“Finansal Günlük – Emekli Maaşları, Yoksulluk Oranı ve Promosyon Yarışı”

İşte en düşük memur ve emekli maaşı için en güçlü senaryo

Türkiye”de milyonlarca insanın merakla beklediği 2025 yılı asgari ücreti 22 bin 104 lira olarak açıklanmasının hemen ardından beklenti memur ve emekli maaşlarının ne kadar olacağı merak konusu. 3 Ocak”ta netleşecek zam oranı için kamuoyunda konuşulan en güçlü tahminler şu şekilde. 6 AYLIK ENFLASYONA GÖRE ZAM SENARYOSU 5 aylık enflasyon verisine göre emeklilere 14,57 puan zammı hak etti. Merkez Bankası”nın son anketinde kilit ay olan Aralık enflasyonunun 1.72 olacağı beklentisi öne çıktı.5 aylık enflasyon oranına Aralık ayı enflasyon rakamının da eklenmesiyle yılın ikinci dönem 6 aylık enflasyon oranı yüzde 17″ye yaklaşacak. Bu senaryoda asgari ücrete yapılan zam yeniden devreye giriyor. Yılda bir kez artışın yapıldığı asgari ücrette zam oranı %30 olurken, yılda iki kez artış yapılan emekli maaşının da gerçekleşecek enflasyon oranında yani yüzde 17 civarında olması, yıllık bazda enflasyona denk gelecek aralıkta olması bekleniyor. EN DÜŞÜK EMEKLİ MAAŞI NE KADAR OLACAK? Hali hazırda yaklaşık 10 milyon emekli en düşük seviye olan 12 bin 500 TL maaş alıyor. %17 zam yapılması senaryosunda en düşük emekli maaşının 14 bin 600 TL civarında olması bekleniyor. MEMUR MAAŞ ZAMMI NE KADAR OLACAK Aynı enflasyon beklentisi üzerinden hesaplandığında memur maaşlarının da aynı oranda zam alması bekleniyor. En düşük memur maaşı olan 39 bin 205 liraya %17 ilave edildiğinde 2025 için taban maaşın 45 bin 870 liraya yükselmesi bekleniyor. Bu durumda gözler refah payına çevriliyor. MEMUR VE EMEKLİ REFAH PAYI ALACAK MI? Kocaeli Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ferhat Pehlivanoğlu Haberler.com”da sunucu Abdurrahman Yazıcı”nın konuğu oldu. Yazıcı”nın “Memur ve emekli refah payı alacak mı?” sorusunu yönelttiği Prof. Dr. Pehlivanoğlu, bütçeyi işaret etti. Refah payının memur ve emekliler için gerekli olduğunu belirten uzman isim konuşmasına şöyle devam etti:Refah payı çalışanların enflasyon oranına göre zam almalarına rağmen kurdaki artışın, fiyatlardaki, enflasyondaki artışın dalgalanmasından dolayı mağduriyet yaşayan çalışanlara bu mağduriyetin giderilmesi adına verilen ek bir ödeme. Çalışanlara ekonomik büyümeden daha fazla pay verilmesi anlamına gelir. Yeterli kaynak sağlandığı taktirde elbette olması lazım. Refah payı tüm emekli ve memurlara yapılması lazım.

Source: Abdurrahman Yazıcı


Son dakika: Türkiye”deki yoksul sayısı belli oldu!

Toplumun genel düzeyine göre belirli bir sınırın altında gelire sahip olan bireyler göreli anlamda yoksul sayılmaktadır. Buna göre, eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert medyan gelirinin yüzde 50″si dikkate alınarak belirlenen yoksulluk sınırına ilişkin yoksulluk oranı 2024 yılında 0,1 puan artarak yüzde 13,6 oldu. Medyan gelirin yüzde 60″ı dikkate alınarak belirlenen yoksulluk sınırına göre hesaplanan yoksulluk oranı ise son yılda 0,1 puan azalarak yüzde 21,2 olarak gerçekleşti.
2024″te yoksul sayısı arttı
Satınalma Gücü Paritesi (SGP) kullanılarak hesaplanan gelire dayalı göreli yoksulluk sınırına göre yoksul sayıları ise şöyle:
Meydan gelirin yüzde 50’sine göre 10 milyon 379 bin, medyan gelirin yüzde 60’ına göre ise 16 milyon 739 bin kişi.

En düşük yoksulluk oranı tek kişilik hanelerde
Hanehalkı tipine göre eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert medyan gelirinin yüzde 50″si dikkate alınarak hesaplanan yoksulluk oranlarına bakıldığında; tek kişilik hanehalklarında yoksulluk oranı bir önceki yıla göre 0,8 puan azalarak yüzde 6,5, çekirdek aile bulunmayan birden fazla kişiden oluşan hanehalklarında ise 3,1 puan artarak yüzde 10,8 olmuştur.
En az bir çekirdek aile ve diğer kişilerden oluşan hanehalklarının yoksulluk oranı 0,9 puan artarak yüzde 17,9, tek çekirdek aileden oluşan hanehalklarının yoksulluk oranı ise 0,1 puan artarak yüzde 13,4 oldu.

En yüksek yoksulluk oranı bir okul bitirmeyenlerde
Eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert medyan gelirinin yüzde 50″si dikkate alınarak hesaplanan yoksulluk oranına göre; bir okul bitirmeyenlerin yüzde 24,7″si, lise altı eğitimlilerin yüzde 13,6″sı, lise ve dengi okul mezunlarının ise yüzde 7,4″ü yoksul olarak hesaplandı. Yükseköğretim mezunları ise yüzde 2,7 ile en düşük yoksulluk oranına sahip grup oldu.
Maddi ve sosyal yoksunluk oranı yüzde 13,3
Maddi ve sosyal yoksunluk oranı hesabında hane düzeyinde sorgulanan değişkenler; otomobil sahipliği, ekonomik olarak beklenmedik harcamaları yapabilme, evden uzakta bir haftalık tatil masrafını karşılayabilme, kira, konut kredisi ve faizli borçları ödeyebilme, iki günde bir et, tavuk, balık içeren yemek yiyebilme, evin ısınma ihtiyacını karşılayabilme ve mobilyaları eskidiğinde değiştirebilme durumudur.
Bu oran için fert düzeyinde toplanan değişkenler ise; eskimiş giysileri yerine yenisini alabilme, düzgün iki çift ayakkabıya sahip olabilme, ayda en az bir kez tanıdıkları ile toplanabilme, ücretli boş zaman faaliyetlerine katılabilme, kendini iyi hissetmek için bir miktar para harcayabilme ve kişisel amaçlı kullanım için internet sahipliği olarak belirlenmiştir.

Yukarıda belirtilen on üç maddenin en az yedisini karşılayamayanların oranı olarak tanımlanan maddi ve sosyal yoksunluk oranı; 2023 yılında yüzde 14,4 iken 2024 yılı sonuçlarında 1,1 puan azalarak yüzde 13,3 olarak tahmin edildi.
Sürekli yoksulluk oranı yüzde 13,7
Dört yıllık panel veri kullanılarak hesaplanan sürekli yoksulluk oranı, eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert medyan gelirinin yüzde 60″ına göre son yılda ve aynı zamanda önceki üç yıldan en az ikisinde de yoksul olan fertleri kapsamaktadır. Buna göre, 2024 yılı sonuçlarına göre sürekli yoksulluk oranı bir önceki yıla göre 0,7 puan artarak yüzde 13,7 oldu.
Yoksulluk oranı en düşük Gaziantep, Adıyaman ve Kilis”de
İBBS 2. Düzey bölgelerinin her biri için eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert medyan gelirinin yüzde 50″sine göre hesaplanan yoksulluk sınırına göre, gelire dayalı göreli yoksulluk oranının en yüksek olduğu şehirler; yüzde 14,6 ile Kırıkkale, Aksaray, Niğde, Nevşehir, Kırşehir, yüzde 12,3 ile Kastamonu, Çankırı, Sinop oldu.
Göreli yoksulluk oranı en düşük olan şehirler ise yüzde 4,7 ile Gaziantep, Adıyaman, Kilis, yüzde 6,4 ile Şanlıurfa, Diyarbakır oldu.

Yoksulluk ve sosyal dışlanma riski altında olanların oranı yüzde 29,3
Yoksulluk veya sosyal dışlanma riski altında olanlar; göreli yoksulluk, maddi ve sosyal yoksunluk ve düşük iş yoğunluğu göstergelerinin en az birinden yoksun olanları ifade etmektedir. Son yıl sonuçlarına göre fertlerin yüzde 29,3″ü yoksulluk veya sosyal dışlanma riski altında kaldı. Bu oran yaş gruplarına göre incelendiğinde; 0-17 yaş grubunda yüzde 38,9, 18-64 yaş grubunda yüzde 26,3, 65 ve üstü yaş grubunda ise yüzde 23,3 olarak tahmin edildi.
Nüfusun yüzde 4,3″ü dört yıl boyunca yoksulluktan çıkamadı
Dört yıllık panel veri kullanılarak medyan gelirin yüzde 50″sine göre hesaplanan yoksullukta kalma süresi incelendiğinde, fertlerin yüzde 10,1″i dört yıl içinde bir yıl, yüzde 6,5″i iki yıl, yüzde 4,3″ü üç yıl, yüzde 4,3″ü ise dört yıl boyunca (panel süresince) yoksullukta kaldı. Nüfusun yüzde 74,8″i ise dört yıl boyunca hiç yoksulluk sınırının altında kalmadı.
Nüfusun yüzde 31,3″ü sızdıran çatı, nemli duvarlar, çürük pencere ile yaşadı
Kurumsal olmayan nüfusun yüzde 31,3″ü sızdıran çatı, nemli duvarlar, çürümüş pencere çerçeveleri vb. problemler yaşarken yüzde 30,2″si konutunda izolasyondan dolayı ısınma sorunu, yüzde 21,7″si trafik veya endüstrinin neden olduğu hava kirliliği, çevre kirliliği veya diğer çevresel sorunlarla karşılaştı.
Taksit ödemesi veya borcu olanların oranı yüzde 56,8
Geçen yıla göre konut alımı ve konut masrafları dışında borç veya taksit ödemesi olanların oranı 1,2 puan azalarak yüzde 56,8 oldu. Nüfusun yüzde 5,2″sine bu ödemeler yük getirmezken yüzde 39,1″ine biraz yük getirdi, yüzde 12,5″ine ise çok yük getirdi. Konut masraflarının çok yük getirdiği hanelerin oranı 3,9 puan azalarak yüzde 13,6 olurken, bu masrafların biraz yük getirdiği hanelerin oranı 4,7 puan artarak yüzde 71,2 oldu. Konut masraflarının yük getirmediğini belirten hanelerin oranı geçen yıla göre 0,7 puan azalış ile yüzde 15,2 olarak hesaplandı.
Fertlerin yüzde 57,5″i evden uzakta bir haftalık tatil masraflarını, yüzde 39,3″ü iki günde bir et, tavuk ya da balık içeren yemek masrafını, yüzde 26,8″i beklenmedik harcamaları, yüzde 15,1″i evin ısınma ihtiyacını, yüzde 59,6″sı ise eskimiş mobilyaların yenilenmesini ekonomik olarak karşılayamadığını beyan etti.
Kendilerine ait bir konutta yaşayanların oranı yüzde 56,1
Oturulan konuta sahip olanların oranı geçen yıla göre 0,1 puan azalarak 2024 yılında yüzde 56,1 olarak hesaplanırken, kirada oturanların oranı yüzde 28,0, lojmanda oturanların oranı yüzde 0,9, kendi konutunda oturmayıp kira ödemeyenlerin oranı ise yüzde 15,0 oldu.
Ayrıntılar geliyor…

Source: Dünya Gazetesi


Promosyon yarışı kızıştı

%30 zamla noktalanan asgari ücret gündemi yerini emekli ve memur zammına bıraktı. En düşük emekli zammıyla ilgili kulis bilgileri sürerken, vatandaşlar bir yandan da banka promosyonlarındaki son durumu inceliyor. Öyle ki bazı bankaların verdikleri promosyon emekli maaşlarını bile aşıyor.,Toplumun büyük bir kesimi memnun olmasa da asgari ücret maratonu sona erdi. Asgari ücrete %30 oranında bir zam yapıldı ve yeni tutar 22 bin 104 TL oldu. Milyonlarca çalışanın gözü şimdi memur zammında, aynı şekilde emekliler de emekli zammını takip ediyor. Emekli zammı kadar merak edilen bir konu da bankaların promosyonları! Bazı özel bankalarda promosyon tutarları emeklinin maaşını bile geçiyor!EMEKLİLERİN PROMOSYONLARI MAAŞLARINI BİLE GEÇİYOR!Asgari ücret, memur zammı, en düşük emekli aylığı derken bankaların emeklilere verdiği promosyon da artacak. Bankalar arasındaki yarış da hızlandı. Yeni emekliler için, emekli olmaya hak kazananlar için ve emekli olup maaşını başka bir bankaya taşıyacaklar için farklı farklı senaryolar söz konusu!24 BİN TL”Yİ BULAN VARÖzel bankalar rekabet şartlarıyla promosyon tutarlarını yukarıya çekti. 2025 yılında maaşını başka bankaya taşımak isteyen emekliler için banka promosyon tutarları 24 bin lirayı buldu.2024 bitmeden emekli olmak isteyen birçok kişi var, bu da bankaların iştahını kabartıyor. Öyle ki maaşı 10 ile 15 bin TL arasında olan emeklilerin yeni yılda alacakları promosyon tutarı 13 bin TL”yi bulabilir. Maaşları 15 bin TL ile 20 bin TL arasında olan emekliler 16 bin TL promosyon alabiliyor. Maaşları 20 bin üzeri olan emekliler ise maaşlarından 4 bin TL fazlasını yani 24 bin TL”yi alabilecek!KREDİ KARTI KULLANIMI ZORUNLUBazı özel bankalar 24 bin TL”ye kadar promosyon veriyor. Burada dikkat edilmesi gereken hususlar da var. Bankalar bu 24 bin TL promosyonu verirken kredi kartı kullanma, mevduat hesabı açma gibi durumları da zorunlu kılıyor.

Source: Abdurrahman Yazıcı


TÜİK açıkladı: Türkiye”de iki günde bir et yiyemeyenlerin oranı belli oldu

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Yoksulluk ve Yaşam Koşulları istatistiklerini açıkladı. Eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert medyan gelirinin yüzde 50″si dikkate alınarak belirlenen yoksulluk sınırına göre, yoksulluk oranı 2024 yılında 0,1 puan artarak yüzde 13,6 oldu. Satınalma Gücü Paritesi (SGP) kullanılarak hesaplanan gelire dayalı göreli yoksulluk sınırına göre yoksul sayıları şöyle: Meydan gelirin yüzde 50’sine göre 10 milyon 379 bin, medyan gelirin yüzde 60’ına göre ise 16 milyon 739 bin kişi. Türkiye”nin yüzde 39,3″ü iki günde bir et yiyemiyor Fertlerin yüzde 13,6’sı için konut masrafları çok yük getiriyor, yüzde 71,2’si için biraz yük getiriyor. Konut masraflarının yük getirmediğini söyleyenlerin oranı yüde 15,2 oldu. Fertlerin yüzde 12,5’i için konut alımı ve konut masrafları dışında borç ve taksit ödemeleri çok yük getiriyor. Borç ve taksit ödemeleri yüzde 39,1 için ise biraz yük getiriyor. Borç ve taksitin yük getirmediğini söyleyenlerin oranı yüzde 5,2 oldu. Fertlerin borç ve taksiti olmayan kesimi ise yüzde 43,3 olarak belirlendi. Türkiye”nin yüzde 39,3″ü iki günde bir et yiyemiyor Fertlerin yüzde 39,3″ü iki günde bir et, tavuk ya da balık içeren yemek masrafını karşılayamadığını söyledi. Medyan gelirin yüzde 60’ının altında olanlar için ise bu oran yüzde 68,4’e yükseliyor. Fertlerin yüzde 57,5″i evden uzakta bir haftalık tatil masraflarını, yüzde 26,8″i beklenmedik harcamaları, yüzde 15,1″i evin ısınma ihtiyacını, yüzde 59,6″sı ise eskimiş mobilyaların yenilenmesini ekonomik olarak karşılayamadığını bildirdi.

Source: Dünya Gazetesi


Bakan Işıkhan”dan en düşük emekli maaşı için kritik açıklama! Tarih verdi

Dünya Gazetesi

Bakan Işıkhan”dan en düşük emekli maaşı için kritik açıklama! Tarih verdi

30 Aralık 2024 11:05

30 Aralık 2024 11:12

Ayrıntılar geliyor…

Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için çerez politikası ve aydınlatma metni sayfalarını gözden geçirebilirsiniz. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.

Source: Dünya Gazetesi


Günlük yemek ücreti ne kadar olacak? İşte günlük hesaplama

2025 yılı için günlük yemek ücreti, yeni asgari ücret zammıyla birlikte merak konusu oldu. 2024 yılı boyunca, günlük yemek ücreti KDV dahil 187 TL olarak uygulanmıştı. Bu tutar, geçtiğimiz yıl asgari ücrete yapılan yüzde 49,11’lik zamla uyumlu şekilde yüzde 54,54 oranında artırılmıştı. GÜNLÜK YEMEK ÜCRETİ HESAPLAMASI 2025 yılı asgari ücreti ise yüzde 30’luk bir artışla 22.104 TL olarak açıklandı. Bu durum, yemek ücretlerinde de en az yüzde 30’luk bir artış beklentisini beraberinde getirdi. Uzmanlar, 1 Ocak 2025’ten itibaren günlük yemek ücretinin 187 TL’den 243,1 TL’ye çıkacağını öngörüyor. Eğer bu artış gerçekleşirse, 26 gün üzerinden hesaplanan aylık yemek ücreti 4.862 TL’den 6.320,6 TL’ye çıkacak. Yeni rakamların resmi olarak duyurulması halinde, işverenler ve çalışanlar arasındaki dengeye önemli bir katkı sağlayacağı değerlendiriliyor.

Source: Internet Haber


En düşük emekli maaşı için düzenleme olacak mı? Işıkhan”dan kritik açıklama geldi!

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan​, Şanlıurfa​”da gerçekleştirilen Ekonomik Koordinasyon Kurulu (EKK) toplantısının ardından emekli maaşlarına yönelik açıklamalarda bulundu. Ocak ayında yapılacak EKK toplantısında, en düşük emekli maaşlarının artırılması konusunda bir çalışmanın gündeme gelebileceğini ifade eden Bakan Işıkhan, bu düzenlemenin yasal çerçeve doğrultusunda yapılacağını belirtti. Bakan Işıkhan, emekli maaşlarına yapılan zamların mevcut kanunlara göre belirlendiğini hatırlatarak, şu ifadeleri kullandı: “SSK ve Bağ-Kur emeklileri, Ocak ve Temmuz aylarında 6 aylık TÜFE oranında zam alıyor. Memur emeklilerinin maaş artışları ise enflasyon farkının yanı sıra toplu sözleşmede belirlenen oranlar doğrultusunda yapılıyor. En düşük emekli aylığı Temmuz ayında 10 bin liradan 12 bin 500 liraya çıkarılmıştı. Az prim ödeyerek düşük maaş alan emeklilerimizin maaşı Hazine ve Maliye Bakanlığımızın desteğiyle 12 bin 500 liraya tamamlanıyor.” EN DÜŞÜK EMEKLİ MAAŞI NE OLACAK? Emekli maaşlarına yapılacak zam oranı, 6 aylık enflasyon verilerinin açıklanmasıyla netleşecek. Uzmanlar, 6 aylık enflasyon oranının yüzde 17 civarında olmasını bekliyor. Bu durumda, en düşük emekli maaşı 12 bin 500 liradan 14 bin 625 liraya yükselebilir. Kesin rakamlar, enflasyon oranlarının açıklanmasının ardından netlik kazanacak.

Source: Internet Haber


İlk sıradaki il değişti! İşte Türkiye”nin en yoksul şehirleri

Türkiye”de görülen yüksek enflasyon, milyonlarca vatandaşın geçim sıkıntısı yaşamasına ve sürekli yoksulluk oranının her geçen yıl daha fazla artmasına neden oluyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), bugün paylaştığı “Yoksulluk ve Yaşam Koşulları İstatistikleri” raporunda sürekli yoksulluk oranının 0,7 puan artarak yüzde 13,7″ye yükseldiğini belirtti. TÜRKİYE”NİN EN YOKSUL İLLERİ Raporun en dikkat çeken bölümü ise, Türkiye”nin en yoksul şehirleri oldu. Raporda, gelire dayalı göreli yoksulluk oranının en yüksek olduğu bölgeler; %14,6 ile Kırıkkale, Aksaray, Niğde, Nevşehir ve Kırşehir bölgeleri oldu. Geçtiğimiz yıl yayınlanan raporda Türkiye”nin en yoksul şehirleri Kastamonu, Çankırı ve Sinop illerini içeren TR82 bölgesi olmuştu. YOKSULLUĞUN EN AZ OLDUĞU İLLER Raporda yoksulluk oranının en az olduğu şehirlere de yer verildi. Göreli yoksulluk oranının en düşük olduğu bölgeler %4,7 ile TRC1 (Gaziantep, Adıyaman, Kilis), %6,4 ile TRC2 (Şanlıurfa, Diyarbakır) oldu. NÜFUSUN YÜZDE 31,3″Ü SIZDIRAN ÇATI, NEMLİ DUVARLAR, ÇÜRÜMÜŞ PENCERE ÇERÇEVESİ PROBLEMLERİ YAŞIYOR Kurumsal olmayan nüfusun yüzde 31,3″ü sızdıran çatı, nemli duvarlar, çürümüş pencere çerçeveleri vb. problemler yaşarken yüzde 30,2″si konutunda izolasyondan dolayı ısınma sorunu, yüzde 21,7″si trafik veya endüstrinin neden olduğu hava kirliliği, çevre kirliliği veya diğer çevresel sorunlarla karşılaştı. TAKSİT ÖDEMESİ VEYA BORCU OLANLARIN ORANI YÜZDE 56,8 OLDU Geçen yıla göre konut alımı ve konut masrafları dışında borç veya taksit ödemesi olanların oranı 1,2 puan azalarak yüzde 56,8 oldu. Nüfusun yüzde 5,2″sine bu ödemeler yük getirmezken yüzde 39,1″ine biraz yük getirdi, yüzde 12,5″ine ise çok yük getirdi. Konut masraflarının çok yük getirdiği hanelerin oranı 3,9 puan azalarak yüzde 13,6 olurken, bu masrafların biraz yük getirdiği hanelerin oranı 4,7 puan artarak yüzde 71,2 oldu. Konut masraflarının yük getirmediğini belirten hanelerin oranı geçen yıla göre 0,7 puan azalış ile yüzde 15,2 olarak hesaplandı.Fertlerin yüzde 57,5″i evden uzakta bir haftalık tatil masraflarını, yüzde 39,3″ü iki günde bir et, tavuk ya da balık içeren yemek masrafını, yüzde 26,8″i beklenmedik harcamaları, yüzde 15,1″i evin ısınma ihtiyacını, yüzde 59,6″sı ise eskimiş mobilyaların yenilenmesini ekonomik olarak karşılayamadığını beyan etti. KENDİLERİNE AİT BİR KONUTTA YAŞAYANLARIN ORANI YÜZDE 56,1 OLDU Oturulan konuta sahip olanların oranı geçen yıla göre 0,1 puan azalarak 2024 yılında yüzde 56,1 olarak hesaplanırken, kirada oturanların oranı yüzde 28,0, lojmanda oturanların oranı yüzde 0,9, kendi konutunda oturmayıp kira ödemeyenlerin oranı ise yüzde 15,0 oldu.

Source: Haberler


CHP”li Deniz Yücel”den “İmralı” açıklaması: “Çözüm yerinin TBMM olması gerektiğini savunuyoruz”

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Deniz Yücel, CHP Genel Merkezi”nde düzenlediği basın toplantısında konuştu. Yücel, DEM Parti heyetinin İmralı ziyaretine ilişkin açıklamalarda bulundu.
“Sürecin şeffaf yürütülmesi gerektiğini savunuyoruz”
Deniz Yücel, basın toplantısında kendisine yöneltinen DEM Parti heyetinin İmralı ziyareti, ziyaretten sonra yapılan açıklama ve heyette yer alan DEM Parti Van Milletvekili Pervin Buldan”ın yılbaşından sonra siyasi partilerden randevu isteyecekleri açıklamalarına ilişkin sorulara şöyle yanıt verdi:
“Sayın Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder”in açıklamalarını takip ettik. Kendileri, bizden de randevu isteyeceklerini belirttiler. Biz, prensip olarak tüm siyasi partilerle diyalog zeminindeyiz. Tüm siyasi partilerle uzun yıllardır görüşebilen tek siyasi partiyiz. Dolayısıyla iletişim kanallarımız açık.
Başından beri çözüm yerinin TBMM olması gerektiğini, sürecin şeffaf yürütülmesi gerektiğini savunuyoruz. Şehitlerimizin kemiklerini sızlatacak, şehit ailelerimiz ve gazilerimizi rahatsız edecek bir iş yapılmaması gerektiğini düşünüyoruz. Ziyaret yapıldığı taktirde, daha detaylı bir görüşme olursa, bunu partimizin yetkili kurullarında görüşüp kamuoyuna tavrımızı detaylı bir şekilde açıklarız.”
28 Aralık cumartesi günü DEM Parti milletvekilleri Sırrı Süreyya Önder ile Pervin Buldan önceki gün İmralı Adası”nda terör örgütü PKK elebaşı Abdullah Öcalan ile görüşmüştü.
“31 Mart seçimleri hazımsızlığı”
Belediyelere kayyum atanmasıyla ilgili açıklamalarda bulunan Yücel, şu cümleleri sarf etti:
“21”inci yüzyılda kayyum uygulaması bir demokrasi ayıbıdır. Üstelik iktidar, CHP”li belediyelere sadece kayyum atamakla yetinmemiş, belediyelerimize haciz göndererek, hesaplarına bloke koyarak, kreşleri kapatmakla tehdit ederek 31 Mart seçimlerinin hazımsızlığını devam ettirmiştir.”
“Geçinemiyoruz, geçim yoksa seçim var” kampanyası
Deniz Yücel geçtiğimiz günlerde açıklanan asgari ücrete ilişkin de değerlendirmelerde bulundu.
Enflasyonun yüzde 48 olduğu bir ülkede asgari ücretin yüzde 30 oranında arttırılmasını eleştiren Yücel, CHP Genel Başkanı Özgür Özel”in, işçi sendikaları ile başlattığı süreci, yerelde de tüm sendikalar ve sivil toplum kuruluşları ile 2025″te de devam ettireceklerini vurguladı.
Asgari ücretin aslında en büyük toplu sözleşme olduğunu belirten Yücel, “Oysa bizim ülkemizde asgari ücret görüşmeleri, işçinin, emekçinin kabusu haline gelmiştir.” diye konuştu.
Yücel, ocak ayının ilk yarısından itibaren işçilerin yoğun olduğu şehirler öncelikli olmak üzere “Geçinemiyoruz, geçim yoksa seçim var” sloganıyla bir kampanya başlatacaklarını dile getirdi.
Suriyeli sığınmacılar konusuna da değindi
Yücel, Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen”in 17 Aralık”ta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan”ı ziyaret ettiğini anımsatarak, AB”nin Türkiye”ye, geçici koruma statüsündeki Suriyeli sığınmacılar için ilave 1 milyar Euro hibe vereceğini ama Suriyelilerin Türkiye”ye maliyetinin en az 200 milyar dolar olduğunu savundu. Yücel, Suriye”de yapılacak altyapı yatırımları için AB”nin ve Birleşmiş Milletler”in elini taşın altına koymasının zamanının geldiğini söyledi.

Source: Dünya Gazetesi


Dış kaynak girişi artıyor! Bakan Kacır: Önemli düşüş göreceğiz

Kacır, Marmara Bölgesi Organize Sanayi Bölgeleri ve Sanayicileri İstişare Toplantısı”nda, jeopolitik gerilimler, krizler, salgınlar, tedarik zincirlerinde yaşanan yerini bulabilme arayışı ve oluşturulmaya çalışılan yeni denge mekanizmalarının, yeni meydan okumalarını da beraberinde getirdiğini söyledi.Ticarette korumacı yaklaşımların yükselişe geçtiğini dile getiren Kacır, “Mevcut tabloda katma değerli, rekabetçi ve sürdürülebilir bir üretim anlayışı daha fazla önem kazanıyor. Güçlü üretim ve teknoloji geliştirme altyapısına sahip ülkeler kalkınma yarışında bir adım önde yer alıyor. Türkiye olarak bu dönüşümü güçlü bir altyapıyla göğüslüyoruz.” ifadelerini kullandı.Kacır, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan”ın liderliğinde, son 22 yılda sanayide büyük kazanımlar elde edildiğine işaret ederek, Türkiye”nin OECD ülkeleri arasında son 22 yılda sanayi üretimini en fazla artıran ülke olduğunu, etkin AR-GE teşvik sistemiyle de ülkede adeta sıfırdan bir AR-GE ve inovasyon ekosistemi inşa ederek yüksek teknoloji ve katma değer üreten öncü Türkiye”nin temellerini attıklarını söyledi.Katma değerli üretim, yeşil ve dijital dönüşüm olmak üzere üç ana sac ayağı üzerinde yükselmesini hedefledikleri bir Türk sanayisi inşa ettiklerini kaydeden Kacır, ikiz dönüşüm olarak adlandırdıkları “Yeşil” ve “Dijital” dönüşüm ile firmaların yatırımlarını uzun dönemli yol haritalarıyla desteklediklerini vurguladı.Kacır, Dünya Bankası işbirliğinde yürüttükleri “Türkiye Yeşil Sanayi Projesi” ve “Türkiye Organize Sanayi Bölgeleri Projesi” ile 700 milyon doların üzerinde finansmanı sanayicilerin, KOBİ”lerin ve yeşil teknoloji girişimlerinin hizmetine sunduklarını belirtti.İş gücünün dönüşümünü gerçekleştirmek adına model fabrikalarla sanayici ve emekçileri yalın üretim ve dijital dönüşümle buluşturduklarını aktaran Kacır, ilkini 2018″de Ankara”da faaliyete aldıkları yetkinlik ve dijital dönüşüm merkezlerinin, yani model fabrikaların sayısını kısa sürede 10″a yükselttiklerini bildirdi.Kacır, “Proje uygulama çalışmalarımız ve verdiğimiz eğitimlerle firmalarımızı sanayimizin dijitalleşme yolculuğuna hazırlıyoruz. Kurulum çalışmaları devam eden 5 yeni model fabrikayla bu örnek tesislerin sayısını 15″e çıkaracağız ve sanayimizin dijital çağa adaptasyonunu güçlü şekilde gerçekleştireceğiz.” diye konuştu.- “ÜLKEMİZİN DÜNYANIN ÖNDE GELEN TEKNOLOJİ ÜRETİM MERKEZLERİ ARASINDA YER ALMASINI SAĞLAYACAĞIZ”Bakan Kacır, firmalar ve kamu kuruluşlarının dijital dönüşümüne yönelik sundukları destekleri güçlendirmek amacıyla “Dijital Avrupa Programı”na katıldıklarını belirterek, “Sanayi, KOBİ”ler ve kamu kurumlarının dijital dönüşümünde kritik rol üstlenmek üzere ülkemizden 5 konsorsiyum, “Avrupa Dijital İnovasyon Merkezleri” ağına dahil oldu.” dedi.Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası işbirliğinde, 300 milyon avro finansman desteğini KOBİ”lerin gerçekleştireceği dijital dönüşüm projelerine sunduklarını dile getiren Kacır, şöyle devam etti:”Sanayimizin rekabet gücünü artıracak, yüksek teknolojili ve katma değerli üretimi sürdürülebilir ve sürekli kılacak destek enstrümanlarımızı sanayicimizin ihtiyaçlarına ve koşullara uygun olarak sürekli güncelliyor, devreye alıyoruz. Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programımız ile yüksek teknoloji yatırımları için AR-GE”den seri üretime destek mekanizması uyguluyoruz.”Kacır, Yatırım Taahhütlü Avans Kredisi Programı ile dış ticaret açığının yüzde 85″ini oluşturan 284 ürüne yönelik yatırımlara uygun koşullarda finansman sağladıklarına dikkati çekerek, “Merkez Bankamızın 300 milyar liralık kaynak tahsis ettiği bu program kapsamında, bu yıl yatırım büyüklüğü 239 milyar lirayı aşan 28 projenin işlemlerini tamamladık.” bilgisini aktardı.HIT-30 Yüksek Teknoloji Yatırım Programı ile kısa sürede elektrikli araç, güneş hücresi, rüzgar türbini gibi stratejik alanlarda toplam büyüklüğü 7 milyar doları aşan yatırımları Türkiye”ye kazandırma noktasına geldiklerini bildiren Kacır, şunları kaydetti:”Kararlılıkla hayata geçirdiğimiz Milli Teknoloji Hamlemiz ile Türkiye Yüzyılı”nda sanayimizi, üretim altyapımızı katma değerle ve yüksek teknolojiyle besleyerek güçlendirmeyi sürdüreceğiz. Ülkemizin dünyanın önde gelen teknoloji üretim merkezleri arasında yer almasını sizlerle beraber sağlayacağız. Bizler, ülke kalkınmasında pay sahibi olan üretici ve sanayicilerimizin her daim yanında yer alarak en büyük destekçileri olmaya devam edeceğiz. Elbette üretim deyince ülkemiz ihracatının yüzde 60″tan fazlasını gerçekleştiren Marmara Bölgemiz ayrı bir başlıkta değerlendirilmeyi fazlasıyla hak ediyor.”- “SANAYİ ALANLARIMIZIN BÜYÜKLÜĞÜNÜ 2 KATINA ÇIKARMAYI ÖNEMLİ BİR HEDEF OLARAK GÖRÜYORUZ”Bakan Kacır, nitelikli iş gücüyle lojistik bağlantılarıyla ve sahip olduğu yüksek potansiyelle Marmara Bölge”sine büyük bir önem atfettiklerini belirterek, bölgede kimyadan tekstile, otomotivden makineye uzanan geniş bir yelpazede büyük başarılara imza atmış ve küresel değer zincirlerinde önemli roller üstlenen firmalara ev sahipliği yaptıklarını söyledi.Eylül ayında OSB yönetmeliğinde yaptıkları reform niteliğindeki değişikliklerle sanayicilerin yatırım yerlerine erişimini kolaylaştırdıklarını aktaran Kacır, “Kural bazlı, şeffaf bir yönetişim inşa edecek yeni modelle, her ayın ilk pazartesi günü tüm OSB”lerimizde bulunan boş sanayi alanlarını yatırımcıların tahsis başvuruları için çevrim içi platformda erişime açıyoruz. Yeni kurulan OSB”lerimizde ise hızlı kamulaştırma ve altyapı inşası için ihtiyaç duyulan kaynağı oluşturmak üzere ön tahsis uygulamasını da aynı kurallar çerçevesinde yürütüyoruz.” dedi.Kacır, tahsise açılan yatırım yerlerinin yüzde 30″una sadece 3 ayda yatırımcı talebi yönelmiş olmasının ne kadar doğru bir adım attıklarının ispatı olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:”OSB”lerde izinsiz devir işlemlerine karşı sıkı tedbirler aldık. Arsa tahsis süreleri dolmuş ancak ilgili OSB tarafından henüz tahsis iptal işlemi gerçekleştirilmeyen katılımcılara yatırım süreçlerini tamamlayabilmeleri için bir defaya mahsus olmak üzere 3 yıla kadar süre uzatımı imkanı sunduk. Ayrıca Yeni OSB kurulumları ve genişleme alanlarında stratejik yatırımlar için yüzde 15 alan ayrılmasını sağladık. OSB”lerde çalışanlarımız için sosyal alanlar ve konut alanları da oluşturarak sanayileşmeyi topyekün daha da güçlendiriyoruz.”Planlı sanayileşme yolculuğunu hayata geçirecekleri pek çok program ve projenin olduğunu ifade eden Kacır, daha çok planlı sanayi oluşturmayı, sanayi alanlarının büyüklüğünü iki katına çıkarmayı önemli bir hedef olarak gördüklerini söyledi.- “NİHAİ AMACIMIZ İNSANIMIZIN REFAHINI ARTIRMAK, ÜLKEMİZİN KALKINMASINI HIZLANDIRMAK”Bakan Kacır, plan ve stratejilere yön verecek, Ulusal Sanayi Alanları Master Planı”nı ilgili bakanlıklar ile işbirliği içinde hazırladıklarını dile getirerek, master planın ilk faz çalışmaları kapsamında, Samsun-Mersin hattındaki 18 ilde toplam 34 potansiyel sanayi alanı tespit ettiklerini ve bu alanların büyüklüğünün Türkiye”deki tüm OSB”lerin toplam büyüklüğünden fazla olduğunu belirtti.Mevcut OSB”lerin ortalama büyüklüğünün 336 hektarken, master plan kapsamında üzerinde çalıştıkları alanların ortalama büyüklüğünün bunun 10 mislinden fazla olduğuna işaret eden Kacır, “Bu çalışma ile birlikte stratejik değeri olan ulusal ve bölgesel yatırımlar için altyapısı hazır, sosyal çevresiyle birlikte planlanmış mega endüstriyel parklar oluşturmayı hedefliyoruz. Önemli bir hedefimiz de Marmara Bölgesi”nde yoğunlaşmış ve deprem riski bulunan sanayi tesislerimizin yeni yatırımlarla önümüzdeki dönemde Anadolu”ya taşınmasını hızlandırmak. Bölgesel kalkınma adına Anadolu”da atacağımız her adım, her yatırım, büyükşehirlerimize ilave nüfus yönelimini yönetebilmek adına da en önemli enstrümanlardan biri.” diye konuştu.Kacır, planlı sanayi alanları oluşturmayı, OSB”ler, endüstri bölgeleri, mega endüstriyel parklar kurmayı amaçladıklarını dile getirerek, “Ama özünde bütün bunlar nihai amaç değil. Nihai amacımız insanımızın refahını artırmak, ülkemizin kalkınmasını hızlandırmak. Sanayi bölgelerinin çevresel ve ekonomik açıdan bölgesel ve ulusal kalkınmaya katkı sunmasını sağlamak adına üretim ekonomisi temelli bir yaklaşımla hareket ediyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.- “KOBİ”LERİMİZE ÇALIŞAN SAYISI BAŞINA AYLIK 2 BİN 500 LİRAYA KADAR DESTEK ÖDEMESİ SAĞLAYACAĞIZ”Dünyada imalat sanayisinde ve ihracat siparişlerinde beklentilerin daralma yönünde olduğu bir dönemde olunduğunu aktaran Kacır, fiyat istikrarını önceleyen Orta Vadeli Program doğrultusunda yürütülen programın iç pazarda büyüme düzeyine yansımalarının da olduğunu söyledi.Kacır, enflasyonla mücadelenin uzun vadede yakalanan istikrar sayesinde sağlıklı büyümeyi destekleyeceğini ifade ederek, “Halihazırda ekonomi programımızın oluşturduğu güven ve buna bağlı öngörülebilirlik seviyesindeki artış sayesinde dış kaynak girişi artıyor. Dezenflasyon sürecinin önümüzdeki dönemde sürmesiyle birlikte finansman maliyetlerimizde de önemli düşüş göreceğiz.” diye konuştu.Kalıcı refah artışını sağlamayı hedefledikleri ekonomi programını ve bu doğrultuda hayata geçirdikleri politikaları tüm kurumlarla eş güdümlü şekilde sürdürmeye devam edeceklerine dikkati çeken Kacır, “Fiyat istikrarını öncelediğimiz yeni dönemde yatırımların aksamaması için pek çok önlemi de aldık. Elbette daha fazla adımı da yine hep birlikte atma arzusundayız. Ekonomi programımızın emek ve istihdam yoğun sektörlerdeki etkisini en aza indirecek yeni projeler için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.” şeklinde konuştu.Kacır, yıllık 37 milyar dolarlık ihracatı gerçekleştiren ve 1 milyon 200 binden fazla çalışana istihdam sağlayan konfeksiyon, tekstil, deri ve mobilya sektörlerinde üretim ve istihdamı muhafaza etmek adına gelecek ocakta KOSGEB eliyle İstihdamı Koruma Programı başlatacaklarını belirterek, şunları kaydetti:”Cumhurbaşkanımızın geçtiğimiz hafta Bursa”da ifade ettiği üzere, 2024 yılının iş gücü düzeyini 2025 yılında da koruyan KOBİ”lerimize çalışan sayısı başına aylık 2 bin 500 liraya kadar destek ödemesi sağlayacağız. Teşvik sistemimizde kapsamlı bir revizyon için çalışmalarımızda sona geldik. Ülkemizin uzun vadeli hedefleriyle teşvik mekanizmalarımızı daha güçlü hizalayan yeni teşvik modelimizle de yatırımcılara selektif ve program bazlı olarak cazip teşvikler sunacağız. Yalın bir yaklaşımla oluşturduğumuz yeni modelle birlikte teşvik sistemimizin seçiciliğini, yerel odağını ve destek etkinliğini artıracak önemli değişiklere gidiyoruz. En önemli adımlarımızdan biri de yatırımlar için finansman desteklerini ciddi düzeyde artırmak olacak. Yakın bir zamanda yeni sistemin detaylarını kamuoyuyla paylaşacağız. Daha büyük, daha güçlü, müreffeh bir Türkiye için sizlerle bir ve beraber olmaya devam edeceğiz.”

Source: Www.star.com.tr