Küresel Politika Gündemi – İhtilaller, İnfazlar ve Diplomasi Taktikleri

Bundan da rahatsız olma be birader

Geçen hafta altı bebek donarak öldü.*Gazze’nin unutulmaması ve unutturulmaması gerekiyor.*Görüntülerini izledim ve çok etkilendim:İsveç’te yılbaşı gecesi eğlenceyi bir tarafa bırakan binlerce kişi, ellerinde meşalelerle Filistin’le dayanışma yürüyüşü yapmışlar.*İstanbul’daki yürüyüş ise çok daha büyük ve çok daha etkileyiciydi.*İsveç’teki yürüyüşe kulp takan olmuş mudur bilmiyorum ama İstanbul’daki yürüyüşe bayağı bir kulp takan oldu.*Almışlar bayraklarını, pankartlarını. Düşmüşler yollara. Donarak ölen bebekler aşkına seslerini yükseltmişler. Filistin’in gündeme gelmesini sağlamaya çalışmışlar.Oturmuşlar, bu insanlara laf saydırıyorlar.*Bu yürüyüşten neden rahatsız oluyorsun be birader?Neden bu yürüyüş üzerinden polemik yapıyorsun? Neden bu yürüyüşten seküler / muhafazakar çelişkisi çıkarmaya çalışıyorsun? Neden bin türlü açık aramakla meşgul oluyorsun? Neden bu yürüyüş senin moralini bozuyor.*Hepsini geçtim.Neden iyi bir insan olmayı denemiyorsun? SADDAM DA BADEM GÖZLÜ OLMASIN İdam edilişinin yıldönümünde…Saddam’ı şehit ilan etmişler.Övgüler, destansı vurgular, selam durmalar falan.*Baas ideolojisinin iki ayağı vardı: Hafız Esad ve Saddam Hüseyin.Gaddarlık ve zulüm alanında hangisi birinci olur? Karar veremiyorum. Herhalde ikisini birden şampiyon ilan etmek en iyisi.*Hafız Esad, Hama’yı tanklarla çevirip binlerce kişiyi katletmişti.Saddam Hüseyin de Halepçe’de kimyasal gazla eşine az rastlanır bir katliam yaptı.*ABD’nin Irak’a yönelik işgaline karşı çıkmak bile Saddam’ı temize çıkarmaz.Saddam gibi bir zalime de selam durmak, Halepçe’de zehirli gazla öldürülenlere yapılan ağır bir hakarettir.ANLAMAKTA ZORLANDIĞIM KİŞİLER – Beyaz Show yeniden başlıyor diye heyecanlananlar.- Akşama izleyecek dizisi olmadığı halde mutlu olanlar.- “Gassal” dizisine laf sokmak için kendilerini zorlayanlar.- “Noel” ve “yılbaşı” üzerinden tartışma yapmaya doyamayanlar. HADİSE’NİN NARİN ÜZERİNDEN PRİM YAPMA ÇABASI Yılbaşı gecesi. Hadise ekranda. Şarkısını söyleyecek. Ama önce bir sosyal mesaj. “Narin’ler ölmesin, şeker de yiyebilsin” falan edebiyatı.*Hadise’nin bu yaptığı, tam bir duyar kasma.Süper samimiyetsiz.Nereden mi biliyorum?Şuradan:Samimi olsa…Eski sevgiliye fırça atma şarkısı olan “Sıfır Tolerans” isimli şarkısını “Narin’ler için söylüyorum” diye takdim etmezdi.Nasıl ve neden öldürüldüğü bile belli olmayan minicik bir kız çocuğunun ardından söylenecek şarkı değildir o.*Hadise’nin bunu yaparken Narin için milim empati geliştirmediğine hem yemin edebilirim hem de iddiaya girebilirim.2025’İN KELİMESİ: PARADİGMABu yıl hepimizin dilinde olacak bu kelime.*Fikret Başkaya’nın “Paradigmanın İflası” adlı kitabıyla popüler hale gelen bu kelime, epeydir unutulma bahçesine terk edilmişti. Öcalan’ın İmralı’dan gönderdiği mesajla birlikte yeniden popüler hale gelmeye başladı.*2025’in kelimesi şimdiden belli yani.YAŞANDI BİTTİ SAYGISIZCABitmiş gitmiş siyasal olayların ardından “Yaşandı bitti saygısızca” demeyi çok severim.*Burak Kut’un bir şarkısıdır bu.*Yılbaşı gecesinin ekranlarından birinde bu şarkıyı üstelik canlı söyledi Burak Kut. Süper başarılı bir performansla. Kayıtsız kalamadım.OSMAN MÜFTÜOĞLU’NUN KİTABIOsman Müftüoğlu, sadece bedeni değil ruhu da dikkate alan hekimlerimizden.Ruh sağlığını, beden sağlığından ayırmıyor.O nedenle onun sağlık tavsiyelerine her zaman sonsuz güvenirim.*Hoca’nın “Geç Kalma / Genç Kal” kitabını okumuştum. Geçen gün baktım Murat Ülker de bu kitaptan yararlanmış. Osman Hoca’nın insan ömrünü uzatmanın ötesine geçerek uzun ömrün nasıl daha kaliteli olmasına odaklanmasının altını çizmiş.*“Uzun yaşamak marifet değil. Marifet uzun ve sağlıklı yaşamak” mottosuna inanıyorsanız… Osman Hoca’dan ayrılmayın derim.

Source: Ahmet Hakan


2024’te Türk dış politikası (1) | ABD ile bazı sorunlarda düzlüğe çıkıldı, ancak 2025 Suriye sorularıyla kaplı

Bu yılki seriye ABD ile başlayıp, Atlantik ötesi ile ilişkilerin bir muhasebesini yapıp, henüz girdiğimiz 2025 yılına dönük bazı öngörülerde bulunmak istiyorum bugünkü yazımda.Geçen yılın başında 2023’ü değerlendirdiğimiz “ABD ile İlişkiler F-16 Modernizasyonu ve İsveç’in NATO Üyeliğine Kilitlendi” başlıklı yazımda, “ABD ile ilişkiler açısından olumlu gelişmeler hanesine yazılacak kayda değer bir harekete işaret edebilmek güç görünüyor, son dönemde yaşanan göreceli hareketlilik hariç tutulursa” şeklinde bir tespit yapmışım.Dikkat çektiğim o hareketlilik Türkiye ile ABD arasında, Ankara’nın F-16 talebi ile İsveç’in NATO’ya girişi sorunundaki karşılıklı kilitlenmenin 2024 yılı başında sürpriz bir şekilde aşılmasıyla sonuçlanmıştır.İsveç’in NATO’ya girişine ilişkin onay protokolünün 23 Ocak tarihinde TBMM’de kabul edilmesinin ardından ABD yönetimi de Türkiye’ye ‘4.5’uncu nesil’ 40 yeni F-16 savaş uçağı satışı ve ayrıca envanterdeki 79 F-16’nın modernizasyonunu sağlayacak donanımın satışına ilişkin paketi Kongre’ye sunmuştur.Biden yönetimi yalnızca bu adımla sınırlı kalmamış, bütün ağırlığını koyarak bu talebin Kongre’de bir engellemeyle karşılaşmadan geçmesini de sağlamıştır.Rusya’nın 24 Şubat 2022 tarihinde başlayan Ukrayna’yı işgali sonrasında neredeyse iki yıla yaklaşan bir süre zarfında Ankara’nın vetosu nedeniyle kilitli duran İsveç’in NATO üyeliğinin önünün nihayet açılması, ittifak içindeki ciddi bir sancı konusunu ortadan kaldırmıştır.Benzer şekilde, Ege’deki askeri güç dengesinde Yunanistan’ın gerisinde kalma ihtimalinden dolayı endişe yaşayan Türkiye de F-16 modernizasyonuna yeşil ışığın yanmasıyla belli ölçülerde rahat bir nefes almıştır.*Ancak ABD’nin Türkiye’ye yeni F-16’ları onaylarken, Yunanistan’a bundan bir sonraki ileri teknolojiyi temsil eden ‘5’inci nesil’ F-35 savaş uçağı verecek olması, yine de bir sıkıntılı alan yaratıyor Ankara açısından.Zaten F-16 dosyasındaki rahatlamayla birlikte, Türkiye’nin 2019 yılında Rusya’dan S-400 alımı nedeniyle dışlandığı F-35 programına farklı bir çerçevede de olsa dönmesi, aynı zamanda CAATSA yaptırımlarının dışına çıkartılması konuları, yeniden ikili ilişkilerin gündemine girmiştir.Bununla birlikte söz konusu meselelerde ilerleme kaydedilebilmesi, Türkiye’nin Rusya’dan aldığı S-400 hava savunma sistemlerine nasıl bir formül bulunacağı konusunda yaratıcı bir çözümü zorunlu kılıyor.*Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın geçen mart ayındaki Washington ziyareti sonrasında yayılan hava, bu karmaşık soruna çözüm bulmaya dönük bazı formüllerin konuşulmakta olduğudur.Fidan, geçen eylül ayında AA’ya yaptığı bir açıklamada karmaşık bir şekilde iç içe geçmiş olan bu konuların “iki ülke ilişkilerinde ayak bağı haline geldiği” ifadesini kullanmış, bu tespitte “iki tarafın da hem fikir olduğunu” söylemişti.Bütün mesele, Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilerin önümüzdeki dönemde bu “ayak bağı”ndan nasıl kurtarılabileceği sorusunda düğümleniyor. Bu konudaki çözüm arayışı Trump yönetimine devrolunmuştur.Burada ironik bir durum var aslında. Çünkü, 2025 başında Türkiye-ABD ilişkilerinde masanın üzerinde durmakta olan sorunların hatırı sayılır bir bölümü, 2021 ocak ayında biten Trump döneminden kalmış dosyalardır.*Geçen yılın önemli bir yönü, kasım ayındaki başkanlık seçimi Cumhuriyetçilerin kazanmasıyla birlikte, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD’nin Demokrat Başkan Joe Biden arasında dört yıl boyunca iniş çıkışlarla seyreden ilişkinin sonuna gelinmiş olmasıdır.Demokratlar döneminde bu ilişkiye, Biden’ın Erdoğan’a ve Türkiye’ye belli ölçülerde mesafeli duruşu damga vurmuştur. Böyle de olsa Biden yönetimi, küresel ölçekteki köklü stratejik çıkarları bağlamında Türkiye ile ilişkilerini her şeye rağmen makul bir çerçeve içinde yürütmek zorunda olduğunun idraki içinde davranmıştır. Yaşanan gerilimlerin, uzun süreli sürtüşmelerin belli bir kısmı bir şekilde aşılmıştır.Öte yandan Rusya bağlantılı sorunlar da yaşanmıştır. Geride bıraktığımız yıl ABD yönetiminin Rusya’ya uyguladığı ambargo nedeniyle Türkiye ile Rusya arasındaki ticari ilişkileri projektörlerin altında tutup Ankara’daki karar vericiler ve ayrıca Türkiye’nin finans sektörü üzerindeki baskısını artırdığı bir dönem olmuştur.Bu durumun Türkiye cephesinde bir dizi sıkıntı yarattığı, Rusya ile ticareti olumsuz yönde etkilediği biliniyor.*Tabii, aşılamayan bazı kronik sorunlar da var. 2024, bir kez daha ABD’nin Suriye’de Fırat’ın doğusunda PKK uzantısı YPG’nin omurgasında yer aldığı Suriye Demokratik Güçleri (SDG) üzerine kurulu stratejisinin Türkiye ile ilişkilerini ipotek altına alarak “zehirlemeye” devam ettiği bir yıl olarak geçmiştir.Gelgelelim Suriye’deki Esad rejiminin geçen ay çöküşüyle birlikte, 2024 sona ererken Suriye’de yıllardır kilitlenmiş olan statükonun, dolayısıyla ABD’nin buradaki siyasetinin eskiden olduğu gibi aynen süremeyeceği yeni bir döneme girilmiştir. Esad yıllarının temsil ettiği ve PKK/YPG/SDG’ye Fırat’ın doğusunda yaşam alanı açan statüko geride kalmıştır.Adım atılan belirsizlik döneminde Suriye’de Fırat’ın doğusundaki özerk yönetimin ne olacağı, ülkede yaşayan Kürtlerin tasarlanacak yeni anayasal düzende hangi haklardan yararlanabilecekleri, PKK’nın devamı olan YPG/SDG’nin silahlı kadrolarının akıbeti gibi, bir bölümü doğrudan Suriye’nin geleceğiyle ilgili sorular karşımıza çıkıyor.Bütün bu sorular, 2025’e girdiğimiz bugünlerde Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilerin üzerinde asılı durmaktadır. Yanıtları için Trump yönetiminin 20 Ocak tarihinde iş başı yaptıktan sonra Suriye konusundaki tasavvurunu ortaya koyması beklenecektir.*Ortaya nasıl bir yeni statüko çıkacağı, başka birçok müzakere sürecinin yanı sıra, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başkan Trump arasındaki diyalogun, iki ülkenin karar vericileri arasında yürütülecek müzakerelerin konusu olacaktır.Trump’ın ilk başkanlığı döneminde Suriye’den çıkmak istediği, bunu yaparken sahadaki ve cezaevlerindeki DEAŞ unsurlarıyla mücadelenin sorumluluğunu Türkiye’ye zimmetlemeyi kabul ettiği, bu konuda Erdoğan ile bir uzlaşıya vardığı bir sır değildir. Ancak bu uzlaşı ABD’deki sistem ve İsrail’in, Yahudi Lobisi’nin kuvvetli itirazıyla hayata geçirilememiştir.Bu açıdan bakıldığında, Erdoğan ve Trump, bu başlıkta geçmişteki pratik bilgilerine dayanan bir tecrübe üzerinden karşı karşıya geleceklerdir.Bu çerçevede iki önemli ekseni yakından izlemek gerekecektir. Birinci eksen, Erdoğan ile Trump arasında yürüyecek diyalogdur. İkisi arasında ilk dönemde çoğunluk yakın bir şekilde işleyen mekanizma tekrar kurulursa, birçok kritik karar doğrudan bu kanal üzerinden yürüyecek pazarlıklarda sonuçlanabilir.İkinci eksen daha az kayda değer değildir. Trump, Suriye hakkında hangi tasavvura sahip olursa olsun, niyetlerini bir şekilde kendi yönetimindeki aktörler, ama daha kritik bir noktada ABD’deki Yahudi lobisi ve onun arkasındaki İsrail ile de müzakere etmek durumundadır.Trump, Erdoğan ile girişeceği görüşmelerde PKK/YPG/SDG meselesinde Ankara’nın pozisyonlarına, beklentilerine yaklaştığı oranda İsrail/Yahudi lobisi cephesinde sert bir frenle karşılaşabilir.*Sonuçta 2024’ten 2025’e girilirken Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilerde Suriye’deki rejim değişikliğinin tetiklediği ucu açık sorular ve yeni Trump yönetimin burada kullanacağı tercihler büyük önem kazanıyor.Kabul edilmelidir ki, Türkiye’nin Suriye’deki gelişmeler sonucu kazandığı bölgesel ağırlığın, ABD yönetiminin Türkiye’ye bakışında azımsanmayacak bir faktör olarak yerleşeceği hususu, bu konuda yapılacak değerlendirmelerde muhakkak göz önünde bulundurulmalıdır.

Source: Sedat Ergi̇n


Camilerde Filistin duası

Konya”da 2025″in ilk gününde sabah namazı buluşması gerçekleştirildi. Konya İl Müftülüğü”nce “Üç Aylara Başlarken Sabah Namazında; Ailece Camide Milletçe Duadayız” programı düzenlendi. Konyalılar, yılın ilk sabah namazında tarihi Kapu Camii”ne akın etti. Sabah namazının eda edilmesinin ardından şehitler ve İsrail”in zulmü altındaki Gazzeliler için dua edildi. Sabah namazı buluşmasına Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay da katıldı. Başkan Altay, “Dün Ayasofya”nın zincirleri kırıldı, bugün Emevi Camii esaretinden kurtuldu, yarın Mescid-i Aksa özgür olacak. “Gazze”deki soykırımı sonlandırın” diye haykırmak için 2025″in ilk sabahında Kapu Camii”nde buluştuk. Dualarımız kabul olsun inşallah” dedi. Adana Tarihi Taşköprü”de toplanan grup, İsrail”in saldırılarına tepki gösterdi. Ordu”nun Ünye ilçesinde vatandaşlar, yeni yılın ilk gününde Gazze”deki Müslümanlar için bir araya geldi. Vatandaşların yoğun ilgi gösterdiği programda Kuran-ı Kerim tilaveti yapılarak dua edildi. Bursa Ulu Cami”de de vatandaşlar sabah namazında Gazze için dua etti. Tolga YANIK -Murat KARAMAN – Hamza ALP – Bayram COŞKUN – Mehmet AL – İhsan TUNÇOĞLU/SABAH

Source: Sabah


ABD”de yaşanan saldırıyla ilgili Elon Musk”tan olay iddia

Tesla”nın sahibi ABD”li iş insanı Elon Musk, New Orleans”daki saldırıda kullanılan araç ile Trump”ın otelinin önünde patlayan Tesla”nın aynı yerden kiralandığını belirterek, olaylar arasında bağlantı olabileceğini iddia etti. “TERÖR İHTİMALİ VAR” Elon Musk, X sosyal medya hesabından bir mesaj paylaştı. Trump”ın önde gelen destekçilerinden ABD”li iş insanı Musk, Las Vegas kentindeki “Trump International” otelinin önünde alev alan Tesla kamyonetinin patlatıldığını iddia ederek, “Bunun bir terör eylemi olma ihtimali var.” değerlendirmesinde bulundu. “BELKİ BAĞLANTI VARDIR” Musk, otel önünde alev alan Tesla kamyoneti ile New Orleans”da düzenlenen saldırıda kullanılan aracın “Turo” adlı araç paylaşım platformundan kiralandıklarını kaydederek, “Belki de bir bağlantı vardır.” ifadelerini kullandı. ÖLÜ SAYISI 15″E YÜKSELDİ New Orleans Adli Tabibi Dr. Dwight McKenna, daha önce 10 kişinin öldüğü açıklanan saldırıdaki rakamlarla ilgili güncelleme yaptı. McKenna, yazılı açıklamasında, Bourbon Caddesi üzerindeki saldırıda şu ana kadar hayatını kaybedenlerin sayısının 15″e çıktığını belirterek, “Yaşanan trajik olaydan dolayı derin bir üzüntü içindeyiz.” ifadelerini kullandı. Kurbanlarla ilgili otopsilerin tamamlanmasının birkaç günü bulabileceğini ifade eden McKenna, otopsiler tamamlanıp yakınlarıyla görüşüldükten sonra hayatını kaybedenlerin kimliklerinin açıklanacağını kaydetti. NE OLMUŞTU? New Orleans”in Bourbon Caddesi”nde dün gece saat 03.15 sularında bir aracın hızla kalabalığın arasına dalması sonrası ilk belirlemelere göre 10 kişinin öldüğü, en az 35 kişinin de yaralandığı bildirilmişti. Saldırgan, olay yerinde polisle girdiği silahlı çatışma sonucunda öldürülmüştü. ABD”li yetkililer, daha sonra saldırganın Texas eyaletinden Shamsud Din Jabbar adlı 42 yaşında ABD vatandaşı ve eski bir asker olduğunu açıklamıştı.

Source: Haberler


İki ülke arasında büyük kriz! İran”dan Suudi Arabistan”a nota

Suudi Arabistan İçişleri Bakanlığı, ülkeye uyuşturucu sokmaya çalıştıkları gerekçesiyle 6 İranlının idam edildiğini duyurdu.Suudi Arabistan resmi haber ajansı SPA”ya göre, İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan yazılı açıklamada, “Casım Muhammed Şabani, Abdurrıza Yunus Tenkasiri, Halil Şehid Samri, Muhammed Cevat Abdulcelil, Mehdi Kenan Ganımi ve Hür Muhammed Şabani adlı İran vatandaşları ülkeye uyuşturucu sokmaya çalışmışlardır.” ifadelerine yer verildi.Açıklamada, söz konusu zanlıların gözaltına alındığı, çıkarıldıkları mahkemece suçlu bulundukları ve idama çarptırıldıkları belirtildi.Suudi Arabistan Krallığı tarafından söz konusu mahkeme kararının uygulanması talimatı verildiğine dikkat çekilen açıklamada, suçlu bulunan İran vatandaşlarının idam edildiği vurgulandı.Suudi Arabistan Veliaht Prensi Selmanİran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan- İRAN”DAN İDAMLARA TEPKİÖte yandan İran resmi haber ajansı IRNA”ya göre, İran Dışişleri Bakanlığı, Suudi Arabistan”ın Tahran Büyükelçisi Abdullah bin Suud El-Anazi”yi çağırarak, kendisine bu infazlara karşı “güçlü ifadeler içeren bir protesto notası” verdi.ABD”den İran”a “Türkiye” tepkisiABD”den İran ve Rusya”ya yeni yaptırım kararıPetrol zengini İran zor günler yaşıyor! Devlet dairelerinin gazı kesildi

Source: Www.star.com.tr


ABD”de gece kulübüne saldırı! En az 11 yaralı var

Kanlı saldırıda bilanço ağırlaştı, Biden”dan ilk açıklama geldi

ABD”yi diken üstünde tutan saldırılarla ilgili olay iddia

Dünya ABD”yi konuşurken bir ülke daha kana bulandı

Küçücük çocuğu öldürüp cesedini yol kenarına bıraktılar

Ayrıntılar geliyor…

Erdem Aksoy

Haberler.com – Dünya

Sıcak Gelişme:

ABD”de bir saldırı daha! New York”taki gece kulübünde en az 11 kişi vuruldu, polis ekipleri olay yerinde.

Çevirmeye yakalanan dansözden polisleri şaşırtan soru

Survivor”da yürekleri ağza getiren an! Bir anda yere yığıldı

TRT yayın haklarını satın aldı: Maçlar şifresiz yayınlanacak

Yorumlar (2)

Vll. Murat:

dümenlerinizin mk..Deaş çıkar bu da kesin:)))

Adem Sakar:

Ne ekersen onu biçersin

Haberler.com”da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve haberler.com”un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Survivor”da büyük fark! İlk eleme adayı belli oldu

ATM”lerde yeni dönem bugün resmen başladı

TRT yayın haklarını satın aldı: Maçlar şifresiz yayınlanacak

“Kadın teröristler görmek beni gururlandırıyor”

ABD”den Türkiye”yi hedef alan İran”a uyarı: Karşınıza alamazsınız

İstanbul”da çay ocağına bomba atıldı

Son Dakika Haberleri

İstanbul elektrik kesintisi! 2 Ocak Kartal, Bağcılar, Beyoğlu elektrik kesintisi ne zaman gelecek? 2 Ocak Konya elektrik kesintisi! (MEDAŞ) Karatay, Meram, Ereğli elektrik kesintisi ne zaman bitecek? Adana elektrik kesintisi! 2 Ocak Sarıçam, Yüreğir, Kozan elektrik kesintisi ne zaman biter? Ankara elektrik kesintisi! 2 Ocak Mamak, Keçiören, Sincan elektrik kesintisi ne zaman bitecek? İzmir GEDİZ elektrik kesintisi! 2 Ocak Karşıyaka, Karabağlar, Bayraklı elektrik kesintisi ne zaman bitecek? Antalya elektrik kesintisi! 2 Ocak Manavgat, Muratpaşa, Serik elektrik kesintisi ne zaman bitecek? Bursa elektrik kesintisi! 2 Ocak İnegöl, Yıldırım, Mudanya elektrik kesintisi ne zaman gelecek? Manisa elektrik kesintisi! 2 Ocak Şehzadeler, Akhisar, Soma elektrik kesintisi ne zaman bitecek? Gaziantep elektrik kesintisi! 2 Ocak İslahiye, Şehitkamil, Oğuzeli elektrik kesintisi listesi Bugün kandil mi? 2 Ocak Perşembe bu gece kandil mi, ne kandili?

Gelişmelerden Anında Haberdar Olun!
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.

Source: Erdem Aksoy


SON DAKİKA… ABD”de gece kulübüne silahlı saldırı: Yaralılar var

ABD medyasında yer alan haberlere göre, New York”un Queens semtindeki bir gece kulübüne düzenlenen silahlı saldırıda en az 11 kişi yaralandı, saldırganların olay yerinden kaçtığı iddia ediliyor. Görgü tanıkları yaralı 2 kişiye olay yerinde müdahale edildiğini aktarırken, New York polisi olaya ilişkin herhangi bir açıklama yapmadı. Sosyal medyada yayılan görüntülerde polisin olay yerine gittiği ve geniş güvenlik önlemleri aldığı görüldü. New York Polis Departmanı sözcüsü, İngiliz Dailymail gazetesine yaptığı açıklamada yaralıların hastaneye kaldırıldığını şu ana kadar kritik durumda olan kimsenin bulunmadığını söyledi. Sözcü polisin saldırı sonrası olay yerine gittiğini, bölgede çok sayıda mermi kovanı bulunduğunu açıkladı. CNN olayla ilgili soruşturma başlatıldığını duyurdu.PEŞ PEŞE GELDİDün New Orleans”in Bourbon Caddesi”nde dün gece saat 03.15 sularında bir aracın hızla kalabalığın arasına dalması sonrası ilk belirlemelere göre 10 kişinin öldüğü, en az 35 kişinin de yaralandığı bildirilmişti. Saldırgan, olay yerinde polisle girdiği silahlı çatışma sonucunda öldürülmüştü.İlerleyen saatlerde Las Vegas”taki Trump International Hotel”inin önünde bulunan Tesla”nın elektrikli kamyoneti Cybertruck adeta bomba gibi patladı. Las Vegas Polis Teşkilatından Kevin McMahill düzenlediği basın toplantısında, araçtaki 1 kişinin hayatını kaybettiğini açıkladı. McMahill ayrıca 7 kişinin yaralandığını belirtti. Tesla”nın sahibi ABD”li iş insanı Elon Musk, New Orleans”daki saldırıda kullanılan araç ile ABD”nin seçilmiş başkanı Donald Trump”ın otelinin önünde alev alan Tesla”nın aynı yerden kiralandığını belirterek, olaylar arasında bağlantı olabileceğini iddia etti.Canlı Haber İçerik Kartı

Source: Hurriyet.com.tr


ABD”de neler oluyor! Bir saldırı daha

ABD, yeni yıla terör saldırıları ile girdi. Dün New Orleans”ta DEAŞ bağlantılı saldırgan kiraladığı araçla kalabalığın arasına dalıp, insanlara ateş açarken korkunç saldırıda 15 kişi hayatını kaybetti 30″dan fazla insan yaralandı.
Bugün de Queens”te bir gece kulübüne saldırı düzenlendiği ve 11 kişinin vurulduğu öğrenildi.
New York Polis Departmanı”na (NYPD) ait çok sayıda ekip, olay yerine sevk edildi. Olayla bağlantılı iki şüphelinin hala kaçak olduğu açıklandı.
NYPD”den bir sözcü yaptığı açıklamada, hastaneye kaldırılanlar arasında şu ana kadar kritik durumda olan kimsenin bulunmadığını söyledi.
Citizen App”e göre, polis New Jersey plakalı gri bir sedanın olayla bağlantısı olabileceğini araştırıyor.
Ayrıntılar geliyor…

Source: Dünya Gazetesi


M. Yalçın Yılmaz yazdı: Rojava rüyasına kim inanır?

Suriye”de 2011″de başlayan çatışmalar Şam yönetimi tarafından önlenememiş ve ülkenin kuzey doğusunda PYD”ye bağlı silahlı yapılar (YPG) Avrupa medyasında öne çıkmıştı. Obama döneminde desteklenen DEAŞ”a karşı savaşan özgür kadınlar Batı medyasında parlatılıyordu.Arin Çiya, Marksist Teori”deki makalesinde şu satırları yazmıştı “Rojava devrimi pek çok bakımdan Paris Komünü ile benzerlik taşır. Paris Komünü de oluşan iktidar boşluğunun öncü inisiyatifi ile doldurulmasının ürünüdür. Her iki devrim de yeni bir toplumsal düzen kurmaya girişmiştir. Komün, Rojava devriminden daha ileri bir toplumsal düzen kurmayı hedefledi, ama bunun çok azını yerine getirme fırsatı buldu.”PYD”nin ideolojik temelleri Öcalan”a dayanıyor. İmralı Notları”nda itiraf ettiği gibi Şam”da geçirdiği yıllar boyunca Hafız Esad hiç yolunu kesmemişti. O yıllarda yetiştirdiği örgüt mensupları 2011 sonrası Suriye sürecinde PYD/YPG/SDG yapılanmalarının öne çıkan aktörleri oldu. Suriye”de kurgulanan bu düzen! toplumsal karşılığı olmayan 3 sac ayağı üzerine oturdu: 1.Demokratik Ekolojik Kadın Özgürlükçü Paradigma 2.Demokratik Sosyalizm İdeolojisi 3.Özyönetimci Konfederal Modele Dayalı Demokratik UlusABD ve Fransa destekli bu Marksist yapılanma Avrupa”daki yeşil/sol partilerin desteğiyle popüler hale getirildi. Lafarge gizli tünellere hazır beton verirken örgüt yöneticileri Brüksel”de ve Vaşington”da boy göstermeye başladı. Graham Fuller Orta Doğu”da Arap Baharı”nı tetiklerken 2012″deki bir röportajında “Türkiye”de sol hareketlere ihtiyaç var” diyordu. Amerikalıların Suriye”de sahip çıktığı Demokratik Sosyalizm modeli giderek Suriyeli Kürtlere silahlı propaganda yöntemiyle baskı yapmaya başladı.Suriyeli Kürtlerin 1 Milyonu aşan nüfusu YPG/SDG yapılanmasına çocuklarını militan vermediği için ülkeyi terk etmek zorunda kaldı. Suriyeli Kürtlerin bir kısmı Irak”ta Erbil ve çevresine giderken bir kısmı Türkiye”ye bir kısmı da Avrupa”ya göç etti. Akdeniz ve Ege”de boğulanları, Yunan hücum botlarının saldırısına uğrayanları ne yazık ki bilmiyoruz. Atina ve Selanik”te bizzat görüştüğüm Suriyeli Kürtlerin anlattıklarına göre Rojava denilen ütopik komünün ne demokrasiyle ne de sosyalizmle bir alakası vardı.ÖCALAN TOPU TACA MI ATIYOR?Ankara”da siyasetin yüksek katları küresel gerilimi ve Suriye”de yaşanacak gelişmeleri dikkatle takip etti. İsrail”in İran”la kavgasını bölgesel bir savaşa çevirme çabası 7 Ekim 2023″te dikkatleri buraya toplamıştı. Arap Ligi Suriye”yi yanlarına çekmeye çalışırken Erdoğan da son çağrısını yapıyordu Esad”a.Doğru cevapları hemen veremeyebiliriz ancak doğru soruları sorabiliriz. Suriye”deki Kürtleri İran”a karşı öncü milis yapmak isteyenlere Ankara-Bağdat-Şam nasıl bir tutum sergileyecek? Rojavalılara Rojhilat rüyası izleten Avrupa diasporası ateşle oynuyor ve bunun bedelini tarih önünde verecek. YPG/SDG yapılanmasına İsrail/ABD tarafından yüklenen misyonun bedelini Suriye Kürtleri ödeyebilir.Öcalan bu gidişatı durdurabilir mi? DEM Parti yönetimiyle yaptığı görüşme büyüyü bozacaktır. İmralı eğer silah bırakma çağrısı yapmıyor ve aylara yayılacak bir heyet trafiği istiyorsa aslında gücünün olmadığı, örgütün ipinin tamamen uluslararası aktörlere geçtiği ortaya çıkacaktır. Yüksek egosuna rağmen bu riski alıp silah bırakma çağrısı yapabilir mi? Yakında göreceğiz.Bölgesel risklere karşı Ankara”nın çabası çok net. Suriyeli sığınmacıların güvenle yurtlarına dönmesi ve yeni Suriye”nin inşasında rol almaları hedefleniyor. Suriye”de herkesin temsil edildiği güçlü bir merkezi hükümet bölgeyi risklerden koruyacaktır.Suriye”yi Lübnan”laştırmak isteyenlere karşı Ankara diplomasiyi çalıştırarak uluslararası toplumu harekete geçirmek için kolları sıvadı. İç cephe ise daha sıkı tutulmalı.

Source: M. Yalçın Yilmaz


ABD, DEAŞ”ı yeniden sahaya mı sürdü? Kanlı saldırılar sonrası olay iddia

ABD, 2025 yılına art arda gerçekleşen kanlı saldırılarla başladı. Yılbaşı gecesi New Orleans eyaletinde düzenlenen saldırıda 15 kişi hayatını kaybederken, bugün New York”ta bir gece kulübüne düzenlenen silahlı saldırıda ise 11 kişi yaralandı. KANLI SALDIRILAR SONRASI OLAY İDDİA Yaşanan saldırılar sonrası dünyanın gözü ABD”ye çevrilirken olaylarda DEAŞ parmağının olduğuna dair işaretlerin ortaya çıkması ise bazı iddiaları beraberinde getirdi. DEAŞ”I YENİDEN SAHAYA MI SÜRDÜLER? ABD”nin DEAŞ”ı diriltmek için bu saldırıları kendisinin planlamış olabileceğine işaret eden uzmanlar, ordunun Suriye”de kalmasını sağlamak isteyen ABD yönetiminin DEAŞ”ı sahneye sürmüş olabileceği konuşuluyor. “SURİYE”DE KAL, PKK”YI KORU” Öte yandan yine saldırıların 20 Ocak”ta görevine başlayacak olan yeni Başkan Donald Trump”a “Suriye”de kal, PKK”yı koru” baskısı oluşturmak için de planlanmış olabileceği ihtimali üzerinde duruluyor.

Source: Erdem Aksoy


İbrahim Güneş yazdı: Kimlerin kuyruğuna bastık!

Türkiye Yüzyılı”nı inşa süreci aynı zamanda birçok ülke ve güce karşı da bir meydan okuma…Öncelikle ülke içindeki “istemezük, yaptırmazuk” muhalefeti ile “bizden bir şey olmaz” zihniyetini yıkmanız gerekiyor.Allah”a şükür bu konuda epey mesafe almayı başardık.Artık dünyada adından söz ettiren,”Batı ne yapacak?” diye bakan değil,”Bizim stratejimiz ne olacak?” diye kafa yoran bir kurmay akıl var memlekette.Batı”nın Orta Doğu diye yaftaladığı bizim yakın coğrafyamız hatta komşularımız üstüne oynanan oyunları bozabilen, elini tutanların elini bırakmayan ve kendisine güvenenleri yolda bırakmayan bir Türkiye var.Elbette tüm bunlar aynı zamanda bazı güçlerin, ülkelerin de kuyruğuna basmak anlamına geliyor.Örneğin Libya”da Fransa”nın Yunanistan”ın kuyruğuna basıyorsunuz. Ermenistan”ın işgaline karşı mücadele ederken karşınıza yine Fransa, ABD gibi güçler çıkıyor.Suriye”de örneğin iki buçuk ülke her daim iş başında oluyor.ABD, İngiltere ve Fransa…Aynı Fransa”yı KKTC üstünde korsan uçuş yaparken görüyoruz mesela… Rumlar sırtını Batı cephesine yaslayan şımarık bir çocuk gibi “Kıbrıs”ın sahibi biziz” hezeyanı ile Fransa üstünden bizi kışkırtmaya çalışıyor. ABD ile savunma anlaşmaları imzalıyor.Limanlar inşa ettiriyor. En son ABD Denizaltıları Rum Kesimi”nde boy gösterirken görüntülendi. Rumlar bununla da yetinmedi, KKTC”nin bölgesinde kalan 5. Parselde doğalgaz arama yapacağını duyurdu. Bakalım cesaret edebilecekler mi?Geçmişte Türkiye Atina”nın ve Rum Kesimi”nin bu hamlelerine karşı dirayetli durdu. Deyim yerindeyse burunlarını sürttü.Türkiye”nin Kıbrıs”ta iki devletli çözüm önerisi kimyalarını bozduAma enseyi de karartmamak lazım, 2025 yeni sınamalarla ve fırsatlarla geldi… Suriye”deki geçici yönetimin bakanları Türkiye ile ülkenin ihyası, altyapı, üstyapı ve ulaşım ağlarının ayağa kaldırılması, yönetilmesi için iş birliği mesajları vermeye başladı bile. Irak bize güveniyor. Lübnan sırtını bize yaslamak istiyor. Yani Türkiye için yeni fırsat pencereleri sonuna kadar açılıyor.Şimdi baktığınızda en eski komşularımızdan birisi, Fars siyaseti, Acem oyunları diye ünlenmiş bir ülke İran.Ancak son dönemdeki hamlelerine baktığınızda “acaba bir akıl tutulması mı var?” Diye düşünmeden edemiyor insan.Zira Türkiye”ye karşı geçmişte de saman altından su yürütme operasyonları yaparlardı ama Suriye”deki yenilginin hırsıyla gözünü kin bürümüş gibi davranıyorlar.Örneğin, 23 Ağustos 1514″teki Çaldıran Savaşı akıllarına geliyor. Yazın yapılan Yavuz Sultan Selim”in, Şah İsmail”e karşı ezici bir şekilde kazandığı savaşın anmasını kış ortasında yapıyorlar. Üstüne İran televizyonlarında canlı yayınladıkları anma töreninde meddahlar çıkıyor. Azerbaycan ve Türkiye”yi doğrudan hedef alan saçma sapan ifadeler kullanıyorlar. Yani Türkler 5 asırdır bizim düşmanımız mesajı veriliyor. Tahran yönetimi içini böyle soğutuyor. İranlıları bu şekilde rejimin arkasında topladığını düşünüyor olabilir. Ama aslında ciddi zemin kaybediyorlar.Sonra İranlı yöneticiler çıkıyor. Şii Hilali hezeyanı ile bölgedeki döktükleri kan yetmezmiş gibi yeni isyan çağrıları yapıyor. Suriye gençlerini sokağa dökmeye çalışıyor. Hala Irak”taki Talabani aşireti üstünden DEM Parti ve PKK/YPG üstünden bir hamle yapabilir miyim hesapları içine giriyor.Oysa Türkiye ve Suriye ile uğraşmak yerine yaklaşan tehlikeye odaklanmaları gerekiyor. ABD”nin seçilmiş Başkanı Trump açık açık kendi döneminde İran”ın hedef tahtasında olacağını açıkladı. Aynı şekilde İsrail Başbakanı Netanyahu da “İran”da rejimi devirmek için çalışacağız” mesajları verdi. Yani İran”ı çok zor sınamalar bekliyor. Ve bu süreçte Türkiye tüm bu yaşananlara, Tahran yönetiminin akıl tutulması içeren stratejisine rağmen elini uzatıyor. Dışişleri Bakanı Fidan”ın “İran yaşananlardan ders çıkarmalı. Biz de komşumuza yardımcı olmalıyız” açıklaması çok dikkat çekici. Hatırlarsanız Cumhurbaşkanı Erdoğan da yazın Esed”e benzer uyarılarda bulunmuş. Elini uzatmıştı. Esed”in kibirli cevapları ve şu andaki durumu ortada… Bu yüzden Tahran yönetimi ateşle oynuyor. Yangına körükle gidiyor. Ama bu ateş kendisini de yakabilir. Irak, Lübnan, Suriye gibi ülkeleri kaybeden İran”ın Türkiye”nin uzattığı eli tutma konusunda bir kez daha derin derin düşünmesinde fayda var gibi görünüyor.Şimdi sözü hiç uzatmadan bir liste halinde hafızamızdaki söylemleri buraya yazayım. Siz takdir edin.”Libya”da BM ambargosunu deliyoruz””Ne işimiz var Libya”da””Irak ve Suriye”den asker çekelim””PYD bize mi saldıracak””Somali tezkeresine hayır””Bu hükümet dünyanın en iyi işini de yapsa biz alkışlayacak değiliz””Maalesef Azerbaycan”a silah yardımı yapıyoruz””Esed af çıkardı, Suriyeliler aftan yararlanıp dönsün”Sizce de CHP”nin artık muhalefet anlayışını değiştirmesi gerekmiyor mu? Cumhurbaşkanı Erdoğan”ın “Sadece dışarıdan gelen saldırıları değil aynı zamanda içerdeki gaflet, dalalet hatta ihanet odaklarıyla da uğraştık.” İfadesinin adresinin CHP olması yürek acıtıcı değil mi?Bu yüzden 2025″te umarız CHP de Batı başkentlerinde ikbal aramayı bırakıp, yerli ve milli siyasetle sırtını millete yaslar… Zira şimdilik aradığımız CHP”ye ulaşılamıyor…İnsan Galata Köprüsü”ne akın edenleri gördükçe milletiyle gurur duyuyor. Zira zalime karşı her daim mazlumun yanında olduk, olmaya da devam ediyoruz. İnsanlığın İsrail”in Gazze”deki soykırım saldırılarına karşı toplu çarpan yürekleriyle oluşturduğu ses dalgası tüm dünyayı dolaşıyor. Filistin bayrağını artık çocuklar bile ezbere biliyor. Netanyahu hakkındaki tutuklama kararı sebebiyle İsrail”den dışarı çıkmaktan korkar hale geldi. Yeni yıla İsrail bombaları altında giren Gazzeliler açlıktan, soğuktan bebeklerini kaybediyor.Bu yüzden herkesin karınca misali safını belli etmesi gerekiyor.Ve son bir not: Boykot meselesini hafife almayın, bir yaşam biçimi haline getirmeye çalışın lütfen.

Source: İbrahim Güneş


179 kişi ölmüştü: Polis havalimanında arama yaptı

Güney Kore polisi, Jeju Air uçağının inişte kontrolden çıkmasıyla meydana gelen ve 179 kişinin hayatını kaybettiği kazaya ilişkin Muan Uluslararası Havalimanı”nda arama yaptı.Yonhap”ın haberine göre, yetkililer, kazaya ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında ölümle sonuçlanan mesleki ihmal şüphesiyle arama emri çıkarıldığını belirtti.Ardından, polis, Muan Uluslararası Havalimanı havacılık ofisinde ve Jeju Air”de arama yaptı.179 KİŞİNİN HAYATINI KAYBETTİĞİ KAZABangkok-Muan rotalı, Boeing 737-800 model tek koridorlu Jeju Air 7C2216 sefer sayılı uçak, Güney Kore”nin Muan şehrinde iniş takımlarının açılmaması üzerine piste indikten sonra kontrolden çıkmış ve duvara çarpmıştı.6 mürettebat ve 175 yolcunun bulunduğu uçaktaki 179 kişi hayatını kaybetmişti.Ulusal İtfaiye Teşkilatına göre, sadece 30″lu yaşlarda bir kadın ve 20″li yaşlarda bir erkek mürettebat kaza sonrasında hayatta kalmıştı.Yetkililer, kazanın uçağın iniş takımlarındaki arızadan kaynaklandığını belirterek, ilk seferde iniş takımları açılmayan uçağın, ikinci seferde zorunlu iniş sırasında kaza yaptığını bildirmişti.Güney Kore havacılık tarihinin en ölümcül felaketi kabul edilen olay sonrasında ülkede 7 günlük ulusal yas ilan edilmişti.

Source: Hurriyet.com.tr


Karadağ”daki silahlı saldırıda flaş gelişme! Ölü sayısı arttı, saldırgan intihar etti

Karadağ”ın güneyinde bulunan Cetinje kentinde düzenlenen silahlı saldırılarda ölenlerin sayısı 12″ye yükseldi. Saldırıya ilişkin son bilgileri Karadağ Emniyet Müdürü Lazer Scepanovic, düzenlediği basın toplantısında verdi. Scepanovic, Aco Martinovic isimli saldırganın Cetinje”ye bağlı Bajice”de ateşli silahla gerçekleştirdiği birden fazla silahlı saldırıda 12 kişinin yaşamını yitirdiğini söyledi. Arkadaşlarını öldürdü Saldırganın yerini tespit ettiklerini aktaran Scepanovic, “Polis etrafını sardı ancak saldırgan kendisini kafasından vurdu. Ağır yaralı bir şekilde ambulansa alınan saldırgan hastaneye giderken öldü. Saldırıyı neden gerçekleştirdiği henüz bilinmiyor. Öldürdükleri kişiler arkadaşları ve yakınları.” ifadelerini kullandı. Scepanovic, yaralanan 4 kişinin durumunun stabil olduğunu belirterek, “Ölü sayısına ihtiyatlı yaklaşıyoruz. Adli tıp raporları ve otopsi bize nihai rakamı verecektir.” diye konuştu. Beş noktada saldırı Savcı Andrijana Nastic de ulusal basına yaptığı açıklamada, saldırganın 5 farklı yerde ateş açtığını ifade etti. Nastic, “İlk saldırı barda oldu ve burada 4 kişi öldürüldü. İkinci saldırısında da yine 4 kişiyi öldürdü. Üçüncü yerde 10 ve 13 yaşlarında 2 kardeş öldürüldü. Dördüncü ve beşinci yerde ise birer kişiyi öldürdü. En son da kendisini öldürdü.” dedi. Ulusal basında yer alan haberlerde, saldırganın daha önce yasa dışı silah bulundurmaktan gözaltına alındığı belirtildi. Üç günlük yas Karadağ Cumhurbaşkanı Jakov Milatovic de Cetinje”de yaşanan trajediden derin endişe duyduğunu ifade ederek, hayatını kaybedenlerin yakınlarına başsağlığı diledi. Karadağ hükümeti, saldırı dolayısıyla 3 günlük ulusal yas ilan etti. Bölge ülkelerinden Sırbistan, Bosna Hersek ve Hırvatistan”dan liderler taziye mesajı yayımladı.

Source: Dünya Gazetesi


Volkswagen”da büyük güvenlik açığı! 800 bin elektrikli aracın konum verileri ifşa oldu

Volkswagen Grubu’nun yazılım sağlayıcısı olan Cariad’da bir güvenlik açığı tespit edildi. Bu açık, 800 bin elektrikli aracın konum verilerinin internete sızmasına neden olurken aynı zamanda araç sahiplerine ait isimler, adresler ve diğer kişisel bilgilere de erişildiği bildirildi.
460 bin aracın konum verileri erişime açıldı
Bir ihbarcı Avrupa’nın en büyük hacker topluluklarından birine ve Alman Der Spiegel dergisine Cariad’ın sistemindeki açık hakkında bilgi verdi. Yapılan inceleme sonrasında 460 bin aracın konum verilerinin çevrimiçi ortamda erişilebilir olduğu tespit edildi.
Sızan verilerde önemli sürücülerin bilgileri de bulunuyor
Bu sızan veriler arasında Hamburg Emniyet Müdürlüğü’ne ait 35 elektrikli araç, bazı politikacılar, iş dünyası liderleri ve ABD Hava Kuvvetleri’nin Ramstein Hava Üssü’ndeki sürücülerine ait bilgiler de bulunuyor.
Cariad’dan açıklama ve sorunun giderilmesi
Chaos Computer Club adlı hacker grubunun uyarısının ardından, Cariad, söz konusu güvenlik açığının “yanlış yapılandırma” nedeniyle oluştuğunu ve sorunun hızla çözüme kavuşturulduğunu açıkladı. Şirket ayrıca, sızan verilerin kötü niyetli kişiler tarafından ele geçirildiğine dair herhangi bir bulguya rastlanmadığını belirtti.

Source: Dünya Gazetesi


Suriye”de devrik rejimin savaş suçluları yargı önünde hesap vermeleri için aranıyor

Devrik rejim yetkililerinin, 2011″de başlayan iç savaş boyunca sivillere karşı kimyasal silah kullanımından sistematik işkence ve zorla yerinden etmeye kadar birçok alanda insanlığa karşı işlediği suçlar, Birleşmiş Milletler (BM) ile diğer farklı kuruluşların raporlarında geniş yer buldu.

Ancak bu suçlular, bugüne kadar BM Güvenlik Konseyinde (BMGK) Rusya ve Çin”in vetolarıyla işledikleri suçların hesabını yargı önünde vermekten kaçtı.

Suriye”de 61 yıllık Baas rejiminin devrilmesi, insan hakları ihlallerine dair daha fazla kanıtın gün yüzüne çıkmasına vesile oldu. Bu deliller, işlenen suçları planlayan ve uygulayan isimlerin yargılanması sürecinde önemli rol oynayacak.

AA muhabiri, açık kaynaklardaki bilgi doğrultusunda bir dönem rejimin üst düzey güvenlik birimlerinde görev yapmış ve savaş suçlarına karışmış bazı isimleri derledi.

Suriye”deki vahşetin mimarı Beşşar Esed

Dönemin lideri olarak barışçıl gösteriler ve muhalif sesleri bastırırken şiddete başvurması, kimyasal silah kullanımına onay vermesi ve emrindeki rejim güçlerini işkence gibi yöntemlere yönlendirmesindeki rolü, Beşşar Esed”i ülkedeki insan hakları ihlallerinin merkezine koyuyor.

Devrik lider, 2011″de “daha özgür ve demokratik Suriye” talebiyle gösteri düzenleyenleri “terörist” olarak nitelendirerek halk hareketlerini bastırmak için güvenlik güçlerini harekete geçirdi.

Bunun sonucunda patlak veren iç savaş boyunca Esed, yüz binlerce Suriyelinin hayatını kaybetmesine, işkence görmesine, milyonlarca kişinin yerinden edilmesine ve komşu ülkelere sığınmasına neden oldu.

Sivillere yönelik hak ihlallerini belgeleyen Suriye İnsan Hakları Ağının (SNHR) verilerine göre, devrilmeden önceki son 12 yılda rejim, muhaliflerin kontrolündeki yerleşim yerlerine 217 kez kimyasal silah saldırısı düzenledi.

İlk olarak Aralık 2012″de Humus ilinin El-Beyyada Mahallesi”nde gerçekleştirilen saldırılarda 214″ü çocuk 1514 kişi hayatını kaybetti, 11 bin kişi yaralandı. Ağustos 2013″te de başkent Şam”ın Doğu Guta bölgesinde klor ve sarin gazı içeren kimyasal silah saldırılarında 1400″ün üzerinde sivil yaşamını yitirdi.

Ülkedeki binlerce sivil kimyasal silahların yanı sıra yüz binlercesi de varil, vakum, misket, sığınak delici bombalar ve havan toplarıyla yaşamını yitirdi.

Esed, “Suriye Silahlı Kuvvetleri Başkomutanı” sıfatıyla muhaliflerin kontrolündeki sivil yerleşimlere yönelik varil bombalarının kullanıldığı hava saldırılarını koordine ettiği için yaşanan insanlık trajedisinin mimarı konumunda.

SNHR raporuna göre, Esed rejimine bağlı hava kuvvetleri, Temmuz 2012″den bu yana yerleşim bölgelerinde 81 bin 916 kez varil bombası kullanarak 1821″i çocuk 11 bin 87 sivilin ölümüne yol açtı.

“Kuşatma ve infaz” tümeninin komutanı Mahir Esed

Suriye”de işlenen suçların talimatının kimler tarafından verildiği ve devrik rejim güçlerinin bunları işlerken nasıl bir emir-komuta zincirini takip ettikleri merak konusu. Beşşar Esed”in kardeşi ve rejim ordusu generallerinden Mahir Esed, bu zincirin tepesinde bulunan kilit isimlerden biri olarak ön plana çıkıyor.

Rejimin askeri ve istihbarat mekanizmasının üst düzey yetkililerinden Mahir Esed, ayrım gözetmeyen bombalamalar ve sivil yerleşim yerlerinde ağır silahların kullanıldığı askeri operasyonları yürütmekle suçlanıyor.

Avrupa merkezli bir grup sivil toplum kuruluşunun Doğu Guta ve Han Şeyhun bölgelerindeki kimyasal silah saldırılarına ilişkin binlerce sayfalık raporunda işlenen bu suçların emrini Mahir Esed”in verdiği belirtiliyor.

Mahir Esed”in komutasındaki Dördüncü Tümen, iç savaş boyunca Suriye genelindeki kuşatmalar, bombardıman ve saldırılarda büyük rol oynadı, Doğu Guta gibi bölgeleri abluka altına alarak binlerce kişinin açlık ve tıbbi bakım eksikliğinden ölmesine neden oldu.

Aynı zamanda Mahir Esed”in, “captagon” adlı yasa dışı uyuşturucunun üretim ve kaçakçılık ağının başında olduğu, bu maddeleri büyük ölçüde Lübnan üzerinden bölge ülkeleri ve dünyaya sevk ettiği de biliniyor.

Ali Memluk, rejimin baskıcı politikalarının simge isimlerinden

Beşşar Esed”in sağ kolu olarak bilinen ve devrik rejimin Ulusal Güvenlik Konseyi Başkanlığını yapan Ali Memluk, ülkedeki insan hakları ihlalleri, savaş suçları ve işkence uygulamalarının merkezinde yer aldı.

Uluslararası raporlarda Memluk”un liderliğindeki istihbarat ve güvenlik mekanizmalarının, sivillere yönelik insanlık suçlarından sorumlu olduğu belirtiliyor.

Rejimin göstericiler, gazeteciler, aktivistler ve yardım çalışanlarına yönelik sistematik baskı ve işkencelerini yöneten Memluk”un liderliğindeki güvenlik birimleri, alıkonulan kişilere fiziksel, cinsel ve psikolojik şiddet uyguladı.

Binlerce kişi, rejimin hapishanelerinde işkence veya insanlık dışı koşullar nedeniyle hayatını kaybetti.

Memluk, Avrupa Birliği (AB) ve ABD tarafından insan hakları ihlalleri ve savaş suçları nedeniyle yaptırım listesine alınırken 2018″de Fransa”da “işkence ve ölümle sonuçlanan insan hakları ihlalleri” suçlamasıyla hakkında tutuklama emri çıkarıldı.

Cemil Hasan, hapishanelerde tutulanlara işkenceyle suçlanıyor

Devrik rejimin Hava Kuvvetleri İstihbarat Dairesinin eski başkanı Cemil Hasan, rejim döneminde geniş çaplı insan hakları ihlalleri ve savaş suçlarını organize etmekle suçlanıyor.

Hasan”ın görev süresi, rejimin muhalefeti bastırdığı dönemde işlenen işkence, yargısız infazlar ve kitlesel gözaltılar ile anılıyor.

Şam”da bulunan Mezze Askeri Havaalanı”ndaki gözaltı tesislerini denetleyen ve buradaki operasyonları yürüten Hasan, 2012 ile 2019 yılları arasında rejim karşıtlarına yardım ettikleri veya onları desteklediklerinden şüphelenilen kişileri belirleyerek işkence yaptı.

ABD Adalet Bakanlığının aralık ayının başında paylaştığı iddianamede Hasan, “savaş suçu işlemekle” itham edildi. İddianamede, Hasan”ın “mahkumları bileklerinden tavana asarak asitle yaktığı, tutuklulara işkence görenlerin çığlığını dinlettiği ve mahkumları cesetlerle aynı hücrede kalmaya zorladığı” kaydedildi.

Atıf Necib, Dera”daki protestoların bastırılmasında rol oynadı

Beşşar Esed”in kuzeni ve çöken rejimin Dera”daki Siyasi Güvenlik Müdürlüğünün eski başkanı Atıf Necib, 2011″deki barışçıl gösterilerin bastırılmasında rol aldı.

Dera”da rejim karşıtı sloganlar yazan çocukların gözaltına alınıp işkence görmesine tepki amaçlı başlayan protestolar, Necib”in talimatları doğrultusunda orantısız şiddetle bastırıldı. Güvenlik güçleri, protesto yürüyüşlerine gerçek mermilerle müdahale ederken gözaltına aldıkları sivillere işkence uyguladı.

Necib, Dera halkını toplu cezalandırma politikalarıyla hedef alarak bölgedeki su, gıda ve tıbbi yardımlara erişimi engelledi.

Binlerce kişinin isminin geçtiği listeler

SNHR, 14 yıl boyunca devrik Esed rejiminin işlediği suçlara ve sorumlularına detaylıca yer veren kapsamlı veri tabanı oluşturdu.

Veri tabanında bu suçlardan sorumlu bulunan veya bu eylemlerle bağlantısı tespit edilen 16 bin 200 ismin olduğu belirtilirken listede eski rejimin askeri ve güvenlik güçlerinden 6 bin 724 kişi, rejimin milis gücü Şebbihalar ile diğer rejim yanlısı gruplardan da 9 bin 476 kişi yer aldı.

