“Bilimsel Keşifler – Deprem Sonrası Geri Dönüşüm ve Kahramanlık Hikayeleri”

Deprem enkazından ayrıştırılan malzemeler, geri dönüşüme kazandırılıyor

Kahramanmaraş merkezli depremlerde Hatay”da yıkılan veya sonrasında kontrollü şekilde yıkımı yapılan binaların enkazından çıkan malzemelerin geri dönüşümü için Japon Hükümeti ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) işbirliğinde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı koordinesinde ve Valilikçe yürütülen “Deprem Enkazının Çevreye Duyarlı Yönetimi ve Tehlikeli Atıkların Güvenli Bertarafı Projesi” uygulamaya konuldu.

Bu kapsamda, Altınözü ilçesi Enek Mahallesi”ndeki enkaz döküm sahasına kurulan tesiste günlük 4 bin ton enkaz kalıntıları ayrıştırılarak geri dönüşüme kazandırılmaya başlandı.

Tesise kamyonlarla taşınan enkaz, önce buradaki bantlara dökülüyor. Ardından enkazın içerisindeki demir, tekstil, plastik ve kağıt gibi materyaller kadın çalışanlar tarafından el yordamıyla ayıklanıyor.

Ayıklanan enkaz daha sonra kurulan kırma ve eleme özelliğine sahip makineli sistemle 3 farklı boyutta inorganik malzeme olan agregaya dönüştürülüyor.

Beton, harç ve benzeri ürünlerin yapımında çimento ve suyla kullanılan kum, çakıl, kırma taş gibi taneli farklı mineral yapıya sahip agregalar, beton üretimi, yol, kaldırım, yürüyüş yolları ve çeşitli altyapı işlerinde tercih ediliyor.

Ayrıca enkaz kalıntılarından elde edilen ahşap, plastik, kağıt ve plastik gibi materyaller de şehrin ihtiyacına göre farklı alanlarda değerlendiriliyor.

Bu geri dönüşüm yöntemiyle hem çevre kirliliğinin önüne geçiliyor hem de insan sağlığının korunması amaçlanıyor.

“Karbon salınımı ve enerji tüketiminin önüne geçiliyor”

Hatay Valisi Mustafa Masatlı, AA muhabirine, projenin sonuçları itibarıyla hem çevre hem de insan sağlığına yönelik büyük önem taşıdığını söyledi.

Enkazın geri dönüştürülmesinin ekonomik açıdan da ayrı bir öneme sahip olduğunu belirten Masatlı, şöyle devam etti:

“Tesisin yıllık kapasitesi 1 milyon tonun üzerinde. Tabii bizim buradaki en büyük muradımız burada almış olduğumuz sonuçlar çerçevesinde hem bu tehlikeli atıkların bertaraf edilmesi, diğer taraftan da bunun ekonomik olarak değerlendirilmesi. Normal şartlarda şehrimizin imarıyla ilgili aslında çok fazla sayıda taş ocağı açmamız gerekiyordu. Bunlarla ilgili üretim yapılırken başta karbon salınımı ve enerji tüketimi olmak üzere bunlarla ilgili de çevremize zarar verebilecek veya maliyeti yükseltecek hususlar söz konusuydu ama başlatmış olduğumuz bu proje ilktir. Bu projeyle hem karbon salınımı noktasında çevreye yine zarar verilmeyecek çünkü yeni taş ocakları açılmayacak, diğer taraftan da enerji kullanımı söz konusu olmayacak. Bizler bu enkazı ayrıştırıp ileriki süreçte, geçmişe de kötü bir miras, kötü bir birikinti bırakmak istemedik.”

Vali Masatlı, ayrıştırılma sonucu elde edilen malzemelerin şehrin yeniden imar ve inşasında kullanıldığını ifade ederek, “Bir anlamda Cumhurbaşkanımızın saygıdeğer eşi Emine Erdoğan Hanımefendi”nin “Sıfır Atık Projesi”yle de birebir uyumlu, Sıfır Atık Projesi”nin de aslında bir sonucudur.” dedi.

Tesisle ilgili AR-GE çalışmaları yaptıklarını dile getiren Masatlı, enkazdan ayrışan agregaların Türkiye”nin önde gelen çimento fabrikalarında incelendiğini ve bunların tekraren çimento üretiminde kullanımıyla ilgili çalışma yürütüldüğünü sözlerine ekledi.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


Asrın felaketinde enkazda kalan canlara umut olan madencilerin kahramanlıkları belgesel oldu

Dünyanın en tehlikeli işlerinden kabul edilen ve “kara elmas” olarak adlandırılan taş kömürünü gün yüzüne çıkaran madenciler, mesleklerinde kazandıkları deneyimlerle arama kurtarma çalışmalarına da destek sağlıyor.

