Üç açıdan Trump
BİR GAZZE AÇISINDAN BIDEN’LA GADDARLIK VE VAHŞETTE YARIŞIYOR TRUMP’ın İsrail’e destek konusunda Gazze kasabının en büyük yardakçısı ve destekçisi olan Biden’ı bile aratacağını düşünüyordum.İşte görüyorsunuz: Aratmaya başladı bile!Tarihin en ahlaksız teklifini dile getirmeye başladı: Gazzelilere tehcir uygulamayı düşünüyor ciddi ciddi.*Gazze kasabı Netanyahu bile gaddarlığın ve ahlaksızlığın bu derece pervasızlaşabileceğini hayal edememiş olacak ki “bu kadarını biz de beklemiyorduk” diye bayram ediyor.*Gazze’deki soykırımı Biden yaptı. Gazze’nin sürgününü ise Trump planlıyor.Biri katliamcı, öbürü tehcirci.Yani konu Gazze olunca yok aslında birbirlerinden farkı.Sadece gaddarlıkta ve ahlaksızlıkta birbiriyle yarışır durumdalar.İKİ KÜRESEL AÇIDANKAOSA HİÇ DE MÜTEVAZI OLMAYAN KATKILAR TRUMP’ın olaylara bodoslama dalacağını düşünüyordum ama bu kadar pervasız bir dalışı ben de beklemiyordum.Bütün paradigmaları iflas ettirerek, bütün yerleşik hükümleri perişan ederek, bütün kuralları çöp sepetine basket yaparak…Yürüyor küresel sistemin üstüne üstüne Trump.*Kanada, Avrupa Birliği, Panama, Güney Amerika, Grönland, Danimarka, İskandinavya, Meksika, Çin, Ukrayna falan… Karıştırmadığı ülke ve coğrafya kalmadı neredeyse.*Sadece yoksullar ve geri kalmışlar değil, bu zamana kadar kurulu küresel düzenden menfaat temin eden ülkeler de bu “freni patlamış kamyon” karşısında süper tedirgin:*- Patron çıldırınca yeryüzünün en müreffeh ve en huzurlu bölgesi olan İSKANDİNAVYA bile Ortadoğu’nun yıllarca yaşadığını az çok yaşamaya başladı. Tehdit edilmek neymiş öğrendiler.*- Yaşlı ve deneyimli AVRUPA, adına Trump denilen bu “kusursuz fırtına” karşısında çaresiz. Argüman bile üretemiyorlar, sadece masaların altında saklanarak fırtınanın geçmesi için ayin yapıyorlar.*- Hep tatlı bir huzur almış, kaosun santimini olsun tatmamış, asude bir kış ülkesi olan KANADA, Trump’la polemik yapmaktan bile aciz. Adamlar, bu zamana kadar polemiğe ihtiyaç duymamışlar ki!*Hep bizim gibi ülkeler mi çekecek abi bu Amerika denilen belanın emperyal heveslerinin ceremesini.“Biraz da bunlar çeksin” diyerek işin bu kısmını çekirdek çitleyerek izliyoruz. ÜÇ TÜRKİYE AÇISINDANTEK DAYANAK: ERDOĞAN İLE DİYALOG KURMA POTANSİYELİ BIDEN, küresel sistemin eski tip efendilerindendi: Kibirliydi, köşeliydi, önyargılıydı, diyaloğa kapalıydı, ikna edilmek bile istemiyordu.Trump, bu açıdan Biden’dan daha iyi.Hiç değilse diyaloğa açık. Hiç değilse kibir yapmıyor. Hiç değilse ikna edilebilir. Hiç değilse önyargılı değil.*Trump’ın en önemli özelliği de pazarlıkçı olması. “Al / ver” üzerine kuruyor bütün ilişkilerini.Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu konuda Trump’la aşık atacak potansiyelde.Trump’ın dilinden anlar. Trump’a karşı Trump’ın dilini kullanabilir.*Kısacası Trump ile Erdoğan’ın ilişki ve iletişim kurabilmesi, Trump döneminin Türkiye açısından en büyük artısı.NEYMİŞ? DEMEK Kİ BÜTÜN TUTUKLAMALAR BELEDİYEDEN DEĞİLMİŞ ÖNCEKİ gün gece yarısı haber geldi:Kartalkaya faciası nedeniyle iki kişi daha gözaltına alındı:*Bolu İl Özel İdaresi Genel Sekreteri ve Genel Sekreter Yardımcısı.*Bolu İl Özel İdaresi Genel Sekreteri’ni nereden anımsıyoruz?“Sorumluluk bizde değil, sorumluluk Turizm Bakanlığı’nda” demesinden anımsıyoruz.*Demek ki neymiş?Demek ki sadece belediye sorumluları gözaltına alınmıyormuş.Demek ki neymiş? Demek ki Bolu İl Özel İdaresi de yangın konusunda sorumluymuş.*Bir şey daha söyleyeceğim:Bugünlerde otellerde yangın denetimleri yapılıyor harıl harıl. Bu denetimlerde kimleri görüyoruz: Valileri görüyoruz, İl Özel İdare sorumlularını görüyoruz, belediyeleri görüyoruz, belediyelerin itfaiye teşkilatlarını görüyoruz.*Turizm Bakanlığı ise yok bu denetimlerde?“Bakanlık yangın denetimi yapmaz” tezini doğrulamıyor mu bu durum? HİÇ ŞAŞIRMAM CEMAL Enginyurt, CHP’ye geçmiş.Bu konudaki yorumum kısa olacak:Üç beş ay sonra Cumhur İttifakı’na katılsa… Hiç şaşırmam. O FOTOĞRAFIN UYDURMA OLDUĞU ÇIKTI ORTAYA İYİ Parti’nin önemli isimlerinden Lütfü Türkkan’ın paylaşımında gördüm.İki kare fotoğraf:*- BİRİNCİ KARE: Cicili bicili Esad ailesi. Diktatör de olsa, halkına zehirli gaz da atsa çokça Batılı bir görüntü içinde.*- İKİNCİ KARE: Suriye’nin yeni Devlet Başkanı’nın eşinin yüzünün kapalı olduğu sahte bir fotoğraf.*Lütfü Türkkan da bu görüntüler üzerinden “Bölgeye layık görülen demokrasi bu işte” diye bir yorum yazmış.Bu kafaya göre…Katliamcı ol, halkına bomba yağdır, hapishanelerinde işkence yap. Hiç mühim değil.Yeter ki Batılı görüntü içinde ol. İşte o zaman bölgeye layık demokrasi olursun.*Sorun bu değil. Sorun yalancılık. Sorun sahtekârlık. Sorun fabrikasyon malzemeyle ahkam kesme. Sorun ahlaksızlık.*İşte bakın:Gerçek fotoğraf, ortaya çıktı:Ankara ziyaretine katılan Suriye Cumhurbaşkanı Ahmet Şara’nın eşi Latife El Durubi, Emine Erdoğan’la bir araya geldi.Lütfi Türkkan’gillerin piyasaya sürdükleri fotoğrafın sahte ve yalan fotoğraf olduğu böylece tescillenmiş oldu.
Source: Ahmet Hakan
Anketlerden AK Parti ve CHP’ye uyarı çıktı
AK Parti’nin de CHP’nin de bu çıkan sonuçları dikkate almalarında yarar var. Çünkü kamuoyu iktidara ve ana muhalefete önemli uyarılarda bulunuyor.Betimar’ın araştırması 30 Ocak tarihli, Areda-Survey’in ise 1 Ocak tarihini taşıyor.Önce Gürkan Duman’ın başkanı olduğu Betimar’ın verilerini paylaşacağım.EKONOMİ VE HAYAT PAHALILIĞI‘Türkiye’nin en önemli sorunu nedir’ sorusuna ankete katılanların yüzde 42.9’u ekonomi yanıtını veriyor. İkinci sırada ise yüzde 23.5’le enflasyon, hayat pahalılığı ve zamlar geliyor. İkisini topladığımızda ise yüzde 66.4 gibi bir sonuç çıkıyor.KİM ÇÖZERPeki bu sorunu kim çözer denildiğinde çıkan sonuç ilginç. Hiçbiri diyenler yüzde 30.8’le ilk sırada geliyor. Umutsuzluğu göstermesi açısından ürkütücü bir sonuç. İkinci sırada yüzde 22.7’yle ‘AK Parti çözer’ diyenler geliyor. ‘CHP çözer’ diyenler ise yüzde 16.8’de kalıyor. Hayat pahalılığının yüksek olduğu bir dönemde CHP’nin gümbür gümbür bir şekilde ilk sırada çıkması gerekiyordu. Demek ki CHP halka o güveni veremiyor. ‘Çare CHP’ dedirtemiyor.OY ORANLARIEkonomiyle ilgili göstergeler AK Parti’nin oy oranını doğrudan etkilemiş. AK Parti eylül ayından bu yana yeniden birinci parti konumuna yükselmiş, söylem üstünlüğünü ele geçirmişti. Şimdi iki şirketin sonuçlarını paylaşacağım. Kararsızlar dağıtıldıktan sonra Betimar’ın araştırmasına göre CHP yüzde 31.6’yla birinci parti, AK Parti yüzde 31.2’yle ikinci parti çıkıyor. Onları yüzde 9.1’le MHP, yüzde 8.8’le DEM Parti, yüzde 5.1’le İYİ Parti, yüzde 4.6’yla Zafer Partisi ve yüzde 3.7’yle Yeniden Refah partisi takip ediyor. Anahtar Parti yüzde 1.6 çıkarken, TİP yüzde 1.3, kararsızlar ise yüzde 3 çıkıyor.FARKLI ANKETAreda-Survey’in anketinde ise AK Parti yüzde 34.4’le birinci parti çıkarken, CHP yüzde 29.3’le ikinci sırada yer alıyor. DEM Parti yüzde 9.3 olurken, MHP yüzde 9.2 çıkıyor. İYİ Parti yüzde 5.5 olurken, Yeniden Refah Partisi yüzde 3.4, Zafer Partisi ise yüzde 3.1 çıkıyor. Diğer diyenlerin oranı ise yüzde 5.8.AK PARTİ’YE UYARI ‘Ekonomi ve hayat pahalılığı ile partilerin oy oranları arasında bir ilişki var mı’ diye araştırdım. Doğrudan ilişki var. Asgari ücret ve emeklilere zam AK Parti’nin oylarını geriletmiş. AK Parti’nin oy tabanını emekliler, asgari ücretle çalışanlar ve esnaf oluşturuyor. Emekliler ve asgari ücretliler, ekonomik programın tüm faturasının sırtlarına yüklendiği görüşünde. Bu veriler AK Parti’nin yerel seçimlerde başarısız olmasına yol açan nedenlerin başında geliyordu. AK Parti’nin yeni bir strateji oluşturması ve bu sonuçları masaya yatırmasında fayda var.TOPLUMSAL MUHALEFETDost acı söyler. Buna rağmen CHP çare olarak görülmüyor ama toplumsal muhalefet güçleniyor. İktidarın buna dikkate alması gerekiyor.Özgür Özel’in ise “Çare CHP” dedirtecek politikalara yönelmesi gerekiyor.CUMHURBAŞKANI ADAYLIĞIBundan sonraki bölümde Betimar’ın sonuçlarını paylaşacağım. CHP’nin cumhurbaşkanı adayını ön seçimle belirleme kararını ankete katılanların yüzde 46’sı doğru bulurken, yüzde 64’ü yanlış buluyor. Bu veri Mansur Yavaş’ın itirazını destekliyor.AVANTAJ SAĞLAR‘CHP’lilerin oylarıyla cumhurbaşkanı adayının belirlenmesi Ekrem İmamoğlu’na yarar mı’ diye sorulduğunda ise çıkan sonuç şaşırtıcı değil. Ankete katılanların yüzde 54.2’si ‘avantaj sağlar’ derken yüzde 45.8’i ‘sağlamaz’ diyor.CHP’SİZ YAVAŞMansur Yavaş açısından kritik bir sorunun cevabı da ankette yer alıyor. ‘Mansur Yavaş CHP ile yollarını ayırıp yeni oluşumun cumhurbaşkanı adayı olur ise destekler misiniz’ diye sorulduğunda ise ankete katılanların yüzde 53.5’i ‘hayır desteklemem’ yanıtını veriyor. ‘Desteklerim’ diyenlerin oranı ise yüzde 46.5 çıkıyor. ‘Mansur Yavaş, CHP’nin cumhurbaşkanı adayı olursa’ diye sorulduğunda ise yüzde 52.3 ‘desteklerim’ derken yüzde 47.7 ‘desteklemem’ yanıtını veriyor.CHP’NİN ADAYI KİM OLMALICHP’nin cumhurbaşkanı adaylarıyla ilgili anketin sonuçları da biraz önceki tabloyla uyumlu çıkıyor. Mansur Yavaş yüzde 52.3’le birinci sırada çıkarken, Ekrem İmamoğlu yüzde 40.9’la onu takip ediyor. Cumhurbaşkanı adayı olmadığını söylemesine rağmen Özgür Özel’e yüzde 23.8 gibi bir destek çıkıyor.Ekrem İmamoğlu ile Mansur Yavaş arasında 12 puanlık bir fark olmasına rağmen CHP’de ibre Ekrem İmamoğlu’ndan yana gözüküyor.Mansur Yavaş bunları bildiği için ‘Cumhurbaşkanı adayını ön seçimle değil anket yaparak belirleyelim’ diyor.MUHALEFETİN CUMHURBAŞKANI ADAYLARIÇok adaylı bir cumhurbaşkanlığı seçimine gidilecek gibi gözüküyor. Peki muhalefetin cumhurbaşkanı adayları kim olmalı?Mansur Yavaş yüzde 28.4’le ilk sırada çıkarken onu yüzde 21.2’yle Ekrem İmamoğlu takip ediyor. Daha sonra sıralama şöyle devam ediyor. Özgür Özel yüzde 4, Selahattin Demirtaş yüzde 3.7, Kemal Kılıçdaroğlu yüzde 2.7, Fatih Erbakan yüzde 2.7, Muharrem İnce yüzde 2.1, Ümit Özdağ yüzde 1.5 çıkıyor. Kararsızlar ve diğer diyenler toplandığında ise çıkan yüzde 33.7 oy oranı önemli bir kesimin mevcut adayları yeterli bulmadığını gösteriyor.KADININ ADI YOK Dikkatinizi çekiyor mu? Nüfusun yarısını oluşturduğu halde kadın adaydan söz edilmiyor. Bu da benim eleştirim olsun.ERDOĞAN İLK SIRADAAnkete katılanlara ‘Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu’nun katılacağı bir Cumhurbaşkanlığı seçiminde oyunuzu kime verirsiniz’ diye sorulmuş.Cumhurbaşkanı Erdoğan yüzde 33’le birinci gelirken onu yüzde 28.7’yle Mansur Yavaş takip ediyor. Ekrem İmamoğlu ise yüzde 27’yle son sırada yer alıyor. Kararsızların oranı ise yüzde 11.3 çıkıyor.
Source: Abdulkadir Selvi̇
Trump, trans sporcuları kadın spor müsabakalarından men eden kararnameye imza attı
ABD Başkanı Trump, Beyaz Saray”da düzenlediği imza töreninde, seçim döneminde sözünü verdiği bir konuda daha adım attı. Trump, imzaladığı başkanlık kararnamesiyle, doğuştan erkek olan trans sporcuların kadın spor müsabakalarına katılmasını yasaklayan düzenlemeyi hayata geçirdi. Törende yaptığı konuşmada Trump, biyolojik olarak “erkek” ve “kadın” olarak iki cins olduğunu, bunun dışındaki tanımlamaları kabul etmediklerini ve trans sporcuların kadın spor müsabakalarında işinin olmadığını söyledi. Trump, “Geçen yıl Paris Olimpiyatlarında bir erkek boksörün, kadın rakibine acımasızca davranması sonucunda onun 46 saniyede yenik sayılmasının ardından onun altın madalyasını çalmasını nasıl unutabilirsiniz? Tüm bunlar bugün sona eriyor, çünkü bu başkanlık kararnamesiyle kadın sporlarına karşı savaş sona erdi.” değerlendirmesini yaptı. Trump”ın imzaladığı kararname, federal fon alan tüm eğitim kurumları için, trans sporcuların kadın spor müsabakalarına katılmalarına izin vermeleri halinde söz konusu fonun kesilmesini zorunlu kılıyor.
Source: Internet Haber
Deprem korkularına karşı en etkili çözüm: EMDR terapisi
6 Şubat 2023’te Kahramanmaraş merkezli yaşanan deprem, milyonlarca insanın hafızasında silinmeyecek anılara yol açtı. Yıkımın ardından birçok kişi evlerini terk edip farklı şehirlere göç etti, ancak bu fiziksel uzaklaşma zihinsel travmayı geride bırakmaya yetmedi. Son günlerde Ege’de yaşanan art arda depremler sonrası deprem kaygıları yeniden gündem oldu. Medipol Bahçelievler Hastanesi’nde görev yapan Klinik Psikolog Gözde Göktaş, hem doğrudan depremi yaşamış kişilerde hem de yardım için bölgeye gidenlerde ikincil travma belirtilerinin görüldüğünü söylüyor. Zihinlerde tekrar tekrar canlanan görüntüler, gece korkuları ve “her an bir şey olacak” hissi birçok kişinin günlük yaşamını olumsuz etkiliyor. Göktaş, özellikle EMDR(Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme) gibi terapi yöntemlerinin depremden kaynaklı travmalarla baş etmede önemli rol oynadığını ve profesyonel destek almanın bu süreçte büyük kolaylık sağlayacağını belirtiyor. Psikolojik dayanıklılığı artırmak adına, eski rutinlere dönmek ve aile-arkadaş desteğini güçlendirmek de uzmanların önerileri arasında yer alıyor. “Gece yatağa korkuyla giren, başucunda su, düdük bulunduran danışanlarım vardı”Deprem sonrası görülen görsellerin hem depremzedelerde hem de oraya yardıma gidenlerde ikincil travma oluşturduğunu dile getiren Göktaş, “Depremle ilgili süreçte aklımıza kazınan bazı görseller var; bizim bile zihnimizde silmeyi başaramadığımız, tıpkı birer ‘flashback’ gibi gelip bizi rahatsız eden, o ana götüren görüntüler. Hem o dönemde İstanbul’a belirli süreli göçlerle gelip orada işleri toparladıktan sonra memleketine geri dönen danışanlarımız oldu hem de bizlerin de yaşadığı, ‘ikincil travma’ dediğimiz bir süreç söz konusu oldu. Görseller insanın zihnine gelip, daha yoğun empati kurarak oraya yardıma giden kişilerin ikincil travmayı daha fazla yaşamasına yol açabiliyor. Bu görüntüler gözümüzde canlandığında, sanki aynı şeyi biz de yaşayacakmışız gibi bir his oluşuyor. Öyle ki, gece yatağa korkuyla giren, başucunda su, düdük bulunduran ve telefonunu sürekli şarjda tutan danışanlarım vardı. Bir ay gibi bir süre geçmesine rağmen hala bu davranışlarını sürdüren kişiler varsa, mutlaka profesyonel destek almaları gerektiğini düşünüyorum. Çünkü sonuçta bir deprem bölgesinde yaşıyoruz; buna alışalım demiyorum ama hazırlıklı olmak da önemli.” diye konuştu. “Eski rutinlere dönülmeli”Kişilerin profesyonel yardım almadan önce bireysel olarak yapabilecekleri olduğunu belirten Göktaş, “Bireysel olarak yapabileceğimiz şeylerden biri, eski rutinlerimize dönmeye çalışmak olabilir. Bu, iş hayatına geri dönmek veya sosyal desteğimizi (ailevi ve arkadaşlık ilişkileri) güçlendirmek şeklinde de olabilir. Her ne kadar depremi biz burada yaşamamış olsak da kendimizi tam olarak güvende hissetmiyoruz. Ayrıca, öngörülemeyen doğal afetlerden dolayı kontrolün bizim elimizde olmadığını bilmek kaygı ve korkularımızı artırıyor. Buna bağlı olarak bedensel semptomlarımız da çoğalıyor. ‘İkincil travma’ dediğimiz durumda da benzer belirtiler yaşayabiliyoruz.” dedi. “Travma sonrası stres bozukluğu için en iyi yöntemlerden biri EMDR terapisi” EMDR terapisinde kişinin yaşanan travmatik anıları yeniden işlediklerini söyleyen Göktaş, “Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) kapsamında, benim de çalıştığım yöntemlerden biri EMDR terapisidir (Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme). Burada, kişinin deprem bölgesinde yaşadığı travmatik anıları alıyor, yeniden işliyor ve danışana, “Bu anılar sizde kalacak ama eskisi kadar etkilemeyecek,” diyoruz. Deprem bölgesine ait bazı görseller, zihnimize kazınan ama bir türlü gitmeyen resimler vardır; EMDR terapisiyle bu görüntüleri de çalışabiliyoruz. Beden duyumunu, duyguyu, görüntüyü ve bizi rahatsız eden tüm unsurları tek tek ele alıyoruz. Deprem bölgesinde yaşayan kişilerde de EMDR en hızlı geri dönüş aldığımız terapi yöntemlerinden biri. Her sene depremin yıldönümünde, o olayı yaşamış veya yaşadığı dönemde atlattığını düşündüğü halde tekrar korkularının depreştiğini söyleyerek başvuran danışanlarımız oluyor ve onlarla da çalışmalar yapıyoruz. Bu yöntem, TSSB’de kullanılan en etkili terapi yöntemlerinden biri olarak kabul ediliyor. Ancak EMDR sadece TSSB’ye yönelik bir terapi yöntemi gibi görünse de; panik atak, korkular, kaygılar, özgüven problemleri, fobiler, yas süreçleri, OKB (Obsesif Kompulsif Bozukluk) gibi pek çok alanda da başarıyla uygulanabiliyor.” ifadelerini kullandı.
Source: Internet Haber
Mesut Hançer”in sözleri yürekleri dağladı: Geldi gelecek diye gözümüzün önünden gitmiyor
“Asrın felaketi” olarak nitelenen 6 Şubat 2023″teki depremlerin merkez üssü Kahramanmaraş”ta, enkaz altındaki kızının elini tuttuğu fotoğrafla gündeme gelen baba Mesut Hançer”in acısı ilk günkü gibi tazeliğini koruyor. DEPREMİN İKİNCİ YILINDA KIZININ MEZARINI ZİYARET ETTİ Ebrar Sitesi”nde enkazın altında kalan 16 yaşındaki kızı Irmak Leyla Hançer”in elini tuttuğu fotoğraf karesiyle akıllara kazınan acılı baba Hançer, depremin ikinci yılında kızının mezarını ziyaret etti. “ATEŞ HİÇBİR ZAMAN SÖNMÜYOR” Baba Hançer, 6 Şubat depremlerinin etkisini halen yaşadıklarını belirtti. O günleri atlatamadıklarını dile getiren Hançer, “2 sene oldu bugün. Ateş hiçbir zaman sönmüyor, daha beter alevleniyor. Kızımın mezarına sürekli ziyarete geliyoruz. Çok zor bir şey, acısı hiçbir zaman geçmeyen bir şey.” dedi. “BURADA YATMASI BİLE ÇOK ZOR GELİYOR” Kızıyla çok iyi anlaştığını belirten Hançer, “Şu an evladımın kabrine çiçek dikip suluyoruz. Ona dua ettik, ömrü yetmedi kızımın. Burada yatması bile çok zor geliyor. Böyle olmasını beklemiyorduk. 6 Şubat hiçbir zaman geçmiyor. Daha beter, kötü oluyoruz günden güne. Her taraftan (kızımı) bekliyoruz. Geldi gelecek diye gözümüzün önünden gitmiyor.” diye konuştu.
Source: Erdem Aksoy
İnsan hakları örgütlerine göre, ABD lityum madenciliği ile yerlilerin haklarını ihlal ediyor
Nevada eyaletindeki Thacker Pass lityum madenindeki faaliyetlerin yerli halkların haklarını ihlal ettiğine yönelik eleştiriler sürüyor.
Son olarak, İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) ve Amerikan Sivil Özgürlükler Birliği (ACLU), “Halkımızın Toprakları, Sonsuza Kadar: ABD”nin Lityum Arayışında Numu/Nuwu ve Newe”lere (yerli halklar) Yönelik İnsan Hakları İhlalleri” başlıklı 133 sayfalık raporunda söz konusu hak ihlallerine dikkati çekti.
Raporda, ABD yönetiminin Lithium Americas şirketine burada işletme izni vermesinin bölgede yaşayan yerli halkların dini ve kültürel faaliyetler için toprağa erişimini engellediği vurgulandı.
Yerlilerin görüşü alınmadı
Bunun yerli halkların uluslararası insan hakları hukuku ve standartları kapsamındaki din, kültür ve atalarının topraklarına ilişkin haklarının ihlali anlamına geldiği aktarılan açıklamada, madencilik faaliyetine izin verilmesi için yerli halkın görüşlerinin de alınmadığı kaydedildi.
Raporda, Washington yönetimi, yerli halkların rızası alınana kadar Thacker Pass”taki inşaatı durdurmaya ve mevcut ve gelecekteki tüm maden izin süreçlerinin uluslararası insan hakları standartlarına uygun olmasını sağlamaya çağrıldı.
Eylül 2023 ile Ocak 2025 arasında HRW ve ACLU”nun, madenin etkileri hakkında 41 yerli topluluk üyesi, gazeteci, avukat ve uzmanla görüştüğüne değinilen raporda, ayrıca, davaların, bilimsel çalışmaların, haberlerin, sosyal medyanın, uydu görüntülerinin ve çevre haritalarının incelendiği kaydedildi.
Raporda görüşlerine yer verilen, adı paylaşılmayan bir yerli topluluk üyesi, konu hakkında “Sürekli “istişare, istişare” deyip duruyorlar. Sanırım yaptıklarını düşündükleri şey bu. Ama aslında bunu yapmadılar.” ifadelerini kullandı.
Öte yandan, yerliler madenin sağlık, çevre ve su haklarını tehdit ettiğine dair korkularını da dile getirdi.
HRW”den Abbey Koenning-Rutherford da şunları kaydetti:
“Thacker Pass projesi, ABD madencilik yasalarının ve izin sürecinin yerli halkların haklarını nasıl hiçe saydığını gösteriyor. ABD federal ve eyalet madencilik kurumları, maden izinlerini düzenleyen yönetmelikleri acilen gözden geçirerek yerli halkların özgür, önceden ve bilgilendirilmiş rıza hakkına ilişkin uluslararası standartlarla uyumlu hale getirmelidir.”
Nevada merkezli çevre hakları kuruluşu Great Basin Resource Watch”tan yapılan açıklamada ise bölgede lityum çıkarılırken ortaya çıkan zehirli atıkların toplanması halinde 350 metre yüksekliğe ulaşabileceği kaydedildi.
Açıklamada, bu yığının, “zehirli atıkların çevreye yayılmasına yol açacak feci bir sorun” ile sonuçlanabileceği uyarısı yapıldı.
Maden sık sık eleştirilerin hedefi oluyor
Thacker Pass, dünyanın bilinen en büyük lityum kaynaklarından biri.
Lityum, elektrikli araçların dünya çapında yayılmaya başlamasının ardından bu taşıtların pilleri için hayati öneme sahip.
2027″de faaliyete geçmesi öngörülen Thacker Pass lityum sahasına yönelik, “çevreye vereceği zarara ve yerlilerin rızasının alınmadığına dair” sık sık eleştiriler yöneltiliyor.
ABD Arazi Yönetimi Bürosu’nun bu bölgede 2021’de lityum madenciliği projesine onay vermesinin ardından birçok gösteri düzenlenmişti.
Çevre, insan hakları ve yerli halkların haklarını savunan çok sayıda STK, lityum madenciliği sonucu oluşacak çevresel zararlar ve yerlilerin haklarını ihlal edeceği gerekçesiyle hükümetin kararını protesto ediyor.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
Source: