“Çevre Gündemi – Doğa, İklim ve Sürdürülebilirlik Haberleri”

Üsküdar”da toprak kayması nedeniyle 2 bina tahliye edildi

Küplüce Mahallesi Atlas Çiçeği Sokak”taki bitişik iki binanın bahçe kısmında henüz bilinmeyen bir nedenle toprak kayması meydana geldi.Toprak kayması esnasında çıkan gürültü nedeniyle bina sakinleri kendi imkanlarıyla dışarı çıktı.İhbar üzerine belirtilen adrese polis, itfaiye, AFAD ve zabıta ekipleri sevk edildi.AFAD ekiplerinin yaptıkları incelemeler sonrası iki bina tedbir amaçlı tamamen tahliye edilerek, zabıta ekiplerince mühürlendi.Bina sakinlerinden Ömer Faruk Düztaş, gazetecilere, olayın uyurken meydana geldiğini ve büyük bir gürültü duyduklarını söyledi.İki kez üst üste aynı gürültünün yaşandığını ve korktuklarını belirten Düztaş, “İki gürültü arasında 10-15 dakika var. Bahçede toprak kayması olduğunu fark ettik. Tüm bina sakinleri olarak dışarı çıktık. Tedbir amaçlı evler tahliye edildi. Bina sakinleri olarak bu geceyi otellerde veya akrabalarımızın yanında geçireceğiz. Binanın durumu ise yarın netlik kazanacak.” dedi.

Source: Www.star.com.tr


Palet fabrikası alevlere teslim oldu

Ankara”nın Sincan ilçesinde bir palet fabrikasında yangın çıktı. Sincan Organize Sanayi Bölgesi”nde yer alan fabrikanın yangın nedeniyle yoğun dumanlar yükseldi.

Olay yerine hızla intikal eden itfaiye, 112 Acil Sağlık ve polis ekipleri, yangına müdahale etmek için yoğun çaba sarf etti. Ekipler, yaklaşık iki saat süren çalışmalar sonucunda yangını kontrol altına almayı başardı.

Yangının çıkış nedenine ilişkin incelemeler ise devam ediyor.

Source:


Virüslü domates tohumları, havaalanında yakalandı

Tarım ve Orman Bakanlığı Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğünün, sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, Antalya Havalimanı nda ülkeye girişi yapılmak istenen 11 kilo 500 gram Çin menşeili domates tohumunun ele geçirildiği belirtildi. Havalimanında görevli inspektörler (bakanlık tarafından eğitilmiş ve resmi kontrol yetkisi verilmiş kontrol görevlisi) tarafından tohumun kontrol edildiği kaydedilen açıklamada, Kontrol ve alınan numunelerde Tomato Mottle Mosaic Virus (ToMMV) (domates benekli mozaik virüsü) tespiti nedeniyle mahrecine iade edilmiştir ifadesine yer verildi. *Haberde AA nın arşiv fotoğrafı kullanılmıştır. *Görsel temsili

Source: Habertürk


Öğrencilerin merakı gerçeği ortaya çıkardı: Kargaların getirdiği cisim hayrete düşürdü… ‘Sıra dışı bir durum, rögar kapakları etrafında daha çok bulunuyor’

Göktaşı, evrende milyarlarca yıl boyunca oluşan ve dünya atmosferine girerek yeryüzüne ulaşan kozmik nesneler. Bu taşlar, uzayın derinliklerinden gelen sıra dışı örnekler olarak, bilim insanlarına gezegenimizin geçmişi ve evrenin oluşumu hakkında önemli bilgiler sunuyor. Her yıl, çeşitli boyutlarda meteoritler dünyaya düşerken, bu olaylar bilimsel araştırmaların dışında merak uyandıran hikâyelerle de dolu.Bunlardan biri de Sabacı Üniversitesi’nde yaşandı. Bir grup öğrencinin gözlemlediği sıra dışı bir olay, kargaların taşıdığı bir taşın göktaşı olabileceği ihtimalini gündeme getirdi. Üniversite bünyesinde yapılan çalışmalar sonucunda ise taşın göktaşı olduğu doğrulandı.“Kargaların göktaşı taşıdığına dair kesin bir bilimsel kanıt olmasa da parlak nesnelere olan ilgileri nedeniyle bu tür objeleri gagalarında taşıyabildikleri biliniyor” diyen Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Emre Erdem, “Öğrencilerimiz bir karga grubunun havada bir taşı düşürdüğünü gözlemledi ve taşı incelediklerinde onun sıradan bir taş olmayabileceğini düşündüler. Taş, inceleme için bize getirildiğinde yapılan ön analizler meteorit olma ihtimalini ortaya koydu ve detaylı çalışmalar başlatıldı” dedi. Kargaların getirdiği taşlar üniversite bünyesinde inceleniyor / Fotoğraflar: Prof. Dr. Emre Erdem‘KAMPÜS ÇEVRESİNDE YAPILAN GÖZLEMLER, KARGALARIN BAŞKA TAŞLAR TAŞIDIĞINA DAİR BAZI İPUÇLARI DA SUNUYOR’Bu durumun kargaların özellikle parlak veya alışılmadık yapıya sahip taşlara ilgi göstermesiyle açıklanabileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Emre Erdem, “Ancak, kargaların gerçekten göktaşı seçip taşıdığı mı, yoksa rastgele buldukları nesneleri mi gagalarına aldıkları kesin olarak bilinmiyor. Kampüs çevresinde yapılan gözlemler, kargaların başka taşlar taşıdığına dair bazı ipuçları sunsa da bu taşların kökeni henüz netleşmiş değil, incelemelerimiz devam ediyor” dedi ve şöyle devam etti:– Olayın kendisi oldukça sıra dışı ve ilgi çekici, biz de çok şaşırdık. Kargaların göz yapısı, insan gözünden farklı ve ışığa duyarlılıkları da değişiklik gösterir. İnsan gözünde üç tür koni hücresi bulunurken, kargalar dahil birçok kuş türü dördüncü bir koni hücresine sahip. Bu da onların ultraviyole ışığı da görebilmelerini sağlar.– Ayrıca, kuşların görme sistemi hareket eden ve parlak nesneleri daha iyi algılayacak şekilde gelişmiş. Bu nedenle, göktaşı arayışında kuşlar doğal bir avantaja sahip. Yüksekten bakış açıları ve parlak nesneleri algılama yetenekleri sayesinde yerdeki farklı taşları daha kolay algılıyorlar. Benzer bir prensiple, insanlar da göktaşı aramalarında drone teknolojisini geliştirdi. Özellikle kutuplardaki geniş beyaz zemin üzerinde koyu renkli göktaşlarını tespit etmek için drone teknolojisi günümüzde sıkça kullanılıyor.Alıntı Metni‘RÖGAR KAPAKLARI ETRAFINDA DAHA ÇOK BULUNUYOR’Göktaşlarının daha çok bulunduğu yerlere de değinen Prof. Dr. Emre Erdem, “Göktaşı, yağmur sularının taşıdığı çakıl taşları arasında, özellikle rögar kapakları etrafında ve çatıların yağmur suyu giderlerinin altında biriken küçük çakılların bulunduğu yerlerde olabiliyor” dedi.Bu alanların yer altındaki göktaşı parçacıklarının yüzeye çıkmasını kolaylaştırdığını söyleyen Prof. Dr. Erdem, “Göktaşlarının belirgin özellikleri vardır; güçlü bir mıknatıs ile göktaşı aramak etkili olabilir, çünkü mıknatısa yapışan taşların göktaşı olma ihtimali yüksek. Ayrıca, kutuplarda göktaşı aramak çok daha kolay; beyaz kar ve buz örtüsü üzerinde koyu renkli taşlar kendilerini hemen fark ettirir” ifadelerini kullandı. Sabancı Üniversitesi Nano Tanı İçin Fonksiyonel Yüzey ve Ara Yüzeyler Araştırma ve Uygulama Merkezi (EFSUN) Direktörü Prof. Dr. Emre ErdemÜLKEMİZDE GÖRÜLEN GÖKTAŞI SAYILARINA DAİR BİR VERİ VAR MI?Türkiye’ye düşen göktaşlarına dair spesifik yıllık verilerin sınırlı olduğunu söyleyen Prof. Dr. Emre Erdem, “Ancak, Türkiye’de kaydedilmiş bazı önemli meteorit düşüşleri bulunuyor. Örneğin, 2 Eylül 2015’te Bingöl’ün Sarıçiçek Köyü’ne düşen meteorit, bilimsel araştırmalara konu olmuştu. Bu tür olaylar nadir olmakla birlikte, Türkiye’de de zaman zaman göktaşı düşüşleri kaydediliyor” ifadelerini kullandı. GÖKTAŞI SANILDIĞI KADAR MADDİ OLARAK DEĞERLİ BİR ŞEY Mİ?Bingöl Sarıçiçek köyüne düşen göktaşı köyde umut kapısı da olmuştu. Vatandaşların örnekleri toplayıp koleksiyonerlere sattığı öne sürüldü. Peki, göktaşı sanıldığı kadar maddi olarak değerli bir şey mi? Göktaşı bulduğumuzda ne yapmalıyız?Bu soruma “Göktaşlarının maddi değeri her zaman yüksek olmayabilir” cevabını veren Prof. Dr. Emre Erdem, şu bilgilerin altını çizdi:– Tarlalarına veya bahçelerine düşen taşların sahibi olan vatandaşlar, bu taşların gerçek bir değer taşıyıp taşımadığını sorguluyor. Bu noktada, Türkiye’nin birçok yerinden e-postalar alarak, “Böyle bir taş buldum, göktaşı olabilir mi?” şeklinde sorular yöneltiliyor. Göktaşının gerçek olup olmadığını anlamanın en doğru yolu bilimsel testler yapmaktır; ancak bu testler maliyetli ve zaman alıcıdır.– Bu nedenle, göktaşı bulduğunuzda en önce bu taşları üniversitelere veya araştırma merkezlerine teslim etmek en doğru yaklaşım. Araştırmaların uzman araştırmacılar tarafından yapılması ve bilimsel değerlendirmeler sonucunda bir sonuca ulaşılması, en güvenilir yol olarak öne çıkıyor. Bu bağlamda, üniversiteler ve araştırma merkezleri önemli roller üstleniyor. ‘HER GÜN YAKLAŞIK 100 TON UZAY TOZU VE MİKROMETEOROİT DÜNYA ATMOSFERİNE GİRİYOR’Dünyaya çeşitli boyutlarda meteoroitler çarptığını ve büyük meteoroitlerin yanı sıra mikro ve makrometeoroitlerin de gezegenimize sürekli olarak düştüğünü söyleyen Prof. Dr. Emre Erdem,“Mikrometeoroitler, genellikle 1 mikrometre ile 1 mm arasında değişen çok küçük uzay parçacıkları ve her zaman dünyaya düşerek sürekli devam eden bir süreç oluşturur” dedi ve ekledi:“Atmosfere giren mikrometeoroitlerin büyük çoğunluğu tamamen yanarak buharlaşır ve fark edilmez, ancak bazıları yeryüzüne ulaşabilir. Kaynaklara göre, her gün yaklaşık 100 ton uzay tozu ve mikrometeoroit dünya atmosferine girerken, saatte binlerce mikrometeoroit gezegenimize ulaşmakta ve her yıl yaklaşık 40 bin ton mikrometeoroit ve kozmik toz yeryüzüne düşmekte. Göktaşı yağmurları sırasında bu düşüşlerde artış gözlemlenebilir, ancak gezegenimizin uzayda hareketi nedeniyle bu olay sürekli devam eder.” Bingöl”ün Sarıçiçek köyüne düşen meteoritlerden sonra araziye çıkarak göktaşı aramak vatandaşlar için umut kapısı olmuştu / Fotoğraf: Anadolu AjansıEN DEĞERLİ GÖKTAŞI HANGİSİ? “Bir göktaşının en değerli olarak kabul edilmesi, nadirliği, bilimsel önemi, piyasadaki maddi değeri ve tarihî-kültürel etkisi gibi faktörlere bağlı” diyen Prof. Dr. Emre Erdem, şöyle devam etti:– Dünyaya düşen göktaşlarının çoğu taşlı meteoritler olsa da demir meteoritler, palasitler ve özellikle Mars veya Ay kökenli meteoritler taşıdıkları bilimsel bilgiler nedeniyle çok daha değerli. Bilimsel açıdan, organik bileşenler içeren Murchison meteoru (1969, Avustralya) gibi göktaşları uzayın erken dönemlerine dair önemli ipuçları sunarken, Fukang (Çin”de bulunan bir palasit meteorit) gibi olivin kristalleri barındıran palasit meteoritler hem koleksiyoncular hem de müzeler için yüksek fiyatlara alıcı bulabiliyor.– Ayrıca, 1492’de Fransa’ya düşen Ensisheim meteoru gibi tarihi olaylarla bağlantılı göktaşları da büyük ilgi görüyor. Ensisheim meteoru, 7 Kasım 1492’de Fransa”nın Ensisheim kasabasına düşen ve Avrupa’da düşüşü kaydedilen en eski meteoritlerden biri. O dönemde halk, bu olayın dini veya politik bir işaret olduğuna inanmış, hatta Roma İmparatoru Maximilian I, bu taşı bir savaş alameti olarak görerek muhafaza edilmesini emretmiş. Meteoritin parçaları, farklı kişilere verilmiş ve yıllar içinde bazı kısımları kaybolmuş. Ancak büyük bir kısmı bugün hala Ensisheim’de sergileniyor. Bu olay, göktaşlarının dünya dışı kökenine dair bilimsel anlayış gelişmeden önceki kültürel algıyı gösteren önemli bir örnek ve tarih boyunca meteoritlerin yalnızca bilimsel değil, aynı zamanda toplumsal ve siyasi etkileri de olabileceğini ortaya koyuyor.

Source: İsmail Sari


Elektik talebinin lokomotifi gelişmekte olan ülkeler!

Uluslararası Enerji Ajansı”nın (IEA) Elektrik 2025 raporunda yer alan verilere göre, dünya genelinde elektrik tüketimi son yılların en hızlı artışını kaydetti.
Bu artıın 2027″ye kadar yıllık yaklaşık yüzde 4 büyümesi ve söz konusu artıın yüzde 85″inin gelişmekte olan ülkelerdeki elektrik kullanımından dolayı olacağı tahmin ediliyor.
Japonya”nın elektrik tüketiminden daha fazla…

Küresel elektrik talebindeki büyümenin 2027″ye kadar her yıl Japonya”nın yıllık elektrik tüketiminden daha fazla miktara eşdeğer olacağı öngörülüyor.
Bu artışın başlıca nedenleri arasında sanayi üretiminde elektriğin daha yoğun kullanımı, klima talebindeki yükseliş, ulaşım sektörünün öncülüğünde hızlanan elektrifikasyon ve veri merkezlerinin hızlı yaygınlaşması yer alıyor.
Yükselen ve gelişmekte olan ekonomilerden kaynaklı
Önümüzdeki 3 yılda küresel elektrik talebindeki ek artışın büyük bölümü, toplam talep büyümesinin yüzde 85″ini oluşturan yükselen ve gelişmekte olan ekonomilerden kaynaklanacak.

Bu eğilim, özellikle Çin”de belirgin şekilde hissediliyor. 2020″den bu yana elektrik talebi, ülkenin genel ekonomik büyümesinden daha hızlı artıyor. Çin”in elektrik tüketimi 2024″te yüzde 7 yükselirken, 2027″ye kadar yıllık ortalama yüzde 6 büyüyeceği hesaplanıyor.
ABD”de elektrik talebinde güçlü bir artış bekleniyor
Çin”deki talep artışına kısmen sanayi sektörü öncülük ederken, geleneksel enerji yoğun sektörlerin yanı sıra hızla büyüyen elektrik yoğun üretim faaliyetleri de bu süreçte önemli rol oynadı. Güneş panelleri, bataryalar, elektrikli araçlar ve ilgili malzemelerin üretimi talebi artıran unsurlar arasında yer alırken, klima kullanımı, elektrikli araçların yaygınlaşması, veri merkezleri ve 5G ağları da büyümeye katkı sağladı.
ABD”de elektrik talebinde güçlü bir artış beklenirken, gelecek 3 yılda ülke genelinde Kaliforniya”nın mevcut elektrik tüketimine eşdeğer miktarın sisteme ekleneceği öngörülüyor.
AB”de daha sınırlı bir talep artışı görülebilir

AB”de ise talep artışının daha sınırlı olacağı tahmin ediliyor. Enerji krizinin etkisiyle 2022 ve 2023″te yaşanan keskin düşüşlerin ardından talebin ancak 2027″de 2021 seviyelerine ulaşması tahmin ediliyor.
Rapora göre, özellikle yenilenebilir enerji ve nükleer gibi düşük emisyonlu enerji kaynaklarındaki büyümenin, küresel elektrik talebindeki artışı 3 yıl boyunca karşılamaya yeteceği öngörülüyor.
Özellikle, güneş enerjisi üretiminin 2027″ye kadar küresel elektrik talebindeki büyümenin yaklaşık yarısını karşılayacağı öngörülüyor. Bu büyüme, maliyet düşüşleri ve politika desteğiyle desteklenecek.
Yıllık elektrik üretiminde güneş enerjisinin payı
Geçen yıl, AB”de güneş enerjisi üretimi, kömürden daha fazla olurken, güneş enerjisinin elektrik karışımındaki payı yüzde 10″u aştı.
Çin, ABD ve Hindistan”da da 2027″ye kadar güneş enerjisinin yıllık elektrik üretimindeki payının yüzde 10″a ulaşması bekleniyor. Aynı zamanda, nükleer enerji güçlü bir geri dönüş yapıyor ve 2025″ten itibaren elektrik üretiminin, bu dönemde her yıl yeni zirvelere ulaşacağı öngörülüyor. Söz konusu eğilimler sonucunda, küresel elektrik üretiminden kaynaklanan karbondioksit emisyonlarının, 2024″te yaklaşık yüzde 1 artış göstermesinin ardından önümüzdeki yıllarda duraklama noktasına gelmesi bekleniyor.
Elektrik sistemlerinin karşılaştığı büyük zorluklar
Geçen yıl elektrik sistemlerinin karşılaştığı bazı büyük zorlukların da incelendiği raporda, ABD”deki fırtınalar, Atlantik”teki kasırgalar, Brezilya ve Avustralya”da aşırı hava koşullarının neden olduğu elektrik kesintileri ve Ekvador, Kolombiya ve Meksika”da hidroelektrik enerjiyi azaltan kuraklıklara değiniliyor.
IEA Enerji Piyasaları ve Güvenliği Direktörü Keisuke Sadamori, rapora ilişkin değerlendirmesinde, küresel elektrik talebindeki hızlanmanın, dünya genelindeki enerji sistemlerinde yaşanan değişiklikleri ve yeni bir “Elektrik Çağı”na yaklaşıldığını gösterdiği aktardı.
Söz konusu durumun, hükümetler için güvenli, uygun fiyatlı ve sürdürülebilir elektrik arzını sağlama konusunda zorluklar da ortaya çıkardığına değinen Sadamori, “Gelişmekte olan ve kalkınmakta olan ekonomilerin, önümüzdeki yıllarda küresel elektrik talebindeki büyümenin büyük bir kısmını yönlendirmesi beklenirken, gelişmiş ekonomilerde de görece bir duraklama döneminin ardından tüketimin artması öngörülüyor. Politika yapıcılarının bu değişen dinamiklere dikkat etmeleri gerekiyor.” ifadelerini kullandı.

Source: Dünya Gazetesi


Faciadan dönüldü! Balina adamı yuttu geri tükürdü

Şili”de denizde keyifli bir gün geçirmek isteyen aile, Macellan Boğazı”ndaki tekne gezisinde korku dolu anlar yaşadı. Baba ve oğlu yarıştığı sırada gencin yanına devasa bir kambur balina yaklaştı. Bir anda suyun yüzeyine çıkan balina, gencin bulunduğu tekeyi bütün olarak yuttu. Olayı büyük bir şaşkınlıkla izleyen babası, yaşananları anbean kameraya kaydederken balina, birkaç saniye boyunca su altında kaldıktan sonra tekrar yüzeye çıkarak genci geri tükürdü. Bu dehşet dolu an herkesi şaşkına şaşkına çevirdi.

Source: Internet Haber


Emine Erdoğan”dan paylaşım: Destek olmaya hazırım

Emine Erdoğan, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, resmi ziyaret kapsamında geldikleri İslamabad”da, Pencap Eyaleti Başbakanı Meryem Navaz Şerif”in ev sahipliğinde düzenlenen “Döngüsel Ekonominin İlerletilmesi: Sürdürülebilirlik İçin Pakistan-Türkiye Ortaklığı” programına katılmaktan memnuniyet duyduğunu belirtti. İklim kriziyle mücadelede başarı için ortaya mutlaka bütüncül bir yaklaşım konulması gerektiğine işaret eden Emine Erdoğan, yapılacaklar listesinin en başında, döngüsel ekonomiyi bir an önce hayata geçirmenin yer aldığını kaydetti. Döngüsel ekonomiye imkan tanındığı takdirde, kirliliğin azaldığı bir gezegene kavuşulabileceğini ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti: “Bu anlamda yerelden küresele yayılarak, sürdürülebilir kalkınma ve döngüsel ekonomi alanında ilham veren bir model olan Sıfır Atık hareketinin serüvenini paylaşmaktan memnuniyet duydum. Dost ve kardeş ülkemiz Pakistan ile de bilgi ve deneyimlerimizi paylaşmaya, çevre dostu uygulamaları yaygınlaştırmak için destek olmaya hazırız. İki ülkenin çevre konularındaki işbirliğinin daimi olmasını diliyor ve dünyaya iyi gelecek nice projede buluşmayı temenni ediyorum.”

Source: Internet Haber


İki maden ocağı kapatıldı

Zonguldak İl Jandarma Komutanlığı ekiplerince ruhsatsız işletilen maden ocaklarına yönelik çalışma yürütüldü.

Kent merkezi ve Kilimli ilçesinde ruhsatsız işletildiği belirlenen 2 maden ocağının çevresinde 130 metre ray, 4 vagon, 2 vinç, havalandırma motoru ve 2,5 ton kömür ele geçirildi.

Söz konusu maden ocakları, Türkiye Taşkömürü Kurumu ekiplerince imha edildi.

Ele geçirilen malzemeler, ocakların orman sınırları içerisinde yer alması nedeniyle Orman Bölge Müdürlüğü ekiplerine teslim edildi.

Öte yandan yakalanan ocak sahibi hakkında adli işlem yapıldı.

Source:


Çernobil”de patlama ve yangın! Zelenskiy açıkladı: “Rusya saldırdı”

Uluslararası Atom Enerji Ajansı”nın (IAEA) Çernobil ekibi dün gece eski Çernobil Nükleer Santrali’nin 4 numaralı reaktörünü koruyan Yeni Güvenli Sınırlandırma (NSC) alanından bir patlama sesi duyduğunu bildirdi. IAEA”nın sosyal medya hesabından yapılan açıklamaya göre, patlama sonucunda bir yangın meydana geldi.
Bir İHA”nın çatıya çarptığı rapor edildi
Olay sonrası IAEA ekibi, bir İHA”nın NSC”nin çatısına çarptığını rapor etti. Yangın güvenliği ekipleri ve araçları hızlı bir şekilde olay yerine müdahale etti. Açıklamada, “Yangın güvenliği personeli ve araçları dakikalar içinde müdahale etti. Şu anda, NSC”nin iç muhafazasında bir ihlal olduğuna dair bir belirti yok. İçerideki ve dışarıdaki radyasyon seviyeleri normal ve stabil. Can kaybı bildirilmedi” denildi.

IAEA Genel Müdürü Rafael Mariano Grossi, olayla birlikte Zaporizhzhya Nükleer Santrali çevresindeki askeri faaliyetlerin arttığına dikkat çekerek, nükleer güvenlik risklerinin devam ettiğini vurguladı. Grossi, “Rehavete yer yok ve IAEA yüksek alarmda kalmaya devam ediyor” ifadelerini kullandı. IAEA, durumu izlemeye devam ettiğini açıkladı.
Zelenskiy”den konuya ilişkin açıklama
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, Rusya”nın bir insansız hava aracı (İHA) kullanarak Çernobil Nükleer Santrali”ne saldırı düzenlediğini duyurdu. Zelenskiy, saldırının santralin yıkılan 4 numaralı reaktörünü koruyan yapıya zarar verdiğini belirtti.
Açıklamaya göre, ilk değerlendirmelere göre hasarın önemli boyutlarda olduğu ifade edilse de, yangının kontrol altına alındığı ve radyasyon seviyelerinde herhangi bir artışın tespit edilmediği aktarıldı. Ayrıca, saldırının küresel güvenliği tehdit ettiği vurgulandı. Zelenskiy, Rusya”nın nükleer tesislere yönelik saldırılarının tehlikeli sonuçlar doğurabileceğini kaydetti.

Source: Dünya Gazetesi


Baraj doluluk oranı yüzde kaç oldu?

İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ) verilerine göre baraj doluluk oranı güncel olarak duyuruluyor. Ömerli, Darlık, Elmalı, Terkos, Alibey, Büyükçekmece, Sazlıdere, Istrancalar, Kazandere, Pabuçdere barajlarındaki son durum merak ediliyor. Peki, 14 Şubat İstanbul Baraj doluluk oranı yüzde kaç oldu?İSKİ BARAJ DOLULUK ORANI KAÇ OLDU? İstanbul Baraj doluluk oranı yüzde 59,82 oldu.Ömerli yüzde 66.12Darlık yüzde 56,61Elmalı yüzde 100Terkos yüzde 60,59Alibey yüzde 46,94Büyükçekmece yüzde 55,87Sazlıdere yüzde 46,91Istrancalar yüzde 45,18Kazandere yüzde 76,48Papuçdere yüzde 53,95

Source: Habertürk


Van, Hakkari, Muş ve Bitlis”te ulaşıma kar engeli

Van Büyükşehir Belediyesinden yapılan açıklamaya göre, kar ve tipi nedeniyle kent genelinde 74 mahalle ile 161 mezraya ulaşım sağlanamıyor.Karla mücadele ekipleri, söz konusu yolların açılması için çalışmalarını sürdürüyor.Kent merkezi ve Başkale ilçesinde belediye ekipleri, kar yağışının ardından cadde ve kaldırımlarda kar küreme çalışması başlattı.Esnaf da iş yerlerinin önündeki kar birikintilerini temizledi.- HAKKARİKentte dün akşam saatlerinde başlayan yağış nedeniyle kent merkezinde kar kalınlığı 30 santimetreye ulaştı.Vatandaşlar, ev ve iş yerlerinin önü ile çatılarda kar temizliği yaptı.İl Özel İdaresinden alınan bilgiye göre, kent genelinde 284 köy ve mezra yolu ulaşıma kapandı.Karla mücadele ekipleri, yolların açılması için kırsal bölgelerde çalışmalarını sürdürüyor.Belediye ve Karayolları ekipleri de kent merkezi ve ana güzergahlarda kar küreme ve tuzlama çalışması yapıyor.Yüksekova”da etkili olan kar yağışıyla ilçe merkezi beyaza büründü, araçlar karla kaplandı.Vatandaşlardan Barış Sürek, “Dün hava güneşliydi, kar yağışı bizim için sürpriz oldu. Diyarbakır”a gidecektim. Yağıştan dolayı gidip gitmeyeceğimiz belli değil.” dedi.- MUŞMuş”ta dün gece etkisini artıran kar nedeniyle 250 köy yolu ulaşıma kapandı, kent merkezinde kar kalınlığı 35 santimetreye ulaştı.Bazı araçların karla kaplandığı kentte, esnaf da iş yerinin önündeki kar birikintilerini temizledi.Muş İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Şeyhmus Yentür, kentte dün gece kar yağışının etkili olduğunu söyledi.Kar nedeniyle 250 köy yolunun kapandığını ifade eden Yentür, yolların açılması için ekiplerin sahada olduğunu belirtti.Malazgirt Karayolları 116. Bölge Şefliği ekipleri de dün geceden itibaren ana arterlerde yol açma çalışması yaptı.Yetkililer, vatandaşları don ve buzlanmaya karşı dikkatli olmaları konusunda uyardı.- BİTLİSBitlis”te etkili olan kar nedeniyle kent merkezi beyaza büründü.Belediye ekipleri cadde ve sokaklarda karla temizleme çalışması başlattı.İl Özel İdaresi Yol ve Ulaşım Hizmetleri Müdürü Ümit Kurtkan, kardan dolayı 219 köy yolunun kapandığını belirtti.Ekiplerin sahada gece gündüz çalıştığını ifade eden Kurtkan, yolları kısa sürede açmayı hedeflediklerini dile getirdi.Ahlat ilçesinde güne karla uyanan vatandaşlar, ev ve iş yerlerinin önünü ve araçlarının üzerinde biriken karları temizledi.Vatandaşlardan Semih Bahadur, dün geceden bu yana kar yağışının etkili olduğunu belirterek, kar sonrası güzel görüntülerin oluştuğunu kaydetti.

Source: Www.star.com.tr


Rusya Çernobil Nükleer Santrali”ni vurdu! Zelenski: Zarar büyük

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, Rus insansız hava aracının gece boyunca Çernobı̇l Nükleer Santrali”ndekı̇ radyasyon sığınağını vurduğunu duyurdu.Açıklamasında, “Dün gece, yüksek patlayıcılı bir savaş başlığına sahip bir Rus saldırı uçağı, Çernobil Nükleer Santrali”nin yıkılan 4″ncü güç ünitesinde dünyayı radyasyondan koruyan sığınağı vurdu. Çernobil Nükleer Santrali”ndeki sığınak İHA tarafından hasar görmüş ve yangın söndürülmüştür. Şu an itibarıyla radyasyon seviyeleri artmamış ve sürekli olarak izlenmektedir. İlk değerlendirmelere göre, sığınakta meydana gelen hasar önemli boyuttadır” dedi.

Source: Www.star.com.tr


Karla kaplı Ağrı Dağı çetin kışta da dağcıları ağırlıyor

İlçede bulunan Ağrı Dağı, 5 bin 137 rakımlı zirvesiyle daha çok yaz ayları başta olmak üzere, her mevsim yerli ve yabancı dağcıların rotası içinde yer alıyor.

Kışın çetin geçmesi nedeniyle tırmanışların azaldığı Ağrı Dağı”nda, Türkiye Dağcılık Federasyonunca kış faaliyetleri için düzenlenen program kapsamında yurdun birçok bölgesinden dağcılar, Doğubayazıt ilçesine geldi.

Minibüslerle tırmanışın başladığı Elle mezrasına ulaşan dağcılar, federasyonun rehberleri eşliğinde zorlu zirve tırmanışına başladı.

Hava sıcaklığının sıfırın altında yaklaşık 15 dereceyi bulduğu ve yükseklik arttıkça zorlu mevsim koşullarının yaşandığı bölgede dağcılar, zirveye ulaşmak için karla kaplı dağda zor bir tırmanış gerçekleştiriyor.

“Umarım Ağrı Dağı bizi kabul eder, bağrına basar”

Gruptan sorumlu rehber Ayşe Kalkan, AA muhabirine, bugüne kadar Ağrı Dağı”na birçok kez çıktığını ve çıkmaya devam edeceğini söyledi.

Antalya”dan geldiğini belirten Kalkan, “Dileğimiz, bu faaliyeti zirve ve sonrasında sağlıklı bir şekilde sonlandırmak. Umarım Ağrı Dağı bizi kabul eder, bağrına basar ve güzel bir faaliyet olur. Bugün 3 bin 400 rakımda kamp kurmayı düşünüyoruz. Sonraki gün 4 bin 200 metreye kampı taşıyacağız. 3. gün hava izin verirse zirve denemesi yapacağız ama çok fazla rüzgar gözüküyor. Ayın 16″sında zirve denemesi yapmamız çok yüksek ihtimal.” dedi.

Ağrı Dağı”nın Türkiye”nin çatısı olduğunu hatırlatan Kalkan, “Türkiye”yi bir araya toplayan çatı gibi geliyor bana. Ben hiçbir zaman Ağrı Dağı”na gelmekten sıkılmadım, bıkmadım. Yazın, kışın ve her fırsatta ben zaten buradayım. Ağrı Dağı”na ne kadar çıktığımı saymadım. Özellikle kış faaliyetinde gelip dönmüşlüğüm çok fazla. Bir kışta 3-4 defa geldim döndüm. Hep geldim ve hep gelmek istiyorum.” diye konuştu.

“Dağın kendisine ait bir zorluğu var”

Federasyonun Ağrı Temsilcisi Bülent Yüzak ise 35 dağcı ve 3 rehberle tırmanışın yapıldığını belirterek “Dağın kendisine ait bir zorluğu var. Faaliyete katılan arkadaşlarımızın tamamı yaz ve kış eğitimini tamamlamış. Birçoğu defalarca Ağrı Dağı”na çıkmıştır. Türkiye”nin birçok ilinden gelen dağcıları ağırlamaktan gurur duyuyoruz.” ifadelerini kullandı.

Federasyonun antrenörü Sebahattin Kır da her yıl Ağrı Dağı tırmanışı yaptıklarını ifade etti.

Rakım yükseldikçe mevsim koşullarının zorlaştığını vurgulayan Kır, şunları kaydetti:

“Zirve hattında eksi 35 derece havayı göreceğiz. Yüksek bir rüzgar şiddeti var ve soğuğu daha da artıracak. Etkinliğe katılan arkadaşlarımızın tecrübeli ve yeterli donanıma sahipler. Başarılı bir şekilde zirve yapacaklarını düşünüyorum. Daha önce 7-8 defa burada zirve yaptım. Şartlar zor ama üstesinden geleceğimize inanıyorum.”

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source: