Top Topluluk Etkinlikleri – 23 Aralık 2024

Bütün salonu güldüren ‘Aman Ali Rıza Bey muhalefeti’

Muğla İl Kongresi ise müthiş canlı geçiyor. Erdoğan kongreden hemen sonra Grand Yazıcı oteldeki yemeğe geçiyor. Ve bir konuşma yapıyor.Muğla ve ilçelerindeki altyapı eksikliğini anlatıyor. CHP’nin proje yapmayan, alternatif üretmeyen muhalefeti üzerine konuşurken aynen şöyle diyor: “Anayasa dahil ülkenin herhangi bir meselesinde önerileri var mı, yok. ‘İstemezük’ten başka lügatlerinde kelime var mı, o da yok. Böyle gelmiş, böyle gitsin. ‘Aman Ali Rıza Bey ağzımızın tadı kaçmasın’ modunda son derece konforlu bir alanda siyasetçilik oynuyorlar.”O ana kadar ciddi bir eleştiri çizgisinde olan Erdoğan’ın “Aman Ali Rıza Bey” benzetmesi bir anda hepimizi güldürüyor. Bir kahkaha.Yaprak Dökümü dizisinde Fikret’in babasına söylediği “ağzımızın tadı bozulmasın diye diye bu hale geldik” repliğini hatırlıyoruz.Salonda bir gülme serisi başlıyor. Erdoğan yemek boyunca oldukça neşeli.Bir ara “Sayın Cumhurbaşkanım Şam’a yapacağınız ilk gezi tarihi olacaktır. Ben de katılmak isterim” diyorum.Gülerek “Sen de tarihçesini yazarsın” diyor.HER YIL DAHA DA UZAYAN FOTOĞRAF KUYRUĞUYemeğin sonuna doğru geçen defa olduğu gibi fotoğraf çektirme sırası geliyor.İnsanlar büyük bir heyecanla Cumhurbaşkanı’nın yanına doğru kuyruk oluşturuyor.Yanına gelenlerin kimisi sarılıyor. Kimisi gülüyor. Fotoğraflar çektiriliyor.Cumhurbaşkanlığı basın bölümü eskiden tek fotoğrafçı ile bu çekimleri yapardı. Ancak kuyruğun daha hızlı geçmesi için sayı ikiye çıkmış.Yani iki fotoğrafçı ancak yetişiyor.Cumhurbaşkanı gelenleri tek tek dinliyor.İŞTE O FOTOĞRAFKuyruk yoğunlaşınca, gazetecilik damarlarım tutuşuyor oturduğum yerden bir kare fotoğraf çekiyorum.Siz bu karedeki kuyruğu ve mutluluğu uzatabilirsiniz. Çünkü tek karede anlatmak mümkün değil.Dikkat ettim.Geçen yıla oranla hem heyecan hem de kuyruğun uzunluğu artmış.9 Mart’ta yine aynı salonda verilen yemekten sonra şöyle yazmışım.“Fotoğrafları çeken Cumhurbaşkanlığı görevlisi ve eski fotomuhabiri kardeşime soruyorum:‘Murat bu nasıl bir ilgi?’Bence Murat’ın bu cevabını bütün siyasiler not etmeli…“2002’de ilk seçildiği günlerde Akşam Gazetesi’nde fotomuhabiriydim. O zamanki ilgi neyse şimdi daha da artmış halde sürüyor.”Gerçekten de bakıyorum. Bugün kuyruk ve heyecan daha da artmış.22 yıllık iktidardan sonra bunun nedeni ne olmalı?Benim gördüğüm millete samimiyet ve hizmet.TARIM VE KOOPERATİFCumhurbaşkanı Erdoğan aslında sürekli aynı şeyin altını çiziyor. Muğla gibi, tarımda, turizmde, denizde, tarihte dünyanın en zengin coğrafyasında böyle bir altyapı fakirliği nasıl oluyor? Yani yerel yönetimlerin “Aman Ali Rıza Bey” durumu.Aslında bunu CHP’nin tamamı için söylüyor. Ama bu benzetme Muğla’daki altyapı sorunuyla birleşince yerel ölçüde daha da dikkat çekiyor.Sözünü ettiği “Aman Ali Rıza Bey” benzetmesinin altında bu ironi yatıyor.Tarım konusunu da ben açıyorum.Pazar günü “hayallerini toprağa eken kadınların” hikâyelerini yazmıştım.O kadınlar Türkiye’nin her bölgesinde devlet desteğiyle kooperatifler kurup organik tarımın öncüleri olmuştu.Muğla ise endemik bitki ve tarım açısından dünyanın en zengin topraklarına sahip.Sohbet sırasında Muğla Valisi İdris Akbıyık’tan öğreniyorum ki… Muğla’da 650 kooperatif var. 145 tarımsal kooperatif. El sanatları. Ve elbette kadınların rolü. Aslında kadınların rolü daha da artmalı elbette.Günün sonuna gelirsek…Cumhurbaşkanı Erdoğan oldukça neşeli ve enerjik geçen Muğla gezisi sırasında Bodrum’un su ihtiyacı için yapılacak barajdan stadyumuna, Muğla, Datça, Milas yollarına kadar bir dizi müjde verdi.Bunlar proje ve yatırımlardı.Ama beni ve salonu en çok etkileyen CHP muhalefeti için yaptığı “Aman Ali Rıza Bey ağzımızın tadı bozulmasın” benzetmesiydi.Sanıyorum, Yaprak Dökümü dizisindeki “Aman Ali Rıza Bey” vurgusunu daha uzunca bir süre duyacağız.

Source: Fatih Çeki̇rge


Kardeş şehirler arasındaki iş birliği OSTİM gibi olmalı

İmzalanan protokollerle kardeş şehirler arasında genelde cadde ve sokaklar ile parklara karşılıklı isim verme olur, festival gibi etkinliklerde kültürel tanıtımlar yapılır. Bugüne kadar imzalanan kardeş şehir protokolleri genelde kağıt üzerinde kaldı çok fazla karşılıklı paylaşımlar olmadı.*Bazen büyükelçilerin ziyaretlerinde gündeme geldi, geçti, gitti… Bazen de ülkeler arası görüşmelerde dillendirildi…*OSTİM’in yaptığı bir atılım ise kardeş şehir boyutuyla dikkatimi çekti.*OSTİM, Ankara’nın yüksek teknoloji ve sanayi üretiminde ana aktörlerinden biri. Kentte bilgisi olmayanlar yanından geçip gidilen basit bir bölge gibi görse de içi derya deniz. Üretim ekosistemi oluşturma bilgisi ve tecrübesiyle hem başkentin hem Türkiye’nin önemli bir değeri. Üretim ve katma değerinin yanı sıra eğitim yönüyle de öne çıkıyor.*Özbekistan’ın başkenti Taşkent, Ankara ile kardeş şehir. ABB Başkanı Mansur Yavaş’ın göreve ilk geldiği yılda kardeşliğin temelleri atılmış.*OSTİM de kadim Türk kültürünün eşsiz mirasına sahip dost ve kardeş ülke Özbekistan’da somutlaşan iş birlikleriyle kardeşlik ilişkilerini pekiştiren işlere imza atmış. Biraz araştırdım…*OSTİM’in Özbekistan’daki faaliyetleri ve Taşkent’te kurduğu Özbek-Türk Organize Sanayi Bölgesi, 2021’den itibaren düzenlediği geniş katılımlı heyet programları, kardeş şehir çalışmalarına bir model olabilecek nitelikte.*Programlar sayesinde OSTİM heyetlerinde yer alan yöneticiler Özbekistan’daki muhataplarıyla tanışma, bilgi ve tecrübe paylaşımı fırsatları yakalamışlar. Organize sanayi bölgesi kurulması ve işletilmesi tecrübesinin başarılı örnekleri arasında yer alan OSTİM’in kendi tecrübesini kardeş ülkelere taşıması gerçek bir kardeşlik. Tecrübelerini kardeş ülkelere taşıması OSTİM yönetiminin de geniş vizyonunu gösteriyor.*OSTİM Organize Sanayi Bölgesi’nin geçen ay sonuna doğru düzenlediği Hive-Ürgenç-Taşkent-Semerkant ve Buhara’yı kapsayan Özbekistan İş ve Kültür Programı da kardeş şehir olgusunun içini dolduran kıymetli bir organizasyon olmuş. Ankara’nın yerel yöneticilerinden ekonomi ve sanayi yönetimine kadar geniş bir katılım varmış.*Heyette yer alan iş insanlarının faaliyet gösterdiği sektörler de bir şehrin yönetiminde ihtiyaç duyulacak alanlar olan iş ve inşaat makineleri, raylı ulaşım sistemleri, yenilenebilir enerji, haberleşme teknolojileri, mesleki eğitim ve çeşitli alanlarda teknoloji geliştiricilermiş.*Son yapılan programda kimler var diye baktım…*Ankara Vali Yardımcısı Cihangir Güler, Ticaret Bakanlığı Uluslararası Hizmet Ticareti Genel Müdürü Tarık Sönmez, Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Gürsel Baran, Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Seyit Ardıç, ABB Başkanı Mansur Yavaş’ı vekaleten Beypazarı Belediye Başkanı Özer Kasap, OSTİM Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Aydın, ABB Proje Koordinatörü Bekir Ödemiş yer almış.*OSTİM Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Aydın tüm belediyelerin kardeş şehir protokollerini aktif kullanarak kendi şehirlerinin ekonomi, kültür, eğitim, sanayi, teknoloji gibi sektörlere yeni potansiyeller oluşturabileceğini vurguluyor.*28 Kasım 2024’te Taşkent’te düzenlenen “Türk ve Özbek İş Dünyası İçin Yeni Fırsatlar” temalı Özbekistan-Türkiye OSTİM İş Forumu da iş dünyasının yanında Ankara’nın yerel yöneticileriyle Taşkent’in yöneticilerini bir araya getiren ve kardeşlik ilişkisini geliştirecek yeni fırsatları oluşturan bir etkinlik olmuş. Bu arada Forum, Taşkent’te Özbekistan Cumhurbaşkanlığı programları için özel olarak inşa edilen “Opera Salonu”nda yapılmış. Söz konusu salonun Özbekistan Cumhurbaşkanlığı tarafından OSTİM’in forumu için kullanılmasına imkân tanıması Özbekistan’ın da kardeşlik ilişkisine verdiği önemin güzel bir örneği.*“Kardeş şehir nasıl olmalı” sorusunun yanıtı işte OSTİM’in Özbekistan’daki somut adımları gibi olmalı. OSTİM’in bu somut adımı kardeş şehir protokolünde olması gereken çalışma modeline güzel bir örnek. Bence her belediye kardeş şehir imzası atarken bu modeli unutmamalı…

Source: Murat Yılmaz


Fenerbahçe’de Maximin için sürpriz iddia!

Fenerbahçe'nin sezon başında kiraladığı Saint Maximin performansıyla büyük hayal kırıklığı yaşattı. 8 milyon Euro yıllık ücret alan Fransız yıldız ile ara transfer döneminde yolların ayrılacağı öne sürülüyor… Maximin'in Fener'de maçların %75'inde forma giydiği takdirde 15 milyon Euro'luk zorunlu satın alma maddesinin devreye gireceği iddiaları vardı. Tecrübeli kanat daha şimdiden bu rakamı %84 ile geride bırakmış durumda. Bu gelişmeler doğrultusunda Fenerbahçe'de yönetim harekete geçti. KRİTİK GÖRÜŞME Takvim gazetesinin haberine göre; Suudi Arabistan kulübü Al-Ahli ile görüşen Sarı-Laciverliler, Fransız futbolcunun sözleşmesini Ocak ayında feshetmek istiyor. Ayrıca Maximin'in çok fazla top kaybı yapması ve pas yerine çalımı düşünmesi de bu karardaki en büyük etken olarak görülüyor. TARAFTAR TEPKİLİ 27 yaşındaki futbolcu Kanarya'da 22 maçta; 3 gol ve 4 asist kaydetti. 1-1 biten Eyüpspor maçında tecrübeli kanadın performansı bardağı taşıran son damla olmuştu. Asbaşkan Acun Ilıcalı'nın transferinde rol aldığı Maximin'e, Eyüp müsabakasında bireysel oynadığı için taraftarlardan tepkiler gelmişti.

Source: Fotomaç


SMA değil minik Aslı kazanacak

Adana”nın Ceyhan İlçesinde Yusuf-Nihal Aslan Aslan çiftinin 3 çocuğunun en küçüğü olan Aslı Aslan”a, 3 aylıkken solunum sıkıntısı şikayetiyle götürüldüğü hastanede, SMA 1 Tipi hastalığı teşhisi kondu.. 9 ay yoğun bakımda kalan Aslı bebek daha sonra taburcu edildi. Aslan ailesi de canlarından çok sevdikleri kızlarını yaşatmak için kolları sıvadı. İnşaat sektöründe çalışan ve maddi durumu kızının tedavisini karşılayacak durumda olmayan baba Yusuf Aslan, 2021″de Aslı için valiliğin onayıyla yardım kampanyası başlattı. Aile kendi imkanlarıyla hazırladığı afiş ve pankartları ilçenin çeşitli yerlerine astı. Kızları için kermesler düzenledi. Uzun süren çabalar sonucu yapılan bağışlar hedefe ulaştı. Tedavi parası toplandı ve Dubai”ye götürüldü. 112 gün süren tedavinin ardından Aslı, hastalığı yenerek anne, babası ve ağabeyleri Ali Deniz (12) ve Özgür (9) ile birlikte Ceyhan”daki evlerine döndü. Çok zor günler geçirdiklerini anlatan baba Yusuf Aslan, “İnanılmaz bir süreç yaşadık. Kızım için herkes seferber oldu. Düzenlediğimiz kermeslerde yardımseverler bizleri hiçbir zaman yalnız bırakmadılar. Herkes taşın altına elini koydu ve kızım bu hastalığı yendi. Aile olarak hiçbir zaman mücadelemizi bırakmadık. 1 kuruş dahi yardım yapanlardan Allah razı olsun. Artık kızım ağabeyleriyle ve arkadaşlarıyla birlikte oyunlar oynayıp gezebilecek. Hasta olan yavrularımız da ve aileleri de bizim yaşadığımız mutluluğu yaşarlar” dedi.

Source: Murat Karaman


İlk albümü yayında!

Yedi yıldır Ibiza’da yaşayan Kozanoğlu, uzun süredir üzerinde çalıştığı ve prodüksiyonunu tamamen kendisinin üstlendiği 10 şarkıdan oluşan albümüne “Lady” adını verdi.Albümün ilk iki şarkısı dün itibarıyla tüm dijital platformlarda müzikseverlerle buluştu. Geriye kalan 8 şarkının ise önümüzdeki 3 ay boyunca aralıklarla yayınlanacağı açıklandı.Bir dönem cemiyet hayatında adından sıkça söz ettiren Yasemin Kozanoğlu, Sinan Çetin ile tanışmasının ardından film setlerinde de boy göstermişti. Ünlü isim, aynı zamanda Ahu Tuğbay’ın kızı, Nevbahar Koç’un ise teyzesinin kızı olarak biliniyor. Yasemin Kozanoğlu, yeni albümüyle DJ’lik kariyerinde iddialı bir başlangıç yaparken, müzik dünyasında da güçlü bir yer edinmeyi hedefliyor.Davette buluştularBaşarılı girişimci ve mühendis Kaan Şahin ile Prof. Dr. Murat Aksoy’un ortak girişimi olan KYE markası, kozmetik sektöründeki iddiasını sürdürmeye devam ediyor. Gıda takviyesi ve dermo kozmetik alanlarında yenilikçi ürünler sunan KYE, yeni yıl davetiyle dikkatleri üzerine çekti.Yeniköy Vaha’da düzenlenen etkinlik, iş, sanat ve cemiyet hayatından pek çok önemli ismi bir araya getirdi. Geceye damgasını vuran an ise markanın yeni Cilt Serum Serisi’nin tanıtımı oldu. Yenilikçi cilt bakım ürünleriyle sektöre öncülük eden KYE, bu seriyle kullanıcılarının ilgisini çekmeyi hedefliyor. Sıcak bir atmosferde gerçekleşen davet, KYE’nin sektördeki konumunu güçlendirdiğinin bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.Film gibi evlenme teklifiEğlence sektörünün ünlü ismi Mert Çakırhan ve mimar sevgilisi Aleyna Yaşar 8 aydır süren aşkı, Nadide’de gerçekleşen unutulmaz bir evlenme teklifiyle taçlandı.Romantik atmosferde, 200 kişinin alkışları eşliğinde diz çökerek sevgilisine “Benimle evlenir misin?” diyen Çakırhan, unutulmaz bir ana imza attı. Zarif dekorasyon, çiftin özel şarkısıyla birleşirken Aleyna’nın “Evet” cevabı davetliler arasında büyük coşku yarattı. Duygusal anlar yaşatan Çakırhan, “Aleyna benim her şeyim, onun hep mutlu olmasını istiyorum” dedi. Bu masalsı gecenin ardından çiftin düğünü şimdiden merakla bekleniyor!Bursa’da kapılarını açtıİstanbul’da iki şubesi bulunan Galliard, Bursa’daki yeni şubesini Down Town AVM’de düzenlenen görkemli bir davetle açtı. Açılışı, L’Officiel dergisi üstlenirken, geceye Rus dansçıların şovları ve canlı müzik performansları damga vurdu. Etkinliğe Hazal Filiz Küçükköse, Ekin Türkmen, Begüm Akkaya, Emre Erdemoğlu ve Hülya Gülşen gibi tanınmış isimler katıldı. Galliard’ın sahibi Ahmet Uras ve eşi Yasemin Taciroğlu Uras, davetlilere ev sahipliği yaptı. Bursa ve İstanbul cemiyet hayatından önemli isimlerin de yer aldığı gece, büyük ilgi gördü.Yasemin Taciroğlu Uras – Ahmet UrasHülya GülşenEkin TürkmenBegüm Akkaya

Source: Mehmet Üstündağ


Yeni Suriye yönetiminde ilk kadın! Türkiye detayı

Özgür Suriye”nin ilk kadın üst düzey yetkilisi, yıllarca Türkiye”de yaşayan Ayşe Eldibs oldu. Türkiye”ye sığınan Suriyelilerin kurduğu Suriyeli Dernekler Platformu”nun başkanlığını yapmış olan Ayşe Eldibs, yeni Suriye hükümetinde Kadın İşleri Ofi si Başkanlığı”na getirildi. Eldibs, insani yardım alanındaki çalışmalarıyla dikkat çekiyor.Terör örgütü PKK/YPG”ye ültimatom”Suriye bunu unutmayacak”Suriye”de terörle mücadelede net mesaj: Müsamaha yok!

Source: Www.star.com.tr


Yakup Köse yazdı: Suriye”de devrim kucaklaşması

Özgür Suriye”ye doğru yola çıkarken tarifi imkânsız bir mutluluk her bir hücremi kapladı. 28 Şubat darbesinde zindanda beraber kaldığımız Milat Gazetesi yazarı Tayyar Tercan”la birlikte Suriye”ye giderken geçen 13 yılda Suriyeli kardeşlerimizin neler yaşadıklarını konuştuk.Bugünleri görmek, bazıların dediği gibi kolay olmamıştı. Bugün terör devleti İsrail Filistin”de ne melanet yapıyorsa Suriye”de de Beşşar Esed/İran-Hizbullah/Rusya şer cephesi aynılarını yaptı…Arabamızla Karkamış Sınırı”na geldiğimizde Suriye”ye dönmek için işlemlerinin bitmesini bekleyen Suriyelileri gördük. Suriye”de devrim yeni olmasına rağmen Türkiye”de yaşayan Suriyeliler gruplar halinde dönmeye başladılar. Onlar için devrim ani bir gelişme olduğundan ülkelerine dönmeleri hemen olmuyor. Çocuğunun çocuğu Türkiye”deki okullarda okuyor. Ayrıca Türkiye”de kurdukları düzeni birkaç günde bozmaları da mümkün değil. Bunların yanında dönüşün gecikmesine sebep olabilecek birçok husus var. Konuştuğum Suriyeliler yaz aylarında dönüşün daha yoğun olacağını söylüyorlarCerablus, Münbiç ve El Bab… Daha önce de Tayyar Tercan”la buralara gelmiştik. O dönem sadece Münbiç”e girememiştik. Çünkü PKK”nın elindeydi. Türkiye”den her gidenin söylediği şeyi bizler de yaşadık, Türk olduğumuzu söylediğimizde ayrı bir sevgi ve saygı gördük. Türkiye buralarda düzeni sağlamış. İnsanlar güven ve huzur içerisindeHalep”de devrim kutlamaları sürüyor. Halkın dilinde Başkan Recep Tayyip Erdoğan”ın adı eksik olmuyor. Halep, Hama ve Humus”ta yıkım büyük. Beşşar Esed/İran-Hizbullah/Rusya şer cephesi özellikle bu üç şehirde büyük katliamlar gerçekleştirdiler. Halkta şehirlerini yeniden kuracaklarına dair umut ve azim çok büyük… Türkiye”nin desteğiyle vatanlarını yeniden kuracaklarını söylüyorlarHumuslu bir mühendis, Humus”un yeniden imar edilmesinin üç ila dört yıl sürebileceğini söylüyor.Şam”a yaklaştıkça heyecanımız daha da artıyor. Ve Şam”dayız. İnsanlar devrimin sevincini doyasıya yaşıyorlar. Devrime sahip çıkıyorlar. Her şeyin yeni başladığının farkındalar. Önlerinde yorucu günler var ama bu onlar için tatlı yorgunluk olacak.Emevi Camii”nde şükür secdesine kapanıyoruz. Alnımızı secdeden bir ömür boyu kaldırmasak bu nimetin şükrünü eda edemeyiz.Humus”da Halid bin Velid Hazretleri”ni (Radıyallahu anh) ziyaret etmiştik. Şam”da da Bilâl-i Habeşî Hazretleri”ni (Radıyallahu anh) ziyaret ettik.Kasyun Dağı”na çıkıp Şam”ı seyrettik. Aynı gün Suriye”ye gelen Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Suriye devrim lideri Ahmed eş-Şera da Kasyun”a çıkıp çay içerek Şam”ı izlediler.Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan”ın Suriye”ye geldiği haberi Şam sokaklarını heyecanlandırdı. Halk, “Erdoğan baba ne zaman gelecek” diye soruyor.Suriye halkı her şeyin farkında… Zulüm ve acı ile geçen 13 yılda kimin dost kimin düşman olduğunu anladılar. Onlar için büyük bir tecrübe de oldu. Elbette her şey bir anda düzelecek değil. Şer cephesi onları rahat bırakmayacak. Nitekim İran”ın lanetli sesi Hamaney şimdiden Suriye”deki işbirlikçilerine ayaklanma çağrısı yaptı. Lakin rüzgar artık Müslümanlardan yana esiyor. Bu rüzgar inşallah Kudüs”ü de özgürleştirecek.

Source: Yakup Köse


“Pacific Quintet” Türkiye”de ilk kez müzikseverlerle buluştu

Türkiye”de ilk kez sahne alan grup, Gioacchino Rossini, Maurice Ravel, Anton Reich ve Fazıl Say”ın eserlerinden oluşan bir repertuvarı yorumladı.

Türkiye”de müzik eğitimi alan Aliya Vodovozova, konser öncesi AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye”de gerçekleştirdikleri bu ilk konserin çok özel olduğunu dile getirdi.

Uzun zamandır birlikte sahneye çıktıklarını kaydeden Vodovozova, “Bizim için çok özel bir konser. 5 farklı ülkeden geliyoruz. Ben Türkiye”yi temsil ediyorum. Türkiye”yi memleketim olarak görüyorum. O yüzden bugün izleyiciyle buluşmaktan, burada müzik yapmaktan dolayı çok heyecanlı ve mutluyuz.” dedi.

“Osmanlı İmparatorluğu”ndan çok fazla etkileniyoruz”

Türkiye”de olmaktan çok mutlu olduğunu söyleyen müzisyen Fernando Jose Martinez Zavala, “Özellikle bu konserde, Fazıl Say”ın parçasını İstanbul”da yorumlamayı hayal ediyorduk. Bundan dolayı çok mutluyum. Grup üyeleriyle Japonya”da “Pacific Müzik Festivali”nde tanıştık. Bu yüzden bu gruba bu ismi taktık. İstanbul”da bu muhteşem salonda müzik yapmaktan çok mutluyuz. Hayalim her zaman Türkiye”ye gelip iyi orijinal kebap yemekti. Bu yüzden de çok mutluyum.”diye konuştu.

Müzisyen Traian-Petroniu Sturza da geniş bir repertuvarı seslendirdiklerine dikkati çekerek, “Konserin sonunda, belki de en önemli ve benim için en yeni parçayı çalacağız. Aslında kalbime çok yakın olan, Türk halk müziğini birleştiren bir Fazıl Say parçası. Romanya”dan geliyorum ve Romanya halk müziğinde, özellikle Karadeniz”e yakın yerlerde Türk etkisini görmek çok kolay. Çünkü Osmanlı İmparatorluğu”ndan çok fazla etkileniyoruz.” ifadelerini kullandı.

“İstanbul çok güzel bir şehir”

Müzisyen Pablo Neva Collazo da farklı ülkelerden insanların bir araya gelerek müzik yapmasının ilginç olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:

“Hepimizin farklı yerlerden olması bize yardımcı da oluyor. İnsanların farklı fikirleri ve farklı anlamları olduğunu biliyoruz. Sadece müzik değil, aynı zamanda mola verdiğimizde, yemek yediğimizde veya konuştuğumuzda da farklı bakış açılarını görüyoruz. Bu şekilde esnek olmak ve işleri nasıl yürüteceğimizi bilmek ilginç. Bence bu, topluluğumuzun önemli bir özelliği. Bu benim Türkiye”ye ilk gelişim ve ayrıca tüm ailemi de yanımda getirdim. İspanya”dan geldik. İspanya ile Türkiye arasında çok fazla kültürel benzerlik var. Bu yüzden benim için burada olmak çok güzel.”

Müzisyen Liana Lessmann ise Gioacchino Rossini ve Maurice Ravel gibi İtalyan ve Fransız bestecilerin eserlerini yorumladıklarına işaret ederek, “Anton Reicha”dan bir parçamız var ve en önemlisi bu gece İstanbul”a bir Türk parçası getiriyoruz. Fazıl Say”dan bir eser çalıyoruz. Umarım seyircilerin hepsi sever. Benim için Türkiye”de ilk kez konser vermek çok özel çünkü Almanya”dan İstanbul”a çok sık gelinmiyor. Çok güzel bir şehir. Bugün şehirde biraz yürüdük. Burada çok fazla kültür, güzel mimari ve hoş insanlar var.” değerlendirmesinde bulundu.

Leonard Bernstein”ın Japonya”da kurduğu Pacific Müzik Festivali”nde, 2017″de ilk kez bir araya gelen topluluk, kökenlerinin ve geleneklerinin zenginliğini dinleyiciyle paylaşmayı hedefliyor.

Dünya çapındaki konserleriyle uluslararası basında “Harika beşli” ve “Barış elçileri” olarak da tanınan grup, başta Münih”teki ARD yarışması olmak üzere birçok yarışmada ödüle layık görüldü.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


Eyüpspor-Fenerbahçe maçı sonrası soyunma odasını inletti! Arda Turan: Bu ne hal ya!

Süper Lig”in 17. haftasında Eyüpspor, Fenerbahçe”yi konuk etti. Karşılaşma 1-1 sona erdi.Karşılaşmadan bir gün sonra Eyüpspor”un paylaştığı videoda Arda Turan”ın takımla yaptığı konuşma dikkat çekti.37 yaşındaki teknik adamın sözleri çok konuşuldu. Arda Turan, maç öncesi takımını Bana güvenin! Siz birbirinize sarıldığınız zaman belki herkesi yenemeyiz. Ama bizi yenmek çok zor. Bizi yenmek çok zor. Bizi yenmek çok zor. O yüzden bugün kazanma zamanı. Birbirimize sarılma zamanı. Size inanıyorum! İnşallah bu odaya zafer ile geleceğiz. Allah yardımcınız olsun! ifadeleriyle motive etti. Gözden Kaçmasın Fenerbahçe’de Mario Hermoso sesleri! Görüşmeler başladı, listede Merih Demiral da var Haberi görüntüle BOŞVERİN ZAMAN GEÇİRMEYİArda Tura sözlerini Bu ülkenin gençleri, bu ülkenin kadınları, bu ülkenin çocukları… Hayatta bazı şeyleri değiştirmek galibiyetlerden daha önemlidir. Doğru duvar yıkılmaz. Zaman geçirmek… Boşverin zaman geçirmeyiz. Biz oyun oynayacağız. Biz bu ülkede bazı şeyleri değiştireceğiz. Sorumlusu benim. şeklinde sürdürdü.MAÇ SONU: 3 PUAN ALDINIZMücadelen sonrası ise Arda, oyuncularına Bu hal ne ya! 3 puan aldınız! 3 puan aldınız siz! Oyunu kazandınız, gençleri kazandınız, çocukları kazandınız! Berabere bitse olur! Birbirinizle gurur duyun. diyerek seslendi.

Source: Hurriyet.com.tr


Tekerlekli sandalyeyle sokakları dolaşan kadın, sahipsiz hayvanları besliyor

Bornova ilçesinde eşi ve 3 çocuğuyla yaşayan 44 yaşındaki Kutlu”nun sahipsiz hayvanlarla bağı, 2018 yılında sokakta yanına sahipsiz bir köpeğin gelmesiyle başladı.

O günden sonra sokaktaki kedi ve köpekleri beslemeye başlayan Kutlu, hayvanların bir kısmını tanıdığı veterinere götürerek, onların sağlık kontrollerini yaptırıp kısırlaştırılmalarını ve sahiplendirilmelerini sağladı.

Kutlu, sürekli çantasında hazır bulundurduğu mama veya yiyeceklerle kedi ve köpekleri her sabah ve akşam doyuruyor.

Pizza üreten iş yerinde 19 Temmuz”da kaza geçiren Kutlu”nun omurga, kalça ve ayak kemiklerinde kırıklar oluştu, karaciğeri zarar gördü.

Kutlu, hastanedeki tedavisinin ardından 26 Kasım”da taburcu edildi. Kırıkların henüz iyileşmemesi nedeniyle tekerlekli sandalyeyle hareket edebilen Kutlu, tekerlekli sandalye ile sürdürdüğü yaşamında sahipsiz hayvanları beslemeye devam ediyor.

“En çok hayvanlar için ayağa kalkmak istiyorum”

Kutlu, AA muhabirine, sahipsiz hayvanlara bakmanın kendisine iyi geldiğini söyledi.

İyileşme sürecini evde geçirdiğini anlatan Kutlu, “Günümün yarısından fazlasını sahipsiz hayvanlarla geçiriyorum. Pek çok besleme noktası var. Hayvanlara 6 yıldır bakıyorum. Şimdiye kadar 40 sahipsiz köpek ile 50 kediyi sahiplendirdim. En çok hayvanlar için ayağa kalkmak istiyorum.” dedi.

Kutlu, tedavi sürecinin iyiye gittiğini belirterek, “Tekerlekli sandalyede kalıcı bir durumum yok. Sadece eski sağlığıma kavuşamayabilirim. Doktorum da “sekerek ya da başka bir şekilde hayatına devam edeceksin” dedi. Tekerlekli sandalyeden kalktığım zaman bir işe girip hayvanlara daha düzgün bakmak istiyorum.” şeklinde konuştu.

Sahipsiz hayvanların bakımında ailesinin de destek verdiğini dile getiren Kutlu, şunları söyledi:

“Hayvanlara bakarken kızımdan destek alıyorum. Sokak sokak geziyorum. Bazen telefonlar geliyor, “şurada hasta hayvan var” diye. Aynı zamanda arkadaşlarım aracılığıyla hayvanları sahiplendiriyoruz. Çoğu hayvanı sahiplendirip tedavilerini de yaptım. Kendime her zaman son nefesime kadar bu hayvanlara bakacağım diyorum.”

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


LC Waikiki, düzenin kesin sağlanması durumunda Suriye”de mağazalarını tekrar açacak

LC Waikiki”nin küresel arenadaki 15. yıl dönümü dolayısıyla Sırbistan”ın başkenti Belgrad”da düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulunan Küçük, LC Waikiki markasının 5 kıtada, 61 ülkede 1300 mağazayla hizmet verdiğini söyledi.

LC Waikiki”nin, 2024″te yüzde 55 büyüme kaydederek 207 milyar lira ciro elde ettiği bilgisini paylaşan Küçük, “Markalı ihracat rakamını 1,2 milyar USD”ye yükselttik. 23 ülkede pazar lideri konumuna ulaştık. Markamız, 2 milyon 105 bin metrekare mağaza alanıyla fiziksel yatırımlarını genişletirken haftada 17 milyon misafiri mağazalarında ağırlıyor. Yıl boyunca tüm dünyada 600 milyon ürünü müşterileriyle buluşturuyoruz. 2025 yılında yüzde 40 büyüme hedefiyle cirosunu 290 milyar liraya çıkarmayı hedefliyoruz.” ifadelerini kullandı.

Küçük, e-ticaret alanında yüzde 70 büyüme ile 15 milyar lira ciro hedeflediklerini, lojistik ve dijitalleşme alanında 5 milyar liralık yatırım yapmayı planladıklarını söyledi.

Şirketin 2024″teki net karının yüzde 15″ini sosyal yardımlara ayırdığını anlatan Küçük, “14 bin 720 öğrenciye 93 milyon lira eğitim desteği sunduk. 21 milyon ürünü ihtiyaç sahiplerine ulaştırdık. Her gün 1-2 tır Türkiye”nin muhtelif illerine, muhtelif ilçelerine yardım ulaştırmak üzere hareket eder. Bu yardımlar, Fas”ta deprem olur, Fas”a gider; Balkanlar”da sel olur, Kazakistan”da karmaşa olur, oraya gider. Bu, bizim iftihar ettiğimiz bir konu. Pandemi döneminde LC Waikiki, tüm atölyelerinin aparatlarını değiştirerek maske üretmeye başladı, yaklaşık 120 milyon maske üretti. Epey hastanenin imdadına LC Waikiki yetişti.” ifadelerini kullandı.

35 bin kadın istihdamı sağlıyor

Fransa ve İngiltere gibi gelişmiş pazarlarda 2026″da mağaza açma hedeflerinin bulunduğunu söyleyen Küçük, 2026″ya kadar mevcut ülkelerde de derinleşmeye devam edeceklerini dile getirdi.

Küçük, şunları ifade etti:

“Mottomuz “İyi giyinmek, herkesin hakkı.” Kaliteyi uygun fiyatla topluma ulaştırmaktı. Giyimi demokratikleştirme politikasıydı. Rakam vermem gerekirse bundan 15-20 yıl önce TÜİK”in rakamları ve diğer rakamlara göre bir aile, gelirinin yüzde 10″unu giyime ayırıyordu. Bugün sadece giyime ayırdığı bütçe yüzde 5,5. Eminim burada LC Waikiki’nin büyük katkısı olmuştur yani yüzde 5 gibi ailenin bütçesine katkı sunuyor. 55 bin kişiye direkt iş veriyoruz, bordromuzda 55 bin kişi var. Çalışanı tasnif ettiğimizde 35 bini kadın. Bizim 6 genel müdürümüz var, 3″ü kadın, biri burada, ikisi farklı birimleri yönetiyor. Yüzde 47 oranında, 2 bin 800 kadın yöneticimiz var. Bankalar dahil tüm sektörlerde en fazla kadın yönetici çalıştıran firmayız.”

Yurt dışı pazarında ülke sayısının yaklaşık 80″i bulacağını anlatan Küçük, “2026”ya kadar 20 ülkeye daha girebiliriz. Latin Amerika, bizim için büyük bir fırsat oldu. Afrika”da da hızlı büyüyoruz. Batı”da da büyümeye başladığımız takdirde hedeflerimizi yakalayabiliriz.” şeklinde konuştu.

LC Waikiki”nin 3 ana lojistik merkezinin bulunduğunu belirten Küçük, bunlardan birinin İstanbul Esenyurt”ta, diğerinin Yalova”da, bir diğerinin de Aksaray”da olduğunu anlattı.

Küçük, bu lojistik merkezlere ciddi yatırımlar yaptıklarının altını çizerek, “Binaya teknoloji yatırımı da yapıyoruz. Orada yapay zeka devrede. 30 metre yükseklikte robotlar götürüp ürünleri indiriyor, ürünleri buluyor, sonra adresliyor ve mağaza mağaza ayırıyor. O konuda epey bir yatırım yaptık. Şimdi büyük ülkelere de lojistik merkezi yapmaya başladık. Kazakistan”da yapıyoruz, inşaatını bitirmek üzereyiz. Büyük ülkelere de lojistik merkezi yapmayı hedefliyoruz.” diye konuştu.

“Suriye, iyi bildiğimiz bir coğrafya”

Suriye”de mağaza açmayı düşünüp düşünmedikleri sorulan Küçük, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Suriye, daha yeni bir olay, biz de bekliyoruz. İnşallah kısa zamanda düzen oturur. Savaştan önce Suriye”de bizim mağazamız vardı ve orada hızlı mağazalaşma konusunda gayretlerimiz vardı, kendimiz şirket kurmuştuk. Bu aralar bize, “Bayilik verir misiniz, franchise verir misiniz?” diye talepler gelmeye başladı ama kendimizin iyi bildiği bir coğrafya orası, yakın bir coğrafya. Eğer düzen olursa, ortalık durulursa oraya kendimiz gideriz. Atölye kurulup kurulmayacağını da zaman gösterecek.”

Mağazalardaki ithal ve yerli ürünlerle ilgili bilgi veren Küçük, Türkiye”deki mağazalarında ithal ürünlerin yüzde 10 civarında olduğunu, Türkiye”de satıştaki ürünlerin yaklaşık yüzde 90″ının Türkiye”de üretildiğini söyledi.

Yurt dışında ise bu oranın değiştiği bilgisini paylaşan Küçük, zaman zaman yüzde 50 ithal, yüzde 50 yerli olduğunu belirterek, “Ama bu aralar biraz daha fazla yurt dışı üretimleri artmış durumda. Bu durum döviz kurundan kaynaklı olabilir. Bizim yurt dışında yaklaşık 20-25 yıldan beri çok ciddi bir tedarik deneyimimiz var. Mısır”da, Çin”de mesela. Endonezya”da ve Myanmar”da alım yaptığımız firmalar var.” diye konuştu.

Gelirlerin yüzde 40″ı yurt dışından

Enflasyonun altında fiyat artışları yapmak için çaba gösterdiklerini dile getiren Küçük, yurt dışında da bulundukları ülkenin enflasyonuna göre aynı politikayı yürüttüklerini kaydetti.

Küçük, gelirlerinin yüzde 60″ının Türkiye”den, yüzde 40″ının yurt dışından olduğunu ifade ederek, yurt dışının her geçen gün makası kapattığını, bu oranın 1-2 yılda yurt dışı lehine yüzde 50″ye ulaşabileceğini söyledi.

Romanya”da 2009 yılında ilk yurt dışı mağazasını açarak globalleşme yolculuğuna başlayan LC Waikiki, bugün Latin Amerika”dan Afrika”ya, Asya”dan Avrupa”ya uzanan geniş bir coğrafyada milyonlarca müşteriye ulaşıyor. 2024″te Şili, Guatemala, Fildişi Sahili, Somali ve Moğolistan gibi yeni pazarlara giren marka, güçlü perakende ağıyla dünya çapındaki varlığını daha da pekiştirdi.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


Dünya Fair Play Konseyinden Türkiye”ye 4 ödül

CIFP Başkanı Dr. Jeno Kamuti, TMOK Fair Play Komisyonu Başkanı ve CIFP Başkan Yardımcısı Erdoğan Arıpınar”a gönderdiği yazıyla ödüllerden dolayı Türkiye Fair Play Komisyonunu ve kazananları kutlarken, ödül töreninin 2025 yılında yapılacağını ve program tarihinin daha sonra bildirileceğini açıkladı.Türkiye”nin Davranış Dalı, Kariyer Dalı ve Tanıtım Dalı ödülü olmak üzere 3 temel kategoride aldığı ödüller, gerekçeleri ve sahipleri şöyle oldu:DAVRANIŞ DALIŞeref Diploması:-Ebru KavzanEskrim Antrenörü Ebru Kavzan, Okul Sporları Eskrim İl Birinciliği yarışları kılıç dalında küçük kızlar kategorisinde yapılan müsabakada, kızı Duru Kavzan”ın 1″inci olduğunun açıklanması üzerine bunun yanlış olduğunu dile getirdi. Hem annesi hem de kızının antrenörü olan Ebru Kavzan, itiraz ederek yetkililere 1″inci olanın Ece Kanlı olduğunu bildirmiş, hakemlerin de yanlışı düzeltmesini sağlamıştı.TANITIM DALIŞeref Diploması:-Türkiye Voleybol FederasyonuTürkiye Voleybol Federasyonu (TVF), Türkiye”de ilk kez mini ve midi voleybol liglerinde Temiz Oyun, İyi Davranış, Beyaz Kart Uygulamasını başlatarak Fair Play ruhunun gelişmesine yönelik önemli katkıda bulunmuştu.-Can YayınlarıDarüşşafaka Spor Kulübü ile iş birliği yapan Can Yayınları, kulübün altyapı takımlarının tüm iç saha maçlarında hem ev sahibi hem misafir takımının tüm oyuncularına sezon boyunca edebiyat dünyasının önemli eserlerini armağan etti. Aynı zamanda Ayhan Şahenk Spor Salonu”nda oluşturulan 200 kişilik Can Tribününden bilet satın alanlara bir kitaba sahip olmalarına olanak sağlandı. KARİYER DALI:Şeref Diploması:-Doç. Dr. Recep CengizManisa Celal Bayar Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Recep Cengiz, yazdığı What is (Not) Fair Play kitabıyla ödül sahibi oldu. Fair Play Komisyonunun Üniversiteler Fair Play Kervanı programına katılan Doç. Dr. Recep Cengiz, insanları Fair Play”e davet ediyor.

Source: Www.star.com.tr


Uluslararası tır şoförü Vildan Özdemir eşi ve köpeğiyle Avrupa yollarını aşındırıyor

Vildan Özdemir, uluslararası tır şoförü eşi Eyüp Özdemir”in yola gidip haftalarca gelememesi üzerine yalnızlıktan sıkılıp, kocasının izinden gitmeye karar verdi. 14 yıllık bankacılık mesleğini bırakan Özdemir, önce ehliyetini ardından da yurt dışı yük taşımacılığı yapabilmek için gereken mesleki yeterlilik belgesini aldı.

Yaklaşık bir yıl önce tır şoförlüğüne başlayan Özdemir”in, eşiyle birlikte aynı tırı kullanarak Avrupa ülkelerine yaptıkları uzun yolculuklarına “Rocky” adını verdikleri köpekleri eşlik ediyor.

Özdemir, AA muhabirine, eşinin İngiltere-Köln arası uluslararası tır şoförlüğü yaptığını, gittiği yerde 3 ay kaldığını, yaşadığı özlemden dolayı zorlandığını anlattı.

Daha sonra Türkiye”de başka bir firmaya geçen eşinin 15-20 günde bir eve gelmeye başladığını aktaran Özdemir, “Tır şoförü olmak aklımın ucundan geçmemişti. Sonra bu işi yapmaya, eşimin yanında olmaya karar verdim. Tır ehliyetimi aldım, SRC 3 belgesi için de sınava girdim, üstün başarıyla belgeyi aldım. Firmada uluslararası tır şoförü olarak işe başladım. İlk yola eşimle Amsterdam”a çıktım, kasım ayıydı, yılbaşı üstüydü, keyifli bir tatil gibi oldu. Sonrasında köpeğimiz hayatımıza katıldı. Şimdi eşim, köpeğimiz Rocky ve ben yollara çıkıyoruz.” ifadelerini kullandı.

Rocky”nin ilk tır yolculuğunda henüz çok küçük olduğu için zorlandığını ve hastalandığını belirten Özdemir, iyileşip alışmaya başlayan köpeğinin yolda olmaktan çok keyif aldığını söyledi.

Tır evleri gibi oldu

Eşi ve köpeğiyle seyahat etmekten çok hoşlandığını kaydeden Özdemir, “İnsanlar tırda köpeğimizi gördüklerinde çok hoşlarına gidiyor, imrenerek bakıyor. Beni de kadın olarak tır şoförlüğü yapmamdan dolayı takdir ediyorlar. Tır şoförü kadın Türkiye”de rağbet gören bir meslek değil. Köpeğimiz genelde babasının tırı kullanmasına alışık. Ben direksiyona geçtiğimde biraz tepki verip havlıyor, çünkü yolculuk esnasında benim kucağımda yatmaya alışık. Onun ihtiyaçları olduğunda havlayarak bizi uyarıyor. Ona odaklı olarak yolculuğumuz geçiyor.” diye konuştu.

Daha çok Avrupa”ya gittikleri için orada her şeyin düzenli olduğunu ve zorlanmadığını dile getiren Özdemir, tırla yolculuk yaparak, yeni yerler keşfetmenin kendisine keyif verdiğini söyledi.

Vildan Özdemir, işini yaparak hem para kazandığını hem de seyahat edebildiğini aktararak, tırın evleri gibi olduğunu, birbirlerini özlemeden ailece bir arada bulunabildiklerini dile getirdi.

“Kadınlar bu mesleğe erkek mesleği olarak bakmasın”

Bir ülkeye gittiklerinde yaklaşık 20 gün sonra döndüklerini, vakitleri kaldıkça gittikleri yerleri keşfetmeye çalıştıklarını belirten Özdemir, bu mesleği yapmak isteyen kadınlara şu tavsiyelerde bulundu:

“Bankacılık yaptım ama diyorum ki keşke bu mesleğe daha erken başlasaydım, o zaman daha fazla keyfini ve tadını alabilirdim, diye düşünüyorum. Kadınlar bu mesleğe erkek mesleği olarak bakmasın. Bizler de yapabiliriz. Arabayı kullandıktan sonra büyüğü, küçüğü fark etmiyor, önemli olan dikkatli kullanmak ve bu işi yapabilmek. En önemlisi işini sevmek. Bir de tırda tek başına kaldığında düşünecek, keyif alabilecek zaman geçirebiliyorsun, kendinle baş başa kalıyorsun. Herkes yapabilir, kesinlikle tavsiye ediyorum. Kadınların bu mesleği yapmasını canı gönülden arzu ediyorum. Keşke daha fazla kadını yollarda görebilsek.”

Çalıştığı firmada tek kadın sürücü olduğunu belirten Özdemir, Uluslararası Nakliyeciler Derneği Kadın Çalışma Grubuna da kendisine verdiği destekten dolayı teşekkür etti.

“Kadınlar tırlara ev gibi bakıyor”

Çok genç yaşta tır şoförlüğüne başlayan Vildan Özdemir”in eşi Eyüp Özdemir de eşiyle gurur duyduğunu söyledi.

Yola yalnız çıktı zamanlar ailesine duyduğu özlemin zor geldiğini belirten Eyüp Özdemir, “Şimdiye kadar özlem bizim tek sıkıntımızdı. Çünkü devamlı yolda yalnızsın. İnsan bir yoldaş, arkadaş aradığı zaman, burada en güzeli eşin oluyor. Başkasıyla belki de aynı yolu gidemezsin ama insan eşi olduğu zaman farklı oluyor. Tırımızda her şeyimiz var, yemeğimizi, kahvemizi yapıyoruz, televizyonumuz var. Vildan”a bulaşıkları yıkatmıyorum, suyu ben taşıdığım için, o suyu çok idareli kullanamıyor. Artık ailecek yola gitmeye alıştım, tek gittiğimde bir boşluğa düşüyorum.” ifadelerini kullandı.

Yollarda daha çok kadın tır sürücüsü görmek istediklerini ifade eden Özdemir, “Tırın evdeki kadar bir konforu yok ama yapılmayacak bir iş değil. Şoförlerin ağzından çıkan tek söz, “Eşimi, çocuklarımız özledim” oluyor. Bunu zaten ortadan kaldırıyorsunuz. Yollarda daha çok kadın görmek isteriz. Telsizlerimiz var, kadın şoförler olunca daha özenli konuşuyoruz, kadınların bu işte olmasının avantajları herkes kendine çeki düzen veriyor, dağınıklık yok. Kadınlar tırlara ev gibi bakıyor.” diye konuştu.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


Kar fırtınasından AFAD ekiplerince kurtarılan yaşlı kadın kuzusuna kavuştu

Antalya”da yaklaşık 1 ay önce yayladan dönerken olumsuz hava koşulları ve kar yağışı nedeniyle kaybolan, 2 kuzusu ve horozuna sarılı bir şekilde bulunan 70 yaşındaki Naciye Akın ile eşi Mustafa Akın”ın Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi”ndeki tedavileri tamamlandı.

Yanık ünitesinde donmaya bağlı yanık ve hipotermiye bağlı kalp sağlığı tedavileri tamamlanan çift, hastaneden taburcu edildi.

Eşi Mustafa Akın ile Manavgat ilçesi Çeltikci Mahallesi”ndeki evlerine dönen Naciye Akın, sarılarak vücut ısısını koruduğu ve torununun adını verdiği “Fatih” adlı kuzunun öldüğü haberini alınca üzüntü yaşadı.

“Sultan” adlı diğer kuzusuna sarılarak moral bulan Akın, “Kendi sağlığım kadar sizi düşündüm.” diye sevdiği kuzusunu yanından hiç ayırmıyor.

“Eve gelir gelmez kuzularımın yanına gittim”

Naciye Akın, AA muhabirine, kocası ile 7 aydır Sülek Yaylası”nda olduklarını anlattı.

Yaylada yoğun kar yağışına rağmen hayvanları üşüdüğü için Çeltikci Mahallesi”ndeki evlerine dönmek için yürüyerek anayola çıkmaya çalıştıklarını kaydeden Akın, “7 inek, 1 koyun, 2 kuzu ve bir horoz ile Alacabel yoluna kadar yürümeyi planladık. Ancak kar yağışı nedeniyle yolda gidemez hale geldik. Büyükbaş hayvanlarımız kayboldu. Canımdan kıymetli “Fatih” ve “Sultan” adlı kuzularım ile horozumu kucağıma aldım. Öleceğimi düşünmüştüm. AFAD ekipleri kurtardı sağ olsunlar.” dedi.

Hastanede o günden bu yana tedavi gördüklerini dile getiren Akın, “Tedavi görürken de aklım hayvanlarımdaydı. 7 büyükbaş hayvanımın bulunduğunu söylediler. Çok mutlu oldum. Eve gelir gelmez kuzularımın yanına gittim. Torunumun adını verdiğim “Fatih” soğuk nedeniyle hastalanıp ölmüş. Ona üzüldüm ama “Sultan”ıma sarılarak hasret giderdim. Sultan”a gözüm gibi bakıyorum. Kendi canımın sağlığı kadar hayvanlarımın sağlığına da mutlu oldum, şükrettim.” diye konuştu.

Mustafa Akın da zor günleri devletin desteğiyle atlattıklarını belirtti. AFAD ekiplerinin özveriyle kendilerini kurtardıklarını, hastanedeki doktorların da tedavileriyle yakından ilgilendiğini anlatan Akın, “Herkesten Allah razı olsun. Büyükbaş hayvanlarımız da bulundu. Kuzumuzu kaybettik ama diğer hayvanlarla teselli bulduk.” ifadelerini kullandı.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


Suriyelilerin Hatay”daki sınır kapılarından ülkelerine dönüşü sürüyor

Ülkelerine dönmek isteyen Suriyelilerin Hatay”daki Cilvegözü, Yayladağı ve Zeytindalı sınır kapılarından geçişleri devam ediyor.

Suriye”deki iç savaş sırasında Türkiye”ye sığınanlar, 61 yıllık Baas rejiminin devrilmesi sonrası ülkelerine dönmek için Hatay”daki 3 sınır kapısını da kullanıyor.

Reyhanlı ilçesindeki Cilvegözü Sınır Kapısı”na gelenler, jandarmanın düzen sağlamak üzere oluşturduğu koridorda gümrük işlemleri için sıra bekliyor.

Buraya konuşlandırılan Göç İdaresi Mobil Hizmet Birimi araçları da çıkış işlemlerinin hızlanmasına katkı sunuyor.

Gümrük işlemleri tamamlananlar, Suriye”ye geçiş yapıyor.

Türk Kızılay ve diğer yardım kuruluşları, aileler ile bölgedeki görevlilere sıcak çorba dağıtıyor, ikramda bulunuyor.

İl Göç İdaresi Müdürlüğü ekipleri de Suriyelilere eşyalarını taşımalarında yardımcı oluyor.

“Misafirliğimiz buraya kadarmış, artık herkes ülkesine dönüyor”

Cilvegözü Sınır Kapısı”na gelen Suriyelilerden Muhammed Kanaa, gazetecilere, 13 yılın ardından memleketi Halep”e gideceğini söyledi.

Henüz 5 yaşındayken iç savaş yüzünden amcasıyla Türkiye”ye sığındığını belirten Kanaa, yıllar sonra ailesine kavuşacağı için heyecanlı olduğunu dile getirdi.

Kanaa, çok özlediği annesi ve teyzesinin kendisini sınırın diğer tarafında beklediğini ifade ederek, “Türkiye”de çok mutlu bir yaşamım oldu. Türkler hep kapılarını, sınırlarını açtı, bizi çok destekledi. Arap ülkeleri bizi kabullenemezken Türk devleti, milleti bizi kabullendi, hepsine çok teşekkür ediyorum. Bizim misafirliğimiz buraya kadarmış, artık herkes ülkesine dönüyor, çok mutluyuz.” dedi.

Kadir Haşim, yaklaşık 10 yıldır Türkiye”de bulunduğunu ve memleketi Humus”a gitmek üzere yola koyulduğunu belirterek, “Annemi ve babamı hiç görmedim, onları çok özledim. Şimdi Suriye”ye gideceğim, aileme bakacağım, vatanımı çok özledim.” ifadelerini kullandı.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


Real Betis taraftarlarından dünyanın alkışladığı olay: Her Noel aynısı oluyor

İspanya”da Real Betis taraftarları, Noel öncesinde duyarlı bir davranış sergilemesiyle renkli anlara sahne oldu. Taraftarlar tam 15 bin oyuncağı, ihtiyaç sahibi çocuklar için sahaya attı. Temizlenen oyuncuların çocuklara ulaştırılacağı belirtildi.Real Betis ve Rayo Vallecano, İspanya Ligi”nin 18. maç gününde 22 Aralık Pazar günü Benito Villamarín stadyumunda oynanan maçta 1-1 berabere kaldı. Real Betis adına golü Francisco Román Alarcón Suárez (37. dakikada) kaydetti. Rayo Vallecano”nun golü 51. dakikada Isi Palazón”dan geldi. Ancak maça damga vuran anlar, çocuklar için yapılan duyarlı davranışla ilgili oldu. 15 BİN OYUNCAK ATTILAR Real Betis taraftarları Noel öncesinde, her yıl olduğu gibi ihtiyaç sahibi çocuklar için 15 bine yakın oyuncağı sahaya attı. Sahadan toparlanarak temizlenen oyuncakların ihtiyaç sahiplerine ulaştırılacağı belirtildi.Görüntüler akıllara Beşiktaş taraftarlarının depremzede çocuklar için, Beşiktaş – Antalyaspor maçında binlerce oyuncağı sahaya attığı anları getirdi.

Source: Alper Kızıltepe


Yadigâr Kahvesi büyük ilgi görüyor

Fatih Belediyesi”nin sosyal sorumluluk projelerinden biri olan Yadigâr Kahvesi, 60 yaş üzeri vatandaşlara özel olarak hizmet veren bir sosyal yaşam merkezi olarak büyük ilgi görüyor. Tarihî Fatih”in dokusunu yansıtan bu mekan, yaşlı bireylerin toplumsal bağlarını güçlendirmelerine, sosyal hayata aktif olarak katılmalarına ve anlamlı bir yaşam sürdürmelerine olanak sağlıyor.Sadece Suriçi Fatih üyelik kartına sahip bireylerin yararlanabildiği Yadigâr Kahvesi, haftanın altı günü saat 10.00-18.00 arasında misafirlerini ağırlıyor. Katılımcılara ücretsiz kahve, çay ve çorba ikramları sunan mekan, misafirlerine adeta ev sıcaklığında bir ortam sunuyor.Fatih Belediye Başkanı Mehmet Ergün Turan, Yadigâr Kahvesi hakkında yaptığı açıklamada, projenin toplumsal dayanışmayı artırmaya yönelik önemli bir adım olduğunu vurguladı. Başkan Turan, “Yadigâr Kahvesi, büyüklerimiz için yalnızca bir buluşma noktası değil, aynı zamanda geçmişle geleceği buluşturan bir köprü görevi görüyor. Burada büyüklerimiz hem hoş vakit geçiriyor hem de sosyal hayata aktif bir şekilde katılım sağlıyorlar. Bu projeyle onların yalnız olmadıklarını hissettirmeyi ve değerlerini yüceltmeyi amaçlıyoruz” dedi.ETKİNLİKLERLE ZENGİNLEŞEN BİR SOSYAL DENEYİMYadigâr Kahvesi”nde, katılımcıların zihinsel ve fiziksel sağlığını destekleyen pek çok etkinlik düzenleniyor. Kitap okuma saatleri, müzik dinletileri, masa oyunları, kültürel geziler ve el sanatları aktiviteleri, katılımcıların hem bireysel hem de toplu olarak kaliteli vakit geçirmelerine olanak tanıyor. Ayrıca, düzenlenen psikolojik destek atölyeleri ve sağlık seminerleri ile bireylerin ruhsal ve bedensel sağlıklarını güçlendirmeleri hedefleniyor.Başkan Turan, etkinliklerin kapsamına da değinerek, “Sağlık seminerleri ve psikolojik destek atölyeleriyle büyüklerimizin karşılaştıkları sorunlara çözümler sunuyoruz. Bu çalışmalar, onların fiziksel ve zihinsel sağlıklarını koruma yolunda önemli bir rol oynuyor. Yadigâr Kahvesi”nin sıcak atmosferi ve zengin programları, yaşlı bireylerimizin hayatlarına dokunmayı sürdürecek,” ifadelerini kullandı.YAŞLI BİREYLERİN HAYATINA DEĞER KATIYORYadigâr Kahvesi”nin en dikkat çeken özelliklerinden biri, yaşlı bireylerin topluma aktif katılımını sağlaması ve onların yaşamlarına yeni anlamlar katması. Katılımcılar burada hem geçmişi yad ediyor hem de yeni dostluklar kuruyor. Proje, bölgedeki yaşlı nüfusun yalnızlık hissini azaltmayı ve yaşam kalitesini artırmayı hedefliyor.Başkan Turan, projenin toplumsal bir dayanışma örneği sunduğuna dikkat çekerek, “Yadigâr Kahvesi, yaşlı bireylerimizin sadece fiziksel ihtiyaçlarına değil, ruhsal ve sosyal gereksinimlerine de cevap veriyor. Fatih Belediyesi olarak, onların mutluluğunu ve huzurunu sağlamak en büyük önceliklerimizden biri. Bu tür projelerle onların hayatlarına değer katmaya devam edeceğiz,” şeklinde konuştu.Yadigâr Kahvesi, hem sunduğu etkinlikler hem de sıcak atmosferiyle 60 yaş üzeri vatandaşların hayatlarına yeni bir anlam kazandırmaya devam ediyor. Fatih Belediyesi, bu önemli sosyal sorumluluk projesiyle toplumsal bağları güçlendirmeye yönelik çalışmaları sürdürmeyi ve gelecek nesillere de örnek olmayı hedefliyor.

Source: Www.star.com.tr


Körfez”de 45 ton cam yeniden kazanıldı

Kocaeli nin Körfez Belediyesi nin yürüttüğü Sıfır Atık Projesi kapsamında vatandaşlar; kullanmadıkları cam ürünlerini, meşrubat şişelerini, her türlü reçel, konserve ve kavanozlarını, cam toplama kumbaralarına atıyor. Bu sayede doğal kaynaklar korunurken, atık camlar da geri dönüşüme kazandırılıyor. Kumbaralar her ay ekipler tarafından boşaltılıp atık getirme merkezine getiriliyor. Bu tesisten de cam işleme fabrikasına iletiliyor. İlçe genelinde 55 noktaya yerleştirilen cam atık kumbarası ve atık tesisine getirilen düz cam atıkları ile son bir yıl içinde 45 ton cam, geri dönüşüme kazandırıldı. Körfez Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürlüğü yetkilileri, cam kumbaralara cam ürünler dışında herhangi bir atık atılmaması noktasında vatandaşların duyarlı olmasını istedi.

Source: Habertürk


Tarsus”a yeni bir kültür merkezi

Mersin Büyükşehir Belediyesi, Tarsus ilçesine kültür merkezi kazandırmak için çalışmalarını hızlandırdı. Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı bünyesindeki Tarsus a Değer Katanlar Kurulu (TADEKA) binasında, yeni kültür merkezinin nerede inşa edilmesi gerektiği konusunda görüş ve önerilerin alındığı değerlendirme toplantısı yapıldı. Toplantıya Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili ve Tarsus Belediyesi Başkan Yardımcısı Ali Uyan, Mersin Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Tarık İrde, Emlak ve İstimlak Dairesi Başkanı Gürgin Bilici, İmar ve Şehircilik Dairesi Başkanı Mustafa Solak, Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı Koordinatörü Bengi İspir Özdülger, birim amirleri, TADEKA üyeleri ve farklı kurumlardan temsilciler katıldı. Büyükşehir Belediyesi nden yapılan açıklamaya göre, kentin muhtelif noktalarında Tarsus Belediyesi ne ait 14 arazinin slayt eşliğinde tek tek yansıtılarak katılımcıların görüşlerinin alındığı toplantıda, en çok dikkat çeken 3 nokta işaretlendi. Yapılan sunum eşliğinde tek tek söz alan katılımcılar; görsele yansıtılan arazilerin ulaşım, genişlik, kent merkezine uzaklığı ve benzer konularda düşüncelerini aktardılar. Sona kalan 3 araziyle ilgili olarak yeniden değerlendirme çalışması gerçekleştirilecek. Toplantının açılış bölümünde konuşan Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı Koordinatörü, Opera Sanatçısı Bengi İspir Özdülger, Tarsus ta bir kültür merkezi yapmak istiyoruz. Bu kültür merkezimizle ile ilgili alanlarımızı, Tarsus Belediyesi ile beraber belirledik. Bu doğrultuda kültür merkezini nerede yaparsak çok efektif olur, herkes tarafından ulaşılabilir olması gibi konuları değerlendirdik diye konuştu. Toplantı, katılımcılarının görüşlerini paylaşmasının ardından sona erdi.

Source: Habertürk