“Pro-Justice” grubu tarafından 2019″da yayımlanan “Kara Liste” adlı çalışmada Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonunun (SMDK) Uluslararası Ceza Mahkemesine sunduğu savaş suçluları listesinde ve farklı kaynaklarda elde edilen isimlerin bazıları şöyle:

“Rejim lideri ve Suriye Silahlı Kuvvetleri Başkomutanı Beşşar Esed,

Korgeneral Fehd Casim el-Freyc,

Korgeneral Ali Abdullah Eyyüb,

Korgeneral Muhammed Mahmud Mahla,

Korgeneral Bassam Haydar,

Korgeneral Adnan Cemil İsmail,

Korgeneral Hasan Muhammed Muhammed,

Korgeneral Bessam Mirhaj el-Hasan,

Tümgeneral Mahir Esed,

Tümgeneral Cemal Muhammed Yunus,

Tümgeneral Refik Mahmud Şihadeh,

Tümgeneral Vecih Yahya Mahmud,

Tümgeneral Edip Nemr Selame,

Tümgeneral Ali Memluk,

Tümgeneral Hassan Mirhac Mirhac,

Tümgeneral Zuheyr el-Esad,

Tümgeneral Muhammed Rahmun,

Tümgeneral Muhammed el-Şaar,

Tümgeneral Vasil Halid el-Samir el-Avayd,

Tümgüneral Salim Harba,

Tümgeneral Cemil el-Hasan,

Tümgeneral Muhammed Dib Zeytun,

Tümgeneral Husam Luka,

Tümgeneral Nasır el-Ali,

Tümgenera Abdulfettah Suleyman Kudsiye,

Tümgeneral Nasır Dib,

Tümgeneral Zaid Salih,

Tümgeneral Gassan İsmail,

Tümgeneral Ramadan Muhammed el-Ramadan,

Tümgeneral Muvaffak Muhammed Asaad,

Tümgeneral Avs Ali Aslan,

Tümgeneral Şevki Yusuf,

Tümgeneral Cevdet Salibi Mavas,

Tümgeneral Muhammed İbrahim Kaddur,

Tümgeneral Kifah Milhim,

Tümgeneral Nazih Hassun,

Tümgeneral Tevfik Yunus,

Tümgeneral Ali Vannus,

Tümgeneral Riyad Habib Abbas,

Tümgeneral Ahmed Muhammed Ballul,

Tümgeneral Gassan Halil,

Tümgeneral Cuma Muhammed el-Casim,

Tümgeneral Malik Hassan,

Tümgeneral Fuad Ahmed Hamuda,

Tümgeneral Hikmet Musa Salman,

Tümgeneral Ekrem Muhammed,

Tümgeneral Ali Muhammed Ganim,

Tümgeneral Muhammed Ali Subuh,

Tümgeneral Badi Süleyman Mualla,

Tümgeneral Saci Derviş,

Tümgeneral Hassan Ali,

Tümgeneral İmad Naffuri,

Tuğgeneral Cevdet el-Ahmed,

Tuğgeneral Hafız Muhammed Mahluf,

Tuğgeneral Abdulselam Fecir Mahmud,

Tuğgeneral Suheyl el-Hasan,

Tuğgeneral Salih el-Abdullah,

Tuğgeneral Salih el-Abdullah,

Tuğgeneral Fayiz Beddur,

Tuğgeneral Cevdet İbrahim Safi,

Tuğgeneral Kusey İbrahim Mihub,

Tuğgeneral Sayil Es’ad Davud,

Tuğgeneral Luey el-Ali,

Tuğgeneral Mazin el-Kanj,

Tuğgeneral Malik Alya,

Tuğgeneral Muhamemd Zamrini,

Tuğgeneral Vefik Nasr,

Tuğgeneral Mufid Vardah,

Tuğgeneral Yasin Ahmed Dahi,

Tuğgeneral Gassan Bilal,

Tuğgeneral Gassan Haddad,

Tuğgeneral Muhammed Haluf,

Tuğgeneral Şefik Massa,

Tuğgeneral Naufal el-Huseyn,

Tuğgeneral Eksam Mahmud,

Tuğgeneral İbrahim al-Wairi,

Tuğgeneral İyad İskender Mandu,

Tuğgeneral Süleyman el-Tinavi,

Tuğgeneral Adnan el-Ahmad,

Tuğgeneral Muhamed Yusuf al-Hasuri,

Tuğgeneral Malik Ali Habib,

Albay Salih Sakr,

Albay Sakr Rüstüm,

Albay Nizar Fandi,

Albay Gayas Dalla,

Yarbay Dureyd İsmail Avad,

Yarbay Firas Gassan Jazaa,

Mühendis Muhammed Ahmed el-Said,

Fadi al-Mallah,

Ali al-Shali,

Musib Nimr Selameh,

Tuğgeneral Abdullatif el-Fehd. Hama Askeri İstihbarat Başkanı,

Tuğgeneral Abdulhamid İdris Hama Askeri İstihbaratı,

Tuğgeneral Hafız Cebbur 34. Tugay Komutanı,

Tuğgeneral Ali El-Hüseyin 47. Tugay Komutanı,

Tümgeneral Muhammed Semmur,

Tümgeneral Zuheyr el-Hamed,

Tümgeneral Cuma el-Ahmed,

Tümgeneral Ali Yunus,

Tümgeneral Berakat Berekat,

Tümgeneral Mürşid Dahir,

Tümgeneral Feysal Munir,

Tümgeneral Selim Berekat,

Tümgeneral Ahmed el-Ukde,

Tümgeneral Ali Es’ad,

Tümgeneral Salah el-Ali,

Tümgeneral Ahmed Cemil İbrahim,

Tümgeneral Ali Durgam,

Tümgeneral Muhammed Hayr Bek,

Tuğgeneral Atıf Necib,

Tuğgeneral Hail el-Esed,

Tuğgeneral Abdülselam,

Tuğgeneral Şeyh Cabir Hirfan,

Tuğgeneral Sair el-Omar,

Tuğgeneral Suheyl Ramazan,

Tuğgeneral Salah Hallum,

Tuğgeneral Heysem Berekat,

Tuğgeneral İyad Mahmud,

Tuğgeneral Ala Saud,

Tuğgeneral Nebih Rabi,

Tuğgeneral Şefik Feyaz Dib,

Tuğgeneral Münir Celud,

Tuğgeneral Muhammed Haluf,

Tuğgeneral Hızır el-Hüseyin,

Tuğgeneral Taha Taha,

Tuğgeneral Zülhimme Şaliş,

Tuğgeneral Adnan Asi,

Tuğgeneral Adnan Ahmed,

Tuğgeneral Suheyl Davud,

Tuğgeneral Bedi el-Ali,

Tuğgeneral Hakim Muhammed Kencu Hasan,

Tuğgeneral Musa Hasan,

Tuğgeneral Riyad Abbas,

Tuğgeneral Muhammed Receb,

Tuğgeneral Habib Safya,

Tuğgeneral Edib Semander,

Tuğgeneral Ali Hüseyin,

Tuğgeneral Ali Nadir,

Tuğgeneral Cemal Abbas,

Albay Semir Nizam,

Albay Edib Kannu,

Albay Gassan Nasur,

Albay Halil Molla,

Albay Malik el-Hadi,

Albay Temam Dib,

Albay Ali Selim,

Albay Temim İsa el-Ahmed,

Albay Muhammed el-Abdullah,

Albay Mecid el-Abdullah,

Yarbay Kinan Muhammed Galiyeh,

Yarbay Ahmed Abdulhamid,

Yarbay Halid el-Hatib,

Yarbay Samir el-Beridi,

Yarbay Emced Abbas,

Yüzbaşı Samir Abbas Dib,

Yarbay Adnan Riyad el-Şami.”

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


Noel pazarı saldırasının perde arkası! Almanlar bir yıl öncesinden uyarmış

Almanya”nın Magdeburg kentindeki Noel pazarında 20 Aralık”ta meydana gelen saldırıda aralarında 9 yaşında bir çocuğun da bulunduğu 5 kişi hayatını kaybetti, 200″den fazla kişi de yaralandı.Yaklaşık 20 yıldır Almanya”da yaşadığı tespit edilen 50 yaşındaki Suudi Arabistanlı Taleb al-Abdulmohsen aracını kasıtlı olarak kalabalığın üzerine sürdü.Olay yerinde gözaltına alınan ve tutuklanan Abdulmohsen”in sosyal medyada tehditkar paylaşımları ile hakkında birden çok kez yapılan ihbarların emniyet güçleri tarafından dikkate alınmaması tepki çekti.Abdulmohsen”i tehditkar sosyal medya paylaşımları sebebiyle saldırının gerçekleştiği kentin bağlı olduğu Saksonya-Anhalt eyaletinin emniyet güçlerine daha önce ihbar edenlerden biri olan ABD vatandaşı James Gavitt, AA muhabirine açıklamalarda bulundu.- “ONDA DOĞRU OLMAYAN BİR ŞEYLER VARDI”Abdulmohsen”i Suudi Arabistan”dan kaçmak isteyen kadınlara yardım etmesi sayesinde sosyal medya üzerinden tanıdığını ifade eden Gavitt, saldırganla birçok kez X üzerinden yazıştığını anlattı.Gavitt bir süre sonra Abdulmohsen”in paylaşımları sebebiyle ona şüpheyle yaklaşmaya başladığını belirterek, “İşin içine daha fazla girdikçe, onu X mesajlarımda giderek daha fazla buldum ve bana şu ya da bu konuda tavsiyelerde bulundu. Biraz şüpheyle de olsa onunla iletişim kuruyordum.” ifadesini kullandı.Bir konu hakkında fikir ayrılığı yaşadıktan sonra Abdulmohsen”e “kendisine mesaj atmamasını söylediğini” aktaran Gavitt, bunun üzerine saldırgan tarafından engellendiğini kaydetti.Gavitt, “Birçok Suudi kadın ona güvenmesine rağmen genel olarak onda “ters” bir şeyler olduğunu biliyordum. “Kontrol manyağı” bir yapısı vardı ve Suudi rejimine muhalif çevrim içi aktivizm söz konusu olduğunda her zaman koordinasyonu sağlamaya ve kararları o vermeye çalışıyordu.” görüşünü paylaştı.Abdulmohsen”in “muhbir” olabileceğine ilişkin şüphelerini de paylaşan Gavitt, “Muhalefeti ve ülkeden kaçan Suudi kadınları yönlendirmek ve kontrol etmek için bir şekilde Suudi rejimiyle birlikte çalışıyor olabileceği fikrini bile düşündüm. Kesin olarak bildiğim tek şey onda doğru olmayan bir şeyler olduğuydu. Kadınlara onun yanında dikkatli olmalarını tavsiye ettim.” dedi.- SALDIRININ GERÇEKLEŞTİĞİ EYALET POLİSİNE İHBARDA BULUNDUGavitt, 30 Kasım 2023″te isimsiz bir Suudi vatandaşının kendisiyle irtibata geçerek Abdulmohsen”in sosyal medyada paylaştığı bazı tehditkar ve şiddet içerikli paylaşımlar hakkında kendisiyle irtibata geçtiğini kaydederek, bunun üzerine Almanya”da yaşayan aktivist arkadaşı Rana Ahmad”a ulaştığını belirtti.Ahmad”ın, Abdulmohsen hakkında Köln polisine ihbarda bulunduğunu ifade eden Gavitt, “Rana”dan tehdit içeren paylaşımları Alman polisine göstermesini istedim ve 2 Aralık 2023″te Almanya”nın Köln kentindeki yerel polisi aradı. Rana”nın evine gelen polis, Suudi bir vatandaş tarafından çevrilerek bana gönderilen tweetlerin fotoğraflarını çekti.” şeklinde konuştu.Kendisinin de 3 Aralık 2023″te, saldırının yaşandığı kentin bağlı olduğu eyaletin emniyet güçlerine internet üzerinden ulaştığını söyleyen Gavitt, tüm bunlara rağmen polislerden herhangi bir dönüş alamadıklarını aktardı.Gavitt”in Saksonya-Anhalt eyaletinin emniyet güçlerine yaptığı ihbarda Abdulmohsen”in yaşadığı yer hakkında bilgi verdiği ve tehditkar paylaşımları hakkında uyardığı görülüyor.Şikayet dilekçesinde saldırganın “Almanya”nın Suudi muhalefetine karşı yaptıklarından dolayı rastgele 20 Almanı öldürsem beni suçlar mısınız?” ve “Almanya”da büyük bir şey olacak. Benim tavsiyem: Almanya”dan sığınma talep etmeyin.” ifadelerinin yer aldığı paylaşımlarına yer veren Gavitt, saldırganın Suudi Arabistanlı kadınların kaçmasına yardım etme “motivasyonu” hakkında endişelerini de paylaştı.- “ALMANYA”NIN BAŞARISIZLIĞINA İLİŞKİN KAPSAMLI BİR SORUŞTURMA YÜRÜTÜLMELİ”Gavitt tüm bu ihbarlara rağmen Alman makamlarının harekete geçmemesini eleştirerek, “Avrupa kendi içindeki tehditlerle başa çıkma konusunda çok korkak davranıyor.” değerlendirmesinde bulundu.1951 Mülteci Sözleşmesinin, “ülkenin güvenliği için bir tehlike olarak görülmesi için makul gerekçeler bulunan herkesin sınır dışı edilmesine” izin verdiğini anımsatan Gavitt, “Taleb bu standardı karşıladı ve artık tüm dünya bunu biliyor ama harekete geçmek için çok geç. Almanya”nın bu saldırıyı önlemedeki başarısızlığına ilişkin kapsamlı bir soruşturma yürütülmeli.” diye konuştu.

Source: Www.star.com.tr


İsrail”i çıldırtacak adım! Kapattıkları elçilik binası bakın ne olacak?

ABD”nin Connecticut eyaletinde bulunan Filistin Müzesi”nin (Palestine Museum US) kurucusu ve Genel Direktörü Saleh, 1948″deki Nekbe”nin ardından zorla göç ettirilen ailesini, ABD”deki müzenin kuruluşunu ve İsrail”in kapatma kararı aldığı Dublin”deki büyükelçilik binasını müzeye dönüştürmek için başlattığı girişimi Anadolu Ajansına (AA) anlattı.Filistinli mülteci ailenin çocuğu olarak 1951″de Batı Şeria”nın El-Bireh kentinde dünyaya gelen Saleh, aslen Yafa”nın doğusundaki Salamah köyünden 1948″deki Nekbe”nin ardından bu kente zorla göç ettirildiklerini söyledi.Batı Şeria”da büyüyen ve eğitim için 1969″da ABD”ye giden Saleh, bu ülkede uzun yıllar süren çalışma hayatının ardından Filistin için bazı şeyler yapma kararı aldığını dile getirdi.Saleh, bu fikre odaklandıktan sonra 2018″de Batı Yarımküre”deki ilk Filistin Müzesi”ni kurduğunu kaydederek, müzenin misyonunun, Filistinlilerin karşı karşıya bulunduğu adaletsizlikleri ve zorlukları sanat yoluyla dünyayla paylaşmak olduğunu belirtti.Siyasi tartışmalardan ziyade sanatı araç olarak kullanarak Filistin halkının hikayesini ve geçmişten bugüne yaşadıklarını Filistinlilerin eserleriyle anlatmaya çalıştıklarına dikkati çeken Saleh, 6,5 yıldır faaliyet gösteren bu müzenin, Filistin kültürünü tanıtarak uluslararası farkındalık yaratmayı amaçladığını vurguladı.- ELÇİLİĞİN KAPATILACAĞINI DUYAR DUYMAZ ARAŞTIRMALARA BAŞLADISaleh, İsrail”in elçiliğini kapatma kararı aldığını duyduğunda bunun, Avrupa”da Filistin sanatının sergilenmesi ve daha da önemlisi, İsrail”in temsilciliğini Filistin temsilciliğiyle değiştirmek için fırsat olabileceğini düşündüğü anlattı.Bu fikrin hayata geçmesinin, Filistinlilere büyük moral olacağını ifade eden Saleh, “Soykırımı temsil eden bir varlığın yerini Filistin sanatının alması, çok güçlü sembolik hamle olacak yani kötülüğün yerine güzelliği koyma fikri, bizim için çok önemli bir faktördü ve burada müze açma olasılığını araştırmaya karar vermemizin temel nedenlerinden biri buydu.” dedi.Faisal Saleh, İsrail”in elçiliğini kapatma kararı aldığı haberlerinin hemen ardından Dublin”deki durumu, binanın kime ait olduğunu ve diğer detayları öğrenmek için araştırmalara başladığını söyledi.İsrail”in önceki büyükelçiliğinin şu an bulunduğu binaya taşınması konusunda 5 yıl önce yazı yazan İrlandalı gazeteciye kısa e-posta gönderdiğini belirten Saleh, “E-postayı gönderdikten kısa süre sonra başka bir gazeteci beni aradı. Sorular sordu ve ilgili olup olmadığımı öğrenmek istedi. Daha sonra konuşmamızı bir yazıya dönüştürdü ancak iletişim kurmamdaki asıl amaç, binayla ilgili kiminle konuşmam gerektiğini öğrenmekti. Bu süreçte bu tam anlamıyla gerçekleşmedi.” dedi.- “İSRAİL”İN ELÇİLİK BİNASINDA FİLİSTİN BAYRAĞINI DALGALANDIRMAK KONUSUNDA BÜYÜK DESTEK VAR”Buna karşın Saleh, elçilik binasını Filistin Müzesi”ne dönüştürme fikrine yer verilen makalenun yayımlandıktan sonra dünya çapında büyük yankı uyandırdığını, insanların bu girişim için çok fazla heyecan duyduğunu ve destek verdiğini dile getirdi.Öte yandan, bazı kişilerin bu konuyla ilgili yanlış bilgi yaydığına işaret eden Saleh, “İrlanda hükümetinin, büyükelçiliği Filistin Müzesi”ne dönüştüreceği” veya “müzenin çok yakında açılacağı” yönündeki haberlerin gerçeği yansıtmadığını vurguladı.Filistin asıllı girişimci Saleh, elçiliğin müzeye dönüştürülmesine yönelik girişiminin sürdüğünü fakat henüz somut adım atılmadığına işaret ederek, şunları söyledi:”Ancak o zamandan beri bu kadar büyük bir ilgi ve destek olduğunu görünce projeyi daha derinlemesine araştırmaya karar verdim. Sonunda Dublin”de tanınmış profesyonel bir emlak temsilcisiyle çalışmaya başladım. Bu kişi, binanın uygun olup olmadığını, hangi şartlar altında kiralanabileceğini ve diğer gerekli bilgileri bizim için araştıracak. Henüz çok erken aşamalardayız ve birçok belirsizlik var ancak bu projeyi ilerletme konusunda kararlıyız. İrlanda halkından, İrlanda”daki dayanışma örgütlerinden ve İrlanda dışından, dünyanın dört bir yanındaki çok sayıda insandan muazzam destek alıyoruz. Hepsi de bu binada Filistin bayrağını dalgalandırmamız ve Filistin Müzesi kurmamız için bizi teşvik ediyor.”- GİRİŞİM, DUBLİN”LE SINIRLI KALMAYACAKSaleh, halihazırda binanın sahibinin yapıyı kiralamaya istekli olup olmadığını bilmediklerini belirterek, “Biz, kendi tarafımızdan elimizden geleni yapıyoruz. Eğer bu fırsat mümkün olursa İsrail Büyükelçiliğinin bulunduğu alanı veya binanın bir bölümünü kiralama imkanı varsa bunu gerçekleştirmekte kararlıyız.” dedi.Noel tatili nedeniyle şu anda iş görüşmelerinin yapılamadığını ancak 6 Ocak”tan itibaren projenin ilerlemesi için yeniden harekete geçeceklerini söyleyen Saleh, “Bu süreçte temsilcimizin bizim için gerekli bilgiyi elde etmesini beklemek durumundayız. Görüşmelere devam ederek ilerleme kaydetmeyi hedefliyoruz.” diye konuştu.Saleh, Avrupa genelinde Filistin sanatını tanıtan birçok sergi düzenlediklerini ve bu süreçte kalıcı mekan oluşturmanın önemini fark ettiklerini belirtti.İtalya”nın Venedik şehrinde 3 yıldır düzenlenen sergilerden İngiltere ve İrlanda”daki yeni girişimlere kadar geniş bir coğrafyada faaliyet gösterdiklerini vurgulayan Saleh, Dublin”deki binanın Filistin Müzesi”ne dönüştürülmesi durumunda bu adımın sanatı bir araya getiren kalıcı destinasyon olacağını bildirdi.Bu girişimin, yalnızca Dublin”le sınırlı kalmayacağını belirten Saleh, “Bu proje, başarıyla hayata geçerse başka yerlerde de benzer girişimler için kapılar açılabilir.” dedi. Saleh, Avrupa ve diğer bölgelerde Filistin sanatını temsil eden organizasyonlar kurma fikrinin mümkün olduğunu vurguladı.- “İRLANDA, DAİMA FİLİSTİNLİLERİN KALBİNDE YER ALACAK”Faisal Saleh, İsrail”in Dublin”deki büyükelçiliğini kapatma kararını memnuniyetle karşıladığını belirterek, “İyi ki gitmişler! Kim, ülkesinde soykırımcı bir devleti temsil eden büyükelçilik ister ki?” dedi.Filistin”e verdiği güçlü destekle bilinen İrlanda”nın sergilediği tutumundan övgüyle söz eden Saleh, şunları kaydetti:”İrlanda, Filistin”in yanında durmanın popüler olmadığı bir dönemde yanımızda duran bir ülke olarak daima kalbimizde yer alacak. İrlanda, İsrail”i destekleyen güçlü ülkelerden gelen baskılara ve olumsuz tepkilere rağmen kendi ilkelerine bağlı kalarak dimdik duruyor. Bu, bir ülkenin sahip olabileceği en değerli duruşlardan biri. Oysa birçok ülke, İsrail”i desteklemek uğruna kendi anayasalarını, yasalarını ve ilkelerini hiçe sayarak Filistin”e sırt çevirmiş durumda. İrlanda”nın bu ilkesel duruşu, çok takdire şayan.”- İSRAİL, İRLANDA”DAKİ BÜYÜKELÇİLİĞİNİ KAPATMA KARARI ALMIŞTIİrlanda, 28 Mayıs 2024″te Filistin Devletini tanıdığını açıklamış, daha sonra da İsrail aleyhine Uluslararası Adalet Divanı (UAD) nezdinde açılan “soykırım” davasına müdahil olma kararı almıştı.İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar, 15 Aralık”ta İrlanda”nın tüm kırmızı çizgileri aştığını belirterek Dublin Büyükelçiliğini kapatacaklarını açıklamıştı.İrlanda Başbakanı Simon Harris, Büyükelçiliği kapatma kararının “dikkat dağıtma diplomasisi” olduğunu söylemişti.İrlanda Dışişleri ve Savunma Bakanı olan Başbakan Yardımcısı Micheal Martin, ülkesinin Tel Aviv Büyükelçiliğini kapatma planının bulunmadığını belirtmişti.

Source: Www.star.com.tr


Ahmet Davutoğlu”ndan dikkat çeken “İmralı” çıkışı

Geçtiğimiz günlerde AK Parti konusunda yaptığı açıklamalarla gündeme gelen Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, DEM Parti-İmralı görüşmesine ilişkin de dikkat çeken ifadeler kullandı.Halk TV”de İsmail Küçükkaya”nın konuğu olan Davutoğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli”nin İmralı çağrısı ve DEM Parti-İmralı görüşmesi ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. “ORTA DOĞU NE ZAMAN KARIŞSA MAĞDUR KÜRTLER OLUYOR” Davutoğlu, Bahçeli”nin çağrısının ardından başlayan ve teröristbaşı Öcalan ile yapılan görüşme için “Bahçeli”nin karşı söylemleri güzel söylemler. Kardeşlikten bahsediyor. Önceki çözüm süreci başladığında silahların bırakılması konuşuluyordu. Stratejik bir hamleydi. Orta Doğu ne zaman karışsa mağdur Kürtler oluyor.” dedi. “BİR MAHKUMU TÜRKİYE”NİN SİYASİ TERCİHLERİ İÇİN KULLANMAK REZALETTİR” “Bahçeli o zaman çözüm sürecine karşı çıkmıştı. Bahçeli ve Erdoğan bu dalgalanmada “Kürtleri korumamız lazım. İsrail”in, ABD”nin oyununun parçası yapmamız lazım” dediyse doğru bir hamledir.” diyen Davutoğlu, “Ama ikinci mektubu bir akademisyen 2019″da getirdi. Binali Yıldırım”ın desteklenmesi için. Durum böyleyse bir mahkumu Türkiye”nin siyasi tercihleri için kullanıyorsanız rezalettir.” ifadelerini kullandı. “İMRALI EV HAPSİNE ÇIKABİLİR” “İmralı ev hapsine çıkabilir.” diyen Davutoğlu, bu tür adımların atılabileceğini söyledi. Davutoğlu, sözlerini şu ifadelerle tamamladı: “DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan”ın konuşmasını övdüm, çok güzeldi. Devlet aynı zamanda Kürtlerin de devletidir. Bizim barıştırmaya ihtiyacımız var.” SÜREÇ NASIL BAŞLADI? Süreç, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli”nin 22 Ekim”de yaptığı çağrı ile başlamıştı. Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı”nda yaptığı açıklamada “Teröristbaşının tecridi kaldırılırsa, gelsin TBMM DEM Parti Grup Toplantısı”nda konuşsun, terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini haykırsın. Bu dirayet ve kararlılığı gösterirse, “umut hakkı”nın kullanımıyla ilgili yasal düzenlemenin yapılması ve bundan yararlanmasının önü de ardına kadar açılsın.” ifadelerine yer vermişti. Devlet Bahçeli, bu açıklamasından kısa bir süre sonra ise DEM Parti heyetine İmralı”ya gitmesi için izin verilmesi çağrısı yapmıştı. DEM PARTİ”DEN İMRALI BAŞVURUSU 26 Kasım tarihinde DEM Parti, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan”la İmralı”da görüşme yapabilmek için Adalet Bakanlığı”na başvuruda bulunmuştu. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, 27 Aralık”ta DEM Parti”nin görüşme talebine olumlu yanıt verildiğini açıklamıştı. 4,5 YIL SONRA İLK GÖRÜŞME İmralı”ya giden DEM Parti İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder ve Van Milletvekili Pervin Buldan, terör örgütü PKK elebaşı Abdullah Öcalan ile 4,5 yıl sonra bir görüşme gerçekleştirmişti. Görüşmenin ardından DEM Partisi”nden yapılan açıklamada, sürecin başarısı için en önemli zeminin TBMM olduğu vurgulanmış “Türk-Kürt kardeşliğini yeniden güçlendirmek tarihi sorumluluk.” denilmişti.

Source: Haberler


Son bir haftada 49 terörist etkisiz hale getirildi

MSB Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri Tuğamiral Zeki Aktürk, Bakanlık”ta düzenlenen basın bilgilendirme toplantısında, MSB”nin, tüm birlik ve kurumlarıyla proaktif savunma ve güvenlik politikası doğrultusunda, milli güvenliği ve çıkarları teminat altında tutmaya, bölgesel ve küresel güvenlik ile istikrara artan ölçüde katkı sağlamaya devam ettiğini söyledi.

Terörle mücadele operasyonları kapsamında son bir haftada 49 teröristin etkisiz hale getirildiğini belirten Aktürk, şöyle konuştu:

“Sahanın gerekliliğine uygun, alışılmadık, öngörülemez, süratli ve sürekli icra esaslarında gerçekleştirilen kararlı operasyonlarla 2024 yılında, Suriye”nin kuzeyinde 1579 terörist, Irak”ın kuzeyinde ise 1491 terörist olmak üzere toplam 3 bin 70 terörist etkisiz hale getirilmiştir. Ayrıca, yıl boyunca toplam 107 terörist teslim olmuştur. Son terörist de ülkemiz için bir tehdit unsuru olmaktan çıkarılıncaya kadar mücadelemiz kesintisiz bir şekilde devam edecektir. Diğer taraftan terör yuvalarına kilit vurmaya devam eden Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, geçtiğimiz hafta Pençe-Kilit Operasyonu bölgesinde teröristlere ait birçok bölümü bulunan mağara ile yine içerisinde çok sayıda silah, mühimmat ve yaşam malzemesi bulunan bir mağarayı tespit etmiştir.”

Hudutlarda 97 bin 356 kişi engellendi

Aktürk, kaçakçılığın, yasa dışı geçişlerin engellenmesi ve terörle mücadele etkinliğinin artırılması kapsamında sınır güvenliğinde alınan etkili ve modern teknolojiye dayalı tedbirlerle korunduğunu kaydederek, “Son bir haftada hudutlarımızdan yasa dışı yollarla geçmeye çalışan 1″i terör örgütü mensubu olmak üzere 109 şahıs yakalanmış, 2 bin 16 şahıs ise engellenmiştir.” ifadesini kullandı.

Hudutlarda, 7 gün 24 saat esasıyla çok yönlü ve etkin tedbirlerin alındığını ve bunun verilere de yansıdığını vurgulayan Aktürk, “2024 yılında hudutlarımızdan yasa dışı yollarla geçmeye çalışırken yakalananların sayısı 13 bin 939, engellenen kişi sayısı da 97 bin 356 olmuştur. Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, terörle mücadele ve hudut güvenliğinde elde edilen başarı ve etkinliğin çıtasını 2025 yılında daha da yukarılara taşıma azim ve kararlılığındadır.” bilgisini paylaştı.

Bölgesel istikrara katkılar

Türk Silahlı Kuvvetlerinin, uluslararası görevlerle dost ve müttefik ülkelerdeki eğitim ve danışmanlık faaliyetlerine başarıyla devam ettiğine işaret eden Aktürk, şunları kaydetti:

“13 yıllık iç savaşın ardından tarihi bir dönemden geçen komşumuz Suriye”de mevcut durum ve gelişmeler, yeni yönetim ile işbirliği ve koordinasyon içerisinde yakından takip edilmekte, Suriye”nin birliği ve toprak bütünlüğü ile terörle mücadeleye verdiğimiz önem ve öncelik kapsamında, Suriye”nin güvenlik ve savunma kapasitesinin artırılmasına yönelik hazırlıklara devam edilmektedir. Ayrıca, birliklerimiz tarafından bölgede istikrarın sürdürülmesine yönelik gerekli tüm tedbirler alınmakta, Suriyelilerin gönüllü, güvenli ve saygın bir şekilde dönüşlerinin sağlanmasına yönelik çalışmalar sürdürülmektedir. Bu vesileyle, DEAŞ ve PKK/PYD/YPG/SDG başta olmak üzere hangi isim adı altında olursa olsun, ülkemizin ve Suriye”nin bekasına kasteden terör örgütleri ile mücadele konusunda kararlı olduğumuzu, bugüne kadar terör örgütlerine karşı alınan önleyici ve yok edici tedbirlere devam edeceğimizi bir kez daha vurguluyoruz.”

Aktürk, İsrail”in, Orta Doğu”da güvenlik ve istikrara karşı tehdit oluşturduğunu, hukuksuz saldırılarını ve işgallerini sürdürdüğünü belirterek, “İsrail”in bu zamana kadar Gazze”de yaptığı soykırım, Batı Şeria”daki ilhak girişimleri, Suriye ve Yemen”e gerçekleştirdiği saldırılar, İsrailli yetkililerinin Mescid-i Aksa”ya yönelik kışkırtıcı eylemleri karşısında uluslararası toplumun sessizliğini sonlandırmasını bekliyoruz. Temennimiz, yeni yılda uluslararası toplumun Filistin halkının insanca yaşama kavuşması, bölgede barış ve huzurun sağlanması için üzerine düşeni yapmasıdır.” ifadelerini kullandı.

İkili ilişkiler

Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler”in yaptığı faaliyetlerine ilişkin de bilgilendirmede bulunan Aktürk, “26 Aralık”ta Suudi Arabistan Genelkurmay Başkanını kabul eden Sayın Bakanımız, 27 Aralık”ta komuta kademesiyle birlikte, Azerbaycan Hava Yollarına ait uçağın Kazakistan”da düşmesi dolayısıyla Azerbaycan”ın Ankara Büyükelçiliğine taziye ziyaretinde bulunmuş, aynı gün Almanya”nın Ankara Büyükelçisini kabul etmiştir.” diye konuştu.

Aktürk, Bakan Güler”in ayrıca, 2024″ün son gününde beraberinde TSK Komuta Kademesi ile 5″inci Hudut Tugay Komutanlığı ve 14″üncü İnsansız Uçak Sistemleri Üs Komutanlığı”nda inceleme, denetleme ve ziyaretlerde bulunarak halkın ve Mehmetçiğin yeni yılını kutladığını hatırlattı.

Eğitim ve tatbikat faaliyetleri

Türk Silahlı Kuvvetlerinin harbe hazırlığının en üst seviyede tutulması maksadıyla ulusal ve uluslararası görev, eğitim ile tatbikat faaliyetlerine de aralıksız devam edildiğini aktaran Aktürk, “17-26 Aralık tarihlerinde Pakistan”da icra edilen Ayyıldız Türkiye-Pakistan İkili Sat Tatbikatı başarıyla tamamlanmıştır.” dedi.

Aktürk, Karadeniz, Ege Denizi ile Akdeniz”de Deniz Kuvvetlerinin harekata hazırlık eğitimlerinin icrası, sevk ve idare etkinliğinin gözlenmesi, müşterek çalışabilirliğin geliştirilmesi amacıyla 7-16 Ocak tarihlerinde Mavi Vatan-2025 Tatbikatı”nın yapılmasının planlandığını belirtti.

Tatbikata ilişkin bilgi veren Aktürk, “Tatbikatta, Deniz Kuvvetlerimizin yanı sıra Kara ve Hava Kuvvetlerimiz ile Sahil Güvenlik Komutanlığından müteşekkil toplam 87 suüstü gemisi, 7 denizaltı, 7 insansız deniz aracı, 31 uçak, 17 helikopter, 28 SİHA/İHA ile SAT ve SAS timleri dahil 20 bin personel yer alacaktır. Söz konusu tatbikatın Seçkin Gözlemci Günü faaliyetleri ise 9 Ocak’ta Aksaz”da icra edilecektir.” dedi.

Aktürk, Terörizmle Mücadele Mükemmeliyet Merkezi Komutanlığının, NATO Müttefik Dönüşüm Komutanlığı tarafından gerçekleştirilen “NATO Kalite Güvence Kurumsal Akreditasyonu Denetlemesi” sonucunda, 1 Ocak 2025-31 Aralık 2030 tarihlerini kapsayan koşulsuz ve 6 yıl geçerli NATO Kalite Güvence Kurumsal Akreditasyonunu almaya hak kazandığını bildirdi.

Aktürk, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Sarıkamış Harekatı”nın 110″uncu yılı dolayısıyla düzenlenen “Türkiye Şehitlerine Yürüyor” anma etkinliği kapsamında Sarıkamış/Kars’ta 3 adet F-16″mız ile 5 Ocak”ta muharip uçak geçişi icra edilecektir. Bu vesileyle başta Sarıkamış şehitlerimiz olmak üzere, tüm şehitlerimizi ve ebediyete irtihal eden kahraman gazilerimizi bir kez daha rahmet ve minnetle yad ediyoruz. Öte yandan, Ankara”da icra edilen 89″uncu Büyük Atatürk Koşusu”nda şampiyon olan Türk Silahlı Kuvvetleri Spor Gücü Kır Koşusu Takımımızı ve derece elde eden sporcularımızı bir kez daha kutluyoruz. 2024 yılı Türk Silahlı Kuvvetleri Spor Gücü Komutanlığımız açısından çok başarılı bir yıl olmuştur. Uluslararası müsabakalarda 2023 yılında 10 kupa ve 18 madalya alan sporcularımız, 2024 yılında 20 kupa ve 93 madalya kazanmıştır.”

Savunma sanayi ile envantere giren yeni silah sistemleri

Aktürk, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan”ın liderliğinde, güçlü ve tam bağımsız bir savunma sanayi hedefi doğrultusunda geliştirilen yerli ve milli savunma sanayi ürünlerinde, Silahlı Kuvvetlerin her geçen gün daha da güçlenip caydırıcılığını arttırmakta olduğunu kaydederek, şunları söyledi:

“Bu kapsamda Kara Kuvvetleri Komutanlığımızca muhtelif miktarda, yeni nesil Fırtına Obüsü”nün, NEFER Kuleli Zırhlı Muharebe Aracı”nın ve MİLKED Elektronik Destek Sistemi”nin muayene ve kabul faaliyetleri tamamlanmıştır. Mavi Vatanımız ve çevre denizlerin yanı sıra, ilgi alanımız olan tüm deniz ve okyanuslarda şanlı bayrağımızı dalgalandıran donanmamızın yeteneklerini küresel ölçekte genişleterek daha modern, daha etkin ve daha güçlü hale getirilmesi amacıyla aynı anda 31 geminin inşası ülkemizin tersanelerinde başarıyla devam etmektedir. Bu çerçevede Milli Denizaltımızın (MİLDEN) ilk kaynağı Gölcük Tersanesi Komutanlığımızda, TF-2000 Hava Savunma Harbi Muhribi ve Milli Uçak Gemisi”nin ilk sac kesimleri ise İstanbul Tersanesi Komutanlığımızda yapılarak inşalarına başlanmıştır.”

Öğrenci ve personel temini

Personel ve askeri öğrenci temin faaliyetlerinin de planlandığı şekilde devam ettiğini belirten Aktürk, Milli Savunma Bakanlığı, Genelkurmay Başkanlığı, Kuvvet Komutanlıkları ve Milli Savunma Üniversitesine personel alımı kapsamında 20 Aralık”ta başlayan “Memur Temini” başvurularının 20 Ocak”a, bugün başlayan Milli Savunma Üniversitesi Askeri Öğrenci Aday Belirleme Sınavı başvurularının ise 27 Ocak”a kadar yapılabileceğini bildirdi.

Aktürk, bağımsızlığın, bölünmez bütünlüğün ile milli birlik ve beraberliğin güvencesi olan Türk Silahlı Kuvvetlerinin karada, denizde ve havada ülkenin savunması ile güvenliğini sağlamaya, kendisine tevdi edilen tüm görevleri başarıyla yerine getirmeye devam edeceğini vurguladı.

Suriye”de yeni dönem

MSB kaynakları, Bakanlık”ta düzenlenen basın bilgilendirme toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Türk Silahlı Kuvvetleri”nin Suriye”ye yeni dönemde ne tür destek sağlayacağına dair sorulara ilişkin kaynaklar şu ifadeleri kullandı:

“Sayın Cumhurbaşkanımızın direktifleri doğrultusunda, Suriye”deki devlet organlarının işler hale gelmesi sonrasında, iki ülke arasında stratejik ilişkiler kurulması ve çeşitli alanlarda işbirlikleri tesis edilmesine yönelik muhataplarımızla görüşüyoruz. Görüşmeler sonrasında tespit edilecek ihtiyaçlar doğrultusunda hazırlanacak yol haritasına göre gerekli destek verilecektir. Savunma ve güvenlik alanlarındaki işbirliği, sadece güvenliğimizin pekiştirilmesi değil, aynı zamanda bölgesel barış ve huzurun tesis edilmesi adına kritik öneme sahiptir. Türk Silahlı Kuvvetleri, Suriye halkının yanında durmaya ve bu geçiş sürecinde de kendi görev alanına giren hususlarda destek olmaya devam edecektir.”

İdlib bölgesindeki gözlem noktaları

Milli Savunma Bakanlığı kaynakları, İdlib bölgesinde bulunan gözlem noktalarının kapatılması veya azaltılması yönünde bir çalışma olup olmadığına ilişkin soruyu, “Geniş ve dinamik bir saha olan bölgede sürekli yeni gelişmeler olmakta ve bunlar yakından takip edilmektedir. Türk Silahlı Kuvvetleri olarak gelişen durumlara göre değerlendirmeler yapılarak planlar sürekli güncellenmektedir. Bu kapsamda kuvvet kaydırılması veya ihtiyaç duyulabilecek diğer hususlara yönelik tedbirler alınmaktadır.” şeklinde cevapladı.

Fırat”ın doğusu

Bakanlık kaynakları, Fırat”ın doğusundaki son duruma ilişkin sorulara da şu yanıtı verdi:

“Bölgede SMO ile terör örgütü PKK/PYD/YPG/SDG arasında çatışmalar devam etmekte. Bu kapsamda, terörle mücadeleden taviz vermeden, Suriye”nin toprak bütünlüğü, siyasi birliği, güvenlik ve istikrarının sağlanması için muhataplarımızla yakın işbirliği ve koordinasyon içerisinde olmaya devam edeceğiz. TSK olarak Suriye”de “az laf çok iş” prensibiyle hareket ediyoruz. Yeni dönemde Suriye”de terör örgütlerine yer olmadığını, buna ne yeni Suriye yönetiminin ne de bizim müsaade etmeyeceğimiz yönündeki kararlılığımızın tam ve kesin olduğunu bir kez daha vurguluyoruz.”

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


FETÖ’nün Almanya kalesi sarsıntıda

Almanya, 15 Temmuz başarısız darbe girişimi öncesi ve sonrasında FETÖ için en güvenli ülkelerden biri konumunda yer alıyor. FETÖ”nün 1990″ların başlarından itibaren Almanya”da önemli örgütsel yatırımları bulunuyor. Örgütün, elebaşı Fetullah Gülen”den sonra en önemli yöneticilerinden olan Avrupa kıtasındaki örgüt yapısının sözde sorumlusu Abdullah Aymaz da Almanya”da yaşıyor. Aymaz, örgüt ile ilgili tüm faaliyetlerini yine Avrupa”nın en büyük ekonomisine sahip Almanya”dan yürütüyor. FETÖ”nün en önemli isimlerinden Aymaz gibi birçok FETÖ”cü de yine Almanya”da ikamet ediyor. Türkiye”den firar eden FETÖ mensuplarının yaklaşık dörtte biri de yaşamak için Almanya”yı seçiyor. Almanya”nın FETÖ”cülere kucak açmasının altında işgücünün yanı sıra politik nedenler de bulunuyor. 15 Temmuz başarısız darbe girişiminin planlayıcılarından Adil Öksüz”ün de Türkiye”den kaçtığı ve son görüldüğü yerin Almanya olduğu biliniyor. FETÖ “MAHREM” TAKTİĞİNE ALMANYA”DA DEVAM EDİYOR Başarısız darbe girişimi sonrasında Türkiye”den firar eden FETÖ”cü askerlerin birçoğu Almanya”ya kaçtı. Ayrıca, NATO görevindeyken Türkiye”ye çağrılmalarına rağmen firar edip Almanya”da yaşamaya başlayan FETÖ”cü askerlerin sayısı da oldukça fazla. Avrupa Birliği”nin en güçlü ülkelerinin başında yer alan Almanya, FETÖ”nün mahrem yapılanmalarının en canlı olduğu ülkelerden biri. Örgüt, Türkiye”de kurduğu çarkı Almanya”da da aynı şekilde sürdürüyor. Burada kontrolü ellerinde tutmaya çalışan “mahrem abiler”, özellikle firari askerler üzerinde etkilerine devam ediyor. Firari askerler diğer FETÖ”cüler ile görüştürülmüyor. İş, ev ve ailelerinin ihtiyaçları da örgüt tarafından karşılanıyor. Örgüt, Almanya”daki FETÖ mensuplarından,özellikle de Türkiye”de ihraç edilen asker ve polislerden vatandaşlık almalarını çok önemsiyor. Örgüt, FETÖ”cü ihraç asker ve polislerin Almanya”da topluma entegre olmalarını ve Almanya”da kamu kurumlarında kendi iş kollarındaki kadrolara sızmalarını istiyor. Örgütün son beş senedir bu konuda ciddi bir planlama içinde olduğu, program ve yatırım yaptığı, bu sayede kademeli olarak Almanya kurumlarına sızarak gücünü Almanya bürokrasisinde de sürdürmeyi hedeflediği biliniyor. FETÖ”NÜN ALMANYA KALESİ SARSINTIDA Almanya”nın Magdeburg kentinde 21 Aralık”ta Noel Pazarı”nda gerçekleşen saldırı, ülkede yaşayan tüm göçmenler için tehlike çanlarının çalmasına neden oldu. Saldırının failinin uzun süredir Almanya”da yaşayan Suudi Arabistan kökenli bir göçmen olması nedeni ile ülke genelinde göçmenlere karşı protestolar başladı. Göçmenlere karşı başlamış bu protestolar ise en çok FETÖ”cüleri etkiledi. Örgütün yatırım yaptığı Almanya planı bozulamaya başladı. Şubat 2025″te yapılacak seçimlerde aşırı sağın güçlenmesi ile göçmen karşıtlığı yönündeki seçmen baskısının, vatandaşlık işlemlerinin engellemesinden endişe duyuluyor. Bu nedenle özellikle firari FETÖ”cü asker ve kamu görevlileri vatandaşlık işlemlerini hızlandırma telaşına girdi. FETÖ”cülerin bir diğer endişesi de Suriye”de yaşanan gelişmeler sonrasında Avrupa ülkelerinin Suriyeli göçmenleri ülkelerine geri göndermek için yollar araması oldu. Suriyelilerin ülkelerine gönderilmesi ile sıranın kendilerine gelecek olması telaşı FETÖ”cüleri derinden sarstı.

Source: Halit Turan


Rusya ABD”yi suçladı: Doğal gazın kesilmesinin sorumlususunuz

Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, yaptığı açıklamada, 1 Ocak”ta Rus gazının Ukrayna toprakları üzerinden Avrupa”ya geçişinin durdurulduğunu belirtti. Gazprom”un sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmesine rağmen Ukraynalı yetkililerin Rusya”dan Avrupa ülkelerine doğal gaz pompalamayı durdurma kararı aldığını kaydeden Zaharova, Rus enerji sevkiyatının kesilmesinin hem Avrupa”nın ekonomik potansiyelini zayıflattığını hem de Avrupalıların yaşam standartlarını olumsuz etkileyeceğini bildirdi.Zaharova, enerji piyasasının yeniden dağıtımından ABD”nin karlı çıktığını aktararak, “Yağmacı stratejilerinin ilk kurbanı, şimdiden Avrupa”nın en büyük ekonomisi Almanya oldu. Almanya, Kuzey Akım 1 ve Kuzey Akım 2 doğal gaz boru hatlarının patlamasından sonra doğal gazı önemli ölçüde daha yüksek fiyatlarla satın almak zorunda kaldı ve en büyük ve efsanevi Alman endüstrilerinden bazılarını kapatmaya başladı” diye konuştu.Geçmişte ekonomik açıdan başarılı ve bağımsız olan Avrupa Birliği”ndeki diğer ülkelerin de bugün “Amerikan himayesinin bedelini ödemek zorunda kalacaklarını” söyleyen Sözcü Zaharova, “Rus doğal gaz sevkiyatını durdurmanın sorumluluğu tamamen ABD”ye, kukla Kiev rejimine ve Amerikan ekonomisine mali destek uğruna vatandaşlarının refahını feda eden Avrupa devletlerinin yönetimlerine aittir” ifadelerini kullandı.

Source: Www.star.com.tr


Yetim Vakfı, geçen yıl 35 ülkede 2 milyondan fazla kişiye destek oldu

Vakıftan yapılan açıklamaya göre, Gazze”de Filistin Acil Yardım Kampanyası”nı hız kesmeden sürdüren vakıf, 2024″te başta nakit desteği olmak üzere kumanya, sıcak yemek, ekmek, içme suyu, kışlık kıyafet, battaniye, yatak ve kurban konservesi dağıtarak toplamda 506 bin 902 kişiye yardımda bulundu.

Sudan”da 47 bin 370 yetim ve ailesine, Bangladeş”te muson yağışlarından etkilenen 2 bin 235 afetzedeye, Lübnan”da ise 7 milyon lira değerinde 5 tırlık insani yardım malzemesini 96 bin 122 kişiye dağıtan vakıf, kış mevsimi için “Sıcacık Sevgiye Soğuk İşlemez” sloganıyla başta Türkiye olmak üzere toplam 12 ülkede 59 bin 529 kişiye kışlık kıyafet, soba, yatak, battaniye ile ısınma desteği verdi.

Yetim Vakfı, dünyanın çeşitli coğrafyalarında ihtiyaç sahibi yetim ailelerin refah seviyesini yükseltmek için gelir kaynakları elde ederek ve bağışçıların bölge şartlarına göre belirlediği iş imkanlarıyla yetim ailelerine kalıcı bir gelir kaynağı oluşturdu. Vakıf bu sayede toplam 1921 kişiye fayda sağladı.

Türkiye başta olmak üzere farklı coğrafyalardaki 281 bin 849 kişiye kumanya, çocuk paketi, iftar ikramı, zekat, fitre ve fidye dağıtımı gerçekleştiren vakıf, kurban kampanyasıyla da 24 farklı ülkede toplamda 493 bin 717 kişiye ulaştı. Ayrıca hayırseverlerin adak, akika ve şükür kurbanlarıyla da senenin tüm aylarında toplamda 85 bin 482 yetimin sofrasına destek olundu.

Yeni eğitim öğretim dönemiyle birlikte “İyilik Zili Çalıyor” başlığıyla kırtasiye projesi başlatan vakıf, 22 ülkede toplam 16 bin 286 kişiye ulaşarak, çanta, kalemlik, kalem, defter, boya, silgi, kalemtıraş, cetvel ve kitaplardan oluşan set hediye etti.

Çocuklar, Filistinli çocuklar için çizdi

Vakıf, Filistin”deki soykırım uygulamalarını kınamak, katledilen çocukları anmak ve çocuklara Filistin”deki kardeşleri için duyarlılık kazandırmak amacıyla 81 ilde eş zamanlı olarak “Filistinli Çocuklar İçin Çiz” etkinliğini gerçekleştirdi. 50 binden fazla çocuk ve yetişkinin katıldığı etkinlikte toplam 10 kilometrelik, dünyanın en uzun tuvallerinden biri yapıldı.

Yetim Vakfı”nın Boğaziçi Üniversitesi”nde, “Ben Buradayım” sloganıyla düzenlediği “Sosyal Yetimlik Sempozyumu”nda sosyal yetimliğe dair sorunlar ve çözümler uzmanlar tarafından ele alındı.

Suriye topraklarının özgürlüğe kavuşmasıyla “Suriye Acil Yardım Kampanyası” da yürüten vakıf, ilk etapta bölgeye 12 tırlık insani yardım malzemesi gönderdi.

Azez, İdlib ve Tel Abyad gibi bölgelerdeki 9 yetim yerleşkesinde 628 yetim ailesi ve toplamda 3 bine yakın anne ve çocuğa sene boyu destek veren Vakıf, Suriye”de geçen yıl gerçekleştirdiği faaliyetlerle de toplamda 901 bin 180 kişiye ulaştı.

“Yetim Sponsorluk Kampanyası” ile 21 ülkede 12 bin 574 yetimin hayatına dokunan vakıf, 29 bin 5 çocuğa bayramlık kıyafet hediye etti, 2 bin 18 kişiye psikososyal destek verdi, “Kardeş Aile Projesi” kapsamında da 11 bin 748 kişiye el uzattı.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


Nevzat Bahtiyar”ın avukatı gizemli mesajlarının perde arkasını anlattı

ABD”den Türkiye”yi ayağa kaldıracak Suriye hamlesi

TBMM”de tarihi anlar! Bahçeli, kapıda karşıladı

Derin devlet Trump”ın peşinde mi? Mesajındaki detay büyük ses getirdi

Cenaze törenine damga vuran an

Ayrıntılar geliyor…

Kaynak: Haberler.com / Erdem Aksoy – 3.Sayfa

Narin Güran

Sıcak Gelişme:

MHP lideri Bahçeli, DEM Parti heyetini kapıda karşıladı

Putin vanayı kapatınca Avrupa kara kışın ortasında ayazda kaldı

İngiliz liderden küstah paylaşım! Ayasofya üzerinde Yunan bayrağı

Bir zamanlar Süper Lig”i sallayan takım sahipsiz kaldı

Haberler.com”da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve haberler.com”un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

İsrail ordusunda Netanyahu”yu kara kara düşündüren kriz

Şeriatla yönetilen ülkedeki yılbaşı kutlaması dünya rekoru kırdı

Ülkenin en gizemli kayıp vakasıydı! 52 yıl sonra gelen mucize

Simge “Kısmetimi kapatıyor” demişti: Icardi atağa geçti

DEM Parti heyetinin Meclis turu! İlk görüşme sonrası açıklama geldi

Çaydanlıkla adam döven genç, cezaevinde intihar etti

Son Dakika Haberleri

2 OCAK NAMAZ VAKİTLERİ | 2 Ocak aksam ezanı kaçta? İl il namaz saatleri! Regaip Kandili duası nedir, ne yapılır? Regaip Kandili yapılacak ibadetler ve dualar hangisi? Regaip Kandili”nde yapılacak ibadetler nelerdir? Regaip Kandili”nde hangi ibadetler yapılır? Regaip Kandili”nde çekilecek zikirler! Regaip Kandili”nde hangi zikirler çekilir? En faziletli zikirler nelerdir? ATV CANLI YAYIN İZLE || 2 OCAK Esra Erol canlı izleme linki! Esra Erol”da son bölümde neler oldu? GELİNİM MUTFAKTA 2 OCAK PUAN DURUMU | Gelinim Mutfakta bugün kim birinci oldu, altını kim aldı? 2 Ocak Perşembe Gelinim Mutfakta kim kazandı? Jocelyn Wildenstein kimdir, öldü mü? Jocelyn Wildenstein kaç yaşında öldü? OCAK AYI KİRA ARTIŞ ORANI | TÜİK kira artış oranı 2025 ne kadar olacak? TÜFE kira artış oranı nasıl hesaplanır? Alanyaspor-Konyaspor maçı hangi kanalda, saat kaçta? Alanyaspor-Konyaspor maçı şifresiz mi? Bugün ne kandili 2 Ocak 2025? Kürşad Zorlu istifa mı etti? Kürşad Zorlu İYİ Parti”den neden istifa etti?

Gelişmelerden Anında Haberdar Olun!
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.

Source: Erdem Aksoy


DEM Parti heyeti ile Bahçeli arasındaki görüşme başladı

ABD”den Türkiye”yi ayağa kaldıracak Suriye hamlesi

DEM Parti heyetinin Meclis turu! İlk görüşme sonrası açıklama geldi

Derin devlet Trump”ın peşinde mi? Mesajındaki detay büyük ses getirdi

Cenaze törenine damga vuran an

Ayrıntılar geliyor…

Olgun Kızıltepe

Haberler.com – Politika

İstifaların ardı arkası kesilmiyor! İşte Meclis”teki sandalye dağılımı

ABD”den Türkiye”yi ayağa kaldıracak Suriye hamlesi

ABD”yi kana bulayan saldırılarla ilgili bomba iddia

Haberler.com”da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve haberler.com”un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

İsrail ordusunda Netanyahu”yu kara kara düşündüren kriz

Şeriatla yönetilen ülkedeki yılbaşı kutlaması dünya rekoru kırdı

Çaydanlıkla adam döven genç, cezaevinde intihar etti

Ülkenin en gizemli kayıp vakasıydı! 52 yıl sonra gelen mucize

Simge “Kısmetimi kapatıyor” demişti: Icardi atağa geçti

Bahşiş alan kuryeden duygulandıran hareket

Son Dakika Haberleri

Regaip Kandili duası nedir, ne yapılır? Regaip Kandili yapılacak ibadetler ve dualar hangisi? Regaip Kandili”nde yapılacak ibadetler nelerdir? Regaip Kandili”nde hangi ibadetler yapılır? Regaip Kandili”nde çekilecek zikirler! Regaip Kandili”nde hangi zikirler çekilir? En faziletli zikirler nelerdir? ATV CANLI YAYIN İZLE || 2 OCAK Esra Erol canlı izleme linki! Esra Erol”da son bölümde neler oldu? GELİNİM MUTFAKTA 2 OCAK PUAN DURUMU | Gelinim Mutfakta bugün kim birinci oldu, altını kim aldı? 2 Ocak Perşembe Gelinim Mutfakta kim kazandı? Jocelyn Wildenstein kimdir, öldü mü? Jocelyn Wildenstein kaç yaşında öldü? OCAK AYI KİRA ARTIŞ ORANI | TÜİK kira artış oranı 2025 ne kadar olacak? TÜFE kira artış oranı nasıl hesaplanır? Alanyaspor-Konyaspor maçı hangi kanalda, saat kaçta? Alanyaspor-Konyaspor maçı şifresiz mi? Bugün ne kandili 2 Ocak 2025? Kürşad Zorlu istifa mı etti? Kürşad Zorlu İYİ Parti”den neden istifa etti? Kürşad Zorlu kimdir? Kürşad Zorlu kaç yaşında, nereli?

Gelişmelerden Anında Haberdar Olun!
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.

Source: Haberler