Küresel Politika Gündemi – Trump’tan Nükleer Endişeler ve Türkiye’nin Enerji Stratejisi

Trump”ın nükleer silah endişesi! Bir ülkeyi kafasına taktı

ABD Başkanı Donald Trump, ayrıntılarının detaylı şekilde müzakere edilmesi durumunda İran”la yeni bir nükleer anlaşmanın mümkün olabileceğini söyledi. “İRAN ZARARLI EYLEMLERDE BULUNUYOR” Amerikan Fox News kanalında Sean Hannity”ye röportaj veren ABD Başkanı Trump, İran”la ilgili değerlendirmelerde bulundu. İran”ın Orta Doğu”da “zararlı eylemlerde bulunduğunu” ve bunu engelleyeceklerini ifade eden Trump, bu konuda her türlü tedbiri alacaklarını vurguladı. “BIDEN YÖNETİMİ SÜRECİ YÖNETEMEDİ” Trump, bir soru üzerine, İran”ın asla nükleer silahlara sahip olmayacağını ve kendisinin 2020″deki seçimleri kazanması halinde “bir hafta içinde İran”la nükleer anlaşmayı yaparak bu ülkenin nükleer silahtan tamamen uzaklaştırılabileceğini” ancak Joe Biden yönetiminin bu süreci yönetemediğini savundu. “İRAN NÜKLEER SİLAHA SAHİP OLAMAYACAK” “İranlıların harika bir ülkeye sahip olmalarını istiyorum, onların büyük bir potansiyeli var, insanları inanılmaz. İran hakkında söylediğim tek şey, nükleer silaha sahip olamayacakları.” diyen Trump, “Anlaşmanın düzgün bir şekilde hazırlanması halinde İran”ın nükleer silah elde edemeyeceğinden kesinlikle emin olmanın yolları var.” değerlendirmesini yaptı. İRAN”A KAPIYI DA ARALADI İran”la yeni bir nükleer anlaşmaya, maddelerinin dikkatlice müzakere edilmesi koşuluyla kapı aralayan Trump, böyle bir anlaşma için belki “10 kez doğrulama” yapmaları gerekeceğini söyledi. İran”ın nükleer silaha sahip olması halinde başka birçok ülkenin de nükleer silah sahibi olmak isteyeceğini ve bunun bir “felaket” olacağını kaydeden Trump, Tahran”ın hiçbir şekilde nükleer silaha sahip olmasını istemediklerini vurguladı.

Source: Haberler


Selahaddin E. Çakırgil yazdı: “Tadını çıkarmak”la, “tadını kaçırmak” arasında bir Trump…

Amerikan emperyalizminin yeni patronu Trump, işe hızlı başladı. Gelir gelmez imzaladığı 100″den fazla kararname ile ve fiilen, “Kanun da benim, Devlet de!.” diyor ve demokrasiden söz edenlere de, “Demokrasi, işte bu!.” diyor. Haksız da sayılmaz..Çünkü, o dünyanın insanları, “Demokrasi, yani, bir ülkedeki seçmenlerin yarıdan fazlasının, belirli bir süre içinde kendilerini doğru ve haklı yolda zannetmeleridir..” şeklinde tarif ederler ve “değişken olmayan” hiçbir ilke ve kuralı kabul etmezler.Evet, Trump da şimdi, Amerikan halkının kendisini seçmekle doğru ve haklı bir karar verdiklerine inanıyor ve 2029″a kadar ülkeyi yönetme yetkisi bende..” diyor.. Amerikan Anayasası da buna müsait.. Öyle, “Değişmez veya değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek ilkeler-milkeler” filan yok..*Biden, giderayak, vergi kaçaklığı ve sair mali yolsuzluklara karıştığı iddiasıyla mahkûm olan oğlu, kızı ve dünürlerinin cezalarını da affetti, bazı idam mahkûmlarının cezalarını da “müebbet”/ ömür boyu hapse çevirdi.. Trump, Biden”ın son anda imzaladığı bazı kararnamelerini geri çekeceğini de açıkladı, ama, henüz o yönde bir adım atmadı..Ve Trump, iş başı yapar yapmaz, 6 Ocak 2021 tarihinde, Washington”da, Amerikan Kongre binası olan Capitol”e baskın yapan binlerce taraftarlarından mahkûm olan 1500 kadar suçluyu, hemen affetti..*Esasen, selefi Biden da, halefi Trump”ın oturacağı başkanlık masasının çekmecesine, – âdet olduğu üzere- (Trump”ın 47. Başkan olduğunu telmihen) “47. Numara”ya..” diyerek, bir mektup bırakıp, bazı tavsiyelerde bulunmuş ve “Başkanlığın tadını çıkarmaya bak!..” gibi cümle de yazmış..Ama, Trump, daha şimdiden, Başkanlığının “tadını çıkarma”nın ötesinde, dünyanın “tadını kaçırma”ya da kararlı bir “demokrat diktatör” havasında yol alacağının işaretlerini veriyor..”Herkes Amerika”ya saygı gösterecek!.” diyor; dayatma yöntemi ile sevgi ve saygı sağlanabileceğini sanıyor.. (Hatırlıyor muyuz, 2007 yılında Türkiye”de Abdullah Gül”ün Cumhurbaşkanı adayı olarak gösterilmesi sırasında, bir MGK toplantısında, org. rütbesinde birisi, diğerleri adına da, “Çankaya mukaddes bir makamdır, oraya çıkacak olan, hanımının başını açacakkk!!” diye, -şimdi Trump”ın yaptığı gibi, kesin bir dayatma edası ile- konuşmuş ve Tayyip Bey”den gerekli cevabı alınca da bir daha kendisine gelememişti.. Şimdi bu gibi 100 yıllık geçmişi olan dayatmalar ne çabuk unutuldu, değil mi? Hele bazılarına, bu gün ulaşılan merhaleler kolayca elde edilmiş gibi geliyor..)Şimdi, Trump da, “Herkes Amerika”ya saygı gösterecekkk!! diyor.. “Gücetapar”ın ortak özelliği, bu.. Zavallı sanıyor ki, emredince, kalplere hükmedebilecek.. Evet, zorbalık yoluyla birçok şeyleri yaptırabilirler belki; ama, kalp ve beyinlere zorla hükmedilemeyeceğini nasıl öğrensinler..Trump ve benzerlerinin, yürekten, içten gelmeyen sevgi ve saygı ile anılmanın sonunun ne olduğunu- olacağını anlasaydılar, Mısır”daki piramitlerde, mumyalı cesetleriyle binlerce yıldır yatan firavunlar, veya son yüzyıldır da başka yerlerdeki mumyalanmış olarak yatan Stalin ve benzerlerinin ve ebediyete intikal etmek hayaliyle anıt-mezar”larında mumyalattıkları cesetlerinin veya diktirdikleri binlerce heykellerinin, ezilen halklar tarafından, fırsat bulur-bulmaz nasıl yok edildiklerini, devrildiklerini görüp ders almaları arzu edilir.. Ama, o idrak seviyesine gelmek, “gücetapar”lar için muhale yakındır..İşte bunun içindir ki, Mehmet Akif merhum, Mısır”da firavun mezarlarına ve dağ yamaçlarına kadar işlenmiş fresk ve heykellerine bakarak, “Evet, bütün beşerin hakkıdır beka emeli / Amma, bunu ne leşten, ne de taştan beklemeli..” demişti..*Evet, Mister Trump, içinde yaşattığı “Dünyanın en büyük emlak kralı” şeklindeki eski sıfatına uygun olarak, Amerika”ya yeni topraklar katmanın heyecanı ile işe başlamış bulunuyor ve onun Kanada, Panama, Meksika, Grönland derken, nerede duracağı kestirilemiyor. Dahası, “Gulf of Mexico / (Meksika Körfezi)” yerine, teklif ettiği, “Guld of America” lafını hemen resmi yazışmalarda da başlatmış bile.. Ancak, “Göç yollarını kapatacağız!” diyen ve bu konudaki sert tedbirleri hemen almaya başlayan Trump, Amerikan kıtasındaki “Kızıl Derililer”, “İnkalar, “Mayalar ve “Aztekler” gibi, 500 yıl öncesine kadar, bugün Amerika diye anılan Kuzey ve Güney”deki toprakların aslî sahipleri olan on milyonlarca yerli dışındaki diğer bütün insanların da göçmen olduğunu ve kendi atalarının da, 300 yıl öncelerde Almanya”dan gelen “beyaz göçmen”lerin neslinden olduğunu ve göçmen olarak geldikleri topraklara geri dönmesi gerektiğini düşünemiyor.. O, bugün, “Amerika”yı daha büyük yapmak” sevdasıyla “Beyaz Hristiyan Milliyetçiliği” diye bir akımın bayraktarlığını yapmaktadır. Ki, Fransız filozoflarından Voltaire (Volter) 250 yıl öncelerde, 1500″lerden sonra Avrupa”dan Amerika”ya giden “beyaz”ların yerlilerden on milyonlarca insanı yok ettiklerini yazmıştı.*Evvelki gün, Avrupa Parlamentosu”nda Danimarka temsilcisi Anders Vistisen bir konuşma yapıp, “Mister Trump, Grönland, 800 yıldır Danimarka Krallığı”nın toprağıdır..” dedikten sonra Trump”a bir de sunturlu bir hakaret ifadesi kullanınca, AP Başkanı, -Trump”ın şerrinden korkmuş olmalı ki-, hemen, “Hayır, hayır.. Bu hakaret sözü bu Parlamento”da söylenmemeliydi. Bunu kabul etmiyoruz.” demek zorunda kaldı..*Amerika”yı büyük yapmak isteyen Trump, ABD”de Temsilciler Meclisi üyesi olan Elise Stefanik”i ABD”nin BM Baştemsilciliği”ne getirmiş bulunuyor. Bu hanımefendi, Amerikan üniversitelerinde Siyonist İsrail rejiminin Gazze”deki barbarlık ve soykırım cinayetlerine karşı on binler halinde protesto gösterileri yapan üniversite öğrencilerini “anti-semit/Yahudi düşmanı” olmakla suçlayıp, o üniversitelerin rektörlerini de bu protesto gösterilerine çanak tutmakla suçlayarak istifa ettirmişti.. Bu hanımefendi, Amerika”yı o kadar büyük yapmak istiyor ki, Amerika”nın Doğu Akdeniz”deki ayrılmaz uzantısı saydığı İsrail”in, sadece Gazze”yle yetinemeyeceğini, Batı Şeria”nın da Yahudilere ait olması gerektiğine dair, “İncil”den deliller getiriyor ve “Dünyanın İsrail”in yanında durmasının ahlâkî bir gereklilik olduğunu” belirterek, “Ben bunu yapmaya niyetliyim” diyor..*Evet, Trump da, Biden ve daha önceki selefleri gibi, “başkanlık yapmanın tadını çıkarır” belki, ama, “tadını kaçırmak” noktasındadır. Amma, bu zamane Firavun ve Neron”ları, mazlum halklar”ın ayaklanmaları karşısında; sadece ahirette değil, dünyada dahi perişan olmaktan kurtulamayacaklardır, inşaallah.. Beşeriyet tarihi nice “gücetapar”ların müstekreh sonlarıyla dop-doludur.

Source: Selahaddin E. Çakirgi̇l


Filiz Katman yazdı: Cesur yeni dünya

ABD dünyanın yapay zeka ve kripto başkenti olacak”Donald J. Trump, Amerika Birleşik Devletleri 47. BaşkanıDonald J. Trump bir geldi pir geldi.Amerika Birleşik Devletleri”nin 47. Başkanı Donald J. Trump görevdeki ilk günündeki ilk 12 saatte yine şov yaptı.-42 Yürütme Emri/Muhtıra/Bildiri-115 personel eylemi-200″den fazla yürütme eylemi-60 dakikalık basın soru-cevap-3 tarihi konuşmaHızını alamadı hatta miting salonunda kararname imzalamaya devam eden, bir nevi “icraat öyle olmaz böyle olur” diyen Başkan Trump, “tek imza ile Biden”ın 80 kararnamesini iptal etti.”Bütün bunlar içinde en ilginç olan hamle ise teknoloji alanındakiydi.Yemin törenine katılan bir grup vardı ki yeni dönemin habercisi gibiydi.Teknoloji dünyasının 11 trilyon dolarlık katılımında tabiri caizse yok yoktu.Tesla-Elon Musk, Amazon-Jeff Bezos, Meta-Mark Zuckerberg, LVMH-Bernard Arnault, Apple-Tim Cook, Google- Sundar PichaiOlacakların bir nevi habercisiydi sanki bu katılım.Donald J. Trump”ın duyurduğu 500 milyar dolarlık yapay zeka altyapı girişimi Stargate projesi dahilinde teknoloji devleri Microsoft”un OpenAI, SoftBank”ın ARM, NVIDIA ve Oracle da yer alıyor.İş insanı kimliğini dış politikada da kullanacağı bu başkanlık döneminde de anlaşıldı.Başkan Trump, Suudi Arabistan”ı yalnızca daha fazla Amerikan ürünü satın almaya başlarlarsa ziyaret edeceğini söyledikten sonra “Daha önce ziyaret ettim 450 milyar dolarlık silah aldılar. Yine ziyaret edeceğim” dedi.Suudi Veliaht Prensi arayarak Amerika Birleşik Devletleri”ne 600 milyar dolar yatırım yapmak istediklerini söylemiş.Velhasıl Suudi Arabistan”ı yeniden İran ve Husilerle korkutma planı yine çalışıyor.İlk başkanlık dönemindekindeki politikalara dönüş sadece bununla sınırlı değil tabii ki.Paris İklim Anlaşması”ndan bir kez daha çıkarken önce kriz çıkarıp sonra çözüme razı etme siyasetini, TikTok”un ABD”de yasaklanması kararını durdurarak yarısının Amerika”nın sahip olması ile de gösterdi.Bitti mi, bitmedi.Dünya Sağlık Örgütü”nden de çıktı. Uyuşturucu kartellerinin terör örgütü olarak tanımladı. Göçmen meselesiyle ilgili olarak ise Meksika sınırını acil durum bölgesi ilan ederken doğumla vatandaşlık çerçevesini daralttı.Kanada ve Meksika”ya %25 tarifeleri 1 Şubat itibarıyla başlatmayı düşündüğünü söylerken Çin tarifeleri için, eski anlaşmalara uyulup uyulmadığının kontrolü için talimat verdi.6 Ocak Kongre Baskını”nda rol alan 1600 kişiyi affetti.DEI”yi iptal edeceğini ve sadece kadın-erkek cinsiyetindekilerin kamuda çalışacağını duyururken Federal çalışanları ofise çağırarak yeni işe almaları dondurdu.Yaptıkları yapacaklarının teminatı gibi duran bu “icraatlar” ışığında bir nevi “cesur yeni dünyaya hoş geldiniz” diyor gibiydi.

Source: Filiz Katman


Narin Güran davasında mahkeme başkanının tehdit edildiği ortaya çıktı

Diyarbakır”da katledilen 8 yaşındaki Narin Güran cinayeti davasında gerekçeli karar dün açıklandı. 950 sayfalık kararda Narin”in kim tarafından neden öldürüldüğü soruları yine yanıtsız kaldı. Kararda, cinayetin anne Yüksel, amca Salim ve ağabey Enes Güran”ın bilgisi ve görgüsü dahilinde iştirak halinde işlendiği kaydedildi.Aile üyelerinin Narin”in cesedinin bulunmadan bir gün önce toplantı yapmaları nedeniyle cinayetin neden ve kim tarafından işlendiğinin bilindiğini, ancak bunun organize bir şekilde gizlendiği de belirtildi. Mahkeme, kararında sanıklara verilen cezaların gerekçesini de ayrıntılı bir şekilde açıkladı. Kararda, Yüksel Güran”ın amca Salim Güran ile ilişki yaşadığı yönündeki iddiaların ise, gerçeğe aykırı olduğu ifade edildi.Mahkeme heyetinin kararın açıklanmasından önce iki saatliğine müzakereye çekilmesi ve kararın sanıkların yüzüne karşı okunmasına 20 dakika kala Mahkeme Başkanı Ramazan Dündar”ın Nevşehir”de yaşayan annesi ile duruşma katibinin cep telefonlarına tehdit mesajı gönderildiği ortaya çıktı. İŞTE MAHKEME BAŞKANINA GÖNDERİLEN O TEHDİT MESAJI Mesajda, Narin”in ağabeyi Enes Güran”ın tahliye edilmesi aksi halde itirafçı Nevzat Bahtiyar”ın suikast sonucu öldürüleceği belirtildi. Mesajda, “Enes”i tahliye etmezseniz, Nevzat”a ateş edip öldüreceğiz” diye mesaj gönderildiği belirlendi. Aynı mesajın aynı dakikalarda duruşma katibinin de cep telefonuna gönderildiği tespit edildi.Mesajı atan kişinin Dündar”ın babası sanarak annesine yolladığı mesajda, “Bey amca siz Mahkeme Başkanı Ramazan Dündar”ın babasısınız değil mi? Enes hakkında tahliye kararı versin, Nevzat Bahtiyar? hakkında ceza versin. Eğer Nevzat”a ceza vermezse, Bahtiyarlardan birini vururuz” ifadelerinin yer aldığı belirtildi. Sözcü”de yer alan habere göre, mesajın Endonezya”daki bir operatöre ait telefon hattı üzerinden gönderildiği tespit edildi. Ancak bu tehdit mesajına rağmen Ramazan Dündar”ın başkanlık ettiği mahkeme heyeti, tehditlere aldırış etmedi ve sanıklardan amca Salim, anne Yüksel ve ağabey Enes Güran”ı iştirak halinde çocuğu kasten öldürmek suçundan cezalandırdı.Mahkemenin kararını açıklamasından 1 hafta sonra aynı mesajın tekrar mahkeme başkanının annesinin telefonuna gönderildiği belirlendi. TEHDİT MESAJINA İLİŞKİN SORUŞTURMA BAŞLATILDI Tehdit içerikli mesajların gönderilmesiyle ilgili soruşturma başlatıldığı öğrenildi. NARİN DAVASINDA SANIKLARA VERİLEN CEZALAR Diyarbakır”da kaybının 19″uncu günü Eğertutmaz Deresi”nde, üzeri taşlarla ve çalılarla gizlenmiş halde bir çuval içerisinde cansız bedeni bulunan 8 yaşındaki Narin Güran cinayeti davasında, anne Yüksel Güran, ağabey Enes Güran ve amca Salim Güran ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası aldı. İtirafçı Nevzat Bahtiyar”a ise 4 yıl 6 ay hapis cezası verildi. Narin cinayeti davasında gerekçeli karar tamamlandı.

Source: Haberler


60 yıllık işbirliği sona eriyor! Doğalgaz krizine Türkiye formülü

OME Petrol ve Gaz Direktörü Sohbet Karbuz, Ukrayna”nın AB ülkelerine gaz sevkiyatını durdurmasının etkilerini ve olası sonuçlarını AA Analiz için kaleme aldı.***İkinci Dünya Savaşı”ndan kısa bir süre sonra Sovyetler Birliği, Polonya”ya ardından da Çekoslovakya”ya doğal gaz ihraç etmeye başladı. Batı Avrupa”ya yapılan doğal gaz ihracatı ise 1968″de başladı.1970″li yıllar itibarıyla Batı Almanya, Finlandiya, İtalya ve Fransa da Sovyet gazını kullanan ülkeler arasında yer almaya başladı.- Ukrayna gaz transit anlaşmasının sona ermesi nasıl sonuçlar doğurur?Ukrayna”dan geçen Sovyet dönemi boru hatları üzerinden Avrupa”ya yapılan Rus doğal gaz ihracatı 60 yılın ardından 2025 yılının ilk günü itibarıyla sona erdi. 2024 yılında Ukrayna üzerinden yaklaşık 15,5 milyar metreküp Rus gazı taşındı. Bunun 13 milyar metreküpü Avrupa Birliği (AB) ülkelerine, kalanı ise Moldova”ya aktarıldı. AB Komisyonu”na göre Avrupa gaz sistemi, Ukrayna transit anlaşmasının sona ermesiyle başa çıkmak için yeterli kapasiteye sahiptir. AB”nin Ukrayna üzerinden boru hattıyla Rus gazı ithalatını kaybetmesi çok büyük sorun yaratmayabilir. Söz konusu miktar sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) ile alternatif boru gazıyla telafi edilebilir. Ancak bunun ekstra bir maliyeti olacaktır. AB Komisyonu”na göre kayıp Rus gazını telafi etmek için Almanya, Yunanistan, İtalya, Polonya ve bunlara ek olarak Türkiye”nin LNG terminalleri bir seçenek olabilir.Ukrayna üzerinden Rus gazının Avrupa”ya sevkiyatının sona ermesi beklenmeyen bir şey değildi. Asıl ilginç olan Rusya”ya karşı 15 yaptırım paketini hayata geçiren AB”nin Rusya”dan gaz ithalatını yaptırımlar dışında tutmasıdır. Çünkü yaklaşık 3 yıldır yer üstünde devam eden savaşa rağmen yer altında gaz akışı devam etti ve hatta gaz altyapısı savaş süresince herhangi bir tahribata uğramadı. Bazı mecralarca Rus savaş makinesinin fosil yakıt ithalatı yoluyla finanse edilmesi söylemi propaganda malzemesi olarak kullanılmasına rağmen AB geçen sene Ukrayna üzerinden 5 milyar dolar civarında olduğu tahmin edilen Rus doğal gazı almış ve bu gazın Avrupa”ya iletilmesi için Ukrayna 1 milyar dolara yakın transit geliri elde etmişti. Ancak hipokrasi bununla da bitmiyor. AB ülkeleri Rusya”dan LNG almaya devam ediyor ve alınan miktar her geçen yıl artıyor. Hatırlanacak olursa Haziran 2024″te kabul edilen 14. yaptırım paketi çerçevesinde Mart 2025″ten itibaren geçerli olmak üzere Rus LNG”sinin AB limanları üzerinden üçüncü ülkelere yeniden ihracatı yasaklanmıştı. Ancak AB”nin toplam LNG ithalatında yaklaşık yüzde 20 payla en büyük ikinci ülkenin Rusya olması bir sorun olarak görülmüyor. AB”nin hazırlamakta olduğu 16. yaptırımlar paketine Rusya”dan LNG”nin ithalatının sona erdirilmesi veya kademeli olarak azaltılması konusunda bir ekleme yapılıp yapılmayacağı ise Şubat ayında netleşecek.Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Donald Trump”ın 20 Ocak 2025 tarihinde göreve başlamasıyla Ukrayna gaz transit anlaşması konusunda bir gelişmenin olup olmayacağı belirsizliğini koruyor. Şimdilik bilinen, Ukrayna”nın anlaşmayı uzatmaması kararının birçok AB üyesi ve özellikle Avrupa Komisyonu tarafından desteklendiğidir. Bilinen diğer bir konu da AB Komisyonu”nun Rusya”nın Ukrayna”yı işgalinden kısa bir süre sonra geliştirdiği ve devreye soktuğu REPowerEU planı çerçevesinde AB”nin Rus fosil yakıtlarına bağımlılığını sona erdirmedeki kararlılığını devam ettirmesidir.- LNG piyasası nasıl etkilenecek?Küresel LNG piyasasının önümüzdeki 1-2 yıl dar bir piyasa olarak kalması bekleniyor. Bu nedenle oluşabilecek fiyat oynaklığına aşırı maruz kalmamak için kullanılabilecek araçların başında gaz stokları geliyor. AB gaz piyasası düzenlemelerine göre 1 Kasım 2024 tarihinde AB çapında gaz depolarının doluluk oranının yüzde 90 olması gerekiyordu, açıklanan verilere göre oran yüzde 95 oldu. Bu oran, AB”nin yıllık gaz tüketiminin yaklaşık üçte birine denk gelen yaklaşık 100 milyar metreküp civarındaydı. Ancak kışın beklenenden soğuk geçmesi, düşük rüzgar hızı, elektrik üretiminde doğal gaza başvurulması, Asya”dan gelen güçlü rekabet nedeniyle ısıtma sezonu boyunca LNG ithalatının düşmesi gibi nedenlerle gaz stokları hızla tüketilmeye başlandı.Nihayetinde 2 buçuk ay içinde stokların doluluk oranı 5 yıllık ortalamanın altına düşerek yüzde 62″ye indi. Hızla tükenen gaz stoklarına ilişkin endişeler ocak ayı başında Avrupa referans gaz fiyatının 14 ayın en yüksek seviyelerine çıkmasına neden oldu. Bu yılın birinci çeyreğinde gaz depolarından daha fazla geri çekilmesi demek, yılın ikinci ve üçüncü çeyreğinde depoları doldurmaya daha fazla ihtiyaç duyulacağı anlamına geliyor.Artan gaz talebiyle birlikte Avrupa”nın LNG ithalatının 2025″in başından bu yana yükselişe geçmesine rağmen gaz stoklarının hızla erimesi acaba AB”nin 1 Şubat 2025 gaz depolama doluluk hedefi olan yüzde 50 seviyesini aşağı çekecek mi sorusunu gündeme getirecektir. Diğer yandan, Asya ile olabilecek herhangi bir LNG rekabeti Avrupa”da gaz fiyatlarını yukarı çekecektir. Asıl merak edilen soru ise Kasım 2025″e kadar AB”nin yüzde 90″lık depolama hedefine ulaşıp ulaşamayacağı ve küresel LNG pazarında Asya ile rekabetin ne kadar yoğunlaşacağıdır.Genel olarak, Rusya”nın Ukrayna üzerinden gaz transitinin sona ermesi, Orta Avrupa”daki gaz dengeleri üzerinde önemli bir etkiye sahip olmasına rağmen bir bütün olarak Avrupa için bu etki daha sınırlıdır. Buna rağmen, söz konusu arz kaybı 2025″te Avrupa LNG ithalatının yıllık bazda artmasına katkıda bulunacak ve bu da küresel LNG pazarının birkaç yıl sonra devreye girmesi beklenen yeni LNG arz dalgasına kadar nispeten sıkı kalmasına katkıda bulunacaktır.- Hangi ülkeler etkilenecek?Rus gazının Ukrayna üzerinden akışının sona ermesinden etkilenecek ülkeler arasında Slovakya, Avusturya, Macaristan, Çek Cumhuriyeti, İtalya, Moldova ve Moldova”nın ayrılıkçı bölgesi Transdinyester yer alıyor. Moldova, Rus gazını ithal etmiyor ve Ukrayna gaz depolarından yararlanıyor. Ancak Moldova”nın Transdinyester bölgesi, Ukrayna üzerinden taşınan Rus gazına tamamen bağımlı ve bu gaz aynı zamanda Moldova”nın elektrik ihtiyacının çoğunun dayandığı Transdinyester”deki Mgres elektrik santralini de besliyor. Bu nedenle, Moldova”nın Transdinyester”in gaz talebini karşılamak için ek alternatif arzlara erişmesi kritik öneme sahiptir.Bu durumdan etkilenecek diğer bir ülke ise Slovakya”dır. Slovakya Başbakanı Robert Fico, gaz akışının durmasının Slovakya”ya yüz milyonlarca dolara mal olacağını ve bu kaybın telafi edilmemesi halinde karşı önlemlere başvurabileceğini ifade etti. Söz konusu karşı önlemler arasında Ukrayna”ya Slovakya”dan elektrik ihracatını kesmek ve Ukrayna”nın AB üyeliğini desteklememek yer alıyor. Diğer etkilenecek ülkeler ise alternatif tedarik önlemlerini uygulamaya koymakla meşguller, ancak bu önlemler ek bir maliyeti beraberinde getirecektir. Ukrayna ise doğal gazda kendi kendine yeterli olduğundan, transit anlaşmasının sona ermesinden gaz arzı anlamında etkilenmeyecektir. Etkilenecek diğer ülkeler ise gaz depolarına başvurmak, LNG yoluyla diğer ülkelerden açığı kapamak gibi opsiyonlara sahipler.- Türk Akım Boru HattıNihayetinde, Rus gazını Avrupa”ya ulaştıran tek operasyonel doğal gaz boru hattı olarak Türk Akım kaldı. Türk Akım Boru Hattı, Rus gazını Karadeniz”den iki paralel hat olarak Türkiye ve Avrupa”ya ulaştırıyor. Bu hatlardan biri yıllık 15,75 milyar metreküp kapasiteye sahip Türk Akım 1. Bu hat, Türkiye”nin ihtiyacı için kullanılırken, aynı kapasiteye sahip olan ikinci hat Türk Akım 2 uzantısı Balkan Akımı adıyla Bulgaristan ve Sırbistan üzerinden Macaristan”a uzanıyor. Bulgaristan bu hat aracılığıyla gaz kullanmıyor ancak transit geçişten dolayı bir gelir elde ediyor. Slovakya da halihazırda Macaristan üzerinden bu hattan Rus gazı temin ediyor.Ancak Türk Akım Boru Hattı”nın ne kadar daha operasyonel kalacağı iki temel nedenden ötürü belirsizliğini koruyor. Birinci neden Türk Akım Boru Hattı”nın fiziki bir saldırı sonucu devre dışı bırakılma olasılığıdır. Ocak ayının ortasına doğru Rusya Savunma Bakanlığı, Türk Akım Boru Hattı”na doğal gaz sağlayan Krasnodar bölgesindeki Russkaya kompresör istasyonunun altyapısına insansız hava araçlarıyla bir saldırı girişiminde bulunduğunu duyurdu.Türk makamlarınca da teyit edilen bu teşebbüs Türk Akım Boru Hattı”nı hedef alan ilk saldırı girişimi değildi. Fiziki bir saldırı sonucu bu hattın devre dışı kalması Türkiye enerji güvenliği için bir tehdittir. Enerji güvenliği bir ulusal güvenlik meselesi olduğundan Türkiye”nin enerji güvenliğini tehdit edecek herhangi bir eylem Türkiye”nin ulusal güvenliğine saldırı olarak görülmelidir ve ona göre değerlendirilmelidir.İkincisi, AB”nin Rus doğal gazına olan bağımlılığını 2027 yılına kadar aşamalı olarak sona erdirmeyi amaçlayan REPowerEU planıdır. Söz konusu plan güncellenmediği sürece bu hattan Rus gazı alan AB üyelerine ithalatlarını sonlandırmaları yönünde politik baskı artacaktır.Petrol, doğal gaz ve hidrokarbon daveti! Türkiye”yi ortak olarak görmek istiyorlar53 milyar metreküplük doğal gaz tahmini! Türkiye için rakam belli olduPetrol ve doğal gaz bölgesine göz diktiler! Siyah altının peşinde büyük oyun

Source: Www.star.com.tr