Sosyal Sorunlar Gündemi – 23 Aralık 2024

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in iftiralarına ceza

Hemen konuya gireyim; PKK terör örgütü 26 Eylül 2022 günü Mersin Mezitli Polis karakoluna bir saldırı gerçekleştirdi. Saldırıda adı geçen PKK’lı teröristlerden “Zozan Tolan” kod adlı Dilşah Ercan’ın, CHP’nin 2013’te hazırladığı raporda “tutuklu gazeteci” olarak yer alması büyük bir tartışma yaratmıştı.CHP’li Özgür Özel, Veli Ağbaba ve Nurettin Demir’in 2013 yılında yayınladığı “Tutuklu Gazeteciler Raporu”nda PKK’lı teröristlerin isminin bulunduğu ortaya çıkması üzerine Özgür Özel, kendisini temize çıkarmak için benim adımı kullanarak üç kez “Nedim Şener’le de görüşülmüş” yalanını söyledi. Aynı gün rapor kapsamında benimle görüşme yapılmadığını, bu yanlışı benim üzerimden aklayamayacağını söyledim.Çünkü ben 12 Mart 2012’de cezaevinden tahliye olmuştum, rapor ise 2012 Aralık-2013 Ocak döneminde hazırlanmış, 2013 yılı Temmuz ayında ise kamuoyuna açıklanmıştı.Yani ne hazırlık ne de yazım aşamasında tutuklu olmadığım gibi benimle bir görüşme de yapılmamıştı. Her zaman olduğu gibi tartışmayı bir yalanla çarpıtıp çirkin bir iftira attı.FETÖ’CÜLERİN BİLE ATMADIĞI İFTİRAYI ATTI 29 Mayıs 2022 günü yaptığı basın toplantısında Özgür Özel, 9 Ağustos 2011’de Silivri Cezaevi’nde “Cezaevi Komisyonu üyesi” sıfatıyla yaptığımız görüşmeyi hatırlatıp, “Benim cemaatle Fethullah Gülen’le bir sorunum yok, bir problemim yok, özellikle yurtdışındaki eğitim çalışmalarını önemsiyorum hatta kendi çocuğumu bile okullarına verebilirim, yaz bunu dedin mi demedin mi?” şeklinde çirkin bir iftira attı.O görüşmede, yemeklerin yağlı olmasından, kitapların eksik olmasından şikayetimi not alan Özgür Özel nedense benim “bunu da yazın” dediğimi iddia ettiği cümleleri not defterine bile kaydetmemiş. Sözleri bir anda CHP’yi yakın sosyal medya hesaplarında ve internet sitelerinde, televizyonlarında yer buldu.Bense tek başıma X medya platformundan bunun yalan ve iftira olduğunu belirterek sert ifadelerle tepki gösterirken, “dokunulmazlığa sığınmadan” mahkemede iddiasını ispatlaması için aynı gün hakkında suç duyurusunda bulundum.DOKUNULMAZLIĞA SIĞINDI Özgür Özel 30 Mayıs 2022 günü yine TBMM kürsüsünden, “Aaaa diyor ki; ‘Dokunulmazlığa sığınma’. Başımla beraber. Sen beni mahkemeye ver biz de vereceğiz. Ayrıca bizim seni vereceğimiz mahkemede dokunulmazlık yok, hukuk mahkemesinde dokunulmazlık yok. Sen de ver ben sana hakaret ettiysem, iftira ettiysem. Haa ceza davası açılmasını sağlarsan, buraya gelirse bir fezleke hemen komisyona bir dilekçe benden hodri meydan. Kaldırın dokunulmazlığımı Nedim Şener’le yüzleşelim” dedi.Ama öyle olmadı Özgür Özel “dokunulmazlık” zırhı nedeniyle ceza davasından “takipsizlikle” kurtuldu. İftiralarına karşılık sarf ettiğim “Yalancı, iftiracı, şerefsiz, şeref yoksunu…” gibi ifadelerim nedeniyle 100 bin TL’lik tazminat davası açtı. İftiralarına karşılık olarak sarf ettiğim sözlerimden dolayı talep ettiği 100 bin TL’lik tazminatın küçük de olsa bir kısmı yani 15 bin TL’lik kısmı kabul edildi. İSPATLAMASI İÇİN TAZMİNAT DAVASI AÇTIM Ancak ben attığı iftiraları ispatlaması için hukuki yolları kullanmaktan vazgeçmedim.Bu kez 31 Mayıs 2023 günü 30 bin TL tutarında tazminat davası açarak iddialarını ispatlamasını talep ettim. Tek amacım gerçeğin ortaya çıkmasıydı. Onun basın toplantısında “delil” dediği Silivri Cezaevi’nde görüşme kayıtlarının getirilmesini istedik. Davamız Bakırköy 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görüldü. O görüşmeye milletvekili olarak katıldığı için ne sesli ne görüntülü kayıt tutulmadığını zaten biliyordu.Söylediğinin yalan ve iftira olduğunu bilen ve sahte de olsa delil bulamayan Özgür Özel dava sürecinde yalanını delillendirmek için bir “tanık” gösterdi.ÖZEL’İN TANIĞI, GÖRÜŞMEDE OLMAYAN AĞBABABilin bakalım iftirasını desteklemesi için CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in tanığı kimdi? 9 Ağustos 2011 günü Silivri Cezaevinde Özgür Özel ile yaptığımız görüşmede bulunmayan CHP milletvekili Veli Ağbaba.CHP’de beraber milletvekilliği yapan, yazımın girişinde söz ettiğim “Tutuklu Gazeteciler Raporu”nu beraber yazan, bugün de biri CHP Genel Başkanı diğeri milletvekili olan Özel’in tanık olarak gösterdiği Ağbaba, 12 Kasım 2024 günü verdiği ifadesinde görüşmeye katılmadığını itiraf ederken sadece Özgür Özel’in kendisine anlattığı üzerinden bildiğini şöyle ifade etti; “… Bu konuşmaların olduğu sırada ben davacı ile davalının bizzat yanında değildim, sadece davalının bana söylemesinden biliyorum.”Veli Ağbaba, “Ben o görüşmede yoktum böyle bir cümle duymadım” diyeceğine Genel Başkanı Özgür Özel’i desteklemek adına, benim o cümleleri söylediğim yalanına ortak oldu. Yandaş ve besleme medyasından bir kişi bile “Nedim Şener 2011’de bunu söylediyse neden 11 yıl beklediniz ve 2022 yılına kadar beklediniz?” diye sormadı. CHP yandaşı ve besleme ve fonlanan sözde gazeteciler bunun yalan olduğunu biliyor iftiraya ortaklık ediyorlardı.ÖZEL’E DEĞİL CHP’YE ÜZÜLDÜM Ben “kişilik haklarıma saldırı” nedeniyle açtığım davada beş celse boyunca “Özgür Özel’in iddiasını ispatlaması halinde şu anda mahkeme huzurunda gazetecilik mesleğini bırakacağım” sözünü verdim. Elbette Özgür Özel yalan söylemiş ve bana FETÖ’cülerin bile atmadığı iftirayı atmıştı. Sonunda Bakırköy 4. Asliye Hukuk Mahkemesi 20 Aralık 2024 tarihli duruşmada Özgür Özel’i, attığı iftiralarla kişilik haklarıma saldırı yaptığı için talebimizin tamamını kabul ederek 30 bin TL tazminat ödemeye mahkum etti.Siyasete girdiği yıllarda Manisa’daki FETÖ’cülerin “parlatması” olduğuna dair hakkında ifade bulunan, kendi kızının FETÖ’nün İzmir Yamanlar Koleji’deki ödül törenine katılan, 2015’te Manisa Emniyeti’nde FETÖ’den gözaltına alınanların yardımına koşan, FETÖ MİT mahrem imamlarının ByLock yazışmalarında bol bol adı geçen Özgür Özel’in benim hakkımda söylediği sözlerin yalan ve iftira olduğu mahkeme kararına bağlandı.Üzüldüğüm tek nokta, Özgür Özel’in değil, “CHP Genel Başkanı” sıfatını taşıyan birisinin yalana başvurarak attığı iftiralar nedeniyle cezalandırılmış olmasıdır.

Source: Nedim Şener


FETÖ’nün zararı -7-

ABD, İngiliz ve İsrail projesi olan bu fitne ile ülkeler, batı emperyalizmine ‘gönüllü’ köle yapılmaktadır. Zira mankurtlaştırılan mahut beyinlerin tümü celladına âşık olarak yetiştirilmiştir.FETÖ’cülerdeki ‘takiye’ (kendini gizleme) özelliği, Müslümanlar arasındaki samimiyeti ve güveni ortadan kaldırdığı gibi herkesi birbirinden şüphe eder bir hale getirmiştir.Bu durum ise, ihlas ve güven esasına dayalı İslamiyet’in temellerine dinamit koymaktır.Halbuki Müslümanlar birbirlerine karşı açık, mert, dürüst ve samimi hareket ederlerken, düşmanı karşı, fitneye sebep olmamak için ‘mudara’ yaparlar, iyi geçinmeye gayret ederler.FETÖ fitnesinden sonra Müslümanların da birbirlerine güveni kalmadı ve onlar da birbirlerini idare etmek (müdara) zorunda kaldılar.Müslümanlar kendi mabetleri olan camilerde günde beş kez toplanır, saf tutar kenetlenir ve yek vücut, yek kalp, yek cihet olarak Allah’a yönelirler. Bu durum, Müslümanlığın ‘Tevhit-Birlik’ şiarının en güzel yansımasıdır.İşte FETÖ, camilerdeki bu gönül birliğini ortadan kaldırmış, aynı saftaki yan yana duran Müslümanları da birbirlerinden şüphe eder hale getirmiştir.FETÖ marifetiyle dinin ve dindarın; ölüm halindeyken bile suyu içmeyip birbirlerine ikram eden o üstün ahlak anlayışından nereye, hangi derekeye (aşağı aşama) evrildiğini görüyor musunuz?Görüldüğü üzere; FETÖ hareketi İslamiyet’i kendi içinden, hem de asli hüviyeti olan ‘Tevhit-Birlik’ parçalayıp imha eden, tüm asırların en korkunç projesi olarak karşımıza çıkmaktadır.FETÖ, dindar gözüküp dini içinden tahrip etme kepazeliğini sergilerken hiç zorlanmadı, zira özellikle dinin alt yapısı (temel bilgileri) konusunda meydanı boş bulmuştu.Dini yönden bu bilgisizlik, bir kısım insanımızı şeytanın maskarası yaptı.İslamiyet’in en büyük silahı bilgidir; bilginin olduğu yerde İslamiyet vardır, bilginin olmadığı yerde İslamiyet yoktur. Dolayısıyla İslamiyet’in en büyük düşmanı cehalettir.Müslümanlar dinlerini bilselerdi, bu şarlatanın yalan söylediğini, söylediklerinin din dışı olduğunu fark eder ve bu soytarının peşinden gitmezlerdi.Ne hazindir ki, sözde ilahiyat profesörleri bile bu şeytanın peşinden gidiyordu. Sözde profesör geçinen o zavallı tiplerin de de denli din cahili oldukları, bu şekilde anlaşılmış oldu.Din adına televizyonlara çıkıp birbirlerini yalanlayan, her birinin kendi kafasından bir din uydurduğu bu güruh mu, millete dinini diyanetini öğretecek? Bunların rezil hallerini görenler, dinden çıkıyor ve bunun sonucunda da ya deist ya da ateist oluyorlar.Dolayısıyla da meydan yeri, bu şarlatan ve benzerlerine kalıyor!Ne acı!

Source: Fuat Bol


Ve dünyanın huzurunda kravatlı Colani

BİRİNCİ AŞAMA: Savaş bölgesi lideri gibi haki giysiler giydi.- İKİNCİ AŞAMA: Yavaşça gömlek ve cekete geçti.- ÜÇÜNCÜ AŞAMA: Tak diye kravatla görüldü.*Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, dün ilk kez Şam’a gitti ve Colani’yle buluştu.Kravatlı Colani görüntüsü de ilk kez işte bu görüşmede ortaya çıktı.*Fidan / Colani buluşmasının görüntülerini izledim.Eşi benzeri görülmemiş bir sıcaklık vardı bu buluşmada.*Yeni Suriye yönetiminin gözünde Türkiye’nin yerini merak ediyorsanız…Colani / Fidan buluşmasının videolarını mutlaka izleyin.O videolar, yeni Suriye yönetimi ile Türkiye’nin nasıl bir etkileşim içinde olacağını çok net biçimde ortaya koyuyor.ÖNEMLİ OLAN KRAVAT DEĞİL Kravatı kendine yakıştırmasını bilmiş Colani.Ama tabii ki kravat falan değildir önemli olan.*Önemli olan şunlardır:Suriye gibi savaş yorgunu, çok parçalı bir ülkeyi bütünlük içinde tutabilmektir. Bütün kesimlerin katıldığı bir yönetimi kurabilmektir. Farklı inançların özgürce yaşayabildiği bir ülkeyi ortaya çıkarmaktır.Kravattan ziyade bunlara bakmak gerekir.DÜRZİ LİDER DE COLANİ’YLE Lübnan’ın efsanevi Dürzi Lideri Velid Canbolat da Colani’yle bir araya geldi.*Bu buluşma Suriye toplumundaki Dürzilerin dışlanmayacağı mesajı içermesi açısından önemli.*Nusayriler, Aleviler, Dürziler, Hıristiyanlar, farklı yaşam ve anlayış tarzlarına sahip Müslümanlar… Umarım hiçbiri dışlanmaz.HAKAN FİDAN’IN RÖPORTAJLARI Uluslararası medyaya röportajlar veriyor Hakan Fidan. Saymadım ama son on gün içinde en az 5 röportaj vermiştir.Fidan, bütün röportajlarda aynı temaların üzerinde duruyor:- Türkiye’nin yeni Suriye’ye yaklaşımı.- Esad’ın devrilmesinin öyküsü.- YPG konusundaki kırmızı çizgiler.*En fazla vurguladığı husus ise şu: “Suriye’de hiç kimse tahakküm peşinde koşmasın. Ne Türkiye tahakkümü, ne ABD tahakkümü, ne İran tahakkümü, ne Rusya tahakkümü. Hiçbiri olmasın.”*Ben bu röportajların Türkiye’nin kendisini dünyaya doğru dürüst anlatması açısından çok önemli ve çok faydalı olduğunu düşünüyorum.*Sadece şöyle bir tavsiyede bulunabilirim:Fidan’ın Türk medyasının da sorularını yanıtlaması, iç kamuoyunun bilgilendirilmesi açısından çok faydalı olabilir.TERÖR APARATLARINA GAZETECİ DENİR Mİ Teşrin Barajı, şu anda SMO ile YPG güçleri arasındaki çatışmaların devam ettiği bir yer.Bu bölgede bir SİHA saldırısı gerçekleştirilmiş, saldırıda iki kişi hayatını kaybetmiş:Cihan Bilgin ve Nazım Daştan.*PKK’ya yakın ne kadar yapı varsa hepsi birden şöyle diyor:*“Cihan Bilgin ve Nazım Daştan gazetecidir. Bölgede görevlerini yaparken öldürüldüler.”*Bu büyük bir yalan.Her iki isimle ilgili minnacık bir araştırma yapanlar, anında şunları fark edeceklerdir ki…- İkisi de terör örgütünün propaganda elemanı.- İkisi de terör örgütünün sesini duyurmaya çalışıyor.- İkisi de sahadaki savaşın bir parçası.*Bu iki isme “habercilik dışında hiçbir amaç taşımayan gerçeğin peşindeki gazeteciler” muamelesi yapmak, kamuoyuyla alay etmektir.DİSK’ten İstanbul Barosu’na kadar ülkemizdeki bazı kurumlar, resmen ve alenen bunu yaptılar ve bu kurumlar aleyhinde soruşturmalar açıldı.*Bu soruşturmaların açılmasını hiç kimse yadırgamasın.İngiltere’de, Fransa’da, ABD’de falan gazeteciliği teröre maske olarak kullanmaya kalkanları savunanlara neler yapıldığı ya da yapılacağı düşünülürse…Ortada yadırganacak pek bir şey olmadığı anlaşılır.KARIŞMAYIN MİLLETİN YILBAŞISINA Yılbaşı kutlamak, Cumhuriyet’le birlikte başlamadı bizde.Osmanlı’nın son dönemlerinden beridir bu kutlama yapılıyor.Ve tabii artık bir gelenek haline de geldi.*Bu arada bir geleneğimiz daha oluştu: Yılbaşı kutlamalarına karşı çıkma geleneği. Bu da yıllardır sürdürülen bir şey.*Halbuki bu dünyadaki en mutlu kişi, başkasının neyi kutlayıp kutlamadığına karışmayan kişidir.Hadi o zaman şarkımızı söyleyelim: Bütün dünya buna inansa / Bir inansa / Hayat bayram olsa / İnsanlar el ele tutuşsa / Uzansak sonsuza falan.

Source: Ahmet Hakan


Soykırımcı İsrail çadırları bombaladı: 32 ölü

Katil İsrail ordusu 7 Ekim 2023″ten bu yana Gazze Şeridi”nde defalarca kez yerinden ettiği masum sivilleri sığındıkları derme çatma çadırlarda katlediyor. Her türlü insanı yardımın girişini engelleyen, bombalardan kurtulan Filistinlileri açlığa, salgın hastalıklara ve zorlu kış şartlarına mahkûm eden İsrail ordusu dün de yine okul ve hastaneleri hedef aldı. Son 24 saatte Gazze Şeridi”nin çeşitli bölgelerine düzenlenen saldırılarda en az 32 Filistinli öldürüldü. İsrail ordusu, Gazze kentinin orta kesimindeki Derec Mahallesi”nde yerinden edilen Filistinlilerin kaldığı Musa bin Nuseyr Okulu”nu vurdu. Okulun bahçesindeki çadırların hedef alınması sonucu yangın çıktı. Birçok çadır yandı. Çocukların da bulunduğu 8 Filistinli yaşamını yitirdi. BİR ARADA DURANLARI VURDULAR Gazze Şeridi”nin kuzeyindeki Cibaliya Mülteci Kampı”nda sivillerin bir arada olduğu topluluğu bombaladılar. 4″ü çocuk 5 kişi hayatını kaybetti, 5 kişi de ağır yaralandı. Gazze Şeridi”nin orta kesimindeki Deyr el-Belah kentinde Ebu Samra ailesinin evini hedef aldılar. Kadın ve çocukların olduğu 11 Filistinli hayatını kaybetti. Ev tamamen yıkıldı. HASTANEYE YOĞUN SALDIRI Kuşatma altındaki Gazze Şeridi”nin kuzeyindeki Kemal Advan Hastanesi”ni tank mermileri ve kurşunlarla hedef aldılar. Hastane müdürü, “Bu saldırılar, duvarları delip çocuk ve yenidoğan servisleri dâhil olmak üzere birçok bölümü ciddi şekilde tahrip etti” dedi. Ayrıca İsrail ordusu, hastanenin derhal boşaltılmasını istedi. Filistin Ulusal Konseyi İsrail”in hastanede katliam yapabileceği uyarısında bulundu. KIŞ TRAJEDİSİ DERİNLEŞİYOR İsrail”in saldırıları nedeniyle yerinden olan Gazzelilerin kış soğuklarıyla ince çadırlardaki trajedisi katlanarak büyüyor. Futbol sahasının çadırlarla dolu bir kampa dönüştüğü geçici barınakta, binlerce Filistinli aile yaşıyor. Çamurlu zemine sahip ilkel kampta, çocuklar çaresizce hareket ederek vücutlarını ısıtmaya çalışıyor İsrail”in 14 aydır Gazze Şeridi”ne düzenlediği saldırılarda yaşamını yitirenlerin sayısı 45 bin 259″a, yaralı sayısı da 107 bin 627″ye yükseldi. HIRSIZLAR LÜBNAN”I GASP EDİYOR Fanatik bazı İsrailliler, “Lübnan”ın güneyinde yerleşim bölgeleri oluşturmak amacıyla” çadırlar kurdu. Lübnan”ın güneyinin işgal edilmesi çağrısı yapılan bir konferansta kurulan “Uri Tsafon” örgütü mensupları, girdikleri Marun er-Ras bölgesinde çadırlar kurdu ve sedir ağaçları dikti. “Israel Hayom” gazetesi de 8 Aralık”ta çok sayıda İsraillinin Lübnan”ın güneyine girdiğini aktardı. İsrail onlarca yıldır Filistin, Suriye ve Lübnan”daki toprakları işgal ediyor.

Source: Sabah


Öfkeli çapkın

Oyuncu Halil İbrahim Ceyhan, önceki gece sevgilisi Rüya Coriç ile Kuruçeşme”de bir mekân çıkışında görüntülendi. Fotoğrafının çekilmesine sinirlenen Ceyhan, gazetecilerin üzerine yürüyerek “Çektiğiniz görüntüleri sileceksiniz, özel hayatıma müdahale edemezsiniz” diye bağırdı.

Source: Evren Abdullahoğlu


Fahrettin Altun”dan Cumhurbaşkanı Erdoğan”ı ve AK Parti”yi hedef alan CHP sözcüne tepki

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Deniz Yücel”in sosyal medyadan Cumhurbaşkanı Erdoğan”a ve AK Parti iktidarına paylaşımı tartışmalara neden oldu. AK Parti iktidarı için küresel güçlerin asıl soytarısı ifadelerini kullanan Yücel, Erdoğan”ı da “Yüzünüzü medeni dünyaya dönmeniz gerekirken “Yurtta Barış Dünyada Barış” ilkesini unutup, yüzünüzü Ortadoğuya döndüğünüzde karşınıza CHP çıkar…” sözleriyle eleştirdi. Yücel”in yazısına yanıt Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun”dan geldi. Altun, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, CHP Sözcüsü Yücel”in paylaşımını alıntı yaparak, şunları kaydetti: Sizin “çağdaş” diye nitelendirdiğiniz eğitimin ne olduğunu da gayet iyi biliyoruz. Sizin zihniyetinizle eğitimi bir araya getirdiğimizde, sakallı diyerek, sarıklı-cübbeli diyerek, başörtülü diyerek insanların en temel hakkı olan eğitim imkanlarını elinden almaktan başka bir şey gelmiyor insanların aklına. Hatırlatırız! Sizin demokrasiyi askıya almak deyince ne yaptığınızı da çok çok iyi biliyoruz. Bu millet 15 Temmuz’da Recep Tayyip Erdoğan’ın etrafında kenetlenip, serden geçip darbecilere karşı göğsünü siper ederken, devrik genel başkanınızın o darbecilerin tankları arasından sıvışıp Bakırköy’e kahvesini yudumlamaya nasıl gittiğini de unutmadık. Hatırlatırız! Türkiye’nin almaya çalıştığı her kritik virajda terör örgütlerine selam çakan, dış odaklara gidip ülkesini şikayet eden, her meselede “acaba iktidara mı yarar” paranoyasından kurtulamayıp mütemadiyen patinaja mahkum olan zihniyetinizin, dış siyasete dair hiçbir şeyden anlamadığını, söyleyecek hiçbir sözünüzün olmadığını defalarca gördük. Hatırlatırız! Atatürk’ün “Yurtta Barış Dünyada Barış” sözünü sadece Batı’ya bakmaktan ibaret bir yaklaşım olarak algılayan dar vizyonunuzla size – sanmıyorum ama – başarılar dileriz. Zira Türk milleti böylesine önemli bir sözün bile içini boşaltabilen bir karanlığa asla ülkesinin geleceğini teslim etmez. Hatırlatırız! Türk Milleti asildir. İradesini de bu asaleti en iyi şekilde yansıtabilen, temsil edebilene emanet eder. Güçlü Türkiye’nin lideri Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlık ettiği hükümetimize, seçilmiş milli iradeye soytarı demek de sizin haddiniz değildir. Bilmeyene bildiririz. Hatırlatırız!” Deniz Yücel ne demişti? CHP Sözcüsü Deniz Yücel, sosyal medya hesabından AK Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan”ı çok ağır ifadelerle hedef almıştı: “Cumhuriyet değerleriyle inatlaştığınızda karşınıza CHP çıkar… Mustafa Kemal Atatürk’ün devrimlerini silmeye çalıştığınızda karşınıza CHP çıkar… Aklı ve bilimi esas alan, çağdaş ve laik eğitim sistemini ortadan kaldırmaya çalıştığınızda karşınıza CHP çıkar… Demokrasiyi askıya aldığınızda, basın ve ifade özgürlüğünü yok edip gazetecileri tutukladığınızda karşınıza CHP çıkar… Yüzünüzü medeni dünyaya dönmeniz gerekirken “Yurtta Barış Dünyada Barış” ilkesini unutup, yüzünüzü Ortadoğuya döndüğünüzde karşınıza CHP çıkar… @RTErdogan Küresel güçlerin asıl soytarısı; yerli ve milli olduğunu iddia edip memlekete milyonlarca sığınmacı ve kaçağı dolduran, işine geldiğinde hain terör örgütü FETÖ’yle birlikte yol yürüyen, işine geldiğinde bölücü terör örgütü PKK ile masaya oturan AKP iktidarıdır. Ha şunu da aklına sok Sayın Erdoğan! Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel 22 yıllık AKP iktidarına ve tek adam yönetimine son veren Genel Başkan olarak tarihe geçecek ve Anıtkabir anı defterine kurucu önderimiz ve ilk Genel Başkanımız Mustafa Kemal Atatürk’e hitaben, “Sayın Genel Başkanım, partiniz 100 yıl sonra yeniden iktidardır. Size verdiğimiz sözü tuttuk. Bundan sonraki hedefimiz muasır medeniyetler seviyesini yakalayıp geçmektir” yazacak Genel Başkandır.

Source: Internet Haber


CHP Sözcüsü Yücel”e peş peşe tepki

CHP Parti Sözcüsü Deniz Yücel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ın Son dönemde işi artık ülkemize yönelik küresel projelerin taşeronluğunu üstlenmeye kadar vardırdılar sözlerine yanıt verdi. Yücel, Küresel güçlerin asıl soytarısı; yerli ve milli olduğunu iddia edip memlekete milyonlarca sığınmacı ve kaçağı dolduran, işine geldiğinde hain terör örgütü FETÖ’yle birlikte yol yürüyen, işine geldiğinde bölücü terör örgütü PKK ile masaya oturan AKP iktidarıdır ifadesini kullandı. CHP Parti Sözcüsü Deniz Yücel, X hesabından yaptığı paylaşımla Cumhurbaşkanı Erdoğan ın Muğla İl Kongresi nde yaptığı konuşmayı eleştirdi. Yücel, şunları kaydetti: Cumhuriyet değerleriyle inatlaştığınızda karşınıza CHP çıkar. Mustafa Kemal Atatürk’ün devrimlerini silmeye çalıştığınızda karşınıza CHP çıkar. Aklı ve bilimi esas alan, çağdaş ve laik eğitim sistemini ortadan kaldırmaya çalıştığınızda karşınıza CHP çıkar. Demokrasiyi askıya aldığınızda, basın ve ifade özgürlüğünü yok edip gazetecileri tutukladığınızda karşınıza CHP çıkar. Yüzünüzü medeni dünyaya dönmeniz gerekirken Yurtta Barış Dünyada Barış ilkesini unutup, yüzünüzü Ortadoğuya döndüğünüzde karşınıza CHP çıkar. Küresel güçlerin asıl soytarısı; yerli ve milli olduğunu iddia edip memlekete milyonlarca sığınmacı ve kaçağı dolduran, işine geldiğinde hain terör örgütü FETÖ’yle birlikte yol yürüyen, işine geldiğinde bölücü terör örgütü PKK ile masaya oturan AKP iktidarıdır. Ha şunu da aklına sok Sayın Erdoğan! Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel 22 yıllık AKP iktidarına ve tek adam yönetimine son veren Genel Başkan olarak tarihe geçecek ve Anıtkabir anı defterine kurucu önderimiz ve ilk Genel Başkanımız Mustafa Kemal Atatürk’e hitaben, Sayın Genel Başkanım, partiniz 100 yıl sonra yeniden iktidardır. Size verdiğimiz sözü tuttuk. Bundan sonraki hedefimiz muasır medeniyetler seviyesini yakalayıp geçmektir. yazacak Genel Başkandır. CEVDET YILMAZ: ÇİRKİN VE HADSİZ ÜSLUP Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, CHP Sözcüsü Deniz Yücel’in Sayın Cumhurbaşkanımız ve hükümetimize yönelik kullandığı çirkin ve hadsiz üslup kabul edilemez. Hakikat çirkin sözlerle örtülemez dedi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada CHP Sözcüsü Yücel in sözlerine tepki gösterdi. Yılmaz, paylaşımında şu ifadeleri kullandı: CHP Sözcüsü Deniz Yücel’in Sayın Cumhurbaşkanımız ve hükümetimize yönelik kullandığı çirkin ve hadsiz üslup kabul edilemez. Hakikat çirkin sözlerle örtülemez. Halkın teveccühünü kaybetmenin ve parti içi kavgaların telaşı ile sarfedilen seviyesiz sözler, CHP’ye gönül vermiş vatandaşlarımız dahil olmak üzere milletimizin vicdanında mahkum edilecektir. Kullanılan vahim üslup özünde tüm milletimize ve Cumhurbaşkanımız liderliğinde izlenen güçlü milli politikalara yönelik bir çekememezlik ve saldırganlıktır. Suriye örneğinde görüldüğü üzere, çeşitli milli meselelerde tarihin doğru tarafında duramamış olmanın kifayetsizliğinin dışa vurumudur. Defalarca demokratik seçimlerde halkımızın desteğine mazhar olan Sayın Cumhurbaşkanımız, sayısız eser ve hizmetle ülkemizi uluslararası yarışta ön sıralara taşıdığı gibi, haktan ve mazlumlardan yana duruşuyla daha adil bir dünya arayışının bayraktarı olmuştur. Sayın Cumhurbaşkanımız aziz milletimizden aldığı güçle, mazlumların umudu, zalimlerin korkulu rüyası olmaya devam edecektir. ALTUN: SİZİN HADDİNİZ DEĞİL Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Deniz Yücel e tepki göstererek, Güçlü Türkiye nin lideri Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ın başkanlık ettiği hükümetimize, seçilmiş milli iradeye soytarı demek de sizin haddiniz değildir. ifadesini kullandı. Altun, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, CHP Sözcüsü Yücel in paylaşımını alıntı yaparak, şunları kaydetti: Deniz Yücel… Anlaşılan Türkiye nin son dönemde uluslararası arenada elde ettiği büyük kazanımlardan her zamanki gibi duyduğunuz rahatsızlığı, olabilecek en sakil şekilde ortaya dökmüşsünüz. Yine anlaşılan bu zırvaları da büyük bir gaflet ve unutkanlık içinde yazmışsınız. O yüzden size birkaç hatırlatma yapmak gerekiyor. Kimin işine geldiğinde günlük siyasi çıkarlar uğruna Cumhuriyet in değerleriyle, kazanımlarıyla, birliğimizle, bütünlüğümüzle bir oyuncak gibi oynadığını milletimiz çok iyi bilmektedir. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın kesin bir zaferle, alnı ak şekilde çıktığı, partinizin ağır bir hezimetle ayrıldığı, mazlumları sevindiren, zalimleri ve işbirlikçi odakları üzen 2023 seçimleri, aziz Türk milletinin sahip olduğu bu bilincin en önemli örneği olmuştur. Hatırlatırız. DEVRİK GENEL BAŞKANINIZIN KAHVESİNİ YUDUMLAMAYA NASIL GİTTİĞİNİ DE UNUTMADIK CHP nin çağdaş diye nitelendirdiği eğitimin ne olduğunu da gayet iyi bildiklerini vurgulayan Altun, şu ifadeleri kullandı: Sizin zihniyetinizle eğitimi bir araya getirdiğimizde, sakallı diyerek, sarıklı-cübbeli diyerek, başörtülü diyerek insanların en temel hakkı olan eğitim imkanlarını elinden almaktan başka bir şey gelmiyor insanların aklına. Hatırlatırız. Sizin demokrasiyi askıya almak deyince ne yaptığınızı da çok çok iyi biliyoruz. Bu millet 15 Temmuz da Recep Tayyip Erdoğan ın etrafında kenetlenip, serden geçip darbecilere karşı göğsünü siper ederken, devrik genel başkanınızın o darbecilerin tankları arasından sıvışıp Bakırköy e kahvesini yudumlamaya nasıl gittiğini de unutmadık. Hatırlatırız. Türkiye nin almaya çalıştığı her kritik virajda terör örgütlerine selam çakan, dış odaklara gidip ülkesini şikayet eden, her meselede acaba iktidara mı yarar paranoyasından kurtulamayıp mütemadiyen patinaja mahkum olan zihniyetinizin, dış siyasete dair hiçbir şeyden anlamadığını, söyleyecek hiçbir sözünüzün olmadığını defalarca gördük. Hatırlatırız. DAR VİZYONUNUZLA SİZE BAŞARILAR DİLERİZ Altun, açıklamasına şöyle devam etti: Atatürk ün Yurtta Barış Dünyada Barış sözünü sadece Batı ya bakmaktan ibaret bir yaklaşım olarak algılayan dar vizyonunuzla size -sanmıyorum ama- başarılar dileriz. Zira Türk milleti böylesine önemli bir sözün bile içini boşaltabilen bir karanlığa asla ülkesinin geleceğini teslim etmez. Hatırlatırız. Türk Milleti asildir. İradesini de bu asaleti en iyi şekilde yansıtabilen, temsil edebilene emanet eder. Güçlü Türkiye nin lideri Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ın başkanlık ettiği hükümetimize, seçilmiş milli iradeye soytarı demek de sizin haddiniz değildir. Bilmeyene bildiririz. Hatırlatırız. ÇELİK: 28 ŞUBAT TAN ÇİRKİN BİR DİL AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Deniz Yücel e tepki göstererek, CHP Sözcüsü Deniz Yücel in kullandığı sözde siyasi dil, tarihimizde Yassıada ve 28 Şubat zihniyetinin kullandığı dilden bile daha çirkin bir dildir. ifadesini kullandı. Çelik, sosyal medya hesabından, CHP Sözcüsü Yücel in AK Parti ye ilişkin ifadelerine yönelik paylaşımda bulundu. CHP Sözcüsü Deniz Yücel’in kullandığı sözde siyasi dil, tarihimizde Yassıada ve 28 Şubat zihniyetinin kullandığı dilden bile daha çirkin bir dildir. Cumhurbaşkanımıza karşı kullandığı dili ise çeşitli ülkelerdeki Baas Partisi sözcülerinden çok duyduk. değerlendirmesinde bulunan Çelik, şunları kaydetti: En temel siyasi meselelerde alfabe düzeyinde bile bilgisi olmayan birisi klavye başında sadece Yassıada ve Baas zihniyetinin tercümanlığını yapıyor. Kendisi, küresel güçlerin işine gelen siyasi faaliyet arıyorsa, Mavi Vatan a masal diyen, sınır ötesi harekatlara karşı çıkan, Libya da Türkiye karşıtlarını destekleyen, Türkiye nin Azerbaycan ile omuz omuza yol yürümesinden rahatsız olan yol arkadaşlarına baksın. Çok partili hayata geçtiğimizden beri millet için yapılan her şeyi Yassıada zihniyetiyle boğmaya çalışan faşist uygulamalarıyla yüzleşsinler. Zerre kadar Türk siyasi tarihi bilmeyen, zerre kadar dış politika bilgisi olmayan bir örgütlü cahilliği siyaset zannediyorlar. Bir siyasi partinin yöneticilerinin bu derece demokrasiden uzak ve dış politika gerçeklerinden kopuk olması vahimdir. Tarihin yanlış tarafında durmak için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar. CHP ye gönül veren vatandaşlarımızın da milli duruşunun zıddına hareket ediyorlar. BAAS DİLİ KULLANANLARI KENDİ KARANLIK DÜNYALARIYLA BAŞ BAŞA BIRAKIYORUZ Çelik, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ın, insanlık adına tarihin doğru tarafında durmaya liderlik ettiğinin son olaylarda bir kere daha görüldüğüne dikkati çekti. Cumhurbaşkanı Erdoğan ın mücadelesi sayesinde 28 Şubat faşist zihniyetinin de Türkiye yi tehdit eden Baas zihniyetinin de ortadan kalktığını belirten Çelik, şu ifadeleri kullandı: Cumhurbaşkanımızın demokrasi mücadelesine de sadece son zamanlarda Etiyopya ve Somali arasındaki barış arabuluculuğundan, Suriye deki olaylarda tarihin doğru tarafında duran müstesna duruşuna kadar tüm süreçlerdeki liderliğine milletimiz ve uluslararası toplum şahittir. Ana muhalefet partisi adına Baas dili kullananları kendi karanlık dünyalarıyla baş başa bırakıyoruz. 28 Şubat ve Baas kalıntısı bu zihniyetle mücadele etmenin, milletimize ve demokrasimize borcumuz olduğunu ifade ediyoruz. ŞAHİN: CHP MİLLETİMİZİN TAM KARŞISINDA DURMAKTA AK Parti Genel Sekreteri Fatih Şahin, CHP Parti Sözcüsü Deniz Yücel e tepki göstererek, Söylediği kelimelerin anlamına dair bir papağan kadar bile fikir sahibi olmayanların ucuz ezberleri AK Partimizin yıllardır inşa ettiği fikir kulesinin duvarlarına dahi asla erişemeyecektir. ifadesini kullandı. Şahin, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, CHP Sözcüsü Yücel in paylaşımını alıntı yaparak, şunları kaydetti: Siyaseten her çuvalladığınızda, parti içi bitmek bilmeyen iç savaşlarınızda her mevzi kazanmak istediğinizde aynı ezberleri tekrar ederek, çirkin sesinizle aynı nakaratı söyleyerek bir yere varamazsınız. 21. yüzyıl Türkiye sinde 70 lerden kalma istismar siyaseti ezberleriyle bir arpa boyu yol alamazsınız. CHP nin nerede karşımıza çıktığını aziz milletimiz çok iyi bilmektedir. Çünkü CHP on yıllardır aynı noktada; milletin tam karşısında, milletimizin menfaatlerinin tam karşısında adeta yıkılmak üzere olan bir korkuluk gibi durmaktadır. Diplomaside elde ettiğimiz her kazanımda milli menfaatlerimizin tam karşısında CHP durmaktadır. Türkiye karşıtı tüm odakların etrafında aynı anda pervane olmaya çalışmaktan yörüngesini şaşırmış CHP, aziz milletimizin tam karşısında durmaktadır. Türkiye için attıkları her önemli adımın, millete kazandırdıkları her büyük hizmetin tam karşısında CHP nin durduğunu belirten Şahin, şu ifadeleri kullandı: FETÖ sünden PKK sına, YPG sinden IŞİD ine tüm terör örgütlerinin diliyle konuşup, Yunanistan ından Güney Kıbrıs Rum Kesimi ne, Ermenistan ından İsrail ine kadar Türkiye karşıtı tüm ülkelerin tezlerini yıllardır CHP savunmaktadır. CHP kendisi için iyi bir şey yapmak istiyorsa; milletimizin bir çırpıda yüzlerce örneğini sayabileceği millet karşıtı tutumunu hatırlatacak söylemlerden uzak durmaya çalışmalıdır. Söylediği kelimelerin anlamına dair bir papağan kadar bile fikir sahibi olmayanların ucuz ezberleri AK Partimizin yıllardır inşa ettiği fikir kulesinin duvarlarına dahi asla erişemeyecektir. CHP sadece ve sadece bir bataklık siyaseti olarak karşımıza çıkmaya devam edecektir.

Source: Habertürk


Tolunay Kafkas, Şenol Güneş”in elini sıkmayan Volkan Demirel”i açık açık tehdit etti

Dün akşam oynanan Trabzonspor-Bodrum FK maçı öncesi ve sonrasında Şenol Güneş ile Volkan Demirel arasındaki tartışmalara bir dönem Trabzonspor”da futbol da oynayan teknik direktör Tolunay Kafkas da girdi. VOLKAN”A FENA YÜKLENDİ Trabzonspor”un eski futbolcusu ve teknik direktörü Tolunay Kafkas, Bodrum FK Teknik Direktörü Volkan Demirel”in maç öncesi ve sonrası Trabzonspor Teknik Direktörü Şenol Güneş”in elini sıkmamasına sert sözlerle tepki gösterdi. “SEN KİMSİN YA, FENERBAHÇELİSİN” Volkan Demirel”e yüklenen Kafkas “Volkan”ı severim ama biraz haddini ve boyunu aşacak laflar ediyor. Bu deprem hepimizin canını çok yaktı. Kiminin az kiminin fazla değil. Şenol Hoca orada en az Volkan Demirel bu işi yüreğinden hissetmiş bir insan. Senin hassasiyetlerin var değil mi Volkan Demirel? Benim de var. Trabzonspor Başkanı ve hocası benim hassasiyetlerim. Sen nerelisin? Fenerbahçelisin. Senin hassasiyetin. Elini sıkmamak senin haddine mi? Nesin? Şenol Hoca bu depremde ölülere saygı duymuyor mu? Onu mu diyorsun? Diyorsun ki, ölüsüne saygı duymayanın dirisine saygı duymam. Sen kimsin ya? Sen hocayla ilgili nasıl böyle ifade kullanıyorsun? Biz de sana o zaman saygı duymuyoruz. Depremde biz de senin kadar acı çektik. Şenol Hoca da çekti. Şenol Hoca”nın ifade etmek istediği şeyler senin algıladığın şeyler değil. Yine de seni seviyorum ama fazla ileri gitmek istemiyorum. Bir daha düşün, bir daha söyle. Uzatırsan da kendin bilirsin. Biz uzatmayı severiz. Bu olacak iş değil” dedi.

Source: Alper Kızıltepe


Asgari ücret 4. toplantı ne zaman?

Asgari ücret zammı son dakika haberleri milyonlarca işçi ve işveren tarafından yakından takip ediliyor. Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 2025 yılında geçerli olacak yeni asgari ücreti belirlemek amacıyla şu ana kadar 3 toplantı gerçekleştirdi. Asgari ücret zammı belirleme çalışmaları kapsamında yapılan toplantılarda henüz bir rakam açıklanmadı. Yeni haftaya girilmesiyle birlikte tüm gözler 4. toplantıya çevrildi. Peki, Asgari Ücret Tespit Komisyonu ne zaman toplanacak, hangi tarihte? Asgari ücret ne kadar olacak? İşte, Asgari ücret 4. toplantı tarihi ve olası zam senaryoları…ASGARİ ÜCRET 4. TOPLANTI NE ZAMAN YAPILACAK? Doğrudan 7 milyondan fazla çalışanı, dolaylı olarak ise toplumun tamamını ilgilendiren yeni asgari ücretin belirlenmesine yönelik süreç devam ediyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının ev sahipliğinde ilk toplantısını 10 Aralık ta, ikinci toplantısını 16 Aralık ta, üçüncü toplantısını ise 19 Aralık ta yapan Asgari Ücret Tespit Komisyonu, dördüncü toplantısını bu hafta gerçekleştirecek. Salı veya çarşamba günü yapılacak son toplantıda, Komisyonun yeni asgari ücret rakamını belirlemesi bekleniyor.TÜRK-İŞ İN TALEBİ NE OLDU? TÜRK-İŞ, mevcutta net 17 bin 2 lira olarak uygulanan asgari ücrete, önce yüzde 45 oranında enflasyon zammı uygulanması, ardından ortaya çıkacak rakama yüzde 20 refah payı eklenmesi talebinde bulundu. TÜRK-İŞ Başkanı Ergün Atalay, asgari ücret taleplerinin 29 bin 583 lira olduğunu açıkladı. Böylece işçi tarafı pazarlığa 29 bin 583 liradan oturacağını beyan etmiş oldu. GÖZLER İŞVERENİN TEKLİFİNDE Gözler işverenin teklifine çevrilmiş durumda. Asgari ücret işveren desteğinin bu yıl da artarak devam etmesini isteyen işveren tarafının, TÜRK-İŞ in 29 bin 583 lirayı bulan talebine sıcak bakmadığı öğrenildi. Pazarlık sürecinde hükümetin yaklaşımı kritik öneme sahip olacak. ASGARİ ÜCRET NE ZAMAN BELLİ OLACAK? 2025 te uygulanacak asgari ücret rakamını belirleme çalışmalarında sona yaklaşıldı. Anadolu Ajansı nın (AA) aktardığına göre Asgari Ücret Tespit Komisyonu nun, Salı veya Çarşamba günü yapacağı toplantıda yeni asgari ücreti belirlemesi bekleniyor. ASGARİ ÜCRET NE KADAR OLACAK? İŞTE OLASI ZAM SENARYOLARI TÜRK-İŞ in zam talebi yüzde 74 lük artışa karşılık gelirken, kamuoyunda konuşulan bazı zam senaryoları dikkate alındığında, yeni asgari ücret için ortaya çıkan tahmini rakamlar yaklaşık olarak şöyle: Yüzde 30 zamla net 22 bin 103 lira Yüzde 35 zamla net 22 bin 953 lira Yüzde 40 zamla net 23 bin 803 lira Yüzde 45 zamla net 24 bin 653 lira Yüzde 50 zamla net 25 bin 503 lira. ASGARİ ÜCRET NASIL BELİRLENİYOR? Asgari ücreti, yasa gereği işçi, işveren ve hükümetten beşer temsilci olmak üzere 15 kişiden oluşan Asgari Ücret Tespit Komisyonu belirliyor. Komisyon, yeni asgari ücret çalışmaları kapsamında aralık ayında belirlenen tarihlerde toplanıyor. Bakanlığın belirlediği üyelerden birinin başkanlık ettiği komisyon, en az 10 üyenin katılımıyla toplanıp oy çokluğuyla karar veriyor. Oyların eşitliği halinde ise başkanın bulunduğu tarafın çoğunluğu sağladığı kabul ediliyor. MEVCUT ASGARİ ÜCRET NET 17 BİN 2 LİRA Asgari ücret, halen bir işçi için aylık brüt 20 bin 2 lira 50 kuruş, kesintiler düştüğünde net 17 bin 2 lira 12 kuruş olarak uygulanıyor. Asgari ücretin işverene toplam maliyeti, bir işçi için 23 bin 502 lira 94 kuruş. Bunun 20 bin 2 lira 50 kuruşunu brüt asgari ücret, 3 bin 100 lira 39 kuruşunu sosyal güvenlik primi, 400 lira 5 kuruşunu işveren işsizlik sigorta fonu oluşturuyor.

Source: Habertürk


Halime Kökce yazdı: Bombalanan evinin altında kalarak ölmek de iyidir!

Günlerdir Sednaya Hapishanesiyle ilgili görüntüleri izliyoruz. O cehennemde işkenceye uğrayanların anlattıklarını dinliyoruz.Aklın alması zor, yüreğin kaldırması imkansız şeyler…Nasıl dayanmışlar, nasıl insan kalabilmişler dedirten korkunç işkenceler.Ancak Esed şebbihalarının aklına gelebilecek, ancak insanlıktan çıkmışların yapabileceği şeyler…Devrimden sonra hapishane boşaltılmış. Muhabir arkadaşların konuştukları kişiler ise çok daha önce o cehennemde kalanlar. Aradan yıllar geçmiş olmasına rağmen travmaları devam ediyor. Yeni çıkanların konuşacak durumda olmadıklarını tahmin etmek güç değil.*Acının katmerlendiği, yürekleri dağladığı bir coğrafyada yaşıyoruz. Bir tarafta İsrail”in bombalarla katlettiği çocukların gülerken ölen yüzleri…Annelerin çığlıkları arşa ulaştı, yetim ve öksüz kalan çocukların hıçkırıkları içlerine akıyor artık. Gazze kasabı, Filistinlilerin kanını içmeye doymuyor. İçine çöken ABD merkezli dünya sistemi Netanyahu”yu tüm gücüyle desteklemeye devam ediyor. Başınızı ne yana çevirseniz yabancılık çekmeyeceğiniz bir manzara. Ha babam Müslüman kanı dökülüyor.13 yıldır Esed”in zulmü altındaki Suriye halkı kurtuluş mücadelesi verdi. Esed”in işkencehanelerinden, bombalarından kaçıp sığındıkları ülkelerde de aşağılandılar üstelik.Şam”ın gece külüplerinden haber yapanlar “Ne işleri var Türkiye”de? Suriye”de hayat normal” diyorlardı.Sednaya”yı gördüklerinde, orada yapılan işkenceleri duyduklarında, toplu mezarları öğrendiklerinde kafalarını çeviriyorlar. Olmamış, yokmuş, duymamış gibi davranıyorlar.*Filistinli Şair Mourid Barghouti”nin “O da iyidir” şiiri geldi aklıma. Diyor ya hani;”Yataklarımızda ölmek de iyidirtemiz bir yastıktave arkadaşlarımızın arasında.Bir kez olsunellerimiz göğsümüze kapanmış,boş ve solgun,çiziksiz, zincirsiz, bantsızve belgesiz ölmek iyidir.Temiz bir ölümle ölmek iyidir,gömleğimizde deliksizve kaburgalarımızda delilsiz.Yanağımızın altında kaldırım taşı değil, beyaz bir yastıkla,ellerimiz sevdiklerimizin elleri arasında,çaresiz doktorlar ve hemşireler etrafımızda,arkamızda zarif bir vedadan başka hiçbir şey bırakmadan,tarihe aldırmadan,dünyayı öylece bırakarak,bir gün bir başkası onu değiştirir diye umarakölmek iyidir.”Sednaya cehenneminde yaşananları düşünün bir de!İçine biriktirdiğin hayallerinin hiçbirini gerçekleştirmeden, bir savaş uçağının bombaladığı okulunda, belki top oynarken, hatta bir hastanede yeni doğan bir bebek olarak ölmek iyidir!Hatta bombardıman altında kalmış evinin enkazından, toz toprak içinde de olsa, çocuğunu bulabilmek, kefenleyip ona sımsıkı sarılabilmek iyidir!Evladının cenaze namazını kıldıran bir baba olabilmek, 10 evladın varsa 10″unun da şehadetine şahit olmak iyidir!Yıllardır akıbetini bilmeden evladını bekleyenlerin yanında, evladına son nefesinde şahadet getirten Gazzeli bir kadın olmak iyidir, vallahi de billahi de daha iyidir.Sednaya cehenneminde şebbiha içkencelerinin hangisine maruz kalacağını beklemektense gömleği delikli, yanağının altında kaldırım taşı, bombalanmış bir şehrin sokaklarında ölmek iyidir.Hücrenin kapısı her açıldığında tecavüze uğrayacağının korkusuyla yaşamaktansa, kurşunlanarak kimliksiz, belgesiz, bir toplu mezara atılmak daha iyidir…Sednaya cehennemini de yazacak bir şair çıkacaktır illa ki.Kardeşlerimize acılardan acı beğenmek, ölümlerden ölüm beğenmek düşüyor.Bize ise buna şahit olmanın ağır yükü…Allah en güzel şahit ve en adil intikam alıcıdır.

Source: Halime Kökce


Filistin topraklarını gasbeden İsrailliler, Batı Şeria”da 7 yeni “kaçak yerleşim birimi” kurdu

İsrailli sivil toplum kuruluşu Peace Now”dan (Şimdi Barış) yapılan yazılı açıklamada, Batı Şeria”nın “B” bölgesinde yeni kaçak yerleşim birimlerinin inşa edildiğine işaret edildi.

Filistin topraklarını gasbeden İsraillilerin son 6 ayda Batı Şeria”da inşa ettiği kaçak yerleşim birimi sayısının 7″ye ulaştığı aktarılan açıklamada, söz konusu yerleşim birimlerinden 5 tanesinin Beytullahim kentinin doğu ve güneydoğusunda geniş alanlara inşa edildiği belirtildi.

İnşa edilen kaçak yerleşim birimlerinden birinin de Batı Şeria”nın orta kesimlerinde yer alan “Ofer” yerleşim birimi yakınlarında kurulduğu vurgulanan açıklamada, her iki yerleşim biriminin de Filistin”in “Ayn Yebrud” köyü topraklarında inşa edildiği ifade edildi.

Açıklamada, geriye kalan diğer yerleşim biriminin ise Batı Şeria”nın kuzeyinde yer alan bir köyün sınırlarında inşa edildiği kaydedildi.

Filistinli vatandaşların İsrailli yerleşimcilerin saldırıları korkusuyla yerlerini terk etmek zorunda kaldığı belirtilen açıklamada, İsraillilerin daha sonra söz konusu Filistinlilerin evlerini gasp ettiği bilgisi paylaşıldı.

1995 yılına ait “Oslo 2” anlaşmasına göre Batı Şeria toprakları 3 bölgeye ayrıldı. A bölgesi tamamen Filistin kontrolünde. “B” bölgesi İsrail”in güvenlik kontrolü altında ve sivil ve idari olarak Filistin kontrolünde.

C bölgesi ise tamamen İsrail”in sivil, idari ve güvenlik kontrolü altında, 2002″de Batı Şeria”nın yeniden işgal edilmesinin ardından Filistin yönetiminin bu bölgelerde fiili olarak kontrolü kalmadı.

C bölgesinin yüzde 80″inden fazlası İsrail”in kontrolü altında, bunlar arasında daha önce doğal koruma alanı olarak sınıflandırılan ve bu statüsü kaldırılarak C bölgesine dönüştürülen yüzde 3″lük alan da var ve (İsrailliler) bu bölgede binaların yıkılmasına dair emirler vermeye başladılar.

Kaçak yerleşim birimleri

İsrail yönetimi, Batı Şeria”da Filistinlilerin toprakları üzerine kurulan kaçak yerleşim birimlerini “yasal” kabul etmese de destek veriyor.

Genelde baraka ve konteynerlerden oluşan bu yerleşim noktaları büyük oranda Batı Şeria”daki tepelere fanatik Yahudilerce inşa ediliyor.

Bu kaçak yerleşimlerin büyük bir bölümü, belli bir süre sonra yasa dışı Yahudi yerleşim birimlerine dönüştürülüyor.

Peace Now”a göre, İsrail yönetimi 2023″te yaklaşık 15 kaçak yerleşim biriminde “geriye dönük yasallaştırma” sürecini başlattı.

İşgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te yaklaşık 700 bin Yahudi yerleşimci yaşıyor. Uluslararası hukuka göre Batı Şeria ve Doğu Kudüs”teki Yahudi yerleşim birimleri yasa dışı sayılıyor.

Bu yerlerde ikamet eden Yahudi yerleşimciler, Batı Şeria”da işgal altında yaşayan Filistinliler için hayatı daha da zorlaştırıyor.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


TBMM”de 2024 böyle geçti

AA muhabirlerinin derlediği bilgilere göre, yılın önemli gelişmeleri şöyle:

– TBMM Genel Kurulu “terör” gündemiyle toplandı. Pençe-Kilit Harekatı bölgesindeki terör saldırıları ve terörle mücadeleye ilişkin hükümet adına Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ile Dışişleri Bakanı Hakan Fidan”ın milletvekillerini bilgilendirdiği TBMM Genel Kurulunda, “teröre karşı bildiri” konulu Meclis Başkanlığı tezkeresi de kabul edildi. Tezkerede, “Türkiye Cumhuriyeti”nin tüm terör örgütleriyle içeride ve dışarıda kararlılıkla mücadele edecek güç ve kudrete sahip olduğunu tüm dünyaya ilan ediyoruz.” mesajı verildi.

– Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) deniz unsurlarının Aden Körfezi, Somali kara suları ve açıkları, Arap Denizi ve mücavir bölgelerde görev süresinin 10 Şubat 2024″ten itibaren 1 yıl daha uzatılmasına ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi, TBMM Genel Kurulunda kabul edildi.

– İsveç”in, Kuzey Atlantik Antlaşması”na (NATO) Katılımına İlişkin Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi, TBMM Genel Kurulunda kabul edildi.

– Çalışma hayatıyla ilgili düzenlemeler içeren İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, TBMM Genel Kurulunda kabul edilerek yasalaştı. Kanunla, SSK ve Bağ-Kur emekli maaşlarında ocak ödeme dönemi itibarıyla 6 aylık artış oranı yüzde 49,25 oldu; en düşük emekli aylığı, ocak ayından itibaren uygulanmak üzere 7 bin 500 liradan 10 bin liraya yükseltildi; asgari ücret desteğinin 2024 yılında aylık 700 lira olarak uygulanması kararlaştırıldı; sigortalının kısa çalışma ödeneğinden yararlanabilmesi için gereken asgari prim ödeme gün sayısı da 600″den 450″ye indirildi.

– Gezi Parkı davası hükümlüsü, TİP”ten Hatay milletvekili seçilen Can Atalay”ın milletvekilliği düşürüldü. TBMM Genel Kurulunda, Yargıtay 3. Ceza Dairesi”nin Can Atalay hakkındaki yazısını okutan TBMM Başkanvekili Bekir Bozdağ, “Anayasa”nın 76. maddesi kapsamında milletvekili seçilmeye engel bir husus teşkil eden ve Anayasa”nın 94. maddesinin 2″nci fıkrası gereğince bilgiye sunulan kesinleşmiş mahkeme kararı bulunan Hatay Milletvekili Şerafettin Can Atalay”ın milletvekilliği düşmüştür.” dedi.

– TBMM Genel Kurulunda, siyasi parti gruplarının önergelerinin birleştirilerek ele alınmasına yönelik Danışma Kurulu kararının kabul edilmesiyle Erzincan”ın İliç ilçesindeki maden ocağında meydana gelen toprak kaymasının tüm yönleriyle araştırılarak muhtemel maden kazalarının önlenmesine yönelik tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Meclis Araştırma Komisyonu kuruldu.

– Sağlık alanında düzenlemeler içeren Sağlıkla İlgili Bazı Kanunlarda ve 663 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, TBMM Genel Kurulunda kabul edilerek yasalaştı. Kanunla, diş tabiplerinin, ağız ve diş sağlığı muayenehanelerinde diş tabibi istihdam edebilmesi, acil tıp ana dal uzmanlarının yoğun bakım yan dal, çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanları da sosyal pediatri yan dal uzmanlığı yapabilmesi sağlandı; sağlık alanında eleman temininde sıkıntı çekilen yerlerde sözleşmeli pozisyon sayısı da 27 binden 36 bine çıkarıldı.

– Kamuoyunda “8. Yargı Paketi” olarak bilinen Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 659 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, TBMM Genel Kurulunda kabul edilerek yasalaştı.

Kanun”a göre, örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme fiili müstakil bir suç sayılacak; bu fiili gerçekleştiren kişi hem işlediği suç hem de örgüt adına suç işlediği için ayrı ayrı cezalandırılacak. Suçla daha etkin mücadele edilebilmesi ve caydırıcılığın sağlanması amacıyla bir günlük adli para cezasının alt sınırı 20 liradan 100 liraya, üst sınırı 100 liradan 500 liraya yükseltildi.

Devlet güvenliğine ve anayasal düzene karşı işlenen suçlar bakımından silahlı örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi ayrıca 5 yıldan 10 yıla kadar hapisle cezalandırılacak.

Öte yandan yasayla emekli bayram ikramiyesi 3 bin liraya yükseltildi.

– 31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimleri”nde belediye başkanı seçilen CHP Adıyaman Milletvekili Abdurrahman Tutdere, CHP Afyonkarahisar Milletvekili Burcu Köksal, CHP Kastamonu Milletvekili Hasan Baltacı ile CHP Kırıkkale Milletvekili Ahmet Önal”ın milletvekilliği sona erdi. TBMM Genel Kurulunda, 4 milletvekilinin “belediye başkanlığını tercih ettiklerine” dair yazı okundu.

– Turist Rehberliği Meslek Kanunu ile Seyahat Acentaları ve Seyahat Acentaları Birliği Kanunu”nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, TBMM Genel Kurulunda kabul edildi. Kanunla, turist rehberleri ve seyahat acentelerine yeni standartlar getirildi.

– Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı”nda yaptığı konuşmada, “Milli Mücadele sırasında Türkiye”deki Kuvayımilliye ne ise Hamas da işte aynen odur. Bunu söylemenin de bir bedeli olduğunun elbette farkındayız.” dedi.

Erdoğan, 31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimleri sonuçlarına ilişkin “Milletin sandıkta verdiği mesajları herkesten önce bizim doğru okumamız, tüm boyutlarıyla objektif olarak bizim değerlendirmemiz gerekiyor. Hiçbir komplekse kapılmadan bu muhasebeyi yapmak, gerektiğinde canı pahasına bizim yanımızda duran aziz milletimize karşı görevimizdir.” ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yerel iktidar-merkezi iktidar diye ikili yapı ihdas etmeye çalışanların söylemleri, demlendikleri ortaklarına diyet ödeme hamlesi değilse ham bir hayaldir.” değerlendirmesinde bulundu.

– TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, TBMM”nin açılışının 104. yıl dönümü ile 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla Mecliste resepsiyon verdi.

Resepsiyona katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Tören Salonu”nun yanında bulunan Mermerli Salon”da, CHP Genel Başkanı Özel, TBMM Başkanvekili Celal Adan, AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, DSP Genel Başkanı Önder Aksakal, HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu ve diğer siyasi parti temsilcileriyle çay içip sohbet etti.

Yaklaşık 10 dakika süren sohbet sonrası Kurtulmuş ile salondan çıkan Erdoğan, basın mensuplarının sorusu üzerine, “CHP Genel Başkanı Özel ile önümüzdeki hafta bir araya geleceğiz.” açıklamasını yaptı.

– TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, yeni anayasa konusunda DEM Parti, Saadet Partisi ve İYİ Parti Meclis gruplarını ziyaret etti.

– TBMM Genel Kurulunda kabul edilen Meclis Başkanlığı tezkeresi ile Fransa Ulusal Meclisinin Asuriler ve Keldaniler”e ilişkin kararı kınandı. Tezkerede, “Fransa Ulusal Meclisi tarafından 29 Nisan 2024″te kabul edilen, hukuki ve tarihi temelden yoksun, önyargılara dayanan Asuri ve Keldaniler”le ilgili kararı esefle ve şiddetle kınıyoruz.” ifadelerine yer verildi.

– Enerji alanında düzenlemeler içeren Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, TBMM Genel Kurulunda kabul edilerek yasalaştı. Kanuna göre, yerli üretim ve farklı kaynaklardan ithal edilen doğal gaz, Türkiye”de sıvılaştırılarak dünya piyasalarına LNG olarak pazarlanabilecek.

– TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Fransa Ulusal Meclisinin 29 Nisan 2024 tarihinde kabul ettiği Asuriler ve Keldanilerle ilgili kararı kınadığını belirten bir mektubu Fransa Ulusal Meclisi Başkanı Yael Braun-Pivet”e gönderdi.

Kurtulmuş, mektubunda, “Ülkenizle parlamenter ilişkileri geliştirmeye çalıştığımız bir dönemde, Fransa Ulusal Meclisi”nde 29 Nisan 2024 tarihinde Osmanlı tarihine yönelik mesnetsiz ithamlar içeren bir Asuri-Keldani tasarısının kabul edilmesini esefle kınıyoruz. Bu, hiç hak etmediğimiz ve tarihi gerçeklerle bağdaşmayan ağır bir suçlamadır. Kararda 1915 olaylarına ilişkin tarihsel ve hukuksal zeminden yoksun iddiaların tekrarlanması da esef vericidir.” değerlendirmelerinde bulundu.

– MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısında, “Refah”a operasyon tehdidinden geri adım atmayan Netanyahu, müzakere sürecini dinamitlemektedir. Netanyahu”nun bedel ödemesi artık bir insanlık ve hukuk namusudur.” dedi.

– TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, yeni anayasa konusunda görüşmeleri kapsamında MHP Meclis Grubu”nu ziyaret ederek Genel Başkan Devlet Bahçeli ve parti yöneticileriyle bir araya geldi.

Kurtulmuş, görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, yeni anayasaya ilişkin “Söz de karar da Meclis”indir. Cumhuriyetimizin ikinci asrına yakışır, Türkiye”yi milli hedeflerine ulaştıracak yeni bir anayasaya Türkiye kavuşacaktır.” dedi.

– Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısında yaptığı konuşmada, yeni anayasa konusunda “Aceleye getirmeden ama çok da fazla uzatmadan istişari temasları bitirip somut adımlar atılmasında fayda görüyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.

Erdoğan, “Temennimiz odur ki önümüzdeki 4 yıl gerilimle değil karşılıklı hoşgörüyle geçsin. İstiyoruz ki muhalefet yıkıcı, kırıcı değil yapıcı olsun.” dedi.

– TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, yeni anayasa görüşmeleri kapsamında AK Parti Meclis Grubu”nu ziyaret ederek, Grup Başkanı Abdullah Güler ve parti yöneticileriyle bir araya geldi. Kurtulmuş, “Partilerle birlikte ortak bulunacak olan yöntemle, herhalde önümüzdeki yasama dönemi başladığında, ekim ayından itibaren bu meselenin içeriğine ilişkin görüşmeler başlayabilir.” dedi.

– Fahiş fiyat artışı ve stokçuluk cezalarının artırılmasını da içeren Türk Ticaret Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, TBMM Genel Kurulunda kabul edildi. Kanun”a göre, lisanslı depoculuk ücret tarifesinin üzerinde veya tarifede yer almayan hizmetler için ücret talep ve tahsil eden, ürün teslimi sırasında mevzuata aykırı şekilde ürün miktarından kesinti yapan işletmelere 200 bin liradan 1 milyon liraya kadar idari para cezası kesilecek. İdari para cezalarının verilmesini gerektiren aykırılığın bir takvim yılı içinde tekrarı halinde her bir tekrar için bir önceki cezanın iki katı idari para cezası uygulanacak.

– Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı”nda, “Dünya, bir hastanın, bir manyağın, bir psikopatın, Netanyahu denilen kanla beslenen vampirin barbarlığını izliyor hem de canlı yayında izliyor.” dedi.

Erdoğan, “Ey Amerikan devleti; bu kan senin eline de bulaşmıştır. Bu soykırımdan sen de en az İsrail kadar sorumlusun. Ey Avrupa’nın devlet ve hükümet başkanları; İsrail’in bu soykırımına, bu barbarlığına, bu vampirliğine siz de ortak oldunuz. Çünkü sustunuz.” şeklinde konuştu.

– TBMM Genel Kurulunda İsrail”in Refah saldırısını kınayan tezkere kabul edildi. Tezkerede, “Son Refah saldırılarının sorumluları da cezasız kalmayacaktır. Bu vesileyle Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyini acilen toplanmaya ve İsrail”in saldırılarına son vermesi hususunda karar almaya davet ediyoruz.” ifadelerine yer verildi.

– TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, yeni anayasa görüşmeleri kapsamında DSP Genel Başkanı Önder Aksakal, Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan ile HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu”nu kabul etti.

– TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, yeni anayasa görüşmeleri kapsamında EMEK Partisi (EMEP) Genel Başkanı Seyit Aslan ile Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş”ı kabul etti.

– Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı”nda yaptığı konuşmada, “Bizim, siyasette yumuşama, muhataplarımızın ifadesiyle “normalleşme” çabamız, aslında muhalefeti normalleştirme çabasıdır.” dedi.

Erdoğan, “Bizim, son bir yılda üst üste yaşanan üç seçim sebebiyle artan siyasi tansiyonu düşürmek için attığımız adımları kimse yanlış anlamasın. İktidar partisiyle ana muhalefet partisi arasında siyasi ittifak olmaz. Uzlaşma olur, normalleşme olur, yumuşama olur ama ittifak olmaz.” değerlendirmelerinde bulundu.

– Kripto varlıklara ilişkin düzenlemeler içeren Sermaye Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, TBMM Genel Kurulunda kabul edildi.

Kanuna göre, Sermaye Piyasası Kurulu, sermaye piyasası araçlarının kripto varlık olarak ihraç edilebilmesinde yetkili olacak. Kripto varlık hizmet sağlayıcıların kuruluşlarına ve/veya faaliyete başlamalarına Kurulca izin verilebilmesi için bilgi sistemleri ve teknolojik altyapıları konularında TÜBİTAK”ın belirleyeceği kriterlere uygunluk aranacak. İzin almaksızın kripto varlık hizmet sağlayıcısı olarak faaliyet yürüttüğü tespit edilen gerçek kişiler ve tüzel kişilerin yetkililerine 3 yıldan 5 yıla kadar hapis ve 5 bin günden 10 bin güne kadar adli para cezası verilecek.

– Sağlık Bakanlığına atanan Kemal Memişoğlu ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına atanan Murat Kurum, Anayasanın 106. maddesi gereğince TBMM Genel Kurulunda ant içerek göreve başladı.

– TBMM Genel Kurulunda, Srebrenitsa Soykırımı”nın unutturulmaması, Filistin halkına yönelik benzer saldırıların ve bu türden insan hakları ihlallerinin önlenmesine yönelik tedbirlerin görüşülmesi amacıyla genel görüşme yapıldı.

– TBMM Genel Kurulunda Kıbrıs Barış Harekatı”nın 50. yıl dönümüne ilişkin Meclis Başkanlığı tezkeresi kabul edildi. Tezkerede, Kıbrıs Türk Devleti”nin, uluslararası toplumun bağımsız ve eşit egemen bir üyesi olarak hak ettiği yeri almasının daha fazla tehir edilemeyeceği vurgulanarak, “Uluslararası toplumu, Ada”daki gerçekleri kabul ederek, Kıbrıs Türk halkının maruz kaldığı insanlık dışı izolasyona bir an önce son vermeye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti”ni hak ettiği şekilde tanımaya davet ediyoruz.” ifadelerine yer verildi.

– Kamuda tasarruf tedbirlerine ilişkin düzenlemeler içeren Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, TBMM Genel Kurulunda kabul edildi. Kanun”a göre, kamu kurum ve kuruluşlarının harcama ve uygulamalarının tasarruf tedbirlerine uygunluğunun idarelerince veya Hazine ve Maliye Bakanlığınca denetlenmesi sonucunda, alınan tedbirlere aykırı iş ve işlemleri tespit edilenler hakkında disiplin hükümleri uygulanacak.

– TBMM Genel Kurulunda, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu”nun ABD Kongresinde konuşmasını kınayan tezkere kabul edildi. Tezkerede, “Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak bu demokratik ayıbı esefle karşıladığımızı ilan ediyoruz.” açıklaması yer aldı.

– En düşük emekli aylığının 12 bin 500 liraya çıkarılmasını da içeren Vergi Kanunları ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, TBMM Genel Kurulunda kabul edildi. Kanun”a göre, vergi aslı uzlaşma kapsamından çıkarılacak; günlük hasılat tutarlarının ortalaması alınarak mükelleflerin aylık ve yıllık hasılat tutarları tespit edilecek. Küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisinin oranı yüzde 15 olacak. Aylık veya ücretinden üyelik ödentisi kesilen sendika üyesi kamu görevlilerine, toplu sözleşmeyle belirlenen tutarda toplu sözleşme ikramiyesi ödenecek.

– Sahipsiz hayvanlara yönelik düzenlemeler içeren Hayvanları Koruma Kanunu”nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, TBMM Genel Kurulunda kabul edilerek yasalaştı.

Kanun”a göre, hayvan bakımevlerine alınan hayvanlardan rehabilite edilen köpekler sahiplendirilinceye kadar bu yerlerde barındırılacak. Bakımevine alınan köpeklerden insan ve hayvanların hayatı ve sağlığı için tehlike teşkil eden ve olumsuz davranışları kontrol edilemeyen, bulaşıcı veya tedavi edilemeyen hastalığı bulunan ya da sahiplenilmesi yasak olanlarına, Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu”ndaki 9. maddesindeki hükümler uygulanacak. Belediyeler, 31 Aralık 2028″e kadar hayvan bakımevleri kurmak, rehabilitasyon işlemlerini gerçekleştirmek ve sahipsiz hayvanlara sahiplendirilinceye kadar bakmak için kesinleşmiş en son bütçe gelirlerinin binde 5″ini; büyükşehir belediyeleri binde 3″ünü kaynak olarak aktaracak.

– TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas”ın Genel Kurul”a hitap etmesi için TBMM”yi 15 Ağustos Perşembe günü olağanüstü toplantıya çağırdı.

– TBMM Genel Kurulunda, Filistin konulu olağanüstü toplantı gerçekleştirildi.

Genel Kurul, Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş başkanlığında toplandı. Kurtulmuş, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas”ın TBMM Genel Kuruluna hitap edeceği olağanüstü toplantının açılışında, toplantı çağrısını okuttu. Daha sonra Abbas”ın, TBMM Genel Kurulunda konuşma yapması oylamayla kabul edildi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan”ın locadan izlediği olağanüstü toplantıda, AK Parti Grup sıralarında İran”ın başkenti Tahran”da suikasta uğrayan Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye”nin fotoğrafı yer aldı. Başkanlık divanı ve milletvekillerinin oturduğu sıralara Filistin ve Türk bayraklarının yer aldığı atkılar bırakıldı.

TBMM Başkanı Kurtulmuş, açılış konuşmasında, “Uluslararası Adalet Divanındaki dava, Filistin için de İsrail için de yeni bir dönemin başlangıcıdır. Bundan sonra Netanyahu ve çetesi sanmasın ki arkasına hangi güçleri alırlarsa alsınlar, dünya bundan sonra onlar için iyiye gitmeyecektir.” dedi.

Filistin Devlet Başkanı Abbas”ın 46 dakika süren konuşması, Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletvekilleri ve davetliler tarafından ayakta alkışlandı.

– TBMM Genel Kurulu, CHP”nin “Anayasa Mahkemesinin Can Atalay”ın milletvekilliğinin düşmesiyle ilgili verdiği karara ilişkin genel görüşme yapılması” önergesini ele almak üzere olağanüstü toplandı.

– Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş, CHP”nin, Anayasa Mahkemesinin Can Atalay”a ilişkin kararının TBMM Genel Kurulunda okutulması ve “yargı organları arasındaki krizin araştırılması” amacıyla Genel Kurulun 10 Eylül”de olağanüstü toplantıya çağrılmasına yönelik başvurusunun karşılanamayacağını bildirdi.

– TBMM”de 28. Dönem 3. Yasama Yılı başladı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yeni yasama yılı açılışı dolayısıyla geldiği Meclis”te resmi törenle karşılandı. TBMM Başkanvekili Celal Adan eşliğinde Genel Kurul salonuna giren Erdoğan”ı, AK Parti, CHP, MHP, İYİ Parti ve Saadet Partisi grubu milletvekilleri, ayağa kalkarak karşıladı.

Yeni yasama yılı açılışı dolayısıyla TBMM Genel Kurulunda yaptığı konuşmada Erdoğan, “İsrail saldırganlığı, her fütursuz açıklamayla görüyoruz ki Türkiye”yi de içine almaktadır. Vatanımız için, milletimiz için, bağımsızlığımız için, bu saldırganlığa, bu devlet terörüne, elimizdeki her imkanla karşı durmayı sürdüreceğiz.” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün bir kez daha tüm partileri ve milletvekillerini, toplumumuzun tüm kesimlerini, Türk demokrasisini yeni ve sivil bir anayasa ile taçlandırma mücadelemize omuz vermeye davet ediyorum.” ifadesini kullandı.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yeni yasama yılı açılışının ardından Genel Kurul”dan ayrılırken, CHP ve DEM Parti sıralarında oturan bazı milletvekilleriyle tokalaştı.

– TBMM Genel Kurulunda, yapay zekayla ilgili Meclis Araştırma Komisyonu kurulması kabul edildi.

– TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş başkanlığında toplanan TBMM Genel Kurulunda, İsrail”in Lübnan”ı işgal girişimi ve bölgede yaşanan gelişmelerin ele alındığı kapalı oturum gerçekleştirildi. Oturumda, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, İsrail”in Lübnan”ı işgal girişimi ve bölgede yaşanan gelişmelere ilişkin milletvekillerini bilgilendirdi.

– Devlet Bahçeli, MHP Genel Başkanı olarak Cumhur İttifakı”nın bu duruş ve engin duyuşuna müzahir şekilde DEM Parti sıralarına giderek elini uzattığını dile getirerek, “Uzattığım el, milli birlik ve kardeşliğimizin mesajıdır. Uzattığım el, İlk Meclisin ve Sayın Cumhurbaşkanımızın isabetli sözlerinin meşale gibi yanan aydınlığıdır. Uzattığım el, “Gelin Türkiye partisi olun, gelin teröre cephe alın, gelin bin yıllık kardeşliğimizde kenetlenin” temenni ve teklifidir. Biz, gelişigüzel, keyfekeder, can sıkıntısından, anlık dürtülerle, dümenden ve düzenden el uzatmayız. Biz durduk yere el vermeyiz, öylesine yerimizden kalkıp da el sıkmanın merakına tevessül ve teşebbüs etmeyiz.” değerlendirmesinde bulundu.

– Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı”nda, yeni yasama yılında siyasette farklı bir üslup ve söylem görmeyi istediklerine dikkati çekerek, “Cumhur İttifakı olarak yeni dönemde ülkemizin meselelerini mümkün olan en geniş mutabakatla çözmeyi arzu ve temenni ediyoruz. MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli”nin gerek Meclis”in ilk günü, gerekse dün yaptığı açıklamaları takdirle karşılıyor, Türk demokrasisi ve 85 milyonun kardeşliği adına çok kıymetli buluyoruz. Cumhur İttifakı”nın uzattığı elin değerinin muhatapları tarafından da layıkıyla anlaşılmasını ümit ediyoruz. Beklentimiz, hiçbir ayrım yapmadan Meclis”teki tüm siyasi partilerin de bu anlayış içinde hareket etmeleridir.” dedi.

– TBMM Genel Kurulunda, siyasi parti gruplarının “çocukların her türlü şiddet, ihmal ve istismardan korunarak akıl, ruh ve beden sağlıklarının gelişimi için alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi” amacıyla TBMM Başkanlığına sundukları Meclis Araştırması açılmasına ilişkin önergeleri birleştirilerek Meclis Araştırma Komisyonu kurulması kabul edildi.

– TBMM Genel Kurulunda kadına yönelik şiddetin önlenmesine yönelik Meclis Araştırma Komisyonu kurulması kabul edildi.

– Milli Eğitim Akademisi kurulmasını da içeren Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi, TBMM Genel Kurulunda kabul edilerek yasalaştı. Kanuna göre, eğitim öğretim hizmetlerini yürüten öğretmenlerin seçilmeleri, yetiştirilmeleri, atanmaları, hakları, ödev ve sorumlulukları, ödül ve cezaları, kariyer basamaklarında ilerlemeleri ve öğretmenlik mesleğine ilişkin diğer hususlar ile Milli Eğitim Akademisinin kurulması, görevleri, teşkilat yapısı ve personeline ilişkin konular düzenleniyor.

– MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı”nda, “Türkiye”ye getirilirken, “her türlü hizmete hazırım” diyen terörist başı, buyursun terörün bittiğini, örgütünün tasfiye edileceğini tek taraflı ilan etsin ama devletin terörle masaya oturmasını hiç kimse, hiçbir şart altında beklemesin, aklından dahi geçirmesin.” diye konuştu.

– MHP Genel Başkanı Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı”nda, “Terörist başının tecridi kaldırılırsa, gelsin TBMM DEM Parti Grup Toplantısı”nda konuşsun, terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini haykırsın. Bu dirayet ve kararlılığı gösterirse, “umut hakkı”nın kullanımıyla ilgili yasal düzenlemenin yapılması ve bundan yararlanmasının önü de ardına kadar açılsın.” açıklamasında bulundu.

– CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin TBMM Grup Toplantısında, Bahçeli”nin terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan ile ilgili sözlerine ilişkin, “El yükseltiyorum Devlet Bey. Ben de Kürtlere bir devlet teklif ediyorum. Bütün Kürtlere Türkiye Cumhuriyeti Devleti”nin sahibi olmayı teklif ediyorum.” ifadesini kullandı.

– Genel Kurulda, siyasi parti gruplarının ortak önerisiyle bazı özel sağlık kuruluşlarında yaşanan bebek ölümlerinin tüm yönleriyle araştırılması amacıyla Meclis Araştırma Komisyonu kuruldu.

– Türk askerinin Lübnan”daki görev süresinin 1 yıl daha uzatılmasına ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi, TBMM Genel Kurulunda kabul edildi.

– İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısında, Devlet Bahçeli”nin, terör örgütü elebaşı ile ilgili sözlerini eleştirdi. “Bizim cesetlerimizi çiğnemeden bu cani başı, bu Meclis”e giremez.” diyen Dervişoğlu, Bahçeli”ye yönelik eleştirilerinin ardından elindeki urganı kürsüden fırlattı.

Dervişoğlu, Özgür Özel”in açıklamalarına ilişkin “Kürt kardeşlerimiz bizim gibi bu devletin ortakları, bu milletin asil ve eşit fertleridir. Her sorunun öznesine Kürt kardeşlerimizi koyarak bundan siyasi rant devşirmelerine asla izin vermeyeceğiz.” sözlerini sarf etti.

– TBMM Genel Kurulunda kabul edilen Meclis Başkanlığı tezkeresiyle TUSAŞ Kahramankazan yerleşkesine yönelik terör saldırısı kınandı. Tezkerede, “Arkasında emperyalist güçlerin ve karanlık odakların olduğu terör saldırıları, ülkemizin huzur ve istikrar ortamına zarar veremeyecektir.” ifadesine yer verildi.

– Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK), Birleşmiş Milletlerin (BM) Orta Afrika Cumhuriyeti”nde icra ettiği harekat ve misyonlara katılımına ilişkin verilen yetkinin bir yıl daha uzatılmasıyla ilgili Cumhurbaşkanlığı tezkeresi, TBMM Genel Kurulunda kabul edildi.

– Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, TBMM Genel Kurulu”nda kabul edilerek yasalaştı.

Kanuna göre, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamındaki kredi veren ile tüketiciler arasındaki sözleşmelerin şekil şartı, bir bilişim veya elektronik haberleşme cihazı üzerinden gerçekleştirilecek ve tüketici kimliğinin doğrulanmasını içeren yöntemler yoluyla kurulabilmesine de imkan sağlayarak yeniden düzenlenecek. Buna göre, tüketici kredisi sözleşmesi, yazılı veya mesafeli olarak kurulmadıkça geçerli olmayacak.

– Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, MHP Genel Başkanı Bahçeli”nin, merhum Ziya Gökalp”ten yaptığı alıntıyı hatırlatarak, “Tıpkı Sayın Devlet Bahçeli gibi biz de hayatımız boyunca hep benzer bir hissiyatı dile getirdik, “Coğrafyamızda Türk Kürtsüz, Kürt de Türksüz yaşayamaz, var olamaz, varlığını idame ettiremez” dedik, bunu her zaman kalbimizle söyledik, yüreğimizle söyledik, gönülden söyledik, samimiyetle, ihlas, muhabbetle, hüsnüniyetle söyledik.” dedi.

Erdoğan, “İşte şimdi ülke ve millet olarak Sayın Devlet Bahçeli”nin, Cumhur İttifakı ortağımız MHP”nin elini değil, tüm vücudunu taşın altına koymasıyla çok daha büyük bir imkan ele geçirdik. Önümüze açılan bu fırsat penceresinin iç cepheyi dost düşmana karşı güçlendirme fırsatının millet ve milletin meşru temsilcisi siyaset kurumu tarafından çok iyi değerlendirilmesi gerekiyor.” diye konuştu.

Gazi Meclisten, milletin kürsüsünden seslendiğini dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Sevgili Kürt kardeşlerim, senden bu eli samimiyetle, sımsıkı tutmanı bekliyoruz. Siyonist İsrail”in aparatlığını, emperyalizmin uşaklığını, Türkiye düşmanlarının maşalığını yapanları aradan çekip çıkarmanı istiyoruz. Sevgili Kürt kardeşim, imanına, İslam”ına, ezanına, vatanına, toprağına, kardeşlik hukukuna sahip çıkmanı istiyoruz. “Gel Türkiye Yüzyılı”nı birlikte inşa edelim” diyoruz. “Türkiye Cumhuriyeti çatısı altında al bayrağımızın gölgesinde aydınlık, müreffeh, kardeşçe bir istikbali birlikte kuralım” diyoruz. Bundan 101 sene önce Cumhuriyet”i birlikte kurduk, bu Cumhuriyet benim olduğu kadar senin de Cumhuriyetin. “Gel Cumhuriyet”i birlikte hepimiz için bir esenlik yurdu yapalım” diyoruz. “Gel yumruklarını sıkanları aradan çıkartalım” diyoruz. “Gel terörü meşrulaştıranların, sırtını dağa verenlerin altındaki zemini boşaltalım” diyorum. “Gel milletin verdiği yetkiyi terör baronlarına peşkeş çekenlere, o yetkinin asıl sahibinin kim olduğunu gösterelim” diyorum.”

– MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı”nda “Ekrem İmamoğlu Bey”in siyasetini tasvip etmediğim için kendisiyle görüşmeyi uygun bulmuyorum çünkü bu görüşmeden istismarla, yanlış yorumlarla Türkiye”de bazı gelişmelere MHP”yi de bulaştırmak isteyebilirler.” dedi.

Bahçeli, “Terörist başı, terörün bittiğini, PKK”nın lağvedildiğini, ihanet ve bölücülüğün çıkmaz sokak olduğunu söyleyecekse haydi DEM Grubu”na gelsin, bunları teker teker söylesin, ak koyun kara koyun ortaya çıksın, umut hakkından da istifade etsin. Sözümün arkasındayım ve teklifimde ısrarlıyım.” ifadelerini kullandı.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin TBMM Grup Toplantısı”nda “Kavgayı bitirecek olan, şehit annesinin de Kürt vatandaşımızın evladının da kendisinin de yüzünü güldürecek olan bizleriz. Mecliste bir süreç yürütülmesine, şeffaf, samimi olunmasına, toplumsal mutabakat aranmasına sahip çıkıyoruz.” diye konuştu.

– Kamuoyunda “9. Yargı Paketi” olarak bilinen Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, TBMM Genel Kurulunda kabul edilerek yasalaştı. Kanun”a göre, sesli, yazılı veya görüntülü iletiyle hakaret suçu, uzlaştırma kapsamından çıkarılarak ön ödeme kapsamına alınacak. Soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı olan hakaret suçu bakımından şikayet süresi, her ne suretle olursa olsun fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren 2 yılı geçemeyecek. Arabuluculuk eğitimini tamamlayan ve mesleğinde 20 yıl kıdeme sahip olanlar, yazılı sınava girmeden arabuluculuk siciline kayıt olabilecek.

– TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Brezilya”nın başkenti Brazilya”da düzenlenen 10. G20 Parlamento Başkanları Zirvesi”nde (P20) yaptığı konuşmada, uluslararası hukuk ve Birleşmiş Milletler (BM) kararlarının uygulanmamasının, Gazze”de, Filistin topraklarında ve Lübnan”da süregelen bir devlet terörüne dönüştüğünü belirterek, “Bugün artık İsrail”in Birleşmiş Milletler üyeliğinin askıya alınmasını tartışmanın vakti gelmiştir.” dedi.

– TBMM Başkanı Kurtulmuş, P20 Zirvesi dönüşünde uçakta bir gazetecinin, MHP Genel Başkanı Bahçeli”nin, “Terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan”ın DEM Parti Meclis Grup Toplantısı”nda konuşarak terörün tamamen bittiğini ve PKK”nın lağvedildiğini açıklaması” önerisiyle ilgili soruyu yanıtlarken “Bir eli silahta, bir eli sandıkta siyaset olmaz. Siyasetin sandıktan başka hiçbir yere el atmaması, milli iradenin haricinde başka hiçbir iradeden emir, talimat almaması, onların güdümünde hareket etmemesi lazım. Bu konuda atılacak adımlar Türkiye”yi rahatlatır. Bütün bu müzakerelerin yapılacağı yer de milli iradenin tecelligahı olan Türkiye Büyük Millet Meclisidir.” dedi.

– Yargıya ilişkin düzenlemeler içeren kanun teklifi, TBMM Genel Kurulunda kabul edildi. AK Parti”nin kabul edilen önergesiyle düzenlemeden casuslukta yeni suç ihdasına ilişkin hüküm çıkarıldı. Kanunla, boşanma davası reddinin kesinleşmesinden sonra ortak hayatı kuramayan çiftlerin yeniden dava açabilmesi için gereken süre 3 yıldan 1 yıla indirildi.

– MHP Genel Başkanı Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı”nda, “Mevzubahis vatan, bayrak, millet ve devlet-i ebed müddetse Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile şahsım arasında hiçbir ayrılığın ve ayrışmanın söz konusu dahi olmayacağını mühürlü kalplere, duymayan kulaklara, görmeyen gözlere hatırlatmak dava ve vicdan görevimdir.” ifadelerini kullandı.

Bahçeli, “Bütün Kürt kardeşlerime sesleniyorum: PKK, Kürtleri temsil edemez. Şimdi açıkça görüldü ki bir adım ileri gitmek için yola çıkanları engellemeye çalışanlar vardır. Dün terörist başının yoldaşı olanlar, şimdi Amerika”nın uşağı olmuşlar. Biden”ın üvey evlatlarına, Türk milletinin asil evlatlarını kurban edemeyiz. Buna hakkımız yok. Gelin bir olalım, beraber olalım, hep beraber Türkiye olalım.” diye konuştu.

– 2025 yılı bütçe görüşmelerinin yapıldığı TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda CHP milletvekillerinin İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ve Komisyon Başkanı Mehmet Muş”un komisyon toplantı salonuna girişini engellemeye çalışması üzerine arbede yaşandı.

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, bu gerginliğe ilişkin, “Bu görüntülerin Plan Bütçe Komisyonunun girişinde ortaya konulmuş olması, her şeyden evvel Meclisin demokratik işleyişine, Meclisin yasamanın yanında denetleme fonksiyonunun gerçekleştirilmesine yapılan saygısızca bir davranıştır, bunu kabul etmek mümkün değildir.” dedi.

İçişleri Bakanı Yerlikaya, yaşanan gerginlik sonrası yaptığı konuşmada, “Eleştiri olmadan demokrasi olmaz, bunun bilincindeyim ama demokrasimizin seviyesini korumamız lazım.” değerlendirmesinde bulundu.

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya”nın TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu salonuna girişinde CHP milletvekillerince engellenmeye çalışılmasına ilişkin, “Böyle bir noktada yapılan davranışın uygun olmadığını, hoş olmadığını ifade edebilirim. Burada bir hak aranacaksa bunun yolu bu değildir.” diye konuştu.

AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler ile AK Parti ve MHP grup başkanvekilleri, Bakan Yerlikaya”nın komisyon salonuna girişinde CHP milletvekillerince engellenmeye çalışılmasına tepki gösterdi.

– Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) Başkanı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP Grup Başkanvekilleri Gökhan Günaydın ve Ali Mahir Başarır”ı ziyaretinde, “Hem MHP olsun hem Meclisimizin değerli Başkanı olsun görüşmeye hazırız. Sonuçta konuştuğumuz şey, Türkiye”deki yerel yönetim demokrasisinin, yerel yönetim gücünün daha iyi bir seviyeye ulaşması adına atacağımız adımlar meselesi.” dedi.

– TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay, DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu ve HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, siyasi parti grup başkanvekilleri ve Meclis”teki komisyon başkanları ile görüşerek gündemlerindeki taleplerini aktardı.

– Yetkisiz çakar kullanımına ve ateşli silahlara yönelik cezaların artırılması ile iç güvenlik alanında düzenlemeler içeren Dahiliye Memurları Kanunu ve Bazı Kanunlar ile 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, TBMM Genel Kurulunda kabul edilerek yasalaştı.

– Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Bakanlığının 2025 yılı bütçesinin görüşüldüğü TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, “Kahraman Mehmetçiğin büyük özverisi ve gayretiyle artık Zap”ta da kilit kapatılmıştır. Bölgedeki faaliyetlerimiz aynı tempo ve kararlılıkla devam ediyor, edecektir.” dedi.

– MHP Genel Başkanı Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı”nda yaptığı konuşmada, “İmralı”yla DEM Grubu arasında yüz yüze temasın gecikmeksizin yapılmasını bekliyor, çağrımızı kararlılıkla tekrarlıyoruz.” ifadesini kullandı.

– CHP Genel Başkanı Özgür Özel, MHP lideri Bahçeli”nin açıklamalarına yönelik, “Şehit ailelerinin ve gazilerin gözünün içine bakamayacağımız, onların “Evet” demediği hiçbir şeye “Evet” demeyeceğiz. Onlarla birlikte bu meselenin Türkiye”nin gündeminden çıkması, terörün durması, annelerin ağlamaması, herkesin yüzünün gülmesi için üzerimize düşen ne varsa onu yapmaya hazırız.” dedi.

– DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, partisinin TBMM Grup Toplantısı”nda yaptığı konuşmada, “Biz Öcalan”ın ne dediğini, ne düşündüğünü bizzat ağzından öğrenmek isteriz. DEM Parti”ye, eş genel başkanlara bu sürece bir katkı düşecekse de üzerimize düşen rolü oynamak isteriz. Adalet Bakanlığına bugün başvuru yapacağız.” dedi.

– Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı”nda yaptığı konuşmada, “Türkiye, küresel siyasetin kutup başlarından biri olma rolünü günden güne güçlendirmektedir.” dedi.

İsrail ile Lübnan arasında yürürlüğe giren ateşkes anlaşmasından memnuniyet duyduklarını belirten Erdoğan, “Sahada sükunetin muhafazası noktasında tüm taraftarların, bilhassa da İsrail”in sorumluluklarını harfiyen yerine getirmesini bekliyoruz.” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazze”de katliamın durması ve kalıcı ateşkesin tesisi için Türkiye”nin her türlü katkıya hazır olduğunu ifade etti.

Erdoğan, “Kılıç şakırtıları arasında disiplinsizlik yapanları kahramanlaştırmak neyin nesidir? Allah aşkına bu nasıl bir şuursuzluktur? CHP”nin tarihinin her döneminde olduğu gibi bugün de orduya siyaset bulaştırma, orduyu kışkırtma geleneğinden kurtulamadığı anlaşılıyor. Burada şunu çok net ifade etmek isterim; milletimizin göz bebeği olan ordumuzun yıpratılmasına da siyasi emeller uğruna provoke edilmesine de eyvallah demeyiz. Bu ordu bir zümrenin, bir partinin değil milletin ordusudur. Türk Silahlı Kuvvetleri, Peygamber Ocağı”dır. Milletimizin gurur kaynağıdır. Bu ordu yüzyıllardır, “Allah Allah” nidalarıyla cenk meydanlarını coşturan, “ölürsem şehit, kalırsam gazi” şuuruyla şehadete koşan serdengeçtilerin, yiğitlerin, ölümü öldüren kahramanların ordusudur. Tıpkı Yahya Kemal merhumun ifadesiyle, bu ordu 3 kıta, 7 iklimde İslam”ın bayraktarlığını yapan şanlı bir ordudur.” değerlendirmelerinde bulundu.

– Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, gündemdeki kreş tartışmasına ilişkin, “Kreşlerle ilgili gönderdiğimiz yazı çok açık ve net. Belediye Kanunu”nda belediyelerin kreş açma hakkının olduğunu ama kreş ismi altında anaokulu ve ana sınıfı açmalarına yetkilerinin olmadığını söylüyoruz o yazıda. Dolayısıyla yazımız kreşlerle ilgili değil.” ifadelerini kullandı.

Tekin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu”nu eleştirerek, “Türkçe okuduğunu anlama yetisinin” olmadığını savundu.

– TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi kabul edildi.

– Köy Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, TBMM Genel Kurulunda kabul edilerek yasalaştı.

Kanun”a göre, köyde ikamet eden ve köy nüfusuna kayıtlı olup evi bulunmayan ihtiyaç sahiplerine satılan taşınmazlar üzerinde çeşitli nedenlerle bina yapmayanlara ya da taksitlerini ödemeyen hak sahiplerine 31 Aralık 2028″e kadar ek süre tanınacak. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, bir ilde faaliyet gösterebilecek yapı denetim kuruluşu sayısını belirleyecek.

– TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi”nin görüşmelerine başlanan Genel Kurulda yaptığı konuşmada, “Özgür ve demokratik bir Suriye”nin inşası için Türkiye olarak üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirmeye gayret edeceğiz.” dedi.

– Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Genel Kuruldaki sunuş konuşmasında, “Suriye”de güvenin tesis edilmesiyle, ekonomik ve siyasi ortamın iyileştirilmesiyle birlikte, inanıyorum ki Suriyeli kardeşlerimiz ülkelerine, vatanlarına güvenli onurlu ve gönüllü şekilde döneceklerdir.” dedi.

– TBMM Genel Kurulunda Dışişleri Bakanlığı ve ilgili kurumlarının 2025 yılı bütçesinin sunumunu yapan Bakan Fidan, “Türkiye, Suriye”nin ulusal birliğine, istikrarına, egemenliğine, toprak bütünlüğüne ve refahına büyük önem vermektedir. Bu amaca yönelik olarak bölge ülkeleriyle ve uluslararası aktörlerle çalışmalarımızı devam ettireceğiz.” diye konuştu.

– TBMM Başkanı Kurtulmuş, Kamboçya Senato Başkanı Samdech Techo Hun Sen ile Meclis”te düzenlediği ortak basın toplantısında, “Suriye”deki gelişmeleri takip etmek için en kısa süre içerisinde TBMM”deki siyasi partilerin grup yönetimiyle de konuşarak TBMM bünyesinde Suriye Dostluk Grubu”nu kurmayı teklif edeceğiz.” dedi.

– AK Parti Adıyaman Milletvekili ve TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Üyesi Mustafa Alkayış, Suriye”deki Sednaya Cezaevi”nde yaşanan insan hakları ihlallerinin, Komisyonca incelenmesi talebiyle TBMM”ye dilekçe verdi.

– Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, TBMM Genel Kurulunda Cumhurbaşkanlığı ile bağlı ve ilgili kuruluşların 2025 yılı bütçeleri üzerine yaptığı konuşmasında, “İsrail”in Golan Tepeleri”ni aşan, işgal ettiği alanları genişletici eylemlerini son derece tehlikeli ve Suriye”nin istikrarını bozmaya çalışan eylemler olarak görüyoruz.” dedi.

Yılmaz, “(İsrail) Eylemleri gayrimeşrudur. Bunları hiçbir şekilde tasvip etmediğimizi buradan ifade etmek istiyorum. Hiçbir yabancı güç, Suriye”nin istikrarını bozucu, geleceğini inşa etme çabasını tahrip edici bir tutum içine girmemelidir.” diye konuştu.

– TBMM Genel Kurulunda 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi kabul edildi.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


Nevzat Bahtiyar”ın avukatı Ali Eryılmaz”dan tv100 yayınında bomba açıklama: Korunan bir sanık var

Diyarbakır”ın Bağlar İlçesi”ne bağlı Tavşantepe Köyünde yaşayan 8 yaşındaki Narin Güran”ın katilinin kim olduğu tartışılmaya devam ederken Cansu Canan Özgen ile Hayata Dair programına konuk olarak katılan tutuklu sanık Nevzat Bahtiyar”ın avukatı Ali Eryılmaz, tv100 uzman polis muhabiri Devrim Tosunoğlu”nun sorusu üzerine yaptığı açıklamada, “Bu davada 4 tane sanık var, 4 sanığın dışında korunan 1 sanık daha var” dedi.Diyarbakır”ın Bağlar İlçesi”ne bağlı Tavşantepe Köyünde yaşayan 8 yaşındaki Narin Güran korkunç bir cinayete kurban gitti. Türkiye”nin konuştuğu vahşette Narin Güran”ın katilinin kim olduğu tartışılmaya devam ediyor. Cansu Canan Özgen ile Hayata Dair programına konuk olarak katılan tutuklu sanık Nevzat Bahtiyar avukatı Ali Eryılmaz ve sanık Enes Güran”ın avukatı Av. Mahir Akbilek tv100″de merak edilen yanıtladı. NEVZAT BAHTİYAR”IN AVUKATINDAN FLAŞ AÇIKLAMA Programda tv100 Uzman Polis Muhabiri Devrim Tosunoğlu, “Burada, bu 4 sanığın dışında korunan biri var mı?” diye sormasının ardından Nevzat Bahtiyar avukatı Ali Eryılmaz”dan flaş açıklama geldi.Eryılmaz açıklamasında, “Bu davada 4 tane sanık var, 4 tane sanığın dışındaki bir sanık korunuyor. O korunan kişi bu davanın içerisinde değil” dedi. NAMUS MESELESİ Mİ? Konuşmasına devam eden avukat Eryılmaz, korunan kişinin erkek olmadığını belirterek “Ve olayda bir namus meselesi” dedi.

Source: Haberler


BM: Suriyelilerin ülkelerine dönebilmesi ve ülkenin yeniden inşası uluslararası toplumun desteğiyle mümkün

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) Sözcüsü William Spindler, yurt dışında yaşayan milyonlarca Suriyeli mültecinin ülkelerine geri dönebilmesinin ve iç savaş nedeniyle büyük yıkım yaşanan ülkenin yeniden inşasının uluslararası toplumun desteğiyle mümkün olacağını belirtti.

Spindler, Beşşar Esed rejiminin devrilmesinin ardından yaşananlar ve Suriyeli mültecilerin ülkelerine dönüşlerine ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.

Suriye”de hala zor bir durumun olduğunu söyleyen Spindler, aynı zamanda çok fazla iyimserlik ve umut olduğuna da işaret etti.

Spindler, Suriye”nin son 13 yılda dünyanın en büyük yerinden edilmesine tanık olduğunu hatırlatarak, “Yaklaşık 13 milyon Suriyeli yerinden edildi. 7 milyonu Suriye içinde ve 6 milyonu dünyanın birçok yerinde, Türkiye”de, Lübnan”da, Avrupa”da ve birçok yerde mülteci olarak yerinden edildi. Bu Suriyelilerin çoğu ülkelerine geri dönmek istiyor. Bize söyledikleri bu. Geri dönebilmek için ülke içinde neler olacağını görmeyi bekliyorlar. Durumun düzeldiğini görüyoruz. Güvenlik durumu düzeliyor.” dedi.

BMMYK olarak Suriye”deki operasyonlarına yeniden başladıklarını vurgulayan Spindler, merkezlerinin yüzde 80 kapasite ile hizmet verdiğini dile getirdi.

Spindler, bazı bölgelerde hava güvenliği ile ilgili endişelerin olduğunu ve Suriye topraklarına yönelik İsrail hava saldırılarının sürdüğünü hatırlattı.

Sınırlarda hareketlilik yaşandığına işaret eden Spindler, “Ancak bu yeni bir durum değil. Suriye ile komşuları arasındaki sınırlarda her zaman hareketlilik olmuştu. İnsanlar geliyor ve gidiyor. Dolayısıyla bu değişmedi. İnsanlar hala Suriye”ye geri dönüyor. Çok sayıda değil ancak Türkiye, Lübnan ve diğer ülkelerden dönen insanlar gördük. Ülkelerindeki durum değiştiği için bazı Suriyelilerin ayrıldığını da görüyoruz. Şu anda kesin rakamlara sahip değiliz çünkü sınırın Suriye tarafında henüz yetkililer yok. Yani giriş çıkışları kaydeden kimse yok. Dolayısıyla resmi rakamlara sahip değiliz ama binlerce Suriyelinin geri döndüğünü biliyoruz.” diye konuştu.

“İnsanların tekrar yerinden edilmesini istemiyoruz”

Spindler, komşu ülkelerden bazı bilgilere erişebildiklerine değinerek, “Örneğin, Türkiye”den bilgi aldık. Son zamanlarda yetkililer ülkelerine geri dönen yaklaşık 7 bin 600 Suriyeli olduğunu söyledi. Bu çok küçük bir sayı. Yani şimdiye kadar sayılar çok büyük değil. Lübnan”dan da biliyoruz ki geri dönen birkaç bin Suriyeli oldu ve bu sayılar artmaya devam ediyor. Ancak şu anda kitlesel bir dönüş görmedik çünkü birçok insan hala sahada ne olacağını görmeyi bekliyor.” şeklinde konuştu.

Dünya genelinde yaşayan 6 milyon Suriyeli mültecinin büyük çoğunluğunun ülkelerine dönmeyi istediğini anlatan Spindler, kimsenin mülteci olarak sürgünde yaşamak istemediğini söyledi.

Spindler, Suriyelilerin korkmadan geri dönebilmesi için güvenlik ve emniyetin tesis edilmesinin önemine dikkati çekerek, ülke içindeki yaşam koşullarının insanların geri dönmesinin ve burada kalmaları için elverişli olmasının da önemine vurgu yaptı.

“İnsanların tekrar yerinden edilmesini istemiyoruz.” ifadelerini kullanan Spindler, bunun için temel ihtiyaçların karşılanması gerektiğine işaret etti.

“2025”in ilk 6 ayında ülkelerine dönebilecek 1 milyona kadar Suriyeliye destek olabilmek yardım çağrısında bulunuyoruz”

Spindler, şöyle devam etti:

“Suriyelilerin dönebilmeleri için herkesin ihtiyaç duyduğu barınak, gıda ve iş gibi temel şeylere ihtiyaçları var. Çocukların okula gitmesi, hasta olan insanların sağlığa erişebilmesi gerekiyor. Elektrik, internet, su ve tüm bu temel imkanlara Suriye”nin birçok yerinde hala kolayca erişilemiyor. Bu yüzden bu durum istikrara kavuşursa ve insanların geri dönmesi için koşullar oluşursa birçok insanın geri döndüğünü göreceğiz. 2025″in ilk 6 ayında geri dönebilecek 1 milyona kadar Suriyeliye destek olabilmek için 310 milyon dolarlık yardım çağrısında bulunuyoruz. Uluslararası toplumun Suriye”nin yeniden inşasını desteklemesi gerekiyor. Dönen ve halihazırda Suriye”de bulunan herkesin haklarını güvence altına alan istikrarlı bir hükümete ihtiyacımız var.”

Suriye gibi savaştan harap olmuş bir ülkeye geri dönenler için ilk etapta temel hizmetleri sağlamada zorluklar yaşanabileceğinin altını çizen Spindler, ancak orta ve uzun vadede Suriye”nin kendi halkına ihtiyaç duyduğunu belirtti.

Spindler, “Suriye, ülke dışında olan tüm Suriyelilerin becerilerine, yeteneklerine ve yoğun çalışmalarına ihtiyaç duyuyor, onların geri dönmelerine ve ülkenin yeniden inşasına yardımcı olmalarına ihtiyaç duyuyor. Ülkeleri için çalışmaya hazır genç insanlar var. Dolayısıyla uzun vadede bu insanların geri dönüp ülkenin yeniden inşasına yardımcı olmaları önemli ancak onlara yardım etmemiz gerekiyor. Bunu kolaylaştırmalıyız. Geri döndüklerinde onlara yardım edebilmemiz için yanlarında olmamız gerekiyor. Bunun için uluslararası toplumun Suriye”ye yardım etmesi gerekiyor.” dedi.

Suriyeli mültecilere herhangi bir baskı olmadan dönüş kararı için zaman tanınması gerektiğinin altını çizen Spindler, bu insanların geri dönmeleri için baskı altında kalmamaları gerektiğini kaydetti.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


Büyükelçi Kılıç, Arafta Sorular”a konuştu: Kürtlerin en çok çektiği terör örgütü PKK”dır

24 TV”nin her bölümü merakla beklenen programı Arafta Sorular”ın bu haftaki konuğu Büyükelçi Akif Çağatay Kılıç oldu.”KÜRTLERİN EN ÇOK ÇEKTİĞİ TERÖR ÖRGÜTÜ PKK”DIR””Amerika”da, Avrupa”nın çeşitli ülkelerinde ortaya konulan bir takım cılız seslerle yanlış tabirler kullanılıyor. Ve deniyor ki “Kürtler bizim orta ortağımız” hayır. Sizin ortağınız PKK terör örgütü ve onun uzantıları. Kürtlerin en çok çektiği terör örgütü PKK”dır.””Neyin ne olduğunu biliyoruz ve buna göre hareket edeceğiz. Artık bu noktada ilerleyişimizin durdurulamayacağını herkes biliyor. Amerika”da, Avrupa”nın çeşitli ülkelerinde ortaya konulan bir takım cılız seslerle yanlış tabirler kullanılıyor. Ve deniyor ki “Kürtler bizim orta ortağımız” hayır. Sizin ortağınız PKK terör örgütü ve onun uzantıları. Kürtlerin en çok çektiği terör örgütü PKK”dır. Kürt vatandaşlarımızın da Suriye”de yaşayan, Irak”ta yaşayan Kürtlerin de PKK”yla bir işi yok. Onlar PKK falan istemiyor. Bazılarının kendi kendilerine uydurduğu bir şey yok.””BEDEL ÖDEMEKSE BEDEL DE ÖDEDİ””Siyasi anlamda da zorluklar çıktı ama Cumhurbaşkanımız hiçbir şekilde duruşundan bir santim ödün vermedi. Ve aynı duruşuyla yürümeye devam etti. (Cumhurbaşkanı Erdoğan) Bedel ödemekse bedel de ödedi.””Bütün bu yaşananlar içerisinde Türkiye”nin Suriye özelinde rolüne baktığımız zaman, bugün Dışişleri Bakanımız Hakan Bey Şam”daydı. Orada bir basın toplantısında aslında bütün konuları özetledi. Önceki görevi ile alakalı olarak orada çok emeği var. 2011″de oradaki iç savaş patlak verdiğinde, insanlar haklarını aramak için mücadeleye başladığında, daha sonra gelişen olaylarda Esad rejiminin zalimliğinden, mezaliminden, ölüm korkusuyla kaçan insanlara biz nasıl Türkiye”de kucak açtık? Cumhurbaşkanımız bakın, burada dedim ya biz hani siyaseti de yıllarca yaptık ama bakın en son seçimlerde Cumhurbaşkanımızın aleyhine en çok kullanılan argümanlardan bir tanesi neydi? Türkiye”de bulunan yabancı uyruklar, ama özellikle Suriyeli göçmenler, sığınmacılardı. Bunun üzerine bir siyaset kampanyası yapıldı. Bunun içerisinde maalesef çok öne çıkan ırkçı söylemler oldu. Irkçı söylemlerden oluşturulan, sosyal medyada farklı yaklaşımların sonucunda bazı sıkıntılı durumlar oluşmaya başladı. Siyasi anlamda da zorluklar çıktı ama Cumhurbaşkanımız hiçbir şekilde duruşundan bir santim ödün vermedi. Ve aynı duruşuyla yürümeye devam etti. Bedel ödemekse bedel de ödedi. Yani bu anlamda hem kullanılan siyasi dil hem kendisine, şahsına yapılan saldırılar, siyasi anlamdaki saldırılar, kendisiyle ilgili siyasi yaklaşımıyla ilgili ortaya konan çabalardaki kullanılan yöntemler, bir takım medya kuruluşlarının kendisine karşı takındığı tavır, bunun etkisi altında birçoğunun duygusal anlamda verilen tepkiler olduğunu düşündüğüm bir takım tepkiler. Ama bütün bunun içerisinde hiçbir şekilde değişmeksizin aynı duruşu koydu ortaya. Onlar şu anda muhtaç, ölümle karşı karşıyalar ve oradaki zalimden kaçtılar. Onlar bizim ülkemizde ve bizim milletimizin alicenap olduğunu biliyorum, misafir edecek, sahip çıkacak. Günü geldiği zaman, ortam uygun olduğu zaman dönmek isteyen, gitmek isteyen ülkesine dönecek. Ait olduğu topraklara kim gitmek istemez?””NERESİNDEN BAKARSANIZ BAKIN BU BİZİM AÇIMIZDAN BİR TERÖR SALDIRISIDIR””Ben açıkçası Suriye”deki olaylarla bunun çok bağlantılı olduğunu düşünmüyorum. Almanya”nın içerisindeki yaşanan bir durum gibi geliyor bana. Neresinden bakarsanız bakın bu bizim açımızdan bir terör saldırısıdır.””Bunu bir terör eylemi olarak biz görüyoruz. Aralarında bizim vatandaşlarımızdan yaralananlar oldu. Çok şükür şu an durumları iyi ama ölenler oldu. Ölenler için başsağlığı diliyor, yaralananlar için geçmiş olsun diyoruz. Her terör saldırısı nerede ve ne sebeple olursa olsun bizim kabul etmeyeceğimiz bir şey. Alman makamları araştıracaktır, inceleyeceklerdir. Orada gelen bir sorunu tam doğru zamanda değerlendirememe, önlemini alamama gibi bir durum mevzubahis gibi. Bana biraz 2016″yı çağrıştıran unsurları var. Hani bizim de Türkiye”den iade ettiğimiz teröristlerle alakalı olarak yaptığımız uyarılar dikkate alınmamıştı ve maalesef ondan sonra intihar saldırısıyla çok insanın hayatını kaybettiği saldırılar gerçekleşmişti. Suudi Arabistan vatandaşıymış. Ben açıkçası Suriye”deki olaylarla bunun çok bağlantılı olduğunu düşünmüyorum. Almanya”nın içerisindeki yaşanan bir durum gibi geliyor bana. Neresinden bakarsanız bakın bu bizim açımızdan bir terör saldırısıdır. Ümit ediyorum ki bir an önce aydınlanır. Ve tekrar olmaz.

Source: Www.star.com.tr


Sosyal yardım alan 19 bin kişi bu yıl işe yerleştirildi

İstihdamın korunması ve artırılması, işsizlerin mesleki niteliklerinin geliştirilmesi için çalışmalarını sürdüren İŞKUR, sosyal yardım alan vatandaşların üretken ve kendine yetebilir olabilmeleri için de Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları (SYDV) ile işbirliği yapıyor.

Bu işbirliği sayesinde, çalışabilir durumdaki sosyal yardım yararlanıcıları kendi alın terleriyle hayatlarını kazanırken, sosyal yardım sistemi de daha etkili işliyor.

Yardıma bağımlı hale gelinmesinin önlenmesi ve sosyal yardım sisteminin sürdürülebilirliğinin hedeflendiği proje kapsamında, 2020″den bu yana 73 bin kişinin özel sektörde işe yerleştirilmesi ve 56 bin kişinin aktif iş gücü programlarına katılımı sağlandı.

Bu yıl ise sosyal yardım alan 19 bin kişi işe yerleştirildi, 11 bin kişi de aktif iş gücü programlarına dahil oldu.

Önerilen iş ya da iş gücü programlarına girmeme konusunda ısrar eden sosyal yardım yararlanıcıları ise sosyal yardımlara bağımlı hale gelmemeleri amacıyla durumları tekrar değerlendirilmek üzere SYDV”lere bildiriliyor.

Bu çerçevede, çalışabilir durumdaki 1496 sosyal yardım yararlanıcısı da kendilerine teklif edilen iş ya da programı 3 kez reddettikleri gerekçesiyle, aldıkları yardımlar yeniden değerlendirilmek üzere SYDV”lere bildirildi.

Sosyal yardım yararlanıcıları, yönlendirildikleri iş görüşmesine gitmeleri halinde aylık net asgari ücretin en fazla yüzde 10″una kadar “işe yönlendirme yardımı”, işe yerleşmeleri halinde ise brüt asgari ücretin üçte biri tutarında tek seferlik “işe başlama yardımı” alabiliyor.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


Almanya, çocukların korunması konusunda sosyal medya şirketlerine sorumluluk yüklüyor

“Dijital platformlarda çocuklar” başlıklı dosya haberin dördüncü bölümünde AA muhabiri, Almanya’da çocukların sosyal medyanın zararlarından korunmasına yönelik durumu ve kurumların yaptığı açıklamaları derledi.

Almanya, çocukların ve gençlerin dijital katılım ve dijital yaşam alanlarını güvenli bir şekilde keşfetme hakları bulunduğu gerekçesiyle 16 yaş altı çocuklar için sosyal medya yasağı getirmek istemiyor.

Ancak ülkede, 16 yaşından küçük olanların sosyal medyayı kullanabilmesi için ebeveynlerin izni gerekiyor. Ebeveynler tarafından bu onayın gerçekten verilip verilmediğine ilişkin ise sıkı bir kontrol yapılamadığı görülüyor. Sosyal medya platformlarına kayıt yapılırken çocuklar yanlış doğum bilgileri verilebiliyor. Bu durum, çoğu zaman sosyal medya sağlayıcılarına yönelik bir yaptırım da doğurmuyor.

Almanya, yaş sınırı kontrolü yapılması sorumluluğunu sosyal medya şirketlerine yüklüyor.

Almanya Aile, Yaşlılar, Kadın ve Gençlik Bakanlığından AA muhabirine yapılan açıklama, Avrupa Genel Veri Koruma Yönetmeliği’nin (DSGVO) kişisel verilerin hizmet sağlayıcılar tarafından işlenmesi için 16 yaşın altındaki gençlerin ve çocukların ebeveynlerinden bir onay alınmasını öngördüğüne işaret ediyor.

Açıklamada, bunun yanı sıra çeşitli çevrim içi platformların hüküm ve koşullarında, sağlanan hizmetlerin kullanımı için asgari bir yaşın belirlendiği belirtildi.

DSA çevrim içi sağlayıcılara özel sorumluluk yüklüyor

Avrupa genelinde DSA”ya işaret edilen açıklamada, “Avrupa genelinde geçerli bir düzenleme olarak DSA, yükümlülüğü özellikle çevrim içi sağlayıcılara bırakıyor. AB merkezli dijital hizmet sağlayıcıları, hizmetlerin çocuklara ve gençlere açık olması halinde onları korumak için riski azaltma önlemleri almalıdır.” ifadesi yer aldı.

Bunun sosyal medya platformları için de geçerliliği olduğu vurgulanan açıklamada, VLOP olarak bilinen Çok Büyük Çevrimiçi Platformların AB Komisyonu”nun düzenleme alanına girdiği ve AB Komisyonu’nun bu tür risk azaltma tedbirlerini somutlaştırmak için düzenlemeler çıkarabileceği aktarıldı.

Açıklamada “Komisyon şu an bunlar üzerinde çalışıyor. Alman hükümeti, çevrim içi platformlarda genç ve çocukların korunması için yaşa uygun ayarların büyük önem taşıdığını öne çıkaran görüşünü sundu.” denildi.

Bakanlık sosyal medya için anayasaya uyumlu bir yaş doğrulama sistemi üzerinde çalışmaktadır

Yapısal önleyici tedbirler ne kadar iyi geliştirilirse gençlerin hizmetlerden yararlanma olasılığının da o kadar artacağı vurgulanan açıklamada, “Örneğin etkili ve platforma özel yaş doğrulaması getirilmesi, gençlerin sosyal medyaya yaşa uygun erişimini sağlamak için mantıklı bir önlemdir. Bakanlık şu anda anayasaya uyumlu ve sosyal medyanın yaşa uygun şekilde anonim veya takma adla kullanılmasına imkan tanıyan veri tasarrufu sağlayan bir yaş doğrulama sistemi üzerinde çalışmaktadır.” ifadesi kullanıldı.

Açıklamada, koruma düzenlemelerinin yanında çocukların dijital dünyaya güvenli ve kaygısız katılım hakkını sağlamak için dijital hizmetlerin güvenli kullanılmasının da çok önemli olduğu, çocukların en başından itibaren interneti nasıl güvenli ve sorumlu şekilde kullanacaklarını öğrenmeleri gerektiği belirtildi.

Velilerin bu konuda çocuklarına destek olabileceklerine işaret edilen açıklamada, bakanlığın ebeveynlerin medya eğitim sorumluluklarını yerine getirmelerine yardımcı olmak için çeşitli projelerin desteklendiği kaydedildi.

Katı bir yaş sınırı yerine, etkili ve platforma özgü bir yaş kontrolü önemli

Federal Çocuk ve Gençleri Medyada Koruma Merkezi’nden (BzKJ) yapılan açıklamada da Avustralya”da belirli sosyal medya platformları için 16 yaş sınırı öngören bir yasanın kabul edildiğine işaret edilerek, BzKJ’nin, Alman ve Avrupa hukuku temelinde farklı bir yaklaşımı takip ettiği ve “çocukların dijital haklarını ve sağlayıcıların yükümlülüklerini” merkeze koyduğu vurgulandı.

Birleşmiş Milletler (BM) Çocuk Hakları Sözleşmesi”nin 17. maddesine göre çocukların medyaya katılım hakkı olduğu, bunun sosyal medyayı da kapsadığı vurgulanan açıklamada, sosyal medyaya erişimin genel olarak yasaklanmasının Sözleşme”nin ihlali olduğuna dikkati çekildi.

Açıklamada, “Katı bir yaş sınırı yerine, etkili ve platforma özgü bir yaş kontrolü mantıklı bir önlemdir.” denildi.

BzKJ”ye bağlı bir birimin medya içeriğinin gençler için zararlı olup olmadığını ve onlara sunulup sunulmamasının gerektiğini kontrol ettiği belirtilen açıklamada, “Ancak çocuk ve gençler için modern medya koruması sadece korumayla değil, aynı zamanda (becerileri) güçlendirme ve dijital katılımla da ilgilidir.” ifadesine yer verildi.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


Beşiktaş”tan UEFA”ya başvuru! Twente maçı…

UEFA Avrupa Ligi”nin son haftasında Hollanda ekibi Twente ile deplasmanda karşılaşacak olan Beşiktaş, güvenlik için maçın başka yerde oynanmasını istediğini ve UEFA”ya başvuru yaptığını açıkladı. Siyah-beyazlı ekibin resmi web sitesinden yapılan açıklamada, “Futbol A Takımımızın 30 Ocak 2025 tarihinde FC Twente Stadion”da FC Twente ile oynayacağı UEFA Avrupa Ligi müsabakasına taraftarlarımızın alınmamasına karar veren Enschede Belediye Başkanı Roelof Bleker, 17 Aralık 2024 tarihinde Asbaşkanlarımız Onur Göçmez ile Mete Vardar, UEFA, FC Twente ve Enschede Belediyesi yetkililerinin katılımlarıyla düzenlenen toplantının ardından 20 Aralık 2024 tarihinde tarafımıza gönderdiği resmi yazıyla kararını değiştirmediğini belirtmiş ve kararına gerekçe olarak geçmiş dönemlerde oynadığımız Avrupa müsabakalarında taraftarlarımızın sergilediği davranışları göstermiştir. 17 Aralık 2024 tarihinde düzenlenen toplantıda Asbaşkanlarımız Göçmez ile Vardar”ın her türlü güvenlik önlemini alacağımızı, yerel yetkililerin alacağı her türlü ek önlemi ve talep edilen biletleme prosedürünü eksiksiz bir şekilde uygulayacağımızı taahhüt etmiş olmasına rağmen Bleker”in keyfi şekilde almış olduğu kararda ısrar etmesini ayrımcılık olarak nitelendiriyoruz. FC Twente ile karşılaşacağımız UEFA Avrupa Ligi müsabakasını güvenliğin sağlanamayacağını bizzat belediye başkanı Roelof Bleker”in ifade ettiği Enschede şehrinde oynamak istemiyoruz. Beşiktaş JK olarak; FC Twente-Beşiktaş UEFA Avrupa Ligi maçının iki kulüp taraftarlarının dostça ve güvenli bir şekilde tribünlerinde yer alabileceği bir başka kentte ya da ülkede oynanması için UEFA”ya başvuruda bulunduğumuzu kamuoyunun bilgisine sunarız.” ifadeleri yer aldı.

Source: Fotomaç


Beşiktaş”tan UEFA”ya başvuru!

Beşiktaş, UEFA Avrupa Ligi ndeki Twente maçında deplasman taraftarının alınmayacağını ve bu kararın değişmediğini açıkladı. Siyah-beyazlılar, bu karara, Ayrımcılık diyerek tepki gösterdi. Beşiktaş ayrıca bu karar için UEFA ya başvuru yapıldığını duyurdu. Beşiktaş ın açıklaması şu şekilde: Futbol A Takımımızın 30 Ocak 2025 tarihinde FC Twente Stadion da FC Twente ile oynayacağı UEFA Avrupa Ligi müsabakasına taraftarlarımızın alınmamasına karar veren Enschede Belediye Başkanı Roelof Bleker, 17 Aralık 2024 tarihinde Asbaşkanlarımız Onur Göçmez ile Mete Vardar, UEFA, FC Twente ve Enschede Belediyesi yetkililerinin katılımlarıyla düzenlenen toplantının ardından 20 Aralık 2024 tarihinde tarafımıza gönderdiği resmi yazıyla kararını değiştirmediğini belirtmiş ve kararına gerekçe olarak geçmiş dönemlerde oynadığımız Avrupa müsabakalarında taraftarlarımızın sergilediği davranışları göstermiştir. 17 Aralık 2024 tarihinde düzenlenen toplantıda Asbaşkanlarımız Göçmez ile Vardar ın her türlü güvenlik önlemini alacağımızı, yerel yetkililerin alacağı her türlü ek önlemi ve talep edilen biletleme prosedürünü eksiksiz bir şekilde uygulayacağımızı taahhüt etmiş olmasına rağmen Bleker in keyfi şekilde almış olduğu kararda ısrar etmesini ayrımcılık olarak nitelendiriyoruz. FC Twente ile karşılaşacağımız UEFA Avrupa Ligi müsabakasını güvenliğin sağlanamayacağını bizzat belediye başkanı Roelof Bleker in ifade ettiği Enschede şehrinde oynamak istemiyoruz. Beşiktaş JK olarak; FC Twente-Beşiktaş UEFA Avrupa Ligi maçının iki kulüp taraftarlarının dostça ve güvenli bir şekilde tribünlerinde yer alabileceği bir başka kentte ya da ülkede oynanması için UEFA ya başvuruda bulunduğumuzu kamuoyunun bilgisine sunarız.

Source: Habertürk


Valilik duyurdu: Şanlıurfa”da gösteri ve yürüyüşler yasaklandı

Valilikten yapılan açıklamada, “İlimiz sınırları içinde huzur ve güvenliğin, kişi dokunulmazlığının, mal güvenliğinin ve kamu esenliğinin sağlanması amacıyla; Valilik ve kaymakamlık makamlarının uygun göreceği etkinlikler ile 2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyetleri Kanunu Ek-1 maddesi kapsamındaki oyun, temsil ve benzeri etkinlikler ve ticari kimliği bulunan özel hukuk tüzel kişiliklerinin ticari faaliyetleri hariç olmak üzere, açık alan etkinlikleri, basın açıklamaları, toplanmalar, yürüyüşler, açlık grevleri, oturma eylemleri, nöbet eylemleri, mitingler, stant açma, çadır kurma, bildiri ve broşür dağıtma, afiş ve pankart asma gibi tüm eylem ve etkinliklerin düzenlenmesi yasaklanmıştır. Ayrıca, bu tür etkinliklere destek vermek amacıyla ilimize gelen şahısların ve araçların Şanlıurfa sınırlarına girişleri de 23 Aralık 2024 saat 00.01″den 27 Aralık 2024 saat 23.59″a kadar il merkezi ve ilçeler dahil olmak üzere yasaklanmıştır” denildi.

