Saygı bulaşıcıdır
‘Dünyada olabilecek her bir olay için misal aleminde sayısız ihtimal uyur. Siz ağzınızdan çıkardığınız sözlerle o ihtimalleri uyandırırsınız. Güzel kelimeler söyleyin ki güzel ihtimaller uyansın. İnsanın kaderine müdahalesi buradadır.’ Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî
Avrupa Kupalarında ülkemizi temsil eden tek takım Fenerbahçe.
Temsilcimiz bu akşam Avrupa Ligi son 16 Turu’nda İskoçya’nın köklü takımlarından Glasgow Rangers’i ağırlayacak.
153 yıllık geçmişi olan İskoç ekibinin, bu turnuvada 2007-2008 ve 2021-2022 sezonlarında final oynadığını hatırlatayım.
Grup aşamasında 14 puan toplayan Rangers, averajla turnuvayı 8. sırada tamamladı ve doğrudan son 16’ya yükseldi.
İki ekip en son 2001-2002 sezonunda UEFA Şampiyonlar Ligi elemelerinde rakip oldu. Temsilcimiz, deplasmanda golsüz berabere kaldığı rakibini Kadıköy’de 2-1’lik skorla yenmişti.
Tarihin tekerrür etmesi en büyük dileğimiz. 18 maçtır yenilmeyen Fenerbahçe, İskoç ekibini eleyecek güce sahip.
‘Saygı bulaşıcıdır’ başlığı için ‘Ne alaka’ diyebilirsiniz haklı olarak.
SAYGI DUYDUM
Rangers Kulübü Fenerbahçe ile eşleştikten sonra bir bildiri yayınladı.
Bildiride, bugün oynanacak karşılaşmanın Ramazan ayına denk geldiği hatırlatılarak ‘Bu durum, seyahat eden taraftarlarımızı önemli ölçüde etkilemese de lütfen ülkenin örf ve adetlerine saygılı olun. Gündüz saatlerinde halka açık yerlerde yemek yemekten, içki ve sigara içmekten ya da sakız çiğnemekten kaçının. Barlar ve restoranlar açık olacaktır. Halka açık alanlarda yüksek sesle müzik dinlemekten, dans etmekten ve küfür etmekten kaçının.’ ifadelerine yer verildi.
Taraftarlardan ziyaretleri boyunca gelenek ve yasalara saygı göstermeleri rica edildi.
Bu başlığı atmama sebep oldu İskoç ekibinin yayınladığı bildiri.
Saygı duydum.
Saygı çok güçlü bir kavram.
Sevgi, aşktan büyüktür derler. Tartışılır. Ancak her ikisi de fanidir. Saygı ise ebedidir.
SAYGININ YAŞI YOK
Yıllar önce U14 Gelişim Ligi”nde Galatasaray’la İstanbulspor arasında oynanan maç geldi aklıma.
Beknaz Almazbekov. Kırgız futbolcu, ceza sahası içerisinde ikili mücadelede kendini yerde buldu. Maçın hakemi penaltı noktasını gösterince Beknaz hakeme ‘penaltı değildi’ itirazında bulunsa da hakem kararından vazgeçmedi.
Hatta penaltıyı kullanmadan hemen önce son bir kez daha denedi şansını minik futbolcu, sonuç yine değişmedi.
Ne yaptı peki Beknaz? Topu dışarı attı. Metin Oktay’ın ruhunu şad etti adeta.
Spor severlerin saygısını kazanmanın yanı başında.
ŞAMPİYONLUKTAN DAHA DEĞERLİ
Daha eskilere gidelim.
Muhammed Ali Raşvan.
Mısırlı judocu.
Muhammed Ali, ülkesini 1984’te ABD Los Angeles yaz olimpiyatlarında judoda temsil etti.
Finalde rakibi Japon Yasuhiro Yamashita ile karşılaştı. Yamashita müsabakalar sırasında sağ ayağının kasları yırtıldığı için final karşılaşmasına yaralı olarak çıkmak zorunda kaldı. Mısırlı sporcu için kolay bir final olacaktı.
Müsabaka sırasında Muhammed Ali’nin antrenörü kenardan sürekli haykırıyordu: Sağ bacağına vur!
Muhammed’in rakibinin sağ ayağına bir defa vurması yetecekti. Fakat yapmadı. Yenildi ve gümüş madalya ile yetindi.
Müsabakadan sonra etrafını saran bütün gazetecilerin sorusu aynıydı: Neden yapmadın?
Cevap saygı duyulacak cinstendi: Benim inancım insana zarar vermeyi yasaklar. Eğer o durumdayken yüklenip oraya vursaydım, ömür boyu engelli kalabilirdi. Bir madalya için bunu ona yapamazdım.
Gönüllerin şampiyonu olmayı tercih etmişti.
Muhammed Ali Raşvan’ın bu tavrı ayakta alkışlandı ve Uluslararası Fairplay Komitesi onu ‘1984 Fairplay Ödülüne’ layık gördü.
Örnekleri çoğaltmak mümkün.
Bugün umarım Fenerbahçe güzel bir skorla sahadan ayrılır.
Ve umarım gerek yeşil sahada gerekse tribünlerde saygı duyulacak anlara şahit oluruz.
İskoç ekibi bu saygıyı kesinlikle hak ediyor.
Türkiye’de spor iklimi sıkıntılı bir süreçten geçiyor. Bu süreci olumsuz etkileyen birçok etken var.
Sporun paydaşlarına düşen düşen vazife, öncelikle saygı ortamını tesis etmek.
Gerisi çorap söküğü gibi gelir.
Yazıma Mevlana”nın sözleriyle neden mi başladım?
Güzel ihtimalleri uyandırma çabası diyelim…
Bir film önereceğim bu kez sizlere.
Filmin adı: Yom el-Din / Yomeddine / Judgement Day / Kıyamet Günü (Hesap Günü)
Cüzzam geçirmiş ve görünüşü nedeniyle dışlanan ve ucube muamelesi gören bir adam, kimsesiz bir çocuk ve beyaz bir eşek ile başlayan bir yol hikayesi.
İnsanın yüreğini burkan sert bir gerçekçilikle kabullenişin ve hayata dair umudun bitmediği bir tebessüm arasında gidip geliyor 2018 yapımı film.
İşlediği sımsıcak dostluk hikâyesiyle, izleyenleri gülümsetmeyi başaran mizah anlayışıyla, yüreklere dokunuyor adeta. Alışık olmadığımız bir coğrafyadan, alışık olmadığımız kahramanları ve hikâyesi ile son derece etkileyici bir yapıt Hesap Günü.
Saygı demiştim ya hani kimliklere saygı, inançlara saygı, tercihlere saygı…
Film ötekileştirmenin ve bunun sonucunda birbirine yabancılaşmanın getirdiği daha doğrusu getiremediği ‘Saygı’ kavramını irdeliyor.
Saygı duymuyorsan ötekileştirirsin…
Source: Hüseyin Şuekinci