Güncel Sektör Haberleri – 22 Aralık 2024

Türkiye’nin enerjisi Suriye’yi aydınlatacak

Suriye”de 61 yıllık Bass rejiminin devrilmesinin ardından ülkeyi yeniden ayağa kaldırmak ve yaşanabilir kılmak için Türkiye kritik bir rol üstlenecek. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, bu kapsamda ülkenin mevcut durumdaki en büyük ihtiyacı olan enerji sorununun çözümü noktasında hazırlıklarına başladı. Türkiye-Suriye arasında mevcut Birecik-Halep Enterkonneksiyon elektrik hattı bulunuyor. Suriye”ye azami 300 megavata kadar elektrik sağlayabilecek hattın onarımı için kollar sıvandı. Hattın tam kapasite çalışması ve elektrik ihracına başlanması halinde Suriye”de 150 bine yakın hanenin elektrik ihtiyacı Türkiye tarafından karşılanacak. Suriye”de Bass rejiminin sona ermesinin ardından ülkenin ayağa kaldırılması ve farklı ülkelerde yaşayan Suriyelilerin evlerine dönüşünü hızlandırmak için kesintisiz enerji ve arz güvenliği kritik rol oynuyor. İDLİB VE AFRİN”E ELEKTRİK Bu kapsamda Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı da Suriye”nin enerji ihtiyacının karşılanması ve hayatın en kısa sürede normale dönüşü için bölgedeki 400 Kv (Şanlıurfa) Birecik-Halep Enterkonneksiyon elektrik hattının kapasite kullanımını artırmak için harekete geçti. Türkiye halihazırda İdlib ve Afrin”e elektrik ihraç ederken, elektrik ihtiyacının daha fazla karşılanabilmesi için hasar gören noktalardaki hatlar yeniden onarılacak. Türkiye Elektrik İletim A.Ş. (TEİAŞ) verilerine göre, mevcutta 43 kilometre uzunluğa sahip Reyhanlı-Afrin elektrik hattında 40 megavat, 6.15 kilometre uzunluğundaki Reyhanlı-Harem elektrik hattında 100 megavat, 10.8 kilometre uzunluğundaki Elbeyli-Çobanbey hattında ise 45 megavat olmak üzere 185 megavatlık emre amade ihraç kapasitesi bulunuyor. Enterkonnekte elektrik hatlarının Türkiye tarafında hatların bakımı muntazam şekilde sürekli olarak yapılıyor. Hatların Suriye tarafında bakım ve onarım çalışmalarının koordineli şekilde yürütülmesi için de görüşmelerin yapıldığı belirtildi. Suriye”nin istikrara kavuşması ile birlikte bu ülkeye yapılan elektrik ihracatının kademeli olarak artırılmasının planlandığı öğrenildi. Birecik-Halep Enterkonneksiyon elektrik hattının tam kapasite olan 300 megavata ulaşması ile birlikte bölgede yaklaşık 150 bin haneye yetecek kadar elektrik verilebilecek. KATAR-TÜRKİYE DOĞALGAZ BORU HATTI PROJESİ Öte yandan 2009 yılında gündeme gelen ancak daha sonra Suriye”nin hattın kendi topraklarından geçmesine izin vermemesi üzerine rafa kaldırılan Katar- Türkiye Doğalgaz Boru Hattı projesi yeniden masaya gelecek. Daha önce bin 500 kilometre olarak planlanan hat Katar- Suudi Arabistan-Ürdün, Suriye ve ardından Gaziantep”ten Türkiye”ye giriş yaparak Bulgaristan”dan Avrupa”ya çıkacak. Kapasitesinin en az 30 milyar metreküp olması planlanan doğalgaz boru hattı eğer hayata geçerse Türkiye”nin bölgedeki enerji üssü olma hedefinde kritik eşik de aşılmış olacak. Katar, 25 trilyon metreküple dünyanın en büyük üçüncü doğalgaz rezervlerine sahip ülkesi. BAYRAKTAR: ELEKTRİK ÇOK BÜYÜK BİR İHTİYAÇ Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Suriye”nin enerji ihtiyacı ve yapılabileceklere ilişkin geçtiğimiz günlerde yaptığı değerlendirmede, halihazırda Türkiye tarafından İdlib ve Afrin”e elektrik verildiğini anlatarak, “Elektrik çok büyük bir ihtiyaç. Altyapı her şey ne ararsan o yok. Dolayısıyla bu ihtiyaçların karşılanması için acaba enerjiyi bir araç haline dönüştürüp bunları nasıl yaparız ona bakmamız lazım. Hazırlıklarımız var” demişti. Bayraktar, Suriye”deki bu yeni durumdan sonra Katar-Türkiye Doğalgaz Boru Hattı projesinin yeniden gündeme gelip gelmeyeceğine ilişkin ise, “Bütünlüğünü sağlamış, istikrarına kavuşmuş bir Suriye için niye olmasın. Olursa o hattın güvenli olması lazım. Dolayısıyla inşallah öyle olur, temennimiz o. Öyle olursa üretecek çok proje var” değerlendirmesinde bulunmuştu.

Source: Bariş Şi̇mşek


Enerjide acele kamulaştırma kararları

Konuya ilişkin Cumhurbaşkanı kararları, Resmi Gazete”de yayımlandı.Buna göre, Antalya”da Antalya DGES elektrik üretim tesisinin, Diyarbakır”da Cemre Depolamalı GES (Saves Depolamalı Diyarbakır GES) elektrik üretim tesisinin ve Kırşehir”de Mucur EDT GES elektrik üretim tesisinin yapımı amacıyla bilgileri ilgili kararlarda yer alan taşınmazlar, tapuda Hazine adına tescil edilmek üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından acele kamulaştırılacak.Türkiye Elektrik İletim AŞ (TEİAŞ) Genel Müdürlüğüne ait “154 kV (Osmanca-Karasu) Brş.N-Melen Enerji İletim Hattı”nın 21-27 numaralı direkleri arasının deplase edilmesi amacıyla proje güzergahına isabet eden taşınmazlar ile Yozgat”ta bağlantı anlaşması uyarınca tesis edilecek “154 kV R3-Yozgat-1 RES TM-Çekerek Havza TM Enerji İletim Hattı Projesi” kapsamında ilgili kararda bilgileri yer alan taşınmazlar, direk yerleri mülkiyet şeklinde, iletken salınım gabarisi ise irtifak hakkı kurulmak suretiyle TEİAŞ Genel Müdürlüğü tarafından acele kamulaştırılacak.

Source: Www.star.com.tr


Otomotiv pazarı, ekonominin pozitif seyretmesiyle 2025″in ikinci yarısında daha da büyüyebilir

Otomotiv sektörünün önde gelen markalarının üst yöneticileri, 2024″e ilişkin değerlendirmelerini ve 2025 öngörülerini AA muhabiri ile paylaştı.

Noyan, 2024″ün sektör açısından önceki yılın rekor satışlarının ardından bir dengelenme süreci olarak kayıtlara geçtiğini söyledi.

Yılın ilk aylarında, markaların düzenlediği kampanyalar ve ÖTV muafiyetli satışların pazarın yukarı yönlü bir ivme kazanmasına önemli katkı sağladığını anlatan Noyan, “Bunun yanı sıra 2023″ten sarkan talepler ve GSR II regülasyonları çerçevesinde yapılan kampanyalar da bu ivmeyi destekleyen unsur oldu. Ancak finansmana erişimde yaşanan zorluklar ve Çin markalarına getirilen ek gümrük vergisi kararları özellikle bizim gibi Çin merkezli markalar açısından araç satış adetlerini doğrudan etkiledi. Sonuç olarak 2024″te toplam satışların 2023″e benzer şekilde 1,2 milyon bandında gerçekleşmesini bekliyoruz.” diye konuştu.

Noyan, 2025 beklentilerine de değinerek, gelecek yılı ilk yarı ve ikinci yarı olarak değerlendirmenin daha doğru olacağını dile getirdi.

Yılın ilk yarısında ekonomik gidişatın reel sektörleri olumsuz yönde etkilemesini beklediklerini belirten Noyan, “İkinci yarıda ise faizlerin düşmesi ile pazarda pozitif yönde bir hareketlenme gerçekleşmesini bekliyoruz. Bu çerçevede toplam pazarın 2024″e kıyasla yüzde 10 bandında yukarı veya aşağı yönlü değişkenlik gösterebileceğini öngörüyoruz.” şeklinde konuştu.

Noyan, DFSK Türkiye olarak yeni yılda da yetkili satıcı ve servis ağlarını güçlendirmeye devam edeceklerine işaret etti.

Halihazırda 1 yılda ulaştıkları 20 yetkili satıcı sayılarını, gelecek yıl 35″e çıkarmayı hedeflediklerini vurgulayan Noyan, “Ayrıca pazar dinamiklerini yakından takip ederek 2025 yılında büyüme hedeflerimizi destekleyecek adımlar atmaya hazırlanıyoruz. Özellikle elektrikli ve hibrit araç kategorisindeki modellerimizle sektördeki elektrifikasyon trendine uyum sağlarken, hafif ticari araç segmentinde rekabetçi fiyat ve yüksek verimlilik sunan araçlarımızla pazar payımızı yukarı taşımayı hedefliyoruz.” ifadelerini kullandı.

“Bu yıl sıfır araçlar daha avantajlı hale geldi”

2plan İcra Kurulu Başkanı Orhan Ülgür de bu yılın, ikinci el araç piyasasında fiyatların sınırlı şekilde arttığı, sıfır araçların ise daha avantajlı hale geldiği bir dönem olduğunu dile getirdi.

Geçen yıl ikinci el araç piyasasında oluşan fiyat köpüğünün bu yıl büyük ölçüde eridiğinin altını çizen Ülgür, şöyle devam etti:

“Yıl boyunca ikinci el araç fiyatlarının yüzde 20-22 arasında arttığını görüyoruz ancak bu artış kurdaki dalgalanmaya göre düşük kaldı. Bayiler ve yetkili satıcılar açısından bakacak olursak da hem sıfır hem de ikinci el araçlarda karlılık, 2023″e kıyasla önemli ölçüde düştü. Bu düşüşte, artan kredi maliyetleri ve stokta bekletilen araçların değer kaybı gibi unsurlar karlılığı ciddi şekilde sınırlayan faktörler arasında yer aldı. Diğer yandan, elektrikli araçların ikinci el pazarı ise henüz tam anlamıyla olgunlaşmasa da önümüzdeki yıllarda daha belirgin bir yapıya kavuşacağı sinyallerini verdi.”

Ülgür, yıl sonunda Türkiye ikinci el araç pazarının yaklaşık 9 milyon adete ulaşacağını tahmin ettiklerini bildirerek, ikinci el araç satışlarının önemli bir bölümünün mükerrer (birden fazla aracılık aşamasından geçen) işlemlerden oluşacağını ve gerçek satışların, toplamın yaklaşık yüzde 40-50″sine denk geleceğini düşündüklerini kaydetti.

“İkinci el araç satışlarının, 2024″teki seviyelere benzer bir düzeyde seyretmesini öngörüyoruz”

Ülgür, sıfır araç tarafında 2024″te araç bulunabilirliğinin 2023″e kıyasla daha kolay hale geldiğini anlattı.

Yıl içinde düzenlenen çeşitli kampanyaların sıfır araç fiyatlarını daha cazip bir seviyeye taşıdığını aktaran Ülgür, şu değerlendirmede bulundu:

“Bu durum, ikinci el araçlara olan talebin azalmasına yol açtı. Özellikle 1-2 yaşındaki araçların fiyatlarının sıfır araçlara çok yakın olması, tüketicileri sıfır araç satın almaya yöneltti. Tüm bu gelişmeler ışığında, Türkiye otomotiv pazarının 2024 yılını yaklaşık 1,2 milyon adetlik sıfır araç satışıyla tamamlaması bekleniyor. 2025″e baktığımızda bu yıl olduğu gibi sıfır araç arzında bir sorun yaşanması beklenmiyor. Bu durum, ikinci el araç piyasasını hem fiyatlandırma hem de satış açısından baskı altında tutabilir. Eğer sıfır araç arz tarafında olağanüstü bir durum yaşanmazsa, ikinci el araç satışlarının, 2024″teki seviyelere benzer bir düzeyde seyretmesini öngörüyoruz.”

Ülgür, Türkiye”de sıfır otomotiv pazarının ise 1 milyon adetlik psikolojik sınırı aştığına dikkati çekerek, Avrupa”daki ekonomik durgunluğun, Türkiye”nin bu pazardan daha fazla araç çekmesine olanak sağlayabileceğini söyledi.

Bu gelişmeler ışığında, 2025″te de Türkiye pazarının 1 milyonun altına düşmesini beklemediklerini kaydeden Ülgür, sözlerini şöyle tamamladı:

“Özellikle yılın ikinci yarısında kredi faizlerinde bir düşüş ve ekonomik göstergelerde bir iyileşme gerçekleşirse pazarın daha da büyümesi mümkün olabilir. 2025″te ikinci el elektrikli araç pazarını ele aldığımızda ise sağlıklı bir pazar oluşması için satışların henüz yeterli adetlere ulaşmadığı ve fiyatların tam anlamıyla oturmadığı görülüyor. Ancak 2025 yılı boyunca elektrikli araç pazarının daha fazla stabilite olması ve ikinci el fiyatlarının netleşmesi bekleniyor. Pazarın yeterli hacme ulaşmasıyla birlikte elektrikli araçların ikinci el değerleri konusunda daha fazla güven ve öngörülebilirlik oluşacağını düşünüyoruz.”

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


Ticaret Bakanlığı ekimde 614 firmaya dahilde işleme izin belgesi verdi

Bakanlığın, kasım ayına ilişkin dahilde işleme, yurt içi satış ve teslim, hariçte işleme ve firma talebine istinaden ve resen iptal edilen dahilde işleme izin belgeleri listeleri Resmi Gazete”de yayımlandı.Buna göre, geçen ay 614 firmaya dahilde işleme izin belgesi, 3 hariçte işleme izin belgesi ile 113 yurt içi satış ve teslim belgesi verildi.Firma talebine istinaden 21, resen 13 dahilde işleme izin belgesi de iptal edildi.

Source: Www.star.com.tr


Türk tekstil ve perakende sektörü Suriye”de istihdam ve üretime katkı vermek istiyor

Suriye”nin, Baas rejiminin çökmesinin ardından yeniden yapılandırılması süreci hızla devam ederken, birçok sektör de gelişmeleri yakından takip ediyor.

Bu kapsamda tekstil ve perakende sektörünün temsilcileri, Suriye”nin yeniden yapılandırılmasında Türkiye”nin en çok katkı sağlayacak ülkelerden biri olduğuna vurgu yapıyor. Ülkenin yapılandırılmasında Türkiye”den katkı verilecek alanlar arasında tekstil ve perakende ön sıralarda yerini alıyor.

İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Başkanı Ahmet Öksüz, AA muhabirine, Suriye”de Türkiye için büyük fırsatlar olduğunu bildirdi.

Özellikle iş gücü açısından değerlendirildiğinde Türkiye”de ciddi sayıda Suriyeli nüfus oluştuğunu hatırlatan Öksüz, “Birçok alanda çalışıyorlardı. Şimdi ülkelerine dönmeleriyle birlikte aslında orada birtakım üretim tesisleri kurmak bizim çok menfaatimize olacak.” dedi.

Öksüz, yerinde üretimde fiyatların çok daha uygun olduğunu, Suriye”de özellikle Türkiye”ye yakın bölgelerin, ülke için üretim üssü olabileceğine işaret etti.

Son zamanlarda özellikle sektörün Mısır”da üretime yoğunlaştığını dile getiren Öksüz, “Mısır yerine bunun Suriye”de olması büyük bir avantaj olur. Türkiye”de çünkü şu anda hem iş gücü bulmakta hem de maliyette sorun yaşıyoruz. Özellikle sanayi emek yoğun sektörlerden bahsediyorum. Buralarda bence bunu değerlendirebilirsek büyük fırsatlar olabilir düşüncesindeyim.” diye konuştu.

Bölgede istihdam sağlanabileceğini belirten Öksüz, şunları kaydetti:

“Biz Suriyeliye orada iş imkanı niye vermeyelim? Mısır”a gideceğimize niye Suriye”ye gitmiyoruz? Suriye, Türkiye”ye yakınlığıyla lojistik olarak da çok avantajlı. Suriye tarafında, Türkiye”ye yakın olan bölgede emek yoğun sektörlerde bir üretim başlatabilirsek Türkiye bunu avantaja çevirmiş olur. Önümüzdeki süreçte Türkiye”de iş gücü bulmak daha da zorlaşacak. Maliyetler daha da artacak. Bunu en azından böyle tolere edebiliriz. Bu Suriyelilerin istihdamı açısından hem de Türkiye”nin üretimine katkı açısından çok faydalı olur.”

“Türk perakende sektörü bölgede bayilikleriyle yer alabilir”

Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) Başkanı Sinan Öncel de Suriye”de normalleşme sürecinin uzun sürebileceğini dile getirdi.

Öncel, “Normalleşme süreci gerçekleştiği takdirde mutlaka güney komşumuzla Türkiye”nin güvenliği çerçevesinde işbirliği çalışmaları da yapılacaktır. Şu anda bazı gelişmelerle beraber her şeyin bir oturma süreci var.” değerlendirmesini yaptı.

Normalleşme başladıktan sonra Türk perakende sektörünün de bölgede bayilikleriyle yer alacağını düşündüğünü aktaran Öncel, bunun da zaman alabileceğini kaydetti.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Hazır Giyim ve Konfeksiyon Sektör Meclis Başkanı Şeref Fayat da hazır giyim sektörünün maliyetlerinin artması nedeniyle ihracatta, iç piyasada pahalı duruma geldiğini anlattı.

Sektörde işlerin yoğun olduğu dönemde Suriyelilerin önemli bir istihdam oluşturduğunu ifade eden Fayat, “Dolayısıyla bu döneme denk geldiği için çok büyük sıkıntı olmaz. 2021-2022″de sektörde çok yoğun işler varken Suriyeli komşularımız istihdama önemli bir şekilde katkı sağladı.” görüşünü bildirdi.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


Bakan Uraloğlu: 2024″te 4 bin 579 gemi denetlendi

Bakan Uraloğlu, Bakanlık bünyesinde faaliyet gösteren liman başkanlıkları tarafından yapılan gemi denetimlerine ilişkin açıklamada bulundu. Bakan Uraloğlu, ticari gemiler başta olmak üzere denizlerde can, mal ve çevre güvenliğini sağlamak adına gemi denetimlerini gerçekleştirdiklerinin altını çizdi. Uraloğlu, liman ve bayrak devletlerinin denetim mekanizmalarının hem deniz emniyetinde hem de çevresel güvenliğin sağlanmasında kritik rol oynadığını vurgulayarak, gemi denetimlerinde Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO) prosedürlerinin uygulandığını ifade etti.”GEMİLERİMİZİN SEFERDEN ALIKONULMALARINI ÖNLÜYOR”Türkiye”de gemi denetimlerinin 21 bölgede 71 liman başkanlığı tarafından yürütüldüğünü kaydeden Bakan Uraloğlu, “Liman başkanlıklarımız, Türk bayraklı gemilerin performanslarını günlük olarak analiz ederek yapmış olduğu risk analizi sayesinde gemilerimizin yurt dışı limanlarında seferden alıkonulmalarını önlüyor. 2024″ün ilk 11 ayında uluslararası sefer yapan 1191 Türk bayraklı gemimizi denetledik. Bu denetimler, risk bazlı denetim sistemlerinin denetim süreçlerini iyileştiren önemli bir uygulamadır” dedi.Türkiye”nin üyesi olduğu memorandumlar kapsamında Türk limanlarında yapılan denetimler hakkında bilgi veren Bakan Uraloğlu, Akdeniz Memorandumu ve Karadeniz Memorandumu kapsamında 2024 yılında 2 bin 977 yabancı bayraklı gemiye liman devleti denetimi yapıldığını bildirdi. Bu denetimlerde 141 gemiye eksiklikleri nedeniyle seferden alıkonulma işlemi yapıldığını belirten Uraloğlu, “Akdeniz çanağındaki üye devletlerin de içinde bulunduğu denetimlerin yüzde 40″ı bizim ülkemizde gerçekleşti” ifadelerini kullandı.”TÜRK BAYRAKLI GEMİLER PRESTİJLİ SINIFLAR ARASINA DAHİL OLDU”Deniz ticaretinin dinamik yapısını korumak ve emniyet farkındalığını artırmak için zaman zaman denetim kampanyaları düzenlendiğini belirten Bakan Uraloğlu, şunları kaydetti:”Aralık 2023 ve Nisan 2024 tarihleri arasında limanlarımıza uğrak yapan 30 yaş üstü uluslararası sefer yapan yabancı bayraklı gemilere gerçekleştirdiğimiz “Yoğunlaştırılmış Liman Devleti Denetimi Kampanyası” kapsamında 172 gemiyi denetledik. Bu gemilerin 53″ünü çeşitli eksikliklerinden dolayı seferden alıkoyduk. Seferden alıkoyulan gemilerden 16″sı tersanelere gönderildi ve bu gemilerin 4″ü söküme gitti. Sadece uluslararası değil aynı zamanda ulusal sefer yapan Türk bayraklı gemilerde de denetimlerin yapılıyor. 2024 yılında 411 gemiye program dışı denetim gerçekleştirdik. Böylece yıl içinde toplam 4 bin 579 gemiye denetim gerçekleştirmiş olduk. Yapılan denetimler gemi filosunun performansının artırılmasına ve gemi emniyetinin üst seviyeye yükseltilmesine öncülük etmiştir. Çalışmalarımız sayesinde Türkiye 2008″den itibaren Paris MoU”nun, 2022″den itibaren de Tokyo Mou”nun Beyaz Listesi”nde yer almaya başlamıştır. Son olarak ülkemiz 2023″te ABD Yüksek Risk Hedef Bayrak Listesinden çıkarak Türk bayraklı gemiler için prestijli sınıflar arasına dahil olmuştur. Ülkemizin denizcilik sektöründe uluslararası arenada üst sıralarda bulunması için çalışmalarımıza kararlılıkla devam edeceğiz.

Source: Www.star.com.tr