Source: Www.star.com.tr


Beşiktaş”tan resmi açıklama geldi! Twente maçı için UEFA”ya başvurdu

Beşiktaş, UEFA Avrupa Ligi”ndeki Twente maçında deplasman taraftarının alınmayacağını ve bu kararın değişmediğini açıkladı.Siyah-beyazlılar, bu karara, “Ayrımcılık” diyerek tepki gösterdi. Beşiktaş ayrıca bu karar için UEFA”ya başvuru yapıldığını duyurdu.Beşiktaş”ın açıklaması şu şekilde:”Futbol A Takımımızın 30 Ocak 2025 tarihinde FC Twente Stadion”da FC Twente ile oynayacağı UEFA Avrupa Ligi müsabakasına taraftarlarımızın alınmamasına karar veren Enschede Belediye Başkanı Roelof Bleker, 17 Aralık 2024 tarihinde Asbaşkanlarımız Onur Göçmez ile Mete Vardar, UEFA, FC Twente ve Enschede Belediyesi yetkililerinin katılımlarıyla düzenlenen toplantının ardından 20 Aralık 2024 tarihinde tarafımıza gönderdiği resmi yazıyla kararını değiştirmediğini belirtmiş ve kararına gerekçe olarak geçmiş dönemlerde oynadığımız Avrupa müsabakalarında taraftarlarımızın sergilediği davranışları göstermiştir.17 Aralık 2024 tarihinde düzenlenen toplantıda Asbaşkanlarımız Göçmez ile Vardar”ın her türlü güvenlik önlemini alacağımızı, yerel yetkililerin alacağı her türlü ek önlemi ve talep edilen biletleme prosedürünü eksiksiz bir şekilde uygulayacağımızı taahhüt etmiş olmasına rağmen Bleker”in keyfi şekilde almış olduğu kararda ısrar etmesini ayrımcılık olarak nitelendiriyoruz.FC Twente ile karşılaşacağımız UEFA Avrupa Ligi müsabakasını güvenliğin sağlanamayacağını bizzat belediye başkanı Roelof Bleker”in ifade ettiği Enschede şehrinde oynamak istemiyoruz.Beşiktaş JK olarak; FC Twente-Beşiktaş UEFA Avrupa Ligi maçının iki kulüp taraftarlarının dostça ve güvenli bir şekilde tribünlerinde yer alabileceği bir başka kentte ya da ülkede oynanması için UEFA”ya başvuruda bulunduğumuzu kamuoyunun bilgisine sunarız.

Source: Www.star.com.tr


Beşiktaş, Hollanda”daki Twente maçının güvenlik gerekçesiyle başka yerde oynanmasını istedi

Son cumhurbaşkanlığı seçimi anketinde büyük sürprizler var

Esad”ın devrilmesi sonrası Suriye”de tarihi görüntü

Bir istifa ile hayatı değişti

Memurlara yeni hak geliyor

Ayrıntılar geliyor…

Haberler.com / Alper Kızıltepe – Spor

Esad”ı devirecek planı önce Türkiye”ye sunmuşlar

10 katlı bina büyüklüğünde ve Dünya”ya yaklaşıyor

“Cansız manken” talihsiz kadının hayatını kararttı

Haberler.com”da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve haberler.com”un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

“Cansız manken” talihsiz kadının hayatını kararttı

Sosyal medyayı ikiye bölen din kültürü öğretmeni

Yeni Savunma Bakanı Kasra”dan tarihi ültimatom

“Kervancı Ali”nin tüm malvarlığı hazineye devredildi

Saraya kamera hatta ışık kurdurup buhar olmuş

Taraftarın tepkisi umurunda değil! Güzel oyuncuyla aşk yaşıyor

Son Dakika Haberleri

2025 Dini Günler Takvimi: Ramazan ayı ne zaman? Kurban bayramı tarihi hangi gün? Kandil günleri! ASGARİ ÜCRET HABERLERİ! Asgari ücret ne zaman açıklanacak? 2025 Ocak asgari ücret ne kadar, kaç TL olacak? Benfica – Estoril maçı ne zaman? Benfica Estoril maçı hangi kanalda, şifresiz mi? Orkun Kökçü ve Kerem Aktürkoğlu oynayacak mı? Tiktok Türkiye”de kapatılacak mı? Cumhurbaşkanlığı forsu ve armasında, Türkiye”yi temsil eden güneşin etrafındaki 16 yıldızın temsil ettiği 16 Türk devleti arasında hangisi yoktur? SÜPER LOTO SORGULAMA | 22 ARALIK Süper Loto çekiliş sonucu sorgulama ekranı! Süper Loto sonuçlarına nasıl bakılır? SON DAKİKA! DEPREM Mİ OLDU? 23 Aralık deprem ne zaman, nerede oldu? AFD, Kandilli Rasathanesi son deprem raporları… Roblox ne zaman açılacak, bugün açılacak mı? 23 Aralık Roblox erişim engelinde son durum! KABİNE TOPLANTISI | Kabine Toplantısı”nda ne konuşulacak? Kabine Toplantısı konu başlıkları neler? Kabine Toplantısı ne zaman? Kabine Toplantısı bugün saat kaçta? ASGARİ ÜCRET 4. TOPLANTI | Asgari ücret 4. toplantı ne zaman? Asgari ücret ne zaman belli olacak?

Gelişmelerden Anında Haberdar Olun!
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.

Source: Alper Kızıltepe


2024 yılının kelimesi belli oldu!

TDK”dan yapılan açıklamaya göre, TDK ve Ankara Üniversitesi İletişim Araştırmaları ve Uygulama Merkezi (İLAUM) işbirliğiyle alanında uzman isimlerden oluşan Değerlendirme Kurulu tarafından belirlenen 7 kelime ve kavram, Türk Dil Kurumu internet sitesinde halk oylamasına sunuldu. Oylamaya değer bulunan kelimeler “kalabalık yalnızlık”, “merhamet”, “yabancılaşma”, “algoritma”, “yozlaşma”, “yapay zeka” ve “dijital yorgunluk” olarak belirlendi. Yaklaşık 1 milyon kişinin katıldığı halk oylamasında “2024 yılının kelimesi ve kavramı” olarak “kalabalık yalnızlık” kavramının seçildiği açıklandı. Değerlendirme Kurulu, “kalabalık yalnızlık” kavramına ilişkin “2024 yılında, insanların kalabalıklar içinde yalnız hissettiklerini gösteren araştırmaların sayısında artış olduğu görülmektedir. Birbirlerinin zıddı gibi duran, teklik ifade eden “yalnızlık” ile çokluk ifade eden “kalabalık” aynı anda var olabilmektedir. Sosyolojik, psikolojik, iletişimsel gerekçelerle açıklanabilen bu durum, bireylerin gündelik yaşamlarında, kurdukları ilişki biçimlerinde kendisini göstermektedir.” değerlendirmesinde bulundu.

Source: Internet Haber


Fransa İslam Konseyi, Almanya”daki Noel saldırısında Müslümanlara yönelik dezenformasyona tepki gösterdi

CFCM”den yapılan yazılı açıklamada, 21 Aralık”ta Almanya’nın Magdeburg kentindeki Noel pazarına yapılan ve 5 kişinin hayatını kaybettiği saldırının hemen ardından failin İslami motiflerle hareket ettiği yönünde yanlış bilgi yayan sosyal medya kullanıcıları eleştirildi.

Almanya”da Noel pazarı saldırganı tutuklandıNoel pazarına araçla saldırının şüphelisi, İslam karşıtı ve siyonizm destekçisi

Bu asılsız yorumların temelinde ideolojik ön yargılara dayalı tutumun yattığını bildiren CFCM, hakikat ortaya çıkmadan konuya ilişkin dezenformasyon yapanların ideolojik ön yargılarını beslemek için saldırıyı “araçsallaştırdığını” vurguladı.

Özellikle sosyal medya ortamında yalan haberlerin toplumda tansiyonu yükselttiğini ve bölünmeye sebep olduğu aktarılan açıklamada, bilginin tahlili hususunda tüm internet kullanıcıları sorumlu olmaya çağırıldı.

CFCM”nin açıklamasında Noel pazarına yönelik “rezil” saldırı şiddetle kınanmış ve Alman halkı ile dayanışma mesajı verilmişti.

21 Aralık”ta Almanya”nın Magdeburg kentinde Noel pazarına araçla yapılan saldırıda 5 kişi hayatını kaybetmiş 60 kadar kişi yaralanmıştı. Saldırının hemen ardından gözaltına alınan şüpheli Suudi Arabistan doğumlu doktor Talib A’nın İslam karşıtı, aşırı sağ ve siyonizm destekçisi olduğunu anlaşılmıştı.

İngiltere”nin Southport kentinde 29 Temmuz”da 17 yaşındaki bir saldırganın, 3 çocuğu öldürdüğü, 8″i çocuk 10 kişiyi yaraladığı bıçaklı saldırıda, failin Müslüman ve göçmen olmadığı açıklanmasına rağmen aşırı sağcıların sosyal medyada yaydığı spekülatif haberler üzerine İslam karşıtı ve ırkçı şiddet olayları baş göstermişti. Aşırı sağ grupların şiddet eylemleri günlerce süren eylemleri ülkenin birçok noktasına yayılmıştı.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


Oxfam, son aylarda Gazze”nin kuzeyine yalnızca 12 yardım tırının girdiğini açıkladı

Oxfam”dan yapılan açıklamada, Gazze”nin kuzeyine girecek yardım tırlarını denetleyen İsrail”in son 2,5 ayda 34 tıra izin verirken, yardım dağıtma işlemlerinin kasıtlı geciktirmeler ve İsrail ordusunun engellemeleriyle aksadığı bildirildi.

Uluslararası sivil toplum kuruluşlarının (STK) İsrail”in bölgeye saldırılarını yoğunlaştırdığı 6 Ekim”den bu yana Gazze”nin kuzeyine girişlerinin engellendiği kaydedilen açıklamada, bu nedenle bölgedeki yardıma muhtaç kişilerin sayısının da belirlenemediği vurgulandı.

Açıklamada, Gazze”nin kuzeyine yalnızca Birleşmiş Milletler (BM) yardım tırlarının girişine izin verildiği ifade edilerek, bu sayının son 2,5 ayda 34 olduğu, ancak bunların hepsinin yardımlarını dağıtamadığı kaydedildi.

Geçen ay 11 tırlık bir konvoyun Cebaliye bölgesindeki arama noktasına geldiği, giriş izni verilmesinden bir süre sonra ise askerler tarafından durdurulduğu hatırlatılan açıklamada, sivillerin girişinin yasak olduğu askeri bölgede tırın yeniden boşaltıldığı belirtildi.

Açıklamada, geçen ay 14 tıra izin verildiği, ancak giriş belgelerinin gecikmesinden dolayı yalnızca 3 tırın Gazze”nin kuzeyindeki Beyt Hanun”a girebildiği bilgisi yer aldı.

Bu tırların Gazzelilerin sığındığı bir okulda yardım dağıttığı kaydedilen açıklamada, “Yardım dağıtılırken İsrail askerleri ve dronlar okula ateş açtı ve bölgeyi terk etme uyarısı yaptı. Diğer gün İsrail ordusu geri döndü, okulu bombaladı ve binaları yaktı.” ifadeleri kullanıldı.

İsrail ordusunun Gazze”ye 39 gün aradan sonra, 19 Aralık”ta 9 yardım tırının daha girişine izin verdiği ve bu tırların da Beyt Hanun”da su ve gıdadan oluşan yardımları dağıttığı kaydedilen açıklamada, bölgeye girerek yardım dağıtabilen tır sayısının 2,5 ayda toplam 12 olduğu bildirildi.

“Çocuk ve kadınlar çöp dağlarının altında yiyecek artıkları arıyor”

Entegre Gıda Güvenliği Aşama Sınıflandırması”na (IPC) göre Gazze”nin kuzeyinde bir kıtlığın yaşandığı, diğer bölgelerinde ise kıtlık riskinin çok yüksek olduğu kaydedilen açıklamada, “İnsanlar, hayatta kalmak için akla gelmeyecek umutsuz yolları denemeye mecbur ediliyor. Çocuklar ve kadınlar hastalık riski altında, metal parçalarıyla yaralanma riskini alarak ve patlamamış bombalarla karşılaşma tehlikesine rağmen çöp dağları altında çıplak elleri ve çoğunlukla çıplak ayaklarıyla yiyecek artıkları arıyor.” ifadelerine yer verildi.

Açıklamada, Gazze”nin bugün dünyada en yüksek sayıda uzvu kesilen çocuğa ev sahipliği yaptığı, Gazze”de yaklaşık 130 bin yerinden edilmiş sivil bulunduğu, bunlardan 91 bininin kadın ve kız çocuğu olduğu bildirildi.

İsrail ordusunun bölgeye giren yardımları kasıtlı olarak engellediğine işaret edilen açıklamada, “Düzenli çalışan Erez Sınır Kapısı dışında tüm sınır kapıları kısıtlı biçimde çalışıyor. Bölgedeki Oxfam çalışanları bu hafta, her yerde insani yardıma erişimin tüm zamanların en düşük seviyesinde olduğunu söyledi. Kış şartlarının, derme çatma barınaklarda yaşayan 1,6 milyon kişiyi etkilemesi bekleniyor. Bunların yarım milyonu sel riskine açık yerlerde yaşıyor.” denildi.

BM”nin 1,6 milyon kişiden yalnızca yüzde 23″üne yağmur ve soğuktan korunmak için destek verebildiği de hatırlatıldı.

“İsrail”in açlığı silah olarak kullanmasına rağmen dünya liderleri hiçbir şey yapmıyor”

Bölgedeki yaşama dair Gazze halkının Oxfam çalışanlarına yaptığı değerlendirmeler de açıklamada yer aldı. Gazze”nin merkezinden zorla çıkarılan bir kişi, yorulmamaları için çocuklarına daha az oyun oynama tavsiyesi verdiğini söyledi.

Bir dede ise 15 torununa paylaştırmak için bir paket bisküvisi olduğunu anlatırken, “Barınağa ihtiyacımız var ama basit bir plastik branda 180 dolar (yaklaşık 6 bin lira) ve bizim bir barınak için en az 5 tanesine ihtiyacımız var. Elektriğe ulaşma şansımız yok. Elimizden gelen her şeyi yapıyoruz ama yetmiyor.” dedi.

Açıklamada Deyr El Balah”taki 19 fırından 6″sının faaliyette olduğu, bir ekmek için gece 03.00″te başlayan sıraların uzun saatler sürdüğü de bildirildi.

Oxfam”ın Orta Doğu ve Kuzey Afrika Direktörü Abi-Khalil ise değerlendirmesinde, “İsrail”in uluslararası hukuku herkesin gözü önünde ihlal etmesine ve açlığı bir silah olarak kullanmasına rağmen dünya liderleri hiçbir şey yapmıyor.” ifadelerini kullandı.

Abi-Khalil, Gazze”de kamu hizmetlerinin çöktüğünü, insani yardım sisteminin ise yıkılmak üzere olduğunu vurgulayarak, “Uluslararası kamuoyuna yalvarıyoruz, bunu durdurun. İsrail”i durdurmak için diplomatik ve ekonomik gücünüz var. Ateşkes olmadan geçen her gün, yüzlerce insan için ölüm cezası anlamına geliyor.” açıklamasını yaptı.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


PKK/YPG”nin zulmünden kurtulan kadın: Türkiye ilk girdiğimde şükür secdesi yaparak, yeri öptüm

Suriye”nin Afrin ilçesinde 2017 yılında terör örgütü PKK/YPG mensuplarınca 15 gün alıkonulan ve tecavüze uğrayan kadın, yaşadığı zulmü anlattı.Güvenlik gerekçesiyle yüzünü kameraya göstermeden yaşadıklarını AA muhabirine Arapça anlatan Suriyeli 51 yaşındaki M.M, Halep kentinde ailesiyle yaşarken iç savaşın başladığı yıllarda eşini ve büyük oğlunu kaybettiğini, üç çocuğuyla Türkiye”ye sığınmak üzere 2017″de Halep”ten otobüsle yola çıktıklarını söyledi.O zamanlar terör örgütü PKK/YPG işgali altında olan Afrin ilçesi girişinde örgüt mensupları tarafından otobüslerin durdurulduğunu anlatan M.M, daha sonra terör örgütü mensuplarınca bir eve götürüldüklerini ifade etti.Kendisinin aralarında bulunduğu dört kadının terör örgütü PKK/YPG”nin sözde elebaşılarından biri tarafından alıkonulduğunu ve başka bir eve götürüldüklerini ifade eden M.M, 15 gün boyunca örgüt üyelerinin tecavüzüne uğradığını dile getirerek, “Ben o 15 gün içinde çok perişan haldeydim. Oradan çıktıktan sonra her anlamda perişandım.” dedi.M.M, şunları anlattı:”PKK/YPG terör örgütünün kadın görevlileri, bize insan değil, sanki hayvan muamelesi yapıyorlardı. Bize çok işkence yapar, tekme atar ve duvara çarparlardı. Ben yola çıktığımda Türkiye”ye gelecektim ama bu olaydan sonra gelemedim tekrar geldiğim yere geri döndüm. Münbiç”te benim akrabalarım oturuyordu oraya gittim. Oradaki hastaneye giderek tedavi gördüm. Kendimi toparladıktan sonra Türkiye”ye gelebildim. Türkiye ilk girdiğimde şükür secdesi yaparak, yeri öptüm. Sağ salim çıktığım için Allah”a hamdolsun.”- “TERÖR ÖRGÜTÜNÜN SURİYE”NİN İÇİNDEN ÇIKMASINI İSTİYORUZ”M.M, hayatının en zor anlarını terör örgütünün kendisini alıkoyduğu zamanda yaşadığını belirtti.Terör örgütü PKK/YPG”nin Suriye”den çıkmasını isteyen M.M, sözlerini şöyle tamamladı:”Bütün dünyaya ve Avrupa ülkelerine sesleniyorum; Suriye içinde bu terör örgütüne bağlı olan ve bunlar adına silah taşıyan herkesin çıkmasını istiyorum çünkü bunlar insan değil, kadınlara ve kızlara tecavüz ediyorlar. Kızlar daha 13 yaşına gelmeden onlara tecavüz ediyorlar. Ölülere bile zarar veriyorlar. Onların olduğu yerdeki insanlar, çok büyük zorluklar çekiyor. Kimsenin evinden çıkmasına izin vermiyorlar, çıkanların kimliğini alıyorlar. Bu PKK/YPG terör örgütünün Suriye”nin içinden çıkmasını istiyoruz. Bunun için herkese sesleniyoruz, bu kişilerin çıkarılmasını ve ait oldukları yerlere gitmelerini istiyoruz.”

Source: Www.star.com.tr


PKK/YPG tarafından kaçırılan kadının 15 günde başına gelmeyen kalmadı

Güvenlik gerekçesiyle yüzünü kameraya göstermeden yaşadıklarını AA muhabirine Arapça anlatan Suriyeli 51 yaşındaki M.M, Halep kentinde ailesiyle yaşarken iç savaşın başladığı yıllarda eşini ve büyük oğlunu kaybettiğini, üç çocuğuyla Türkiye”ye sığınmak üzere 2017″de Halep”ten otobüsle yola çıktıklarını söyledi. O zamanlar terör örgütü PKK/YPG işgali altında olan Afrin ilçesi girişinde örgüt mensupları tarafından otobüslerin durdurulduğunu anlatan M.M, daha sonra terör örgütü mensuplarınca bir eve götürüldüklerini ifade etti. 15 gün boyunca tecavüze uğramış Kendisinin aralarında bulunduğu dört kadının terör örgütü PKK/YPG”nin sözde elebaşılarından biri tarafından alıkonulduğunu ve başka bir eve götürüldüklerini ifade eden M.M, 15 gün boyunca örgüt üyelerinin tecavüzüne uğradığını dile getirerek, “Ben o 15 gün içinde çok perişan haldeydim. Oradan çıktıktan sonra her anlamda perişandım.” dedi. M.M, şunları anlattı: “PKK/YPG terör örgütünün kadın görevlileri, bize insan değil, sanki hayvan muamelesi yapıyorlardı. Bize çok işkence yapar, tekme atar ve duvara çarparlardı. Ben yola çıktığımda Türkiye”ye gelecektim ama bu olaydan sonra gelemedim tekrar geldiğim yere geri döndüm. Münbiç”te benim akrabalarım oturuyordu oraya gittim. Oradaki hastaneye giderek tedavi gördüm. Kendimi toparladıktan sonra Türkiye”ye gelebildim. Türkiye ilk girdiğimde şükür secdesi yaparak, yeri öptüm. Sağ salim çıktığım için Allah”a hamdolsun.” M.M, hayatının en zor anlarını terör örgütünün kendisini alıkoyduğu zamanda yaşadığını belirtti. “Bunlar insan değil” Terör örgütü PKK/YPG”nin Suriye”den çıkmasını isteyen M.M, sözlerini şöyle tamamladı: “Bütün dünyaya ve Avrupa ülkelerine sesleniyorum; Suriye içinde bu terör örgütüne bağlı olan ve bunlar adına silah taşıyan herkesin çıkmasını istiyorum çünkü bunlar insan değil, kadınlara ve kızlara tecavüz ediyorlar. Kızlar daha 13 yaşına gelmeden onlara tecavüz ediyorlar. Ölülere bile zarar veriyorlar. “Terör örgütünün Suriye”nin içinden çıkmasını istiyoruz” Onların olduğu yerdeki insanlar, çok büyük zorluklar çekiyor. Kimsenin evinden çıkmasına izin vermiyorlar, çıkanların kimliğini alıyorlar. Bu PKK/YPG terör örgütünün Suriye”nin içinden çıkmasını istiyoruz. Bunun için herkese sesleniyoruz, bu kişilerin çıkarılmasını ve ait oldukları yerlere gitmelerini istiyoruz.”

Source: Internet Haber


Arif Verimli”den Müge Anlı sorusuna olay yanıt! “Bu vefasızlık” diyerek sordu

Müge Anlı ile Tatlı Sert programında uzun süre yer alan ünlü psikiyatrist Arif Verimli, programa veda ettikten sonra yaptığı açıklamalarla dikkat çekmişti. Verimli, program ekibiyle yaşadığı sorunlardan dolayı ayrıldığını belirterek Müge Anlı ile Şevki Sözen”e kırgın olduğunu dile getirmişti. Arif Verimli, açıklamalarında “Orada olanlar toplumun gerçeğini yansıtmıyor” diyerek, programa katılan kişilerin davranış bozuklukları gösteren bir grup insan olduğunu ve bunun binlerce kişiye izletilmesinin toplumun gerçeklerini yansıtmadığını ifade etmişti. Arif Verimli, ayrılığının ardından herhangi bir öfke duymadığını vurgulayarak, “Ben pişman değilim, onlara başarılar diliyorum” dese de zaman zaman sosyal medyadaki ifadeleriyle gündeme geliyor. Verimli son olarak “Sayın hocam Müge Anlı geçen programda Rahmi ve Şevki hocam olmasa ben olamazdım bu programı yapamazdım dedi bu vefasızlık hakkında ne düşünüyorsunuz?” sorusuna şu yanıtı vererek dikkat çekti: “Umurumda değil.. Ben bırakmışım gitmişim.”

Source: Internet Haber


İtalyan hükümetinden yapay zeka devine ceza

İtalyan düzenleyici kurum, yaptığı soruşturmada OpenAI”ın Mart 2023″teki veri ihlalini bildirmediğini ve 13 yaş altı kullanıcılar için yeterli koruma mekanizmaları bulunmadığını tespit etti. Yapay zeka şirketi ayrıca kullanıcı verilerini işlerken şeffaflık ilkesini ihlal etmekle de suçlandı. Yapay Zeka Şirketlerine Denetim Artıyor İtalyan Veri Koruma Kurumu (IDPA), OpenAI”ın ChatGPT hizmetinde tespit ettiği eksiklikler ve ihlaller nedeniyle kapsamlı bir yaptırım paketi uyguladı. Kurum, yapay zeka şirketinin özellikle genç kullanıcıların korunması konusunda yetersiz kaldığını vurguladı.Para cezasının yanı sıra OpenAI”a getirilen en önemli yükümlülük, altı ay sürecek bir kamuoyu bilinçlendirme kampanyası oldu. Bu kampanya kapsamında şirket, ChatGPT”nin veri toplama ve kullanma yöntemlerini radyo, televizyon, gazeteler ve internet üzerinden halka açıklayacak.Soruşturma sırasında OpenAI”ın yapıcı yaklaşımı, cezanın miktarının azalmasını sağladı. Şirket ayrıca Avrupa operasyonlarını İrlanda”ya taşıdı ve bundan sonraki süreçte İrlanda Veri Koruma Kurumu (DPC) başrol üstlenecek.

Source: Haberler


TBMM Başkanı Kurtulmuş: Küresel sistemin kendisi sorunların kaynağı haline gelmiştir

Kurtulmuş, resmi ziyaret kapsamında bulunduğu Kuzey Makedonya”da, Kalkandelen Üniversitesi”ndeki “Yeni Küresel Sistem Arayışı Konferansı”nda konuştu.Yaşanılan sorunların, dünyanın her bölgesini, ülkesini, bütün halkları yakından ilgilendirdiğini belirten Kurtulmuş, sorunlara yönelik çözümlerin de küresel olması gerektiğini vurguladı.Sorunların derinlikli ve çok yönlü yaklaşımlarla çözülebileceğini ifade eden Kurtulmuş, dünyada açlık ve kıtlık sorununun yaşandığını dile getirdi.İnsanların bir bardak temiz suya, bir lokmaya muhtaç olduğuna dikkati çeken Kurtulmuş, dünyanın birçok yerinde çeşitli nedenlerle yaşanan kitlesel göç hareketlerinin insanlığı tehdit ettiğini belirtti.Numan Kurtulmuş, savaşların, gerilimlerin, çatışmaların, iç savaşların her ülkeyi ilgilendiren sorunlar haline geldiğine dikkati çekti.Küresel iklim ve çevre krizinin de dünyanın her yerini ilgilendirdiğini anlatan Kurtulmuş, “İklim değişikliğinin artık hemen her yeri yakından etkilediğini, bunun devasa sorunlar haline geldiğini biliyoruz.” diye konuştu.Dünyada başka sorunların da olduğunu aktaran Kurtulmuş, yeryüzünde evrensel değerlerin tamamen ortadan kaybolduğunu söyledi.- “KÜRESEL SİSTEMİN KENDİSİ SORUNLARIN KAYNAĞI HALİNE GELMİŞTİR”Filistin”de devam eden İsrail”in saldırganlığını, soykırım ve sistematik savaş suçlarını, yeryüzünde temel insani değerlerin aşınmaya uğramasının göstergesi olarak nitelendiren Kurtulmuş, “İnsan haklarından, insan onurundan, milletlerin egemenliğinden, halkların bağımsızlığı ve özgürlüğünden bahseden uluslararası öğretinin tamamı iflas etmiş, çöp tenekesine atılmıştır. Artık uluslararası hukuk çerçevesinde sorunları çözebilecek bir küresel iradenin olmadığını çok açık bir şekilde görüyoruz. Küresel sistem, sorun çözmenin ötesinde bizatihi kendisi sorunların kaynağı haline gelmiştir.” değerlendirmesinde bulundu.Rusya-Ukrayna savaşının çözümüne ilişkin, “Rusya”nın BM Güvenlik Konseyinde veto hakkı varken bu sorunu çözmek nasıl mümkün olabilir?” diye soran Kurtulmuş, “İsrail”in, Filistin topraklarındaki işgalleri, saldırganlığı, artık dünya kamuoyu tarafından büyük bir soykırım olarak görülen insanlık suçlarını ABD veto hakkına sahip BM ülkesiyken nasıl önleyeceksiniz? Bizatihi evrensel değerler etrafında tesis edildiğini zannettiğimiz uluslararası sistem, önce bu değerlerin çökmesi, değerlerin artık uygulanamaz hale gelmesiyle birlikte tamamıyla çöküşe, çözülüşe doğru gelmiştir.” ifadesini kullandı.Dünyanın bütün üniversitelerinin bu konuda uğraşarak çözüm üretmek zorunda olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, küresel sistemin yeniden inşası, hakkaniyetli, adaletli sistem inşası konusunda geniş ve yoğun çabalar ortaya konulması gerektiğini anlattı.Diğer bir evrensel gelişmeyi ise çok kutupluluğun hakim olacağı yeni bir döneme girilmesi olarak tanımlayan Kurtulmuş, Berlin Duvarı”nın yıkılması ve Afganistan”dan ABD”nin apar topar çekilmesiyle yaşananları hatırlattı.Berlin Duvarı”nın yıkılmasını ve ABD”nin Afganistan”dan ayrıldığı sıradaki uçağın görüntüsünü sembolik iki görüntü olarak nitelendiren Kurtulmuş, şunları kaydetti:”2022″den sonra, yeni bir dünya düzeninin kurulacağı döneme girdik. Nasıl, ne şekilde gelişeceğiyle ilgili bugünden bazı öngörüler yapılmakla birlikte tamamıyla kesin bir şey söyleyemeyiz. Kesin olarak söyleyeceğimiz tek şey bundan sonraki dönem hiçbir ülkenin, hiçbir bölgenin tek başına yöneteceği bir dünya sistemi olmayacaktır. Çok kutupluluğun, çok merkezliliğin hüküm sürdüğü dünyanın hemen her yerinde bu çok kutuplu ve çok merkezli siyasal gelişmelerin etkisinin olduğu bir döneme giriyoruz.Hiç şüphesiz Balkan coğrafyası da bu çok merkezli, kutuplu yeni dünyanın gelişmesinden yeterince payını alacak ve bu dönemin getirdiği şartlara göre yeni siyasal, kültürel, ekonomik şartlarla karşı karşıya kalacaktır. Balkan halkları olarak da çok kutuplu yeni dönemin şartlarına hazırlıklı olmamız, bununla ilgili hem ülkelerimizde milli olarak kendi birikimimizi gözden geçirmemiz hem de çok kutuplu sistemin inşasına sunacağımız katkıları gözden geçirmemiz gerekir. Bu anlamda çok kutupluluk yeni bir denge arayışının ortaya çıktığı bir dönemin işaretidir.”

Source: Www.star.com.tr


GYODER: İnşaat sektöründe nitelikli işçi bulamama sorunu büyüyor

Gayrimenkul Yatırımcıları Derneği (GYODER) tarafından Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi’ne (BETAM) yaptırılan “İnşaat Sektörü ve İş Gücü Dinamikleri: Türkiye’24” araştırmasının sonuçları, sektörün önde gelen STK’larının temsilcileriyle değerlendirildi. Toplantının açış konuşmasını yapan GYODER Başkanı Neşecan Çekici, ‘’Sektörümüzün en büyük sorunlarından biri olan iş gücü sorununu yaklaşık 1,5 yıl önce derinlemesine irdelemek amacıyla araştırma ve saha anket çalışmalarının temellerini attık. Sektörümüzün en büyük sorunlarından biri nitelikli işçi bulamama sorunu. Özellikle depremden sonra bu durum daha da arttı. Buradan hareketle sorunları anlamayı ve veriler üzerinden verimlilik analizi yaparak çözüm önerileri sunmayı hedefledik. Raporun tamamlanmasından sonraki aşamadaki amacımız, sektörümüzün sivil toplum kuruluşlarıyla raporu mercek altına alıp, Uzun Vadeli Stratejik İş Gücü Platformu için çalışmalara başlamak. İlgili derneklerin spesifik duyarlılıklarını dikkate alarak çalışmanın farklı boyutlarını ele alıp genişletebileceğimizi düşünüyoruz. İş gücü talebini, arzını ortaya koymak, varsa iş gücü açığını anlamak ve insan kaynağı aksiyonlarını belirlemek gibi bir hedefimiz var” diye konuştu. 12 bin kişiyle anket yapıldı İnşaat sektörünün güncel sorunlarını belirlemeyi ve bu sorunların çözümlerine yönelik önlem ve politikalar önermeyi amaçlayan “İnşaat Sektörü ve İş Gücü Dinamikleri: Türkiye’24” Raporu için İstanbul Ekonomi Araştırma (İEA) tarafından Türkiye çapında 12.037 çalışan ile anket gerçekleştirildi. İşveren tarafında da 92 kişiyle görüşüldü. İnşaat sektörünün bedensel güç gerektirmesi, ağır çalışma koşulları, mesai saatlerinin uzunluğu, hafta sonu çalışma, iş kazaları riskinin yüksekliği gibi araştırmadan çıkan sonuçlar değerlendirildi. “Her STK kendine ev ödevi çıkarmalı” Toplantıda katılımcılara raporun sunumunu yapan Prof. Dr. Ali Hepşen, araştırmada ön plana çıkan zorlukların ağır çalışma koşulları, sürdürülebilirlik sıkıntıları ve arz-talep dengesizlikleri olduğuna dikkat çekerek “Rapor 4 başlıkta hangi konuların daha iyi hale getirilebileceğini vurguluyor. Her STK kendine ev ödevini çıkarmalı. Mevcut çalışma koşullarının daha iyi hale gelmesi için hep beraber, kamuoyunu da devreye alıp birtakım iyileştirmelerin yapılması gerekiyor” dedi. “Önce işi cazip hale getirmek lazım” İş gücü arzındaki sıkıntının sadece depremle ilgili olmadığının, depremle daha da ağırlaştığının altını çizen Prof. Dr. Seyfettin Gürsel, “Temelde sorunlar var. Avrupa”ya baktığımızda da aslında bu sorunun başka ülkelerde çok daha önce yaşandığını görüyoruz. Birincisi tabii ki koşulları iyileştirmeye çalışıyorlar ve potansiyel iş gücünde ve genç kuşaklarda farkındalık yaratmaya çalışıyorlar. Kadınları sektöre çekmek için çağrı yapıyorlar. Avrupa’da kadınlar inşaatlarda çalışıyor. İş gücü arzındaki kısıtlılığı aşmak için her şeyden önce işi cazip hale getirmek lazım. Sektörün algısı çok önemli. Olduğundan daha kötü olduğuna dair bir inanç var. Bunun kırılması gerekli’’ diyerek sözlerini tamamladı. Sektörde pek çok konuda yaratılan iyileşmelerin toplum nezdinde farkında olunmadığına dikkat çekti. “İtibarlı bir iş olduğu anlatılmalı” Türkiye”de geçmişte köyden kente göç ve tarımdan inşaata geçişler ile inşaatlarda işçi ve dolayısıyla usta yetiştiğine, fakat artık gençler için hizmet sektörünün daha cazip hale geldiğine dikkat çeken Prof. Dr. Ozan Bakış, yüksek kazanç elde eden inşaat ustalarının, bu sektörde çocuklarının çalışmasına sıcak bakmadıklarına değindi. Kadınların ve gençlerin bu işe yönelmemesinin sebebinin itibar sıkıntısı olduğunu dile getiren İstanbul Ekonomi Araştırma Genel Müdürü ve Kurucusu Can Selçuki ise “Mesela moto kurye olmak ve mağazalarda çalışmak gençler arasında yaygın ve tercih edilen bir iş. Gençler ve kadınlar için buranın itibarlı bir iş olduğu anlatılmalı” diye konuştu.

Source: Dünya Gazetesi


Fatih Erbakan”dan “asgari ücret en az 35 bin lira olmalı” çıkışı

Erbakan, Meclis”te düzenlediği basın toplantısında, 2025 yılı bütçesinin TBMM Genel Kurulunda kabul edildiğini hatırlattı. Bütçe görüşmelerinde, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz”ın “pembe tablo” çizdiğini söyleyen Erbakan, mali disiplinin sağlanamadığını savundu. Partilerinin görüşlerinin dikkate alınmadığını belirten Erbakan, iktidarın 2025″te de hataları tekrarlayacağını ileri sürdü. Erbakan, 2025 yılı bütçesini “borç ve faiz bütçesi” olarak nitelendirdi. Bütçenin, milletin bütçesi olmadığını dile getiren Erbakan, “2025 yılı bütçesinde emeklilerimize, dar gelirlilerimize yer yoktur. Bütçede, çiftçimizin, esnafımızın emeklerinin karşılığı yoktur.” diye konuştu. Vergide adaletsizlik olduğunu öne süren Erbakan, kamuda israf yapıldığını kaydetti. Bütçede yaklaşık 2 trilyon liranın faiz ödemesine ayrıldığını ifade eden Erbakan, faize ayrılan bütçeyle 750 bin konut, asgari ücretliye de 16 bin lira ek ödeme yapılabileceğini söyledi. Fatih Erbakan, vergilerin yüzde 44 artırılacağını, buna rağmen asgari ücretliye, işçiye, memura ve emekliye bu oranın altında zam yapılacağını dile getirdi. “Enflasyonumuz talep kaynaklı enflasyon değildir” Enflasyonla mücadelede izlenen yolun ve yöntemlerin hatalı olduğunu savunan Erbakan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Enflasyonla mücadele edeceğiz diye talebi kısmaya, dar gelirlinin alım gücünü daha da azaltmaya yönelik adımlar atılıyor. Bu, yanlış yöntemdir. Bizim enflasyonumuz talep kaynaklı enflasyon değildir. Enflasyonla mücadele etmek için mutlaka arzı artırmamız gereklidir. 2025 bütçesinde arzın, üretimin artırılmasına yönelik herhangi bir projeksiyon bulunmadığı gibi kaynak ayrımının da yeterli olmadığını açık şekilde görüyoruz.” Üretimi ve arzı artırmaya yönelik çalışmaların yapılması gerektiğini vurgulayan Erbakan, bunlar uygulandığında enflasyonla mücadele edileceğini aktardı. Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Erbakan, “Asgari ücret en az 35 bin lira olmalı, en düşük emekli maaşı da asgari ücret seviyesine getirilmelidir.” ifadesini kullandı.

Source: Internet Haber


Kabine, Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında toplandı

Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğinde bugün başlayan Kabine Toplantısı”nda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan”ın asgari ücretteki yapılması planlanan artışla ilgili bir sunum yapması bekleniyor. GÖZLER 4. TOPLANTIYA ÇEVRİLDİ Geçtiğimiz hafta Asgari Ücret Tespit Komisyonu 3″üncü kez toplanmış, işveren kesimi herhangi bir rakam açıklamamıştı. Türk-İş ise işçilerin 29 bin 583 lira talep ettiklerini kamuoyuna duyurmuştu. Gözler bu hafta yapılması planlanan son toplantıya çevrildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan”ın konu hakkında ilgili bakanlıklara talimat vermesi bekleniyor. TERÖR ÖRGÜTÜNE YÖNELİK POLİTİKALA ELE ALINACAK Kabine toplantısında Suriye”de atılacak yeni adımlar da gündeme gelecek. Suriye topraklarının bir kısmını kontrol eden terör örgütü PKK/YPG”ye yönelik izlenecek politikalar ele alınacak. Suriye”de kurulan yeni hükûmet ile yürütülmesi planlanan yeni ilişkiler de değerlendirilecek. Suriyeli mültecilerin güvenli bir şekilde yurtlarına dönüşü de önemli başlıklar arasında. YERLİKAYA MÜLTECİLER HAKKINDA BİLGİLENDİRME YAPACAK İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya”nın şu ana kadar geri dönüş yapan mülteciler hakkında kabine üyelerini bilgilendirmesi bekleniyor. Kritik kararların alınmasının beklendiği toplantıda ayrıca, İsrail”in bölgedeki saldırıları, Gazze”de yaşanan insani kriz, uluslararası arenada atılacak adımlar ve Türkiye”nin Filistin halkına yönelik yardımları önemli başlıkları arasında yer alacak. MTV ARTIŞ ORANINDA AZALTMAYA GİDİLEBİLİR Kulislerde, Erdoğan”ın MTV artış oranında azaltmaya gidebileceği konuşuluyor. Bu konunun da toplantıda gündeme gelebileceği belirtiliyor.

Source: Erdem Aksoy


Küçükçekmece”de yılbaşı ağacına “baltalı” saldırı

Yeni yıla yaklaşırken yılbaşı kutlamalarına yönelik saldırılar da artıyor. Saldırıların bir örneği de Küçükçekmece”de yaşandı. Bir grup ellerinde balta ile yılbaşı ağacına saldırdı. O anlar bir vatandaşın cep telefonu kamerasına yansıdı. Paylaşılan görüntü sosyal medyada gündem oldu.

Source: Internet Haber


Diktatör Mussolini”nin futbolcu torunu İtalya”yı karıştırdı

İtalyan diktatör Benito Mussolini”nin futbolcu olan torunu Romano Floriani Mussolini, sezon başında Lazio”dan Serie B ekibi Juve Stabia”ya kiralanmıştı. 21 yaşındaki sağ bekin Cesena ile oynanan karşılaşmada gol atması İtalya”da tartışmalara neden oldu. PROFESYONEL KARİYERİNİN İLK GOLÜNÜ ATTI Juve Stabia, Seri B”nin 18. haftasında konuk ettiği Cesena”yı Romano Floriani”nin golüyle 1-0 yendi. Böylelikle genç profesyonel kariyerinin ilk golünü atmış oldu. GOLÜN ARDINDAN İSMİ TRİBÜNLERDE YANKILANDI Golün ardından Romano Floriani Mussolini”nin isminin tribünlerde büyük bir coşkuyla yankılanması, İtalya”da tartışmaları da berabere getirdi. Bunun bir sorun olmadığını düşünenler kadar, karşı çıkanlar da oldu. MUSSOLINI SOYADINI KULLANMAK İSTİYOR Öte yandan 21 yaşındaki sağ bek, daha önce yaptığı bir açıklamada Floriani soyadını değil, Mussolini soyadını kullanmak istediğini söylemişti. Genç futbolcunun tam adı Romano Floriani Mussolini şeklinde geçiyor. PERFORMANSI Geçen sezonu Seri C takımlarından Pescara”da geçiren ve sezon başında Seri A ekibi Lazio”dan Seri B takımı Juve Stabia”ya kiralanan 21 yaşındaki sağ bek Mussolini, bu sezon çıktığı 19 resmi maçta 1 gol 2 asistlik performans gösterdi. Genç futbolcunun, bonservisini elinde bulunduran Lazio ile 2026 yılına kadar sözleşmesi bulunuyor.

Source: Haberler