En sevici!
Kim en komprador sevici sorusu alevlendi gidiyor. Bizim gazete SÖZCÜ dün muhalefet partisi sözcülerinin cümlelerini alıntılayarak; “Komprador arıyorsan ihale verdiklerine bak” manşetini attı.
Komprador kime denir?
Bu kelimeyi ilk olarak İspanyol ve Portekiz sömürgeciler kullandı. Güney Amerika ülkelerini işgal ettiklerinde kendileriyle iş birliği yapanlara “kompradore” sıfatı verdiler. İngilizler de Orta Doğu’da, Hindistan’da, Çin’de kendileri için çalışmayı kabul etmiş tüccarları bu kelimeyle adlandırdılar.
Biz sömürgeci olmadık.
Hep sömürülen kaldık.
Osmanlı’nın son dönemlerinden beri hep sömürülen kaldığımız için bu kelime bizim dilimize de “komprador burjuva” tanımlaması ile girdi. 1960 sonrası kurulan Türkiye İşçi Partisi’nin önde gelen iktisatçıları, yazarları; yabancı para babaları ve şirketlerle bir olup yerli ve milli pazarı ele geçirerek yurt içinden yurt dışına gelir transfer etmeye aracı olanları anlatmak için “komprador burjuvalar” anlatımını buldu.
Osmanlı’nın son dönemlerine kadar gidip, bugüne gelerek “en komprador sevici kim?” diye soran bir araştırma yapılsa neler çıkar?
Abdülhamit mi?
Menderes mi?
Demirel mi?
Erdoğan mı?
Kim en komprador sevici?
“Galata Bankerleri” ile başlayıp, Abdülhamit-Vahdettin dönemine kadar gelen yıllarda “komprador seviciliğin serpilmeye” başlandığı; Atatürk ile komprador seviciliğe ara verildiği, 1950’den sonra Adnan Menderes döneminde “komprador seviciliğe yeniden dönüldüğü” ve Turgut Özal döneminde ise ivme kazandırıldığı görülür. İç pazarı ele geçirmiş bütün devlet fabrikaların, kamu tesislerinin önce özelleştirme ile iktidara yakın yerli zenginlere, holdinglere, şirketlere satıldığı ve onların eliyle de yabancılara aktarıldığı dönem Tayyip Erdoğan’ın yönetim yıllarına rast geliyor.
“Özelleştirmenin yabancılaştırmaya tam olarak dönüştürülmesi” Tayyip Erdoğan döneminde oldu. “Devletin kasasından bir kuruş bile çıkmıyor” yalanıyla parlatılan ve dış bankalardan çok yüksek faizle bulunmuş borçla, aşırı pahalıya, yaptırılan köprü, yol, tünel, hastane gibi yatırımlar; “tam bir komprador burjuva iş birliğine” dönüştü. Dış sömürü tavan yaptı. Arkası; bugün yaşadığımız derin ve yapışkan ekonomik kriz ve ardından “çöküş” olarak geldi.
En komprador sevici!
Erdoğan dönemi oldu.
2024 yılı sonu itibarıyla Türkiye’de trafiğe kayıtlı yaklaşık 30.000.000 (30 milyon) motorlu kara taşıtı var. Bunların belli aralıklarla araç muayenesi yapılması; plaka, şasi numarası, fren kabiliyeti, direksiyon, farların görüş özelliği, dingiller, lastikler, süspansiyon sistemi testten geçirilmesi gerekiyor.
Bugünün bilgisi ve teknolojisi ile son derece basit araç muayene hazır pazarı, yabancı ile ortaklık kuran şirkete “imtiyaz sözleşmesi” ile 20 yıllığına verdiler.
2017 yılından bu yana da araç muayene ücretlerini yüzde 1.372 oranında artırdılar ve bir aracın muayene ücreti 3.000 TL’ye dayandı. Böylece taşıt muayene hazır pazarı, devlet eliyle yerli ve yabancı ortaklığına (komprador burjuva) ikram edilmek üzere yaratılmış tekelci projeye dönüştürüldü.
Rekabet hukukuna aykırı.
Piyasa ekonomisine ters.
En komprador sevici kim?
Son komprador 40 milyar dolarımızı götürdü!
Mısır Çarşısı arkasında (Tahtakale) Boyabat Pazarı’ndan kırmızı mercimek almış dönüyordum. Genç yaşlarda birisi önümü çevirdi. Beni tanıdığını söyledi ve elinde bir kağıda yazdığı rakamsal bilgileri sıralamaya başladı; “Hocam bakın… Mehmet Şimşek, krizi durdursun diye yeniden Maliye Bakanı oldu. O tarihten bugüne Merkez Bankası piyasalardan 150 milyar dolar satın aldı. Merkez Bankası’nın döviz pozisyonu eksi 75 milyar dolardı, artı 75 milyar dolara geçti. Hocam ben Tahtakale de çalışırım… Her gün kurları izlerim, kayıt ederim. Ortalamasını buldum. Merkez Bankası 150 milyar doları ortalama; 1 Dolar=30 TL’den almış. Hocam ben baktım, gördüm ve kendi kendime; ‘peki ne oldu da Merkez Bankası, yerli ve yabancı dolar sahiplerini, 150 milyar dolar satmaya ikna edebildi?’ diye sordum. Hocam ben cevabı yine kendim buldum: Çünkü sattıkları dolarları TL’ye çevirip bankalara yatırdıklarında; yıllık birleşik faiz yüzde 65.7 brüt (neti yüzde 59.1) kazanç getiriyor. Hocam bunlar Merkez Bankası dövizleri artırmaya başladığı tarihte bankalara yatırdıkları Türk Liralarını alıp yeniden dolara çevirseler (bugün 1 dolar= 36.44) 40 milyar dolardan fazla vergisiz net kazanç elde ediyorlar.” Tahtakale’den genç adam demek istiyor ki; “son komprador getir dolar-götür dolar yaparak 40 milyar dolarımızı” kaptı transfer etti.
Source: Necati Doğru