Uluslararası Çatışmalar Güncesi – Savaşlar, Diplomasi ve Stratejiler

2024’te Türk dış politikası (1) | ABD ile bazı sorunlarda düzlüğe çıkıldı, ancak 2025 Suriye sorularıyla kaplı

Bu yılki seriye ABD ile başlayıp, Atlantik ötesi ile ilişkilerin bir muhasebesini yapıp, henüz girdiğimiz 2025 yılına dönük bazı öngörülerde bulunmak istiyorum bugünkü yazımda.Geçen yılın başında 2023’ü değerlendirdiğimiz “ABD ile İlişkiler F-16 Modernizasyonu ve İsveç’in NATO Üyeliğine Kilitlendi” başlıklı yazımda, “ABD ile ilişkiler açısından olumlu gelişmeler hanesine yazılacak kayda değer bir harekete işaret edebilmek güç görünüyor, son dönemde yaşanan göreceli hareketlilik hariç tutulursa” şeklinde bir tespit yapmışım.Dikkat çektiğim o hareketlilik Türkiye ile ABD arasında, Ankara’nın F-16 talebi ile İsveç’in NATO’ya girişi sorunundaki karşılıklı kilitlenmenin 2024 yılı başında sürpriz bir şekilde aşılmasıyla sonuçlanmıştır.İsveç’in NATO’ya girişine ilişkin onay protokolünün 23 Ocak tarihinde TBMM’de kabul edilmesinin ardından ABD yönetimi de Türkiye’ye ‘4.5’uncu nesil’ 40 yeni F-16 savaş uçağı satışı ve ayrıca envanterdeki 79 F-16’nın modernizasyonunu sağlayacak donanımın satışına ilişkin paketi Kongre’ye sunmuştur.Biden yönetimi yalnızca bu adımla sınırlı kalmamış, bütün ağırlığını koyarak bu talebin Kongre’de bir engellemeyle karşılaşmadan geçmesini de sağlamıştır.Rusya’nın 24 Şubat 2022 tarihinde başlayan Ukrayna’yı işgali sonrasında neredeyse iki yıla yaklaşan bir süre zarfında Ankara’nın vetosu nedeniyle kilitli duran İsveç’in NATO üyeliğinin önünün nihayet açılması, ittifak içindeki ciddi bir sancı konusunu ortadan kaldırmıştır.Benzer şekilde, Ege’deki askeri güç dengesinde Yunanistan’ın gerisinde kalma ihtimalinden dolayı endişe yaşayan Türkiye de F-16 modernizasyonuna yeşil ışığın yanmasıyla belli ölçülerde rahat bir nefes almıştır.*Ancak ABD’nin Türkiye’ye yeni F-16’ları onaylarken, Yunanistan’a bundan bir sonraki ileri teknolojiyi temsil eden ‘5’inci nesil’ F-35 savaş uçağı verecek olması, yine de bir sıkıntılı alan yaratıyor Ankara açısından.Zaten F-16 dosyasındaki rahatlamayla birlikte, Türkiye’nin 2019 yılında Rusya’dan S-400 alımı nedeniyle dışlandığı F-35 programına farklı bir çerçevede de olsa dönmesi, aynı zamanda CAATSA yaptırımlarının dışına çıkartılması konuları, yeniden ikili ilişkilerin gündemine girmiştir.Bununla birlikte söz konusu meselelerde ilerleme kaydedilebilmesi, Türkiye’nin Rusya’dan aldığı S-400 hava savunma sistemlerine nasıl bir formül bulunacağı konusunda yaratıcı bir çözümü zorunlu kılıyor.*Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın geçen mart ayındaki Washington ziyareti sonrasında yayılan hava, bu karmaşık soruna çözüm bulmaya dönük bazı formüllerin konuşulmakta olduğudur.Fidan, geçen eylül ayında AA’ya yaptığı bir açıklamada karmaşık bir şekilde iç içe geçmiş olan bu konuların “iki ülke ilişkilerinde ayak bağı haline geldiği” ifadesini kullanmış, bu tespitte “iki tarafın da hem fikir olduğunu” söylemişti.Bütün mesele, Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilerin önümüzdeki dönemde bu “ayak bağı”ndan nasıl kurtarılabileceği sorusunda düğümleniyor. Bu konudaki çözüm arayışı Trump yönetimine devrolunmuştur.Burada ironik bir durum var aslında. Çünkü, 2025 başında Türkiye-ABD ilişkilerinde masanın üzerinde durmakta olan sorunların hatırı sayılır bir bölümü, 2021 ocak ayında biten Trump döneminden kalmış dosyalardır.*Geçen yılın önemli bir yönü, kasım ayındaki başkanlık seçimi Cumhuriyetçilerin kazanmasıyla birlikte, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD’nin Demokrat Başkan Joe Biden arasında dört yıl boyunca iniş çıkışlarla seyreden ilişkinin sonuna gelinmiş olmasıdır.Demokratlar döneminde bu ilişkiye, Biden’ın Erdoğan’a ve Türkiye’ye belli ölçülerde mesafeli duruşu damga vurmuştur. Böyle de olsa Biden yönetimi, küresel ölçekteki köklü stratejik çıkarları bağlamında Türkiye ile ilişkilerini her şeye rağmen makul bir çerçeve içinde yürütmek zorunda olduğunun idraki içinde davranmıştır. Yaşanan gerilimlerin, uzun süreli sürtüşmelerin belli bir kısmı bir şekilde aşılmıştır.Öte yandan Rusya bağlantılı sorunlar da yaşanmıştır. Geride bıraktığımız yıl ABD yönetiminin Rusya’ya uyguladığı ambargo nedeniyle Türkiye ile Rusya arasındaki ticari ilişkileri projektörlerin altında tutup Ankara’daki karar vericiler ve ayrıca Türkiye’nin finans sektörü üzerindeki baskısını artırdığı bir dönem olmuştur.Bu durumun Türkiye cephesinde bir dizi sıkıntı yarattığı, Rusya ile ticareti olumsuz yönde etkilediği biliniyor.*Tabii, aşılamayan bazı kronik sorunlar da var. 2024, bir kez daha ABD’nin Suriye’de Fırat’ın doğusunda PKK uzantısı YPG’nin omurgasında yer aldığı Suriye Demokratik Güçleri (SDG) üzerine kurulu stratejisinin Türkiye ile ilişkilerini ipotek altına alarak “zehirlemeye” devam ettiği bir yıl olarak geçmiştir.Gelgelelim Suriye’deki Esad rejiminin geçen ay çöküşüyle birlikte, 2024 sona ererken Suriye’de yıllardır kilitlenmiş olan statükonun, dolayısıyla ABD’nin buradaki siyasetinin eskiden olduğu gibi aynen süremeyeceği yeni bir döneme girilmiştir. Esad yıllarının temsil ettiği ve PKK/YPG/SDG’ye Fırat’ın doğusunda yaşam alanı açan statüko geride kalmıştır.Adım atılan belirsizlik döneminde Suriye’de Fırat’ın doğusundaki özerk yönetimin ne olacağı, ülkede yaşayan Kürtlerin tasarlanacak yeni anayasal düzende hangi haklardan yararlanabilecekleri, PKK’nın devamı olan YPG/SDG’nin silahlı kadrolarının akıbeti gibi, bir bölümü doğrudan Suriye’nin geleceğiyle ilgili sorular karşımıza çıkıyor.Bütün bu sorular, 2025’e girdiğimiz bugünlerde Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilerin üzerinde asılı durmaktadır. Yanıtları için Trump yönetiminin 20 Ocak tarihinde iş başı yaptıktan sonra Suriye konusundaki tasavvurunu ortaya koyması beklenecektir.*Ortaya nasıl bir yeni statüko çıkacağı, başka birçok müzakere sürecinin yanı sıra, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başkan Trump arasındaki diyalogun, iki ülkenin karar vericileri arasında yürütülecek müzakerelerin konusu olacaktır.Trump’ın ilk başkanlığı döneminde Suriye’den çıkmak istediği, bunu yaparken sahadaki ve cezaevlerindeki DEAŞ unsurlarıyla mücadelenin sorumluluğunu Türkiye’ye zimmetlemeyi kabul ettiği, bu konuda Erdoğan ile bir uzlaşıya vardığı bir sır değildir. Ancak bu uzlaşı ABD’deki sistem ve İsrail’in, Yahudi Lobisi’nin kuvvetli itirazıyla hayata geçirilememiştir.Bu açıdan bakıldığında, Erdoğan ve Trump, bu başlıkta geçmişteki pratik bilgilerine dayanan bir tecrübe üzerinden karşı karşıya geleceklerdir.Bu çerçevede iki önemli ekseni yakından izlemek gerekecektir. Birinci eksen, Erdoğan ile Trump arasında yürüyecek diyalogdur. İkisi arasında ilk dönemde çoğunluk yakın bir şekilde işleyen mekanizma tekrar kurulursa, birçok kritik karar doğrudan bu kanal üzerinden yürüyecek pazarlıklarda sonuçlanabilir.İkinci eksen daha az kayda değer değildir. Trump, Suriye hakkında hangi tasavvura sahip olursa olsun, niyetlerini bir şekilde kendi yönetimindeki aktörler, ama daha kritik bir noktada ABD’deki Yahudi lobisi ve onun arkasındaki İsrail ile de müzakere etmek durumundadır.Trump, Erdoğan ile girişeceği görüşmelerde PKK/YPG/SDG meselesinde Ankara’nın pozisyonlarına, beklentilerine yaklaştığı oranda İsrail/Yahudi lobisi cephesinde sert bir frenle karşılaşabilir.*Sonuçta 2024’ten 2025’e girilirken Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilerde Suriye’deki rejim değişikliğinin tetiklediği ucu açık sorular ve yeni Trump yönetimin burada kullanacağı tercihler büyük önem kazanıyor.Kabul edilmelidir ki, Türkiye’nin Suriye’deki gelişmeler sonucu kazandığı bölgesel ağırlığın, ABD yönetiminin Türkiye’ye bakışında azımsanmayacak bir faktör olarak yerleşeceği hususu, bu konuda yapılacak değerlendirmelerde muhakkak göz önünde bulundurulmalıdır.

Source: Sedat Ergi̇n


Afrika’da Fransa’ya bir darbe daha

Fildişi Sahili Cumhurbaşkanı Alassane Ouattara, Fransız güçlerinin ülkeden çekileceğini duyurdu. Ulusa sesleniş konuşmasında Fildişililerin kendi silahlı kuvvetlerinin modernize edilmiş haliyle gurur duymaları gerektiğini söyleyen Ouattara, “Bu bağlamda Fransız güçlerinin koordineli ve organize bir şekilde geri çekilmesine karar verdik” dedi. 1960″larda Batı Afrika”daki sömürge yönetimi sona eren Fransa, Mali, Burkina Faso ve Nijer”deki askeri darbelerin ardından bu ülkelerdeki askerlerini çekmişti. Çad hükümeti de kasım ayında Fransa ile olan savunma işbirliği anlaşmasını sona erdirmişti.

Source: Sabah


Soykırımcı İsrail”den Hamas”a “Gazze” tehdidi

İşgalci İsrail güçlerinin Gazze Şeridi”nin çeşitli bölgelerine kara, hava ve denizden yürüttüğü saldırılar, ardında ölü ve yaralıların yanı sıra büyük yıkımlar bırakarak 454. gününde sürüyor.İSRAİL SAVUNMA BAKANI, HAMAS”I “GAZZE”YE UZUN SÜREDİR GÖRÜLMEMİŞ SALDIRILAR” DÜZENLEMEKLE TEHDİT ETTİİsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, Hamas”ı “Gazze”de uzun süreden beri görülmemiş güçlü saldırılarla” vuracakları tehdidinde bulundu.Yedioth Ahronoth gazetesinde yer alan habere göre Katz, gece saatlerinde Gazze Şeridi”nden atılan roketlerle hedef alınan İsrail”in güneyindeki Netivot kasabasında incelemelerde bulundu.Gazze Şeridi”nde tutulan İsrailli esirlere dikkati çeken Katz, “Hamas, İsrail”in uzun vadeli tavizler verme isteğine rağmen kaçırılan İsraillileri yakın zamanda serbest kalmasına izin vermez ve saldırılarına devam ederse, Gazze”de uzun süredir görülmemiş güçlü saldırılarla karşılaşacak.” dedi.Yisrael KatzKatz, İsrailli esirleri salıverme ve Hamas”ı bitirinceye kadar Gazze”deki askeri eylemlerini artıracaklarına işaret etti.Hamas”ın elinde 101 İsrailli esir olduğu tahmin ediliyor. Bu esirlerin en az üçte birinin ölü olduğu düşünülüyor.Öte yandan İsrail ordusundan yapılan yazılı açıklamada, aralık ayında Gazze Şeridi”ne 1400″den fazla hava saldırısı düzenlendiği ifade edildi.Açıklamada, Gazze”de karadan saldırılarını sürdüren İsrail ordusuna destek olarak havadan yapılan saldırıların savaş uçakları, helikopter ve insansız hava araçlarıyla yapıldığına işaret edildi.05:38 İsrail ordusu, Gazze Şeridi”ndeki Han Yunus şehrinde bulunan yerinden edilmiş sivillerin barındığı çadırlara hava saldırısı düzenledi. Saldırıda aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu en az 11 kişi hayatını kaybederken, 15 kişi de yaralandı.02:09 Hamas, İsrail”in ardından Filistin yönetiminin de Katar merkezli Al Jazeera televizyonunun ülkedeki yayınlarını sonlandırma ve tüm çalışmalarını geçici olarak durdurma kararını şiddetle kınadı.01:00 İsrail askerlerinin işgal altındaki Batı Şeria”nın Nablus kentine düzenlediği baskında 3 Filistinli yaralandı.00:50 İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, Hamas”ı “Gazze”de uzun süreden beri görülmemiş güçlü saldırılarla” vuracakları tehdidinde bulundu.Hamas”ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, “Filistinlilere ve başta Mescid-i Aksa olmak üzere kutsal değerlere yönelik sürekli ihlallere karşılık verme” gerekçesiyle İsrail”e 7 Ekim 2023″te kapsamlı saldırı düzenledi.İsrail, 7 Ekim”deki saldırılarda 1200 İsraillinin öldüğünü, 5 bin 132 kişinin de yaralandığını açıkladı.İsrail”in 7 Ekim”den bu yana Gazze Şeridi”ne düzenlediği saldırılarda yaklaşık 17 bin 818″i çocuk, 12 bin 287″si kadın olmak üzere 45 bin 553 Filistinli şehit oldu, 108 bin 379 kişi yaralandı.Enkaz altında halen binlerce ölü olduğu bildirilirken, halkın sığındığı hastane ve eğitim kurumları hedef alınarak sivil altyapı da tahrip ediliyor.İsrail ordusu, Gazze Şeridi”ne saldırılarının başladığı 7 Ekim”den bu yana 380″i karadan işgal sürecinde olmak üzere 808 askerinin öldüğünü duyurdu.Çatışmalara 24 Kasım 2023″te 4 günlüğüne verilen ve daha sonra 3 gün daha uzatılan “insani ara”da 81 İsrailli ve 240 Filistinli esir karşılıklı serbest bırakıldı. Öte yandan İsrail, binlerce Filistinliyi alıkoyup hapsetmeye devam etti.

Source: Www.star.com.tr


Trump”ın Las Vegas”taki otelinin önünde araç patladı! Elon Musk”tan önemli iddia

Las Vegas polisi, “Trump International” otelinin önündeki aracın alev alarak patlaması sebebiyle yangın çıktığını bildirdi.Kent sözcülüğünden yapılan açıklamada, olayın yerel saatle 08.40″ta, araçların valeye teslim edildiği alanda meydana geldiği aktarıldı.Clark Bölgesi İtfaiyesi ise yaptığı açıklamada, “Trump International” otelinin önünde sabah saatlerinde bir aracın alev aldığını bildirdi.Açıklamada, 7 kişinin yaralandığı belirtildi.Sosyal medyadaki görüntülerde ise yanan aracın Tesla kamyoneti olduğu görüldü.- MUSK”TAN AÇIKLAMATesla”nın sahibi ve Trump”ın önde gelen destekçilerinden ABD”li iş insanı Elon Musk ise X sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Tüm kıdemli Tesla ekibi bu olayı araştırıyor.” ifadelerini kullandı.Daha önce benzer bir olayla karşılaşmadıklarını kaydeden Musk, daha fazla bilgi edindikçe paylaşacaklarını aktardı.Musk, yeni bir mesajda ise Tesla kamyonetinde patlamanın “büyük hava fişekler ya da bomba” nedeniyle gerçekleştiğini kaydetti.Kiralanan araçla ilgili bir sıkıntı bulunmadığını aktaran Musk, “Uzaktan ölçümler, patlama anında araçta sıkıntı olmadığını gösteriyor.” bilgisini verdi.- ABD BASININDAN “TERÖR SORUŞTURMASI” İDDİASIABD basınında yer alan haberlerde ise olayın “terör saldırısı” kapsamında soruşturulacağı iddia edildi.Olayda 1 kişinin öldüğü de öne sürüldü.MUSK, OTELİN ÖNÜNDE PATLATILAN ARAÇLA NEW ORLEANS SALDIRISI ARASINDA BAĞLANTI OLABİLECEĞİNİ İDDİA ETTİTesla”nın sahibi ABD”li iş insanı Elon Musk, New Orleans”daki saldırıda kullanılan araç ile ABD”nin seçilmiş başkanı Donald Trump”ın otelinin önünde alev alan Tesla”nın aynı yerden kiralandığını belirterek, olaylar arasında bağlantı olabileceğini iddia etti.Musk, X sosyal medya hesabından bir mesaj paylaştı.Trump”ın önde gelen destekçilerinden ABD”li iş insanı Musk, Las Vegas kentindeki “Trump International” otelinin önünde alev alan Tesla kamyonetinin patlatıldığını iddia ederek, “Bunun bir terör eylemi olma ihtimali var.” değerlendirmesinde bulundu.Musk, otel önünde alev alan Tesla kamyoneti ile New Orleans”da düzenlenen saldırıda kullanılan aracın “Turo” adlı araç paylaşım platformundan kiralandıklarını kaydederek, “Belki de bir bağlantı vardır.” ifadelerini kullandı.

Source: Www.star.com.tr


Davet edildiler! Şara yönetiminden yurtdışına ilk ziyaret

Suriye”deki Geçici Hükümet”ten bir heyet, resmi ziyaret için Suudi Arabistan”a gitti.Suriye Haber Ajansı”nın (SANA) haberine göre, Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı”nın daveti üzerine gerçekleşen ziyarette, Geçici Hükümet”in Dışişleri Bakanı Esaad Hasan Şeybani, Savunma Bakanı Murhef Ebu Kasra ve Genel İstihbarat Teşkilatı Başkanı Anas Hattab heyette yer alıyor.Suriye”deki yeni yönetimin lideri Ahmed ŞaraZiyaretin kapsamı ve süresi hakkında, henüz Geçici Hükümet tarafından bir açıklama yapılmadı.Esed”in yasakladığı Kasyun”da kanlı tesisABD”den İran”a “Türkiye” tepkisiSuriye”de yeni Savunma Bakanı belli oldu

Source: Www.star.com.tr


SON DAKİKA: Katz tehdit etmişti, İsrail”den Gazze saldırısı

HABERLERDünya Haberleri

SON DAKİKA: Katz tehdit etmişti, İsrail”den Gazze saldırısı

Güncelleme Tarihi: Ocak 02, 2025 10:13

#İsrail#Suriye#Gazze

TwitterLinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi

HABER MERKEZİ

Oluşturulma Tarihi: Ocak 02, 2025 08:01

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz”ın Hamas”ı “Gazze”de uzun süreden beri görülmemiş güçlü saldırılarla” vuracakları tehdidinde bulunmasından sonra İsrail ordusu Gazze Şeridi”nde yerinden edilmiş sivilleri hedef aldı. Saldırıda en az 11 kişi hayatını kaybetti, 15 kişi ise yaralandı.

İsrail ordusu Gazze Şeridi”nde yerinden edilmiş sivilleri hedef aldı

İsrail, Filistinlilere yönelik katliamlarına yeni yılda da ara vermedi. Filistin Sivil Savunma Teşkilatı’ndan yapılan açıklamaya göre, İsrail ordusu daha önce “güvenli bölge” ilan ederek yüz binlerce insanı zorla göç ettirdiği Gazze Şeridi”ndeki Han Yunus şehrinin El-Mevasi bölgesinde bulunan yerinden edilmiş sivillerin barındığı çadırlara hava saldırısı düzenledi. Saldırıda aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu en az 11 kişi hayatını kaybederken, 15 kişi de yaralandı.

İsrail yeni yılın ilk gününde Lübnan ile ateşkesi 4 kez ihlal etti

İsrail ordusunun Lübnan ile ateşkesin ilan edildiği 27 Kasım”dan bu yana yaptığı ihlallerin sayısı 340″a yükselirken, saldırılarda 33 kişi öldü, 37 kişi yaralandı.Lübnan haber ajansı NNA”ya göre, İsrail ordusu, evleri yıkma, evlere ateş açma ve dron uçurma gibi ihlallerini Lübnan”ın başkenti Beyrut ve güneyinde Nebatiye kentinde gerçekleştirdi.

İsrail ordusuna ait bir dron başkent Beyrut ve güneyindeki Dahiye semalarında görüldü.Nebatiye kentine bağlı Ayterun beldesinin Belediye Mahallesinde İsrail askerleri bazı evleri ateşe verdi.Kentin Ayta eş-Şaab beldesinde çevreye ateş açan İsrail askerleri bazı evleri havaya uçurdu.

Katz”tan Hamas”a tehdit

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, Hamas”ı “Gazze”de uzun süreden beri görülmemiş güçlü saldırılarla” vuracakları tehdidinde bulundu.Yedioth Ahronoth gazetesinde yer alan habere göre Katz, gece saatlerinde Gazze Şeridi”nden atılan roketlerle hedef alınan İsrail”in güneyindeki Netivot kasabasında incelemelerde bulundu.

Gazze Şeridi”nde tutulan İsrailli esirlere dikkati çeken Katz, “Hamas, İsrail”in uzun vadeli tavizler verme isteğine rağmen kaçırılan İsraillileri yakın zamanda serbest kalmasına izin vermez ve saldırılarına devam ederse, Gazze”de uzun süredir görülmemiş güçlü saldırılarla karşılaşacak.” dedi.Katz, İsrailli esirleri salıverme ve Hamas”ı bitirinceye kadar Gazze”deki askeri eylemlerini artıracaklarına işaret etti.Hamas”ın elinde 101 İsrailli esir olduğu tahmin ediliyor. Bu esirlerin en az üçte birinin ölü olduğu düşünülüyor.

İsrail”den sonra Filistin yönetimi de Al Jazeera televizyonu yayınlarını sonlandırma kararı aldı

Filistin resmi haber ajansı WAFA”da yer alan haberde, Kültür Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve Enformasyon Bakanlığından oluşan komitenin, Al Jazeera televizyonunun ülkedeki yayın ve faaliyetleriyle ilgili bir karar aldığı belirtildi.Kararın Al Jazeera televizyon kanalının Filistin”deki yayınlarını sonlandırmayı içerdiği aktarılan haberde, Al Jazeera”nın Filistin”deki ofisini, tüm çalışmalarını ve onun bünyesinde görev yapan gazetecilerin çalışmalarını askıya aldığı ifade edildi. Al Jazeera televizyon kanalının Filistin”deki yasaları ihlal ettiği öne sürülen haberde, Al Jazeera”nın yasal statüsünü düzeltinceye kadar çalışmalarının geçici olarak sonlandırıldığı vurgulandı.

İsrail eski Savunma Bakanı Gallant, milletvekilliğinden istifa ettiğini duyurdu

İsrail devlet televizyonu KAN”da yayınlanan basın açıklamasında, Gallant, milletvekilliğinden istifa ettiğini ancak Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğindeki Likud partisinin üyesi olarak kalmaya devam edeceğini belirtti.Haredileri askerlikten muaf tutan ve hükümet üyeleri tarafından da desteklenen yasayı gerekçe göstererek istifasını duyuran Gallant, hükümetin “İsrail ordusunun ihtiyaçları ve devletin güvenliği ile çelişen bir askere alım yasasını” desteklediğini savundu.

Gallant, üyesi olarak kalacağını belirttiği Likud partisinin değerlerine hala inandığını iddia ederek, hükümeti eleştirdi.Hükümetin tartışmalı yargı reformunu “açık ve yakın bir tehlike” olarak nitelendiren Gallant, kendisinden sonra savunma bakanlığı koltuğuna oturan Yisrael Katz ve Netanyahu”nun ise Haredileri askerlikten muaf tutmak için çabaladığını ve kendisinin böyle bir şeye ortak olamayacağını vurguladı.

Canlı Anlatım Özeti

İsrail ordusu Gazze Şeridi”nde yerinden edilmiş sivilleri hedef aldı

İsrail yeni yılın ilk gününde Lübnan ile ateşkesi 4 kez ihlal etti

Katz”tan Hamas”a tehdit

İsrail”den sonra Filistin yönetimi de Al Jazeera televizyonu yayınlarını sonlandırma kararı aldı

İsrail eski Savunma Bakanı Gallant, milletvekilliğinden istifa ettiğini duyurdu

Haberle ilgili daha fazlası:
#İsrail#Suriye#Gazze

BAKMADAN GEÇME!

Source: Hurriyet.com.tr


Süleymaniye”de terör örgüyü PKK”ya darbe! Hepsi mühürlendi

Irak”ın Süleymaniye kentinde terör örgütü PKK ile bağlantılı kültür merkezleri, medya ve prodüksiyon şirketleri kapatıldı. Gerekçe olarak lisans sürelerinin dolması gösterildi.Irak Kürt Bölgesel Yönetimi”nin kontrolündeki Süleymaniye kentinde asayiş ekipleri terör örgütü PKK”ye yakın bazı merkez ve kurumları mühürledi. Yeni yılın ilk saatlerinde kapatılan kurumların arasında Özgür Kadın Hareketi merkezi, Nugar Şirketi, Merziya Şirketi ve Jin TV”ye bağlı Gzing/ Berbayan Prodüksiyon şirketinin olduğu öğrenildi.LİSANS ADRESİ BAĞDAT!Gerekçe olarak Irak Yargı Konseyi”nin 6 Ağustos”taki kararı gösterildi. Süleymaniye asayişinden bir kaynak Rüdaw”a yaptığı açıklamada “Yargı Konseyi”nin kararı ışığında, bu yılın sonuna kadar lisans süresi ve lisansları dolan birçok merkez ve kuruluşu kapattık” dedi. Kapatma kararları için ayrıca bir mahkeme kararı gerekmediğini belirten yetkili, “Bu kurumlar Bağdat”ta lisansları yenilenene kadar kapalı kalacaktır” diye konuştu.”Korkut” PKK”lı teröristlere korku saldıIrak ve Suriye”de PKK”ya ağır darbeSMO, PKK/YPG”li teröristlerle çatıştı

Source: Www.star.com.tr


Esad rejimi Kasyun Dağını bomba üretim merkezi olarak kullanıyormuş

Beşar Esad rejiminin, başkent Şam da halka yasakladığı Kasyun Dağını, Suriye deki iç savaş boyunca büyük katliamlara neden olan varil bombası üretim tesisine çevirdiği ortaya çıktı.Düşük maliyetine karşın büyük yıkım etkisi olduğu bilinen varil bombası, rejim güçlerinin iç savaşta en çok kullandığı bombalar arasında yer alıyor. Bir varil içerisine, yüksek miktarda patlayıcı, hurda metal, çivi ve somun gibi malzemeler doldurularak yapılan varil bombası, iç savaşta binlerce sivilin hayatını kaybetmesine neden oldu. İçine doldurulan patlayıcı miktarına göre, 50-200 metrelik alanda tahribata neden olan varil bombasının atılış şekli, askeri terminolojide serbest düşüş olarak tanımlanıyor. AA, başkent Şam yakınlarındaki Kasyun Dağı eteklerinde yer alan varil bombası üretim tesisini görüntüledi.Tesisin girişinde, devrik lider Beşar Esad ın fotoğrafı yer alıyor. Tesis içerisinde çok sayıda varil, patlayıcı madde, fünye ve çeşitli metaller görülüyor.Suriye de sivillere yönelik hak ihlallerini belgeleyen Suriye İnsan Hakları Ağı nın (SNHR) Temmuz 2012-Nisan 2021 dönemini kapsayan raporuna göre, rejim güçleri sivil yerleşimlere yaptığı saldırılarda 81 bin 916 kez varil bombası kullandı. Bu saldırılarda 1821 i çocuk, 1780 i kadın 11 bin 87 sivil hayatını kaybetti.Varil bombasıyla en çok hedef alınan iller Şam, Halep, Dera ve İdlib şeklinde sıralanırken, en çok can kaybının ise Halep te yaşandığı bilgisi paylaşılmıştı.

Source: Habertürk


Trump: Ülkemiz kaos içinde, acil eylem gerekiyor! 20 Ocak”ta görüşmek üzere

ABD”de bir korkunç saldırı daha! Çok sayıda yaralı var

Kanlı saldırıda bilanço ağırlaştı, Biden”dan ilk açıklama geldi

ABD”yi diken üstünde tutan saldırılarla ilgili olay iddia

Dünya ABD”yi konuşurken bir ülke daha kana bulandı

Ayrıntılar geliyor…

Erdem Aksoy

Haberler.com – Dünya

Politika Dünya

2025″in ilk galibiyeti

Metroda kan donduran olay! Bu kez yakılmadı ama en az onun kadar vahşi

Orta Doğu”da yeni kriz! 6 kişi idam edildi

Haberler.com”da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve haberler.com”un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Küçücük çocuğu öldürüp cesedini yol kenarına bıraktılar

ATM”lerde yeni dönem resmen başladı

TRT yayın haklarını satın aldı: Maçlar şifresiz yayınlanacak

Çevirmeye yakalanan dansözden polisleri şaşırtan soru

“Kadın teröristler görmek beni gururlandırıyor”

İstanbul”un ünlü kebapçısı tutuklandı

Son Dakika Haberleri

Tarık Bayar kimdir? NOW Çalar Saat konuğu Tarık Bayar kaç yaşında, nereli? Tarık Bayar biyografisi! ATV CANLI YAYIN İZLE! Nezaket Uyur”u kim öldürdü? Müge Anlı”da son bölüm neler oldu? İstanbul elektrik kesintisi! 2 Ocak Kartal, Bağcılar, Beyoğlu elektrik kesintisi ne zaman gelecek? 2 Ocak Konya elektrik kesintisi! (MEDAŞ) Karatay, Meram, Ereğli elektrik kesintisi ne zaman bitecek? Adana elektrik kesintisi! 2 Ocak Sarıçam, Yüreğir, Kozan elektrik kesintisi ne zaman biter? Ankara elektrik kesintisi! 2 Ocak Mamak, Keçiören, Sincan elektrik kesintisi ne zaman bitecek? İzmir GEDİZ elektrik kesintisi! 2 Ocak Karşıyaka, Karabağlar, Bayraklı elektrik kesintisi ne zaman bitecek? Antalya elektrik kesintisi! 2 Ocak Manavgat, Muratpaşa, Serik elektrik kesintisi ne zaman bitecek? Bursa elektrik kesintisi! 2 Ocak İnegöl, Yıldırım, Mudanya elektrik kesintisi ne zaman gelecek? Manisa elektrik kesintisi! 2 Ocak Şehzadeler, Akhisar, Soma elektrik kesintisi ne zaman bitecek? Gaziantep elektrik kesintisi! 2 Ocak İslahiye, Şehitkamil, Oğuzeli elektrik kesintisi listesi

Gelişmelerden Anında Haberdar Olun!
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.

Source: Erdem Aksoy


Fadime Özkan yazdı: Gazze”ye de gelecek kardan aydınlık!

Gece uyanıp çocuğunuzun üstünü örterken donarak ölen Gazzeli bebekler düşüyor aklımıza, yakıyor içimizi.Bezden naylondan çadırlar içinde açlıktan, bomba seslerinden, titremekten uyuyamayan çocukları bir de sel suları içinde kalınca Gazzeli anne babaların yaşadığı çaresizliğin ağırlığı eziyor hepimizi.Yerinden edilen, evleri başlarına yıkılan bir milyon Gazzeli şimdi de çadırlarda çile çekiyor.15 ayda 17 kez yer değiştirmek zorunda kaldılar. Kuzeyden güneye, güneyden orta kesine, sonra tekrar kuzeye, yine güneye derken derme çatma şartlarda bile tutunamadılar vatan toprağına. “O kadar yoruldum ki ölüp dinlenmek istiyorum” diye ağlıyor Gazze”nin çocukları.Çadır kentleri, mülteci kamplarını, okulları, hastaneleri bilerek hedef seçerek vurdu İsrail. Hiçbir hukuki, ahlaki, insani kaideyi dikkate almadan Gazze”yi yakmaya, yıkmaya, yok etmeye devam etti.454 gündür süren soykırımda şehit sayısı en az 45 bin 553″e ulaştı. Siz bu satırları okurken sayı maalesef biraz daha artmış olacak. 18 bini çocuk… 12 bini kadın…Enkazların altında kurtarılmayı beklerken acı içinde can veren on binler olduğu tahmin ediliyor.En son canlı yayın aracı içinde uyuyan beş medya mensubu da dahil olmak üzere 201 Gazzeli gazeteciyi bilerek vurdu Netanyahu. Sırf hakikat Gazze”den çıkamasın, belgelenemesin, Siyonistlerin uluslararası medya ve sinema sektörü eliyle kurduğu yüz yıllık yalan imparatorluğu yıkılmasın diye.Hastaneleri de bunun için vurdular, vuruyorlar. Doktorlar bıksın yılsın, yaraladıklarımızı kimse kurtarmasın diyorlar. Gazze”nin güneyindeki Nasır Hastanesinden, El Şifa Hastanesinden, onlarcasından sonra doktorları, sağlık görevlilerini tutuklayarak, jeneratörlere, hasta dosyalarına el koyarak Kemal Advan Hastanesini de hizmet dışı bıraktılar.Öyle sistemli ve istikrarlı biçimde soykırım suçu işliyor ki İsrail, dünya buna nasıl susuyor anlamak mümkün olmuyor.Ama Türkiye susmuyor. Unutmuyor, unutturmuyor. Kabul etmiyor.Devleti ve milletiyle İsrail”i durdurmak ve cezalandırmak için, Gazze”yi kurtarmak, Filistin”i özgürleştirmek için ses veriyor, dua ediyor, gayret ediyor Türkiye.Yönetimleri suç ortaklığı yapsa da dünyanın her yerinden vicdan sahibi insanların Gazze için ayakta oluşu insanlığın ölmediğini de gösteriyor.Bütün bunların üstüne dün dünyanın kesişim noktası İstanbul”da edilen dua arşa ulaştı inşallah.Yarım milyon insanın Sultanahmet, Eminönü, Fatih, Süleymaniye ve Ayasofya Camii”nde sabah namazı kılıp Galata Köprüsünde buluşması, buluşmanın 2025″in ilk sabahında ve karanlıklar aydınlığa kavuşurken olması elbette çok anlamlı.Ama asıl önemli olan 400″e yakın sivil toplum kuruluşunun bir araya gelerek oluşturduğu “milli irade”dir. O iradenin ne dediği, ne talep ettiğidir.Yapılan konuşmalar, atılan sloganlar, ortaklaşılan mesajlar bütün dünyaya ve öncelikle muhataplarına bir şey söylüyor bakın.”Dün Ayasofya, bugün Emevi, yarın Aksa” demek, “Bir güneş doğuyor” diye müjdelemek Ayasofya ve Şam”ı özgürleştiren iradeyi göreve çağırmak demektir.Bu müjdeye, çağrıya, gayrete inanmaktır, amin demektir.Nitekim Ayasofya”nın esarette olduğu yıllarda tam bağımsızlık için gayret edenler, atalarımızın secde ettiği yerde secde edememenin ıstırabıyla gözyaşı dökenler yeise kapılmadılar.İçerde darbecilere, vesayetçilere, hainlere, işbirlikçilere, celladına aşık eziklere karşı mücadele ederken…Karabağ”da, Libya”da, Doğu Akdeniz”de, Suriye”de, sınır ötesinde düşmana karşı hakkını hukukunu evlatlarını korurken…Nasıl yeise yılgınlığa kapılmadıysa bu millet; Filistin için Gazze için de kapılmıyor, yarına ümitle bakıyor.Şarkıda dendiği gibi hani:Gergin uykulardan, kör gecelerdenBir sabah gelecek kardan aydınlık…Cümle şehitlerin omuzlarındaBir sabah gelecek kardan aydınlık…

Source: Fadime Özkan


Faik Tanrıkulu yazdı: İran Suriye”de ne yapmak istiyor?

Baas rejiminin devrilmesinden sonra Suriye”den çekilmek zorunda kalan İran, ülkedeki Şii toplulukları harekete geçirerek bölgedeki istikrarı bozma girişimlerinde bulunuyor. Tahran”ın bu kışkırtıcı politikaları, devrik rejimin unsurlarını Lazkiye ve Tartus merkezli 17 yerleşim bölgesinde şiddet olaylarına sürükledi. Sahil şeridinde meydana gelen bu olaylar, 30″dan fazla kişinin hayatını kaybetmesine yol açtı. Bu durum, İran”ın bölgede yalnızca nüfuz kaybını telafi etmeye çalışmadığını, aynı zamanda mezhep temelli gerilimleri derinleştirerek kaosu stratejik bir araç olarak kullandığını da gösteriyor.Peki, İran”ın Suriye”de bu kadar yoğun bir şekilde varlık göstermek istemesinin nedenleri neler?TARİHSEL MÜTTEFİKLİKTEN STRATEJİK ORTAKLIĞAİran ile Suriye arasındaki ilişkiler, 1980″lere kadar uzanan bir geçmişe dayanıyor. İran İslam Devrimi sonrası İran, Suriye ile stratejik bir ittifak kurarak Lübnan”daki Hizbullah”a destek sağlamak ve İsrail”e karşı caydırıcılığını artırmak için bu ülkeyi bir köprü olarak kullandı. İç savaşla birlikte ise bu ittifak, varoluşsal bir ilişkiye dönüştü. İran, Esad rejiminin ayakta kalması için milyarlarca dolarlık yardım yaptı, Şii milisleri sahaya sürdü ve doğrudan askeri müdahalede bulundu. Esed yönetimi, İran”ın Lübnan”daki faaliyetlerini desteklemekle kalmadı, aynı zamanda Hizbullah”a sağlanan silah ve mühimmat transferinde hayati bir köprü görevi gördü. 2006 yılında İsrail ile Hizbullah arasında yaşanan Temmuz Savaşı”nda (33 Gün Savaşı) İran ve Suriye”nin Hizbullah”a sağladığı destek, iki ülke arasındaki ittifakın derinliğini bir kez daha gösterdi. Savaş boyunca İran, Hizbullah”a milyonlarca dolar değerinde füze ve silah sağlarken, Suriye lojistik destek sunmuştu.MEZHEPSEL DİNAMİKLER Mİ, REALPOLİTİK Mİ?İran”ın Suriye”deki stratejisi genellikle mezhepçi bir bakış açısıyla değerlendiriliyor. Şii Hilali olarak adlandırılan İran-Irak-Suriye-Lübnan hattı, İran”ın bölgede Şii nüfuzunu genişletme politikasının bir parçası olarak görülüyor. Ancak bu perspektif, İran”ın stratejisinin yalnızca bir boyutunu yansıtıyor. İran”ın Suriye”deki varlığı aynı zamanda tamamen realpolitik bir zemine oturuyor. Örneğin, Suriye”deki askeri üsler ve lojistik koridorlar, İran”ın Doğu Akdeniz”deki jeopolitik etkisini artırmayı hedefliyordu.Şii milis grupları (örneğin, Iraklı Haşdi Şabi, Afgan Fatimiyyun Tugayı ve Pakistanlı Zeynebiyyun Tugayı) İran tarafından örgütlenerek Suriye”de savaştırıldı. İran, Esed rejiminin mezhepsel kimliğini vurgulayarak Şii ve Nusayri toplulukları arasında dayanışma oluşturdu. Şam ve çevresindeki kutsal mekanların korunmasını, Şii nüfusu mobilize etmek için kullandı. Özellikle Zeynep Türbesi”nin korunması, İran propagandasında önemli bir yer tuttu. İranlı şirketler, Suriye”deki fosfat madenlerini işletme hakkını kazandı ve Tartus limanı gibi stratejik noktalarda kontrol sağlamıştı.İran”ın lider kadrosu, Suriye”yi “direniş ekseninin kalbi” olarak tanımladı. Eski Devrim Muhafızları Komutanı Kasım Süleymani, Suriye”nin İran için “Batı Asya”da savunma hattı” olduğunu vurgulamıştı. İran dini lideri Ali Hamaney ise Suriye”deki çatışmayı “İslam”ın varlık mücadelesi” olarak nitelendirdi.İran, “Kutsal mekanlarımız tehdit altında” söylemiyle müdahil olduğu Suriye”de, bu kez eski bir türbenin yakıldığına dair bir video yayımlayarak ülkede yeni bir iç savaş başlatma çabası içinde. Geçtiğimiz hafta İran dini lideri Ali Hamaney, “Suriyeli gençlerin kaybedecek bir şeyi yok. Bu durumun sorumlularına karşı güçlü bir iradeyle durmalılar” diyerek Nusayri gençleri açıkça ayaklanmaya teşvik etmişti. Benzer şekilde, İran destekli “din adamları” da tehditler savurarak kitleleri yeni yönetime karşı savaşmaya çağıran gösteriler düzenliyor.Bir diğer yandan İran hem Lübnan”da hem de Suriye”de kaybettiği nüfuzunu farklı senaryolar ve provokasyonlarla geri kazanmaya çalışıyor. Ağır yaptırımlar ve ekonomik krizle mücadele eden İran, Suriye”deki kayıplarını mezhepsel tahrik yoluyla telafi etme arayışında.

Source: Faik Tanrıkulu


Rusya”ya kaçan Esad”a suikast girişimi: Zehirle öldürmeye çalıştılar

Silahlı muhaliflerin 61 yıllık Baas rejimini devirmesinin ardından Vladimir Putin”in desteğiyle Rusya”ya kaçan Suriye”nin devrik lideri Beşar Esad ile ilgili iddia gündeme bomba gibi düştü. ŞİDDETLİ BİR ŞEKİLDE ÖKSÜRMEYE BAŞLADI İngiliz basınından The Sun”ın haberine göre Esad”a Moskova”da suikast girişiminde bulunuldu. Zehirle öldürülmeye çalışılan Esad”ın tıbbi yardım istediği ve hemen ardından “şiddetli bir şekilde öksürmeye ve boğulmaya” başladığı iddia ediliyor. “İNANMAK İÇİN HER TÜRLÜ NEDEN VAR” Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan askeri kaynak, “Bir suikast girişiminin yapıldığına inanmak için her türlü neden var” dedi. VÜCUDUNDA ZEHİR TESPİT EDİLDİ Esad”ın evinde tedavi altına alındığı ve durumunun pazartesi günü stabilize olduğu belirtilirken yapılan testlerde vücudunda zehir olduğu ifade edildi. Habere ilişkin İngiliz gazetesi tarafından herhangi bir resmi kaynak belirtilmezken Rusya”dan da olay iddiaya yanıt gelmedi.

Source: Erdem Aksoy


Yunanistan”dan tehlikeli adım! Doğu Akdeniz”de kirli imza

Yunanistan, İsrail ile “Doğu Akdeniz ve Avrupa Birliği”nde bölgesel enerji istikrarını teşvik etmek” iddiasıyla bir anlaşma imzalandığını açıkladı.Anlaşmanın, Yunanistan Enerji Bakanı Theodoros Skylakakis ile İsrailli mevkidaşı Eli Cohen tarafından Yunanistan”da imzalandığı belirtildi. Skylakakis, “İsrail”den Yunanistan üzerinden AB”ye “yeşil” bir elektrik koridorunun oluşturulması, Doğu Akdeniz bölgesi için stratejik öneme sahip bir proje olacak” dedi. Anlaşmanın yenilenebilir enerji kaynakları, enerji depolaması ve hidrojen projelerini kapsayacak şekilde düzenlendiği ifade edildi.F-35″lerin alternatifi olarak KAAN”ı seçtiler! Suudi Arabistan”dan ABD”ye ince mesaj”Suriye”de aktif bir aktör”Baykar F-35 üretimine dahil oldu! Yunanlıların “Piaggio Aerospace” şaşkınlığı

Source: Www.star.com.tr


Bilal Erdoğan”ın manifestosu sosyal medyada gündem oldu

1 Ocak”ta 400 sivil toplum kuruluşunun iştirakiyle Galata Köprüsü”nde gerçekleştirilen eylem büyük yankı uyandırdı. Yüz binlerce insanın katıldığı Filistin”e destek İsrail”i protesto mitinginde konuşan İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı ve TÜGVA Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Bilal Erdoğan”ın sözleri manifesto niteliğindeydi. Erdoğan”ın .üyük ilgi gören konuşmasının bölümleri, sosyal medyada paylaşıldı çok sayıda yorum aldı. AK Parti İzmir Milletvekili Alpay Özalan, sosyal medya hesabından Bilal Erdoğan”ın “Kimseden merhamet dilenecek değiliz. Kendi tarihimizden, imanımızdan aldığımız güçle biliyoruz ki; Allah’ın mazlumlara vaadi Suriye’de nasıl gerçekleştiyse Filistin’de de gerçekleşecektir.” sözlerini paylaştı. Bilal Erdoğan ne demişti? “Kendi tarihimizden, kültürümüzden, medeniyetimizden, en çok da imanımızdan aldığımız güçle biliyoruz ki Allah”ın mazlumlara olan vaadi Suriye”de nasıl gerçekleştiyse Filistin”de de gerçekleşecektir. Ayasofya nasıl zincirlerinden kurtulduysa Şam Emevi Camii nasıl eli kanlı bir diktatörün tasallutundan kurtulduysa, inşallah hürriyet ve adalet güneşi çok yakında Mescid-i Aksa”da Filistin”de de doğacaktır. Suriye”de Müslümanlar azmettiler, sabrettiler ve zaferi elde ettiler. Suriye”den sonra inşallah Gazze de kuşatmadan zaferle çıkacak. Bizler de o mübarek güne ulaşmak için dualarımızla böyle dayanışma gösterilerimizle boykotla gizli ya da açık gayretlerimizle Gazze”li mazlumların yanında olacağız. Dün Ayasofya”nın açılması hayaldi. Bugün kapıları ardına kadar açık elhamdülillah. Dün Emevi Camii”nde namaz kılmak hayal idi, bugün hem Şam hem Halep Emevi Camii”nin kapıları açık, minareleri, minberleri, özgür. Bugün Kudüs, hayal gibi gelebilir, öyle değil. İnşallah bu millet, bu ümmet tarihte yaptığı gibi bugün de Mescid-i Aksa”yı özgürleştirecektir. Her şey önce inanmakla başlar. Önce inanacağız, sonra çalışacağız, çok çalışacağız. Allah bize inşallah zaferi müyesser kılacaktır.”

Source: Internet Haber


DEM Parti bugün MHP lideri Bahçeli ile görüşecek

ABD”de bir korkunç saldırı daha! Çok sayıda yaralı var

Kanlı saldırıda bilanço ağırlaştı, Biden”dan ilk açıklama geldi

ABD”yi diken üstünde tutan saldırılarla ilgili olay iddia

Rusya”ya kaçan devrik lider Esad”a suikast girişimi

Ayrıntılar geliyor…

Erdem Aksoy

Haberler.com – Politika

İmralı Heyeti DEM Parti İmralı MHP

Sıcak Gelişme:

Eski İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun sosyal medya paylaşımları nedeniyle gözaltına alındı.

Rusya”ya kaçan devrik lider Esad”a suikast girişimi

Altın alıp satacaklar dikkat! Kuyumcularda yeni dönem bugün başladı

İşte memur ve emekliler için en güçlü zam senaryoları

Haberler.com”da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve haberler.com”un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

“AK Parti”den hiç kopmadım” diyen Davutoğlu”ndan yeni açıklama

Takipçisinin “Müslüman Noel kutlamaz” yorumuna olay yanıt

İşte Arda”nın yeni takımı

Dev bankalardan çok konuşulacak altın öngörüsü

İşte memur ve emekliler için en güçlü zam senaryoları

Çevirmeye yakalanan dansözden polisleri şaşırtan soru

Son Dakika Haberleri

Bugün kandil mi? Regaip Kandili ne zaman? Survivor 2025 yarışmacıları haftalık ne kadar alıyor? Survivor All Star-Gönüllüler yarışmacıları kim TÜİK Aralık ayı enflasyonu ne zaman açıklanacak? 2024 yıllık enflasyon oranı ne zaman açıklanacak? EMEKLİ MAAŞ HABERLERİ! En düşük emekli maaşı nasıl hesaplanır? Emekli maaş zammı 2025 ne kadar olacak? Regaip Kandili”nde ne oldu? Regaip Kandili”nin önemi nedir? Giray Altınok kimdir, kaç yaşında ve nereli? Giray Altınok evli mi, çocuğu var mı? A101 2 OCAK AKTÜEL KATALOĞU | 2 Ocak A101 aktüel ürünler neler? A101″e bu hafta hangi ürünler geliyor? Regaip Kandili namazı nasıl kılınır 12 rekat? Regaip Kandili namazı nasıl kılınır? (Diyanet) REGAİP KANDİLİ MESAJLARI 2025 | Hadisli, resimli, dualı kandil mesajları! 2025 Resmi Tatiller! 2025 sömestr ne zaman? 2025 tatil günleri hangi günlere denk geliyor? Resmi Gazete bugün (2 Ocak) atama kararları neler? Resmi Gazete atama kararları 2025!

Gelişmelerden Anında Haberdar Olun!
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.

Source: Erdem Aksoy


SON DAKİKA! Gözler o saate çevrildi! DEM Parti heyeti Bahçeli ile görüşecek

Son dakika haberleri: Teröristbaşı Abdullah Öcalan ile görüşen DEM Parti milletvekilleri Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan, daha önce açıkladıkları üzere Meclisteki siyasi partilerle görüşme turuna başlıyor. Heyet, İmralı ziyareti sonrasında ilk olarak DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan”ı gelişmeler konusunda bilgilendirdi. Ahmet Türk”ün de dahil olacağı heyet, bugün saat 13.30″da TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş”la, saat 15.00″te ise MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile görüşecek. Buldan, Önder ve Türk”ten oluşan heyet, Meclisteki siyasi parti ziyaretlerini tamamladıktan sonra STK”lar, sendikalar, emek ve meslek örgütleri dahil olmak üzere çeşitli toplumsal çevreleri de ziyaret edecek. İmralı”daki görüşmeler konusunda bilgilendirmenin yapılacağı, görüş ve önerilerin alınacağı ziyaretleri tamamladıktan sonra heyetin kamuoyuna geniş bir açıklama yapacağı öğrenildi. NE OLMUŞTU? MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 1 Ekim”de yasama yılı açılışında DEM Parti Başkanları”yla el sıkışmış ve sonraki günlerde teröristbaşı Öcalan”ın terör örgütü PKK”ya silah bırakması çağrısı yapmasını istemişti. Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada “Teröristbaşının tecridi kaldırılırsa, gelsin TBMM DEM Parti Grup Toplantısı”nda konuşsun, terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini haykırsın.” ifadelerini kullanmıştı. Bahçeli”nin çağrısının ardından DEM Milletvekili Ömer Öcalan adaya giderek amcasıyla görüşmüştü. Bahçeli, daha sonra DEM Partili yetkililer ile Öcalan arasında temas kurulmasını istemişti. “TÜRK-KÜRT KARDEŞLİĞİNİ GÜÇLENDİRMEK TARİHİ BİR SORUMLULUKTUR” İmralı”da gerçekleşen görüşmenin ardından DEM Parti heyetinden yapılan ilk açıklamada, “Türk-Kürt kardeşliğini güçlendirmek tarihi bir sorumluluktur.” denildi. Açıklamada teröristbaşı Öcalan”ın “Sürecin başarısı için en önemli zemin TBMM. Gereken pozitif adımı atmaya ve çağrıyı yapmaya hazırım.” dediği aktarıldı. MHP lideri Bahçeli”den DEM Parti-İmralı görüşmesi sonrası ilk mesaj: Çözüm veya açılım süreci yoktur Son dakika: DEM Parti”den İmralı görüşmesi sonrası ilk açıklama! “Türk-Kürt kardeşliği” vurgusu

Source:


Suriye”nin devrik lideri Beşar Esad”a suikast girişimi

Moskova”dan gelen haberlere göre, Suriye”nin devrik lideri Beşar Esad”a yönelik bir zehirleme girişiminde bulunulduğu öne sürüldü.Rusya”da bir istihbarat kaynağından geldiği iddia edilen bilgilere göre, geçen yıl Aralık ayından bu yana Moskova”da Putin”in himayesinde yaşayan Esad, Pazar günü ciddi sağlık sorunları yaşadı. Edinilen bilgilere göre Esad, ani başlayan şiddetli öksürük nöbetleri ve nefes darlığı şikayetiyle tedavi altına alındı.Olaya ilişkin açıklama yapan kaynak, “Bu belirtiler, açıkça bir suikast girişiminin göstergesi” değerlendirmesinde bulundu. Yapılan ilk sağlık müdahalesinin Esad”ın kaldığı dairede gerçekleştirildiği ve durumunun Pazartesi günü kontrol altına alındığı belirtildi. Yapılan tıbbi testlerde Esad”ın vücudunda zehir tespit edildiği iddia edildi, ancak bu bilgi Rus makamları tarafından henüz doğrulanmadı.Bu gelişmeler yaşanırken, Esad ailesinin diğer üyelerinin de sıkıntılı günler geçirdiği bildiriliyor. Özellikle Esad”ın eşi Esma el-Esad”ın durumu dikkat çekiyor. Londra doğumlu olan ve İngiliz vatandaşlığına sahip Esma”nın, pasaportunun süresinin dolması nedeniyle İngiltere”ye dönüş yapamadığı öğrenildi.Suriye”deki güç dengelerinin hızla değişmesi ve ülke genelinde yayılan isyan dalgası sonucunda iktidarı kaybeden Esad ailesi, yirmi yıllık yönetimlerinin ardından Rusya”ya sığınmak zorunda kalmıştı. Aileye Moskova”da koruma sağlayan Vladimir Putin”in, Esad”ın yakın dostu olduğu biliniyor.Son dönemde basına yansıyan haberlere göre, 49 yaşındaki Esma el-Esad”ın İngiltere”ye dönme planları yaptığı ve hatta eşinden boşanmayı düşündüğü iddia ediliyor. Bu gelişmeler, Suriye”nin eski first lady”sinin Moskova”daki yaşamından memnun olmadığına işaret ediyor.

Source: Abdullah Teymur


Türkiye ve Suriye deniz yetki anlaşması: Bölgesel güç dengesinde yeni bir dönem mi başlıyor?

Uluslararası Kriz Araştırmaları Merkezi Başkanı Doç. Dr. İsmail Şahin, Türkiye ve Suriye arasında imzalanacak olası bir deniz yetki anlaşmasının Doğu Akdeniz”deki dengeleri nasıl etkileyeceğini AA Analiz için kaleme aldı.

Türkiye ile Libya arasındaki Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası”nın imzalandığı 27 Kasım 2019″dan itibaren Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin (GKRY) en büyük endişesi, Türk hükümetinin buna benzer bir anlaşmayı Mısır ve ardından Suriye ile imzalamasıydı. Türkiye-Libya anlaşması, Doğu Akdeniz’de tüm gelişmelerin Yunanistan ve GKRY’nin lehine gittiği ve hiçbir tarafın Türkiye lehine bir değişimi tahmin etmediği bir zamanda doğdu.

GKRY, daha öncesinde Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) tüm itirazlarına rağmen Mısır, Lübnan ve İsrail’le deniz yetki alanları konusunda anlaşmalar yapıp ardından da diplomatik halkaya Yunanistan’ı ekleyerek işbirliği süreçlerini başlatmıştı. GKRY yaptığı anlaşmalarla bir taraftan Kıbrıs Türk toplumunun doğal kaynaklar üzerindeki eşit haklarını görmezden gelirken diğer taraftan da Türkiye’nin kıta sahanlığını ihlal ediyordu.

Yunanistan ve GKRY’nin haksız talepleri

Türkiye, Doğu Akdeniz’de tek taraflı bir düzen kurmaya çalışan GKRY’nin Kıbrıs meselesi çözülmeden tüm adayı temsilen anlaşmalar yapmasını gayrimeşru kabul etti ve yalnızca Rum tarafının çıkarlarını gözeten bu tür anlaşmaların uluslararası hukuk açısından geçersiz olduğunu savundu. Bununla birlikte Ankara, bölgedeki deniz yetki alanlarıyla enerji kaynaklarının paylaşımının tek taraflı girişimler yerine tüm tarafların katılımıyla ve hakkaniyet çerçevesinde mümkün olabileceğini belirterek bölgesel bir konferans düzenlenmesini teklif etti. Ancak Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu teklifi Doğu Akdeniz’de kendi çıkarlarını koruma önceliği güden GKRY ve Yunanistan tarafından riskli bulunarak dikkate alınmadı. Aynı şekilde, Kıbrıs Türk tarafının doğal gazın yönetimi ve paylaşımına yönelik Birleşmiş Milletler (BM) gözetiminde ortak bir komisyon oluşturulması önerisi de cevapsız bırakıldı.

Yunanistan ve GKRY, Türkiye ve KKTC tarafından önerilen hakkaniyete dayalı çözüm ve işbirliği modellerini kabul etmedi. GKRY ve Yunanistan; Avrupa Birliği (AB), İsrail, Fransa ve Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) desteğiyle Türkiye’ye karşı diplomatik ve stratejik koalisyonlar kurarak hem Türkiye’nin bölgesel aktörlerle ilişkilerini sınırlandırmaya hem de Türkiye’yi Doğu Akdeniz’de yalnızlaştırmaya dönük adımlar atmaya başladı. Ancak bu strateji, Türkiye ve Libya arasında imzalanan deniz yetki anlaşmasıyla çöktü. Türkiye, Libya ile yaptığı anlaşmayla Doğu Akdeniz’deki deniz yetki alanlarını güvence altına almanın yanı sıra Libya ile Türkiye arasında bir deniz sınırı belirleyerek Yunanistan’ın deniz yetki alanları üzerinden Kıbrıs’a ve Mısır’a yönelik yayılmacı taleplerini de geçersiz kıldı.

Deniz yetki anlaşması: Türkiye ve Suriye”ye stratejik faydaları

Son yıllarda Türkiye-Mısır ilişkilerinin normalleşmesi ve kısa zaman önce Suriye’de 61 yıllık Baas rejiminin çökmesiyle Türkiye’nin lehine gelişmelerin yaşanması, Atina”da ve Güney Kıbrıs’ta ciddi rahatsızlığa yol açtı. Zira, Ankara’nın Şam ve Kahire ile işbirliğini genişletip güçlendirmesi Yunanistan ve GKRY”yi Doğu Akdeniz’deki stratejik konumlarının daha da zayıflatacağı yönünde endişelere sürüklüyor.

Bu bağlamda, Türkiye Cumhuriyeti Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu”nun Türkiye ile Suriye arasında deniz yetki anlaşmasının imzalanacağını açıklaması, bölgesel güç dengesi ve deniz yetki alanlarının sınırlandırılması bakımından önemli bir gelişme olarak değerlendirilebilir.

Doğu Akdeniz’deki kıyı uzunluğu nedeniyle uluslararası hukuka göre avantajlı bir konumda olan Türkiye ile yapılacak bir anlaşma, Suriye’ye daha geniş bir deniz yetki alanı imkanı sunacaktır. Bu sayede her iki ülke, GKRY’nin maksimalist taleplerini dengeleyerek daha fazla deniz alanı kazanacaktır. Ayrıca bu anlaşma her iki ülkenin GKRY’nin maksimalist taleplerini dengeleyip daha geniş deniz alanları kazanmasını sağlayacaktır.

Diğer taraftan Türkiye ile bir anlaşma, Suriye’nin denizcilik ve enerji çıkarlarıyla da uyumlu olacaktır çünkü Türkiye, Doğu Akdeniz’deki enerji rezervlerini araştırma ve işletme konusunda güçlü bir teknolojiye, altyapı ve birikime sahiptir. Enerji şirketleri ve araştırma gemileri aracılığıyla, Suriye’nin deniz yetki alanlarındaki kaynak arama faaliyetlerini hızlandırabilir ve bu alanlarda enerji rezervlerini keşfedip kullanmasını kolaylaştırabilir.

Böyle bir anlaşma, Suriye’nin deniz ticaret yollarına erişimini artırarak Akdeniz’deki denizcilik faaliyetlerini genişletir. Türkiye’nin gelişmiş liman ve lojistik altyapısı, özellikle İskenderun ve Mersin limanları Suriye’nin ekonomik çıkarlarını destekleyecek şekilde etkin bir biçimde kullanılabilir. Bu sayede, Suriye’nin ticaret ağının yeniden inşasına önemli katkılar sağlanabilir. Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki güçlü bölgesel rolü, Suriye’nin bölgedeki diğer aktörlerle ilişkilerini güçlendirmesine de yardımcı olabilir.

Bu anlaşma Türkiye ve KKTC için de pek çok fayda sağlayacaktır. Öncelikle, Suriye ile yapılacak bir deniz yetki sınırlandırma anlaşması, GKRY ve Yunanistan’ın maksimalist haritalarını geçersiz kılarak Türkiye ve KKTC’nin uluslararası deniz hukukuna dayalı haklarını daha güçlü bir şekilde savunmalarını mümkün kılacaktır. Bu da Ankara’nın Doğu Akdeniz’deki siyasi, hukuki ve diplomatik üstünlüğünü pekiştirecek ve Türkiye’nin bölgesel denizcilik ve enerji projelerinde daha fazla etki sahibi olma kapasitesini artıracaktır.

Kıbrıs Türkleri açısından bakıldığında, bu tarz bir gelişme iki devletli çözüm modeline verilen dolaylı desteği artıracak ve bölgedeki siyasi denklemlerde KKTC’nin statüsünü destekleyen bir anlayışın oluşmasına katkı sağlayacaktır. Bu durum, Kıbrıs Türklerinin haklarını ve egemenliğini güçlendirerek Kıbrıs sorununda daha güçlü bir duruş sergilemelerine olanak tanıyacaktır.

[Prof. Dr. İsmail Şahin Uluslararası Kriz Araştırmaları Merkezi Başkanı ve Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Öğretim Üyesidir.]

* Makalelerdeki fikirler yazarına aittir ve Anadolu Ajansının editoryal politikasını yansıtmayabilir.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


DSÖ”den Suriye”de acilen sağlık hizmetine ihtiyaç duyan 15 milyondan fazla kişi için küresel yardım çağrısı

Harris, Suriye”de Beşşar Esed rejiminin devrilmesinin ardından sağlık alanında yaşananlara ilişkin AA muhabirine konuştu.

Suriye”de iç savaşın başlamasıyla bu ülkedeki halkı desteklediklerini söyleyen Harris, halihazırda kırılgan ve karmaşık bir geçiş süreci yaşandığını ancak DSÖ”nün yerel ve ulusal düzeyde insani yardım sunmayı sürdürdüğünü aktardı.

Harris, “Suriye”de asıl amacımız dayanıklılığı artırarak geleceği yeniden inşa ederken, aynı zamanda acil sağlık hizmetlerini de sağlamaktır. Ancak yapılması gereken çok iş var. Şu anda Suriye”de acilen sağlık hizmetine ihtiyaç duyan 15 milyondan fazla insan var ve bunlar arasında ülke içinde yerinden edilmiş milyonlarca Suriyeli de var. Sağlık tesislerinin çoğu hasar gördü, kapasitesinin üstünde hasta kabul etti veya basitçe yetersiz finanse edildi. İyi hizmetler sunmaları için yeterli kaynak sunulmadı. Bu yüzden travma bakımı gibi temel hizmetleri sürdürmeye ciddiyetle odaklanıyoruz.” ifadelerini kullandı.

İşlevsel hastanelerin travma müdahale kapasitesini, yardıma muhtaç yaralı sayısının çokluğu nedeniyle genişlettiklerini vurgulayan Harris, ülkeye ekstra cerrahi kitler getirdiklerini bildirdi.

“Sağlık ekiplerini, ulaşılması zor yerlere gönderiyoruz”

Harris, “Getirdiğimiz özel travma acil cerrahi kitlerinden her biri en az 300 ameliyat yapmanızı mümkün kılıyor. Yerinden edilenlerin sayısının çok olduğu yerlerde sağlık hizmetlerine erişimi sağlamaya çalışıyoruz. Sağlık ekiplerini, ulaşılması zor yerlere gönderiyoruz. Şu anda yardımları artırmak için kritik bir süreç. Finans açığı çok büyük, bu yüzden finansmana ihtiyacımız var. Kesinlikle çok sayıda ekipman ve malzeme satın almamız gerekecek. Ayrıca iyi niyete de ihtiyacımız var. Suriye”deki insanları desteklemeye çalışıyoruz. Onlar kırılgan ve karmaşık bir süreçten geçiyor. Şu an dünyanın onlara destek olması gerektiği bir dönemden geçiyoruz ve bu desteği sağlamalıyız.” diye konuştu.

Suriye”deki sağlık sisteminin çok uzun bir süredir bozulmuş durumda olduğuna dikkati çeken Harris, birçok sağlık tesisinin vasatın altında çalıştığının altını çizdi.

“Asıl sağlık hizmeti binalar değil, insanlardır”

Harris, Suriye”de hızlı çözümlerin olmadığına işaret ederek, birçok Suriyelinin uzmanlıklarla ülkesine geri döneceğini bildirdi.

Sağlık sisteminin eski haline dönmesinin gösterilen iyi niyet ve kararlılığa bağlı olduğunu vurgulayan Harris, “Örneğin Gazze”de savaşın ortasında bile yıkılmış hastanelerin çok hızlı bir şekilde yeniden toparlandığını gördüm. Yani bir sağlık sisteminin ne kadar hızlı toparlanacağı, o sağlık hizmetini sağlayan insanlar ve onların bunu sağlama isteğine bağlı. Asıl sağlık hizmeti binalar değil, insanlardır.” dedi.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


Almanya”da Noel pazarı saldırganı hakkında ihbarlar bir yıl öncesinden başlamış

Almanya”nın Magdeburg kentindeki Noel pazarında 5 kişinin öldüğü saldırının sorumlusu Taleb al-Abdulmohsen hakkında, olaydan bir yıl önce Saksonya-Anhalt eyaleti polisine ihbarda bulunan James Gavitt, saldırganın risk teşkil eden tehditkar söylemlerine rağmen harekete geçmeyen Alman makamları hakkında soruşturma yürütülmesi gerektiğini ifade etti.

Almanya”da Noel pazarı saldırganı tutuklandıNoel pazarına araçla saldırının şüphelisi, İslam karşıtı ve siyonizm destekçisiAlmanya”da Noel pazarı saldırısının ardından yabancılara yönelik saldırılarda artış yaşandı

Almanya”nın Magdeburg kentindeki Noel pazarında 20 Aralık”ta meydana gelen saldırıda aralarında 9 yaşında bir çocuğun da bulunduğu 5 kişi hayatını kaybetti, 200″den fazla kişi de yaralandı.

Yaklaşık 20 yıldır Almanya”da yaşadığı tespit edilen 50 yaşındaki Suudi Arabistanlı Taleb al-Abdulmohsen aracını kasıtlı olarak kalabalığın üzerine sürdü.

Olay yerinde gözaltına alınan ve tutuklanan Abdulmohsen”in sosyal medyada tehditkar paylaşımları ile hakkında birden çok kez yapılan ihbarların emniyet güçleri tarafından dikkate alınmaması tepki çekti.

Abdulmohsen”i tehditkar sosyal medya paylaşımları sebebiyle saldırının gerçekleştiği kentin bağlı olduğu Saksonya-Anhalt eyaletinin emniyet güçlerine daha önce ihbar edenlerden biri olan ABD vatandaşı James Gavitt, AA muhabirine açıklamalarda bulundu.

“Onda doğru olmayan bir şeyler vardı”

Abdulmohsen”i Suudi Arabistan”dan kaçmak isteyen kadınlara yardım etmesi sayesinde sosyal medya üzerinden tanıdığını ifade eden Gavitt, saldırganla birçok kez X üzerinden yazıştığını anlattı.

Gavitt bir süre sonra Abdulmohsen”in paylaşımları sebebiyle ona şüpheyle yaklaşmaya başladığını belirterek, “İşin içine daha fazla girdikçe, onu X mesajlarımda giderek daha fazla buldum ve bana şu ya da bu konuda tavsiyelerde bulundu. Biraz şüpheyle de olsa onunla iletişim kuruyordum.” ifadesini kullandı.

Bir konu hakkında fikir ayrılığı yaşadıktan sonra Abdulmohsen”e “kendisine mesaj atmamasını söylediğini” aktaran Gavitt, bunun üzerine saldırgan tarafından engellendiğini kaydetti.

Gavitt, “Birçok Suudi kadın ona güvenmesine rağmen genel olarak onda “ters” bir şeyler olduğunu biliyordum. “Kontrol manyağı” bir yapısı vardı ve Suudi rejimine muhalif çevrim içi aktivizm söz konusu olduğunda her zaman koordinasyonu sağlamaya ve kararları o vermeye çalışıyordu.” görüşünü paylaştı.

Abdulmohsen”in “muhbir” olabileceğine ilişkin şüphelerini de paylaşan Gavitt, “Muhalefeti ve ülkeden kaçan Suudi kadınları yönlendirmek ve kontrol etmek için bir şekilde Suudi rejimiyle birlikte çalışıyor olabileceği fikrini bile düşündüm. Kesin olarak bildiğim tek şey onda doğru olmayan bir şeyler olduğuydu. Kadınlara onun yanında dikkatli olmalarını tavsiye ettim.” dedi.

Saldırının gerçekleştiği eyalet polisine ihbarda bulundu

Gavitt, 30 Kasım 2023″te isimsiz bir Suudi vatandaşının kendisiyle irtibata geçerek Abdulmohsen”in sosyal medyada paylaştığı bazı tehditkar ve şiddet içerikli paylaşımlar hakkında kendisiyle irtibata geçtiğini kaydederek, bunun üzerine Almanya”da yaşayan aktivist arkadaşı Rana Ahmad”a ulaştığını belirtti.

Ahmad”ın, Abdulmohsen hakkında Köln polisine ihbarda bulunduğunu ifade eden Gavitt, “Rana”dan tehdit içeren paylaşımları Alman polisine göstermesini istedim ve 2 Aralık 2023″te Almanya”nın Köln kentindeki yerel polisi aradı. Rana”nın evine gelen polis, Suudi bir vatandaş tarafından çevrilerek bana gönderilen tweetlerin fotoğraflarını çekti.” şeklinde konuştu.

Kendisinin de 3 Aralık 2023″te, saldırının yaşandığı kentin bağlı olduğu eyaletin emniyet güçlerine internet üzerinden ulaştığını söyleyen Gavitt, tüm bunlara rağmen polislerden herhangi bir dönüş alamadıklarını aktardı.

Gavitt”in Saksonya-Anhalt eyaletinin emniyet güçlerine yaptığı ihbarda Abdulmohsen”in yaşadığı yer hakkında bilgi verdiği ve tehditkar paylaşımları hakkında uyardığı görülüyor.

Şikayet dilekçesinde saldırganın “Almanya”nın Suudi muhalefetine karşı yaptıklarından dolayı rastgele 20 Almanı öldürsem beni suçlar mısınız?” ve “Almanya”da büyük bir şey olacak. Benim tavsiyem: Almanya”dan sığınma talep etmeyin.” ifadelerinin yer aldığı paylaşımlarına yer veren Gavitt, saldırganın Suudi Arabistanlı kadınların kaçmasına yardım etme “motivasyonu” hakkında endişelerini de paylaştı.

“Almanya”nın başarısızlığına ilişkin kapsamlı bir soruşturma yürütülmeli”

Gavitt tüm bu ihbarlara rağmen Alman makamlarının harekete geçmemesini eleştirerek, “Avrupa kendi içindeki tehditlerle başa çıkma konusunda çok korkak davranıyor.” değerlendirmesinde bulundu.

1951 Mülteci Sözleşmesinin, “ülkenin güvenliği için bir tehlike olarak görülmesi için makul gerekçeler bulunan herkesin sınır dışı edilmesine” izin verdiğini anımsatan Gavitt, “Taleb bu standardı karşıladı ve artık tüm dünya bunu biliyor ama harekete geçmek için çok geç. Almanya”nın bu saldırıyı önlemedeki başarısızlığına ilişkin kapsamlı bir soruşturma yürütülmeli.” diye konuştu.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


Sığınmacı Esed”e suikast iddiası! Tespit edildi

Suriye”de 61 yıllık Baas Rejimi”nin devrilmesiyle Rusya”ya kaçan devrik lider Beşar Esed”in suikast girişimiyle karşı karşıya kaldığı iddia edildi. Rus Telegram hesabı General SVR”nın iddiasına göre, Pazar günü rahatsızlanan Esed şiddetli öksürük ve boğulma krizi sonrası tıbbı yardım istedi. Yapılan testlerde Esed”in vücudunda zehir olduğunun tespit edildiği öne sürüldü.Esed”in evinde tedavi altına alındığı ve durumunun stabil olduğu belirtildi.Rusya tarafından iddialara yönelik resmi bir açıklama yapılmadı.SVR”ye konuşan bir kaynak, “Bir suikast girişiminin yapıldığına inanmak için her türlü neden var” ifadelerini kullandı.SURİYE”DE 61 YILLIK BAAS REJİMİ ÇÖKTÜSuriye”de 1963″de iktidara gelen Baas Partisinin 61 yıllık kanlı iktidarı, 2011″de özgürlük talebiyle başlayan halk hareketlerinin şiddetle bastırılmak istenmesiyle patlak veren iç savaşta, başkent Şam”ın rejimin kontrolünden çıkmasıyla çöktü.Star GazetesiSuriye lideri Şara PKK”ya kapıyı kapattı: Bu kırmızı çizgimizEsed”in yasakladığı Kasyun”da kanlı tesisSuriyelilerin ülkelerine dönüşleri sürüyor

Source: Www.star.com.tr


Moskova”daki terör saldırısının failleriyle bağlantısı olduğu belirlenen 5 DEAŞ”lıya İstanbul”da dava açıldı

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçlar Soruşturma Bürosunca hazırlanan iddianamede, sanıklar Hofizjon Usmonov, Muteullo Asoev, Rahmatullo Salikov, Muhammadrahim Faizov ve Hamza Muhammed”in, Moskova”da düzenlenen terör saldırısının faillerinden Shamsidin Fariduni ve Saidakrami Rajabalizoda ile irtibatlı oldukları ifade edildi.

İddianamede, sanıklardan Tacikistan uyruklu Faizov”un, eşi ve çocuğuyla, Moskova”daki terör saldırısının faillerinden Rajabalizoda ile 5 Ocak 2024″te İstanbul Havalimanı”ndan Türkiye”ye giriş yaptığı tespitine yer verildi.

Sanıklar Faizov ve Usmonov”un, Esenyurt”ta örgüte ait “makar” denilen ve “güvenli ev” olarak tabir edilen bir adreste, diğer saldırgan Fariduni ile bir süre kaldığı belirtilen iddianamede, Faizov”un 28 Mart”ta ailesiyle İran üzerinden Afganistan”a gitmek için Esenler otogarından Ağrı”ya giden yolcu otobüsüne bilet aldığı kaydedildi.

İddianamede, Esenler otogarından çıkış yapan otobüslerin yol güzergahlarına yönelik çevrede yapılan kontrollerde, Faizov ile ailesinin otobüsten inerek otoban kenarında beklediğinin görüldüğü ve emniyet güçlerince yakalandıkları aktarıldı.

Telefon irtibatları

İddianamede, terör saldırısının faillerinden Fariduni”nin kullandığı numaranın sanık Usmonov ile irtibatta olduğunun belirlenmesi üzerine emniyet güçlerince 24 Mart”ta operasyon düzenlendiği, İran”a gitmeyi planlayan Usmonov, Salikov ve Asoev”in Esenler otogarında yakalandıkları anlatıldı.

Sanıkların Türkiye”de kaldıkları sürede birlikte hareket ettiklerine dikkati çekilen iddianamede, saldırgan Fariduni”nin İstanbul”da bulunduğu sürede sanık Usmonov ile Avcılar”daki bir evde de kaldığı, bu evin de örgüte ait sözde “güvenli ev” olarak kullanıldığı belirtildi.

Sanıkların telefonlarından Moskova saldırısıyla ilgili aramalar yaptıkları, telefonlarında örgütsel fotoğraflar bulunduğu tespitine yer verilen iddianamede, sanık Asoev”in dijital materyallerinde karşılıklı yazışmaların geçtiği ekran görüntülerinin bulunduğu kaydedildi.

Sanık Asoev”in telefonunda bulunan yazışmalara ilişkin iddianamede şu ifadelere yer verildi:

“-Merhaba senin için bir görev var.

-Merhaba nasıl bir görev?

-Vegas Alışveriş Merkezinde bomba yerleştireceksiniz. Bütün mühimmatı biz tedarik edeceğiz. Görevin ödülü 800.000 ruble.

-Görev bittikten sonra mı?

-100.000 önden, 700.000 işi tamamladıktan sonra.

-Hayır korkuyorum, beni yakalayıp öldürürler.

-Hayır bombaları yerleştirdikten sonra sizi bizim adamımız alacak. Beyaz Rusya sınırına götürecek. Orada size yeni kimlikler ve ev vereceğiz, size planı atacağız.”

İddianamede, sanıklar Hofizjon Usmonov, Muteullo Asoev, Rahmatullo Salikov, Muhammadrahim Faizov ve Hamza Muhammed”in, “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi.

İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi iddianameyi kabul etti.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


PKK”dan aldığı talimatı itiraf eden sanığın cezası belli oldu

Adana 2. Ağır Ceza Mahkemesince görülen duruşmaya firari sanık İ.K”nin avukatı katıldı. Cumhuriyet savcısı esas hakkında mütalaasında, sanığın terör örgütü PKK içinde yer alan “Ateşin Çocukları İnisiyatifi” grubunda faaliyet gösterdiğini, örgüt propagandası yaptığını, suç işlemeye tahrik edecek içeriklerde yazılar paylaştığını ifade etti. Üzerine atılı suçları kabul ederek etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istediğini beyan eden İ.K”nin, yargılama sırasında tutuklu kaldığı süre gözetilerek yurt dışı çıkış yasağı, adli kontrol tedbiri uygulanmak suretiyle tahliyesine karar verildiğini hatırlatan savcı, dosyaya giren Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü yazısından sanığın kaçak yollardan Yunanistan”a giderek burada yine terör örgütü PKK adına faaliyetlerde bulunduğunun tespit edildiğini belirtti. Sanığın etkin pişmanlık göstermediğini ve örgüt ile bağını koparmadığını ifade eden savcı, İ.K”nin “silahlı terör örgütüne üye olma”, “suç işlemeye alenen tahrik etme” ve “terör örgütü propagandası yapma” suçlarından cezalandırılması ve hakkında tutuklamaya yönelik yakalama emri çıkarılması yönünde görüş sundu. Sanık avukatı ise suçlamaları kabul etmediklerini ve müvekkilinin terör örgütü PKK üyesi olmadığını öne sürerek beraatine karar verilmesini talep etti. Mahkeme heyeti, “silahlı terör örgütüne üye olma” suçundan 9 yıl, “terör örgütü propagandası yapma” suçundan 6 yıl, “suç işlemeye alenen tahrik etme” suçundan ise 1 yıl 6 ay olmak üzere toplam 16 yıl 6 ay hapse çarptırdığı sanık hakkında tutuklanmak üzere yakalama emri çıkarılmasına karar verdi. Dava: Adana”da terör örgütü PKK”dan kendisine para karşılığında Türkiye”de orman yangını çıkarma talimatı verildiğini itiraf eden İ.K. 8 Kasım 2021″de tutuklanmıştı. Sanık hakkında “silahlı terör örgütüne üye olma”, “suç işlemeye alenen tahrik etme” ve “terör örgütü propagandası yapma” suçlarından 25 yıla kadar hapis cezası istemiyle hazırlanan iddianame Adana 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilmişti. İ.K. iddianamedeki ifadesinde, örgütten para karşılığında Türkiye”de orman yangını çıkarma talimatı aldığını ve yangınları nasıl çıkarması gerektiğiyle ilgili kendisine detaylı bilgiler verildiğini anlatmıştı. Sanık, yargılama aşamasında etkin pişmanlık hükümleri kapsamında beyanlarda bulunduktan sonra yurt dışına çıkış yasağı adli kontrol tedbiriyle 23 Aralık 2022″de tahliye edilmişti.

Source: Internet Haber


İran ve Suudi Arabistan arasında gerilim

İran’ın resmi haber ajansı IRNA’ya göre Dışişleri Bakanlığı, Suudi Arabistan’da 6 İranlı mahkumun idam edilmesinin ardından Suudi Arabistan ın Tahran Büyükelçisi Anazi’yi Bakanlığa çağırdı. Büyükelçi Anazi ye İran’ın güçlü itirazını içeren protesto notası iletildi. İdam edilen İranlıların birkaç yıl önce uyuşturucu kaçakçılığı suçlamasıyla Suudi Arabistan yargısınca idam cezasına çarptırıldığı ve bu süreç içinde İran Dışişleri Bakanlığının bu kişilere konsolosluk hizmeti sağlanması ve verilen cezaların indirilmesi konusunda sürekli çaba sarf ettiği aktarıldı. Dışişleri Bakanlığının açıklamasında, “Buna rağmen, ölüm cezalarının Büyükelçiliğe önceden bildirilmeden uygulanması hiçbir şekilde kabul edilemez ve bu adım konsolosluk ilişkileri sözleşmesi dahil olmak üzere uluslararası hukuka aykırıdır.” ifadelerine yer verildi. Suudi Arabistan’ın Tahran Büyükelçisi nin Dışişleri Bakanlığına çağrıldığı kaydedilen açıklamada “İran’ın güçlü protestosu kendisine iletilerek (bu durumun) iki ülke arasındaki adli işbirliğinin genel süreciyle çelişkili olduğu kendisine hatırlatıldı.” ifadeleri kullanıldı. Diğer yandan Dışişleri Bakanlığı Hukuk ve Konsolosluk Kurulunun da konunun takibini yapmak üzere Riyad a gideceği ifade edildi. İran da da uyuşturucu kaçakçılığı suçu işleyen vatandaşlar, genellikle idama mahkum edilerek cezaları infaz ediliyor. İran ile Suudi Arabistan ilişkileri Suudi Arabistan da Ocak 2016 da aralarında Şii din adamı Nimr en-Nimr in de bulunduğu 47 kişinin terör suçlamasıyla idam edilmesi sonrasında yaşanan gerginlik sürecinde Suudi Arabistan ile İran arasındaki diplomatik ilişkiler kesilmişti. Irak ve Umman ın ev sahipliğinde 2021 de müzakerelere başlayan Riyad ve Tahran, 10 Mart 2023 te Pekin de Çinli yetkililerin aracılığıyla 7 yıl aradan sonra diplomatik ilişkilerin iki ay içinde yeniden başlatılması konusunda anlaşmaya varmıştı.

Source: Habertürk


Gazzeli Batran ailesi, soğuktan ölen ikiz bebeklerinin acısını yaşıyor

Gazze Şeridi”nin orta kesiminde yer alan Deyr el-Belah kentinde bir çadırda kalan Batran ailesinin bir aylık bebeği Cuma, pazar günü donarak ölmesinin ardından ikiz kardeşi Ali de soğuktan fenalaşarak kaldırıldığı Aksa Şehitleri Hastanesinde bir gün sonra yaşam mücadelesini kaybetti.

İsrail”in saldırılarının neden olduğu korku ve dehşet, Batran kardeşlerin, annelerinin hamileliğinin sekizinci ayında erken doğumuna yol açtı. Söz konusu ikizler, soykırımın neden olduğu koşullar, hastanelerin ve yeni doğan bakım tesislerinin tahrip edilmesi, yeterli bakım ve destek sağlanamaması nedeniyle normalde olmaları gereken kuvözde de kalamamıştı.

Gazze”de son bir haftada dondurucu soğuktan ölen bebeklerin sayısı 5″e yükseldi

Batran bebeklerin annesi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yaşadıkları acı ve sıkıntıyı gözyaşlarıyla anlattı. Filistinli anne, “Pazar sabahı uyandığımda ikizlerden Cuma”nın vücudunun soğuktan dolayı sertleştiğini ve morardığını gördüm. Komşudan aldığım battaniyeye sarmama rağmen çocuğun bedeni buz gibiydi” ifadelerini kullandı.

Baba Muhammed ise Cuma”yı kurtarmak için 29 Aralık sabah saatlerinde koşarak onu hastaneye götürdüğünü ancak kurtarılamadığını dile getirdi.

Filistinli baba, Cuma”nın ikizi Ali”nin de aşırı soğuk, yeterli kıyafet, battaniye ve ısınma imkanı olmadığı için kuvöze yatırıldığını ancak onun da bir gün sonra yaşamını yitirdiğini aktardı.

Ağır şartlar altında yaşam mücadelesi

İkiz bebeklerini kaybettikten sonra 5 kişilik ailesinin maişetini kazanmaya çalışan Filistinli baba, yoksulluk ve iş imkanı olmadığı için çok ağır şartlarda hayatta kalmaya çalıştıklarını anlattı.

Muhammed Batran ayrıca yiyeceğin kısıtlı olması nedeniyle de çocuklarının yetersiz beslendiğini ifade etti.

Çocuklarından birinin, her gün yakmak için naylon, karton, plastik toplamaya çıktığını; bazen de eski ayakkabıları su ya da süt ısıtmak için kullandıklarını kaydeden baba Muhammed, plastikten çıkan kimyasalların ısıttıkları su ve süte karıştığını ve çocuklarına zarar verdiğinin farkında olduğunu fakat çaresiz kaldıklarını dile getirdi.

Muhammed ayrıca çadırın zeminine serdiği hasır yaygının altında kemirgenlerin yuva yaptığını; onların çocuklarına zarar verebileceği için endişelendiğini de sözlerine ekledi.

İsrail ordusunun Gazze Şeridi”nde bir yılı aşkın süredir düzenlediği saldırılarda evleri yıkılan, canlarını kurtarmak için yerleşim alanlarını defalarca terk etmek zorunda kalan Filistinlilerin büyük bir kısmı çadırlarda yaşamak zorunda kalıyor.

Gazze”de zorla yerinden edilen Filistinliler, su ve yiyecek gibi temel yaşam gereksinimlerine çok kısıtlı şekilde ulaşmasının yanı sıra sağanak ve soğuk havalarda kaldıkları çadırlar su altında kalırken ısınmak için gerekli kıyafet ve battaniye gibi eşyalara da çok kısıtlı şekilde ulaşıyor.

2024″te 4 bin bebek yeni doğan bakımından mahrum bırakıldı

İsrail”in 7 Ekim 2023″ten bu yana saldırılarını sürdürdüğü ve nüfusunun neredeyse tamamını yerinden ettiği Gazze Şeridi”nde son dönemde dondurucu soğuk nedeniyle 6″sı bebek, 7 kişi hayatını kaybetti.

UNICEF Orta Doğu ve Kuzey Afrika Bölge Direktörü Adele Khodr, 5 Kasım 2024″te, geçen yıl en az 4 bin bebeğin, onları hayatta tutmaya çalışan hastanelere yönelik devam eden saldırılar nedeniyle yeni doğan bakımından mahrum bırakıldığını belirtmişti.

Ekim 2023″te saldırıların başlamasından önce Gazze Şeridi”nde toplam 178 inkübatör ve 8 yeni doğan yoğun bakım ünitesi bulunduğunu aktaran Khodr, bu sayının dahi o dönemde prematüre bebekler konusundaki yüksek talebi karşılamak için yeterli olmadığını kaydetmişti.

İsrail saldırılarının bölgenin kuzeyindeki 3 yeni doğan yoğun bakım ünitesinin tahrip olmasına yol açtığını ifade eden Khodr, Gazze Şeridi”ndeki kuvöz sayısının yüzde 70 azalarak, 54″e düştüğünü paylaşmıştı.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


Rusya vanayı kapattı, Avrupa yeni yıla gaz kriziyle başladı: Tek alternatif Türkiye…

Avrupa, 2025 yılına enerji sektöründe büyük bir sıkıntı ile girdi. Rus enerji şirketi Gazprom, Ukrayna üzerinden Avrupa”ya doğal gaz sevkiyatının durdurulduğunu bildirdi. Gazprom”dan yapılan açıklamada, Rus gazının Ukrayna üzerinden Avrupa”ya sevkiyatına ilişkin anlaşmanın bugün (TSİ) 08.00 itibarıyla sona erdiği belirtildi. Ukrayna”nın söz konusu anlaşmayı uzatmayı reddettiğine işaret edilen açıklamada, “Gazprom, Ukrayna üzerinden doğal gaz tedarik etme fırsatından mahrum bırakılmıştır. Ukrayna üzerinden Rus doğal gazı sevkiyatı gerçekleştirilmiyor” ifadelerine yer verildi. TEK ALTERNATİF TÜRKİYE Ukrayna, daha önce bu anlaşmayı uzatmayı düşünmediğini birçok kez açıklamıştı. Ukrayna yönetiminin 2023 sonu için yayımladığı verilere göre, boru hatları ile ülke üzerinden Avrupa”ya taşınan Rus gazı miktarı 2023″te, 2022″ye kıyasla yaklaşık yüzde 28 azalarak 15 milyar metreküpe gerilemişti. Ukrayna”nın söz konusu sözleşme sayesinde yılda yaklaşık 1 milyar dolar, Gazprom”un ise yılda 3 milyar dolardan fazla gelir elde ettiği tahmin ediliyor. Milliyet”in haberine göre; Rus gazını Avrupa”ya taşıyan ana boru hatları Kuzey Akım 1, Kuzey Akım 2 ve Yamal-Avrupa da atıl duruma düşerken Ukrayna”dan sevkiyatın durmasıyla tek güzergâh olarak Türkiye ön plana çıktı. Rusya, halen Karadeniz yatağındaki TürkAkım boru hattı üzerinden gaz ihraç ediyor. Şimdi, Avrupa”nın Rus gazı için tek boru hattı kaynağı “Balkan Akımı” olarak kaldı; bu hat, TürkAkım”dan gelen gazı Romanya, Yunanistan, Kuzey Makedonya, Sırbistan ve Macaristan gibi ülkelere taşıyor. Ukrayna üzerinden geçen gazın bir kısmının TürkAkım”a yönlendirilmesi mümkün olsa da uzmanlar bunun yalnızca 1-2 milyar metreküplük bir kapasite sağlayabileceğini ifade ediyor. Gazın bu yeni güzergâhlarla Avrupa”ya ulaşması, Sırbistan ve Avusturya gibi ülkelerin bu kaynaktan faydalanmasını sağlayabilir. Ancak transitin durması, Avrupa”daki gaz fiyatlarında artış ve piyasada bölgesel dengesizlikler yaratma riski taşıyor. FİYAT 50 EUROYA ÇIKTI Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin”in Ukrayna üzerinden Avrupa”ya doğal gaz akışını sürdürecek bir anlaşmanın yıl sonuna kadar gerçekleşmesi olasılığının bulunmadığını söylemesinin ardından Avrupa doğalgaz fiyatları tarihi seviyelere çıktı. Avrupa ölçütü olarak kabul edilen Hollanda TTF doğal gaz sözleşmesi, dün Ekim 2023″ten bu yana en yüksek seviye olan 50 euroya ulaştı. Yüzde 5″e varan bir artış kaydeden doğal gaz fiyatları küçük bir düşüşle dün MWh başına 49,725 eurodan işlem gördü. “KALIN GİYİNİN VE ÜZERİNİZİ BATTANİYE İLE ÖRTÜN” AB, 2022 yılında Ukrayna savaşıyla alternatif enerji kaynağı arayışına girdi. Slovakya ve Avusturya gibi Ukrayna üzerinden Rus gazının kalan alıcıları da alternatif tedarik imkanları buldu. Ancak bir zamanlar Sovyetler Birliği”nin bir parçası olan Moldova, bu durumdan en kötü etkilenen ülke oldu. Önlem almayan Moldova”da dün itibarıyla ısınma ve sıcak su sıkıntısı başgösterdi. Enerji şirketi Tirasteploenergo, abonelerine “Bütün aile bir odada toplanın. Sadece tek odayı ısıtın, kalın giyinin ve üzerinizi battaniye ile örtün” tavsiyesinde bulundu. Yetkililer Moldova”nın gaz kullanımını üçte bir oranında azaltmak için önlemler alması gerektiğini belirtiyor. 15 MİLYAR METREKÜP Rusya”nın Ukrayna üzerinden Avrupa”ya gerçekleştirdiği doğal gaz sevkiyatının kapanması, Avrupa piyasasından yıllık yaklaşık 15 milyar metreküp gazın çekilmesine neden olacak. Uzmanlar, transitin sürdürülmesi için üç olası senaryoyu gündeme getiriyor: Avrupa”dan bağımsız bir şirketin gazı Ukrayna üzerinden taşıması, gazın mülkiyet devri noktasının Rusya-Ukrayna sınırına taşınması veya gazın menşeinin farklı bir ülke olarak gösterilmesi. İRAN BİLE GAZ ARIYOR İran, doğal gazda dünyanın en büyük ikinci, petrolde ise dördüncü büyük rezervlerine sahip. Buna rağmen iç talebe yetişemediği için zorluk çekiyor. Elektrik kesintileri yüzünden ülkede okul ve kamu kurumları kapatıldı. Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, evlerde ısıyı iki derece düşürmelerini istemişti. İran krizi aşabilmek için Türkmenistan”dan doğal gaz ithal ediyor. DEPOLAR YÜZDE 90 DOLU AB ülkeleri, Rusya-Ukrayna savaşının başlamasının ardından kış mevsiminde enerji krizi yaşamamak için Gaz Depolama Yönetmeliği hazırladı. Norveç, AB”nin önde gelen tedarikçisi oldu. Gaz depolama seviyelerinin 19 Ağustos itibarıyla 1.025 TWh veya depolama kapasitesinin yüzde 90″ına (yaklaşık 92 milyar metreküp (bcm) doğal gaza eşdeğer) ulaştığını gösteriyor.

Source: Sabah


MSB kaynakları duyurdu: Suriye”ye yeni dönemde TSK desteği

TSK olarak Suriye”de “az laf çok iş” prensibiyle hareket ettiklerini kaynaklar, yeni dönemde Suriye”de terör örgütlerine yer olmadığını, buna ne yeni Suriye yönetiminin ne de bizim müsaade etmeyeceğimiz yönündeki kararlılığımızın tam ve kesin olduğunu bir kez daha vurguluyoruz” diye konuştu. SURİYE”YE YENİ DÖNEMDE TSK DESTEĞİ Milli Savunma Bakanlığı kaynakları, Türk Silahlı Kuvvetleri”nin Suriye”ye yeni dönemde ne tür destek sağlayacağına dair sorulara şu cevabı verdi: “Sn. Cumhurbaşkanımızın direktifleri doğrultusunda, Suriye”deki devlet organlarının işler hale gelmesi sonrasında, iki ülke arasında stratejik ilişkiler kurulması ve çeşitli alanlarda işbirlikleri tesis edilmesine yönelik muhataplarımızla görüşüyoruz. Görüşmeler sonrasında tespit edilecek ihtiyaçlar doğrultusunda hazırlanacak yol haritasına göre gerekli destek verilecektir. Savunma ve güvenlik alanlarındaki işbirliği, sadece güvenliğimizin pekiştirilmesi değil, aynı zamanda bölgesel barış ve huzurun tesis edilmesi adına kritik öneme sahiptir. Türk Silahlı Kuvvetleri, Suriye halkının yanında durmaya ve bu geçiş sürecinde de kendi görev alanına giren hususlarda destek olmaya devam edecektir.” İDLİB BÖLGESİNDEKİ GÖZLEM NOKTALARI Milli Savunma Bakanlığı kaynakları, İdlib bölgesinde bulunan gözlem noktalarının kapatılması veya azaltılması yönünde bir çalışma olup olmadığına ilişkin sorular üzerine şunları söyledi: “Geniş ve dinamik bir saha olan bölgede sürekli yeni gelişmeler olmakta ve bunlar yakından takip edilmektedir. Türk Silahlı Kuvvetleri olarak gelişen durumlara göre değerlendirmeler yapılarak planlar sürekli güncellenmektedir. Bu kapsamda kuvvet kaydırılması veya ihtiyaç duyulabilecek diğer hususlara yönelik tedbirler alınmaktadır.” FIRAT”IN DOĞUSU SON DURUM Bakanlık kaynakları, Fırat”ın doğusundaki son duruma ilişkin sorulara şunları söyledi: “Bölgede SMO ile terör örgütü PKK/PYD/YPG/SDG arasında çatışmalar devam etmekte. Bu kapsamda; terörle mücadeleden taviz vermeden, Suriye”nin toprak bütünlüğü, siyasi birliği, güvenlik ve istikrarının sağlanması için muhataplarımızla yakın iş birliği ve koordinasyon içerisinde olmaya devam edeceğiz. TSK olarak Suriye”de “az laf çok iş” prensibiyle hareket ediyoruz. Yeni dönemde Suriye”de terör örgütlerine yer olmadığını, buna ne yeni Suriye yönetiminin ne de bizim müsaade etmeyeceğimiz yönündeki kararlılığımızın tam ve kesin olduğunu bir kez daha vurguluyoruz.” SON BİR HAFTADA 49 TERÖRİST ETKİSİZ HÂLE GETİRİLDİ Milli Savunma Bakanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Basın Müşaviri Tuğamiral Zeki Aktürk, bakanlıkta düzenlenen basın bilgilendirme toplantısında şunları söyledi: “Terörle mücadele operasyonları kapsamında son bir haftada 49 terörist etkisiz hâle getirildi. Sahanın gerekliliğine uygun, alışılmadık, öngörülemez, süratli ve sürekli icra esaslarında gerçekleştirilen kararlı operasyonlarla 2024 yılında Suriye”nin kuzeyinde 1.579 terörist, Irak”ın kuzeyinde ise 1.491 terörist olmak üzere toplam 3.070 terörist etkisiz hâle getirildi. Ayrıca, yıl boyunca toplam 107 terörist teslim oldu. Son terörist de ülkemiz için bir tehdit unsuru olmaktan çıkarılıncaya kadar mücadelemiz kesintisiz bir şekilde devam edecektir. Diğer taraftan terör yuvalarına kilit vurmaya devam eden Türk Silahlı Kuvvetlerimiz; geçtiğimiz hafta Pençe-Kilit Operasyonu bölgesinde teröristlere ait birçok bölümü bulunan mağara ile yine içerisinde çok sayıda silah, mühimmat ve yaşam malzemesi bulunan bir mağarayı tespit etmiştir. HUDUT GÜVENLİĞİ Son bir haftada hudutlarımızdan yasa dışı yollarla geçmeye çalışan 1″i terör örgütü mensubu olmak üzere 109 şahıs yakalanmış, 2.016 şahıs ise engellendi. 7 gün 24 saat esasıyla çok yönlü ve etkin tedbirlerinin alındığı hudutlarımızdaki başarı rakamlara da yansımış; 2024 yılında hudutlarımızdan yasa dışı yollarla geçmeye çalışırken yakalananların sayısı 13.939, Engellenen kişi sayısı da 97.356 olmuştur. Türk Silahlı Kuvvetlerimiz; terörle mücadele ve hudut güvenliğinde elde edilen başarı ve etkinliğin çıtasını 2025 yılında daha da yukarılara taşıma azim ve kararlılığındadır. SURİYE”NİN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜNE VURGU 13 yıllık iç savaşın ardından tarihi bir dönemden geçen komşumuz Suriye”de, mevcut durum ve gelişmeler yeni yönetim ile iş birliği ve koordinasyon içerisinde yakından takip edilmekte, Suriye”nin birliği ve toprak bütünlüğü ile terörle mücadeleye verdiğimiz önem ve öncelik kapsamında Suriye”nin güvenlik ve savunma kapasitesinin artırılmasına yönelik hazırlıklara devam edilmektedir. Ayrıca, Birliklerimiz tarafından bölgede istikrarın sürdürülmesine yönelik gerekli tüm tedbirler alınmakta, Suriyelilerin gönüllü, güvenli ve saygın bir şekilde dönüşlerinin sağlanmasına yönelik çalışmalar sürdürülmektedir. Bu vesileyle, DEAŞ ve PKK/PYD/YPG/SDG başta olmak üzere hangi isim adı altında olursa olsun ülkemizin ve Suriye”nin bekasına kasteden terör örgütleri ile mücadele konusunda kararlı olduğumuzu, Bugüne kadar terör örgütlerine karşı alınan önleyici ve yok edici tedbirlere devam edeceğimizi bir kez daha vurguluyoruz. ULUSLARARASI TOPLUM SESSİZLİĞİNİ SONLANDIRMALI Öte yandan, Orta Doğu”da güvenlik ve istikrara karşı tehdit oluşturan İsrail, hukuksuz saldırılarını ve işgallerini sürdürmektedir. İsrail”in bu zamana kadar Gazze”de yaptığı soykırım, Batı Şeria”daki ilhak girişimleri, Suriye ve Yemen”e gerçekleştirdiği saldırılar, İsrailli yetkililerinin Mescid-i Aksa”ya yönelik kışkırtıcı eylemleri karşısında uluslararası toplumun sessizliğini sonlandırmasını bekliyoruz. Temennimiz, yeni yılda uluslararası toplumun; Filistin halkının insanca yaşama kavuşması, bölgede barış ve huzurun sağlanması için üzerine düşeni yapmasıdır. MAVİ VATAN TATBİKATI Karadeniz, Ege Denizi ile Akdeniz”de Deniz Kuvvetlerimizin harekâta hazırlık eğitimlerinin icrası, sevk ve idare etkinliğinin gözlenmesi, müşterek çalışabilirliğin geliştirilmesi amacıyla 7-16 Ocak tarihleri arasında Mavi Vatan-2025 Tatbikatı”nın yapılması planlanmaktadır. Tatbikatta; Deniz Kuvvetlerimizin yanı sıra Kara ve Hava Kuvvetlerimiz ile Sahil Güvenlik Komutanlığından müteşekkil toplam 87 suüstü gemisi, 7 denizaltı, 7 insansız deniz aracı, 31 uçak, 17 helikopter, 28 SİHA/İHA ile SAT ve SAS timleri dâhil 20 bin personel yer alacaktır. Söz konusu tatbikatın Seçkin Gözlemci Günü faaliyetleri ise 9 Ocak”ta Aksaz”da icra edilecektir. ENVANTERE GİREN YENİ SİLAH SİSTEMLERİ Kara Kuvvetleri Komutanlığımızca muhtelif miktarda; Yeni Nesil Fırtına obüsünün, NEFER Kuleli Zırhlı Muharebe aracının ve MİLKED Elektronik Destek Sistemi”nin muayene ve kabul faaliyetleri tamamlanmıştır. Mavi Vatanımız ve çevre denizlerin yanı sıra, ilgi alanımız olan tüm deniz ve okyanuslarda şanlı bayrağımızı dalgalandıran donanmamızın yeteneklerini küresel ölçekte genişleterek daha modern, daha etkin ve daha güçlü hâle getirilmesi amacıyla aynı anda 31 geminin inşası ülkemizin tersanelerinde başarıyla devam etmektedir. Bu çerçevede “Millî Denizaltı”mızın (MİLDEN) ilk kaynağı Gölcük Tersanesi Komutanlığımızda, “TF-2000 Hava Savunma Harbi Muhribi” ve “Millî Uçak Gemisi”nin ilk sac kesimleri ise İstanbul Tersanesi Komutanlığımızda yapılarak inşalarına başlanmıştır. NATO KALİTE GÜVENCE KURUMSAL AKREDİTASYONU Terörizmle Mücadele Mükemmeliyet Merkezi Komutanlığımız, NATO Müttefik Dönüşüm Komutanlığı tarafından gerçekleştirilen “NATO Kalite Güvence Kurumsal Akreditasyonu Denetlemesi” sonucunda, 1 Ocak 2025-31 Aralık 2030 tarihlerini kapsayan, koşulsuz ve 6 yıl geçerli NATO Kalite Güvence Kurumsal Akreditasyonunu almaya hak kazanmıştır. PERSONEL TEMİNİ Personel ve askerî öğrenci alım/temin faaliyetlerimiz de planlandığı şekilde devam etmektedir. “Millî Savunma Bakanlığı, Genelkurmay Başkanlığı, Kuvvet Komutanlıkları ve Millî Savunma Üniversitesine” personel alımı kapsamında 20 Aralık”ta başlayan “Memur Temini” başvuruları 20 Ocak”a, Bugün (02 Ocak) başlayan Millî Savunma Üniversitesi Askerî Öğrenci Aday Belirleme Sınavı başvuruları 27 Ocak”a kadar yapılabilecektir.

Source: Sabah


MSB kaynakları duyurdu! Suriye”deki yeni döneme TSK desteği

Milli Savunma Bakanlığı tarafından haftalık bilgilendirme toplantısı gerçekleştirildi. Bakanlıkta gerçekleştirilen basın toplantısında konuşan Milli Savunma Bakanlığı Basın Halkla İlişkiler Müşaviri Tuğamiral Zeki Aktürk, gündeme dair son gelişmeleri aktardı. Sahanın gerekliliğine uygun şekilde terörle mücadelenin kesintisiz şekilde devam ettiğini belirten Tuğamiral Aktürk, “Terörle mücadele operasyonları kapsamında son bir haftada 49 terörist etkisiz hâle getirilmiştir. Sahanın gerekliliğine uygun, alışılmadık, öngörülemez, süratli ve sürekli icra esaslarında gerçekleştirilen kararlı operasyonlarla 2024 yılında; Suriye”nin kuzeyinde bin 579 terörist, Irak”ın kuzeyinde ise bin 491 terörist olmak üzere toplam 3 bin 70 terörist etkisiz hâle getirilmiştir. Ayrıca, yıl boyunca toplam 107 terörist teslim olmuştur. Son terörist de ülkemiz için bir tehdit unsuru olmaktan çıkarılıncaya kadar mücadelemiz kesintisiz bir şekilde devam edecektir” ifadelerini kullandı. Tuğamiral Aktürk konuşmasına şöyle devam etti: “Diğer taraftan terör yuvalarına kilit vurmaya devam eden Türk Silahlı Kuvvetlerimiz; geçtiğimiz hafta Pençe-Kilit Operasyonu bölgesinde teröristlere ait birçok bölümü bulunan mağara ile yine içerisinde çok sayıda silah, mühimmat ve yaşam malzemesi bulunan bir mağarayı tespit etmiştir.” Hudut hattında 1″i terörist toplamda 109 kişinin yakalandığını belirten Tuğamiral Aktürk, “2 bin 16 şahıs ise engellenmiştir. 7 gün 24 saat esasıyla çok yönlü ve etkin tedbirlerinin alındığı hudutlarımızdaki başarı rakamlara da yansımış; 2024 yılında hudutlarımızdan yasa dışı yollarla geçmeye çalışırken yakalananların sayısı 13 bin 939, engellenen kişi sayısı da 97 bin 356 olmuştur. Türk Silahlı Kuvvetlerimiz; terörle mücadele ve hudut güvenliğinde elde edilen başarı ve etkinliğin çıtasını 2025 yılında daha da yukarılara taşıma azim ve kararlılığındadır” şeklinde konuştu. Bölgesel ve küresel barış için öncü bir rol üstlenen TSK”nın birçok coğrafyada başarıyla görev yapmaya devam ettiğini hatırlatan Tuğamiral Aktürk, “13 yıllık iç savaşın ardından tarihî bir dönemden geçen komşumuz Suriye”de; mevcut durum ve gelişmeler yeni yönetim ile iş birliği ve koordinasyon içerisinde yakından takip edilmekte, Suriye”nin birliği ve toprak bütünlüğü ile terörle mücadeleye verdiğimiz önem ve öncelik kapsamında Suriye”nin güvenlik ve savunma kapasitesinin artırılmasına yönelik hazırlıklara devam edilmektedir. Birliklerimiz tarafından bölgede istikrarın sürdürülmesine yönelik gerekli tüm tedbirler alınmakta, Suriyelilerin gönüllü, güvenli ve saygın bir şekilde dönüşlerinin sağlanmasına yönelik çalışmalar sürdürülmektedir” diye konuştu. Tuğamiral Aktürk konuşmasına şöyle devam etti: “Cumhurbaşkanımızın liderliğinde güçlü ve tam bağımsız bir savunma sanayi hedefi doğrultusunda geliştirilen yerli ve millî savunma sanayi ürünlerimizle Silahlı Kuvvetlerimiz her geçen gün daha da güçlenmekte ve caydırıcılığını artırmaktadır. Bu kapsamda Kara Kuvvetleri Komutanlığımızca muhtelif miktarda; yeni Nesil Fırtına obüsünün, NEFER Kuleli Zırhlı Muharebe aracının ve MİLKED Elektronik Destek Sistemi”nin muayene ve kabul faaliyetleri tamamlanmıştır. Mavi Vatanımız ve çevre denizlerin yanı sıra, ilgi alanımız olan tüm deniz ve okyanuslarda şanlı bayrağımızı dalgalandıran donanmamızın yeteneklerini küresel ölçekte genişleterek daha modern, daha etkin ve daha güçlü hâle getirilmesi amacıyla aynı anda 31 geminin inşası ülkemizin tersanelerinde başarıyla devam etmektedir. Bu çerçevede “Millî Denizaltı”mızın (MİLDEN) ilk kaynağı Gölcük Tersanesi Komutanlığımızda, “TF-2000 Hava Savunma Harbi Muhribi” ve “Millî Uçak Gemisi”nin ilk sac kesimleri ise İstanbul Tersanesi Komutanlığımızda yapılarak inşalarına başlanmıştır.” Personel ve askerî öğrenci temin faaliyetlerinin planlandığı şekilde devam ettiğini vurgulayan Tuğamiral Aktürk, “Millî Savunma Bakanlığı, Genelkurmay Başkanlığı, Kuvvet Komutanlıkları ve Millî Savunma Üniversitesine personel alımı kapsamında 20 Aralık”ta başlayan “Memur Temini” başvuruları 20 Ocak”a, Bugün 2 Ocak başlayan Millî Savunma Üniversitesi Askerî Öğrenci Aday Belirleme Sınavı başvuruları 27 Ocak”a kadar yapılabilecektir” diye konuştu. SURİYE”YE YENİ DÖNEMDE TSK DESTEĞİMilli Savunma Bakanlığı kaynakları ise Türk Silahlı Kuvvetleri”nin Suriye”ye yeni dönemde ne tür destek sağlayacağına dair sorulara şu cevabı verdi: “Cumhurbaşkanımızın direktifleri doğrultusunda, Suriye”deki devlet organlarının işler hale gelmesi sonrasında, iki ülke arasında stratejik ilişkiler kurulması ve çeşitli alanlarda işbirlikleri tesis edilmesine yönelik muhataplarımızla görüşüyoruz. Görüşmeler sonrasında tespit edilecek ihtiyaçlar doğrultusunda hazırlanacak yol haritasına göre gerekli destek verilecektir. Savunma ve güvenlik alanlarındaki işbirliği, sadece güvenliğimizin pekiştirilmesi değil, aynı zamanda bölgesel barış ve huzurun tesis edilmesi adına kritik öneme sahiptir. Türk Silahlı Kuvvetleri, Suriye halkının yanında durmaya ve bu geçiş sürecinde de kendi görev alanına giren hususlarda destek olmaya devam edecektir.” İDLİB BÖLGESİNDEKİ GÖZLEM NOKTALARIMilli Savunma Bakanlığı kaynakları, İdlib bölgesinde bulunan gözlem noktalarının kapatılması veya azaltılması yönünde bir çalışma olup olmadığına ilişkin sorular üzerine şunları söyledi: “Geniş ve dinamik bir saha olan bölgede sürekli yeni gelişmeler olmakta ve bunlar yakından takip edilmektedir. Türk Silahlı Kuvvetleri olarak gelişen durumlara göre değerlendirmeler yapılarak planlar sürekli güncellenmektedir. Bu kapsamda kuvvet kaydırılması veya ihtiyaç duyulabilecek diğer hususlara yönelik tedbirler alınmaktadır.” FIRAT”IN DOĞUSUNDA SON DURUMBakanlık kaynakları, Fırat”ın doğusundaki son duruma ilişkin sorulara, “Bölgede SMO ile terör örgütü PKK/PYD/YPG/SDG arasında çatışmalar devam etmekte. Bu kapsamda; terörle mücadeleden taviz vermeden, Suriye”nin toprak bütünlüğü, siyasi birliği, güvenlik ve istikrarının sağlanması için muhataplarımızla yakın iş birliği ve koordinasyon içerisinde olmaya devam edeceğiz. TSK olarak Suriye”de “az laf çok iş” prensibiyle hareket ediyoruz. Yeni dönemde Suriye”de terör örgütlerine yer olmadığını, buna ne yeni Suriye yönetiminin ne de bizim müsaade etmeyeceğimiz yönündeki kararlılığımızın tam ve kesin olduğunu bir kez daha vurguluyoruz” cevabını verdi.

Source: Www.star.com.tr


Tarihi hamle Avrupa”da gündem oldu: Türk savunma devi lider olacak

Baykar Teknolojinin İtalya”nın 140 yıllık uçak üreticisi Piaggio Aerospace”i satın alması için İtalya Ticaret ve Made in Italy Bakanlığı”nın onay vermesi Batı basınında gündem olmaya devam ediyor. Batı basını Simple Flying haber sitesi de Türkiye”nin savunma sanayinde önemli bir rolü olan Baykar Teknolojinin 140 yıllık köklü İtalyan uçak üreticisi Piaggio Aerospace şirketini satın almasını yakın takibe aldı. Batı basını Simple Flying “Türk İHA üreticisi Baykar neden İtalya”nın Piaggio Aerospace şirketini satın aldı?” başlığıyla bir haber yayımladı. TARİHİ HAMLE AVRUPA”DA GÜNDEM OLDU: TÜRK SAVUNMA DEVİ İÇİN BÜYÜK AVANTAJBatı basını haberinde “27 Aralık 2024″te İtalya Ticaret ve Made in Italy Bakanlığı, uçak ve motor üretiminde deneyimli Piaggio Aerospace şirketinin, uluslararası ihaleyi kazanan Türk savunma şirketi Baykar tarafından satın alınmasına yeşil ışık yaktı” ifadelerini kullandı. Türkiye”nin savunma sanayisini İtalya”nın Piaggio havacılık üretim alanıyla bütünleştirmek, Baykar”ın Avrupa havacılık endüstrisinde pazar penetrasyon stratejisine doğru attığı bir diğer adım olduğunu dile getiren Batı basını, bundan sonra neler olacağına dikkat çekti. İtalyan devinin tarihçesi hakkında bilgi veren Simple Flying, şirketin 1884 yılında İtalya”nın Cenova kentindeki Sestri Ponente”de Rinaldo Piaggio SpA adıyla kurulduğunu Okyanus gemileri ve demir yolu üreticileriyle faaliyete başladığını yazdı. Ayrıca şirketin havacılık sektörüne I. Dünya Savaşı sırasında girdiğini ilk uçağını da 1915″te ürettiği bildirildi. Piaggio Aerospace şirketinin P.180 Avanti iş jeti gibi ürünleriyle uluslararası üne kavuştuğunu belirten Batı basını şirketin 1990 gibi bazı dönemlerde mali dengesizlikler yaşadığını hatırlattı. İTALYAN HÜKÜMETİNDEN SATIN ALMAYA DESTEKİtalya hükümetinin Piaggio Aerospace”in Baykar”a satışını desteklediğini yazan Batı basını, çalışanların şirketin operasyonlarında istikrarlı kalmasının ve doğru alıcılara ulaşmasını sağladığını aktardı. İtalya Ticaret ve Made in Italy Bakanı Adolfo Urso”nun açıklamalarına yer verilen haberde, anlaşmanın hayati önem taşıdığı ifade edildi. Satın almanın İtalya için stratejik bir endüstriyel varlık sağladığı belirtilen haberde, Bakan Urso”nun satın almayı, Piaggio Aerospace”in üretim beklentilerini garanti altına alacak “net ve iddialı” bir endüstriyel bakış açısı olarak yorumladığı bildirildi. Baykar”ın İtalyan uçak üreticisini satın almasını 5 ana neden altında toplayan Batı basını Simple Flying haberinde, “Piaggio Aerospace”in Baykar tarafından satın alınması stratejiktir ve Türk savunma şirketi için birçok avantaja sahiptir.” dedi.Satın almanın avantajlarını sıralayan Batı basınının 5 belirlediği neden ise şunlar; – Avrupa pazarına giriş- Gelişmiş uluslararası itibar- Teknolojik bağımsızlık- Artan üretim kapasitesi- Pazar çeşitlendirmesiBatı basını bu 5 nedeni tek tek açıkladı. Satın alma ile Baykar”ın avantajlı bir konumda olduğu aktarıldı. Haberde şu ifadeler yer aldı: Birinci nedenle “Avrupa pazarına giriş” ile Baykar”ın söz konusu bu satın alma sonucunda AB düzenlemeleri kapsamında Avrupa pazarında iş yapma ve Avrupa havacılık şirketleriyle ortaklıklar sunma olanağı kazanacağı belirtildi.İkincisi neden “Gelişmiş uluslararası itibar” ile İtalyan bir şirket olan (Avrupa Birliği üyesi) Piaggio Aerospace, Baykar”ın uluslararası alanda güvenilirliğini artırıyor. Ayrıca, şu anda başlıca müşterilerinden biri, Küresel Ateş Gücü endeksine göre dünyanın en güçlü 10. ordusu olan İtalyan Silahlı Kuvvetleri”dir.Üçüncü neden “Teknolojik bağımsızlık” ile Baykar , İHA”ları için kendi turboprop ve turbofan motorlarını geliştirmek amacıyla, Piaggio Aerospace”in turboprop bilgisini temel alarak beş yıl boyunca 300 milyon dolar yatırım yapacak ve tedarik zinciri erişimini ve teknolojik özerkliği garanti altına alacak. Bu çaba, Akıncı İHA için bir turboprop motoru ve ardından Kızılelma UCAS için bir turbofan motoruyla başlayacak.Baykar F-35 üretimine dahil oldu! Yunanlıların “Piaggio Aerospace” şaşkınlığıDördüncü neden “Artan üretim kapasitesi” ile Baykar, Piaggio”nun mevcut üretim hatlarını kullanarak üretimi genişletebilecek ve verimliliği önemli ölçüde artırabilecek. Beşinci neden “Pazar çeşitlendirmesi” ile İtalyan firmasının satın alınması Baykar”a yeni yetkinlikler kazandıracak, çünkü İtalyan firması insanlı uçak yapımına odaklandığı biliniyor. AVRUPA”NIN BİR SONRAKİ ASKERİ DRONE DEVİ Mİ?Batı basını haberinde, Baykar”ın askeri operasyonlarda kullanılan uygun fiyatlı, yüksek performanslı İHA”larının uluslararası alanda da takdir gördüğü aktarıldı. Baykar ürünü Bayraktar TB2″lerin ilk başarısını Ukrayna”da verdiği belirtilen haberde söz konusu “insansız hava araçlarının dünya çapında askeri eylemlerde önemli bir rol oynamaya devam edeceği konusunda genel bir fikir birliği olduğu” söylendi. Baykar”ın Bayraktar TB2 ve Akıncı insansız hava araçlarıyla ün kazandığı ve artık dünyanın en önemli savaş insansız hava aracı geliştiricileri arasında yer aldığı ifade edildi.Haberde ayrıca Baykar”ın mini akıllı seyir füzesi KEMANKEŞ 1″in insansız savaş hava araçlarına entegre edilebileceği yazıldı. Bugün itibarıyla 257 Bayraktar platformunun Etiyopya, Katar, Ukrayna ve Azerbaycan gibi 32 ülkenin hizmetinde olduğu hatırlatılan haberde, “TB2 de test edildi ve 1.000.000 saatten fazla uçuş operasyonuyla etkinliğini gösterdi. 2014″ten beri görevlerini başarıyla yerine getirebiliyor.” denildi. Otonom savaş drone”larının hakim olduğu bir gelecek öngören Baykar”ın mevcut modellerinin üretim seviyelerini korurken yeni modellerinin üretimini artırdığı söylenen haberin devamında şu ifadeler kullanıldı; “Piaggio”nun MALE tipi insansız hava aracı P.1HH HammerHead, güvenilir İstihbarat, Gözetleme ve Keşif (ISR) yeteneklerine ve karmaşık bir kontrol sistemine sahiptir. Bu durum, Baykar”ın mevcut ürünleri arasında yer alan ve yüksek hız, yüksek manevra kabiliyeti ve büyük silah yüküne sahip beşinci nesile yakın bir uçak olan KIZILELMA insansız savaş uçağı sistemiyle de örtüşüyor. Piaggio”nun köklü havacılık deneyimi ile Baykar”ın İHA teknolojisinde, özellikle de muharebe İHA”larında ilerici gelişiminin birleşmesi mükemmel bir karışımdır. Böyle bir kombinasyon, Baykar”ın yüksek yerli üretim oranları ve İtalyan hükümetinin üretim faaliyetlerini sürdürme ve geliştirmeye odaklanmasıyla birleştiğinde, Baykar”ı Avrupa askeri drone pazarında lider konuma getirebilecek gelişme ve inovasyon açısından iyi bir potansiyele işaret ediyor.”Havacılık sektöründe satın almaların artan eğilimine değinilen haberin son bölümünde ise, “Baykar-Piaggio anlaşması, Baykar”ın küresel havacılık sektöründe potansiyel olarak güçlü bir güç oluşturmak için birbirini tamamlayan güçler edinmesini sağlayan bu dinamiğin en iyi örneğidir.” ifadeleri kullanıldı.Tarihinde eşine rastlanmadık hamle! ABD”den çekinen ülkelere Türk savunma devi çare olacakBAYKAR son hamlesi ile ABD”yi panikletti! “Havacılık yetenekleri çok gelişecek”Baykar”a Avrupa”da yeni üs: Satış resmen onaylandı

Source: Www.star.com.tr


AA, çatışmalardan kaçan Sudanlıların yaşam mücadelesi verdiği kampı havadan görüntüledi

Başkent Hartum”un kuzeyindeki Şendi şehrinde bulunan Goz el-Hac Kampı”na sığınan binlerce Sudanlı, yaklaşık iki aydır soğuk hava ve gıda sorunuyla mücadele ediyor.

Doğu Afrika ülkesi Sudan’da Nisan 2023’ten bu yana ordu ile HDK arasındaki çatışmalar sürüyor.

Ülkedeki çatışmalar sebebiyle altyapı, ekonomi, eğitim ve sağlık gibi alanlarda ciddi yıkım yaşanırken halk, türlü zorluklarla karşı karşıya kalıyor.

Ordu ile bir zamanlar ona bağlı HDK arasında askeri reform ve entegrasyon gibi konulardaki anlaşmazlıklar nedeniyle süren çatışmaların sona ermesi için başlatılan tüm çözüm girişimleri sonuçsuz kaldı.

Birleşmiş Milletlere (BM) göre, çatışmalar sonucu 20 binden fazla kişi hayatını kaybetti, ülkeden ayrılanların sayısı 3 milyonu geçti, 9 milyona yakın kişi ülke içinde yerinden edildi, 25 milyondan fazla kişi ise insani yardıma muhtaç durumda.

Başkent Hartum”un yaklaşık 200 kilometre kuzeyindeki Goz el-Hac Kampı”na sığınan yaklaşık 8 bin Sudanlı, 300″e yakın çadırın bulunduğu kampta yaklaşık iki aydır zor şartlar altında yaşam mücadelesi veriyor.

Anadolu Ajansının (AA) havadan görüntülediği kamptaki Sudanlılar, evlerinden ayrılmak zorunda kaldıkları süreçleri ve yaşam mücadelelerini anlattı.

“Hayatta kalacak kadar yemek yiyebiliyoruz”

Kampa sığınan eczacı Favvaz Abdulbaki, “HDK milisleri, köyümüze geldikten sonra cehennemde gibiydik. Tarifi imkansız ve acı dolu günlerdi.” dedi.

Kendilerine insan değillermiş gibi davranıldığını belirten Abdulbaki, evlerini terk etmek zorunda kaldıklarını söyledi.

Abdulbaki, “Kalan her şeyimizi arkamızda bıraktık. Her şeyi kaybettik. Paramızı, evimizi kaybettik. Evimize dönmek istiyoruz.” şeklinde konuştu.

Kamptaki zor şartlara değinen Abdulbaki, “Burada çok sorun yaşıyoruz. Yemek ve battaniyede sorun var ancak hayatta kalacak kadar yemek yiyebiliyoruz. Bazı yardım kuruluşları ve hayırseverler yardım ediyor ama bu yeterli değil. Uluslararası örgütlere mesajım: Bize yardım edin, insanlar burada acı çekiyor.” ifadelerini kullandı.

Sudanlı öğretmen Halid Muhammed Cafer, HDK üyelerinin köylerine girmesi üzerine Cezira eyaletinin doğusundaki Branku köyünden kampa geldiğini belirtti.

Cafer, “HDK, köyümüze her yerden girdi ve bizimle birlikte oldukları süre boyunca olağanüstü acılar çektik. HDK milisleri, evlerde bizimle yaşadılar, bizi dövüyorlar, bizden altın, silah, cep telefonu istiyorlardı hatta namusumuza göz dikmeye başladılar.” dedi.

Yaklaşık iki ay önce tüm Branku halkıyla sabah ezanında yaya olarak yola çıktıklarını anlatan Cafer, yanlarındaki hasta, yaşlı ve çocuklarla susuzluk ve gıda sıkıntısı gibi zor şartlarda yürüyerek köyden ayrıldıklarını söyledi.

Yolda doğum yapanlar, yılan sokmasından ölenler

Cafer, “Yolda ağaçların altında doğum yapan kadınlar da vardı. Yaklaşık 35 ila 50 kilometre uzunluğundaki yol boyunca çok sayıda insan hayatını kaybetti. Küçük çocukların bacakları şişti ve birkaçı kampa vardıktan sonra öldü hatta yolun zorluğu ve mesafenin uzun olması nedeniyle kampa ulaştıktan sonra annem vefat etti.” ifadelerini kullandı.

Kampta gıda sıkıntısı, soğuk ve hastalıklarla mücadele ettiklerini belirten Cafer, akrep ve yılan sokması gibi vakaların da görüldüğünü ve birkaç gün önce iki kardeşin yılan sokması sonucu hayatını kaybettiğini sözlerine ekledi.

Ravda et-Tayyib Muhammed Ahmed de “Erkeklerimiz ölümden korktukları için değil namuslarını ve ırzlarını korumak için köyden çıktık. Hiçbir insan, namusunun gözü önünde çiğnenmesini kabul etmez.” diye konuştu.

Köydeki bütün hayvanlarının, arabalarının ve diğer eşyasının alındığını anlatan Ahmet, milislerin halka kötü muamele ettiklerini söyledi.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


Suriyelilerin ülkelerine dönüşü devam ediyor

Suriye”de Baas rejiminin 61 yıllık iktidarının sona ermesinin ardından Türkiye”nin çeşitli kentlerinde yaşayan Suriyelilerin ülkelerine gidişleri devam ediyor. Sabahın erken saatlerinde yanlarında getirdikleri eşyalarıyla Cilvegözü Gümrük Kapısı”na gelen Suriyeli aileler, önce Jandarma Komutanlığı ekipleri tarafından kimlik kontrollerinden geçiyor. Daha sonra aileler, Göç İdaresi Müdürlüğü”ne bağlı mobil istasyonlarından gerçekleştirdikleri çıkış işlemlerinin ardından ülkelerine geçiş yapıyor. 9 yıl kaldığı Türkiye”den ailesiyle Şam”a gitmek için Cilvegözü”ne gelen Semir Dahel, “14 yaşındayım. Şam”dan geldim. Türkiye”de büyüdüm. Şimdi Şam”a geri gidiyorum. Burayı çok özleyeceğim. Burada ağabeylerim, ablalarım, arkadaşlarım oldu. Türkiye”yi ve arkadaşlarımı çok özleyeceğim” dedi.Öte yandan, İdlibli Abdulaziz Cündi ise 9 yıl Kayseri”de yaşadığını ifade ederek, “Ailemle İdlib”e gidiyoruz. Suriye muhaliflerce kontrol altına alındı. Allah”a şükürler olsun. Artık ülkemiz emin ellerde. Türkiye halkına ve Cumhurbaşkanı Erdoğan”a teşekkür ederiz. Suriye tüm kapıları ile Türklere açıktır, her zaman açık olacaktır” diye konuştu.

Source: Www.star.com.tr


BM Suriye Özel Temsilcisi Pedersen: “Suriye”nin toprak bütünlüğü tam anlamıyla yeniden tesis edilmeli”

Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen, Suriye ziyaretine ilişkin AA muhabirinin sorularını yanıtladı.

Beşşar Esed rejiminin çöküşüyle 50 yıldan fazla süredir maruz kaldıkları baskıcı ve otoriter rejimden kurtulan Suriye halkının tarihi bir dönüm noktasında bulunduğuna işaret eden Pedersen, Suriye”nin, yönetimsel değişimler, gelişen askeri dinamikler ve ekonomik krizin şekillendirdiği derin bir değişim sürecine girdiğini kaydetti.

Pedersen, Suriyelilerin, gelecek dönemde karşılaşacakları zorluklara rağmen daha güzel ve parlak bir gelecek için umut dolu olduğunun, toplumun her kesiminde ülkeyi yeniden inşa etme ve demokrasi ile kapsayıcılık temelinde şekillendirme konusunda ortak bir sorumluluk duygusunun hakim olduğunun altını çizdi.

– “Suriyeliler, umutlarını hiçbir zaman kaybetmedi”

Pedersen, Suriye ziyaretine ilişkin, “Hayal edilemez zorluklara rağmen, Suriyeliler umutlarını ve heveslerini hiçbir zaman kaybetmedi. Daha güzel yarınlar için besledikleri bu umut oldukça ilham verici. Bu nitelikler, yakın zamanda yaptığım ziyaret esnasında bende derin bir etki bıraktı.” ifadelerini kullandı.

Ülkedeki değişim sürecinin kolay olmadığını fakat süreç boyunca umut vadeden anların yaşandığını belirten Pedersen, buna örnek olarak, yıllarca ayrı düşmüş ailelerin nihayet yeniden bir araya gelerek bir zamanlar sonsuza dek kaybettiklerine inandıkları evlerine geri dönmesini gösterdi.

Pedersen, rejimin devrilmesiyle Sednaya Hapishanesi”nde tutulanların ve ailelerin maruz kaldığı dehşetin gözler önüne serildiğini söyleyerek, “En önemli anlardan biri de Esed rejiminin hapishanelerinde hayal bile edilemeyecek şartlarda kalan binlerce masum sivilin serbest bırakılmasıydı. Bu adeta bir mucize.” dedi.

Kayıp on binlerce kişinin akıbetinin ise hala bilinmediğini vurgulayan Pedersen, sayısız ailenin, kayıp sevdiklerinden herhangi bir haber beklerken acı çekmeye devam ettiğini söyledi.

– “Tüm saldırganlık eylemleri derhal durdurulmalı”

Pedersen, Suriye”deki durumun son derece kırılgan olduğuna dikkati çekerek, aralarında Şam”ın da bulunduğu bazı bölgelerde hayatın nispeten sakin ve istikrarlı ilerlediğini, ülkenin kuzeydoğusu dahil bazı bölgelerinde ise çatışmaların sürdüğünü aktardı.

Sivillerin korunmasının ülkedeki acil önceliklerden biri olmaya devam ettiğini söyleyen Pedersen, “Suriye”nin egemenliği, toprak bütünlüğü ve birliği tam anlamıyla yeniden tesis edilmeli. İsrail”inkiler de dahil olmak üzere tüm saldırganlık eylemleri, hem Suriye hem de bölgede daha güvenli ve istikrarlı bir geleceğin sağlanması için derhal durdurulmalı.” şeklinde konuştu.

– Suriye”deki yeni süreçte kapsayıcılık vurgusu

Pedersen, rejimin devrilmesiyle başlayan sürecin, uluslararası toplumun güçlü desteğiyle, Suriyeliler tarafından şekillenmesi gerektiğini kaydetti.

Süreç boyunca özellikle insan haklarıyla kadın haklarının korunması ve bunlara saygı gösterilmesine önem verilmesi gerektiğinin altını çizen Pedersen, “Siyasi geçiş süreci, Suriye halkının öncülüğünde, kapsayıcı ve güvenilir olmalı, toplumun her kesiminin tam anlamıyla temsil edilmesini ve barışçıl bir Suriye”ye entegre edilmesini sağlamalıdır.” diye konuştu.

Pedersen, kadınların Suriye”nin geleceğini şekillendirme aşamasına aktif katılımının sağlanması gerektiğini belirtti.

Uluslararası standartlar doğrultusunda, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK) 2254 sayılı kararında öngörüldüğü üzere özgür ve adil seçimlerin düzenlenmesiyle yeni bir anayasal çerçevenin oluşturulmasının kritik önem taşıdığını ifade eden Pedersen, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu adımlar, sadece hukukun üstünlüğünün tesis edilmesi için değil, aynı zamanda sosyal uyumun teşvik edilmesi ve kalıcı barışın sağlanması için de gerekli. BM”nin rolü, bu çabaları desteklemek, teknik yardım sunmak, diyaloğu kolaylaştırmak ve uluslararası normlara uyulmasını sağlamak açısından kritik olacaktır.”

Pedersen, Suriye”de uzun zamandır dünyadaki en büyük insani krizlerden birinin yaşandığına işaret ederek, BM ve ortaklarının, sahadaki durumu değerlendirmek, müdahalelerini halkın değişen ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde farklılaştırmak ve toparlanma çabalarını desteklemek için kararlılıkla çalışmayı sürdüreceğinin altını çizdi.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


Son bir haftada 49 terörist etkisiz hale getirildi

MSB Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri Tuğamiral Zeki Aktürk, Bakanlık”ta düzenlenen basın bilgilendirme toplantısında, MSB”nin, tüm birlik ve kurumlarıyla proaktif savunma ve güvenlik politikası doğrultusunda, milli güvenliği ve çıkarları teminat altında tutmaya, bölgesel ve küresel güvenlik ile istikrara artan ölçüde katkı sağlamaya devam ettiğini söyledi.

Terörle mücadele operasyonları kapsamında son bir haftada 49 teröristin etkisiz hale getirildiğini belirten Aktürk, şöyle konuştu:

“Sahanın gerekliliğine uygun, alışılmadık, öngörülemez, süratli ve sürekli icra esaslarında gerçekleştirilen kararlı operasyonlarla 2024 yılında, Suriye”nin kuzeyinde 1579 terörist, Irak”ın kuzeyinde ise 1491 terörist olmak üzere toplam 3 bin 70 terörist etkisiz hale getirilmiştir. Ayrıca, yıl boyunca toplam 107 terörist teslim olmuştur. Son terörist de ülkemiz için bir tehdit unsuru olmaktan çıkarılıncaya kadar mücadelemiz kesintisiz bir şekilde devam edecektir. Diğer taraftan terör yuvalarına kilit vurmaya devam eden Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, geçtiğimiz hafta Pençe-Kilit Operasyonu bölgesinde teröristlere ait birçok bölümü bulunan mağara ile yine içerisinde çok sayıda silah, mühimmat ve yaşam malzemesi bulunan bir mağarayı tespit etmiştir.”

Hudutlarda 97 bin 356 kişi engellendi

Aktürk, kaçakçılığın, yasa dışı geçişlerin engellenmesi ve terörle mücadele etkinliğinin artırılması kapsamında sınır güvenliğinde alınan etkili ve modern teknolojiye dayalı tedbirlerle korunduğunu kaydederek, “Son bir haftada hudutlarımızdan yasa dışı yollarla geçmeye çalışan 1″i terör örgütü mensubu olmak üzere 109 şahıs yakalanmış, 2 bin 16 şahıs ise engellenmiştir.” ifadesini kullandı.

Hudutlarda, 7 gün 24 saat esasıyla çok yönlü ve etkin tedbirlerin alındığını ve bunun verilere de yansıdığını vurgulayan Aktürk, “2024 yılında hudutlarımızdan yasa dışı yollarla geçmeye çalışırken yakalananların sayısı 13 bin 939, engellenen kişi sayısı da 97 bin 356 olmuştur. Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, terörle mücadele ve hudut güvenliğinde elde edilen başarı ve etkinliğin çıtasını 2025 yılında daha da yukarılara taşıma azim ve kararlılığındadır.” bilgisini paylaştı.

Bölgesel istikrara katkılar

Türk Silahlı Kuvvetlerinin, uluslararası görevlerle dost ve müttefik ülkelerdeki eğitim ve danışmanlık faaliyetlerine başarıyla devam ettiğine işaret eden Aktürk, şunları kaydetti:

“13 yıllık iç savaşın ardından tarihi bir dönemden geçen komşumuz Suriye”de mevcut durum ve gelişmeler, yeni yönetim ile işbirliği ve koordinasyon içerisinde yakından takip edilmekte, Suriye”nin birliği ve toprak bütünlüğü ile terörle mücadeleye verdiğimiz önem ve öncelik kapsamında, Suriye”nin güvenlik ve savunma kapasitesinin artırılmasına yönelik hazırlıklara devam edilmektedir. Ayrıca, birliklerimiz tarafından bölgede istikrarın sürdürülmesine yönelik gerekli tüm tedbirler alınmakta, Suriyelilerin gönüllü, güvenli ve saygın bir şekilde dönüşlerinin sağlanmasına yönelik çalışmalar sürdürülmektedir. Bu vesileyle, DEAŞ ve PKK/PYD/YPG/SDG başta olmak üzere hangi isim adı altında olursa olsun, ülkemizin ve Suriye”nin bekasına kasteden terör örgütleri ile mücadele konusunda kararlı olduğumuzu, bugüne kadar terör örgütlerine karşı alınan önleyici ve yok edici tedbirlere devam edeceğimizi bir kez daha vurguluyoruz.”

Aktürk, İsrail”in, Orta Doğu”da güvenlik ve istikrara karşı tehdit oluşturduğunu, hukuksuz saldırılarını ve işgallerini sürdürdüğünü belirterek, “İsrail”in bu zamana kadar Gazze”de yaptığı soykırım, Batı Şeria”daki ilhak girişimleri, Suriye ve Yemen”e gerçekleştirdiği saldırılar, İsrailli yetkililerinin Mescid-i Aksa”ya yönelik kışkırtıcı eylemleri karşısında uluslararası toplumun sessizliğini sonlandırmasını bekliyoruz. Temennimiz, yeni yılda uluslararası toplumun Filistin halkının insanca yaşama kavuşması, bölgede barış ve huzurun sağlanması için üzerine düşeni yapmasıdır.” ifadelerini kullandı.

İkili ilişkiler

Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler”in yaptığı faaliyetlerine ilişkin de bilgilendirmede bulunan Aktürk, “26 Aralık”ta Suudi Arabistan Genelkurmay Başkanını kabul eden Sayın Bakanımız, 27 Aralık”ta komuta kademesiyle birlikte, Azerbaycan Hava Yollarına ait uçağın Kazakistan”da düşmesi dolayısıyla Azerbaycan”ın Ankara Büyükelçiliğine taziye ziyaretinde bulunmuş, aynı gün Almanya”nın Ankara Büyükelçisini kabul etmiştir.” diye konuştu.

Aktürk, Bakan Güler”in ayrıca, 2024″ün son gününde beraberinde TSK Komuta Kademesi ile 5″inci Hudut Tugay Komutanlığı ve 14″üncü İnsansız Uçak Sistemleri Üs Komutanlığı”nda inceleme, denetleme ve ziyaretlerde bulunarak halkın ve Mehmetçiğin yeni yılını kutladığını hatırlattı.

Eğitim ve tatbikat faaliyetleri

Türk Silahlı Kuvvetlerinin harbe hazırlığının en üst seviyede tutulması maksadıyla ulusal ve uluslararası görev, eğitim ile tatbikat faaliyetlerine de aralıksız devam edildiğini aktaran Aktürk, “17-26 Aralık tarihlerinde Pakistan”da icra edilen Ayyıldız Türkiye-Pakistan İkili Sat Tatbikatı başarıyla tamamlanmıştır.” dedi.

Aktürk, Karadeniz, Ege Denizi ile Akdeniz”de Deniz Kuvvetlerinin harekata hazırlık eğitimlerinin icrası, sevk ve idare etkinliğinin gözlenmesi, müşterek çalışabilirliğin geliştirilmesi amacıyla 7-16 Ocak tarihlerinde Mavi Vatan-2025 Tatbikatı”nın yapılmasının planlandığını belirtti.

Tatbikata ilişkin bilgi veren Aktürk, “Tatbikatta, Deniz Kuvvetlerimizin yanı sıra Kara ve Hava Kuvvetlerimiz ile Sahil Güvenlik Komutanlığından müteşekkil toplam 87 suüstü gemisi, 7 denizaltı, 7 insansız deniz aracı, 31 uçak, 17 helikopter, 28 SİHA/İHA ile SAT ve SAS timleri dahil 20 bin personel yer alacaktır. Söz konusu tatbikatın Seçkin Gözlemci Günü faaliyetleri ise 9 Ocak’ta Aksaz”da icra edilecektir.” dedi.

Aktürk, Terörizmle Mücadele Mükemmeliyet Merkezi Komutanlığının, NATO Müttefik Dönüşüm Komutanlığı tarafından gerçekleştirilen “NATO Kalite Güvence Kurumsal Akreditasyonu Denetlemesi” sonucunda, 1 Ocak 2025-31 Aralık 2030 tarihlerini kapsayan koşulsuz ve 6 yıl geçerli NATO Kalite Güvence Kurumsal Akreditasyonunu almaya hak kazandığını bildirdi.

Aktürk, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Sarıkamış Harekatı”nın 110″uncu yılı dolayısıyla düzenlenen “Türkiye Şehitlerine Yürüyor” anma etkinliği kapsamında Sarıkamış/Kars’ta 3 adet F-16″mız ile 5 Ocak”ta muharip uçak geçişi icra edilecektir. Bu vesileyle başta Sarıkamış şehitlerimiz olmak üzere, tüm şehitlerimizi ve ebediyete irtihal eden kahraman gazilerimizi bir kez daha rahmet ve minnetle yad ediyoruz. Öte yandan, Ankara”da icra edilen 89″uncu Büyük Atatürk Koşusu”nda şampiyon olan Türk Silahlı Kuvvetleri Spor Gücü Kır Koşusu Takımımızı ve derece elde eden sporcularımızı bir kez daha kutluyoruz. 2024 yılı Türk Silahlı Kuvvetleri Spor Gücü Komutanlığımız açısından çok başarılı bir yıl olmuştur. Uluslararası müsabakalarda 2023 yılında 10 kupa ve 18 madalya alan sporcularımız, 2024 yılında 20 kupa ve 93 madalya kazanmıştır.”

Savunma sanayi ile envantere giren yeni silah sistemleri

Aktürk, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan”ın liderliğinde, güçlü ve tam bağımsız bir savunma sanayi hedefi doğrultusunda geliştirilen yerli ve milli savunma sanayi ürünlerinde, Silahlı Kuvvetlerin her geçen gün daha da güçlenip caydırıcılığını arttırmakta olduğunu kaydederek, şunları söyledi:

“Bu kapsamda Kara Kuvvetleri Komutanlığımızca muhtelif miktarda, yeni nesil Fırtına Obüsü”nün, NEFER Kuleli Zırhlı Muharebe Aracı”nın ve MİLKED Elektronik Destek Sistemi”nin muayene ve kabul faaliyetleri tamamlanmıştır. Mavi Vatanımız ve çevre denizlerin yanı sıra, ilgi alanımız olan tüm deniz ve okyanuslarda şanlı bayrağımızı dalgalandıran donanmamızın yeteneklerini küresel ölçekte genişleterek daha modern, daha etkin ve daha güçlü hale getirilmesi amacıyla aynı anda 31 geminin inşası ülkemizin tersanelerinde başarıyla devam etmektedir. Bu çerçevede Milli Denizaltımızın (MİLDEN) ilk kaynağı Gölcük Tersanesi Komutanlığımızda, TF-2000 Hava Savunma Harbi Muhribi ve Milli Uçak Gemisi”nin ilk sac kesimleri ise İstanbul Tersanesi Komutanlığımızda yapılarak inşalarına başlanmıştır.”

Öğrenci ve personel temini

Personel ve askeri öğrenci temin faaliyetlerinin de planlandığı şekilde devam ettiğini belirten Aktürk, Milli Savunma Bakanlığı, Genelkurmay Başkanlığı, Kuvvet Komutanlıkları ve Milli Savunma Üniversitesine personel alımı kapsamında 20 Aralık”ta başlayan “Memur Temini” başvurularının 20 Ocak”a, bugün başlayan Milli Savunma Üniversitesi Askeri Öğrenci Aday Belirleme Sınavı başvurularının ise 27 Ocak”a kadar yapılabileceğini bildirdi.

Aktürk, bağımsızlığın, bölünmez bütünlüğün ile milli birlik ve beraberliğin güvencesi olan Türk Silahlı Kuvvetlerinin karada, denizde ve havada ülkenin savunması ile güvenliğini sağlamaya, kendisine tevdi edilen tüm görevleri başarıyla yerine getirmeye devam edeceğini vurguladı.

Suriye”de yeni dönem

MSB kaynakları, Bakanlık”ta düzenlenen basın bilgilendirme toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Türk Silahlı Kuvvetleri”nin Suriye”ye yeni dönemde ne tür destek sağlayacağına dair sorulara ilişkin kaynaklar şu ifadeleri kullandı:

“Sayın Cumhurbaşkanımızın direktifleri doğrultusunda, Suriye”deki devlet organlarının işler hale gelmesi sonrasında, iki ülke arasında stratejik ilişkiler kurulması ve çeşitli alanlarda işbirlikleri tesis edilmesine yönelik muhataplarımızla görüşüyoruz. Görüşmeler sonrasında tespit edilecek ihtiyaçlar doğrultusunda hazırlanacak yol haritasına göre gerekli destek verilecektir. Savunma ve güvenlik alanlarındaki işbirliği, sadece güvenliğimizin pekiştirilmesi değil, aynı zamanda bölgesel barış ve huzurun tesis edilmesi adına kritik öneme sahiptir. Türk Silahlı Kuvvetleri, Suriye halkının yanında durmaya ve bu geçiş sürecinde de kendi görev alanına giren hususlarda destek olmaya devam edecektir.”

İdlib bölgesindeki gözlem noktaları

Milli Savunma Bakanlığı kaynakları, İdlib bölgesinde bulunan gözlem noktalarının kapatılması veya azaltılması yönünde bir çalışma olup olmadığına ilişkin soruyu, “Geniş ve dinamik bir saha olan bölgede sürekli yeni gelişmeler olmakta ve bunlar yakından takip edilmektedir. Türk Silahlı Kuvvetleri olarak gelişen durumlara göre değerlendirmeler yapılarak planlar sürekli güncellenmektedir. Bu kapsamda kuvvet kaydırılması veya ihtiyaç duyulabilecek diğer hususlara yönelik tedbirler alınmaktadır.” şeklinde cevapladı.

Fırat”ın doğusu

Bakanlık kaynakları, Fırat”ın doğusundaki son duruma ilişkin sorulara da şu yanıtı verdi:

“Bölgede SMO ile terör örgütü PKK/PYD/YPG/SDG arasında çatışmalar devam etmekte. Bu kapsamda, terörle mücadeleden taviz vermeden, Suriye”nin toprak bütünlüğü, siyasi birliği, güvenlik ve istikrarının sağlanması için muhataplarımızla yakın işbirliği ve koordinasyon içerisinde olmaya devam edeceğiz. TSK olarak Suriye”de “az laf çok iş” prensibiyle hareket ediyoruz. Yeni dönemde Suriye”de terör örgütlerine yer olmadığını, buna ne yeni Suriye yönetiminin ne de bizim müsaade etmeyeceğimiz yönündeki kararlılığımızın tam ve kesin olduğunu bir kez daha vurguluyoruz.”

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


Muşlu aileler DEM Parti binası önündeki “evlat nöbeti”ni sürdürdü

Çocuklarına kavuşma ümidiyle DEM Parti İl Başkanlığı önünde eylem yapan Muşlu aileler, “Anneler direniyor”, “Evlat nöbetindeyiz” ve “Artık yeter yakamızdan düşün” yazılı pankartlar açtı.

Çocuklarına teslim olmaları çağrısında bulunan aileler, terör örgütü PKK”ya tepki gösterdi.

Eyleme katılan Ayten Koçhan, 9 yıl önce çocuğunun kaçırıldığını söyledi.

O günden bu yana oğlundan haber alamadığını ifade eden Koçhan, şöyle konuştu:

“Çocuğumu DEM Parti ve terör örgütü PKK”dan istiyorum. Çocuğumu versinler, yeter artık. Daha kaçacak yeriniz kalmadı yavrum. Gelin teslim olun, yolunuz yol değil. Artık evlat hasretine dayanamıyoruz. Oğlum, Ersin, gel teslim ol. Bir bayrağımız var. Onlar sizi kullanıyorlar. Bu bizim davamız değil. Herkesin yeni yılını kutluyorum. İnşallah yeni yılda çocuklarımıza kavuşuruz. Onların yolunu gözlüyoruz.”

Anne Gülbahar Teker ise eylemlerini sürdürmekte kararlı olduklarını belirterek, “20 yıl da olsa buradan gitmeyeceğim. Onlardan korkmuyorum. Çocuklarımızı getirip teslim etsinler. PKK”a bizden ne istiyor? Bize çocuklarımızı versinler. Yaz kış demenden burada bekleyeceğiz.” diye konuştu.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


İsrail, Lübnan”ın güneyinde ilk kez karadan saldırdığı beldede bir evi bombaladı

İsrail ordusu, Lübnan ile 27 Kasım”da yapılan ateşkesi ihlal etmeyi sürdürüyor.

Lübnan haber ajansı NNA”ya göre Merkava tankları, askeri araçlar ve buldozerlerin bulunduğu İsrail birlikleri, ilk kez Lübnan”ın güneyindeki Nebatiye kentine bağlı Beyt Lif”e girdi.

İsrail askerleri bölgedeki ormanlık arazide ve evlerde arama yaptı, İsrail ordusuna ait Merkava tankı beldede bir evi iki kez hedef aldı.

Ayrıca, İsrail ordusuna ait topçu birlikleri Lübnan”ın güneyinde Beyt Lif ve Yatir beldeleri arasındaki Rumiyye bölgesini bombaladı.

Lübnan ile İsrail arasında varılan ateşkes anlaşması, 27 Kasım 2024″te yerel saatle 04.00″te (TSİ 05.00) yürürlüğe girmişti.

Anlaşma uyarınca Lübnan ordusunun, 60 gün içinde İsrail”in Lübnan”ın güneyinde işgal ettiği bölgelere aşamalı olarak konuşlanması öngörülüyor.

İsrail ordusu, 27 Kasım 2024″ten bu yana Lübnan”ın güneyinde İsrail sınır hattında işgal ettiği bölgelerden yalnızca ikisinden çekildi.

İsrail ordusunun sürdürdüğü ihlaller, Lübnan ile yapılan ateşkesi kırılgan bir hale getirirken uzmanlar, “İsrail”in çatışma sürecinde yapamadığını ateşkes döneminde yaptığı” yorumunda bulunuyor.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


İsrail ordusunda intihar vakalarında büyük artış

İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF), 2023 ve 2024 yıllarında toplam 38 askerin intihar ettiğini açıkladı. İSRAİL”DE İNTİHAR EDEN ASKER SAYISINDA ARTIŞ İsrail”de psikolojik sorunlar yaşayan askerler intihar ediyor. İsrail Savunma Kuvvetleri, intihar eden asker sayısında artış yaşandığını duyurdu. İKİ YILDA 38 ASKER İNTİHAR ETTİ Açıklanan verilere göre Gazze”ye saldırıların başladığı 7 Ekim tarihinden itibaren olmak üzere 2023 yılında toplam 17 asker, 2024″te ise 21 asker yaşamına son verdi. Orduda 2022″de 14, 2021″de ise 11 intihar vakasının kayıtlara geçtiği kaydedildi. 2023-2024, CAN KAYBI SAYISININ EN YÜKSEK OLDUĞU DÖNEM Gazze Şeridi”nde ve Lübnan”da yaşanan çatışmalar nedeniyle 2023 ve 2024, son yıllarda can kaybı sayısının en yüksek olduğu dönem oldu. IDF tarafından yapılan açıklamada, 2023″te 512″si operasyon sırasında olmak üzere toplam 558 askerin öldüğü ifade edildi. 2024″TE 363 ASKER ÖLDÜ 2024″te ise 295″i operasyonlar sırasında toplam 363 asker öldü. IDF, 7 Ekim”den bu yana 891 askerin öldüğünü, bunlardan 37″sinin İsrail”in kuzeyine yapılan saldırılarda, 50″sinin Lübnan”daki çatışmalarda öldüğünü belirtti.

Source: Haberler


ABD, Suriye”nin Ayn El-Arab kentine askeri üs kuruyor

İYİ Parti”de üst düzey istifa

Öcalan ile görüşen DEM Parti”den bir kritik ziyaret daha

Derin devlet Trump”ın peşinde mi? Mesajındaki detay büyük ses getirdi

Cenaze törenine damga vuran an

Ayrıntılar geliyor…

Erdem Aksoy

Haberler.com – Dünya

Sıcak Gelişme:

ABD, Suriye”nin Ayn El-Arab kentine askeri üs kuruyor.

Rusya”ya kaçan devrik lider Esad”a suikast girişimi

Ülkenin en gizemli kayıp vakasıydı! 52 yıl sonra gelen mucize

Gece yarısı takımsız kaldı

Haberler.com”da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve haberler.com”un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Eski İstihbarat Daire Başkanı gözaltında

Çaydanlıkla adam döven genç, cezaevinde intihar etti

ABD”yi kana bulayan saldırılarla ilgili bomba iddia

Bahşiş alan kuryeden duygulandıran hareket

Şeriatla yönetilen ülkedeki yılbaşı kutlaması dünya rekoru kırdı

Kocasını geliniyle suçüstü yakalayan kadın, çılgına döndü

Son Dakika Haberleri

OCAK AYI KİRA ARTIŞ ORANI | TÜİK kira artış oranı 2025 ne kadar olacak? TÜFE kira artış oranı nasıl hesaplanır? Alanyaspor-Konyaspor maçı hangi kanalda, saat kaçta? Alanyaspor-Konyaspor maçı şifresiz mi? Bugün ne kandili 2 Ocak 2025? Kürşad Zorlu istifa mı etti? Kürşad Zorlu İYİ Parti”den neden istifa etti? Kürşad Zorlu kimdir? Kürşad Zorlu kaç yaşında, nereli? Hudutsuz Sevda bu akşam var mı? 2 Ocak Hudutsuz Sevda 48. bölüm yayınlanacak mı? NOW yayın akışı! Dolar kaç TL, 1 Dolar ne kadar? 2 Ocak döviz kuru ve bugün döviz fiyatlarında son durum ne? Zamlı maaş Ocak”ta mı Şubat”ta mı yatar? İnci Taneleri bu akşam var mı? 2 Ocak İnci Taneleri dizisi 29. bölüm yayınlanacak mı? 2025 yemek ücreti ne kadar oldu? 2025 yemek kartı limiti kaç TL? Sabri Uzun kimdir, neden gözaltına alındı? Eski İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun”un suçu nedir?

Gelişmelerden Anında Haberdar Olun!
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.

Source: Erdem Aksoy


Soykırımcı orduda sular durulmuyor: 38 İsrailli asker intihar etti

İsrail”de psikolojik sorunlar yaşayan askerler intihar ediyor. İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF), intihar eden asker sayısında artış yaşandığını duyurdu. Açıklanan verilerine göre Gazze”ye 7″si saldırıların başladığı 7 Ekim tarihinden itibaren olmak üzere 2023 yılında toplam 17 asker, 2024″te ise 21 asker yaşamına son verdi. Orduda 2022″de 14, 2021″de ise 11 intihar vakasının kayıtlara geçtiği kaydedildi. Gazze Şeridi”nde ve Lübnan”da yaşanan çatışmalar nedeniyle 2023 ve 2024, son on yıllarda can kaybı sayısının en yüksek olduğu dönem oldu. IDF tarafından yapılan açıklamada, 2023″te 512″si operasyon sırasında olmak üzere toplam 558 askerin öldüğü ifade edildi. 2024″te ise 295″i operasyonlar sırasında toplam 363 asker öldü. IDF, 7 Ekim”den bu yana 891 askerin öldüğünü, bunlardan 37″sinin İsrail”in kuzeyine yapılan saldırılarda, 50″sinin Lübnan”daki çatışmalarda öldüğünü belirtti.

Source: Www.star.com.tr


FETÖ”nün Almanya kalesi sarsıntıda! Planları alt üst oldu

Almanya Cumhurbaşkanı Frank Walter Steinmeier, Almanya Başbakanı Olaf Scholz”un parlamentoda yapılan güven oylamasını kaybetmesinin ardından Federal Meclisi feshederek, 23 Şubat 2025″te erken seçime gidileceğini duyurmuştu. FETÖ”cüler ise Almanya”da yapılacak seçimler sonrasında aşırı sağın yükselmesi ile göçmenlere karşı olumsuz bir tutum takınılmasından endişe ediyor. Almanya, 15 Temmuz başarısız darbe girişimi öncesi ve sonrasında FETÖ için en güvenli ülkelerden biri konumunda yer alıyor. FETÖ”nün 1990″ların başlarından itibaren Almanya”da önemli örgütsel yatırımları bulunuyor. Örgütün elebaşı Fetullah Gülen”den sonra en önemli yöneticilerinden olan Avrupa kıtasındaki örgüt yapısının sözde sorumlusu Abdullah Aymaz da Almanya”da yaşıyor. Aymaz, örgütle ilgili tüm faaliyetlerini yine Avrupa”nın en büyük ekonomisine sahip Almanya”dan yürütüyor. Firari FETÖ”cü terörist Abdullah AymazFİRAR EDEN FETÖ”CÜLERİN DÖRTTE BİRİ ALMANYA”DA YAŞIYOR FETÖ”nün en önemli isimlerinden Aymaz gibi birçok FETÖ”cü de yine Almanya”da ikamet ediyor. Güvenlik kaynaklarından edinilen bilgiye göre Türkiye”den firar eden FETÖ mensuplarının yaklaşık dörtte biri de yaşamak için Almanya”yı seçti. Almanya”nın FETÖ”cülere kucak açmasının altında ise işgücünün yanı sıra politik nedenler de bulunuyor. 15 Temmuz başarısız darbe girişiminin planlayıcılarından Adil Öksüz”ün de Türkiye”den kaçtığı ve son görüldüğü yerin Almanya olduğu biliniyor. Firari FETÖ”cü terörist Adil ÖksüzFETÖ “MAHREM” TAKTİĞİNE ALMANYA”DA DA DEVAM EDİYORGüvenlik kaynaklarından edinilen bilgiye göre, başarısız darbe girişimi sonrasında Türkiye”den firar eden FETÖ”cü askerlerin birçoğu Almanya”ya kaçtı. Ayrıca NATO görevindeyken Türkiye”ye çağrılmalarına rağmen firar edip Almanya”da yaşamaya başlayan FETÖ”cü askerlerin sayısı da oldukça fazla. Avrupa Birliği”nin en güçlü ülkelerinin başında yer alan Almanya, FETÖ”nün mahrem yapılanmalarının en canlı olduğu ülkelerden biri. Örgüt, Türkiye”de kurduğu çarkı Almanya”da da aynı şekilde sürdürüyor. Burada kontrolü ellerinde tutmaya çalışan “mahrem abiler”, özellikle firari askerler üzerinde etkilerine devam ediyor. Firari askerler diğer FETÖ”cüler ile görüştürülmezken, iş, ev ve ailelerinin ihtiyaçları da örgüt tarafından karşılanıyor. FETÖ, TÜRKİYE”DE İHRAÇ EDİLEN ASKER VE POLİSLERİN ALMANYA”DA VATANDAŞLIK ALMALARINI ÇOK ÖNEMSİYORÖrgüt, Almanya”daki FETÖ mensuplarının özellikle de Türkiye”de ihraç edilen asker ve polislerin vatandaşlık almalarını çok önemsiyor. Örgüt, FETÖ”cü ihraç asker ve polislerin Almanya”da topluma entegre olmalarını ve Almanya”da kamu kurumlarında kendi iş kollarındaki kadrolara sızmalarını istiyor. Örgütün son beş senedir bu konuda ciddi bir planlama içinde olduğu, program ve yatırım yaptığı, bu sayede kademeli olarak Almanya kurumlarına sızarak gücünü Almanya bürokrasisinde de sürdürmeyi hedeflediği biliniyor. FETÖ”NÜN ALMANYA KALESİ SARSINTIDAAlmanya”nın Magdeburg kentinde 21 Aralık”ta Noel Pazarı”nda gerçekleşen saldırı, ülkede yaşayan tüm göçmenler için tehlike çanlarının çalmasına neden oldu. Saldırının failinin uzun süredir Almanya”da yaşayan Suudi Arabistan kökenli bir göçmen olması nedeniyle ülke genelinde göçmenlere karşı protestolar başladı. Güvenlik kaynaklarından edinilen bilgiye göre, göçmenlere karşı başlayan bu protestolar en çok FETÖ”cüleri etkiledi. Örgütün yatırım yaptığı Almanya planı bozulmaya başladı. Şubat 2025″te yapılacak seçimlerde aşırı sağın güçlenmesi ile göçmen karşıtlığı yönündeki seçmen baskısının vatandaşlık işlemlerini engellemesinden endişe duyuluyor. Bu nedenle özellikle firari FETÖ”cü asker ve kamu görevlileri vatandaşlık işlemlerini hızlandırma telaşına girdi. FETÖ”cülerin bir diğer endişesi de Suriye”de yaşanan gelişmeler sonrasında Avrupa ülkelerinin Suriyeli göçmenleri ülkelerine geri göndermek için yollar araması oldu. Suriyelilerin ülkelerine gönderilmesi ile sıranın kendilerine gelecek olması telaşı FETÖ”cüleri derinden sarstı. FETÖ”ye 27 ilde operasyonFETÖ”nün mahrem imamından “pişkin” savunma! Hatırlamıyormuş”FETÖ”nün ankesörü”ne takılan eski astsubaya istenen ceza belli oldu

Source: Www.star.com.tr


Yunanistan ve GKRY”nin korktuğu başına geliyor! Türkiye imzalarsa dengeler değişebilir

Türkiye”nin 61 yıllık Baas rejiminin yıkıldığı Suriye ile yapmayı planladığı olası bir deniz yetki anlaşması komşu ülkeler Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi”ni (GKRY) endişelendirdi. Türkiye ve Suriye arasında imzalanacak olası bir deniz yetki anlaşmasının Doğu Akdeniz”deki dengeleri nasıl etkileyeceğini söyleyen uzmanlar, Doğu Akdeniz”deki kıyı uzunluğu nedeniyle uluslararası hukuka göre avantajlı bir konumda olan Türkiye ile yapılacak bir anlaşmanın Suriye”ye daha geniş bir deniz yetki alanı imkanı sunacağını söyledi.TÜRKİYE”DEN YUNANİSTAN VE RUM KESİMİ”NİN UYKULARINI KAÇIRAN ADIMUluslararası Kriz Araştırmaları Merkezi Başkanı Doç. Dr. İsmail Şahin, Türkiye ve Suriye arasında imzalanacak olası bir deniz yetki anlaşmasının Doğu Akdeniz”deki dengeleri nasıl etkileyeceğini AA Analiz için kaleme aldı.Türkiye ile Libya arasındaki Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası”nın imzalandığı 27 Kasım 2019″dan itibaren Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi”nin (GKRY) en büyük endişesi, Türk hükümetinin buna benzer bir anlaşmayı Mısır ve ardından Suriye ile imzalamasıydı. Türkiye-Libya anlaşması, Doğu Akdeniz”de tüm gelişmelerin Yunanistan ve GKRY”nin lehine gittiği ve hiçbir tarafın Türkiye lehine bir değişimi tahmin etmediği bir zamanda doğdu. GKRY, daha öncesinde Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti”nin (KKTC) tüm itirazlarına rağmen Mısır, Lübnan ve İsrail”le deniz yetki alanları konusunda anlaşmalar yapıp ardından da diplomatik halkaya Yunanistan”ı ekleyerek işbirliği süreçlerini başlatmıştı. GKRY yaptığı anlaşmalarla bir taraftan Kıbrıs Türk toplumunun doğal kaynaklar üzerindeki eşit haklarını görmezden gelirken diğer taraftan da Türkiye”nin kıta sahanlığını ihlal ediyordu.YUNANİSTAN VE GKRY”NİN HAKSIZ TALEPLERİTürkiye, Doğu Akdeniz”de tek taraflı bir düzen kurmaya çalışan GKRY”nin Kıbrıs meselesi çözülmeden tüm adayı temsilen anlaşmalar yapmasını gayrimeşru kabul etti ve yalnızca Rum tarafının çıkarlarını gözeten bu tür anlaşmaların uluslararası hukuk açısından geçersiz olduğunu savundu. Bununla birlikte Ankara, bölgedeki deniz yetki alanlarıyla enerji kaynaklarının paylaşımının tek taraflı girişimler yerine tüm tarafların katılımıyla ve hakkaniyet çerçevesinde mümkün olabileceğini belirterek bölgesel bir konferans düzenlenmesini teklif etti. Ancak Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan”ın bu teklifi Doğu Akdeniz”de kendi çıkarlarını koruma önceliği güden GKRY ve Yunanistan tarafından riskli bulunarak dikkate alınmadı. Aynı şekilde, Kıbrıs Türk tarafının doğal gazın yönetimi ve paylaşımına yönelik Birleşmiş Milletler (BM) gözetiminde ortak bir komisyon oluşturulması önerisi de cevapsız bırakıldı.Yunanistan ve GKRY, Türkiye ve KKTC tarafından önerilen hakkaniyete dayalı çözüm ve işbirliği modellerini kabul etmedi. GKRY ve Yunanistan; Avrupa Birliği (AB), İsrail, Fransa ve Amerika Birleşik Devletleri”nin (ABD) desteğiyle Türkiye”ye karşı diplomatik ve stratejik koalisyonlar kurarak hem Türkiye”nin bölgesel aktörlerle ilişkilerini sınırlandırmaya hem de Türkiye”yi Doğu Akdeniz”de yalnızlaştırmaya dönük adımlar atmaya başladı. Ancak bu strateji, Türkiye ve Libya arasında imzalanan deniz yetki anlaşmasıyla çöktü. Türkiye, Libya ile yaptığı anlaşmayla Doğu Akdeniz”deki deniz yetki alanlarını güvence altına almanın yanı sıra Libya ile Türkiye arasında bir deniz sınırı belirleyerek Yunanistan”ın deniz yetki alanları üzerinden Kıbrıs”a ve Mısır”a yönelik yayılmacı taleplerini de geçersiz kıldı.DENİZ YETKİ ANLAŞMASI: TÜRKİYE VE SURİYE”YE STRATEJİK FAYDALARISon yıllarda Türkiye-Mısır ilişkilerinin normalleşmesi ve kısa zaman önce Suriye”de 61 yıllık Baas rejiminin çökmesiyle Türkiye”nin lehine gelişmelerin yaşanması, Atina”da ve Güney Kıbrıs”ta ciddi rahatsızlığa yol açtı. Zira, Ankara”nın Şam ve Kahire ile işbirliğini genişletip güçlendirmesi Yunanistan ve GKRY”yi Doğu Akdeniz”deki stratejik konumlarının daha da zayıflatacağı yönünde endişelere sürüklüyor. Bu bağlamda, Türkiye Cumhuriyeti Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu”nun Türkiye ile Suriye arasında deniz yetki anlaşmasının imzalanacağını açıklaması, bölgesel güç dengesi ve deniz yetki alanlarının sınırlandırılması bakımından önemli bir gelişme olarak değerlendirilebilir. Doğu Akdeniz”deki kıyı uzunluğu nedeniyle uluslararası hukuka göre avantajlı bir konumda olan Türkiye ile yapılacak bir anlaşma, Suriye”ye daha geniş bir deniz yetki alanı imkanı sunacaktır. Bu sayede her iki ülke, GKRY”nin maksimalist taleplerini dengeleyerek daha fazla deniz alanı kazanacaktır. Ayrıca bu anlaşma her iki ülkenin GKRY”nin maksimalist taleplerini dengeleyip daha geniş deniz alanları kazanmasını sağlayacaktır. Diğer taraftan Türkiye ile bir anlaşma, Suriye”nin denizcilik ve enerji çıkarlarıyla da uyumlu olacaktır çünkü Türkiye, Doğu Akdeniz”deki enerji rezervlerini araştırma ve işletme konusunda güçlü bir teknolojiye, altyapı ve birikime sahiptir. Enerji şirketleri ve araştırma gemileri aracılığıyla, Suriye”nin deniz yetki alanlarındaki kaynak arama faaliyetlerini hızlandırabilir ve bu alanlarda enerji rezervlerini keşfedip kullanmasını kolaylaştırabilir. Böyle bir anlaşma, Suriye”nin deniz ticaret yollarına erişimini artırarak Akdeniz”deki denizcilik faaliyetlerini genişletir. Türkiye”nin gelişmiş liman ve lojistik altyapısı, özellikle İskenderun ve Mersin limanları Suriye”nin ekonomik çıkarlarını destekleyecek şekilde etkin bir biçimde kullanılabilir. Bu sayede, Suriye”nin ticaret ağının yeniden inşasına önemli katkılar sağlanabilir. Türkiye”nin Doğu Akdeniz”deki güçlü bölgesel rolü, Suriye”nin bölgedeki diğer aktörlerle ilişkilerini güçlendirmesine de yardımcı olabilir. Bu anlaşma Türkiye ve KKTC için de pek çok fayda sağlayacaktır. Öncelikle, Suriye ile yapılacak bir deniz yetki sınırlandırma anlaşması, GKRY ve Yunanistan”ın maksimalist haritalarını geçersiz kılarak Türkiye ve KKTC”nin uluslararası deniz hukukuna dayalı haklarını daha güçlü bir şekilde savunmalarını mümkün kılacaktır. Bu da Ankara”nın Doğu Akdeniz”deki siyasi, hukuki ve diplomatik üstünlüğünü pekiştirecek ve Türkiye”nin bölgesel denizcilik ve enerji projelerinde daha fazla etki sahibi olma kapasitesini artıracaktır. Kıbrıs Türkleri açısından bakıldığında, bu tarz bir gelişme iki devletli çözüm modeline verilen dolaylı desteği artıracak ve bölgedeki siyasi denklemlerde KKTC”nin statüsünü destekleyen bir anlayışın oluşmasına katkı sağlayacaktır. Bu durum, Kıbrıs Türklerinin haklarını ve egemenliğini güçlendirerek Kıbrıs sorununda daha güçlü bir duruş sergilemelerine olanak tanıyacaktır.Türkiye ile Şam demiryoluyla birleşiyor!Hemen AB”deki abilerine koştular! Türkiye-Suriye deniz yetki anlaşması paniklettiSinyal verildi! Türkiye”nin öncü olduğu dev projede Suriye sürprizi

Source: Www.star.com.tr


Çin”den ABD ihracatına yönelik yeni hamle: 28 şirket için yasak kararı!

Çin, ABD”li 28 savunma sanayi şirketine askeri ve sivil “ikili kullanıma sahip ürünlerin” ihracatına yasak getirdiğini bildirdi. Çin Ticaret Bakanlığı, 10 ABD”li şirketin de Çin ile egemenlik ihtilafı içindeki Tayvan”a silah satışı nedeniyle “güvenilmez varlık” listesine alındığını açıkladı. Aralarında General Dynamics, Boeing Defence, Space & Security, Lockheed Martin ve Raytheon Missiles & Defence”in olduğu savunma şirketlerine ihracat yasağı getirilirken, Lockheed Martin”in 5, General Dynamics”in 3, Raytheon”un 1 şirketi ile General Dynamics ve Raytheon 1 ortaklığı “güvenilmez varlık” listesine alındı. Çinli şirketlerin, ilk gruptaki 28 şirkete “ikili kullanıma sahip ürünleri” satması kısıtlanırken, ikinci gruptaki 10 şirket ile Çinli şirketler arasında her türlü alışveriş, bu şirketlerin Çin”de yatırım yapması ve yöneticilerinin Çin”e giriş ve çıkış yapması yasaklandı. Pekin yönetimi, en son 24 Aralık”ta ABD”nin Tayvan”a silah satışına aracılık ettikleri gerekçesiyle 13 Amerikan savunma sanayi şirketi ile 6 yöneticiye yaptırım uygulayacağını bildirmişti.

Source: Dünya Gazetesi


Katil ordusundan Gazze”de yeni suikast:

Filistin İçişleri Bakanlığı”ndan yapılan açıklamada, İsrail”in sabah saatlerinde Gazze Şeridi”ndeki Emniyet Müdürü Tümgeneral Salah ile yardımcısı Polis Komuta Konseyi Üyesi Tümgeneral Şahvan”ı Han Yunus”ta havadan hedef aldığı aktarıldı. KATİL İSRAİL YARDIM SIRASINDA HEDEF ALDISaldırıda Emniyet Genel Müdürü ve yardımcısının yanı sıra çok sayıda Filistinlinin de hayatını kaybettiği belirtilen açıklamada, suikastın, Salah ve Şahvan”ın Filistin halkına insani ve ulusal görevlerini yerine getirdikleri esnada gerçekleştiği belirtildi.ULUSLARARASI HUKUK HİÇE SAYILIYORAçıklamada, Polis teşkilatının, 15 aydır devam eden İsrail saldırılarının gölgesinde Filistinlilere hizmet verme konusunda önemli rol oynadığı belirtilirken İsrail”in tüm uluslararası ve insani yasaları hiçe saydığına dikkat çekildi.Soykırımcı orduda sular durulmuyor: 38 İsrailli asker intihar ettiSoykırımcı İsrail”den Hamas”a “Gazze” tehdidiGeçen yıl 53 bini aşkın fanatik Yahudi Mescid-i Aksa”ya baskın düzenledi

Source: Www.star.com.tr


Çin, ABD”li 28 savunma sanayi şirketine ihracat yasağı getirdi

Çin Ticaret Bakanlığından yapılan açıklamada, “ulusal güvenliği korumak ve silahların yayılmasının önlenmesine yönelik uluslararası yükümlülüklerini yerine getirmek amacıyla Çinli şirketlerin, söz konusu şirketlere ihracat yapmasının yasaklandığı” belirtildi. Bakanlık, 10 ABD”li şirketin de Çin ile egemenlik ihtilafı içindeki Tayvan”a silah satışı nedeniyle “güvenilmez varlık” listesine alındığını açıkladı. Aralarında General Dynamics, Boeing Defence, Space & Security, Lockheed Martin ve Raytheon Missiles & Defence”in olduğu savunma şirketlerine ihracat yasağı getirilirken, Lockheed Martin”in 5, General Dynamics”in 3, Raytheon”un 1 şirketi ile General Dynamics ve Raytheon 1 ortaklığı “güvenilmez varlık” listesine alındı. Çinli şirketlerin, ilk gruptaki 28 şirkete “ikili kullanıma sahip ürünleri” satması kısıtlanırken, ikinci gruptaki 10 şirket ile Çinli şirketler arasında her türlü alışveriş, bu şirketlerin Çin”de yatırım yapması ve yöneticilerinin Çin”e giriş ve çıkış yapması yasaklandı. Pekin yönetimi, en son 24 Aralık”ta ABD”nin Tayvan”a silah satışına aracılık ettikleri gerekçesiyle 13 Amerikan savunma sanayi şirketi ile 6 yöneticiye yaptırım uygulayacağını bildirmişti.

Source: Internet Haber


Ahmet Türk görüşmede MHP lideri Bahçeli”ye kehribar tespih hediye etti

TBMM”de tarihi anlar! Bahçeli kapıda karşıladı

ABD”den Türkiye”yi ayağa kaldıracak Suriye hamlesi

Derin devlet Trump”ın peşinde mi? Mesajındaki detay büyük ses getirdi

Nevzat Bahtiyar”ın avukatı gizemli mesajlarının perde arkasını anlattı

Ayrıntılar geliyor…

Erdem Aksoy

Haberler.com – Politika

Abdullah Öcalan Devlet Bahçeli Ahmet Türk DEM Parti Cumartesi Politika 3-sayfa İmralı Aralık Dünya MHP

Şeriatla yönetilen ülkedeki yılbaşı kutlaması dünya rekoru kırdı

İngiliz liderden küstah paylaşım! Ayasofya üzerinde Yunan bayrağı

ABD”yi kana bulayan saldırılarla ilgili bomba iddia

Haberler.com”da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve haberler.com”un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Cenaze törenine damga vuran an

Şeriatla yönetilen ülkedeki yılbaşı kutlaması dünya rekoru kırdı

Simge “Kısmetimi kapatıyor” demişti: Icardi atağa geçti

Satın aldığı kayıp bavulun içinden servet çıktı

Türkiye”den denizlerde dengeleri değiştirecek hamle

13 dizi maliyet nedeniyle final yapıyor

Son Dakika Haberleri

3 Ocak İstanbul hava durumu | İstanbul”da hava nasıl olacak? İstanbul günlük ve 5 günlük hava durumu 3 Ocak Ankara hava durumu | Ankara”da hava nasıl olacak? Ankara günlük ve 5 günlük hava durumu 2025 Ramazan ayı ne zaman, ilk oruç hangi gün? Ramazan Bayramı hangi tarihte? 2 OCAK NAMAZ VAKİTLERİ | 2 Ocak akşam ezanı kaçta? İl il namaz saatleri! Regaip Kandili duası nedir, ne yapılır? Regaip Kandili yapılacak ibadetler ve dualar hangisi? Regaip Kandili”nde yapılacak ibadetler nelerdir? Regaip Kandili”nde hangi ibadetler yapılır? Regaip Kandili”nde çekilecek zikirler! Regaip Kandili”nde hangi zikirler çekilir? En faziletli zikirler nelerdir? ATV CANLI YAYIN İZLE || 2 OCAK Esra Erol canlı izleme linki! Esra Erol”da son bölümde neler oldu? GELİNİM MUTFAKTA 2 OCAK PUAN DURUMU | Gelinim Mutfakta bugün kim birinci oldu, altını kim aldı? 2 Ocak Perşembe Gelinim Mutfakta kim kazandı? Jocelyn Wildenstein kimdir, öldü mü? Jocelyn Wildenstein kaç yaşında öldü? OCAK AYI KİRA ARTIŞ ORANI | TÜİK kira artış oranı 2025 ne kadar olacak? TÜFE kira artış oranı nasıl hesaplanır?

Gelişmelerden Anında Haberdar Olun!
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.

Source: Erdem Aksoy


AK Partili Yayman, Şubat ayını işaret etti

TBMM”de açıklamalarda bulunan Dijital Mecralar Komisyonu Başkanı ve AK Parti Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman, dijital telif yasasının bir an önce çıkarılması gerektiğini söyleyerek, emek hırsızlığında sözün bittiği yere gelindiğini ifade etti. Yayman, “Bir taraftan gerçek gazetecilik anlamında 5N1K kuralıyla çalışan basın emekçileri, televizyoncular var. Diğer taraftan bu emekleri alarak bunun üzerinden etkileşim almak için sürekli emek hırsızlığı yapan ve copy paste gazeteciliğiyle kendisine gazeteci bile denmeyen insanların yaptığı bir faaliyet var. Dijital telif gündemi bizim için olmazsa olmaz bir gelişmedir. Bu konuda çalışmalarımız devam ediyor. Sosyal medyanın yıkıcı etkisinin bu kadar öne çıkmasını doğru bulmuyoruz. Muhakkak uluslararası şirketlerin toplum kurallarını, yani anayasalarını hazırlamaları ve bu anayasaları çocuğun, bireyin, kamu düzeninin ve toplumun korunmasının kırmızı çizgiler olarak değerlendirilmesini arzu etmekteyiz. Sosyal medyaya giriş yaşıyla ilgili düzenleme yapacağız. Yeni dönemde dijital platformları dinlemeye devam edeceğiz. İlk platform Netflix olacak. Diğer dijital platformları TBMM Dijital Mecralar Komisyonu”nda dinleyeceğiz” ifadelerini kullandı. Yayman, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli”nin başlattığı süreçte çok önemli gelişmelerin olduğunu hatırlatarak, “Sayın Devlet Bahçeli sanki Suriye”de olacak gelişmeleri öngörmüşçesine PKK terör örgütüne ve DEM Parti grubuna bir çağrıda bulunmuştu. Ya eller tetikten çekilecek ya da bu eller tetiklerle birlikle gömülecek demişti. Bu meselenin ana fikri terörsüz Türkiye”dir. Bu noktada gelişmeleri olumlu görüyorum. Artık şehit analarının ağlamaması için ve Türkiye”nin bu terör belasından kurtulması için Sayın Bahçeli”nin çağrısı tarihi önemdedir. Bir turnusol ve samimiyet testidir. Artık söz sırası DEM”dedir. DEM Parti üstüne düşen tarihi sorumluluğu yerine getirmelidir. PKK terör örgütünün silah bırakma ve Türkiye”de artık eylemlerine son verme noktasında daha cesaret verici bir tavır içerisinde olmalıdır. Bugün de tarihte ilk defa DEM Parti, Sayın Devlet Bahçeli”yi ziyaret etmektedir. Bu gerçekten milletimizin görmek istediği hareket ve tavırdır” şeklinde konuştu. Yayman şöyle konuştu: “Ben şubat ayının içerisinde artık Türkiye”de silahların bırakılacağı bir iklimin, silah tesliminin ve PKK terör örgütünün Türkiye”de artık eylem yapmayacağının gündeme geleceğini, daha çok konuşulacağını düşünüyorum. Her şey yolunda giderse şubat ayı içerisinde çok önemli gelişmelerin olacağını, Türkiye tarihini olumlu yönde değiştirecek ve Türkiye”nin ileri adımları atabileceği birtakım gelişmelerin olacağını öngörüyorum.

Source: Www.star.com.tr


Suriye”de dikkat çeken hareketlilik, Haseke”den yola çıktılar! ABD, Ayn El Arab”ta üs kuruyor iddiası

Suriye”de 61 yıllık Bass rejiminin düşmesinden sonra bölgedeki gelişmeler art arda yaşanmaya başlandı. Özellikle ABD”nin bölgede nasıl bir aksiyon alacağı merak konusu olurken, dikkat çeken bir iddia gündeme geldi. Dün, Haseke”deki ABD üssünden hareket eden lojistik malzeme, yakıt, briket odalar, iş makineleri ve hazır beton duvarlar taşıyan bir askeri konvoy, M-4 yolunda Halep doğu kırsalına hareket ettiği gözlemlendi. “ABD Aynel Arab”a üs kuracak” Gayri resmi kaynaklara göre, ABD Aynel Arab”a üs kuracak. Eski adıyla Kinim Oteli, şimdilerde ise öğrenci yurdu olarak bilinen binanın üs karargahı olacağı bildirildi. Gözlem noktaları da kurulacağı öne sürüldü Bunun dışında bazı gayri resmi kaynaklara göre, Sırrin, Tişrin Barajı ve 2 noktada gözlem noktaları olacağı da iddia edildi. ABD, PKK/YPG”yi desteğe devam mı edecek? Suriye”de hareketliliğe neden olan ABD”nin attığı bu adımlar “ABD, terör örgütü PKK/YPG”yi desteğe devam mı edecekler?” sorusunu da akıllara getirdi. Bu iddialarla ilgili olarak henüz resmi kaynaklardan herhangi bir açıklama yapılmadı. (CNN TÜRK)

Source: Internet Haber


DEM Parti”nin Bahçeli ziyaretiyle ilgili konuşan Hüseyin Yayman şubat ayını işaret etti

Hüseyin Yayman, Meclis”te düzenlediği basın toplantısında, Komisyonun dijital gündemle ilgili yoğun bir mesai içerisinde olduğunu dile getirdi. Komisyonun 2025 yılında gerçekleştireceği çalışmalara ilişkin bilgi veren Yayman, AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler ile görüştüklerini belirterek, “İnşallah 2025 yılı gündemimizde “dijital telif yasası”nın bir an önce çıkması var. Artık emek hırsızlığı, bizleri sözün bittiği yere getirdi.” ifadelerini kullandı. Bir taraftan “5N 1K” kuralıyla çalışan gazetecilerin olduğunu anlatan Yayman, diğer tarafta ise bu gazetecilerin emekleri üzerinden etkileşim almaya çalışan, “emek hırsızlığı yapan, copy paste gazeteciliği ile aslında kendisine gazeteci bile denmeyen” insanların yaptığı bir faaliyetin bulunduğunu belirtti. Yayman, etkileşim almak için her türlü absürtlüğü yapan anlayışa asla katılmadıklarını, dijital telif gündemini olmazsa olmaz bir unsur olarak gördüklerini söyledi. Sosyal medya kullanımında yaş sınırına ilişkin tartışmalara dikkati çeken Yayman, şöyle konuştu: “Tavrımız net, bu konuda siyasetçiler karar vermeyecek, bilim insanları, psikiyatristler, uzmanlar karar verecek ama sosyal medyanın yıkıcı etkisinin bu kadar öne çıkmasını doğru bulmuyoruz. Bir taraftan kumar, oyun siteleri, diğer taraftan etkileşim almak uğruna yapılan absürt içerikler ailemizin temeline dinamit koymakta, gençlerimizin geleceğini çalmakta. Biz bunu asla kabul etmiyoruz. Milli Eğitim Bakanlığı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığımızla, AK Parti Grubumuzla beraber Komisyonumuz ortak bir çalışma içerisinde. Değerlendirmelerimiz devam ediyor. Sosyal medyaya giriş yaşıyla ilgili bir düzenleme yapacağız. Muhakkak aileyi, çocuğu korumak istiyoruz. Bununla ilgili de 13 yaşsa 13 yaş,16 yaşsa 16 yaş. Ailelerimizden bize yapılan başvuruda, öğretmenlerimizle yaptığımız değerlendirmelerde daha çok 13 yaşın öne çıktığını görüyoruz. Bu noktada buna siyaset kurumu değil uzmanlar karar verecek.” Hüseyin Yayman, Komisyon olarak 2025 yılında dijital platformların temsilcilerini dinlemeye devam edeceklerini bildirerek, ilk olarak Netflix”in dinleneceğini kaydetti. Yayman, Komisyona, Aile ve Sosyal Hizmetler ile Milli Eğitim bakanlarının da geleceğini ifade etti. Suriye”deki gelişmelere dikkati çeken Yayman, Suriye”de asla bir “Teröristana” ya da “Davut Koridoru”na müsaade edilmeyeceğini belirtti. Yayman, Suriye”de, milli iradenin tecelli etmesini önemli bulduğunu vurgulayarak, kapsayıcı bir yönetim modelinin Suriye için çok önemli olduğunun altını çizdi. “DEM Parti üzerine düşen tarihi sorumluluğu yerine getirmeli” Yayman, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli”nin 22 Ekim”de partisinin TBMM Grup Toplantısında yaptığı çağrı ve sonrasında yaşanan gelişmeleri de değerlendirdi. Suriye”de yaşanan gelişmelerin Devlet Bahçeli”nin nasıl bir kehanetle konuştuğunun ispatı olduğuna işaret eden Yayman, gelişmeleri olumlu gördüğünü vurguladı. Yayman, Türkiye”nin terörden çok acılar çektiğini anımsatarak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Şehit analarının ağlamaması, Türkiye”nin bu terör belasından kurtulması için Sayın Bahçeli”nin çağrısı tarihsel önemdedir, ezberleri bozmuştur, duvarları yıkmıştır. Bir anlamda turnusol, samimiyet testidir. Çok değerlidir. 1990″lı yıllarda Türkiye terör belası ile boğuşurken bir TV kanalında rahmetli Alparslan Türkeş”in, HEP milletvekili Leyla Zana”ya “Kızım bir sorunun olursa beni ara, her zaman arayabilirsin.” şeklinde ifadesi vardır. Aslında dünden bugüne Bahçeli”nin tavrı çok nettir. Ahmet Türk ile söyledikleri tarihe geçer niteliktedir. Önümüzdeki günlerde güzel gelişmeler olacaktır. Burada artık söz sırası DEM”dedir. DEM Parti üzerine düşen tarihi sorumluluğu yerine getirmelidir. PKK terör örgütünün silah bırakması ve Türkiye”de eylemlere artık son vermesi noktasında daha cesaret verici tavır içinde olmalıdır. Bugün tarihte ilk defa DEM Parti, Devlet Bahçeli”yi ziyaret etmektedir. Bu, milletimizin görmek istediği bir harekettir, tavırdır.” Hüseyin Yayman, bir gazetecinin, “Öcalan”dan gelen mesajda, “adres Meclis” vurgusu vardı. Silah bırakma çağrısı gelmedi. Onun zamana yayılması mı söz konusu?” sorusu üzerine, Bahçeli”nin başlattığı sürecin nasıl bir devlet aklının ortada olduğunu gösterdiğini söyledi. Yayman, sözlerini şöyle tamamladı: “O gün Devlet Bahçeli”ye kızanlar, itiraz edenler, Meclis kürsüsünden ip atanlar, Suriye”de yaşanan gelişmelerden sonra herhalde bu çağrısının ne kadar tarihsel bir öneme sahip olduğunu hep beraber anlamışlardır. Sayın Bahçeli çağrısını yapmıştır, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan bu konuda düşüncelerini dile getirmiştir. Terörist başı Abdullah Öcalan bir açıklama yapmıştır. Şimdi sıra DEM Parti”dedir. DEM Parti”nin bu tarihsel sorumluluğunu yerine getirmesi gerekmektedir. Şubat ayı içerisinde artık Türkiye”de silahların bırakılacağı bir iklimin, silah tesliminin ve PKK terör örgütünün Türkiye”de artık eylem yapmayacağının gündeme geleceğini, önemli bir provokasyon olmazsa her şey yolunda ilerlerse şubat ayı içerisinde çok önemli gelişmelerin olacağını görüyorum. Türkiye tarihini gerçekten olumlu yönde değiştirecek, Türkiye”nin ileri hamleler yapmasını sağlayacak bir takım gelişmelerin olacağını görüyorum.”

Source: Internet Haber


Suriye”de devrik rejim unsurlarına operasyon başlatıldı! Sivillere evden çıkmayın uyarısı

Suriye Haber Ajansının (SANA) bir güvenlik kaynağına dayandırdığı haberinde, Askeri Operasyonlar Komutanlığı ile İçişleri Bakanlığı ekiplerinin, Humus”un bazı mahallelerinde uzlaşı çağrılarını ve silahlarını teslim etmeyi kabul etmeyen eski rejim unsurlarına karşı “güvenlik operasyonu” başlattığını bildirdi.VATANDAŞLARDAN EVLERİNDE KALMALARI İSTENDİHaberde, güvelik taramalarının yapıldığı Vadi Zehep ve İkrime mahallerindeki vatandaşlardan evlerinde kalmaları istendi.Baas rejiminin 8 Aralık”ta yıkılmasının ardından genel af çıkaran Askeri Operasyonlar Komutanlığı, birçok ilde uzlaşı merkezleri açarak devrik rejim unsurlarından belli bir süreye kadar silahlarını teslim etmelerini istemişti.Askeri Operasyonlar Komutanlığı, daha önce de Tartus ve Lazkiye illerinde geniş çaplı benzer operasyonlar düzenlemişti.

Source: Www.star.com.tr