En Yeni Gadget ve Cihaz Haberleri – 23 Aralık 2024

Helikopter hastaneye nasıl çarptı… 4 kişi öldü

Ancak kaza anının görüntülerinde, ambulans helikopterin, yoğun sise rağmen havalanmaya çalıştığını görüyoruz.Bu da kazanın, kesin olmamakla beraber, ‘sis’ ya da mekanik türbülans gibi meteorolojik bir nedenle olmuş olma ihtimalini güçlendiriyor.Tıpkı ünlü basketbolcu Kobe Bryant ile İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve hatta başka birçok helikopter faciasında yaşandığı gibi…Havacılık yazarımız Uğur Cebeci ve “Havacılık meteorolojisine giriş” kitabının da yazarı Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu ile konuştum.BASİT BİR ÖNLEMLE BU FELAKET ÖNLENEBİLİRDİKazadan hemen sonra yayımlanan helikopterin kalkış görüntülerinde yoğun sis olduğu, helikopterin geri gittiği görülüyor. Nedeni nedir sorusu ile Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu’nu aradım.Diyor ki: “Acılar böyle tazeyken spekülasyon yapmak istemem ama bir sebebi motor kaybı gibi teknik bir aksaklık olabileceği gibi pilotun geriye doğru kalkış yapmak istemesi de olabilir. İnceleme sonucu netleşir.”“ACİL”- VIP BASKISIPeki ya yoğun sis. Videodan anladığım kadarı ile görüş koşulları ‘sıfır.’ Cevabı şu: “Normal koşullarda yani bu helikopter, ambulans değil de yolcu helikopteri olsaydı, böyle yoğun sis bulutunun olduğu, görüş mesafesinin sıfırlandığı bir havada, havalanmamalıydı derdim. Çünkü helikopter pilotlarının çoğu uçuşlarını, Görerek Uçuş Kuralları ile yapar. Yani pilotlar pencerelerden dışarı bakarak yeri ve/ veya ufku belirler ve bu sayede de nerenin yukarısı olduğunu, yönlerini anlarlar. Ancak kazayı yapan bir ambulans helikopteri. Demek acil bir durum var, sise rağmen uçmak zorunda. Bu kaza özelinde demiyorum ama genel bir bakış açısı ile konuşursak, bu ve benzeri ‘acil’ durumlar pilot üzerinde bir baskı yaratır. Buna ‘VIP baskı’ denir havacılıkta. Daha çok özel uçak- helikopterlerde, pilota, ‘buraya yetiş’, ‘şimdi kalk’ gibi emirler verilmesinin pilot üzerinde yarattığı stres, kazaya neden olabilir. Bazen de pilotların çok tecrübeli olması ve kendilerine fazla güvenerek hareket etmesi aynı şekilde kazaya sebep olabilir.”HASTANEYE IŞIK TAKILABİLİRDİHava şartlarının, helikopterin kabiliyeti dışında olduğu durumlarda uçmanın yolu yok mu peki? Şöyle devam ediyor: “Aletli Uçuş Kuralları altında uçabilir bir pilot. Ama bu, pilotun helikopteri, kokpitteki uçuş göstergelerine bakarak ve genellikle hava trafik kontrolörlerinin yönlendirmesi altında uçtuğu bir uçuştur. Bu helikopterde böyle bir aletli uçuş imkânı yok. Pilot görerek uçmak zorunda. Ama dedim ya ambulans helikopteri, can kurtarmaya gidecek. O noktada bir şey söyleyemem. Şunu söylemem mümkün; burada pilot tamamen referanssız bir kalkış yapıyor. Bina sağda mı solda mı… Konumunu ve görüş mesafesini değerlendirememiş, yön ve açısını da belirleyememiş durumda. Oryantasyonunu kaybetmiş. Oysa basit önlemlerle büyük felaketler önlenebilir. Bu hastaneye de yön belirlemede pilotlara yardımcı olması için siste görülebilecek bir ışık takılabilirdi mesela. Basit şeylerin ihmali beraberinde felaketleri getiriyor işte…”METEOROLOJİ EĞİTİMİNE EBELER GİRİYOR“Türkiye’de maalesef pilotların meteorolojik şartları değerlendirme bilgi ve yetenekleri çok zayıf. Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün yönetmeliğinde meteoroloji derslerini herkesin verebileceği yazıyor. Meteoroloji mühendisi şartı yok! Dolayısıyla özellikle özel pilotaj okullarında meteoroloji derslerine ezberleyip yüksek puan alan ebeler, hemşireler, öğretmenler ya da herhangi biri giriyor. Bu da haliyle pilotların meteorolojik şartları doğru yorumlayamamasına sebep olmakta. Yönetmelik acilen değişmeli.”GÖREREK UÇUŞ ŞARTLARINI KAYBETMEK KAZA GETİRİYORHavacılık yazarımız Uğur Cebeci, helikopter kazalarının birçoğunun hava şartlarından kaynaklandığına vurgu yaparak, “Özellikle sisli havalarda… Görerek uçuş şartlarının ihlali sonucu yaşanıyor genellikle kazalar” diyor ve şu örnekleri veriyor:-7 yıl önce Türk şirketine ait Sikorsky S-76 tipi helikopter Atatürk Havalimanı’ndan günlük güneşlik havada kalkmış ama biranda çöken sisin içine düşen pilot, Büyükçekmece’deki TV kulesine çarpmış, kurtulan olmamıştı.-Yine 2 yıl önce, İtalya’da aralarında 4 Türk yöneticinin de olduğu bir helikopter pilotu, hem de haftanın en az üç günü aynı rota üzerinde uçuyor olmasına rağmen, sis duvarı ile karşılaşınca gidip dağa çarptı ve yine kurtulan olmadı.-İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin ölümüne neden olan helikopter kazasını hatırla. Büyük ihtimalle Reisi’nin geceyi Azerbaycan’da geçirmek istememesi, pilot üzerinde uçuş için bir baskı yarattı ve görerek uçuş yapan pilot, dağlık ve ormanlık bölgeye geldiğinde, sis duvarı ile karşılaşınca görüş açısını kaybederek, dağa çarptı. Helikopter kazalarında çok sık yaşanılan bir olay bu.“Görerek uçuş; helikopter pilotlarının en çok tercih ettiği uçuş yöntemidir. Ancak görerek uçuş yaparken, ‘Ben her koşulda giderim, her koşulda iner, kalkarım’ mantığı sisle beraber geçerliliğini kaybeder. Yine de helikopter pilotlarının çoğu, üstlerine, amirlerine, patronlarına karşı mahcup olmamak için koşullar ne olursa olsun mutlaka gidilecek yere varma, o uçuşu yapma niyetinde olurlar. Ancak kalkarken etrafı net şekilde görebiliyorken, yol boyunca bir sisle karşılaşılması halinde neresi yukarısı neresi aşağısı neresi kuzey neresi güney… Kaybetmek çok kolay. Bu da kazayı getirir. Meteorolojik nedenlerle kaynaklanan tüm kazaların ana nedeni budur. Bakım hatası falan hep sonradır.”

Source: Fulya Soybaş


“Biyonik kulak” işitme kaybı yaşayanlara umut oluyor

Trakya Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlenen bir sempozyum için Edirne ye gelen Doç. Dr. Ocak, işitme kaybı yaşayan hastalara çeşitli tedaviler uygulandığını ifade etti. Farklı nedenlere bağlı olarak işitme kayıpları yaşanabildiğini dile getiren Ocak, İşitme kayıplarıyla ilgili en çok gördüğümüz rahatsızlık iç kulağa bağlı sinirsel bir işitme kaybı yaşanması. Halk arasında kulaklık diye bilinen işitme cihazlarıyla belli bir noktaya kadar bunun tedavisini gerçekleştiriyoruz. Ancak bazen işitme kaybı o kadar ilerliyor ki artık normal işitme cihazlarıyla kişi duyamaz hale geliyor ve cihazlar işe yaramıyor dedi. Ocak, duyma yetisinin ortadan kalktığı işitme kaybı durumlarında hastalara koklear implant uygulaması yapıldığını aktardı. BU GERÇEKTEN MÜTHİŞ BİR TEKNOLOJİ Koklear implantın halk arasında biyonik kulak olarak adlandırıldığını anlatan Ocak, şunları kaydetti: Bu iki parçadan oluşan bir cihaz. İç parçasını ameliyatla hastanın kulağının iç kısmındaki salyangoz dediğimiz tıpta koklea ismini verdiğimiz bölgeye yerleştiriyoruz. Ardından işlem sona erdikten birkaç hafta sonra dış parçayı odyoloji kliniklerinde yerleştirip iç ve dış parça birbiriyle bütünleştikten sonra hasta duymaya başlıyor. Bu gerçekten müthiş bir teknoloji. İnsanın beş duyusu var, kaybedilmiş bir duyunun yapay olarak yerine konulabildiği tek teknoloji olduğunu belirtebilirim. Ocak, koklear implantın fayda sağlamadığı nadir durumlarda ise işitmenin beyindeki merkezine beyin sapı implantı yerleştirildiğini dile getirdi. İşitme kaybı yaşayanların zaman geçirmeden uzman doktora başvurması tavsiyesinde de bulunan Ocak, Hemen hemen her işitme kaybının bir çözümü ve tedavisi vardır. Yeter ki geç kalmayalım. Erken teşhis ve tedavi, yaşam kalitenizi çokça yükseltecektir diye konuştu.

Source: Habertürk