İsrail”in Gazze’den alıkoyduğu Doktor Ebu Safiyye, İsrail hapishanesinde ilk kez görüntülendi
Görüntüler, dün akşam yayınlanan İsrail’in Kanal 13 Televizyonu Muhabiri Yossi Eli”nin Ebu Safiyye ile yaptığı röportajda ortaya çıktı.
İsrail ordusu tarafından alıkonulan ve işgal altındaki Batı Şeria”da bulunan Ofer Hapishanesi”nde ilk kez görüntülenen Ebu Safiyye”nin yüzünün solgun, elleri ve ayaklarının bağlı olduğu görüldü.
“Neden burada olduğumu bilmiyorum”
Ebu Safiyye, Kanal 13 Televizyonuna verdiği röportajda, hastanesinde Filistinli direnişçilerin tedavi gördüğü yönündeki İsrail iddialarını reddederek, suçunu veya alıkonulma nedenini bilmediğini vurguladı.
Kendisinin bir çocuk doktoru olduğuna ve Kemal Advan Hastanesi’nde geçici olarak çalıştığına dikkati çeken Ebu Safiyye, hastanede herhangi bir İsrailli esiri görmediğini veya herhangi bir esirle ilgilenmediğini ifade etti.
Ebu Safiyye, “Ben sonuçta insani bir mesaj veriyorum ve bizde tedavi görenler sıradan sivillerdi.” dedi.
Neden alıkonulduğunu ve suçunun ne olduğunu bilmediğini vurgulayan Ebu Safiyye, “Neden burada olduğumu bilmiyorum… Bilmiyorum.” diye konuştu.
İsrail’in Yediot Ahronot gazetesinin haberine göre, Ebu Safiyye, İsrail ile Hamas arasındaki ateşkes ve esir değişim anlaşmasının ilk aşaması kapsamında cumartesi günü serbest bırakılacak Filistinli esirler arasında yer alıyor.
İsrail ordusu, 27 Aralık 2024″te Kemal Advan Hastanesi”ni kuşatma altına alarak sağlık personelini ve yaralıları zorla dışarı çıkarmış, baskın düzenlediği hastanenin bazı bölümlerini ateşe vermişti.
Gazze”deki Filistin hükümeti, hastanenin müdürü Ebu Safiyye ve sağlık personelinin İsrail tarafından alıkonulduğunu duyurmuş, akıbetleriyle ilgili bilgi verilmesini istemişti.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
Source:
Gazze’de serbest bırakılan İsrailli esir Berger: Hamas bize Pesah sırasında dua kitabı verdi
Agam Berger, İsrail’in Yediot Ahronot gazetesine verdiği demeçte, Gazze Şeridi’nde esir tutulduğu süreçte Kassam Tugayları mensuplarının kendilerine aralarında Yahudilerin günlük dua kitabı sayılan Siddur kitabının da bulunduğu çeşitli eşyalar verdiğini belirtti.
Kassam Tugayları mensuplarının kendilerine bu eşyaları dağıtmasından dolayı şaşırdıklarını ifade eden Berger, “Nasıl oldu bilmiyoruz ama bize dua kitabı da dahil olmak üzere bazı eşyalar getirdiler. Bu sadece bir tesadüf değildi, tam ihtiyacımız olduğunda ortaya çıktı.” dedi.
Arkadaşlarıyla radyo ve televizyonu takip ederek Yahudi bayramlarının hangi tarihlerde kutlanacağını belirlediklerini, Pesah (Hamursuz) Bayramı”nı kutlayabildiğini ve mayalı ekmek yemeyi reddettiğini belirten Berger, “Mısır unu istedim, bana getirdiler.” diye konuştu.
Kendisini esir tutanların “dindar esirlere” saygı duyduklarına vurgu yapan Berger, Yom Kippur ve Ester Orucu”nu tutabildiğini kaydetti.
Öte yandan İsrail’in Maariv gazetesine de konuşan Berger, esaret altındayken Şabat”ı (Yahudilerin kutsal günü, cumartesi) kutlayabildiğini belirterek, “Bir dönem, Kassam Tugayları mensupları Şabat”tan önce bize mum getirirlerdi.” ifadelerini kullandı.
Gazze Şeridi”ndeki esirlerden İsrailli kadın asker Agam Berger, ikinci tur sonrası krize neden olan Arbel Yehud ve 80 yaşındaki sivil esir Gadi Moses ile 5 Tayland vatandaşı esir, 30 Ocak’taki esir takasının üçüncü turunda serbest bırakılmıştı.
Hamas ile İsrail arasındaki ateşkes ve esir takası anlaşması
Hamas ile İsrail arasında varılan ateşkes ve esir takası anlaşması 19 Ocak Pazar günü TSİ 12.15″te yürürlüğe girmişti.
Anlaşma kapsamında 27 Ocak Pazartesi günü, Netzarim Koridoru Gazze Şeridi’ndeki Filistinlilerin güneyden kuzeye geçişine açılmış, İsrail ordusu 9 Şubat”ta Netzarim Koridoru”ndan çekilmişti.
Gazze Şeridi ile Mısır arasındaki Refah Sınır Kapısı, İsrail ordusunun 8 ay süren işgalinin ardından 1 Şubat”ta hasta ve yaralıların tahliyesi için açılmıştı.
Esir takasının ilk altı turunda, İsrail hapishanelerindeki 1135 Filistinli esir ile Gazze”deki 19 İsrailli ve 5 Taylandlı esir serbest bırakılmıştı.
Üç aşamadan oluşacak ateşkes anlaşmasına göre, 42 günlük birinci aşamada toplam 33 İsrailli esire karşılık 1900’ün üzerinde Filistinli esirin serbest bırakılması bekleniyor.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
Source:
ABD Başkanı Trump, Ukrayna”da seçimlerin zamanının geldiğini söyledi
ABD Başkanı Trump, Florida”dan Washington”a dönerken uçakta basın mensuplarına gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Trump, Ukrayna”da uzun zamandır seçimlerin yapılmadığına işaret ederek, “Artık seçim zamanı geldi. Uzun zamandır seçim olmamıştı. Artık seçim zamanı ve aynı zamanda (ABD”nin Ukrayna”ya sağladığı) tüm paraya ne olduğunu öğrenmenin de zamanı geldi.” dedi.
Rusya-Ukrayna savaşının sona erdirilmesine yönelik Moskova ile başlayan görüşmelerin iyi gittiğini kaydeden Trump, “Rusya ile çok iyi gidiyoruz. Rusya ile onun (Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy”in) yapamadığı bir şeyi yapacağız. Potansiyel olarak milyonlarca insanın daha öldürülmesini durdurmak için Rusya ile bir anlaşma yapabiliriz.” şeklinde konuştu.
“Kartlar biraz Rusya”nın elinde”
“Bence Ruslar savaşın bittiğini görmek istiyor. Kartlar biraz onların elinde çünkü çok fazla toprak ele geçirdiler” ifadesini kullanan Trump, söz konusu müzakerelerde Moskova”nın Kiev karşısında avantajlı olduğunu ima etti.
Ukrayna için 350 milyar dolar harcadıklarını savunan ve bu paranın karşılığında bu ülkeden değerli toprak madenlerine ilişkin bir anlaşma talep ettiklerini söyleyen Trump, daha önce ABD Hazine Bakanı Scott Bessent”i Kiev”e gönderdiğini ancak Zelenskiy”nin önüne konan anlaşmaya imza atmadığını ifade etti.
Macron ve Starmer Washington”a geliyor
Trump, bir soru üzerine İngiltere Başbakanı Keir Starmer ile Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron”un kısa süre içinde Washington”a geleceğini belirtti.
Net bir tarih ifade etmekten kaçınan Trump, “Belki pazartesi olabilir.” dedi.
“Çin Devlet Başkanı Şi ile iyi bir ilişkim var”
ABD Başkanı Trump, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile iyi bir ilişkisinin olduğunu kaydederek, “Devlet Başkanı Şi ile harika bir ilişkimiz olduğunu düşünüyorum. Ama unutmayın, o Çin”i seviyor, ben de ABD”yi seviyorum. Yani burada biraz rekabet var, ancak Devlet Başkanı Şi ile olan ilişkimin harika bir ilişki olduğunu söyleyebilirim.” yorumunu yaptı.
Trump, bir soru üzerine, Çin”le bir ticaret anlaşması yapmalarının da mümkün olduğunu belirtti.
Grönland”a sahip olmak zorundayız
Trump bir soru üzerine, Grönland ile ilgili önceki açıklamalarını bir kez daha yineledi.
ABD Başkanı, “Ulusal güvenlik açısından Grönland”a sahip olmak zorundayız. Yıllar önce Grönland”dan bahsediyorlardı ama şimdi modern silahlar, uçaklar ve hız sayesinde çok daha fazla bahsediyorlar. Tüm bu hususlardan dolayı Grönland”a sahip olmak zorundayız.” değerlendirmesini yaptı.
TikTok konusunda Çin”le görüşeceğiz
Öte yandan Trump, TikTok”u satın almak isteyen birçok kişi olduğuna işaret ederek bu konuda öncelikle Çin”le görüşeceklerini dile getirdi.
Trump, “Bence TikTok”la ilgili iyi bir şeyler yapma şansımız var ancak bu konuda Çin ile de konuşacağız. Bunun bir tarafı var mı, tabii ki var ama Tiktok”u hayatta tutmak ve onunla iyi bir iş çıkaracak birine satmak harika olurdu.” ifadesini kullandı.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
Source:
Ankara’nın Avrupa için önemi artacak
ABD ile Rusya arasında başlatılan Ukrayna savaşı müzakerelerine dair tartışmalar sürüyor. Avrupa ülkeleri müzakere masasında olmadıkları için ABD Başkanı Donald Trump”a karşı harekete geçerken, Ukrayna da tek taraflı bir anlaşmayı kabul etmeyeceklerini dile getiriyor. ABD ile Rusya”nın Riyad”da bir araya geldiği sıralarda Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski”nin ise Ankara”ya yaptığı ziyaret dünya medyasında geniş yer buldu. Zelenski ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan”ın savaşın geleceğine dair verdikleri kilit mesajlar manşetlere taşındı. ARABULUCULUK VURGUSU AFP: NATO üyesi Türkiye”nin savaş halindeki Karadeniz komşularıyla iyi ilişkiler sürdürmeye çalıştığını vurgulayarak “Ankara, Rusya ile Ukrayna arasında da çok sayıda tutuklu takasında arabuluculuk yaptı” ifadelerini kullandı. Middle East Eye: “Zelenski, Türkiye”nin Rusya-Ukrayna savaş görüşmelerine dahil edilmesi gerektiğini söyledi” başlıklı haberinde iki liderin açıklamalarına yer verdi. Euronews: “Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye”nin geçmişteki arabuluculuk girişimleri göz önüne alındığında, Türkiye”nin barış görüşmeleri için ideal ev sahibi olabileceğini belirtti” ifadelerini kullandı. Kyiv Independent: Cumhurbaşkanı Erdoğan”ın Ukrayna”nın toprak bütünlüğüne, egemenliğine ve bağımsızlığına desteğini bir kez daha dile getirdiğini yazdı. Corriere Delle Sera: Ankara”daki buluşmasını birinci sayfasından Erdoğan”ın Zelenski”ye şemsiye tuttuğu fotoğrafla verdi ve altına sembolik ziyaretle ilgili notlar düştü. İç sayfada da “Zelenski, Erdoğan”ın desteğini arıyor: Ukrayna liderinin öfkesi” başlığını attı. “TÜRKİYE ÇOK ÖNDE” Öte yandan uzmanlara göre, Trump”ın yaklaşımı Türkiye”nin Avrupa”nın savunma arayışlarındaki önemini artıracak. Brüksel”deki Avrupa Politika Merkezi”nden kıdemli analist Amanda Paul, “ABD”nin Avrupa”da konuşlu güçlerini çekme tehditleri göz önüne alındığında, Türkiye”nin katkıları kıtanın güvenliği ve istikrarı için giderek daha hayati hale gelecek” değerlendirmesinde bulundu. Brüksel Özgür Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Profesörü Koert Debeuf, “Avrupa ordusundan ya da NATO askeri güçlerinin Avrupa yakasından söz ediyorsak, Türkiye”yi dışarıda bırakmak bence bir hata olur. İnsansız hava araçları ve benzeri şeyler söz konusu olduğunda inovasyon ve savaş teknolojisi açısından Türkiye çok önde” dedi.
Source: Sabah
Brezilya lideri Lula da Silva: Bolsonaro, hatalarının bedelini ödemeli
Başkent Brazilya”daki Planalto Sarayı”nda Portekiz Başbakanı Luis Montenegro ile düzenlediği basın toplantısında konuşan Lula da Silva, hükümetine yönelik darbe girişimi iddialarına değindi.
Lula da Silva, “Bu suçlama kararı savcılığa aittir ve adalet sisteminin kararları hakkında yorum yapmayacağım. Herkes masumiyet karinesi hakkına sahiptir. Ancak yargıçlar suçlu olduklarına karar verirse, hatalarının bedelini ödemeliler.” ifadelerini kullandı.
Savcılığın suçlamalarına atıfta bulunan Lula da Silva, “Darbe yapmaya çalışmadıklarını ve devlet başkanını, devlet başkan yardımcısını ve Yüksek Mahkeme yargıcını öldürmeye teşebbüs etmediklerini kanıtladıkları takdirde, özgür olurlar ve ülke içinde rahatça dolaşabilirler.” değerlendirmesinde bulundu.
Bolsonaro”dan suçlamalara sert tepki
Bolsonaro ise sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda hakkındaki suçlamalara sert tepki gösterdi.
Bolsonaro, “Demokratik muhalefet liderlerini suçlama hilesi yeni bir şey değil. Her otoriter rejim, iktidar hırsıyla zulmü, sansürü ve keyfi hapis cezalarını meşrulaştırmak için iç düşmanlar üretmeye ihtiyaç duyar.” açıklaması yaptı.
Dünyanın Brezilya’daki gelişmelere dikkat kesildiğini savunan Bolsonaro, “Özgürlük bir kez daha zafere ulaşacak.” mesajını paylaştı.
Brezilya”da savcılık, Bolsonaro”yu darbe girişimiyle suçlamıştı
Brezilya”da savcılık, eski Devlet Başkanı Bolsonaro”yu, 2023 yılında mevcut Devlet Başkanı Lula da Silva hükümetine karşı darbe girişiminde bulunmakla suçlamıştı.
Savcılıktan yapılan açıklamada, Bolsonaro da dahil 34 kişi hakkında “demokratik hukuk devletini şiddet kullanarak ortadan kaldırmaya teşebbüs, silahlı suç örgütü kurmak ve darbe” suçlamalarıyla dava açıldığı bildirilmişti.
Açıklamada, “Sanıklar, demokratik hukuk düzenine yönelik yasa dışı bir saldırıyı kabul etmiş, teşvik etmiş ve gerçekleştirmiştir.” ifadelerine yer verilmişti.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
Source:
SON DAKİKA| Hamas İsraillilerin cesetlerini teslim etti
Son dakika haberleri: Hamas İsrailli 4 kişinin cenazelerini teslim etti. “Oded Lifshitz” isimli İsrailli ile “Bibas” ailesine mensup 3 kişiye ait naaşlar teslim edildi. Hamas”ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları Sözcüsü Ebu Ubeyde, ateşkes ve esir takası anlaşması kapsamında, naaşlarını teslim ettiği esirlerin tamamının, “gözaltı merkezlerinin İsrail tarafından bombalanması sonucu hayatını kaybeden kişiler” olduğunu açıkladı. FİLİSTİNLİ ESİRLERİN DURUMU Öte yandan Hamas”tan yapılan bir başka açıklamada, 4 İsraillinin naaşına karşılık Filistinli esirlerin ise 22 Şubat”ta serbest bırakılacağı duyuruldu. Ateşkes ve esir takası anlaşmasının ilk aşaması kapsamında serbest bırakılması kararlaştırılan ve hayatta olan İsrailli esirlerin kalanının da 22 Şubat”ta serbest bırakılacağı aktarıldı. Cumartesi günü serbest bırakılacak İsraillilerin sayısının 6 olduğu belirtilen açıklamada, bu kişilerin arasında Hişam es-Seyyid ve Avira Mengistu”nun da bulunduğu belirtildi. The Times of Israel”in haberine göre, 22 Şubat”ta Hamas Tal Shoham, Omer Shem-Tov, Eliya Cohen, Omer Wenkert, Avera Mengistu ve Hisham al-Sayed isimli hayattaki 6 esiri teslim edecek. Ateşkes anlaşmasının ilk aşamasındaki 33 kişilik listede yer alan ve gelecek hafta cenazelerinin teslim edilmesi beklenen İsrailli esirler ise Itzik Elgarat, Shlomo Mantzur, Ohad Yahalomi ve Tsahi Idan. HAMAS VE İSRAİL ARASINDAKİ ESİR TAKASI SÜRECİ Hamas ile İsrail arasında varılan ateşkes ve esir takası anlaşması 19 Ocak Pazar günü TSİ 12.15″te yürürlüğe girmişti. Anlaşma kapsamında 27 Ocak Pazartesi günü, Netzarim Koridoru Gazze Şeridi”ndeki Filistinlilerin güneyden kuzeye geçişine açılmış, İsrail ordusu 9 Şubat”ta Netzarim Koridoru”ndan çekilmişti. Gazze Şeridi ile Mısır arasındaki Refah Sınır Kapısı, İsrail ordusunun 8 ay süren işgalinin ardından 1 Şubat”ta hasta ve yaralıların tahliyesi için açılmıştı. Esir takasının ilk altı turunda, İsrail hapishanelerindeki bin 135 Filistinli esir ile Gazze”deki 19 İsrailli ve 5 Taylandlı esir serbest bırakılmıştı. Üç aşamadan oluşacak ateşkes anlaşmasına göre, 42 günlük birinci aşamada toplam 33 İsrailli esire karşılık 1900″ün üzerinde Filistinli esirin serbest bırakılması bekleniyor.
Source: Sabah
Fadime Özkan yazdı: Ukrayna”nın çiğnenen onuru
Karadeniz”den komşumuz Ukrayna”nın başına gelenler, mevcut dünya düzeninin, hele de Trump etkisindeyken ne kadar vahşi olduğunu bir kez daha ispatladı.Şurası açık ki Ukrayna”nın toprakları gibi onuru da çiğnendi.24 Şubat günü üçüncü yılını dolduracak olan Ukrayna-Rusya savaşında “Batı” blok halinde Ukrayna”nın arkasına mevzilendi. Yaklaşan tehlikenin farkındaydılar çünkü ve Ukrayna bariyerini aşmasın istediler. “Biz sana ihtiyacın olan her tür silahı veririz, yeter ki sen bizim için de savaş” dediler.BEŞ BİN MİĞFERVerdiler de ama Ukrayna”yı az “meletmediler”. Geriye doğru arşivleri şöyle bir taradığınızda karşınıza en fazla çıkan Ukrayna haberi, Devlet Başkanı Zelenski”nin Batılı devletlerden “daha fazla silah yardımı talep ettiğine” dair haberler olur.O yardım geldi de tabii. Ama ne zamanında geldi ne yeterli miktarda geldi Ukraynalılar ölürken, altı milyon sivil mülteci durumuna düşerken, Ukrayna şehirleri işgal edilirken öyle dramatik noktalarda seyretti ki bu “oransız lütuflar”, Almanya”nın göndermeyi vaat ettiği beş bin kullanılmış miğfer, haftalarca gündem oldu Batı medyasında.BATI UKRAYNA”YI ARAŞSALLAŞTIRDIUkrayna”nın Rusya karşısında nasıl araşsallaştırıldığını gösteren en acımasız, en küstah örnek ne derseniz, tartışmasız ABD”li senatör Lindsey Graham”dan geldi derim. “Şahin” bilinen Cumhuriyetçi senatör –ki ben “akbaba” demeyi tercih ederim- Zelenski”ye duyduğu minnettarlığı “Sayenizde bir tek Amerikalı asker bile ölmedi!” diye ifade etti, coşkuyla…Üç yılda bir milyonun insanın öldüğü ama tarafların birbirini yenemediği bir düzlemde Trump hızlı çıktı sahneye. Fırtına gibi, kıra döke, kimseyi muhatap almadan, kimseyle müzakere etmeden, kendi hesabını dayatarak.UKRAYNA”YA RAĞMEN UKRAYNA İÇİNUkraynasız Ukrayna barış müzakereleri yürütülüyor şimdi. Zelenski”nin “Biz neden davetli değiliz, zirveyi ben neden medyadan öğreniyorum, farkında değil misiniz savaş Ukrayna topraklarında yaşanıyor” serzenişlerini duyan yok, önemseyen hiç yok.Riyad”da barışın şartlarından çok para konuşuldu Rusya ve ABD arasında. Görünen o ki Zelenski ABD koruması karşılığında dayatılan ağır kapitülasyonları kabul edecek. Ülkenin yeraltı zenginliklerinin yüzde 50″sini istiyor Trump.UKRAYNA ÜZERİNDEN Z RAPORU· Batı”nın ipiyle kuyuya inilmez. ABD”ye, Avrupa”ya güvenen büyük hayal kırıklığı yaşar. Kendi ülkesine, kendi gerçeğine sahip çıkmayanın sonu büyük Ukrayna”da Başkan Zelenski, Afganistan”da uçağın tekerleğinden dökülen ABD yanaşması Afganlar gibi olur.· Bir ülkenin nasıl bir lidere sahip olduğu kaderini belirler. Uluslararası denklemde değişen dengeleri görmeyen, kendi gerçeğini bilmeyen ve denkleme giren aktörleri faktörleri ve değişkenleri ülkesinin menfaatlerine göre yönetemeyen kişiden lider olmaz. (Erdoğan”ın başarılı liderliği bir kez daha çıkıyor ortaya.)· Bu çerçevede Zelenski”nin hataları, öngörüsüzlüğü ve yetersizliği Ukrayna”ya ağır bedeller ödetti. Komedyenlik yaparak ünlenen, rol gereği cumhurbaşkanını oynayan bir isme kamuflaj giydirmekle lider olunmadığı görüldü.· Zelenski”nin kusuru oyunculuktan gelmesi değil elbette. Batı”ya inanarak yanlış adımlar atması, Ukrayna”nın jeo-stratejik konumunu değerlendirememesi ve “emperyalist” bir devlet olan Rusya”nın kışkırtılması halinde vereceği zararı öngörememesi oldu. Süreci iyi yönetemedi.· Putin NATO”yu defalarca uyarmıştı çünkü. “Rusya”nın güvenlik endişelerini dikkate alın, verdiğiniz sözleri tutun, burnumuzun dibine gelmeyin” diyordu özetle. Bu esnada Ukrayna ise NATO üyesi olmak için Batıya çağrı üzerine çağrı yapıyordu.· Zelenski asıl hatayı 2022″de savaşın henüz başındayken yaptı. Erdoğan”ın liderliğinde İstanbul”da -tarafların yüksek itimadıyla- bir ateşkes masası kurulmuş, epey de yol alınmıştı. Ama Zelenski Kiev”i ziyaret eden dönemin İngiltere Başbakanı Boris Johnson tarafından ikna edildi. Savaşa Avrupa”nın dahil olacağı söylentisi Rusya”yı caydırır sandı. Masa dağıldı.· O günlerde Ankara ise ABD”nin başını çektiği Batı”nın Karadeniz”de bir savaş çıkartmak istediğini öngörmüştü. Çok yönlü ve çok hassas bir siyasetle Rusya ile karşı karşıya gelmemeyi başardı Türkiye. Aynı anda Ukrayna”nın egemenlik haklarını ve toprak bütünlüğünü savunmaktan da geri durmadı. Zelenski”nin önceki gün Ankara”da dediği gibi. Hep ilkeli, samimi ve yapıcı bir siyaset güttü Türkiye.· Ukrayna”yı yağmalamaya hazırlanan sömürgecilerin iştahına karşı daha adil ve sürdürülebilir bir barış anlaşmasının çıkması için masanın temiz ve güvenilir bir yerde kurulması şart. Cumhurbaşkanı Erdoğan doğru söylüyor: “Türkiye barış görüşmeleri için en ideal ev sahibi”.
Source: Fadime Özkan
Halime Kökce yazdı: Batı bloku çöküyor mu?
Trump”lı dünyanın gidişatına bakılırsa Transatlantik çatısı ciddi ciddi çatırdıyor. ABD”de kabaran dalga Avrupa kıyılarında tsunami etkisi yaratıyor. Buna sadece Trump”ın marifeti olarak bakmak doğru değil. Ama Trump bu değişimin hem aktörü hem de sembolü oldu.Trump, ilk başkanlık döneminde NATO”ya ayrılan bütçeler üzerinde Avrupa ülkelerini uyarmıştı. Avrupa”daki en tecrübeli lider olan Merkel”e parmak salladığı o pozu hatırlayın. Vücut diliyle de Avrupa”yı eziyordu. Biden döneminde ilişkiler tadil edildi ama tabii ki Rusya-Ukrayna savaşının acı reçetesi Avrupa”yı ciddi anlamda zora soktu. Ukrayna Rusya”ya karşı bir vekil güç olarak savaştırıldı. Günün sonunda Rusya ve ABD”nin kazanacağı bir savaşın üçüncü yılında en büyük zararı Avrupa ve Ukrayna gördü.***Trump”tan beklenen Rusya-Ukrayna savaşını bitirmesiydi. Ama o biraz daha ileri gidip Ukrayna”nın değerli elementlerine çökeceği sinyalini veriyor. Üstelik bunu yaparken Ukrayna Devlet Başkanını muhatap dahi almıyor. Savaşın ceremesini çeken Avrupa”yı hesaba katmıyor. Rusya ile doğrudan kendisi görüşüyor. Ukrayna”ya ise sadece tebliğ ediyor; “Rusya aldığı topraklardan çıkmayacak, size NATO üyeliği falan da yok, benim korumam yeter. Ama değerli elementlerini ben çıkartacağım, işleyeceğim” kabalığında hareket ediyor.***Yeni dünya düzeni nasıl olacak sorusuna cevap ararken buralara bakacağız herhalde. Kuralsızlığın kural olduğu bir döneme giriyoruz.Kuralların ve kurumların olduğu uluslararası düzenden ağzı yananlar için her şey daha da kötü olabilir. Trump”ın Avrupa ülkeleriyle konuşma biçimine bakılırsa bu sefer “kuralları koyanlar” için de durum pek iç açıcı değil gibi. Trump, Batı ittifakının içindeki hiçbir ülke ve liderle insani yada diplomatik bir dille iletişim kurmaya gerek hissetmiyor. Sadece Trump”ın ya da Elon Musk”ın tarzı değil bu; yeni ABD yönetimi sıradan böyle.***Üstelik 2. Dünya Savaşı”ndan sonra kurulan Batı ittifakının üyelerine hatır etmiyor. Hatta Avrupalı liderlere özel bir gıcığı var Trump ve ekibinin. Bugüne kadar ekmek elden su gölgen geçinip gittiklerini, güvenlik konusunda ABD”ye yıkıldıklarını ve bu sayede ülkelerinde bireysel refahı arttırdıklarını düşünüyor.ABD Başkan Yardımcısı JD Vance”nin 61. Münih Güvenlik Konferansı”nda sarf ettiği sözler ve akabinde Avrupalı liderlerden gelen tepkiler ABD-Avrupa ilişkilerinin artık eskisi gibi olmayacağının en net göstergesi. Vance”in, AfD lehine yaptığı açıklamalar ve Avrupa”da ifade özgürlüğü olmadığına dönük eleştirileri karşısında Avrupalı siyasetçiler şoke olmuş durumda. Kimi yumruğunu sıkıyor, kimi ise ABD ile bozulan ilişkilerden dolayı gözyaşı döküyor. ABD”de Trump varken Avrupa”da Merkel ayarında bile bir lider yok şu anda. Tam bir kaht-ı rical!***Soğuk Savaş döneminde Avrupa”nın güvenliğini üstlenen ABD, Sovyetlerin dağılmasından sonra sadece batı ittifakının değil dünyanın patronluğuna oynadı. Bunu hem sert güç kullanarak hem de yumuşak güç araçlarıyla ve “özgür dünyanın temsilcisi” nosyonuyla yapıyordu. Şimdi bu değişiyor! ABD, uluslararası kurumların bağlayıcılıklarından, ödeneklerinden, kurallarından kurtulmak ve Çin”e karşı her alanda meydan okumak istiyor. Çin”i bu şekilde durduramayacağını düşünüyor.ABD, Rusya”yı Avrupa”ya tercih eder noktaya gelirse şaşırmayız.Bu süreçte Avrupa ne yapacak?Sırtını ABD”ye yaslayamayan, silahlanmaya para harcamak zorunda kalan, bireysel refahın giderek azaldığı, aşırı sağın alabildiğine yükseldiği ve toplumsal barışın tehlikeye girdiği Avrupa bundan sonra ne yapacak?Üstelik Avrupa Birliği karşıtı partilerin iktidara yürüdüğü arifede….
Source: Halime Kökce
M. Yalçın Yılmaz yazdı: Trump, Putin”den ne isteyecek?
Ukrayna ve Suriye arasında derin bir bağlantı var. Küresel gerilimde Karadeniz ve Akdeniz”in iki kıyı ülkesi uzun yıllar dünya gündemini meşgul etti. Asker-sivil can kayıplarının yanı sıra yarattığı göç dalgasıyla Avrupa”yı da etkileyen iki çatışma alanı, bıraktığı ağır hasarla daha uzun süre konuşulacak.Aralık ayında Suriye”de yeni bir sayfa açılırken şimdi Ukrayna-Rusya savaşında sona yaklaşıyoruz. Her iki ülkede de jeopolitik gelişmeler etkili olurken, ABD”de yaşanan seçimin yansımasından söz edebiliriz.Trump, Rusya”yla uzlaşarak savaşı bitirme kararını seçimden önce açıklamıştı. Şimdi ABD Kongresi”nden çıkan milyarlarca doların akıbetini sorguluyor. Avrupalı liderleri savaşı kışkırtmakla suçlarken öte yandan eski Başkan Biden”ın temsil ettiği yerleşik düzenle kavgasında el yükseltiyor.Ukrayna dosyasında Avrupalı siyasetçilerin günahı çok. Savaş başlamadan diplomasiyi çalıştırabilirler ve müdahale edebilirlerdi. Bir yandan ABD”de etkin lobiler diğer yandan Avrupalı savaş çığırtkanları Ukrayna”yı felakete sürüklediler. Savaşın Rusya”yı da bir hayli yıprattığını, yaptırımlar neticesinde Çin”e daha çok yaslandığını ve şaşırtıcı balistik füzelerine rağmen savaş teknolojisi bakımından zamanın gerisinde kaldığını söylemeliyiz.Şimdi Trump”ın daha masaya oturmadan Ukrayna konusunda verdiği tavizleri dinliyoruz. Sanki Putin liderliğinin cümleleri Trump”ın ağzından çıkıyor. Peki Trump, Rusya”dan ne isteyecek? Esas hikâye bu soruda gizli. Suudi Arabistan”da Rusya”yla Ukrayna savaşını bitirmenin derin bir anlamı var. Yükselen Çin”e karşı ortak cephe kurma fikrini Çin”in iki büyük petrol tedarikçisine nasıl kabul ettirecek?Kolay Lokma OlmakHegemon güçler için siyasi birliğini sağlayamamış, ortak ideallerde buluşamayan, etnik ve dini tartışmalarla sarsılan ülkeler kolay lokmadır. Bu ülkelerde renkli devrim sevdalıları çok ucuza fonlanır. Medyada ve politikada çığırtkan aktörler desteklenir, cilalanır, parlatılır. Trend kavramlar akademiye dayatılır. Aydınlar ülke gerçeklerinden uzaklaşıp hayalperest söylemlere angaje edilir.Balkanlar, Karadeniz havzası, Güney Kafkasya bu gergin hattın kırılgan ülkeleriyle dolu. Ortak hikâyeleri karalanan, geçmişiyle yüzleştirilen, ayrılıkçı akımları yüceltilen, radikal grupları pohpohlanan, aile değerleri aşağılanan ülkelerin yurtseverleri hemen şuracıkta gözümüzün önünde gerçekleşen bu acı tabloyu anlamak zorunda.
Source: M. Yalçın Yilmaz
Hasan Hüseyin Öz yazdı: Daha bunlar iyi günleri
Oh çekmiyorum… İnsan acımıyor da değil. ABD, Avrupa”yı öyle bir yüzüstü bıraktı ki…Rus basını bu süreci kaçırmamış tabi… merhamet duyacak değiller ya.Trump-Putin telefon görüşmesinin hemen ardından… “Trump, Putin”e şöyle dedi: Vladimir, senin harika bir ülken var, benim de harika bir ülkem var. Haydi dünyayı bölüşelim!” esprisi dilden dile dolaşmaya başlamış.Gülüp geçebilir miyiz bu söze?Suudi Arabistan”da Amerikalılar ile Ruslar, Ukrayna için müzakereler yürütüyorlar ama ne Ukrayna var masada ne Avrupalılar.Ne kadar acı değil mi!Çok tekrar ettim biliyorum, ama, konuyu Trump”ın yoğurt yiyişine takılıp geçiştiremeyiz, Washington-Brüksel denklemi uzun zamandır sıkıntılı.Öteden beri Ukrayna krizinin iki hedefi olduğunu yazdım durdum.Birincisi, Rusya”nın kuşatılması, ikincisi, Rusya”yı kuşatırken Avrupa”nın Washington karşısındaki kısmi otonomisini de yok etmek, yani muhtemel rakibi çökertmek.Trump, süreci daha kaba yönetiyor, o kadar.Söz gelimi, enerji yaptırımı ile birlikte sanayisi iyiden iyine krize giren Almanya”nın “hasta adam” olarak adlandırıldığı dönem, Biden dönemiydi.Alman Şansölyesi Scholz”un Münih Güvenlik Konferansı”nda endişeli şekilde “Amerika-Avrupa güvenliği” denklemini hatırlatma çabası, benim için iki yıl önce bir yazımda konu edindiğim Oskar Lafontaine”in “Alman siyaseti BlackRock şirketinin kontrolü altında” sözünün şerhinden başka bir şey değildi.Hatırlatayım… Oskar Lafontaine 90″lı yıllarda Maliye Bakanlığı da yapmış ve sözü dinlenen eski bir siyasetçi. “Avrupa çöktü” diyordu, “siyaset üretemiyor” ve Avrupa”yı Amerika”nın vassalı haline getirdiler diyerek de sert eleştiriler getiriyordu yeni siyasetçilere.Bizim buralarda bu konulara pek kulak asılmadı ama, güvenlik konferansında o kürsüde ağlayan sadece bir kişi değildi, aşağılanmış, ekonomik ve siyasi krizlerle hırpalanmış Avrupa”ydı.BATIDA YARILMA VE OLUŞAN YENİ DÜNYALARBildiğimiz dünyanın sonuna geldiğimizi şu Avrupa”nın yaşadığı savrulmadan bile anlayabiliriz artık.Bildiğimiz dünya, yani küreselleşme söylemleri altında şekillenen dünya.Bundan sonra küresizleşme kavramını daha çok kullanacağız.Ben çağrışımları problemli olsa da imparatorlukların geri dönüşüne şahitlik ettiğimizi düşünüyorum.Ama şunun da altını çizeyim… Şu anki siyaset edişler beş yüz yıllık dünya sisteminin ezberlerine dayanıyor. İnsanlık bunu aşabilir mi?Batı sistemi içinde bunun mümkün olmadığını biliyoruz artık. Batı neyi teklif ediyor? İnsanı yok etmeyi hedefleyen teknofaşizmi.Çin ile Rusya? Onların da bir hukuk tesis edecek otonomiye sahip olduklarını düşünmüyorum.Bir imparatorluk bakiyesi olarak Türkiye peki?Yaşadığımız onca krize rağmen bu soruyu soruyorum.Konjonktürün bizi oraya doğru sürüklediğini düşünüyorum üstelik.Ama konjonktürü aşacak kurucu kavramlara ihtiyacımız var.DÜNYACI MİLLİYETÇİLİKDaha önce okumuştum ama Amerika ve Avrupa”daki gelişmelerden sonra bir kere daha okudum Prof. Dr. Mehmet Akif Okur hocanın “Dünyacı Milliyetçilik” kavramını işlediği “Cumhuriyetimizin Yüz Yıllık Yolculuğundan “Türk Eli”ne: Türk Dış Politikasının Ufkunda Yeni(den) Bir Dünya Mümkün Mü?” başlıklı makalesini.Makale, Türk Yurdu dergisinin Aralık 2023 tarihli sayısında yayınlandı.Kavram oluşturmak büyük marifet. İşin doğrusu, son yüzyılı aşan, tarihi coğrafyası ile Türkiye”yi buluşturan bir kavram olarak Dünyacı Milliyetçilik beni heyecanlandırdı.Blokların oluştuğu, Avrasya ölçeğinde “Türk Kuşağının” her geçen gün önem kazandığı bir zeminde Hocanın bu kavramı üzerine biraz düşünsek iyi olur diyorum.
Source: Hasan Hüseyin Öz
Faik Tanrıkulu yazdı: ABD Avrupa”yı saf dışı mı bırakıyor?
Dünya liderleri ve politika yapıcıları, bu hafta sonu Almanya”da düzenlenen Münih Güvenlik Konferansı için bir araya gelirken, ABD Başkanı Donald Trump”ın Putin ile Ukrayna savaşı konusunda müzakere etme önerisi zirveye damgasını vurdu. Bunun yanı sıra, Riyad”da Ukrayna ve AB liderlerinin katılmadığı bir zirvenin gerçekleşmesi, Trump”ın süreci Avrupa ve Ukrayna olmadan yönetmeye çalıştığının bir göstergesi.Trump”ın NATO”dan çekilme tehdidinde bulunması, Avrupalı müttefikleri küçümsemesi ve Putin dahil olmak üzere ABD”nin rakiplerine övgüler dizmesi, Avrupa liderlerini kritik bir soruyla yüzleştiriyor: ABD, Avrupa güvenliğinin garantörü rolünü terk mi ediyor?ABD”nin Tarihsel Rolü ve Avrupa”nın BağımlılığıII. Dünya Savaşı sonrasında Avrupa, güvenliğinin temel garantörü olarak ABD”ye bel bağladı. NATO”nun öncülüğünü yapan ABD, Soğuk Savaş döneminde Avrupa”yı Sovyet tehdidine karşı korurken, askeri, ekonomik ve diplomatik olarak kıtanın en büyük destekçisi oldu. Ancak bu bağımlılık, Avrupa”nın savunma harcamalarını kısmasına ve ABD”nin güvenlik şemsiyesini bir hak olarak görmesine neden oldu.1990″ların başındaki Bosna Soykırımı”nı durdurmada başarısız oldu ve bölgenin insani yardım sağlayıcısı olmasına rağmen Suriye krizini çözme konusunda siyasi bir rol üstlenmeyi başaramadı.Bu durum, 2014 yılında Rusya”nın Kırım”ı ilhakına Avrupa”nın zayıf bir yaptırım politikasıyla yanıt vermesiyle daha da belirginleşti. ABD”nin desteği olmadan Avrupa, küresel güvenlik meselelerinde belirleyici bir rol oynayamadı.Trump ve Avrupa: Birlik mi Ayrılık mı?Avrupalı liderler geleneksel olarak Demokrat başkanlarla Cumhuriyetçilere kıyasla daha fazla ortak noktaya sahipti ve transatlantik ilişkiler, Trump göreve gelmeden önce de gerilim yaşıyordu. Örneğin, ABD Başkanı George W. Bush”un Irak savaşına ilişkin politikaları, Avrupa ile ABD arasında derin bir ayrılığa yol açmıştı.Trump, göreve geldiğinden bu yana Avrupa”yı bir “müttefik” olarak değil, ülkesine yük olan bir bölge olarak gördü. 2015 İran Nükleer Anlaşması”ndan ABD”yi çekmesi ve Avrupa”nın uymaya devam etmesi halinde Avrupalı şirketleri yaptırımlarla tehdit etmesi, transatlantik ilişkilerde derin bir yarılma yaratmıştı.Trump”ın NATO”dan çekilme tehdidi ve Avrupa”nın düşük savunma harcamalarını eleştirmesi, AB”yi savunma politikalarını yeniden düzenlemeye zorladı. Ancak, 2022 itibariyle Avrupa ülkelerinin toplam savunma harcaması 350 milyar dolara ulaşsa da bu rakam NATO”nun öngördüğü %2 GSYH harcama hedefine tam olarak ulaşamıyor.ABD Avrupa”yı Oyunun Dışına mı Atıyor?ABD”nin Rusya ve Çin gibi küresel rakipleriyle mücadelesinde Avrupa”yı artık bir stratejik ortak olarak görmediği yönünde güçlü sinyaller geliyor. Bu bağlamda, Ukrayna meselesinde Avrupa”nın rolü giderek azalıyor. Paris”te düzenlenen güvenlik zirvesi bunun en açık göstergesi oldu. Dahası, zirveye AB üyesi ülkelerin tamamı davet edilmezken, AB”den ayrılan İngiltere”nin katılması Avrupa”da yeni bir güç dengesinin oluştuğuna işaret ediyor. Bu tablo, AB”nin özellikle doğu kanadının süreç dışı bırakıldığı ve Avrupa”nın 2000 öncesi sınırlarına çekilmeye zorlandığı yönünde endişeleri artırıyor.Son dönemde ABD”nin Ukrayna savaşına verdiği destek konusunda daha pragmatik bir tavır aldığı görülüyor. ABD Başkan Yardımcısı Vance”in Münih Güvenlik Konferansı”ndaki açıklamaları, bu değişimin en somut göstergesiydi. Vance, Ukrayna”ya silah desteğinin ancak belirli maden kaynakları karşılığında devam edebileceğini belirterek, ABD”nin sadece kendi çıkarlarını gözettiğini vurguladı. Bu açıklamalar, ABD”nin Avrupa”yı küresel stratejisinde ikinci plana ittiğine dair bir tehdit unsuru olarak göze çarpıyor.Ukrayna: NATO Üyeliği Umuduyla Kaybedilen ÜlkeUkrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, NATO üyeliği umuduyla Batı”nın desteğine güvenerek Rusya karşısında üç yıl süren bir savaş yürüttü. Ancak savaşın geldiği noktada, Ukrayna”nın yalnızlaştığı, ordusunun büyük ölçüde dağıldığı ve ülkenin devasa bir borç yüküyle karşı karşıya kaldığı görülüyor.Avrupa, savaş sürecinde Ukrayna”yı desteklese de, güvenlik stratejisi açısından ABD”ye tam bağımlı kalması nedeniyle stratejik bir aktör olma gücünü kaybetti. Bugün gelinen noktada, Rusya ve ABD arasındaki müzakerelerde Avrupa tamamen dışlanmış durumda.AB içindeki bölünmeler ve karar alma süreçlerindeki yavaşlık, birliğin jeopolitik meselelerde zayıf bir aktör haline gelmesine neden oldu. Avrupa”nın savunma gücü yetersiz, NATO”nun ABD”siz bir askeri kapasite oluşturma potansiyeli ise sınırlı. Bu durum, önümüzdeki yıllarda Avrupa”nın güvenliği ve stratejik bağımsızlığı konusunda yeni kırılmalara yol açabilir.Avrupa Bağımsız Bir Güvenlik Mimarisine Yönelmeli mi?Avrupa, uzun yıllar boyunca ABD”nin güvenlik şemsiyesine güvenerek küresel güvenlik meselelerinde pasif bir rol oynadı. Ancak, ABD”nin transatlantik ilişkilerdeki çizgisini değiştirmesi, Avrupa”nın kendi güvenlik mimarisini oluşturmasını zorunlu hale getiriyor.Eğer Avrupa, jeopolitik arenada bağımsız bir aktör olarak hareket etmek istiyorsa, hem maliyetli hem de siyasi açıdan büyük bir meydan okumayı göğüslemek zorunda. Aksi takdirde, ABD ve Rusya”nın şekillendirdiği yeni düzende izleyici konumunda kalmaya devam edecektir.
Source: Faik Tanrıkulu
Türkiye, Uluslararası Deniz Seyir Yardımcıları Teşkilatı Konseyi”ne yeniden üye seçildi
Dışişleri Bakanlığı, IALA”nın 18-21 Şubat”ta Singapur”da düzenlenen 1. Genel Kurul Toplantısı”ndaki seçimlerde Türkiye”nin, örgütün yürütme organı olan IALA Konseyi”ne yeniden üye seçilmesine ilişkin yazılı açıklama yaptı.
Açıklamada, Türkiye”nin kurucu üyesi olduğu IALA”daki rolü ve 2006″dan beri kesintisiz sürdürdüğü konsey üyeliğinin, Türkiye”nin denizcilik alanındaki gelişimi kadar deniz güvenliğine ve seyrüsefer emniyetine verdiği önemin göstergesi olduğu bildirildi.
– Uluslararası Deniz Seyir Yardımcıları Teşkilatı (IALA)
Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgiye göre, IALA Konseyi”nde 25 koltuk (Başkan, Başkan Yardımcısı, 23 üye ülke) bulunuyor.
IALA”ya 1958″de ulusal üye olan Türkiye, statü değiştirerek 22 Ağustos 2024″te hükümetler arası teşkilata dönüşen yeni organizasyonun da kurucu üyesi oldu.
IALA, 1957″de, Uluslararası Deniz Seyir Yardımcıları ve Fener Otoriteleri Birliği ismiyle dünya genelindeki seyir yardımcıları standartlarının uyumlu hale getirilmesi, çevreyi korurken gemi trafiğinin güvenli, hızlı ve ekonomik olmasını sağlamak amacıyla ortak çaba içerisindeki ülkeler tarafından kuruldu.
IALA”nın kuruluş amacı ve ilkeleri doğrultusunda, denizlerdeki seyir emniyeti ile deniz, çevre, can ve mal güvenliğinin artırılmasına yönelik olarak işbirliği sürdürülürken, teknik çalışmaların yürütüldüğü komiteler ve çalışma grupları toplantılarına Türkiye tarafından katılım sağlanarak aktif destek veriliyor.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
Source:
4 İsraillinin cesedi teslim edildi! Kassam Tugayları bölgede önlem aldı
Gazze Şeridi”nin güneyindeki Han Yunus kentinde yer alan Bani Süheyla beldesindeki Mezarlık alanında “Oded Lifshitz” isimli İsrailli ile “Bibas” ailesine mensup 3 kişiye ait naaşların Kızılhaç ekiplerine teslim edildi.Törende Hamas”ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları mensupları bölgede önlem aldı.
Source: Www.star.com.tr
“Riyad”daki Rusya-ABD istişareleri ikili ilişkiler için olumlu”
Geçen hafta telefon görüşmesi yapan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile ABD Başkanı Donald Trump”ın talimatıyla Rus ve Amerikan heyetleri Riyad”da görüşmeler yaptı.İki ülke, bu istişarelerde diplomatik misyon temsilciliklerinin çalışmasındaki engellerin ortadan kaldırılması, büyükelçilerin karşılıklı olarak atanması, Ukrayna krizinin çözümüne ilişkin sürecin başlatılması konusunda anlaştı.Rus uzmanlar, görüşmelerin sonuçlarını, Ukrayna meselesinin çözülmesi ihtimalini AA muhabirine değerlendirdi.- “RUSYA İLE ABD DİPLOMATİK İLİŞKİLERİ YENİDEN İNŞA EDİYOR”Çağdaş Devlet Kalkınma Enstitüsü Müdürü Dmitriy Solonnikov, ABD”nin Rusya”ya yönelik yaklaşımında değişikliklerin yaşandığını ve bunun dünya siyasetini etkileyebileceğini söyledi.Rusya ile ABD arasındaki istişarelerin her iki taraf için olumlu bir adım olduğunu belirten Solonnikov, “İkili ilişkilerin iyileştirilmesi süreci ivme kazanıyor. İki ülke arasında diplomatik ilişkiler yeniden inşa ediliyor. Bu önemli bir gelişme.” değerlendirmesinde bulundu.İstişarelerde Ukrayna krizinin de ele alındığını anımsatan Solonnikov, bu krizin hemen çözülmesinin “zor” olduğunun altını çizerek “Rusya ile ABD”nin bu konuda ortak noktaya vardığı söylenemez. Şimdilik iki ülkenin yaklaşımı birbirinden uzak. Ukrayna konusunda müzakereler başlarsa, iyi olacak. Ancak müzakerelerin olumlu sonuçlanacağına dair garanti yok.” ifadelerini kullandı.Solonnikov, Trump”ın Ukrayna”da devlet başkanı seçimi yapılması gerektiği yönünde mesaj verdiğine işaret ederek şunları kaydetti:”Trump, ülkesindeki iç sorunlarla uğraşıyor. Ukrayna”ya verilen ve çalınan paraların hesabını sormaya başladı. Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ise eski ABD yönetiminin ürünü. Zelenskiy, Trump ile işbirliğine açık olursa bu konuda faydalı olabilir. Aksi takdirde Zelenskiy, paraların çalınması sebebiyle hapse atılabilir. Bunun örnekleri var. Bu sebeple, Trump”ın seçimlerle ilgili teklifi mantıklı.”Avrupa”dan barış güçlerinin Ukrayna”ya gönderilmesi fikrini değerlendiren Solonnikov, “Bu, Rusya ve ABD”nin henüz ortak anlayışa varamadığı bir konu. Bu sorun varken, müzakere sürecinde sonuç elde edilemez.” dedi.- “HER İKİ TARAF İLİŞKİLERİN İYİLEŞTİRİLMESİNDEN YANA”Rusya”daki Siyasal Araştırmalar Enstitüsü Müdür Yardımcısı Darya Grevtsova, Biden döneminde iki ülke arasında müzakerelerin mümkün olmadığını ancak Trump”ın iktidara gelmesiyle Washington”un Rusya”ya yönelik söylemini değiştirdiğini dile getirdi.Riyad”daki görüşmeleri değerlendiren Grevtsova, “İstişare sürecinin başlaması olumlu. Her iki taraf da pozisyonlarını ve görüşlerini birbiriyle paylaşabildi, birbirini duymaya ve anlamaya çalıştı. ABD ve Rusya”nın müzakerelere açık olduğunu görüyoruz. Elbette, her tarafın yaklaşımı var ve tek bir görüşmede uzlaşıya varılması mümkün değil ancak uzlaşıya varmak için adımlar atılıyor.” değerlendirmesini yaptı.Grevtsova, Rusya ile ABD”nin diplomatik ilişkileri başlatma konusunda mutabık kaldığına dikkati çekerek “Bu, her iki tarafın ilişkilerin iyileştirilmesinden yana olduğunu gösteriyor. Bu, ikili ilişkilerin iyileştirilmesi için büyük bir adım.” dedi.Ukrayna tarafının söz konusu istişarelere katılmadığına işaret eden Grevtsova, savaşın Rusya ve Ukrayna arasında değil, Batı ile Rusya arasında olduğunu belirterek “Bu nedenle müzakerelerin ABD başta olmak üzere Batı ve Rusya arasında yapılması gerekiyor. Ancak bu ülkeler ortak karara varabilir.” diye konuştu.Grevtsova, Trump”ın Ukrayna”da devlet başkanı seçimi yapılması gerektiği yönündeki açıklamasına ilişkin ise “Trump, Rusya”nın barıştan yana olduğunu, Ukrayna”nın ise savaşa devam etmek istediğini anlıyor. Zelenskiy, iktidarda kalmak istiyor ve bunun için savaşın devam etmesi gerektiğini biliyor. Bu nedenle Zelenskiy ile müzakere edilmesinin anlamı kalmıyor.” ifadelerini kullandı.Zelenskiy”nin görevinin sona erdiğini savunan Grevtsova, bu sebeple Moskova”nın Kiev ile barış anlaşmasının imzalanmasına temkinli yaklaştığına işaret ederek “Zelenskiy, hukuki açıdan önemini yitirdi. Zelenskiy, görev süresinin sona ermesinin ardından seçim düzenlemedi. Dolayısıyla başka birinin Ukrayna”da iktidara gelmesini ardından Zelenskiy”nin imzalayacağı belge geçersiz olabilir.” değerlendirmesinde bulundu.Grevtsova, Trump”ın, “Avrupa”nın, Ukrayna”ya barış gücü göndermesine karşı çıkmadıkları ancak Amerikan askerlerinin gönderilmeyeceği” yönündeki açıklamasına ilişkin ise bunun, ABD”nin Ukrayna meselesinin devam etmesini ve savaşta artık yer almak istemediğini gösterdiğini söyledi.
Source: Www.star.com.tr
Gutierrez: Türklerin bizi daha yakından tanımasını istiyoruz
Venezuela”nın Ankara Büyükelçisi Freddy Eduardo Molina Gutierrez, Türkiye ile Venezuela arasındaki ilişkilerin 75″inci yılında, ikili ilişkiler ve İsrail”in Gazze”ye yönelik saldırıları hakkında AA muhabirine değerlendirmede bulundu.İki ülke arasındaki yakınlaşmanın eski Venezuela Devlet Başkanı Hugo Chavez döneminde başladığını ve Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro döneminde ise arttığını belirten Gutierrez, “Devlet Başkanımız Maduro ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan birbirlerine karşı gerçek bir sevgi hissediyor ve bu sevgi halklarımıza da yansıyor.” dedi.Gutierrez, iki ülkenin coğrafi mesafeye rağmen ortak değerleri paylaştığına değinerek, “75”inci yıl dönümü, olgunlaşmakta olan ve şu anda en iyi haline ulaşmış ilişkilerin kutlamasıdır. Artık en iyi seviyede olan bu ilişkiler, ticari ve kültürel alanlar başta olmak üzere pek çok alanda meyvelerini vermeye başlamıştır.” diye konuştu.Bu yıl Venezuela”nın Ankara Büyükelçiliği ve Türkiye”nin Karakas Büyükelçiliği”nin iki ülke arasındaki farkındalığı arttırmak için etkinlikler düzenleyeceğini açıklayan Gutierrez, “Türklerin Venezuela”yı daha yakından tanımasını istiyoruz. Türklerin Venezuela”nın sadece petrolden ibaret olmadığını görmelerini istiyoruz. Petrol ülkemizin sadece bir yönüdür. Neredeyse tesadüfi yönlerinden biri ama çok daha fazlasına sahibiz. Doğal güzelliklerimiz var. Müzik, sanat, dans dahil kültürün her tezahürü ülkemizde var.” ifadelerini kullandı.- FİLİSTİN HALKINA DESTEK MESAJIGutierrez, İsrail”in Gazze”ye saldırıları hakkındaki soruyu cevaplayarak, saldırıların ilk anından itibaren Filistin halkının haklarını savunan bir pozisyon aldıklarını vurguladı.Eski Devlet Başkanı Chavez döneminde İsrail ile ilişkileri kestiklerini hatırlatan Gutierrez, “Sistematik katliamın soykırım noktasına kadar tırmanmayacağını umuyorduk. Filistin halkına yönelik katliam önceden planlanmıştı, çünkü bu katliam, savaş kurallarının hiçbir hükmü olmaksızın, saldırganlık yoluyla gerçekleştirilmişti. Bu sadece silahsız bir halka karşı acımasız bir saldırıdır.” dedi.Gutierrez, Venezuela”nın, en başından beri Filistin halkının yanında yer aldığının altını çizerek, “Bu, bir halkın toprakları, kültürü ve kökleri için sürdürdüğü onurlu bir mücadeledir. Orada olmaya hakları var. Onları destekliyor ve savunuyoruz.” diye konuştu.İsrail”in ve siyonistlerin yayılmacı bir doktrini kendine rehber edindiğini belirten Gutierrez, “Bu doktrin, Filistin halkını haritadan silmeyi kendine görev edinmiş ya da hedef olarak belirlemiş insanlık dışı bir doktrindir. Biz buna katılmıyoruz, bunu onaylamıyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.Gutierrez, Filistin halkının kendi topraklarında barış içinde yaşamaya hakkı olduğunu belirtti.- “TRUMP”IN ÖNERİSİNİ DESTEKLEYEMEYİZ”Büyükelçi Gutierrez, Venezuela”nın Filistin”in yeniden inşası için somut önerileri bulunduğunu dile getirerek, “Büyükelçilik olarak gerçek tartışmaları ya da uygulanabilir çözümleri teşvik eden bazı faaliyetlerimiz oldu. Bu faaliyetler aracılığıyla Filistin halkının hayatında uygulanabilecek gerçekçi çözüm önerilerini de tartıştık.” ifadelerini kullandı. Gazze”deki ateşkes konusunda değerlendirmede bulunan Gutierrez, Filistinlilerin hala korku içinde olduğunu söyledi.Gutierrez, Gazzelilerin yaşam alanlarını ve hayatlarını yeniden inşa etmek istediğini belirterek, “Ancak muhtemelen katliamların en kötüsüne maruz kalan bu nesil, önceki nesillerin yaşamadığı travmaları deneyimlemek zorunda bırakıldı. Aynı zamanda bir ülkeyi yeniden inşa etmek gibi muazzam bir zorlukla karşı karşıyalar çünkü (İsrail) hiçbir şey bırakmadı, sadece yıkıntı bıraktı.” dedi.Gazzelilere dayatma yapılmaması gerektiğini vurgulayan Gutierrez, “Yabancı güçler ya da saldırganlar gelip onlara (Filistinlilere) bir gündem veya yaşam biçimi dayatmamalı, onlara tarihsel köklerine uymayan bir coğrafi alan empoze etmemelidir” diye konuştu.Gutierrez, İsrail”in sürdürdüğü yayılmacı politikayı eleştirdi.”ABD Başkanı Donald Trump”ın, Gazzelilerin Gazze”yi terk etmekten başka şansı olmadığı ve ABD”nin Gazze”yi devralacağı söylemini nasıl değerlendirirsiniz?” sorusunu yanıtlayan Gutierrez, “Herhangi bir devletin, başkalarının coğrafyasına, kültürüne ya da herhangi bir başka unsuruna el koymaya çalışmasının, barış diplomasisinin temel ilkelerine aykırı olduğunu belirttim.” ifadesini kullandı.Gutierrez, Venezuela”nın da ABD ve Avrupa başta olmak üzere bir imparatorluğun dayatmaları ile mücadele ettiğini söyleyerek, “Bu nedenle Başkan Trump”ın önerisini destekleyemeyiz.” dedi.
Source: Www.star.com.tr