Malatya”da deprem konutlarına yerleşen afetzedeler yeni evlerinden memnunHatay”da derslik sayısı yatırımlarla deprem öncesinden 2 bin fazla olacakHatay”da depremlerde oluşan tahribatı ortadan kaldırma çalışmaları sürüyorEvlerini kaybeden depremzedeler yeni konutlarında güvenle oturuyorAA muhabiri Burak Milli”nin annesi, oğlunun hatıralarını evinde yaşatıyorGölbaşı”nda kalıcı konutların yapımında sona yaklaşıldıMedya mensuplarına Adıyaman”da 6 Şubat depremlerinin ardından yapılan çalışmalar anlatıldıDepremin merkez üssünde hayatını kaybedenlerin isimleri “04.17” panosunda yaşatılıyor

Kahramanmaraş merkezli 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerin ardından Zonguldak”tan bölgeye giderek kurtarma çalışmalarına katılan TTK maden işçileri, taş kömürünü çıkarmak için yaptıkları “domuz damı”, “ayı bacağı”, “sarma” gibi kazı yöntemleriyle birçok hayatın kurtarılmasına vesile oldu.

Madencilerin kahramanlıklarının anlatılması ve yaşanan acıların unutulmaması için depremlerin ikinci yılında Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) tarafından “K-Ömür” isimli belgesel hazırlandı.

Arama kurtarma çalışmalarının yanı sıra 4 maden işçisi ile 5 depremzedenin duygu ve düşüncelerine yer verilen 40 dakikalık belgesel, yarın Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Sezai Karakoç Kültür Merkezi”nde seyirciyle buluşacak.

Belgeselin gala gösterimine madencilerin ailelerinin yanı sıra depremzedeler de davet edildi. Belgesel, video paylaşım ve sosyal medya platformlarında da izlenebilecek.

“Madencilere duydukları minnet gözlerinden okunuyor”

Belgeselin yönetmeni Gürkay Gündoğan, AA muhabirine, madencilerin hayat kurtarabilmek için deprem bölgesinde gösterdikleri gayretin unutulmayacağını söyledi.

Madencilerin görevlerini aksatmadan kurtarma anlarından videolar çekmelerini istediklerini belirten Gündoğan, bunu kamuoyuna duyurmaya çalıştıklarını ve büyük ses getirdiğini kaydetti.

Gündoğan, yüzlerce görüntünün arasından seçmeler yaparak belgesel hazırlamaya karar verdiklerini dile getirerek, “Belgeselimize “K-Ömür” ismi verdik çünkü kömür yerin metrelerce altından çıkıyor ve madenciler kömür için ömür harcıyor. Bu bakımdan belgeselin adını da en güzel anlatan ismin kömür olacağını düşündük.” diye konuştu.

Bazı şeyler ne kadar anlatılsa da o anları izletmenin daha etkili olacağını, sevinçlerin, umutların yer aldığı belgesel hazırladıklarını anlatan Gündoğan, “Yüzlerce kurtarma videosunu izlerken çok duygulandık. Madencilerin o özverili çalışmalarını gördüğümüzde, “Girilmez” denilen yerlere madencilerin girdiğini gördük, birçok vatandaşımızı enkazdan kurtardıklarına şahit olduk. Madencilerin neler yaptığını, depremzedelerin neler yaşadığını anlatmak adına güzel iş çıkardığımızı düşünüyoruz. Umarım ders alırız ve bir daha böyle acılar yaşanmaz.” ifadelerini kullandı.

Gündoğan, babasının da madenci olduğunu, madencilerin varlığının kentte alışılmış bir durum olduğunu belirterek, sözlerini şöyle tamamladı:

“Su, insan için en büyük hayat kaynağıdır ama çok önemsemeyiz çünkü elimizin altında var. Madencilerimizi de hep gördüğümüz için orada neler yaptıklarını, nasıl gayret içerisinde olduklarını kamuoyu fark edemeyebiliyor. Bu belgeseli çekerken tam da bu noktaya değindik. Deprem bölgesine gittiğimizde “Madencileri temsilen Zonguldak”tan geldik.” dediğimizde evini açan, sofrasına davet eden insanların gözleri doluyor, madencilere duydukları minnet gözlerinden okunuyor. Belgeselde madencilerimizin neler yaptığını, depremzedelerin onlar için neler düşündüğünü göstermek istedik.”

“Belgesel, farkındalık oluşturmak için yapılan bir çalışma”

GMİS Genel Başkanı Hakan Yeşil de asrın felaketinde büyük acılar yaşadıklarını, madencilerin çalışmalarının ülke genelinde takdir topladığını söyledi.

Yeşil, 3 bin 850 madencinin deprem bölgesinde görev yaptığını, 400″e yakın kişinin enkazdan kurtarılmasının sağlandığını aktararak, “Madencilerimiz yerin altındaki çalışma şartlarında uyguladıkları yöntemleri enkazda da bir hayata nefes olmak için kullandılar ve bunda da başarılı oldular. Bu belgesel farkındalık oluşturmak için yapılan bir çalışma. Asrın felaketini unutmamak ve unutturmamak için belgesel hazırladık.” diye konuştu.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source: