“Uluslararası İlişkiler Gündemi – Krizler, Anlaşmalar ve Stratejik Hamleler”

Prens bin Selman, Zelenskiy ile görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Cidde deki es-Selam Sarayı nda Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy ile bir araya geldi. AA nın Suudi Arabistan haber ajansı SPA ya dayandırdığı habere göre; Ukrayna krizindeki son gelişmelerin ele alındığı görüşmede, Suudi Arabistan-Ukrayna ilişkileri de değerlendirildi. Veliaht Prens bin Selman, ülkesinin Ukrayna daki krizin çözülmesi ve barışa ulaşılmasını amaçlayan tüm uluslararası çaba ve çalışmaları desteklediğini belirtti. Zelenskiy de Suudi Arabistan ın üstlendiği role dikkati çekerek, gösterdiği çabalardan ötürü bu ülkeye teşekkür etti. Görüşmeye Suudi Arabistanlı ve Ukraynalı çok sayıda yetkili de katıldı.

Source: Habertürk


Suriye’deki insanlık suçuna karşı sessiz kalmayalım

Ortadoğu, yüzyıllardır mezhepsel ve etnik çatışmaların sahnesi olmuştur.

Ancak, Suriye’de devam eden iç savaş, sadece bir siyasi iktidar mücadelesi değil, aynı zamanda etnik ve mezhepsel temizlik girişimleriyle de insanlık tarihine kara bir leke olarak kazınmaya namzet bir seyirde ilerliyor.

Nusayri toplumuna karşı gerçekleştirilen katliam haberleri, bunun en acı örneklerinden biri olarak karşımızda duruyor.

Suriye’deki radikal grupların, mezhepsel düşmanlığı körükleyerek Nusayri sivilleri hedef aldıkları görüntüler birçok vahşet örnekleriyle dolu.

Bu saldırılar, yalnızca bir siyasi çekişmenin yan ürünü değil, bilinçli bir şekilde yürütülen bir yok etme politikası yönünde ilerliyor. Kadınların, çocukların ve yaşlıların da dahil olduğu masum insanların sistematik olarak öldürülmesi, etnik ve mezhepsel nefretin ne kadar tehlikeli boyutlara ulaşabileceğini gözler önüne sermektedir.

Bu noktada uluslararası toplumun tutumu ise tam bir hayal kırıklığıdır. İnsan haklarını savunduğunu iddia eden birçok devlet ve kuruluş, mezhepsel ayrımcılığı besleyen saldırılara karşı sessiz kalmaktadır. Oysa insanlık vicdanı, kim olursa olsun, hangi inanca sahip olursa olsun, sivillerin hedef alınmasını reddetmelidir.

Nusayri katliamları da diğer etnik ve mezhepsel temizlikler gibi en sert şekilde kınanmalı ve bu suçları işleyenler uluslararası mahkemelerde yargılanmalıdır.

Unutmamalıyız ki, bir toplumun acısını yok saymak, başka toplumlara yapılan zulümleri de meşrulaştırmaktan farksızdır.

Tarih boyunca yaşanan katliamların, soykırımların en büyük sebebi, çoğu zaman insanların ve devletlerin sessiz kalması olmuştur. Suriye’deki Nusayri katliamına karşı da susmak, bir nevi bu insanlık suçuna ortak olmaktır.

Dünyanın dört bir yanında barış ve insan haklarını savunan herkesin, Suriye’de yaşanan bu mezhepsel kıyımı durdurmak için ses çıkarması gerekmektedir. Aksi takdirde, insanlık tarihine bir kez daha utanç verici bir kayıtsızlık tablosu çizmiş olacağız.

Sessiz kalmayalım, adalet için sesimizi yükseltelim!

Tıpkı, geçen gün “Dünyanın bütün yörelerindeki katliamlara karşı çıktığımız gibi Suriye’deki katliamları da lanetliyoruz. karşı çıkıyoruz. Suriye’de katliamlar olurken, neredesin Lahey, neredesin Avrupa Birliği, neredesin Dünya?” diyen Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar’ın sesini yükselttiği gibi…

Source: Mehmet Serbes


Rubio: Ukrayna taviz vermek zorunda

ABD Dışişleri Bakanı Rubio, Ukraynalı yetkililerle görüşmek üzere Suudi Arabistan ın Cidde kentine gittiği uçakta gazetecilere açıklamalarda bulundu. Hem Rusya nın hem Ukrayna nın sorunun askeri bir çözümü olmadığını anlaması gerektiğini dile getiren Rubio, Ruslar Ukrayna nın tamamını ele geçiremez ve Ukrayna nın makul bir süre içinde Rusları 2014 te bulundukları yere geri dönmeye zorlamasının çok zor olacağı açık. dedi. AA nın New York Times (NYT) gazetesine dayandırdığı habere göre; Rubio, Ukrayna nın savaşı sona erdirecek herhangi bir anlaşmanın parçası olarak Rusya nın 2014 ten bu yana kontrol ettiği topraklar konusunda taviz vermek zorunda kalacağını vurguladı. Moskova ile gelecekte yapılacak görüşmelerde Rusya nın neleri kabul etmeye istekli olduğunun belirlenmesinin zorunlu olacağını ifade eden Rubio, Gerçekten ne kadar uzakta olduklarını bilmiyoruz. ifadesini kullandı. Rubio, Ukraynalı yetkililerle yapacağı görüşmelerde büyük olasılıkla askeri yardımın yeniden başlatılması konusunu ele alacaklarını söyleyerek, Ukrayna nın barışa ciddi bir şekilde bağlı olduğuna inanması halinde ABD nin bu konudaki tutumunun değişebileceğini kaydetti. Öte yandan Bakan Rubio, Sizi temin ederim ki Ruslara askeri yardımda bulunmayacağız. diye konuştu. Rubio, gün içinde ülkenin batısındaki Cidde kentine ulaşmıştı. Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy de Suudi Arabistan a gitmişti. Yerel basında, Zelenskiy nin Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve ABD Dışişleri Bakanı Rubio ile bir araya gelmesinin planlandığı kaydedilmişti. *Haberin fotoğrafı Associated Press tarafından servis edilmiştir.

Source: Habertürk


İşte YPG’nin aranan azılı teröristleri

Terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’ın PKK’ya silah bırakma ve kendini feshetme çağrısının ardından Suriye’nin kuzeyindeki teröristlerin akıbeti de tartışmaya açıldı. Son olarak MHP lideri Devlet Bahçeli de YPG dahil tüm silahlı grupların silah bırakmasını istedi.

SÖZCÜ’nün güvenlik kaynaklarından elde ettiği bilgilere göre, terör örgütü PKK’nın Kandil’deki sözde ana karargahı ile Irak’ın kuzeyindeki Gara Dağı, Zap, Haftanin, Metina, Hakurk, Avaşin ve Basyan bölgelerinden çok sayıda yönetici pozisyonundaki teröristin ana omurgasını PKK-YPG’li teröristlerin oluşturduğu (Suriye Demokratik Güçleri) SDG bünyesinde yer aldıkları belirlendi. Bunlar arasında HDP eski Eş Başkanı Selahattin Demirtaş’ın ağabeyi Nurettin Demirtaş da yer alıyor.

İmralı’dan yapılan çağrıyla birlikte PKK’nın Kandil’deki barınma alanlarından çok sayıda teröristin Suriye’nin kuzeyine kaydırıldığı belirlendi. Bu teröristlerin tamamının İçişleri Bakanlığı’nın 4 ayrı renk kategorisindeki para ödüllü listelerde ve haklarında kırmızı bülten düzenlenen teröristler oldukları belirlendi.

ŞEHİTLERİN FAİLLERİ

Bu teröristlerin birçoğunun da geçmiş yıllarda Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi ile Karadeniz ve Hatay’ın Amanos kırsalında silahlı saldırılarda yer aldıkları tespit edildi. İşte o teröristlerden bazıları:

– Nurettin Demirtaş: Kandil’de KCK sözde Adalet Divanı üyesi olan Demirtaş, Afrin’e gönderildi. Kamışlı’da bir süre barınan Demirtaş, KCK Sözde Başkanlık Konseyinin aldığı karar üzerine Kandil’e geri döndü.

– Azad Simi: Kod adı Çiya Kobani. Aslen Kobani doğumlu. Hakkâri kırsalında Zağros-Cilo sözde bölge sorumluluğu yaptı. HPG Askeri Meclis üyesi. 57 askerin şehit edilmesinden sorumlu. Şu anda Suriye’de SDG’nin başında sözde alay sorumlusu.

– Malik Süleyman: Kod adı Cemşid, Irak doğumlu. Şırnak’ın Uludere, Beytüşebap İlçeleri kırsalında Kato, İncebel, Süvari Halil Dağlarında bölge sorumluluğu yaptı. 58 güvenlik görevlisinin şehit edilmesinden sorumlu. Şu anda YPG içinde cephane birimi sorumlusu.

– Hüseyin Kahraman: Kod adı Selim Derik, Suriye uyruklu Hakkâri kırsalındaki Cilo, Buzul, Balkaya, İkiyaka dağlarında uzun yıllar sözde bölge sorumluluğu yaptı. PKK’nın silahlı kanadı HPG’nin Askeri Konsey üyesi. 69 güvenlik görevlisinin şehit edilmesinden aranıyor.

– İskender Derik: Suriye uyruklu. HPG Askeri Konsey üyesi. 23 güvenlik görevlisinin şehit edilmesinden sorumlu. Şu anda Suriye’nin Cizirê kentinde YPG sorumlusu.

– Hacı Şêyh Bekir: Kod adı Zinar Şeyh. Suriyeli, Dağlıca ve Aktütün karakol baskınlarının organizatörlerinden. Şu anda Suriye’deki YPG’lilerin askeri eğitiminden sorumlu.

Irak’ın kuzeyinden Suriye’ye geçtiler

Suriye’nin kuzeyi ve kuzeydoğusunda terör faaliyetlerinin yoğunluk kazanması üzerine Irak’ın kuzeyinden Suriye’ye takviye edilen ve Türkiye’de 20 milyon lira para ödülü ile kırmızı listede aranan PKK/YPG’li teröristlerden bazıları ise şunlar: Haşim Derik, Mehmet Aktaş, Dozdar Hamo, Muhammed Xer, Kemal Turgut, Ubeydullah Dündar, Mustafa Daşdemir, Abdulselam Seçkin, Elif Muhammed, Muhammed İbrahim, Emir Settar Mevlüt, Semir Asu, Muazzez Vuran, Mustafa Beyazıt, Ali Toprak Ayşe Hüsso, Fawza Yusuf, Bilen Encü, Enver Bayram, Talha Polat, Cantürk Baran, Hanife Hüseyin, Mehmet Ferdi Elalmış, Hatice Aktaş, Zekeriya Yıldız, Mehmet Kasım Karay.

Source: Özgür Cebe


6. Filo Rumlara demirledi

Suriye’nin Lazkiye ve Tartus kentlerinde Alevilere yönelik katliam sürerken Akdeniz’de önemli bir gelişme yaşandı. ABD 6’ncı Filosu’nun amiral ve komuta gemisi “USS Mount Whitney” Güney Kıbrıs’ta Larnaka Limanı’na demirledi. 325 asker-sivil personel taşıyan geminin ziyaretinin, ABD ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi arasında geçen ay yapılan ve 10 gün süren tatbikatın arkasından gelmesi dikkat çekti.

GENERALLER KARŞILADI

Gemi mürettebatı, Güney Kıbrıs Savunma Bakanlığı ve Rum Milli Muhafız Ordusu generalleri ile ABD’nin Kıbrıs Büyükelçisi Julie Davis tarafından karşılandı. Büyükelçi Davis, geminin ziyareti için “İki ülke arasındaki ilişkileri güçlendirecek ve ABD’nin bölgedeki çıkarlarını ileriye götürecektir” yorumu yaptı. NATO bünyesinde görev yapan USS Mount Whitney, 2002’deki Irak Savaşı’nda etkin rol oynamıştı.

57 YIL ÖNCE İSTANBUL’DA

6’ncı Filo’ya ait uçak gemisi ile beş destroyer 15 Temmuz 1968’de İstanbul’a da geldi. Aralarında Deniz Gezmiş ve Harun Karadeniz’in olduğu gençler, ziyareti protesto edip karaya çıkan ABD askerlerini denize attı. “6. Filo defol” sloganlarıyla sokak gösterileri yapıldı. Protestolar büyüyünce polis Gümüşsuyu’ndaki öğrenci yurduna baskın düzenledi, çatışmada Vedat Demircioğlu adlı öğrenci hayatını kaybetti.

ABD ordusundan ‘Bozkurt ‘ videosu

TÜRKİYE Mİ HEDEF?

ABD ordusunun paylaştığı bir video, büyük yankı uyandırdı. Gece çekilen görüntülerde Amerikan askerleri, bir kurt sürüsüyle karşılaşıyor ve bir asker, kurtlardan biriyle göz göze geliyor. Bu sahneler, sosyal medyada Türkiye’ye mesaj verildiği yönünde yorumlara neden oldu. Bozkurt figürünün Türk mitolojisinde milli kimliği simgelemesi, iddiaları güçlendirdi.

ÇOK KONUŞULDU

Ancak bazı uzmanlar, ABD’de kurtların genellikle tehlikeyi temsil eden bir unsur olduğunu ve doğrudan Türkiye’yi hedef aldığına dair kesin bir kanıt bulunmadığını belirtiyor. Rusya, Çin veya Avrupa gibi başka ülkeler de hedef alınmış olabilir. Yapay zeka analizlerine göre, videonun Orta Asya veya Doğu Avrupa’ya yönelik bir mesaj taşıma ihtimali de bulunuyor.

Source: Emin Özgönül


Suriye’de neler oluyor

PKK’nın kontrolündeki Rakka’daki toplantıya, ABD’nin bölgedeki kolu olan Centcom temsilcisi, PKK-YPG temsilcisi, Esed döneminde Suriye ordusunda önemli görevlerde bulunmuş Nusayri kökenli eski bir general ve Dürzi terör örgütünün temsilcisi katılıyor. İran’ın temsilcisi toplantıya son anda yetişiyor. 6 Mart’ta ise Lazkiye’deki olaylar patlak veriyor.Bakalım hangi merkezlerde bu tür hangi toplantılar yapıldı.WIKILEAKS BELGELERİNDESuriye yeniden iç savaş ortamına çekilmek isteniyor. Suriye iç savaşı başlamadan önce dönemin ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’un WikiLeaks belgeleri arasında çıkan Veryansın TV’den Hüseyin Vodinalı’ın paylaştığı not, birçok şeyi anlatmaya yetiyor.“Esad’ı devirmemiz Hıristiyan ve Şiilerin (Aleviler de) katledilmesinin kapısını açan bir mezhep savaşına yol açar ama bu İsrail ve onun Batılı müttefikleri açısından iyi bir şey!”Türkiye Esed’i seçimlere gitmeye ve halkıyla barışmaya ikna etmeye çalışırken, ABD “Bir an önce Esed’i devirmemiz lazım” diyerek Türkiye’ye baskı yapıyordu.HILLARY CLINTON-HAKAN FİDAN DİYALOĞUABD sonradan politika değiştirdi. Oyun içinde oyun tezgâhladılar. Esed’i devirmeyi değil, Suriye’yi iç savaşa sürüklemeyi tercih ettiler. Hillary Clinton ile o dönem MİT Başkanı olan Hakan Fidan arasında geçen ilginç diyaloğu aktarmak istiyorum.Clinton, Fidan’a “Suriye’de ne olacak?” diye soruyor. Fidan, “Seçimler olacak” diye karşılık veriyor. Clinton, bu kez “Seçimler olunca ne olacak? diye soruyor. Fidan, “Suriye halkının istediği olacak” diye cevap veriyor. Clinton koltuğundan doğrularak “Müslüman Kardeşler seçilecek” diyor. “O zaman gayrimüslimler ne olacak? Hıristiyan azınlıkların durumu ne olacak?” diye soruyor ama cevabı kendisi veriyor, “Buna müsaade edemeyiz”.Ondan sonra Suriye’de Pandora’nın kutusu açıldı. ABD, Rusya, İran, İsrail el ele verip 1 milyon insanın ölümüne yol açan kanlı savaşı başlattılar.Şimdi benzer bir oyunu oynamak istiyorlar.İSRAİL-İRAN İŞBİRLİĞİİsrail, güneyde Dürzileri, Lazkiye’de Nusayrileri, Suriye’nin kuzeyinde PKK-YPG’yi kışkırtmaya çalışıyor. İran başından beri oyunun içinde. Hem Nusayri kartını hem PKK-YPG kartını kullanıyor. İsrail ile İran, Suriye’yi karıştırmak için işbirliği yapıyorlar.İsrail basını, PKK-YPG’nin silah bırakmasının Suriye’de, İsrail’in çıkarlarına tehdit oluşturabileceğini yazıyor. Haaretz gazetesi, PKK-YPG’nin silah bırakması için “Suriye’nin güç dinamiklerini değiştirebilir ve İsrail’in ülkedeki varlığına meydan okuyabilir” diye yazdı.Suriye’de büyük bir oyun kurgulanıyor.BİZİ İLGİLENDİRİYORSuriye’deki gelişmeleri dikkatli bir şekilde takip etmeliyiz. ‘Suriye’deki gelişmelerden bize ne’ diyemeyiz. Suriye’de yaşananlar en çok bizi ilgilendirir.1- Suriyeli mülteciler2-Terör eylemleri. DEAŞ’ın, PKK’nın ve Suriye muhaberatının Reyhanlı, Gaziantep, Suruç, Ankara Gar ve İstanbul Sultanahmet, Beşiktaş ve Taksim’de gerçekleştirdikleri terör eylemleri.3- Sınırımızda kurulmak istenen PKK-terör devleti. Türkiye güçlü bir ülke olduğu için Fırat Kalkanı, Barış Pınarı ve Zeytin Dalı operasyonlarıyla o planı akamete uğrattı. Ama tehlike henüz geçmiş değil.Suriye iç savaşında en büyük bedeli biz ödedik.Suriye 13 yıl iç savaşı yaşamış, 61 yıllık Baas rejimi döneminde ise Nusayri azınlık tarafından yönetilmiş bir ülke. Aralarına kan girmiş. 61 yılın tortusunun 61 günde kalkması beklenemez. Ancak eski hesapları görmek demek Suriye iç savaşına davetiye demektir.Ahmed Şara da yönetimi ele geçirdikten sonraki ilk açıklamalarında, “İntikam hissiyle hareket etmeyeceğiz” dedi. Çok doğru bir yaklaşımdı.İSRAİL SİLAHLARI6 Aralık’ta Lazkiye ve Tartus’ta başlayan olayların arkasında da bu ülkeler var. Esed rejiminin kalıntılarını harekete geçirdiler. İsrail ordusuna ait helikopterlerin Lazkiye’de dağlara silah indirdiği tespit edildi.AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik’in söylediği gibi “Terörist teröristtir, mezhebi olmaz”.Ahmed Şara yönetiminin de Nusayriler ile teröristleri birbirinden ayırması ve Nusayrileri kazanması gerekiyor. Onun için ısrarla Ahmed Şara’nın Lazkiye ve Tartus’a gitmesini ve halkla kucaklaşmasını öneriyorum. Bu hem bir meydan okuma olur hem de Nusayrilere verilmiş bir güvence olur.MEZHEP SAVAŞIDürzi lider Velid Canbolat’ın “İsrail, mezhepleri kullanarak bölgeyi bölmeye çalışıyor” uyarısı çok kıymetli. Ahmed Şara da “Ülkede mezhep çatışmaları çıkarmak isteyenler var. Mezhebi ayrımcılığı körüklemeye çalışanlara karşı güçlü olmamız gerekiyor” uyarısında bulundu. Bu planı Irak’ta uyguladılar. Irak’ta 2006’da DEAŞ’ın, Samarra’daki Şiiler için kutsal olan Askeriye türbesini vurmasıyla başlayan süreç kanlı bir mezhep savaşına dönüştü. Çok ağır bedeller ödendi. Bunun için Ahmed Şara’nın “Sivil kanı döken ve devletin yetkilerini aşan herkes hesap verecek” sözünün gereği yerine getirilmeli.SURİYE ALEVİLERİAyrıca Hatay başta olmak üzere Suriye Alevileri bizim vatandaşlarımızın akrabaları. Onlar güvende olmazsa Türkiye güvende olmaz.PERVİN BULDAN ÇOK GÜZEL ANLATTIAhmet Hakan’a taş atacağım.Ahmet Hakan, “Tarih Yazan Cesurlar” başlıklı yazısında Cumhurbaşkanı Erdoğan, Devlet Bahçeli, Sırrı Süreyya Önder ve Ahmet Türk’ün çabalarını anlatmış ancak Pervin Buldan’dan söz etmemişti. Pervin Buldan’ın hakkını teslim etmek istiyorum.İmralı sürecinde değişmeyen tek isim olan Pervin Hanım, aynen Sırrı Süreyya Önder gibi daha önceki süreçte de aktif bir rol üstlenmişti.“PERVİN OKUSUN” Öcalan’ın 21 Mart 2013’te Diyarbakır’daki Nevruz etkinliğinde mektubunu Kürtçe olarak okumuştu.Öcalan bu kez de çağrı metnini Kürtçe olarak, “Pervin okusun” demiş. Pervin Buldan daha önce mektubu okuduğu zaman Kürtçesinin yeterli olmadığı yönünde eleştiriler aldığını hatırlatınca Türkçe okumasını istemiş. Bunun üzerine Kürtçe olarak Ahmet Türk okumuştu.Pervin Buldan, Van’da partisinin Dünya Kadınlar Günü etkinliğinde konuştu. Öcalan’ın çağrısına sahip çıkılmasını istedi. Kadınlar olarak “Bu çağrıya sımsıkı sarılacağız. Her birimiz canlarımızı kaybettik, sevdiklerimizi kaybettik ve evlatlarımızı kaybettik. Şimdi bu süreçte diyoruz ki artık toprağın altına evlatlarımız girmesin, artık toprağın altına çocuklarımız, sevdiklerimiz girmesin” dedi.‘Yeni sürecin amacı ne?’ diye soran olursa ‘Pervin Buldan’ın bu tarifi her şeyi izah etmeye yeter’ derim.Bir kadın, bir anne olarak ancak bu kadar güzel anlatılırdı.Silahlar bırakılsın, Türk analarının da Kürt analarının da evlatları toprağın altına girmesin.

Source: Abdulkadir Selvi̇


Ana muhalefetin desteklediği yeni bir ‘Çözüm Süreci’ başladı: Kürt Teali’den PKK’ya (1)

“Örgütün kurucusu olduğu için ‘sözünün dinlendiği’ öne sürülen bölücübaşı, 1999’da da PKK’lılara “Silahları bırakın” demiş ama o zaman kimse takmamıştı! Bu durumda örgütün gerçek kurucusu bölücübaşı değil de başkası olmasın? Şimdi istek, perde arkasındaki kurucudan geldiği için mi her şey istenildiği gibi gelişti? Bu sorunun yanıtını bulabilmek için ‘Tarih Baba’nın tozlu sayfalarını karıştıracak olursak, PKK’nın bölücübaşı tarafından değil çok daha önce, işgal yıllarında İngiltere tarafından “Kürt Teali Derneği” adıyla kurdurulduğunu öğreniriz. İngiltere, bunun yanında “İngiliz Hayranları (Muhipler)” ve “İslam Teali” adlı iki dernek daha kurdurmuştu. Emperyalistler, Kurtuluş Savaşı yıllarında, bunları kullanarak birçok isyan çıkarttı. Hatta özel bir ordu (Kuvayı İnzibatiye) oluşturarak Kuvayı Milliyecilerin üzerine saldırttı. Kurtuluş’tan sonra da Sevr’i diriltmek için isyanlar çıkartarak Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmaya çalıştı.Atatürk zamanında isyanların hepsi kısa sürede tepelendi. Atatürk’ten sonra Türkiye emperyalistlere teslim olunca işler değişti.Emperyalistlerin patronluğunu İngiltere’den devralan Amerika, Soğuk Savaş yıllarında, Sovyetlere karşı ileri karakol olarak kullandığı için Türkiye’yi bölme işini erteledi. Fakat Cumhuriyet’in altını oymak üzere örgütleme ve planlama çalışmalarını sürdürdü. Bu iş için Adana Konsolosluğu’nda, gerçekte CIA ajanı olan bir konsolos yardımcısını görevlendirdi. Bu kişi, günlerini Adana’dan çok Doğu ve Güneydoğu’da geçiriyor ve buralarda bölücü odaklar oluşturmaya, bunlar arasında eşgüdüm sağlamaya çalışıyordu. Bunun yanında, Cumhuriyet karşıtı İslam Tealici gericileri ve Muhipleri de örgütlüyordu. MİT’i ele geçirmişlerdi. Ayrıca ünlü Siyonist Dışişleri Bakanı Henry Kissinger’ın açıkça söylediği gibi “hem iktidarı hem de muhalefeti istedikleri şekilde düzenlemiş (dizayn etmiş)” oldukları için bu işleri kolayca yapıyorlardı. Bu arada İsrail kurulmuş ve CIA, MOSSAD gibi becerikli bir ortak kazanmıştı!…*Sovyetler yıkılınca Ortadoğu’yu yeniden düzenlemek ve Sevr’i yaşama geçirme zamanı geldi. Bu amaçla Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) hazırlandı! Projeye bahane bulmak için, New York’taki İkiz Kuleler’e saldırı düzenleterek 5 bin yurttaşlarını öldürmekten çekinmediler. Bunu Müslümanların üzerine atan Başkan Bush, “Bu bir Haçlı seferidir” diyerek Afganistan’a saldırdı. Ardından Irak, Libya ve Suriye parçalandı. İşin ilginç tarafı, Haçlı seferine diğer Müslüman ülkelerin yardımcı olmasıydı. Kimi eşbaşkanlık görevi yaptı. Kimileri de Amerika’nın savaş giderlerini karşıladı!…BOP’ta sıranın İran ve Türkiye’ye geldiği düşünülürken, küresel ısınma ile su petrolden daha değerli olunca, Siyonist-emperyalist ortaklığının “Mezopotamya Projesi” adlı yeni bir proje hazırladıkları öğrenildi.Deniz suyunu arıtarak çölde topraksız tarım yapan Siyonistler, “Bereketli Hilal” denilen Mezopotamya topraklarını Doğu Anadolu’nun suyu ile buluşturarak, “Petrolü kontrol ettiğinde devletlere, besini kontrol ettiğinde insanlara egemen olursun” diyen Kissinger’ın ruhunu sevindirip, dünyaya egemen olacak ve 2000 yıllık rüyalarını gerçekleştireceklerdi!”Yarın: Sivas’tan Hatay’a kadar olan bölgenin koparılması…GÜNÜN SÖZÜ“Biz kimin için yola çıkıyoruz. Kararsızların ve umutsuzların sesi olacağız. Yeni bir siyaset anlayışı getireceğiz. Ve her şeyi birlikte başaracağız.”Ekrem İMAMOĞLUİMAR RANTI VURGUN ANLAYIŞINI YAZARKEN UTANIYORUZ AMA… GÖZLER ATAKÖY 1. KISIM’A DİKİLMİŞ İstanbul’un en büyük sorunu imar rantı ile ilgili vurgun anlayışı. Bu tür yolsuzlukları sık sık gündeme getirmek istiyoruz. Bu çerçevede Bakırköy Ataköy 1. Kısım’da yaşanan sorunları da sık sık yazdığımızı hatırlarsınız. Emin olun biz yazarken, utanıyoruz ama utanan var mı, ne yazık ki yok!Ancak bazı müteahhit firmalar ‘kupon’ bölgeye gözlerini dikmişler ve sağlam evlerinde yaşayan insanları sürekli dolaylı şekilde taciz ediyorlar. Yeni belediye başkanının tıpçı olması nedeniyle daha özenli davranması gerekmiyor mu?Ne kadar ‘gaspçı’ bir anlayış… Bu anlayıştaki siyaset cambazlarını Trakya’da Istranca’da, Kaz Dağlarında görüyoruz. Bulgaristan yerel yönetimlerinin, Türkiye’yi ibretle seyrettiklerini biliyoruz.Yerel yönetimlerde böyle bir anlayış olmamalı, daha doğrusu bu makamlara aday gösterilen kişilerin ‘dik’ durmaları ve saygınlıklarını korumaları gerekiyor diye düşünüyoruz.İstanbul’da tutuklanan kaç belediye başkanı ortaya çıktı. AKP’nin ‘olta’ attığı daha birçok belediye başkan gündeme gelecek diye düşünüyoruz. Saygınlığını korumaları gereken belediye başkanının kendi partilerinin saygınlığını da korumaları gerektiğini hiç düşünmüyorlar mı? Hedefleri etütlerde sağlam çıkan yapıları yıkıp yerine yenilerini yapmak. Halbuki mülk sahipleri sağlam olan binalarında anılarıyla yaşamak istiyorlar. Sanki beklenen deprem sadece bu planlı, projeli alanı vuracak. Çünkü gözlerini buraya dikmelerinden anlaşılıyor. Firmalar bölgenin betonlaşması için var güçleriyle çırpınıyorlar.Yineliyoruz, gelen şikayetler ‘oy verdiğimiz Bakırköy Belediyesi’nin kendilerine destek vermedikleri’ yönünde! Hatta bazı ortaklıklar olduğu da belirtiliyor. Gelişmeler oldukça köşemize taşıyarak mağdurların tabii ki yanında olacağız.BİLİYOR MUSUNUZ?- İSTANBUL’da bir köprüde şerit değiştirmek ve sollama yapmanın yasak ve cezasının 2.168 TL olduğunu…- 76 yıllık Audi’nin Brüksel fabrikasının kapatılarak 3 bin kişinin çıkarılacağını öğrenen işçilerin ağladığını…- KKTC Meclisi üyesi Doğuş Derya’nın “Kim bu kürsüye çıkıp da vatan millet Sakarya edebiyatı yapıyorsa o işin arkasında mutlaka hırsızlık çıktığını” söylediğini…- UĞUR Mumcu’nun bir konuşmasında “Bu memlekette banka soyarken kar maskesi, ülke soyarken de Atatürk maskesi taktılar” dediğini…LÜLEBURGAZ’DA REKOR 27 OYUN LÜLEBURGAZ Belediyesi’nin ilkini bu yıl düzenlediği Lüleburgaz Amatör Tiyatro Festivali 9 Mart’ta festival kortejiyle başladı. Festivalin ilk gününde yazar İlkay Yıldız ve oyuncu Ahu Türkpençe yazar adayları ile buluştu. Festivalde ilk perde Rapiska Sanat’ın sahnelediği ‘Düş Albay’ oyunuyla açıldı. Festival kapsamında 27 Mart’a kadar 23 tiyatro oyunu sanatseverlerle buluşacak.

Source: Yalçın Bayer


SDG ile Suriye hükümeti arasında anlaşma sağlandı

habericionecikanlar#100#left# 10 Mart 2015 Pazartesi günü, Suriye yönetimi ile terör örgütü PKK’nın Suriye uzantısı SDG arasında kritik bir toplantı gerçekleştirildi. Suriye yönetimini Başkan Ahmed el-Şeraa, SDG’yi ise Mazlum Abdi nin temsil ettiği görüşmeler sonucunda taraflar, siyasi temsil, Kürt toplumunun statüsü, ateşkes ve askeri entegrasyonu kapsayan geniş kapsamlı bir anlaşmaya vardı. Anlaşmanın öne çıkan maddeleri 1. Siyasi temsil ve hakların güvence altına alınması: Dini ve etnik köken farkı gözetmeksizin tüm Suriyelilerin siyasi süreçlere katılımı ve devlet kurumlarında liyakate dayalı görev alma hakları garanti altına alınacak. 2. Kürt toplumunun statüsü: Kürtler, Suriye devletinin asli bir bileşeni olarak kabul edilecek ve vatandaşlık ile anayasal hakları garanti altına alınacak. 3. Ateşkesin sağlanması: Suriye topraklarının tamamında ateşkes ilan edilecek. 4. Kuzeydoğu Suriye’deki kurumların entegrasyonu: Bölgede faaliyet gösteren tüm sivil ve askeri kurumlar Suriye yönetimine bağlanacak. Sınır kapıları, havaalanları, petrol ve gaz sahaları da dahil olmak üzere, tüm kritik noktalar merkezi yönetimin kontrolüne alınacak. 5. Mültecilerin dönüşü: Suriye’den ayrılan mültecilerin ülkelerine güvenli şekilde dönmeleri sağlanacak ve devlet tarafından korunmaları garanti altına alınacak. 6. Ülke birliği ve güvenliğin korunması: Suriye devleti, ülkenin güvenliğini tehdit eden unsurlara karşı mücadelede desteklenecek ve Esad rejimine karşı devam eden mücadelenin sürdürülmesi sağlanacak. 7. Bölücülük ve nefret söylemlerine karşı önlem: Tüm Suriyeli gruplar arasında bölücülük ve nefret söylemlerine karşı duruş sergilenecek, toplumsal barışı tehdit eden girişimler reddedilecek. 8. Anlaşmanın uygulanması: Yürütme komiteleri, bu mutabakatın 2025 yılı sonuna kadar tam olarak hayata geçirilmesi için çalışacak. Suriye ile PKK’nın suriye uzantısı SDG arasında yeni bir dönem mi? Bu anlaşma, terör örgütü PKK’nın Suriye uzantısı SDG ile Şam yönetimi arasında daha önce yürütülen müzakerelerin en somut adımlarından biri olarak değerlendiriliyor. Özellikle Kürt toplumuna anayasal güvence verilmesi ve SDG’ye bağlı yapılarının entegrasyonu, Şam yönetiminin örgütle ilişkilerini yeni bir boyuta taşıdığı şeklinde yorumlanıyor. Ancak, anlaşmanın sahada ne ölçüde uygulanabileceği ve taraflar arasındaki koordinasyonun nasıl sağlanacağı merak konusu. Türkiye başta olmak üzere bölgesel aktörlerin bu süreci yakından takip ettiği ve anlaşmanın, PKK’nın Suriye’deki varlığını meşrulaştırma çabası olarak görülebileceği belirtiliyor. Bu çerçevede, mutabakatın sahadaki etkileri önümüzdeki süreçte daha net bir şekilde ortaya çıkacak.

Source: Habertürk


Kostic büyülemiş

İtalyan medyası, Filip Kostic”in performansıyla Jose Mourinho”yu büyülediğini yazdı ve haberde; “Türkiye”de herkesi ikna etmiş durumda. Fenerbahçe onu tutmak için Juventus”a teklif sunacak. Kanat oyuncusuyla bir yılı opsiyonlu olmak üzere 2028″e kadar kontrat imzalanacak” denildi.

Source: Fotomaç


YPG ile anlaşma sonrası Suriye haritası tamamen yeşile büründü

Terörsüz Türkiye süreci, sınır ötesinde büyük yankı uyandırdı. PKK elebaşı Abdullah Öcalan”ın silah bırakma çağrısı, Suriye”deki dengeleri etkiledi. YPG, SURİYE DEVLET KURUMLARINA ENTEGRE EDİLECEK ABD ve Batılı ülkelerden destek bulan YPG, bu gelişme sonrası önemli bir güç kaybı yaşadı. Süreç, Suriye hükümeti ile YPG arasındaki kritik bir görüşmeyi mümkün kıldı.Varılan anlaşma doğrultusunda, YPG artık resmi olarak Suriye devlet kurumlarına entegre edilecek. Suriye Cumhurbaşkanlığı tarafından duyurulan bu gelişme, ülkede yeni bir dönemin başlangıcı olarak değerlendiriliyor. SURİYE HARİTASI YEŞİLE DÖNDÜ Suriye hükümeti ile YPG/SDG arasında imzalanan anlaşmanın ardından, Suriye haritası tamamen yeşil renge büründü. NE OLDU? Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara, terör örgütü PKK/YPG elebaşı “Mazlum Kobani” kod adlı Ferhat Abdi Şahin ile bir araya geldi. Görüşmede, ülkenin kuzeyini işgal eden terör örgütünün silah bırakması ve yeni Suriye yönetimine katılması ele alındı. Görüşmenin ardından Suriye Devlet Başkanlığı, terör örgütü PKK/YPG”nin devlet kurumlarına devredilmesi konusunda anlaşmaya varıldığını duyurdu.Eş-Şara ve terörist elebaşı Şahin tarafından imzalanan anlaşmada, tüm Suriyelilerin dini ve geleneksel kökenlerine bakılmaksızın liyakate dayalı olarak devlet kurumlarında temsil edilme ve siyasi süreçlere katılım haklarının garanti altına alınacağı ve Kürt toplumunun Suriye devletinin asli bir parçası olarak tanınacağı, anayasal vatandaşlık hakları ve diğer tüm haklarının devlet güvencesi altında olacağı yer aldı. SİVİL VE ASKERİ KURUMLAR DEVLET YÖNETİMİNE ENTEGRE EDİLECEK Suriye”nin tüm topraklarında ateşkes ilan edileceği ve çatışmalara derhal son verileceği belirtilen anlaşmada, “Kuzeydoğu Suriye”deki sivil ve askeri kurumlar (sınır kapıları, havaalanları, petrol kuyuları ve gaz sahaları dahil) Suriye devlet yönetimine entegre edilecektir” denildi. Tüm Suriyeli göçmenlerin köylerine ve bölgelerine güvenli bir şekilde dönüşünün sağlanacağı ve devlet tarafından koruma altına alınacağı aktarılan anlaşmada, “Suriye devleti, Esad rejimi kalıntıları ve ülkenin birliğini tehdit eden tüm unsurlarla mücadelede desteklenecektir” denildi. “BÖLÜNME ÇAĞRILARINI REDDEDİYORUZ” “Suriye toplumunun tüm unsurları arasında bölünme çağrılarını, nefret söylemini ve fitne çıkarma girişimlerini reddediyoruz” ifadelerinin yer aldığı anlaşmada, “Yürütme komiteleri, bu mutabakatın uygulanması için çalışmalarını sürdürecek ve tüm adımların bu yıl sonundan önce tamamlanmasını hedefleyecektir” denildi.

Source: Erdem Aksoy


İsrail Gazze”nin elektriğini kesti Suudi Arabistan”dan tepki

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığından konuya ilişkin açıklama yapıldı. Açıklamada, “Suudi Arabistan, işgalci İsrail makamlarının Gazze Şeridi”ne elektrik tedarikini keserek Filistinlilere yönelik toplu cezalandırma uygulamasını en güçlü şekilde kınadığını belirtir.” ifadesi kullanıldı. İsrail”in uluslararası insancıl hukuka yönelik ihlallerinin reddedildiği açıklamada, “Suudi Arabistan uluslararası topluma, Gazze Şeridi”ne elektriğin ve insani yardımın derhal, koşulsuz ve kısıtlanmadan sağlanması için acil önlemler alma talebini vurgular.” ifadesine yer verildi. Elektrik tedarikinin durdurulması ve insani yardımın engellenmesi gibi İsrail”in “ciddi ihlallerine” dikkati çekilen açıklamada, hesap verilebilirliğin sağlanması için uluslararası mekanizmaların harekete geçirilmesi çağrısı yinelendi. Gazze Şeridi”nde elektrik özellikle arıtma tesisleri, fırınlar ve hastaneler için hayati önem taşıyor. Deniz suyu arıtma tesislerinin faaliyet gösterememesi bölgedeki sivil halkın ekmek ve temiz suya erişimini tehlikeye atıyor. İsrail”in elektrik akımını durdurmasının yanı sıra jeneratörler için gerekli yakıtın girişini de engellemesi, yerinden edilen yaklaşık 2 milyon Gazzelinin yaşadığı insani felaketi daha da kötüleştiriyor. İsrail, Gazze”ye elektrik tedarikini kesme kararı almıştı İsrail, Hamas”la sağlanan ateşkes ve esir takası anlaşmasının 42 günlük birinci aşamasının sona ermesinin ardından 2 Mart”tan itibaren Gazze Şeridi”ne insani yardımların girişini durdurma kararı almıştı. İsrail Enerji Bakanı Eli Cohen de 9 Mart”ta Gazze Şeridi”ne elektrik tedarikini derhal kesme kararı aldıklarını açıklamıştı.

Source: Internet Haber


Son dakika…Gündeme bomba gibi düşen iddia: Oval Ofis”teki kavgadan Moskova”yla yakınlaşmaya kadar her şey planlıydı

HABERLERDünya Haberleri

Son dakika…Gündeme bomba gibi düşen iddia: Oval Ofis”teki kavgadan Moskova”yla yakınlaşmaya kadar her şey planlıydı

Güncelleme Tarihi: Mart 11, 2025 09:14

#Ukrayna#Rusya#ABD

TwitterLinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi

HABER MERKEZİ

Oluşturulma Tarihi: Mart 11, 2025 08:25

ABD’li ve Ukraynalı yetkililer, Rusya ile savaşı sona erdirmek amacıyla yürütülen barış görüşmelerini yeniden değerlendirmek için bugün Suudi Arabistan’ın Cidde kentinde bir araya gelecek. Dünya kritik görüşmeye kilitlenmişken, İngiliz medyası Trump”ın Ukrayna”yı dizginleme ve ülkeyi barış müzakerelerine zorlama taktiğinin geçtiğimiz yaz yapılan dikkatli bir planın izinden gittiğini iddia etti.

Gündeme bomba gidi düşen iddia: Trump”ın uyguladığı plan geçtiğimiz Nisan ayında yazıldı

İngiliz Telegraph gazetesi gündeme bomba gibi düşen bir iddia ortaya attı. Gazeteye göre, Oval Ofis”teki kavgadan Moskova”yla yakınlaşmaya kadar her şey, Trump”ın attığı her adım, ABD”nin Ukrayna ve Rusya Özel Temsilcisi Keith Kellogg”un geçtiğimiz Nisan ayında yazdığı planın bir parçası…

Telegraph”a göre, Trump”ın Ukrayna”yı dizginleme ve ülkeyi barış müzakerelerine zorlama taktiği, geçen sene bizzat başkanın Kiev elçisi tarafından yazılıp yayınlanan dikkatli bir planın izinden gidiyor. ABD”nin Ukrayna ve Rusya Özel Temsilcisi Keith Kellogg, geçtiğimiz nisan ayında Ukrayna”ya yapılan askeri yardımların kesilmesinin Kiev”i müzakerelere zorlamak için kullanılabileceğini yazmıştı.

PLAN NE DİYOR?

ABD, Rusya”nın daha fazla ilerlememesi ve barış anlaşmasından sonra tekrar saldırmaması için Ukrayna”yı silahlandırmaya ve savunmasını güçlendirmeye devam etmeli. Bu yardım gelecekte Ukrayna”nın Rusya ile barış görüşmelerine katılmasını sağlayacaktır.

GERÇEKTE NELER OLUYOR?

Planın bu kısmı tam Kellogg”un dediği gibi yürüdü.Trump, Putin ile barış görüşmelerini başlattı ve ardından Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski”yi masaya davet etti.Kiev ve Washington maden anlaşması üzerinde çalışırken silah yardımı devam etti.Ancak ilişkiler, Oval Ofis”te Trump ile Bay Zelenski arasında yaşanan dramatik bir tartışmanın ardından kısa sürede bozuldu. ABD, Ukrayna”ya silah sevkiyatını durdurdu ve istihbarat paylaşımını kesti. Zelenski mecburen geri adım attı ve şimdi bu desteği geri kazanma umuduyla Washington ile ilişkileri düzeltmeye çalışıyor.

PLAN NE DİYOR?

ABD başkanı ve diğer NATO liderleri, Ukrayna”nın NATO üyeliğini güvenlik garantileri içeren kapsamlı bir barış anlaşması karşılığında uzun bir süre ertelemeyi teklif etmelidir. Bu Rusya Devlet başkanı Putin”i barış görüşmelerine katılmaya ikna edecektir.

GERÇEKTE NELER OLUYOR?

Telegraph”a göre bu taviz daha Trump”la konuşmak için telefonu açmadan Putin”e verildi. ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth Brüksel”deki bir NATO toplantısında “Amerika Birleşik Devletleri Ukrayna”nın NATO üyeliğinin müzakere edilmiş bir çözümün gerçekçi bir sonucu olduğuna inanmamaktadır.” ifadesini kullandı. Sadece birkaç saat sonra Trump sosyal medya hesabından Putin ile barış görüşmeleri başlattığını duyurdu.

PLAN NE DİYOR?

Ukrayna”dan topraklarını geri alma hedefinden vazgeçmesi istenmese de bunun için güç değil diplomatik yolları kullanması gerektiği vurgulanacak.

GERÇEKTE NELER OLUYOR?

Amerikalı yetkililer birbiri ardına yaptıkları açıklamalarda Ukrayna”nın barışın bedeli olarak Rusya”ya toprak bırakması gerektiğini vurguluyor.

PLAN NE DİYOR?

ABD ve müttefikleri, Rusya”ya yönelik yaptırımları tamamen kaldırma ve ilişkileri normalleştirme taahhüdünde bulunacak ve bu ancak Ukrayna”nın da kabul edebileceği bir barış anlaşmasının imzalanmasıyla mümkün olacak.

GERÇEKTE NELER OLUYOR?

Sahne arkasında, ABD yetkililerin çatışmalar sona erer ermez Moskova”ya uygulanan yaptırımları hafifletmek için planlar hazırlamaya başladığı iddia ediliyor.

Trump”ın elçisi Rusya”da Putin”le görüşecek

Gazze ateşkesinin sağlanmasında arabuluculuk yapan ve Ukrayna barış müzakerelerinde önemli rol oynayan ABD Başkanı Donald Trump”ın Özel Temsilcisi Steve Witkof, Rusya Devlet Başkanı Valdimir Putin ile yüz yüze görüşmek için Rusya”nın başkentine gidecek. Bu, Putin arasında Joe Biden arasında 2021 yılında İsviçre”de gerçekleşen görüşme sonrası Rus liderle ilk yüz yüze görüşme olacak.

Suudi Arabistan Veliaht Prensi bin Selman, Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski ile görüştü

ABD’li ve Ukraynalı yetkililer, Rusya ile savaşı sona erdirmek amacıyla yürütülen barış görüşmelerini yeniden değerlendirmek için bugün Suudi Arabistan’ın Cidde kentinde bir araya gelecek. Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, ülkesini ziyaret eden Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski ile Ukrayna krizindeki son gelişmeleri görüştü. Suudi Arabistan haber ajansı SPA”ya göre, bin Selman, Cidde”deki es-Selam Sarayı”nda Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski ile bir araya geldi.

Ukrayna krizindeki son gelişmelerin ele alındığı görüşmede, Suudi Arabistan-Ukrayna ilişkileri de değerlendirildi.Veliaht Prens bin Selman, ülkesinin Ukrayna”daki krizin çözülmesi ve barışa ulaşılmasını amaçlayan tüm uluslararası çaba ve çalışmaları desteklediğini belirtti.Zelenski de Suudi Arabistan”ın üstlendiği role dikkati çekerek, gösterdiği çabalardan ötürü bu ülkeye teşekkür etti.Görüşmeye Suudi Arabistanlı ve Ukraynalı çok sayıda yetkili de katıldı.

Rubio: Ukrayna taviz vermek durumunda kalacak

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, barışa ulaşmak için Ukrayna”nın, Rusya”nın 2014″ten bu yana kontrol ettiği topraklardan taviz vermek zorunda kalacağını belirtti.Amerikan New York Times (NYT) gazetesinin haberine göre, Rubio, Ukraynalı yetkililerle görüşmek üzere Suudi Arabistan”ın Cidde kentine gittiği uçakta gazetecilere açıklamalarda bulundu.

Hem Rusya”nın hem Ukrayna”nın sorunun askeri bir çözümü olmadığını anlaması gerektiğini dile getiren Rubio, “Ruslar Ukrayna”nın tamamını ele geçiremez ve Ukrayna”nın makul bir süre içinde Rusları 2014″te bulundukları yere geri dönmeye zorlamasının çok zor olacağı açık.” dedi.Rubio, Ukrayna”nın savaşı sona erdirecek herhangi bir anlaşmanın parçası olarak Rusya”nın 2014″ten bu yana kontrol ettiği topraklar konusunda taviz vermek zorunda kalacağını vurguladı.

Witkoff: “Zelenski, Trump”a mektup göndererek özür diledi”

ABD Başkanı Donald Trump”ın Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenski’nin Trump ile 28 Şubat”ta Beyaz Saray’da yaşadığı tartışmanın ardından özür dilediğini açıkladı. Witkoff, “Zelenski Başkan’a bir mektup gönderdi ve Oval Ofis’te yaşanan tüm olay için özür diledi” ifadelerini kullanarak, mektubun önemli bir adım olduğunu vurguladı. Witkoff, Ukrayna, ABD ve Avrupalı yetkililer arasında bu konuyla ilgili yoğun görüşmeler yapıldığını belirtti.

Steve Witkoff, Suudi Arabistan”da Ukrayna heyetiyle yapacakları görüşmelere işaret ederek, bu ülkeyle nadir toprak elementleri anlaşmasının bu hafta imzalanabileceğini söyledi.

Canlı Anlatım Özeti

Gündeme bomba gidi düşen iddia: Trump”ın uyguladığı plan geçtiğimiz Nisan ayında yazıldı

Trump”ın elçisi Rusya”da Putin”le görüşecek

Suudi Arabistan Veliaht Prensi bin Selman, Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski ile görüştü

Rubio: Ukrayna taviz vermek durumunda kalacak

Witkoff: “Zelenski, Trump”a mektup göndererek özür diledi”

Haberle ilgili daha fazlası:
#Ukrayna#Rusya#ABD

BAKMADAN GEÇME!

Source: Hurriyet.com.tr


Teröristbaşı o tarihte bir çağrı daha yapacak iddiası

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli”nin 22 Ekim 2024″te yaptığı İmralı çağrısının ardından başlayan yeni süreç her geçen gün yeni bir gelişmeye sahne oluyor.

27 Şubat”ta teröristbaşı Öcalan, silah bırakma çağrısı yaparken çağrının YPG/SDG”yi kapsayıp kapsamadığına ilişkin soru işaretleri bulunuyordu.

Son olarak Suriye”deki geçici hükümetle SDG anlaşmaya vardı.

“21 MART”TA ÖCALAN”DAN ÇAĞRI GELECEK”

Gazeteci Hilal Köylü, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda Öcalan”ın yeniden mesaj vereceğini belirterek şunları kaydetti:

“Türkiye”deki gelişmelerden Suriye, Suriye”deki gelişmelerden Türkiye etkileniyor. Süreç hızlanacak. 21 Mart”ta Öcalan”dan yeni bir çağrı gelecek. PKK”nın kendini lağvetmesi YPG”yi de doğrudan etkileyecek. Araya kaynak yapan olmazsa tabii!!! Bu saatten sonra zor.”

Source: Haber Merkezi


Hangi teröristler serbest kalacak? “Onlara kesinlikle af yok”

Terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan’ın silah bırakma çağrısının ardından flaş bir gelişme yaşandı. Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara, PKK”nın Suriye’deki uzantısı olan YPG/SDG”nin elebaşı “Mazlum Kobani” kod adlı Ferhat Abdi Şahin ile bir araya geldi. Görüşmenin ardından YPG/SDG’nin Suriye ordusuna katılması için bir anlaşma sağlandığı açıklandı. Suriye”nin tüm topraklarında ateşkes ilan edileceği ve çatışmalara derhal son verileceği belirtilen anlaşmada, “Kuzeydoğu Suriye”deki sivil ve askeri kurumlar (sınır kapıları, havaalanları, petrol kuyuları ve gaz sahaları dahil) Suriye devlet yönetimine entegre edilecektir” denildi. Bu gelişmenin ardından Gazeteci Sinan Burhan, güvenlik kaynaklarından edindiği bilgileri tv100″de Erdoğan Aktaş ile Eşit Ağırlık programında açıkladı. Süreç Türkiye”yi nasıl etkileyecek? Sinan Burhan’ın güvenlik kaynaklarından edindiği bilgilere göre, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile Ahmed eş-Şara arasında yapılan son anlaşma, Türkiye’deki yeni süreci doğrudan etkileyen önemli maddeler içeriyor. Anlaşmaya göre, Suriye”nin sınır güvenliğinin ve petrolün merkezi otoritenin kontrolünde olması en önemli maddeler olarak öne çıkıyor. Ankara bu gelişmeden umutlu “Bu iki madde, Türkiye’nin uzun süredir dile getirdiği kırmızı çizgileri arasında yer alıyor” diyen Burhan, Ankara”nın bu gelişmeden umutlu olduğunu; terör örgütü PKK”nın silah bırakacağı teslim noktalarının dahi belirlendiğini aktardı. Ateşkesin söz konusu olmadığını ifade eden güvenlik kaynakları, aksine silahların bırakılması ve teslim olunması gerektiğini vurguladı. Güvenlik yetkilileri ayrıca, terör örgütü mensuplarının ne olacağına dair de açıklamalarda bulundu. Başka ülke vatandaşları olan terör örgütü mensuplarının kendi ülkelerine gönderileceği belirtilirken, Türkiye’de doğup büyüyen ve suç işlememiş terör örgütü üyelerinin serbest bırakılacağı ifade edildi. Bu konuda, itirafçılık ve etkin pişmanlık uygulamaları da gündemde. İlgili yasal düzenlemeler için ise, Meclis’te çalışmaların devam ettiği ve yeni bir düzenlemeye gerek olup olmayacağı değerlendirileceği kaydedildi. Terör örgütü yöneticilerine ve suça karışmış olanlara ise kesinlikle af uygulanmayacak. Bu kişilerin, ya başka ülkelere gitmeleri ya da bulundukları bölgede kalmaları söz konusu olabilir.

Source: Internet Haber


Rusya açıkladı: Ukrayna”ya ait 337 İHA”yı vurduk

Bakanlıktan yapılan açıklamada, Ukrayna ordusunun gece boyunca İHA”larla Rus topraklarına saldırıda bulunduğu belirtildi.

Rus hava savunma sistemleri tarafından 337 İHA”nın vurulduğu kaydedilen açıklamada, bunlardan 91″inin Moskova, 126″sının Kursk, 38’inin Byransk, 25’inin Belgorod, 22’sinin Ryazan ve 10’unun Kaluga bölgeleri üzerinde düşürüldüğü aktarıldı.

Moskova Belediye Başkanı Sergey Sobyanin, gece başlayan İHA saldırılarının hala devam ettiğini bildirdi.

Ukrayna savaşının başından bu yana başkent Moskova’ya düzenlenen en yoğun saldırıda 1 kişinin hayatını kaybettiği ve 3 kişinin yaralandığı bildirilmişti.

Source:


X”e siber saldırı: Elon Musk bir ülkeyi suçluyor, siber güvenlik uzmanları bölündü

“DogeDesigner” adlı kullanıcının bir paylaşımına yorum yapan milyarder iş insanı, herhangi bir kanıt sunmadan, başkanlığını yürüttüğü “Doge” (Hükümet Verimliliği Komisyonu) karşıtı protestoları, Tesla mağazalarına yönelik saldırıları ve X platformunda yaşanan kesintiyi birbiriyle ilişkilendirdi.

Musk, “Her gün saldırıya uğruyoruz ancak bu kez büyük kaynaklarla organize edilmiş bir saldırı söz konusu. Büyük ve koordineli bir grup ya da bir ülke devreye girmiş olabilir. İzini takip ediyoruz…” şeklinde açıklama yaptı. Öte yandan, binlerce kullanıcı, X”in web sitesi ve mobil uygulamasına erişimde ciddi sorunlar yaşadığını bildirdi.

Downdetector.com verilerine göre, kesintiye ilişkin bildirimlerin en yoğun olduğu an, ABD”nin doğu kıyısında pazartesi sabahı saat 10:00 civarında (Paris saatiyle 15:00) yaşandı. Bu sırada platformda yaklaşık 40.000 kullanıcı erişim sorunu yaşadığını bildirdi. Yaşanan birkaç toparlanmanın ardından kesinti bildirimleri önemli ölçüde azalarak birkaç saat içinde 2.000″in altına düştü.

Musk Ukrayna”yı suçladı

lopinion.fr”in haberine göre X platformu, AFP”nin yaptığı bilgi talebine yanıt vermezken, platformun “destek” hesabı (teknik destek) geçen yıldan bu yana herhangi bir mesaj paylaşmadı. Fox Business”a konuşan Elon Musk, pazartesi öğleden sonra yaptığı açıklamada, platformun “büyük bir siber saldırıya” uğradığını tekrarladı ve ekibinin saldırının “Ukrayna bölgesinden” kaynaklandığından “şüphelendiğini” belirtti.

Siber güvenlik uzmanları ise milyarderin bu iddialarına karşı farklı görüşler ortaya koydu. Kaliforniya merkezli siber güvenlik şirketi Bugcrowd”un kurucusu Casey Ellis, “Eksik bilgiler ve durumun bu kadar erken bir aşamasında kesin bir yargıya varmak zor” ifadelerini kullandı.

Ancak Ellis, “Kesintinin süresi ve Dark Storm Team”in Telegram üzerinden bu saldırının sorumluluğunu üstlenmiş olması dikkate alındığında, bunun X”e yönelik gerçek bir siber saldırı olduğu açıkça görülüyor” diye ekledi. Çeşitli medya kuruluşlarının aktardığına göre, Telegram mesajlaşma servisine yönelik saldırının arkasında Dark Storm Team adlı hacker grubunun olduğu iddia edildi.

İsrail yanlılarını hedef alıyor

Orange Cyberdefense”in yaptığı analize göre, söz konusu hacker grubu 2023 yılının sonlarında kuruldu ve Filistin davasını destekleyerek İsrail yanlısı örgütleri ve müttefiklerini hedef alıyor. SlashNext”in Baş Teknoloji Sorumlusu Stephen Kowski, “Kesintilerin gerçek nedeninin tespit edilmesi için bağımsız bir doğrulama süreci gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Kowski”ye göre, X ve Dark Storm Ekibi”nin açıklamaları delil açısından “yetersiz” görünüyor. Ancak Deepwatch”un Bilgi Güvenliği Direktörü Chad Cragle, bu olayı açık bir şekilde “siber savaş” örneği olarak değerlendiriyor.

Cragle, “X, her gün, her saat siber saldırılara maruz kalıyor. Musk”ın ilgi odağı olması ve mevcut siyasi gerilimler düşünüldüğünde, bu saldırılar ulus-devlet düzeyindeki saldırganlığın tüm izlerini taşıyor. Hizmeti aksatmak için ellerinden geleni yapıyorlar, hatta mümkünse kişisel verileri ifşa etmeye çalışıyorlar” şeklinde konuştu. Öte yandan, sosyal ağ, Elon Musk tarafından 2022″nin sonlarında satın alınmasının ardından pek çok kez kesinti yaşadı.

Ne olmuştu?

Özellikle Şubat ve Aralık 2023″te, on binlerce küresel kullanıcı platformun kullanılabilirliğiyle ilgili sorunlar yaşadığını bildirdi. Platformun sesli sohbet odalarında, dünyanın en zengin adamı Elon Musk ile sağ görüşlü siyasetçiler arasında gerçekleşen röportajlarda, ses kalitesinden erişim sorunlarına kadar çeşitli teknik aksaklıklar yaşandı.

Örneğin, Donald Trump”ın Ağustos 2024″te Beyaz Saray”daki sağ kolu olacak kişiyle yaptığı röportaj, sık sık kesintiye uğradı ve kısmen erişilemez hale geldi. Elon Musk, bu sorunların ardından platformun “büyük” bir siber saldırıya maruz kaldığını belirterek, sunucuları aşırı yüklemeyi hedefleyen bir hizmet engelleme saldırısının (DDoS) yaşandığını öne sürdü.

Tesla ve SpaceX”in CEO”su olan Musk, Twitter”ı satın aldıktan sonraki aylarda şirket çalışanlarının dörtte üçünü işten çıkarmıştı. Şimdi benzer bir radikal yaklaşımı Amerikan hükümetine uygulamaya çalışıyor. “Doge” adlı hükümet verimliliği komisyonunun başında bulunan Musk, dolandırıcılık ve israf yaptığını iddia ettiği birçok hükümet kurumunu kapatmayı ve on binlerce kamu çalışanını işten çıkarmayı hedefliyor.

Source: Derleyen: Duygu Yeşilgöz


Küba”da 553 mahkumun serbest bırakılması süreci tamamlandı

Ulusal basında çıkan habere göre, Küba Yüksek Mahkemesi, aralarında insan hakları savunucusu Jose Daniel ve aktivist Felix Navarro”nun da bulunduğu 553 kişinin serbest bırakıldığını duyurdu.

Serbest bırakılanlar arasında, 11 Temmuz 2021’de düzenlenen devrim karşıtı protestolara katılan kişiler de yer alıyor.

Bazı insan hakları temsilcileri, siyasi nedenlerle tutuklu bulunan 200″den fazla mahkumun serbest bırakıldığını teyit etti.

Mahkumların serbest bırakılması kararının ardından eski ABD Başkanı Joe Biden yönetimi, Küba”yı “teröre destek veren ülkeler” listesinden çıkarmıştı ancak göreve gelen Donald Trump, Küba”yı teröre destek veren ülkeler listesine yeniden eklemişti.

– 2021 protestoları

Temmuz 2021″de binlerce Kübalı, yaygın elektrik kesintileri ve gıda yetersizliği dahil ciddi ekonomik krizi protesto etmek için sokaklara çıkmıştı.

Göstericilere yönelik tutuklamalar, Havana yönetimi aleyhine uluslararası eleştirilere yol açmış, Kübalı yetkililer huzursuzluğun sorumlusu olarak ABD yaptırımlarına işaret etmişti.

Source:


Resul Tosun yazdı: YPG bölgenin baş belasıdır!

PKK”nın silah bırakma ve feshedilmesi süreci ile Suriye”deki olaylar birbirinden bağımsız değil.PKK Türkiye”de fiilen bitmiş vaziyette, Irak”ta ise kilit kapandı örgüt Türkiye”ye yönelik eylem yapamaz hale geldi. Terör üreten ve milli güvenliğimizi tehdit eden PKK”nın Suriye koludur. PYD, YPG, YPJ”dir.Türkçe Demokratik Birlik Partisi manasına gelen Kürtçe Partiya Yekitiya Demokrat”ın kısaltılmışı olan PYD, Öcalan”ın talimatıyla örgütün hedefleri doğrultusunda Suriye”de varlığını devam ettirmek amacıyla 17 Ekim 2003 tarihinde kurulmuştur.Türkçe açılımı Halk Savunma Birlikleri olan Kürtçe Yekineyen Parastina Gel”in kısaltılmışı YPG, terör örgütü PKK”nın uzantısı olan PYD”nin Suriye”deki silahlı koludur. Kürtçe Yekineyen Parastina Jin”in kısaltılmışı olan YPJ ise YPG”nin kadın tugayı olarak kurulmuştur. 18-40 yaşları arasında 7000 silahlı kadın teröriste komuta etmektedir.Hepsi PKK”nın uzantısıdır. PYD”nin emrindeki terörist sayısını en düşük gösteren kaynaklar 80 bin derken 135 bin diyen kaynaklar da vardır. Bölgenin baş belasıdır!PKK uluslararası kuruluşlar nezdinde terör örgütü listesinde olduğu için emperyalist güçler açıktan destek verebilmek amacıyla örgütün yüzüne bir maske geçirdiler. Maskenin adı SDG oldu. Yani Suriye Demokratik Güçleri!O günden bugüne kadar da başta ABD olmak üzere bölgede çıkarı olan güçler tarafından DEAŞ”la mücadele bahanesiyle resmen desteklenir hale geldi.Fonlayan silahlandıran ise doğrudan ve resmen ABD”dir.PYD, YPG, YPJ bunların üçü de PKK uzantısı olarak SDG maskesinin arkasında bölge devletlerinin toprak bütünlüğünü tehdit etmekte ve kendileri gibi düşünmeyen Kürtler dâhil sivil insanlara karşı terör eylemlerini aralıksız sürdürmektedir.Baasçı Esed rejimi de bu örgütle dayanışma içinde olmuştur.SDG hariç Suriye”deki muhalefet grupları Ahmed Şara başkanlığında bir araya gelerek kanlı Esed rejimine son verdi. Artık devlet olmanın gereği silahlı gurupların yeni Suriye ordusuna katılıp örgütlerini feshetmesi kararı alındı ve SDG hariç grupların hepsi bu karara uydu. SDG, tüm grupların katılımıyla yapılan Ulusal Diyalog Kongresi”ne de katılmadı.Tabiatıyla SDG iplerini elinde tutan çevrelerin yönlendirmesiyle Şam yönetimiyle pazarlık yapmayı denediler. Detaya gerek yok özerk bölge gibi hareket etmeyi önerdiler.Şam kabul etmedi. Dolayısıyla SDG Şam yönetiminin de baş belası oldu.Kanlı Baas rejimi düştükten sonra emperyalist güçlerin maşası olan SDG”nin özerk bölge statüsü talebini göz önünde bulunduran Türkiye de 30 km derinliğinde güvenlik politikasını Suriye”nin toprak bütünlüğü şeklinde revize etti.Şam yönetimi de aynı istikamette görüş belirleyerek devlet dışında silahlı yapıya izin vermeyeceğini dolaysıyla SDG”nin de silah bırakmasını istedi.Kurucusu Öcalan”ın PKK”yı feshetme çağrısının PKK”nın tüm gruplarını içerdiği bizzat görüşmeleri yürütenler tarafından da net olarak açıklanmasına rağmen YPG çağrının kendilerini içermediğini ilan etti. DEM Parti sözcülerinin de çağrı YPG”yi içermiyor açıklamaları Öcalan”ın çağrısını amacından saptırma gayreti olarak sırıtmaya başladı.Çünkü başta yazdığım gibi çağrının asıl hedefi YPG”dir.Dün DEM Parti EMEP görüşmesi sonrası Öcalan”ın çağrısının YPG”yi kapsayıp kapsamadığına ilişkin soruya cevap veren Tuncer Bakırhan, “onu biz belirleyemeyiz, SDG”nin temsilcileri de bizler değiliz. “diyerek SDG”yi öne sürüp YPG”yi çağrının muhatabı olmadığını ima etmeye çalıştı.Oysa daha dün HDP Eş Genel başkan Figen Yüksekdağ, “Sırtımızı YPG”ye, YPJ”ye ve PYD”ye yaslıyoruz.” dememiş miydi?!DEM Parti hâlâ YPG”yi koruma refleksiyle hareket etmeye devam ediyor.Oysa YPG geçen hafta rejimin kalıntıları, İsrail”in aldattığı Dürziler ve İran”ın tahrik ettiği çevrelerle birlikte Şam yönetimini düşürmek için silahlı eylemler yaptı. Halep”teki YPG teröristlerinin saldırıları hükümet güçleri tarafından püskürtülmeseydi Halep”i işgal edeceklerdi. DEM Parti YPG”yi silah bırakmaya teşvik etmek yerine bırakmaması gerektiği istikametinde açıklamalar yaparak tarihi çağrıyı sulandırmaya çalışıyor.YPG silah bırakıp bölgeyi Şam yönetimine devretmedikçe Öcalan”ın çağrısı hedefine ulaşmış olmayacaktır! Ben bu DEM Parti”ye hiç güvenmiyorum, çağrının gerçekleşmemesi için çabalıyorlar gibi geliyor bana.İnşallah ben yanılırım! Yazıyı bitirdikten sonra SDG”nin Şam yönetimiyle anlaştığı haberi geldi.Eğer anlaşmaya uyulursa Türkiye hedefine ulaşmış olacak.Anlaşmanın özü SDG yıl sonuna kadar bütün kurumları Suriye devletine devredecek.İlke olarak güzel bir anlaşma. Lakin bu örgüt sözüne ve imzasına sadık bir örgüt değil.Eğer İsrail ve batılı efendileri zaman kazanmak için böyle bir akıl vermedilerse bu anlaşma ayakta alkışlanır.

Source: Resul Tosun


Avrupa”da Trump depremi yaşanırken FT”den dikkat çeken Türkiye haberi

ABD Başkanı Donald Trump, Rusya işgali altındaki Ukrayna”ya desteği kesip NATO”nun temel ilkesi olarak görülen 5″inci Madde”yi tartışmaya açarken, Avrupa başkentleri ittifaklarını yeniden gözden geçirmeye başladı.
Financial Times (FT) gazetesinin haberine göre; NATO Genel Sekreteri Mark Rutte yıllar süren gerilimli ilişkilerin ardından Avrupalı liderleri, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan”a teması artırmaları konusunda özel olarak teşvikte bulundu.

Dışişleri Hakan Fidan bu ay başında Avrupa”nın ana askeri güçlerinin Ukrayna”ya desteği ve daha geniş askeri meseleleri görüşmek üzere bir araya geldiği Londra”daki toplantıya katılmıştı.
AB yetkilisinden dikkat çeken sözleri…
Görüşme hakkında bilgi sahibi üç kişiye göre bu gelişme, Rutte”nin şubat başlarında AB liderleriyle bir araya geldiği özel bir öğle yemeğinin ardından yaşandı.
Rutte bu görüşmede, AB liderlerine Türkiye ile işbirliğinin arttırılmasının önemini vurguladı ve bu işbirliğinin işlerlik kazanması için Ankara ile temasa geçme konusunda çağrıda bulundu.

FT”nin haberine göre; Hollanda Başbakanı olduğu dönemde Erdoğan”la sert tartışmalara giren Rutte”nin sözcüsü konuya dair yorum yapmaktan kaçındı.
NATO Genel Sekreteri ocak ayında Avrupa Parlamentosu”nda yaptığı konuşmada “AB üyesi olmayan müttefiklerin AB savunma sanayi çabalarına dahil edilmesinin Avrupa”nın güvenliği için hayati önem taşıdığına inanıyorum” demişti.
FT”nin haberinde bir AB yetkilisinin Türkiye”yle ilişkiler konusunda şu sözleri de dikkat çekti:

* İşler değişir. Zamanın belli bir noktasında, aranızdaki sorunlara bakmaksızın ekibinizde kimi istediğinize karar vermeniz gerekir. Ancak Rusya konusundaki belirsizliklerini de çözmeleri gerekiyor.
Türk savunma sanayi teşviklerden faydalanmalı mı?
Türkiye’nin önem teşkil eden silah sanayi üye ülkeler arasındaki daha geniş bir mücadele alanının konusu.
Bu konu ise üçün taraf ülkelerin savunma şirketlerinin askeri harcamaları artırmak için Avrupa Birliği teşviklerinden yararlanması gerekip gerekmediği noktasında düğümleniyor.
Yetkililer Ankara ile angajmanı arttırma çabasının aynı zamanda AB başkentleriyle ikili ilişkileri de hedeflediğini söyledi.

Source: Dünya Gazetesi


AKINCI önemli bir eşiği daha aştı! Türk havacılık tarihine damga vurdu

Savunma Sanayii Başkanlığı liderliğinde yürütülen AKINCI Projesi kapsamında Baykar”ın milli ve özgün olarak geliştirdiği Bayraktar AKINCI Taarruzi İnsansız Hava Aracı, 100 bin uçuş saatini başarıyla tamamlayarak Türk havacılık tarihinde önemli eşiği daha başarıyla aştı. Baykar tarafından 11 ülkeyle ihracat sözleşmesi imzalanan Bayraktar AKINCI, dünyanın birçok farklı noktasında etkin bir şekilde görev yapmaya devam ediyor. REİSİ”NİN HELİKOPTER ENKAZINI BULDUBayraktar AKINCI TİHA, 19 Mayıs 2024″te İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve beraberindeki heyeti taşıyan helikopterin düşmesinin ardından yürütülen arama-kurtarma çalışmalarında kritik bir rol oynadı. Türkiye”den havalanarak kısa sürede kaza bölgesine ulaşan Bayraktar AKINCI, yoğun sis, sert rüzgâr ve dağlık araziye rağmen görevini kesintisiz sürdürerek enkazı tespit edebilmek için 300 feet alçak irtifaya kadar indi. Gece görüş kabiliyeti ve gelişmiş sensörleri sayesinde helikopter enkazının yerini belirleyerek İran makamlarına koordinatları iletti. Görevini başarıyla tamamlayan Bayraktar AKINCI”nın bu kritik operasyonu, tüm dünyada yüzbinlerce kişi tarafından anlık olarak canlı takip edildi ve büyük yankı uyandırdı. HAVACILIK TARİHİNE İMZAMilli TİHA havacılık tarihinde ilk defa gerçekleştirilen uçuşlarda yer aldı. Bayraktar AKINCI ve Bayraktar KIZILELMA”nın ilk kez 24 Nisan 2023″te Çorlu”da yapılan testte gerçekleştirdiği ve dünya havacılık tarihinde bir ilk olan yakın kol uçuşunun ardından TEKNOFEST 2023″te ise yeni bir ilke imza attı. İstanbul semalarında taarruzi insansız hava aracı AKINCI ile insansız savaş uçağı KIZILELMA aynı uçuşu birçok kez halka açık olarak icra etti. 2022″de yapılan TEKNOFEST Azerbaycan”da Baykar Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar”ın da kokpitinde olduğu MIG-29 savaş jeti ile kol uçuşu icra eden Bayraktar AKINCI, yine TEKNOFEST”te SOLOTÜRK, Hürkuş ve Türk Yıldızları akrobasi timi ile kol uçuşları gerçekleştirdi. 22 Mayıs 2024″te Çorlu”dan Keşan”a intikal uçuşu gerçekleştiren Bayraktar TB3 ile Bayraktar AKINCI kol uçuşu icra etti. KKTC”DE KOL UÇUŞUBaykar tarafından milli ve özgün olarak geliştirilen iki Bayraktar AKINCI Taarruzi İnsansız Hava Aracı (TİHA), KKTC”nin 50. yıl kutlamaları kapsamında tarihi bir uçuş gerçekleştirdi. Tekirdağ”daki AKINCI Uçuş Eğitim ve Test Merkezi”nden havalanan TİHA”lar, yaklaşık 3 saatlik uçuş süresince 1022 kilometre mesafe kat ederek Geçitkale Havalimanı”na başarıyla iniş yaptı. Ortalama 29 bin feet irtifada seyreden milli TİHA”lar, kutlama programında selamlama geçişi ve kol uçuşu yaparak gökyüzünde unutulmaz bir gösteriye imza attı. İRTİFA REKORU SAHİBİTürk Silahlı Kuvvetleri (TSK) envanterine girdiği 29 Ağustos 2021 tarihinden beri operasyonel olarak başarıyla görev yapan Bayraktar AKINCI TİHA milli havacılık tarihimizin irtifa rekorunu da elinde bulunduruyor. Milli TİHA Bayraktar AKINCI, 21 Haziran 2022 tarihinde Savunma Sanayii Başkanlığı ve Hava Kuvvetleri Komutanlığı heyetleri huzurunda gerçekleştirilen dayanım, yüksek irtifa ve yüksek hız testleri kapsamında 45.118 feet (13.716 metre) irtifaya yükselerek rekor kırdı. DEPREM BÖLGESİNDE GÖREV YAPTIBayraktar AKINCI TİHA, 6 Şubat 2023″te meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerin hemen ardından zorlu hava şartlarında uçarak arama-kurtarma, koordinasyon, güvenlik ve hasar tespit çalışmalarında görev yaptı. Depremin hemen ardından uçan tek hava aracı olan milli TİHA AKINCI”lardan 9″u deprem sonrası yürütülen faaliyetlerde sürekli uçuşlar gerçekleştirerek etkin olarak görev aldı. MİLLİ MÜHİMMATLAR İLE ATTIĞINI VURUYORBayraktar AKINCI TİHA”ya milli olarak üretilen mühimmatların entegrasyon süreci başarıyla devam ediyor. Bugüne kadar milli TİHA”nın geliştirme faaliyetleri kapsamında MAM-L, MAM-L TV, MAM-T, MAM-T IIR/TV, MAM-C, TOLUN, TOLUN IIR, Teber-81, Teber-82, LAÇİN 82 LGK-81, LGK-82, HGK-82, Gökçe Güdüm Kiti, Gözde Güdüm Kiti, KGK-82-SİHA, İHA-230 Süpersonik Füze, TV Arayıcı ve Lazer Arayıcı Başlıklı İHA-122 Süpersonik Füze ve Çakır Seyir Füzesi başarıyla test edildi. Bayraktar AKINCI, atış testleri kapsamında milli mühimmatlar ile hedefini tam isabetle vurdu. Etkin taarruz gücünü, farklı hedeflere karşı kullanılabilen geniş yelpazedeki milli mühimmatlardan alan Bayraktar AKINCI, etkinliğini ve caydırıcılığını gün geçtikçe artırıyor. AKINCI C GÖKYÜZÜNDE24 Şubat”ta gerçekleştirilen test faaliyetinde Bayraktar AKINCI C, 1 saatten fazla havada kaldı. Uçuş sırasında aerodinamik parametre adımları başarıyla test edildi. Bayraktar AKINCI C, 2 X 850 HP olmak üzere toplamda 1700 HP sahip olduğu güç ile sınıfının en etkili ve kabiliyeti muharip platformu olacak. İlk uçuşunu 6 Aralık 2019″da yapan Bayraktar AKINCI TİHA, 29 Ağustos 2021″de envantere girdi. Yakın dönemde 2X450 HP gücündeki Bayraktar AKINCI A ve 2X750 HP gücündeki Bayraktar AKINCI B, Türk güvenlik güçlerinin yanı sıra başta Azerbaycan olmak üzere dost ve müttefik ülkelerin envanterine de katılmaya başladı. EN BÜYÜK HAVACILIK İHRACATI18 Temmuz 2023″te Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed Bin Selman”ın huzurunda Baykar ile Suudi Arabistan Savunma Bakanlığı arasında iş birliği anlaşması imzalandı. Anlaşmayı Baykar Genel Müdürü Haluk Bayraktar ve Suudi Arabistan Savunma Bakan Yardımcısı Halid Bin Hüseyin El Bayari imzaladı. Bu kapsamda Bayraktar AKINCI TİHA”lar, Suudi Arabistan Krallığı Hava ve Deniz Kuvvetleri Komutanlığı envanterine giriyor. Bu anlaşma neticesinde Türkiye”nin tek seferde yapılan en büyük havacılık ihracatı gerçekleşti. Ayrıca 12 Şubat 2025 tarihinde Endonezya ile “Bayraktar TB3 ve Bayraktar AKINCI İhracatına Yönelik Ortak Üretim Anlaşması” imzalandı. 3 ÜLKEYİ UÇARAK GEÇTİ45 bin 118 feet ile milli havacılık irtifa rekoruna sahip olan Bayraktar AKINCI, 2022 yılında yapılan TEKNOFEST Azerbaycan”a katılmak için 3 ülkeyi uçarak geçmek suretiyle Bakü”ye gitti. Bu uçuş için Tekirdağ-Çorlu”dan havalanan TİHA, Türkiye, Gürcistan ve Azerbaycan”ı bir uçtan bir uca kat etti. Bu uçuşun yanı sıra 2022 yılında Efes Tatbikatı kapsamında Batman”dan kalkarak İzmir”deki hedefleri başarıyla vurdu. İHRACAT ŞAMPİYONUBaşlangıçtan bugüne tüm projelerini öz kaynakları ile yürüten Baykar, 2003 yılındaki İHA Ar-Ge sürecinin başlangıcından itibaren tüm gelirlerinin %83″ünü ihracattan elde etti. 2023″te 1.8 milyar dolarlık ihracat yapan Baykar, ülkemizdeki tüm sektörlerde en çok ihracat gerçekleştiren ilk 10 firma arasında yer aldı. Dünya insansız hava aracı ihracat pazarının en büyük firması olan Baykar, 2024 yılında da küresel ölçekteki başarısını sürdürdü ve gelirlerinin yüzde 90″ını ihracattan elde ederek 1.8 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi. DÜNYANIN EN BÜYÜK IHA ŞİRKETİ BAYKARİhracatın Şampiyonları Ödülü alan Baykar, 2021, 2022 ve 2023 yıllarında Savunma Sanayi Başkanlığı ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre savunma ve havacılık sektörünün ihracat lideri oldu. Önceki yıl sektör ihracatının üçte birini tek başına yapan Baykar, 2024″te de savunma ve havacılık sektörünün toplam ihracatının dörtte birini tek başına gerçekleştirerek Türkiye”yi küresel SİHA ihracat pazarında lider konuma taşıdı. Dünyanın en büyük insansız hava aracı şirketi olan Baykar, Bayraktar TB2 SİHA için 34 ülkeyle, Bayraktar AKINCI TİHA için ise şimdiye kadar 11 ülke ile olmak üzere toplam 36 ülkeyle ihracat anlaşması imzalandı.

Source: Www.star.com.tr


Orta Doğu’da harita değişti! Dünya basını şartları duyurdu: İşte Suriye’de son durum

Son dakika haberleri: Türkiye”nin yıllardır sürdürdüğü sınır ötesi operasyonlar ve başarılı bir şekilde yürütülen diplomasi çabalarının bir sonucu olarak görülen gelişmeler bu kez Suriye”de meyvesini verdi. Akşam saatlerinde yapılan açıklamalarda Suriye Devlet Başkanlığı, terör örgütü PKK/YPG”nin (Suriye Demokratik Güçleri) elindeki sivil ve askeri kurumların devlet kurumlarına devredilmesi konusunda anlaşmaya varıldığını duyurdu. Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara, terör örgütü PKK/YPG (Suriye Demokratik Güçleri) elebaşı “Mazlum Kobani” kod adlı Ferhat Abdi Şahin ile bir araya geldi. Görüşmede, ülkenin kuzeyini işgal eden terör örgütünün silah bırakması ve yeni Suriye yönetimine katılması ele alındı. Görüşmenin ardından Suriye Devlet Başkanlığı, terör örgütü PKK/YPG”nin devlet kurumlarına devredilmesi konusunda anlaşmaya varıldığını duyurdu. Anlaşmaya varılmasının ardından dünya basını gözünü, bölgeye çevirdi. Dış basın, yaşanan gelişmeleri ve anlaşma sonrası varılan maddeleri duyururken bölgenin yeni haritası da yayınlandı. İŞTE ANLAŞMA ŞARTLARI Varılan silah bırakma anlaşmasının şartları da dünyayla paylaşıldı. Anlaşmada, tüm Suriyelilerin dini ve geleneksel kökenlerine bakılmaksızın liyakate dayalı olarak devlet kurumlarında temsil edilme ve siyasi süreçlere katılım haklarının garanti altına alınacağı ve Kürt toplumunun Suriye devletinin asli bir parçası olarak tanınacağı, anayasal vatandaşlık hakları ve diğer tüm haklarının devlet güvencesi altında olacağı yer aldı. TÜM KURUMLAR DEVLET YÖNETİMİNE BIRAKILDI Suriye”nin tüm topraklarında ateşkes ilan edileceği ve çatışmalara derhal son verileceği belirtilen anlaşmada, “Kuzeydoğu Suriye”deki sivil ve askeri kurumlar (sınır kapıları, havaalanları, petrol kuyuları ve gaz sahaları dahil) Suriye devlet yönetimine entegre edilecektir” denildi. GÜVENLİ DÖNÜŞ SAĞLANACAK Tüm Suriyeli göçmenlerin köylerine ve bölgelerine güvenli bir şekilde dönüşünün sağlanacağı ve devlet tarafından koruma altına alınacağı aktarılan anlaşmada, “Suriye devleti, Esad rejimi kalıntıları ve ülkenin birliğini tehdit eden tüm unsurlarla mücadelede desteklenecektir” denildi. BÖLÜNME ÇAĞRILARINA SON “Suriye toplumunun tüm unsurları arasında bölünme çağrılarını, nefret söylemini ve fitne çıkarma girişimlerini reddediyoruz” ifadelerinin yer aldığı anlaşmada, “Yürütme komiteleri, bu mutabakatın uygulanması için çalışmalarını sürdürecek ve tüm adımların bu yıl sonundan önce tamamlanmasını hedefleyecektir” denildi. HARİTA YEŞİLE DÖNDÜ Suriye hükümeti ile YPG/SDG arasında imzalanan anlaşmanın şartlarının da açıklanmasının ardından, Suriye haritası tamamen yeşile döndü. Dünya dengeleri açısından da tarihi bir gelişme olarak görülen anlaşma dünya basınında büyük yankı uyandırdı. Özellikle ABD basını, Türkiye”nin başlattığı terör karşıtı mücadele sonucu yaşanan gelişmeleri ilk sıradan duyurdu. The New York Times, anlaşmanın şartlarını manşete taşıdı. Suriye”de yeni bir dönemin başladığının altını çizen NYT bu gelişmenin PKK terör örgütünün geçtiğimiz hafta yaptığı silah bırakma çağrısının bir uzantısı olduğunun altını çizdi. CNN, “Tarihi anlaşma” olarak duyurduğu haberde anlaşmanın yıl sonuna kadar hayata geçirilmesini sağlamakla yürütme kurullarının görevlendirildiğinin altını çizdi. CNN ayrıca, anlaşmanın ayrıntılarına da geniş yer ayırdı.

Source: Sabah.com.tr Diş Haberler


Savunmasız Avrupa”nın aradığı cevap Türkiye”de: Tarihi bir eşleşme olabilir!

Ottawa Üniversitesinden Hukuk Profesörü Yorgos Monastiriakos”un Kathimerini gazetesinde yayımlanan Yunanistan, Türkiye”nin Avrupa güvenliğinde artan önemine uyum sağlamalı başlıklı makalesinde Avrupa”nın yeni güvenlik şartlarına ve Türkiye”nin bu konuda artan rolüne dikkat çekilmişti.Yunanistan”ın Avrupa”da Türkiye nedeniyle dışlanmamak için dikkatli olması gerektiği belirtilen makalede, Amerika”nın kimlik krizinde bulunduğu mevcut ortamda Avrupa”nın ve Yunanistan”ın Ukrayna ve Türkiye ile daha yakın bağlar kurmak durumunda olduğu kaydedildi.TÜRKİYE”NİN PROJELERİNİ TEK TEK SIRALADIMakalenin yazarı Monastiriakos söz konusu makale sonrası kendine tepki yağdığını ve insanların onu “hain” diye damgaladığını açıkladı ve Tek ihanet onlarınki, gerçekliğe ihanet. dedi. Türkiye”nin özellikle savunma sanayii alanındaki inanılmaz gelişimine dikkat çeken yazar Türkiye”nin projelerini ve imzaladığı anlaşmaları tek tek sıraladı ve Avrupa”nın Türkiye”yi “stratejik bir ortak” olarak gördüğünü yazdı. AVRUPA TÜRKİYE”Yİ GÜÇ DENGESİNİ DEĞİŞTİRECEK BİR UNSUR OLARAK GÖRÜYORGörünüşe göre Avrupa ve Türkiye güvenlik tehdidine karşı koymak için birbirlerine ihtiyaç duyuyor veya istiyor. Bu yüzden İngiliz Başbakanı Keir Starmer Ankara”yı Londra”daki Ukrayna zirvesine davet ederken Yunanistan”ın daveti postada kayboldu. ifadelerini kullanan yazar makalesini şu sözlerle sonlandırdı;Siz kabul etmesiniz bile, Avrupa başkentlerinin çoğu Türkiye”yi güç dengesini Rusya”ya karşı Avrupa lehine değiştirecek bir unsur olarak görüyor. Bu gerçeği görmezden gelirsek kendimizi tehlikeye atarız.SAVUNMASIZ AVRUPA”NIN ARADIĞI CEVAP TÜRKİYE”DE! TARİHİ BİR EŞLEŞME OLABİLİRAvrupa Politika Analizi Merkezi (CEPA) ise savunmasız Avrupa için aranan cevapların Türkiye”de olduğunu öne sürüyor. CEPA Avrupa güvenliği ile ilgili yayınladığı analizde Türkiye”nin savunma sanayii ve askeri yetenekleri ile acilen asker ve silaha ihtiyaç duyan Avrupa kıtası arasında tarihi bir eşleşme olabilir. ifadelerini kullandı. Varoluşsal bir güvenlik sorunuyla karşı karşıya olan Avrupa”nın hızlı sorular sorması ve acil çözümler bulması gerekiyor. Bu herkesin hoşuna gitmeyebilir, ancak kıtanın gözünün önünde duran bariz bir çözüm var: Türkiye. ifadelerinin yer aldığı analizde Türkiye”nin NATO”nun en büyük kara gücüne sahip olduğuna dikkat çekildi ve Türk Deniz Kuvvetleri”nin Karadeniz nakliye hatları üzerinde kritik bir kontrole ve güce sahip olduğu vurgulandı.NATO”NUN TEMEL DİREĞİ, AVRUPA İÇİN ÖNEMLİ BİR MÜTTEFİKCEPA”ya göre, Avrupa Ukrayna için 20-30 bin kişilik bir güvence gücü oluşturmakta zorlanırken, Türkiye etkili bir güç oluşturabilecek kapasiteye sahip.Savunma konusunda ABD”ye bağımlı olan Avrupa”nın artık yerel askeri sanayi üretimini arttırması gerektiğinin farkında olduğunu belirten kurum Ankara”nın bu konuda daha büyük bir fark yaratabileceğini belirtti ve Türkiye 70 yılı aşkın NATO üyeliği boyunca Avrupa güvenliğinin temel direği oldu, Avrupa için önemli bir ortak ve müttefik olmaya devam ediyor. Fırtınayı atlatmamız için onun işbirliği kesinlikle kilit önem taşıyor. ifadelerini kullandı. NATO”DAN ÇAĞRIÖte yandan ABD Başkanı Donald Trump”ın Avrupa”ya gözle görülür bir şekilde sırt çevirmesi sonrası NATO, AB ve Türkiye”yi ilişkilerini geliştirmeye çağırdı. Konu hakkında bilgi sahibi kaynaklara göre, NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, AB liderlerini yıllardır gergin olan ilişkilerin ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ilişkilerini geliştirmeye çağırdı.Financial Times”a konuşan yetkililere göre, Rutte, Şubat ayının başlarında AB liderleriyle yaptığı özel bir öğle yemeğinde, Türkiye ile işbirliğinin artırılmasının önemini dile getirerek, toplantıda bulunanlara Ankara ile işbirliği yapmaları çağrısında bulundu. Gözden Kaçmasın Gündeme bomba gibi düşen iddia: Oval Ofis”teki kavgadan Moskova”yla yakınlaşmaya kadar her şey planlıydı Haberi görüntüle

Source: Hurriyet.com.tr


NATO’dan dikkat çeken Türkiye çağrısı: “Başkan Erdoğan ile diyaloğu artırın!”

NATO, ABD Başkanı Donald Trump”ın, Avrupa”nın güvenliğinden çekilmesiyle birlikte Avrupa Birliği (AB) ve Türkiye”ye ilişkilerini derinleştirme çağrısı yaptı. BAŞKAN ERDOĞAN İLE İŞ BİRLİĞİNİN ÖNEMİ VURGULANDI NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, özel bir görüşmede yıllardır gergin olan ilişkilerin ardından AB liderlerini Başkan Recep Tayyip Erdoğan ile diyaloğu artırmaya çağırdı. Görüşmeye ilişkin bilgi sahibi üç kişiye göre, Rutte, şubat ayının başlarında AB liderleriyle yaptığı özel bir öğle yemeğinde, Türkiye ile iş birliğinin artırılmasının önemini dile getirerek, toplantıda bulunanlara Ankara ile iş birliği yapmaları çağrısında bulundu. Bu adım, AB”nin savunma kapasitesini güçlendirmek için Türkiye ile iş birliğini geliştirmeye çalıştığı bir döneme denk geldi. AB”NİN KITANIN GÜVENLİĞİNİ SAĞLAMA ÇABALARI Financial Times”a göre, Trump”ın Avrupalı NATO müttefiklerine yönelik ABD güvenlik garantilerini geri çekme tehditleri, Rusya ile ilişkilerini iyileştirmesi ve Ukrayna”ya desteğini kesmesi AB ürküttü. Savunma harcamalarını artırma telaşının yanı sıra bazı AB liderleri, Norveç ve İngiltere gibi AB dışı ülkelerle “gönüllüler koalisyonu” içinde iş birliğini savundu. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, bu ayın başlarında Londra”da Avrupa”nın önde gelen askeri güçlerinin bir araya geldiği toplantıya katılarak Ukrayna”ya destek ve daha geniş kapsamlı savunma konularını görüştü. AVRUPA TÜRKİYE”YE İHTİYAÇ DUYUYOR NATO genel sekreteri ocak ayında Avrupa parlamentosuna “AB dışındaki müttefiklerin AB savunma sanayi çabalarına dahil edilmesinin Avrupa”nın güvenliği için hayati önem taşıdığına inanıyorum” ifadelerini kullandı. Üst düzey bir AB yetkilisi Türkiye ile ilişkiler konusunda yaptığı açıklamada, “Bazı şeyler değişiyor. Belli bir noktada, geçmişteki sorunlara bakmaksızın, takımınızda kimi istediğinize karar vermelisiniz.” sözlerini kullandı. AVRUPALI LİDERLERİN ANKARA”YA BAKIŞ AÇISI DEĞİŞTİ Yetkililere göre, Ankara ile daha fazla iş birliği sağlama çabası, aynı zamanda Türkiye ile AB ülkeleri arasındaki ikili ilişkileri güçlendirmeyi de hedefliyor. Financial Times”a göre, Türkiye bir AB aday ülkesi olsa ada bu süreç uzun süredir duraksamış durumda. AB, Yunanistan ile artan gerilim de dahil olmak üzere çeşitli nedenlerle güvenlik ve savunma alanındaki diyalog kanallarını askıya almıştı. Ancak birçok diplomatın Financial Times”a verdiği bilgilere göre, Trump”ın göreve gelmesi bakış açılarını değiştirdi.

Source: Sabah.com.tr Diş Haberler


Bakan Göktaş”tan ABD”de sürpriz ziyaret

Göktaş, Türkiye”yi temsilen, Kadının Statüsü Komisyonu toplantısı kapsamında geldiği New York”ta resmi programının dışında bir Türk ailenin evine ziyarette bulundu.46 yıl önce ABD”ye gelen Mehmet Karakaş ve ailesinin Queens bölgesinde yaşadığı eve giden Göktaş, iftar sonrası misafir olduğu evde aile üyeleriyle sohbet etti.Ağabeyi aracılığıyla Diyarbakır”dan geldiği ABD”de 46 senedir yaşadığını belirten Karakaş, eşi, çocukları ve torunlarıyla burada hayatlarını sürdürdüklerini söyledi.ABD”deki yaşamının yanı sıra çocuklarının işleri ile torunlarının eğitimlerine ilişkin bilgi veren Karakaş, Bakan Göktaş”a ziyaretinden dolayı teşekkür etti.”Burada Türkiye”nin başarılarıyla gurur duyuyoruz. Allah Cumhurbaşkanımızı ve sizleri başımızdan eksik etmesin.” diyen Karakaş, Bakan Göktaş”tan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan”a selamlarını iletmesini istedi.Göktaş”ın ziyaretinden duydukları memnuniyeti ve heyecanı ifade eden Besi Karakaş ise “Sizi hep televizyonda görüyorduk, evimizde ağırlamak bize büyük bir sürpriz oldu.” ifadesini kullandı.Bakan Göktaş da aileyi ziyaret etmekten duyduğu memnuniyeti, “Kendimizi ailemizin yanında hissettik. Sizlerle bir arada olmaktan büyük mutluluk duydum.” sözleriyle dile getirdi.Göktaş”ın kendisinin de gurbetçi bir ailenin çocuğu olduğunu belirtmesi üzerine Mehmet Karakaş, “İnşallah benim torunlarım da sizin gibi çok başarılı olur.” dedi.Üç kuşak bir arada yaşayan ailenin evine gerçekleşen ziyaretin ardından Bakan Göktaş, misafirperverliklerinden dolayı teşekkür ettiği ailenin selamını Cumhurbaşkanı Erdoğan”a ileteceğinin sözünü verdi.

Source: Www.star.com.tr


Grönland”da seçmenler sandık başına gidiyor

Genel seçim için Grönland”ın başkenti Nuuk”ta ülkenin tek oy verme merkezi kuruldu.Dünyanın en büyük adasında bugün yapılacak seçimde, 31 sandalyeli parlamento Inatsisartut”un yapısı belirlenecek.Oy verme işlemi yerel saatle 09.00″da başlayacak ve akşam 20.00″de sona erecek. Grönland İçişleri Bakanlığına göre, 57 bin nüfuslu adada yaklaşık 40 bin 500 kişi oy kullanma hakkına sahip.Seçimin, mevcut Başbakan Mute Bourup Egede”nin liderliğindeki Inuit Ataqatigiit (Halk Topluluğu) Partisi ile bağımsızlık yanlısı Erik Jensen liderliğindeki Siumut Partisi arasında geçmesi bekleniyor.Son anketler, Inuit Ataqatigiit”in yüzde 31 ile önde olduğunu, Siumut”un ise yüzde 21,9 ile ikinci sırada yer aldığını gösteriyor.- TRUMP”IN GRÖNLAND”LA İLGİLİ AÇIKLAMALARITrump, ABD yönetimine yeniden gelmesinden bu yana Grönland”ı alma isteğini sık sık ifade ediyor.ABD lideri, 23 Aralık 2024″te Truth Social hesabından yaptığı paylaşımda, Grönland”ın ülkesinin kontrolünde bulunması gerektiğine ilişkin söylemini yineleyerek adanın mülkiyeti ve kontrolüne sahip olmanın “mutlak zorunluluk” olduğunu savunmuştu.Grönland Başbakanı Mute Bourup Egede ise “Grönland, Grönland halkına aittir. Biz satılık değiliz ve asla satılık olmayacağız. Uzun süredir devam eden özgürlük mücadelemizi kaybetmeyeceğiz.” açıklamasında bulunmuştu.Danimarka Krallığı çatısı altında bulunan Grönland, ülkeye 2 bin 900 kilometre uzaklıkta yer alıyor.

Source: Www.star.com.tr


Dördüncü maddede kritik detay! ABD”nin onayı sonrası imzayı attı… Mazlum Abdi Şam”a hava aracıyla ulaştı

Ankara anlaşmaya nasıl bakıyor? Kritik imzaların atılmasından sonra uygulama nasıl olacak? CNN Türk Ankara Temsilcisi Dicle Canova”nın açıklamaları şöyle:Ankara”nın bu anlaşmaya bakışı olumlu ama bir yandan da uygulamayı görmek istiyor. Bu maddelere baktığınız evet tamam. Ankara”nın savunduğu nokta yer alıyor ama uygulama nasıl olacak bu önemini koruyor. İlk 2 maddeye baktığımızda Tüm Suriyelilerin temsilde ve siyasi sürece katılımda haklarının güvence altına alınması ve devlet kurumlarının ehliyet ve liyakat esasına göre inşa edilmesi burada Kürtlere de yönetimde yer verilecek ama bir kota olmayacak edindiğim bildiğim göre. Daha önce SDG”nin talepleri vardı; “Şu kadar Kürt bakan olması, yönetimde Kürtlere şu kadar yer verilmesinden bahsediliyordu. Bu anlaşmaya göre içerikte bir kotanın kabul görmediği ve anlaşma içerisinde yer almadığı ifade ediliyor. Diğer yandan elbette Kürtler de Suriye”deki yeni yönetimde ağırlıklarınca temsil edecekler. Ankara da kapsamlı bir yönetim modelinden bahsediyordu. Bu Kürtler açısından da bir kota sağlanmış olarak görülüyor. Gözden Kaçmasın Suriye: SDG Suriye Ordusu”na katıldı Haberi görüntüle İkinci maddede de vatandaşlık hakkı ile anayasal haklarını güvence altına almasından söz ediliyor. Burada Kürtlerin kültürel her anlamda Suriye”nin yeni anayasasında yer bulacağını anlıyoruz. Bu da SDG kanalı açısından önemli bir pozisyondu. Bu da sağlanmış gibi görünüyor.EN ÖNEMLİ MADDEAteşkesin sağlanması en önemlisi. İstikrarın ve iç huzurun sağlanması daha sonra seçimin gerçekleşmesi açısından önemliydi. Ama en önemlisi 4. madde görünüyor. Kuzeydoğu Suriye’deki tüm sivil ve askeri kurumların, sınır kapıları, havaalanları ve petrol ile gaz sahaları da dahil olmak üzere Suriye devleti yönetimine entegre edilmesi. Bu artık orada ayrı bir özerk yönetimin olmayacağına işaret ediyor. İlerleyen aşamalarda da görüyoruz ki iç çatışma ve mücadele anlamında ortak maddeler yer alıyor. Orada Türkiye”nin büyük bir hassasiyetle durduğu terör devleti farklı bir otonom bölgenin bu maddelerle önünün kapandığı yorumları var. Netice itibariyle Devlet içinde devlet, ordu içinde ordu olmaz” deniyordu Ankara tarafından. Artık bölünme arayışları, iç çatışmalara geçit verilmeyeceği, terörle ortak mücadele edilebileceği gibi maddeler bunun önünün tıkandığının göstergesi. Peki şimdi ordu içinde ordu olacak mı? Bu da Ankara için çok önemliydi. YPG”lilerin silahlarını bırakması ve yeni yönetime entegre olmasını istiyordu Ankara.HAKAN FİDAN”IN SÖZLERİHatta Dışişleri Bakanı Hakan Fidan yaptığı ilk açıklamada beklentilerini şöyle ifade etmişti; Toprak bütünlüğünün korunması, Kuzey Doğu”daki bir takım gaz sahaları, petrol üretimleri, hava limanları, sınır kapıları ve devlet kurumlarına entegre edecek. Kendi yönetimi altına alacak. Diğer yandan yeni yönetimin bölge için tehdit teşkil edecek yapıda olmaması. Terörizme yer verilmemesi.(DEAŞ ve YPG) Azınlıklara iyi muamele edilmesiyle kapsayıcı bir hükümet kurulması.Bu şartlarla bu anlaşmaya baktığımız zaman bir çok şey yerine gelmiş gibi duruyor. Uygulama da önemli olacak. Tekrar operasyon düzenlememek için Türkiye YPG”nin ne yapmasını bekliyordu. Bunu da yine Hakan Fidan açıklamıştı. “YPG”ye Türkiye, Irak, İran”dan gelen yabancı savaşçıların ayrılması, Suriye”yi terk etmesi. PKK”lı yönetim kadrosunun Suriye”yi terk etmesi. Ki İsimleri liste olarak Türkiye”nin elinde var. Diğer yandan geri kalanların silahlarını bırakarak yeni sisteme entegre olmaları.ORDU İÇİNDE ORDU OLUR MU?Şimdi burada acaba ordu içinde ordu olur mu? Bu anlaşmanın kapsamında bu var mı diye bakıldı. Görünen o ki PKK”nın komuta kademesi ve yabancı savaşçılar Suriye”den çıkacak. Bu anlaşmanın kapsamında bunun da olduğu ifade ediliyor. Yeni orduya dahil edilmemeleri üzerinde duruluyordu. Çünkü ileride bir isyan doğabilir. Olası bir iç savaş tetiklenebilir. Aynı endişe Suriye”nin yeni yönetiminde de vardı, sıcak bakılmıyordu. Tam entegrasyon üzerinde durulması ifade ediliyor. Ayrı kalmayacakları belirtiliyor. Anayasal haklar da Kürtlere tanımmış olacak. Gözden Kaçmasın Ahmet Hakan yazdı: Mezhep çatışmasına karşı yedi maddelik panzehir Haberi görüntüle MAZLUM ABDİ, ŞAM”A HAVA ARACIYLA ULAŞMIŞBenim edindiğim bilgilere göre bir süredir SDG ve yeni Şam yönetimi arasında görüşmeler devam ediyordu. Bu anlaşmaların tarihi aşağı yukarı 20 Şubat gibi hazırlandı deniyor. Ardından Mazlum Abdi dünkü imza öncesinde ABD ile görüştü, CENTCOM komutanıyla bir araya geldi. Onların onayıyla bu anlaşmaya imza attı. Edindiğim bilgilere göre Mazlum Abdi, Şam”a Haseke”den eşlik eden bir hava aracıyla ulaştı. CENTCOM komutanıyla da büyük ihtimalle Haseke”de görüştüğü varsayılıyor.Yeni Trump dönemi artık Suriye”ye yoğunlaşmak yerini yüzünü Asya-Pasifik”e çevirmiş durumdaydı. Suriye”de uzun zamandır ABD himayesi altındaki YPG”yi sistemine entegre ettikten sonra ABD”nin de askerlerini oradan çekmesi yönündeki beklenti giderek artmıştı. Bu anlaşmayla, arkasında ABD”nin onayıyla anlaşmanın imzalanması artık ABD”nin Suriye”deki askerlerinin orada kalmasının bir anlamı kalmadığı ve belli bir zaman aralığında oradaki askerlerini çekeceğini söylemek mümkün.İŞİD”LE MÜCADELEŞimdi YPG”nin varlığının gerekçelerden biri de biliyorsunuz, IŞİD ile mücadeleydi. Oradaki hapishanelerdi. Çok değil, bu hafta sonu beşli bir toplantı yapıldı Ürdün”de, Ve oradan önemli bir karar çıktı, bir bildiri yayınlandı. Bundan sonra oradaki hapishaneleri Suriye hükümeti devralacak, ama diğer ülkeler, komşu ülkeler de buna destek olacak. Bir ortak mücadele merkezi kurulması kararı çıkmıştı. Bu da ya Türkiye”de ya da Ürdün”de olacak. Henüz netleşmedi, görüşmeler devam ediyor. Ortak Mücadele Merkezi kurulacak. Suriye Hükümeti devralacak elbette oradaki hapishaneleri, Ama Suriye Hükümeti”ne bu devletler destek verecek. Bir ortak mücadele merkezi kurulacak. Dediğim gibi bu ortak mücadele merkezinin de ya Türkiye”de ya Ürdün”de muhtemelen kurulması bekleniyor. Henüz netleşmedi. Teknik görüşmeler devam ediyor. Ama bu hafta sonu atılan bu adım elbette YPG”nin son gerekçesini de ortadan kaldırmış vaziyette.SURİYE İLE ASKERİ İŞ BİRLİĞİ OLACAK MI?Şimdi şunu da söyleyeyim, Suriye Milli Ordusu için Türkiye”den, Türk Silahlı Kuvvetleri”nden destekli bir eğitim faaliyeti olacak mıdır? İleriki aşamalarda Suriye ile Türkiye arasında askeri işbirliği anlaşmalarının imzalanması da söz konusu olacak. Ve malum son dönemde bir askeri ateşe de atandı oraya. Önümüzdeki haftadan itibaren, bunun da altını çizeyim, askeri görüşmeler hızlanabilir. Hatta bazı ziyaretler de beklenebilir önümüzdeki haftadan itibaren. Bu noktada YPG”nin de bu anlaşmaya imza atarak artık yavaş yavaş Suriye Milli Ordusu”na entegre olacak olması o anlamda da önemli.

Source: Hurriyet.com.tr