Uluslararası İlişkiler Gündemi – Filistin’den Suriye’ye, Türkiye’nin Rolü ve Küresel Gelişmeler

İsrail askerlerinin Tulkerim’deki saldırısında bir Filistinli hayatını kaybetti

Filistin resmi haber ajansı WAFA’nın haberinde, “Dün akşam, Tulkerim kentine bağlı Ertah ilçesinde bir binayı kuşatan İsrail askerlerinin saldırısında yaralanan bir Filistinli şehit oldu.” ifadelerine yer verildi.

Haberde, İsrail ordusuna bağlı özel kuvvetlerin Ertah ilçesine baskın düzenlediği ve binayı kuşatma altına aldığına dikkat çekilerek, kuşatma sırasında yaşanan çatışmada yaralanan Filistinli gencin İsrail askerlerince alıkonulduğu ve kısa bir süre sonra hayatını kaybettiği vurgulandı.

Ajansın bir başka haberinde, Tulkerim’deki olayları takip eden Filistinli gazeteci Nağam ez-Zayit’in İsrail askerlerinin açtığı ateş sonucu elinden yaralandığı ifade edildi.

Öte yandan Filistin Kızılayı tarafından yapılan yazılı açıklamada, İsrail askerlerinin Tulkerim’de sürdürdüğü saldırılarda, 20 yaşındaki Filistinli bir gencin yüzünden, 15 yaşındaki Filistinli bir çocuğun da gerçek mermiyle göğsünden vurularak ağır yaralandığı belirtildi.

Açıklamada, yaralıların hastanelere nakledildiği kaydedildi.

Tulkerim Valisi Abdullah Kemyil, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın direktifleri doğrultusunda İsrail ordusu tarafından Tulkerim Mülteci Kampından zorla yerlerinden edilenlere destek olmak amacıyla acil yardım merkezlerinin açıldığını duyurdu.

Cenin’deki saldırılar Tulkerim’e de taşındı

İsrail ordusu, Batı Şeria”nın Cenin kenti ve Cenin Mülteci Kampı”nda 21 Ocak”tan bu yana sürdürdüğü şiddetli saldırılarını 27 Ocak itibarıyla Tulkerim”e de taşımıştı.

Ordudan yapılan açıklamada, çok sayıda İsrail askerinin Tulkerim kenti ve kampına düzenlenen saldırılara katıldığı belirtilmişti.

İsrail”e ait insansız hava aracının (İHA), Tulkerim”de bir aracı hedef aldığı saldırıda 2 Filistinli hayatını kaybetmiş, 3 kişi de yaralanmıştı.

Cenin”de saldırılar devam ediyor

İsrail ordusu, Batı Şeria”nın kuzeyindeki Cenin kentinde 21 Ocak”ta başlattığı saldırılara devam ediyor.

Filistinlilerin mülklerinin de hedef alındığı saldırılarda şu ana kadar biri çocuk 16 Filistinli yaşamını yitirdi, 50 kişi yaralandı.

Filistin Devlet Başkanlığı, ABD yönetimine, İsrail”in işgal altındaki Batı Şeria”da özellikle de Cenin”den sonra Tulkerim kentine yönelik saldırılarıyla “ikinci aşaması başlayan savaşı” durdurma çağrısında bulundu.

Filistin resmi haber ajansı WAFA”ya göre, Filistin Devlet Başkanlığından yapılan yazılı açıklamada, “Bölgedeki istikrarsızlık ve endişe halinin sürmesine ve güvenliğin bozulmasına yol açan İsrail müdahalelerini durdurarak, gelecekteki çatışmaları önleyecek sürdürülebilir bir barışa ulaşılması için yeni ABD yönetimini göreve çağırıyoruz.” ifadelerine yer verildi.

Gazze”de varılan ateşkesin 19 Ocak Pazar günü yürürlüğe girmesinin ardından İsrail ordusu, 21 Ocak Salı günü işgal altındaki Batı Şeria”nın kuzeyinde yer alan Cenin kentine “Demir Duvar” adını verdiği saldırı başlatmıştı.

İsrail ordusu, Cenin kenti ve mülteci kampında sürdürdüğü saldırılarda ulaşım, su, elektrik ve iletişim altyapısına zarar veriyor, bölgedeki evleri de yıkıyor.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


İsrail, Trump”ın Suriye”den asker çekme niyetinden endişeli

Beyaz Saray dan adı açıklanmayan üst düzey yetkililerin Suriye deki ABD askerlerinin durumuna ilişkin Tel Aviv e mesaj ilettiği belirtildi. AA nın İsrail devlet televizyonu KAN a dayandırdığı habere göre, Trump ın Suriye deki ABD askerlerini geri çekme niyetinde olduğu mesajının İsrail yönetimine bildirildiği ileri sürüldü. ABD Başkanı Trump ın Suriye den askerlerini geri çekme ihtimalinin İsrail de siyasi ve askeri alanda endişe ve kaygıya yol açtığı ifade edildi. Haberde ayrıca ABD askerlerinin geri çekilmesinin Suriye deki terör örgütü PKK/YPG yi de etkileyeceği aktarıldı. İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, uluslararası hukuka göre Suriye toprağı olan Golan Tepeleri ndeki işgalini genişlettiği Şeyh (Hermon) Dağı nda kalıcı olacaklarını vurgulamıştı. KAN ın haberine ilişkin İsrail yönetiminden henüz bir açıklama yapılmadı. *Haberin fotoğrafı Associated Press tarafından servis edilmiştir.

Source: Habertürk


Trump”ın Suriye kararı İsrail”de uykuları kaçırdı

ABD Başkanı Donald Trump”ın Amerikan askerlerini Suriye”den çekme kararı aldığı iddiası İsrail”i korkuttu. İSRAİLLİLERE BİLDİRİLDİ İsrail Kamu Yayın Kuruluşu KAN”ın haberinde, Beyaz Saray”ın üst düzey yetkililerinin, İsrailli mevkidaşlarına Trump”ın Suriye”den binlerce Amerikan askerini çekmeyi planladığı mesajını ilettiği aktarıldı. TEL AVİV”DE BÜYÜK ENDİŞE Haberde, ABD güçlerinin Suriye”den çekilmesinin Tel Aviv”de büyük endişe yaratacağı ifade edilerek, “Bu hareketin Suriye”deki Kürtleri de etkilemesi bekleniyor.” değerlendirmesi yapıldı. İSRAİL”DE SİYASİ VE ASKERİ KAYGI Trump”ın Suriye”de bulunan binlerce Amerikan askerini geri çekme düşüncesinin İsrail”deki siyasi ve askeri alanda da kaygılara yol açtığı kaydedildi. “GOLAN TEPELERİ”NDE KALICIYIZ” MESAJI VERİLMİŞTİ İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, uluslararası hukuka göre Suriye toprağı olan Golan Tepeleri”ndeki işgalini genişlettiği Şeyh (Hermon) Dağı”nda “kalıcı” olacaklarını vurgulamıştı. İSRAİL”İN SURİYE”YE SALDIRILARI Suriye”de 27 Kasım”da şiddetlenen çatışmaların ardından 8 Aralık”ta 61 yılık Baas rejiminin devrilmesinin ardından İsrail ordusunun Suriye”ye saldırıları arttı.Rejim ordusundan kalan askeri altyapı ve imkanları imha etmeye başlayan İsrail ordusu, Suriye”deki işgalini genişleterek başkent Şam”ın 25 kilometre yakınlarına kadar ilerledi.

Source: Haberler


Türkiye BM’nin insani yardım üssü oldu

Dünya Gıda Programı, Türkiye’den yürüttüğü operasyonları büyütmek için üst düzey bir heyeti Ankara’ya gönderdi. Ankara’da iki gün boyunca temaslarda bulunan BM Dünya Gıda Programı Direktör Yardımcısı Carl Skau, Hürriyet’e konuştu. Türkiye’nin stratejik öneminin altını çizen Skau, siyasi olarak da Türkiye’nin rolünün anlamlı olduğunu söyledi: “Türkiye coğrafi konumu nedeniyle özellikle bizim stratejik ortağımız. Son iki yılda özellikle burada çok alım yaptık, gıda malzemelerini buradan temin ettik. 2022-2023 yıllarında 500 milyon dolarlık gıda ve servis alımı yaptık. 2024’te 130 milyon dolarlık gıda satın alımı yapıldı. Aynı zamanda Türkiye’yi bir lojistik üs olarak kullanıyoruz. Suriye, Gazze, Libya, Ukrayna’yı buradan destekliyoruz.”İKİ YILDA 500 MİLYON DOLARDünya Gıda Programı Ukrayna’dan Libya’ya, Gazze’den Suriye’ye kadar gıda yardımlarını Türkiye üzerinden yapıyor. Bu doğrultuda sadece 2022-2023 yıllarında Türkiye’den 500 milyon dolarlık gıda ve servis alımı yapıldı. Bu malzemeler Tekirdağ, İzmir, Mersin ve Hatay’dan dünyanın en fazla yardım ihtiyacı olan ülkelere ulaştırıldı. Ancak BM Programı, acil durumlarda gıda tedarik etmek ve daha hızlı hareket edebilmek için Türkiye’deki operasyonlarını büyütmek, fiziki olarak kendi depolarını kurmak istiyor. Skau, Ankara’da çok sayıda temasta bulundu. TEKLİFTEN FAYDALANSINLARBM Yüksek Komiseri Filippo Grandi de Türkiye’ye geldi. Grandi, Türkiye’nin dönüş sürecini iyi yönettiğini söyleyerek, “Bana 8 Aralık’tan itibaren 8 bin Suriyelinin döndüğü bilgisi verildi. Mülteciler Türkiye’nin teklifinden faydalanıp ülkelerini gidip görmeliler” dedi.HER GÜN 6500 KAMYON YOLLARDA – Dünya Gıda Programı, herhangi bir günde, en gıda güvencesiz ve erişilmesi en zor bölgelere yardım ulaştırmak için ortalama 6 bin 500 kamyon, 140 uçak, 20 gemi ve 850 depodan oluşan bir ağı koordine ediyor.GAZZE’DE FIRINLAR YENİDEN AÇILDI – Gazze’de fırınlar yeniden faaliyete geçti. Ateşkesin ardından WFP Gazze’ye düzenli bir insani yardım akışı sağlamış durumda. Ateşkes sonrası güvenli bir çalışma alanı ve bölgeye daha çok yardım malzemesi ulaştırma fırsatı elde ettiklerini kaydeden Skau, fırınların yeniden açıldığını, hareket halinde olan insanlara ve barınaklarda yaşayan insanlara yemek ulaştırıldığını söyledi.

Source: Gonca Şenay


Rusya’dan Suriye’ye ilk resmi ziyaret

Dün sabah Şam’a ulaşan Rusya heyetinde Ortadoğu konularından sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Mihail Bogdanov ile Esad döneminde Rusya lideri Vladimir Putin’in Suriye Özel temsilcisi Aleksander Lavrentiyev yer alıyor.ASKERİ ÜS PAZARLIĞIRusya Dışişleri Bakanlığı detaylı açıklama yapmazken, Rus haber ajansları ziyaretin iki ülke arasında yeni başlangıca işaret ettiğini belirtti. Suriye’nin ciddi ekonomik dış desteğe ihtiyaç duyduğunun altı çizilerek “Rusya, Esad sonrası dönemde de Suriye için pozitif rol oynayabilir. Ülke bütünlüğünün korunması için uluslararası arenada yararlı katkı sunabilir. İnsani yardım olarak ülkeye tahıl ve enerji kaynakları tedariki gerçekleştirebilir. Karşılığında Suriye’deki Tartus limanı askeri bölümünün Rusya tarafından ileride de kullanılmasına izin verilmesini umuyoruz” yorumları yapıldı. Şam NE İSTİYOR8 Aralık 2024 tarihinde Beşar Esad rejiminin devrilmesinin ardından Moskova, Astana üçlüsü Rusya, Türkiye ve İran’ın Suriye’nin istikrara kavuşması için çalışmalarını sürdürebileceğini belirtmişti. Suriye’nin yeni yönetimi Rusya’nın bölgede yeniden aktörlerden biri olabilmesi için Beşar Esad’ın Rusya’ya kaçırdığı milyarlarca dolarlık milli servetin geri iade edilmesi şartını koşmuştu

Source: Nerdun Hacioğlu


Trump skandal sürgün planında ısrarcı! ‘Mısır ve Ürdün onları kabul eder’

ABD Başkanı Donald Trump, bir kez daha Filistinlileri Gazze’den çıkarmaktan bahsetti; Mısır’ın ve Ürdün’ün de bunu kabul edeceğini iddia etti. “Filistinliler şiddetin olmadığı bir yerde daha iyi durumda olurlar” diyen ABD lideri, “(Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah el) Sisi Filistinlilerin bir kısmını alır. Sisi’ye çok yardım ettik, eminim o da bize yardım eder. Ürdün Kralı da bunu yapar” ifadelerini kullandı.‘NETANYAHU İLE GÖRÜŞECEĞİM’Cumartesi günü yaptığı açıklamada Ürdün ve Mısır’ın Gazzelileri mülteci olarak kabul etmesi gerektiğini söyleyen Trump, Başkanlık uçağında gazetecilerin sorularını yanıtlarken Mısır Devlet Başkanı Abdülfettah el-Sisi ile Ürdün Kralı Abdullah ile konuyu görüştüğünü belirtti. “Gazze Şeridi’ne baktığınızda, uzun yıllardır cehennem gibi… O bölgede tarihte çeşitli medeniyetler oldu. Şiddet şimdi başlamadı, binlerce yıl önce başladı. İnsanları çok daha güvenli, belki çok daha iyi ve çok daha rahat bölgelerde yaşatabilirsiniz” dedi. Görüşmeleri sırasında Sisi’nin kendisine Ortadoğu’da barış istediğini söylediğini belirten Trump, “Keşke Sisi birazını alsa. Onlara çok yardım ettik. Eminim o da bize yardım eder. Bence Ürdün Kralı da bunu yapar” diye ekledi. ABD lideri, bu tutumunun iki devletli çözüme inanmadığı anlamına gelip gelmediği sorulduğunda ise Netanyahu ile bu konuyu görüşeceğini söyledi. Bu arada İsrail Başbakanı Netanyahu da, dün akşam saatlerinde 4 Şubat’ta Beyaz Saray’a davet edildiğini duyurdu.MISIR SAVAŞ SEBEBİ SAYIYORTrump’ın yorumları, 19 Ocak’ta yürürlüğe giren Gazze’de ateşkes ve rehine takası anlaşması kapsamında, Filistinlilerin 15 ay sonra ilk kez şeridin kuzeyindeki evlerine dönmeye başlamasını takip ediyor. Hem Mısır hem de Ürdün, ABD Başkanı’nın sürgün fikrine güçlü bir şekilde karşı çıkıyor. Mısır Temsilciler Meclisi Başkanı Hanfi el-Cebeli, bu tür önerilerin “sadece Filistinliler için değil, aynı zamanda bölgesel güvenlik ve istikrar için de ciddi bir tehdit” oluşturduğunu söyledi. Mısır, Gazze’de savaşın başlamasından kısa süre sonra benzer planları dile getiren İsrail’e sert tepki göstermiş; Sisi “Böyle bir hamlenin Kahire ve Tel Aviv arasında 1979’da imzalanan barış anlaşmasının ihlali anlamına geleceğini” söylemişti. Mısırlı yetkililer ayrıca Trump’ın Sisi ile pazar günü görüştüğü iddialarını doğrulamadı. Öte yandan İsrail medyasında “Washington’la 100 bin Filistinliyi alma konusunda görüştüğü” iddia edilen Arnavutluk Başbakanı Edi Rama, haberleri “Uzun zamandır bu kadar uydurma bir şey duymamıştım” diyerek yalanladı.‘ETNİK TEMİZLİK’ DEMEKGazze’de yeniden Yahudi yerleşimleri kurulmasını isteyen aşırı sağcı İsrailli politikacılar ise Trump’ın önerisini güçlü bir şekilde destekliyor. Netanyahu’nun koalisyon ortaklarından Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, “ABD liderinin fikrini uygulanabilir bir politikaya dönüştürmek için çalıştığını” açıkladı. İsrail medyasına konuşan hükümet kaynaklarına göre ise Trump, ateşkes anlaşmasını kabul ettiği için aşırı sağcı müttefiklerinin tepkisini çeken Netanyahu’ya yardım etmek için bu açıklamaları yapıyor olabilir.İnsan hakları kuruluşları ve siyasi analistler, Trump’ın teklifinin ‘etnik temizlik’ anlamına geldiğini; aynı zamanda ABD ile diğer Arap ülkeleri arasındaki ilişkileri sınayabileceğini belirtiyor. Gazzelileri topraklarından sürme fikri ayrıca Suudi Arabistan-İsrail ilişkilerinin normalleşmesini isteyen ABD Başkanı Trump’ın bu yöndeki planlarıyla da ters düşüyor.İRAN: İSRAİLLİLER GRÖNLAND’A GİTSİN İRAN Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, ABD Başkanı Trump’ın Filistinlileri Gazze’den çıkarma fikrine karşı öneriyle cevap verdi. İngiliz Sky News kanalına konuşan Arakçi, Trump’ın Grönland açıklamalarına atıfla “Başka bir önerim var. Filistinlileri çıkaracaklarına İsraillileri çıkarmayı denesinler, onları Grönland’a falan götürsünler. Böylece bir taşla iki kuş vururlar” dedi. Röportajında İsrail ve ABD’yi İran’a saldırmamaları yönünde uyaran İranlı bakan, “Nükleer tesislerimize yapılacak her saldırıya anında ve kararlı bir cevap verilecektir. Ama bu çılgın şeyi yapacaklarını sanmıyorum. Tüm bölgeyi çok kötü bir felakete sürükler” ifadelerini kullandı. Trump geçen hafta İsrail, İran’ın nükleer tesislerine saldırırsa destek olup olmayacağı yönündeki soruya, “Bu kadar ileri bir adım atılmadan konu halledilebilirse güzel olur” yanıtını vermişti.

Source: Hurriyet.com.tr


Danimarka’dan Grönland alarmı! Başbakan bir günde üç başkente gitti

Danimarka hükümeti, ABD Başkanı Donald Trump’ın yarı özerk Danimarka toprağı olan Grönland’ı satın alma girişimleri sonrası alarm verdi. Danimarka hükümeti bölgedeki askeri varlığını arttırmak için 2 milyar dolarlık program açıklarken Danimarka Başbakanı Mette Frediksen dün destek toplamak için Berlin ve Paris’in yolunu tuttu.GEMİ VE İHA DESTEĞİDanimarka Savunma Bakanı Troels Lund Poulsen, “Arktik bölgenin güvenliği konusunda ciddi zorluklarla karşı karşıya olduğumuzu bilmeliyiz. Bu nedenle bölgedeki varlığımızı güçlendirmeliyiz” dedi. Buna göre programın büyük kısmı askeri önlemler içeriyor. Danimarka, bölge koşullarına uygun üç gemiyi Grönland’a sevk edecek. Ayrıca geniş alanlarda gözetleme yapabilen iki insansız hava aracı (İHA) konuşlanacak. Askeri eğitimlere yönelik de finansal destek artırılacak.IRKÇILIKLA MÜCADELEBunların dışında hükümet, Grönlandlılara yönelik ırkçılık ve ayrımcılıkla mücadele için 3 yıl süreli genişletilmiş eylem planı açıkladı. “Göz ardı edilen Grönlandlı ayrımcılığını” ele almaya odaklanacak yeni eylem planına ilişkin yaklaşık 4.9 milyon dolar tahsis edildi. Eylem planı çerçevesinde Grönlandlılara, öz kimlik duygusunun pekiştirilmesi amacıyla, pasaportlarında milliyetlerinin “Grönlandlı” olarak yazılmasına izin verilecek.AVRUPA TURUNA ÇIKTIDanimarka Başbakanı Mette Frederiksen de Trump’ın tehditleri karşısında dün Berlin, Paris ve NATO’nun Brüksel’deki merkezine ziyaret düzenledi. Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve NATO Genel Sekreteri Mark Rutte ile görüşen Frederiksen, Danimarka’nın hem ulusal, hem de bölgesel güvenliğini güçlendirme konusundaki kararlılığını vurguladı.BİLGİ NOTU1953’ten bu yana Danimarka egemenliğinde olan Grönland, stratejik konumu ve zengin mineral kaynakları nedeniyle Trump’ın ilgisini çekiyor.

Source: Hurriyet.com.tr


Bakan Fidan, Suudi mevkidaşıyla görüştü

Bakan Fidan, muhataplarına, Suriye’ye yönelik yaptırımların kaldırılması ve Gazze’de kalıcı ateşkesin sağlanması konusunda Türkiye’nin görüşlerini aktardı. Suudi Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada da iki bakanın ikili ilişkileri ele aldığı ve çeşitli sektörlerde ilişkileri geliştirmenin yollarını görüştüğü belirtildi. ANKARA’DA ÜÇLÜ TOPLANTIBakan Fidan, Riyad dönüşü ise Ankara’da düzenlenecek Türkiye-Azerbaycan-Özbekistan Üçlü Dışişleri, Ticaret ve Ulaştırma Bakanları toplantısına katılacak. Bugün ikincisi yapılacak toplantıda dış politika meseleleri ve bölgesel işbirliği, ticaret, ekonomi ve yatırım alanlarında işbirliğinin artırılması, bölgesel ulaşım ağlarının geliştirilmesi ile ulaştırma ve iletişim sektörlerinde işbirliğinin güçlendirilmesi gibi konular ele alınacak. Üçlü toplantının sonunda Ankara Bildirisinin imzalanması ve bildiriye ekli eylem planıyla ilerleyen dönemde üç ülke tarafından izlenecek somut yol haritasının belirlenmesi bekleniyor.

Source: Hurriyet.com.tr


Batı Şeria’da tehlikeli tırmanış

Siyonist İsrail rejimi, Hamas bahanesiyle Gazze Şeridi”nde yaptığı soykırımı taşıdığı işgal altındaki Batı Şeria”daki saldırılarını artırarak devam ediyor. İsrail ordusu, 21 Ocak”ta Batı Şeria”nın kuzeyinde yer alan Cenin kentine başlattığı “Demir Duvar” adını verdiği saldırısını genişletiyor. İsrail ordusu Tulkerim ve Nur Şems mülteci kamplarına baskınlar düzenledi. Saldırılarda, bir evi ateşe verip altyapıyı tahrip ederek ticari alanları yıktı. Onlarca aile evlerinden zorla çıkarıldı, el konulan evler askeri kışlaya dönüştürüldü. İsrail”e ait insansız hava aracının (İHA), Tulkerim”de bir aracı hedef aldığı saldırıda 2 Filistinli hayatını kaybetti. Cenin”deki saldırılar da sürüyor. Saldırılarda şu ana kadar biri çocuk 18 Filistinli öldü, 50 kişi yaralandı. KONTROLSÜZ ŞİDDET Saldırılara ilişkin açıklama yapan Birleşmiş Milletler (BM) raportörleri, “İsrail”in, Batı Şeria”ya yönelik yoğunlaşan saldırıları, Filistinlilere karşı tehlikeli bir tırmanışa işaret ediyor. Uluslararası toplumu, Filistin halkının insan haklarını ve onurunu korumak için ilkeli bir eylemde bulunmaya çağırıyoruz” ifadelerini kullandı.

Source: Sabah


BMGK Kongo Demokratik Cumhuriyeti için acil toplandı

BMGK üyeleri, KDC”deki gelişmeleri görüşmek üzere acil toplantı.ABD”nin BM”deki daimi temsilci yardımcısı Dorothy Camille Shea, konseydeki konuşmasında, ABD”nin Ruanda birliklerinin KDC içinde bazı yerleşim yerlerini ele geçirmesini kınayarak, BMGK”den acil önlem alınması çağrısında bulundu.Shea, KDC”nin toprak bütünlüğünü desteklediğini vurgulayarak, “Acil bir ateşkes ile bu çatışmalara son verilmesi çağrısı yapıyoruz. Ruanda KDC”den derhal askerlerini çekmeli ve KDC ile sürdürülebilir bir barış müzakereleri için masaya geri dönmeli.” dedi.Çatışmalarda insan hakları ihlalleri konusunda derin endişeler taşıdıklarını belirten Shea, ayrıca şiddetin daha geniş çaplı bir bölgesel çatışmaya dönüşmesine izin verilmemesi gerektiğini söyledi.Rusya”nın BM Daimi Temsilcisi Vasily Nebenzya da 23 Mart Hareketi (M23) isimli isyancı grubun eylemlerini kınayarak, çatışmaların durması ve isyancıların ele geçirdikleri bölgelerden çekilmeleri gerektiğini ifade etti.Nebenzya, yaşanan çatışmaların insani sonuçlarından ciddi şekilde endişe duyduklarını kaydederek, Rusya”nın KDC”de durumu istikrara kavuşturmak için diplomatik çözümü desteklediğini ifade etti. Nebenzya, “Bu krizi çözmek için askeri bir yol yok, bunun ancak siyasi anlaşmalar sonucunda mümkün olacağı çok açık.” dedi.Güvenlik Konseyi”ndeki diğer daimi üyeler Çin, Fransa ve İngiltere de KDC”de yaşanan çatışmaları kınayarak, taraflara acil ateşkes için görüşme ve bölgede şiddeti durma çağrısında bulundu.- “RUANDA, KDC”DE KONUŞLANDIRILMIŞ TÜM YABANCI GÜÇLERİN ÇEKİLMESİNİ İSTİYOR”Ruanda”nın BM Daimi Temsilcisi Ernest Rwamucyo ise konseydeki konuşmasında bölgedeki gerginlikleri tetiklemekten KDC hükümetini sorumlu tutarak, Ruanda topraklarına yapılan saldırılara işaret etti.Rwamucyo, KDC”nin kışkırtıcı eylemlerine rağmen Ruanda”nın itidalli davrandığını savunarak, “Ruanda karşıtı koalisyon ve sınırdaki kuvvetler ülkemiz için varoluşsal bir tehdit oluşturmaktadır.” diye konuştu.KDC”nin Ruanda”da rejim değişikliği istediğini öne süren Rwamucyo, bölgede kalıcı bir çözüm için müzakerelere açık olduklarını belirtti. Rwamucyo, “Ruanda, bu konseyde oturan ve çatışmalarda payı olanlar dahil KDC”de konuşlandırılmış tüm yabancı güçlerin çekilmesini istiyor.” ifadesini kullandı.Kongo Demokratik Cumhuriyeti (KDC) Dışişleri Bakanı Therese Kayikwamba Wagner, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK) harekete geçmesi gerektiğini belirterek, “Eğer Konsey başarısız olursa, o zaman sokak hükmetmeye başlayacak.” uyarısında bulundu.Wagner, BMGK”da KDC”deki gelişmelerin ele alındığı oturumda konuştu.Çatışmalar sürerken ülkelerindeki diplomatik misyonların korunması için gerekli tüm önlemlerin alındığını belirten Wagner, “Bu üzücü olaylar, ülkemizin uluslararası hukuka ve diplomatik ilişkileri yöneten ilkelere olan sürekli bağlılığını hiçbir şekilde gölgelememektedir” dedi.Ülkesinin “kapana kısılmış” durumda olduğunu kaydeden Wagner, sadece son 24 saatte 100″den fazla kişinin sağlık merkezlerine sevk edildiğini, 500 binden fazla kişinin yerinden edildiğini ve insani durumun giderek kötüleştiğini kaydetti.Wagner, sözlerini şu şekilde sürdürdü:”Ruanda sizin saygınızı ve otoritenizi suistimal etmeye devam etmek için daha ne yapmalı? Konsey”in nihayet Kigali”ye karşı gerekli tedbirleri alması için Ruanda”nın hangi uluslararası belgelere aykırı hareket etmesi gerekiyor? BM Şartı”ndan uluslararası insancıl hukuka, insan haklarından Luanda ve Nairobi barış süreçlerine kadar Ruanda, defalarca bu Konsey”in açıklamalarının kendisi için hiçbir anlam taşımadığını göstermiştir. 4 Ağustos 2024 tarihli ateşkes yalnızca bir hayalden ibaretti.”Sivillerin yaşamı, dört gündür temel yaşam ihtiyaçlarından mahrum bırakılan insanların geleceğinin bugün BMGK”nın alacağı karara bağlı olduğunu vurgulayan Wagner, BMGK”nın “cesur” olması gerektiğinin altını çizdi.- “BMGK DERHAL HAREKETE GEÇMELİ”Wagner, BMGK”nın güçlü önlemler alması gerektiğini ve Ruanda”nın KDC”nin egemenliğini ihlal ettiğini tanıması gerektiğini kaydederek, “Herkes, sizin ne yapacağınızı, ne tür bir insani felaketin ve toprak ihlalinin Konsey”i harekete geçireceğini görmek için buradadır. Eğer bu Konsey failleri kınamazsa, tarih bu dönemi Güvenlik Konseyi”nin güçsüzlüğü ve kayıtsızlığı olarak kaydedecektir. Derhal harekete geçilmelidir.” ifadelerini kullandı.KDC”nin saldırı altında bir Afrika ülkesi olduğuna dikkati çeken Wagner, ” Bu krizi bir Afrika sorunu olarak görüp Afrika çözümü gerektiğini söylemek, örgütümüzün temel dayanağı olan uluslararası dayanışma ruhuna ve kolektif güvenlik sorumluluğu ruhuna ihanet etmektedir.” değerlendirmesinde bulundu.Wagner, BMGK”dan bazı talepleri bulunduğunu belirterek, öncelikle Ruandalı birliklerin derhal geri çekilmesi ve çatışmaların durdurulmasını istedi.Ruandalı yetkililere yaptırım uygulanmasını talep eden Wagner, aynı zamanda Ruanda”ya ait olduğu iddia edilen doğal kaynaklara ambargo uygulanması gerektiğini söyledi.Wagner, Ruanda”nın BM barış gücüne katkı sağlayan ülke statüsünün iptal edilmesi gerektiğini, “saldırgan olan bir ülkenin” barışı teşvik edemeyeceğini dile getirdi.Ayrıca Ruanda”ya yapılan silah transferlerinde tam şeffaflık sağlanması ve bu transferlerin derhal durdurulması gerektiğini kaydeden Wagner, “Buradayız çünkü dünya sorunlarını burada çözmek ve meydan okumalara burada yanıt vermek gerekiyor. Eğer Konsey başarısız olursa, o zaman sokak hükmetmeye başlayacak.” uyarısında bulundu.Wagner, KDC”nin hiçbir zaman müzakere masasını terk etmediğini kaydederek, Ruanda”yı müzakerelere katılmamakla suçladı.Son haftalarda BMGK ve birçok ülkenin Luanda sürecine dönüş için “taraflara” çağrı yaptığına dikkati çeken Wagner, “KDC hiçbir zaman masadan kalkmadı. Şimdi Ruanda”nın masaya dönme zamanı.” diye konuştu.Birleşmiş Milletler (BM) Kongo Demokratik Cumhuriyeti”ndeki İstikrar Misyonu (MONUSCO), ülkede isyancı gruplar ile güvenlik güçleri arasında devam eden çatışmaların ardından silahlarını bırakan yetkililer de dahil olmak üzere çok sayıda kişinin BM tesislerine sığındığını bildirdi.BM Güvenlik Konseyi”nde Kongo Demokratik Cumhuriyeti”ndeki (KDC) gelişmeler ele alındı.Burada video konferans yoluyla üye ülkeleri bilgilendiren MONUSCO”da Koruma ve Operasyonlardan Sorumlu Özel Temsilci Yardımcısı Vivian van de Perre, KDC”nin doğusunda 23 Mart Hareketi (M23) ile süren çatışmaların çok büyük bir yerinden edilmeye yol açtığını, insanların Goma”da halihazırda aşırı kalabalık merkezlere sığınmaya çalıştığını söyledi.De Perre, aralarında silahlarını bırakan eski yetkililer de dahil olmak üzere çok kişinin MONUSCO”ya sığındığını belirterek, misyonun aynı zamanda insan hakları savunucuları ve sivil toplum örgütlerinden gelen koruma taleplerine de cevap vermeye çalıştığını belirtti.- “BİZİM TESİSLERİMİZ DE GÜVENLİ DEĞİL”MONUSCO”nun çok sayıda kişiye ev sahipliği yapacak kapasiteye sahip olmadığını ifade eden de Perre, “Aynı zamanda bizim tesislerimiz de güvenli değil.” uyarısında bulundu.De Perre, gönüllü olarak MONUSCO”nun uluslararası standartlara göre terk edilmiş ve bırakılan silahları depoladığını belirterek, söz konusu silahların çatışan tarafların eline geçmemesi için somut adım attığını kaydetti.Goma”nın su, elektrik ve tıbbi hizmet altyapısının mevcut durumla baş etmekte zorlandığına işaret eden de Perre, insani durumun da kötüleştiğini anlattı.De Perre, M23″ün saldırılarının siviller üzerinde etkisinin sürdüğüne işaret ederek, çatışmaların yoğunluğu ve cephe hattına yakınlık nedeniyle BM”nin insani yardım operasyonlarının bazılarını askıya aldığını, bazılarını ise duruma göre yeniden uyarladığını ifade etti.Sivillerin acılarını dindirmek ve hayat kurtarıcı yardım sağlamak için adım atılması gerektiğinin altını çizen de Perre, askeri operasyonların bu ihtilafa çözüm sunmayacağını dile getirdi.De Perre, tüm taraflara siyasi diyaloğa dönme çağrısında bulunarak, Luanda Süreci”ne dönüşle savaş riskinin bertaraf edilmesi gerektiğini söyledi.- “BM BARIŞ GÜCÜNE SALDIRILAR SAVAŞ SUÇU TEŞKİL EDEBİLİR”Tüm tarafların uluslararası insancıl hukuka uyma zorunluluğu bulunduğunu vurgulayan de Perre, “BM barış gücüne yönelik saldırılar savaş suçu teşkil edebilir.” dedi.Goma ve etrafındaki acının “tahayyül edilemeyecek” düzeyde olduğuna dikkati çeken de Perre, acilen şiddete son verilmesi çağrısı yaptı.De Perre, tüm sınamalara rağmen MONUSCO”nun kriz sürecinde kilit rol oynamaya devam ettiğini ve koruma arayışında olanlar için umut ışığı teşkil ettiğini ifade etti.Diğer taraftan MONUSCO”nun personeli ve tesisinin güvenliğini sağlamakta zorlandığına da dikkati çeken de Perre, taraflara sivilleri koruma, insani koridorlar açma ve sürdürülebilir barış çözümü için çaba sarf etme çağrısında bulundu.ABD, KONGO DEMOKRATİK CUMHURİYETİ”NDEKİ VATANDAŞLARINA ÜLKEYİ TERK ETME ÇAĞRISI YAPTIABD, Kongo Demokratik Cumhuriyeti”nin doğusunda bulunan Goma kentindeki çatışmalar nedeniyle başkent Kinşasa”da başlayan protestoların ardından, vatandaşlarına ülkeyi terk etmeleri çağrısı yaptı.ABD”nin Kinşasa Büyükelçiliğinden yapılan açıklamada, başkentte şiddet olaylarının arttığı uyarası yapılarak, ABD vatandaşlarına güvenlik gerekçesiyle ülkeyi terk etmeleri çağrısında bulunuldu.N”Djili Uluslararası Havalimanı”nın ticari uçuşlara devam ettiği kaydedilen açıklamada, ABD Büyükelçiliğinin bir sonraki karara kadar kapalı olacağı belirtildi.Kinşasa”nın çeşitli noktalarında toplanan göstericiler, 23 Mart Hareketi (M23) adlı isyancı grubun Goma”yı kuşatmasına ve isyancılara destek verdiği iddia edilen Ruanda”ya karşı protestolar başlatmıştı.Göstericiler arasındaki bazı öfkeli gruplar, uluslararası toplumun ülkelerinde yaşanan insani krize sessiz kaldığı gerekçesiyle Ruanda, Fransa, Belçika ve Kenya büyükelçiliklerini ateşe vermiş, ABD ve Japonya büyükelçiliklerine saldırı girişiminde bulunmuştu.Şiddet olayları sonrasında, Uganda Havayolları Kinşasa”ya olan uçuşlarını askıya almıştı.- ⁠KDC”DEKİ ÇATIŞMALARKDC”nin doğusunda, M23 ile güvenlik güçleri arasında devam eden şiddetli çatışmalar nedeniyle yılbaşından bu yana 400 binden fazla kişi yerinden oldu.Bölgedeki birçok köy ve kasabanın kontrolünü ele geçiren M23, son olarak Kuzey-Kivu eyaletinin başkenti Goma”yı kuşattı, yaklaşık 1 milyon nüfuslu kentin elektrik ve su sistemini kullanılamaz hale getirdi ve Goma Havalimanı”nın kontrolünü ele geçirdi.Birleşmiş Milletler ve KDC, Ruanda”yı M23″e destek vermekle suçlarken Ruanda ise iddiaları reddediyor.KDC”nin doğusunda güvenliği sağlamak amacıyla bölge ülkeleri tarafından 23 Mart 2009″da imzalanan barış anlaşmasının bozulmasıyla 23 Mart hareketi adı altında ortaya çıkan grup, daha sonra M23 şeklinde anılmaya başlanmıştı.M23, büyük ölçüde, Ruanda Devlet Başkanı Paul Kagame”nin de kabilesi olan Tutsilerden oluşuyor.

Source: Www.star.com.tr


Kuzey Kore nükleer güçten taviz vermiyor

Nükleer savunma kapasitesini sürekli olarak geliştirmenin “askeri ve siyasi değişmez görev” olduğunu vurgulayan Kim, yetkililere nükleer stratejik kapasiteyi daha da güçlendirme ve nükleer üretimi artırma talimatı verdi. Kuzey Kore”nin 20 Ocak”ta ABD”de görevi devralan Donald Trump yönetimi karşısında izleyeceği politika merak konusu olurken, Pyongyang”dan kritik bir hamle geldi. Kuzey Kore yönetiminden yapılan açıklamaya göre, ülke lideri Kim Jong-un bir nükleer malzeme üretim tesisini ve Nükleer Silahlar Enstitüsü”nü denetledi. Silah üretiminde kullanılan nükleer malzemelerin üretim süreçleri ve Nükleer Silahlar Enstitüsü”nün 2025 hedefleri hakkında yetkililerden bilgi alan Kim, yaptığı konuşmada 2025″in ülkenin nükleer gücünü geliştirmede “kritik önemde olduğunu” vurguladı. Kuzey Kore”nin nükleer gücünün her geçen gün daha da geliştiğinin altını çizen Kim, “Barış ve güvenliğin güç yoluyla garanti altına alınması en doğru ve değişmez seçenektir” ifadelerini kullandı. KİM: NÜKLEER SAVUNMA TEK SEÇENEKKore Yarımadası ve çevresindeki güvenlik ortamının giderek daha zorlu hale geldiğine dikkat çeken Kim, “Düşmanları tamamen caydırabilecek mutlak güç bildiri veya sloganlarla değil, savunma kapasitesinin geliştirilmesi ve bilimsel ilerleme yoluyla sağlanabilir” şeklinde konuştu. Kuzey Kore”nin içinde bulunduğu şartlar karşısında tek vazgeçilmez seçeneğin “nükleer savunma kapasitesini istikrarlı bir şekilde güçlendirmek” olduğunu ifade eden Kim, “Çünkü sadece bugünün değil, aynı zamanda ülkenin geleceğinin sorumluluğunu da taşıyoruz” dedi. Ülkenin nükleer savunma kapasitesini sürekli olarak geliştirmenin “askeri ve siyasi değişmez görev” olduğunu vurgulayan Kim, yetkililere nükleer stratejik kapasiteyi daha da güçlendirme ve nükleer üretimi artırma talimatı verdi. TRUMP KUZEY KORE”Yİ “NÜKLEER GÜÇ” OLARAK TANIMLANMIŞTIABD Başkanı Donald Trump, görevi devralmasının ardından yaptığı açıklamada Kuzey Kore”yi “nükleer güç” olarak tanımlayarak, ülke lideri Kim Jong-un hakkında “Sanırım Beyaz Saray”a geri döndüğümü gördüğünde mutlu olacak” ifadelerini kullanmıştı. Son olarak Kim”i “akıllı bir adam” olarak nitelendiren Trump, “Onunla tekrar temasa geçeceğim” açıklamasında bulunmuştu. Trump”ın açıklamaları Kuzey Kore ile diplomasiye dönüş sinyali olarak yorumlanmıştı. Buna rağmen, Kuzey Kore yönetimi geçtiğimiz Pazar günü su altından fırlatılan güdümlü bir stratejik seyir füzesi test ederek Trump yönetimi dönemindeki ilk silah denemesini gerçekleştirmişti.

Source: Www.star.com.tr


ABD”li kahve zincirinin küresel satışları düştü

Finansal takviminde 29 Aralık 2024 te sona eren üç aylık dönemi 2025 mali yılının ilk çeyreği olarak kabul eden kahve zinciri Starbucks, bilançosunu yayınladı. Buna göre, Starbucks ın küresel karşılaştırılabilir mağaza satışları söz konusu dönemde yüzde 4 azaldı. Şirketin karşılaştırılabilir mağaza satışları, Kuzey Amerika ve ABD ile uluslararası pazarlarda da yüzde 4 geriledi. Starbucks ın Çin deki satışları ise yüzde 6 azalış gösterdi. Starbucks ın geliri 29 Aralık 2024 te sona eren üç aylık dönemde bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla değişim göstermeyerek 9,4 milyar dolar oldu. Şirketin hisse başına karı ise 2023 ün aynı dönemine oranla yüzde 23 azalışla 69 sente indi. Şirketin geliri ve karı azalmasına karşın bu dönemde piyasa beklentilerinin üzerinde gerçekleşti. STARBUCKS A DÖNÜŞ ÇABALARIMIZDA OLUMLU TEPKİLER ALDIK Starbucks Üst Yöneticisi (CEO) Brian Niccol, finansal sonuçlara ilişkin değerlendirmesinde, Starbucks a Dönüş çabalarının ilk çeyreğinde olmalarına rağmen hızlı hareket ettiklerini ve olumlu tepkiler aldıklarını belirtti. Niccol, Bunun, temel sorunlarımızı çözmek, markamıza olan güveni yeniden tesis etmek ve işletmemizi sürdürülebilir, uzun vadeli büyümeye döndürmek için gereken temel strateji değişikliği olduğuna inanıyoruz ifadesini kullandı. Şirketin Mali İşler Direktörü (CFO) Rachel Ruggeri de Starbucks a Dönüş stratejisinde henüz başlangıç aşamasında olduklarını ve daha yapılacak çok iş bulunduğunu kaydetti. Ruggeri, temettüler yoluyla hissedar değerine öncelik vermeye devam edeceklerini ve işi iyileştirirken öngörülebilir bir sermaye getirisi sağlayacaklarını bildirdi. ŞİRKET, İSRAİL E DESTEK VEREN ULUSLARARASI FİRMALARA YÖNELİK BOYKOTTAN OLUMSUZ ETKİLENMİŞTİ İsrail in Gazze ye yönelik saldırıları nedeniyle protesto ve boykot kampanyalarıyla karşı karşıya kalan şirketlerden biri olan Starbucks ın finansal sonuçları, son dört çeyrekte negatif etkilenmişti. Kahve zinciri, 2023 ün ekim-aralık döneminde, kısmen Orta Doğu daki mağazalardaki satışların olumsuz etkisiyle yıllık satış tahminini aşağıya çekmişti. Şirketin geliri, geçen yıl ocak-mart döneminde yüzde 2 azılırken, küresel satışları yüzde 4 azalışla 2020 sonundan bu yana ilk düşüşünü kaydetmişti. Starbucks, küresel satışlarının geçen yıl nisan-haziran döneminde yüzde 3, temmuz-eylül döneminde yüzde 7 gerilediğini bildirmişti.

Source: Habertürk


İsrail”in adımına destek veren ABD BMGK”da yalnız kaldı

15 üyeli BM Güvenlik Konseyi”nde (BMGK) İsrail Meclisi”nde UNRWA”ya ilişkin kabul edilen yasalar ve ajansın geleceğine ilişkin oturum düzenlendi.Tüm üyeler UNRWA”nın kilit önemdeki faaliyetlerine destek vererek ajansa sahip çıkarken, ABD”nin BM Daimi Temsilciliği Geçici Maslahatgüzarı Dorothy Shea, “ABD, İsrail Meclisinin yasayı uygulamasını destekliyor.” dedi.Shea, UNRWA”nın yetkisini BM Genel Kurulu tarafından almasına rağmen “UNRWA”yı kapatmak, İsrail”in egemen kararı.” değerlendirmesinde bulundu.Asıl odaklanılması gereken meselenin insani yardım ve hizmetlerin aksama olmadan nasıl devam edeceği olduğunu kaydeden Shea, “UNRWA, hiçbir zaman Gazze”de insani yardım sağlamak için tek seçenek olmadı.” diye konuştu.Shea, UNRWA”nın “Hamas ile bağlantısı olduğu iddiaları” nedeniyle güvenilirliğinin sorgulandığını savundu.- RUSYA”DAN UNRWA”YA DESTEK, ABD”YE SUÇLAMARusya”nın BM Daimi Temsilcisi Vassily Nebenzia, ABD”nin İsrail”e silah sağlayarak masum sivillerin öldürülmesine katkı sağladığını, BMGK kararlarının kabul edilmesini engellediğini ifade etti.ABD”nin BMGK”de UNRWA”nın korunmasına yönelik ortak girişimleri de engellediğini kaydeden Nebenzia, bu nedenle UNRWA”ya yönelik girişimlerin sorumluluğunu ABD”nin de taşıdığını dile getirdi.Nebenzia, İsrail”in UNRWA”yı kapatma girişiminin uluslararası hukukun ihlali olduğunu belirterek, “ABD”deki meslektaşlarımızı aklıselime davet ediyor ve Filistinli sivillerin daha fazla acı çekmesini önlemek için Batı Kudüs üzerinde gerekli baskıyı uygulamaya çağırıyoruz.” ifadelerini kullandı.- UNRWA”YI DESTEKLEMEK ORTAK SORUMLULUKTURCezayir”in BM Daimi Temsilcisi Amar Bendjama ise “Filistin halkının kendi vatanlarındaki varlığı, UNRWA”nın sağladığı hizmetlere dayanmaktadır. Faaliyetlerini durdurmak, ırmakla deniz arasındaki Filistinlilerin varlığını silmeyi amaçlayan yıkıcı planı destekleyecektir.” diye konuştu.Bendjama, UNRWA”yı desteklemenin ortak sorumluluk olduğunun altını çizdi.İngiltere”nin BM Daimi Temsilci Yardımcısı James Kariuki de İsrail”e UNRWA”nın hayat kurtarıcı operasyonları ve hizmetlerini sürdürmesine izin verme çağrısında bulundu.Pakistan”ın BM Daimi Temsilcisi Munir Akram da “İşgalci güç İsrail”in herhangi bir BM tesisini kapatma yetkisi bulunmamaktadır.” dedi.Fransa”nın BM Daimi Temsilcisi Nicolas de Riviere de UNRWA”nın alternatifinin bulunmadığına işaret ederek, ajansın sadece insani yardım sağlamadığını, aynı zamanda kamu hizmetleri sunduğunu anımsattı.Çin”in BM Daimi Temsilcisi Fu Cong da İsrail Meclisine UNRWA yasasını uygulamama çağrısında bulunarak, İsrail”in ajansı kısıtlama ve yok etme çabalarından vazgeçmesini talep etti.- UNRWA, İSRAİL”İN FİLİSTİN HALKINA VERDİĞİ ZARARI HAFİFLETMEK İÇİN KURULDUBMGK üyelerinden sonra oturumun sonlarında söz alan Filistin”in BM Daimi Temsilcisi Riyad Mansur ise UNRWA”nın İsrail”in saldırılarının Filistinli mültecilerin hayatlarına ve haklarına verdiği zararı hafifletmek amacıyla kurulduğunu anımsattı.Mansur, UNRWA”nın ilk olarak acil yardım sunduğunu, bunun ardından insani gelişim sağlama, yokluk ve umutsuzluk içinde umudu yeniden inşa etme, insanlara hayatlarını yeniden kurma ve toplulukları yeniden inşa etme imkanı sunma ve kriz ve kargaşa dönemlerinde koruma ve destek sağlama gibi roller üstlendiğine dikkati çekti.”UNRWA, Filistin halkının sıkıntılarına adil bir çözüm bulunana kadar yardımda bulunmak amacıyla faaliyet göstermektedir.” diyen Mansur, görev yetkisinin her yıl BM Genel Kurulu tarafından yenilendiğini anımsattı.Mansur, UNRWA”nın görevlerine Filistin meselesinin, uluslararası hukuk ve ilgili BM kararlarına uygun olarak tüm yönleriyle çözüme kavuşturulana kadar devam etmesi gerektiğine işaret etti.Söz konusu çözümün çok acil olduğunu kaydeden Mansur, UNRWA personeli ve insani yardım çalışanlarının kasıtlı olarak hedef alınan, aç bırakılan ve zorla yerinden edilen bir halkı yardıma kavuşturma çabaları için büyük bir bedel ödediğini ifade etti.Mansur, sadece UNRWA”nın sahadaki acil durum koşulları tarafından dayatılan görevleri yerine getirmek için gerekli olan personel kapasitesine ve altyapıya hala sahip olduğunu dile getirdi.İsrail”in Filistin halkını ya da BM”yi kimin temsil edeceğini seçme hakkına sahip olmadığının altını çizen Mansur, “İsrail”in hukuku ve anlatıyı çarpıtma hakkı yoktur. İşlediği suçları savunmak ve cezadan muafiyet sağlamak için herhangi bir istisnai statü iddia etme hakkına sahip değildir. Sorun kuralların kendisi değil, bu kuralların ihlal edilmesidir.” değerlendirmesinde bulundu.04:13 Bileşmiş Milletler”e (BM) üye Arap ülkelerinin oluşturduğu Arap Grubu, ABD Başkanı Donald Trump”ın Filistinlilerin Gazze Şeridi”nden Mısır ve Ürdün”e sürülmesi çağrısını ve İsrail”in, Birleşmiş Milletler (BM) Yakın Doğu”daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansının (UNRWA) faaliyetlerini kısıtlamasına tepki gösterdi.03:15 İsrail askerlerinin işgal altındaki Batı Şeria”nın Tulkerim kentine başlattığı saldırının ikinci gününde bir Filistinli hayatını kaybetti, aralarında bir çocuğun da bulunduğu 3 kişi yaralandı.01:51 Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Gazze halkının Mısır veya Ürdün”e sürülmesi fikrinin kabul edilemez olduğunu söyledi.01:39 ABD Başkanı Donald Trump”ın, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu”yu 4 Şubat”ta görüşmek üzere Beyaz Saray”a davet ettiği bildirildi.01:00 İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu hakkında Gazze”deki “savaş suçları” nedeniyle tutuklama kararı çıkaran Uluslararası Ceza Mahkemesi”ne (UCM) yaptırım öngören tasarı, ABD Senatosundan geçecek yeterli oyu alamadı.00:00 İsrail Meclisinin, Birleşmiş Milletler (BM) Yakın Doğu”daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansının (UNRWA) faaliyetlerini kısıtlamasına destek vererek, UNRWA”yı kapatmanın İsrail”in “egemen kararı” olduğunu savunan ABD, BM Güvenlik Konseyi (BMGK) üyelerinin ajansın faaliyetlerine yoğun destek mesajlarının arasında yalnız kaldı.

Source: Www.star.com.tr


ABD”den Avrupa”ya savunma harcamalarını arttırın çağrısı

ABD Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamaya göre, Rubio, AB Yüksek Temsilcisi Kallas ile telefon görüşmesi yaptı.Görüşmede, transatlantik güvenliğin güçlendirilmesi ihtiyacının altını çizen Rubio, Avrupa”ya savunma harcamalarını arttırma çağrısında bulundu.Rubio, ayrıca, “Çin”in oluşturduğu zorluklara” dikkati çekti ve Rusya”ya yönelik AB yaptırımlarının uzatılmasını memnuniyetle karşıladığını bildirdi.İkili, ABD-AB işbirliğini derinleştirmenin yollarını da ele aldı.Kallas, sosyal medya platformu X hesabından yaptığı açıklamada, Rubio ile AB ve ABD”nin aynı çıkarlara sahip olduğu küresel konuları görüştüklerini ve “AB ve ABD”nin her zaman birlikte daha güçlü” olduğunu ifade etti.AB, 27 Ocak”ta Rusya”ya uyguladığı ekonomik yaptırımların süresini 6 ay uzatma kararı almıştı.

Source: Www.star.com.tr


Beşiktaş, UEFA Avrupa Ligi”nde play-off turu için Twente deplasmanında

Twente Stadı”nda oynanacak ve TSİ 23.00″te başlayacak müsabakayı Polonyalı hakem Szymon Marciniak yönetecek. Marciniak”ın yardımcılıklarını Tomasz Listkiewicz ile Adam Kupsik üstlenecek. Siyah-beyazlılar, UEFA Avrupa Ligi”nde oynadığı 7 karşılaşmada 3 galibiyet, 4 yenilgi yaşadı. Son olarak sahasında Athletic Bilbao”yu 4-1 ile geçen ve topladığı 9 puan ile ligde 24. sırada bulunan Beşiktaş, Twente deplasmanında kazanarak adını ilk 16 takım arasına yazdırıp play-off”lara seribaşı olarak katılmak istiyor. “Kara kartal” oynadığı 7 mücadelede 10 kez gol sevinci yaşarken, 14 de ise topu filelerinde gördü. Joseph Oosting yönetimindeki ev sahibi ekip ise bu sezon Avrupa Ligi”nde oynadığı 7 karşılaşmada 1 galibiyet, 4 beraberlik, 2 yenilgi yaşayarak 7 puan topladı ve sıralamada 26. basamakta bulunuyor. Bu sezon organizasyonda kalesinde 9 gol gören Hollanda ekibi, 7 kez de rakip fileleri havalandırdı. Twente, “Kupa 2″de 7. hafta mücadelesinde Malmö”yü 3-2 mağlup etmeyi başardı. Beşiktaş, bu sezon Avrupa”da 1 maçta gol yemedi Siyah-beyazlı takım, bu sezon Avrupa kupalarında oynadığı karşılaşmalarda kalesini gole kapatmakta güçlük çekti. UEFA Avrupa Ligi”ne play-off turundan başlayan Beşiktaş, İsviçre ekibi Lugano ile oynadığı iki maçta kalesinde 4 gol gördü. Adını lig aşamasına yazdıran ve 2 mağlubiyetle başlayan “Kara kartal” oynadığı 7 karşılaşmada 10 attı. Siyah-beyazlılar, söz konusu 7 mücadelede 14 de gol yedi. Avrupa kupalarında bu sezon oynadığı 9 karşılaşmada toplam 18 gol kaydeden siyah-beyazlı takım, rakiplerinin de aynı sayıda golüne ise engel olamadı. Beşiktaş”ın bu sezon UEFA Avrupa Ligi”nde gol yemediği tek müsabaka, deplasmanda 1-0 kazanılan Olimpik Lyon maçı olarak kayıtlara geçti. Twente’nin en formda ismi Sem Steijn Beşiktaş”ın deplasmanda karşılaşacağı Twente”de en formda isim 23 yaşındaki orta saha oyuncusu Sem Steijn olarak göze çarpıyor. Hollandalı futbolcu, bu sezon Twente formasıyla tüm kulvarlarda 28 maça çıkarken, takımına 18 gol, 5 asistlik katkı sağladı. Steijn, Avrupa Ligi”nde ise bu sezon 6 karşılaşmada 1 gol kaydetti. Eksikler Siyah-beyazlılarda Twente karşısında 4 futbolcu forma giyemeyecek. Beşiktaş”ta UEFA listesinde isimleri olmayan Necip Uysal ve Alex Oxlade-Chamberlain”nin yanı sıra sakatlıkları devam eden Gabriel Paulista ile Tayyip Talha Sanuç, Hollanda temsilcisine karşı forma giyemeyecek. Öte yandan Süper Lig”de hafta sonu Antalyaspor ile deplasmanda karşılaşan Beşiktaş”ta sakatlık yaşayan Jonas Svensson ile Emirhan Topçu”nun durumunun ise sağlık heyetiyle yapılacak değerlendirmenin ardından netlik kazanacağı öğrenildi. Beşiktaş kazanırsa adını play-off”a yazdıracak UEFA Avrupa Ligi”nde lig tablosunda 24. basamakta yer alan siyah-beyazlı takım, son maçında Twente deplasmanında kazanması durumunda hiçbir sonuca bakmaksızın üst tura yükselecek. “Kara kartal”ın beraberlik ve mağlubiyet durumlarında da adını play-off”a yazdırması mümkün. Beşiktaş, Hollanda deplasmanında kaybederse diğer karşılaşmaların sonuçları doğrultusunda yoluna devam edebilecek. Solskjaer”in takımı tek farklı mağlup olur, Maccabi Tel Aviv de Porto”yu deplasmanda 4 farkla yenerse, siyah-beyazlı ekibin Avrupa macerası son bulacak. Beşiktaş”ın bir farkla yenilgisi durumunda Ferencvaros, AZ Alkmaar”a en az 5 farklı mağlup olursa, siyah-beyazlı ekip, Macaristan temsilcisini geride bırakacak. İlk 24 içinde yer almayan takımlardan Porto, evinde en fazla 2 farklı şekilde Maccabi Tel Aviv”e yenilirse, Braga sahasında Lazio”yu yenemezse ve Hoffenheim da Anderlecht deplasmanında kazanamazsa, Beşiktaş bir farkla yenilse de play-off etabına yükselecek. Avrupa Ligi”nde 9 puanı bulunan Roma, ikinci sırada bulunan Eintracht Frankfurt”a sahasında 7 farklı yenilirse, siyah-beyazlılar tek farklı kaybetse de İtalyan takımını geride bırakabilecek. UEFA kadrosu Beşiktaş”ın UEFA Avrupa Ligi kadrosunda şu oyuncular yer alıyor: Ersin Destanoğlu, Mert Günok, Göktuğ Baytekin, Jonas Svensson, Gabriel Paulista, Onur Bulut, Tayyip Talha Sanuç, Felix Uduokhai, Bakhtiyor Zaynutdinov, Arthur Masuaku, Emirhan Topçu, Emrecan Terzi, Moatasem Al-Musrati, Milot Rashica, Salih Uçan, Joao Mario, Ernest Muçi, Jean Onana, Cher Ndour, Gedson Fernandes, Semih Kılıçsoy, Ciro Immobile, Rafa Silva, Mustafa Hekimoğlu.

Source: Internet Haber


BM: İsrail”in zorla yerinden ettiği 376 binden fazla Filistinli Gazze”nin kuzeyine döndü

İsrail saldırıları sonucu oluşan ağır yıkıma rağmen Filistinliler, Gazze”nin kuzeyine dönmeye devam ediyor. İşgal altındaki Netzarim Koridoru”nun pazartesi açılmasının ardından Gazzeliler akın akın kuzey bölgelerine dönmeye başladı. OCHA”dan yapılan açıklamada, 27 Ocak”tan bu yana zorla yerinden edilen 376 binden fazla Filistinlinin Gazze”nin kuzeyine geçtiği belirtildi. Hamas ile varılan ateşkes uyarınca İsrail, pazartesi Netzarim Koridoru”nu açarak zorla yerinden ettiği Filistinlilerin Gazze”nin kuzeyine geçişine izin vermişti. Gazze”deki hükümetin Medya Ofisi”nin açıklamasına göre, İsrail saldırıları nedeniyle kuzeydeki yıkım yüzde 90 civarında. Ağır yıkım nedeniyle kuzeye dönen Gazellilerin büyük bölümü evleri yerine molozlarla karşılaşıyor. Tüm bu zorluklara rağmen, topraklarını terk etmek istemediklerini dile getiren Gazzeliler, güneyden kuzeye geçmeye devam ediyor.

Source: Internet Haber


İsrail ordusu, Batı Şeria”nın Tulkerim kentinde Filistinlilere ait bir evi yıktı

Görgü tanıklarından alınan bilgiye göre İsrail ordusu, 3 gündür südürdüğü Tulkerim”deki baskınlarını genişletti.

Tulkerim kentinin kuzeyindeki Şuveyke Mahallesi”ne giren İsrail askeri birliği, daha önce bir çatışma esnasında öldürdüğü Tamir Fukha”nın evini iş makineleriyle tamamen yıktı.

Tamir Fukha, 2023″te Tulkerim kentine bağlı Beyt Lid beldesinde yaşanan silahlı saldırıya karıştığı iddiasıyla 4 Mayıs 2024″te aynı kentin Deyr el-Gusun beldesinde çıkan çatışma sonucu İsrail askerlerince öldürülmüştü.

İsrail ordusu, insansız hava araçları (İHA) desteğinde işgal altındaki Batı Şeria”nın Tulkerim kenti ve mülteci kampını 3. gündür kuşatmaya devam ediyor.

İsrail ordusu, beraberinde getirdiği buldozerlerle kentte yıkımlar gerçekleştirirken hayati önem taşıyan tesisleri de tahrip ediyor.

Saldırılarıyla yüzlerce aileyi göçe zorlayan İsrail askerleri, yerinden edilen Filistinlilerden boşalan evleri ise kışlaya dönüştürüyor.

Yoğun saldırıların başladığı 27 Ocak Pazartesi gününden bu yana İsrail ordusunun Tulkerim”de açtığı ateş ve bombardıman sonucu 3 Filistinli hayatını kaybetti, çok sayıda kişi yaralandı.

İsrail”in Cenin”e düzenlediği saldırıda 1 Filistinli daha hayatını kaybetti

Görgü tanıklarından alınan bilgiye göre, İsrail ordusuna ait uçaklar, Cenin kentinin merkezindeki Sinema Kavşağı”nı bombaladı.

İsrail askerleri, hedef aldığı alanın yakınına ayrıca baskın düzenledi ve ambulansların olay yerine ulaşımını engelledi.

Filistin Sağlık Bakanlığından yapılan açıklamada, söz konusu saldırıda yaralanan Usame Ömer Ebu Heyce”nin (25) hayatını kaybettiği bildirildi.

İsrail ordusunun Cenin kenti ve mülteci kampına 21 Ocak”ta başlattığı saldırılardan bu yana yaşamını yitirenlerin sayısı 17″ye yükseldi, 50 Filistinli de yaralandı.

Gazze”de varılan ateşkesin 19 Ocak Pazar günü yürürlüğe girmesinin ardından İsrail ordusu, 21 Ocak Salı günü işgal altındaki Batı Şeria”nın kuzeyinde yer alan Cenin kentine “Demir Duvar” adını verdiği saldırı başlatmıştı.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


ECOWAS’ta kriz: Üç Batı Afrika ülkesi bölgesel bloktan ayrıldı

Nijer, Mali ve Burkina Faso”dan oluşan üç Batı Afrika ülkesi, ECOWAS olarak bilinen bölgesel bloktan resmen çekildi. ECOWAS bir bildiride, üç Batı Afrika ülkesinin ilk olarak bir yıl önce duyurulan çekilmelerinin “bugün resmen yürürlüğe girdiğini” aktardı. Ancak blok, “ECOWAS”ın kapıları açık tutmaya” karar verdiğini belirterek üye ülkelerden, ECOWAS pasaportuyla bölge içinde serbest dolaşım dahil olmak üzere üç ülkeye yönelik üyelik ayrıcalıklarının tanınmasının devam etmesini istedi. ECOWAS NEDİR? 15 ülkeden oluşan bölgesel blok Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu (ECOWAS), 1975 yılında tek bir amaçla kuruldu: “Halkların yaşam standartlarını yükseltmek, ekonomik istikrarı korumak ve geliştirmek için iş birliğini ve entegrasyonu teşvik etmek.” O zamandan bu yana bölgenin en önemli siyasi organizasyonu haline geldi ve siyasetten ekonomiye kadar çeşitli alanlarda iç sorunları çözmek için iş birliği yaptı. Nijer, Mali ve Burkina Faso”daki hükümetler geçen yıl ECOWAS”tan ayrılacaklarını duyurarak, eylül ayında Sahel Devletleri İttifakı adlı kendi güvenlik ortaklıklarını kurdu.

Source: Sabah.com.tr Diş Haberler


Ankara”nın üstlendiği rol dünyanın dikkatini çekti! Yetersiz kalındığında Türkiye devreye giriyor

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Zafer Sırakaya, Etiyopya ile Somali arasında bir süredir devam eden Somaliland krizinin Türkiye öncülüğünde çözülmesinin ardından iki ülkenin iktidar partileriyle temaslarda bulunacaklarını söyledi.Çözümün, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan”ın ev sahipliğinde Ankara”da bir araya gelen Somali Federal Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud ve Etiyopya Federal Demokratik Cumhuriyeti Başbakanı Abiy Ahmed Ali”nin imzaladığı Etiyopya-Somali Ankara Bildirisi ile sağlandığını hatırlatan Sırakaya, süreç sonrası ilk temas hakkında AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.Sırakaya, Türkiye”nin, son dönemlerde bölgesel anlamdaki çatışmaların çözülmesi noktasında çok daha belirgin görevler aldığının altını çizerek, “Özellikle tahıl anlaşmasının sağlanması noktasında Ukrayna ile Rusya arasında İstanbul”da imzalanmış olan anlaşmanın çok kıymetli olduğunu ifade etmek istiyorum. Daha sonrasında Etiyopya ile Somali arasında Ankara Anlaşması”yla birlikte bölgesel bir ihtilafın çözümlenmesi noktasında hareket edildi.” diye konuştu.- “BM”NİN SORUMLULUĞUNDA OLAN SORUNLARI TÜRKİYE ÇÖZÜYOR”Türkiye”nin, Demokratik Kongo ile Ruanda arasındaki var olan ihtilafların çözümlenmesi noktasında destek sağlayabileceğine dair iki ülkeye de açıklamada bulunduğunu belirten Sırakaya, “Bugün baktığınız zaman esasında Birleşmiş Milletlerin sorumluluğu içerisinde olan ve çözümlenmesi gereken sorunların noktasında yetersiz kalmış olduğu, uluslararası toplumun yetersiz kalmış olduğu noktada Türkiye esasında tüm kesimlerle ilgili girişimci ve insani diplomasisiyle birlikte arabulucu rolünü üstleniyor.” şeklinde konuştu.Somali”den gelecek iktidar partisi heyeti ile AK Parti Genel Merkezi”nde ortak bir mutabakat zaptı imzalanacağı bilgisini veren Sırakaya, şöyle devam etti:”Siyasi partiler arasındaki ilişkilerin daha derinleştirmesini sağlayacak bu anlaşmamızı, hemen ertesi gün de Etiyopya”daki siyasi partiyle imzalayacağız. Etiyopya”daki şu andaki iktidarda olan siyasi partinin davetlisi olarak kongrelerine katılacağız ve mutabakat zaptını imzalayarak Ankara Anlaşması”na taraf olmuş olan her iki kesimle birlikte mutabakat anlaşmasını tamamlamış olacağız.”Sadece istikrarlı olan bir Somali ve istikrarlı olan bir Etiyopya”nın Afrika Kıtası için fayda sağlayabileceğini aktaran Sırakaya, şunları kaydetti:”Hem Amerika Birleşik Devletleri”nin hem Fransa”nın üslerinin bulunmuş olduğu bu bölgede Türkiye”nin son dönem içerisindeki yapmış olduğu girişimci, insani dış politikasıyla, adalet ve merhamet medeniyetinin temsilcisi olması noktasında üstlenmiş olduğu rolle, sadece Afrika Kıtasında değil esasında dünyanın değişik bölgelerinde daha fazla istenilen, daha fazla arzu edilen, daha fazla davet edilen ülke konumunda olmuş olması bizleri tabii ziyadesiyle memnun ediyor. Türkiye sadece bölgesel anlamda değil, dünya barışı anlamında da üzerine düşen sorumluluğu önümüzdeki süreç içerisinde de devam ettirmekte kararlıdır.”Önüne geçmenin tek seçeneği! ABD”nin Gazze”deki oldu-bitti girişimine Türkiye formülüPetrol yetmeyince rotayı Türkiye”ye çevirdilerTürkiye”den Suriye”deki 80 bin kişilik silahlı gruba “milli orduya katılın” emri!

Source: Www.star.com.tr


Kırgızistan-Türkiye diplomatik ilişkilerinin 33. yılı

Aynı yıl karşılıklı olarak Bişkek ve Ankara”da Büyükelçiliklerin açılmasıyla başlayan diplomatik ilişkiler, 26 Nisan 2011 tarihinde Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi (YDSK) mekanizmasının kurulmasıyla Türkiye-Kırgızistan ilişkileri “stratejik ortaklık” düzeyine ulaştı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan”ın 5 Kasım 2024″te Kırgızistan”a yaptığı resmi ziyaretinde, 2011″de tesis edilen ortaklık ilişkileri kapsamlı stratejik ortaklık düzeyine çıkarılmasını öngören ortak bildiri imzalandı.

İki ülke arasında 24 Ekim 1997 yılında imzalanan “Ebedi Dostluk ve İşbirliği Anlaşması”, 1 Temmuz 1999 yılında yayımlanan “Türkiye ve Kırgızistan: Birlikte 21. Yüzyıla” Bildirisi ve “Türkiye Cumhuriyeti ile Kırgızistan Cumhuriyeti Arasındaki Stratejik Ortaklık İlişkilerinin Kapsamlı Stratejik Ortaklık Düzeyine Çıkarılmasına İlişkin Ortak Bildiri” bugünkü stratejik ortaklığın temel belgelerini oluşturuyor.

1992 yılında siyasi alanda başlayan ilişkiler, o günden bu yana iki ülke cumhurbaşkanları, karşılıklı ziyaretlerin yanı sıra Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) zirvesi, Birleşmiş Milletler Genel Kurul Toplantıları, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT), Dünya Göçebe Oyunları açılış törenleri ve diğer uluslararası etkinlikler kapsamında bir araya geliyor ve fikir alışverişinde bulunuyor.

Türkiye ve Kırgızistan arasında eğitim, sağlık, kültür, ticaret ve ekonomik işbirliği, ulaştırma, haberleşme, askeri, teknik, savunma ve diğer alanlarda 100″den fazla işbirliği anlaşması imzalandı.

Bunlardan ilki, 3 Mart 1992 tarihinde Bişkek”te imzalanan “Türkiye Cumhuriyeti ile Kırgızistan Cumhuriyeti arasında Eğitim, Kültür ve Bilimsel Alanlarda İşbirliği Anlaşması” oldu.

Türkiye”nin yatırımlarında eğitim sektörü başı çekiyor

Türkiye Cumhuriyeti, Bişkek”te yer alan Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi, Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanlığı”na bağlı devlet okulları ve Maarif Vakfı Eğitim Kompleksi aracılığıyla eğitim alanında Kırgızistan”ın en büyük yabancı yatırımcısı konumunda yer alıyor.

Türkiye”nin 1992 yılında başlattığı “Büyük Öğrenci Projesi”nden ve 2012 yılında yeniden yapılandırılarak hayata geçirilen “Türkiye Bursları” proje kapsamında Türkiye”de lisans, yüksek lisans ve doktora düzeylerinde eğitim alan binlerce öğrenci yararlandı.

Günümüzde Kırgızistan”da Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanlığı tarafından açılan ana sınıfı, ilkokul, ortaokul, imam hatip ortaokulu, Anadolu lisesi, Anadolu Kırgız-Türk Kız Meslek Lisesi”nin yanı sıra Türkiye Türkçesi Eğitim Merkezi (TTÖMER) bulunuyor.

TTÖMER aracılığıyla Bişkek dışındaki Oş, Celalabad ve Karakol şehirlerinde, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı”nca (TİKA) da ülkenin prestijli üniversitelerinde kurulan Türk Dili ve Kültür Merkezlerinde Türkçe öğretiliyor.

1993 yılından bu yana askeri-teknik alanda yapılan işbirliği kapsamında Kırgızistan”dan 300″ü aşkın öğrenci, Türkiye”deki çeşitli askeri eğitim kurumlarında eğitim gördü.

Türkiye, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ile 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı gibi milli etkinliklere Kırgızistan”dan sürekli öğretmen ve öğrenci davet ediyor.

Milli Eğitim Bakanlığı”nın Bişkek”teki okullarında, Türkiye”nin milli günleri anılıyor ve bayramları kutlanıyor.

Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi iki ülkenin “altın köprüsü” oldu

İki ülke hükümetlerinin nitelikli insan gücü yetiştirmek amacıyla 1995 yılında kurduğu ve iki ülke arasında “altın köprü” olarak nitelendirilen Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi (KTMÜ) Türkiye”nin en büyük yatırımı konumunda yer alıyor.

“Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi Kurulmasına Dair Anlaşma” 30 Eylül 1995 yılında İzmir”de imzalandı ve üniversite 1997 yılında ilk öğrencilere kapılarını açtı.

Türkiye, Kırgız hükümeti tarafından tahsis edilen 84 hektar alan üstünde inşa edilen Manas Üniversitesi”nin kuruluşundan bu yana yaklaşık 400 milyon dolar harcadı.

Manas Üniversitesi, Kırgızistan ve Türkiye vatandaşları başta olmak üzere diğer Türk dünyası ve akraba topluluklarından da öğrenci kabul ediyor.

Üniversiteye kabul, Kırgız uyruklu öğrenciler için Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sınavı (Manas ÖSYS) ve Kırgızistan Genel Devlet Sınavı (ORT) ile yapılıyor.

Türkiye vatandaşlarının kabulü ise Türkiye Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) tarafından gerçekleştirilen sınav sonuçlarına göre yapılıyor.

İlişkiler “Kapsamlı Stratejik Ortaklık” düzeyine yükseltildi

Kırgızistan ile Türkiye arasında 2024 yılı karşılıklı üst düzey ziyaretlerle ve görüşmelerle geçen dolu bir yıl oldu.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ve Kırgızistan Bakanlar Kurulu Başkanı Akılbek Caparov, başkent Ankara”da 9 Şubat”ta bir araya geldi ve Türkiye-Kırgızistan Karma Ekonomik Komisyonu 11. Dönem Toplantısı”nda 62 maddelik eylem planını imzaladı.

“Türkiye-Kırgızistan ⁠Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi 6. Toplantısı”, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov”un başkanlığında başkent Bişkek”te 5 Kasım”da yapıldı.

Bu toplantıda, Cumhurbaşkanları, Türkiye Cumhuriyeti ile Kırgızistan Cumhuriyeti arasındaki stratejik ortaklık ilişkilerinin kapsamlı stratejik ortaklık düzeyine çıkarılmasına ilişkin Ortak Bildiri”yi imzaladı.

Ayrıca, Türkiye ile Kırgızistan arasında, güvenlik, sanayi, enerji, eğitim, sağlık ve kültür gibi birçok sektörde ikili işbirliğini güçlendirmeyi amaçlayan 19 anlaşmaya imza atıldı.

Türkiye, Kırgızistan”a en fazla yatırım yapan ilk beş ülke arasında

Türkiye, doğrudan yabancı yatırım ve dış yardımlar bakımından Kırgızistan”ın önde gelen ortaklarından birini oluşturuyor. Geçen yıl Kırgızistan”a en fazla doğrudan yabancı yatırım çeken ülkeler Çin, Rusya ve Türkiye oldu.

Kırgızistan Milli İstatistik Komitesi”nin verilerine göre, Kırgızistan”a 2022 yılında en fazla yabancı yatırım yapan ülkeler sıralamasında Türkiye ilk sırada yer aldı.

Doğrudan yabancı yatırımlarda başı, yüzde 28,4 ile Türkiye çekerken, yüzde 27,1 ile Çin, yüzde 12,1 ile Rusya, yüzde 7,5 ile Kazakistan ve 5,2 ile Hollanda izledi.

Türk inşaat şirketleri, değeri yaklaşık bir milyar dolar olan 90″ın üzerinde projeyi tamamladı.

Kırgızistan”a en fazla ihracatı Kasım 2024″te 37,9 milyon dolarla Türkiye”deki mücevher sektörü gerçekleştirdi.

TİKA, Kırgızistan”da 1000″den fazla proje hayata geçirdi

Türkiye, Kırgızistan”a en çok sosyal yardım yapan ve kalkınmasına yönelik projeleri destekleyen ülkelerin başında geliyor.

TİKA Bişkek Program Koordinatörlüğü, Kırgızistan genelinde 1993 yılından bu yana 1000″den fazla proje hayata geçirdi.

Bunlardan en önemlisi, Bişkek”te 15 Ekim 2021″den bu yana hasta kabulü yapan ve yaklaşık 12 bin metrekare kapalı alanda inşa edilen modern 72 yatak kapasiteli Recep Tayyip Erdoğan Bişkek Kırgız-Türk Dostluk Devlet Hastanesi”dir. Hastane, sunduğu hizmetler, modern altyapısı ve son teknolojik görüntüleme sistemleriyle öne çıkıyor.

Şu anda 300″den fazla Türk sermayeli şirketin faaliyet gösterdiği Kırgızistan Cumhuriyeti”nde, söz konusu firmalarda 10 binden fazla kişi istihdam edildi.

Türkiye”de ise 111 Kırgız sermayeli şirket bulunuyor. Türk iş insanlarının yatırımlarının, 1 milyar dolardan fazla bir sermaye büyüklüğüne ulaştığı tahmin ediliyor.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source: