Kahraman komutanlar Ankara’da görevde
ABB Başkanı Mansur Yavaş, yemin töreninde kılıç çatıp Mustafa Kemal’in askerleriyiz sloganı atan ve ihraç edilen beş teğmenin komutanlarına sahip çıktı. Yavaş, teğmenlerin ihraç edilen komutanı Albay Alper Topsakal’ı belediyenin ANFA Güvenlik şirketine genel müdür yardımcısı olarak atadı.
GÖREVE BAŞLADILAR
Yavaş, teğmenlerle birlikte ihraç edilen Tabur Komutanı Kurmay Yarbay Halit Türkoğlu’nu da belediyenin kültürel faaliyetlerini yürüten ANKET A.Ş’ye genel müdür yardımcısı yaptı. Kısa süre önce atamaları gerçekleştirilen iki komutanın görevine başladığı ve düzenli olarak mesailerine geldiği öğrenildi. Bölük Komutanı Binbaşı Murat Öztürk’ün ise memleketine döndüğü bildirildi. Albay Topsakal, ihracın ardından yayımladığı mesajında, “Her ne kadar üniformam çıkarılmış olsa da bundan sonra da vatanım ve milletim için çalışmaya devam edeceğim” demişti.
4 TEĞMENİ İŞE ALMIŞTI
Mansur Yavaş, 2023’te Tuzla Piyade Okulu’nda Atatürk rozeti takmayan teğmenlerle tartıştıkları için ordudan atılan dört teğmeni de belediye şirketlerinde işe almıştı. Teğmenlerin ABB’nin şirketleri ANFA Güvenlik, Anket A.Ş ve Belpa A.Ş’de çalıştıkları bildirildi.
TOPSAKAL GÜVENLİKTE
Siciliyle göz kamaştıran Albay Topsakal’ın çalıştığı ANFA Güvenlik şirketinin başında asker kökenli Bektaş Arslan var. 1992’den beri faaliyetini sürdüren ANFA Güvenlik’te 3 bin 800 kişi görevli. Topsakal Pençe-Kilit bölgesinde emrindeki komandolarla girilmez denilen sarp arazideki operasyonları başarıyla yönetmişti.
TÜRKOĞLU ANKET A.Ş’DE
İhraç edilen Kurmay Yarbay Halit Türkoğlu’nun görev aldığı ANKET A.Ş Ankara’yı tanıtmak için çalışıyor. Kurmay Yarbay Halit Türkoğlu 15 yıllık askerlik yaşamında 155 takdire layık görüldü. Türkoğlu, Fırat Kalkanı, Zeytindalı harekâtlarında plan subaylığı yaptı, Pençe-Yıldırım operasyonunun harekât planlarını hazırladı.
Source: Erdoğan Süzer
Ya barış üçgeni ya da şeytan üçgeni olacak
Buradan sonra ne olacağını Cumhurbaşkanı Erdoğan defalarca söyledi. Uzatılan elin nasıl demir bir yumruğa dönüşeceğini resmen açıkladı.Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın 24 Kasım 2024’te gazetelerin Ankara temsilcileriyle yaptığı sohbet sırasında söylediği şu sözler önemlidir:“Trump yönetiminin PKK/PYD ile olan ilişkiyi gözden geçireceklerini değerlendiriyorum. Çünkü, biz bu konuda ne kadar ciddi olduğumuzu kendilerine her fırsatta iletiyoruz. Demokratlar böyle bir arayışın içerisine son zamanlarda girmişlerdi. Bölgede bizim kendi güvenliğimizi sağlamak için her türlü adımı atacağımızı, atmaya hazır olduğumuzu ABD görüyor. Belli konularda kendilerinden bir tavır değişikliği beklediğimizi de görüyor.”TAM VURMUYORSAK NEDENİ VARVe işte Fidan’ın en kritik cümlesi:“Hani belli operasyonları farklı türden yapıyorsak, bunun sebebi beklentilerimizin karşılanmasına imkân sağlamaktır. Ama arazideki durum daha farklı türden bir operasyonu zorunlu kılarsa Cumhurbaşkanımız da ifade etti, elbette gereği yapılır.”Arkadaşlar şu cümlenin altını en kalın çizgilerle çiziyorum:“Belli operasyonları farklı türden yapıyorsak, bunun sebebi beklentilerimizin karşılanmasına imkân sağlamaktır.”Yani…(Belirli operasyonları farklı türden yapıyorsak) sözünün bendeki karşılığı şudur:“Size defalarca ilettiğimiz beklentilerimizi karşılamanız için; PKK/PYD’yle ilgili bazı kararları almanız için müttefiklik bağlamında imkân ve özen gösteriyoruz. Cesaret, imkân ve kabiliyetlerimizden kuşku duyulmasın.”YENİ ŞAM YÖNETİMİ BİR FIRSATTIRBugüne gelirsek;Bakan Fidan, Ankara temsilcilerine bu sözleri söyledikten sonra önemli gelişmeler oldu.Artık Şam’da yeni bir yönetim var.Ve bu yönetim ABD ve İsrail’in beklentilerine uygun olarak İran’la arasına belirli bir mesafeyi koymuş durumda.Bu yeni yönetim kendi milli ordusunu oluşturdu. Ve şimdi PYD/SDG’den bu ordunun hiyerarşik yapısına dahil olmasını istiyor.Ancak Pentagon’dan gelen “YPG, bizim DEAŞ’la mücadele ortağımız” açıklamaları…ABD’nin üst düzey komutanlarının YPG’yi ziyaretleri. Yeni Şam Yönetimi Başkanı Ahmed eş Şara’nın hareket kabiliyetini kısıtlıyor.Şimdi bu aşamada Başkan Trump’ın nasıl bir tavır alacağı bekleniyor.Sanıyorum;Bakan Fidan’ın “Belli operasyonları farklı türden yapıyorsak, bunun sebebi beklentilerimizin karşılanmasına imkân sağlamaktır” sözünün anlamı burada ortaya çıkıyor.İşte bu noktada “niyetler”, “planlar”, “hazırlıklar” ortaya çıkacaktır.Irak ve Suriye’nin kuzeyinde İsrail’in güvenliğini garantilemeyi amaçlayan bir “özerk terör koridoru” isteğinin devam edip etmediği bu noktada anlaşılacaktır.O bölgenin “barış üçgeni” mi yoksa “şeytan üçgeni” mi olacağı görülecektir.BARDAĞIN DOLU TARAFIBütün bunları alt alta yazarsak;İmralı’dan gelen çağrı önemlidir. Bu çağrının elbette yansımaları olacaktır. Kandil’in kabul ettiğine yönelik bilgiler de var. Değişik haber kanallarında birçok olumsuz, soru dolu ifadeler de var.İmralı’dan yapılan çağrının üzerinden daha birkaç gün geçmesine rağmen çok tahrikkâr yorumlar da görüyorum.Sorular var mı?Elbette var…Bunca yıllık kan, bunca yıllık acılar… Ve hassasiyetlerimiz.Elbette karşımızda sınırlarımızı aşan kanlı bir organizasyonun tarihi ve beklentileri var.Ama şundan eminim…Bu vatana ve bayrağa hepimiz kadar âşık…Vatansever bir devlet ekibi bu gelişmeyi yakından takip ediyor.Biz ne kadar endişeliysek, onlar da öyle…Biz ne kadar “Terörsüz Türkiye”yi istiyorsak, onlar da öyle…Yazımın başında vurguladığım “şeytan üçgeni”ni ben ne kadar sorguluyorsam, onlar da öyle…O yüzden ben bu ekibin samimiyetine güveniyorum.Ve bu yüzden de ben şimdilik,Bardağın dolu tarafına bakıyorum.
Source: Fatih Çeki̇rge
Bölücü terörün paradigması iflas etti: ‘Muhatap Öcalan’ yalanı da çöktü
Terör örgütünün 1. Kongresi adı verilen toplantıda örgütlenme faaliyetlerine hız verilmesi, program ve kuruluş bildirgesinin hazırlanması kararlaştırıldı. Toplantıya katılanlardan Şahin Dönmez’in 1979 yılı Mayıs ayında yakalanarak itiraflarda bulunması örgütte paniğe sebep oldu. Bir yandan diğer Kürt siyasi gruplara saldırılıp suikastlar düzenleyen PKK’da “işbirlikçi-ajan” diye örgüt içi infazlar yapıldı. Örgütte tek sözde lider olarak kalan Öcalan, Suriye istihbaratının yardımıyla 1979 yılı Haziran ayında sınırı geçerken ‘terör örgütünün kuruluşunun büyük bir eylemle duyurulması’ talimatını verdi.BUCAK AŞİRETİNE SALDIRI VE BİLDİRGETürkiye’deki eylemleri sırasında da desteğini aldığı Suriye istihbaratının korumasında; bugün PKK/PYD’nin merkezi olan Ayn-El Arap yani Kobani’ye, sonra da Şam’da saklanan Öcalan’ın talimatıyla 29 Temmuz 1979’da Adalet Partisi milletvekili, Bucak aşireti liderlerinden Mehmet Celal Bucak’a yönelik saldırı gerçekleştirildi. Saldırıda Bucak yaralandı. Kayınpederi ve 9 yaşında bir çocuk hayatını kaybederken, PKK’lı teröristler olay yerine kuruluş bildirgesini bıraktılar. Saldırının büyüklüğü nedeniyle tüm basının sayfalarına taşıdığı PKK’nın kuruluş bildirgesinde amacı şöyle anlatılıyordu: “Bağımsız ve birleşik bir Kürdistan’da bir halk diktatörlüğü kurmak…” PKK elebaşı; Türkiye, Suriye, İran ve Irak’tan kopartılacak parçalarla oluşturulacak sözde “Bağımsız ve birleşik Kürdistan” söylemini sonraki yıllarda “federasyon” ve “bölgesel özerklik” şekline dönüştürdü.45 YIL SONRA YENİLGİNİN İLANIAma terör örgütü 45 yılda ne Türkiye’yi ne de Türk milletini bölebildi. Sadece Esad yönetimi altındaki Suriye tarafından değil Sovyetler Birliği, İran, Avrupa ülkeleri, ABD ve İsrail tarafından desteklenen terör örgütü, 16 bin resmi ve sivil şehidimizin ve on binlerce gazimizin kahramanlığı, TSK, Jandarma, Emniyet ve korucularımızın mücadelesi, Türk milletinin ekonomik maliyeti 2 trilyon doları bulan teröre karşı mücadeleye verdiği destekle amacına ulaşamadı. PKK elebaşının 27 Şubat günü yaptığı çağrısındaki şu cümle bunun ilanı oldu: “Aşırı milliyetçi savruluşunun zorunlu sonucu olan, ayrı ulus-devlet, federasyon, idari özerklik ve kültüralist çözümler tarihsel toplum sosyolojisine cevap olamamaktadır.”45 yıl önce sözde “bağımsız ve birleşik Kürdistan” diye teröre başlayan Öcalan, 27 Şubat 2025 günü ne bağımsız Kürt devleti, ne federasyon ne de özerkliğin çözüm olduğunu söyledi.PKK VE YANDAŞLARI ŞOKTABu yalnızca PKK değil Suriye kolu PKK/PYD, Avrupa yapılanması, Türkiye’deki siyasi kolu PKK/DEM açısından da tam anlamıyla paradigmasının çöktüğü an oldu. Öyle ki sözde temel strateji çöktüğü ilan edilince, bu amaç için kullanılan araç olan PKK terör örgütünün “anlam yoksunluğuna” düştüğü bizzat kurucusu tarafından itiraf edildi.PKK elebaşı artık kimlik tartışmaları sorunun çözüldüğü Türkiye üzerinde, sözde bağımsız aynı bir devlet, federasyon ve özerklik hedefi kalmayan, dolayısıyla “anlam yoksunluğuna düşen” PKK’nın kendini neden feshetmesi gerektiğini şu cümlelerle anlattı: “1990’larda reel-sosyalizmin iç nedenlerle çöküşü ve ülkede kimlik inkârının çözülüşü, ifade özgürlüğünde sağlanan gelişmeler, PKK’nın anlam yoksunluğuna ve aşırı tekrara yol açmıştır. Dolayısıyla ömrünü benzerleri gibi tamamlamış ve feshini gerekli kılmıştır.”Öcalan, kendi deyimiyle “Bu çağrının tarihi sorumluluğunu üstlenerek” kurucusu olduğu PKK’ya bağlı tüm gruplara, “Kongrenizi toplayın ve karar alın; tüm gruplar silah bırakmalı ve PKK kendini feshetmelidir” şeklinde çağrı yaptı ve kendisi açısından noktayı koydu.ÇAĞRIYA UYMAYACAKLARINI BİLİYOR “Tüm gruplar” derken elbette PKK/KCK yapılanmasının tamamını, yani Türkiye, Suriye, İran, Irak ve Avrupa yapılanmalarını kastetti. Ama geçmiş tecrübelerden yola çıkarak çağrısının aynı şekilde karşılık görmeyeceğini bildiğinden el yazısıyla 3.5 sayfalık yazının son cümlesini “Çağrıma kulak veren tüm kesimlere selam” ile bitirdi.Benim de, konuya ihtiyatlı yaklaşan kesimlerin de, devletin de tahmin ettiği gibi PKK’ya bağlı gruplardan arkasını ABD ve İsrail’e dayayan PKK/PYD elebaşı Mazlum Abdi, “Çağrı bizi kapsamıyor” dedi. PKK Yürütme Konseyi de Öcalan’ın çağrısını destekliyor görünüp sözde ateşkes ilan edip; silah bırakmaktan bahsetmeden, örgütün feshi konusunda Öcalan’ın bizzat başkanlık etmesi gibi asla olmayacak şartlar öne sürüyor.PKK/KCK yürütme konseyi üyesi ve Avrupa yapılanması sorumlusu Zübeyir Aydar da çağrının Suriye’deki PKK yapılanmasını kapsamadığını, anayasa dahil hukuki adım, devletin adımlar atması gerektiğini söyleyerek kendince şartlar öne sürüyor.PKK/DEM adına konuşan Gülistan Koçyiğit, PKK elebaşı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne hiçbir çağrı yapmadığı, herhangi bir şart öne sürmediği halde “Metin, PKK’ya çağrı yaptığı kadar devlete de çağrı yapıyor. Bu çağrının Suriye’ye yönelik olmadığının altını çizmek gerek” diyerek çağrıya uymayacaklarını belli etti.KADİFE ELDİVEN İÇİNDE DEMİR YUMRUKGeçmiş tecrübelerde olduğu gibi tüm bunlar hesap edildi. PKK ve bağlı grupların bunu yapacakları hesaplandı. Nitekim, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şehit aileleri ve gazilerle iftardaki, ekimden bu yana kullandığı “devletin kadife eldiven içindeki demir yumruğu” benzetmesi neler olacağını gösteriyor: “Uzattığımız elin havada bırakılması veya ısırılması halinde de demir yumruğumuzu daima hazır tutuyoruz. Şayet verilen sözler tutulmaz, süreç bir şekilde oyalama, savsaklama, göz boyama, isim değiştirip bildiğini okuma gibi şark kurnazlıklarına evrilmeye çalışılırsa günah bizden gider. Halen devam eden operasyonlarımızı, gerekiyorsa taş üstüne taş, omuz üstünde baş bırakmadan son teröristi bertaraf edene kadar sürdürürüz.”“MUHATAP ÖCALAN” YALANMIŞSonuç şu; PKK elebaşı Kürt sorunu olmadığını, PKK terör örgütünün sadece silah bırakma değil kendisini feshetmesi gerektiğini gerekçeleriyle anlatarak etnik bölücülük ayrı bir devlet, federasyon ve özerklik peşinde olanların tüm paradigmalarına son verdi.Öcalan’ın açıklamasını destekliyormuş gibi görünen ama çağrıya uymayacaklarını belli eden PKK/KCK-PYD/YPG, PKK/DEM, PKK Avrupa yapılanmasının yıllardır özel önem atfettikleri, sözde “önder” dedikleri PKK elebaşı için “muhatap Öcalan” sözünün de nasıl büyük bir yalan olduğu ortaya çıktı. Çünkü biliyoruz ki artık Kürtleri temsil etmeyen bu grupların patronu ABD ve Siyonist soykırımcı İsrail. Dolayısıyla Türkiye biliyor; muhatap ABD ve soykırımcı İsrail. Dolayısıyla demir yumruğun hedefi emperyalistler ve onlara uşaklık edenlerdir.
Source: Nedim Şener
Kolombiya Cumhurbaşkanı Petro, Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy”i eleştirdi
Petro, sosyal medya platformu X hesabından Rusya-Ukrayna Savaşı”na ilişkin açıklamada bulundu.
Zelenskiy”nin Batı tarafından yalnız bırakıldığını savunan Petro, “Zelenskiy, Batı silahlarıyla bir savaş başlattı ve şimdi ihanete uğradı. Kendi silahlarını kullanan Rusya tarafından silahsız bırakıldı. Bu durumda Zelenskiy, politikasını değiştirmeli ve Slav halkları arasındaki birliği sağlamaya çalışmalı.” değerlendirmesinde bulundu.
Petro, taraflar arasında diyalog çağrısında bulunarak, “21. yüzyılın savaşları, fosil ekonomisinin savaşlarıdır. Zelenskiy, Vladimir Putin ile doğrudan, herhangi bir aracı olmadan konuşmalı ve Slav dünyasında siyasi ve ekonomik bir barış anlaşmasını dünyaya açık hale getirmelidir.” ifadelerini kullandı.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
Source:
İran Cumhurbaşkanı Yardımcısı Zarif istifa etti
İran resmi haber ajansı IRNA”ya göre, Stratejik İşlerden Sorumlu Cumhurbaşkanı Yardımcısı Zarif, istifa mektubunu Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan”a sundu. Pezeşkiyan”ın Zarif”in istifa mektubuna henüz yanıt vermediği belirtildi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Zarif”in istifasının Ekonomi Bakanı Abdunnasır Himmeti”nin Meclis tarafından azledilmesinden sonra gelmesi dikkati çekti. Ekonomideki sorunlara karşı etkisiz kalmakla suçlanan Himmeti dün Meclis tarafından azledilmişti. Eski Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani döneminde 2013-2021 yılları arasında Dışişleri Bakanı olarak görev yapan Zarif, 2015″te imzalanan nükleer anlaşmanın mimarlarındandı. Zarif, ağustosta Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan tarafından Stratejik İşlerden Sorumlu Cumhurbaşkanı Yardımcısı olarak atanmıştı. Aşırı muhafazakar grupların hedefinde olan Zarif, hükümetin Mecliste güven oyu aldığı ağustosta da istifa ettiği imasında bulunmuş ancak daha sonra görevine devam etmişti. Zarif son olarak ocakta İsviçre”nin Davos kasabasında düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu”nda (WEF) başörtüsü yasağı ve Hamas”ın 7 Ekim 2023″teki saldırılarına ilişkin yaptığı açıklamaları nedeniyle ülkedeki aşırı muhafazakar grupların tepkisini çekmişti. Zarif aleyhinde Tahran ve Meşhed”de bazı gruplar tarafından gösteriler düzenlenmişti.
Source: Internet Haber
Sudan”da “paralel hükümet kurma” adımlarına ret
Ürdün Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, “Krizin çözümüne yönelik çabaları engelleyen ve kardeş Sudan Cumhuriyeti”nin birliğini tehdit edebilecek girişimleri reddediyoruz.” ifadeleri kullanıldı.Açıklamada, “Ürdün, Sudan”daki krizin çözümüne yönelik ülkenin güvenliğini, istikrarını, egemenliğini ve vatandaşlarının huzurunu koruyacak çabaları desteklemektedir.” denildi.- Kenya”da paralel hükümet anlaşmasıSudan hükümeti, Kenya”yı ordu ile 15 Nisan 2023″ten bu yana çatışan “Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) için hükümet kurma komplosuna ev sahipliği yapmak”la suçladı ve 20 Şubat”ta Nairobi Büyükelçisi Kemal Cebbara”yı geri çağırarak Kenya”ya resmi protesto çekti.Kenya”nın başkenti Nairobi”de, 22 Şubat”ta Sudan”daki HDK ile bazı siyasi gruplar ve silahlı hareketler arasında “paralel hükümet” kurulmasını öngören bir anlaşma imzalandı.Kenya ise yaptığı açıklamada, toplantılara ev sahipliği yapmalarının Sudan”daki savaşı durdurmaya yönelik bir çaba olduğunu ve BM ile Afrika Birliği ile koordineli olarak hareket ettiklerinin altını çizdi.- SUDAN”DAKİ SON DURUMSudan ordusu, başkent Hartum”un batısında yer alan Umdurman bölgesinde kontrolünü pekiştirdikten sonra 26 Eylül 2024″te başlattığı kara operasyonuyla savunma pozisyonundan saldırı pozisyonuna geçmişti.Sudan ordusu, Hartum, Cezira, Beyaz Nil ve Kuzey Kurdufan eyaletlerinde ilerlemeler kaydetmişti.Sahadaki kaynaklar, ordunun Hartum, Umdurman ve Bahri diye 3 bölgeden oluşan başkentin kuzeyindeki Bahri”nin yüzde 90″ını, batıdaki Umdurman”ın büyük bölümünü ve ortadaki Hartum”un ise yüzde 60″ını kontrol ettiğini belirtiyor.Hartum, Cumhurbaşkanlığı Sarayı ve uluslararası havalimanına ev sahipliği yapıyor. HDK ise şehrin doğu ve güney mahallelerinde varlığını sürdürüyor.
Source: Www.star.com.tr
Terör örgütü YPG, İmralı’nın çağrısına direniyor YPG yöneticisi “İsrail masada olmalı” dedi
İmralı Adası’nda terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan, PKK’ya silah bırakma ve kendini lağvetme çağrısı yaptı. Dün ise, teröristbaşı Abdullah Öcalan”ın PKK”ya silah bırakma çağrısı sonrası Kandil”den açıklama geldi. PKK Yürütme Komitesi, “Çağrının içeriğine olduğu gibi katılıyoruz ve kendi cephemizden çağrının gereklerine uyacağımızı ve uygulayacağımızı belirtiyoruz. Bugünden geçerli olmak üzere ateşkes ilan ediyoruz” dedi. tv100 Dış Haberler Müdürü Ahmet Yeşiltepe YPG”nin İmralı”nın çağrısına neden uymadığına dair çok önemli tespitlerde bulundu. Yeşiltepe şu ifadeleri kullandı: “YPG terör örgütünün Suriye’de uzun süredir kendine ortak aradığı, tutunacak bir dal aradığı aşikar. PKK lideri Abdullah Öcalan’ın örgüte yönelik yaptığı silah bırakma çağrısı bölgedeki dinamikleri değiştirdi. Yeniden şekillendirdi belki öyle söylemek lazım. YPG /SDG LİDERİ MAZLUM ABDİ: SİLAH BIRAKMA ÇAĞRISI BİZİMLE İLGİLİ DEĞİL Terör örgütü YPG lideri Mazlum Abdi’nin bu çağrıya verdiği yanıt örgütün İsrail’le olan ilişkileri uzun bir süredir konuşuluyordu. Mazlum Abdi yaptığı açıklamada Öcalan’ın çağrısının doğrudan YPG’yi kapsamadığını belirtmişti ve muhataplarının Şam yönetimi olduğunu söylemişti. AHMET YEŞİLTEPE: “TERÖR ÖRGÜTÜ UZUN ZAMANDIR KENDİSİNE ORTAK ARIYOR” Ancak PKK ile YPG arasındaki organik ilişki yıllardır biliniyor. Özellikle İsrail’le kurulan ilişkiler ve destek arayışı YPG’nin bölgedeki varlığının bir çabası olarak görülüyor. Bu durum YPG’nin Kürt halkının çıkarlarından ziyade bölgedeki diğer aktörlerin politikaları doğrultusunda hareket ettiği yönündeki tartışmaları da beraberinde getirdi. Terör örgütü kendisine uzun zamandır kendisine ortak arıyor.YPG’nin verdiği yanıt ve örgütün İsrail ile yakınlaşması uzun zamandır konuşuluyordu.3 hafta önce İsrail basınında YPG”nin, ABD”nin bölgeden çekilmemesi için İsrail”den yardım istediğini açıklanmıştı. İLHAM AHMED İSRAİL”İ İŞARET ETMİŞTİ 3 Şubat’ta YPG’nin dış ilişkiler sorumlusu İlham Ahmed Ortadoğu’nun güvenliği için İsrail’in masada yer alması gerektiğini açıklamıştı. Ahmet El Şara’nın devlet başkanı ilan edildiği toplantıyı meşru görmediğini açıklamıştı. Bu aslında örgüt içinde iki başlılık ya da farklı görüşlerin olduğu düşüncesine de yol açtı. “İSRAİL YPG”Yİ NEDEN KORUYOR?” İsrail hemen doğusunda Suriye başta olmak üzere Türkiye’nin özgül ağırlığının olduğunu bir yeni gelişmeyi istemiyor. Bölgede kendisiyle aynı yönde hareket edebilecek bir müttefik arayışı içinde. Abdullah Öcalan tabi yaklaşık 40 yıldır süren çatışmaların sona ermesi amacıyla çağrıda bulununca, bu çağrı özellikle İsrail tarafında endişeye yol açtı. Türkiye’de ve uluslararası arenada geniş yankı uyandırdı bu çağrı ama İsrail temkinli yaklaştı. ABD’nin Suriye’den çekilme ihtimali tabi YPG’yi daha da yaklaştırdı. Alternatif destek arayışlarına yönlendirdi. Bu bağlamda İsrail’le kurulan daha yoğun istişareler iletişim kanalları örgütün varlığını sürdürme stratejisinin de bir parçası olarak değerlendiriliyor. Bu durum YPG’nin Kürtler için değil aslında İsrail’in çıkarları için çalışan bir örgüt olduğunu da net bir şekilde ortaya koyuyor. “ÖRGÜT İÇİNDE TARTIŞMALARA NEDEN OLDU” YPG’nin çağrıyı üzerine almaması örgüt içinde de tartışmalara neden oldu. Mazlum Abdi öncelikle olumlu bir yaklaşım öne sürdü, ancak “Bizi kapsayan bir çağrı değildir” dedi. Kendilerinin “Kürt halkının temsilcisi olduğunu” ifade etti ve bu çağrıya uymayacaklarını söyledi. Ahmed”in sadece silah bırakmakla değil, İsrail ile işbirliği konusunda ısrarcı olmaları örgüt içinde çatlakların olduğunu gösteriyor. Silah bırakma sürecinde Şam yönetimi mi , Öcalan”ın çağrısı mı etkili olacak göreceğiz. İsrail”den destek beklemeleri örgüt içinde bir zayıflama ve yeni koruyucu arama anlayışının olduğunu gösteriyor.”
Source: Internet Haber
Aziz Yıldırım”ın Nijerya için ürettiği gemi testleri başarıyla geçti
Dearsan Tersanesi’nin Nijerya İçin Ürettiği OPV-76 Gemilerinden İkincisi de Deniz Testlerini Başarıyla Tamamladı
Aziz Yıldırım’ın sahibi olduğu Dearsan Tersanesi tarafından Nijerya Donanması için inşa edilen ikinci OPV-76 açık deniz karakol gemisi de deniz testlerini başarıyla tamamladı. İki geminin de 2025 yılı içinde tamamlanarak Nijerya”ya teslim edilmesi planlanıyor.
Deniz Testlerinde Büyük Başarı
Dearsan Tersanesi, Kasım 2021’de Nijerya Donanması ile imzalanan anlaşmanın ardından iki OPV-76 gemisinin inşasına başlamıştı. İlk geminin başarılı deniz testlerinin ardından, P204 borda numarasını taşıyan ikinci geminin test süreci de başarıyla sonuçlandı.
30 Knot Hıza Ulaştı
76.8 metre uzunluğunda ve 11 metre genişliğindeki OPV-76, deniz testlerinde maksimum seyir hızı olan 30 knot’a ulaşarak manevra kabiliyeti ve açık deniz performansıyla beklentileri karşıladı. Ayrıca, güvertesinde orta boy bir helikopter taşıyabilecek kapasiteye sahip olduğu belirtildi.
ADVENT Savaş Yönetim Sistemi ile Donatılacak
2025 yılı içinde Nijerya’ya teslim edilmesi planlanan her iki OPV-76 gemisinde 43’er personel görev yapacak. Gemiler, Marlin 40 ana batarya topu, Aselsan 30 mm Muhafız Uzaktan Komutalı Stabilize Deniz Topu ve 12.7 mm Stamp RCWS gibi gelişmiş silah sistemleriyle donatılacak. Gemilerin savaş yönetim sistemi ise HAVELSAN tarafından üretilen ADVENT ile sağlanacak.
Dearsan, Nijerya İçin Üretimlerini Sürdürüyor
Dearsan Tersanesi, Nijerya Donanması için sadece OPV-76 gemileriyle sınırlı kalmayarak, ülkenin amiral gemisi konumundaki NNS ARADU (F89) Fırkateyni’nin modernizasyonu ve bir adet 57 metrelik Tuzla sınıfı deniz devriye botunun inşasını da sürdürüyor.
Source: Haber Merkezi
ADD Genel Başkanı”ndan ‘İmralı mektubu’ yorumu: Utanç verici, ibretlik bir süreç yaşıyoruz
MHP lideri Devlet Bahçeli”nin 22 Ekim”de yaptığı çağrı ile başlayan sürecin en önemli aşamasına gelindi. Teröristbaşı Abdullah Öcalan”ın İmralı heyetiyle görüşmesinden sonraki çağrısı Ahmet Türk tarafından Kürtçe, Pervin Buldan tarafından Türkçe okundu. Öcalan”ın mektubunun okunması sonrasında siyasetin gündemine düşen mektubun ardından siyasi partilerin açıklamaları da art arda gelmeye devam ederken Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı Hüsnü Bozkurt’ta, PKK’nın silah bırakması ve kendini feshetmesi çağrısına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
“DEVLETİN LAİK, ÜNİTER, ULUS YAPISI HEDEF ALINDI”
Teröristbaşı Abdullah Öcalan”ın mektubunda YPG/PYD ve KCK ile ilgili herhangi açıklamanın yapılmadığına dikkat çeken Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı Mustafa Hüsnü Bozkurt, “Bu bir ABD projesi bunun yerli ve milli bir proje olmadığı çok ortada. Amerika Birleşik Devletleri’nin Orta Doğu planları doğrultusunda, Suriye’deki son gelişmeler bağlamında Türkiye’de de böyle bir yeni açılım süreci başlatıldı. PKK denilen yapı bir emperyalist ABD’nin Türkiye’yi baskı altına almak ve amacı doğrultusunda davranmasını sağlamak için oluşturduğu bir taşeron örgüt. PKK Türkiye’nin dinamiklerinden değil daha çok dış dinamiklerden kaynaklı olan bir oluşumdur. PKK kendini feshetti diye açıklama yapılıyor, PKK dediğimiz yapı İran’da PJAK, Suriye’de PYD/YPG, Türkiye’de de PKK adına terör faaliyetleri yürüten bir yapının içinde yer alan bir alt örgüttür. Bunun üst örgütünün KCK’dır peki açıklamada KCK geçiyor mu? Hayır. Suriye’den tek sözcük var mı? Hayır. İran, Irak ya da bölgeyle ilgili bir şey söyleniyor mu? Hayır. Bu açıklamanın sonrasında Sırrı Süreyya Bey’in ilave ettiği şu kısa not çok dikkatli okunmalı. Devletin gözü önünde anayasaya ihlal suçu işlendi o bildiri okunarak. Türkiye cumhuriyeti Devleti’nin anayasasının değiştirilmesi teklif edilemez maddeleri, 42. ve 66. maddesi, laik, üniter, ulus devlet yapısı, aydınlanma devrimlerinin hepsi hedef alındı. Bu bir anayasa suçudur ve falcılar bile yatar olmayan suçlamalarla hapse takılırken bu anayasa suçunu işleyenler ve ona göz yumanlar takipsiz kaldı” diye konuştu.
“BÜTÜN YAPILARINI PYD/YPG’YE NAKLETMİŞ PKK KENDİNİ FESİH ETSE NE OLUR?”
‘Dünyanın neresinde devlet bir terör örgütüyle 40-41 senelik mücadeleden sonra oturup bu şekilde pazarlık edebilir?’ diye soran Bozkurt, “Onun ötesinde açıklama ne söylüyor, ‘ortaya konulan bu perspektiften sonra pratikte silahların bırakılması için demokratik siyaset ve hukuki boyutun tanınması gerekir’ diyor. Aynı açıklamaları Tuncer Bakırhan’da yapıyor. Suriye’de PYD’nin başındaki adam olan Mazlum Abdi, ‘bu açıklama bizi kapsamıyor’ dedi. Ben buradan soruyorum bütün yapılarını PYD/YPG saflarına nakletmiş olan PKK silah bıraksa ne olur kendini fesih etse ne olur? KCK’yı ne yapacağız, PYD/YPG’yi ne yapacağız? Şimdi bu açıklama karşılığında Kandil”deki terör örgütü yöneticileri ‘kongremizi yapıp kendimizi fesih edelim ama bunun için güvenli ortam oluşturulsun’ diyor. Neresinden bakarsanız bakın utanç verici, devletimizin ciddiyeti, onuru, itibarınız açısından gerçekten ibretlik bir süreç yaşıyoruz. Buradaki mesele terörü bitirmek falan değil bu terör 1999’da bitmişti. AKP iktidara geldiğinde Türkiye’de terör var mıydı? Türkiye cumhuriyeti ordusu bu işi bitirmişti. Bu adamlar eylem yapamaz durumdaydı dağılma noktasına gelmişti. Bu AKP iktidara geldiğinde terörsüz Türkiye vardı zaten ne oldu da 23 yıl sonra terörsüz Türkiye için bu heriflerle pazarlık ediyor bu iktidar?” dedi.
“İMRALI HEYETİNİN OKUDUĞU O MEKTUP İMRALI’DAKİ ADAMIN YAZDIĞI BİRŞEY DEĞİL”
İmralı heyeti tarafından okunan metnin Abdullah Öcalan tarafından yazılmadığını belirten Bozkurt, ,”İşin neresinden bakarsan bak utanç vericidir ben Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı olarak bunu katiyen kabul etmiyorum. Hiçbir barış kanla sağlanamaz burada barışa karşı falan çıkan yok. Mesele sizin barış dediğinizin ne olduğu. Eğer barış dediğiniz şey öğretmenlerimiz, askerimizi, polisimizi, çocuklarımızı katleden eli kanlı katiller demokratik siyaset hakkına kavuşup hukuki boyutu kullanarak gelip siyaset yapsınlar ise millete sorun o zaman ne diyor? İmralı heyeti tarafından okunan o metin İmralı’daki adamın yazdığı bir şey değil. O metnin içinde ABD yetkilileri de var, Türkiye’nin yetkilileri de var peki meclis neresinde? Ülkenin bölünme hedefi haritasıyla sabit olan büyük Ortadoğu projesinin tüm hızıyla yürüdüğü Somali’yi, Sudan’ı, Mısır’ı, Afganistan’ı hallettikten sonra şimdi Suriye’yi de halledip gözünü İran ve Türkiye’ye diktiği bir süreçte öyle bir tehlikeyle karşı karşıya olan bir ülkenin siyaseti kimse kusura bakmasın oy kaybıyla hareket edemez” ifadelerini kullandı.
Source: Evren Demi̇rdaş
Yaptırımların kaldırılması masada! Ankara”da Suriye güvenlik zirvesi
Türkiye ile İngiltere arasında bugün Ankara”da Suriye konulu istişareler düzenlenecek. Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgiye göre istişareler, Dışişleri Bakan Yardımcısı Nuh Yılmaz ile İngiltere Dışişleri Bakanlığında Orta Doğu, Kuzey Afrika, Afganistan ve Pakistan”dan Sorumlu Devlet Bakanı Hamish Falconer başkanlığında yapılacak. İstişarelerde Suriye başta olmak üzere ortak gündemde yer alan bölgesel konular hakkında fikir alışverişinde bulunulması planlanıyor. ŞAM YÖNETİMİNE DESTEKBakan Yardımcısı Yılmaz”ın, istişareler kapsamında Suriye”nin güvenliği, istikrarı ve ekonomik durumu hakkında Türkiye”nin görüş ve beklentilerini muhatabına aktarması bekleniyor. Görüşmelerde, Suriye”deki yönetimin, merkezi bir hükümet dahilinde ulusal uzlaşıyı tesis etmeye dönük adımlarının uluslararası toplum tarafından desteklenmesinin önemine ve Suriye”nin yeniden inşası ve ekonomik kalkınması için yaptırımların ön koşulsuz olarak tamamen kaldırılmasının gerekliliğine odaklanılması öngörülüyor.Suriye”nin geleceğinde terörizme yer bulunmadığının vurgulanacağı görüşmelerde, İsrail”in Suriye”nin egemenliğini açık şekilde ihlal ve tehdit eden eylemlerinin durdurulması gerektiğine odaklanılması bekleniyor. İsrail”in “Suriye” iddiasına cevapTürkiye Netanyahu”nun uykularını kaçırdı! “Türk askeri Suriye ordusunu eğitmesin”Bakan Güler SAVTEK Dergi”ye konuştu: Suriye”yi terk etmekten başka çareleri yok
Source: Www.star.com.tr
M. Yalçın Yılmaz yazdı: Atlantik cephesinde restleşme
Ukrayna lideri Zelenski”nin Trump ve ekibi tarafından diplomatik nezakete yakışmayacak bir tavırla aşağılanması şok etkisi yarattı. Avrupalı liderler Zelenski”ye sahip çıkan açıklamalar yaparken ABD”ye karşı ortak bir cepheye doğru sürüklendiler.Ukrayna”yı adım adım felakete sürükleyen turuncu devrim sevdası birçok ülkeyi ABD hegemonyasına bağımlı hale getiren bir süreç. Soğuk Savaş sonrası Doğu Bloku ülkeleri birer birer AB ve NATO üyesi yapılarak büyük şirketlere pazar haline getirildi. Birçok ülke kültürel hegemonya karşısında yenik düştü ve parlak beyinlerini gelişmiş ülkelere kaptırdı. 2000″li yıllarda neo-liberal sermaye fonlarının sömürge havzası hiç şüphesiz Doğu Avrupa oldu.2000″li yıllarda Ukrayna”daki Batı taraftarları, coğrafi konumu ve güç dengesini dikkate almadan Rusya karşıtlığını yükselttiler. Bu süreç eleştirilebilir ve yükselen Ukrayna milliyetçiliğini fonlayan ABD-AB bileşenleri suçlanabilir. Ülkeyi hızlıca Avrupalılaştırmak isteyen elitler, gazeteciler, akademi mensupları suçlanabilir. Ancak her ne olursa olsun Ukrayna halkının onurunu zedeleyen Trump”ın tavrı alkışlanamaz.Trump”ın hiçbir diplomatik teamüle uymayan, kumarhanede rakibinin kartlarını küçümseyen mekan sahibi edasıyla söyledikleri bizim medyamızın da turnusol kağıdı oldu. Güçlü karşısında daima ezilen halkların yanında olmalıyız. Zelenski belki bir darbeye maruz kalacak belki de halkını akıbeti belli bir savaşa sürüklediği için yargılanacak. Belki de Avrupa-ABD çatlağını iyice derinleştiren kritik bir fitili ateşleyecek. Geleceği görmek imkansız ancak ABD Başkanının üsttenci bakışı ve kaba üslubu aslında hegemon gücün gerçek yüzünü göstermekte.Dünya medyasında birinci haber olarak verilen Trump-Zelenski görüşmesinden sonra dünyada turuncu devrim hikâyesi bitecektir. Gürcistan ve Ermenistan kendi yağıyla kavrulacak ve Rusya başta olmak üzere bölgedeki komşularıyla iyi geçineceklerdir.Trump, popülist bir siyasetçi. Eski Başkan Biden”ı ve Avrupa hükümetlerini hedef alırken öfkesini Ukrayna liderinden çıkartıyor. Bu fütursuz liderliğin Orta Doğu”da yapacaklarını tahmin etmemiz mümkün değil. Çin”e karşı kuracağı denklemde Moskova ile yapacağı pazarlıkta Ukrayna küçük bir lokmadan ibaret. Kim bilir başka ne adımlar atacak?Avrupa liderleri Trump”ın kıtaya bakışından tedirgin durumdalar. Güvenlik kaygısıyla Türkiye”yi yanlarında tutmak zorunda kalacaklar. Ukrayna krizinde Erdoğan”ın geliştirdiği formül takdirle karşılanıyor. Hem Moskova hem de Kiev”le ilişkilerini iyi tutan Ankara, ABD-Avrupa geriliminde bakalım hangi stratejiyle hareket edecek.Yakın gelecekte Vaşington-Londra-Moskova-Pekin hattında yaşanacak trafikte Erdoğan hangi kanalları işletecek ve gücünü belirgin hale getirecek? Küresel restleşmede taşların yerinden oynadığı bir döneme girerken İmralı Formülü nereden çıktı diyenler var. Türkiye gündeminde aylardır tartışılan bir meselenin bölgemizdeki olası gelişmelerden bağımsız düşünülmesi sizce mümkün mü?
Source: M. Yalçın Yilmaz
Türkiye ve dünya gündemi
1- TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, iftar programında şehit aileleri ve gazilerle bir araya gelecek.
(TBMM/18.49) (Fotoğraflı-Görüntülü)
2- CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin Merkez Yönetim Kurulu Toplantısı”na başkanlık edecek.
(Ankara/11.00) (Fotoğraflı-Görüntülü)
YASAMA YÜRÜTME SİYASET
1- Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, şehit yakınları ve gazilerle iftarda buluşacak.
(TBMM/18.49) (Fotoğraflı-Görüntülü)
EKONOMİ FİNANS
1- Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Arnavutköy Bilim Merkezi Açılış Töreni”ne katılacak.
(İstanbul/15.00) (Fotoğraflı-Görüntülü)
2- Türkiye İstatistik Kurumu, şubat ayına ilişkin enflasyon rakamlarını açıklayacak.
(Ankara/10.00)
DÜNYA DİPLOMASİ
1- İsrail ile Hamas arasında Gazze”de yürürlüğe giren ateşkes ile esir takası süreci kapsamındaki gelişmeler izleniyor.
(Gazze/Kudüs) (Fotoğraflı-Görüntülü)
1- Trendyol Süper Lig”in 26. haftası, TÜMOSAN Konyaspor-Trabzonspor, Gaziantep FK-ikas Eyüpspor, Göztepe-Reeder Samsunspor ve RAMS Başakşehir-Net Global Sivasspor maçlarıyla tamamlanacak.
(Konya/Gaziantep/16.00/İzmir/İstanbul/20.30) (Fotoğraflı-Görüntülü)
2- Trendyol 1. Lig”in 27. haftası, Kocaelispor-Uğur Okulları İstanbulspor maçıyla sona erecek.
(Kocaeli/20.30) (Fotoğraflı)
3- Basketbol THY Avrupa Ligi”nin 17. haftasından ev sahibi takım oyuncularının hastalanması nedeniyle ertelenen Paris Basketbol-Fenerbahçe Beko maçı oynanacak.
(Paris/22.30) (Fotoğraflı)
4- Hentbol Erkekler Süper Lig”in 18. haftasından Beşiktaş-Rize Belediyespor karşılaşması yapılacak.
(İstanbul/15.00) (Fotoğraflı)
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
Source: