“Kiraya milyarlar verip THK uçağını kullanmamak ihanettir”
Türk Hava Kurumu (THK) borçları nedeni ile modernize edemediği 8 yangın söndürme uçağını 37 milyon dolara satışa çıkarırken, Orman Genel Müdürlüğü (OGM) de her yıl kiraladığı uçak ve helikopterlere milyarlarca lira ödüyor.
CHP Erzincan Milletvekili Mustafa Sarıgül, her yıl yaşanan orman yangınlarına rağmen THK’nın elinde bulunan ve “Ateş Kuşları” olarak anılan yangın söndürme uçaklarının kullanılmamasını eleştirdi ve şunları söyledi:
“Bu uçaklar kiralanan helikopterlerin 2 katı su taşıma kapasitesine sahip. Ancak THK zararda olduklarını gerekçesiyle bu uçakları modernize etmiyor ve 8 uçağı 37 milyon dolara satışa çıkartıyor. Orman Genel Müdürlüğü de birçok ülkeden helikopter ve uçak kiralıyor. Geçen yıl 75 adet hava aracı için ödenen kira tutarı 3 milyar 784 milyon TL oldu. 2024’te bir uçak için Rusya’ya 5 milyon dolar kira ücreti verildi. OGM 2025 ve önümüzdeki 3 yıl için başta Rus uçakları olmak üzere kiralama ihaleleri devam ediyor. Her yıl kiraya milyarlar ödeyip, kendi uçaklarımızı kullanmamak ormanlarımıza da ihanettir.”
MODERNİZE EDİLMELİ
Sarıgül, “Geçen yıl 3 bin 797 orman yangınında 27 bin 485 bin hektar orman zarar gördü. Her yıl yaşanan bu facialara rağmen Rusya’dan, Şili’den, İspanya’dan uçak kiralayan anlayış, hangarlarda çürümeye terk edilen yangın söndürme uçaklarını modernize etmeli” dedi.
Hem suya hem karaya inebiliyor
2019 yılında THK yönetimine atanan kayyum tarafından vergi ve SGK borcunu kapatmak için satışa çıkarılan uçaklar Kanada merkezli Canadair tarafından üretilmiş ve her biri yaklaşık 5 ton su taşıyabilme kapasitesine sahip. Amfibik özellikleri sayesinde hem suya hem de karaya iniş yapabilen bu uçaklar, dünya genelinde pek çok ülke tarafından kullanılıyor.
8 uçağı elden çıkarmak istiyor
Türk Hava Kurumu, borçları nedeniyle modernize edemediğini iddia ettiği 8 yangın söndürme uçağını elden çıkaracak. THK, bu uçakları 37 milyon dolara satışa çıkardı.
THK niye borç içinde?
Atatürk’ün Türk gençlerine havacılığı sevdirmek, ülkemizde havacılığın gelişmesine ön ayak olması için bundan 100 yıl önce 1925’te kurduğu Türk hava Kurumu, bu işlevini 80 yıl başarıyla sürdürdü. Kurum uzun yıllar hem yangın söndürme uçaklarıyla hizmet verdi hem de 1995’te Dünya Paraşüt Şampiyonası’nı 1996’da 1. Dünya Hava Oyunları Test Yarışmalarını 1997’de 1. Dünya Hava Oyunları’nı düzenleyip ev sahipliği yaptı, pek çok ödül kazandı. Kurum bunları yaparken her yıl kurban derilerini toplayıp bundan gelir elde ediyordu.
İşte bu kurban derisi toplama yönü, tarikatların gözüne batıyordu, 2000’li yıllardan sonra, iktidarın kararlarıyla kurumun bu yetkisi kaldırıldı, üvey evlat muamelesi görmeye başladı. Son 6 yıldır kayyum yönetiminde olan kurum hem borç içinde hem de uçaklarının bakımını yapamayacak duruma düştü.
Source: Yavuz Alatan
Rotayı “ulaşılabilir” modellere kırdı
Volkswagen, Touareg ten sonra Avrupa’da satışa sunacağı en büyük ikinci SUV modeli Tayron u, Fransa nın Nice kentinde gerçekleştirilen uluslararası lansmanda tanıttı. Tiguan Allspace modelinin yerini alan Tayron, D-SUV segmentinde yer alıyor. Araç isteğe bağlı şekilde beş veya yedi koltuklu olarak tercih edilebiliyor. Avrupa’da önümüzdeki günlerde satışa sunulacak olan Tayron, Türkiye’de de Mart ayında bayilere gelecek. İlk olarak benzinli hafif hibrit (eTSI) motor seçeneğiyle satışa çıkacak Tayron a, ileride farklı motor seçeneklerinin de eklenmesi bekleniyor. Nice teki etkinlikte Volkswagen Binek Araç Satış, Pazarlama ve Satış Sonrası Hizmetlerden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Martin Sander ve Volkswagen Binek Araç Türkiye Genel Müdürü Gino Bottaro ile de markanın geleceği ve yeni model Tayron hakkında önemli bilgiler aldık. BENZİNLİ VE HİBRİT MODELLER GELİŞTİRMEYE DEVAM EDECEĞİZ Tarihinde ilk kez kendi ülkesinde fabrika kapatma kararı alarak tüm dikkatleri üzerine çeken Volkswagen, aylarca süren işçi grevlerinin ardından geri adım atmış fabrika kapatmaktan vazgeçmişti. Fakat, Alman markanın yönetimi fabrika kapatmamanın bir karşılığı olarak 2030 yılı sonuna kadar Almanya da 35 binden fazla kişinin işten çıkarılmasını sendikalara kabul ettirmişti. İşte bu gelişmelerin ardından Volkswagen in geleceğinde izleyeceği yol da sektörde çokça tartışılır oldu. Bu konuda net konuşan Martin Sander, şirketin içten yanmalı motor üretimine devam edeceğini bildirdi. Volkswagen Binek Araç Yönetim Kurulu Üyesi Martin Sander, Çin’den yeni otomobiller gelmeye devam ediyor ve rekabet artıyor, bu yüzden maliyet yönetimi önem kazanıyor. Biz de daha verimli olmak adına bir takım adımlar attık, sendikalar ile yaptığımız anlaşma bu kapsamda değerlendirilebilir. Müşterilerimize geniş model yelpazesi sunmaya devam edeceğiz. Avrupa da rekabet çok fazla, müşteri beklentilerini karşılamaya çalışıyoruz. Bu yüzden elektrikli, benzinli ve hibrit seçenekler sunmaya devam ediyoruz ve yatırımlarımızı da bu yönde planlıyoruz dedi. ULAŞILABİLİR BİR ELEKTRİKLİNİN NASIL OLACAĞINI HERKES GÖRECEK Yakın bir gelecekte daha uygun fiyatlı elektrikli otomobiller tanıtacaklarını da sözlerine ekleyen Sander, ‘Volks’wagen (halkın otomobili) olduğumuz için daha alt segmentlerde ürünler sunmak zorunda olduğumuzu biliyoruz ve bunu özellikle elektrikli modeller ile yapacağız ve her ihtiyaca cevap vermeye çalışacağız diye konuştu. Sander in bahsettiği modellerden biri olan ID.2 modeli 2026 da satışa çıkacak. ID.Every1 , yani herkes için ID olarak adlandırılan ID. 1 modeli ise önümüzdeki hafta prototip olarak görücüye çıkacak. Sander bu model ile ilgili olarak, ID.1 i tanıttığımızda ulaşılabilir bir elektrikli aracın nasıl olacağını herkes görecek. Bu otomobil 2026 da satışa çıkacak. Almanya da geliştirilecek ve Avrupa’da Avrupa için başka bir ülkede üretilecek bilgilerini paylaştı. Bu modelin Avrupa fiyatının 20 bin Euro nun altında olması bekleniyor. Üretim yolcuğuna 1937 yılında halk tipi otomobil imal etme hedefiyle başlayan Volkswagen in adı Almanca da halkın arabası anlamına geliyor. ALMANYA DAN SONRA EN BÜYÜK PAZARI TÜRKİYE OLACAK Volkswagen Binek Araç Türkiye Genel Müdürü Gino Bottaro da, Tayron un Almanya dan sonra en büyük pazarının Türkiye olacağını vurguladı. Bottaro, 2025 için 10 bin adet Tayron satma hedefimiz bulunuyor. Ağustos ayında plug-in hibrit motor seçeneğini de getirmek istiyoruz dedi. Edindiğimiz bilgiye göre, 2024 sonunda elektrikli model ailesini Türkiye ye getirmeye başlayan Volkswagen Türkiye, sadece batarya ile çalışan otomobil satışlarını da bu yıl 10 bin adet olarak hedefliyor. Öte yandan, Tiguan ve Tayron ikilisinin markanın Türkiye de en çok satılan iki modeli olmasına da kesin gözüyle bakılıyor. Ayrıca, Tayron haricinde VW ürün gamında diğer modellerin de plug-in hibrit versiyonlarının Türkiye ye getirilmesi hedefleniyor. TIGUAN DAN 25 CM DAHA UZUN Marka yetkililerinin açıklamalarının ardından gelelim Tayron un özelliklerine… Yedi koltuklu versiyonda 850 litrelik ve beş koltuklu versiyonda 885 litrelik bagaj hacmi, sunan Tayron, kardeşi Tiguan dan 25 cm kadar daha uzun. Uzunluğu yaklaşık 4.8 metre olarak açıklanan Tayron, 0.28 Cd’lik hava sürtünme katsayısı ile de yakıt tüketiminde verimlilik sinyalleri veriyor. İç ve dış tasarımında Tiguan ile büyük ölçüde benzerlik gösteren Tayron, özellikle arka stop grubu ile Tiguan dan ayrılıyor. Stop grubundaki LED aydınlatmaların tasarımı ve bagaj kapağında yer alan aydınlatmalı VW logosu bu modele özel detaylar olarak karşımıza çıkıyor. Kabin içine geçildiğinde ise, büyüyen ölçülerin etkisiyle hem ön hem de arka kısımda daha geniş bir yaşam hacmi yolcuları karşılıyor. Ayrıca arka kapı üstlerinde sunulan güneş perdesi, suni deri kaplı dikişli detaylar ve yine arka kapılarda da gelen ambiyans aydınlatmalar Tiguan a kıyasla Tayron un artılar arasında yer alıyor. 100 KM YE KADAR ELEKTRİKLE GİDİYOR Tayron da sunulan güç seçeneklerinin detaylarına bakmakta fayda var. Türkiye de ilk olarak satışa sunulacak 1.5 litre hacminde ve 150 PS (110 kW) gücündeki eTSI motor markanın diğer modellerinde de kullanılıyor. Yapılan açıklamaya göre, bu güç ünitesi 48 voltluk elektrik sistemi mümkün olan her koşulda turboşarjlı benzinli motora destek vererek hem yakıt tüketiminde tasarruf sağlıyor hem de sistemin sağladığı 12 PS’lik ekstra güç ile daha fazla yükleme performansı sunuyor. Ayrıca, elektrik enerjisi geri kazanım sistemi (rekuperasyon) sayesinde otomobil uygun koşullarda süzülme modunda da yol alabiliyor. Yaz sonunda Türkiye ye getirilmesi planlanan ve yüzde 30 ÖTV diliminde yer alması için özel bir çaba harcanan 1.5 litre hacme sahip plug-in hibrit model 204 PS (150 kW) güç sunuyor. 19.7 kWh net batarya kapasitesi sayesinde bu versiyonda 100 km’nin üzerinde elektrikli menzil sağlanabiliyor. Tayron’un bataryaları, AC wallbox veya AC şarj istasyonlarında 11 kW’a kadar, DC hızlı şarj istasyonlarında ise 50 kW’a kadar hızlarda şarj edilebiliyor.
Source: Habertürk
Aziz Yıldırım”ın Nijerya için ürettiği gemi testleri başarıyla geçti
Dearsan Tersanesi’nin Nijerya İçin Ürettiği OPV-76 Gemilerinden İkincisi de Deniz Testlerini Başarıyla Tamamladı
Aziz Yıldırım’ın sahibi olduğu Dearsan Tersanesi tarafından Nijerya Donanması için inşa edilen ikinci OPV-76 açık deniz karakol gemisi de deniz testlerini başarıyla tamamladı. İki geminin de 2025 yılı içinde tamamlanarak Nijerya”ya teslim edilmesi planlanıyor.
Deniz Testlerinde Büyük Başarı
Dearsan Tersanesi, Kasım 2021’de Nijerya Donanması ile imzalanan anlaşmanın ardından iki OPV-76 gemisinin inşasına başlamıştı. İlk geminin başarılı deniz testlerinin ardından, P204 borda numarasını taşıyan ikinci geminin test süreci de başarıyla sonuçlandı.
30 Knot Hıza Ulaştı
76.8 metre uzunluğunda ve 11 metre genişliğindeki OPV-76, deniz testlerinde maksimum seyir hızı olan 30 knot’a ulaşarak manevra kabiliyeti ve açık deniz performansıyla beklentileri karşıladı. Ayrıca, güvertesinde orta boy bir helikopter taşıyabilecek kapasiteye sahip olduğu belirtildi.
ADVENT Savaş Yönetim Sistemi ile Donatılacak
2025 yılı içinde Nijerya’ya teslim edilmesi planlanan her iki OPV-76 gemisinde 43’er personel görev yapacak. Gemiler, Marlin 40 ana batarya topu, Aselsan 30 mm Muhafız Uzaktan Komutalı Stabilize Deniz Topu ve 12.7 mm Stamp RCWS gibi gelişmiş silah sistemleriyle donatılacak. Gemilerin savaş yönetim sistemi ise HAVELSAN tarafından üretilen ADVENT ile sağlanacak.
Dearsan, Nijerya İçin Üretimlerini Sürdürüyor
Dearsan Tersanesi, Nijerya Donanması için sadece OPV-76 gemileriyle sınırlı kalmayarak, ülkenin amiral gemisi konumundaki NNS ARADU (F89) Fırkateyni’nin modernizasyonu ve bir adet 57 metrelik Tuzla sınıfı deniz devriye botunun inşasını da sürdürüyor.
Source: Haber Merkezi
Türkiye”de de satılan ünlü meyve suyu markası iflas bayrağını çekmek üzere
Türkiye”de de satışı yapılan kahvaltılarda da tercih edilen meyve suyu markası kötü günlerden geçiyor. ABD”de 1947″de kurulan ve portakal suyu üretiminde devrim yaratan Tropicana, son yıllarda büyük finansal zorluklarla karşı karşıya. Florida”daki güçlü kasırgalar ve ormanlık alanları etkileyen hastalıklar, markanın en temel hammaddesi olan portakal üretimini ciddi şekilde sekteye uğrattı. Büyük bir üretim kaybı yaşayan markanın, portakal üretiminde son 88 yılın en düşük seviyesine düşmesinin beklendiği de belirtildi. NET KARI YÜZDE 10 AZALDI CNN Business”ta yer alan habere göre Tropicana, geçtiğimiz çeyrekte yüzde 4″lük bir gelir kaybı yaşarken, net karı yüzde 10 azaldı. Şirketin çoğunluk hissesine sahip olan PAI Partners, 30 milyon dolarlık acil bir kredi sağlarken azınlık hisseye sahip PepsiCo, yatırımının değerini 135 milyon dolar düşürdü.İklim değişikliği ve meyvelerdeki hastalıklar markayı zor durumda bırakırken iç değişikliklerin de şirketin imajını zorladığı değerlendirildi. Tüketiciler, portakal suyunun yüksek şeker içeriğinden kaçınarak daha sağlıklı alternatiflere yöneldi. Marka da bu talebe kulak vererek 2023″te sıfır şekerli bir portakal suyu serisi ve gazlı içecekler gibi yeni ürünler piyasaya sürdü. Ancak markanın 80 yıl boyunca portakal suyu ile özdeşleşmiş olmasının bu geçişi zorlaştırdığı belirtildi. SADIK MÜŞTERİLERDEN “HİLE” TEPKİSİ Şirketin yıllar önce “yeniden markalaşma” ile ambalaj tasarımında yeniliğe gitmesinden sonra şişe boyutunu küçültme kararı da tüketiciler tarafından olumsuz karşılandı. Tropicana, fiyatları artırmamak adına 52 ons”luk şişeyi 46 ons”a düşürdü. Ancak bu, markanın sadık müşterileri tarafından “hile” olarak değerlendirildi. Tüm bu zorluklar karşısında Tropicana, iklim değişikliği, hastalıklar, yüksek fiyatlar ve değişen tüketici tercihlerinin etkisiyle büyük bir krizle baş başa kaldı.
Source: Erdem Aksoy