“Sağlık Başarıları – Nadir Mide Büyümesi ve Ameliyatla İyileşme”

Midesi 10 kattan fazla büyüdü!

Çiftçilikle geçimini sağlayan Hamza Özcan, katı gıdaları yedikten 10 dakika sonra kusuyordu. Hayatını kabusa çeviren sorununa yıllardır çare bulamayınca son olarak başka bir hastaneye başvurdu. 10 KATTAN FAZLA BÜYÜYEN MİDESİ KARIN BOŞLUĞUNU SARMIŞTI Yapılan endoskopi ve tomografi çekiminin ardından gerçekleşen ameliyatında çıkış kısmı daralan midesinin 10 kattan fazla büyüyerek karın boşluğunu sardığı görüldü. Mide ve karaciğer arasında oluşan doku bandının mideyi ikiye ayırdığını gören Genel Cerrah Doç. Dr. Yavuz Pirhan, ince barsak ile mide arasına yeni bir kanal yaptı. ANADAN DOĞMUŞ GİBİ OLDUM Sağlığına kavuştuğuna çok sevinen evli ve 5 çocuk babası Özcan, “Canımın çektiği her şeyi yiyordum. Ama 10 dakika sonra geri çıkartıyordum. Çok rahatsız oluyordum. Ekmek yer gibi hap içiyordum. Şimdi anadan doğmuş gibi oldum” dedi. Yetişkinlerde çok nadir görülen bu durumla genelde yeni doğan bebeklerde karşılaşılması üzerine hemen müdahale edildiğini anlatan Doç. Dr. Pirhan, “20 yıllık genel cerrahi uzmanıyım. Bu benim gördüğüm ikinci vaka. Hastamızın karnının içinin yarısından fazlası mide dokusu şeklindeydi. Hamile bir bayan gibi şişliği vardı. Şimdi karnı dümdüz oldu. Hatta kaburga uçları bile görünüyor diye konuştu. AŞIRI KİLO RİSKİNE KARŞI DİKKATLİ BESLENME TAVSİYESİ Yıllardır keyifle balık yiyemediğinden yakınan hastasına hamsi ısmarlayan Pirhan, midesinin 10 kattan fazla büyüdüğü için bundan sonraki bir yıllık süreçte açlık hissi nedeniyle sürekli yemek tüketmeye yönelip aşırı kilo alabileceği riskine karşın dikkatli beslenmesini tavsiye etti.

Source: Habertürk


Üzüm yiyenleri kıskandı

İki çocuk annesi Hazal Kaya, geçtiğimiz haftalarda uzun süredir mücadele ettiği bel fıtığı sorununa çözüm bulmak için ameliyat masasına yatmıştı. SIKINTIDAN DUDAKLARIMI YEDİM Ameliyat sonrası istirahat eden Hazal Kaya, yeni yılı da evinde karşıladı. Sağlığın önemine dikkat çeken bir mesaj yayımlayan oyuncu; Nekahat sürecinden bildiriyorum. Sıkıntıdan dudaklarımı yedim, parçaladım gördüğünüz üzere… Masa altına giremediğim için üzüm yeme işi yattı buna biraz canım sıkkın. Görüyorum aranızda üzüm yerken nar kıranlar filan olmuş… Geri bildirim yapın dilekler tuttu mu ne oldu seneye değerlendireceğim diye umuyorum. Her şeyin başı sağlık yaa vallahi dedi.

Source: Habertürk


Ispanaklı börek tarifi

Hamur kısmı ise incecik açılan yufkalarla oluşturulur, bu sayede börek hem çıtır hem de yumuşak olur. Ispanaklı börek, zeytinyağı veya tereyağı ile yağlanarak kat kat dizilen yufkaların arasına ıspanaklı harcın yerleştirilmesiyle yapılır ve üzerine yumurta sürülerek fırınlanır. Hem hafif hem doyurucu olan bu börek, yapımı kolay ve pratik olmasıyla da mutfaklarda sıkça tercih edilir. Ispanaklı börek nasıl yapılır? ISPANAKLI BÖREK TARİFİ Ispanaklı börek, kendine has lezzeti ve besleyici içeriği ile birçok farklı yiyecek ile uyumlu bir yemek seçeneğidir. Böreğin zengin ve tuzlu tadı, hafif bir yoğurtlu sos ya da ayran ile mükemmel bir uyum yakalar. Yoğurt, böreğin lezzetini dengelerken, ferahlatıcı bir özellik de sunar. Bu, böreğin sıcak ve çıtır dokusu ile harika bir kontrast oluşturur. Yanında taze sıkılmış bir limonlu su ya da naneli ayran da iyi bir alternatif olabilir. Ispanaklı börek, hafif bir çorba ile de servis edilebilir; mercimek çorbası veya domates çorbası, böreğin yanına yakışan seçeneklerdendir. Bunların yanı sıra, mevsimsel bir salata, zeytinyağlı enginar veya zeytinyağlı yeşil fasulye gibi hafif ve ferahlatıcı mezeler, böreğin yanında güzel birer tamamlayıcı olur. Kızarmış sebzeler, kabak, patlıcan ya da domates gibi sebzeler de böreğin yanına ideal bir seçenek sunar. Bu çeşitler, böreğin hem lezzetini hem de besin değerini zenginleştirerek doyurucu ve dengeli bir öğün ortaya çıkarır. İç harcı: 1 kg ıspanak 1 adet soğan 2 yemek kaşığı zeytinyağı 1 çay bardağı su 1 tatlı kaşığı tuz 1/2 çay kaşığı karabiber 1 tatlı kaşığı pul biber (isteğe bağlı) 1/2 çay bardağı beyaz peynir (isteğe bağlı) 1/2 çay bardağı lor peyniri (isteğe bağlı) Börek: 3 paket yufka (böreğin büyüklüğüne göre değişir) 1/2 su bardağı sıvı yağ 1 su bardağı süt 1 yumurta (üzeri için) 1 yemek kaşığı zeytinyağı (isteğe bağlı) Ispanaklı börek yapılışı: Ispanakları iyice yıkayıp temizledikten sonra, büyük bir kesme tahtasına alıp ince ince doğrayın. Ispanaklar su bırakacağı için, doğradıktan sonra bir süzgeçte bekleterek fazla suyunun süzülmesini sağlayın. Bir tavaya zeytinyağını ekleyin ve ısıtın. Ardından doğradığınız soğanları ekleyip, pembeleşene kadar kavurun. Kavrulmuş soğanın üzerine doğradığınız ıspanakları ekleyin. 1 çay bardağı suyu da ekleyip, ıspanaklar yumuşayıncaya kadar pişirin. Bu aşamada ıspanaklar suyunu salacaktır, bu yüzden yüksek ateşte fazla pişirmemeye özen gösterin. Ispanaklar piştikten sonra tuz, karabiber ve isteğe bağlı olarak pul biberi ekleyin. Karıştırdıktan sonra, ocaktan alıp, soğumaya bırakın. Soğuduktan sonra, isteğe bağlı olarak beyaz peynir veya lor peyniri ekleyebilirsiniz. Peyniri karıştırarak harcın iyice harmanlanmasını sağlayın. Bir kapta sıvı yağı ve sütü karıştırın. Yufkanın ilk katını geniş bir tepsiye serin. Üzerine yağ-süt karışımından sürün. Diğer yufkaları sırayla aynı şekilde yerleştirin, her bir katı yağlı-sütlü karışımla ıslatın. Yufkaların üzerine hazırladığınız ıspanaklı iç harcı yayarak koyun. Yufkaları rulo şeklinde sararak, tepsiye yerleştirin. Tüm yufkalar bitene kadar bu işlemi tekrarlayın. Yufkaları tepsiye düzgünce yerleştirdikten sonra, istediğiniz şekilde dairesel veya dikey olarak şekil verebilirsiniz. Üzerine 1 adet çırpılmış yumurtayı sürün. Bu, böreğinizin üzerine güzel bir renk ve parlaklık verecektir. Önceden ısıtılmış 180 derece fırında, yaklaşık 30-35 dakika kadar pişirin. Börek altın rengi alana kadar pişirmeye devam edin. Böreğiniz piştikten sonra 10-15 dakika kadar dinlendirin. Ardından dilimleyerek sıcak servis edin. Bu ıspanaklı börek tarifi, hem lezzetli hem de pratik bir seçenek olacaktır. Böreği isterseniz iç harcında değişiklikler yaparak kişisel damak zevkinize göre de hazırlayabilirsiniz. Ispanaklı börek, içerdiği malzemelere bağlı olarak ortalama olarak 100 gramda yaklaşık 250-300 kalori arasında değişen bir değere sahiptir. Böreğin kalori miktarı, kullanılan hamurun türüne, yağ miktarına ve iç harcın içeriğine göre farklılık gösterebilir. Örneğin, tereyağı yerine zeytinyağı kullanılması, böreğin kalorisini bir miktar azaltabilir. Peynirin türü de kalori miktarını etkiler; beyaz peynir yerine lor peyniri kullanmak, böreğin kalori değerini düşürebilir. Böreğin çıtır ve gevrek yapısının sağlanabilmesi için kullanılan yağ miktarı, toplam kalori hesaplamasında önemli bir rol oynar. Eğer börekten bir dilim tükettiğinizde yaklaşık 150-200 gram arasında bir porsiyon alırsanız, bu miktar yaklaşık 400-600 kaloriye denk gelebilir. Ispanaklı börek, besin değeri açısından zengin bir seçenek sunarken, dengeli bir şekilde tüketildiğinde sağlıklı bir atıştırmalık ya da öğün olabilir. ISPANAKLI BÖREK YAPIMINDA PÜF NOKTALAR Ispanaklı börek yapımında birkaç püf noktası, böreğinizin daha lezzetli ve kıvamlı olmasını sağlar. Ispanakları pişirirken fazla su bırakmamasına özen gösterin. Ispanaklar suyunu salıp çekmeden önce içine tuz eklemeyin, çünkü tuz suyun daha fazla salınmasına neden olabilir. Ayrıca, ıspanaklı harcı hazırlarken soğanları iyice kavurmak, harcın daha lezzetli olmasını sağlar. Böreğin hamurunu açarken, yufkaların arasına yağ sürmek, böreğin daha çıtır olmasına yardımcı olur. Yufkaları üst üste koyarak açmak, her katın gevrek olmasını sağlar. Hamuru fazla yoğurmak yerine, dinlendirme aşamasına dikkat edin. Hamurun daha elastik olmasına yardımcı olur ve yufkaların açılmasını kolaylaştırır. Böreğin üzerindeki yumurta sarısı, böreğin altın rengini almasını ve çıtır bir kabuk oluşmasını sağlar. Pişirirken fırınınızın önceden ısındığına emin olun ve böreği kontrollü bir şekilde pişirerek, içinin pişip dışının yanmamasını sağlamak önemlidir.

Source: Habertürk


Karnıyarık tarifi

Yapımında kızartılmış patlıcanlar, soğan, sarımsak, yeşilbiber, domates, baharatlar ve kıymayla hazırlanan iç harçla doldurulur, ardından fırında pişirilir. Yemek, zengin aroması ve yumuşacık patlıcanlarıyla oldukça beğenilir. Yanında pilav ve yoğurt ile servis edilerek daha da lezzetli hale gelir. Karnıyarık nasıl yapılır? KARNIYARIK TARİFİ Karnıyarık, Türk mutfağının en sevilen ve zengin yemeklerinden biridir. Etli harçla doldurulmuş ve fırınlanmış patlıcanlarla yapılır. İşte size detaylı ve uzun bir karnıyarık tarifi: Karnıyarık malzemeleri: 6 adet orta boy patlıcan 1 tatlı kaşığı tuz (patlıcanları acısını almak için) Sıvı yağ (kızartmak için) İç harcı: 300 gram kıyma (tercihen kuzu veya dana karışık) 1 adet büyük boy soğan (ince doğranmış) 3 diş sarımsak (ezilmiş) 2 adet yeşil biber (doğranmış) 2 adet domates (rendelenmiş veya küp doğranmış) 1 yemek kaşığı domates salçası 1 çay bardağı su (gerektiğinde) 1 çay kaşığı tuz 1 çay kaşığı karabiber 1 çay kaşığı pul biber 1 tatlı kaşığı kekik (isteğe bağlı) Yarım çay bardağı zeytinyağı (sotelemek için) 1 yemek kaşığı tereyağı (isteğe bağlı, lezzet katmak için) Üzeri: 2 adet domates (ince dilimlenmiş) 1 tatlı kaşığı tuz 1 tatlı kaşığı şeker (isteğe bağlı, asidik tatları dengelemek için) Yarım çay bardağı su (fırınlamadan önce eklemek için) Karnıyarık yapılışı: Patlıcanları yıkayın ve alacalı şekilde soyun. (Yani, kabuklarının bir kısmını soyup, bir kısmını bırakın.) Patlıcanları uzunlamasına ikiye bölün. Her bir yarım patlıcanın ortasını bir tatlı kaşığıyla oyun, içini biraz açarak karnıyarık şeklini oluşturun. Patlıcanları bir kaba alın, üzerine tuz serpin ve 15-20 dakika bekletin. Bu süre, patlıcanların acısını almak için gereklidir. Acı suyu çıkan patlıcanları iyice yıkayın ve kurulayın. Bir tavada bolca sıvı yağ ısıtın ve patlıcanları her iki tarafını da iyice kızartın. Kızaran patlıcanları kağıt havlu üzerine alarak fazla yağını süzdürün. Bir tencerede veya geniş bir tavada zeytinyağını ısıtın. Doğranmış soğanları ekleyin ve pembeleşene kadar soteleyin. Ardından, ezilmiş sarımsakları ve doğranmış yeşilbiberleri ekleyin, bir kaç dakika daha sotelemeye devam edin. Kıymayı ekleyin ve kıymanın rengi değişene kadar kavurun. Rendelenmiş domatesleri ve domates salçasını ekleyin. Birkaç dakika daha pişirin. Baharatları (tuz, karabiber, pul biber, kekik) ve gerekirse bir çay bardağı kadar suyu ekleyin. Karışımın suyunu çekmesini bekleyin ve ocaktan alın. Kızarttığınız patlıcanları fırın tepsisine yerleştirin. Her bir patlıcanın içine, hazırladığınız iç harçtan doldurun. Üzerine ince dilimlenmiş domatesleri yerleştirin. Fırın tepsisinin içine yarım çay bardağı suyu ve isteğe bağlı olarak bir tatlı kaşığı şekeri ekleyin. Bu, yemek pişerken suyun buharlaşmasını engeller ve patlıcanların daha yumuşak olmasına yardımcı olur. Fırını önceden 180°C’ye ısıtın. Karnıyarıkları fırına verin ve yaklaşık 30-40 dakika kadar pişirin. Patlıcanlar yumuşayıncaya ve üzerindeki domatesler hafifçe kızarıncaya kadar pişirmeye devam edin. Karnıyarıklar fırından çıktıktan sonra, sıcak servis yapın. Yanında pilav, yoğurt veya salata ile servis edebilirsiniz. Karnıyarık, kendine has zengin lezzeti ve doyuruculuğu ile tek başına oldukça tatmin edici bir yemek olsa da, yanında sunulan yan lezzetlerle daha da şık ve dengeli bir öğün haline gelir. Bu yemeğin yanında en sık tercih edilen garnitürlerden biri, pilavdır. Pirinç pilavı veya bulgur pilavı, karnıyarığın lezzetini tamamlar ve dengeli bir karbonhidrat kaynağı sunar. Pilavın üzerine biraz tereyağı ekleyerek lezzetini arttırabilirsiniz. Ayrıca, karnıyarığın ağır yapısını dengelemek için, yoğurt da mükemmel bir seçenek olur. Yoğurt, yemeğin yanında ferahlatıcı bir etkisiyle damakları rahatlatır ve yemekle mükemmel bir uyum sağlar. Karnıyarık ile birlikte soğuk bir salata da oldukça hoş bir tercih olabilir. Mevsim salatası, domates, salatalık, marul, roka gibi malzemelerle yapılan taze ve hafif bir salata, yemeğin yanına hem renk katacak hem de sindirimi kolaylaştıracaktır. Asidik özellikleri nedeniyle, karnıyarıkla birlikte limonlu veya nar ekşili bir sosla tatlandırılmış bir salata da oldukça iyi gider. Karnıyarığın zengin ve yoğun tadını dengelemek için, fırınlanmış veya ızgara sebzeler de güzel bir alternatif sunar. Izgara mantar, karnıyarığa mükemmel uyum sağlar. KARNIYARIK YAPIMINDA PÜF NOKTALAR Karnıyarık yapımında başarıyı artıracak birkaç püf noktası bulunmaktadır. Öncelikle, patlıcanların acılığını almak çok önemlidir. Patlıcanları doğradıktan sonra tuzlayıp bekletmek, acıyı büyük ölçüde alacaktır. Bu işlemi doğru yapmadığınızda, patlıcanlar yemek boyunca acı bir tat verebilir. Patlıcanları kızartırken, yağın çok sıcak olmasına dikkat etmelisiniz. Aksi takdirde patlıcanlar fazla yağ çeker ve yemeğinizin lezzeti olumsuz etkilenir. Yağda kızartmadan önce patlıcanları kağıt havluyla iyice kurulayarak fazla suyu almanız, patlıcanların daha iyi kızarmasına yardımcı olur. İç harcın lezzetini artırmak için kıymayı, iyice kavurmak ve baharatları doğru miktarda kullanmak gerekir. Kıyma pişerken, suyunun tamamen çekilmesini bekleyin ki iç harç yoğun ve lezzetli olsun. Harca domates ve biber eklerken, bunları çok iyi soteleyip suyunu çekmelerini sağlamak yemeğin daha kıvamlı olmasına yardımcı olur. Fırınlama sırasında, patlıcanların üzerine su eklemek, yemeklerin kuru olmasını engeller. Bunun yanı sıra, karnıyarıkları fırında pişirirken, üzerindeki domates dilimlerinin iyice yumuşamasına özen gösterin. Domatesler, patlıcanların içindeki kıymalı harçla birlikte piştikçe, hem lezzet hem de görsellik açısından yemeğe katkı sağlar. Ayrıca, fırından çıkarırken karnıyarıkların üzerindeki domateslerin renkleri değişmeye başlamalıdır, bu da pişmenin doğru seviyeye ulaştığını gösterir.

Source: Habertürk


Kayseri yağlaması nasıl yenir?

Kayseri yağlaması, hem ana yemek olarak hem de misafir sofralarında ikramlık olarak sıklıkla tercih edilir. Yanında yoğurt, ayran veya cacık gibi soğuk içeceklerle servis edilmesi yaygındır. Özellikle kıymalı harcı ve ince hamuru sayesinde hem doyurucu hem de lezzetli bir seçenek sunar. Kayseri yağlaması, geleneksel Türk mutfağının en sevilen yemeklerinden biri olup, hem aile sofralarında hem de özel günlerde sıkça hazırlanır. Kayseri yağlaması nasıl yenir? KAYSERİ YAĞLAMASI NASIL TÜKETİLİR? Kayseri yağlaması, sıcak servis edilir. Bu geleneksel yemek, ince açılmış yufkaların üzerine kıyma, soğan, baharatlar ve domates karışımı ile hazırlanan harç sürülüp, fırında pişirilerek hazırlanır. Yağlama, yanında yoğurt, ayran veya cacık gibi soğuk içeceklerle birlikte tüketilir. Acı seviyorsanız, yanında pul biber veya acılı sos ile tatlandırabilirsiniz. Kayseri yağlaması, ince ve hafif çıtır olan hamuru sayesinde ağızda dağılan bir lezzet sunar, baharatların ve kıymanın uyumu ise yemeğin lezzetini pekiştirir. Çoğu zaman ana yemek olarak tüketilse de, bir ızgara et yemeği veya salata ile de servis edilebilir, bu sayede zengin bir öğün oluşturulur. KAYSERİ YAĞLAMASI FAYDALARI NELERDİR? Kayseri yağlaması, lezzetli bir Türk yemeği olmanın yanı sıra, belirli sağlık faydaları da sunabilir. Ancak, bu faydalar dengeli ve ölçülü bir diyetle birlikte değerlendirilmelidir. İşte Kayseri yağlamasının bazı sağlık faydaları: Kıyma ve diğer malzemelerden dolayı yüksek bir protein kaynağıdır. Protein, vücutta kas dokusunun oluşumuna ve onarımına yardımcı olur, enerji verir ve tokluk hissi sağlar. Bu nedenle, dengeli bir diyet için protein açısından faydalı bir seçenek olabilir. İçerisindeki soğan ve kıyma gibi malzemeler, B vitaminleri açısından zengindir. B vitaminleri, enerji metabolizmasını düzenlemek, sinir sistemi sağlığını korumak ve cilt, saç, göz sağlığını desteklemek gibi rollere sahiptir. Demir ve çinko mineralleri açısından zengin bir kaynaktır. Demir, kan sağlığı için önemli olup, anemi riskini azaltırken; çinko da bağışıklık sistemini güçlendirir ve vücut hücrelerinin yenilenmesine yardımcı olur. Hamurun yapısından dolayı biraz da olsa lif içerebilir. Lif, sindirim sistemini düzenler, bağırsak sağlığını korur ve kan şekerini kontrol altında tutmaya yardımcı olur. Yağlama tereyağı veya kuyruk yağı gibi yağlarla hazırlanır, bu da yemeğin kalori ve yağ içeriğini artırabilir. Dolayısıyla, bu tür yağlar dengeli tüketilmelidir. Eğer aşırı yağ tüketilirse, sağlık sorunlarına yol açabilir. Kayseri yağlamasını tüketirken kalori ve yağ içeriğine dikkat etmek gerekir. Dengeli bir beslenme planının parçası olarak tüketildiğinde, bu lezzetli yemek sağlığınıza olumlu katkılar sağlayabilir. Yapmak için önce yufkalar hazırlanır. Yufkalar ince ince açılır ve her biri tek tek fırın tepsisine yerleştirilmeden önce tereyağı veya kuyruk yağı ile yağlanır. İç harç için kıyma, soğan, biber ve domates doğranıp, baharatlarla (kimyon, pul biber, karabiber) tatlandırılır. Kıyma ve soğan karıştırılarak, biraz tuz ve karabiberle lezzetlendirilir ve bu karışım, ince açılmış yufkaların üzerine düzgün bir şekilde yayılır. Ardından birinci kat yufka yerleştirilip, üzerine hazırlanan harç serilir ve birkaç kat daha aynı işlemler tekrarlanarak yufkalar üst üste koyulur. Son katın üzerine bir miktar daha tereyağı sürülür ve yağlama fırında pişmeye bırakılır. Fırın, yaklaşık 180-200 derece arasında ısıtılır ve yemek 20-30 dakika kadar pişirilir, üstü altın rengi olana kadar. Piştikten sonra sıcak olarak, yanında yoğurt veya ayran ile servis edilebilir. Kayseri yağlaması, hem lezzetli hem de doyurucu bir yemektir, bu yüzden sofralarda ana yemek olarak tercih edilir. KAYSERİ YAĞLAMASI ÖZELLİKLERİ Kayseri yağlaması, Türk mutfağının özgün ve lezzetli yemeklerinden biri olup, Kayseri iline ait geleneksel bir yemektir. İnce açılmış yufkaların üzerine kıyma, soğan, domates, biber ve çeşitli baharatlarla hazırlanan harç sürülerek yapılan yağlama, fırında pişirilir. Yapımında kullanılan malzemelerin taze ve kaliteli olması, lezzetinin bir faktörüdür. Yağlama, tereyağı veya kuyruk yağı ile yağlanarak, daha zengin bir tat kazanır. Bu yemek, ince hamuru sayesinde hafif çıtır bir dokuya sahip olup, içerisindeki harçla birleştiğinde doyurucu ve besleyici bir hale gelir. Kayseri yağlaması, sıcak olarak servis edilir ve yanında ayran, cacık veya yoğurt gibi soğuk içeceklerle tüketilir. Hem kıymalı iç harcı hem de yufkası ile zengin bir lezzet uyumu sunar. Misafirlere sunulabilecek şık bir yemek olarak tercih edilen yağlama, hem ana yemek hem de yan yemek olarak sofralarda yer alabilir. Geleneksel olarak tek başına veya et yemekleriyle de tüketilebilen Kayseri yağlaması, Türk mutfağındaki tatlardan biridir ve her yaştan kişinin beğenisini kazanır. Kayseri yağlaması, lezzetli ve doyurucu bir yemek olmasının yanı sıra kalorisi de nispeten yüksektir. Bir porsiyon Kayseri yağlaması, kullanılan malzemelere ve porsiyon büyüklüğüne bağlı olarak ortalama 300-500 kalori arasında değişebilir. Yufka, kıyma, tereyağı ve kuyruk yağı gibi yağlı içerikler, yemeğin kalori miktarını artırır. Yağlamada kullanılan tereyağı veya kuyruk yağı, hem lezzetini hem de kalori içeriğini etkiler. Ayrıca, yufkaların ince olmasına rağmen, pişirme esnasında kullanılan yağ, hamurun daha besleyici ve yüksek kalorili olmasına neden olur. Kayseri yağlaması, besleyici özellikleriyle öne çıksa da, kalori ve yağ içeriği nedeniyle, kilo kontrolü yapan bireylerin dikkatli tüketmesi gerekebilir. Sağlıklı bir diyet için, bu tür yemekler dengeli bir şekilde ve makul porsiyonlarla tüketilmelidir.

Source: Habertürk


Kuymak tarifi

KUYMAK TARİFİ Kuymak, Karadeniz mutfağının en sevilen yemeklerinden biridir. Mısır unu ve peynirin buluştuğu, sıcacık ve lezzetli bir yemektir. 1 porsiyon kuymak (yaklaşık 200-250 gram) yaklaşık 400-600 kalori arasında değişir, ancak bu miktar kullanılan malzemelere ve porsiyon büyüklüğüne bağlı olarak farklılık gösterebilir. Tereyağı ve peynirin yağ oranı, kuymakın kalorisini artıran başlıca unsurlardır. Trabzon peyniri gibi yağlı peynirler kullanıldığında kalori miktarı daha da artar. Kuymak yanında ekmek veya mısır ekmeği tüketildiği için toplam kalori alımı bu yemekle birlikte daha da yükselir. Yüksek enerjisi sayesinde yoğun fiziksel aktivite gerektiren kahvaltılarda ya da soğuk kış günlerinde tercih edilir, kalori alımını dengelemek için porsiyon kontrolü yapmak önemli olabilir. Yüksek kalorili yapısı nedeniyle, diyet yapan kişilerin bu yemeği ölçülü tüketmeleri tavsiye edilir. Kuymak malzemeleri: 2 yemek kaşığı tereyağı 1 su bardağı mısır unu 2 su bardağı su (veya süt) 1 çay bardağı sıvı yağ 150-200 gram Trabzon peyniri (veya lor peyniri, beyaz peynir) Tuz (isteğe bağlı, peynirin tuzluğuna göre ayar yapın) Karabiber (isteğe bağlı) Kuymak yapılışı: Kuymak için ilk adım, mısır ununu kavurmaktır. Geniş bir tava veya döküm tava kullanabilirsiniz. Tavanızı ocağa koyun ve kısık ateşte 2 yemek kaşığı tereyağını eritin. Yağ eridikten sonra 1 su bardağı mısır ununu ekleyin. Mısır unu, tereyağı ile karıştırarak yaklaşık 5-10 dakika kadar kavrulmalıdır. Unun rengi altın sarısı olmaya başladığında kavrulmuş demektir. Bu aşamada unun yanmamasına dikkat edin. Karıştırarak, topaklanmadan düzgün bir şekilde kavrulmasına özen gösterin. Kavrulmuş mısır ununa, azar azar 2 su bardağı suyu (veya sütü) ekleyin. Suyu ekledikçe karıştırmayı unutmayın, böylece topaklanma olmaz ve karışımın kıvamı düzgün olur. Karışımı sürekli karıştırarak kaynamaya bırakın. Bu aşamada biraz daha sıvı ekleyebilirsiniz, ancak kıvamın çok sıvı olmamasına dikkat edin. Kuymak, kıvamlı ve akışkan olmalıdır. Karışım kaynamaya başladıktan sonra, peynirleri eklemeye geçebilirsiniz. Peynirin türü, kuymak için oldukça önemlidir. Karadeniz e özgü Trabzon peyniri kullanabilirsiniz, fakat beyaz peynir veya lor peyniri de işinizi görecektir. Peynirleri iri iri doğrayın veya rendeleyin ve tavanın içine ekleyin. Peynirin tuzunu dikkate alarak, tuz miktarını kendinize göre ayarlayın. Peynir eridikçe karışıma karışacak ve kuymak daha yoğun bir lezzet alacaktır. Peynir eridikten sonra, kuymak tam kıvamına gelmiş olmalıdır. Koyu bir kıvamı ve peynirli bir yapısı olacaktır. Karışıma biraz sıvı yağ (1 çay bardağı kadar) ekleyin ve karıştırın. Bu, kuymağınızın daha parlak ve lezzetli olmasını sağlayacaktır. Kuymak hazır olduğunda, sıcak servis yapmanız önerilir. Yanında ekmek, mısır ekmeği veya geleneksel Karadeniz pide ekleyerek afiyetle yiyebilirsiniz. Kuymak, kahvaltıların yanı sıra ana yemek olarak da sunulabilir. Kuymak, zengin ve lezzetli yapısı ile kendine özgü bir yemek olmasının yanı sıra, çeşitli yan lezzetlerle mükemmel bir uyum yakalar. Kuymak, tereyağı ve peynirin ağır lezzetini taşıdığı için, yanında hafif ve dengeli tatlar tercih etmek yemeğin daha da lezzetli hale gelmesini sağlar. En yaygın yan lezzetlerden biri, kuymakla birlikte sunulan mısır ekmeğidir. Mısır ekmeği, kuymakla mükemmel bir uyum sağlar ve mısır unu ile yapılan bu iki yemek, birbirini tamamlayan tatlar sunar. Taze ekmek de kuymak ile oldukça iyi gider; ekmeğin sıcaklığı, kuymakla birleşerek tatları daha da zenginleştirir. Kuymak için ideal bir diğer yan lezzet ise yeşilliklerdir. Taze roka, maydanoz, dereotu ya da nane gibi yeşillikler, kuymak ile birlikte taze bir dokunuş katarak yemeğin ağır lezzetini dengeler. Kuymak, aynı zamanda et yemekleri ile de servis edilebilir. Izgara tavuk, sucuk veya karadeniz usulü kuymak yanında sunulan etler, yemeği daha doyurucu hale getirir. Yanında domates, biber gibi taze sebzelerle yapılmış bir salata, kuymakla güzel bir uyum yakalar. Kuymak, sıcak ve yağlı bir yemek olduğu için, biraz asidik ve tazeleyen bir içecek olarak ayran ya da taze sıkılmış limonlu su da çok iyi gider. Bu tür yan tatlar, kuymakla mükemmel bir denge oluşturur ve bu lezzetli yemeği daha zengin bir hale getirir. Kuymak, yüksek kalorili bir yemektir çünkü içeriğinde tereyağı, peynir ve mısır unu gibi enerjik bileşenler bulunur. KUYMAK YAPIMINDA PÜF NOKTALARI Kuymak yaparken mısır ununun kavrulması gerekir. Mısır ununu tereyağıyla kısık ateşte kavururken, unun yanmamasına özen göstermek gerekir. Kavurma işlemi, kuymağınızın lezzetini doğrudan etkiler, bu yüzden un altın sarısı renge dönene kadar sabırla karıştırılmalıdır. Kuymak karışımına sıvı eklerken, suyu veya sütü azar azar ilave etmek gerekir; böylece karışımın pürüzsüz ve topaksız bir kıvam alması sağlanır. Peyniri ne kadar kaliteli ve taze seçerseniz, kuymak o kadar lezzetli olur. Trabzon peyniri, kuymak için en ideal tercihtir. Hem lezzetini hem de dokusunu mükemmel bir şekilde sunar. Peyniri eklerken, tamamen erimesine dikkat edin, Böylece peynirin kremamsı dokusu kuymak ile birleşir. Piştikten sonra üzerine biraz sıvı yağ eklemek, yemeğinizin parlaklığını artırır ve zengin bir tat sağlar.

Source: Habertürk


İşte kaliteli bir uykunun olmazsa olmazı!

Düzenli ve kaliteli uyku, hem fiziksel sağlığı hem de ruhsal sağlığı iyileştiriyor. İyi uyumanın saymakla bitmeyen faydaları olduğunu söyleyen Doç. Dr. Şenol, İyi uyumak, günümüzde sahip olduğumuz en değerli kaynaklardan biridir. Başarılı bir yaşam için uykuya gereken önemi göstermek gerekir.Her gece aynı saatte yatağa gitmek ve aynı saatte kalkmak, biyolojik saatle uyum içinde olmayı sağlar. Vücudun biyolojik saati belirli bir düzende çalışır. Aynı saatte yatıp aynı saatte kalkmak, metabolizma ve sinir sistemi üzerinde olumlu etkiler yapar. Bu düzen hayata entegre edildiğinde ise enerjik ve zinde olmaya katkıda bulunur dedi.YATMADAN ÖNCE ELEKTRONİK CİHAZLARI UZAKLAŞTIRIN Yatmadan önce yapılan bazı alışkanlıkların uyku kalitesini doğrudan etkileyebileceğine değinen Doç. Dr. Şenol, Özellikle akşamdan önce kafein ve alkol alımına dikkat edilmelidir. Kafein, uykuya geçişi zorlaştırabilir ve uykunun derinliğini azaltabilir. Alkol ise uykuya dalmayı hızlandırsa da, uyku döngüsünü bozarak sabahları daha yorgun uyanmanıza neden olabilir. Ayrıca yemeklerden hemen sonra yatmaktan kaçınılmalı çünkü mide problemleri uyku kalitesini olumsuz yönde etkiler diye konuştu.Akşam saatlerinde elektronik cihazlardan uzak durulmasının önemini vurgulayan Doç. Dr. Şenol, Telefonlar, bilgisayarlar ve televizyonlar gibi elektronik cihazlar, mavi ışık yayarak uyku düzenini bozar. Bu ışık, melatonin hormonunun salgılanmasını engelleyerek uykuya geçişi zorlaştırır. Yatmadan en az 30 dakika önce elektronik cihazlardan uzak durmak, uyku kalitesini artıracaktır dedi. NE KADARLIK UYKU SÜRESİ YETERLİ? Uyunan ortamın, kaliteli bir uyku için önemli olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Şenol, Uyunan odanın karanlık, sessiz ve serin olması uykuya geçişi kolaylaştırır. Ayrıca rahat bir yatak ve uygun bir yastık seçimi uyku kalitesini doğrudan etkiler. Yatmadan önce rahatlatıcı bir ortam hazırlamak, daha derin ve dinlendirici bir uyku uyumaya yardımcı olacaktır.Her bireyin uyku ihtiyacı farklıdır ancak yetişkinler için 7-9 saatlik uyku süresi genellikle yeterli kabul edilmektedir diyen Doç. Dr. Şenol, Bununla birlikte uykunun kalitesi, süresinden daha önemlidir. Kaliteli bir uyku, sadece uyku süresiyle değil aynı zamanda uyku döngüsünün düzgün işlemesiyle de ilgilidir. Yeterli uyku almak; vücudun kendini yenilemesini sağlar, bağışıklık sistemini güçlendirir ve zihinsel sağlığı iyileştirir.Uyku süresini takip etmek için bir uyku uygulamasından yararlanılabilir. Vücudu dinlemek ve eğer sabahları yorgun hissediliyorsa, uyku süresini artırmak gerekebilir. Yeni yıl, sağlıklı alışkanlıklar edinmek için harika bir fırsattır. İyi bir uyku rutiniyle, fiziksel ve zihinsel sağlığı iyileştirmek, günün her anında enerjik ve verimli olmayı sağlamak mümkündür dedi.

Source: Habertürk


The Soap Factory CEO”su Hacer Aydın”dan Peeling Hakkında Önemli Tavsiyeler

Peeling, son yıllarda güzellik ve cilt bakımı dünyasında önemli bir yer edindi. Youtube, Instagram ve TikTok gibi sosyal medya platformlarında sıkça vurgulanan bu uygulama, cildin güzelliğini korumanın anahtarı olarak lanse ediliyor. Ancak bu gerçekten doğru mu? The Soap Factory”nin kurucusu ve CEO”su Hacer Aydın, peeling hakkında merak edilenleri Haberler.com”a anlattı. Peeling Nedir? Peeling, cilt yüzeyinde biriken ölü deri hücrelerini temizlemek için uygulanan bir eksfoliasyon sürecidir. Hacer Aydın”ın belirttiği gibi, aslında bu süreç cildin doğal yenilenme döngüsünün bir parçasıdır. Ancak bazen, bu ölü hücreler cilt yüzeyinde birikerek cildin donuk ve sağlıksız görünmesine neden olabilir.Peeling uygulamaları, fiziksel ve kimyasal eksfoliasyon olarak iki ana kategoride incelenir. Fiziksel eksfoliasyon, cilde masaj yaparak ölü hücreleri fiziksel olarak uzaklaştırırken; kimyasal eksfoliasyon, asit içerikleri sayesinde hücreler arasındaki bağları çözer. Peelingin Faydaları Nelerdir? Doğru uygulandığında peeling, cilde birçok fayda sağlar. Cilt daha parlak ve temiz bir görünüm kazanabilir, gözenekler tıkanmadığı için akne sorunu azalabilir ve cilt bakımı ürünlerinin daha iyi nüfuz etmesi mümkün olabilir. Ancak Hacer Aydın, peelingin ince çizgiler ve kırışıklıkları yok edeceği iddiasının şu an için bilimsel bir dayanağı olmadığını belirtiyor. Ne Sıklıkla Yapılmalı? Peeling uygulamasının sıklığı cilt tipine bağlı olarak değişebilir. Yağlı ciltler için haftada bir peeling yeterli olabilirken, kuru veya hassas ciltlerin bu uygulamayı ayda bir ya da iki kez yapması öneriliyor. Hacer Aydın, cilt tipi ne olursa olsun öncelikle ürünün cilt üzerindeki etkisinin test edilmesi gerektiğini vurguluyor. Aşırı Peelingin Zararları Peelingin aşırı kullanımı ciddi zararlar verebilir. Aydın, aşırı peelingin cilt tahrişine, kuruluğa ve koruyucu tabakanın kaybına yol açabileceğini belirtiyor. Böyle bir durumda, cildi nemlendirmeye odaklanmanın önemli olduğunu ekliyor. Peeling Yapmazsanız Ne Olur? Peeling yapmamanın ciddi bir zararı yoktur. Ancak bu durumda, cilt bir süre daha donuk bir görünümde olabilir. Hacer Aydın, peeling yerine daha köklü çözümler sunan sağlıklı yaşam alışkanlıklarına vurgu yapıyor: “Yeterli uyku, dengeli beslenme, düzenli egzersiz ve bol su tüketimi, cilt sağlığını iyileştirmek için en etkili yöntemlerdir.”Sonuç olarak, peeling doğru şekilde ve uygun sıklıkta yapıldığında faydalı bir uygulama olabilir. Ancak cildin doğal yenilenme sürecine güvenmek ve genel sağlıklı yaşam alışkanlıklarını benimsemek daha uzun vadeli bir yaklaşım sunar.

Source: Haberler


Mercimek çorbası tarifi

Sıcak su veya et suyu eklenerek pişirilen mercimekler, çorbanın kıvamını oluşturur. Kremamsı bir dokuya sahip olması için bazen süt veya yoğurt eklenir. Türk mutfağında, soğuk kış günlerinde sıklıkla tercih edilen mercimek çorbası, hem evlerde hem de restoranlarda geleneksel bir yemek olarak sofralarda yer alır. Hem ekonomik hem de pratik olan bu çorba, lezzeti ve besleyici içeriği ile halk arasında oldukça sevilir. Mercimek Çorbası nasıl yapılır? MERCİMEK ÇORBASI TARİFİ Mercimek çorbası, sıcak ve besleyici yapısıyla tek başına oldukça doyurucu olsa da, yanında sunulacak bazı yemeklerle daha zengin bir hale getirilebilir. Çorbanın yanına, taze ve yumuşak ekmekler harika gider; Türk mutfağının vazgeçilmezi olan pide veya somun ekmeği, çorbanın yanında mükemmel bir eşlikçi olur. Ayrıca, çorbanın zengin lezzetini dengelemek için taze bir salata iyi bir seçimdir; mevsim yeşilliklerinden yapılan basit bir yeşil salata, limonlu zeytinyağlı sosla tatlandırıldığında çorbanın yanında ferahlatıcı bir seçenek sunar. Yanında yoğurt da tercih edilebilir; yoğurt, çorbanın kremamsı dokusuna uyum sağlayarak tatların daha dengeli olmasına katkıda bulunur. Çorbaya hafif bir asidik doku katmak için turşu da servis edilebilir, çünkü turşunun ekşiliği, mercimek çorbasının yoğunluğunu hafifletir. Börek gibi hafif tuzlu atıştırmalıklar ya da sıcak köfte gibi protein ağırlıklı yemekler de mercimek çorbası ile uyumlu seçenekler arasında yer alır. Bu tür yan lezzetler, mercimek çorbasını daha doyurucu ve keyifli hale getirir. Mercimek çorbası malzemeleri: 1 su bardağı kırmızı mercimek 1 adet soğan (orta boy) 1 adet havuç 1 adet patates (isteğe bağlı) 2 yemek kaşığı zeytinyağı veya tereyağı 1 tatlı kaşığı tuz (isteğe göre ayarlanabilir) 1 çay kaşığı karabiber 1 çay kaşığı kimyon (isteğe bağlı) 1 yemek kaşığı domates salçası 6 su bardağı sıcak su veya et/tavuk suyu 1 çay bardağı süt (isteğe bağlı, çorbanın kremamsı bir kıvam almasını sağlar) 1 çay kaşığı pul biber (isteğe bağlı) Yarım limon suyu (isteğe bağlı, çorbanın asidik dengesini sağlamak için) Mercimek çorbası yapılışı: 1 su bardağı kırmızı mercimeği bol suyla iyice yıkayın. Mercimeklerin üzerinde taş veya yabancı maddeler olabilir, bu yüzden dikkatlice kontrol edin. 1 adet soğanı küçük küpler halinde doğrayın. 1 adet havucu soyup ince ince doğrayın veya rendelenmiş kullanabilirsiniz. Eğer patates kullanacaksanız, patatesi soyup küçük küpler halinde doğrayın. Patates, çorbanın kıvamını daha yoğun hale getirecektir. 2 yemek kaşığı zeytinyağını veya tereyağını geniş bir tencereye ekleyin. Yağ ısındıktan sonra, doğradığınız soğanı ekleyin. Soğanlar şeffaflaşana kadar, yaklaşık 5 dakika orta ateşte kavurun. Diğer sebzeleri ekleyin: Soğanlar yumuşadıktan sonra doğradığınız havuçları ve patatesi ekleyin. Sebzelerle birlikte 2-3 dakika kadar kavurmaya devam edin. 1 yemek kaşığı domates salçasını ekleyin ve karıştırarak birkaç dakika kavurun. Bu işlem salçanın kokusunun çıkmasını sağlar. Karabiber, kimyon ve isteğe bağlı olarak pul biberi de ekleyin. Baharatların çorbaya eşit şekilde dağılmasını sağlamak için karıştırın. Yıkadığınız kırmızı mercimekleri tencereye ilave edin ve karıştırın. 6 su bardağı sıcak suyu veya et/tavuk suyunu tencereye dökün. Bu, çorbanın kıvamını ayarlayacaktır. Et suyu, çorbaya zengin bir tat verir, ancak sade su da kullanılabilir. Çorbaya 1 tatlı kaşığı tuz ekleyin. Eğer et suyu kullanıyorsanız, tuz miktarını daha dikkatli ayarlamak gerekebilir. Tencereyi orta ateşe koyarak, karışım kaynamaya başlayana kadar bekleyin. Kaynadıktan sonra, tencerenin altını kısın ve mercimekler yumuşayana kadar yaklaşık 30-40 dakika pişirin. Arada bir karıştırarak, çorbanın dip tutmamasını sağlayın. Mercimekler ve sebzeler iyice yumuşadıktan sonra, çorbayı bir el blenderı ile pürüzsüz hale getirebilirsiniz. Eğer daha az pürüzsüz bir kıvam istiyorsanız, bu aşamada biraz daha pişirerek mercimeklerin bir kısmını bırakabilirsiniz. Eğer kremamsı bir doku tercih ediyorsanız, 1 çay bardağı süt ekleyebilirsiniz. Bu, çorbanın daha yumuşak ve kremamsı olmasını sağlar. Süt ekledikten sonra çorbayı bir süre daha karıştırarak kaynatın. İsteğe bağlı olarak, çorbanın asidik dengesini arttırmak için yarım limonun suyunu sıkın. Bu, çorbanın lezzetini canlandıracaktır. Çorbanın son tadımını yapın ve tuz, baharat veya limon eklemesi yaparak damak zevkinize göre ayarlayın. Dilerseniz üzerine ince doğranmış taze nane veya dereotu serpebilirsiniz. Yanında bir dilim taze ekmek ile servis edebilirsiniz. MERCİMEK ÇORBASI YAPIMINDA PÜF NOKTALAR Mercimeklerin iyice yıkandığından emin olun, çünkü kirli mercimek çorbada kötü bir tat bırakabilir. Sebzelerin, özellikle soğanın, iyice kavrulması çorbanın lezzetini zenginleştirir; bu nedenle soğanları ve diğer sebzeleri hafifçe karamelize edene kadar kavurmaktan kaçınmayın. Domates salçasını ekledikten sonra, salçanın çiğ kokusunun çıkması için birkaç dakika kavrulması önemlidir. Kimyon ve karabiber, çorbaya derinlik katar, bu yüzden doğru ölçüde eklemek lezzeti artırır. Çorbanın kıvamını ayarlamak için suyu azar azar ekleyin ve pişirme sırasında mercimeklerin yumuşamasına özen gösterin; mercimekler fazla pişerse çorbanız fazla sıvı olabilir. Süt eklemek, çorbanın daha kremamsı ve yumuşak olmasını sağlar, ancak fazla eklememeye dikkat edin, çünkü çorbanın lezzetini baskılayabilir. Ayrıca, çorbanın son aşamasında limon suyu eklemek, asidik bir denge sağlayarak çorbanın tatlarını öne çıkarır ve daha ferahlatıcı bir lezzet katabilir. Bu püf noktalarına dikkat ederek, daha lezzetli ve kıvamlı bir mercimek çorbası hazırlayabilirsiniz.

Source: Habertürk


Papatya çayının cilde faydası nedir?

PAPATYA ÇAYI CİLDE FAYDALARI Papatya çayı, rahatlatıcı ve sakinleştirici özellikleriyle tanınır. Bu nedenle, sindirim sistemini rahatlatmak, stres ve anksiyeteyi azaltmak, uyku kalitesini iyileştirmek gibi sağlık faydaları sunar. Ayrıca, cilt bakımında da kullanılır. İşte papatya çayı suyunun cilde faydaları: Anti-inflamatuar yapıya sahiptir. Bu nedenle ciltteki kızarıklık, sivilce veya diğer iltihaplanmaları yatıştırmaya yardımcı olabilir. Hassas cilde sahip kişiler için papatya çayı rahatlatıcıdır. Ciltteki kızarıklık ve tahrişin giderilmesine yardımcı olabilir. Cilt yaralarının iyileşmesini hızlandırıcı özellikler gösterir. İçeriğindeki bileşenler, cildin onarılmasına yardımcı olur. Cilt üzerinde sakinleştirici etkiler yaparak güneş yanığı gibi cilt sorunlarının tedavisinde faydalıdır. Serbest radikallerin zararlarından koruyan güçlü antioksidanlar içerir. Bu da erken yaşlanma belirtilerini geciktirir. Cildi nemlendirir ve kurumasını engeller, böylece sağlıklı ve canlı bir cilt görünümü sağlar. Papatya çayının bu faydalarını görmek için düzenli olarak içilebilir veya soğutulup cilde maske veya tonik olarak uygulanabilir. Ancak, herhangi bir alerjiniz olup olmadığını kontrol etmek için önce küçük bir bölgeye uygulamak iyi bir fikir olabilir. PAPATYA ÇAYI CİLDE ZARARLARI Papatya çayı, cilt için faydalı olsa da bazı kişilerde bazı yan etkilere yol açabilir. Ragweed (çamkavuzu) ailesine ait bir bitki olduğundan, bu aileye alerjisi olan kişilerde alerjik reaksiyonlar görülebilir. Ciltte kaşıntı, döküntü, kızarıklık ve şişlik gibi belirtiler ortaya çıkabilir. Alerji riski, papatyaya karşı duyarlılığı olan kişilerde yüksektir. Bazı hassas ciltlerde tahrişe neden olabilir. Eğer ciltte bir rahatsızlık veya kırmızımsı lekeler oluşursa, papatya çayı kullanımını durdurmak gerekir. Gözle temas ettiğinde, bazı kişilerin gözlerinde yanma, kaşıntı veya sulanma gibi reaksiyonlar meydana gelebilir. Gözle temas durumunda, bol su ile yıkamak önemlidir. Flavonoidler ve diğer aktif bileşenler içerir. Bu bileşenler bazen cilt üzerinde reaksiyonlara yol açabilir, çok fazla kullanıldığında veya ciltte başka bir sorun mevcutsa. Bazen cildi güneşe karşı daha hassas hale getirebilir. Bu, güneşe duyarlı olan kişileri etkileyebilir ve ciltte lekelenmelere yol açabilir. Papatya çayının cilde zararlarını engellemek için, ilk kez kullanmadan önce cildin küçük bir bölgesinde test edilmesi gerekir. Eğer herhangi bir olumsuz reaksiyon gözlemlenirse, kullanımı bırakılmalıdır. PAPATYA ÇAYI YÜZE SÜRÜLÜR MÜ? Papatya çayı yüze sürülebilir ve cilt için faydalıdır. Soğutulmuş papatya çayı, cildi yatıştırmaya ve sakinleştirmeye yardımcı olabilir. Hassas ciltler, güneş yanığı veya tahriş olmuş ciltler için rahatlatıcı etki sağlar. İlk kullanımda bir alerji testi yapmak önemlidir, çünkü bazı kişiler papatyaya karşı alerjik reaksiyon gösterebilir. PAPATYA ÇAYI SİVİLCE YAPAR MI? Genel olarak papatya çayı sivilce yapmaz, aksine ciltteki iltihapları azaltma ve sakinleştirme özellikleriyle sivilcelerin iyileşmesine yardımcı olabilir. Sivilceye neden olan iltihapları yatıştırabilir ve ciltteki kızarıklığı azaltabilir. Hassas cilde sahip bazı kişilerde aşırı kullanımda tahriş veya alerjik reaksiyonlar oluşabilir, bu yüzden dikkatli kullanılmalıdır. PAPATYA ÇAYI CİLDE NASIL UYGULANIR? Papatya çayı cilde çeşitli şekillerde uygulanabilir ve cilt bakımında oldukça faydalıdır. İlk adım olarak, taze papatya çiçekleriyle veya kurutulmuş papatya çiçeklerinden elde edilen papatya çayı demleyebilirsiniz. Demleme işlemi için bir fincan kaynar suya bir tatlı kaşığı kurutulmuş papatya ekleyip 5-10 dakika beklemeniz yeterlidir. Çay demlendikten sonra, soğumasını bekleyin, çünkü sıcak çayın ciltte tahrişe yol açabileceğini unutmamalısınız. Soğuyan papatya çayını bir pamuk veya temiz bir bezle yüzünüze veya cildinize nazikçe uygulayabilirsiniz. Bu, cildinizdeki iltihaplanmayı, kızarıklığı ve tahrişi yatıştırabilir. Papatya çayı cildin nem dengesini korumaya yardımcı olur. Cildi canlandırmak için, soğuyan papatya çayını bir sprey şişesine döküp cildinize sprey yaparak da uygulayabilirsiniz. Papatya çayı, ayrıca bir yüz maskesi yapmak için de kullanılabilir; çayı, yulaf ezmesi, bal veya aloe vera ile karıştırarak cilt maskesi haline getirebilirsiniz. Bu şekilde, ciltteki sivilce, lekeler veya kızarıklık gibi sorunları azaltmaya yardımcı olabilir. Düzenli kullanımda, papatya çayı ciltteki iltihapları azaltarak sağlıklı bir cilt görünümü sağlar ve cilt tonunu dengelemeye yardımcı olabilir. PAPATYA ÇAYI CİLDİ BEYAZLATIR MI? Papatya çayı cilt tonunu dengelemeye yardımcı olabilir, fakat doğrudan cilt beyazlatıcı bir etkisi yoktur. Yine de, papatya çayı cildi canlandırabilir, lekeleri azaltabilir ve ciltteki eşitsizlikleri yatıştırabilir, bu da zamanla daha sağlıklı ve ışıltılı bir cilt görünümü sağlayabilir. PAPATYA ÇAYI İLE CİLT TEMİZLİĞİ NASIL YAPILIR? Papatya çayı ile cilt temizliği yapmak oldukça basittir. Öncelikle taze papatya çayı demleyin ve soğumasını bekleyin. Soğuyan çayı bir pamuk yardımıyla cildinize nazikçe uygulayın. Bu işlem, cildinizi temizlerken aynı zamanda yatıştırıcı ve canlandırıcı bir etki sağlar. akşamları kullanarak gün boyu biriken kirleri ve makyaj kalıntılarını arındırabilirsiniz. Bu uygulama, cildinize tazelik ve canlılık katacaktır.

Source: Habertürk