup, MNG Şirketler Grubu, Turkish Airlines, Vakıfbank ve Ziraat Bankası sponsor oldu.
Source: Mustafa Kaya
Chamberlain gönderildi
Beşiktaş”ta beklenen oldu ve Alex Oxlade-Chamberlain”in sözleşmesi feshedildi. Siyah-beyazlılar bu fesih karşılığında tecrübeli futbolcuya 1.4 milyon euro ödeyecek. Chamberlain”in de ülkesinden bazı takımlarla temas halinde olduğu öğrenildi.
Source: Fotomaç
Orkun kenetledi
Orkun Kökçü, Beşiktaş için sadece bir transfer değil.. Milli futbolcu adeta taraftarların gözündeki umut ışığı oldu. Başta G.Saray ve F.Bahçe olmak üzere çok sayıda Avrupa takımının da ilgisine kayıtsız kalarak çocukluk aşkı Beşiktaş”a gitmek için elinden geleni yapan milli futbolcu, önceki gün imzayı hem kağıda hem de kalplere attı. Sahada bir taraftar gibi sevinen Orkun”u da Tüpraş Stadı”nda 30 bin taraftar yalnız bırakmadı. Ancak bu devasa şov sadece bir transfer için değildi elbette… Siyah-beyazlılar son yıllarda kasım ayını görmeden lige havlu atmaktan sıkılmış ve takımdaki borçlar nedeniyle karamsarlığa bürünmüştü. İşte Orkun Kökçü”nün transferi camiadaki kara bulutları dağıttı ve tüm havayı Beşiktaş”a çevirdi. Büyük bir kenetlenme içerisine giren siyah-beyazlı camia aradığı fitili Orkun Kökçü”nün aidiyetinde ve ruhunda bulmuştu
Source: Fotomaç
Galatasaray”ın Ter Stegen”e teklifi!
Galatasaray, Osimhen”in yanı sıra ses getirecek üst düzey bir kaleci transfer etme çalışmalarını sürdürüyor. BARCELONA”DAN FAZLA MAAŞ İspanyollara göre, sarı kırmızılılar, Ter Stegen”e şu anda Barça”da kazandığı 6.3 milyon Euro”dan çok daha yüksek bir maaşla uzun vadeli bir sözleşme teklif etmeye hazır.
Ter Stegen “Evet” derse Galatasaray”dan garanti yıllık 8 milyon Euro”nun yanı sıra performans ve şampiyonluklara dayalı bonuslar alacak. Alman kaleci, Barcelona”da kalmak, rekabet etmek ve yerini geri kazanmak istiyor. Ancak Galatasaray fiyatı arttırırsa her şey değişebilir. FLICK ONU KADRODA DÜŞÜNMÜYOR Barcelona Teknik Direktörü Hansi Flick, Alman kaleciye “Yeni sezonda oynamayacaksın” mesajını net şekilde verdi.
Source: Sporx.com
“Sıvacı Adem”den “güvenli evler” itirafı! İmamoğlu”ndan “sus” baskısı
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının, tutuklanarak İBB Başkanlığı görevinden uzaklaştırılan Ekrem İmamoğlu”nun da arasında bulunduğu zanlılar hakkında “suç örgütü yöneticisi olmak”, “suç örgütüne üye olmak”, “irtikap”, “rüşvet”, “nitelikli dolandırıcılık”, “kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirmek” ve “ihaleye fesat karıştırmak” suçlarından yürüttüğü yolsuzluk soruşturması devam ediyor.Soruşturmada tutuklu bulunan Soytekin, 17-26 Haziran ile 2 Temmuz”da savcılığa etkin pişmanlık hükümleri kapsamında ifade vermesinin ardından sulh ceza hakimliğince “konutu terk etmeme” şeklindeki adli kontrol şartıyla tahliye edildi.Soytekin, bu kapsamda verdiği ifadesinde, tutuklanarak İBB Başkanlığı görevinden uzaklaştırılan Ekrem İmamoğlu tarafından Beylikdüzü Belediye Başkanlığı süresinde başlayan, öncelik hedef olarak İBB Başkanlığı sonrasında da Cumhurbaşkanlığı için gerekli sermayeyi toplamak amacıyla kurulan ve Beylikdüzü”nde temelleri atılıp İstanbul”un tamamına yayılan çıkar amaçlı suç örgütünün tüm yapısı hakkında bildiklerini anlatarak, etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istediğini ifade etti.İmamoğlu”nun Beylikdüzü Belediye Başkanlığı döneminde yapımına başlanan Meydan Yakuplu Projesi”yle ilgili müşteki-şüpheli Muzaffer Beyaz”ın kendisini arayarak görüşmeye çağırdığını söyleyen Soytekin, Beyaz”ın ofisinde İmamoğlu”yla birlikte görüşme gerçekleştirdiklerini belirtti.Soytekin, alt taşeron olarak işi kendisinin yaptığını aktararak, “Bu işin esas sahibi Beyaz”lar ve Ekrem İmamoğlu”dur. İnşaat süresince yapılan işleri Beyaz”ların koymuş olduğu mühendis ve İmamoğlu adına Tuncay Yılmaz (şüpheli) kontrol etmekteydi. Yapılan işlerde bunlardan onay alınmaktaydı. İş bitiminde Ekrem İmamoğlu ile Beyaz”lar arasında yaşanan ticari anlaşmazlıklar neticesinde toplamda 17 dükkan Ekrem İmamoğlu”nda kalmıştır.” dedi.- “BU DAİRELER KURULTAY SÜRECİNDE DE ETKİLİ KİŞİLERE VERİLMİŞTİR””KİPTAŞ”tan daire verildiği” iddiasıyla ilgili Soytekin, söz konusu 75 dairenin CHP üyelerine, belediye meclis üyelerine, CHP”li belediye çalışanlarına ve KİPTAŞ çalışanlarına verildiğini öne sürdü.Soytekin, Tuzla CHP Meclis Üyesi bir kişinin söz konusu dairelerden birini kendi üzerine aldığının tespit edildiğini, diğer kişilerinse daireleri yakınlarının üzerine aldıkları için tespit edilemediğini kaydederek, “Söz konusu liste Nezahat Kurt”ta (şüpheli) vardır. Verilen bu 75 dairede hiçbir bağımsız belediye çalışanı veya şahıs yoktur. Ekrem İmamoğlu”nun yakın ekibine dahi buradan daire verilmemiştir. Burada daire verilen şahısların birçoğu siyasi manada özgül ağırlığı olan ve etkin kişilerdir. Bu daireler kurultay sürecinde de etkili kişilere verilmiştir.” diye konuştu.İETT”ye ait 49 dönümlük inşaat alanının ihaleye çıkarılarak KİPTAŞ”a verildiğini bildiren Soytekin, bu ihalenin meclis kararı alınmadan ihaleye çıktığı gerekçesiyle İdare Mahkemesince iptal edildiğini, itiraz neticesinde üst mahkemenin İETT”nin meclis kararı olmadan kendi uhdesindeki araziyi ihaleye çıkabileceğine ilişkin bir karar verdiğini dile getirdi.Soytekin, KİPTAŞ”tan 2024″ün sonlarına doğru Beykoz”da boğazı gören 34 dönümlük kentsel dönüşüm arsasında neler yapılabileceğine ilişkin kendisinden görüş istendiğini, bunun üzerine ön proje önerilerini sunduklarını belirtti.Bir gün sonra şüpheli Ali Kurt”un kendisini yanına çağırdığını ve gittiğinde şüpheli Fatih Keleş”in de orada olduğunu anlatan Soytekin, “Bu arsayı (şüpheli) Murat Gülibrahimoğlu”na vermeleri gerektiğini, Gülibrahimoğlu”nun döküm işlerinden dolayı KDV ve girdi maliyetine ihtiyacı olduğundan burayı yapacağını, talimatın direkt İmamoğlu”ndan olduğunu bana ilettiler. Sonrasında oradan ayrıldım. Projeden el çektirildiğim için sonraki süreci takip etmedim.” ifadelerini kullandı.- “KİPTAŞ”TA İŞE GİTMEYEN CHP”LİLER SGK”LI GÖSTERİLDİ” İDDİASISoytekin, İBB tarafından yapılan Güneşli-Bağcılar metro hattı ihalesine girmek istediğini iletmesi üzerine Keleş”in kendisini Yapı Merkezi AŞ”nin ofisine görüşmeye yönlendirdiğini belirterek, şunları söyledi:”Burada ismini şu an hatırlayamadığım, gözlüklü, 50 yaşın üzerinde bir yönetim kurulu üyesiyle görüştüm. Görüşmede, 3 ortak olduklarını, işin boyutunun Fatih Keleş ile Ekrem İmamoğlu”nun ortaklık payı olarak yüzde 7 üzerinden belirlendiğini ve Avrasya Tüneli”nden sonra İstanbul”da ilk defa bir işe girdiklerini anlattı. Ben söz konusu yapılacak işin miktarını orada öğrendim ve yeterli iş bitirmem olmadığını anladım. Kendilerine yeterli iş bitirmem olmadığını ve ortak olamayacağımı söyledim. Bunun üzerine bana yaklaşık 3 milyar liralık betonarme niteliğindeki alt yüklenicilik işleri vereceklerini söylediler. Bana şirketimin gücüyle ilgili çalışma yapmamı söylediler. Sonrasında buradan ayrıldım.”Ambarlı Arıtma Merkezi işine ortak olmak istediğini ancak olamadığını anlatan Soytekin, bu işin ön yükleniciliğini alan şüpheli Ali Nuhoğlu ve Özden K. ile konuştuğunu ifade etti. Soytekin, kendilerine bu işten anlamadığını söylediğini belirterek, “Bunun üzerine Ali Nuhoğlu bana, “Bu işten yüzde 10 Ekrem İmamoğlu”na vereceğiz, bizde zaten çok para kazanmıyoruz.” diye cevap verdi.” dedi.Soytekin, şunları kaydetti:”KİPTAŞ”ın şu an yapmış olduğu tüm şantiyelerde işe gitmeyen ancak maaş alan birçok CHP üyesi kişi, SGK”lı olarak müteahhitlere işe aldırılmaktadır. Benim yaptığım projelerde de bu şekilde maaş ödemeleri tarafıma yaptırıldı. Bu isimleri bize Ali Kurt bildirmekteydi. Onun bildirmesi sonrasında bu şahısların işe girişleri yapılmaktaydı. Şu an hatırladığım kadarıyla Bahçelievler muhtarının kızı veya eşi bizim yapmış olduğumuz otopark işinde yaklaşık 1,5 senedir SGK”lı olarak gözükmektedir ancak kendisini hiçbir suretle tanımıyorum, işe gelmemiştir. Bunu benim genel müdürüm olan Bülent”e İBB”den ilettiklerini biliyorum.”- “MURAT GÜLİBRAHİMOĞLU, PARALARIN BİR KISMINI LONDRA”YA, BİR KISMINI İSE İSPANYA”YA KAÇIRMIŞTIR”Ekrem İmamoğlu ile Ertan Yıldız”ın Viyana”daki “Kent Restoran” diye bilinen grupla ortak otel yaptıklarını duyduğunu kaydeden Soytekin, “Ertan Yıldız”ın Viyana”ya para çıkarttığını da duymuştum. Viyana”daki Kent Restoran halihazırdaki sahibi olan Adem T, Trabzonlu”dur. Babası Hüseyin T. öncesinde, Beylikdüzü”nde İmamoğlu”nun belediye başkanlığı döneminde inşaat yapmıştır. Bu inşaatı Saim U. ile ortak yaptılar. Hüseyin T, Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde vefat etmiştir. Hüseyin T, İmamoğlu ile çok samimiydi. Oğlu Adem T. de Türkiye”ye geldiğinde İmamoğlu ile çok sıkı görüşmektedir. Bu şahısların Viyana”da ciddi lobisi bulunmaktadır. Viyana Parlamentosu”nda bir milletvekili olduğunu biliyorum.” ifadelerini kullandı.Soytekin, bir milletvekilinin kendi ofisine geldiğini ve tanıştıklarını belirterek, şunları paylaştı:”İmamoğlu ve Yıldız”ın paralarının bir kısmı bunlar tarafından Viyana”da resmileştirilmiştir. İmamoğlu”nun parasının büyük kısmı ise Murat Gülibrahimoğlu isimli şahıstadır. Gülibrahimoğlu, bu paraların bir kısmını Londra”ya, bir kısmını ise İspanya”ya kaçırmıştır. Kendisinin İspanya”da ve Londra”da bu paralarla otel yaptırdığını biliyorum. Söz konusu operasyonun çok öncesinden duyulduğu ve İmamoğlu başta olmak üzere avukat Mehmet Pehlivan tarafından sistemdeki tüm aktörler uyarıldığı için şu an ve operasyon esnasında nakit para bulunamamıştır. Operasyon öncesinde Fatih Keleş”in sistemin paralarını sakladığı güvenli evler olduğunu biliyorum. Veysel Erçevik”in (şüpheli) kullanmış olduğu ev de bunlardan birisiydi. Bakırköy”de Aşçıoğlu ve Nef”te, Koru Florya”da Mustafa Keleş”e ait bir dairenin bu amaçlarla tutulduğunu bilmekteyim.”- “HALİHAZIRDA SÖZ KONUSU DOSYA KAPSAMINDA 130-140 AVUKAT FİNANSE EDİLMEKTEDİR”Operasyon öncesinde nakit paranın Fatih Keleş”ten alındığını ve İmamoğlu”na bağlı dokunulmazlığı olan milletvekillerine devredildiğini bildiğini kaydeden Soytekin, “Bunu bilmemin en büyük sebeplerinden birisi operasyondan önce fiziki takipte de bana sorulan İmamoğlu”yla başkanlık konutunda yapmış olduğum görüşmede, İmamoğlu bana, “Tedbirini aldın mı? Operasyon yapılacak, sen de listedesin. Eğer emanet etmen gereken para veya belge varsa bunları Turan Taşkın Özer”e emanet ver.” demiştir.” ifadelerini kullandı.Dokunulmazlığı olduğu için Turan Taşkın Özer”in “emanetçi” yapıldığını öne süren Soytekin, “Böyle bir para olmadığı savunması tamamen yalandır. Halihazırda söz konusu dosya kapsamında 130-140 avukat finanse edilmektedir. Bu avukatların aylık ortalama maliyeti 1 milyon dolardan aşağı değil, bunun finansmanı böyle bir para olmasa nasıl karşılanacak? Yine cezaevinde bulunan İBB bürokratları ile özel olarak ilgilenmekteler. Bunların da finansmanı ağır yük getirmektedir.” beyanında bulundu.Soytekin, Turan Taşkın Özer”le toplantı yaptıklarını ve Özer”in kendilerinden yapmadıkları bağışın makbuzunu kesmesini istediklerini iddia ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:”Özer, bunun İmamoğlu”nun talimatı olduğunu söylemesi üzerine bizde bunu kabul ettik. Bu süreçte benim veya İlhan”ın böyle bağış yapacak nakit durumumuz yoktu. Banka hesaplarımız incelendiğinde bu görülecektir. Özer, bu dekontları milletvekilliğinin düşmesi durumunda kendisini kurtarmak için bizden temin etti. Ben 5 milyon TL, artı 1 milyon 700 bin avroluk iki ayrı makbuz kestim. İlhan da buna yakın makbuzlar kesti. Bu makbuzları bizden İlhan A”nın Gürpınar”daki ofisinde Mehmet Pehlivan aldı. Bu olay söz konusu görüntülerin basına çıkmasından sonra gerçekleşti. Bu görüntüler basına çıktığında Fatih Keleş ve Tuncay Yılmaz, Trabzon”a kaçmışlardı. Yaklaşık 1 hafta hiçbir şekilde kendilerine ulaşılamadı.”Adem Soytekin, “Ben ihalesiz olarak Ekrem İmamoğlu”nun talimatıyla birçok iş yaptım. Bu işlerin paraları bana kısmen daire, kısmen çek, kısmen nakit para olarak başka müteahhitlerce temin edilerek tarafıma ödettirilen ücretlerle karşılanmıştır. Ben bu konularla ilgili cezaevindeyken açıklama yapılmasını Turan Taşkın Özer”den ve Ekrem İmamoğlu”ndan istediğimde bana, “Biz böyle bir açıklama yaparsak suçu kabul etmiş oluruz. Sen boşver, cevap olarak aramızdaki ticari faaliyet de, geç.” dediler.” ifadelerini kullandı.- “İMAMOĞLU”NA AİT “ADEM DİK DUR, BİZİ SATMA” İÇERİKLİ NOT OKUTULARAK SUSTURULMAYA ÇALIŞILDIM”İfadesinde, örgütün genel yapısı ve görevlerle ilgili bilgi vermek istediğini belirten Soytekin, İmamoğlu”nun altında Murat Ongun”un olduğunu, Ongun”un Medya AŞ ile Kültür AŞ”den sorumlu bulunduğunu, buradaki ihalelerin yüzde 80″inin nakit olarak Ongun”un kontrolünde olduğunu ve bu işlerin yüzde 20″sinin gerçek iş olduğunu ifade etti.Ongun”un Beşiktaş Belediye Başkan adayı olmak istediğini ancak İmamoğlu”nun Ongun”u yanından ayırmamak için kabul etmediğini söyleyen Soytekin, ifadesini şöyle sürdürdü:”Fatih Keleş, nakit para akışları kendisinde toplanmaktaydı. Bu paraları Zafer Keleş, Murat Keleş, İbrahim Bülbüllü (şüpheli) isimli şahıslar aracılığıyla toplamaktaydı. Kendisi Bakırköy Belediye Başkan adayı olmak istemiştir ancak İmamoğlu yanından ayırmamak için bunu kabul etmemiştir. Tuncay Yılmaz, İmamoğlu Şirketlerinin Genel Müdürü olmasıyla beraber Keleş gibi paranın toplandığı bir diğer şahıstır. Ertan Yıldız, Medya AŞ, Kültür AŞ, KİPTAŞ ve kapatılan BİMTAŞ hariç tüm iştiraklerdeki ihaleleri kendisi kontrol eder, onun bilgisi olmadan hiçbir iş alınamazdı. Hangi işi, hangi müteahhidin, hangi paraya alacağı, çoğu zaman hangi firmanın yan teklif vereceği ve hangi işi de kendisinin kontrolündeki şirketlerin (bunların paraları Ertan Yıldız”ın parasıdır) yapacağına karar verirdi. İhale evrakları, ihale öncesi Yıldız”ın gayri resmi onayına sunulur, onun Bakırköy”de kurmuş olduğu birimin onayından sonra ihaleler gerçekleşirdi. Bu ihalelere ihale bedelinin üzerinde yüzde 10 rüşvet paraları eklenir, işi alan müteahhitlerden hak ediş sonrasında bu paralar tahsil edilirdi.”Soytekin, paralel şekilde kurulmuş hiçbir yapıyla yan yana anılmasının söz konusu olmadığını savunarak, “Tutuklanmamın üzerinden yaklaşık 3 ay sonra ifade vermemin sebebi, olayların bütününü anlamak maksadıyla geçen süredir. Bu sürede cezaevinde avukatlar aracılığıyla şahsıma ciddi baskılar, milletvekili teklifi yapılarak susturulmaya çalışıldım. El yazısıyla Ekrem İmamoğlu”na ait notlar tarafıma okutturularak susturulmaya çalışıldım. Hatırladığım notlardan birisi, “Adem dik dur, bizi satma.” içerikli nottur. Şu an ifademde kimseyi sattığımı düşünmüyorum.” beyanında bulundu.İŞ İNSANI ADEM SOYTEKİN”DEN “EKREM İMAMOĞLU “İZAHAT BEKLİYORUM” ŞEKLİNDE CEZAEVİNE NOT GÖNDERDİ” İDDİASISoytekin ifadesinde, istememesine rağmen kendisi hakkında, tutuklanarak İBB Başkanlığı görevinden uzaklaştırılan Ekrem İmamoğlu”nun “kasası”, “has adamı”, “sıvacısı” gibi yakıştırmalar yapıldığını, ancak hiçbir zaman kendisinin öyle olmadığını savundu.İmamoğlu”nun kendisine faydadan çok zararı olduğunu söyleyen Soytekin, ticaretinin büyümesinde İmamoğlu”nun dahli olmadığını iddia etti.Soytekin, Bahçeşehir”deki Butik Panaroma isimli projesinden 4 artı 1 bahçe dubleksini şüpheli Serdar Taşkın”a, 2 artı 1 daireyi şüpheli Ercan Saatçi”ye verdiğini belirterek, “Ercan Saatçi”ye vermiş olduğum dairenin tapusu hatırladığım kadarıyla kendi üzerine değildi. Devrettiğim dairelere karşılık bu şahıslardan herhangi bir ödeme almadım. Bu daireleri, Mehmet Murat Çalık”ın (Beylikdüzü Belediye Başkanlığı görevinden uzaklaştırılan şüpheli) beni arayarak, Taşkın ve Saatçi”ye İmamoğlu”nun istedikleri dairelerin verilmesi gerektiğini söylemesi üzerine devrettim. Bu dairelerin paraları tahminimce 5-6 ay sonra nakit olarak Zafer Keleş (şüpheli) ve Murat Keleş (şüpheli) tarafından Serpil isimli çalışanıma teslim edildi.” dedi.Soytekin, şunları söyledi:”Ekrem İmamoğlu kendisi Cumhurbaşkanı olduktan sonra yerine İBB Başkanı olarak Mehmet Murat Çalık”ın geçmesini istiyordu. Bunun için benim yapmış olduğum Topkapı Projesi”nde, 5″inci katta Çalık”ın kullanması amacıyla 5 tane daireyi birleştirerek, merkezi lokasyonda ofis yapmak için satın aldılar. Bu yerin projesini akrabası olan Mete E. çizmişti. Buranın parasını, Çalık”ın Balıkesir Güre”de Fatih Keleş ve İmamoğlu ile ortak olduğu arsadaki payını İmamoğlu”na devrettikten sonra İmamoğlu gönderecekti. Buna ilişkin 2024 yılı sonunda Beylikdüzü”nde toplantı yaptık. Toplantıda Veysel Erçevik (şüpheli) Çalık”ı temsilen, Tuncay Yılmaz (şüpheli) ise İmamoğlu”nu temsilen bulunmaktaydı. Devir işlemleri operasyon yapılması nedeniyle gerçekleşmemiştir. Tarafıma da herhangi bir ödeme yapılmamıştır.”- “FATİH KELEŞ”İN DE KULLANILDIĞINA ŞAHİT OLDUM”Soytekin, soruşturmanın basına yansıyan kısmından anladığı kadarıyla etkin pişmanlıktan faydalanan birçok kişinin tüm sorumluğu Fatih Keleş”e ve kendisine yıkmaya çalıştığını gördüğünü belirterek, “Ancak benim bu şahıslarla bir arada bulunduğum süreç içerisinde Fatih Keleş”in de kullanıldığına şahit oldum. Ben doğru işler yapıldı demiyorum ancak birilerinin ön plana çıkartılarak üzerlerine suç yıkılması, gerçek suçlularının da kurtarılmaya çalışmasının yanlış olduğunu düşünüyorum. Fatih Keleş bahsedilen konuların hiçbirini kendi iradesiyle yapmamıştır.” dedi.Etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmasının basına yansımasına ilişkin Soytekin, şunları söyledi:”Benim etkin pişmanlıktan faydalandığım basına yansıdıktan sonra kendi vekaletli avukatım beni ziyarete geldiğinde ilk savcılık ifademde bulunan Onur isimli avukat üzerinden bana mesaj getirdiğini, Ekrem İmamoğlu”nun Onur”a “Kızgın değilim kırgınım neden yaptın izahat bekliyorum” şeklinde notunu iletti. Yine avukat Onur Büyükhatipoğlu (şüpheli) ayın 17″sinde verdiğim ifadeden sonra bana gelerek Murat Gülibrahimoğlu”nun (şüpheli) avukat gönderip göndermediğini sordu. Kimsenin gelmediğini söyledim. Bunun üzerine Gülibrahimoğlu adına bazı avukatların bazı şüpheli tutukluları ziyaret ettiğini, “Konuşmayın dik durun. Çok daha güçlü bir şekilde döneceğiz. Her türlü hazırlıklarımız tamam” şeklinde mesajlar ilettiklerini söyledi. “Sana da gelirlerse bana bilgi ver” dedi.”- “TUNCAY YILMAZ İLE YAPMIŞ OLDUĞUMUZ PROTOKOLLE BURASI İÇİN TOPLAM 5,5 MİLYON DOLARA ANLAŞTIK”Soytekin, Asoy Plaza”nın inşaatını kat karşılığı olarak sözleşme imzalayarak yaptığını ifade ederek, şunları anlattı:”İnşaat yapım aşamasında binanın 9″uncu katı İmamoğlu”na ait SSB Gayrimenkul”e kat irtifakı öncesi arsa pay satışıyla yapılmıştır. Bu satışa istinaden şirketin hesabına resmi gösterilen para yatırıldı. Bu paraya istinaden arsa payı satışı gerçekleşti. Bu arsa payına karşılık 14 tane ofis 9″uncu katta şerefesi en yüksek olan tam kat yere tekabül etmektedir. Biz bunun karşılığında Tuncay Yılmaz ile yapmış olduğumuz protokol ile burası için toplam 5,5 milyon dolara anlaştık. Bu anlaşma karşılığında farklı zamanlarda sistemden getirilen paralarla 5 milyon dolar tarafımıza ödenmiştir.” dedi.Şüpheli Mehmet Pehlivan”ın şubat ve mart ayında Topkapı”daki ofise gelerek kendisine, “Saçma sapan iş yapmışlar. Ali Nuhoğlu”nun oradan geliyorum. Oradaki fatura işlerini düzelttik. Şimdi senin şirketle olan fatura sıkıntılarını düzeltmemiz lazım.” dediğini söyleyen Soytekin, “Kendisini muhasebe birimine yönlendirdim. Pehlivan”ın istediği şekilde inşaat maliyeti üzerinden bir fatura düzenlendi. Bu faturanın giriş, çıkışı yapılacaktı ancak bu işlem yapılamadı. Operasyon gerçekleşti, şuan şirketimizin carisine bakıldığında böyle bir alacak bulunmaktadır.” ifadelerini kullandı.- “CEZAEVİNE DAHA ÖNCE HİÇ KARŞILAŞMADIĞIM 2 AVUKAT GELDİ”Soytekin, tutuklu bulunduğu ceza infaz kurumuna, kendisinin talebi olmamasına karşın daha önce hiç karşılaşmadığı 2 avukatın geldiğini kaydederek, “Bu avukatlardan birisi erkek, birisi kadındı. Erkek olan avukat bana, “Beni devlet gönderdi, itirafı olacakmışsın sakın yapma. Devlet sizin burada olmanızı zaten istemiyor. Bu operasyonların hiçbirini devlet yapmıyor. Dik durun devlet yanınızda olacak” dedi. Ben de kendisine, “Devlet bizim burada olmamızı istemiyorsa bizi niye buraya aldı” diyerek görüşmeyi sonlandırdım.” beyanında bulundu.Adem Soytekin, görüşmeye gelen kadın avukatın ise kendisinden 80 milyonluk senet istediğini öne sürdü.İmamoğlu”na metro ihalesinden yüzde 7 pay300 daire 3 kişiyeCHP”de “İmamoğlu” depremi
Source: Www.star.com.tr
CHP”de Muhittin Böcek krizi! “Başımızı çok ağrıtacak”
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek”in diğer belediye başkanlarıyla birlikte gözaltına alınmasının ardından CHP Genel Başkanı Özgür Özel”in kurmaylarıyla yaptığı toplantıda bir genel başkan yardımcısının “Antalya başımızı çok ağrıtacak” dediği ortaya çıktı.Böcek”in ikinci kez belediye başkanı seçilmesinden sonra yaptığı siyasi atamalar parti içinde tepki çekiyordu. CHP, Mart 2024 Yerel Seçimlerinin ardından Antalya”da il meclisinde de çoğunluğu elde etti. Antalya İl Meclisi”nde kendisini destekleyen isimleri örgütten ve Genel Merkez”den gelen tüm itirazlara rağmen Antalya Büyükşehir Belediyesi”ne bağlı iştiraklere yönetim kurulu başkanı, yönetim kurulu üyesi ve genel müdür görevlerine atayan Böcek”in bu tavrı özellikle Antalya milletvekillerinin tepkisini çekmişti.GÖZALTINDAN SONRA OLDUMilletvekillerinin, operasyonlardan önce CHP Genel Merkezi”ne Böcek hakkındaki şikayetlerini ilettiği Ankara kulislerinde bir süredir konuşuluyordu. Yeni Şafak”ın haberine göre, Bu şikayetlerin operasyon sonrasında yeniden gündeme getirildiğini kaydeden ve Özel”e yakınlığıyla tanınan bir CHP milletvekili, “Muhittin Bey”e dair şikayetler aslında yeni bir şey değildi. Yeni olan bu şikâyetlere dair yansımaların gözaltılardan sonra gelmesi oldu. Genel Merkez”de bir dizi toplantı yapıldı. Bu toplantılardan birinde Genel Başkanımıza, bir genel başkan yardımcımız “Antalya başımızı çok ağrıtacak” dedi. Bu ilk kez milletvekillerinin katıldığı bir toplantıda yaşandığı için şaşırtıcı geldi bize” ifadelerini kullandı.BÖCEK”E TASFİYECHP Genel Merkezi Adana, Antalya ve Adıyaman belediyelerine yönelik operasyondan sonra 11 Temmuz”da aldığı bir kararla belediye meclis üyelerinin belediye şirketlerindeki görevlerden ayrılmasını talep etti. Karar, Antalya”daki CHP il örgütünde “Muhittin Böcek”i tasfiye operasyonu” olarak değerlendirilirken, Ankara”da “geç kalınmış bir adım” olarak yorumlandı. Böcek, yerel seçimlerden sonra belediyenin inşaat şirketi ANTEPE”nin yönetim kurulu üyeliklerine Antalya Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi Hüseyin Yaman, CHP Konyaaltı Belediye Meclis Üyesi Bora Fidangül”ü getirmişti. İki atama da Antalya İl Örgütü tarafından büyük eleştiri aldı. Öte yandan belediyenin kombine entegre et tesisi olan ANET Genel Müdürlüğüne Kepez Belediye Meclisi Üyesi Rüştü Peker”in getirilmesi de partililerin tepkisini çekmişti. Peker”in “CHP bana söz verdi. Ben çok oy getirdim. O yüzden genel müdür benim” diyerek genel müdür yardımcısı ve üst kademe yöneticileri belirlemek için resmi atamayı beklemeden çalışmalara başlaması CHP tabanında rahatsızlığa neden olmuştu. Belediyenin ulaşım iştiraki EKDAĞ”ın genel müdürlüğüne de Konyaaltı Belediye Meclisi üyesi Ahmet Aydın getirilmesi Ankara milletvekilleri arasında hoşnutsuzluk çıkarttı.Görevden uzaklaştırıldıOğul Böcek rüşveti böyle topladıBöcek”in ifadesi ortaya çıktı! Milyonluk rüşveti “haberim yok” diye geçiştirdi
Source: Www.star.com.tr
İmamoğlu’nun en yakınları tek tek dökülüyor
2019-2024 döneminde İBB İştiraklerinden Sorumlu Resmi Başkan Danışmanı, 2024 Yerel Seçimleri sonrasında da CHP’den Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi seçilen ve Ekrem İmamoğlu tarafından İştirakler Komisyonu Başkanı yapılan Ertan Yıldız’dan sonra kendisine en yakın isimlerden biri olan eski sıvacısı Adem Soytekin de konuştu.
Adem Soytekin’in İmamoğlu ile tanışıklığı, Ekrem İmamoğlu”nun yüzde 60 ortağı olduğu aile şirketi olan İmamoğlu İnşaat”ta sıvacı olarak çalışmaya başladığı döneme dayanıyor.
Bu ilişki, İmamoğlu”nun Beylikdüzü Belediye Başkanı seçilmesiyle “iş fırsatlarına” dönüşmüş; Soytekin, kısa sürede kendi inşaat firmalarını kurarak İBB projelerinde birçok büyük bütçeli ihale aldı.
Yani Ekrem İmamoğlu, sıvacısına Beylikdüzü Belediye Başkanı olduktan sonra “yürü” dedi.
İBB Başkanı olduktan sonra da Soytekin koşmaya başladı.
Ancak bu koşu esnasında yapılan yolsuzluk soruşturması yolsuzluk iddialarının odağındaki isimlerin ayaklarına dolandı.
Adem Soytekin’in İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na etkin pişmanlıktan yararlanmak için verdiği 15 sayfalık ifade metninin tamamına ulaştım.
İçerisinde son derece vahim iddialar var.
Hayret etmek gerekir ancak önceki itirafçıların söylediklerini duyduktan sonra bu duyguyu da rafa kaldırmış durumdayız.
Öncelikle yine bir hatırlatma; etkin pişmanlıktan yararlanmak için sadece ifade vermeniz yeterli değildir.
Söylediklerinizin tespit edilmesi yani delillendirilmesi de gerekir.
Tespitler söylediklerinizle uyumlu ise; etkin pişmanlıktan yararlandırılırsınız.
Ayrıca belirtmem gereken bir diğer husus da, soruşturma sürecinde etkin pişmanlıktan yararlananların cezaları 2/3 oranında düşürülür lakin suç işlediğinizi alenen kabul etmiş ve kendi ellerinizle delilleri sunmuş olursunuz.
Yani cezadan kaçamazsınız…
Şimdi gelelim ifadeye…
Medyaya yansıyan bölümleri zaten okumuşsunuzdur.
Ben biraz daha detay bilgileri ve insan canının ‘para için’ nasıl hiçe sayıldığını Adem Soytekin’in iddiaları doğrultusunda paylaşmak istiyorum.
“ADEM DİK DUR BİZİ SATMA”
Adem Soytekin konuşmasın diye Ekrem İmamoğlu avukatlar üzerinden kendisine el yazısıyla ‘pusulalar’ yollamış ve “Adem dik dur, bizi satma” demiş.
İfade metninden aynen aktarıyorum:
“Tutuklanmamın üzerinden yaklaşık 3 ay sonra ifade vermemin sebebi ise olayların bir bütünün anlamak maksadıyla geçen süredir. Bu sürede cezaevinde avukatlar aracılığıyla şahsıma ciddi baskılar, milletvekili teklifi yapılarak susturulmaya çalışıldım. El yazısıyla Ekrem İmamoğlu”na ait notlar tarafıma okutturularak susturulmaya çalışıldım. Hatırladığım notlardan birisi “Adem dik dur bizi satma” içerikli nottur. Ben şu an ifademde kimseyi sattığımı düşünmüyorum.”
METRO İHALESİNDEN YÜZDE 7 KOMİSYON İMAMOĞLU’NA
Adem Soytekin İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin yapmış olduğu Güneşli ile Bağcılar arasındaki hattın ihalesine girmek istemiş.
Bu isteğini de Ekrem İmamoğlu’nun para kasalarından biri olduğu ifade edilen Fatih Keleş ile paylaşmış.
Fatih Keleş de kendisini CHP’nin senelerdir ‘beşli çete’ diyerek eleştirdiği ancak şirket kurucusunun eski bir CHP milletvekili olduğu Yapı Merkezi isimli şirkete yönlendirmiş.
Soytekin ifadesinde;
“İstanbul Büyükşehir Belediyesi”nin yapmış olduğu Güneşli-Bağcılar hattında yapılan metro yapım ihalesi işine girmek için niyetim olduğunu Fatih Keleş ile paylaştım. Kendisi bu işi Yapı Merkezi”nin alacağını söyleyerek beni bu şahıslara yönlendirdi. Ben Yapı Merkezi”nin Boğaziçi’nde bulunan ofisine gittim ve orada şu an ismini hatırlamadığım gözlüklü, 50″nin üstü yaşlarında bir yönetim kurulu üyesiyle görüştüm. Bu görüşme esnasında kendisi bana üç ortak olduklarını, işin boyutunun Fatih Keleş ile Ekrem İmamoğlu”nun ortaklık payı olarak yüzde 7″ye anlaştıklarını, Avrasya Tüneli”nden sonra ilk defa İstanbul”da bir işe girdiklerini bana anlattı. Ben söz konusu yapılacak işin miktarını orada öğrendim ve yeterli iş bitirmem olmadığını anladım. Kendilerine yeterli iş bitirmem olmadığını ve ortak olamayacağımı söyledim. Bunun üzerine bana yaklaşık 3 milyar TL”lik betonarme niteliğindeki alt yüklenicilik işleri vereceklerini söylediler. Bana şirketimin gücü ile ilgili çalışma yapmamı söylediler. Sonrasında ben buradan ayrıldım. Bu görüşmeden yaklaşık bir hafta sonra tekrar bu şirket merkezine gittim. Elimde makine, ekipman gibi tüm çalışmalarımı hazırlayarak burada bulundum. Hafriyat işi için bir firmayla ön görüşmede yaptım. Kendilerine şirketimle ilgili gerekli sunumu gerçekleştirdim. Benden teminat mektubu hazırlamamı istediler. Bunun dışında çok fazla bir konuşmamız olmadı. İhale tarihi çok yakın olduğu için buna çalışılıyordu. İhale yapıldıktan 3 gün sonra ben Fatih Keleş”in yanına gittim ve ihalenin ne olduğunu sordum. Kendisi bana ihalenin patladığını, bir şahsın noterden ihale tarihinden bir gün önce ihaleyi kimin hangi fiyata alacağı gibi detayları tutanak altına aldırdığını ve bunu basına sızdırdığını, ihalenin iptal edileceğini söyledi.” şeklinde Ekrem İmamoğlu’nun metro ihalesinden komisyon aldığını iddia etmiş.
Bir kez daha altını çiziyorum iddia sahibi Ekrem İmamoğlu ile yıllardır beraber iş yapan ve kendisine en yakın olan isimlerden Adem Soytekin.
ARITMA MERKEZİNDEN DE YÜZDE 10 KOMİSYON
Adem Soytekin, Ambarlı Arıtma Merkezi’nin ihalesine de girmek istemiş.
Bu nedenle de (soruşturmada tutuklandıktan sonra etkin pişmanlıktan yararlanarak itirafçı olan) Ali Nuhoğlu ile bir araya gelmiş.
Orada da Nuhoğlu’nun ihale bütçesinden Ekrem İmamoğlu’na yüzde 10 komisyon vereceklerini ve bu işin yapımından çok fazla kazanç sağlayamadığını aktarıyor.
Yine noktasına dokunmadan Adem Soytekin’in ifade metninden aynen paylaşıyorum:
“Ali Nuhoğlu ve Özden Kuzu ile Ali Nuhoğlu”nun Aqua Florya”daki otelinde biraz önce belirtmiş olduğum metro ihalesinin sonrasında yakın bir zaman içerisinde buluştuk. Ambarlı Arıtma Merkezi işine ortak olmak istedim ancak iş bitirmemden dolayı ortak olamadım. Yine bu işin alt yükleniciliğini ben yapacaktım. Kendileri ihaleye girerek işin ön yeterliliğini aldılar, çalışmaları halen devam ediyor. Arıtma işlerinde önce ihaleye giriyorsunuz, ön yeterlilik aldıktan sonra bir proje hazırlıyorsunuz ve bir yıl sonra işe başlıyorsunuz. Ali Nuhoğlu ve Özden Kuzu bu işi konuştuğumuz gün masada konuşma esnasında ben kendilerine bu işten anlamadığımı, beni batırmayın bu işin sonunda şeklinde bir söylemde bulundum. Bunun üzerine Ali Nuhoğlu bana bu işten yüzde 10 Ekrem İmamoğlu”na vereceğiz, bizde zaten çok para kazanmıyoruz diye cevap verdi.”
KOLONU KESİLMİŞ BİNAYA RUHSAT VERİLDİ
İfade metnini okurken en çok kanımı donduran kısmı ‘para için’ insan canının tehlikeye atılma ihtimali kısmı oldu.
Soytekin, Gül İnşaat tarafından Beykent’te 14 bin 500 metrekare alan üzerinde inşa edilen Kubist Park Residence projesindeki yüksek binada beton kalitelerinin projeye uygun olmadığını ve binanın arka girişinden kolon kaldırılarak girişin genişletildiği ve sonrasında güçlendirme yapılacak alana güçlendirme yapılmadığını söylüyor.
Bu kadar hayati kusurlara rağmen de ‘ruhsat’ işini Fatih Keleş’in desteği ile hallettiğini iddia ediyor.
İddia doğrultusunda; para için orada yaşayan insanların beklenen İstanbul depreminde hayatını kaybetme ihtimali, gerçekten rüşvet suçu ile beraber aynı zamanda cinayete de teşebbüs değil mi?
Adem Soytekin’in bu konudaki ifadelerini aynen paylaşıyorum:
“Metin Gül ile benim eski zamanlardan beri tanışıklığım vardır. Kale Kent isimli projenin bir etabının kaba inşaatını ben yaptım. Metin Gül bu projeden dolayı o dönem mahkemelikti. Kendisi bana Ekrem İmamoğlu ile görüştüğünü, kendisini Fatih Keleş”e yönlendirdiğini, Fatih Keleş”i tanıyıp tanımadığımı sordu. Bende tanıdığımı söyledim ve Fatih Keleş’i aradım, kendisi birkaç saat sonra Kale Kent”in satış ofisine geldi. Metin Gül ve Fatih Keleş ayrı bir odaya geçerek özel bir görüşme yaptılar.
Bu görüşmeden sonrasında ben Fatih Keleş’i uğurlarken bana “Bu adamın derdi çok, benim çözebileceğimden fazla derdi var” dedi ve ayrıldı. Sonrasında bu büyük dertlerin tamamının çözüldüğünü öğrendim. Metin Gül”ün büyük dertleri Kubist, Kale Kent ve Bey City projelerindeki usulsüzlüklerin hukuka uygun hale getirilmesiymiş. Bu projelerden Kubist projesinin yüksek bloğun özellikle kayıtlara geçmesini isterim ki bu binanın statik sisteminde güçlendirme gerekliliği vardı, beton kaliteleri projeye uygun değildi ve binanın arka girişinden kolon kaldırılarak girişin genişletildiği ve sonrasında güçlendirme yapılacak alana güçlendirme yapılmadığını bilmekteyim. Bu nedenle mesleki sorumluluğum gereği bu binanın olası bir İstanbul depreminde yerle bir olacağını, bu beyanımın ihbar kabul edilerek detaylı incelemelerin yapılarak söz konusu tespitlerin yapılması ve insanların hayatlarına mal olmaması gerekliliğini bildirmek isterim. Ben tutuklu bulunduğum süre içerisinde meydana gelen depremde de bu projede büyük çatlaklar oluştuğunu duydum.”
23 Nisan’da İstanbul’da yaşanan depremde binada çatlaklar oluştuğu belirtiliyor.
Nasıl bir organizasyon ile karşı kaşıya olduğumuzu görüyor musunuz?
İddianame yazıldıktan sonra ve gerçekler ortaya çıkınca kim bilir daha neler duyacağız?
Ferhat Murat / Haber7
Source: Ferhat Murat
Zorlu Enerji”den İsrail açıklaması: Dorad Energy’den çıkış planı kapsamında payların bir kısmı satıldı!
Zorlu Enerji Elektrik Üretim A.Ş. (ZOREN) İsrail”deki enerji şirketi Dorad Energy Ltd.’de sahip olduğu yüzde 25 oranındaki hisselerin tamamının satış sürecine ilişkin önemli bir gelişmeyi duyurdu.Kamuyu Aydınlatma Platformu”na (KAP) yapılan açıklamaya göre şirket, Dorad”daki yüzde 10″luk paya tekabül eden ve ön alım hakkına tabi olmayan 1.064 adet hissesini Phoenix Grubu’na sattı.Satış, 282,9 milyon Yeni İsrail Şekeli (NIS) bedelle tamamlandı. Satışın nihai tutarı, vergisel düzenlemeler sonrası kesinleşecek.Yüzde 15″in satış süreci devam ediyorAçıklamaya göre, geriye kalan yüzde 15″lik paya karşılık gelen 1.596 adet hisse ise, Dorad’ın mevcut ortakları Ellomay Luzon Energy Infrastructures Ltd. ve Edelcom Ltd. tarafından ön alım hakkı kullanılarak eşit şekilde satın alınacak. Bu sürece ilişkin resmi izin ve onaylar ise halen devam ediyor.Şirketin KAP açıklamasıŞirketten KAP”a yapılan açıklamanın tamamı şöyle:”Şirketimizin Dorad Energy Ltd. (“Dorad”)”de sahip olduğu ve Dorad sermayesinin %25″ine karşılık gelen paylarının tümünün satışına ilişkin 06.03.2025 ve 17.04.2025 tarihli özel durum açıklamalarımız kapsamında; Ön alım hakkına tabi olmayan, her biri 1 Yeni İsrail Şekeli (“NIS”) nominal değerli toplam 1.064 adet hisseye tekabül eden %10 oranındaki payımızın Phoenix Grubu”na satışı, imzalanan hisse alım sözleşmesi uyarınca 282.941.776 NIS bedel üzerinden tamamlanmış olup işleme ilişkin nihai satış bedeli, vergiye ilişkin uyarlamaların ardından kesinleşecektir.Ön alım hakkına tabi olan 1 NIS nominal değerli toplam 1.596 adet hisseye tekabül eden son %15″lik payımıza ilişkin olarak, Dorad”ın mevcut ortakları Ellomay Luzon Energy Infrastructures Ltd. (“Ellomay Luzon”) ve Edelcom Ltd. (“Edelcom”) ön alım haklarını kullanmışlardır. Bu kapsamda, 1.596 adet hissenin, aynı pay değeri üzerinden Ellomay Luzon ve Edelcom tarafından eşit şekilde satın alınmasına ilişkin izin ve onay süreçleri halen devam etmektedir.Gelişmeler tam ve zamanında kamuya açıklanacaktır.”
Source: Dünya Gazetesi
Fenerbahçe”nin eski teknik direktörü Ronaldo”nun yeni hocası oldu
Stefano Pioli ile yollarını ayıran Suudi Arabistan ekibi Al Nassr, bir dönem Fenerbahçe”yi de çalıştıran Jorge Jesus”u teknik direktörlük görevine getirdi.Kulüpten yapılan açıklamada 70 yaşındaki tecrübeli teknik adamla 1 yıllık sözleşme imzalandığı ifade edildi.Jorge Jesus yönetimindeki Al-Hilal; Suudi Arabistan Pro Lig, Suudi Arabistan Süper Kupası ve Suudi Arabistan Kupası zaferleri yaşarken, geçtiğimiz sezonu ise 75 puanla Al Ittihad”ın gerisinde ikinci sırada bitirmişti.
Source: Ramazan Dengiz
HAKMAR'ın kaç şubesi var?
MİT”ten FETÖ”nün finans ayağına ağır darbe. 9 ilde düzenlenen eş zamanlı operasyonla aralarında HAKMAR ve TATBAK”ın patronu Zeki Doruk”un da bulunduğu 26 kişi gözaltına alındı. İstanbul başta olmak üzere birçok ilde faaliyet gösteren HAKMAR”ın kaç şubesinin olduğu merak ediliyor. Peki, HAKMAR kaç şubeye ulaştı ve hangi illerde yoğun olarak hizmet veriyor? HAKMAR”ın kaç şubesi var? İşte detaylar… HAKMAR”IN KAÇ ŞUBESİ VAR? 2025 yılı itibarıyla HAKMAR”ın yaklaşık 800 şubesi bulunmaktadır. Bu sayı, firmanın son yıllarda gösterdiği istikrarlı büyümeyi gözler önüne seriyor. İlk olarak İstanbul”da faaliyetlerine başlayan HAKMAR, zamanla Marmara bölgesi başta olmak üzere Türkiye”nin farklı illerine yayılmıştır. HAKMAR VE TATBAK”IN SAHİBİ DAHİL 26 KİŞİ GÖZALTINA ALINDI Düzenlenen operasyonda örgütün finansörlüğünü yapan, İstanbul merkezli yaklaşık 800 şubesi olan HAKMAR ve TATBAK zincir marketlerin sahibi Zeki Dorukile örgütün finans faaliyetinin dağıtımını gerçekleştiren (örgüt kuryesi) polis memurluğundan ihraç edilen C.G. ve maddi yardım alan 24 kişi (toplam 26 kişi) şafak operasyonu ile gözaltına alındı. “BENİ GÜLEN YÜKSELTTİ” “Fetullah Gülen sayesinde yükseldim, servetim de gitse feda olsun” diyen HAKMAR ve TATBAK zincir marketlerin sahibi Zeki Doruk”un evinde yapılan aramada örgüt ile bağlantılı materyaller ele geçirildi. Zeki Doruk”un FETÖ”nün yurtdışı yapılanmasından aldığı talimatlar doğrultusunda Türkiye”deki örgüt mensuplarına düzenli olarak para transferi gerçekleştirdiği tespit edildi. Kaynak olarak da HAKMAR Şirketler Grubu”nun kullanıldığı belirlendi. Hakkında çok sayıda ihbar bulunan Zeki Doruk”un, “kurban bağışı, hac parası ve Zaman gazetesine üyelik” gerekçeleri ile FETÖ”ye yardım topladığı ortaya çıktı. Ayrıca, Zeki Doruk”un özellikle FETÖ üyeliğinden kaydı olan ve örgüte sempati beslemeye devam eden isimleri HAKMAR Marketler Zinciri bünyesinde çalıştırdığı tespit edildi. FETÖ”CÜLERİ İSTİHDAM EDİLİYORDU İstanbul, Ankara, Sakarya, Osmaniye, Bayburt, Giresun, Malatya, Yalova ve Bolu”da eş zamanlı operasyon düzenlendi. FETÖ”yle bağlantılı 26 kişi gözaltına alındı. HAKMAR”ın İstanbul Sancaktepe”de bulunan genel müdürlük binasında örgütsel teamüle uygun şekilde iç içe geçmiş çok sayıda şifreli kapı bulunduğu, güvenliğin üst düzey olduğu, mezkûr mekânlarda örgütsel toplantılar yapıldığı tespit edildi. FETÖ”cü Zeki Doruk”un örgütsel para transferinde kendisine bağlı HAKMAR ve TATBAK şirketlerini kullandığı belirlendi.
Source: Beyza Nur Ergin
Zeki Doruk kimdir? HAKMAR ve TATBAK'ın sahibi Zeki Doruk kaç yaşında, nereli?
İstanbul merkezli yaklaşık 800 şubesi olan HAKMAR ve TATBAK zincir marketlerin sahibi Zeki Doruk ile örgütün finans faaliyetinin dağıtımını gerçekleştiren (örgüt kuryesi) polis memurluğundan ihraç edilen C.G. ve maddi yardım alan 24 kişi (toplam 26 kişi) şafak operasyonu ile gözaltına alındı. Peki, Zeki Doruk kimdir? HAKMAR ve TATBAK”ın sahibi Zeki Doruk kaç yaşında, nereli? İşte detaylar… ZEKİ DORUK KİMDİR? Zeki Doruk, 1997 yılında perakende sektörüne adım atarak İstanbul Pendik”te ilk HAKMAR mağazasını açmıştır. Zeki Doruk”un yalnızca HAKMAR değil, aynı zamanda TATBAK Gıda”nın da yönetiminde yer aldığı bilinmektedir. “GÜLEN SAYESİNDE YÜKSELDİM, SERVETİM DE GİTSE FEDA OLSUN” DEMİŞ “Fetullah Gülen sayesinde yükseldim, servetim de gitse feda olsun” diyen HAKMAR ve TATBAK zincir marketlerin sahibi Zeki Doruk”un evinde yapılan aramada örgüt ile bağlantılı materyaller ele geçirildi. ÖRGÜT MENSUPLARINA PARA TRANSFERİ YAPTIĞI TESPİT EDİLDİ Doruk”un FETÖ”nün yurtdışı yapılanmasından aldığı talimatlar doğrultusunda Türkiye”deki örgüt mensuplarına düzenli olarak para transferi gerçekleştirdiği tespit edildi. Kaynak olarak da HAKMAR Şirketler Grubu”nun kullanıldığı belirlendi.
Source: Beyza Nur Ergin