“Yemek Dünyası Gündemi: Et Tüketimi Tavsiyeleri ve Sağlık Riskleri”

Bakanlıktan daha az et tüketin tavsiyesi

Türkiye’de milyonlarca çocuk okula aç gidiyor, bayat ekmek ve su ile karnını doyurmaya çalışıyor. Türkiye İstatistik Kurumu’na (TÜİK) göre çocukların yüzde 62.4’ü de sadece ekmek ve makarna ile besleniyor. Vatandaş eti bayramdan bayrama görürken, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ‘Aile Yılı’ adıyla çocuk dergisi yayınladı.

BAYRAMDAN BAYRAMA

Dergide, tasarruf konu edildi ve “Daha az et tüketin” denildi. Derginin ilk sayfasında Cumhurbaşkanı Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan’ın fotoğrafı yer aldı. Dergide Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ‘Aile toplumun çelik çekirdeği, özü, nüvesi, güç kaynağıdır’; Emine Erdoğan’ın ise “Aile güçlü yarınların, barış ve huzur dolu bir dünyanın teminatıdır” sözlerine yer verildi ve dikkat çeken bir detay da yer aldı. Su tasarrufunun önemine vurgu yapılan yazıda, vatandaşa “Daha az et tüketin” denildi. Dergide “Hayvansal gıdalar üretim süreçlerinde yüksek miktarda su kullanımına sebep olmaktadır. Bir kilo sığır eti üretiminde 15 bin 415 litre su kullanılmaktadır” denildi. Vatandaş, “Zaten eti bayramdan bayrama biri getirirse görüyoruz, bu neyin tavsiyesi” diyerek tepki gösterdi.

Source: Deniz Ayhan


Cam parçaları içeren yeşil fasulyeler market raflarından toplanıyor

Fransa genelinde Carrefour Extra markasına ait yeşil fasulye konservelerinin geri çağrıldığı açıklandı. Artı33″ün haberine göre, RappelConso, ürünlerde cam parçalarının bulunabileceğini aktararak, tüketicilere bu ürünleri kesinlikle tüketmemeleri gerektiğini ve iade almalarını önerdi.

geri çağrılan ürün

– Ürün Adı: Carrefour Extra yeşil fasulye (extra-fins, 720 ml)

– Barkod Numarası: 3270190153917

– Lot Numarası: M289-LA03 MADAGASCAR

– Son Tüketim Tarihi: 30 Haziran 2027

– Satış Dönemi: 11 Ocak 2024 – 3 Ocak 2025

Tüketiciler, 14 Nisan 2025’e kadar ürünü satın aldıkları mağazalara iade ederek para iadesi alabilir. Öte yandan benzer bir geri çağırma geçtiğimiz yıl ekim ayında bazı organik marketlerde satılan yeşil fasulye konserveleri için de yapılmıştı.

Source: Haber Merkezi


Kızartıldığında zehirli hale gelen 2 popüler sebze: Türkiye”de çok seviliyorlar

Sağlıklı beslenmeye çalışırken en sık yapılan hatalardan biri de yalnızca tüketilen yiyeceklerin besin değerleri ile ilgilenmektir. Oysa yiyecekleri nasıl hazırladığımız, onların sağlığa zararlı ya da yararlı olmalarında belirleyici bir rol oynamakta. Uzmanlar, yüksek sıcaklıkların etkisiyle mutfaklarda en sık tüketilen sebzelerin dahi “zehirli” bir hale dönüşebileceğine dikkat çekerek, kızartma sevenler için önemli uyarılarda bulundu. KIZARTILMIŞ PATATES AKRİLAMİD KAYNAĞIDIRÇocuklardan yetişkinlere birçok insanın severek tükettiği kızartılmış patates, özellikle derin yağda hazırlanması halinde potansiyel kanserojen maddelerden birkaçını açığa çıkarmakta. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından kanserojen maddeler arasında kabul edilen akrilamid, kızartma olarak hazırlanan patateslerde sık sık görülüyor.

Diyetisyenler, patatesin kızartıldığı yağın sıcaklığı ne kadar artarsa ve pişirme süresi ne kadar uzun olursa, akrilamid birikiminin de o kadar fazla olduğunu hatırlatmakta. Bu tür tüketimler vücutta yaygın olarak kanser hastalıklarına, sinir sistemi hastalıkları ve bunamaya ya da vücuttaki iltihabın artmasına neden olabilir. PATLICANLAR ÇOK FAZLA SOLANİN İÇERİYORDoğal toksinler arasında kabul edilen solanin, fazla miktarda alınması halinde zehirlenmelere yol açabilir. Aşırı solanin alınmasının en yaygın belirtileri arasında mide bulantısı ve kusma, baş dönmesi ve halsizlik bulunuyor. Ancak yapılan uyarılar, hayatınızdan patates ve patlıcanı çıkarmanız gerektiği anlamına gelmiyor.

Akrilamid oluşumunu önlemek için patatesleri haşlamayı veya fırında pişirilmeyi tercih edin.
Patlıcanları pişirmeden önce tuzlu suda bekletmek, solanin seviyesinin düşmesine yardımcı olacaktır.
Doktorlar kızarmış yiyeceklerin tüketimini azaltmayı ve sebzelerin daha sağlıklı hazırlanma yöntemlerini tercih etmeyi öneriyor.

Source: Derleyen: Mustafa Balcı


ESK: 15 gün içerisinde 40 bin baş kasaplık, bununla beraber karkas piyasa arz edeceğiz

Ulusal Kırmızı Et Konseyi Olağan Genel Kurulu gerçekleştirildi. Tarım ve Orman Bakanlığı Atatürk Konferans Salonu’nda düzenlenen “Ulusal Kırmızı Et Konseyi 6. Olağan Genel Kurulu”na Et ve Süt Kurumu Genel Müdürü Mustafa Kayhan, Genel Müdür Yardımcısı Melik Daloğlu, Bakanlık bürokratları, sektör temsilcileri ve üreticiler katıldı. Et ve Süt Kurumu Genel Müdürü Mustafa Kayhan, Ulusal Kırmızı Et Konseyi Genel Kurulunda yaptığı konuşmada sektör paydaşlarına Ramazan ayı öncesinde spekülatif fiyat hareketliliklerine karşı alınan tedbirleri anlattı: “Her yıl olduğu gibi yaklaşan Ramazan ayı öncesinde de spekülatif hareketlilik oluşturan fırsatçılara karşı tedbirlerimizi alıyoruz. Tüketicilerimizin uygun fiyatla kırmızı ete daha rahat ulaşması için piyasaya yeterli düzeyde et ve et ürünleri tedariki planlıyoruz.
Birçok paydaşımızın fikirlerinden istifade ediyoruz ve koordinasyon içinde çalışıyoruz. Arz açığı olan miktarı belirleyip bunun alımını planlıyoruz. Bu Ramazan ayında da daha güçlü bir tedbirle hem kasaplık tedarik ederek, bu ay 15 gün içerisinde yaklaşık 40 bin baş kasaplık, bununla beraber karkas da piyasa arz ediyoruz.
“Rekabet şartlarını yok eden yapıya müsaade etmeyeceğiz”

Bugün et fiyatları ile ilgili konuşulan fiyatlanmaların tamamen spekülatif olduğunu belirten ESK Genel Müdürü Mustafa Kayhan, “Rekabet şartlarını yok eden yapıya asla müsaade etmeyeceğiz. Devletimizin tavrı çok nettir. Aslında Sayın Cumhurbaşkanımızın, Sayın Bakanımızın bu konuda hem hassasiyeti var hem de son derece kararlı bir duruşu var. Haksız kazanca karşıyız. Çünkü serbest piyasa rekabete dayalıdır, tüketicinin de konforlu alışveriş yapacağı uygun fiyatlı ürüne ulaşabileceği bir yapıda olmak zorundadır. Eğer bir organizasyon varsa bir kartelleşme varsa rekabeti önleyici şartlar varsa devletimiz bunun tedbirini almaya son derece muktedirdir. Ülkemizin sürdürülebilir tarım ve hayvancılık potansiyelini harekete geçirecek, verimlilik ve kalite odaklı, hayvan sağlığı ve refahını ön planda tutan yeni projelere devam edeceğiz.” şeklinde konuştu.

Source: Dünya Gazetesi


İTO “Gıdada İsrafa Dur De” kampanyası başlattı

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, “Birleşmiş Milletler verilerine göre, dünyada her yıl 1,5 milyar ton gıda israf ediliyor. İsraf, modern dünyanın trajedisidir. Bir yanda milyar ton gıda çöpe giderken diğer yanda yine BM verilerine göre dünyada en az 9 milyon kişi açlıktan hayatını kaybediyor.” dedi.

İTO, her yıl binlerce ton gıdanın israf edilmesi konusunda farkındalığı artırmak ve gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmak amacıyla “Gıdada İsrafa Dur De” kampanyası başlattı.

İTO öncülüğündeki projeye İstanbul İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, İstanbul İl Ticaret Müdürlüğü, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, İstanbul Ticaret Borsası, İstanbul Ticaret Üniversitesi, Gıda Perakendecileri Derneği, İstanbul PERDER, Birleşmiş Markalar Derneği, Tüm Restoranlar ve Turizmciler Derneği, Turizm Restoran Yatırımcıları ve Gastronomi İşletmeleri Derneği ve Türkiye Oteller Birliği paydaş olarak destek veriyor.

Kampanyanın detaylarının açıklandığı toplantıda konuşan İTO Başkanı Şekib Avdagiç, projenin önemine işaret ederek, gıda israfının, bilinçsiz tüketim ve ihtiyaçtan fazlasını tedarik etme olmak üzere iki teknik nedeni olduğunu söyledi.

Avdagiç, modern zamanlarda iki şeyin birbirine karıştırıldığını belirterek, şunları kaydetti:

“İhtiyaç güdüsüyle yapılan tedariklerde israf yok, doğru tüketim var. Tüketme tutkusu, tükenecek korkusu, reklamların tahriki ya da başka türlü nedenlerle alınan ürünler ise ihtiyacımızdan fazla olduğu için tüketilmeden israf ediliyor. Bu fazlalık, lokantada tabağımıza aldığımız yemek ya da kahvaltılık ise biraz sonra çöpe gidiyor. Ev eksiği gördüğümüz marketten aldığımız fazla gıda maddesi ise “son kullanım tarihi” geçtiği için o da çöpe atılıyor. Dolayısıyla gıda daha tüketilmeden atığa dönüşüyor. Kuşkusuz israf sadece tüketim aşamasında olmuyor. Bu işin en başından itibaren başlıyor yani üretimden mutfağa kadar her aşamayı incelememiz ve bunu minimize etmemiz gerekiyor. Ne yazık ki gıda israfı gelişmiş ülkelerde daha çok.”

“Birleşmiş Milletler verilerine göre, dünyada her yıl 1,5 milyar ton gıda israf ediliyor.” diyen Avdagiç şöyle devam etti:

“İsraf, modern dünyanın trajedisidir. Bir yanda milyar ton gıda çöpe giderken diğer yanda yine BM verilerine göre dünyada en az 9 milyon kişi açlıktan hayatını kaybediyor. Daha trajik olanı şu; biyolojik olarak ayrıştırılan gıda atıkları, metan gazı yaydığı için küresel sera gazı emisyonlarının yüzde 6″sından fazlasını oluşturuyor. Bir başka ifadeyle biz sadece gıdamızı israf etmiyoruz, o israf sebebiyle küresel iklimin olumsuz yönde değişmesine de katkıda bulunuyoruz.”

“Türkiye’de “israfa dur” demek, israfı azaltacak her girişim, milli bir görev olmanın yanı sıra bir insanlık vazifesi”

Olumsuzlukları ortadan kaldırmak için BM”nin, 2030 yılına kadar gıda kaybını ve israfını yarı yarıya azaltma hedefini koyduğunu anımsatan Avdagiç, ABD’den Almanya’ya tüm ülkelerin, bu hedefe ulaşabilmek için kampanyalar yaptığından bahsetti.

Avdagiç, “Ülkemizde rakamlar çok net değil ama elimizdeki verileri toparladığımızda, yaklaşık yılda 19-20 milyon tonluk bir israf var, bunun parasal karşılığı 1 trilyon 570 milyar lira. Türkiye”nin 2025 bütçesinin 14,5 trilyon lira olduğunu dikkate alırsanız bütçemizin yaklaşık yüzde 12″si kadar bir israf var.” ifadelerini kullandı.

Türkiye”de bu alanda yapılan çalışmalar hakkında bilgi veren Avdagiç, İTO olarak 830 bini aşkın üye ile kendilerinin de israfı önleme bilincinin yaygınlaşmasını önemsediklerine dikkati çekti.

Avdagiç, “Zaman yönetiminden bütün sektörlerdeki üretim ve ürünlere kadar, her alanda israf karşıtı bir bilinci yerleştirmemiz gerekiyor. İsraf karşıtlığının başlangıç noktası gıda israfının önlenmesidir. Biz bu anlayışla yola çıktık. Biz bu proje ile yaygın ve etkin bir israf karşıtlığı oluşturmak istedik. Türkiye’de “israfa dur” demenin, israfı azaltacak her girişimin milli bir görev olmanın yanı sıra bir insanlık vazifesi olduğuna inandık.” değerlendirmesinde bulundu.

Toplantıda verilen bilgiye göre, proje çerçevesinde israfa karşı bilinçlendirme eğitimleri verilecek. Eğitimler, “üreticiler, satıcılar, hizmet sektörü ve okullar” olmak üzere 4 grubu kapsayacak.

Öğrencilere, satıcılara, üreticilere gıda israfını önlemenin yöntemleri anlatılacak. Bildikleri hatırlatılacak, bilmedikleri öğretilecek. Projenin hedefi bu 4 grupta verilecek eğitimlerle İstanbul’da 100 bin ve dolaylı olarak 500 bin kişiye ulaşmak.

45″er dakikalık 2 başlıkta toplam 90 dakikalık eğitimle 5 temel konuda kalıcı bilgi verilecek. Bu çerçevede gıda israfında nerede olduğumuz, mevcut israfın boyutu, en çok hangi ürünlerde ve sektörlerde israf edildiği, bu israfın parasal karşılığı ile önlenmesi halinde kazanımlarımızın ne olduğu ve son olarak iletişim ve farkındalık boyutu katılanlarla paylaşılacak.

Bu eğitimler öğrencilerin yanı sıra ilgili kurum ve kuruluşların çalışanlarına da verilecek.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


Bütçenin yüzde 12″si kadar israf var! İTO’dan gıda israfına karşı dev kampanya

İstanbul Ticaret Odası (İTO), Türkiye’de gıda israfını azaltmak ve farkındalık oluşturmak amacıyla geniş kapsamlı bir kampanya başlattı. “Gıdada İsrafa Dur De” adlı proje, İstanbul’daki kamu kurumları, sivil toplum kuruluşları ve özel sektör temsilcilerinin iş birliğiyle yürütülecek. “Türkiye’de yıllık 19-20 milyon ton gıda israf ediliyor” Proje kapsamında düzenlenen tanıtım toplantısında konuşan İTO Başkanı Şekib Avdagiç, Türkiye’deki gıda israfının korkutucu boyutlara ulaştığını belirterek şunları söyledi:
“Elimizdeki verileri toparladığımızda, Türkiye’de yılda 19-20 milyon ton gıdanın israf edildiğini görüyoruz. Bu israfın parasal karşılığı 1 trilyon 570 milyar lira. Türkiye”nin 2025 yılı bütçesi 14,5 trilyon lira olarak açıklandı. Yani bütçemizin yaklaşık yüzde 12’si kadar bir israf söz konusu.” Avdagiç, israfın sadece ekonomik değil, aynı zamanda çevresel ve insani bir sorun olduğuna dikkat çekerek, BM verilerine göre dünyada her yıl 1,5 milyar ton gıdanın çöpe gittiğini ve buna karşılık 9 milyon insanın açlıktan öldüğünü belirtti. “İhtiyaçtan fazla tüketim israfa yol açıyor”
Gıda israfının temel nedenlerinden birinin bilinçsiz tüketim olduğuna vurgu yapan Avdagiç, şu değerlendirmelerde bulundu: “Tüketiciler, ihtiyaç duyduklarından daha fazla gıda satın alıyor. Market alışverişlerinde son kullanım tarihine dikkat edilmediği için birçok ürün tüketilmeden çöpe gidiyor. Lokantalarda büyük porsiyonlar nedeniyle tabakta kalan yemekler de ciddi bir israf kaynağı. Aynı zamanda tarladan market raflarına kadar olan süreçte de büyük kayıplar yaşanıyor.” “Gıda israfı iklim krizini tetikliyor” Avdagiç, israfın sadece ekonomik bir zarar olmadığını, aynı zamanda çevreye de büyük tehdit oluşturduğunu belirterek, biyolojik olarak ayrışan gıda atıklarının küresel sera gazı emisyonlarının yüzde 6’sından fazlasını oluşturduğunu vurguladı.
“Biz sadece gıdamızı israf etmiyoruz, aynı zamanda küresel iklim krizine de katkıda bulunuyoruz. İsraf edilen gıdalar çürüdüğünde metan gazı salınıyor ve bu, küresel ısınmayı hızlandıran en önemli faktörlerden biri.” İTO’dan 500 bin kişiye ulaşacak büyük kampanya İTO öncülüğündeki “Gıdada İsrafa Dur De” projesi kapsamında öğrenciler, üreticiler, satıcılar ve hizmet sektörü çalışanlarına yönelik farkındalık eğitimleri verilecek. Proje sayesinde 100 bin kişiye doğrudan, 500 bin kişiye ise dolaylı olarak ulaşılması hedefleniyor. 45’er dakikalık iki oturum halinde toplam 90 dakikalık eğitimler düzenlenecek. Eğitimlerde şu konular ele alınacak: * Türkiye’de gıda israfının mevcut durumu ve boyutu* En çok hangi ürünlerin israf edildiği ve ekonomik kayıplar* Gıda israfının çevresel etkileri ve küresel ısınmaya katkısı* Tüketim alışkanlıklarında bilinçli davranış geliştirme yolları* Kamuoyunda farkındalık oluşturmak için neler yapılabilir? Bu eğitimler sadece öğrencilerle sınırlı kalmayacak, aynı zamanda ilgili kamu kurumları, market zincirleri, restoranlar ve gıda sektöründeki diğer aktörlerin çalışanlarına da verilecek. “İsrafla mücadele milli bir görevdir” İsrafın sadece bireysel bir mesele değil, toplumsal ve milli bir sorumluluk olduğunu vurgulayan Avdagiç, sözlerini şu şekilde tamamladı: “Türkiye’de “israfa dur” demek, sadece ekonomik bir zorunluluk değil, aynı zamanda insanlık vazifesidir. Biz bu proje ile yaygın ve etkin bir israf karşıtlığı oluşturmak istiyoruz. İsrafı azaltarak hem ekonomimizi güçlendirebilir hem de çevremizi ve geleceğimizi koruyabiliriz.” İTO’nun öncülüğünde yürütülen bu kampanya, bilinçli tüketim alışkanlıklarını yaygınlaştırarak gıda israfını minimize etmeyi hedefliyor. Türkiye’de ve dünyada israfın önlenmesi için herkesin sorumluluk alması gerektiği belirtilirken, toplumun tüm kesimlerinin bu mücadeleye destek vermesi çağrısında bulunuluyor.

Source: Dünya Gazetesi


Dusan Alimpijevic”in THY EuroLeague hayali! “Beşiktaş ile…”

Sırp başantrenör, 2023″ten bu yana görev yaptığı Beşiktaş”taki hedefleri, Türk basketbolu, A Milli Takım, NBA”de forma giyen milli basketbolcu Alperen Şengün, Basketbol Gelişim Merkezi, NBA”in Avrupa”da lig kurma projesi, THY Avrupa Ligi ve İstanbul”daki yaşantısıyla ilgili AA muhabirlerinin sorularını yanıtladı. Beşiktaş”ta bir basketbol kültürü oluşturmayı amaçladıklarını belirten Alimpijevic, “En önemli nokta istikrar. Sistemde, çok çalışmada, sonuçlarda ve oyuncu gelişiminde istikrarlı olmalıyız. İki sezondur Basketbol Süper Ligi”nde play-off”a kalıyoruz. BKT Avrupa Kupası”nda gruptan çıkıyoruz. İstikrarlı bir şekilde gelişimimizi sürdürmeliyiz.” diye konuştu. Sekizli finallere kaldıkları BKT Avrupa Kupası”nda bu sezonun öncekilere göre daha farklı olduğunun altını çizen Dusan Alimpijevic, şu ifadeleri kullandı: “Birçok takımın önemli yatırımlar yaptığını gördük. Hapoel Tel Aviv, Avrupa Kupası tarihinin en büyük bütçelerinden birini oluşturdu. Valencia ve Bahçeşehir Koleji de bazı THY Avrupa Ligi ekiplerinden daha büyük bütçeli kadrolar kurdu. Birbirimize ve yaptıklarımıza inanıyoruz. Bana göre kararlılık her şeydir. Her kulvarda istikrarlı olmalı ve en iyimizi ortaya koymalıyız. Adım adım ve maç maç düşünüyorum. En büyük hayalim Beşiktaş ile THY Avrupa Ligi”nde oynamak. Beşiktaş; altyapısı, taraftar kitlesi, organizasyonu ve tarihiyle bunu hak ediyor. Yalnız bunu başka şeylerle eşleştirmeye de ihtiyacımız var. İlk başta finansal. Sonra diğer şeyleri ciddi bir şekilde konuşabiliriz. Öncelikle finansal olarak diğer takımlarla baş edebilecek noktaya gelmemiz gerekiyor.” “Türkiye, parlak bir oyuncu geleceğine sahip” Dusan Alimpijevic, Türk basketbolunun iyi bir genç jenerasyona sahip olduğunu belirterek, çok çalışmanın önemine vurgu yaptı. Türkiye”de görev yaptığı sürede genç oyuncuların gelişimine katkı sağlamayı hedeflediğini anlatan 38 yaşındaki başantrenör, “Onların farklı bir seviyeye çıkması ve daha iyi kontratlar almasını istedim. Türkiye, şüphesiz parlak bir oyuncu geleceğine sahip. Türkiye”de çok fazla iyi organizasyon ve programlar var. Çok iyi başantrenörler bulunuyor. Dolayısıyla çok yakında genç kuşak farklı şeyler ortaya koyabilir. Çok çalışmak önemli. Zaman değişiyor. Çok çalışmanın önemini unutuyoruz. Gençlerin daha fazla çalışması lazım.” şeklinde görüş belirtti. “Alperen, basketbolda geleceğin en iyi oyuncularından biri olabilir” Alimpijevic, NBA ekibi Houston Rockets”ta forma giyen ve bu sezon All-Star seçilerek büyük bir başarıya imza atan milli basketbolcu Alperen Şengün”ün inanılmaz bir gelişim gösterdiğini aktardı. 22 yaşındaki basketbolcuyu izlemekten büyük keyif aldığını ifade eden Sırp çalıştırıcı, “Alperen Şengün, sadece NBA”in değil basketbolda geleceğin en iyi oyuncularından biri olabilir. Beşiktaş”tan NBA”e gitmesi ve All-Star seçilmesi kulübümüzün imajı açısından çok iyi. Bu kulüpteki herkesin Alperen ile gurur duyduğuna eminim. Bu, kulübümüz için büyük bir onur. Alperen, çok güzel işer ortaya koydu. NBA”de inanılmaz bir performans gösteriyor. Birçok maçını izledim. Yüksek enerjisi ve oyun zekasıyla baş edilmesi zor bir oyuncu. Ortaya koyduklarını çok beğeniyorum.” değerlendirmesinde bulundu. “Basketbol Gelişim Merkezi inanılmaz” Dusan Alimpijevic, Türk basketbolunun yeni kalesi olma niteliği taşıyan Basketbol Gelişim Merkezi”nin (BGM) bir oyuncunun yetişmesi için bütün imkanları barındırdığını söyledi. BGM ile ilgili övgü dolu ifadeler kullanan Alimpijevic, şu görüşleri paylaştı: “Basketbol Gelişim Merkezi”ne gittim. Orası inanılmaz. Çok iyi salonlar ve spor alanları var. Bir basketbolcunun yetişmesi için bütün imkanlar sunulmuş. Ancak basketbolcu yetişmesi için birçok şeyin ortaya konarak bir araya gelmesi gerekiyor. Tesis, insan gücü ve bilgi. Bunların hepsi bir arada olmalı. Gördüğüm kadarıyla Türkiye”de bunların hepsi sağlanıyor ancak sonuç alınması zaman alacaktır. Türkiye”de 5. yılım ve her şeyin çok iyi gittiğini söylemeliyim. Türkiye”de 80 milyonun üzerinde oldukça genç bir nüfus var. Bu ülke sadece basketbola değil spora birçok yatırım yapıyor. Bunların karşılığında güzel sonuçlar alınacağına inanıyorum. Basketbolda oyuncu yetişmesi için her şey yapılıyor.” “Türkiye”nin madalya için büyük bir şansı var” Sırp başantrenör, A Milli Erkek Basketbol Takımı”nın 2025 Avrupa Şampiyonası”nda madalya kazanabilecek güçte olduğunu dile getirdi. Ay-yıldızlıların başantrenörü Ergin Ataman”ın kulüp kariyerinde birçok kupa kazandığını ve bu başarısını milli takımda da elde etmek istediğini kaydeden Dusan Alimpijevic, “Ergin Ataman, her zaman madalya hedefini vurguluyor. Türk basketbolcular, başantrenörlerinin söylediğine inanmalı. Türkiye”nin Avrupa Şampiyonası”nda gerçekten madalya için büyük bir şansı var çünkü birçok iyi oyuncusu Avrupa”ya döndü. Şampiyonada fiziksel olarak daha iyi olacaklardır. Oyuncuların Avrupa”ya dönmesi avantaj çünkü daha fazla süre ve sorumluluk alıyorlar. Türkiye, her zaman önemli oyunculara sahip bir takım.” ifadelerini kullandı. “Obradovic”i başka biriyle kıyaslamak delice” Alimpijevic, Avrupa”nın en başarılı başantrenörleri arasında kabul edilen vatandaşı Zeljko Obradovic”ten çok şey öğrendiğini belirtti. Partizan”ın başantrenörlüğünü üstlenen Obradovic”in kazandığı başarılarla çok özel biri olduğunu vurgulayan 38 yaşındaki çalıştırıcı, “Obradovic”i başka biriyle kıyaslamak delice. 9 kez Avrupa Ligi”ni kazanmak çok özel bir şey. Obradovic”ten birçok şey öğreniyorum. Aynı ülkenin vatandaşıyız. Ona sorular sorabiliyoruz ve pratik yapabiliyoruz. Bu bizim için büyük bir şey.” diye konuştu. “Türkiye”de yaşamaktan çok keyif alıyorum” İstanbul”da yaşamaktan dolayı mutlu olduğunu dile getiren Dusan Alimpijevic, Türk mutfağından da övgüyle bahsetti. 2020″den bu yana bulunduğu Türkiye”de çok güzel anılar biriktirdiğini anlatan Alimpijevic, şöyle konuştu: “Türkiye”de yaşamaktan çok keyif alıyorum. Ailem de burada yaşadığı için çok mutlu. İstanbul, harika bir şehir. Çok farklı kültürler ve yerlere sahip. Herkes keyif alabilecek bir yer bulabilir. Türk insanı, Sırp insanına çok benziyor. Yaşam tarzı, yiyecek, içecek ve hatta müzik zevki… İki insan da hayattan zevk almayı biliyor. Bu nedenlerle burada yaşamak hiç de zor değil. Geleneksel Türk yemeklerini çok seviyorum. Bana göre Türkiye, en iyi yemeklere sahip ülke. Türk kahvaltısı en iyisi, bayılıyorum. Kebap ve döneri de seviyorum. Çocuklarım mantıyı da seviyor.” “Fenerbahçe Beko, Avrupa”nın en iyi basketbol oynayan takımı” Dusan Alimpijevic, Fenerbahçe Beko”yu THY Avrupa Ligi”nde Dörtlü Final”in en büyük adaylarından biri olarak gösterdi. Sırp başantrenör, THY Avrupa Ligi”nde bu sezona dair görüşlerinin sorulması üzerine, “Fenerbahçe, şu an sadece Türkiye”de değil Avrupa”da da en iyi basketbol oynayan takım. Onlara saygı duyuyorum çünkü sezon başında birçok sakatlık yaşamalarına rağmen çok iyiler. Fenerbahçe, Olympiakos ve Panathinaikos”u Dörtlü Final”in en büyük adayları olarak görüyorum. Dördüncü takım sürpriz olabilir. Monaco, Real Madrid ve Barcelona da büyük takımlar. Onları kenarda tutamayız. Herkes sürpriz yapabilir. Bu, Sırp takımlarından biri bile olabilir.” şeklinde görüş belirtti. “NBA”in lig projesi Avrupa basketbolunu değiştirecek” Alimpijevic, NBA”in Avrupa”da lig kurma projesinin hayata geçmesi halinde kıta basketbolunu kesinlikle değiştireceğini ifade etti. NBA yönetiminin Avrupa”da lig kurma projesine ilişkin düşüncelerini paylaşan Dusan Alimpijevic, “Bu projenin Avrupa basketbolunu kesinlikle değiştireceğini düşünüyorum. Başka ülkelerden de takımlar bu lige dahil olabilir. Londra ve Paris kentleri, NBA için çok önemli. Dubai”den ve Asya”dan bazı takımların Avrupa basketboluna büyük bütçelerle katılacağına dair bilgiler var. NBA, kulüplerden çok şehirlere önem veriyor. NBA için Londra ve Paris gibi şehirlerin önemi büyük. Kim bilir bu belki de Avrupa basketbolunda çok şeyi değiştirecek.” değerlendirmesinde bulundu. “Yönetim değişiklikleri bizi etkiledi” Beşiktaş”ta 4 farklı başkan ve yönetim kuruluyla görev yaptıkları için bazı sorunlar yaşadıklarını aktaran Alimpijevic, şunları kaydetti: “Yönetim değişiklikleri tabii ki bizi etkiledi. Dört başkan görev yaptı. Hepsi yeni bir anlayışla geliyor. Seçim döneminde muhatap bulmakta zorluk yaşıyorsunuz. Geçen sezon kasım-aralık aylarında Matt Mitchell için menajerine sözleşme uzatma teklifi yaptık. Ancak somut bir adım atamadık çünkü kulüpte bu sözleşmeye imza atacak hiç kimse yoktu. Şubat-mart ayına kadar oyuncuya dönüş yapamadık. Oyuncu da Zalgiris”e gitti. Şu an yeni bir yönetim var. Ellerinden geleni yapıyorlar. Burada çalıştığım başkan ve yöneticilerle çok iyi ilişkilerim oldu. Hepsi bizi destekledi. Onlara teşekkür ediyorum.

Source: Fotomaç


Karın bölgesindeki yağları azaltıyor, tansiyonu düşürüyor! Avokadonun faydaları saymakla bitmiyor

Fitosterol, yapısı kolesterole benzeyen bitkisel kökenli bir maddedir. Vücutta bağırsak kolesterol emilimini azaltır. Avokado, fitosterollerin en zengin kaynağıdır.Yapılan çalışmalar her gün 100 gr avokado tüketimi ile kalori kısıtlı diyet uygulamanın LDL (kötü) Kolesterolü düşürdüğünü, HDL (iyi) Kolesterolü yükselttiğini göstermiştir. Bir orta boy avokado (yaklaşık 200g) yetişkin bir bireyin günlük potasyum ihtiyacının beşte birini karşılamaktadır. Zengin potasyum içeriği ve günlük lif ihtiyacının neredeyse yarısını karşılaması sayesinde kan basıncını düşürmeye yardımcıdır. İçeriğindeki zengin tekli doymamış yağ asitleri uzun süre tokluk sağlayarak fazla besin alımını engeller. Böylece yağ kütlesinde azalma sağlar. Yapılan çalışmalar avokadoda bulunan beta-sitosterolün karın bölgesi yağları ve toplam vücut ağırlığını azaltmaya yardımcı olduğunu da göstermiştir. Göz sağlığında önemli olan lutein ve beta-karoten (karotenoid) antioksidanları avokadoda bolca bulunmaktadır.Beta – karoten yağ ile birlikte alınmazsa bağırsaklardan emilemez. Bu bileşenler havuç, tatlı patates, yeşil yapraklı sebzelerde de bulunur ancak bu sebzelerde yağ içeriği çok az olduğu için yeterli emilemez. Çalışmalar, avokadonun karoten içeriğinin diğer yiyeceklere oranla 2-6 kat daha fazla emildiği için göz sağlığına etkisinin daha fazla olduğunu kanıtlamıştır. Bu sayede düzenli avokado tüketerek ilerleyen yaşlarda görme kayıpları, katarakt oluşumu azaltılabilir. Avokado iyi bir K vitamini kaynağıdır. Yarım avokado, günlük K vitamini ihtiyacının yaklaşık %18’ini karşılar.K vitamini, kalsiyumun kemiklerde depolanmasına yardımcı olarak kemik yoğunluğunu korur ve osteoporoz riskini azaltır. Ayrıca avokadodaki magnezyum ve potasyum da kemik sağlığına dolaylı yoldan katkı sağlayan minerallerdir. Avokadonun içerdiği sağlıklı yağlar ve lif, yemek sonrası kan şekeri dalgalanmalarını azaltmaya yardımcı olur. Yağ ve lifin mideyi terk etmesi karbonhidratlardan daha uzun sürdüğü için, avokado öğünlere eklendiğinde karbonhidratların emilimi yavaşlar ve kan şekeri daha sabit seyreder. Bu aynı zamanda daha uzun süre tok kalmanıza yardımcı olur. Kan şekeri dengesi ve tokluk hissi, hem kilo kontrolünde hem de tip 2 diyabet riskinin azaltılmasında önemli faktörlerdir. Folat (B9 vitamini), hamilelikte bebeğin sinir sistemi gelişimi için kritik bir vitamindir. Hamilelikte günde en az 400 µg folat alınması önerilir; tek bir avokado ~160 µg folat sağlayabilir. Yeterli folat alımı, nöral tüp defektlerini ve düşük riskini azaltır.Ayrıca avokadodaki tekli doymamış yağ asitleri de bebeğin beyin ve sinir sistemi gelişimi için gereklidir. Bu nedenle avokado, anne adayları için besleyici bir seçenek olarak öne çıkar. Avokado, mutluluk hormonu olarak bilinen serotonin ve dopamin üretiminde dolaylı rol oynayan folat açısından zengindir. Düşük folat düzeyleri ile depresyon arasında bağlantı bulunmuştur.Folat, beyinde homosistein birikimini önleyerek kan ve besinlerin beyne akışını iyileştirir; aşırı homosistein birikimi, depresyon ve bilişsel sorunlara yol açabilir. İçeriğindeki antioksidanların lösemi hücrelerinin büyümesini engelleyerek kanser karşıtı etki gösterdiği laboratuar çalışmalarında gözlemlenmiştir. Yine içeriğindeki folat bazı kanser türlerinin riskini azaltmada rol oynayabilir.Yeterli folat alımı, kolon, mide, pankreas ve rahim ağzı kanserleri riskini azalttığı tespit edilmiştir. Bir avokado, ~160 µg folat içererek günlük ihtiyacın %20’sini karşılar. Avokado iyi bir lif kaynağıdır – yarım avokado yaklaşık 6-7 gram lif içerir. Bu miktar günlük lif ihtiyacının büyük bir kısmını karşılar. Yüksek lifli besinler tüketmek bağırsak hareketlerini düzenleyerek kabızlığı önler.Ayrıca diyet lifinin bağırsaktaki yararlı bakterileri besleyerek sağlıklı bir sindirim sistemi ortamı oluşturduğu bilinmektedir.

Source: Hurriyet.com.tr


Yıkama ya da ıslatma değil: Pirinci böyle pişirirseniz asla lapa olmayacak

Pirinç çoğu zaman en lezzetli seçeneklerden biridir. İster baharatlı güveçlerle, ister zengin baharatlarla ya da basit bir yan yemek olarak sunulsun her zaman beğenilir. Pirincin popülerliği doyurucu olmasının yanı sıra, lezzetleri hızla içine çekmesiyle de ilgilidir fakat pirinci pişirirken işler bazen karmaşıklaşabilir. Çoğu zaman sulu ve yapışkan olur ama bu durumu önlemenin bir yolu var.

Son zamanlarda sosyal medyada mükemmel pilav yapma yöntemini paylaşan aşçı Sadia Sami, pirinci pişirirken yapmanız gereken basit bir işlemi öneriyor. Bu işlem, pirincinizin daha güzel olmasını sağlamak için oldukça etkili.

İlk olarak, pirinci en az üç kez yıkayın ve ardından pişirmeden önce 30 dakika boyunca suda bekletin. Ardından büyük bir tencerede biraz su kaynatın, içine tuz ekleyin ve süzülen, ıslatılmış basmati pirincinizi ekleyin. Bu adımı makarna pişirme gibi düşünebilirsiniz. Su kaynamaya başladıktan sonra 5 dakika bekleyin, ardından pirinci süzün. Son olarak pirinci tekrar tencereye koyun ve kısık ateşte 10 dakika buharda pişmesini bekleyin. Sonucunda pirincinizin taneleri mükemmel şekilde kabarık ve ayrı olacak.

Öte yandan pirinci pişirmeden önce yıkamanın çok önemli olduğunu belirtiyor. Bu işlem, tanelerdeki fazla nişastayı gidererek pilavın yapışmasını önler ve daha pürüzsüz bir doku elde etmenize yardımcı olur.

Source: Derleyen: Özge Sivas