Hastalık ve Durumlar Gündemi – Sağlık Haberleri ve Önemli Gelişmeler

Rizespor”a kötü haber

Rizespor”lu Papanikolaou, ameliyat olacak. Rizespor Sağlık Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Hasan Türüt, Papanikolaou”nun Samsunspor maçında sakatlanarak oyundan çıktığını hatırlattı. Sağ omuzunda eklem zorlanması tanısı konulan oyuncunun 8 Mart”ta ameliyat edilmesine karar verildiğini anlatan Türüt, Yunan orta sahanını sahalara dönüşünün 8-12 haftayı bulabileceğini kaydetti.

Source: Fotomaç


Dubai”ye gönderilen tonlarca limon kapıdan döndü

Dubai’ye Gönderilen Tonlarca Limon Kapıdan Döndü!

05 Mart 2025 / 01:22Güncelleme: 05 Mart 2025 / 07:56Kaynak: Haber Merkezi / AA

Türkiye’den ihraç edilen tarım ürünlerinde yaşanan yasaklı madde skandallarına bir yenisi daha eklendi. Daha önce patates, kuru üzüm ve incir gibi tarım ürünleri, yasaklı maddeler nedeniyle geri dönüm yapmıştı. Bu kez, Hatay’dan Dubai’ye ihraç edilmek üzere yola çıkan tonlarca limonda yasaklı pestisit tespit edildi. Tarım ve Orman Bakanlığı, ürünleri imha etti.

Pestisit Skandalı: Tonlarca Limon Yok Edildi

Hatay’daki bir firma tarafından Dubai’ye ihraç edilmek üzere hazırlanan limonlarda, insan sağlığına zararı bilinen ve Türkiye’de kullanımı yasaklanmış olan Fenbutatin Oxide isimli tarım ilacı kalıntısına rastlandı.

Tarım ve Orman Bakanlığı Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü, gerçekleştirilen resmi denetimler sonucu tespit edilen 71 bin 250 kilogram limonun muhafaza altına alınarak 3 Mart’ta imha edildiğini duyurdu.

Bakanlıktan Resmi Açıklama

Tarım ve Orman Bakanlığı’na bağlı Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü, sosyal medya hesapları üzerinden konuya ilişkin resmi bir açıklama yaptı. Açıklamada, Hatay’da bir firma tarafından ihraç edilmek üzere hazırlanan limonlardan alınan numunelerin incelendiği ve pestisit analizlerinde sonuçların olumsuz çıktığı ifade edildi.

Bakanlık yetkilileri, “Yapılan analizler sonucunda, Türk Gıda Kodeksi’ne uygun olmayan, Türkiye’de kullanımı sonlandırılmış Fenbutatin Oxide kalıntısı tespit edilmiştir. Belirlenen toplam 71 bin 250 kilogram limon muhafaza altına alınarak 3 Mart’ta imha edilmiştir. Halk sağlığını korumak amacıyla denetimlerimiz aralıksız devam edecektir.” ifadelerine yer verdi.

Fenbutatin Oxide Nedir?

Tarım ılacı olarak kullanılan Fenbutatin Oxide, tarım zararlılarına karşı geliştirilmiş bir pestisit olup, özellikle pamuk, narenciye, soya ve yerfıstığı gibi ürünlerde akar ve pas böcekleri ile mücadelede kullanılıyor. Ancak insan sağlığına zararları nedeniyle Avrupa Birliği başta olmak üzere birçok ülkede kullanımı yasaklanmış durumda. Türkiye’de de yasaklı olan bu maddeye limonlarda rastlanması, denetimlerin önemini bir kez daha gündeme getirdi.

Tarımsal ihracatta sıkça karşılaşılan bu tarz gıda skandalları, yetkililerin denetimlerini daha da sıklaştırması gerekliliğini gözler önüne seriyor. Bakanlık, ihracat gıdalarının standartlara uygun olup olmadığını denetlemeye devam edeceğini belirtiyor.

Source: Haber Merkezi


Obezite ameliyatı sonrası yapılan en büyük hata!

Obezitenin vücuda alınan enerji ile harcanan enerji arasındaki dengenin bozulması sonucu ortaya çıkan bir hastalık olduğunu belirten Dr. Serkan Erkan, “Genetik yatkınlık, yanlış beslenme alışkanlıkları, fiziksel aktivite eksikliği ve psikososyal etkenler bu dengenin bozulmasına neden olmaktadır. Obezitenin yol açtığı sağlık sorunları arasında yüksek tansiyon, diyabet, kalp-damar hastalıkları ve metabolik sendrom gibi ciddi komplikasyonlar bulunmaktadır.

Obezite yalnızca estetik bir sorun değil, aynı zamanda insan sağlığını doğrudan etkileyen bir hastalıktır. Metabolik sendrom olarak adlandırılan ve yüksek tansiyon, kan şekeri düzensizlikleri, anormal kan yağ seviyeleri gibi sorunları içeren durumlar, obeziteyle doğrudan bağlantılıdır. Bu durum kalp krizi, inme gibi ciddi sağlık sorunlarının gelişme riskini artırmaktadır” diye konuştu.

OBEZİTE TEDAVİSİNDE KULLANILAN YÖNTEMLER

Obezite tedavisinde öncelikli hedefin cerrahi dışı yöntemlerle kilo kontrolü sağlamak olduğunu anlatan Dr. Erkan, “Hastaların öncelikle diyet, fiziksel aktivite artırımı ve yaşam tarzı değişiklikleri ile desteklenmesi gerekmektedir. Ancak, vücut kitle indeksi 35 ve üzerinde olan veya vücut kitle indeksi 30″un üzerinde olup metabolik sendrom gibi ek sağlık sorunları bulunan hastalarda cerrahi yöntemler önemli bir alternatif olarak değerlendirilmektedir.

Obezite cerrahisi, yalnızca kilo kaybı sağlamakla kalmayıp, hastaların metabolik sağlıklarını da olumlu yönde etkileyebilecektir. Bariatrik cerrahi sonrası hastalarımızın büyük çoğunluğunda tansiyon düzeliyor, kan şekeri seviyeleri normale dönüyor ve kalp-damar hastalıkları riski azalıyor. Uzun vadede sağlıklı bir yaşam sürdürmek için ise hastaların beslenme alışkanlıklarını kalıcı olarak değiştirmesi büyük önem taşıyor” ifadelerini kullandı.

CERRAHİ SONRASI SÜREÇ VE HASTA UYUMU

Dr. Erkan, “Obezite cerrahisi geçiren hastaların tedavi süreci operasyonla bitmiyor. Ameliyat sonrası dönemde de hastaların doktor kontrolünde olmalarının şarttır. Cerrahi sonrası beslenme alışkanlıklarının değiştirilmesi, fiziksel aktivitenin artırılması ve düzenli doktor kontrollerinin ihmal edilmemesi gerekiyor. Aksi takdirde, yeniden kilo alımı ya da yetersiz kilo kaybı gibi sorunlarla karşılaşılabiliyor.

Hastaların ameliyat sonrası süreçte disiplinli bir şekilde yönlendirilmesi gerekmektedir. Yapılan bilimsel araştırmalar, cerrahi müdahalelerin ardından hastaların büyük bir kısmında yüksek tansiyon ve diyabet gibi hastalıkların önemli ölçüde gerilediğini gösteriyor. Ancak, ameliyatın başarılı sonuçlar doğurabilmesi için hastaların doğru beslenme alışkanlıklarını edinmeleri ve fiziksel aktiviteyi hayatlarının bir parçası haline getirmeleri büyük önem taşıyor” dedi.

Dr. Serkan Erkan, obezitenin tedavisinde koruyucu hekimlik uygulamalarının da büyük önem taşıdığını, bireylerin sağlıklı beslenme alışkanlıklarını erken yaşlardan itibaren kazanmalarının, düzenli egzersiz yapmalarının ve stres yönetimi konusunda bilinçlenmelerinin hastalıktan korunmada etkili olduğunu dile getirdi.

“Obeziteyle mücadelede en önemli silahlarımızdan biri bilinçli beslenme ve düzenli fiziksel aktivitedir. Ameliyat sadece bir adımdır, asıl değişim hastanın yaşam tarzında yapacağı köklü değişikliklerle sağlanır” diyen Dr. Erkan, sağlıklı yaşam alışkanlıklarının benimsenmesinin toplum sağlığı açısından kritik bir rol oynadığını ifade etti.

Source:


Antep fıstığı ve incir bitti şimdi de kekik ve domates Avrupa kapılarından döndü

Türkiye”den Avrupa”ya giden gıda maddeleri Avrupa kapılarından dönmeye devam ediyor.

Son dönemde aflotoksin içeren Antep fıstığı ve kuru incire yeni gıda maddeleri eklendi.

KEKİKLER KAPIDAN DÖNDÜ

Avrupa Birliği Gıda Uyarı Sistemi RASFF tarafından yapılan 2025.1540 no”lu bildirimde Türkiye”den Belçika”ya giden kurutulmuş kekiklerde pirolizidin alkaloitleri tespit edildi.

Sınır kontrolünden geçemeyen ürünler yasal sınırın 2.2 katının üzerinde çıktı.

Pirolizidin alkaloitlerin karaciğerde belli bir doz aşıldığında ciddi hasarlara neden olabildiği, kanser yapıcı etkisi olduğu biliniyor.

KİMYONLARDA GLUTEN UYARISI YOK

RASFF tarafından yapılan 2025.1536 no”lu bildirimde ise Türkiye”den İsviçre”ye giden kimyonlarda gluten beyanının bulunmadığına dikkat çekilerek ürün marketlerden toplatıldı.

DOMATESLER DE SINIRDAN DÖNDÜ

RASFF”ın 2025.1535 no”lu bildiriminde ise Türkiye”den HIrvatistan”a giden domatesler gümrüğe takıldı. Yasal sınırın 11 kat üzerinde indoxacarb bulunduğu belirtilirken, ilgili maddenin AB”de yasaklandığı biliniyor.

Tespit edilen ürünler sınırı geçemedi.

Source: Burak Demirbaş


Dövme yaptırmadan önce iki kez düşünün: Risk 1.62 kat daha fazla

Bilim insanları, dövme mürekkebinin lenf ve cilt kanseri riskini artırabileceğini ortaya koydu. Yapılan araştırmaya göre dövmesi olan bireylerin kansere yakalanma olasılığı, dövme yaptırmayanlara kıyasla önemli ölçüde daha yüksek.

İKİZLER ÜZERİNDE KAPSAMLI ARAŞTIRMA YAPILDI

Güney Danimarka Üniversitesi ve Helsinki Üniversitesi”nden bilim insanları, dövme mürekkebinin vücut üzerindeki etkilerini incelemek için 5 bin 900 ikiz kardeşin sağlık verilerini analiz etti. Genetik faktörlerin etkisini en aza indirmek için ikizler üzerinde yapılan araştırmada dövme yaptıran kişilerin cilt kanserine yakalanma riskinin dövmesiz bireylere oranla 1.62 kat daha fazla olduğu tespit edildi.

DÖVMENİN BOYUTU RİSKİ ARTIRIYOR

Araştırma, dövmenin boyutuyla kanser riski arasındaki bağlantıyı da ortaya koydu. Buna göre avuç içinden büyük dövmelere sahip kişilerde cilt kanseri riski 2.37 kat, lenf kanseri riski ise 2.73 kat daha yüksek çıktı. Mürekkep renginin doğrudan bir etkisi olup olmadığına dair ise herhangi bir bulguya rastlanmadı.

BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ ZORA SOKUYOR

Bilim insanları, dövme mürekkebindeki mikro parçacıkların kan dolaşımına karışarak lenf düğümlerinde birikebileceğini ve bağışıklık sistemini zorlayarak uzun vadede kanser riskini artırabileceğini belirtti.

Ancak dövme mürekkebinin tek başına bir risk faktörü olup olmadığını anlamak için daha geniş kapsamlı araştırmalara ihtiyaç duyulduğunun altı çizildi. Araştırmacılar, sağlık otoritelerine konuyla ilgili daha sıkı düzenlemeler getirme çağrısında bulunurken, çalışmanın sonuçları BMC Public Health dergisinde yayımlandı.

Source: Sonuç Sürmeli


10 yaşındaki Elifsu yaşasın! Doktorlar da organlarını bağışladı! 

Antalya da yaşayan Mustafa Yüksel ve Hatice Gürbilek Yüksel çiftinin 3 çocuğundan Elifsu Yüksel e (10), 1.5 yıl önce dudak morarması ve ağır yorgunluk şikayeti ile götürüldüğü Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde kalp yetmezliği teşhisi konuldu. habericionecikanlar#100#left# ACİL KALP NAKLİ SIRASINA ALINDI DHA daki habere göre Ankara ya Hacettepe Üniversitesi Çocuk Hastanesi ne sevk edilen Elifsu Yüksel, acil kalp nakli sırasına alındı. Aile, 17 Şubat tan bu yana nakil için bekleyen Elifsu için sosyal medyada organ bağışı çağrısı yaptı. Hatice Gürbilek Yüksel in, Kızımız Elifsu henüz 10 yaşında. Ankara Hacettepe Hastanesi’nde kalp nakli beklemektedir. Herhangi bir maddi beklentimiz yoktur. Sesimizi duyurmaya destek olur musun? Organ bağışı hayat kurtarır notu ile paylaştığı kızının fotoğrafı 926 bin kullanıcı tarafından paylaşıldı. DOKTORLAR DA ORGANLARINI BAĞIŞLADI Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi doktorları ve öğrencileri de Elifsular yaşasın sloganıyla kampanya başlatarak, aileye destek oldu. Doktorlar ve öğrenciler, Elifsu için toplu halde organlarını bağışlarken, organ bağışı çağırısında da bulundu. YILLIK BAĞIŞ ORANIMIZ 300 Kampanyanın öncülüğünü yapan ve Doktorlar hastaları için organlarını bağışlıyor. Yaşama birlikte tutunalım yazılı kampanya afişlerini sosyal medyada paylaşan Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Kardiyoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Serdar Kula, Türkiye nin organ bağışı konusunda oldukça gerilerde olduğunu söyledi. Prof. Dr. Kula, Türkiye Organ Nakli Vakfı nın güncel bilgilerine göre ne yazık ki geçen sene 9 bin civarında nakil yapılmış. Bunların içerisinde tabii canlıdan canlıya, böbrek, karaciğer nakli gibi nakiller var. Ama asıl artırmamız gereken kadavradan nakil, yani ölen kişilerin organlarının değerlendirilmesi için onların yaşarken ya da yakınlarının en kısa sürede nakil için izin vermeleri, onam vermeleri şeklinde bu farkındalığı arttırmak gerekiyor. Sayı milyon kişi bazında baktığınız zaman 4 civarında. 80 milyonluk bir ülkede olduğumuzu varsayarsak, bizim yıllık bağış oranımız 300-350 civarında. Bunlar ne yazık ki yeterli oranlar değil dedi. HEDEFİMİZ YILLIK BAĞIŞ ORANINI GEÇMEK Prof. Dr. Kula, Elifsu nun organ arayışının sosyal medyada görünce harekete geçtiklerini söyleyerek, Elifsu ya bir organ bulunması en büyük temennimiz. Hepimiz bu temenniyi içtenlikle paylaşıyoruz. Bu konuda yapabileceğimiz bir şey var mı diye düşündük. Sosyal medya paylaşımının ötesine götürmek, sosyal medyada bir görsel paylaşmanın ötesinde neler yapabiliriz diye düşündüğümüz zaman biz de bir etkinlik yapalım ve ülkemizde organ naklinin daha da yaygınlaşması, sayıların artması için çarpıcı bir etkinlik yapalım istedik. Doktorlar olarak organlarımızı bağışlıyoruz diye kampanya başlattık. Biz bugün bu kampanya dahilinde Gazi Üniversitesi öğrenci ve hekimleri, gönüllülük esasıyla olabildiğince çok katılımla organ bağışı etkinliği yapacağız. Hedefimiz ülkemizdeki 1 yıllık organ bağışı oranına ulaşmak, hatta mümkünse geçebilmek. Bu konuda herkesin desteğini bekliyoruz diye konuştu. ORGANLAR BAŞKA İNSANLARIN YAŞAMASI İÇİN FIRSAT Prof. Dr. Kula, yoğun bakımlarda yaşam savaşı veren hasta yakınlarının bu müsaadeyi vermesinin önemli olduğuna dikkat çekerek, Yoğun bakımlarda yaşam savaşı veren, beyin ölümü gerçekleşen ve organ nakli için görüşülen hasta yakınlarının sadece yüzde 18 i buna izin veriyor. Bu oranlar artmalı. O organlar bu dünyada başka insanların sağlıklı yaşamaları için büyük bir fırsat, büyük bir umut, yaşam kaynağı olabilecekken toprak altında yitip gitmesine göz yummamak lazım. O yüzden bu farkındalığı geliştirelim istiyoruz. Tabii ki kimsenin yaşarken organı alınmayacak, bu bağış organizasyonunun amacı öyle bir şey değil. Yaşamımızı yitirdikten sonra böyle bir iznimiz olduğu için, sağlık kuruluşları bu iznimizi görecekler. Ve organlarımızı en uygun şekilde bir sistemle, merkezi, ulusal bir sistemle hastaya nakil için süreç başlatacaklar. Bugün burada, tıp öğrencilerimiz ve koordinasyon ekibimizle beraber organ bağışı konusunda sorusu olanları dinleyeceğiz ve organ bağışı kabul edeceğiz ifadelerini kullandı. BUNDA KORKACAK BİR ŞEY YOK Elifsu Yüksel’in annesi Hatice Gürbilek Yüksel de organ bağışına dikkat çekerek, Elifsu ve Elifsu gibi birçok çocuk organ bekliyor hayata tutunmak için. İnsanlarımız lütfen organ bağışı konusunda duyarlı olsun. Ben de bir anne olarak organlarımı bağışladım. Lütfen sizi de bağışlayın. Bunda korkacak, çekinecek, bir şey yok. Bağışlayacağınız bir organla birçok insana hayat verebilirsiniz. Yaptığım paylaşımlar neticesinde çok güzel dönüşler aldık. Kalp, beyin ölümü gerçekleşen insanlardan alınması gereken bir organ. Ayrıca kan grubu, boyu, kilosu, yaşı orantılı olmak zorunda dedi. GAZİ ÜNİVERSİTESİ NİN ÇAĞRISINA ÇOK MUTLU OLDUM Anne Yüksel, kızının arkadaşlarını, okulunu, öğretmenini, kardeşlerini çok özlediğini söyleyerek, Bazen oturup sohbet ediyoruz, konuşuyoruz ama tabii ki bu yeterli gelmiyor. Çünkü dört duvar arasında belirsiz bir süreç. Bekliyoruz ve ne kadar bekleyeceğimizi bilmiyoruz. Öyle bir şey söyledi ki bugün cevap veremedim; ‘Anne, sen uyuduktan sonra ben ağlıyorum, dua ediyorum. Neden ben hastayım diye’ dedi. Cevap veremedim kızıma. Çok zor bir durum bu. Gazi Üniversitesi’ndeki çağrıya ben çok mutlu oldum. Eğer ben vesile olduysam buna gerçekten bu benim için inanılmaz büyük bir mutluluk. Belki bu sayede hem kızıma hem diğer çocuklara yaşama hakkı doğacak. Bu paylaşımlar karşısında duyarsız kalınmadığı için de çok mutluyum. Aslında bu paylaşımı yaparken umudum da yoktu. Bu kadar büyük bir kitleye ulaşabileceğim hiç aklımın ucundan bile geçmiyordu. İnşallah sonuçsuz kalmaz diye düşünüyorum. İnşallah bu hastaneden güle oynaya koşarak çıkarız ifadelerini kullandı.

Source: Habertürk


Regl ağrısını dindirmek isterken kabusu yaşadı: Zorunlu deri nakli yapıldı

Avustralya”nın Wangaratta kasabasında yaşyan 16 yaşındaki Shanae Fox, regl ağrısını dindirmek için kullandığı sıcak su torbasının patlaması sonucu ağır yanıklar geçirdi. Babası Paul Fox, yaşananları “Yumurta büyüklüğünde kabarcıklar oluştu, kızımın çektiği acıyı tarif etmek imkansız” sözleriyle anlattı. Genç kıza deri nakli yapılmak zorunda kalındı.

TORBANIN DİKİŞLERİ AÇILDI; KAYNAR SU VÜCUDUNU YAKTI

Şiddetli karın ağrısı çeken Shanae, marketten aldığı sıcak su torbasını doldurarak karnına koydu. Ancak sadece 10 dakika sonra torbanın dikişleri açıldı ve içindeki kaynar su genç kızın karın bölgesine yayıldı. Büyük bir acıyla odasından titreyerek çıkan Shanae, ailesinin yardımıyla hemen hastaneye götürüldü.

ZORUNLU DERİ NAKLİ YAPILDI

Yanıklarının ciddiyeti anlaşıldığında Shanae gece yarısı hava ambulansı ile Melbourne”deki The Alfred Hastanesi”ne sevk edildi. Burada yapılan tetkiklerin ardından genç kıza deri nakli yapıldı. Baba Paul Fox, kızının durumunun ciddiyetini şöyle anlattı: “Vücudunda yumurta büyüklüğünde, içi sıvı dolu kabarcıklar oluştu. Hareket edemiyor, yürüyemiyordu. Daha önce böyle bir yanık görmedim.”

Olayın ardından aile, sıcak su torbalarının güvenliği konusunda daha fazla denetim yapılması gerektiğini vurgularken, uzmanlar da eski ya da düşük kaliteli sıcak su torbalarının ciddi riskler taşıdığı konusunda uyarılarda bulundu.

Source: Sonuç Sürmeli