Sağlık Politikaları Gündemi – 23 Aralık 2024

Hamas, Gazze”nin kuzeyindeki Kemal Advan Hastanesinin hedef alınmasını “insanlığa karşı suç” olarak nitelendirdi

Hamas”tan yapılan yazılı açıklamada, Gazze”nin kuzeyinin sürekli bombalandığı, Kemal Advan Hastanesinin de siyonist saldırılarla hedef alındığı belirtildi.

Gazze”nin kuzeyindeki “son kale” Kemal Advan Hastanesi, İsrail saldırılarına direniyorİsrail”in 443 gündür saldırılarını sürdürdüğü Gazze”de can kaybı 45 bin 259″a yükseldiFilistin Ulusal Konseyinden İsrail”in Kemal Advan Hastanesinde katliam yapabileceği uyarısıGazze”de Filistinlilere yemek dağıtıldıPapa, İsrail”in Gazze”ye yönelik saldırılarını “büyük zalimlik” olarak nitelendirdi

Saldırıların “insanlığa karşı eşi benzeri görülmemiş suçlar” olarak nitelendirildiği açıklamada, “İşgal ordusu, özellikle Cibaliya Mülteci Kampı ve Beyt Lahiya bölgelerine odaklanarak Gazze”nin kuzeyindeki yerleşim yerlerini acımasızca bombalamaya ve sistematik bir şekilde yıkıma devam ediyor. Saldırılarını barınma merkezleri, okullar ve özellikle Kemal Advan Hastanesi üzerinde yoğunlaştırıyor.” ifadesi kullanıldı.

Hastanenin hasta, yaralı ve sığınmacılardan boşaltılması yönünde tehditler savrulduğu aktarılan açıklamada, bunun “uluslararası sessizlik ve acizliğin gölgesinde, benzeri görülmemiş bir etnik temizlik ve zorla yerinden etme suçu” olduğu vurgulandı.

Açıklamada, Arap ve İslam dünyası ile tüm özgür halklara, hükümetlere, güçlere ve yapılara, “her türlü yöntemle Filistin halkını desteklemek, kutsallarını ve topraklarını işgalden kurtarma hakkına destek olmak için harekete geçme” çağrısında bulundu.

Kemal Advan Hastanesi Müdürü Husam Ebu Safiyye, İsrail”in saldırılarının cumartesi gününden bu yana aralıksız devam ettiğini aktarmıştı.

Ebu Safiyye, hastanenin kadın doğum ve yenidoğan bölümlerinin İsrail ordusu tarafından saldırıya uğradığını ifade etmişti.

Hastanenin “açıkça hedef alındığını” vurgulayan Ebu Safiyye, “Tüm dünya bizi duyuyor, fakat ne yazık ki çağrılarımız cevapsız kalıyor.” şeklinde konuşmuştu.

Gazze”nin kuzeyinde kalan tek sağlık merkezi

Gazze Şeridi”nin kuzeyindeki en büyük hastane olan ve ismini 1973″te suikasta uğrayan Fetih Merkezi Komite Üyesi Kemal Advan”dan alan hastane, saldırılardan önce 400 binden fazla kişiye sağlık hizmeti veriyordu.

Gazze Şeridi”nin kuzeyindeki Beyt Lahiya beldesinin merkezinde yer alan Kemal Advan Hastanesine, ekim ayının ilk haftasından bu yana uygulanan saldırıların yanı sıra askeri kuşatma altında füze ve ateşli silahlarla onlarca kez saldırıldı.

Hastanede şu anda iki doktor ile az sayıda hemşireden oluşan sağlık personeli her şeye rağmen insani görevlerini yerine getirmeye devam ediyor.

Hastane yetkilileri, İsrail”in sağlık merkezine artık bir “askeri hedef” gibi muamele ettiği değerlendirmesinde bulundu.

İsrail”in 7 Ekim”den bu yana Gazze Şeridi”ne düzenlediği saldırılarda yaklaşık 17 bin 492″si çocuk, 11 bin 979″u kadın olmak üzere 45 bin 259 Filistinli öldü, 107 bin 627 kişi yaralandı.

Enkaz altında halen binlerce ölü olduğu bildirilirken, halkın sığındığı hastane ve eğitim kurumları hedef alınarak sivil altyapı da tahrip ediliyor.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


M. Yalçın Yılmaz yazdı: Devlet Bahçeli ne söylüyor?

Ankara”nın Suriye sürecinde yaşadığı sorunlar uzun süren bir mücadele ile aşıldı. Bu süreçte Ankara”nın Suriyeli muhaliflerle ilişkileri yönetme biçimi ve jeopolitik dengedeki değişimler belirleyici oldu. 2011 Suriye krizinin başladığı tarihti. 2024 Aralık ayına gelene kadar bölgede yaşananlar koşulları Ankara”nın lehine değiştirdi. Libya, Karabağ, Ukrayna ve son olarak Gazze sahalarında yaşananlar, küresel kutuplaşmada Türkiye”nin pozisyonunu güçlendirdi. Ankara-Moskova İlişkileri Koptu Mu?Ankara”nın Suriye”de Rusya ve İran”la yürüttüğü Astana süreci Erdoğan”ın elini güçlendirdi. Muhaliflerin hastaları ve yaralıları Türkiye tarafından tedavi edildi. Bölgedeki sağlık, eğitim, insani yardım faaliyetleri muhalifler üzerinde Türk nüfuzunu artırdı. Suriye krizi boyunca Rusya ve İran ise sahada insani destek bulamadı. Suriyelilerin sempatisini kazanamayan iki aktör yalnızca Şam yönetiminin varlığı ile meşruiyetini sürdürebildi. Suriyeli sığınmacılar içerde bazı partilerin varlık sebebi olmuşken Türk dış politikası için önemli bir dayanak haline geldi. Sığınmacı Suriyeliler hem AB nezdinde hem de İslam dünyasında Ankara”nın insani dış politikasını güçlendiren önemli bir argüman oldu. Bu köşede krizin çözülmesinde jeopolitik dönüşümün seslerini duyurmaya çalıştık. Stratejik analizlerde veriye dayalı öngörü yapmak önemlidir. Ankara”nın Suriye krizini çözeceği 2024 ilkbaharında ortaya çıkmıştı. Ankara-Şam ilişkilerinin geçiş hükümeti ve anayasa üzerindeki etkilerini birlikte takip edeceğiz. Ancak bu gelişmeler zannedildiği gibi Ankara-Moskova arasındaki ipleri koparmadı. İki ülkenin ilişkileri çok boyutlu ve Erdoğan-Putin için Suriye krizi masadaki dosyalardan yalnızca biri. Küresel boyutta ABD-Rusya arasında yaşanan gerginlik malum ancak iki ülkenin istihbarat birimlerinin en önemli casus takasının Ankara”da yapıldığı unutulmamalı. Basına yansıdığı kadarıyla bu tarihi takasta 26 casus iadesi gerçekleşmişti. Bu operasyonun Ankara”da yapılması Ukrayna-Suriye hattındaki gerilimde Türkiye”nin önemini gösteriyor. Suriye”nin uluslararası sisteme katılması için çoklu ittifakın olduğunu ve başat gücün Ankara olduğunu söylemeliyiz. Şimdi masada hangi dosyalar var diye eğildiğimizde Lübnan karşımıza çıkıyor. Lübnan”ın İsrail saldırılarından kurtularak dünya finans ve ticaret sistemine katılması için hem ABD hem de AB çözüm arayışlarını destekleyecektir. Trump”ın dünürü Orta Doğu danışmanı Lübnan asıllı işadamı Massad Boulos kendi ülkesinin yeniden Orta Doğu”nun cazibe merkezi olmasını isteyecektir. Bahçeli Ne Söylüyor?Suriye”de merkezi otoritenin tesisi silahlı grupların tasfiyesini zorunlu kılıyor. Suriye”de yaşanacak gelişmeleri Ankara”da çok az kişi biliyordu. Ancak 9 Eylül 2024″te bu köşede yazdıklarımız önemli ipuçları veriyordu. Devlet Bahçeli, 1 Ekim”de (Efkan Ala ile) DEM Parti sıralarına yürümüş, 22 Ekim 2024″de ise Öcalan formülünü öne sürmüştü. Bahçeli”nin konuşması ne iktidar elitlerinde ne de muhalif cephede anlaşılamadı. Takip ettiğim PKK çevreleri de altüst olmuştu. Erdoğan ve Bahçeli arasındaki ahretlik hukuku anlamayan twitter yıldızları o günlerde “ittifak dağılıyor analizi” yapmışlardı. Bahçeli”nin çağrısından sonra İmralı”daki Öcalan, Suriye”deki örgütün Rojava”daki yöneticilerine silah bıraktırabilecek mi? Bu sorunun cevabını arıyoruz. Aksi halde Suriye”de yaşanacak çatışmalarda Ankara”nın bir vebali olmayacak. Erdoğan”ın, Bahçeli”nin ve Dışişleri Bakanı Fidan”ın açıklamalarını dikkatle incelediğimizde Suriye”de terör örgütünün hiçbir ağır silahının bırakılmayacağını, örgüt yöneticilerinin geldikleri ülkelere döneceklerini anlıyoruz. Devlet Bahçeli dün partisinin siyaset okulu mezuniyet töreninde özenle hazırlanmış bir konuşma yaptı. Bilginin önemini vurguladığı konuşmada Yakup Kadri”nin Hüküm Gecesi romanındaki Ahmet Kerim karakteri, Tanpınar”ın Saatleri Ayarlama Enstitüsü romanındaki Hayri İrdal karakteri ve Hegel”in gönderme yaptığı Minerva”nın Baykuşu metaforu çarpıcı örneklerdi. Bahçeli çokça sorgulanan devlet aklı kavramını da satır arasında tarif etti: Biz olayların peşinden sürüklenen değil, olayların rotasını belirleyen kuvvetli fikir ve düşünce sistematiğine sahibiz.

Source: M. Yalçın Yilmaz