En Yeni Biyoloji Haberleri – 22 Aralık 2024

Küresel ısınmanın tehdidi altındaki deniz kaplumbağaları için pilot uygulama

Küresel ısınma tehdidiyle karşı karşıya olan caretta carettaların neslinin devamını sağlamak amacıyla başlatılan pilot uygulamalardan biri olan “kuluçkaların ikiye bölünmesi” işlemiyle popülasyondaki cinsiyet oranlarının dengelenmesi hedefleniyor.

Nesli tükenme tehlikesi bulunan canlılardan caretta carettaların mayıs ve haziranda başlayan yumurtlama döneminin ardından yumurtalardan çıkan yavrular suyla buluşuyor.

Küresel ısınma yavruların cinsiyetlerinin belirlenmesinde etkili oluyor. Cinsiyetleri yuva sıcaklığına göre belli olan deniz kaplumbağası yavruları, yüksek sıcaklıkta dişi, düşük sıcaklıkta ise erkek olarak yumurtadan çıkıyor.

Ordu Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Onur Candan, iklim değişikliği ve küresel ısınmanın deniz kaplumbağalarına etkilerine ilişkin AA muhabirine değerlendirmede bulundu.

Prof. Dr. Candan, küresel ısınmanın yaban hayatına çok ciddi etki etmeye başladığını vurgulayarak, bu durumun ilerlemesiyle deniz kaplumbağası popülasyonundaki erkek sayısının azalacağını söyledi.

“Önlenemez şekilde çöküşe doğru gidecektir”

Candan, şöyle devam etti:

“Son yıllarda yuva sayılarındaki artışın sebeplerinden biri de küresel ısınmanın etkilerini görmeye başlamamızla ilgili. Bu artış ileride çok daha fazla olacak. Fakat bunun sonunda da popülasyonun cinsiyet bazlı yapısında ciddi bozulma meydana gelecek. Popülasyonun normal şartlarda bire bir oranda dişi-erkeğe sahip olması gerekir. Küresel ısınmanın deniz kaplumbağalarındaki etkisi, cinsiyet oranlarının dişi yönüne kayması şeklinde oluyor. Bu oranın özellikle yavrularda çok ciddi saptığını görüyoruz. Dişi sayısının artışı ergin popülasyonuna yansırsa deniz kaplumbağaları popülasyonu önlenemez şekilde çöküşe gidecektir.”

“Önlem amaçlı pilot uygulamalar başladı”

Candan, popülasyondaki dişi sayısı ciddi boyutlara ulaştığında, örneğin 100 kaplumbağadan 90″ının dişi olması durumunda bunun popülasyonda öncelikle gen akışında aksamalara neden olacağına dikkati çekti.

Bu durumda çeşitliliğin azalacağına işaret eden Candan, “Çünkü erkek sayısı çok kısıtlı ve eğer erkek bireylerde meydana gelebilecek ölümler artarsa, o zaman çiftleşecek erkek kaplumbağa bulamayacaklar. Bu durumda da yavru üretimi gerçekleşmeyecek. Dünya çapında önlem amaçlı deneme çalışmaları başladı. Örneğin yuvaların soğutulmasına ilişkin pilot uygulamalar yapılıyor. Türkiye”de, kuluçkaların ikiye bölünmesi gibi gerçekleştirdiğimiz çalışmalar var. Çünkü yuva içerisindeki yumurtalar gelişirken de kendi içlerinde sıcaklık üretiyorlar. Buna “metabolik ısınma” deniyor, mesela 1,5 dereceyi bulabiliyor. Yuvayı ikiye ayırdığınızda, içindeki 100 yumurtayı 50-50 böldüğünüzde buradaki sıcaklığı bir nebze olsun azaltma şansınız oluyor.” diye konuştu.

“Deniz kaplumbağalarının Edirne”de yuvalaması küresel ısınmanın etkisi”

Alınan önlemlerin geçici olduğuna vurgu yapan Prof. Dr. Candan, sıcak yuvalardan çıkan yavruların daha hızlı geliştiğini ve yuvadan daha erken çıktığını söyledi.

Bu durumda kaplumbağaların boyunun çok küçük kaldığına dikkati çeken Candan, şunları kaydetti:

“Küçük boyutlu yavruların yüzme performansından sürünme performansına kadar her şeyi etkileniyor. Daha kolay av olabiliyorlar. Yayılış alanları değişmeye başlıyor. Deniz kaplumbağalarında böyle bir çalışma yaptık. Batıya doğru yeşil kaplumbağaların bir dağılıma başladığını gördük. Edirne”de deniz kaplumbağası yuvası görülmüş olması küresel ısınmanın sonucu. Çünkü hayvan yuvalamaya çıkacağı zaman örneğin Adana Yumurtalık kumsalına gelirken “Vakit geldi hadi bir Yumurtalık”a gideyim.” demiyor. Bunu suyun sıcaklığıyla belirliyor. Enez”de tespit edilen yuvalar bu şekilde, zaten kuzeye doğru bir kayış vardı. Bunlar daha da artacak gibi görünüyor.”

“Kıyamet doğa ve hayvanlar üzerinde başladı”

Küresel ısınmanın diğer yaban hayatına da olumsuz etkisi olduğunu anlatan Candan, bazı türlerin orman yangınları sonucu yok olmanın eşiğine geldiğini belirterek, sözlerini şöyle tamamladı:

“Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğüyle yaptığımız bir çalışma var. Ülkedeki orman yangınlarından sonra özel çevre koruma alanlarında sürüngen ve kurbağa türleriyle ilgili kullanım alanlarını tespit etme çalışması yaptık. Dalyan ve Fethiye bölgesinde bulunan kırmızı semender çok dar bir alan kullanıyor. Küresel ısınmayla orman yangınlarının da arttığını biliyoruz. Burada yangınlar sonucu kırmızı semender yok olduğunda dünyada başka bir yerde bu hayvan yok, tür tamamen dünya üzerinden kalkıyor. Yine küresel ısınmayla istilacı dediğimiz türlerin yayılış alanları artıyor. Bilim kurgu filmlerinde olur ya, şu an yaşadığımız o. Gerçekten cehennemin kapıları açıldı ve kıyamet doğa ve hayvanlar üzerinde başladı, dönüp dolaşıp bizi bulacak.”

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


Su kalitesini belirlemek için geliştirilen indeks patent aldı

Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi (NEVÜ) akademisyenleri tarafından, Türkiye”de su kalitesini belirlemek amacıyla geliştirilen “EurAsian Fish Index” (EAFI 1.0), Türk Patent ve Marka Kurumunca (TÜRKPATENT) tescillendi.

NEVÜ Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü öğretim üyeleri Prof. Dr. Erdoğan Çiçek ve Doç. Dr. Sevil Sungur ile Hacıbektaş Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu öğretim görevlileri Alper Görgün ve Orçun Bağra tarafından üzerinde 2017 yılından beri çalışılan hesaplama sistemi, TÜRKPATENT tarafından “buluş” kategorisinde patent almaya hak kazandı.

Prof. Dr. Çiçek başkanlığındaki ekibin, 2014 yılından beri ülke genelinde su havzalarını ve içerisinde yaşayan canlı türlerini inceleyerek elde ettikleri dijital veriler, tüm halkın kullanımına da sunuldu.

Prof. Dr. Çiçek, AA muhabirine, AB uyum süreci kapsamındaki yükümlülüklerden birinin de “AB Su Çerçeve Direktifi”ne uyum sağlamak olduğunu, bu kapsamda gerekli biyotik indekslerin geliştirilmesi ve kullanılması amacıyla sürdürdükleri çalışmayı hayata geçirdiklerini belirtti.

Sistem kamu ve özel sektörün kullanımına sunuldu

Yıllarca emek verdikleri çalışmaların sonucunda ortaya çıkan sistemin, önemi her geçen yıl artan su rezervlerinin korunmasında hayati role sahip olabileceğini aktaran Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Geliştirdiğimiz bu yöntemi web sunular aracılığıyla herkese açtık. Herhangi bir kişi herhangi bir bölgede rastlamış olduğu balık türlerini ve sayısını girerek o suyun kalitesini tahmin etmek amacıyla kullanabilir. Yazılımını hazırladık ve tüm halkın kullanıma açtık. Çevre açısından baktığımızda su, evrensel bir kaynak olup suyun belirli bir kalitede olması gerekiyor. Çalışmamız, sularımızın kalitesinin belirlenmesi açısından oldukça önemli. Suyun ne düzeyde kirli olduğu hakkında da bilgi edinmiş oluyoruz. Dolayısıyla herhangi bir çevre kirliliğinin bu yöntemle belirlenmesi durumunda müdahale etmeye veya ilgili kurumları uyarmak adına da bu sistem kullanılabilir. Örneğin herhangi bir suda alabalığa rastlıyorsak “bu su iyi kalitededir” diyebiliyoruz. Ancak alabalığın yaşaması gereken suda sadece sazangillere rastlıyorsak bu suyun yüksek kalitede olmadığına karar verebiliyoruz. Geliştirilen indeks, bilim insanlarının yanı sıra su ile ilgili devlet kurumları ve özel sektör kuruluşları tarafından da kullanılabilir.”

Yaptıkları araştırmalar sonucunda değerli veriler elde ettiklerini ifade eden Çiçek, “Ülkemiz balık türü bakımından oldukça zengin. Türkiye”de 431 tatlı su balık türü var, bunun 221″i sadece ülkemizde bulunan endemik türlerden oluşmakta. Avrupa”da yaklaşık 600 tür var ve endemik tür sayısı bizimkinden daha düşük. Böylece Türkiye”nin büyük bir biyoçeşitliliğe sahip olduğunu görüyoruz.” diye konuştu.

Doç. Dr. Sevil Sungur ise Türkiye”ye özgü geliştirilen ve balıkları biyolojik unsur olarak kullanan bir indeksi ortaya çıkardıklarını kaydederek, “Suyun kalitesi ve sürdürülebilirlik kullanımına yönelik belirlemeler yapmış oluyoruz. Bu, hem ülkemiz hem de revize edilerek diğer ülkelerin de uygulayacağı şekilde kaynak olarak kullanıma sunuldu.” ifadesini kullandı.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source: